Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26OCAK1997PAZAR
DEĞÎŞEN DÜNYADANHÜSEYİN BAŞ
Güney Kore'de. öğrencılerin de
katılmasıvla gûçlenerek birayı aşkjndır
süren grevler. iktıdann gerek yeni çahşma
yasası. gerekse de iç güvenlik ve haber
almaservislennin güçlendirilmesi
konusunda •geri adım' atmasıyla. en
azmdan şimdihk. sona ermış görünüyor.
Ancak bu, sorunun bütünüyle çözüme
ulaştığı anlamına gelmiyor. Atılan 'geri
adım', küreselleşme ve onun kutsal kuralı
"uluslararası rekabet' adına. muhalefeti
hılelı bır bıçimde dışlayarak yangından
mal kaçınrcasma parlamentodan
geçinlen. büyûk sermayeye ödün üstüne
ödün vermesıne karşılık işçilerin müesses
haklannı tırpanlayan (işten çıkanlmalann
kolavlaştınlması. ış saatlennde daha fazla
esneklik. sendıkal çoğulculuğun
yasaklanması, gre\e katılan işçilerin
yerine yenilerinin alınması vb.) yeni
çahşma yasasının bir kez daha
görüşülmesinden ibaret.
Söz konusu yasalar, anımsanacağı üzere,
muhalefetın yasanın oylanacağı
oturumdan sadece yırmı dakıka önce
Güney Kore'de demokrasi savaşıhaberdar edılerek sabahm köründe yedi
dakika gibı rekor bir sürede oylanmış ve
hileli bir bıçimde parlamentodan
geçirilmışti. Bu yüzden, iktıdann 'söz
konusu yasalann' yeniden
görüşüleceğiyle ilgili sözlerine ve bu
görüşmelerden sağlıklı bir sonucun
çıkabileceğine güvenmek kolay değil.
Nıtekim. Devlet Baskanı Kim Young-
sam'in, geçen 26 arahkta parlamento
tarafından kabul edilen yasalann
yürürlükten kaldınlmasının söz konusu
olmadığını açıklaması. 'geri adımının",
tutuklanan sendıka liderlerinin serbest
bırakılmalan dışında, en azından şimdilik.
ciddiye alınacak herhangi bir somut kanıtı
görünmemektedir. Diğer taraftan,
sendikalar da. grevleri askıya almakla
birlikte, devlet başkanının yasalann
yeniden tartışılacağiyla ilgili sözlerini
kuşkuyla karşılamışlardır. Biri hükümete
yakın iki büyûk sendika konfederasyonu,
iktidann vereceğini öne sürdüğü ödünleri,
kuşkusuz yetersiz görerek, bütünüyle
reddetmiştir. Dahası, işçileri 18 şubatta
yeniden 'genel greve' çağırmıştır. Bu.
işçilerin iktidara güvenmediğini
kanıtlamaktadır.
Grev hareketlerinin patlak vermesinin
önde gelen nedeni. kuşkusuz. ülkenin bir
süredir içınde bulunduğu derin ekonomik
kriz. Dünyanın 1. ekonomik gücü olarak
kısa bir süre önce OECD ülkelerine dahil
olan Güney Kore'de büyüme hızı
1995'teki yüzde 9.2'den, yüzde 5.5'e
gerilemiştir. Işsizlik yüzde 2.5 artmış,
enflasyon yüzde 6.7'ye tırmanmıştır.
Başka ekonomik göstergeler de Güney
Kore ekonomisinin eski dinarrüzminden
çok şey yitirdiğini ortaya koymaktadır.
tktidara göre krizin tek sorumlusu, otuz
yıldan bu yana son derece kötü çalışma
koşullan altında yok pahasına köle gibi
çahşmalannın karşılıgında elde edilen
zenginlikten çoktan hakettikleri payı talep
ederek, on yıldan bu yana doğru dürüst
ücrete kavuşan işçilerdir.
Oysa işçiler bunun tam tersi görüştedir.
Onlara göre "Ulke ekonomisinin rekabet
gücünün yeterfi olmadığı açıktır. Bu
yüzden de reform gereküdir. Ancak krizin
faturası salt işçilerin sırüna yükJenemez.
Büyük sermaye gruplaruun iktidariannın
da kısıtlanması ve bağımsız gjrişimcUerin
destekleıunesi, gerekljdir."
Sorunun yaşamsal önemdeki bir başka
yanı da demokratikleşmedir. Dünyanın en
büyük 11. ekonomik gücüne sahip bir
ülkede, demokratik ve sosyal haklar,
ekonominin çok gerisinde seyretmektedir.
Kwon'un 500.000 üyeli merkez sendikası
Hankuk-no-dong'un, 'yasadışılığı'
sürmektedir. Devlet ve öğretim
görevlilerinin de yer aldığı kamu kesimi
sendikalaşma hakkından yoksundur. Grev
yapan işçiler. bu yüzden, sendikal
örgütlenme ve sosyal haklannı korurken.
aynı zamanda demokrasi için de savaş
vermektedır.
Claude Chancel'ın bu sütunlarda yer alan
konuyla ilgili yazısında da değindiği gibi.
Güney Kore'de, krizin atlatılmasında
büyük sermaye kartını oynayan. bunu
dayatmak için de eskinin dikta
yöntemlenne öykünen iktidarla, müesses
haklannın korunması ve demokraside
mesafe alınması yönünde kararlı işçiler
arasındaki 'kol güreşi', henüz sona ermiş
değildir. K-im Young-sam ıktidannın
işçilere. bırakınız yeni demokratik ve
sosyal haklar tanımayı, küreselleşme ve
rekabet adına işçilerin edinilmiş haklannı
geri almayı hedefleyen '>>eni çalışma
yasasından' vazgeçmediği sürece sosyal
ve ekonomik çalkantı durulmayacaktır.
tktidann söz konusu yeni çalışma
yasasına koşut olarak iç güvenlik ve
haberalma servislennin
güçlendirilmesiyle ilgili yasayı da
yürürlüğe sokmak istemesi, grevleri,
eskinin zor yöntemlerine başvurarak
hizaya getirmeyi amaçladığının somut
kanıtı olarak görünmektedir.
Güney Kore'de. demokrasinin ülkenin
ekonomik gücü düzeyine getirilmesinin
savaşı başlamıştır.
Demokrasi savaşının sonuç alınıncaya
kadar devam edeceğini ileri sürmek
kehanet sayılmamalıdır.
HÜSEYİN BAŞ
Başkan Kim Young-sam
şu sıralar Günev Kore'nın
gelişmiş ülkeler arasında
yer alması tutkusundan
kaynaklanan güçlüklenn
acı deneyimini yaşamak-
tadır. Aralık ayında, kırk
yıldan az bir sürede refa-
hın kapılannı zorlayan Ko-
re. bugün dünyanın on bı-
rinci ticari gücü halıne gel-
miş, "zengüıler kıüübü",
Ekonomik Kalkınma ve Iş-
birliği Örgütü'ne (OECD)
kabul edilmesiyle de bu
statüsü onaylanmıştır.
Ancak, küreselleşmenin
salt pazarlann açılması ve
serbestleştirme olarak
ödenmesi olanaksız bir si-
yasal bedeli debulunmak-
tadır. Bu ise sanayı ülkele-
nndeki demokratik işleyi-
şı meydana getiren ılkele-
re ve yöntemlere saygılı
olmayı gerektirmektedir.
15 ocak grev eylemi, beklenildı-
ği ölçüde izlenmiş değildir. Ama bu,
sıradan sendikal taleplerin ötesine
gıden bir sosyal çatışmanın siyasal
yanının ortadan kaybolduğu anla-
mına gelmemektedir. Ekonomik ba-
şanlan nedeniyle "birinci" dünya
ülkelen arasmda yer almasıyla. hak-
iı olarak övünse de, Kore çalışanla-
nna, benzerlerinm yararlandıklan
örgütlenme özgürlüğü ve bunun so-
nucu olarak da diledikleri sendika-
lan oluşturmalan güvencesini artık
reddetmesi mümkün görünmemek-
tedir. Ayrca, tecrit edılmek riskini
göze almadan, karşı çıkılan ve mu-
haliflerini susturmaya yönelik bas-
kı yasalannı çabucak onaylamak için
parlamenter yöntemlere başvurul-
ması da olanaksızdır. Nihayet, eko-
nomik kuruluşlannın dış dünyaya
yayılması ve açık küresel tutkulan.
kore'nin, ıç sorunlannı, uluslarara-
sı kamuoyunu hesaba katmadan çö-
züme ulaştırmasına da izin verme-
mektedir.
Aksi durumda bu, aralannda yer
alınması düşünülen gelişmiş ülkeler
topluluğunda kendisini daha başın-
dan tecrit etme nskini getırecektir.
Seul hükümetinin, muhaliflerinin
hakkından gelmek için otoriter yön-
temlere başvurmasının dış ülkeler-
de yarattığı endişe böyle bir riskın
varlığını yeteri açıklıkla ortaya koy-
maktadır. Sorun, salt görüntüyle il-
gili değildir. Kore dersinin yanma-
dayı aşan sonuçlan olabilir. Kore,
OECD ve 1991 'den bu yana üyesi bu-
lunduğu Uluslararası Çalışma Ör-
gütü'ne (OIT) sınai ilişkilerle ilgili
yasalannı. uluslararası normlara uy-
gun duruma getireceği sözünü ver-
mişti. Intikal dönemindeki ekono-
milerin -örneğin Çin'in- Dünya Ti-
caret Örgütü OMC'ye girerek ulus-
lararası örgütlerle bütünleşmesinin
gündemde olduğu bır sırada, Ko-
re'nin konuyla ilgili yükümlülükle-
rini hafife alması, arzu edilen deği-
şimleri gerçekleştirecek bir bütürüeş-
menın yaran konusunda sona işaret-
len yaratabilecektir. Seul. gelişmiş
ülkeler kulübü olan OECD'ye dahil
olma tutkusunu zar zor tatmin etti-
ği bir sırada, Uluslararası Çalışma Ör-
gütü'nün (OIT) düşündüğünün tam
tersi yönde bir yasavı kabul etmiş-
tir. Yann. uluslararası ticaret örgü-
tüne girdikten sonra Çin. pazannı
serbestleştrime sözünü tutacak mı-
dır?
Bu kriz. uluslararası tepkilerdışın-
da. Kore toplumunun gelişmesine
olduğu gibi, yaşam düzeyi ve öz-
gürlükler konusunda daha duyarlı
olan sıvil toplum ile geçmişin ikti-
dar yöntemlerinı benimsemek iste-
yen yöneticiler arasındaki uçuruma
da tanıklık etmektedir.
Karşı-iktidar yokluğu
Sendikal topluluğun ve kamuoyu-
nun bir bölümünün (öğretim dün-
yası, dinsel örgütler) çalışma haya-
tıyla ilgili yasaya karşı harekete geç-
melerinde. genç Kore demokrasisi-
nin işleyişinde bu zamana kadar rol
oynamayan ara katmanlann da yer
almasını. yeterli açıklıkta olmasa da,
bir uyanışın belırtisi olarak görmek
olasıdır. Kore, haklı olarak, ekono-
mik başanlanyla olduğu gibi, on yıl-
dan bu yana siyasal rejımin, askeri
diktatörlükten demokrasi> e geçme-
siyle de övünebilir. Bununla birlik-
te. demokrasi. daha çok müessese-
ler düzeyinde kalmıştır. Yöneticile-
rin mantalitesi değişmemiştir. Uzlaş-
ma, daha çok cepheden saldınya
prim veren siyasal törelere henüz
girmemiştir.
Siyasal demokrasi. kişi başına ge-
lirdeki şaşırtıcı artış. her zaman, sos-
yal demokrasi ile eşanlamlı değildir.
Öte yanda siyasal dünya da, karşı-
iktidardan bütünüyle yoksun kal-
mıştır. Büyük bölümüyle sermaye
yığişımının sahipliğinde olan basın,
sosyal olaylarda, bagımsız Hankyo-
reh gazetesi dışında, son derece mu-
hafazakâr bir tutum içindedir. Bu
ise, fıkirtarhşmalannı kolaylaştırma-
maktadır.
Devletin, popüler bir yasallık ka-
zandığı durumlarda. kamuoyu daha
az duyarlı olmaktadır. Topluma eko-
nomik gelişmenin de yardımıyla bir
tür siyasal uyuşukluk egemendir. tk-
tidann muhalefeti engellemesi yüzün-
den de, ara katmanlar, özellikle de
bagımsız sendikalar daha sert tutum
almaya itilmiştir.
Mucizenin mimartan
Bir reform yılından sonra göreve
başlayan Kim Young-sam, güç kul-
lanma yolunu seçmiştir. Aralık ayın-
daki seçimini hazırlamak için muha-
fazakârlara şirin görünmek istemek-
tedir. Yeni çalışma yasasının ve Baş-
kan Kim tarafindan seçilmesinin he-
men ardından kanatlan kesilen bas-
kı rejimlerinin "keyfilik" aracı habe-
ralma servıslerinin iktidannı güç-
lendiren dığer düzenlemelerin de ka-
bul edilmesinin uygun bir davranış
olduğu söylenemez. Çünkü böylece,
bir kez daha oldubıttinin gücü, diya-
loğa yeğlenmiş olmaktadır.
Çalışma yasası gerçi, altı aydan bu
yana patronlann ve sendikalann yer
aldıklan komisyonlarda tartışılma-
mış değildir. Ama bu, sanayicilerin
istekleri doğrultusundakı ayncalık-
larla birlikte ele alınmıştır. Içeriğin-
den bagımsız olarak, onaylanma bi-
çimi ve eski haberalma servisı
KClA'nın yeniden eski gücüne ka-
vuşturulması, orta sınıflann bir bö-
lümünü ayağa kaldırmıştır.
Kore'nin içınde bulunduğu ekono-
mik güçlükler ise -ki bunun bir be-
lirtisi de ihracattaki gerilemedir-
uluslararası rekabete uyum sağlan-
masıyla ilgili önlemleri gerekli kıl-
mış'ır. Ama, ekonomik krizin so-
rumlusu olarak tek başına ücret ma-
liyetlerini gösteren hükümet, çalış-
ma hayatıyla ilgili ilişkilerde ve iş-
çilerin temel haklannda, gerekli re-
kabet gücünün yeniden sağlanması
için, denge arayışına girmeden, çok
daha fazla esneklik elde etmenin yo-
lunu seçmiştir.
1987'de başlayan demokratikleş-
meden bu yana sanayicilere ödün
üstüne ödün verilmiş ve büyük artış
gösteren Kore ücretleri, ciddi bir
maıjın varlığınakarşın, Japonya'dan
sonra bölgenin en yüksek ücreti ha-
line gelmiştir. Ancak bu vahşi "te-
lafinin" gerisinde işçilerin, ulusal
ekonomide onlarca yıldan bu yana
ücret, çalışma koşullan ve baskı ola-
rak ödedikleri karşıhk yer almakta-
dır. Eğer Kore'de bir ekonomik mu-
cizeden söz ediliyorsa onun mima-
n işçilerdir. On yıldan bu yana elde
ettikleri avantajlar, onlann gözün-
de. özverilerinin adil karşılığıdır.
Ekonomiden bagımsız olarak, ça-
lışma hayatıyla ilgili ilişkilerde ya-
sa gücüne başvurulmasıyla ortaya
çıkan kriz gösteriyor ki, henüz ye-
terince güçlü olmasa da, iktidann
bu yeni sosyal gücü hesaba katma-
sı gerekmektedir. Hükümet tarafin-
dan tanınmayan Kore Sendikalar
Konfederasyonu (KCTU) katılma
etkisı yaratabilecek bir savaş sür-
dürmektedir.
tktidarla yapılan kol güreşi, çalış-
ma hayatıyla ilgili ilişkileri aşan bir
anlam kazanmıştır. Bu, göz yaşartıcı
bombalann boğmaya yetmeyeceği
bir si\il toplum hareketinin mayasını
oluşturabilir.
T S Y D V y e b a ş v u r a n l a r a 2 4 4 b i n 8 4 8 l i r a v e r i l i y o r
Güneydoğulu yoksula koıııik yardım
ENVERSEVİŞ
DİYARBAKIR -Yardım paketlerinin dağıtımı
sırasında yaşanan olaylarla, açlığın ulaştığı bo-
yuta tüm Türkiye'nin tanık olduğu Güneydoğu
illerine öngörülen yardım projeleri de komik ra-
kamlar düzeyinde kaldı. Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde yardımlardan faydalan-
mak için Türkiye Sosyal Yardımlaşma \e Daya-
nışma Vakfi'na (TSYDV) başvuran yoksullara
1997 için aynlan paradan kişi başına ancak bir
244 bin 886 lira düştüğü ortaya çıktı.
TSYDVye yaTdımalmak için başvuran 1 mıl-
yon 329 bin 848 kişiye, vakfın 1997 için aktar-
mayı planladığı 325 mılyar 661 milyon lira ya-
şanan yoğun göçün etkisiyle açlık sınınnın geri-
sine düşen insanlann dertlerine merhem olama-
yacak.
Doğu \e Güneydoğubölgelerinden TSYDVye
en fazla başvuru, açlık görüntülerini tüm Türki-
ye'nın tele\izyonlardan izlediği Diyarbakır'dan
yapıldı. Dıvarbakır'da toplam 198 bin 663 kışı yar-
dım almak için başvurudabulundu. Baş\-uranla-
ra dağıtılacak yardım miktan ise 57 milyar 589
milyon lira düzeyinde kaldı. Diyarbakır'da baş-
vuran yoksullara kişi başına düşen para miktan
ise 289 bin 883 lira olacak.
Ozel yardımlar sürüyor
Divarbakır'da TSYDV dışında yapılan diğer özel
yardımlar ise de\ am ediycr. Gaziantep Valiliği ta-
rafından Dıyarbakır ve Hakkâri'ye gönderilmek
üzere 5 milyar liralık 60 tonluk gıda yardımı ha-
zırlandı. 6 kamyon dolusu yardımlann 4 kamyo-
nunun Dıyarbakır'a, 2 kamyonunun da Hakkâri
Valiliği'ne gideceği belirtildi.
Dıyarbakır kent merkezinin değişik yerlerin-
de ve semtlerinde kurulan seyyar aşevleri ise 2-
3 bin insana yemek dağıtıyor. Diyarbakır'da Yok-
sullarla Yardımlaşma Vakfı (YOYA\r
) tarafından
yapılan yardımlar da sürüyor. Diğer kentlerden
YOYAV'a gönderilen yardımlarburadan YOYAV
Başkanı Yılmaz Acıtarafından evlere tek tek da-
ğıtılıyor. Dicle Oniversıtesi'nde de Rektör Prof.
Dr. Mehmet Ozaydın'ın eşi Sevim Ozaydıntara-
fından düzenlenen kermeslerle elde edilen gelir-
ler önceki gün yoksul öğrencilere dağıtıldı. 100'e
yakın yoksul öğrenciye giyecek yardımı yapıldı.
Grevler demokrasi içinLE NOUVEL OBSERVA-
TEUR - Güney Kore'de ûcret-
lüerin grevi yü sonu şenlikleri
için vcrikn bir aradan sonra
neden yeniden başladı?
CLÂLDE CH^NCEL - Bu
hareket derin birhuzursuzlugu
yansıtmaktadır. Koreli işçiler
otuz yıldan bu yana olağanüs-
tü bir çaba içinde olmuşlardır.
işçiler, ağır ve serthiyerarşinin
baskısi altında ve Batı dünya-
sımn çalışma saatlerinın çok
üstünde, zor koşullar altında
çalışmak zorunda kalmışlar-
dır. Daevvoo grubunun 'meydan
okuma, özveri ve yaratıcılık'
belgisi, bu ruh halinı çok ıyi
yansıtmaktadır. KorelileT ışte
bu özveriler yüzünden artık
yorgun düşmüşlerdır. Batı'ya,
bumerangetkisiyle geri dönen
müşteri ve ortaklannın sosyal
kültürlerine maruz kalmadan
yoğun biçimde ürün ihracı ola-
naksızdır. Bugün Koreliler, ça-
balannın karşılığinı almak is-
temektedir. Ülkenin artık sos-
yal dıyaloğun çıraklık döne-
mini idrak etmesi gerekmekte-
dir. Kore'de, en azından, yasa-
lar tarafindan tanınan sendika-
larmevcuttur. Ne var ki bu, bü-
tün Asya için geçerli değildir.
Ama, tek tutkusu dünya lider-
leri arasında yer almak olan bir
hükümetle, tehdit altında bulu-
nan sendikalar. özellikle de ya-
sadışı sayılan eylemlerin ba-
şındaki sendikalar arasındaki
karşıtlık, şiddet boyutlanna
ulaşmıştır.
- HoşnutsuzJuklar nereden
kaynaklamyor?
- İşçiler, sosyal kurallan sert-
leştıren, işten çıkarmalan ko-
laylaştıran, sendikal çoğulculu-
gu yasaklayan yeni çalışma ya-
sasınakarşı çıkmaktadırlar. Oy-
sa bu, radikal ve karşı çıkıcı
yeni birhareketi belirlemekte-
dır. Iktidar, 1995'te kurulan ve
hükümettarafından resmen ta-
nınmayan Kore Sendikal Kon-
federasyonu'na (KCTU) karşı
çıkmaktadır. 500.000 üyeye sa-
hip bulunan KCTU. sert muha-
lefet polıtıkası ile işyerlerinde
demokratik olmayan faktörle-
rin ortadan kaldınlmasını ve
iki cins arasında eşıtliği talep
etmektedir Bu, Kore'de görül-
müş işitilmış bir şey değildir.
Aynca, çalışma koşullannın
düzeltılmesinı isteyen bu kon-
federasyon, seçımlere de katı-
larak, temsil edilmeyi, hükümet
tarafından resmen tanınan ve
her zaman ılımlı polıtika izle-
yen Kore Sendikalar Federas-
yonu'na (FKTU, bir milyon
üye) bırakmak istememekte-
dir.
-Korekamum-u nedengrev-
lere daha yoğun biçimde katıl-
mamstır?
- Gösteriye katılanlar içirı
coplanmak ve hapsedilmek ris-
ki mevcut. Konfûçyüs Asya-
sı'ndakarşı çıkma ve hak ara-
ma eylemi genellıkle öğrenci-
lere, öfkeli işçilere, yani örgüt-
lü ve gönüllü kuruluşlara hava-
le edilmiştır. Ama gemı inşa
ve otomobil sektöründe iyi tem-
sıl edilen 'yasadışı' sendika ilk
kez, resmı sendıkanın da des-
teğinı almışör. Özellikle kent içi
taşımacılık sektörü ve hasta-
nelenn yer aldığı kamu sektö-
rü de onlan izlemıştir.
- Bu hareket Asya canavan-
nın ekonomikpolitikasındabir
dönemeç olabilir mi?
- Kore. Rusya ile Meksıka
arasında, dünyanın 12 ekono-
mik gücü olmuştur. Ne var kı
kışı başına düşen zengınlıkte 44.
sırada bulunmaktadır. Tek dü-
şünceleri Japonlardan öç al-
maktır. Çünkü Japonlann katı
sömürgecilik döneminde Kore.
çağdaşlığın ilk trenıni kaçır-
mıştır. Ancak Koreliler iki ku-
şak süresinde. tanmdan uç sa-
nayiye geçmeyı başarmıştır
Otuzyıl önce, Koreliler yoksu-
lun yoksuluydu. Bugün ücret
malıyetleri Sıngapur ve Ta\ -
land'ın önündedır.
- Ekonomik kuruluşlar bi-
raz şaşkın durumda değillcr
mi?
- Gerçekten de öyle. Bugün
bu ülke, ekonomik pozısyonla-
ma açısından, Birleşik Devlet-
ler ve Japonya gibi ucuz ış gü-
cüne sahip yeni rakıpleri ara-
sında, önemli sorunlarla karşı
karşıyadır. Böylece Kore, bir-
denbire, örneğin yattnm açı-
sından Polonya'da birincı sıra-
ya yerleşmiştir. Hükümet bır
yandan ülkenin dünya ekono-
mısindekı yenni kaybedece-
ğinden korkmakta, öbür yandan
da küreselleşme ve sanayınin
yer değiştirme yanşı. daha çok
sosyal adalet, cıddi bır biçim-
de yolsuzluğa bulaşmıs yöne-
tıcilerinden daha çok şeffaflık
ve daha çok düşünce özgürlü-
ğü isteyen genç kuşaldan en-
dişelendirmektedir.
- Bu çabşmalar saglık betir-
tisi otarak görülebilir mi?
- Bugün ekonomı bır soluk-
lanma dönemine gırmiştır. Bü-
yüme tıknefestir. 1995'te, ger-
çi yüzde 9.2'ye ulaşılmıştır.
Ama 1996'da büyüme yennde
saymıştır. Ticaret dengesi açık-
tır. Ülke, giderek artan bir bi-
çimde moneter ve finansal so-
runlarla karşı karşıyadır. On
yıldan bu yana ortalama olarak
yüzde 19 artan ücretlenn enf-
lasyonu yeniden ateşlemesin-
den, bununsa rekabet gücünü
olumsuz yönde etkilemesin-
den korkulmaktadır. Chaebol
denilen büyük kuruluşlar. bu
yüzden, ayaklan çamurdan dev-
ler olarak görülmektedır. Kü-
reselleşme dönemine giren bu
zengin ve eğitimli ülke bugün,
endişe içinde, yeni dengeler,
yeni soluk arayışındadu. Bu
ise. ancak sosyal gelişmeyle
gerçekleşebilecektır. Yıl sonu
şenliklerinde grevlere ara ve-
nlmesı bir dıyalog otanağı ya-
ratmıştı. Öte yanda sendikalar
ışi nereye kadar götürecekkri-
nı iyi bılmektedir. Hükümet
ise, en azından şimdilik. hare-
keti zor kullanarak bastırmak-
tan kaçınmış görünmektedir.
Şiddet furyası esas olanı mas-
kelememelidir. Kore, hiç kuş-
ku yok, bir demokrasi olma-
nın yolunda.
<*) Claude Chancel, Tarih
profesörü. 'DefiCoreen'(Ko-
re Meydan Okuyor) kitabının
vazan. Ed. Evrolles, 1993.
MKE KAPSÜLSAN AŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
MKE Kapsülsan AŞ Genel Müdürlüğü'nce 23.01.1997 tarihinden geçerli ürün saüş fiyatlan aşağıdaki şekilde
yeniden saptanmış bayilere ve üçüncü kişilere ilanen duyurulur.
KAPSÜL ve AV FtŞEK SANAYİ TlCARET AŞ ÜRÜNLERİNE AİT
23 OCAK 1997 TARİHtNDEN İTİBAREN UYGULAMAYA KONULAN ŞATIŞ FİYAT
MAMULÜN CtNSt
8 no.lu tahrip kapsülü
1.5 m. Elektrikli kapsül AL.
1.5 m. Elektrikli kapsul CU
2.5 m. Elektrikli kapsul AL.
2.5 m. Elektrikli kapsul CU.
1.5 m. 30 ms. Tavikli kapsul AL.
1.5 m. 30 ms. Tavikli kapsul CU.
2.5 m. 30 ms. Tavikli kapsul AL.
2.5 m. 30 ms. Tavikli kapsul CU.
1.5 m. 500 ms. Tavikli kapsul AL.
2.5 m. 500 ms. Tavikli kapsul AL.
Av kapsül
65 mm Av fışeği (Kâgıt)
70 mm Av fışeği (Pl^stik)
70 mm Av fışeği (Pls.) 34 gr.
65 mm Av kovanı (Kâğıt)
70 mm Av kovanı (Plastik)
Sürsajlı fişek
Şevrotin fişeği
Domuz kurşunu (Tekli)
Ambalajh a\ saçması
Sinyal bombası
3 m. 30 ms Tavikli kapsül AL.
4 m. 30 ms Tavikli kapsül AL.
5 m. 30 ms Tavikli kapsül AL.
6 m. 30 ms Tavikli kapsül AL.
9 m. 30 ms Tavikli kapsül AL.
15 m. 30 ms Tavikli kapsül AL.
3 m. 30 ms Tavikli kapsül CU.
4 m. 30 ms Tavikli kapsül CU.
5 m. 30 ms Tavikli kapsül CU.
6 m. 30 ms Tavikli kapsül CU.
9 m. 30 ms Tavikli kapsül CU.
15 m. 30 ms Tavikli kapsül CU.
3 m. 500 ms Tavikli kapsül AL.
4 m. 500 ms Tavikli kapsül AL.
5 m. 500 ms Tavikli kapsül AL.
6 m. 500 ms Tavikli kapsül AL.
Bayiye uygulanan
Fivat TL/Ad.
45.000.-
94.000.-
118.000.-
108.000.-
126.000.-
132.000.-
148.000.-
140.000.-
160.000.-
143.000.-
154.000.-
3.500.-
16.000.-
17.000.-
18.000.-
10.000.-
10.000.-
25.000.-
34.000.-
42.000.-
l,2USS(TCg.
—.
146.000.-
158.000.-
174.000.-
190.000.-
218.000.-
288.000.-
169.000.-
185.000.-
193.000.-
210.000.-
244.000.-
319.000.-
169.000.-
185.000.-
193.000.-
210.000.-
NOT: Sahş fiyatlanmıza KDV dahil değildir.
23.01.1997 tarih ve 43 sayılı olur ekidir.
Ambalajh saçmanm satış fiyatlan dünya kurşun borsası fiyatlan
Bayi dışındaki
kuruluşlara
uvgulanan toptan
Fi\at TL/Ad.
50.000.-
103.000.-
130.000.-
119.000.-
139.000.-
145.000.-
163.000.-
154.000.-
176.000.-
157.000.-
169.000.-
,
—
—
—
— .
—
—
—
—
1.272USS +
2.500.000.-
161.000.-
174.000.-
191.000.-
209.000.-
240.000.-
317.000.-
186.000.-
203.000.-
212.000.-
231.000.-
268.000.-
351.000.-
186.000.-
203.000.-
212.000.-
231.000.-
nedeni ile l.2S'Kg olarak
olup, baş bayinin satış fıyatı 1.272 US$/Kg olarak uygulanacaktır. Perakende satış fiyatı
fiyatına 5.000 TL/Kg ilave ile satacaktır.
Ali Cengiz Talmlı
Paz. ve Sat Tek. Şef.
LİSTESİ
Şirketimiz ve
bayilerin
perakende
Fiyat TL/Ad.
54.000.-
113.000.-
142.000.-
130.000.-
151.000.-
158.000.-
178.000.-
168.000.-
192.000.-
172.000.-
185.000.-
4.200.-
19.200.-
20.500.-
22.000.-
12.000.-
12.000.-
30.000.-
41.000.-
50.000.-
5.000 TL/TCg
—.
175.000.-
190.000.-
209.000.-
228.000.-
262.000.-
346.000.-
203.000.-
222.000.-
232.000.-
252.000.-
293.000.-
383.000.-
203.000.-
222.000.-
232.000.-
252.000.-
belirlenmiş
da baş bayii
Çetin Güroğlu
Genel Müdür Yrd.