30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5MART1996SALI 12 DIZIYAZI Kajhnların Listesinde kadın adayı olmayanpartiye oy yok / sveç Parlamentosu'ndaki ve hükümetteki kadın ağırlığı, etkili partilerin bir çoğunun liderinin kadın olmasıyla da başka bir boyut kazanıyor. Ülİcenin şu anda en etkili üçüncü partisinin lideri Gudrun Scyhman. Liberal Partinin lideri ise Maria Leissner. Ülkenin en çok tanınan iki kadın liderinin portresini yayınlıyoruz. Isveç'in son yıllardaki en etkili eşitlik örgütlerinden birisi Eşitlik Ombudsman'ını ziyaret ettiğimizde, bizi bu kurumun tanımış isimlerinden Eva Nikell karşıladı. Nikell'le uzun bir görüşme yaptık. Geniş ve oldukça ferah bir mekânda çalışan Eşitlik Ombudsman'ı 10'dan fazla işçi çalıştıran bütün işyerlerini kadın erkek eşitliğine uygunluk acısından denetliyor ve yaptınmlar uyguluyor. Eva Nikell bize şunlan anlattı: "Eşitlik Ombudsman'ı bir devlet kuruluşu. Devlet tarafindan finanse ediliyor. Ombudsman'ın sorumlusu da devlet tarafindan atanıyor. Buraya atanan bayan direktörün hukukçu olması gerekiyor. Çünkü bizim burada yaptığımız işlerden birisi yargılama veya sorunlan yargıya götürme. Isveç'te devlet kurumlannın çoğunluğu devletten bağımsızdır. Devlet tarafindan finanse edilmesine karşın, hükümetler bu kurumlara kanşmazlar. Bu kurumlar kendi yönetmeliklerini ve yönetim biçimlerini kendileri tayin ederler. Bir Ombudsman yöneticisi 6 yıl için atanır. Hükümet değişse bile onlar değişmezler. Onlann değişimi hükümetlerin değişimine bağlı değildır. Örneğin şimdiki Ombudsman sorumlusu daha önceki iktidar tarafindan, burjuva iktidan tarafindan atanmıştı, sosyal-demokrat hükümet de onu değiştirmedi. Sanınm sosyal- demokrat hükümet onun süresini uzatacak. Bukurum 1980yılında kuruldu. Kurulmasından bu yana üç direktör atandı. Burada 14 kişi çalışıyor. Bunlann 10'u kadın, 4'ü erkek. İki alanda çalışıyonız. Bizim etkinlıklenmiz özellikle çalışma alanında yoğunlaşıyor. Bu alana erkek ve kadın arasında çaiışma yaşamdaki bütün eşitsizlikler giriyor. Kadına yönelik şiddet, toplumdaki cinsler arası eşitsizlik bizîm ilgi alanımıza girmiyor. Bizim alanımız çalışma yaşamına yönelik bütün sorunlar. Çalışma ortamı, ücretler, eğitim yönelimi gibi konular. Aynca erkeklerin haklannı kollamak gibi bir görevimiz de bulunuyor. Hiç kimse kadın veya erkek olsun çalışırken aşağılanmamalıdır. Eşitlik Kanunu iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm en etkili önlemlerin ahndığı bölümdür. Bu bölümde cinsel taciz, ücret farklılıklan ve görevlerin paylastınlmasında eşitsizlik gibi konular bir program çerçevesi içinde ele alınıyor. Bizim kurulusumuz. 10 işçiden fazla çalıştıran işyerlerini cinsel eşitlik programı kapsamına alıyor. Cinsel eşitlik planı, bu işyerlerindeki bütün konulan içeriyor. Bu plan hesaplanabilir ve anlaşılabilir olmak zorunda. Bu planlan işyerleri yapıyorlar, biz ise bu planın eşitlik anlayışına uygun olup olmadığı açısmdan denetliyoruz. Bu planlar, bizim kurumumuza gönderilmek zorunda. Bölgedeki bütün değişik şirketlerin planlannı, ücret, görevlendirme ve yönetim açılanndan inceliyoruz. Örneğin bütün büyük gazeteler denetim kapsamımız içinde. Bütün büyük lcurumlan teker teker inceliyoruz. Siyasi partileri de çalışanlan acısından denetliyoruz. Bu denetlememiz sırasında ödüllendirme ve uyarma gibi yollar izliyoruz. Bazı olumlu uygulamalan ömek olarak gösteriyoruz, kötü uygulamalan da değiştirmeleri için eleştiriyoruz. Aynca kurumlar arasında karşılaştırmalar yapıyor ve bunu dergimizde Kadınların İsveçini yaratmanın kronolojisi 1862 Erkeklere ve bekâr kadınlara belediye seçimlerinde eşit oy hakkı. 1863 Bekâr kadınlar 25 yaşında yetişkin kabul edildiler. 1864 Kocaiann kanlannı dövme "hakkı" yasadan çıkanl- dı. 1870 Kadınlara lise ve cimnazyumda "dışanian* diploma alma hakkı tanmdı. 1873 Kadınlann akademi diploması almasma hak tanmdı. 1901 Doğumdan sonra 4 hafta ücretsiz izin alma hakkı. 1907-1909 Erkeklere eşit oy hakkı tanındı; kadınlar beledi- ye görevleri için seçilebilme hakkına sahip oldu. Evli ka- dınlara belediye seçimlerinde oy hakkı. 1919 Haftalık azami iş suresi 48 saatle sınırlandı. 1919Kadınlara erkeklerle eşit olarak seçme ve seçilme hak- kı tanmdı. Bekâr kadınlann yetişkinlik yaşı 21 'e indinldi. 1922 tlk 5 kadın parlamenter parlamentoya girdi. 1923 Kadınlann çeşitli devlet makamlannda görev almala- nna izin verildi. 1927 Kadınlann devlet öğrenim kurumlanna erkekler gibi yazılması hakkı tanmdı. 1938 Yılda 2 hafta ücretli tatil hakkı yasaya bağlandı; ge- beligi önleyici maddclere izin verildi. 1939 Hamilelik. doğum ve evlilik nedeniyle kadınlann iş- ten atılması yasaklandı. 1947 tlk kez bir kadın kabineye girdi; devlet kurumlannda eşit iş için kadınlara erkeklerle eşit ücret ödenmesi yasaya bağlandı. 1948 Çocuklu ailelere '"çocuk yardımı" ödenmesıne başla- nıldı. 1950 Baba gibi annenın de çocuğun velisı olduğu kabul edil- di. 1955 Genel sağlık sigortası olusturuldu. 1958 Kadınlara papaz olma hakkı tanındı. 1959 Emekli olununca alınacak ücrelin saptanmasını sağ- layan puanlama sistemi ATP kuruldu. 1971 Kanyla kocanın vergilendirilen gelinnın ayn ayn de- ğerlendirilmesi yasaya alındı. 1972 40 saatlik haftalık azami iş süresi yasalaştınldı. 1974 Anne-baba sigortası kuruldu. 1978 Yılda 5 haftalık tatil hakkı yasalaştınldı. 1979 8 yaşından küçük çocugu olan anne-babaya günde 6 saat çalışma hakkı tanındı (2 saat ücretsiz izin alarak). 1980 İş yaşamında cinsiyet nedeniyle ayınmcıhk yapıl- masına karşı yasa çıkanldı. yap SoşyalistParti'yi güler yüdü ın kadın Soşyalist Sol Parti Gudrun Scfayman'la yepyeni bir havaya girdL 7 994 parlamento seçimlerinde yüzde 4'lük bara- jı yüzde 6.2'yle geçerek 349 sandalyeli Riksda- gen'e (parlamento) 22 parlamenter sokan soşya- list Sol Parti, yenı başkanı Gudrun Schyman'la birliktc yepyenı bir evreye girdi. Parti. hem son 50 yılın en yüksek oy oranını bulmuştu, hem de daha sonra ya- pılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı oylann oranını iki katına çıkararak ilginç bir de rekor kırmıştı. Çevre Partisi'yle birlıkte Sol Parti, şu anda kamuoyu yoklamalannda sürekli olarak ilerleme gösteren iki par- ti durumunda. Gudrun Schyman. 1993'te pani başkanlığı görev ini, sandalyesinde gıderek daha çok aşınmakta olan, hem pasifligi nedeniyle. hem de özel yaşantısındaki bazı yön- lerden ötürü eleştırılen Lars Werner'den aldı. Parti, Sov - yetler'in dağılmasıyla adındaki "komünist" sözcüğünü sılmış. kısaca Sol Parti olarak tanımlamnayı yeğlemışti. Yeni ad yeni başkan ve yeni bir parti ortaya çıkmıştı. Gudrun Schyman, serbest ve özgür bir kadın. Dilediği gibi davranıyor, )4 ve 16 yaşında iki cocuguyla birhkte yaşıyor. Gereğinde mını etekle, yüksek topuklu ayakka- bılarla resım çektınyor, herhangı bir vatandaş gibi tele- vızyonda yarışmalara katılıyor. Bılımscl amaçla dogu- munun filmını çektirmekten kaçınmayan Schyman, bu fılmin televizyonda göstenlmesine de karşı çıkmadı. Ço- cuklannın babasıyla, ya da başka bir erkekle bırlikte ol- mamasını şöyleaçıklıyor "CinselgereksinmeınL,gerek- tiği zaman karşılıyorum. Bunun için biriyle evli olmak ya da birliktc yaşamak gerekli değü." Hepsı bu kadar. Gudrun Schyman 1948'de Stockholm'ün Tâby sem- tinde doğdu. büyüdü. Temel öğrenimınin ardından Pos- ta tdaresi'nde çaiışmaya başladı. 1967-69 arasında ye- tişkinler için yapılan öğrenim programına katılarak yük- sekokul diploması aldı. Sosyal bılimler yüksekokulun- da okuyarak sosyonom oldu (1972). 1971-76 arasında sosyal hizmetler programında görev aldı. 1977'degüney lsveç'teki Simnshamn'a taşındı, iki çocuk annesi oldu. Sol Parti'yle ilk ilişkisi burada gerçeklıştı. Kent yöneti- mine seçildi ve 1980-87 arasında il meclisi üyesi olarak görev yaptı. Sürekli olarak çevre sorunlanyla ılgilendi, nükleer reaktörlerle ilgili halk oylaması öncesi ve son- rası aktifolarak "hayır" kanadında yer aldı. Aynı zaman- da, gerek partisinin. gerekse bağımsız örgütlcrin kadın konusundaki çalışmalarına katıldı. 1976-82 arasında bunlara ek olarak. çocuklannın babasıyla birlikte serbest gazetecı olarak belgescl fılm çalışmalan da yaptı. Bu kapsamda hem tsveç'i dolaştı. hem de Afhka"ya gitti. 1987"de Stockholm'e gen taşındı, Varmdö semtindeki bir "kotektifev"de yaşamaya başladı. Aktif polıtik yaşamı- nı sürdürürken, çocuklanna zaman ayırmayı, ormanda ve kıyıda dolaşmayı ve kolektif evin kümeslerine bak- mayı ihmal etmedi. 1981 'de partisinin yönetim kurulu- na girdi, 1988'de de parti başkanı oldu. isveç'in içinde bulunduğu ekonomık bunalım ve ar- tan ışsizliğe karşı çare olarak. günlük ış saatlennin azal- tılmasıyla daha çok kişiye iş olanağı sağlanmasmı görü- yor. Avrupa Birliğı'ne hiç güvenmiyor ve ülkesinın üye olmasına karşı. "Isveç halkınuı iradesi Riksdagen'de, hal- ian ortasında temsil edilmeiidir, BrükseTde değü" dıv or. yayımlıyor, kamuoyuna açıklıyoruz. Küçük ödüller de verdiğimiz oluyor. Eğer denetlememiz de çok kötü sonuçlar görürsek, düzeltip yeniden gelmelerini istiyoruz. Bütün yanlış uygulama olarak gördüğümüz alanlann hızla düzeltilmesini istiyoruz. Bunu yapmak zorundalar. Eğer uyanlanmızı yerine getirmezlerse, onlann durumu Eşitlik Komisyonu'nda ele alıyoruz. Bu komisyon, milyonlarca kron cezaya hükmedebiliyor. Bu cezayı ödemek zorundalar. Eğer hatalı uygulamalannı düzeltirlerse, para cezasmı geri alıyoruz. Eğer düzeltmezlerse cezayı ödemek durumunda kalıyorlar. iki kez çok ağır cezalar verdik. Bu cezalardan birisi devlet kurumuna, diğeri ise özel girişimeydi. Ikisine de 200 bin tsveç Kronu ceza verdik. Her ikisi de para cezasını ödememek için uygulamalannı düzelttiler. Çıkanlan yeni kanunun etkili hale getirmek için seminerler. basın toplantılan düzenliyor, çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Özellikle eğitim ve yayın bu alanda çok önem kazanıyor Eşitlik konusunu ele alan eğitici kitaplar yayımiıyoruz. Burada 14 kişi çalışıyoruz. Bu sayı üzerimizdeki iş yoğunluğu acısından tabii ki yeterli değil. Kurumun yetkileri ve otoritesi giderek büyüyor. Bu gelişime uygun personel Liberal Parti'nin kadın başkanı: Maria Leissner 1 984'te İsveç'te hiçbir kadın parti başkanı yoktu; bugün iki kişi var. Sol Parti'nin Başkanı Gudrun Schyman ve Halk Partisi'niıı Başkanı Maria Leissner. Her iki kadın başkan da geleneksel politikacı tavırlanndan uzaklıklanvla parlamenter yaşama renk katülar. Gudrun"un partisi aynca atılım da yapabildi. Maria'nın partisi ise şu sıralar önemli bir kimlik degiştinne süreci içinde. Maria Leissner, Halk Partlsi'nin ilk kadın başkanı. Gecen yüin şubat ayında parti başkankğı görevini, Bengt VVesterberg'den devraldı. Politik rakiplerinin başmda sosyal demokratian görüyor. Devletin bireyleri yönlendirmcsinc karşı. Çeşhiilikten, özeUeştirmeden yana. Birlikte yaşadığı erkekle ortak olarak farklı bir öğretim programı olan bir okul kurdu; şu anda 10 yaşında olan kızını orada okutuyor. 1985'te Riksdagen'e ilk kez girdiğinde, çocuklara yardım için uluslararası çahşmalar yapan İsveçli kurum Râdda Barnen'de görev yapıvordu. 1991 'de Riksdagen'den aynldı ve Isveç Afganistan Komitesi'nde başkanhk yapmaya başladı. Daha sonra, yazı dizimizde aynca yer alan Kvinnor Kan (kadınlar Becerir) adlı örgütte de yönetim kurulu başkanı oldu. Çeşitli uluslararası görevleri arasında: Güney Afrika, Pakistan ve Burundi'de seçim gözlemciliği de var. 1956'de Göteborg'da doğan Leissner'in partisi 1994 seçimlerinde -yani o daha genel başkan olmadan- \iizde 7.2 oranında oy alarak 26 parlamenter çıkardı. (i atanmasını talep ediyoruz. 1992'ye kadar kadınlann yoğun * olarak çalıştığı bir çok kurumu denetleyemiyorduk. şimdi bütün kurumlan denetleyebilecek bir noktaya geldik. Çok paraya ve çok insana ihtiyacımız var. Bu kolektif ve uzun vadeli bir çalışma. Eğitim, denetleme. tartışma noktalan bu işin belli başlı önemli öğeleri. Ginsel aynmcılığın bütün alanlan bunu kapsıyor. Ücretler, yönetimdeki eşitsiz dağılım, işçi sayısındaki kadın erkek eşitsizliği vb. Ama bunlann tartışma konusu olabilmesi için öncelikle kadınlann buna itiraz etmeleri gerekiyor. Tabii, neden itiraz ettiğini de açıklaması ve makul gerekçeler bulması önemli. Şu andaki temel sorunumuz ücretler. Ücret eşitsizliği. Kadın hemşireler ve evlere temizliğe giden kadınlann ücretleri en çok şikâyet edilen konular. Hemşirelerin ücretlerinin erkeklere göre az olduğu konusunda tam 800 şikâyet yapıldı. Bu şikâyetler daha çok devlet hastanelerinde çalışan kadınlardan geliyor. Eşit işe eşit ücret, gümrük birliğinin de temel şartlanndan birisi. Örneğin hemşireliğin erkeklerin herhangi bir işiyle tam benzemesi mümkün değil. Ama benzer bir iş saptayıp karşılaştırma yapmaya çalışıyonız. Hemşireler kendilerini, hastanelerdeki erkek teknisyenlerle karşılaştınyorlar. lsveç'teki çalışma yaşamında, bazı alanlar tamamen erkek işi, bazı alanlar ise tamamen kadın işi olarak bölünmüş durumda. Erkek teknisyenler kadınlardan 4-5 bin kron daha fazla aylık alıyorlar. Bu aylık maaşın yüzde 30'una yakın bir yekûn tutuyor. Kadın işleri hemşirelik, çocuk bakımı, temizlik ve öğretmenlik olarak sınıflandınlırken, erkek işleri ise teknisyenlik, yöneticilik, ekonomistlik ve genel müdürlük olarak anılabilir. Son seçimlerden önce kadınlar olarak büyük bir savaş verdik. Bağımsız kadın gruplan olarak bağımsız bir kadın partisi kurabileceğimizi açıkladık. Eğer siyasi partiler eşitlik konusunda ciddi önlemler almazlarsa onlara oy vermeyeceğimizi ilan ettik. Parlamentodaki birçok parti, özellikle Sosyal-Demokrat Parti. Sol Parti ve Yeşil Parti çağnmızı ciddiye aldılar ve çok sayıda kadın adayı listelerine aldılar. Sosyal Demokrat Parti'de listenin başında erkek var ise otomatikman ikinci isim kadın oldu. Üçüncü erkek, dördüncü kadın olarak saptandı ve sıralama böyle yapıldı. Sol Parti ve Yeşil Parti de aynı yolu izledi. Sosyal Demokrat Parti hükümetin yansını kadınlardan, yansını erkeklerden oluşturdu. Yeşil Parti'de kadın milletvekilleri yüzde 60'a ulaştı. Bunun sonucu olarak parlamentonun yüzde 42'si kadınlardan oluştu. Gündelik yaşam içinde, sosyal yapı kadınlan sürekli aşağıya itiyor ve buna bireysel olarak karşı durmak mümkün değil. Ücretler bu açıdan şu andaki temel hedefimiz. Çünkü ücret güç demektir. Sloganımız bu. lyi ücret alan bir kadın erkeğe karşı kendi kişiliğini daha rahat koruyabiliyor. Tabii ki ücret her şey değil, ama çok önemli. Statü de çok önemli. Eşit yeteneğe eşit statü verilmesi de temel hedeflerden birisi. Karar verme mekanizmalannın başında da kadınlann bulunması gerekiyor. Siyasi alanda ve partileri etkilemek acısından önemü adımlar attığımızı ve ciddi başanlar kazandığımızı söyleyebilirim. Ancak bir çok alanda ciddi bir erkek egemen anlayış ve gelenekle çarpışmak zorundayız. Örneğin kırlık bölgelerde kadınlar üretim yaptıklan için daha güçlüler. Ama işyerlerinde aynı şeyi söylemek çok zor. Sorunlanmız daha çok modern teknolojinin çok geliştiği büyük işyerlerinde. Buralarda daha erkek ağırlıklı bir sistem oluşmuş durumda. Çünkü kadınlar, daha çok sosyal ve eğitimsel konulara eğilimli olduklan için sosyal alanlarda kendilerini yetkinleştiriyorlar. Kadınlar şimdi gelişmiş teknolojik görevler üstlenmeyi ve bu alandaki eğitimlerini geliştirmeyi tartışıyorlar. Bu alanda yavaş fakat etkili adımlar atıyorlar. Evde, genç çiftler, işleri paylaşmaya daha yatkınlar. Kadın hâlâ işin daha çoğunu yapıyor. Çocuk bakımı, çocuğun yetiştirilmesinde hâlâ kadın yükün çoğunu kaldınyor. Ama her geçen gün, daha çok sayıda erkek ev işlerini üstleniyor, evin sorumluluğunu paylaşıyor. Evde çocuk bakıyorlar. Çocuklan bakımevlerine götürüp getiriyorlar. Geçmişe göre daha değişik bir rol üstleniyorlar. Orduda ve polis içinde de kadınlann daha etkili olmalan konusunda yeni önlemler alınıyor. Tabii bunlar uzun vadeli hedefler. Bu alanlarda ciddi bir erkek egemenliğinin olduğunu kabul etmek gerekiyor. Yarın: Kadın Eşitlik Bakanı anlatıyor ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ f DYP'nin Ayağındaki Diken... DYP kuruculanndan bir bölümü güzel bir girişim baş- latmışlardı. Bunun için Hürriyet gazetesinde, DYP'lile- re iki "duyuru" ilanı yayımlattılar. Üçüncüsü de bugün- lerde çıkacaktı, çıkmadı. Cumhuriyet'ten Bülent San- oğlu, 1 Mart Cuma günkü Cumhuriyet'te, "3" numa^ ralı duyuruyu özetle yayımladı. Şükrü Sezar Aygen, Mehmet Dülger, Mehmet Muhsinoğlu adlı kurucu- lar, arkadaşlan adına yaptıklan açıklamada özetle şöy- le diyoriardı: "... Sessiz milyonlann üzerindeki fukaralık, işsizlik, cehalet ve çaresizlik örtüsünü sıyıran, ihtilaHerle biçil- mek istenen, darağaçlannın altında gözünü kırpmayan bu hareket, bugün siyaseten birzaafiçine düşmüştür. Türkiye, mahkemelerinde adalet sağlanamayan, okullannda eğitim yapılamayan, hastanelerinde sağlık hizmeti göaılmeyen, yatınmlan atıl bırakılmış, sokak- lannı milyonlarca işsizin doldurduğu, piyasalannda do- lar ve markın hükümran olduğu bir ülke haline getinV miştir. Kendisinde kitleler adına karar verme selahiye- ti gören kaba ve ezici bir zihniyet, parti içinde hür ve serbest tartışma mekanizmalannı susturmuştur. 'A ta- kımı, B takımı, ağzı çorba kokanlar' gibi yakışıksız ni- telemeler/te parti içinde bugüne kadargörülmemiş ay- nlık tohumlan ekilmiş ve partinin küçülmesine sebep olunmuştur. Partide korku dağlan beklemektedir..." Duyuruyu imzalayan 42 kurucu adına açıklama ya- yımlayanlar, duyurulannın bir yerinde de şöyle diyor- iardı: "... Ülkemizin içinde bulunduğu dev sorunlar ve ih- tiyaç duyduğu acil çözümler, tarihi misyonuna sadık, geleceği isabetle öngören, düşünce ve eylem ahen- gini tesis etmiş, kudretli bir DYP gerektirmektedir. Bu zaruret, sadece bir parti meselesi değil, öncelikli bir ül- ke meselesidir. DYP, tökezlediğiyerden kalkacak, ayağına batan di- keni kendi çıkaracaktır. Misyonuna yeni yorumlar ge- tirecek, kişi tahakkümüne bir daha geri gelmemek üza- re son verecek; genç, dinamik, ınançlı kadrolara im- kân ve sorumluluk tanıyacaktır... Mart ayında yapacağımız ve kuruculanmızın da ha- zır bulunacağı basın toplantısı, partimiz ve ülkemizle ilgili aynntılı gerçeklerin aktanlacağı bir forum niteliği taşıyacaktır..." DYP kuruculanndan büyük bölümünün yapacaklan basın toplantısı, DYP-ANAP-DSP ortaklığı kuruluş aşa- masında, -hiç degilse şimdilik- ertelenmiş görünüyor. Yazık! Duyurudan anlaşıldığına göre DYP'nin ayağındaki diken, Tansu Çiller'den başkası değil. Tansu Çiller, DYP kuruculannın girişimiyle, başının derde gireceği- ni sezmiş, Mesut Yılmaz'ın kollarına sığınmayı yeğle- miştir. Konunun üzerinde -hiçbir köşe yazan durmazken- i- ki kez durdum. Bu üçüncüsü. Kimi: - Sen DYP'ye ne kanşıyorsun, sola bak! diyebilirdi. Umurumda değildi. Ta ilkokul çağından başlayarak: - Sağa bak, hizaya gel! diye öğretmişlerdi bize. Ül- kede, her zaman çoğunlukta olan sag düzelirse, solu düzeltmek daha kolay gibi geliyordu bana. Dana bir gün bostana girmiş, sahibi ökuzü dövme- ye başlamış. Sormuşlar: - Niye onu dövüyorsun? Bostana giren öküz değil, dana! - O öğretti, diye karşılık vermiş adam. Tutumbilimciler(ekonomistler): İktidar, ihtikâramü- temayildir" (Güçlü, yolsuzluğa eğilimlidir) derler. DYP'li- lerin bu eğilimleri, taa DP'den, AP'den, ANAP'tan be- ri gelir mi ne? Işbaşına gelince bırakmak istemezler. Hep güçlü kalmak isterler. O yüzden demokrat olai- mazlar. Nabi'nin (1642-1712) "ihtikâr"\a ilgili iki dizeşi şöyle: « "Ihtikânn sonu iflasa çıkar Yapar evvel bir evi sonra yıkarl" "ANAYOL"u, çıkar hesaplanyla kuranlar, gerçegi er geç görecekler. Onu dışarıdan destekleyen Ecevit'in de saçlan önüne dökülecek; ak mı kara mı, görülecek! Biranımsatma: Bülent Ecevit'in, kırk yıldır kullanılan, tutunmuş "çekimser" sözcüğü yerine, ""çekinser"] kul- lanması, kafalan kanştırdı. fletişim Fakültesi, öğretim görevlisi, yazar, dilbilimci Emin Özdemir, dün uzgö- reçte (televizyonda) konuya şöyle açıklık getirdi: "Sayın Ecevit, Türkçe Sözlük'te, 'çekinser' diye bir sözcük olmadığını bilir. Çekinser yerine dilde kullanh lan 'çekimser'd/r. 'Çekinser' sözcüğü Meclis Içtüzd- ğü'nde, kabul ret oylan arasında kalan, genellikle oy- lamaya katılmama ya da oyunu belli etmeme anlamın- da kullanılmaktadır. Bu, tüzükte kalmıştır. Bunun gün- lük dilde kullanımı 'çekimser'd/r DHimizde ryimser, kö- tümser, karamsar gibi aynı kalıp içerisinde oluşturut- muştur. Oysa, çekinser sözcüğü, çekinmek fiiline yas- landınlır ki, yapılış yönünden de yanlıştır. Çünkü, Türk- çemizde 'çekinmek' diye bir fiil vardır ama, çekinse- mek diye bir fıil yoktur. Bunun yanı sıra dilimizde 'çe- kimsenmek' diye bir üilimiz vardır. Bu, Arapçadan d'h limize geçmiş olan 'istinkâf etmenin karşılığıdır. Yine Arapçadan dilimize girmiş olan 'müstenkif sözcüğü yerine önerilen ve dilde kullanılan 'çekimser' sözcüğü de 'çekim' sözcûğünden türetilmiştir. 'Çekim', 'çekim- se', 'çekimser'. Çekimser varken ve günlük konuşma dilimize girmişken ve hiçbir anlam aynlığı olmadığı hal- de 'çekinser1 / kullanmak, birbakıma kafalan kanştırmak olur." Bir düzeltme: Pazar günü çıkan "Vehbi Koç /te Ra- uf Inan" yazısında, Fuat Bayramoğlu nun, Vehbi Koç'un yeğeni olduğu yazılmıştı; doğrusu yeğeninin eşi olacaktır. Düzeltirim. M.E. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Güzel kokulu ve değişik renkte çiçekleri olan bir süs bitkisi... Bir soru eki. 2/ Etrafi suyla çevrili kara parçası... Gövde- si uzunlamasına ikiye bölünen su- kabağının üzeri- 6 ne ince bir deri gerilerek yapılan, üç telli bir halk çalgısı. 3/Birdü- şünceyi, bir öğre- " tiyi çürütmek için yazılan yazı. 4/Giysi kolu... Çölden esen rüzgâr. 5/ tm- kân... Türk resim sanatmda önemli bir grubun ad ola- rak benimsediği harfin oku- nuşu. 6/ Bir cetvel türü... Yurdumuzda da sahnelen- miş ünlü bir müzikal. 7/Tö- ren için mürettabatın küpeş- te boyunca düzenli biçimde dizilmesi. 8/ Dokuma tez- gâhında tarağı tutan parça... Yaradaki iltihap ve sıvılan boşaltmak için kullanılan bü- külgen boru. 9/Oylumlu... Demirin simgesi... Uzaklık an- latmakta kullanılan söz. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: XI Hafıfçe pembeleştirilmiş ekmek içi dilimlerinin döşendiği bir kalıba, tereyağı ka- tılarak ve meyve dilimleri döşenerek finnda pişirilen bir tatlı... Boru sesi. 2/Büyük erkek kardeş... Kıl elek. 3/Ağ- zı geniş, yayvan ve büyükçe su kabı... Fiyaka, caka. 4/ Bir düşünce yazısı türü. 5/11. Dünya Savaşı'nda önem- li çarpışmalara sahne olmuş bir Japon adası. 6/ Bir burç adı... Genellikle mısır unuyla yapılan bir tür pide. II Es- ki Kıbns'ın kuvvettannsı... Divan şiirinde sevgilininkir- piği için kullanılan mazmun. &/Su... Düşmanhk. 9/Ye- rine koyma, yerine kullanma... Temel, esas.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle