Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T MART1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
GRAMOFON İCNESİ SEÜM ILERİ
HüseyinRahmi GürpınarOysa epey bır zaman geçmış Olum
tanhı 8 Mart 1944'ten bu >ana ellıyı
aşkın yıl Esen okunuyor mu, pek
bıîmıyorum Gençlık >ıllanmda bu
bûyuk esen, Atlas Kıtapevı, Münif
Fehim"ın eşsız kapak resımjenyle
bezeyerek Mustafa Nihat Özön,
M ükerrem Kâmil Su, Zahir Cüvemli,
Hüsametttin Bozok, Tahir Nejat
Gencan gıbı usta edebıyatseverlenn
bılgılı Turkçeleştırmelenyle gunumuz
okuruna kazandınnıştı Şımdı de
Ozgur Yayınlan. Kemal Bek' ın
çabasıyla aynı ışlevı sürdurmeyı
dılıyor Acaba okura, genç okura
ulaşıyor mu Huseyin Rahmi'nın yenı
basımlan0
Once havat hıkâ>esınde ız surelım
Istanbul'un bu en dennlıklı romancısı
1864'te doğuyor Soykutuğu
konusunda bılgı veren kaynaklar,
ann^sının Ajşe Hanım olduğunu
soyluyor Ayşe Hanım, "Safranbolu'da
dbğmuş safrancılar kethüdası Hacı
Mehmed Efendı1
nin tonınu"ymu:>
Huseyın Rahmi'nın babası, hünkâr
yaven Mehmed Said Paşa. Paşa eskı
tarz şıırler yazıvor. atalan arasında
Kitabî Osman Efendi var. babası Çoiak
Huseyin Efendi'yse Turk-Rus
savaşında kolunu kaybetmış Bır de adı
anılmayan onemlı bır anneanne var,
Huseyın Rahmı asıl onun gozetımınde
yetışecek
Çünkü Ayşe Hanım Huseyın Rahmı
çok küçuk yaştavken oiuyor Bu olum,
kara yergıler romancısı Huseyın
Rahmı'ye haylı acıklı satırlar
yazdırtacaktır Yetmışıne ulaşmış
romancı. çocukluğunun o dönemını
şoyle anlatır
*(._) Bir gece annem, onıinde iki mum
yanan aynanın karşısında belinden
aşagı dökıilmüş siyah saçlannı
tanyordu. Ben dizJerine sanlmış
dunıyordum. Bu. pek vuzuhla
haürimdadır. Birdenbire tarağı bırakü.
Beni saçlannın sivah dalgalan arasına
çekti. \ uzumu iki a\cunun içine aldı.
Butiın şcfkativle vakından baktı-bakh.
Yanaklanndan berrak damlalar
yuvarlanıvordu. Bovle kucak kucağa
mesut degil mıvdik? ÎSiçin ağlıvordu?
F.n hazin sesivle:
"Rahmı dedı
"^nnecığım
'Annesız kalırsan ne yapan>ın
v
Of annesiz kalmak... Bu benim için
hiçbir mâna>ı ihtiva etmek ihtimali
olmavan bir terkipti Beni annemden
kim a> ırabilirdi? Hangi kuvvet buna
muktedirdi?
Megerse annem, o korkunç tek bir
ketimeden ibaret soğuk ismini örtmek
için lisanımızda adına u/un bir terkiple
"derdı deva nâpezır' denilen nıuthiş
hastalığa tutulduğunun farkında imiş~.
(...) Odadan ıçerı gırdik. O. arkasını
yastıklara davamtş. vuksck doşeğinde
vine oturur gıbi vapıvordu. Go.deri
kapıva dikilmişti. Kalbine çekerek beni
nıhuna nifAcedetek gibi sabit bir
nazarla bakıyordu. Ne kadar
zayıflamış, ne kadar değismişti. O
annem miydi, başka bir kadın mıydı?"
tlk romana doğru
Keder yuklu sahnelerden sonra,
anneannenın Aksaray'da, Yakup Ağa
Mahallesi ndekı e\ı belınr Orada,
çocuk Huseyın Rahmı, Istanbul
Turkçesının ıncelıklı, ıncıklı cıncıklı
anlatımıyla tanışma firsatı bulacaktır
Yaşlı hanımlar boyuna konuşurlar
deyışler. ozel ıfadelerbırbınnı kovalar
Bır Emine Hanım masallar anlatır
Oğrenım hayatında başartsızlık,
Fevziye \bdullah Tansel'ın
saptavımıv la "zekâsı üe dikkati
çekmesi şoyle dursun, hocaiaruun
takdırsiziiği yuzünden, ha>laz bir taiebe
tesiri" bırakır Bununla bırlıkte ılk
venler gun ışığındadır Huseyın Rahmı
kışısel gozlemlennde hayatın otekı
yûzunu, acıklı olduğu olçude gulünç,
nyakâr. kalpazanca küçuk çıkarlara
dayalı yuzunu a> ırt etmektedır
On ıkı yaşındayken "Gıilbahar
Hanım'* hıkâyesını yazmış 1887'de
İstanbul'da Bir Frenk yayımlanır
Nıhayet Şık yahut Ayna (1889) yazann
tanınmasına olanak sağlayacaktır
Şık Ahmed Vlidhat Efendi nın
desteğıyleyayımlanmıştır A.hmed
Mıdhat Efendi Şık'ı oven bır de sonsoz
ekler Bu kısa roman, Huseyın
Rahmı'nın gozde konulanndan bınne
kaynaklık edecektır zaten Alafranga
olavım derken maskara olan zuppenın
seru\enlen Şık'ı. yuz on \edı yıl sonra
okuyacak olanlar, esenn goçup
gıtmedığını. goçup gitmek bır yana,
yaşarlığını koruduğunu nasılsa
sezınleyeceklerdır Istanbul, bır yersız
hevesler, özentıler kentıdır
Şık tan epey sonra yazılmış, ılk adı
Alafranga olan Şıpsevdi konuyu ve
serû\enı busbutun katmerlı dıle getınr
Huneyın Rahmı, ozumsenmemjş, bır
turlü sındınlememış alafrangalık
eğılımlennın yaman bır alaycısıdır
Hemen ardında kohnemış gelenekçılık,
geleneğın ılle olduğu gıbı korunmasını
talep eden, çağa ayak uydurmamakla
dıreten. gencılıkte ısrarlı dunya
görüşlen de yazanmızın ısrarla yerdığı
bır aıfum olacak, olumsuz
anlamlannda 'alafrangavla alaturka"
Huseyın Rahmı'je bırbınnden guzel
romanlar sağlayacaktır
Elberte yalnız bu kadar değıl Cevdet
Kudret, Huseyın Rahmi'nın Turk
edebıyatına ve çok daha onemlısı, Turk
top umuna hızmetını ozlu sozuyle
açıüar
"Hiseyin Rahmi'nin romanlan 'tore
rornanı'dır. Büyük konak ve yahlarda
vaşayan ûısanlardan en kenar
maballelerde yaşayan yoksul halka
kadar; paşası, efendisi, hanımu
küçuknevi, gelini, kavnanası,
murebbiyesi, metresi. zuppesi,
ugün okunuyor mu Huseyın Rahmı? Oysa onun esen yalnızca dünun Istanbulu'nu
anlatmakla, kâğıt üstünde yaşatmakla kalmıyor; bugünün Türkıyesrnı gözler önüne
çınlçıplak senyor. Arabesk şarkılan duymamış, bılmemış Huseyın Rahmı arabesk yaşam
bıçımlennı yazıyor. Televızyonda sanat icra eden medyumlan tanımamış, ızlememış
Huseyın Rahmı, medyum atası büyücülen, üfürükçülen, falcılan ınanılmaz bır sergıleyışle dıle
getınyor Para, köşeyı dönme, koltuk, ıktıdar oyunlannı, işte, yüz yıl öncesinden sezınleyıp
bugüne hâlâ haykınyor Kımler yok onun esennde! Bence, herkes, hepımız var, \anz. Sayfalan
arasından, ışte herkes, gündemdekı herkes bırer ıkışer dökülüyor
zamparasL, delist, doktoru, hacısı,
hocası, emeklisi. kuçuk mcmuru, ahçısı,
hizmetçisi, yanaşmasu cvlatlığı,
ufürukçusu, bu> ucusu. tulumbacıSL,
dilcncLsi. vb. ile eski İstanbul'un her
katından insanlan onun eserlerinden
kendi çevTeleri, kılıklan. gorenekleri ve
gelenekleri duşuncelen, ınançlan,
dilleri ve her turiu ozellikleriyle
yaşam aktadır.*'
Sonra yenı zamanlara ılışkın dıkkatler
Huseyın Rahmı Billûr Kalb'de
Istanbul'un otomobılle ılk tanışmasını.
akıllara durgunluk \encı taşlamasıyla
tutanağa geçırmıştır \dı ustunde, o
hıkâye, "Tıuıelden İlk Çıkış". Namustu
Kokotlar'da Istanbul taksı şoförunu
yıne ılk kez Huseyın Rahmı bır folklor
kurarak yazacaktır
Bir anıt yazar
Yakın geçmışın lstanbulu'ndan goz
kamaştıncı resımler Cevdet Kudret
ışaretedıyor "Yanmvu/vıJönceki
Istanbul'un atlı tramvavlan (Şıpsevdi),
"Meyhanede Hanımlar" (1924) adlı
uzun oykunun handıyse mcrhametsız
bıranlatımla yakaladığı >an sarhoş,
kavgacı, kılık kıyafet yenılıkçılığmden
oteye gıdememış hanımlar ve onlann
yanlanndakı, aytıı soydan bevler
Değı^en sıyasalara, donemlere, buyuk
devnmlere kar>ın o alaturkalık-
aiafrangalık yıvışık hamuru yıne
yoğrulmaktadır
Boylesı uçsuz bucaksız bır toplumsal-
yazınsal evrenm ardındakı yazara
gelınce, o, kapalı, kendi kurduğu bır
dunyada yaşamış Omrunun çok uzun
bır bolumunu Heybelıada'dakı evınde
geçırmış "EMerini ya dizlerinin
ûstunde, va goğsünun ustunde
kaVuşturarak" otururmuş Gulerken
ağzını ortermış Adeta zıplaya zıplaya,
kuçuk adımlarla yururmö^
Kahkahalan. "kiiçıik, sessiz ve
kibar"mış Hep Refık Ahmet
aktanyor Takkeler, dantelalar orer. tığ
ışı yaparmış
Uzun yıllar Heybelıada'da. tepedekı
Buyuk yazann olgunluk eserlennde
birdenbire psıkolojı saltanat kurar
Huseyın Rahm,ı şımdı ruh
çözumlemesıne ağırlık vermektedır
Toplumsal havata bağlı, toplumsal
hayattan kokenlı ruh karmasalan, ruh
dunyasının sarsıntılan Huseyın
Rahmı'nın yenı odakiandır
Bu donemde bırkaç başyapıt art arda
okura sunulur İlen yaşta da hukmunu
koruyan cınsel ısteğın yaratabıleceğı
yılcımlar Cebennemiik'ın (1924)
ızleğıdır Ancak duşkun ve bayağı
>a^amalara zorlanmış eşcınselhk Ben
Deli mi>im?'de (1925) yasalann ımkân
tanıdıgı ölçude yansıtılır Yaşlı kadın-
jıgolo ılışkısı EvlereŞenlikKaynanam
Nasıl Kudurdu'nun (1927) başlı başına
bırcınnet romanı olmasına yol açar
Iktısadî çokuşun ahlak anlayışında
yarattığı uçsuz bucaksız düşkunluk
Ltanmaz Adam'da doruk noktasıyla
yansıtılmıştır 1964e kadar
kıtapiaşamamış Kadcrin Cilvesi,
Başımı/a Gelenler Bınncı Dunya
Kâğıthane âlemlen (Bır Muadele ı
Sevda). ramazan gecelerinde
Şehzadebaşıgezmeleri(Son Arzu),
mahallebaskınlan(Tebessum-ı Elem
Acı Gulus), olü gomme torenkri
(Hayattan Savfalar) kenar mahallc
kadınlannui konuşmalan (Tesaduf) vb.
bıitün aynnblany la yazna geçirilmiş
buhınmaktadır."
Huseyın Rahmı'nın hepsı Istanbul'da
yaşayan sayısız kışılennı, bırde Refik
Ahmet Sevengil'den dınleyelım
"Abdulhamıd deVrinin konak efendisi,
hanınu, kalfası. dadısu /uppesi, uşağı,
hizmetçisi ahçısı, dev let diişkunu, fakir
aileteri.
Meşrutiyet'ten önce ve sonra Istanbul
mahallelerinde oturan imam, mutekait,
kalem efendisi, tulumbacı, satKi
namuslu alufte, sokakta oynayan çocuk.
Umumî harp vıllannda aç kalan,
saman ekmegi viven, varını yoğunu
satıp savan, sonunda sokağa dökülen
İstanbuilu: Kadınıvla. crkegivk'
çoluğuyla, çocuğuyla... Mutareke
senelerinin frenk esiri, frenk mukallidi,
sovtaru dejenere, parazit adamı.
Her devirde Anadolu'dan İstanbul'a
geçim aramaya gelen ve burada küçük
işler tutan kimsekr."
Sonra Cumhunyet devnnın ılk kışılen
evınde yaşayan bu yazar. pek ender,
çoğu kez, yenı bır romanı bıttığınde
Babıâlf ye, yayıncısı Hihni
Çığıraçan'ın yazıhanesme ıner, bazen
saatlerce pencere onunde otururmuş
Caddeden geçenler onun ıçın artık
bırer roman kışısı olup çıkarmış
Toplumsal hayattan haylı uzakta geçen
yaşaması, Huseyın Rahmı"nın olup
bıtenı yazıya geçırmesıne hıçbır
şekılde engel oluşturmamıştır 1900
basımlı Tesadiıfboş ınançlann
toplumda yaratacağı urkunç sorunlar
uzenne onemlı bır venmdır Mutallâka
(1898) gelın-kaynana ılışkjsının her
kesımden okura ses yoneltebılen bır
yorumu, bır ıstıhzası, buyuk olçude de
eleştınsı nıtelığındedır
Karmaşık ruh dünyaları
Kuyruklu Yüdız AJtmda Bir İzdivaç -
hele baştakı unutulmaz mahalle, ıç ıçe
bahçe duzenı sahnelenyle- 1912'nın
Halley kuyruklu yıldızını romana
aktanr gorunerek, bılgısızlığm, kultur
yetersızlığının, kadın-erkek
eşıtsızlığının acı tatlı masalı sayılabılır
Hakka Sığındık (1919), mustebıt
Abdulhamıd'e neredeyse rahmet
okutan Ittıhat ve Terakkı
"kaparozculuğun
na ılk cıddı yergıdır
Savaşı'nın sebep olduğu her turlu
ruhsal-toplumsal yıkımın dokumudur
Bılınsemek gerekıyor kı, bu
romanlann benzerlenne,
edebıyatımızda bugun bıle
rastlanmıyor
Huse>ın Rahmı'nın bır 'halk
romancısı' olduğu. ya da 'halkın bilinç
düzeyini yükseltmek' amacı guttuğu
çok soylenegelmıştır Eserlennde sık
sık Nietzsche'den soz açan Huseyın
Rahmı, sanıldığmca. halkseverbır
romancı değıl oysa Merhametı çok dar
alanlarda karşımıza çıkıyor Kımsesız
genç kızlara, kuçuk çocuklara, terk
edılmış yaşlılara daıma acıyan yazar,
toplumun genış kalabalığına hıç de
sevgıyle, sevecenlıkle bakmıyor
K.ışısel çıkann surup gıttığı toplumsal
ortamdan bır yarar da ummuyor
Taşlamanın ardından karamsarlığın
varlığı yadsınamayacak ölçude
belırgın
Huseyın Rahmı şunları soyluyor
"Bir insan vıicudu iyi kötü birtakım
hisleri örten bir potadır. Bu hisierden
işimize yaravataklan gosterir,
lizerimize koru bakışlar çekecekleri
saklanz. Fakat guzelleştirerek açığa
vurduklanmı/jn çoğu sahte ve
riyakârancdir. Saİdadıklanmız ise
tamamı ile samimi benlikierimiz, su
katılmadık kendi hislerimi/dir.
Her Karago/'un karşısında bir Hacivat
lazımdır. Biri efsane ıse otekinin
hakıkat olduğu ıspat edilebıliyor mu?
Goethe bir Mefıstofeles yaratmamış
olsaydı bir Faust yaıabüir mivdi? Şer
olmayınca havrın ne kıymeti kalır._ Her
ikisi de hayalî olsalar da ben iblisin
şeriatını daha üstun, daha neşeii,
tabiatın kanunlanna, insanlann
mizaçlanna daha uygun buluyorum."
Gelenekten izdüşüm
Huseyın Rahmı'nın anıt esenne
yonelık olumsuz eleştın, bu esenn oz-
bıçım uyumu açısından çağın
ısterlenne ulaşamadığıdır Bununla
bırlıkte, yazann, yaşadığı toplumsal
ortama denk bır bıçım arayışı ıçınde
olup olmadığı sorusu hıç gundeme
getınlmemıştır
Billûr Kalb'de ya da Namuslu
Kokotlar'da olduğunca, ıç ıçe geçmış
kısa romanlar, bırbınne
eklemlenememış çatılar ılk bakışta
tedırgın edıcıdır Ama, aynı zamanda.
ortaya şızofrenık ve toplumun yapısına
haylı denk bır tablo çıkmakta
romancının, us yarılmasını
sergıleyebılecek bırarayış ıçınde
olduğu duyumsanmaktadır
Butun romanlannda, Hu^eyın Rahmı.
Halid Ziya'nın tam karşıtı bır tutumla,
geleneğın ızınde yurumuştur Anlatı
geleneğınden yararlanırken meddah
hıkâyesını, masalı, halk soyleşısını,
halktan kışılenn dıl ozellıklennı,
Karagoz ve ortaoyunu metınlennın
ozellıklennı gunun hayatına çekıp
getırebılmesı, bu usta yazann oyle
kolay kolay gozden ırak tutulamayacak
başansı, oz-bıçım ılışkısınde topluma
ozgü uyum arayışıdır
Gelenekten ızdu^um, romancının
anlattıklannı aktarabılmek ıçın bır
aracı nıtelığınde Romancının
anlatmak ıstedıklcnnı VedatGünyol
değerlendırıvor
"Hüseyin Rahmi, her şevden öncc
duygusal bir duşunurdür. İnsanlık
tarihinin birtakım duşunce akımlanna
kulak vermesini bilmiştir. Sesini çağının
sesine, insanlığın, toplumun sesine
vermeve çalışmıştır. Bırçok duşunce
akımlan, birevL toplumu, insanlığı
ilgikndiren her sorun. onda -bilinçli
bilinçsi/- vankısını bulmuş gıbıdir.
Kavradıgı sorunlann genişlıgi
bakımından, edebivahmızda onemli bir
veri vardır. Roman yoluyla,
memleketimize, uvgar dünvanın
duşıiniırlerini, filozoflannı uğraştıran
sorunlan, toplum ve insanlık karşısında
duvduklannı soknıav a çalışmıştır.
Romanlannın eğlenceli havası içinde,
ciddi sorunlan, sindirimi kolav bir
yoldan karşımua çıkarmış ve tembel
kafaları ışletmeve, dış dunvayla.
başkalarıvla. ınsanlarla ilgilcndırmeve
çalışmıştır."
Demın Nıetzsche vı andım
Nıetzsche'nın >anı başında
Shopenhaucr, Voltaire, Molierc. Zola,
sayılamavacak kadar çok vazar ve
duşunur Huseyın Rahmı nın esennde
amlmıştır Olum Bir Kurtuluş
mudur?u yazarken Durkheim'ı ve
onun Intiharadlı eNennı kılavuz
edındığını soylcr
V ıne de her esennde yalnız kendısıdır
yalnız kendi dunyası belırmektedır
Yalnız okumakla ve yazmakla geçmış,
çalışkanlığına hcpımızın şaş.ıp kalması
gereklı bır omur Çok uzun yıllar
yalnızca yazmak
Neden ölümsüz?
Ikı ara venş var Sebeplennı Fevzıye
Abdullah Tansel açıklıyor
"Huseyin Rahmi'nin 1914-1917
arasında. birkaç makaleden başka, bir
şev vazmanıasu Birinci Cihan
Harbi'nin sebep olduğu sarsınblar ve
ruhî buhranlar ile ızah edılebilir.
1933'ten olum yılı olan 1944'e kadar,
1941'deyazdığı Melek Sanmıştım
Şeytanı adlı hikâyesi hariç,
eserlerine rastlamıyoruz. 'En buyuk
ıstıraplanm. sevdımlenmın olumü ile
tecellı etmıştır' diyen Hüseyin Rahmi,
I933'te, en sevdiği arkadaşı Mıralay
Hulusı Bey'ı kaybetti; 1936-1943
arasında, Kutahya mebusluğu
sebebinden, kutuphanesinden uzakta,
Ankara'da buiunduğıı için, yaa
yazamadı."
Şımdı baştakı soruyu yınelıyorum
Bugun okunuyor mu Huseyın Rahmı0
Oysa onun esen yalnızca dunun
Istanbulu'nu anlatmakla, kâğıt ustunde
yaşatmakla kalmıyor, bugunun
Turkıyesı'nı gozler önune çınlçıplak
senyor Arabesk şarkılan duymamış.
bılmemış Huseyın Rahmı arabesk
yaşam bıçımlennı yazıyor
Telev ızyonda sanat ıcra eden
medyumlan tanımamış. ızlememış
Huseyın Rahmı. medyum atası
buyuculen, ufûrukçulen, falcılan
ınanılmaz bır sergıleyışle dıle getınyor
Para, koşeyı donme. koltuk, ıktıdar
oyunlannı, ışte, yuz yıl öncesinden
sezınleyıp bugune hâlâ haykınyor
Kımler yok onun esennde
1
Bence,
herkes, hepımız var, vanz
Sayfalan arasından, ışte herkes,
gündemdekı herkes bırer ıkışer
dokuluyor
"İşte ben hayat teorilerimde
seçebildiğim dustuıiara hareketlerimj
uydurmakla vaşadım. Bana Ltanmaz
Adam' lakabını verdiler. Fakat efendim
ben hep bunlan utanır görünen
adamlardan ornek aldım. Herkesin
doğru eğri yollardan gelen kazancına
bugunku kargaşalık arasından hiçbir
zaman bir helâl veya haram kaynağı
beiirtmek imkânı yok gibidir.*'
Buyuk esennı, Huseyın Rahmı, zamanı
sankı dondurduktan sonra kaleme
getırmış olmalı
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Açmazda Bırakılan
Gençlik...
Bır kez daha olaylara yanlış tanı koymanın daya-
nılmaz 'gaffeftn/'yaşamaktayız
Gorunuşte 'harçlar' ıçın patlamalar yaratan bır
gençlık karşısında, "Ama harçlannı odeyemeyenle-
rın sayısı o kadar kabank değıl kı1
" gıbı bır şaşkınlık
soylemını dıle getıren yetkılıler ve yonetıcıler, gerçek-
te artık kemıkleşmış bır aymazlığın temsılcılığını ya-
pıyorlar
Bu yetkılıler ve yonetıcıler, gerçekte harç sorunu-
nun, harç kredısı taleplerının neredeyse tamamına
yakın bolumunun karşılanmasıyla çozumlenmesıne
karşın olaylann neden yatışmadıgı sorusuna, bıraz da
'çok yakın geçmışe' bakarak yanıt arayacak yerde,
ancak belleksız toplumlara ozgu ve hep 'şımdıkı za-
man 'la sınırlı bır hesaplaşmayı yeglemekteler
Evet, gençlık bır bunalımı yaşıyor, yalnızca bunal-
makla da kalmayıp artık zaman zaman patlıyor',
ama butun bunların nedenını yalnızca harçlarda ara-
mak, orneğın Fransız Ihtılah'nın nedenını yalnızca za-
manın Fransa Kralıçesı Marie Antoinette'ın savur-
gan yaşamında aramak kadar aptalca bır tutum olur
Bugunun gençlığı, çok cıddı boyutlarda bır kultur
bunalımını yaşıyor
Neden mı"7
Bugunun unıversıte gençlığı, 1970'lerın ıkıncı ya-
rısında doğma bır kuşaktır
Bu kuşak, ılkokul yıllarının sonunda ve ortaoğretı-
mının başlangıçlarında, ıdeallerı temelde tefecılık ıl-
kelerıne gore belırlenmeye başlamış bır toplumla ta-
nıştı
Bu kuşak, ılkgençlık yıllannda, kendi yurdunda bır
yanda Ataturkçulukten ve onun ulusal bağımsızlık
anlayışından soz edıldığı, ote yanda ıse her şeyın fi-
yatının yabancı parayla belırlendığı ve sergılendıgı şı-
zofren çağrışımlarla dolu bır atmosferde yaşamak
zorunda bırakıldı
Bu kuşgk, anayasa hukuku derslennde anayasa-
ların ustunlu^u ılkesını oğrenırken, bu ılkelerı kendı-
lenne oğreten kımı anayasa hocalarının unıversıte
senatolarında ulkenın anayasasını yunjriukten kal-
dıran bır askerı darbeyı onaylayan senato bıldırılerı-
ne hıç duşunmeksızın ımza koyduklarına tanık olma-
nın yanrtsız soru ışaretını yaşadı
Bu kuşak, butun yaşamına egemen olacak bır ah-
lakın ılkelerını aradığı yıllarda, ulke gundemını gun-
lerce dolduran dev yolsuzluk ıddıalannın turlu he-
saplarla bırgecede hasıraltı edılıverdığı kıtlesel bır ah-
laksızlık ormanında yaşamak zorunluluğuyla karşı
karşıya kaldı
Bu kuşak, erdem arayışının en yoğun olduğu yıl-
lannda başını nereye donse, ancak erdemsızlığı bul-
du
Buna karşılık erdemı savunanlann oldurulduklen-
ne, oldurenlenn ıse hıç bulunamayışına tanık oldu
Ideallerın kendısme en gereklı olduğu yıllarda ıde-
allerınden edılen erdemsızlıklere yargılı kılınan bu
gençlık şımdı "Ne uğruna" sorusunun gençlık yıl-
larının o en doğal sorusunun yanıtını eylemlerıyle ve
tepkılerıyle arıyor
Bu gençlık ıçınde ve uğruna yaşamaya değer bır
toplumun ızını suruyor
Arayış bıçımlerı kımı zaman yanlış olabılır
Hele bu arayış sırasında kendi eğıtım kurumlarını
yakıp yıkmanın onaylanacak yanı yoktur
Ama bu yanlışlığın faturasını odemenın sorumlu-
luğu o gençlerle bırlıkte onları ıdeallerınden ve er-
demlennden edenlere onları hıç duşuncesızce yarı
yolda bırakmış olanlara da aıttır
Eğıtım kurumlarında ogrendıklerı ile yaşam yolun-
da gorduklerı arasındakı dıpsız uçuruma ıtılen bır
gençlıkten, o uçurumdan kurtulabılmek ıçın neden kı-
mı zaman çok hoyrat davrandıgını sorarken duşu-
nulmesı gereken başka şeyler de vardır
insanın ve ınsan degerlerının artık hıçbır şeyın ol-
çutu olmadığı bır toplumda yaşamak zorunda bırak-
tığımız bır gençlığı tepkılennden oturu yargılarken yıl-
lar boyunca onlara dolar yeşılı bır mıllıyetçılıgı bağım-
sızlık, duşunen ınsanların hep yerde kalan kanlarıy-
la sulanmış topraklan da 'olması gereken vatan dı-
ye yutturmaya çalışanların sorumluluklarını da asla,
ama asla unutmamamtz gerekır
1
"Vurulduk Ey Halkım Unutma
Bizi"nin ilk baskısı tükendi
Kultur Ser>isi- Lğur Vlumcu Ara>tırmacı Gazetecılık
V'akfı tarafından vavmılanan "\urulduk Ev Halkım
Unutma Bızı" adlı kıtap-kasedın yırmı beş bın adet
ba.Mİan bınncı baskiM tukcndı ^akında pnaviva
çıkacak ıkıncı baskı daha oneekı baskıda olduğu gıbı
gazete bavıılennde kıtapçılarda \e Raksotek
mağazalannda satılacak
'Medya Cini Radyo üstüne
Dersler'
Kültiir Servisi - Mıchael Kaye ve Andrevv Popervvell'ın
yazdıklan "Medya Cını Radyo Ustune Dersler" adlı
kıtap, Yapı Kredı Yayınlan tarafından yayımlandı
Radyoda soyleşı. konu^ma. kuşak ve magazın
programlannın nasıl hazırlanacağını anlatan kıtap bu
konuda karşılaşılabılecek pek çok soruva vanıtlar
sunuyor Radyo yayıncılığıyla ılgılenen herkesin
kolaylıkla anlayabıleceğı bır uslupla yazılan kıiap.
radyo yayıncılannın yanı sıra ıletışım ve medya
alanında eğıtım gorenlenn de yararlanabıleceğı
bılgıler ıçenyor
Yetenekli Çocuklar Oans ve
Müzik Yarışması
ANKARA(AA)-Ankara Kavaklıdere Rotary Kulubu
tarafından duzenlenen 3 Turkıye Yetenekli {ocuklar
Dans ve Muzık Yanşması ıçın başvurular başiadı
Profesyonel olarak dans ve muzıkle ılgılenmeyen
kuçuklenn yeteneklennı gelıştırmek onlan evrensel
düzeyde eğıtıme yoneltmek ve teşv ık etmek amacıy la
gerçekleştınlen yanşmalann on elemelen 12 mayısta
Istanbul, Adana, tzmır ve Ankara'da yapılacak Son
başvuru tanhının 13 nisaıı olarak belırlendığı
yanşmaya. 6-15 yaşlan arasındakı çocuklar. muzık
dalında senfonı enstrumanlan, gıtar ve orgla
katılabılecekler Dans dalında yanşmaya katılan
kuçukler ıse modern dans ve klasık bale gostenlenyle
sahne alacaklar Sanat danışmanltğını unlu orkestra
şefı Hıkmet Şımşek'ın yaptığı yanşmanın bolge
finallen 18 mayısta, Turkıye fınalı ıse 25 mayısta
Ankara'da gerçekleştınlecek
Fransa'da Nâzım HHunet gösterisi
STRASBOURG (AA) - Dunyaca unlu şaınmız Nâzım
Hıkmet'ın şıırlennden oluşan bır «.anat gostensı.
Pans'tekı "Theatre de la Vılle"de gerçekleştınlecek
13-16 mart tanhlen arasında duzenlenen etkınlığın
muzığını Chnstıan Boıssel vaparken yonetmenlığını
Stanıslav Nordey ustlenecek Fransız muzısyen Alma
Rosa'nın Nâzım Hıkmet ın şıırlennden derlenmış
şarkılannı seslendıreceğı gostenye. Fransız tıyatro
sanatçılan ve muzısyenlenn de katkıda bulunacağı
bıldınldı