Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5MART1996SAU
HABERLER
Trafık kazalam
7 can aldı
• Haber Merkezi-Yurdun
çeşitli bölgelerinde dün
meydana gelen kazalarda 7
kişi öldü, 38 kişi yaralandı.
Konya-Adana karayolunda
Süleyman Yüksel
yönetimindeki bir yolcu
otöbüsünün şarampole
yuvarlanması sonucu Banş
Gelenler adlı yolcu hayatım
kaybederken, 35 yolcu ise
yaralandı. Ankara Anadolu
Bulvan ûzerinde yolun
kaygan olması nedeniyle
elektrik direğine çarpan
ticari minibüs ve özel otoda
bulunan Levent Emekçi
(21) ile Sami Alan hayatını
kaybetti. Ankara Kızılay'da
da yoldan karşıya geçmeye
çalışan Alper Baytemur ise
bir polis otosunun çarpması
sonucu ağır yaralandı.
Istanbul Silivri ve
Sanyer'de meydana gelen
trafık kazalannda Kenan
Can, Müzeyyen Demirhan
(30) ve Ömer Sak (23) öldü.
Kazalarda yaralanan
Esmehan Karaağaç (19) ile
Veysel Yıldız tedavi altına
ahndı. Kayseri-
Kahramanmaraş
karayolunda Orhan
Gültekin'in kullandığı
otomobil yolun buzlu
olması nedeniyle kayarak
şarampole yuvarlandı.
Kazada, Gültekin hayatını
kaybetti.
Bövizzedelerden
protesto
• ANKARA (Cumhurryet
Bûrosu) - Dövizle
borçlanarak konut kredisi
aldıklan için kamuyounda
"dövizzedeler" olarak
tanınan bir grup,
arkadaşlannın evinin icra
yoluyla satılmasını protesto
etti. Ankara Adliye Sarayı
Gayrimenkul Satış Salonu
önünde toplanan bir grup
dövizzede, Pamukbank'a
olan borcunu ödeyemeyen
Salih Zeki Çapakçur'un
evinin satılmasına karşı
çıktılar.
Tevhid-i Tedrisat
etkinHkleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tevhid-i Tedrisat
(Öğretim Birliği) Yasası'nın
72. yıldönümü nedeniyle
dûzenlenen etkinlikler, dün
Ankara'da sürdü. "2000'li
Yıllara Doğru Öğretim
Birliği, Tevhid-i Tedrisat"
konulu panele katılan DSP
Trabzon Milletvekili
Hikmet Sami Türk, Tevhid-i
Tedrisat Yasası'run içerdiği
laiklik ilkesinin günümüzde
gerektiği gibi
kullanılmadığını, yasanın
zaman zaman çiğnendiğini
vurguladı.
OHAL'e
yardım paketi
• tstanbul Haber Servisi -
Zeytinburnu Belediye
Başkanı Adil Emecan'ın,
bugün Olağanüstü Hal
Bölgesi'ndeki mezra
okullannda öğrenim gören
ögrencilere, içinde kırtasiye
ve giyim malzemeleri
bulunan yardım paketleri
götüreceği bildirildi.
Nazım Bilican'n
vurulması
• lstanbul Haber Servisi -
Tayin yüzünden çıkan
tartışma sonucu lstanbul
Gümrükler Başmüdürü
Nazım Bilican'ı
makamında tabancayla
bacağından yaralayan
gümrük memuru Mehmet
Gençdal yakalandı.
Kendisini tayin ettirdiği
gerekçesiyle Bilican'ı
vurduğu ileri sürülen
gümrük memuru Mehmet
Gençdal gözaltına ahndı.
Oto hrsızlığı
• lstanbul Haber Servisi -
lstanbul Asayiş Şube
Müdürlüğü Oto Hırsızlık
Büro Amirliği'nden dün
yapılan açıklamada,
lstanbul 'un çeşitli
semtlerinden çaldıklan 8
milyar lira değerinde 13 adet
otomobili, sahte belge ve
plakalar düzenledikten sonra
satan 6 kişilik şebekenin
aranan bir üyesinin
yakalandığı belirtildi.
Özel time dava
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kahramanmaraş' ın
Pazarcık ilçesine bağlı
Cennetpınan köyünde
yaşayan Mustafa Dölek'i
öldürdüğü ileri sürülen özel
harekât tim görevlisi Soner
Ağbaba hakkında 8 yıl ağır
hapis istemiyle dava açıldı.
Dava, güvenlik gerekçesiyle
Kahramanmaraş'tan
Ankara'ya alındı. Davanın
ilk duruşması bugün
Ankara 8. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülecek.
Türkiye'deki araçların yüzde 24'ü İstanbuPda. Kentte yaşayanlann günde 4 saati yollarda geçiyor
ULaşnn çflesme çözüm ışığı yokİETT GÜNDE 1 MİLYON 770 BİN YOLCU TAŞIYOR
1227 otobüs
plaka bekliyor
• Yüzde 88 karayolu, yüzde 6 demiryolu
ve yüzde 5 oranında denizyolu ulaşımının
kullanıldığı Istanbul'da, ulaşım sorunu her
geçen gün daha da büyüyor. Yerel
yönetimler, sorunu kökten çözecek
projeleri yeterince hızlı hayata
geçiremezken merkezi yönetimler, kentin
sorununa yeterli duyarlılığı göstermiyor.
tstanbul Haber Servisi -
Her geçen gün daha bü-
yük bir işkence haline gelen
îstanbul'daki ulaşım soru-
nu, 3-14 haziran tarihlerin-
de tstanbul'da yapılacak
olan, Birleşmiş Milletler
Genel Sekreteri ButrosGa-
li'nin "arirvelerin zirvesi"
olarak tanımladığı HAB1-
TAT-I1 toplantısıyla dünya-
mn gözü önüne serilecek.
lş, okul ve çeşitli sosyal
etkinlikler nedeniyle lstan-
bul'da her sabah 3.5 milyon
insan yollara dökülüyor. Bu-
gün 10 milyonun üstünde-
ki Istanbul'un nüfusunun
2010 yılında ikiye katlana-
cağı tahmin ediliyor.
Yolda geçen zaman
Türkiye'deki tüm araçla-
nn yüzde 24'ünün bulun-
duğu tstanbul'da. zamanın-
da işe gitmek zorunda olan
insanlann büyük birbölümü,
zamanlannın yaklaşık 4 sa-
atini ulaşıma ayırmak zo-
runda. 1 milyon 250 binara-
cın bulunduğu tstanbul tra-
fiğinde her gün sefere çı-
kan araç sayısı ise 800 bin.
Her geçen gün trafikteki
araç sayısı artıyor. Yol yapı-
mı, araç artış hızına erişemi-
yor. tstanbul'un bugün için
birinci sorunu olan ulaşım
konusunda çok şey söylen-
mesıne karşın, sorunu kök-
ten çözecek bir aşamaya ge-
linemedi. Karayoluna yüz-
de 88, demiryoluna yüzde 6,
denizyoluna ise yüzde 5 ba-
ğımlı olan Istanbul'daki ula-
şım sorununu çözebilmek
için ne yapmalı?
lstanbul Teknık Üniversi-
tesi tnşaat Fakültesi Ulaş-
tırma Anabilim Dalı öğre-
tim üyesı Prof. Dr. Ergun
Gedizlioğlu "tstanbul'daki
utaşım sorununçözümü top-
lu taşıma sisteminin gelişti-
rümesine bağh, o kadar" di-
yerek kestırip atıyor.
Projeler yavaş
lstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi, Nurettin Sözen dö-
neminde toplu ulaşım için
önemli projeleri başlattı.
Tayyip Erdoğan da bu pro-
jeleri doğru bulduğunu be-
lirterek devam ettiriyor.
Tramvay gibi hafıf raylı
sistem, Taksim - 4. Levent
arasındaki metro projeleri
çok önemli bir başlangıç
olmasına karşın çok yeter-
siz. Zeytinburnu-Sirkeci
Çağdaş Tramvay' ına işe gi-
dış ve dönüş saatlerinde
ayakta dahi binmek bir ma-
rifet gerektiriyor.
Yerel yönetimlerin, kay-
nak yetersizliği ve nüfus ar-
tışıyla birlikte artan diğer
sorunlar nedeniyle, toplu
ulaşım için daha hızlı pro-
jeler üretip hayata geçirme-
leri güçleşiyor.
Merkezi yönetim ise Is-
tanbul'un ulaşım sorununa
fazla bir ilgi göstermiyor.
Hükümetin, sorunun çözü-
mü için Boğaziçi'ne bir
köprü ya da tüp geçit yap-
maktan başka ürettiği bir
proje henüz kamuoyuna
açıklanmadı. Banliyö tren-
lerinin hâlâ 1952 'den kalma
vagonlarla çalışıyor olma-
sı, merkezi yönetimin ls-
tanbul'un ulaşım sorununa
verdiği önemin bir göster-
gesi. tstanbul'un ulaşım
sorunu konusunda lstanbul
Büyükşehir Belediyesi'ne
de danışmanlık yapan Prof.
Dr. Ergun Gedizliogiu.
İTÜ'de "Genel Ulaşım Mas-
ür Planı"nın güncelleştiril-
meye çaiışıldığını söyledi.
Belediyenin bazı kavşak-
lan katlı kavşaklar haline
getirmek istediğini belirten
Gedizliogiu, "Bunlann ba-
zılan bana göre tartışmalı.
Baalan gcreklL Bunlar tra-
fik yönetimi Ue iigjlL Ama
eksik. Yalnızca kavşak ya-
pıyorlar, yollan düzeltmi-
yorlar. Boylu boyunca yol
arterierinin düzeİtilmesi ia-
zun" dedı.
"İstanbul'da işkence ha-
linegelen ulaşım sorunu na-
sıl aşdacak" sorumuz üze-
rine ise Prof. Gedizliogiu
şunlan anlattı: "Bu, sene-
lerdirsöytaiiyor.Amerika\ı
yeniden keşfetmeye gerek
yok. Dünyada bu, hep böy-
le yapılıyor. İnsanlann taşV
nacagı toplu taşun araçla-
ruun öne çıkanlması, önce-
lik tanınması gerekiyor. Ya-
pdacaktekşe\bu. Yani,kal-
kıp Taksim Meydam'na
katlı kavşak yapalım di-
yoıiar. Bugün üç katiı yap-
tın yetmedi, yarın 13 kat-
lı mı yapacaksın? Otomo-
billere göre düzenleme
yapmakla bu işin sonuna
varmalan mümkün değil.
Tek yolu var: Metro ya-
pacaklar, otobüs sistemi-
ni yayguılaştıracaklar, ara-
baları yasaklayacaklar,
otoparklan kaldıracaklar.
Bu kadar. Taksim Meyda-
nı'na otopark yapmaya
uğraşıyorlar hâlâ. Taksim
Meydanı'na otopark yap-
tıkça oraya daha çok ara-
ba gider. Daha çok araba
demek, yolların daha çok
nkanması demek.Aynı şey
Eminönü için, Cağaloğlu
için geçerli."
Dünyada artık, şehir mer-
kezlerine yapılan otopark-
lann ricaret merkezine dö-
nüştürüldüğünü de vurgu-
layan Gedizliogiu, metro
ve raylı sistem ile ilgili ya-
pılan çalışmalann hızını-
ntn gereksinimi karşılama-
ya yeterli olup olmadığını
sormamız üzerine ise şun-
lan söyledi:
'Nereden dönülse
kârdır'
"Zarann neresinden dö-
nersen kârdır.'Yapılmış ya-
pılmıştır" gibi sözleri çağ-
nşnrn or bu. Hiç yapmasa-
lar çok daha kötü. Tabii ya-
vaş ilerlhor. Şunu itiraf et-
mek lazım, şu yönetim met-
roya i>i yannm yapıyor. İkin-
ci aşamaıun ihalesini yap-
maya uğraşıyorlar, keşke
kazmasını vursalar da Ha-
liç'teki köprünün inşasma
başlasalar bir taraftan."
Ulaşımda yaşanan sıkın-
tuun en önemli nedenlerin-
den biri de bu konuda tek bır
otoritenin olmaması. Ula-
şım türlerinin karmaşıkhğı
ve çeşıtliliği bunlar arasın-
daki koordinasyonun sağ-
lanması için bütün ulaşun
sisteminin tek bir otoritede
toplanmasını gerektiriyor.
İstanbul'da 450 bin araçlık
otopark ihtiyacı olmasına
karşın var olan otoparklann
kapasitesi 45 bin.
1 milyon 250 bin aracın bulunduğu tstanbul'da her gün sefere çıkan araç sayısı 800 bine
ulaşıyor. Yol yapınu, araç artış hızına erişemiyor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
2 bin 300 otobüsü bulunan İETT, gün-
de 1 milyon 770 bin yolcu taşıyor. Bu ra-
kam, İstanbul'da toplu taşımacılık içinde
yüzde 58'lik birpayı oluşturuyor. Toplam
52 milyar lira tutan KDV bedeli ödenme-
diği için lETT'nin 1227 otöbüsünün pla-
kası bulunmuyor. KDV'nin bugünkü de-
ğerinin 1 trilyon 507 milyar liraya ulaştı-
ğı bildiriliyor.
860 bin indirimli kart ve 130 bin ücret-
siz seyahat kartının lETT'ye getirdiği yük,
yaklaşık 2 trilyon olarak
hesaplanıyor.
Eski lstanbul Büyük-
şehir Belediyesi Başka-
nı Nurettin Sözen,
lETT'nin, 1000 otobüs-
lük yorgun fılosunu bü-
tün engellemelere kar-
şın, 1991'de 130'u körüklü 150 adet,
1992'de25'ikörüklü701 adet, 1993 yılın-
da da 28'i çıft katlı 576 adet olmak üzere
3 yıl içinde toplam bin 427 yeni otobüs ve
25 midibüs satın alarak 2.5 katına çıkar-
dı.
Sözen aynca, bedensel özürlüler için
alımı planlanan 7 otobüsün ihalesini sonuç-
landırdı.
Sözen döneminde günlük ulaşımı daha
iyi koordine edebilmek ve çıkabilecek
• 860 bin indirimli kart ve
130 bin ücretsiz seyahat
kartının lETT'ye getirdiği
yükün yaklaşık 2 trilyon
lira olduğu belirtiliyor.
olumsuzluklara erken müdahale olanağı
sağlamak amacıyla da 350 otobüse telsiz
yerleştirildi.
lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Tayyip Erdoğan da "Doğaya dost, çevreye
dosttETTyanmda"sloganıyla 1996'da,bir _
yılda taşman yolcu sayısını 490 milyondan '
600 miryona, yıllık kat edilen kilometre mik-
tannı 136 milyondan 150 milyon kilomet-'
reye çıkannayı hedefliyor. :
İETT günlük sefer sayısını ise 75 bin- '
den 85 bıne çıkarmak
mevcut hat sayısını 475
binden 525 bine ulaştır-
mak ve kapalı durak ade-
dini bmden iki bine çı- ,
kartmak içinçalışmayü-'
rütüyor. '
lETT'nin hedefleri
arasında trafikteki günlük otobüs sayısını
1850'den 2 bin 50'ye, mevcut otobüs fi-
losunu 2 bin 300'den 2 bin 400'e, doğal-
gazla çalışan otobüs sayısını ise 100'den
200'e çıkarmak bulunuyor.
Plakasız çalışan İETT otobüslerinin
KDV borçlan sılinerek plakalannın takıl-
ması, ulaşımla ilgili görevlerin bir otorite
altına almması ve ulaşım sorununun çözü-
münde merkezi yönetimin desteği bek-
leniyor.
tstanbul Boğazı'ndaki 46 iskele arasında
57 yolcu ve 16 arabalı vapur çalıştıran
Şehirhatian İşletmesi günde yaklaşık
250 bin yolcu taşıyor.
(Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
Denizyolu kııllamlımyor
Deniz ve kara ulaşımının koordineli hale getirilmesi sözde kalıyor
Denizcilik lşletmeleri'nin temelini
oluşturan Şirket-i Hayriye, 1851
yılında dönemin Sadrazamı Mustafa
Reşid Paşa tarafından kuruldu.
Sadrazam Reşid Paşa, bir bayındırlık
çalışması olarak görülen vapur
işletmeciliğini hisselere bölerek her
hisseyi 3 bin kuruşa sattı.
Çogu hissenin sadrazamı kırmamak
için satın alındığı söylense de
şirketin hisseleri kısa zamanda beş
altı katına çıktı. tlk hisse alanlar
arasında ise Padişah Sultan
Mecid lOOaltınlabaşı
çekmektedir.
Günümüzde ise bazı hatlannın
özelleştirilmesinin tartışıldığı
Şehirhatian'mn lstanbul Boğazı'nda
toplam 57 yolcu vapuru, 16 arabalı
vapuru çalışıyor. 46 iskelenin
bulunduğu Boğaz trafiğinde bu
vapurlarla günde 250 bin yolcunun
taşındığı belirtiliyor.
Istanbul'un üç tarafının denizlerle
çevrili olmasına karşın ve Şirket-i
Hayriye'nin kuruluşunun üzerinden
tam 145 yıl geçmesine karşın deniz
ulaşımından yeterince
yararlanılmıyor.
Deniz otobüsleri
Kıyılara kara araçlanyla taşınacak
yolculann buralardan deniz
araçlanna binmesi konusunda,
çalışmalann yapıldığı söylense de
ortada henüz bir şey yok.
lstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne
bağlı lstanbul Deniz Otobüsleri, 10
adet 400 kişilik, 2 adet 150 kişilik
olmak üzere toplam 12 adet deniz
otobüsüyle hizmet veriyor.
6 adet 35 kişilik, 2 adet 450 kişilik
ve iki adet 100 araba kapasiteli 450
kişilik toplam 10 adet
Catamaran tipi deniz otöbüsünün
1996 yılında ihalesinin
gerçekleştirilmesi ve
1997 yılı sonunda satın alma
işlemleri yapılması planlanıyor.
lstanbul Deniz Otobüsleri,
Şehirhatian ve diğer özel sektör
hizmetleriyle deniz taşımacılığının
toplu taşımacılık içindeki payı yüzde
5 olarak hesaplanıyor.
V
Polis ciddiye almadı
Antalya'da
konferansa
bomba ihbarı
• Antalya Devlet Tiyatrosu salönunda
jlüzenlenenJ^Şeriattan Laikliğe" konulu
konferans öncesi yapılan bomba ihbannı
polisin ciddiye almayarak salonu
boşaltmaması tepki çekti.
.\NTALYA (Cumhuriyet)-Atatürkçü Düşünce
Derneğı(ADD) ile Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği (ÇYD) Antalya şubeleri tarafından
dûzenlenen "Şeriattan Laikfiğe" konulu konferansın
yapıldığı salona bomba ihban yapıldı. Ancak polisin,
"Korkutmak için yapılmıştır'' düşüncesiyle salonu
boşaltmaması tepki çekti.
Hukuk Doktoru Meriç Velidedeoğhı'nun
konuşmasını dinlemek için dün
Antalya Devlet Tiyatrosu Salonu'nu dolduran
500 kişi, konferansın başlamasına 10 dakika kala,
salona bomba konulduğu ihban üzerine uyanldılar.
Salona gelen polisler, konferans düzenleyicilerine,
bazı gazete bürolan ile polis merkezini
tslami Cihat adına arayan bir kişinin,
salona bomba konulduğunu ve bombanın
10 dakika içinde patlayacağını söylediğini
aktardılar. Olay salonda paniğe yol açarken
polisler, ihbann korkutmak amacıyla yapıldığının
tahmin edildiğini ve salonun aranmasının mümkün
olamayacağını söylediler.
Polise tepki
Polisler salona girenlerin üzerini aramakla yetinirken
ADD Şube Yönetim Kurulu üyesi Alican E>ev«ci
polisin tavnna tepki gösterdi. Deveci, "Bizde bomba
konulduğuna inanmadık. Ama yine de
polisin arama yapması gerekirdi.
Üstelik konferansın hemen ardından tiyatro izlemek
için çocuklann binaya alınmasına Ldn verildi. Ya
gerçekten bomba konulmuş ve padamış olsaydı" diye
konuştu.
Aynı salonda konferansı izlemek için bulunan CHP
Antalya miletvekilleri Bekir Kambul ile Yusuf Oztop
da sesini duyurmaya çalışan bazı gericilerin bu işi
yaptıklannı söylediler.
Polis yetkilileri ise ihban alır almaz salona gidildiğini
ve gerekli incelemeleri yaptıklannı, eleştirilerin
haksız olduğunu öne sürdüler.
ÎYANA MEKTUBU/ ERCÜMENT ATAÇ
V
iyana nehrinin üsründekı pazar
yerinde yaz kış demeden her cu-
martesi kurulurbitpazan. tki ekst-
remin buluşma yeridir bu renk
cümbüşü: Bir yanda kendilerini
Harrods'un sahibi sanan pahalı ve biraz da
küstah antikacılar, dökÜDtülerin arasından seç-
tikleri paha biçilmez sanat eserlerini bilmeye-
ne hediye fiyatına satarlar, diğer yanda çarça-
put satıcılan önlerindeki paçavra dağlannın
ardından bitpazan kurtlanyla hararetli pazar-
lıklara girerler, yanm Almancalanyla al tak-
ke ver külah bir anda donatıverirler müşteriyi,
bazen bir fincan kahve bedeline. Gerçi Pa-
ris'teki veya Frankfurt'taki bitpazan gibi bü-
yük, zengin ve ünlü değildir Viyana bitpaza-
n, ama evimize yakındır, arabayla yanm saat
tutar ve sık sık eşimle beraber soluğu orada alı-
nz. Hem kendimiz gideriz hem de tanıdıkla-
nmızı götürürüz. Kimisi anlamaz bu dökün-
tünün ne olduğunu, sıkılır, bitlenmekten kor-
kar. Kimisi ise benim kafadandır, bilir işi: Bir-
kaç hafta önce bizi Viyana'da ziyaret eden
dostlanm senaryocu Bülent Oran ve rejisör
Mehmet Dinler'i taktım peşime. doğru bitpa-
zanna. Hayran kaldılar, balık üstüne balık ya-
kaladık. Deneyimli bır bitpazan kurdu oldu-
gumu hem kendime, hem dostlanma hem de
bütün dünyaya kanıtladım yine. Evet, bitpaza-
n satıcılan özel uzmanlık alanuna girer, onla-
n üç kategoride toplanm:
Birinci kategoriyi Avusturyalı antikacılar
Viyana Bitpazan
oluşturur. Bunlarla alışveriş ederken oldukça
dikkat etmek gerekir, çünkü normal dükkân-
da 190 şilin olan antika kumaş baskısını bun-
lar bana pazar fiyatı 590 şiline sannaya kalkı-
şırlar. (Bana ha?)
Aynca pek de pazarlık etmezler, daha doğ-
rusu bilmezler pazarlık etmesini, mallannın
altına yapıştırdıklan fıyat etiketini gösterir du-
rurlar. Ama yine de içlerinde ticarete kafası yat-
kın olanına rastladığım olmuştur, örneğin bir
senedir kilerde tamir edilmeyi bekleyen iki
adet historizmden kalan sandalyemi bu kate-
gorideki bir satıcıdan almıştun.
Çingene saticılar
Ikinci kategoride Çingene antikacılar yer
alır. Onlarla şimdiye kadar pek iş yapamadı-
ğımı itiraf etmeliyim, çünkü hem baştan vere-
meyeceğim fıyat söylerler hem de pazarlık et-
meye yeltenirsem onurlannadokunur, bağınp
çağınrlar. Birgünbunlardanbirine "Yahu,ne-
den böyle imkânsız fiyatlar söylüyorsun, beni
kaçırmak mı istiyorsun" diye sordum. Adam
bana "Sen alıcı mısın ki soruyorsun" diye ce-
vap verdi. Belki Akdenizli görüntümden do-
layı beni de Çingeneye benzetiyorlar ve öteki
tezgâhlann hesabına casusluk yaptığımı sanı-
yorlar. Uçüncü kategoriye geçiyorum: Dökün-
tü satan Çingene ve Türkler. Işte bunlardır be-
nim adamlanm. Çünkü sattıklan malın değe-
rini bilmezler, eğer mal temiz ve gösterişliyse
çok para isterler, pis ve bakımsızsa az para. Bir
de pazarhğa gelirler, gerçi her seferinde dra-
maturji aynıdır, önce dost olunur, sonra arka-
daşlıklarbozulur, sonra yine banşılır, "gelgel''
derler arkadan ve böylelikle pazar işlerini ye-
rine getirmiş olur, alan da satan da razıdır son
karede. Aynca Türk olanlanyla Türkçe konuş-
ma lüksü de caba. Bunlarda düşlediğiniz her
şeyi bulabilirsiniz. Ta akşamdan yer kaparlar
pazarda.
Gecenin üçünde, yakınlardaki Celeste adlı
lokalde dünyayı kurtardıktan ve cebinizde 200
şilin ve bir metro kartı kaldıktan sonra bir Tho-
net sandalyeyi 200 şilin ve bir metro kartına
satın alabilirsiniz, ben aldım. (Tabii ki taklit,
ama gerçek Thonet'e kimin parası yetişir?)
Eşim bana küçükken kız kardeşiyle kendisinin
çöpe ahlmış ayakkabılannı bitpazannda yan ya-
na satılırken gördüğünü anlatmıştı. Bir başka
seferinde Türkçe kitaplar buldum ve hepsini
teker teker severek okşadım, eski bir dostu
görmüşçesine mutlu oldum.
Gözlerim zaten hep Türk izlerini arar sergi-
lerde. Bilirim ki biz, hiçbir şekilde söküp atı-
lamayacak kadar nüfuz etmişizdir bu şehrin ta-
rihine, dokusuna.
Viyana'da Türk modası
Boğaz'daki adamın hasta oluşuyla başlar Vi-
yanalılann Türk Orient'ine olan ilgileri. Habs-
burg Hanedanlığı'na yenik düşme rolünü ada-
makıllı benimseyen Osmanh'nın başı gitgide
önüne düştükçe Viyana'da bu binbir gece ma-
sallannın ve binbir türlü baharatın diyanna
karşı bir merak başlar. Yeniçerilerle alay eden
tekerleme ve şarkılann yerini Saraydan K E Ka-
çırma ve Türk Marşı alır. Minareler, kiosklar
ve çayhanelerle bezenir Viyana bahçeleri, ev-
lerdeki odalann en az bir tanesi Türkisch de-
kore edilir. Daha düne kadar yaramaz çocuk-
lar, "Türkler geüyor" diye korkutulurken şim-
di Türk kültüründen pek çok seçme, Viyanalı
asilzadeler arasında moda olmuştur artık. Ta-
rot kâğıt oyununda Kral'ı yiyen Ay'ı bile yal-
nızca der Türkische Sküs yiyebilir. (Türk ha-
mamında başka hangı oyun oynanabilir ki?) Ve
damaklarda da lezzetini hissettirmeye başlar
Türktadı: Kahve ve tütün! Kolschitzki'nin Vi-
yana'yı kuşatan Türklerden aldığı çuval çuval
kahve, bugünün Wiener Cafe kavramının, Vi-
yana entelektüellerinin bannağının çıkış nok-
tasıdır.
Geçenlerde bir dükkânın önünden geçerken
çerçevelenmiş nefis bir afış takıldı gözüme: Es-
ki lstanbul resmi ve üstünde kocaman bir "che-
min de ferre" yazısı. Nedir bu? Hemen dük-
kâna daldım ve yakından inceledim: 19. yüz-
yıldan kalma bir Orient Express reklamı. Ada-
ma hesap sordum: "Sennereden buldun bunu,
behey Avusruryalı! Bu benim dedeterimin afi-
şi!" Adamda orijinali varmış, saklıymış, bu
taklitmiş, fiyatı da 1000 şilinmiş. 800'e anlaş-
tık.
Geçmişin izleri
Ben bilirim bu sehirde bu izlere rastlayaca-
ğımı. Ve her rastladığımda benzersiz bir haz
duyanm. Bu hazzın kaynagı nedir, damarlanm-
da akan hangi kandır? Öyle tuhaf bir damanm
var mıdır? Olsa olsa bir geçmişe sahip olma,
bir kültüre ait olma arzusudur içimde kıpır kı-
pır eden. Eşimle bir kutu buluruz, bir yabancı
kutu, diş firçasıyla dezenfekte eder, içine an-
neannemizin dantelli nişan mendilini İcoyanz,
vitrinimize yerleştiririz kutuyu bizden yapanz.
Bir küçücük çerçeve buluruz pis, paslı, yine ay-
nı prosedürü uygulanz, elimizde yine aynı par-
lak yüzüne kavuşur tarih. Evet biz daha önce
çoğunun eskidi diye yakıp yıkıp parçalayıp
yok ettiğimiz izlerimizi, şimdi Viyana bitpa-
zannda tutkuyla aranz, kınntılannı bulunca
da dünyalar bizim olur.