Katalog

5AYFA CUMHURİYET 26 OCAK 1997 PAZAR 12 DIZIYAZI FenerbahçeCuıiunyetı'nın «nrapılan HALİT DERİNGÖR Güven Metin Aşık'ın istifasıyla başkanlığa geldiiiven Sazak Zengın bır ailenın çocuğu Babası. eski Halk Panısı mılletvekili.. üstelık Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşianndan Emin Sazak. Eskişehır'de, olabıldığince geniş toprakJara sahıp.. Sonralan, Demokrat Parti'ye geçmış olan îmin Sazak, çocuklanna geniş eğitim olanaklan ağladı. Sonralan. oğul Güven Sazak, tngıltere'ye {itti. Lzun süre de orada kaldı Istanbul'da Lızıltoprak'ta oturdu. Aıleden hepsi. Fenerbahçelı'ydı Yıllarca Kadıköy grubunun çındeydı. böylece >onetımlere gırdi. .Vma onun gönlünde yatan arslan. 'Başkanuk'tı. Ama teızı grupçular. onun para vermeyeceğinı düs.ünüyor, kaşkanlığına da bu nedenle sıcak bakmıyordu 1980 oncesi Sazak ailesi. MHP'lı oldu Gün Sazak, MHP'den milletvekıli seçildi. Sonuçta da Tekel Bakanı oldu. GüveTi Sazak da Kadıköy MHP teşkilatında "Baskan" oldu kuşkusuz Gün Sazak. Bakan olunca, Tekel işyerlennde ülkücü kadrolaşma da başladi 0 yıllar. tstanbul Cibali Sıgara Fabrikası'nın müdürüydüm. Fabrikada seçımleri. sol sendıka kazanmıştı. tşyerlennde sağ-sol çatışmalan. vurulmalar. öldürülmeler başladı böylece... Fenerbahçeli Gün Sazak, bakanlığının ılk operasyonu olarak Fenerbahçelı Halit Deringör'ü. Cibali Sigara Fabrikası'ndan. 3 sıgara makinesi olan Bitlis Sigara Fabrikası'na sürdü... Ona göre solculan örgütleyen, ülkücü kadrolaşmayı engelleyen de Halit Deringör'dü. Ama yüksek mahkemenın verdiği "yürütmeyi durdurma karan" \ardı ortada. Daha sonralan Gün Sazak öldürüldü. O günden sonra sorunsuz bır ilışki yaşadığımız Güven Sazak. selamı sabahı kestı. Güven Sazak, binncı kez. Metin Aşık'ın normal kongre öncesi istifa etmesınden sonra başkanlığa getinldı. 7- 8 ay geçtıkten sonra 1994 kongresınde yenıden aday oldu. Bu kongrede rakıbi. Ali Şen'di. Alı Şen. Aziı Yümazıle desteklenırken Güven Sazak, Klzmı Bayülken ve onun grubunca desteklendi Kongre günü. kongre salonunun etrafı güvenlik kuvvetlen yenne MHP sempatizanlan ıle çevnimışti Kongreye gelen üyeler, Fenerbahçe'dekı otobüs durağından itibaren, kontrol altına almdı. Aynı gün. ben de kongreye geliyordum. Kongre salonuna yaklaştığım sırada, bır genç bana; "Karünız nerede" dıye sordu. Gösterdım. Ama benı ıçenye almak ıstemedi Benımle. kongre salonunun ıçıne kadar geldı, sonra ' da bıraktı. Etrafta ne amıgo ne de diğer kabadayılar!.. Her tarafta tam bır sessizlik hâkim. Hem de sınir Güven Sazak oldukça zengin bir aileden getiyordu ve ailece Fenerbahçeliydi. bozucu bir sessizlık... Böyle bir ortam içinde, Aziz Yılmaz, ortaya çıkarnadı ve Ali Şen'i kongrede kendi kaderiyle baş başa bıraktı!.. Bu durum, bazılannın ışine geldı. Bır bakımdan da haklıydılar Metin Aşık zamanında bazı amigolar, sanki yönetımde görevliymış gibiydi. Metin Aşık, bunlara fazla yüz veriyordu. Amigolar, zaman zaman futbolcu dövüyor, futbolcu tartaklıyor, futbolculann ' kamp yerlerine gırebiliyot, onlarla sarmaş-dolaş oluyordu. Finanse ediliyorlar, zaman zaman bedava dış gezilere bıle götürülüyorlardı. Güven Sazak, bütün bunlann. kulüpten ayaklannın kesılmesmı sagladı. Bir disiplin kurdu. Kısa sürelı yönetıminde, Cemfl TunuTı da kadrosuna almıştı. Cemil Turan'ı kadroya almasının nedenlen de \ardi tabıı... Cemıl Turan, Türk futbolunun yetiştırdığı en büyük futbolculann başında gelenlerden binydı. ÇevTesi, bir hayli geniş ve etkiliydi. Futboldan sonra onun herhangı bır ideolojıye sahıp olacağı akta' ; gelmezdı ATnaböyle bır futbol&ınun herhan# W * ? partı tarafından kadrosuna alınması. onlara büyük yarar sağlayabılırdi. Çünkü Cemıl Turan'm çok büyük taraftar kitlesi vardı Cemil Turan bu amaçla MHP kadrolanna alındı ve sonra da Fenerbahçe'de Güven Sazak tarafından görevlendirildı. Güven Sazak'ın ıkincı kez kongreyı kazanmasından sonra Cemil Turan, yönetımde görev almadı. Amaç; Cemil'i "menajer" yapmaktı. Ve yaptı da... Cemil, bu görevi yaparken. kamp yennde bulunan bir bınada kalmaya başladı Stadyumun etrafı. MHP'li bekçılerle donatıldı... Futbolcular, bir rahatlık içine gırmışlerdi Ne var ki bu polis görevi yapan insanlar, ne de olsa bır emek veriyorlardı. Bu "emek" karşılığı olarak da bir ücret gerekırdi Nereden ve nasıl verilecekti? Bunlar da bır başka sorun yaratıyordu. Sazak. kabinesme, yakmdan tanıdığı Eıol L'ser'i aldı. User. kamuoyuna. üstün zekâlı, harika çocuk diye tanıtıldı. Ne iş yaptığı bilınmiyordu ama parası vardı, zengindi. Yönetim, bu harika çocugu futbolculann başına getirdi. O günlerde antrenör Osieck gündemdeydi. Fenerbahçe'den 600.000 mark isteyen Osieck'e bu para çok görüldü. Bu sırada Erol User. "Almama'da. Adenauer diye bir vakıf var. Bu vakıf geri kalmış ûlkelere bu gibi işler için para yardımı yapar" dedı Sözde; buraya başvuran Erol User, bu vakıftan 200.000 mark aldı. Osıeck'in istemış olduğu 600.000 mark da bulunmuş oldu. Ama aynı yönetimde bulunan Ertuğrul Hataylı'nın. Erol User ıle rekabetı değişık sonuçlar yarattı. Hataylı, "Oâeck'i yıpratmak için 200.000 marta, Adenauer Vakfi'ndan almadıgını gösteren belgeleri" elde ettı. Gerçekten de Erol User'ın Adenauer Vakfi'ndan 200.000 mark almadığı ortaya çıktı! Erol User, bunu cebinden ödemış, ama hava atmak için Adenauer Vakfi'nı ortaya koymuştu. Sonuçta; ılahlar kurban istedı. Ve User, haysiyet divanı karan ile kulüpten ıhraç edildi! 2'nci olay; durup dururken Fenerbahçe'de bır "Casino" açılması fıkn ortaya atıldı. Bu fıkn, Mete Has, Hüseyin Kocadağ ve Hanoğlu gündeme getirdi. Fakat bunu. Ömer Lütfü Topal da duyunca bu işe talıp oldu. Bu rekabette Ömer Lütfü Topal, Fenerbahçe'ye 120.000 dolar önerdi. Ama şaibeli olduğu gerekçesıyle bu reddedıldi... Mete Has. Hüseym Kocadağ'ın önerilenyle "Casino yapma xe işletme hakkı" 90.000 dolara Hanoğlu'nda kaldı. Bunun, her ne kadar kulübe bir gelir kaynağı olabileceğı düşünülebilirse de muhafazakâr yapıya sahip olan Fenerbahçe üyelen arasında büyük bir olan Hanoğlu, Mete Has ve de MHP. Acaba bunlann hepsinm bir araya gelmesı bir rastlantı mıydı?.. Hasan 'Gidecek köyüm var Öz&ydın olmayanlar düşünsün' HasanOzaydın Fenerbahçe kulübü'nde çok küçümsen- di. "Bir köylünün başkanlıkta ne işi var" denildi. Ancak otemiz bir insandı ve Fenerbahçe'ye zaradan çok yaran dokundu. Hasan Ozaydın ErzurunVun lspir kazasından birköylü çocugu. Ökur-yazar. Üs- telik. ınşaat mühendisi... Köyden çıktı, ama köyünü \e köylüsünü hiçbir zaman unutmadı Kent soy- lu bir İstanbul kulübünun patronu oldu Ozaydm ama, en büyük tutku- su. yeşıl sahalarda top koşturmak değil köyüne gidıp at üzerinde cırit atmaktı. Hasan Ozaydın belkı de Fenerbahçe başkanlan arasında taşraîılığı en çok vurgulanan, başkanlık sa- vaşımında da rakiplerince dudak bükülerek "köylü" sıfatıyla tanımlanan tek başkandı. Özav dın o küçûmsemenin "Aflahın Erzunımlusu- nun ne işi var Fener'de" tatsızlığının farkında, soğuk- kanh ve kapnssiz görunüyordu- "Evet, benim bir kö- yüm var, ama köyü olmayanlar düşünsün"... Gele- neklerine bağlı, her Fenerlı başkan gıbi birparça "mfl- liyetçi" bır parça "muhafazakâr". Mılliyetçıliği, kafatasçılığma uzanan, muhafaza- kârlığı yobazlığa çıkan bır başkan değıl ama. Bır w sentezer,bir "rasyonaBst''... "Yerinegöreiçkiınide içerim e>"elaUah''çı daha çok. Tabıi Fener'e başkan ol- maya cüret edebilen herkes gibı ışadamı.. Âma ışadamı var. işadamı \ar... Hasan Ozaydın. hakkında şüpheler çağnştıracak olaylann adamı de- ğıl. Yeraltı- yerüstü dünyalan ıle ılişkisini duyan yok. Bankalan dolandınp köşeyi döndüğu hiç y azılmamış, sağda solda anlatılmamış. sohbetlere konu olmamış. Ozaydın politikacı... Ayak oyunlannı bilmeyecek belki de sevmeyecek kadar ama... Belki bu yüzden, parlamentonun içinde değil, dı- şmda. Kaya kabinesinde Şevket Yılmaz ıle bırlikte altya- pı organizasyonu yapmakla görevlendınldi. Fener- bahçe'ye toprak kazandınp üzenne tesisler yapmayı düşündü. İnşaat mühendısiydi çünkü. Ozaydın, Yılmaz ıle beraber Ankara'da devlete ait olan arazilerin uzun süreçle Fenerbahçe'ye kiralanması temaslannı yaptı. Ozaydın başkanlığa soyunmak için Tahsin Kaya kabinesinin yıkıimasını bekledi. Amabirdezavantajı vardı... Ar- kasında gruplar yoktu. Önce Memduh Eren ile birlikte yönettığimiz 'fikir ku- lübü' nıtelığindeki topluluğumuza baş- vurdu. Desteği bir tek koşulla aldı. Ka- binesinde futbol kökenlı isımlere yer ver- mekti bukoşul... Ozaydın kabınesine Osman Arpacı, YavuzŞimşelvCev'her Öner, Yaşar >1um- cu, An' İhsan gibi bir dönemin ünlü fut- bolçulannı aldı. Ozaydın televizyonun yüzyıl sonun- dakı tartışılmaz kudretını kavramıştı. tlk kez bır televizyon şırketi ıle anlaştı. Bu unlü futbolculan teker teker T\"ye çıka- rarak seçim propagandası yaptı. Karşı- sındazorlurakipler.. Metin Aşık,AliŞen, \efa Küçük... Propaganda tamam... Vaat eksik. Ozaydın, kongre öncesi sadece Fener- Uche Fenerbahçe'ye Hasan Ozaydın zamanında gehnişti. bahçe'ye 100 b\n üyeli ve halka açık. 'Fenerland' 1 projesini vaat olarak sununca eksik de tamamlanmış oldu. Vefa Küçük, kulübe 45 mılyar hıbe edeceğjni açıkladı. Hatta kabinesine de aday olan Köksal Oz- bek de Marmans'te 'Platan Green' Otelı'nin yüzde yetmiş beşını. FB'ye vermeyi önerdi Kongre öncesi Metin Aşık'ı Aziz Yümaz'ın gru- bu. Vefa Küçük'ü de Muhiftin Bulguriu'nun grubu tuttu. Kongre öncesi, arkadaş grubumuz ve bazı dığer gruplar oylann bölünmesı kaygısıyla karar değiştır- di. Gerekçelerden biri de Ali Şen'e karsı alınan ta- vırdı... Oylarda böylece Metin Aşık'agırtı. Sonuçta Hasan Özaydın'ın planına-programma kimse aldır- madı ve kongrede ancak 52 o> alabıldı... 1993 yılı, olağanüstü kongresınde bu kez Hasan Ozaydın. Güven Sazak kabinesinde göründü. Güv en Sazak. ona ilende kendı yerine başkan olabilmesi için 2. başkanlık vermiştı. 1994 vılında olağan kongre yapıldı. Yine Güven Sazak ve Hasan Ozaydın aynı kabınedeydı. Kongrenin ikı güçlü adayı Alı Şen ıle Güven Sa- zak'tı ve mücadele de mücadeleydi doğrusu... Sazak, bu "çarpışnıadan" yine başkan olarak çık- tı. Ama bır süre sonra sağlık nedenlenyle koltuktan kalkacağını söyledı. Fenerbahçe yeniden beklenme- dik bır başkanlık sorunuyla karşı karşıya kaldı. Ge- leneklere göre 2. başkanın, binncı başkan olması ge- rekiyordu. Ama Ozaydın grupçu değildi bir kere. Yö- netım kurulundakıler. Kadıköy grubundaydı. Yöne- tim dışmda kalan grup lideri, Hasan Özaydın'a kar- şıydı \e Kâzun Bayülken ile diyalog ıçındeydı Da- ha doğrusu ıpler, Şambabazade Kâzımm elindeydi. Özaydın'ın başkanlıgını önlemek üzere girişimler de başladı. Kadıköy grubunun değışmez üyelerin- den Abduliah Acar bö> lece gündeme geldı. Yönetim kurulunda arkadaş olan Ozaydın ıle Âcar birbırleri- ne rakip duruma düştü.. Bunun yanı sıra Ömer Ça- Mişoğlu ve Aziz Yıhnaz, İsmet Sezgin'in adını ortaya artı. Böylece iki DYP'lı birbirlenne rakip duruma ge- tırildı. AMŞende gündemdeydi ama Sen'e Şambaba- zade karşıydı Ama kongre sonuçta son sbzü söyle- dı. Abduliah Aear.bütün gruplann destekknni alma- sına karşın. bır koylüyü. bir dürüst adamı başkan yap- tı. Hasan Ozaydın, Sazak ve kendı başkanlığı yöne- tıminde İzmır Altay'dan Toprak, Bursaspor'dan Pin- gel ve Ali NaiL Sakarya'dan Bûlent, Gençlerbirli- ği'nden Kemakttin. Antalya'dan Rüştü,Nijerya'dan Uche, Danımarka'dan ^ielsen'ı aldı. Bunun yanında, İsmail Kurt ve Ergun Oztuna'yı (Puşkaş) Anado- lu'dakı gençlen bulmalan ıçuı görevlendirdi. Bırde gençler takımı kurdu. Özaydın'ın şansı lyı gıdıyordu. "Kupa Galiplcri' Turnuvasrnda Fenerbahçe'nın karşısına Fransa'mn Cannes takımı çıkıncaya kadar.. Cannes ile arkadan da Van ve Trabzonspor ile yapılan maçlarda ahnan yenilgiler şansın da havanın da döndüğünün işeret- leri oldu. 8 yıldır şampiyon olamayan Fenerbahçe u camia"sı kanştı. Tek umut Ali Şen'di. Slogan da a AB Şen Başkan, F. Bahçe Şampiyon'' oldu. Alı Şen'in başkanlığı için daha iyi bir ortam düş- lemek olmazdı. Üstelik bır yandan taraftar bır yan- dan basın Alı Şen'm arkasındaydı. Şen de şimdiye ka- dar rastlanmadık bir şekilde, yönetime el koymak için daha fazla beklemedi. tlk planda bir gölge kabı- ne kurdu. Fenerbahçe deplasmanlanna, bu gölge ka- bine ile katıldı. Hatta o kadar ileri gitti ki yasal bir yönetim varken bunu gözardı etti. \ntrenör olarak Iviç ve Otto Bariç'ı getirdi. Fenerbahçe'nin antrenö- rü varken. bu futbol adamlan Fenerbahçe futbol sa- hasında, Alı Şen'in istediği yabancı futbolculan de- nemeyekalktıl. Yönetim. buna engel olamadı. Çünkü Ali Şen, "Fe- nerbahçe'yi düzeltmek istiyonım. ama engel ohıyor- lar" deyınce akan sular duruyordu.Y'ö- netimin de artık boynu kıldan inceydi. Bunu göz önüne alarak görülmedik bır şekilde Ali Şen'e transfer yetkisi bıle \erdi... Artık Ozaydın iyıce yıpratılmiş- tı. Buna bir de Cemil Turan'm görevden alınması eklendi, Yönetim kurulu üye- leri de bu karan destekledi. Ancak yö- netim kurulu üyelennden bazılan ikili oynadı. Cemıl görevden almdıktan son- ra Özaydın'ı yıpratmak için onu sakın- madan eleştirdıler Cemıl'ı görevden alması, Ydmaz Yü- cetürk'ü göreve getirme istemine bağ- lanıyordu. Hasan Ozaydın, Cemil'den sonra Fenerbahçe'de güvenlik görevi yapan sivilleri de görevden alıp özel bir polis teşkilatma bağladı. Ozaydın. Fenerbahçe'de yapısal bir değişiklik yapmak için üst bürokratlar- dan kurulu 12 kışılık bır beyın takımı da kurdu Ama bunu yapamadan, toplum- sal baskı karşısında Ali Şen ıle giriştiği başkanlık mücadelesıni kaybetti ve ye- nıden bır Alı Şen devn açıldı.. Sürecek ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kıbnslıya Yazık Oluyor! Belki çok kimse ayırdında değil, Kıbns'ta çok ilginç olumlu gelişmeler var; gelişmeler demeyeyim de önemli çabalar var. Bu girişimlen yapan da Kuzey Kıb- ns'taki ana muhalefet partisi, Cumhuriyetçi Türk Par- tisi. ilk girişim 17 ocak cuma günü oldu. CTP, Güney Kıbns'a, Rum kesimine gıderek orada Rum ana muhalefet partisi AKEL önderieriyle görüş- tü. CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat başkanlt- ğında oluşan kurulla, Güney Kıbns'ta AKEL Genel Sek- reteri Dimitris Hristofias başkanlığındaki kurul ara- sında yapılan görüşmelerden sonra bir ortak bildiri ya- yımlandı. Ortak bıldirinin üç maddesi şöyle: "- Her iki parti de Kıbns sorvnunun askeri yöntem- lerile çözülemeyeceği yönündeki tutumlannda ısrar- lıdırtar. Çözüm banşçı olmalı, BM gözetimindeki özlü görüşmelerle sağlanmalıdır. Taraflar siyası irade orta- ya koymalı, üst düzey anlaşmalanna ve Kıbns'la ilgili BM kararianna saygılı olmalıdırlar. Gali fikirler dizisi- nin yafMCi bır diyalog için iyi bir zemin olacağını vur- gulartar. - Çözüm, her iki toplumun güvenlik gereksinimini göz önünde bulundurarak ıkı bölgeli, iki toplumlu Fe- deral Kıbns Cumhunyetı'nin bağımsızlığını, toprak bü- tünlüğünü, egemenliğinı vebirliğiniEnosis'e, taksime veya hertıangi bir şekilde aynlığa karşı Denktaş-Kip- rianu üst düzey anlaşmasında ve ilgili BM karariann- da belirtildıği gibı yeterince sağlamalıdır. - AKEL ile CTP iki toplum arasındaki yakınlaşmayı engellemeyi hedefleyen şovenizmin tırmanmakta ol- duğunu saptayarak, her düzeyde Kıbnslı Türklerin ve Kıbnslı Rumlann yenıden yakınlaşmasını, güveni, te- maslan ve işbihiğini teşvik etmek için şovenizme, din- sel fanatizme ve önyargılara karşı sürekli bir cephe oluşturacaklannı bir kez daha ortaya koyarlar." CTP girişimlerini sürdürdü, Mehmet Ali Talat baş- kanlığındaki kurul, 21 Ocak 1997'de Rum siyasal li- derierinden Georgio Vassiliou ile de göruştü. Yayım- lanan basın açıklamasında göruşmeler şöyle açıklan- dı: "İki parti her iki tarafta ortamın kötüleşmesinden, gerginliğin artmasından ve şoven eğilimlerde görülen tırmanıştan derin kaygı duyduklannı ifade ederekger- ginliğin giderilmesıyönünde çaba harcanması gerek- tiğini belirttiler. İki parti Kıbns sorununa çözümün asken değil siya- sal süreç içinde bulunması gerektiğini belirterek, bu- günkü statükonun her iki toplum için tehlikeler içer- diği konusunda mutabık kaldılar. Bu nedenle Doruk Antlaşmalan, Gali fikirler dizisi ve Bırteşmiş Milletler'ın ilgili kararlannda öngörülen iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon kurulmasını amaçlayan toplumlararası di- yaloğun en erken bırzamanda yeniden başlatılması- nı destekliyoriar." CTP'nin "güvercin" gınşımleri daha var; 29 ocak çarşamba günü DIKO'nun Genel Başkanı Spiros Kip- rianu ıle konuşacak. Kipnanu. uzun yıllardan beri, bır Türk partisiyle, Kıbnslı birTürk gazetecısı ıle görüşme- di! Kıbns konusundakı bu girişimler suredursun, önem- li olan adanın askersızleştirilmesidir. Çünkü, Kıbns bu- gün patlayacak bir barut fıçısı durumunda. Türkıye'nin de çıkartan, askersizleştirilmiş bir Kıbns'ı gerektinyor. Şahinlerin, "Anavatan'la bütünleşme" dıye, Grekleri Kıbns'ın güneyine getireceklenne kuşku yok. Bu gidiş- le, güneydeki Rumlar: - Tamam, $ız /\naya(an'/a bütünleşin, biz de Grek- Je*e^m*lam)toiŞHkşiyoruz! derterseneetacak? Vavruvâtân," Anavâtâh a yamanınca ne olacak? Grekler de gelip Akdenız'de bır adaîıın güneyine yer- leşecek. Greklerin kendisi S-300 füzelerini aiırsa, ne yapacak Türtciye? Greklerde yok mu S-300 füzeleri? Kuzey Kıbns'ın Türkiye ile bütünleşme masatı, ger- çekten çok tehlikeli. Türkiye açısından bu boyle de Kıbns Türkleri açısından durum nedir? Kıbns'ın yüz- lerce yılda oluşmuş Kıbnslılığı ne olacak? Kıbns Türk'ü ortadan kalkacak. Kıbns'tan başka ûlkelere goç eden- lerin yerine, Anadolu'dan yeni göçmenler gönderip yerieştirmek yanlıştı. Yerli Kıbnslılar bundan çok tedir- gın oîdular. Siz, oturduğunuz apartmana hiç tanıma- dığınız kişilerin gelip yerleşmelerini nasıl karşılarsınız? Bir dergi çıkıyor, adı "Genç Kıbnslı". Dergıden birkaç genç gelip konuştu. Bildiğim gerçekleri, düşünceleri- mi söyledim; benim gözüme onlar. "Jön Türkler" gibi göründü. Yakında çıkacak konuşmamız. (Dergiyi ara- yanlar. istanbul'da 0 212/227 79 92, Kıbns Güzel- yurt'ta, 0 392/714 28 80, Ankara'da 0 312/212 30 65 numaralı telefonlardan ısteyip bulabilirter.) "Genç Kıb- nslıya başanlar diliyorum. Kıbns'ta, şahinler olduğu gıbi, usu başında insanlar da var. Bunlardan biri, soyleşi sırasında şöyle dedi: - Türkiye ile Grekler arasındaki sorunlar, Kıbns so- rununun önünü tıkıyor. Bu iki ülke ağızlı yüzlü bır di- yaloğa girmezse, kendi sorunlannı çözmek için ortak bir çaba ortaya koyamazsa, Kıbnslı Türklerle Rumla- nn banşmasına izin vermezler. Çünkü ikisi de Kıbns sorununu bırbirienne karşı koz olarak kullanıyortar. Iç politikada tabii. Türkiye "Ege'de bır şey almaz- sam, adalarda bir çıkanm o/mazsa, rahat/amazsam, Kıbns'ta Rum'u ne diye rahatlatayım?" dıye mi düşü- nür? Greklerde "Ben Kıbns sorununu Türkiye'ye kar- şı tepe tepe kullanıyorum. Ne dıye çözeyım?" diye- mez mi? Olan da Kıbnslıya olmaz mı? Yazık olur. BULMACA SEDAT YAŞAYA1S 1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA: 1/ Eski Romalı- lann ulusal giysısı olan geniş ve uzun harmanı... Bnçte, atılan bır kâğıtla 3 eşıne oynamasını istediği kâğıdı be- lirtme.2/Pay...Lif- leri dokumacılıkta kullanılan değerlı bır bitki. 3/ Uzak- lıkişareti...Tekne- lerdekı hamuru 8 kazımaya yarayan g araç. 4/ Herhangi bir topluluğu oluşturan bi- reylerden her bın... Şıddet- h acı ve sıkıntı. 5/ Şeken çok bir tür yerelması.6/ Tropikal Afnka'da yetışen 3 ve çok sert odunu olan bır 4 ağaç... Tecrübeli, usta. II Yararlar, faydalar... Ant- metıkte bir kuv\etin dere- " cesıni veren sayı. 8/ Kül- 7 tür... Yürürlükte olan. 9/ Gaetano Donizetti'nin bır operası... Bırtaşıtı durdur- maya yarayan düzen. YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1/ Balerinlenn geleneksel kostümü... Türlü bitkılerin yap- rak ve kabuklanyla kokulandınlmış acımtırak bır ıçkı. V Önemli tanhsel olgu... Çabuk ve kolay kavrayan. 3/German- yum elementinin sımgesi... Sıcağa ve soğuğa karşı dayanık- lılığı kükürtle artınlmış kauçuk. 4/ Kımi hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak ıçın vücuda venlen enyık... Kastamo- nu'nun bır ilçesı. 5/ Pulcuklann belırmesıyle ortaya çıkan bır den hastalığı. (J Aksaklık... Lluslararası Para Fonu'nun sımgesı. 7/tkiparanınkambiyodeğennın eşıtolması.. Yiğıt. 8/Can ve mal güvenlığı olduğu hakkında düşmana venlen söz... Madencı ocağı. 9/BilgeOlgaç'ın. hiç kadın oyuncu kul- lanmadığı fılmı...îlham.