27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 1996 ÇARŞAMBA 12 DKIYAZI Kadınların savaşımında öndegelen bir isim: Eşitlik Bakanı Marita Ulvskog Kadınların Isveci • Işsizliğe karşı mücadele ederken, cinsel aynmcılığın bir parçası olan düşük ücretlerle de mücadele etmemiz gerekiyor. Isveç'teki en önemli sorunlarımızdan birisi kadın ve erkek aynı işi yaptığı halde kadının daha az ücret almasıdır. Toplumun bütün karar noktalannda erkeklerle kadınların eşit olmasını hedefliyoruz. Benim partim olan Sosyal Demokrat Parti'nin parlamentodaki üyelerinin yüzde 48'i kadın. Bu, parlamento için yeterli bir oran. Ama bunun dışında birçok kademede kadınlar bu oranda güçlü değil. Eşrtlik Bakanı Marita Ulvskog, Tanrı'ya inanmadığı halde kiliselerden de sorumlu. (Fotoğraf: MUSTAFA SÖNMEZ) SM toplumunöncüsü:KadınKadınlann eşitlik mücadelesınin en önde gelen isimlennden birisi de Eşitlik Bakanı Manta Ulvskog. Ulvskog, Kamu Yönetimi 'den de sorumlu. Mesleğı gazetecilik olan Ulvskog'a ülkenın bütün kilıselen bağlı. Marita Ulvskog, ateist olduğunu söylemekten çekınmiyor. Zaten lsveç'te insanlann ınançlan hiçbir zaman çekınme veya aşağılanma konusu olmuyor. Bu tür sorunîar. bizim gıbi gerı ülkelerin sorunlan. Ulvskog"la Bakanhktakı odasında uzun bir görüşme yaptık. Bızdeki Bakan odalannın haşmetıni ve bakanlann azametını biJen birisi olarak Bayan Ulvskog'un sadelığini anlamak oidukça zordu. Kahve serv isinı kendisi yaptı. Giyimı. kuşamı da sıradan bir yurttaştan farksızdı. UKskog'a daha çok eşitlik alanında neleryaptıklannı sordum. "Ülkemızde ilk kez işsizlik oranı yüzde 8'e yükseldi. Biz kadınlann haklanmızı korumamız ve ayakta kalmamızın en önemli yolu iş sahibi olmaktan geçiyor. Yani kendı ücretımizin ve paramızın olması gerekiyor. Kazandığımız birçok olanağı ve mevziyı işsizlik nedeniyle yitirebiliriz. Eşitlik bir ölçüde iş sahibi olmaya bağlı. Medya, Şahlin üzerine erkek şovenizminin ifadesi olan yüzlerce yayın yaptı. Onun Ingilizceyi iyi bilmediğini de gündeme getirdi. Birçok erkek bakan, Sahlin kadar bile Ingilizce bilmiyor; fakat bu durum onlann gözlerine çarpmıyor. Çünkü bu yazıları yazanlar da erkekler. Ben bu olayın bir erkek-kadın kavgası sonucu çıktığına inanmıyorum. Ulvskog, temel hedeflerini açıklarken, özellikle işsizlığin yarattığı yıkıcılığın önemine dikkat çekiyor: "Işsizliğe karşı mücadele ederken, cinsel ayrımcılığın bir parçası olan düşük ücretlerle de mücadele etmemiz gerekiyor. İsveç'teki en önemli sorunlarımızdan birisi kadın ve erkek aynı işi yaptığı halde kadının daha az ücret almasıdır. •'Toplumun bütün karar noktalannda erkeklerle kadınlann eşit olmasını hedefliyoruz. Benim partim olan Sosyal Demokrat Parti'nin parlamentodaki üyelerinin yüzde 48'i kadın. Bu parlamento için yeterli bir oran. Ama bunun dışında birçok kademede kadınlar bu oranda güçlü değil. Eşitlik Bakanı, en çok eşitsizliğin özel şirketlerde yönetim düzeyinde olduğunu belırtiyor: "'Örneğin genel müdür düzeyinde özelikle büyük özel şirketlerde korkunç bir eşitsizlikten söz edebılinz. Bu alanlarda, tam anlamıyla erkek egemenliği altındayız. Örneğin medyaya bakarsak -ki ben de eski bir gazeteciyim- kadınlann bu alanda önemli mevkilerde çok az bulundugunu görürüz. Ben de bir Isveç gezetesinın genel yayın yönetmeniydim. ls\eç basmında yüzlerce yayın yönetmeni arasında biz yalnızca üç kadındık. Şili medyası bile bizden daha ıyı. Yazılı basın en tutucu ış alanlanndan birisi. Görsel medyada durumun biraz daha iyı olduğunu iddia edebilirim. "Tarihsel olarak da sosyal demokrat erkek bakanlarla on yıllardır bir mücadele yürüttük ve belli kazançlar elde ettik. Diğer partiler için aynı şeyi söylemek zor. Bu mücadelede prestijli bir duruma geldik. Eşitlik Bakam'nı en çok üzen ve etkileyen konu Mona Sahlın'ın Başbakan adayhğından ıstifa etmesine giden süreç olmuş. Mona Sahlin'e kesin olarak haksızlık yapıldığı inancında. Onun yeniden Başbakan olarak döneceğını söylüyor: "Mona Sahlin'in ilk kadın Başbakanımız o'mamasına çok hnıflnmyorum. Ama bir gün onun Başbakanımız olacağına inanıyorum. Kurallara tam uymadığı kesın, ama yaptığı büyük bir hata degildı. Bu olayda bir erkek oyunu olduğu inancında da değilım. Ama medyadaki erkek şovenizmi. Sahlin olayının bu hale gelmesınde önemli birrol oynadı. Med>a. Sahlin üzerine erkek şovenizminin ifadesi olan yüzferce yayın yaptı. Onun Ingilizceyi iyı bilmediğini de gündeme getırdıler. "Birçok erkek Bakan. Sahlin kadar bile Ingilizce bilmiyor, fakat bu durum onlann gözlenne çarpmıyor. Çünkü bu yazılan yazanlar da erkekler. Ben bu olayın bir erkek kadın kavgası sonucu çıktığına inanmıyorum. Eğer Sahlin erkek olmasaydı belkı başına bu kadar iş gelmeyebilirdı. Eğer erkek olsaydı. belkı de bu yaptıklan hoşgörülebilirdi, kımbılır. Ömeğin Başbakan Carlsson'un başına da böyle bir olay gelebilırdı. Kadın Bakana. ev ıçındekı yaşamlannı sorduk. Kocasıyla ilişkilerini ve eşitlik noktasındaki ev içi durumu anlatmasını istedik: "Bızim aılemizde bir hâkimıyet sorunu olduğunu soyleyemem. Yırmi yıllık ev liyiz. Her ikimız de gazeteciyiz. Ben şımdı Bakanım. o da sosyolojı öğretmenliğı yapıyor. Bakan olmam nedeniyle ben daha çok çalışıyorum. o ise ev işlenyle benden fazla ilgileniyor. Mesela şu anda eşım evde oturuyor ve evin ışlennı görüyor. Marita Ulvskog'a kılıselerin bağlı olması tsveç kamuoyunda ilginç karşılandı. Ateist bir kimsenın kiliselerden sorumlu Bakan olmasını nasıl değerlendığını doğrusu biz de merak ediyorduk: "İlk kez kiliselerle ilgili bir bakanlık kuruldu. Benim birçok görevımden bınsı de k'lıselerle ilgilenmek. Benim dönemımde kiliselerle parlamento arasında çok iyi bir dıyalog kuruldu. Ben tanrıya ınanan bir ınsan değilım. Bu ganp bir durum sayılabılır. Kılıseyle >akın ilışkı ıçındc olan bin olsaydım bu kadar başanlı olur muydum. tam kestıremıyorum. Hcrhalde olurdum. Isveç'te kadınlar eşitlik alanında oidukça önemli kazanımlar sağlamiş durumda. Bu, evin içınde ve toplumun içinde de böyle. Eskisı kadar şıddetli bir savaş yürütmek zorunda değiliz. Ama yıne de durumumuzu korumakla yetinecek noktada değilız.Ama bızler öncü sayılınz.. Bu durum yaygmlaşmazsa her şey tecrit edilmiş bir adayla sınırlı kalır. Ama örneğin Türkiye'den gelen sığınmacılar var. İşsizlik oranı Isveç doğumlu olmayanlann arasında çok daha yüksek. Bu konuda farklı düşünceler var. Benim düşüncem. Isveç'e yaşamaya gelenlerin de eşit haklara sahıp olmalan yönünde. Eger düşük ücretli insanlann oluşturacağı bir pazar olursa bu modern Isveç toplumu ıçın bir handikap oluşturur. Bunu önlemek gerek." Parlamentoda iki genç kadınR/ksdagen'de (Isveç Parla- mentosu) yer alan parlamen- terlenn en gençlen, Çevre Partilı. Şili kökenlı Elisa Abascal Reyes ve Sol Partilı HannaZetterberg. Elisa, par- lamentoda çalı^malanna ço- ğu kez blucin gıyerek gıttığı- ni, toplantılara ise etek ve ce- ketle katıldığını söylüyor. Riksdagen'dekı bir yılı süre- since çok şey öğrendiğinı, ilk haftalarda yaptığı bazı yan- lışlan şımdı daha ıyı gördü- ğünü söylüyor. Genç parla- menter, partisının uluslarara- sı çalışmalanndaetkın olarak yer alıyor. Geçen yazı Şili'de çalışarak geçirmiş; Peru'da, Pekin Kadınlar Konferan- sı'na hazırlanan delegasyona katkıda bulunmuş. - Isveç'tekı temel görevimı zaman zaman unutuyorum sanılmasın dıyor, ama dünya- da çeşitli projelerle ilgilen- mek, sanırtm benim daha iyi yetişmeme katkıda bulunu- yor. Sol Partili Hanna Zetter- berg'in nadiren boş günü var. Saati kurmadan yattığını pek anımsamıyor: - Neyse ki sevgilım de po- lıtık olarak etken; yoksa hiç- bır erkek beni çekemezdi. PSrlamentodaki yaşlı erkek- ler, görev lenni ölene dek sür- dürmekte kararlılar. Partıle- rin bölge vönetimlen, yaşlı kadm parlamenterlere, görev- lennı gençlcre bırakıp çekil- melennı daha rahat söyleye- bilıyor. Yaşlı erkekler ise Rıksdagen'ı terk etmeyi. bü- yük bir yenilgi olarak görü- yorlar. Hanna'nın da gönlünde. Elisa'nınkinde olduğu gıbı çevre sorunlan yatıyor. Atık- lann yeniden kazanımına çok önem veriyor. Parlamentoda- ki bir yılı için "büyük bir ka- os" tanımını yapıyor: - Hepimizın her an her so- ruya yanıt vermemız gereki- yor. Şimdi anlıyorum neden politikacılann zaman zaman saçma sapan laflar ettiklen- ni; düşünmeye, sorunun ya- nıtını öğrenmeye zamanlan yok ki. Isveç gençleri, pariamentonun da gençlerden oluşmasını istiyor. Kadınlar konusunda bazı bilgiler # fsveç'te yalnız yaşayan annelerden çocuğu 7 yaşın altında olanlann yüzde 38'i, 7 yaşın üstünde olann yüzde 23'ü işsiz. 7 yıJ önce bu oran yüzde 10'u geçmiyordu. • Yalnız yaşayan her üç anneden biri sosyal yardıma rnuhtaç sayılacak ölçüde yoksul. # Son yıllarda artan işsizlik nedeniyle yalnız yaşayan çocuklu kadınlann aylık geliri yüzde 15 azaldı. # Babalara doğumdan sonra evde çocuk bakma amacıyla kalma hakkı verildiği halde, ancak babalann yüzde 10'u bu hakJa kullanıyor. Çocuklara bakma yükü hâlâ annelerin omuzlannda. # Çocuga bakan anne veya baba doğumdan sonra ilk 30 gün maaşının yüzde 90'ını, daha sonraki 270 gün yüzde 75'ıni alarak evde kaiabiliyor. # Çocuk 8 yaşını doldurana dek anne ya da baba işinden tam vaktinin yüzde 25'ini ücretsiz izin alarak çahşmasmı sürdürebiliyor. • Yılda en az 2000 ırza geçme olayı emniyete intikal ediyor. • Yılda 20 bin kadın erkek dayağından polise başyuruyor. % Ülkedeki papazlann yüzde ! 7'si kadın İsveç'in ilk kadın papazı tsveç - in ilk kadın pa- pazı Manjit Sahlın'e 1995 yılının "Eşitiik Ödülü" verildi. Eşitlik konusunun so- rumlu bakanı Marita Ulvskog tarafından veri- len ödülün gerekçesi şu şekilde açıklandı: "Eşitlik Ödülü, ülke- mizi bulunduğu > erde ve ortamda daha eşit hale gerirmek için çaba göste- renlere verilir. Margit Sahlin'in önemli katkısının bovu- ru. birçoklannınkinden daha da büyüktür. Bun- ca yıldır kadınlara kapa- lı olan kilisenin kapısını kadınlara açmayi başar- Margit Sahlin MEDYANIN BASKISI İSTİFA GETİRDİ - Eşitlik Bakanı Marita Ulvskog, Sosyal Demokrat Parti'nin Genel Sekreteri ve Baş- bakan Yardımcısı iken istifa etmek zorunda kalan Mona Sah- lin'in yeniden partinin başına döneceğine inanıyor. Mona Sah- lin'in medyanın baskısıyla istifa etmek zorunda bırakılması Sosyal Demokratlar arasında büyük bir üziintü yaratmıştı. dı. Margit Sahlin, diğer birçok kadına ör- nek oldu ve biniercesinin kiiise papazı ta- yin edilmesine rehberlik etti. Kiiise Kadın Hareketi'ni başlattı ve Az- iz Katarina V'akfı'nı kurdu. Bu şekilde kadın hareketiyie kiiise arasındaki köp- rü kurulmuş oldu." Eşitlik Bakanı Ulvskog'un bu sözleny- le büyük değer verdiğı Margit Sahlın'le Stockholm'deki evinde görüştük. 80'i aşkın yaşına rağnıen dınç ve can- lıydı. İsveç'in Ankara Büyükelçısı Mıc- hael Sahlin. Margit Sahlin'in yegeniolu- yormuş. Margit'ın bu nedenle Türkıye'ye vc Türklere ilgisi oidukça fazla. Bıze yaşam öyküsünü ve mücadelesini kucağı- na oturttuğu, çok sevdi- ği köpeğini severek an- lattı. Margit Sahlin, 1914'te Stockholm'de doğmuş. Üniversıte'de Teoloji da- lından mezun olduktan (1940) sonra doktorasını veriyor. (1943). 1945'te kadınlara tümüyle kapa- lı olan İsveç Kılısesi'nin yönetim kuruluna gir- meyi başanr ve orada 1970'edekkalır. Buara- da, gerek Aziz Katarina Vakfı'nda kunıcu, gerek de Kiliseler Kadınlar Ku- rulu'nda başkan olarak önemli çalışma- lar yapar. 1960'ta ülkesinde ilk kez pa- paz unvanını alan kadın olur. 1970-79 arasında ise Stockholm'deki Engelberk Kılısesi'nin papazlığını yapar.Uppsala Üniverstesi'nde onur doktoru olarak i- lan edilen Margit Sahlin, geleneksel din- sel anlayışlan sorgulayıcı içerikte şu ki- taplan yazar: "Yeniden Değeriendirmenin Zamanı mı?" (1980), *Yüz"( 1981), "Petrus'la" (1982), "Dağuı Şartalan" (1983), "Aflah Nasıl Biri?" (1988). "Gizemli Resim Ki- tabı" ve "Günümüzde İncil'i Okumak" (1994). POLfTtKA VE ÖTESÎ MEHMED KEMAL Güzel Aydmlık... O yıllarda (1940'larda) Nurullah Ataç'ın onayından, Garip şairlerinin etkısinden geçmedi mi kişı, kolayca şair sayılmazdı. Nâzım Hikmet de vardı, ama yasak bir örtü altındaydı. Belleklerde vardı, dergilerin ve ki- taplann içine girmemişti. Türk şiiri, her yeniliği sol sayan bir arayış içindey- di. Kimi anyor, kimi de bu kargaşa içinde ne aradığı- nı bilmiyordu. Necati Cumalı bu sırada parladı. Ön- ce şiirleri, sonra bir iki kitabı çıkmıştı. Kişiliğini açık- ça ortaya koyuyordu. "Günaydın" şiiriyle parlamıştı. Cesur bir şiirdi. Ataç'ın da şiir sevenlerin de dikkati- ni çekmişti. Ataç, "ıçim ışıyarak okudum" der. Şim- di "Günaydın"! bir daha okuyaJım: Günaydın tavuklar, horozlar Artık memnunum yaşamaktan Sabah erken kalktığım Siz varsınız; Gündüz işim var, arkadaşlanm, Gece yıldızlar var, kanm var Günaydın tavuklar, horozlar! Necati Cumalı bu şiiri yazdığı sırada evli değildi; şimdi değil.... "Okurken biryalan duyuyormusunuz" diye soruyor Ataç? Oysa Ataç da bilir ki en güzel ba- har şiirieri kış sobalan yanarken yazılır. Necati Cumalı'nın bütün eserlerini roman, şiir, oyun, her türden düzyazılarını Çağ Pazarlama AŞ topluca yayımlamakta. Şiirlerden iki cildi ("Güzel Aydmlık", "Imbatla Gelen^ elimin altındadır. Necati Cumalı, bütün kitaplannı bir yayıncıda top- luyor. Ciltlerle kitabı bir yayıncıda toplamak hayli zor bir iş. Yapıtlannı toplarken yayıncılaria da başı derde girmiş. Kimi yayıncı, elinde kitap varken, elinde kitap bulunmadığını söylüyor. Böyle olunca mahkemelik olduğu yayıncılar da var. Ataç, "Necati Cumalı günümüzün en iyı' şairterin- den biri, bunu artık çok kişiler anladı"^ derken, şairin yayıncılaria başının ne dertlere girdiğini bilmiyor. Cumalı, imzalayıp bana ve eşime verdiğı kıtabın üs- tüne yazdığı sunuda "Sevgili kardeşim, yanmyüzyıl- lık dostuma" diyor. 1940 yılı başlangıç olarak alınır- sa bu dostluk yarım yüzyılı da aşar. Türkıye Gençler Derneği'nin açılış ve kapatılışının üstünden 50 yıldan fazla geçti... Bu derneğin üyeliğınden ötürü başımız- dan çok şeyler geçti. Nereye gittrysek bu dernek de ardımızdan geldi. Yaşımız yetmişi aştı, seksene yak- laştı; andıkça birbirimize bakar gülüşürüz. Şairlikte de dernekçilikte de amatörlük güzeldır. Eski şiirfere bakıyorum, çoğunu tanıyonjm. Yenile- ri gerçekten yeni şiirler. Şair, şiirlerini yenilemiş. Şiir eskimez kı, kanatlanır uçar. Şıııienmin korosu da- ğıldı" dıyor. Gençlerden kurulu koro bir toparlanıyor, bir dağılıyor. Cumalı buna "şıihehmin korosu" diyor. Bir ömre sığan şiirler iki ciltlik bir kitap. Bundan sonra gelenler de ömrün sonbaharı olacak. Her iki ki- tabın da kapak resminı Ismail Gülgeç dostumuz yapmış. Bir masa, üstünde bir şışe, iki bardak; im- batla gelen. Ataç, "Adı da güzel kitabın" diyor; "ama ben 'Güler Bana Geliyor' gibi şiirleri sevıyorum" di- yor. Güler o nazlan Nereden buldun? ~ Gûierhalleri ^~v«..••'->- ^ - Kimden gördün? Güler hoş geldin!.. Bakıyorum, şiireskimiyor, gün geçtikçe tazeleniyor. Güler burada bir simgedir, bir sandır, alnımıza yazıl- mış. B U L M A C A SEDATYAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/Sırtın kuyruga yakın yennden 1 yapılmış en gev- „ rek pastırma. *- 2/Atlas Okyanu- 3 su'nda Portekız'e aittakımada... Bir 4 elektroliz aygıtın- 5 daki artı kutup. 3/Anlam. . Kalsi- 6 1 2 3 4 5 6 7 yumun sımgesı. -, 4/Eski dilde ge- ' ce... Birdernekya 8 da kuruluşun üye- lennin buluşma- " lan için aynlmış yer. 5/Aşık olmaktan duyulan korku. 6/'Sen ki bülbül gül içün— — edersin bî-derd' (Ne- dim)... Düz ve genis arazi 7/Japon lirik dramı... Denız- cilikdilinde 'alt. aşağı'anla- mında kullanılan sözcük. 8/Taviada bir sayı... Dıyar- bakır'ın eski adı. 9/Özen... Kırsai kesimde büyük top- raklan olan, varlıklı ve sözü geçer kışi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Tahta oymacısı... Bir nota. 2/Bir görevin yürütülebilme- si için merkez olarak seçilen yer... Korunmak için bir ye- re bırakılan eşya. 3/Kara yakınındakı bir adayı karaya bi- tiştiren ince uzun yığıntı dilı. 4A'ücutta biriken azotlu mad- de... Bir nota... Tarla sının. 5/TeIefon sözü... Gözleri gör- meyen. 6/Kekelemek ya da söyleyiş hatası yapmaktan çe- kinerek konuşmaktan korkma. 7^es... Yurdumuzun Göl- ler Yöresi'nde bir göl. 8/Halk dilmde pancara verilen ad. 9/fkincı derecede olan... Bölmeli göçebe çadın. YAZIHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995,47 Davacı Maliye Hazinesı tarafindan davahlar Selahat- tin Bolcal. Sevim Bolcal aleyhıne açılan muvazaalı sa- tışın ıptalı davasının yapılan açık vargılaması sırasında verilen ara karar gereğınce; Tüm aramalara ra|men ad- resı meçhul olup bulunnıayan davalı Selahattm Bolcal'a ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmış olup duruşma günü olan 16.4.1996 günü saat 09.30'da mahkemeye bızzat gelmelen veya kendılennı bir vekille temsil ettir- meleri. gelmediklen takdırde HUMK'nın 509 ve 510 maddelen gereğince işbu davetıye yerine geçerli olmak kaydıyla ilanen teblığ olunur. Basın: 73014 YAZIHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1995 11 Davacı Koça Hüseyın Şahin tarafindan davahlar Be- reketlı Köyü Muhtarlığı ve Maliye Hazınesi aleyhine mahkememıze açılan tescıl davasının yapılan celse ara karan gereğince. Yazıhan ilçesi. Bereİcetlı Köyü, Yazı mevkıınde kam doğusu Boyaca yolu, batısı kısmen Ha- san Ali Günhan ve Zöhre Aydoğan, güneyi Alı Pektaş ve Pektaş Bektaş, kuzeyi Rıza Aslan ve Hüseyın Can ile çevrili olan taşınmazm üzennde bir hak ıddıasmda bu- Iunan gerçek ve tuzel kışılenn delilleri ile bırlikte 3 ay içensmde yukanda esas numarası yazılı Yazıhan Asli"e Hukuk Mahkemesi'nın 1995 11 sayılı dava dosvasına müracaatlan MK'nın 639. maddesı gereğince ilan olu- nur. 15.2.1996 Basın: 73012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle