19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ayukatlar hâkim istiyor • Haber Merkezi - Bodrum'da kurulan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hakim tayini yapılmazken, ilçede görev yapan Asliye Hukuk Hakimi Rıfat Nadir Uysal'ın tayin edildiği öğrenildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurülu Başkanlığı'na ımzalı bir dilekçe gönderen Bodrum'da görev yapan avukatlar. zaten zor koşullar altında çalışan Bodrum Adliyesi'nde Rıfat Nadir Uysal ile eşı Hakim Özen Uysal'ın tayiniyle işlerin tamamen aksayacağını ve içinden çıkılmaz bir hal alacağını belirttiler. Avukatlar, Uysal'lann tayini işlemlerinın durdurulmasını ve 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de bir an önce hakim atanmasını istediler. Erbakan'dan Yılmaz'a suçlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-RPGenel Başkanı Necmettin Erbakan. Başbakan Mesut Yılmaz'ı "23 Nısan Başbakanı"' olarak niteledi. Erbakan, RP grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Birkısım medya bu Mesut Yılmaz'ı pazarlamak için çırpınıyor. Ne kadar uğraşırsanız ugraşın, bu pazarda bu mala piyasa bulamayacaksınız arkadaş" dedi. YÖK'iin yıMönümü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve yasasının 16. yıldönümü üniversitelerde yapılacak eylemlerle protesto edilecek. 12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversitelerdeki anarşı ve terörü önlemek gerekçesiyle 6 Kasım 1981 'de kurulan, ancak antıdemokratik yapısı ve akademik özerkliği sekteye ugratması nedeniyle eleştirilen YÖK, 1990 yılından beri akademik çevrelerce protesto ediliyor. Taşpınar istifa etti • İstanbul Haber Servisi - Haciz karannı uygulamaya gelen 8 Mısırlı görevliyi bırakmayarak Istanbul'a getiren 'OBO Engın" gemisinin sahibi Vakıf Deniz Finansal ICıralama AŞ'nm Genel Müdürü Adnan Taşpınar ile Genel Müdür Yardımcılan Arzu Göker ve Kadir Dabaoğlu istifa etti. Taşpınar'ın yerine Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şube Müdürü Seyfettin Yabaş'ın atandığı bildirildi. 13.İSBJAK toplantısı • İstanbul Haber Servisi - tslam Konferansı Teşkilatı Ekonomik ve Ticari Işbirliği Daimı Komitesi'nin 13. toplantısı dün sona erdi. Toplantının kapanış oturumunu yöneten Devlet Bakanı Işm Çelebi, yaptığı konuşmada, 21. yüzyılın lslam ülkeleri yüzyılı olarak kutlanması gerektiğini vurgulayarak, bu amaçla, 2000 yılında îstanbul'da lslam ülkelerinin katılacağı büyük bir toplantı dûzenlenmesi teklifinde bulundu. Kaçak otopapk • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Valiliği'nin 1995 yılında, Eminönü Belediyesi'nden kaçak kısımlannın yıkımını istediği Cağaloğlu Mollafenari Sokak'taki inşaat, mühürlü olduğu halde yeniden otopark olarak kullanılmaya başlandı. Yakındoğu Halı ve Kilim Alım Satrm AŞ'nin sahibi Melih Atay, yıkım tamamlanmadan inşaatın otopark olarak kullanılmasına göz yuman Eminönü Belediyesi'nin suç ışlediğini söyledi. Atay, Hürnyet gazetesinin eski matbaa binasının bulunduğu yerde yapılan 1 inşaatın ruhsat ve eklerine aykın olarak yapıldığını, bunun da yapılan resmi incelemeyle tespit edildiğini belirtti. Hükümetin 'gün ışığmda yönetim' tasansıyla komisyonlara ifade vermek zorunlu Bilgi vermeyene cezaEMİNEKAPLAN ANKARA-55. hükümet. Su- surluk kazasının ardından yaşa- nan sürecin yinelenmemesi ve yönetimdeki çarpıklıklann sona erdirilmesi için "gün ışığmda yö- netim yasa tasansı" hazırlıyor. Tasan, yönetimin denetlenmesi, Meclis araştırma komisyonlan- na bilgi vermeyenlerin cezalan- dınlması, yurttaşların bilgi ve belgelere ulaşabilmesi ve toplu karar organlanrun toplantılannı izleyebilmesini amaçlıyor. Tasa- n için hazırlanan ön taslakta. "Eğer yüce Meclis bu degisiklik- leri gerçekleştiremezse ülkemiz- de idare tamamıyla denerimsiz kalacak ve Türkiye Cumhuriye- ti kendi evinin içini temiztemek- ten aciz bir ülke konumuna dü- şecektir" denildi. Hükümet, Susurluk ve ben- zeri olaylann açığa kavuşturul- ması, yönetimin açık hale getiril- mesi ve sistemdeki tıkanıkhkla- nn önüne geçilmesi için "gün ışığmda yönetim" uygulamasına geçmeyi planlıyor. Gün ışığında yönetim başlığı altında, "Genel idare usul yasası, bilgi edinme öz- gürlüğü yasası, TBMM'nin say- gmbğınm korunması yasası" ıçın çalışmalara başlandı. Başbakan- lık ve Adalet Bakanhğı yetkili- lerinden oluşan bir komisyon ku- rulurken ABD ve Avrupa ülke- lerinde uygulanan sistemler de incelemeye alındı. Yasa tasanla- nnın hazırlanması aşamasında Basın Konseyi ile işbirliği yapı- lacak. Yasa tasanlan için hazır- lanan ön taslakta, Susurluk son- rası gelişmelerin yönetimin ken- di kendini denetleyemediğini or- taya koyduğuna dikkat çekilerek hatalann düzeltilmesi yoluna gi- dilmesi yerine örtbas edilmeye çalışıldıgınaişaretedildi. Meclis araştırma ve soruşturma komis- yonlannda büyük sorunlar ya- şandığı vurgulanan taslakta. Su- surluk Araştırma Komisyonu için şu değerlendirme yapıldı: "Bazı kişfler. komis>onda açık- ça yalan söylemişlerdir. Bu kişfle- rin yalan beyanda bulunduklan ortaya çıküğı halde bu kişiler hak- kında hiçbir işlem yapılamamıştır. Bazı kişiler ve kuruluşlar, komis- yona hiç bilgi vermenüşler ya da çağnküklan halde gelmemişler- dir. Komisyon, devlet sım ve tica- ri sır kapsamma giren hususlan araşanunanuşar.'' Taslakta, Batı ülkelerinde uy- gulanan sistemlerden ömekler verilerek komisyonlan yanıltan, yalan beyanda bulunan, belgele- ri yok eden ve komisyonlara gel- meyen kişileri TBMM'ye saygı- sızlıktan dolayı cezalandıracak bir yasa değişikliği yapılması ge- rektiği belirtilerek soruşturma ko- misyonu başkan ve üyelerinin ya- salara aykın biçimde soruşturma- yı yürütmeleri durumunda ceza- landınlmalan gerektiği vurgulan- dı. Taslakta, "Eğeryüce Meclis bu degişiklikleri gerçekleştiremezse ülkemizde idare tamaımyla dene- timsiz kalacak ve Türkiye Cum- hurtyeti kendi evinin içini temide- mekiten aciz bir ülke konumuna düşecektir. Bununla da yetinme- meîi, ülkemirin tekrar Susurluk kazası öncesinin koşullaruıa dön- memesi için gereken tedbuieri al- mahyız" denildi. "Bilgi edinme özgüriüğü yasa tasansTnda. tüm yurttaşlara giz- Ii nitelikte ohnayan resmi belge- lerin incelenmesi ve örneğinin alınabilmesi olanağı getirilirken isteyen her yurttaşın Meclis, en- cümen, kurul ve benzeri toplu ka- rar organlannın görüşmelerini serbestçe izleyebilmeleri öngörü- lüyor. Taslakta, açık yönetimin yönetimde objektifliği ve taraf- sızlığı sağlayacağı, yolsuzluk ve kirlenmeleri azaltacagı vurgula- narak "Halkın kendisiyle Ogfli ka- rariara kanhmuu. tşin sorumlu- sunun belli olmasını ve böylece so- rumluluktan kaçmanın önleo- mesini sağladığı gibi hizmette kalitenin artmasuıa da yol açar" denildi. B a y k a l , s o l d a b i r l i k ç a ğ r ı s ı n ı y i n e l e d i CHP 54'e lüaşti, sayıbüyüyecek• DSP'den istifa eden Veli Aksoy, Hilmi Develi, Yüksel Aksu ile ihraç edilen Bülent Tanla ve Bekir Yurdagül CHP'ye katıldı. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - DSP'den istifa eden lzmir Millet- vekili Veli Aksoy, De- nizli Milletvekili Hilmi Develi, Bursa Milletve- kili Yüksel Aksu ile da- ha önce ihraç edilen İs- tanbul Milletvekili Bü- lent Tanla ve Kocaeli Milletvekili Bekir Yur- dagül dün törenle CHP'ye katıldılar. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin san- dalye sayısını 54'e yük- selten yeni milletvekil- lerini kırmızı karanfil- lerle karşılarken; " CHP künse- nin Idşisel mab değfldir, bu dfi- riist arkadaşlann elbette CHP'de yeri vardır. Bu tip insanlann bun- dan sonra da CHP'de yeri ola- caktir" sözleriyle yenı katılımlar beklendiğinin işaretini verdi. CHP lideri, hükümetin Susurluk konusundaki yaklaşımı konu- sunda "Topu taca atmak istiyor- lar. Aradığımız Susurluk sanık- lan değiL, sanıklann cezasmı ve- recek olan hukuk düzeninin Tür- Idye'de olup olmadığıdır" eleşti- risini dile getirdi. 24 Aralık 1995 seçimlennden bu yana parlamentodakı 49 olan sandalye sayısını aynen koruyan tek parti olan CHP, dün 54 mil- letvekiline ulaştı. Grup toplantı- sındaki tören sırasında 5 millet- vekilinin yanı sıra, DSP Genel Başkan Yardımcısı Onder Bül- büloğlu ile Yozgat Osmanpa- CHP lideri Baykal partisinin sandalye savısını 54'e yükselten yeni millenekillerini kırmızı karanfillerle karşılarken; "Bu tip insanlann bundan sonra da CHP'de yeri olacaktir" sözleriyle yeni kabhmlar beklendiğinin işaretini verdi (Fotoğraf: AA) Meclis aritmetiği RP ANAP- DYP DSP- CHP DTP- BBP MHP- DP BAĞ- BOS ....150 139 91 64 54 . 21 8 2 1 18 2 şa'nmRPden istifa eden beledı- ye başkanı Abdnllah Yaşar ve DYP'den istifa eden Umutlu Be- lediye Başkanı Ühan Koçak'la, Sankent Belediye Başkanı Na- dir Ertuğrul da CHPye geçti. CHP milletvekilleri yeni katılan- lan ayakta alkışlarken Baykal da kendılerine kırmızı karanfiller verdi. Baykal, "siyasetin yozlaştığı, doğrultu tutarİılığmdan sapma- lann yoğunlaştığı'' bir ortamda milletvekillerinin bir iktidar par- tisinden muhalefet partisine geç- mesinin önemine dikkat çekti. Millervekillerinin Türkiye'ye büyük bir "siyasi ahlak dersi" verdiğinı vurgulayan Baykal, "Bu arkadaşlanmızm içinde bu- lunduklan partiden aynlmak mecburiyetinde kalmalan ve bu mecburiyeti sosyal demokrat bir partide göğüslemeleri büyük önem taşıyor. Bu arkadaşlann el- bette CHP'de yeri vardır. CHP kimsenin kişisel malı değüdir" dedi. Baykal "esld CHP'K" Veli Aksoy'u "Aynuk parantezini ka- patiyonız" sözleriyle selamlar- ken "İmzalan atıvorum, sonra üye değildi tartışması olmasın" sözleriyle de DSP'deki üyelik hukuku tartışmalannı ima etti. CHP'ye yeni katılanlaradına söz alan Bekir Yurdagül de "ağlaya- bilirim" sözleriyle heyecanını vurgularken bütünleşme giri- şimlerine "bulunduklan zemin- den gereken yanıti alamadıklan- m" söyledi. Yurdagül. "CHPçatısıaltmda sosval demokratlann birliğine katüırken geride bizimle aynı kaygılan taşıv an birçok arkada- şımızm kaldığını bUiyorum. İna- nryorum ki bu arkadaşlanmız da çok geçmeden Türkh e'nin kade- rini değiştirecek güçlü bir soi ik- tidann yolunu açmak için adını- lar atacaklardır. Türkiye'nin ge- tirildiği bugünkü durumun so- rumlusu olan, sağ partilere kol- tuk değneği oünak yerine solun güç biıiiği vapıp tek başına ikti- dan için uygun ortamın değer- lendirilmesi gerektiği ne inanıyo- nım" dedi. Baykal daha sonra son siyasi gelişmeleri değerlendirirken enflasyonun patladığını. hükü- metin bunu mazur gösterecek hiçbırgerekçesi olmadığını söy- ledi. Hükümetin 1998'e dönük umutlar dağıtıp. hikâyeler anlat- tığını savunan Baykal, "Bütçe çok ciddi hesap hatalan taşıyor. Hükümetin 1997 ekonomik kar- nesi kınklarla dolu" dedi. Bay- kal, Susurluk konusunda da hü- kümetin sorumluluğunu yerine getirmekten uzak durduğu, "To- pu taca atma gay retlerine girildi- ği, yavaş yavaş eUeriniyıkayıp, bi- zi ilgilendirmez, deme hazıruğı yaptıklannr söyledi. Baykal, ~Aradığımız Susurluk saruklan değU, sanıklann cezasmı verecek bir hukuk düzeninin Türkiye'de olup olmadığıdır. Smav veren Su- surluk sanıklan değiL devietin ta kendisidir" diye konuştu. Bir partilinin " Hükümet olaym için- de olursa ne olur" diye bağırma- sı üzerine de Baykal, "O da fe- laketin ta kendisi. Susurluk ola- ymın aydınlatılmasının önünde hangi engel varsa, onu aşmasuu beklediğimiz meşru güç bu hü- kümettir" dedi. Baykal, hükü- metin dış politikasını eleştirir- ken de "Dün savaşa giriyorduk. bugün banşı yakaladık. Bunlar dış politikada mazur görülebüe- cek olaylar değü" değerlendir- mesini yaptı. Osmanlı arşivlerine aşçı tasnifçi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAHYOL hükümetinin, 100- 150 mih/on maaş ve 6 ikramiyeli Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri'ne, meslekleri farklı olmasına karşın 280 kişiyi sözleşmeli tasnifçi kadrosunda görevlendirdigi belirlendi. Aralannda Başbakanlık aşçısı Mehmet Yümaz ve RP eski Sinop tl Başkanı CemalŞen'in de bulunduğu 280 kişiye seviye tespit sınavı yapılacak. Osmanlı arşiv belgelerini tasnif etmek için Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde çalışan sözleşmeli 280 Osmanlı arşiv belgeleri tasnifçisinin başka kurumlarda çahşmasma karşın bu kadrodan maaş aldıklan ortaya çıktı. Kadrosu Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde görünen Mehmet Yılmaz. Başbakanlık îdari ve Mali Işler Daire Başkanlığı'nda aşçı olarak çalışırken eski RP Sinop II Başkanı Cemal Sen"in de bu kadrodan maaş aldığı belirtildi. Kadrolan tasnifçi olmasına karşın değişik görevlerde çalışan kişilerden bazılan şöyle: Salih Dutoğlu (Halkla tlişkiler Daıre Başkanlığı), İhsan Şener (TBMM), M. tihan Yazganakıran (Basın Müşavirliği), E. Merih Yılmaz Pfeker (Halkla llişkiler Daire Başkanlığı), M. Niyazi Mahmutoğlu (TlKA). Emd Öncü Atilla (Başbakan Müşavirliği). Cumhurbaşkanı Demirel, 4. Uluslararası Türk Kültürü Kongresi'nde konuştu 'Kiiltür etkfleşmesi yozlaşma değîl' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ülkeler arasında kültür alışverişinin kaçınılmaz olduğu- nu, kültürel etkıleşimin yozlaş- ma olarak görülmemesi gerekti- ğini vurgulayarak, "Bir toplu- mun kendi kültürünü araması da bölücülük değU, tersine buieşti- riciliktir" dedi. 4. Uluslararası Türk Kültürü Kongresı dün. Türkiye'den 107. Türk topluluklan ve yabancı ül- kelerden 92 bılim adammın katı- limıyla Ankara'da başladı. Kong- renin açılış törenine katılan Cum- hurbaşkanı Demirel, Türk dün- yasının ortaklığının köklerinin tarih ve dil olduğunu vurgulaya- rak. bu kökleri aramanın geçmiş- ten geleceğe köprü kurmak anla- mına geldiğini belirtti. Ortak kül- tür coğrafyasının ulu bilgeleri olarak nitelendirdıği Ahmet Ye- sevi ve Gül Baba'nm. "Dünyada sizden farklı olanın gözüyle ba- kabilmeyi öğrenin. Zira, tüm in- sanlar kardeştir*' çağnsını anım- satan Demirel. u Bu mesaj, bizie- ri birbirimizi bağlavan ortak zih- Burhan Felek ödüüeri dağıtıldı Türkiye Gazeteciler Cemheti eski başkanlanndan şeyhülmuharririn Burhan Felek Basın Hizmet Ödülleri Türkiye Gazeteciler Cemheti Burhan Felek Konferans Salo- nu'nda dün düzenlenen törenle sahiplerinc verildi Felek, ölümünün 15. yıldönümü nedeniyle dün sabah mezan başında anıkü. Karacaahmet Mezarlığı'ndaki törende TGC üyeleri ile Burhan Felek Spor Kulübü öğrencileri mezara çiçek bırakıp say gı duruşunda bulundular. TGC Yönetim Kuru- lu, ödülü bu yıl, "TGC'nin 50. yılıru tamamlaması nedeniyle Türk basmına 50 yüı aşkın süre ile seç- kin hizmetler vermiş ve yaşı 70M aşmış üyelerin tümüne verilmesi karannı" aldı. Anı plakeri verilen 39 gazetecinin isimleri şöyle: "Ali Sema Aydoğdu, Orhan Mete, Faruk Fenik, Ali Niyazi Tarman, Fah- rettin Pakkan. Altemur Kılıç, Selçuk Çandarlı. Hüsamettin Bozok, Kemal Gezer, Şevket Evliyagil, Halit Kıvanç, M. Nezih İzmiroğullan, Osman Karaca. Kemal Baysal, Talia Dona, Ferhunde L Iküsei Halil Nusret Ertüz. Ziya Hunerman. Fahir Erdil. Doğan Can, Saim Tıralı, Firuzan Hüsrev Tokin, İbrahim Çamlı, Şahap Ayhan, Nurullah Bannıan, İstem Atakanı, Orhan Yüksel, Fahir Taner, Saim Tunalı. Behzat Banş, Agop Avvaz, Reha Oğuz Türkkan, Samim Akayoğlu, Kemal Bağlum, İlhami Şükrü Polatay,M.FuatBüte,M.RagıpBatumlu veNebUFanl Aslan."(Fotoğraf: UĞUR DEMİR) niyet ve mana dünyasının gök- kubbesidir: yereüe evrensel ara- sındaki altın dengeye götürecek kapının anahtandn-" diye konuş- tu. Uluslar arasında kültür alış- verişinin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Demirel. farklı kül- türlerin birbirlerini etkileyeceği- ni, bunun yozlaşma olarak görül- memesi gerektiğini söyledi. De- mirel, "Kendi kimligiınİ7L, kişiü- ğimizi muhafaza etmek esastir. Ancak, bu kimHgimİ7İn insanhk şekündetanımladığııruz ortak üst kimliğimizJt karşılıklı Uişki ve et- küeşimini göz ardı etmemek gere- ldr" dedi. Bir toplumun kendi köklerini aramasının rahatsız edi- ci bir dunım olmadığını kayde- den Demirel, bir toplumun ken- di kültürünü aramasının da bölü- cülük değil. birleştiricilik oldu- ğunu belirtti. Kültür hazinelen- nin ortaya çıkanlmasının hem geçmışe hem de geleceğe bir borç olduğunu kaydeden Demi- rel, milli kültürün öncelikle dille ilintili olduğunu belirtti. Ortak kültürlerin köklerinin araştınlmasında tarih ve dilin üzerinde öncelikle duruhnası ge- rektiğini anlatan Demirel. "Dev- ietin temeK küMrdür" diyen Atatürk'ün çağdaş uygarlık dü- zeyine ulaşılması hedefinin, Türk dünyasının hedefi olduğu- nu söyledi. Türk topluluklan ara- sında tarihten ve ortak kültürel mirastan kaynaklanan bir yakm- laşma ve beraberlik ateşinin yan- dığını vurgulayan Demirel, bu ateşin korunması. beslenmesi ve büyütülmesi gerektiğini söyledi. POLİTtKA GUINLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Bağlantı... Susuriuk kazasıyla ortaya çıkan çetelerin kollan ne- reye kadar uzanıyor? Abdullah ÇatJı ve Yaşar Öz'e verilen yeşil pasa- portlann arkasında kimler var? Gazi olaylan sırasın- da gencecık insanlan öldüren keskin nişancılar şim- di nerede? Beşyıldırsüren mahkemede, Sıvas katliamı sanık- lan niçin cezalandınlmıyor? Mehmet Ali Yaprak han- gi amaçla kaçınlmıştı? Haluk Kırcı nerede saklanıyor ve neden yakalana- mıyor? MİT muhbiri ışadamı Tank Ümit'i kimler öl- dürdü? Bu sorulann yanıtlan yok!.. Acaba ANASOL-D hükümetinin çıkaracağı bir piş- manlık yasası, Susurluk düğümünü çözebilir mi? Görülen o ki bu düğümü çözmek çok zor... Radikal gazetesinden Avni Özgürel, Devlet Baka- nı Eyüp Aşık'a soruyor: "Mehmet Ağar'/ da aşan bir siyasi bağlantı olup olmadığı konusunda ne söyleyebilirsiniz?" Aşık: "Bunu daha önce de gördüm şimdi de görüyorum. Bu kanaatimde hiçbir değişiklik olmadı. Mesela ga- zeteci kimliği taşıyan Mehmet Şehirli diye bihsı var. Sanyer Savası'na komplo kuran kişı. Bu şahsın da- ha önce de Özer Çiller'/e münasebeti olduğunu bı- liyordum. Sık sık yalıda Çillerler'le beraber olduğu- nu da biliyorum. Görüştüğü günler bildiriliyordu. Bu kişi kumar mafyasıyla irtibatı sağlıyor. Sami Hoş- tan'/n kimlerle görüştüğünü, buna ilişkin telefon ka- yıtlannın ortaya çıkanlmasının önemini hep söyle- dim. Isranmın altında Çillerdışında bırsebepyok. An- cak şu ana kadar o bağlantılann belgelenip belge- lenmediğini bilmiyorum. Ama görünen o ki bu adam hâlâ aynı yönde faaliyetini sürdürüyor. Çillerler'le ara- lanndaki bağlantı konusunda ise bana bir şey soran olmadı. Mahkerne dahi daha o konulara girmiş de- ğil. Ciddi biryargılama söz konusu olsa belki bazı sa- nıklar ifadelerinde bunu söyleyecekler." CHP'li Fikri Sağlar da 'Susurluk fotoğrafı 'nda kim- ler olduğunu aylardır söylemiyor mu? Sağlar, şöyle diyor: "Fotoğrafta olanlar son takım. Bu takım da Çil- ler'in takımı. Bu takımın oyunculan var. MehmetAğar, Sedat Bucak, İbrahim Şahin, Abdullah Çatlı..." Şimdi bir soru: "Bu takımı bugüne dek hangi güçler korudu? Iti- rafçılardan koruculara ve gûvenlik güçlerine dek pi- ramidin tepesinden aşağılara doğru nıçın inilmedi?" • • • Susurluk Komisyonu Başkanı ve Nevşehir RP Mil- letvekili Mehmet Elkatmış, Balıkesir'de sanayici ve işadamlanna yaptığı konuşmada bakın ne diyor: "Askerle ilgili belgeler, Susurluk raporundan çıka- nlmıştır. Bu belgeler çok önemlidir. Demek ki birileri Susuhuk'un çözülmesini istemiyor." Elkatmış, konuşmasına şöyle devam ediyor: "Susurluk tamamen menfaata bağlı olduğu için bu işte eroin ticareti yapanlar da var. Bunlar tamamen Batı ülkelehyle bağlantılıdır. Birçok Batı ülkesinin Su- surluk işinde bağlantısı vardır..." Emniyet Istihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Ha- nefi Avcı ise ilginç bir yaklaşımda bulunuyor: "Askeriyle, MlT'iyle, emniyet teşkilatıyla topyekûn birdirenmevar'..* Devlet Bakanı Eyüp Aşık, Avni özgürel'in "Siz Su- surlukhadisesine baştan beri ilgigöstermiş birinsan- sınız. Pek çok bilginin size aktığı biliniyor. Savaş Kut- lu'ya bunlan aktarmadınız mı" sorusuna oldukça dü- şündürücü yanıt veriyor: "Ben bunca açıklamayaptım. Konuya olanca me- saimi verdim. Ne Içişlen Bakanı ne Kutlu Bey, 'Bize şu konudayardım edebılirsiniz' demedi. Veli Küçük, Kocaeli çetesi, Ömer Lütfü Topal hadisesi gıbi ko- nularda bilgi sahibi olduğum malum. Ama bana her ikisinden de bir talepte bulunulmadı..." Anlatılanlan alt alta koyduğunuz zaman akla gelen soru şu: "Susurluk çetesinin çözülmesini istemeyen güçler kim?" Bir başka soru: "Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Kıray'/ kaçınp öldürenler kim? Cantürk'ün avukatı Medet Serhat'/ otomobilinde delik deşik edenler emri kim- lerden aldı?" • • • RP'liler ve 'Nurcularla' bağlantısı olduğu iddiaedi- len Hanefi Avcı'nın, Susurluk çetelerinin ortaya çıka- nlmamasını askerierin üzerine atmak istemesinin bir nedeni var mı? Elbette var! Çünkü 'şeriat tehdit'\n\ askerier gündeme getirdi. Necmettin Erbakan, Susurluk çetesıyle ilgili ıddi- alan 'fasa fıso' deyip geçiştirdi. Şevket Kazan. 'Sü- rekli Aydınlık İçin BirDakika Karanlık' eylemıni "mum söndü" diye nrtelendirdi... Susuriuk'ta birileri bizi kandınyor... Acaba kimler?.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnetcom Faks numaramız: 0212/513 90 98 Dünya Cazeteler Birliği Ozgürlüğün Altın Kalemi ödülü Hoat'ın İstanbul Haber Servisi - Dünya Gazeteler Birli- ği 'nce(WAN), 1998 Öz- gürlüğün Altın Kalemi Odülü'ne halen ceza- evinde olan Vietnamlı gazeteci Doan Yiet Hoat layık görüldü. WAN Başkanı Jayme Sirotsky, Türkiye'de ba- sını kısıtlayan birçok ya- sa olduğunu belirterek "Eğer Türkiye, AB'nin genişleme müzakereleri- ne kanlmak istiyorsa, ba- sın özgürlüğüne karşı köklü tedbirler ahnasıge- rekryor" dedi. WAN Yönetim Kuru- lu dün Çırağan Oteli'nde basın toplantısı düzenle- di. Toplantıda, 1998 Yılı Ozgürlüğün Altın Kale- mi Ödülü'nün halen ce- zaevinde bulunan Viet- namlı gazeteci Doan VT- et Hoat'a verildiği açık- landı. Toplantıda, geçen 21 yıhn 19 yılını ceza- evinde geçiren Hoat'ın, demokrasi adına yazdığı yazı ve beyanlan nede- niyle halen hapiste oldu- ğu belirtildi. WAN Genel Direktö- rü Timothy Bakling de, Türkiye'de düşünce suçu işledikleri gerekçesiyle cezaevinde bulunan ga- zeteci ve yazarlann sayı- sı hakkında tartışma ya- şandığını belirterek "VVAN'ın genel görüşü, bu sayının hâlâ çok y ük- sek olduğudur. Bu du- nım demokratik bir ül- kede kabul edilemez. Ge- çen birkaç ay içinde Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel ve Başba- kan Mesut Yılmaz bu ko- nuda olumlu beyaniarda bulundular. Dolayısıyla kendOerhlegörüşerek bu sorunun çözüme kavuş- rurulmasını isteyeceğiz. Bu sorun çözülürse, Tür- kiye demokratik ülkeler arasında layık olduğu ye- ri alacakor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle