Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayin Yönetmeni: Orhan Erinç • Dış Haberler: Ergun Balcı • Istıhbarat: Ceneiz
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Yıldırım • Ekonomı Bülent K.zanük
Çetinkava • Yazıışlerı Miidürlerı • £" T\^"\dan
ŞS,a
Ü'le
,a
, * %""•
fi. *•„, v IH rv ^ T « , c n . ı , Abdulkadır Yucelman • Makaleler: Samı
• u ^ VAt?' 1^7 }
£ Ç
L T ' Karaören • Düzeltme. AbduUah Yazıcı
• Haber Merkezı Muduru Hakjın Kara « Fotoğraf Erdoğan Köseoglu • BİIgı-Belge
• Görsel Yönetmen Fikret Eser Edibe Buğra • Yurt Haberlerı. Mehmet Faraç
YayuıKı<rulu.İ]luuıSdçıık(Başkan), Ankara Temsılcısı. MusUfa Balbay • Haber Müdürû-
Orhan Erinç. OkUv Kurtböke, Doğan Akm Atatüık Bulvan No: 125, Kat 4. Bakanlıklar-
Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks. 4195027 • tzmır
Temsılcısı Serdar Kızık, H ZıyaBh. 1352 S 13 Tel
44!1220.Faks-44!9117»AdanaTenısıiası Çetiı YiğenoğhL,
tnönüCd. 119S.No.l Kat. 1,Tel. 3522550.Fans-3522570
HikmetÇetinkay a, Şükraıı Soner,
Ergun Baia, Dinç Tayanç, tbnhim
Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balbay, Hakan Kıra.
Müessese Mûduıû Erol Erkut • MEDYAC:» Yonetım MEDVA G : •
Koordınatör Ahmet KonıJsan O Kunılu Ba$kant-Genel Yonetım Kunilu
Muhasebe BülentYener#tdare MudürGûlbüıErduran Başkam - Genel
HüseyinGürtr#l^letme Önder • Koordınator Reha Mudur Islün
Çefîk # Bılgı-Işlem Nail tnal # (şıtman # Gene! Mudur Akmen • Murahhas
Bügısayar Sıstem MûrüvetÇiler Yaıdımcısı Mine Akdag u\e BoraGönenç
Ya>ınila> ı n v e B a s a n : ^ e m GUJT H a b e r Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş
Tmiov4-n L a d "w 4 ! Cajalüğlu 1 4 3 3 4 Ist PK 246 lslanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hatl Faks I'J 212) 51.1 RS <>5 MART 1996 tmsak:4.58 Gûneş: 6.22 Öğle: 12.22 tkindi: 15.33 Akşam 18.08 Yatsı: 19.27 MEDYACTel 51407 51 - 513 95 80 - 513 »4 60-61, Faks 5118466
Yann 8 Mart... Dünya Kadınlar Günü... Türk kadını pek çok alanda yasalann ve geleneklerin baskısı altında
Türkiye'de erkek dalıa 'eşit'
Naomi defileden
çıkarıldı
• .MİLANO(AA)- Siyahi
manken Naomi Campbell,
bu kez adını bir başka
şekilde duyurdu. Ünlü
ltalyan stilist Laura
Biagiotti'nin defilesine
katılmak üzere Milano'ya
gelmesi beklenen ünlü
manken. iki saat rötar
yapınca defîleden çıkanldı.
Naomi. Milano fiıanndaki
defileye makyaj, saç
yapımı ve aksesuvar
seçimleri nedeniyle gecikti.
'Boat Show'
fuarı
• İstanbul Haber Servisi -
16. İstanbul Uluslararası
Boat Shovv FuaM. Hılton
Exhibition Center'da açıldı.
Fuaıda, yerli mallann yanı
sıra, dünya çapında
markalann son rrodelleri
sergileniyor. Bost show 96
fuarında, sürat tekneleri,
telsiz. denizcilige ilişkin
hediyelik eşya, balıkadam
ve sualtı ekipmanlanna
kadar birçok üriin yer
alıyor. Fuar yetkilileri,
gümrük birliğine girilmesi
nedeniyle yerli ve yabancı
tekneler arasında önemlı
bir fiyat fark: olmadığını
belirttiler.
Güngören'de
elektrik
kesintisi
• İstanbul Haber Servisi -
Güngören'deki trafo
" merkezlerinde yapılacak
bakım ve onanm
çalışmalan nedeniyle
Bahçelievler'deki bazı
sokaklara 9 mart cumartesi
günü elektrik
verilemeyecek. Boğaziçı
Elektrik Dağıtım AŞ'den
yapılan yazılı açıkJamaya
göre Bahçelievler'deki
Kültür, C-1C, G-12veG-
19 sokakJan, cumartesi
günü 06.00-19.00 saatleri
arasında elektrik
alamayacaklar,
Açıklamada, bakım ve
onanm çalı^malannın
erken bitirilmesi halinde
söz konusu sokaklara
belirtilen saatlerden
önce elektrik verileceği
bildırildi.
Elektrik zammına
tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kısa adı Tes-tş
olan Türkiye Enerji, Su ve
Gaz İşçileri Sendikası,
başkanlar kurulu olağan
toplantısı sonunda
yayımladığı bildiride,
elektrik fiyatlanna yapılan
zamlann hiçbir gerekçesi
olmadığını bildirdi.
Elektrik üretiminin
kilovatsaat maliyetinin
hidroelektrik santrallerinde
40 lira, termik santrallerde
864 lira olduğuna dikkat
çeken Tes-İş, kısa sürede
peş peşe yapılan zamlarla
satış fiyatının 4 bin 490
liraya çıkanlmasının
keyfı olduğu belirtildi.
İSKİ ve İGDAŞ'ın
çukurlan
• İstanbul Haber Servisi-
Fatih Belediyesi, Fatih'in
sokak ve caddelerinin
İGDAŞ ve İSKİ tarafindan
delik deşik edildiğini
bildirdi. Fatih Belediyesi
Basın Yayın Halkla
llişkiler Müdürü Derya
Söker, yaptığı açıklamada,
"Kazılan çukurlan kapatıp
asfaitlaması gereken bu iki
kuruluş, bu konuda topu
belediyeye atarak
vatandaşlarla Fatih
Belediyesi'ni karşı
karşıya getiriyor"
dedi
ECE TEMELKURAN
ANKARA-Türk kadını seçme ve se-
çilme hakkını 1934'te kazanmasına
karşın, bugüne kadar ancak 5 kadın
hukümette görev alabildi. Yerel yöne-
tim görevlerinde de kısıtlı sayıda bu-
lunan kadınlann büyük bir coğunluğu-
nun sol eğilimli partilerden çıktığı göz-
lemlendi. Kamu hizmetinde çalışan
kadınlann erkeklere göre daha eğitim-
li olmalanna karşın, hizmet süreleri-
nin düşük olmasının kadının verimini
düşürdüğü belirlendi. Kjrsal kesimde
evlilik yaşamını "gurbete" giden ko-
casını bekleyerek geçiren kadının, ai-
lenin yaşaması ıçin "insanüstü" çaba
gösterdiği belirtildi.
Devlet Bakanlığı'na bağlı Kadının
Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlü-
gü tarafindan 1994 yılı ıçin hazırla-
nan Türldye'de kadının durumu'" baş-
lıklı raporda, Türk kadınının eğitımden
sağlığa, ekonomiden politikaya kadar
pek çok alanda yasalann ve gelenek-
lerin baskısı altında olduğu sayılarla or-
tayakondu.
Raporda kadınlann siyasal kararal-
ma mekanizmalanna katılımına ilişkin
araştınmalann sonuçlan anlatılırken,
1935 yılından bu yana ancak 5 kadı-
nın bakanlık görevini üstlendiği, kadı-
nın ilk kez 1971-73 olağanüstü döne-
minde partilerüstü hukümette yer al-
dığı belirtildi. Kadınlann yerel yöne-
time katkılannın çok düşük düzeyde
olduğunun ifade edildiği raporda, ye-
rel yönetimdeki kadınlann çoğunlu-
ğunu sol partilerin üyelerinin oluştur-
duğu, 1994 yılı içinde belediye mec-
lisi üyeleri içindeki kadınlann toplam
oranının ise yüzde 0.9'da kaldığı an-
latıJdı. 1994 yılına ilişkin verilerde,
devletin genel yönetiminde çahşan ka-
dınlann eğitim düzeyinin erkeklere
göre çok yüksek olduğu belirlendi. Bu-
• Kadınlara verilen ücretsiz doğum izinlerinin
"destekleyici" olmasına karşın, yapılan
araştırmalara göıe izinlerin kadını iş yaşamından
uzaklaştırdığı, böylelikle kadının "yukselmesini"
engellediği kaydedildı.
na karşılık, devlet kadrolanndaki ka-
dınlann yaş ortalamasının ve hizmet
sürelerinin düşük olması, rapora göre,
kadın veriminden devletin yeterince
yararlanmadığını ortaya koydu. Ka-
dınlara verilen ücretsiz doğum izinle-
rinin "destekleyici" olmasına karşın,
yapılan araştırmalara göre izinlerin ka-
dını iş yaşamından uzaklaştırdığı, böy-
lelikJe kadının "yukselmesini" engel-
lediği kaydedildi.
Raporda, kadınlara ilişkin yasal dü-
zenlemeler üzerinde durulurken, Türk
Vatandaşlığı Yasası'nın "erkek soyu-
nu" esas alan hükümlerinin kadın er-
kek eşitliğini bozduğu viirgulandı. Tür-
kiye'nin onayladığı uluslararası sözleş-
melere ilişkin yükümlülüklerini yeri-
ne getirmediğini ve bu yolda yasal dü-
zenlemeler yapılmadığının dile getiril-
diği raporda, yasalarda kadın emeği-
nin çeşitli yollarla sosyal güvenlik kap-
samının dışında bırakıldığı belirtildi.
Kırsal kesimde yapılan araştırma-
lann sonuçlannın da yer aldığı rapor-
da, köylerde kadınlann, geçici ve sü-
rekli göçler sonucu, evlililderini erke-
ğini bekleyerek geçirdikleri anlatıldı.
Araştırmada, köy kadınının erkeksiz
kaldığı için yaşam savaşıyla yüz yüze
kaldığı, ekonomik geçimini sağlama
amacıyla "insanüstü" çaba gösterdiği
de vurgulandı. Kentte yaşamasına kar-
şın gecekondu koşullanyla karşı kar-
şıya kalan kadının da gündelik yaşam
savaşında erkeklerden daha çok zorluk
çektığinin anlatıldığı araştırmada, sa-
bit gelirle ay sonunu getirmeye çalışan
kadının "mucizeter" yarattığı dile ge-
tirildi.
t
Kızlık bozma' ölçütü
Türk Ceza Yasası'ndaki (TCY) ay-
nmcı tutumun eleştirildiği raporda,
TCY'de cınsel suçlarda cezanın be-
lirlenmesinde "kızlık bozma" ölçütü-
nün yer alması kınandı. Yasadaki kız
ve kadın kaçırma suçlanna ayn ceza-
lar öngörülmesi, kaçırmanın evlenme
amacıyla yapıldığında cezada indirime
gidilmesi ve kadının namusunu kurtar-
mak ıçin gayrimeşru çocuğunu öldür-
mesi halinde hafif cezaya çarptınlma-
sı gibi noktalara da dikkat çekildı. Ka-
dının aile içinde yaşadığı şiddete kar-
şı savıınmasız olduğunun belirtildiği ra-
porda, şiddete hedef olan kadının iz-
lemesi gereken adli aşamalann zorlu-
ğundan söz edildi. Karakollardabu tür
olaylara duyarsız kalındığı, kadının
kendisine karşı işlenen suçun cezalan-
dınlması ıçin "çok ısrarcrolması ge-
rektiğı vurgulandı. Raporda. bekâret
kontrolünün "gelişigüzel ve kadını bir
kez daha mağdur edecek biçimde" ya-
pıldığına dikkat çekilirken, Ceza Mu-
hakemeleri Usulü Yasası'nda yapılan
değişikliklerde bu konuya ilişkin bir dü-
zenleme getirilmemesinin "sıkmtı"
yarattığı dile getirildi.
Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel
Müdürlüğü'nün raporunun sonundaki
"Geleceğe yönelik stratejik hedefler"
başlıklı bölümde de Türkiye'deki ya-
sal düzenlemeler ve uygulamalardaki
kadın-erkek aynmcılığının ve eşitsiz-
liğinin ortadan kaldınlması gerektiği
dile getirildi.
Politikada kadın
Çocuklardan ödül |Çeviri Servisi - Evini terk etmek zorunda kalan yaşh
Müslüman kadın, Tuzla'daki bir bannağın önünde ağlıyordu.
Amerikab fotoğrafçı David Tıırnky, bu sivah beyaz fotoğrafıyla
19% Dünya Basın Fotografçıhğı Çocuk Odülü'nü kazandı.
ocuk jürisi, seçünini yetişkinJer jürisüıin seçtiği 350 fotoğraf
arasından yapü. David Turnle>. ödûlünü 25 Nisan 19% günü
Amsterdam'da yapılacak bir törende alacak.
Kadın hukukçulann toplantısında yasalardaki eşitsizlikler tartışıldı
'Medeni Kanun'da değişiklik yapılmalı'
İstanbul Haber Servisi -
''Türk Medeni Kanunu'nun
Eskiyen Yüzü", kadın hu-
kukçular tarafindan tartışıl-
dı ve yapılması gereken de-
ğışikliklenn Meclıs günde-
mıne alınması istendı.
İstanbul Kadın Kuruluş-
lan Birliğı'nce8 Mart Dün-
. . „ , , ya Emekçı Kadınlar Günü
Aysel Baykal nedeniyle düzenlenen "Ka-
dın Haflası ttkinlikleri" çercevesınde iki gün sü-
recek olan "Türk Medeni Kanunu'nun Yazgeçilmez
ÖzüveEskiyen \ üzü" konulu çalışma toplantısı dün
başladı. İstanbul Barosu Kadın Haklan Komisyo-
nu ile Türk Hukukçu Kadınlar Demeği'nin ortak-
lasa düzenledıgı toplantının açıhşına Anayasa Mah-
kemesi Başkanı Yekta Güngör Ozden, eski kadın-
dan sonımlu Devlet Bakanı A\-sel Ba>kal. DSP İs-
tanbul Milletvekıh Prof. Dr. Bekir Sami Türk ve
İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da katıldı.
Türkiye"dekı antıdemokratik yasalann ve uygula-
malann bulunduğunu çok ıyı bildiklennı belırten
Anayasa Mahkemesı Başkanı Özden, "Neredecum-
huritetia >argıçlan ve savcılan? Nicin bunlan bi-
ûm önümûze getirmivorlar. Ben herhangi bir sen-
dika üyesi gibi eline pankart alıp sokak sokak ba-
ğıramam ki. Türkiye'nin her yerinde bizim bileme-
yeceğimiz u>gulamalar oluvor. Bizim önümüze ge-
tirümeden bunlarla ilgiknilemez" dıye konuştu.
Özden, Anayasa Mahkemesrnın çalışmalannın bı-
le bazı yargı kesimlerince çekilemedigini kayde-
derek "Medeni olmayan insanlar. Medeni Yasayı da
savunamazlar. Türkiye karanüğa girme tehlikesini
göğfislemek durumunda bir birliğe sahip değildir.
Kendimize gelmezsek hiçbir yere gelcme>iz" dedı.
Eskı kadından sorumlu Devlet Bakanı Aysel
Baykal da Medeni Kanun'da yapılması gereken de-
ğişikliklerin, Türkiye'nin 1985 yılında ünzaladığı
aynmcılığa karşı sözleşmesinde ortaya konulan çe-
kincelerin kaldınlmasının gereği olduğunu anım-
sattı. Pekin'de yapılan 4. Dünya Kadın Konferan-
sı'nda bakanlık olarak aynmcılık maddelerinm de-
ğiştinlmesi taahütünü verdiklennı belırten Bay-
kal, bu taahütlenn durumunun her altı ayda bir de
kontrol edildiğini kaydetti. DSP Milletvekili Hik-
met Sami Türk ise Medeni Kanun'un en başta di-
lı itibariyle eskıdiğinı ve öncelikle aile hukukun-
dakı "ortakedinilen mallann paylaşımı" konusun-
da değişiklığe gidilmesi gerektiğıni anlattı.
Türk Hukukçu Kadınlar Derneğı Başkanı Nazan
Moroğlu ise Medeni Kanun'da özellıkle aile huku-
kunda eşıtliğe aykın maddelenn, siyasilerin partı
programlannda vaat ctmelenne karşm, bir türlü
değiştınlmediğinı vurguladı.
istanbul Barosu Kadın Haklan Komisyonu Baş-
kanı Tennur Koyuncuoglu, kendilerine, "Türki-
ye'de mirvonlarca kadın, değil değiştirilmesi gere-
ken maddeleri, mevcut haklannı bile bilmiyor. Siz
lüksie uğraşıyorsunuz" eleştınsının getınldığıni
ancak yasalann toplumun üsrönde olması gerekti-
ğine dikkat çekti. Kadın Kuruluşlan Birliği Koor-
dinatörü Prof. Dr. Necla Arat da Türk kadının,
Medeni Kanun"un kabul edildiği 1926 yılının kadın-
lan ile karşılaştınlamayacak ölçüde gehştiğini ve
yasalann artık geride kaldığını kaydetti.
Medeni Kanun'un kabul edildiği yıllarda bir
devrim yasası olduğunu aramsatan İU Hukuk Fakül-
tesi Dekanı Aysel Çelikel de Medeni Kanunu'nun,
kabul ediliş yıllannda olduğu gibi, toplumun önün-
de giderek, bir dinamıklik taşıması gerektiğini vur-
guladı.
Prof. Arat, sorunlannın çözümlenmesini istedi
Mart şenlîlde kutlanacak9
İstanbul Haber Servisi -
Kadın örgütleri,
kadınlann sorunlannın
çözümlenmesi için yeni
kunılacak hükümeti
göreve çağırdılar.
Bünyesinde 36 kadın
kuruluşu yer alan
İstanbul Kadın
Kuruluşlan Birliği
Koordinasyon Başkanı
Prof. Dr. Necla Arat,
kadınlann 8 Mart'ı
şenlilde kutlayacağım
söyledi.
İstanbul Kadın
Kuruluşlan Birliği'nin 4. Dünya Kadın
Konferansf nın eyleme çağn bildirgesi
önerilerinin yeni kunılacak koalisyon
hükümeti tarafindan da ele alınması
gerektiğini belırten Arat. "Bu çağn
metninin yeni hükümet tarafindan ele
alınmasını ve yaşama geçirilmesini
istiyoruz'' dedi.
Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı
çalışanlan ise 8 Mart'ın Birleşmiş
Milleler'e üye bütün ülkelerde
Prof. Necla Arat
"Uluslararası Kadınlar
Günü" olarak
kutlandığını
vurgulayarak sadece 8
Mart gününde değil, her
gün, her yerde cinsiyet
aynmcılığı ve kadına
yönelik şiddet son
buluncaya kadar
mücadele edeceklerini
belirttiler Yeşil Kuşak
Çevre Ûncüleri Grubu
Başkanı Nur Atabay da
8 Mart Dünya Kadınlar
Günü'nün önemli bir
gün olduğunu
vurgulayarak kadının eğitimine, kadın
haklannın korunmasına öncelik veren
gerçekçi politikalann hayata
geçirilmesinde gecikilmemesini istedi.
Kadınlan "İnsanoğlunu banşa götürecek
sevginin kaynağı"diye tanımlayan
Atabay, kadının aile ve toplum içerisinde
daha güvenli bir yaşam ortamına
kavuşturulması hak ve özgürlüklerinin
hiçbir aynmcılık gözetilmeden tanınması
gerektiğini belirtti.
Parlamentoda temsil
oranı yüzde 2.6'da kaldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Kadınlann çok sa-
yıda ülkenin pariamentosun-
da, erkeklere göre düşük oran-
da temsil edildiği belirlendi.
Dünya parlamentolannda ka-
dın milletvekili oranı yüzde
10'u aşarken, 550 milletveki-
li arasında sadece 13 kadın
üyesi bulunan TBMM yüzde
2.6'lık kadın temsıli ile çok
sayıda ülkenin gerisinde kal-
dı.
Avrupa'nın "sosyal refah"
düzeyi en yüksek bölgesini
oluşturan lskandinav ülkele-
rinde, parlamentodaki kadın
oranı yüzde 40'laraçıkarken,
güneye indikçe bu düzeyin
düştüğü bildirildi. 200 kişilik
parlamentosunda 77 kadın
bulunan Fınlandiya, kadın
temsili konusunda yüzde 38.5
ile dünyada en yüksek oranı
yakalayan ülke oldu. Diğer
Avrupa ülkelerindeki kadın
oranlan şöyle:
• Kadın
milletvekillerinin
parlamentoda temsil
düzeyi Finlandiya'da
yüzde 38.5, tsveç'te
38.1,Küba'da34,
tzlanda'da 24'ü
buluyor.
Türkıye'de 1975 yılında
yüzde 8 olan parlamentoda-
ki kadın milletvekili oranı
1996 yılında yüzde 2.6'ya
düşerken eski sosyalıst ülke-
lerde de kadın milletvekili
oranında büyük düşüş oldu-
ğu belirtildi. Rusya'da bu ora-
nın yüzde 34'ten yüzde 10'a,
Arnavutluk'ta yüzde 33'ten
yüzde 6'ya düştüğü belirtil-
di.
Dünyada bakanlık koltu-
ğuna oturma şansını elde eden
kadın sayısının çok düşük ol-
duğuna dikkat çekilen araş-
tırmada. 1990 yılında dün-
yada 93 ülkede hıç kadın ba-
kan bulunmadığı ve kadın ba-
kanlannın oranının yüzde 3.5
düzeyinde kaldığı saptandı.
Dünyadakı bazı ulusal mec-
lislerdekı kadın mılletvekil-
leri oranı şöyle:
Finlandiya: Yüzde 38.5.
Isveç: Yüzde 38.1. Küba:
Yüzde 34. Danımarka: Yüz-
de 33, Izlanda: Yüzde 24,
Hollanda: Yüzde 21.3, Yeni
Zelanda: Yüzde 21, Çin: Yüz-
de 21, Arjantın: Yüzde 16,
Almanya: Yüzde 15.4, Italya:
Yüzde 12.8. ABD: Yüzde 11,
Irak: Yüzde 11, Bangladeş:
Yüzde 10, Rusya: Yüzde 10,
lngiltere: Yüzde 9, Portekız:
Yüzde 7.6, Macaristan: Yüz-
de 7, Hindıstan: Yüzde 7, Tu-
nus: Yüzde 7, Brezilya: Yüz-
de 6, Amavutluk. Yüzde 6,
Fransa: Yüzde 6, Zaıre: Yüz-
de 4, Japonya: Yüzde 3, Mı-
sır: Yüzde 2, Türkiye: Yüz-
de 2.6.
SEYAHATNAME YAVUZGÖR
Lubnan Hukumetinin Istekleri
14 Ağustos 1974'te başlayan "ikin-
ci harekât" sırasında, Lübnan Dışişleri
Bakanlığı'na yeni atanmış olan Hıristi-
yan bir avukat, Naffah, görüşme tale-
binde bulundu.
Bu genç -ve yanındaki dostumuz
umum müdürierin bize fısıldadıkları gi-
bi meslekte acemi olduğu anlaşılan-
bakana gittim.
Bazı "endişelerinden" bahsetti. Ha-
rekât bölgesinde, Lübnan'dan Kıbrıs'a
göç etmiş Marunit köylülerine ait üç
adet köy varmış. Bunlann adını verdi ve
"kabiise"bü köylerin harekât sırasında
"masun" bırakılmalannı istedi.
"Elimizden geleni yapanz. Ankara'ya
bildihrim bu isteğinizi"
dedim amma, Magosa
yönünde devam etmek-
te olan çatışmalar sıra-
sında, birliklerimizin, as-
keri gerekçeler dışına ta-
şan bu Lübnan isteğini,
ne derece yerine getirebi-
leceği ve de Ankara'nın
bu talebi nasıl karşılaya-
cağı konusunda kuşku-
larım vardı. Ankara, iki
gün geçmeden, olumlu
yanıt verdi. Köylere Lüb-
nan bayrağı çekilmiş, hat-
ta askerierimiz ellerinde-
ki kumanyayı da bu köy-
lülerle paylaşmış.
Bu iyi haber ulaştırmak
için, tekrar bakanı ziyaret
ettim. Teşekkür etti ve
başka bir konu getirdi ortaya:
1960 Zürich ve Londra Anlaşmaları
yapıldığı sırada, bu çerçevede oluştu-
rulan Kıbns Anayasası'nca öngörülen
"Muhtelit Partamento "da bir de Maru-
nit milletvekili bulunacağı hususunda,
o zamanki hükümetimizden "garanti"
aldıklannı ve şımdi, son durumdan son-
ra, yeni bir anayasa ve parlamento olu-
şacağına göre, aynı "garanf/"nin yeni-
lenmesini istedi.
Doğrusu, ortada fol ve yumurta yok-
ken, böyle bir isteği, şahsen "aceleci"
değilse bile "zamansız" buldum. Yine
de bakana, bu isteğini de Ankara'ya
aktaracağımı söyledim.
Birkaç gün sonra, Ankara'dan olum-
lu yanıt geldi, yine... Bunu da bildirmek
üzere yine gittim bakana... Bu kez, ve-
rilen yanıta teşekkür etti; ancak bu "ga-
ranti"y\ yazılı olarak almayı tercih ede-
ceğini söyledi
Geçerliliği belirli bir süreye işaret et-
meyen Kıbns'ta daha neler olabilece-
ğinin kestirilmesi pek güç ikilemleryu-
mağı oluşturduğu da düşünülürse, bi-
raz "havada" kalacak bu belgeyi de
kendisine verdik. Tabii Ankara'nın ona-
yı ile...
Bakanla yaptığtm bu görüşmeler sı-
rasında, kendisinin Kıbrıs'taki müda-
hale karşısında "rahatsız" olduğu inti-
baı oluştu bende... Biri Müslüman, di-
ğeri Hıristiyan iki toplumdan oluşan
Kıbns yapısının, Lübnan'daki duruma
benzemesi nedeniyle, gelişmelerin Lüb-
nan için kötü bir örnek oluşturabilece-
ğini düşünüyordu herhalde...
Oysa Kıbrıs'taki çekişme, din unsu-
rundan başka ve çok daha önemlisi,
Türk-Rum çekişmesı idi ve Lübnan'da
dinleri ayn olmasına rağmen toplumda
etnik bir çatışma öğesi yoktu.
1975'ten sonra başlayıp yaklaşık 15
'İU'
yıl süren ve Ortadoğu'nun Parisi diye
adlandınlan Beyrut'u ve Lübnan'ın bü-
yük bir kısmını harabeye çeviren iç sa-
vaşın nedenleri, Kıbns'taki duruma ben-
zerliği yoktu.
•••
Öteden beri iyi ilişkiler sürdürdüğü-
müz Lübnan'ın yukarıda bahis konusu
isteklerinin, savaş haline rağmen Anka-
ra tarafindan bu kadar anlayışla karşı-
lanmasında, benim bir katkım yoktu.
Ama bizim meslekte bazen yapmadı-
ğınız bir iş için ödüllendirilir, yaptığınız
yararlı bir iş için de eleştiri alabilirsiniz...
Lübnan Cumhurbaşkanı Süleyman
Frannjiye'nin emri üzerine, bana bir
"Chevalier des Cedres" nişanı veril-
mesi için bir kararname çıktı. Lübnan
Dışişleri binasında bir kokteyl verildi ve
-tabii Ankara'dan icazet almıştık- nişa-
nı teşekküıie aldık.
Bu işler böyledir. Kimi Kıbns dağla-
rında canını verir, kimi de birtakım telg-
raflar çekip ziyaretlere gidip gelip nişan
takar ve bundan da bir suçluluk hissi
duyar.
Yann: Lübnan'daki Ermeniler