06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Diyarbakırlı çocuklar için îstanbul'dan gönderilen yardımlar, ihtiyacın çok altında kaldı G.Doğu'da çoculdar ilgi beküyor^ Zeytinburnu Belediye Başkanı Adil Emecan, ilçe halkının ve esnafının lcatkılanyla toplanan yardım malzemelerini Diyarbakır'a 5 kilometre uzaklıktaki Merkez Yolaltı Köyü îlköğTerim Okulu'nda okuyan öğrencilere dağıttı. FİGENATALAY/ INİZAMETTİN KAPLAN DİYARBAKIR- Ayağında çorap yok. Çıpiak ayağına bir naylon terlik geçırmiş. Altında eski bir pijama, ûstünde iki kazak. Başka da bir şey yok. Ne bir palto, ne bir bot. Hava da inadına sofûk, yağrnurlu. Ama bunlar onun umrunda değil. Gözlenni. içi rnont, ayakkabı, pantolon, defter, kalem dolu yardım kolisinden ayırmadan gülümsüyor, yardım sırasımn kendisine gelmesini bekliyor. 5 mart, Diyarbakır'a beş kilometre uzaklıktaki Merkez Yolaltı Köyü Ilköğretim Okulu'nda olağanüstü bir gündü. Zeyrinbumu Belediye Başkanı Dr. Adfl Emecan, ilçe halkının ve esnafının katkılanyla toplanan yardım malzemelerini bir grup gazeteci eşliğinde bu okula getirdi, ögrencilere dagıtrı. Çoculdar, yardım kolileri getirilmeden önce bahçede toplanmış, bekliyorlardı, ne olacağını bilmeden. Sonra kameralan ve fotoğraf makineleriyle Yardım kolileri getirilmeden önce çocuklar Dançeje toplanmış sevinç içinde bekliyorlardı. gazetecilergeldi. Oyun başlamıştı. Şimdi amaç, her kameraya poz vermek, fotoğraf çekilirken en öne geçmekti. Ne olup bittiğinin farkında değillerdi ama, müthiş eğleniyorlardı. Birisi. "Bugün Yeşilay Haftası, şiirler okuyacağK" diyordu. Hepsi ınanılmaz biçimde yoksuldu. Ayaklar perişandı. Birinin bile ayağında yün çorap, sağlam bir bot yoktu. Çorabı olmayanlar, naylon terlikle dolaşanlar vardı. Bu okulda önlûk giyme zorunluluğu yoktu, çünkü ç_oğu velinin önlük alacak parası yoktu. Ustlerinde pijamalar, yıpranmış eski kazakJar. hırkalar. bir de boncuktan kolyeler vardı. KJmisinin defterinde dolduracak tek bir boş satır kalmamıştı, yazacak kurşun kalemi de. Öğretmenlerden biri, "Hepsi yoksuL çok \oksuL nasıl yardım edeceğiınizi bilemiyoruz'' dıyor ve eklıyordu: "Beslenemiyorlan, bünyeleri bu yüzdcn çok zayıf. Sık sık hastalanıvoriar. Egitim vermede çok zorianıyoruz. En önenıli sorunumuz ik'tişim. E\de Kürtçe konuşınorlar, burada Tiirkçe. Bu nedenle okulda algılama /.orluğu çekiyorlar. Tiirkçe bir problem sorduğumda kavravamıyorlar. Ancak Kürtçe olarak tekrarladığunda anlayabilhoriar. Batı'dan gelen oğretmenlerie iletişim sorunu daha da büyüyor." Sonra sıra giysi ve kırtasiye malzemelerinin dağıtılmasına geldi. Konuşmalar yapıldı ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Adil Emecan, ilk olarak bir kız öğrenciye yeni bir mont giydirdi, eline de bir çift ayakkabı verdi. Herkes bu anı görüntülemek için uğraştı. Tüm kameralar. fotoğraf makineleri Dürdane'yi çekti. Sıra ikinci çocuğa geldiğinde, Dürdane çok rahatlamıştı. "Çok utandım" dedi, "Ama iyi oldu, çünkü eski ghdiğimi geçen sene öğretmenim \ermisti."' Bir başka öğrencı, kendisine yardım malzemelerinin verildiği an gazeteciler tarafından ölümsüzleştirilirken fenalaştı, titremeye başladı. Belediye başkanı doktordu. çocuğu muayene etti, "Hasta, ateşi var" dedi. Bu arada öğretmenlerinin zaptetmeye çalıştığı diğer öğrenciler, küçük adımlarla yardım kolilerinin önüne geliyor. "Sıra ne zaman bana grfecek?" diye soruyor ve rengârenk pantolonlara, kazaklara, montlara, eteklere hayran hayran bakıyorlardı. "Her birine mutlaka bir armağan verilecekti", ama çok beğenerek baktıklan ve galiba en çok gereksindikleri giysi olan montlann sayısı yalnızca 18'di. Bu haber ve fotoğraflann gazetelerde çıkması, televizyonlarda yayımlanması için harcanan parayla daha çok mont, daha çok ayakkabı alınsaydı, daha az çocuk üşürdü. Ahmet Kayhan 'Bölge valiliği kaldmlabilir' DÎYARBAKIR (Cumhuriyet) - Olağa- nüstü Hal Bölge Valı Vekili Ahmet Kay- tun, bazı yetkılenn ıl valiliklenne devre- dilmesı halinde OHAL Bölge Valilığf nin kaldınlmasında sakınca görmedığinı söy- ledi. Kayhan, Nevruz Bayramı'nın özgür- ce ve geleneklere uygun biçimde kutlan- masına katkıda bulunmaya hazır olduklan- nı belirtti. Bölgedekı okullara gıyim ve kırtasiye malzemeleri getiren Zeyrinbumu Belediye Başkanı Dr. Adil Emecan" ın Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne yaptığı ziyaret sıra- sında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Vali Vekili Kayhan, 11 yıldırsürdürülen te- rörle mücadele çalışmalan sonunda mem- nuniyet verici bir noktaya ulaşıldığına dik- kat cektı. Bölgeye ekonomik açıdan canlı- lık kazandınlması gerektiğinı vurgulayan Kayhan, "Bölgeye uzun zamandır bu tür n- yareöer yaptlmıyordu. Gelinen bu rahat noktadan sonra yardımlar azaldı" dedi. OHAL Vali Vekili Ahmet Kayhan, Nev- ruz kutlamalanyla ilgili bir soru üzerire şunlan söyledi: "Nevruz Bayramı'ru kutiamak isteyen vatandaşlara yardımcı olacağız. Katkıda bulunmaya hazınz. Vatandaşlar, bayranu kapalı spor salonunda ya da açık havada laıtlanıak isteyebilirler. Önemli olan. kutia- malann yasalar çerçe>esinde olmasıdu". Va- tandaslanmızın Nevruz BayramTnı kendi geleneklerin* göre, özgürce kutlamalannı saglayacağız." Ahmet Kayhan, OHAL Bölge Valili- ği'nin kaldınlıp kaldınlmayacağına ilişkm bir soruyu ise "Bu rahat noktadan sonra •OHAL Bölge Vahlığı kalksın mı? Kalk- masın mı?' noktasına gettndi. KaMınuuası için bazı terbirterin aiınması. yasal düzen- lemelerin yapılması gerekli. Bölge ValiB- ği'ndeki bazı yetkilerin il valiliklerine dev- redilmesi halinde OHAL Bölge Yaliliğf nin kalkmasuun bir sakıncası yok." n l i n » m i v n r BeyoğluBeledi>esi'ndetemizlikişçisiolarakjjorev ç a ı ı n a ı m y o r y^^a 1 8 ^..^ ka>b oian ismaii şahinden haber alınamıyor. İnsan Haklan Derneği'nde(tHD)açıklaınayapan Şahin'in ailesi ve İHD İstanbul Şubesi Kayıptara Karşı komis\onu, evli ve iki çocuk babası Şahin'in akli dengesinin yerinde olduğunu ve kaçması için hiçbir gerekçesi olmadığını belirtti. Şahin'in. temizlik görevini yerine getirmek için gittiği Mimar Süıan Üniversitesi'nde oğlen paydosu nedeni>le ve- rilen ara sırasında arkadaşlarına "Siz yemeğe gidin, ben daha sonra gelirim" dediğı \e bir daha kendisinden haber alına- madığı belirtildi. Açıklamada, Şahin'in bakkal dükkânı işJeten bir kisiye "İşyerimde birtakun olaylar dönüyor. bana biri- ki gün içerisinde bir şev olmazsa daha olmaz" dediği bikürildi. (Fotoğraf: KEREM 1LGAZ) 4 Temiz çevre isteyenler eylemlere gelmiyor' İstanbul Haber Servisi - İTÜ Maden Fakültesi Öğretım Üyesi Prof. Dr. Or- han Kural. çe\Te sorununu, polıtik çı- karyapanlann utanması gerektiğini be- lirterek "Temiz çevre istiyoruz demek moda oldu. Fakat iş eyleme geldiğinde ortalarda kimseleri bulamı.>oruz"dedı. Prof. Kural, Ahmet Kaya'yı "sigara iç- meyiözendirici ta\ırlan nedeniyle". Y- DH Genel Başkanı Cem Boyner'i de "iyi bir avcı" olduğu için protesto etti. Özel Zografyon Rum Erkek Lise- si'nde dün gerçekleştırilen "Çevre ve Banş İçin El E k " konulu konferasta konuşan Prof. Orhan Kural, Ahmet Ka- ya'nın sigara ıçmeden beste yapamaya- cağını. bunun en doğal hakkı olduğu- nu, uçakta giderken hostes uyarsa bile sigara içeceğini. bu durumdan mem- nun olmayanlann başka uçağa bınme- lerini istediğini anımsattı. Prof. Kural, Cem Boyner'i de şöyle eleştırdi: "Cem Boyner, çevreci olduğunu söy- lüyor fakat avcı olan. hay vanlan öldü- ren birisinin çevTeci olduğuna inanmı- yorum." Jstanbul'da mezarlıklar ve askeri alanlarla beraber kişi başına düşen ye- şil alanın 2 metrekare olduğunu ve bu rakamın Avrupa'da 20-40 metrekareye ulaştığını kaydeden Prof. Kural, Türkı- ye'de I metrekarede 9 çocuğun oyna- dığını belirtti. Aynca gazetelerin futbo- la ayırdığı sayfalar için yılda 7 bin ağaç kesildiğini vurgulayan Kural, hava kır- liliği nedeniyle Istanbul'da yılda 50 bın kışinin kanser olduğuna dikkat çekerek bütün bunlara rağmen Türk toplumu- nun etkisiz ve tepkisiz olduğunu söy- ledi. Esin Afşar da konuşmasında Türki- ye ile Yunanistan'ın birbirine her ba- bmdan çok yakın olduğunu, bu neden- le iki halkın bırbırlennı sevdığini söy- ledi. Afşar, "Fakat polirikacılann katı tutumlan yüzünden bu hale geldik. Bu konuda sanatçılara görev düşüyor" de- di. Teksif Sendikası Polat: Işçiler emekli edilsin GUNEŞGLIRSON ANKARA-Sümer Holdıng'e bağlı 7 fab- nkanın özelleştinlmesinın ardından. ışlem- lenn ıptalı ıstemıyle yargı yoluna gıden Tek- sıf Sendikası, özelleştirmeye karşı, "ladem- li işçilerin emekli edilmesi" önerisini geliş- tırdı. Sümer Holdıng'te örgütlü olan Teksif Sendıkasf nın Genel Başkanı Zeki Polat, "Özelleştirilen işyerlerinde, bir defaya mah- sus (ilmak üzere, emekliliğe hak kazanan kı- demli işçiler emekli edilsin. Bu, Sümer- bank'ta yüzde 60 oranında işi rahatlanr" dedi. Adana, Erzincan, Eskışehır, Hereke, Ka- raman, Nevşehır ve Şanhurfa'daki özelleş- tirme işlemlerinin durdurulması istemiyle, işçiler adına ve sendika olarak idari yargıy^ başvurduklarını belirten Polat, 'Cumhurı- vet'e yaptığı açıklamada, "Buoneriyi,Türk- Iş'le beraber, yeni hükümete görürmek için, Türk-İş'e de teklif götürecegiz. Ağaç-tş Sen- dikası ile bu konuda konuşruk. ÖzelleştiiTne kapsamındaki diğer sendikalarta değerlen- dirip hükümete bir onerivle gidece0z" de- di. Ozelleştırmeye karşı çıkmanın "vatan hainliği" ile eş anlamlı tutulduğunu da ıfa- de eden Polat, sendikalann özelleştırme kar- şısında bugüne kadar sessiz kaldığını, somut çözüm önerilen üretmeleri gerektiğinı söy- ledi. Adana Pamuklu Sanayii Işletmesi'nde çalışan 837, Eskişehir Basma Sanayii Işlet- mesi'nde çalışan 546 ve Erzincan Pamuklu Sanayii Işletmesi'nde çalışan 321 ışçının. tazminatlannın ödenmemesi durumunda, ışyennı terk etmeyeceklerinı belirten Polat, ışverenlerle bu konuda pazarlıklann sürdü- ğünü belirtti. Polat, ısçılenn, ödemelere ılış- kın garanti ıstedıklennı ıfade ederek. Refah Partisi'nin Sümerbank'ta yapılan özelleştır- me ışlemleri hakkında Meclis araştırması yapılması için ginşimde bulunacağını kay- dettı. Polat, ıdarenın savunması için 30 gün yasal süre olduğunu, bu nedenle davalann hemen sonuçlanmasının mümkün olmadığı- nı sövledı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Matematiğe yatkın beyinler, zamanlamayı doğru yapabilenler, duygularını da dinleyenler için., Ideal bir kampanya!Volksvvagen Türkiye Distribütörü Doğuş Otomotiv kolayca kredi almanızı sağlıyor. Ödeme koşulları şimdi tam bütçenize göre.Bahara, yeni bir Volksvvagen'le girin. ('96 model Volksvvagen'iniz için küçük bir hatırlatma: Kampanyamız 11 Mart'a kadar.) Passat Mükemmei haüart ve konfonjyla, bir lımuzın Motoru, 2000 cc hacmınde Elektronık enjeksıyonlu (16 valfli GL mode*. tam 150 boygiflik bir güç sunuyor) GoH Oıu btı kadar mükemnel kılan Alman dsıpl'rane rağmen, uçannın tekı GL ve CL rnn yam ara 150 beygrtk GTI ve ekonorm uzmanı Turt» Dıesel seçenetdenyle T4 Üstün tasanm özefikler sadece çok ş* gûrünmesıru sağlamakla kaımayıp yükjeme ışını de ınanılmaz bıçmde kolaylaştırıycır Ekcnomk, 90 km sabıt hızda, btf depo yakıtla tam 1200 km yol yapabılırsınız Polo Kor^antre Vo*<swagen Kendı sınıfındakı otomoöıllerde nadıren bulabıleceğınız ûzellıklef HıdroTık dıreksryon 2.513 metre karelık oturma alanı Hava yastığ ve ABS fren (ısteğe bağlı) Vento Executive Aktıf ve pasıf donanımlardan oluşan kusursuz gûvenlık sıstemı Inanılmaz genışiıkte ıç ve bagaı hacmı Ve Dır executıve'ın. otomobıiınde ısteyeceğı tûm ayrıcalıklar MOOEL Po»o/2k«pı(1^) GolfCL GoHCLTD GoM Variant CL TD OoHQTI'2k^>( PsşlnFlyat (Arvahtar Tesltm) 958.7915» 1 353 356 971 1.454.618.760 1 573 908 290 Z 106.578.897 459.791269 653 356 971 754.6t8.760 773 908 290 1.106.578.897 12 Ay 64 554.000 90 375 600 90.375.600 103 286 400 129.10S.000 24 Ay 47.687.500 66 762.500 66.762400, 76 300 000 95.375.000 MOOEL Verrto GL Erecuttve VeotoCLTD PtaMİGL T4 Panel Van T4Wna>ö» PB?inFryat (Anahtar TesUm) 1.753.454.061 1 532.220.096 2.460.471.356 1 323 122 455 1.632.067.072 Pcslnat 853.454.061 732 220 096 1.460.471.356 623 122 455 732.067.072 12 Ay 116.197.200 103 286 400 129.108.000 90 375 600 116.197500 24 Ay 85.837.500 76 300.000 95.375.000 66 762.500 85.837.500 Attemattf modeller ve ödeme planlan için lûtfen bizt arayın. r KDV bafldrd ve âğer vçr? oranla'tnda oiaMet m gaç kamp»<y> (*mn« tedar Sx»room ve yefloi saıolarvııads mû^atoM» Müa «••caMr TT»(G»W*2J Ntfkı MUO h C H M m uyçundur > Yetkili satıcılanmız kampanya boyunca cumartesi, pazar açıktır. Tamir» s«n«ı oittnpuıoru: D O J U S O t O m O t I V S a n a y l v e T İ C . A . Ş . : E s k B û y û k d e r e C a a S | j i j ) a » 6 y ü y o l u N o 2 3 - M a s l a k S h O w r O O m : T e l ( 0 2 1 2 ) 2 7 6 5 0 2 7 - 2 9 Yetfcitl Satieılar ve Servleler Ankara Erzurum tkmln Sûmer Sokak • Kzılay Tel (0312)23176 20 Ç»g Yeni Ma Oteıtun Akbank arkas, • Tandojan Tel (0312)212 07 77 Elklşehlr Buraa llgazlar < zııc klı Mafımui Pehlrvan Caddesı Tel (0222)22124 75 S«ım*I Yalovayo'u Tel (0224)26106 38 GaZlantep ÇorlU Şahlntaa =evzı ÇatrraK BUvarı Tel »03421 339 48 00 Ünal İstanbul kıamı Tel (0282)65122 32 Tel (0442) 234 16 47 İzmlr Q6mn Kordor Tsl (0232) 463 50 75 fatanbul Aktlv E 5 Yolu - Avcılar Tel (0212) 509 69 02 CltyC.nt.r Penctık Tel (0216)390 09 26-29 H*z Sahıl Yolu • Bak.rköy Tel (0212)583 56 44 ÖlSa Muslafa Ke-nal Faja BU Tel (0352)223 68 78 On Safıl Yolu Ç.tienav^lar Tel (0216)41174 47 Samsun E-5 YOIL • Boslanc. Te. 10216)410 57 75 ÖzAn Devlel Malzeme Ofısı yanı Tel (0362)445 24 24 Tamaf Mthet Cadcesı - Aksaray Tel (02121 529 62 29 DOÖUŞ OTOUOTTV BİR | | DOÖUŞ HOLDMG KUBULUŞUOOH- Laik Koalisyon ANAYOL hükümetinin protokolü nihayet imza- landı ve hükümet oluşturulma yolunda en önemli adım atıldı. Türkiyemizdeki ufak bir azınlık dışında kimseye pek "hayırlı" olmayacağı şimdiden belli, a- ma gene de "Hayırlı olsun" diyoruz. Ağzımız alış- mış bir kere. Protokolün imzalanmasından birkaç gün önce başlayan ve bir süre daha tartışılacağı anlaşılan "baskı altında biraraya geldiler" söylentileri, en üst düzeylerden yalanlandı. Ve biz hepimiz buna inan- dık (!).. Birbirierini sahtekârlıkla, dolandıncılıkla, çete üye- si olmakla itham eden, hatta ne ithamı, birbirine en ağır biçimlerde hakaret ve küfür eden insanlar, bir- kaç hafta önce asla yanaşmadıklan noktalara ya- naştılar ve anlaştılar. Herhalde bu arada bir muci- ze oldu ve birden fikir değiştirdiler... Zaman zaman, "Siyasette küsmek ve yonılmak olmaz" diye yazmışımdır. Gerçekten siyasetçi, baş- ta halk olmak üzere hiç kimseye küsmeyen ve sı- rasında "geçmişe bir sünger çekebilen" bir insan olmak zorundadır. Zira, siyasal mücadele, yıpratıcı bir mücadeledir. Insanların sinirleri zayıflar ve kimi zaman "amacını aşan" şeyler söyleyebilır ve duya- bilirler. Ülke düzeyi dışında bir başka "siyasal are- na" olmadığına göre, eğer sıyaset yapmaya devam edilecekse bazı şeyleri "sineye çekmeye" alışmak gerekir. Ama dogrusu bu kadannı da "hazmedebil- mek" için, ınsanda mide olmalı... Sayın liderierimizin birbirtenne layık gördükleri sı- fatları bir yana bırakarak şu "baskı" meselesini ele almak istiyorum. Aslında kimileri "Ordu baskı yaptı" derken kimi- leri de "İş çevrelerinin baskısıyla bu noktaya gelın- di" diyoriar. Zaten ordunun baskı yaptığı, en üst düzeylerden yalanlanırken ış çevrelerinin baskısını yadsıyan yok. Hatta bunu "medar-ı iftinarla" dile ge- tiriyoriar. Doğrusu benim çok takıldığım bir husus da askerlerin siyasetle uğraşmalarına karşı çıkan- lar oluyor. Bir demokraside herkesin siyasetle ilgi- lenmesi gerektiğinden dem vurduktan sonra, "As- kerler siyasetle ilgilenmesın" demenin hangi man- tıkla bağdaşabileceğinı anlayamıyorum. Ellerinde silah olması ve bazı "sabıkalarının" olmasını elbet- te göz ardı etmiyorum. Ama askerler de bu toplu- mun insanlan ve bu toplumun diğer üyelerinın top- lumun geleceği konusunda ne kadar endişesı var- sa askerlerin de o denli endişesi olmasını doğal karşılamamız gerektiğini düşünüyorum. "Baskı" konusundaki bir başka senaryo. baskı- nın "kamuoyundan" geldiği ıddiası. Bu noktaya ka- muoyu baskısıyla gelindiği ve ANAREFAH projesın- den bu baskı nedeniyle vazgeçildiği ilerı sürülüyor. "Halkımız böyle istiyor"muş... Halkımızın böyie ıstediği nereden bellı? Halkımı- zın ne istediği, seçim sandığıyla ortaya çıkar ve ara- lık ayında halkımız ne istediğini açıkladı. Ya da bir başka deyışle "kararsızlığını" sergiledı. Ve halkımı- zın yüzde 60'tan fazlası, ne ANAP'ı ne de DYP'yi tercih ettiğini söyledi. Tek tek bu iki partiyi ısteme- yen insanların, bu iki partinin koalısyonuyla ortaya çıkacak olan ANAYOL'u istediklerini nereden çıka- nyorlar? Kim çıkanyor bu saçma sapan söylentile- ri? "Kamuoyu" aenilen şeyi kim belirleyebilir? İki bu- çuk gazete ve televızyon sahibi mi Türkiye'de ka- muoyu adına konuşacak? Bu "muhteremler" öyle karar verince "Halkımız böyle istiyor..." oluyor. Ge- çenlerde şubat ayı enflasyon rakamları açıklandı. Özel birtelevizyon kanalı, tüketıci fiyatlanndakı yüz- de 4.5 artışı, "Şubat ayında enflasyon canavarı dız- ginlendi. Bir ay öncesine oranla enflasyon oranı yarı yarıya azaldı" diye veriyordu. Insaf... Yüzde 80'lerdeki bir enflasyon, "başan" olarak tanımlana- cak neredeyse. Dogrusu kitle iletişim araçlarının hükümeti desteklemesine karşı çıkmanın mantığı da yoktur, anlamı da. Ama böylesine körü körüne desteklemenin de yarar mı, zarar mı getireceğini kestıremiyorum. Ve desteklemek bir yana, kendini "kamuoyu adı- na konuşmak" konusunda böylesine yetkili gören bir "medya" hiç duyulmamıştır. Halkı böylesine yok saymanın demokrasiyle falan ilgisi yoktur. Evet, ba- sın bir demokraside "dördüncü" kuvvettir, ama "tek" kuvvet değildir. • Bu koalisyonun "Re- fah "lı bir iktidara karşı "la- ik" biratternatif olduğu id- diası da tartışılmaya çok muhtaç. Basınımızın o keskin kalemli yazarları, acaba DYP içindeki "ce- maatçileri", ANAP için- deki "tarikatçılan" gör- müyorlar mı? Geçen gün de değinmiştim, benim korkum, bu hükümetin "Refah'ın önünü kesmek için" aşın derecede ödün vereceği. Oysa ki verilen ödünlerin kimseye fayda- sı olmuyor. Kendi bindik- leri dah kesiyorlar ve ken- di elleriyle bir "Frankeş- tayn" yaratıyorlar. Türki- ye'dekı "dincı" unsurfar, en çok böyte dönemlerde palazlanıyorlar ve hare- ketlerini tırmandırıyorlar. Umarım bu tahminim yanlış çıkar. Bu hükümetin progra- mını görmeden kesin bir şeyler söylemek istemi- yorum. Ama gerek özel- leştirme ve gerekse dev- letin güvenlik şemsıyesi konusundaki beklentileri- ni, hiç de hoş bulmuyo- rum. Daha sonra bu ko- nulara yeniden dönece- ğim. Ama şimdiden şu kadannı söyleyeyim ki, Türkiye'de "sosyal dev- let"\ anımsatan kimi ku- rumlar çökerse devletin tümü çöker. Bunlar çok duyarlı konulardır. Fazla oynamaya gelmez. Ve unutmamak gerekir ki, halkımızın sabrı da son- suz ve sınırsız değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle