29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26OCAK1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 HAYVANLAR ismiL GLLCEÇ Deniz SOM btmetz hftp: Vwww.piiet.com.tr/Xn Bektrift posto: [email protected] Ttfc 0.212.512 05 05 hâs 0.212.512 44 97 'Alenen yiyip içmek yasaklanmıştır' S anki Afganistan... Ülkenin bir bölüTiünü ele geçirip kılıç ve kırbaçla şeriat kurallannı da- yatan Talebangerillalannın al- dığı bir kararı çağnştınyor şu yazı: '10.01.1997 tarihinde ilçemiz kay- makamı Taceddin Özeren'in baş- kanlığında yapılan toplantıda bütün kamu dairelerinde, ramazan ayı müddetince oruç tutmayanlann alenen yiyip içmeleri yasaklanmış- tır. Bilgilerinizi ve gereğini önemle rica ederim." Ramazan ayında oruç tutmayanlann açıkta yiyip içmelerinin yasaklandığı yer, Türkiye Cumhuriyeti'nin Sinop ili- nin Saraydüzü ilçesi... Yasak kararı açık ancak yasağa uy- mayanlara verilecek ceza belli değil... Ceza, parayla mı yoksa kırbaçla mı öl- çülecek bu konu açıklanmamış. Yazı, Saraydüzü Kaymakamı Tacet- tin Özeren'in başkanlığında yapılan toplantıya katılan daire amirlerinden bi- ri tarafından kaleme alınmış ve daire- sindeki devlet memurlarına tebliğ edil- miş. Memurlar, yazıyı imza karşılığı te- bellüğ etmişler. Karan tebliğ eden "amir" yasaklama kararına neden gerek duyulduğu yo- lundaki sorumuza soruyla karşılık ve- riyor: "Nereden haber aldınız?" Sonra kararın amacını açıklıyor: "Kötü bir amaçla değil. Oruç tutan- lara saygı amacıyla." Kaymakam Tacettin Özeren ise, "Böyle bir yazıyı kim yazdıysa hatalı yazmış, bizi bağlamaz" diye söze giri- yor ve Saraydüzü'nün küçük bir yer ol- duğunu, her yörenin kendine göre özellikleri bulunduğunu belirtiyor: "Hiç kimse hiç kimsenın özel haya- tına kanşamaz. Ancak. küçük ve rnu- taassıp yerderde halkı rencide edici davranışlarda bulunmamak gerekir. ra- mazana girerken yaptığımız toplantı- da halkı rencide edici davranışlardan kaçınmak gerektiğini söyledim. Bunu yazıya dökmekle cahillik etmişler. Bi- zim yetkimiz var, genelge çıkartır ya- saklardık. Biz genelge çıkartmadık." Sinop Valisi Trfan Kurucu ise konu- ya ilişkin "Böyle şey olmaz" dedikten sonra söylemesi gerekenı söylüyor: "Tahkik ettireceğim." Sonrası şimdiden belli gibi: Yapılan tahkikat sonucu ortada bir genelge olmadığı anlaşılmakla birfikte iddia edildiği şekilde evrak kaydına geçmiş böyle bir yazının da buluna- madığı cihetle... Ya da: Mesai saatlerinin iftar vaktine göre düzenlendiği ülkemizin bir ilçe- sinde kamu dairelerinde ramazan bo- yunca alenen yiyip içmenin yasaklan- masını konu yaparak kamu düzenini bozanlar hakkında gerekli yasal işlemin başlatılmasına... SESSİZ SEDASIZ NURİKURTCEBE Şarköy'de Y asa, devlet memurlannın görevlerini aksatmamak koşuluyta çalıştığı kurumun bulunduğu yerin dışında da ikamet edebileceğini hükme bağlarken, Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde Milli Eğitim Müdürü Eroi Yüksek yayımladığı bir yazıda şöyle diyor "Merkez okullan dışındaki okul müdürleri ile diğer personel ne sebeple olursa olsun ilçeye inmeleri veya görev mahallinden aynlmalannı gerektiren durumlarda önceden telefonla müdüriüğümüze bilgi verecek ve izin alacaklardır." Yazının altındaki gerçeği açıklamak gerekirse, köy okullanna yeni atanan öğretmenlerin Şarköy'e gelip Eğitim-Sen'e ya da ADD'ye üye olmalannı engellemek! Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Bir kuşun kanatlan altında, yerçekimi kanunu bile çaresiz kalabiliyor. Dîkkat... Cumhuriyefi cinler kuşattı, tedbir alınmalı! emleketin ünlü şeyhlerinden Ali Kalkancı'nın, yine mem- leketin ünlü belediye baş- kanlarından Recep Tavyip ile makamında yaptığı görüşmeye ka- tılan ve aynı zamanda muhasebecisi de olan bir müridi, televizyona çıkıp hazreti şeyhinin ticari hayatta biraz do- landıncılık yaptığını korkarak açıkladı. Müridın korkusu büyüktü. Çünkü hazreti şeyhinin özel cinleri ve genel- de cinlerle ilişkisi vardı. Bunlan başına musallat edebilirdi. Ne zaman ki Başbakan Necmettin Erbakan'ın Başbakanlık Konutu'nda iftara çağırdığı öteki tarikatçılardan bi- rinin gazetesinde "bir bilen" namıyla maruf bir zat-ı muhterem, cinJenn ke- dilerın içinde yaşadığını yazdı işte o L Cihan Demirci 'den T\ A F O R İ Z M A L A K Ekran ekran gezen din simsarlanna soruyorum: "Oruçluyken kansının dilını ısıran adamın revtıngi bozulur mu?" bızdıklar/ kadir cengiz günden beri bendenizde de büyük bir korku başladı. Bilmeden de olsa uzak durmaya ça- lıştığım cinlerin çevremı nasıl sardığını düşündükçe korkum daha da artıyor, çıldıracak gıbi oluyorum... Malumunuz üzere bizim gazetede çok miktarda kedi bulunuyor ve bun- lann bir kısmı olup bittiğinin farkında ol- mayan bazı arkadaşlanmız tarafından özel olarak besleniyor... Özellikle tam karşımdaki odada oturan Oral Çalış- lar'ın zaman zaman evine de götürüp getirdiği kedileri her an ziyaretime ge- liyor... Koridorun sonundaki odada kediler- den aldığı ilhamla köşesine "Tırmık" adınıverenAydınEngin'inbirsüreön- cesine kadar Oral'la aynı odayı pay- laştığını hatırlatmak, vaziyetin vahame- tini daha iyi ortaya koyacaktır sanırım... Aynca hemen yanımdaki odada otu- ran Handan Şenköken in ve Kültür Servisı'ndeki genç arkadaşlann başta "Asuman" olmak üzere bir çok kedi- nin doğumuna odalarını açarak ve do- ğum sonrası süt yardımı yaparak kat- kıda bulunması nasıl bir kusatma altın- da olduğumun ve cinlerin nasıl hızla ürediğinin en güzel kanıtıdır. Çevremdeki kedilerin benim odamı da mesken tutmaya yönelik çabalannı onlara "pist" demenin dışında oda ka- pısına "kedi giremez" tabelası asarak önlemeye çalışmanın, cahilliğimin bir sonucu olduğunu şimdi daha iyi anlı- yorum. Kedi kılığına girmiş cinlerin kuşatma- sı altında olduğumu anladıkça daha çok ürküyorum, korkuyorum... Kaldı ki kendimi düşünüyorsam na- merdim. Bu gazetede bir tek ben ça- lışmıyorum ki... Herkes cinlerin etkisi altında ve do- layısıyla ortalıkta serbestçe dolanan, her yere girip çıkan kediler gazetemizi çok yakından ilgilendiriyor. Bu bakım- dan konuyu Genel Yayın Yönetmeni- miz Orhan Erinç'e yansıtmayı düşü- nüyorum. Ali Kalkancı'nın cezaevınden çıkışını bekleyecek vaktimiz yok; he- men ünlü bir şeyh ve aynı zamanda büyük bir evliya bulup gazetemizi cin- lerden bir an önce kurtarmamız lazım. Taksim'e cami isteyenlerin amacı B elleğinizi yoklayın lütfen... Anımsamaya çalışın... Tak- sim'e cami yapmak isteyen zihniyet bugüne dek Türki- ye'nin neresinde bir kütüphane ya da müze yapılması için savaşım verdi? O kafa, hangi konser salonunun ya- pımını gerçekleştirdi? Nerede tiyatro salonu açılması için öncülük yaptı? Nerede sinema salonu açtı? Topluma hangi kültür ve sanat mer- kezini kazandırdı? Yanıt, kocaman bir hiç! Varsa yoksa cami... Hele Taksim'e cami... Artık iyice belli oldu kı, maksatlan ibadet değil hem siyaset hem ticaret. Taksim'e cami bahanesiyle siyasi gündeme girmek, becerip camiyi ya- pabılirlerse altındaki işyerierinden pa- ra kazanmak... Suadiye Mehmet Karamancı llkokulu ıllık katkı payı 3 milyon liradan 5 milyon liraya yükseltilen Su- adiye Mehmet Karamancı İl- kokulu'nda, müdür Eda Bul- dur'un, geçenlerde bir sınıfa girerek, bazı öğrencilerı tahtaya çağırdığını an- latıyorbirveh... Çocuklara önce babalarının işini sor- duğunu, sonra "Bu parayı ödeyecek- siniz, yoksa size kame vermeyeceğim. Parayı ödemediğiniz için size eksi ve- rıyorum. Ama öderseniz daha sonra bu eksiyi artı yapacağım" dediğini be- lirtiyor... Veli, bütün bunlan ilköğretim Teftiş Kurulu Başkanlığı'na verdiği dilekçeye yazıyor: "Bu davranışı üzerine son derece lüks döşenmiş makamında okul mü- dürüyle konuyu tartıştım. Imkânları kı- sıtlı ailelerden bağış paralannın çocuk- lan da rencide edecek biçimde isten- memesi gerektiğini ifade ettim. Bunun üzerine kendisi tarafından Bostancı Polis Karakolu'na şikâyet edildım." Veli, çocuğu topluluk içinde rencide edildiği için müdürü savcılığa şikâyet edeceğini vurgulayarak Milli Eği- tim'den şunu öğrenmek ıstiyor: "Okul müdürü mevkisine yükselmiş olgun yaşlardaki bir eğitmenin. küçük yaştaki çocuklara yönelik bu davranı- şı sosyo-psikolojik eğitim sistemine uygun mudur? Sayın müdürün talebi haklı dahi olsa, çocuklan değil onların velilerini muhatap alması gerekmez miydi?" Burada, yani "haklı dahi olsa" sap- tamasında bir konuyu gözardı etme- mekte yarar var... O da, Anayasa'nın 42. maddesinde "İlköğretim, kız ve er- kek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullannda parasızdır" hük- müne karşın Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde dayatılan "katkı payı" ile herkesin rencide edilmekte olduğu! Kaldı ki eğitimde "sosyo-psikolojik" anlayışın yerine"ticari" ve "ticani" her türiü eğitimi devlet özendirdikten son- ra kimi kime şikâyet edeceğiz! Bilinen cinayetlerin bnlıınaıaa>an katillori ile balımaB katilleria biIİBeateyen eİBayetleri ara.sında nasıl bir ilişki knrnlabflir? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl HARBİ SEMİH POROY GADDAR DAVUT \ınî KIRTCEBE MIRMIRLAR LĞLRDVRAK SÜOECEJC. TARIHTE BUGUN MIMTAZ ARIK.A,\ 26 Ocak DUNYANIN £N BUYUK ELMASH. SuGUM, Bu&G YAK'Hl-AetrJPAKl gıft CLMAS M*D£HlHC>E, OÛ'jrAfJlAl GClMlıf G£ÇMıÇ BN BUYUK £lMACI Sii- LUVCHJ.. UZJJULU&U 1Z â Cufhnan KARAT GELİyo^OU- OAHA OHCBK' £N BÛYÜK 97C kA- SoYUTLARf [>AHA Ç^eP'Ci BlÇlM&E COLLINAN*(KULUHtN') ADI V£H.ILEH DEV ELMAS, TRA ED'LOlĞıNOe, KAgATI B'G MlKTKK OO- V*a«* "Kok-i MoOr' 34O Karaf tO2, Ç Karaf- ) ŞAZt UMUJ £i-MA£LAG
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle