Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7MART 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 9
Kuzey Kıbns'ta 7 bin kamu çalışanınm örgütlü bulunduğu 20 sendikanın genel greve gitmesi, yaşamı durdurdu
KKTC'de ekonomik yaşam felç• Kamuda örgütlü sendikalar, ocak ayından geçerli
olacak şekilde maaşlara yüzde 50 dolayında net artış
isterken KKTC Ekonomi ve Maliye Bakanı Salih
Coşar, yaşanmakta olan ekonomik sıkıntı nedeniyle
bu rakamlara çıkamayacaklannı ve son olarak yüzde
30 oranında bir artış yapabileceklerini duyurdu.
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Kuzey Kıbns'ta
yaklaşık 7 bin devlet çalışanınm
örgütlü bulunduğu 20
sendikanın genel greve gitmesi,
ülkede yaşamın durmasına yol
açtı. Işbaşı yapmayan devlet
çalışanlan, hükümete yönelik
ilk eylemi sadece 24 saatliğine
gercekleştirdiler. Kamuda
örgütlü sendikalar, ocak
ayından geçerli olacak şekilde
maaşlara yüzde 50 dolayında
net artış isterken KKTC
Ekonomi ve Maliye Bakanı
Salih Coşar, yaşanmakta olan
ekonomik sıkıntı nedeniyle bu
rakamlara çıkamayacaklannı ve
son olarak yüzde 30 oranında
bir artış yapabileceklerini
duyurdu.
Salih Coşar, dış etkenlerden
kaynaklanan enflasyonun yıl
içerisinde nasıl bir seyir
izleyeceğini şimdiden
kestirmenin güç olduğunu
belirtirken tüm olanaklan
zorlayarak azami net yüzde 30
maaş artışı yapabileceklerini
söyledi. Bunun üzerine sendika
yetkilileri, hükümetle
görüşmeleri kesme ve ilk adım
olarak 24 saatlik genel grevin
gerçekleştirilmesi karannı
aldılar.
Söz konusu sendikalara,
Devrimci Işçi Sendikalan
Federasyonu (DEV-İŞ) ile
Bayrak Radyo-Televizyon
Kurumu ve TAK Ajansı'nda
örgütlü bulunan Basın-Sen de
destek verdi.
Genel grev nedeniyle KKTC
genelinde sağlık servisleri de
çalışmadı ve okullarda ders
yapılmadı. Kıbns Türk
Havayollan da Ercan'dan
Türkiye ve Londra'ya yönelik
seferlerini değişik saatlerde
aksatarak gerçekleştirebildi.
Lefkoşa'da miting
Greve giden sendikalann dün
başkent Lefkoşa'da
gerçekJeştirdikleri miting de
büyük ilgi gördü. Binlerce
kamu görevlisi mitinge
katılarak hükümet aleyhine
slogan atarken sendika
temsilcileri, hükümetin
gerçekleri görmesini ve
ekonomik kriz nedeniyle
özveriyi çalışanlardan değil,
kendilerinden başlatmalannı
istediler.
"Ufalan ekmeğimizi geri
istiyoruz" diyen sendika
temsilcileri, kazanılmış haklann
geri götürülmesini kabul
etmeyeceklerini ve hükümetin
uzlaşmaya yanaşmamakta
direnmesi halinde eylemlerin
genişleyerek sürdürüleceğini de
belirttiler.
Genel grev nedeniyle yerli
basını besleyen TAK Ajansı da
dün bilgisayarlara ve fakslara
kilit vurdu. Böylelikle yerel
basın, Rum basın tercümeleri
dahil, diğer iç ve dış haberleri
temin etmede zorluk çekti.
Narenciye de grevde
Bu arada Asil Nadir'in devlete,
devletten de Menar adlı TC
kökenli bir firmaya devredilen
"Sunzest" narenciye
tesislerinde 13 gün önce
başlatılan grev devam ediyor.
tşçilerin örgütlü bulunduğu
sendika Tanm-Sen, dün
"Halkımıza" başlıklı bir bildiri
yayımlayarak tüm örgütleri,
kuruluşlan ve vatandaşlan
kendilerine destek vermeye
çalıştı.
Sendikadan suçlama
Grevdeki 300 dolayında
narenciye işçisinin polis
tarafmdan coplandığını,
rutuklanarak cezaevine
götürüldüğünü açıklayan
sendika. hükümetin de olaylar
karşısında tek yanlı hareket
ettiğini ve işverenden yana bir
tavır aldığını duyurdu.
Tekstil KOBi'lerine ilginç ihracat pazarı
Avrupa'ya ölü gömleği
NURTEN YALÇIN
Hıristiyanlık inancına göre
ölülerin özel ve şık
gömleklerle mezara
verilmesi Türk tekstilcisine
yeni bir pazar yarattı.
Avrupalının ölü giysisini
Türkiye üretecek.
Türkiye Öna Ölçekli
Sanayiciler ve Yönetiçiler
yakfı'nm(TOSYÖV)
öncülüğünde Denizli'deki
Sateks fırması özel olarak
ürettiği 1500 adet ölü
gömleğini Alman
tüketicisinin begenisine
sundu. Almanya'da yıllık
1.5 milyonluk talebin
olduğu ölü gömleği
piyasası Türk girişimcisini
harekete geçirdi. 1994'ün
bahar aylannda 1500
adetlik ilk deneme grubu
Almanya'ya gönderildi.
Pamuklu bezden yapılan
düz dikim ölü gömlekleri
Almanya'da 15 marka
satıldı. Iki yıl öncesine
kadar özellikle
(Jzakdoğu'dan ihraç edilen
üriinlerin egemen olduğu
Almanya'da son iki yıldır
Polonya hâkim olurken,
Türkiye'nin bu pazara
girdiginde Polonya 'yla
yanşacağı söyleniyor.
Almanya'ya ölü gömleği
üretimi fikir
aşamasındayken
lstanbul'daki küçük işletmelerin
"Hıristiyan geleneklerine göre oJuşmuş bir
pazara hizmet vermeyiz" diyerek üretimi
kabul etmedikleri, bunun üzerine
TOSYÖV'ün "Bunlar ölü gömleği degiL
ameüyat gömleği'' diyerek üreticileri ikna
ettiği belirtıliyor. Denizli'de bornoz ve
havlu üretimi yapan bir fîrmanın üretim
projesini kabul ermesiyle birlikte öncelikJe
Almanya'ya, daha sonra da tüm
Avrupa'ya bu pazar için üretim karan
alındı. Almanya'ya 1994 bahannda 1500
adetlik deneme amaçlı üretim yapan
Sateks Fırmasının sahibi Sedat Ataman
ürünlerinin Almanya piyasasmda çok
beğenildigini, ancak dağıtım ağının
yeterince kunılamaması yüzünden seri
ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI
Zeytinyağı zammı tüccann cebine
üretime geçemediklerini söyledi.
Hıristiyanlann cenaze törenlerine özel bir
önem verdiklerini ve bu törenlerin bütün
olarak önemli bir sektör olusturduğunu
vurgulayan Ataman, projenin halen devam
ettiğini ve 1996 Haziran ayı içinde seri
üretime geçilebileceğini ifade etti.
Ataman, "Biz 1.5 miryonluk pazann yüzde
10'unu hedefledik. Ancak bütün sorun
dağıtım ağını ry i kurmakta. Bu konuda
çalışmalanmız devam ediyor" dedi.
TOSYÖV Teknoloji Oıtaklık ve Dış
Ticaret Merkezi Danışmanı Faik Ozgenni
Türkiye'nin büyük bir tekstil ülkesi
olmasına rağmen yıllardır kalıplann dışına
çıkılamadığı. bazı tabular yüzünden de
pazar payımızın sıfır olduğunu vurguladı.
Üretim arbşı yüzde 12
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sanayi üretimi
ocakta geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 12
oranında yükseldi.
Devlet Istatistik
Enstitüsü'nün verilerine
göre, sanayi üretimi,
madencilik sektöründe
yüzde 10.9, imalat
sanayiinde yüzde 12.2,
elektrik gaz ve su
sektöründe de yüzde 11
oranında arttı. Üretim,
ocakta, 1995'in aynı ayına
göre, imalat sanayinde,
gıda sektöründe yüzde
15.1, kimya sektöründe
yüzde 10.8, taş ve toprak
ürünleri sektöründe yüzde
3.4, makinecilikte de
yüzde 44 oranında arttı.
Üretim aynı dönemler
itibanyla, mensucat
sektöründe binde 4, kâğıt
ve basım sanayinde yüzde
28.1, metal sektöründe de
yüzde 2.9 oranında düştü.
Üretim geçen ocak ayında
1994'ün ocağına göre
yüzde 8 düşmüştü. Aynı
dönemlerde üretimde
düşüş, madencilik
sektöründe yüzde 3.3,
imalat sanayiinde yüzde
10.5'e ulaşmıştı.
Z
eytinyağı konusunda gene
yalan yanlış haberler yayılryor.
Üretim bölgelerinin dışında
yaşayan hemen herkes fiyat-
lann son aylarda çok yükseldiğini ve
üreticinin yüzünün güldüğünü ileri sü-
rüyor... Kısa bir süre önce bazı gaze-
telerde bile bu tür haberler vardı... Ta-
bii haberierin ve söylentilerin kayna-
ğıözelsektördü!...
Amaç, tüccar kesiminin zeytinyağı
alım-satımından sağladığı aşırı ka-
zancı kamuoyundan gizleyebilmekti.
1980'den beri her yıl aynı senaryolar
tezgâhlandı ve tüketiciler, sağlanan
yüksek kâriann üreticilerin keselerine
aktığına inandınlmak istendi...
Gerçekten zeytinyağı fıyatlan bir yıl
içinde yüksek rakamlara ulaştı. Hat-
ta artan bu fiyatlar karşısında
tüketiciler şok geçirdi. Ancak
üreticilerin yüzünün güldüğü
yclunda çıkarılan söylentiler
doğru değildi. Geçen yıllarda ol-
duğu gibi bu yıl da zeytinyağı,
üreticisinin elinden düşük fi-
yatlarla çıktı, tüccann depola-
rına girdikten sonra fiyatlar bir-
denbire yükselmeye başladı!...
Daha açıkça belirtmek ge-
rekirse 1994-1995 ve 1995-
1996 yıllarında zeytin ağacına
bir yıl boyunca hizmet veren
üretici hakkını alamadı. Buna
karşılık tüccar kesimi hükümet-
lerin de desteğini alarak hak-
kından çokfaz)£tsını kazandı...
Yüzü gülen, tüccar^
1980 yılı zeytinyağı üreticisi
için kötü kaderin başlangıcı ol-
du... Milyonlarca üretici derdi-
ni kimselere anlatamadı... Özel
sektör ise işbaşına hangi hükü-
met gelirse gelsin istediğini
yaptırdı... Istediği biçimde ka-
muoyu oluşturabildi... Sonuç-
ta yüzü gülen üretici değil, hep
tüccar oldu... Akıl almaz para-
lar kazandı!... Üreticinin para-
sı, pulu, güçlü bir örgütü yoktu. Siya-
siler, hükümetler ve milletvekilleri se-
çimlerden önce dostça yaklaşıyorlar-
dı, ama daha sonra hemen arkalannı
dönüyoriardı... Üreticiye sahip çıkan
az sayıdaki siyasetçilenn de sonucu
değiştirmeye güçleri yetmiyordu...
Tüccar kesimine gelince, destekler
çoktu... Özellikle 1980 yılından son-
ra en büyük destekleri siyasi partiler
ve onlann oluşturduğu hükümetler-
di... Arkalannda koskocaman birTÜ-
SİAD ve başkanı vardı... Zeytinyağı
bökjelerinde birçok yandaş bulmuş ve
kadrolaşmışlardı...
Bu kadar farklı güçler arasındaki
ekonomik savaşı elbette tüccar kaza-
nacaktı. Onlann istediği zaman fiyat-
lar düşecek, gene orılann istediği za-
man fiyatlar yükselecekti.
Örneğin, zeytinyağı fiyatlannın yük-
seleceği daha geçen yıldanbelliydi.
Amerika'da zeytinyağı tüketimi bir-
kaç yıl içinde 100 milyon kilodan 150
milyon kiloya çıkmıştı. Kötü hava ko-
şullan yüzünden Ispanya'da üretim
650 milyon kilodan 268 milyon kilo-
ya düşecekti. Yunanistan veTunus'ta
da üretimde gerileme olacaktı. En
önemlisi, geçen yıl 160 milyon kiloya
kadar çıkan Türkiye rekoltesi bu yıl 50
milyon kiloyu geçemeyecekti.
Buna karşılık dünya ülkelerındeki
tüketim değişmeyecekti... Örneğin Is-
panya'da üretim 650 milyon kilo da ol-
sa, 268 milyon kiloya da düşse, hal-
kı her yıl 390 veya 400 milyon kilo
zeytinyağını tüketecekti. Bu neden-
le sadece Ispanya'nın yağ açığı 132
milyon kilo olacaktı!..
Bu hesaplar üretim başlamadan
çok önce yapılmıştı ve durumu hükü-
met de tüccar da biliyordu. Eğer is-
Zamlanan zejtim ağının bedeli üreticinin olmadı.
tenseydi dünya piyasalanndaki ge-
lişmelerden yararianarak üreticinin de
kazanması sağlanabilirdi... Ama ne
yazık ki her şey tüccann daha çok
kazanmasına göre ayarlandı.
Örneğin önceki yıl 160 miiyon kilo
rekolte beklenirken, Türkiye'de dün-
ya piyasalanna uygun bir fryat politi-
kası izlenmiş olsaydı, tüccar da kaza-
nırdı... Üreticiler de... Zira geçen yıl 2
bin dolann altında seyreden ihraç fi-
yatlan, kısa bir süre sonra 4 bin dola-
nn üstüne çıkmıştı. Son günlerde Ta-
riş'e verilen teklif 4 bin 350 dolardı...
Çiller hükümeti, milyonlarca üreti-
cinin isteğine rağmen tam tersi bir
politika izledi. İç piyasalanmızda dün-
ya fiyatlanna uygun bir piyasa oluş-
masını sağlamakla görevli Tariş, hü-
kümet tarafmdan devre dışı bırakıl-
mak istendi ve düşükfiyatla alım yap-
maya zoriandı.
Tariş 43 bin lira fryat ilan edince,
tüccar 35 ile 40 bin liradan başlattığı
alım fiyatlarını 45 ile 50 bin liraya çı-
kardı. Üç beş bin lira farkı ve peşin pa-
rayı gören üretici de Tariş'ten kopa-
rak tüccara koştu... Tüccar bu fiyat-
lardan milyonlarca kilo zeytinyağı top-
ladı. Daha sonra Tariş alım fiyatlannı
87 bin liraya çıkannca, tüccar da 100
bin liranın üstüne çıktı... Ancak tüc-
car daha önce zeytinyağını 35 ile 40
bin liradan aldığı üreticilere bir tek ku-
ruş fark ödemedü...
Tüketici de vurgun yedi
Bu arada sadece üretici değil, tü-
ketici de vurgun yedi... 1980 yılına ka-
dar Tariş her yıl zeytinyağı alımlanna
hızlı girerdi. Böyiece Tariş ve tüccar
arasındaki rekabetten üretici yararia-
nır ve zeytinyağını en yüksek fiyattan
satabilirdi. Ayrıca Tariş büyük
çapta alım yaptığı için iç piyasa-
ya bol miktarda zeytinyağı verir
ve fiyatlann yükselmesine engel
olurdu.
Işte... Hem üreticinin, hem de
tüketicinin sömürülmesini önle-
yen Tariş'e önce "kara delik" de-
diler, ardından da "bütçe kam-
buru" ilan ettiler... Sonuçta da
çeşitli ekonomik baskılaria Ta-
riş'i işleyini yapamaz hale getir-
diler!... Önceki yıl tüccar 114 mil-
yon 214 bin kilo zeytinyağı alır-
ken, Tariş'in alımları 5 milyon
786 bin kiloda kaldı. Bu kadar az
alımla rekabet yaratamadığı için
öreticiyi koruyamadı. İç piyasa-
lara yeterli mal veremediği için de
tüccann zeytinyağı fiyatlannı yük-
seltmesine engel olamadı...
Bunu fırsat bilen tüccar, orta-
lama 70 ile 80 bin lira arasında
aldığı zeytinyağlannı az bir işle-
me tabi tuttuktan sonra piyasa-
da 300 ile 350 bin lira arasında
sattırdı!... Böylece üreticinin ve
tüketicinin hakkı trilyonlarca lira
tüccann kasalanna akmış oldu!...
1995-1996 yıllannda da tez-
gâhlaraynen devam etti. Rekol-
te 50 milyon kiloyu geçemeyeceği
için piyasa daha büyük önem kaza-
nıyordu. Ancak Çiller hükümeti Tariş'i
gene ekonomik sıkıntılann ıçine itti.
Tariş buna rağmen adeta mucize-
ler yaratarak zeytinyağı piyasasını 170
bin liradan açtı ve 187 bin liraya ka-
dar mal aldı... Daha sonra da 170 bin
liradan aldığı zeytinyağlan için üreti-
ciye aradaki farkı da ödedi...
Tüccar da geri kalan ürünün büyük
bir bölümünü 150 bin ile 180 bin lira
arasında satın aldı. Son aylarda mal
azalınca fıyatlan 220 bin liraya kadar
yükseltti... Aradaki fark için de üreti-
ciye tek bir kuruş bile ödemedi...
Buna rağmen zeytinyağı fiyatları
marketlerde 450 ile 500 bin liraya çık-
tı. Zeytinyağı tüketicisine bir tatstz ha-
ber daha verelim. Tariş'in elinde iç pi-
yasaya yetecek kadar stok bulunma-
dığı için özel sektörün ürettigi zeytin-
yağlannın fiyatlan iki, üç ay içinde 600
ile 700 bin lirayı bulacak!... •
IŞÇCVIN EVRENINDEN
ŞÜKRAN SONER
Uyum
Siyasette aylardır esen uyumsuzluk rüzgân, yerini
uyuma terk etti. Çiller ile Yılmaz'ı bir araya getiren si-
hirii değnek, suda oluşan dalgalann yayılması gibi, gi-
derek daha geniş bir daire içinde yakın çevrelerini de
bir araya getiriyor.
Bayramdan bu yana, her şey ne kadar çabuk, ne ka-
dar büyük bir hızla degişti...
ANAYOL kokteylinde iki lider eşleri ile mutluluk tab-
losu çizerierken, Çiller iki partinin milletvekillerinin da-
ha şimdiden kaynaştıklanndan, birleşmeden söz edi-
yor. Yaşamları liderterin arasında geçen medyanın yıl-
dız yorumculan, koalisyonun 5. yılına kadar iki partinin
kesin birieşmesi, Yılmaz'ın cumhurbaşkanı olması, Çil-
ler'in başbakanlıkta kalması projesini kamuoyuna açık-
lıyorlar.
ANAYOL'un kesinleşmesınin asıl görünmeyen uyum
çalışmaları ise medyada, bürokraside, iş dünyasında
hızla yürütülüyor. Her üç kesim de her olasılığa hazır-
lıklı olmada çok usta ve deneyimli sayılsalar da, sonuç-
ta birilerinin yıldızlan pariayıp, bırilerininki söndürüle-
cek.
Başka koalisyon olasılıklanna göre en son Refaha-
na hesabına dayalı yapılmış bakanlık, kilit noktalan tut-
ma, bürokraside, sermaye cephesi yönetimlerinde yük-
selme, medyada yıldız olma hesapları tutmayanlardüş
kınklığında. Yıldızlan parlayanlar, yakaladıkları fırsatı
kaçırmamanın telaşında. Kimi en becerikliler, yeni koz-
lar öne sürerek, cephe değiştirerek, yine öne çıkabil-
menin taktiklerinde.
Çiller'in ya da Yılmaz'ın düşürülmesi üzerinde hesap
yapanlann yandığını sanırsınız. Göze batmış bır-iki mil-
letvekili, gazeteci, bürokrat, işadamının yıldızı söner. Hep-
si o kadar. Büyük patronlar, yetenekli(!) bürokrat ve po-
litikacıların yeni duruma nasıl uyum sağladıklannı an-
layamadan, sonuçlara bakar şaşanz.
Gerek seçimler, gerek hükümet oluşumu aşamasın-
da militan üslupta Çiller ve Yılmaz yandaşı, bir diğeri-
nin karşıtı politika izlemiş olanlar, şimdi ikisine birden
yakın olmanın taktiklerini uygulamaya soktular bile.
Elinin altında Çiller'e çok yakın gazetecisi, müdürü,
yöneticisi olan holding patronlan, bu kez Yılmaz'a ya-
kın olanları, ya kendi kadrolanndan öne çıkararak ya
da transfer ederek tamamlamanın peşindeler. Ters ko-
numda olanlar da tersini yapıyorlar.
Haber ve yorumlardaki tekyanlılık çoktan değişti,
dengelendi. Uretimle, yaratılan değerie bir ilişkisi olma-
yan, akıl almaz paraların ödendiği yeni yıldız transfer-
lerinin, yüz seksen derece değişen yayın politikalannı
kitlelerin gözünden kaçırmak, dikkatleri yıldızda topla-
mak gibi bir temel işlevi olduğundan hiç kuşkunuz ol-
masın.
Çıkar ittifaklan, yeni hükümet oluşumuna göre kad-
rolaşmalannı, kurumlaşmalannı en esnek bir biçimde
hızla gerçekleştiriyorlar. Çıkarlar ittifakının, çıkarlar ko-
alisyonunda, yukandan aşağı doğru sağlanan hızlı uyu-
ma, uyum yeteneğine şapka çıkarmamak olanaksız.
Eskiden bu işler ne de olsa. biraz ayıp sayılır, biraz
gizli-saklı yapılırdı. Sağolsun Özal, yükselen değerie-
rini yaşamın her alanına öylesine yerleştirdı ki oyunun
kuralı gereği yapılması gerekenler, en açıktan, güç gös-
terisi nitelığinde uygulamaya sokuluyor.
Özelleştirmede yağmalanmış KfTin devlete ödenme-
si gereken borcunu ödemeyip kendi bankasına akta-
rabilen holding patronlan. vurdukları trilyonların ödü-
nü olarak televizyonlanndaki politikalannı yüzde yüz de-
ğiştırirken, şan olsun diye mılyariık transferlerie yıldız
programcı almışlar, çok mu?
Yazılı basının düşman kardeşleri holdinglerin büyük
gazetelerinde, iki liderden birine yakınlıkla ılgılı boşluk,
yine bir diğerinden yıldız gazeteci transferi ile kapant-
yormuş. Kime ne gam?
Uyum sağlamada en avantajlı, transfere bile gerek-
sinimi olmayan sermaye cephesi. Büyük holdinglerin,
işveren örgütlerinin her iki partide de, oluşan kabine-
de de adamlan var. Eski meslek örgütü, holding yone-
ticileri yetmedi, doğrudan işadamı ve milletvekilliğini,
bakanlıkla birlikte holding yöneticiliğini sürdürenlerie,
birinci elden, aracısız ilişkiler devam edecek.
Türkeş ve partisi parlamento ve hükümet dışı kal-
dıysa da milliyetçi cephenin kaygılanacağı bir durum
yok. Her iki partiden her kademede tam kadro içeride
ve bürokraside, çıkariarın kollanmasında, işe yerleştir-
mede istedikleri gibi at koşturabılir konumda olmanın
keyfini çıkanyorlar.
Refah'ın iktidar dışı kalması, şüphesiz kimı tarikatlar
ve Refah'ta kadrolaşmış çıkar odaklan açısından çok
önemli. Ama kim dinci cephenin gerek ANAP ve gerek
DYP sayesinde iktidar dışında kalacağını söyleyebilir?
Bugüne kadar olduğundan çok daha başarılı, iktidar ni-
metlerinoen pay alacaklanndan hiç kuşkuları olduğu-
nu sanmıyorum.
Bu iktidardan pay alamayacaklar önceden belli. Ça-
lışanlar, emeği ile geçinenler, rant vurgunu yapamayan-
lar, yolsuzluk, hırsızlık, rüşveti beceremeyenler. ışlerini
bilemeyen memurlar, köşe dönemeyenler...
Bu nedenle iktidardan pay alamayacaklan kesin ço-
ğunluğun çıkar örgütlerinin başında olanlann, üyeteri-
nin haklan gasp edilirken, iktidara nasıl uyum saglaya-
caklannı merak ediyorum.
Ne de olsa çıkarlan uyanlann uyum sağlaması hem
doğal hem de kolay. Çıkarlan çatışanlann temsilcileri-
nin çıkar düzenine uyum sağlamalan daha çarpıcı, da-
ha çarpık bir tabto oluşturuyor.
Dogrusu ben en çok sendika liderierinin, demokra-
tik sivil toplum örgütlerinin, şimdiden vurgulanan çalı-
şanlara yönelik yeni acı reçeteler, ANAYOL iktidarı kar-
şısında ne yapacaklarını, nasıl duracaklarını görmek is-
tiyorum.
Cizli banka hesapları AB'de sorun oldu
Avusturya kara para cenneti
ERCÜMENT AYTAÇ
\1YANA - Avusturya'nın
dünyada gizli banka hesabı
açılabilen sayılı ülkelerden
birisi olması, son günlerde ül-
ke içinde ve AB bünyesinde
hararetli tanışmalara yol aç-
tı. Yalnızca bir parola kelime-
siyle açılabilen ve mevduat
sahiplerine hem kimliklerini
hem de yatırdıklan paranın
miktanna ilişkin bilgiyi sak-
lama olanağı veren bu banka
hesaplan ile ilgili yapılan ka-
muoyu araştırmaları, Avus-
turyalılann büyük bir çoğun-
lugıınun bu durumdan olduk-
ça memnun olduğunu ortaya
koydu. Ancak ilgililer, bu durumdan mem-
nun olan başkalannın da varlıgına dikkat
çekiyorlar. Avusturya yasalannın sunduğu
bu olanak, özellikle Doğu Bloku yıkıldık-
tan sonra ülkeyi mafyacılar için bir banka
cenneti haline getirdi.
Bölgeye yerleşmiş Romen. Bulgar, Çek.
Türk ve Çin mafyalannm uyuşturucu ve ka-
dın ticaretinden, haraçtan, silah ve plüton-
yum kaçakçılığından sağladıklan gelirleri,
bu gizli hesap cüzdanlanna yatırarak rahat-
ça para aklama işlerinde kullanmalan, Avus-
turya iş piyasasında para aklamak için ku-
rulan gösteımelik ticarethanelerin çoğalma-
sma neden oldu. Konuya örnek olarak yet-
kililer her köşe başında bir Çin lokantası
açılmasma dikkat çekiyorlar. Avusturya po-
lisi, bu konuya ilişkin açıklamasında, isim-
• Bölgeye yerleşmiş
Romen, Bulgar, Çek,
Türk ve Çin
mafyalannm
uyuşturucu ve kadm
ticaretinden, haraçtan,
silah ve plütonyum
kaçakçılığından
sağladıklan gelirleri,
gizli hesaplara yatırarak
rahatça para aklamalan,
Avusturya'da
göstermelik
ticarethanelerin
çoğalmasına neden
oldu.
leri ve vüzleri birbirlerine
benzediğ için Çinlileri taki-
batta zorluk çektiğini ifade
etti. Son haftalarda günde-
mi işgal eden konulardan bi-
ri. Türk mafyası ile ilişkisi
olduğunu belirten VVotfgang
Mekis adlı bir savcının, pa-
ra aklama işlerine kanştı-
ğından dolayı tutuklanarak
cezaevine gönderilmesiydı.
Gizli hesap cüzdanıyla il-
gili bütün bu gelişmeler. son
günlerde Avrupa Birliği'nin
ve ABD'nin tepkisine yol
açtı. Avusturya, geçen yıldan
beri AB'ye tam üye; AB yö-
netmeliğinde ise gizli hesap
cüzdanına izin verilmiyor.
Avusturya'nın AB komiseri Franz Fischer,
Avusturya'nın AB yönetmeliğine uyması
gerektiğini söyleyince ülke çapında büyük
tepki aldı.
En önemli tepkiler Başbakan Vranitzky
ve Maliye Bakanı Klima'dan geldi. Avus-
turya hükümeti, halkın büyük tutkusu olan
gizli hesap cüzdanını tüm gücüyle savunur-
ken, siyasi ve ekonomik çevreler AB'nin
ortak bir para birimine doğru adım adım
yakJastığı bir süreçte, Avusturya hüküme-
tinin bu aynlıkçı tutumunun AB içinde cid-
di bir sorun yaratacağından endişe ediyor-
lar. Öte yandan CKnton yönetimi de konu ile
ilgili bildirisinde Avusturya'nın ABiçinde-
ki uyumsuz davranışını eleştirerek gizli he-
sap cüzdanının A\oısturya"da uygulamadan
kalkması gerektiğini belirtti.
Nükleer olmayan enerjiye yönelik projelere ayırdığı payı yükseltiyor
AB'nin tercflıi, çevreci santral
AB, çevreci santrallara yönelik desteği artünyor.
OZGUR ULUSOV
Türkiye'de enerji ihtiyacının
karşılanması için, nükleer
santrallar neredeyse tek
çözüm olarak lanse
edilirken, Avrupa Birliği,
çevreyle dost, yenilenebilir
enerji kaynaklannın
kullanımına yönelik
projelere verdiği desteği
arttınyor. AB, bu yıl
yenilenebilir enerji
kaynaklanna yönelik
projeler için, Joule (nükleer
olmayan enerji)
programından 25-30 milyon
ECU ayıracak.
Avrupa Komisyonu, ocak
ayı içerisinde resmi
bülteninde yayımladığı bir
yazı ile, Avrupa Birliği'nden
araştırmacılan, yenilenebilir
enerji kaynaklan ile ilgili
proje tekliflerini 15 Mayıs
tarihine kadar ilgili bölüme
iletme çağnsında bulundu.
Dördüncü Avrupa araştırma
programı çerçevesindeki
Joule programı için aynlan
25-30 milyon ECU,
başvurular içinden seçilecek
programlann finansmanma
aynlacak.
Avrupa Komisyonu, uygun
fonlann en azından toplam
yüzde 58.6'sını yenilenebilir
enerji kaynaklanna ayırmayı
planlıyor.
Yenilenebilir enerji
kaynaklan ile ilgili projeler,
geçen yıl temmuz ayında
komisyon tarafmdan kabul
edilen projelerin ancak
yüzde 45'ini oluşturuyordu.
Komisyonun bu karannda,
iletilen projelerin çoğunun
yeterince iyi olmamasının
etken olduğu ifade edilmişti.
25-30 milyon ECU'lük
bütçe ile bu konudaki açığın
kapatılması hedefleniyor.
Komisyonun 1996 yılı
içerisinde konuyla ilgili
başka projelere de kaynak
aktarabileceği belirtiliyor.
Aynca, projelerin kalitesini
yükseltmek amacıyla bir
dizi seminer, konferans da
yıl içinde düzenlenecek.
AvTupa Parlamentosu'nun
da girişimleriyle kabul
edilen karar kapsamında
yürütülecek araştırmalann
üç alanı kapsaması
gerekiyor:
Güneş enerjisi; rüzgâr
enerjisi (özellikle jeneratör
tasanmlan); biomass enerji
(hem ısı hem enerji
üretimini birleştiren)
projelere öncelik tanmacak.
12. Uluslararası Hazır Ciyim Kongresi
Dünya tekstil devleri
Türkiye'de buluşuyor
EkonomiServisi-Uluslararası Giyim Sanayicileri Fede-
rasyonu, Istanbul'da düzenlenen I2'nci Hazır Giyim Kong-
resi'yle dünyamn hazır giyim de\ lerini ağirlamaya hazır-
lanıyor. Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel'in himayesin-
de 5-9 mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek kongre-
nin ana temasını "Geüşmekte Olan Pazarlarda İşbirDjği"'
konulu açıkotumm oluşturuyor. TGSD'nin ev sahipliğin-
de yapılacak kongrenin tanıtımı ve hazırlık çalışmalan
hakkında bilgi vermek üzere düzen-
lenen basın toplantısına Uluslarara-
sı Giyim Sanayicileri Federasyonu
(LAF)dönem başkanı Hasan .\rat ile
Türkiye Giyim Sanayicileri (TGSD)
Başkanı Turan Sangüfle, IAF Ge-
nel Sekreteri Wend> Jean Turidng-
ton katıldı.
lAF'ın 12'nci kongresinin Türk
sanayisıne önemli yararlar sağlaya-
cağını söyleyen IAF Başkanı Hasan
Hasan Arar iddialı A r a t
- Progra1113
' 0 0 k
'5'l i k b i r h e
"Hasan Arat ıddıalL y e t ,e k a t ı , a n J a p o n l a r a o z e l b j r b r i .
fing vereceklerini bildirdi.
Gelecek konuklann sektörlerinin lideri konumunda bu-
lunduklannı v urgulayan Arat. kongreye Orta Asya devlet-
lerinin bakanlık düzeyindeki yetkilileri ile ünlü modacıla-
nn da katılacağına dikkat çekti. lAF'ın 12'ncisini Türki-
ye'de gerçekleştireceği kongrenin tarihi bir fırsat olduğu-
nu söyleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı
Turan Sangülle, lAF'a 35 ülkede 50 binden çok firmanm
üye o'.duğunu hatırlatarak "Bi/e düşen, bu fırsatı i>i defer-
lendirmektir. 500 mflvar dolarlık pazardan olabiküğince bü-
yük bir pazar koparmaknr" dedi. Sangülle kongredeTür-
kiye'yi \itali Hakko ile Mustafa Tavülioğlu'nun temsil
edeceğini voırguladı. Türkiye'nin kendileri için ticari bir
ortak olarak büyük bir önem kazandığını vurgulayan IAF
Genel Sekreteri Wendy Turkington. "Kongrede Türk î$a-
damlan için pek çok firsat ortaya çıkacak" dedi.