Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 1997 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Mutluluk, bulmak
değil aramak içindir
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
Lısedt edebıyat öğretmenlenmiz
bize icompozisyon" yazdınrdı.
Zamaı zaman da "münazara"
yaptırrlaıdı. Birincisini, tüm
sakin jörünümüne karşın
severam: yazmak. tek başına yeni
fikırler ve yaklaşımlar üretmek
keyıfl bıriştı: aslında
gazeteciliğın ta kendisiydi.
lkınci>ini ıse, riim heyecanına
karşınpek beğenmezdim. Bazı
konularda herkes ikı tezden
yalnızra bınni savunmak isterdi;
ikinci *örüş rağbet bulmazdı; o
zamar öğTetmenlerimız
"İnannasanız da savunmaya
çalışıa bu da bir yetenektir" gibi
tehlıkeli şeyler söylerlerdi;
sonuçta demagoji sanatında ilk
denemelerinı şaşılacak bir
enerjijle yapanlar olurdu.
Arka aralardaki çoğunluksa bu işi
bir "horozdövüşü" gibi izler,
gülerd. Münazaralar yüzünden
fıkirleri savunup gelıştırmenın en
önemlı yönteminin. diyalogdan
çok polemık olduğunu düşünenler
olurdu Özellikle de "Sanat, sanat
için midir, yoksa toplum için
midir?" münazarasını
anımsıyorum da...
Kompozısyon derslennde
nedense yaşamın ıçinden,
sıradan konular çok seyrek
önerilirdi; çoğunlukla olağandışı
temalar gündeme getırilir.
sanki öğrencinin yapa> bir
tarzda "büyük laflar" etmesine
zemin hazırlanırdı.
"Vatanseverlik" gıbı konularda
ögrencılenn bırbinnden kopya
çekmesi rahattı; zaten önemli
olan tumturaklı sözler
siralamaktı. Ama bazen
kopyaolık gülünç bir uğraş
olurdu; çünkü "tribünlere
oynama"nın güçleştiği, bireysel
yaklaşimın zorunlu oldugu basıt
ve önemli konular vardı. Bazen
bir grup arkadaş, kompozısyon
derslerinden öyle etkilenırdik ki
"öğrenim sürecinin en keyifli
bölümü" olan teneffüsler
sırasında bile yazdığımız konulan
tartışırlardı.
Ünlü bır tartışmamız vardı. Konu
"mutluluk"tu. 'Mutluluk nedir,
nerede aranmabdır" sorusuydu.
Kompozısyon dersine karşı
ilgimizin ötesinde. bir de
toplumcu görüşlerden
etkilendiğimiz için bu konuyu
tartışmaktan bıkmazdık. Karl
Marx'ın gençlik döneminde
yazdığı bir cümleyle o yıllarda
tanışmıştım: "Mutluluk, insanın,
topluma gerekli olduğunu
hissetmesidirf Okuduğumuz
kıtaplarda mutlulukla mücadele
arasındaki bağlantıyı arardık.
Örneğin. Direnme Savaşı adh
kitaptaki devrimcinin, mutluluğu,
davasını savunmak adına işkence
görmekte bulduğu görüşü ileri
sürülüyordu. Ulu bir amaç için
tehlikeleri ve sıkıntılan
göğüslemek, mutlu olmak için
zorunlu bır koşul sayılıyordu.
"Bireysel mutluluk'1
ıle
"toptumsal mutluluk"
anlayışlannı kendimizce
yorumlamaya, ikincisiyle ilkini
bastırmaya çalışırdık. Mutluluk
tartışmalan bitip tükenmezdi...
Sonrakı yıllarda bu konudaki
tartışmalanmız seyrekleşti. Daha
sakince, hatta bazen kederli
gülüşler eşlığınde "gerçekçi"
görüşleri aradığımız oldu. Hâlâ da
oluyor. Yıllar öncesinden kalan
sonJan bugün de çözmek
mümkün değil.
tnsan gerçekten de mutlu olmak
için mi yaşar?
Amaç, mutlu yaşam mıdır, yoksa
"ilgiııç'' yaşam mı?
Toplumsal-ahlaksal itkilerle
girilen onca riskin temelinde
"mutlu olayım" güdüsü mü
\ardır?
Mutluluk yalnızca "bir an" mıdır?
Bu konuyu bana yeniden
hatırlatan şey, geçenlerde bır
gazetenın "Yüzyıl Önce"
köşesinde okuduğum birkaç
cümleydi. Rusya'da tam yüz yıl
önce yayımlanan Novoye Vremya
dergisinde. yazar Lev Tolstoy'a
mutluluğu nasıl anladığı
sorulmuş. Ünlü yazann yanıtı hiç
de öyle "her derde deva"
sayılacak kadar görkemli değil;
ama olsun, her zaman da büyük
laf edilmez ya! Şöyle diyor
Tolstoy:
"Bence, yeryüzü mutluluğunun
ilk koşulu. kent dışında, açık ve
temiz havada, bir köyde
yaşamaknr. Fiziksel emektir.
Farklı farklı kişilerle
söyleşmekten keyif duymaknr.
Kentlerdeki insanlann
haline bakın: tnsan emeğhie
yapılmış ürünler arasında.
yapay ışık alrında, araba
gürültüsü, içki kokusu ve sigara
dumanı içinde. bayat ve iğrenç
yemekler yiyerek yaşıyoriar.
Toprakla, bitkilerie ve hayvanlarla
ilişki kurmalanna ve mutlu
olmalanna olanak vokL"
Şairi tanımazsan, şiiri acı gelirGüney Afrika edebiyatına kiminle
başlamalı diye sordum kitapçıya.
"Alan Paton'u geç, Nadine
Gordimer'den sağa sap, en üst rafta
oturan Bay Afrika'nın kapısını
nklat" dedi. Şair Tatamkhulu
Afrika'nın Limon Ağacı adlı
kitabını satın alırken Bay
Afrika'nın biyografisini raftan
indırdi kitapçı. "Önce şairini tanı"
dedi. "yoksa şiiri acı gelir."
Şairimi tanımaya gıriştim.
Tatamkhulu Afrika, Mısır'da
doğmuş. Babası Arap. annesi
Türk'müş. Ailesi. o çok küçükken
öldüğü için damarlannda dolaşan
Arap-Türk kanşımı kanı. Güney
Afrikalı yeni ailesinin Ingiliz
metodistliği karşısında pıhtılaşmış,
pul pul dökülmüş. Lise son sınıfta
okula gıtmekten vazgeçip öykü
yazmaya başlamış. İlk öyküsü,
roman kadar uzun olmuş. Binbir
güçlükle daktilo edilmiş ve
Ingiltere'ye Hutchinson yaymevine
postalanmış. 17 yaşındaki
Tatamkhulu'nun ilk kitabı Çatlak
Toprak yayımlanmış böylece.
Yayınevi genç yazara kitabının altı
kopyasını göndermiş. Arkadaşlara
ve akrabalara dağıtılan altı kopya
Çatlak Toprak'ın okuyuculara
ulaşan son altı kopyası olmuş. diger
nüshalann hepsı yayınevinin
deposunda çıkan bir yangında yok
olmuşlar. Günümüze kalan iki
örnekten biri Johannesburg Merkez
Kütüphanesi'nde, dığeri cam bir
kutu içinde Milli tngiliz Edebiyatı
Müzesi'nde saklanıyor.
Bay Afrika, 1940 yılında savaşa
gider ve Tobruk'da tutsak düşer. Bir
yıl îtalya'da, iki yıl Almanya'da esir
tutulduğu sürece durmadan yazar;
kendi deyişiyle esaretin duygusal
çöküntülerini anlatan. gerçeküstü
bir roman ortaya çıkanr. Ancak bu
romanın elyazmalan Alman bır
gardiyan tarafından yırtılır. Güney
Afrikalı bu beklenmedik yazann ilk
iki eseri. şanssız bır sonu
paylaşırlar Savaştan sonraki 40 yıl
eline kalem almaz. Üstüne gölgesı
düşen lanetin kalkması için zaman
gereklidir. Yazmadığı dönemlerde
yaşamı sıradan olaylara sahne olur;
JOHANNESBURC
AYSU
ÖNEN
evlenir. boşanır, madencı olur, içkj
içer. işlere girer. ışlerden çıkar,
sinemaya gider. sıkılır. içki içer...
Üvey annesinın ölümü ve üvey
babasıyla girdığı sonuçsuz
tartışmalaT sonucu kendini yeni bir
ailenin içinde bulur. Bu kez ailesi.
ırkçı Milli Parti sempatizanı
Afrikan bir ailedir. Bay Afrika da
lasa sürede yeni ailesinin
görüşlenni benimser. Dogduğundan
beri adı üçüncü kez değişir. Sıradan
yaşam devam eder: İşlere gırer,
işlerden çıkar, içki içer. bateristlık
yapar. içki içer... Sonra. hıç
beklemediği bir anda, sıradan
yaşamıyla ilgili bir sır öğrenir.
Yaşamı boyunca aynaya baktığında
gördüğü mavi gözlü yüzün bır
siyaha ait olduğu gerçeği,
sıradanhğa bir son verir. Yaşama
tekrardan başlamaya karar verir. İlk
ış olarak anne babasmın dinini
seçer ve Müslüman olur. Bugün
hâlâ etkinliği devam eden Al Cihad
adlı bir örgüt kurar. Örgütün, Islamı
yaymak dışındaki görevi ırkçılıkla
savaşmaktır. Tatamkhulu Afrika
(Afrika'nın Babası) admı bu
dönemde alır, diğer adlannı
kullanmayı bırakır.
Sonunda. 60 yaşında kim
olduğunu bulmuştur. Tekrar
yazmaya başlar. Orgütün
çalışmalannı Masumlar adlı
kitabında anlatır Kitabın
kahramanı, dini inançlanyla politık
görüşleri arasında ikilemler
yaşayan Müslüman bir adamdır. Al
Cihad'ın eylemleri sonucu 67
yaşında tutuklanır. Bu kez şıir
yazmaya başlar. Ödül kazanacak
şiir kitabı Dokuz Can'ı (1991)
yaratır. 1994'te Döniim Noktası adh
şiir kitabıyla Sanlam Edebıyat
Odülü'nü kazanır.
Kitapçı. kılavuzluk görevini
hakkıyla yerine getirdi. Beni,
fırtınalı ıfkçıhk edebiyatından sakin
şiir limanına ulaştırdı. Güney
Afrika edebıyatını, Güney
Afrika'yı oluşturan yapı taşlannın
her bırinin üstünde mola vermiş bir
yazardan daha iyı kim temsil
edebilir? TürkJükten metodistliğe,
askerlikten esirliğe, madencilikten
işsizlıge. ırkçılıktan teröristliğe.
beyazlıktan siyahlığa. alkoliklikten
ayıklığa olan uzun yoldan geçmiş
kaç yazar tanıyorsunuz? Hangi
yazar, yazmanın kutsallığını iki
romanını yıtirmiş bir yazardan daha
iyi bilebilir? Hangi şair. tomurcuk
veren gardenyaya dokunduğunda
"Tann'nın yüzüne dokunduğumu
hissettim" diye vazar?
Lımon Ağacı "nda Bay Afrika,
sözcükleri ve dızeleri askerlerine
komuta eden bir general titizliğiyle
yerleştirmiş. Walt Whitman'ı
anımsatan kısa ve uzun dizeler bir
mühendislik harikası. Şainmi
tanıyorum. Şiirleri baldan tatlı.
Yolumu kaybetmeme olanak yok.
Kılavuzum kitapçı.
Hırsızı sevebilir
insan, peki ya
bir katili?
BRUKSEL
ÖZGÜR
ULUSOY
Hindistan'da cumhuriyet kutlamalan
Hindistan'uı Sınır Güvenlik Muhaftzlan bugün kudanacak
Cumhuriyet Günü'ne haarlanjyorlar. Develeri ve rengârenk
geleneksel kıyaferJeriyle Şehitter Anıtı önündeki Rajpath
Bulvan'nda çarpıcı bir görüntü oluşturan sınır muhafı/.ları.
günler öncesinden prmalara başladılar. Her yıl 26 ocak giinü
görkemli törenlerte kutlanan Cumhuriyet bayranu öncesinde
olası saldınlara karşı başta Keşmir olmak üzere tüm ülkede
yoğun güvenlik önlcmleri aundı. Keşmir'de dün mjgydgpa ,;
gelen olaylarda Cumhurivet törenlerini sabotc ctmek
istedikleri bildirilen yedi Islamcı militan Hindistan güvenlik
güçleri tarafından öldürüldü. Keşmir'de yaşayan halkın bir
bölümünün olası saldınlardan korkarak kenti terkettikleri
bildirildi. Ordunun kentte resmi olmayan bir sokağa çıkma
yasağı başlatngı kaydedildi. (Fotoğraf; RELTER)
Somalililer Finlandiya'da ne yapacak?Her şey seksenli yıllann sonlannda
başladı. Kıtleler halinde Finlandıya'ya
gelen ilk yabancı gruplan oluşturdu
Somalililer. Somali'debaşlayan
korkunç iç savaşın ardından
Moskova'ya ulaşanlann sığinma
yerleri oldu Fınlandiya. O vakte
kadar çok sınırlı sayıda UNHCR
(Birleşmiş Milletler Mülteciler
Yüksek IComiserlıği) aracılığı ile
mülteci kabul eden Fınlandiya"da zaten
çok az sayıda yabancı vardı.
Finlandiya'dakı yabancı nüfusun
tamamına yakınını diplomatlar,
işadamlan ve öğrencıler
oluşturuyordu. Zamanın Sovyetler
Birliği ile yapılan bir anlaşma ile de
komünıst bloğun hiç bir ülkesınden
mülteci müracaatı kabul edilmedi. (Her
fırsatta tarafsız bir politika izlediğini
savunan Finlandıya'nın tarafsızlığına
güzel birörnek! Birdenbıre ülkeye -
deyiş yerindeyse- doluşan yabancılar
karşısında neye uğradığını şaşıran
Fınlılerden çok değişik tepkiler geldi.
Özellikle bu yabancılar sıyah derili
olunca tepkılerin do?u arttı.
Fin kültürüyle uyum
sağlayabilecekler miydi?
Finlilerbu siyahlara ahşabilecek miydi
? Finlandiya'dakı yabancı sayısı çok
kısa sayılabilecek bir süre içinde birde
nbire artınca henüz o yıllarda başlamış
olan ekonomik krizin nedenı olarak
görülmeye başlandı.
Ardından Sovyetler Birliği'nın
dağılmasıyla. özellikle Baltık
ülkelerinden gelen mülteci
müracaatçılanyla doldu her yer.
Coğrafi konumu nedeniyle yabancılan
TURKU
HÜSEYİN
KILIÇARSLAN
n uzun süre ulaşamadığı dünyanın en
kuzeyindeki bu ülke, birdenbire favori
bir ülke halini aldı. Zamanla kültürel
problemler başladı. KJasik bir deyişle,
uyum problemleri... KJŞ mevsiminde
neredeyse kutup iklimini andıran bu
ülkeye alışmak kolay olmuyor.
Özellikle kültür çatışması, din aynlığı,
lisan zorluğu gibi ilk anda akla
gelebilecek problemlerin yanı sıra
Finlilerin katı kurallanna uymak,
onlarla kaynaşmak en güç olanı
sanıyorum. Yıllardır bir kapalı kutu
olan Fınlandiya'nın çok kültürlü
yaşama geçişi kolay olmuyor.
Yabancı kültüre açık olmayan bu
ülkede, devlet tarafından birçok
faaliyetler yürütülüyorsa da açıği
kapatmaya yetmiyor. Önceki yıl
birkaç yüz Fin Markkası için bir
Türkıyeli tarafından boğazı
kesilerek öldürülen çiçek dükkânı
sahibi bir kadını bir başka cinayet
ızledi. Somalili bir genç, kaçırarak
tecavüz ettıği bır liseli kızı boğarak
öldürdü. Tabıi hemen her ülkede
olduğu gibi. renkli basın uzun
bir süre gündemde tuttu bu tatsız
olaylan. Ardından yabancı
düşmanhğını körükleyen eylemler
başladı. Yahudı mezarlannın tahrip
edilmesi, bir gece dıskotek çıkışı bır
Türkiyeli'nın bıçaklanarak öldürülmesi
olaylan art arda geldi. Bazı merkezi
Avrupa ülkelerinde olduğu gıbı
sistemlı bır yabancı düşmanlığından
söz etmek güç olsa bıle, genel anlamda
Finlandiya'da yabancı olmak kolay
değil. Kültür çatışmalan. Finlilerin
kendi aralannda bile yabancılık
çekmeleri ve yalnızlığı tercih etmeleri.
yabancılann bu toplumla
kaynaşmalannı güçleştinyor.
Yabancılara göre en zor olanı,
Finlilerin çok soğuk olmalan! Avrupa
ülkeleri içinde en az yabancı nüfusun
Finlandiya'da olduğunu düşünürsek
(yabancılann tüm Fınlandiya nüfusuna
oranı henüz % I) daha aşılacak epey
yol var gibi görünüyor...
Güneş bu hafta nispeten
cömert davrandı.
Makyajda gri tonlan
tercih eden sulugöz
Belçika göğünde güneşın
'açması' önemli olay.
Söylece bır boy
gösterdiği öğle
saatlerinde
meydanlardaki banklara
kurulundu.
Yüzler güneşe dönük.
gözler kapalı ya da
ellerde kitap Karşılanna
çıkan ilk yeşillik
parçasına uzandı genç
sevgilıler. Genç sev^gilıler
dünyanın her köşesinde
aynı.
Sevgililer...
Sevgi?.. Hanı şu üzerinde
günlerdir konuşulan
'\atan sevgisiyle'
çimenlere serilen sevgi
birmi? Se\gı nasıl bir
şey?
llkokulda canımızdan
çok milletımızı.
vatanımızı sevmemız
gerektiğinı öğrenmiştık.
Acaba anne babamızdan
daçok sevmemiz
gerekiyor muydu? Gızlı
saklı yaptık tercihimizı.
Okuduğumuz
kitaplardakı kahramanlan
da se\ dık. kımbılir belki
bazılanna aşık olduk.
Sevdiklenmizin arasında
haydutlar da vardı.
Zenginden "çalıp' yoksula
veren. sevdiğı kızı kötü
adamlann elinden
kurtardığı gıbı atının
arkasına alıp uzaklaşan
haydutlar. Saraylarda.
şatolarda değil, dağlarda.
ormanlarda yaşayan, mal
mülk sahiplerine karşı
mülksüzlerin yanmda yer
alan haydutlar.
Köroğullan. Robin
Hoodlar..
Kimı yaptıklan bire bin
katılarak anlatılan tarihsel
karakterlerdi. Kimi,
yalnızca öyle olması
istendiği için yaratılmış,
yaşatılmıştı. Sisteme
karşı çıkan haydutlan
sevdik, 'hırsız'
olduklannı bıle bile
sevdik.
Gönlümüzü de
çalmışlardı.
Modern "efsanelerde",
zenginden alıp yoksula
veren haydutlara yer yok
artık. Hatta tersı makbul.
Amerikan polisiye
fılmleriyle "iyiyle kötü'
tümden rol değiştirdi.
Artık kahraman. malın_
mülkün bekçisı p>olis. Üç
kasım kazasından sonra
kahramanlara yeni bir
hane daha eklendi.
Öldürmeyi. katletmeyı
günlük yaşamın sıradan
ışleri seviyesine indiren
'kahraman lar',
'vatanseverler' var şimdi.
Ve vatanseverleri
sevenler.
Sevgi nasıl bır şey?
Çatlılar'ın.
Ağansoylar'uı,
Şahinler'in, Buraklar'ın
eşleri. Metin Göktepe'yi
ölümüne döven.
ışkenceyı meslek edinen
polislerin eşlen. çocuklan
kocalanna, babalanna
nasıl bır sevgi duyuyor?
Ya bu ısımlen yeni
yeni tanıyan.
diyelım Çath'nın
90 öncesinde yedi
genci katledişinin
hikâyesını gazetelerde
okuyan. buna rağmen
"Ama vatan" diye söze
başlayan birisinin
yüreğinden neler geçıyor?
Şu sevgi nasıl bir şey?
İnsan gönlünü bir hırzısa
kaptırabilir. bir hırsızı
sevebilir. peki ya bir
katili?
NASILBİRYARGIREFORMU?
KIBRISTA FÜZELERDEN SONRA
MİRAGE KRİZİ
SIYASILERİN DE SORDUGU SORU:
KOMİSYONLARI KİM AKLAYACAK?
KÜRTCE'NİN VAROLMA SAVASI
TÜRKİYE SİYASİ PARTİLER CENNETİ!
OZELLESTİRMENİN NERESİNDEYİZ?
SIYASİLER SUSURLUK'A GÜVENMİYOR
SPORLA OLUME KOSMAK
LINC EDILEN TEK GAZETECı ALI KE'/AL
OZELLESTİRMENİN YENIPATRONUISMAIL HAKKIKARAKAYA UMUTLU
ORMAMCI.ı
/
ANUYISI DEGISEC5K
Nokta Dergisi. ınternet Web Adresi:http v>u^.ım-d\utt-\t.c(>m mı
Nokta Dergîsi, E-Mafl Adresi: nokld(nmed\jlt-\l.conı
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması)
Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
Hizmet
FATİH 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1996-894
Mahkememizin 1996/894-1063 esas ve karar sayılı 27.12.1996 tanhlı ılamı ile
Siirt, merkez, Sakarya, c. 081 02, sy. 52 h. 70de nüfusa kayıtlı Fikn oğlu 1981
doğumlu Eyyüp Bakırcı'ya, küçük olması nedenı ile kısıtlanarak, ayru yerde nü-
fusa kayıtlı Bekirkızı 1958 doğumlu Medıha Bakırcı vasi olarak atanmıştır, key-
fiyet ılan olunur. 13.1.1997
Basm: 2374
HORASAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Horasan Kadastro Mahkemesi'nde, Horasan Dalbaşı köyû 159 ada. 1 noiu
parsele ilişkin Mehmet Vatankulu tarafından açılan davanın reddine, taşınmazın
tespit gibi Şamil oğlu Fehmı Bayrak adma tesçilıne karar verilmış olup; karar
davacı Mehmet Vatankulu mirasçıları Nezihe. Ulviye, Mustafa. Burhanettın.
Naciye. Nurcan, Gülcan. Sevgi, Müşika, Gürsel, Nuray, Erdal, Isak ve Muharrem
Vatankulu ile davalı Fahn mirasçısı Şahin BayTak'ın adresleri meçhul oldugun-
dan ilgililere ilanen teblığıne karar verilmış olup. ilan tanhinden ıtibaren 15 gün
içinde yasa yoluna başvurulmadığı takdirde karann kesınleşeceği ilanen tebliğ ol-
unur. Basın: 3009
İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1994/395
Davacı Mehmet Güllü tarafından mahkememizde açılan gaiplik davası nede-
niyle:
Hatay ıli, Iskenderun ılçesi, Haymaseki Köyü cilt no: 21, sayfa no: 211. kütük
sıra no: 24'te nüfusa kayıtlı bulunan Halil oğlu 1327 doğumlu Halil ve Mama'dan
olma Süleyman Kölelioğlu'nun gaiplığine karar verilmesi talep edilmiş olmakla;
Gaip Süleyman Kölelioğlu hakkmda malumatı olan kımselenn malumatlannı
mahkememizin 1994/395 sayılı dosyasına bildırmeleri, gaıp Süleyman Kölelioğ-
lu hayatta olduğu takdirde kendisinin nerede bulunduğunun, sağ olup olmadığı hu-
susundaki beyanını mahkememizin 1994/395 esas sayılı dosyasına 24.12.1996 tar-
ıhıne kadar bildirmeleri ilan olunur. 9.12.1996
Basın: 127027
Özelleştiımeye Anayasa
Mahkemesi onayı ile;
K ENDEKS FIRLADI
ARTIK BORSAYI
KİMSE
TUTAMAZ !
Yabancı yatınmcı
İMKB'de ne yapıyor?
Şirketlerden
T.Şişecam, Okan Holding,Netaş, Demirbank
Tanfer Dinler;
"Sigortacılık netleşmek zorunda*
BORSADAKI