27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 AĞUSTOS 1996 ÇARŞAMBA HABERLER Kitle örgütleri İHD'den Nacar'a destek ECE TEMELKL RAN ANKARA - Dernokratık kitle örgütlerinin temsılcileri. Baş-bakan Necmettin Erbakanın. PKK ıle görüşen İslamcı yazar İsmail Nacar'ı da devTeye sokarak Kürt sorunu için başlattığı ginşimleri "yapay** büdular. Türkiye İnsan Hakları Vakfi \ e Türk Mühendis \e Mimar Odaları Birlıği (TMMOB) Genel Başkanı Ya\uz Önen. Kürt sorunıın TBMM'yı vehalkı dışlayarak çözülemeyeceğirıi sövlerken Çağdaş Hukukçular Derneğı (ÇHD) Yönetim Kurulu üyesi Hasan Tatar. girişimi "yapay ve yanıltıcı" olarak nıteledi. İnsan Hakları Derneği(İHD) yöneticılerinden Nazmi Gür i.se diyaloğa yönelik girişimi önemsediklenni belirtti. Cumhuri>et'in sorularını yanıtlayan Yavıız Önen. "RP'nin si>asi bir akını olarak Kürt sorununu çözüyor gibi durması gerçek değil" diyerek sorunıın "si>asi rant malzemesi" haîıne geıirilmesine karşı çıktıklarını belırtti. PKK lideri Abdullah Öcalan ıle de görüşen İslamcı yazar İsmail Nacarın arabuluculuk yapmasının Türkiye'nın demokratikleşmesi karsısındaki engellerin kaldırılması yonünde bir işaret olmadığını söyleyeıı Onen. "Server Tanılirnin deyişiyle "kışla talimatnamesiyle" yönetilen Türkive'de Kürt sorunun çözüleceğini iddia etmek gerçekçi değildir. Sorun. ancak iyiniyetli. a\ağı Türkiye zeminine basan. eşit, adil bir barışı gözeten polirikalarla çözülebilir" dedı. ÇHD yöneticılerinden Hasan Tatar da. Kürt sorununun çağdaş \e evrensel hukuk tlkelerı çerçevesınde çözülmesi gerektiğini belirterek. "Bizinı için her tiirlü girişim izlennıeye ve desteklenmeye değer. Yeter ki yanıltmaya yönelik olmasın. Ancak bu girişimi, yapay ve yanıltmaya yönelik bulu>oruz"dedı. Tatar. şöyle konustu: "Cezaevi sorunları tartışılırken, nıahkûnıların ateşkes istediklerini söyleyen RP yöneticileri buna şiddetle karşı çıktılar. Sanki böyle bir şey istenemezmiş gibi davrandılar. Kaldı ki tutukluların bö> le bir talepleri yoktu. Ay rıca hükümette yer alan ü\ P bakanlannın da bu konudaki ta\ ırlan bellidir. Bütün bu gerçeklikkr yanında Nacar'ın PKK ile arabuluculukta görev lendirilmesi yapay ve toplumun gündemini yanıltmaya >önelik bir girişimdir." İHD yöneticilerinden Nazmi Gür ise Nacar'ın PKK ile arabuluculuk için göre\ lendirilmesini önemsedıkleıini söyledi. TEDAS CHP'den araştırma önergesi ANKARA (Cumhuri>et Bürosu)-CHP Balıkesir Milletvekili Önder Kırlı. TEDA$'tanTRT"ye ödenen katkı payının fazla olduğu ıddıasıyla \leclis araştırmasi açılmasını istedi. Kırlı. dünTBMM Başkanlığf na sunduğu önergesinde. TEDAŞ'a ait elektrik dağıtım kurumlannın tahsil ettiklen gelirlerden harcamalarını yaptıktan sonra. artan miktarı genel müdürlük hesabma aktarmalarını öngören uygulamanın TEDAŞ Genel Müdürü Mehmet Bozdemir\e Genel Müdür Yardımcısı Hasan Türzüner inızalı bir yazıyla kaldırıldığını anımsattı. Tahsil edileıı fatura bedellerinin hıç harcama yapılmadan gene! müdürlüğe havalesınin istenildiğini belırten Kırlı. bu durunıda TRT'ye aktarılan yüzde 5 5lik katkı payının yükseldığıne dıkkat çekti. Cumhurbaşkanı Demirel, PKK ile dolaylı diyalog arayan hükümeti kesin dille uyardı anlaşalıtıı denmez'ANKARJ\(Cumhuri>etBürosu)-Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel. Güneydoğu sorununun çözümü için PKK ile dolaylı di- yalog arayışına giren hükümeti kesin dille uyardı. Türkiye'nin dostunu \e düşmanını bildiğini. teröre karşı zeytin dalı uzatıla- mayaeağını belirten Demirel. "Devletle si- lahlıuğraşiçindebulunanlannsonunu Tür- kiye getirecektir. Dev let olmanın şiaru kim silah alnıış ortaya çıkmışsa "Gel kardeşim seninle uzlaşalım' değildir. Öyle atılacak bir adım Türkiye'yi bü> ük sıkıntılara sokar" dedı. Başbakan Necmettin Erbakanın. PKK lideri Abdullah Öcalan ıle konuşan İslam- cı yazar İsmail Nacar'la bir araya gelmesı. RP milletvekillerinin genel af ve terörör- gütünün lideri ile görüşülebileceğini açık- lamaları ve DYP Genel Başkan Yardımcı- sı Mehmet Gölhan'ın silahlarını bıraktık- tan sonra PKK ile dolaylı olarak görüşüle- bileceğini söylemesiyle sergilenen tutunı. Köşk'ten de tepki gördü. Cezaevlerindeki Batılı diplomatlar • Türkiye'nin dostunu ve düşmanını bildiğini. teröre kaışı ze\tin dalı uzatılmayacağını söyleyen Demirel. "Dağlarında 12 senedir devletle silahlı uğraş içinde bulunanlann sonunu Türkive getirecektir. Devlet olmanın şiarı, kim silah alnıış ortaya çıkmışsa 'Gel kardeşim seninle uzlaşalım" değildir" dedi. ölüm'oruçlanyla yaşanan gerginliklere dik- kat çeken Demirel. "Türkive'deçokçabuk boğucu havalar yararmak mümkündür. So- runlardan bir tanesi hiç olmazsa bugünkü ölçüler içerisinde v e bugünkü şekliy le orta- dan kalkmıştır. Güney doğu'daki terör mü- cadelesi ise bir başka iştir. Oy le ayaküstü ko- nuşulacak bir şey değildir" dedi. Terör ör- gütünün bırkaç gün önce 16 askeıi şelıit et- tiğini kaydeden Demirel. "Türkiye evvela bunu y apanları bir cani olarak kabul etme- \e mecburdur. Türki>e dostunu düşmanını bilmez olur mu?" göruşiiııü dıle getırdı. Cumhurbaşkanı Demirel. 12 >ıl bcnunca dev lete karşı silah kullananlann sonunun ge- tirileceğıni kasdederek ^unları sövledı "Başka türlü ne de\ let olursunuz ne de\ - let otoritesi u\gula\ahilirsiniz. ne sınırları- nızı nıuhafaza edebilirsiniz. Dev let olmanın şiaru de\ lete karşı kim silah alnıış orta>a çık- mışsa, onaze\tin dalı uzatarak. Gel k.ııde- şim seninle ıızlaşaJınr değildir. Eğerde\- let, silahını ele alnıış. de\ lete silah çekmiş bir adamın elinden o silahı alamı\orsa. de\let değildir o. Hadise zaten hugünün hadisesi değil ki. Ne\e barışçı \oldan çözüm hulacak TiirkİNc. ne>e si\ asi \oldan çözüm hulacak? Öğretmenini, din adaınını. askmni. polisi- ni 8bin kişh i öldüren bu çete>ede\let Gel seninle anlaşalım' ıııı di\ecek? Ö\le atıla- cak bir adım. Türkne'yi çok hihük sıkın- tılara sokar. Niha>et Türkiye'nin sahipleri bu ülkenin halkıdır." Demirel. Günevdoğu'da şelıit edileıı as- Batı, Erbakan'm Kürt sorunu atağma temkinli ANKAR.4 (Cumhurhet Bürosu) - Başbakan Nec- mettin Erbakan'ın Kürt so- rununa çözüm bulunması volunda başlattığı girişim- ler. Ankara'daki yabaııcı dıplomatlarca bir yandan temkinle karşılanırken diğer >andandagelişmelerin na- sıl bırse\irgöstereceğidik- katle izlenıyor. Ankara da- ki Batılı diplomatlar. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özaldönemı dahil. geçmiş- te ıktidarlarııı Kürt sorunu- nun çözümü yolunda açık- latnalarşaptıklarını. ancak sonradan bu konuda bir ge- lışme olmadığına dikkat çe- kerek. E:rbakan'ın Kürt so- rununa çözüm girişimine de temkin'i yaklaşıp. "bek- legör"politikası ızlivorlar Alınaına'nın Türkiye Büyükelçisi Hans-.loachim Nergau. C umhuriyet'ın RP'nin girişimine ilişkın bir.sorıısunu. ""Güneydoğu halkının meşru endişeleri- ni göz önüne alacak her tür- lü politikaya Almama des- tek \erecektir" sözleriyle yaıııtladı. Vergau.Güneydo- ğu halkını Türk demokra- sisi ile entegre edecek ça- balan arzu ettiklerıni de kaydetti. Batılı diplomatık kaynaklar. Özal"ın Kürt so- rununa çözüm yolunda or- taya attıgı önerilenn Türk kamuyounda tepkıyle kar- şılandığını anımsatarak. şu görüşü dile getirdiler: "Ama aradan 10 yüı aş- kın bir süre geçti. Belki bu- gün Erbakan'ın girişiminin devamı gelir. Ancak Erba- kan'ın yalnızca kendi İsla- mi görüşlü seçmenine \ö- nelik, diğer laik kesimi da- hil etmediği çözüm önerile- rinin ne ölçüde başarı sağ- layacağı da kuşkulu." Gü\enliKgüçleri ile terör örgütü PKK arasında çatış- malar sürerken diyaloğun mümkün olmadığına da dikkat çeken bir Batılı dip- lomat. PKK'nin ateşkes ilan etmesi ve sonra da silahla- rını bırakması gerektiğine işaret etti. Erbakanın girişiminin ne ölçüde gelışme göstere- ceğini kestirmenin zor ol- duğuna dikkat çeken bir başka yabancı diplomat, hü- kümet ile PKK arasındado- laylı diyalog kurulması ye- rine ılımlı Kürt temsilcile- ri ile teınasın daha \erimli olabileceûini sövledi Demirel uzlaşmaya karşı Demirel. başbakanlığı döneminde Kürt \ermişti. Demirel, Erbakan'ın u/Jaşmagi- realitesini tanıyacağını sövle>crek. gele- rişimlerine geleneksel politikadan ödiiıı neksel politikada yumuşamanın orneğini \erme\erek tepki gösterdi. keıleıın cenaze törenlerinde yaşanan ger- gınlıklere dikkat çekerek. bu tür çalkantı- ların Türkiye'nin her yerine yayılmasının "birgecelikişolduğunu" söy ledi. Demirel. de\ letın. terörün hakkındangeleceğıneyö- nelık güvenin sarsılması durumunda. hal- kın "O /aman ben \apa\im" çabası içıne gııeceğı uyarısında bulundu. Terörörgütü- nüıı. teslim olmaları yönünde yapılan olum- lıı çağrılara silahla kar^ılık veıdiğine dik- kat çeken Cumhurbaşkanı Demirel. şöyle devam etti "O zaman Türkiye'} i idare etmek fe\ ka- lade zoıiaşır. Türkiye'nin insanlannı öldü- renleıv dağlarında eşkıyalık yapanlar Tür- kiye'nin düşmanlarıdır. Masum insanları öldüreceksin. köyleri yakacaksın, karakol- ları basıp de\letin askerini şehit edeceksin, sonra ben Gel bıınları yapma diyeceğim. Böy le bir şey i kimse düşünmesin: açık söy - leyeyim. Destahilize olma diye bir olay >ar, yani ülkenin idare edilemez hale gelmesi olayı. Bu. her şeyin sonudur." Ciller karsı 'Devlet eşkıyayla konuşmaz' ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Necmet- tin Erbakan. Güney doğu so- Hinunun çözümü ıçın PKK ıle dolay lı diyalog aray ışına girerken. bu gırışımlerı des- tekledığıni açıklayan DYP yönetimi "düzeltme" yaptı. DYPGenelBaşkanıve Baş- bakan Yardımcısı lansuÇil- ler." DCN letin eşkıyay la konuş- ması söz konusu bileolamaz" dedı. VI11lı Sa\ıınma Baka- nı DYP'li Turhan Tayan da hükümetin progıamında hiç- bir şekılde at'bulunmadığı- ııı belırtirkeıı. "Bölgedekan aktığı sürece yapılacak bir şey yoktur. Önce kan döken- ler. akan kanı durdurmalı- dır" dedi Ciller. dün Lkonomı bü- rokratlarıyla yaptığı toplan- tının çıkışında. hükümetin RPkanadınınTRTden Kürt- çeyay ın yapılmasıntndüşü- nüldüğü yönündeki açıkla- malarınııı anımsatılması iize- rıne. konunun luikümct ortak- laıı arasında konuşulmadı- ğını sövledi. Ciller. bazı RP milletvekillerinin PKK ile diyaloğa gırilmesi. HA- DEP'le göıüşülmesı yönün- deki girişimlerı için de * De\- letin eşkıyayla, hele kan dö- külürken konuşması sii/ ko- nusu hile olamaz" dedı İçişleri Basmüfettişi Erdoğandan Demirel'eGüneydoğu raporu 'IranşeriaU ihraçetmekistiyor'ERGl'N AKSOV ANKARA - Eskı Olağanüstü Hal Bölge \ali Yardımcısı \e İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişi Özcan Erdoğan tarafından hazırlanan \e başta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olmak üzere. siyasi parti liderlenne gönderilen "Güneydoğu Sorunu Bazı Tespitler ve Çözüm Önerileri Raporu"'nda. 10 ilde siiren olağanüstü hal uygulamasına son \erilmesi. geçici köy koruculuğu \e Cekiç Güç sisteminin de tekrar gözden üeçirilmesı istendi. Raporda. Iran'ın. Islam De\rimf nı Türkiye'ye ihraç etmek için PKK'yi kullandığına dikkat çekıldi. Mülkiye Başmüfertişi Erdoğan. 38 sayfadan oluşan raporunun giriş bölümünde. Körfez Sa\aşı döneminde Diyarbakır'da Olağanüstü Hal Bölge V'ali ^ardınıcısı olarak görev yaptığını belirterek. Türkive'nin en önemli sorunu • Mülkiye Başmüfettişi ve eski Olağanüstü Hal Bölge V'ali Yardımcısı Özcan Erdoğan tarafından hazırlanan ve Kürt sorununun çözütniine yönelik somut önerileıin yer aldığı rapor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile siyasi parti jiderlerine gönderildi. Raporda. "Terörün bitmesini istemeyenlerin olduğu. Iraıı'm İslam desrimini Türkıve've ihraç etmek için PKK"yi kııllandığı" göriişlerine \er \erilmesi dikkal çekti konumunda olan Güneydoğu sorunun Türkıye ııın demokıatıkleşıııcsinin etki alanını gideıek genışlettiği vtırguladı önündekı en önemli eneellerden birı Raporda. "Bu sorun çö/ünılenmeli: Çünkü Güneydoğu sorunu ekonomide istikrarsızhğın haşlıca nedenlerinden belki deen önemlisi. Kanıu kaynaklarının giderek artan bölünıü, PKK ile mücadeleye ayrılıyor. Terörle mücadelenin finansmanı enflasyonu azdırıyor. Bu sorun. dolaylı yollardan ekonomiye de büy ük zararlar \eriyor. Ülkemiz bu sorunu çözmedikçe toplum hayatının her safhasında ınillot olarak karşılaşacağımız sıkıntıları aşmamız zor" denildı. Raporda. Güneydoğu sorununun olduğu. ancak ne palıasiııa olursa oKııi1 tercılıi'i demokrasiden yana I- ııllanılm:iM terörle dcmokrası içinde nıiicadele edılmesinm gereklılığı üzenıule duuıldu Terörün askerı \e strateıik bakmıdaıı ilnn edilmcmış örtülü bıı s.n.iş olduğuna dikkat çekilen raporda, şu gönı^leıe yer \erildi "Bölgedeadaletmekani/masının ya>aş işlemesi. bölgenin aşiret \e ağalık düzenine dayalı sosyal yapısı demokratik düzen ile bağdaşmıyor. Geııç. «öm bilincine sahip olmayan. a/ da olsa artniyetli kamu göre\ lilerinin. görev lerini lay ığı ile y erine getirmemeleri, suiistimal etıikkıi. /aman zaman yetkilerini aşarak halka kötü muamelede bulunnıaları nedeniy le dev lete karşı tepki oluşmakladır. Bölgeye yapılan yardım. destek \e teşvik tedbirlerinden istifade ederı hir kısım vatan ve millet düşmanı kişi ve kuruluş terör bıtmesin" felsefesini şiar edinmişlerdir. Kamu görev lilerinin tecıübesiz. yeterli bilgi ve görgüden yoksıın. yeteneksiz \e göreve küsmüş kişilerden ııluşması. birçok görev i »ekâleten yürütmenin ortaya çıkardığı olumsuzluklar devam ediyor. Bölgeye yapılan atamaların, genellikle ceza niteliğini taşıyan atamalar olarak kabul edilmesi. bu bölgede yaşayan insanlarımızın bütün yaşamları boyunca cezalandırılmalannın devlet tarafından zınınen kabulü anlamına gelnıektedir." SÜRECEK 'İSIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Başbakan Necmettin Erba- kan'ın Askerı Şûra sonrası ko- mutanlara verdiği yemek sırasın- da ortaya çıkan içki anlaşmaz- lığı. önemli bir toplumsal soru- nu yansıtıyor. Erbakan'ın verdi- ği davette kendi belirlediği içki- ler dışında servis yapılmıyor. Er- bakan'ın bu tutumu, siyasi Is- lam'ın ne kadar kendi dediğini kabul ettirmeye eğilimli olduğu- nun ciddi bir işareti. Bugün ken- di davetinde içki vermeyecek. yarın gücü yetse tüm ülkede iç- kiyi yasaklayacak, tıpkı diğer is- lamcı ülkelerde olduğu gibi. Ne- rede kaldı. "çok hukuklu top- lum?" Erbakan. 1994 yılındaki RP kurultayında "Herkesin kendi ıstediğı gibi yaşamaya hakkı olan bir hukuk sistemi"n\ sa- vunduklarından söz ediyordu. Bu teze göre: islamcı. kendi ku- rallarına. kendi istediğine göre yaşayacak. Laik, laik gibi sos- yalist, sosyalist gibi özgürce ha- reket edecek. herkes kendi is- tediğı hukuk sistemini belirle- yecek bu sisteme göre bir ya- şam kuracak Hz. Muhammed dönemınae imzalandığı belirti- Paşanm Rakısı, Hoca'nın Meyve Suyu len Medine Sözleşmesi'nden hareketle. bazı İslamcı aydmlar son dönemde RP içinde liberal bir anlayış yaratabilmek amacıy- la bu sözleşmeyi ön plana çıkar- dılar. Bahri Zengin, AN Bulaç gibi isimlerin savunduğu bu tez, RP yönetimince de "kerhen" kurultayda dile getirildi. "Çok hukuklu toplum" tezı. birçok çevre tarafından da ütopık bu- lunduğu için kabul görmedı. Bu tezi reddeden islamcılar. Isla miyetin totaliter bir ideoloji ol- duğundan hareketle. böyle bir uzlaşmanın islamın tabiatma ay- kırı olduğunu belirttıler. Laik ve sosyalist çevrelerdeki ıtiraz ise aynı toplum içinde yaşayan in- sanların. farklı hukukları uygu- lamalannın olanaksız olduğu yö- nündeydi. Örneğin feministler. dört kadınla evlenmeyi savu- nan bir topluluğun bulunduğu yerde, bunu bir insan hakları sorunu yaparak böyle bir ya- şamla mücadele edeceklerini söylediler. Buna benzer çok çe- şitli itiraz yapıldı. Iran'da hırsız- lıkyapanların parmaklarının ke sildiği haberi dün gazetelerdey- di. Ben. eli kesik îslamcının or- talıkta dolaştığı bir hukuk siste- mi istemiyorum. Bu sıstem ba- na uygulanmasa da böyle bir hukuk duzeniyle sonuna kadar mücadele ederim. Erbakan ise bu tezi çeşitli yerlerde tekrar di- le getirdi. Yani onun söylediği- ne göre herkes kendi ıstediği hukuku seçecek ve öyle yaşa- yabilecekti. Ancak kendi öne sürdükleri tezi sürekli kendilen çiğniyorlar. RP'Iİ beledıyeler. is- lamcı yaşam tarzını her yerde güçlerinin yettiğince dayatıyor- lar. Hiçbir davet ve toplantıların- da içki bulunmuyor. Ayrıca içki- li lokantalara ellerinden gelen zorluğu çıkarıyorlar. Erbakan'ın komutanlara yaptığı ise saygı sızlık düzeyinde. Çünkü kendi- si içki içmeyebilir, bu onun en do- ğal hakkı. Ama benim verdiğim davette kimse içki içemez de- mek, o çok sözünü ettiğı. 'çok hukuklu toplum" önensinı bile ilk fırsatta ihlal edeceğı anlamı- na geliyor. Çok basit gibi görü rıen bu davranışın altında. cıd di bir islamcı dayatma olduğu- nu kabul etmeliyiz. Gücü yarın başka şeylere yeterse onları da yapacağının mesajını veriyor. Içkiyle ortaya çıkan çelişmeyi ciddiye almak gerekiyor. Kendi- si. başkalarına kendi yaşama anlayışını dayatmaya kalkarsa, ona karşı radikal tutumdan ya- na olanlar da, başka dayatma- lar için ortaya atılırlar Nitekim Erbakan ın yemeğın- de içki meselesi islamcı basını harekete geçirdı Bazı islamcı gazeteler. içki içen komutanla ra protestolarda buiunurken di ğer komutanları da destek me- sajlarıyla kutluyorlar İşte tehli- keli olan bu gelışme. Bugun ıç kıyle başlayan dayatma yarın başka alanlara rahatlıkla sıçra yabilir ve önü alınamaz yenı ge- rilimler meydana gelir. RP'nin kendinden farklı olanlara yakla- şımı, kendısi için önemli bir de- neme özelliği taşıyor. Laikliği sa- vunan yüzde 80'lere varan kit- leyle inatlaşma ve hesaplaşma- ya girişme çabası rahatlıkla bi; başka iç gerılımın ve kışkııtnıa nın kaynağı haline gelebilir. Böy- le bir sertleşme en çok RP'ye za- rar verir. Türkiye de bundan çok zarargörür. Siyasi islamın po- litik arenada yer alması. toplu- mun önemli bir kesimınce kuş- kuyla izleniyor. Çeşitli çevreler gerekirse RP'yi. askeri darbeye tercih edeceklerini söylemek- ten çekinmiyorlar. Siyasi İslam. Türkiye'nin birgerçeği. RP yüz- de 20'lerin üzerinde oy aldığı- na göre önemli bir kitleyi temsil ediyor. Bizler bu insanlarla ay- nı toprakları paylaşıyoruz, aynı ıklımi soluyoruz. O zaman onlarla barış için- de. demokratik kurallar içinde yaşamanın yolunu karşılıklı ola- rak bulmak zorundayız. Erbakan ve arkadaşlarının da bunun ken- dılerı açısından da bir sınav ol- duğunu görmeleri gerekiyor. Siyasi İslam, laıklik konusun- da önemli mesafeler almış bir ül- kede ilk kez büyük iktidar orta- ğı olarak sınav veriyor. Gelece- ğini de bu konudaki esnekliği ve Türkiye gerçeğine göstereceği uyum belirleyecek. içki konusunda yapılan dayat- ma küçük, ama tatsız bir girişim. G L O B A L POLİTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Çoğunluğun Sözcüsü Kim Olacak? 20. yüzyıl biterken hemen her yerde, çalışma saat- lerı uzuyor, işsizlere yapılan yardımlar. toplumsal sağ- lık, eğitim ve taşımacılık gibi hizmetlere devletin ayır- dığı kaynaklar küçültüluyor ve bu alanlar özelleştirili- yor, emeklilik ıçın gereklı yaş yükseltiliyor. Bu gelişme- lerin arkasında. bir tarafından işçi ücretlerini düşürmek, iş dısıplınını arttırmak ve böylece kârları yükseltmek, diğer taraftan da devletin kasalarındaki fonlan borsa- ların/mali sermayenin kullanımına vermek amacı ya- tıyor. Özetle bunlar sermayenin ekonomik kriz içinde kendine çıkış ararken gelıştirdığı projeyı oluşturuyor- lar. Pekı ya emeğın durumu nasıl? Ne yazık ki pek par- lak değil. Geleneksel olarak emeğin sözcülüğünü yapan sos- yal demokrat partıler. ABD'dekı Demokrat Parti ya da birçok gelışmekte olan ülkede görülen popülist/pe- ronist vb partıler geçen yıllarda hızla sermayenin pro- jesinı benımsemeye başladılar. Böylece toplumda en çok sıkıntı çeken. en büyük çoğunluğu oluşturan ke- sım. giderek sessizleşti. sessızleştıkçe de yaşam ko- şulları kötüleştı. Bu gelişmeye en çarpıcı iki ömek ABD'deki De: mokrat Parti ile ingıltere'deki işçı Partısı olsa gerek, ABD'de, uzun bir aradan sonra Demokrat Parti, Bitl Clinton'ın önderliğinde. ışçı ve emekçilerin, azınlık- ların. yoksullann, tek başına çocuk yetiştirmeye çalı- şan annelerin, kısacası toplumun. Cumhuriyetçi Par- ti döneminde en çok sıkıntı çeken kesımin kayıpları- nı gidermek vaadi hükümet oldu. Ancak bugüne ka- dar Bill Clintonın yönetimi, yoksullara verdiği hiçbir sözü tutamadı ve tam bir hayal kırıklığı yarattı. Geçen hafta da Clınton. yenı "Refah Yasası"nı (VVelfare Bill) ımzalayarak kabul edeceğini açıklamayarak vaatlerı- ni yerine getırmek bir yana. yoksulların 60 yıl önce ka- zanılmış ve bugüne kadar hiçbir partinin elini sürme- ye cesaret edemediğı haklarını ellerinden almaya baş- ladı. Yenı yasa, ABD'de yaşayanlaraasgari bir yaşam düzeyı sağlamak amacıyla sisteme konan, sosyal si- gorta ve refah düzeyı ödenekleri, yoksulların yemek karnelerı vb gibi tüm koruyucu yardımları ve tedbirle- rı ya kaldırıyor ya da büyük ölçüde kısıtlıyor. ABD'de yasal olarak kalan yabancıların da çalışıp vergi öde- melerine bakılmadan, sosyal hakları ellerinden alını- yor. Yapılan hesaplara göre bu tedbirler, ABD'de 2.6 milyon ınsanı daha yoksulluk sınınnın altına ıtecek. Mu- hafazakâr Wall Street Journal'ın "VVelfare Bıll"\ büyük bir sevinçle karşılarken şımdi sıranın sosyal güvenliK sıstemınde olduğunu söylemesi ise bu sürecin devarrt edeceğini ve engellenmediğı takdirde ABD'de, çalı- şanların yaşam koşullarına ilişkın haklarının geçen yüzyılın sonundaki düzeye geriletıleceğını gösterıyor. İngılterede durum daha da vahım. Gelecek seçım- leri, sırf muhafazakârların başarısızlıklarından ve hal- kın nefretınden dolayı kazanması beklenen işçi Par- tisi'nin hemen hiçbir reform vaadı yok. İşçi Partisi'nin lideri Tony Blair, sendıkalara olan düşmanlığı ve işçi haklanna ilgısizliğı ile kendinden önceki liderlerden ayrılıyor. Geçenlerde Londra'da yaşanan tünel grevin- de ışçılerden. grevı bırakıp ışe geri dönmelerini iste- mesi. ne zaman bir grev söz konusu olsa partiyi bun- dan uzak tutmaya özel çaba göstermesi, artık yadır- ganmayan gerçekler haline geldi. Tony Blair. işçi ve errjpkçilenn Ingilterede nasıl olsa oy verecekleri bir başka parti yok. yani ellen mahkûm" teorisi ile ha- reket ederek dikkatıni. aynı Clinton gibi orta sınıflar üze- rinde yoğunlaştırdı. Bunlar ise kendılerineyapılmayan türlü devlet harcamalarına ve vergılere karşı olan, ide- olojık olarak tumu ile sermayenin projesıni benimse- miş bir kesim Bu sosval demokrat ve türevı partilerin bu kadar ko- layhkla, sağa kaymalaıının bir nedeni de sosyalist/ komünıst partilerin ve sendıkaların zayıflamış olması. Sosyal demokrat partıler, yoksulların. işçilerin ve iş- sızlerin seçeneksızliğınden faydalanarak istedikleri kadar sağa kayabıleceklehni düşünüyorlar. Ancak evdekı hesap. ABD Kongre seçimlerinde gö- rüldüğü gibi her zaman çarşıya uymuyor ve moral bo- zukluğu içinde. halkın önemli bir kısmı sandığa gitme- yebılıyor. Bu koşullarda toplumun sandığa giden azın- lığı. etkinliğını koruyor. Benzer bir durum gelecek se- çimlerde ingılterede de gerçekleşebilir. Böyle bir or- tamda sosyal demokrat partilerin solundaki örneğin ingıltere dekı Sosyalist Emek Partisi (Arthur Scargill) ve Sosyalist işçı Partisi. Türkiyede de ÖDP gibi par- tilere büyuk bir görev ve sorumluluk düşüyor. Bu partiler. emeğın sesı ve temsilcisı olmaya baş- ladıkları ölçüde. sıyasal havayı değiştirecek ve sos- yal demokrat partilerin de daha fazla sağa kayması- nı buyük bir olasılıkla engelleyebileceklerdir. Ancak böy- lece demokratik haklann budanması, ekonomınin tüm sorunlarının çalışanlann sırtına yıkılması engellenebi- lir. yoksa işimiz zor Bızım gibi ülkelerın ise kısa za- manda Malezya ya veya Endonezya'ya benzemesf işten bıle değil Arabuluculuk önerisine tepkiler Ecevit: Orgütle pazarhk olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-REFAHVOL liıi künıetıniıı Kürt sonınuna. arabulucuy la çözüm aray ı şı muhalefet partılerinin tep- kisineııedenoldu DSPGe- nel Başkanı Bülent Ecevit. RP'nin ~arabıılucu" de\- reye sokmasını eleştırerek. ~ Bazı arabulucular dev reye sokularak. bölücü örgütle diyalog aranıvor. Bu düpe- düz pazarlıktır. Bölücü ör- gütle pazarlığa oturula- maz"dedı. ülağanüstü hal (OHAL)uygulamasınınbü- tüııüy le kaldınlmasi gerek- tiğini de savıınan Ece\ıt. Başbakan Necmettin Erba- kan ı. PkK'nın kuzey Irak'ta yuvalanmasına izııı verdiği ilerı sürülen (,'ekıc Güç konusunda "ABD'ye teslim olmakla" suçhıdı. ANAP Dıyarhakır \1ıl- lctvekili Sebgetullah Sty- daoğlu da oportüntst \ e po- pülist yaklaşımlarla. Kürt sorununun çözülemeyece- ğini kaydederek. sorunun çözüm yerıniıı TB\1M ça- tısının altı olduöunu söy le- di C'HP üenel Sekre'teri Adnan Keskin. Erbakan"' diN poiıtika koııu.suiKLı gj\ rı cıddı da\ randıüını sa\ ıııı- du. MHP Genel Sekreter Yardımcısı Abidin Dursun Kaleli. RPnin girişimleri- nı "vatana ve millete iha- net" olarak deüerlendirdi. Ecevit. düıfTBMM'de düzenlediği basııı toplantı- sında. Kürt sorununun çö- zümüne ilişkın koalisyonun büyük ortağı RP'nin baş- lattığı girişımleri değerlen- dırdi. Hükümetin. OHAL'in kaldırılması için başlattığı girişimlere destek verecek- lerini kaydeden Ecevit. "Önce bu öneriyi görme- miz gerekir. Biz, OHAL'in, yalnızca birkaç ilde değil,. tiimiiv le kalkmasını istiyo-' ruz"dedi. Adalet Bakanı Şev ket Ka-' zanııı. OHAL'in kaldırıl- mas.ı içinTBMM'ninağus- tos ay ı sonunda olağanüstü toplantıyaçağırmak için im- za topladıklarını açıkladı- ğını anımsatan DSP lideri" Ece\ ıt. anayasa ve ıçtüzük gereği. hükümetin doğru- dan. toplantı çağnsında bu- lunma yetkisı olduğunu \ ur- gulay arak. "Bu durum ister istemez. DYP'nin bu yasa-ı nın çıkmasına karşı mı ol- duğu sorusunu akla getiri-' vor"dedı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle