23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 1996 SAU HABERLER Demirel'den uyarı • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Demirel, Türk Sanayicileri ve Işadamlan Vakfi Başkanı Veli Santoprak ve beraberindeki mütevelli heyet üyelerini dün Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Cumhurbaşkanı Demirel kabulde yaptığı konuşmada, devletin toplayabileceği en yüksek vergilerle bile masraflannı karşılamasmın olanaksız duruma geldiğine dikkat çekerek kurulacak hükümetin en önemli sorununun, kamu maliyesinin sağlanması olduğunu bildirdi. Demirel, KlT'lerin. sosyal sıgorta kunımlannın, belediyelerin, tanm-satış kooperatiflerinin ve benzeri kurumlann devletten beklentilerinin kesilmemesi durumunda çözümün zor olduğunu söyledi. K. Irak'ta operasyon yok' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin(TSK), Kuzey Irak'ta şu an hiçbir askeri operasyon yapmadığını bildirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ömer Akbel, dün düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine, Türk güvenlik güçlerinin, sınınn Türk tarafında sürekli faal durumda bulunduklannı kaydederek bu güçlerin bölgenin güvenliğı için koşullann gerektirdiği şekilde davrandıklannı belırttı. Hollandadan Atina'ya tepki • AMSTERDAM (AA) - Yunanistan tarafından casusluk ile itham edilen, Hollanda'nın Atina Büyükelçiliğinde görevli askeri ataşe Thijssen Schotgerrits, dün ülkesine dönerken Hollanda'daki siyası partiler. Atina'ya sert tepki göstermeye devam ediyor. Dışişleri Bakanı Hans van Mierlo'nun, "iki NATO müttefiki arasında böyle bir casusluk olayının mümkün olmayacağını, Yunanlılann bir bardak suda firtına koparmak istediklennı" açıklamasının ardından, siyasi partiler, Hollanda'yı töhmet altında bırakan bu tür ithamlann karşılıksız bırakılmamasını istediler. SİVİİ6 askeri ceza • ANKARA (ANKA) - Askeri cezaya muhatap olan sivillere bir yenisi daha eklendi. Genelkurmay Askeri Mahkemesi. kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Yazıişleri Müdürlerinden Şeyh Davut Karadağ'ı "halkı askerlikten sogutma yolunda yayın yapmak" suçundan iki ay hapis ve 160 bin lira ağır para cezasına mahkûm etti. Solda yenileşme paneli • .ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Demokrasi Vakfı'nca(SODEV) düzenlenen "Solda Yenileşme ve Sosyal Demokrasinin Geleceği" konulu açıkoturum dün yapıldı. Açıkoturumun açılışmda konuşan CHP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı DenİL Baykal, solun ve sosyal demokrasinin çerçevesini bugünün gerçekleri ışığında aramanın zorunluluğunu savunurken insan-devlet, ınsan-servet ve insan-şiddet ilişkisinde solun, ınsanın yanında olduğunu belirtti. Çiller, TRT'yi kutladı • ANKAR4(Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller, TRT Haber Merkezi yöneticilerine, terörle mücadeleye katkılanndan dolayı Genelkurmay Başkanhğı'nca ödüllendinlmesi dolayısıyla bir kutlama mesajı gönderdi. Başbakanlık'tan dün yapılan yazılı açıklamada, TRT yöneticilerinin Genelkurmay Başkanlığı tarafından ödüllendirilmiş olmasının, aynı amaç ve duygular içerisinde bulunan her Türk yurttaşı gibi, kendisi için de övünç meselesı olduğunu bildirdiği belırtildi. Pasaportumu ve nüfus cüzdanımı kaybettim. H1ZIR ALBAYH4K Ecevit, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı'nm protokole bağlanmasmı eleştirdi 4 UzLaşmada fleri gidildi'• DSP lideri Ecevit, protokolde ölçünün kaçırıldığını söyledi ve anayasaya göre buna haklan olmadığını vurguladı. • Ecevit, ANAYOL koalisyonunun sorumluluğuna katümadıklan için hükümet protokolünün, güven oylamasında çekimser kalma kararlanru etkilemeyeceğini söyledi. ANKARA (Cumhumet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Büient Ecevit, güven oylamasında çekimser kalarak destekleyeceğini açıkladığı "ANAYOL" azınlık hükümetinin, yürüteceği icraatta muhalefet partılenyle uzlaşma yolunu araması gerektığine dikkat çekti. Ecevit, ANAYOL protokolüne, Meclis Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlen için ortak tavır sergileneceği hükmünün konmasını eleştırirken "uzlaşmada ölçü kaçınlarak ileri gidildiğini"vurguladı. "Muhalefet görevimi/i yapacağız" diyen Ecevit, telekomünikasyon hizmetlerinde devlet denetiminin kaldınlmasına onay vermeyeceklerini belirterek PTT'nin T'si konusunda başlatılacak yasal hazırlıklarda koşullan otacağını ima etti. DSP lideri Büient Ecevit, Cumhuriyet'ın, hükümet oluşumuna ılişkin sorulannı yanıtlarken. RP'nin, seçimlerin hemen ardından gösterdiğı yumuşak ve uzlaşmacı tavnn ne denli aidatıcı olduğunun görüldüğünü söyledi. ANAYOL koalisyonunun sorumluluğuna katılmadıklan için hükümet protokolünün, güven oylamasında çekimser kalma kararlannı etkilemeyeceğini vurgulayan Ecevit, şunlan söyledi: "Muhalefet, eleştiri hakkımızı saklı ruruyoruz. Ama bunu öyle RP gibi yapacak değiliz. Geçen dönemde de biz 10 milletvekilivle yapıcı ve etkiü bir muhalefet yaptık. Anayasa Ulusal çıkarlar açısından telekomünikasyonda devlet denetiminin sürmesini iste- yen DSP Genel Başkanı Büient Ecevit, muhalefet görevi yapacaklannı söyledL değişikliklerinde o bakımdan büyük etkimiz oldu. Yine ay nı yaklaşım içinde, biz bir muhalefet partisi olarak görevimizi yapacağu. Türkiye bir çarvsi/Jik içûıdevdi. Ya RP'li bir hükümet kurulacakh veya yeni bir erken seçime gidüecekti. Seçim. bizi hiç rahatsız etmez. Aksine oylarunız ve milletvekili sayımız bir hayli artarak geliriz, ondan cminim. Ama bu, hükümet kurmayı kolaylaşrıncı bir etken olmayabilir. Onun için her ihtimale karşı yeni bir erken seçimin altyapısını da süratle haarlamak gerekiyor. Anayasaya uyum yasalan çıkanlmah, yeni bir nüfus sayımıyla veya başka yöntemlerle iUerin gerçek milletvekili sayıları saptanmalı. Bu hazııiıklan da şimdiden her ihtimale karşı yapmak gerekiyor. Bu konuda üslümü/e düşeni yapacağız." Stratejik önemi bulunan telekomünikasyon hizmetlerinin tamamen devlet kontrolünden çıkanlmasını olumlu karşılamayacaklanna dikkat çeken Ecevıt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu hükümet, yasama çahşmalannda Meclis'teki başka partilerle uzlaşma yollannı aramak zorunda. Bu da uzlaşma kültürünün gelişmesi bakınundan olumlu bir etken olabilir. Bizim de o konuda önemli bir ağuiığunız olacak." Ecevit, hükümetin kendi içinde uyumlu çalışmasının yeterli olmadığını kaydederek şu görüşleri dile getirdi: "Tek tek yasalar gündeme geldiğinde, bir muhalefet partisiyle uzlaşmalan gerekecek. Dünyada da azınlık hükümetleri genelde bu şekilde çalışır. Bu da keyfı biçimde yasa çıkarmayı önlemiş olur. Biz orada yapıcı bir katkıda bulunuruz. İlla iktidardan geldi diye her şeyi reddetmeyiz. Reddedeceğimiz olur, öyle yapmayın, şöyle yapın diyeceğimiz oİur." 'Uzlaşmada ileri gittiler' Ecevit, TBMM Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı gibi parlamentonun iradesine dayalı konulann da uzlaşma kapsamına alınmasını veya öyle gösterilmestni eleştırerek şunlan söyledi: "Liderier, uzlaşmada bazı bakımlardan biraz fazla ileri de gidiyor olabilirler. TBMM Başkanhğı ve Cumhurbaşkanlığı için uzlaşmaya anavasa açtsından haklan yok. Çünkü partiler karar veremez, gnıp karan alınamaz Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinde. Anayasanın bu seçimlen güçleştirmiş olmasının nedeni, bu makamlara seçilecek kimseierin tarafsızlığını güvence altına almak. Bdki Meclis başka insanlan çıkaracak. Burada biraz ölçüyü kaçırdılar galiba. Sorunu kişiselleştirme eğilimi ortaya çıkıyor. Bunu yadırgadun." Atamalar Bürokraside değişim beklentisi ANK\R4(Cumhuriyet Bürosu)- ANAP ve DYP'nin hükümet kurma çalışmalan son aşamaya gelırken 24 Aralık seçimlerinden itibaren vekâ- letle yönetilen ekonomi bürokrasi- sınde de degışım gergınliğı başladı. 24 Aralık seçımlennde milletveki- li adayı olmak üzere istifa eden bü- rokratlann aynlmalanyla halen vekâ- leten yürütülen kadrolara asaleten atamalar yapılacak. Bu çerçevede. son 3 aydır vekâle- ten yürütülen ve DYP tçel Milletve- kili Ayfer Yılmaz'ın seçımlerde aday olmak üzere ıstifasıyla boşalan Ha- zine Müsteşarlığı'na, DYP Afyon Milletvekili Yaman Törüner'in isti- fasıyla boşalan Merkez Bankası Baş- kanîığı'na. DYP Izmir Milletvekili L fuk Söylemez'in istifasıv la boşalan Özelleştirme İdaresi BaşkanhğTna ve DYP Lrancan Milletvekili Cihan Paçacı'dan boşalan Zıraat Bankası Genel Müdürlüğü'ne asaleten atama yapılacak. Son 3 aydır Hazine Müsteşaıitğı gö- revini vekâleten müsteşar yardımcı- sı Nevzat Saygıhoğtu. Merkez Ban- kası Başkanlığı"nı vekâleten başkan yardımcısı OsmanCavitErtan, Ozel- leştirme idaresi Başkanlığrnı da yı- ne vekâleten başkan yardımcısı Me- tin F.rcan yürütüyor. Vekâleten yürü- tülen kadrolann yanı sıra 52. hükü- met döneminde DYP yönetımınde bulunan ve ANAP-DYP koalisyon protokolünde ANAP yönetimine bı- rakılan Maliye Bakanlığı"nda da ust vönetimde bazı değişıklikleryapılma- sının beklendiği kaydedildi. 7V< ÖDP Genel Başkanı, kapatılan DEP'in milletvekillerini ziyaret etti Ums: MuhatabunızDEP'HIerANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'dekı bölünmüş bütün sol eğilimlen bünyesınde banndırmayı hedefleyen Özgürlük ve Dayanışma Partısı (ODP) yöneticileri. kapanlan Demokrası Partısi'nin (DEP) Ankata Kapal\ Cezaevi'nde bulunan eski milletvekilleri ile yazar İstnail Beşikçi ve eskı Demokrasi ve Değişim Partisi (DDP) Genel Başkanı tbrahim Aksov'u ziyaret ettiler. ODP Genel Başkanı UfiıkUras, ANAYOL koalisyonuna parlamento dışından güçlü bir muhalefet yapacaklannı söyledi. Yeni hükümet programında Kürt sorununun çözümüne yönelik bir maddenin bulunmayışını sert bir dille eleştıren Uras, "Bu sorunun çözümünde, DEP milletvekillerini muhatap kabul ediyoruz" dedı. ÖDP Genel Başkanı Uras. Genel Başkan Yardımcı Yıldınm Kaya ve Merkez Yürütme Kurulu üyesi Necmi Demir, kapatılan DEP'in Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulunan eskı mılletvekıllen Hatip Dkle, Leyla Zana. Orhan Doğan v e Selim Sadak ile yazar İsmail Beşikçi ve eskı Demokrasi ve Değişim Partısı (DDP) Genel Başkanı İbrahim Aksov'u ziyaret ettiler. DEP milletvekıllerinin'TBMM'den atılışının ikıncı yıldönümü nedeniyle yapılan ziyaret. basına kapalı olarak gerçekleşti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından açıklama yapan ÖDP Genel Başkanı Uras, DEP milletvekillerinin cezaevıne kapatılmalannı "hukukayıbı" olarak nıtelendirdı. Uras, "Düşünce özgürlüğüne ket vurulmasının korkunçluğu ve vehameti hepuni/e sorumluluklannıı/ın önemini ortaya koymaktadır" dedı. Uras, şunlan söyledi: "Savaşa karşı olanlann cezalandırıldığı. savaştan yana olanlann, kafatası avcılannm, kan içkilerin ödüllendirildiği bu siyasi pespayeliğin sürmesi Türkiye'de yaşayan herkesi hızla • ÖDP üenel Başkanı Uras, DEP milletvekillerinin cezaevine kapatılmalannı "hukukayıbı" olarak nitelendirdi. Uras, hükümet protokolünde Kürt sorununa yönelik bir maddenin olmayışını da eleştirdi. ODP Genel Başkanı L fuk L ras kiıietmektedir. Krizi savaşla çözme saplantısı içinde olanlar, bu savaşa karar verenler hiçbir bedel ödemiyorlar. "PICK'lılen attık' diyenler,dışanda keyiflerince eğleniyorlar." DEP milletvekillerinin özel bir mesaj göndermediklenni kaydeden Uras. ziyaretlerinin basına kapatılmasını eJeştirdi. Uras. "Yaptıklannı kamuoyunun beUeğindcn silmeye çalışıyoıiar. İçerideki insanlann nasıl bir kısıtlama içinde . olduklan ortada. Buradaki reziUiğin teşhir olunmasuu istemiyoriar" dıye konuştu. ÖDP yöneticılen. dün ayrıca, TMMOB Genel Başkanı YavuzÖnen'i ziyaret ettiler. Uras, ANAYOL koalisyonunun, Türkiye'nin sorunlannı çözeceğine inanmadıklannı belirterek "Bu hükümet, Türkiye'nin son 15 yılının toplamıdır. Muhalefeti olmayan bir Meclk'le karşı karşıyayız. ÖDP olarak parlamento dişında muhalefet misyonunu üstieniyoru/, Siyasi partilere pabuç bırakmamakta kararüyız'"dıye konuştu. ÖDP Genel Başkanı Uras. bir gazetecinin. "ANAYOL protokolünde Kürt sorununun çözümüne ilişkin maddelerin bulunmayışını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu "Kürt sorununu yaratanlar buna çözüm üretemezler" dıye yanıtladı. Uras, şöyle devam etti: "Garnizon partilerin sağ ve soldaki çavuşlan bunu sürdürerek terfi ederler, ama bunu çözemezler. Bu, kazananı olmayan Kartaca Savaşı'dır. Silah tüccariannın kazandığı bir kirli savaşûr. Olağanüstü Hal Bölgesi'nden seçilen DEP milletvekillerini politik muhatabat sayıyonız. Düzen partileri, bu sorunun failleridir. Onlardan çözüm beklemek doğru olmaz. TMMOB Genel Başkanı Yavuz Önen de Türkiye'de siyasetin sağa kaydınlmak istendığını ıfade ederek ÖDP'nin, siyasal İslama meydan bırakmayacak bir ışlevinin de bulunduğunu belirtt Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde terörle mücadele gerekçesıyle büyük paralann sılaha yatınldığını belirten Önen, bu kaynagın Türkiye'nin konut gereksinimini karşılamaya yeteceğini sözlerine ekledi OTLAR I ORAL ÇAUŞLAR Los Paşaros Sefaridis. "Los Kaminos de Sirkeci" türküsüne başladığında, Ce- mal Reşit Rey'deki tüm iz- leyenleri duygulu bir hüzün bastı. Istanbul- lu Musevı müzik topluluğu, kendisini "Se- farad Kuşlan" olarak tanımlıyordu. Söy- ledikleri türkünün Türkçesı de "Sirkeci'nin Yollan"ydı. Topluluğun kadın solisti Ka- ren Gerson, her türküye başlamadan önce, o türkünün öyküsünü anlatıyor ve sözleri- ni Türkçeye çevinyordu. Oİcuduklan par- çalar, lspanya'dan 1492'de gelen Yahudi göç- menler olan Sefaradlann öykülerini anla- tıyordu. Bu nedenle Ispanyolcaydı. "Sirkeci'nin YoDan"nda erkek âşık, bu türküde peşine düştüğü kadına. "Gel seni Sirkeci'nin kum- sahnagötürüyorum'' diyordu. Anlaşılıyor ki o yıllarda Sirkeci kumsalmış. Los Paşaros Sefaridis bu türküleri, "İs- tanbuPda Müzik, Etkfleşim ve Hoşgörü" ge- cesinde söyledi. Bu Musevi grubunu "Da- vid Sevi Maftirim Korosu"nun programı iz- ledi. David Sevi grubu, Ibranice olarak Se- gâh, Beyati, Uşşak. Hicaz ve daha birçok bildiğimiz makamda şarkılar seslendirdi. Sözlerini anlamak belki mümkün değildi ama, meleodiler tamamen tanıdıktı. Mü- ziğin ortak dili, azınlıklan Türklere yakın- laştınvermişti. Musevileri o gece Eımeniler izledi. Ana- dolu Ermenilerinin dini müzığinde de bil • dığtmiz makamlar yer alıyordu: Nihavent, Sultanıyegâh. Saba, Hüzzam. Uşşak, Bu- selık. Eımeniler, en derin dini dualar içe- Hoşgörü Konseri ve Siyasi İslamcılar ren müziklerini Anadolu'nun. Osmanirnın melodıleriyle süslemişlerdi. Ermenilenn din dışı müziğinde de Anadolu havasını du- yumsamak mümkündü. Çoksesli koronun enfes şekilde seslen- dirdiği Dalilo'yu dınlerken, çok tanıdık bir Doğu Anadolu türküsünün heyecanı izleyenleri sanyordu. Bu. çok iyi bildiği- miz Delilo türküsüydü. Ortodoks Rum müziğının büyük üstadı Leonidas Asteris, yaşadığımız topraklann zenginliğini hatırlatıyordu. Onun Rumca şarkılannda MünirNurettin'ın yaşayan iz- lerini rahatlıkla bulabilirdiniz. Asteris'e. Dersaadet Oda Müziği Topluluğu eşlik ediyordu. Asteris'le, Dersaadet Topluluğu arasın- daki uyumlu birliktelik, ülkemizin dinler ve uluslar mozayığını çok güzel tanımlı- yordu. Dersaadet Topluluğu, Asteris'ten sonra Kani Karaca'ya eşlik etti. Bu kez Osmanlı-lslam müziği, Mahur Peşrev 'lerle, Segâh Tekbir'lerle salona ye- ni bir zenginlik kattı. Cönül Paçacı'nın hazırladığı ve yine Pa- çacı'nın açıklamalanyla devam eden Hoş- görü Konseri'nin bitiminde tüm izleyici- ler Istanbul'un renkli mozaiğini yenıden ha- tırlamış olmanın mutluluğu içındeydiler. Er- menisi'yle, Musevisi'yle, Rum'u ve Türk'üyle çoğalan bir zengınlikti bu. Gecenin ilerlemiş saatinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nu terk ederken. her- kesın \ üreğinde bir burukluk olduğunu da bir kenara yazmak gerekır. Cünkü izledi- ğimiz, yitip giden bir zengınlikti. O zen- ginlıkten nasibinı alamamışlann. bu zen- ginliği yok etmek için yıllardır sürdürdük- leri ırkçı. dinci rüzgârlar sonunda hedefi- ni bulmuştu. Bu rüzgâr. Türkiye'nin dın- 1er ve milletler mozaiğini adım adım ku- rutmuştu. Konserin ön sırasında Fener Rum Patri- ğı Barthalomeos oturuyordu. Yanında da çeşıtli azınlık cemaatlerinın temsılcileri. Türk ve îslam cemaatinın önde gelenleri ise burada yoktular. Neden yoktular? Za- ten olmalan mı gerekiyordu? Cünkü sonun- da bu gece, sivillenn bir gecesiydı. Resmi zevata gerek yoktu. O güzelim sivil gece- ye, protokolün gri ağırlığını katmamakla çok da iyi ettiler. Örneğin bu konsere "Allah gösterme- sin" Türkeş gelebilirdi ve "Ne mozaiği ulan" diye bağınp ortalığı dağıtabilirdı. Gösterdiği bu yüksek milli heyecan nede- niyle parlamanter olmadığı halde Bakan- lığa bile atanabilirdi. Hoşgörü Konseri'nin tadı damağımızda çevremızi izlerken, birden gözümüz siya- si tslamcılann Akit gazetesındeki bir ha- ber başlığına takıldı: "Laikçi medya mensubuna infaz." Spot- ta ise şunlar yer alıyor: "Cezayir'de ülke- nin doğusundaki Skikda ken- tinde, dev let televizyonunun fotoğraf servisi bölümü mü- dürünün kaçınlarak öldü- rüldüğü bildirildi. Saadi ile birlikte son 32 ayda Cezayir'de cunta destekli hükümet propagandasına hi/met eden ve yalan ha- ber üreten 60'ın ü/erinde basın mensubu öldürüldü." Akit gazetesınin haber spotuna göre öl- dürülen 60 medya mensubu. hükümet pro- pagandasına hizmet etmişti ve yalan haber üretmişti. Akit'in bunu yazabilmesi için biz- zat bu 60 gazetecivT tanıyor ve onlann ya- lan haber ürettiğini biliyor olması gereki- yordu. Yahut da eğer îslamcı gruplar on- lan öldürdüyseler mutlaka hakh bir gerek- çeleri vardır, demek istiyordu.. Haberi dikkatlı okuyunca spotun vaha- meti daha da artıyor. Çünkü haberin içeri- ğinde, "hizmet ettikkrive yalan haber üret- tikterigerekçesiyle" gazetecileröldürüldü- ler diyor. Ama Âkit gazetesi haberin için- deki 'gerekçesiyle' sözcüğünü kaldınp, ka- tillerin gerekçesıni gerçekmiş gibi sunuyor. Akit gazetesinin bu haber spotunu oku- duktan sonra onlardan açıklama bekliyo- rum. Bu spotu yazan yazı işleri görevlisı bir yanhş mı yapmıştır. yoksa ortada açıkça bu cinayetleri hoşgören bir anlayışın propagan- dasını mı yapmaktadır? Hoşgörü Konseri nerede, bizim siyasi îslamcılar nerede? İnfaz savunuculuğuyla hoşgörüyü nasıl bağdaştıracağız? . GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Bir Maçın ' DüşündÜPdükleri Kasparov'un bilgisayarla oynadığı satranç maçı, 4-2 bilgisayarın yenilgisiyle sona erdi. Ama ben de o hafta akla karayı seçtim. , Insan onuru mu söz konusuydu bu maçta? Hem öyle, hem değil. Bilinçsiz bir güdümlü aracın akıllı insanoğlunu yen- mesi elbette cansıkıcı olurdu; ama programlanmış bil- gisayann insan elinden çıkma bir araç olduğunu dü- şünmek, acımızı hafifletmeğe yeterdi. Ancak bu mantık da gereğince doyuaıcu değildi; biz yarattığımız araca yenik mi düşecektik? Daha oraya gelmeden şu soruya yanıt bulmalıyız: Insanoğlu programlanmış bilinçsiz bir araçla yanş- mayı nasıl göze alabilir? : Ve şu soru:, , Ünlü satranç şampiyonu Kasparov, karşısında bir insan varmışçasına nasıl bunca ciddi olabildi? Bunu onun çağdaş tekniğe saygısı diye yorumla- yabilir miyiz? Başka çaremiz yok. Peki, nedir çağdaş teknik? İnsan aklının bir araca aktarılmasıdır. Öyleyse Kasparov bir araçla değil, insan aklı ile ya- rıştı. Buraya gelındığınde söylemek gerekiyor ki, ınsa- noğlu da programlanmış bir bilgisayar sayılabilir. Gen- lerimizden başlayarak yetişmemiz sırasında bize ve- rilmiş olanlar, öğrenim, çevrenin türlü etkileri, hep bir- den bir program değil de nedir? Üstelik bilgisayara verilen program daha da eksiksiz ve sağlam olması bakımından bize üstünlük sağlayabilir. Demek iste- diğim, bir araçla karşı karşıya geçip satranç oynama- nın küçültücü bir yanı olmamak gerekır. Bunları söylüyorum ama içim rahat değil gene de; aklım durmadan karşı geliyor. Bir zamanlar satranç öğrenmiştim, benim gibi ace- milerte oynadım da; bildiğim kadan ile bu oyun, kar- şımıza çıkan olasılıklardan birini seçme yolu ile oy- nanır. Seçenekler ise sonsuz değildir. Imdi programlanmış da olsa, bir bilgisayann ileriyî görerek bu seçeneklerden birini yeğlemesi düpedüz bir akıl işidir ve dalgınhk, yanılma gibi insana özgü ruh- sal durumların onda yeri olmayacağına göre bir in-, sanın onu yenmesine olanak yoktur denebilir. Nasıl olur! Oyun insan işidir, bütün oyunlar gibi sat- ranç da insanoğlunun buluşlanndan biridir, buna bil- gisayan da rahatça katabileceğimize göre bizim ken- di buluşumuz karşısında yenik düşmemiz akıl dışı sayılmaz mı? Ama sonunda Kasparov kazandı işte, diye düşü- nerek bu sorudan kurtulmak bana hiç de kolay gö- rünmüyor. Bu mantık bunca sağlam olsaydı, hiç Kas- parov bilgisayann karşısına oturur muydu? Çelişen düşüncelerim işte böylece beni kıskaç içi- ne almış sürüp gidiyordu. Dostum Ali Sirmen benı bu güç durumdan kurtar- dı. Ondan öğrendiğimegöre, Kasparov bu maçta yan- hş bir oyun oynamış, kazanmasının nedeni buymuş. Yaşasın! İşte insanoğlunun üstünlüğü ortaya çıktt., Programlanmış bilgisayar yanlışa olasılık tanımadığın- dan yenildi. Pakdemirli'den sert eleştiri 'Yalı çetesiyle bu işbirliği ANAP'ı bitirir' • Mesut Yılmaz'ın partideki sağ kolu Ekrem Pakdemirli, ANAYOL anlaşmasını eleştirdi. Bu işbirliği nedeniyle yolsuzluklann üzerine gidılemeyeceğini ve hükümetin başanlı olamayacağını savundu. Pakdemirli "Yalı çetesiyle yapılan bu işbirliği ANAP'ı bitirir" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz ve DYP lideri Tansu Çiller'ın önce- kı gün ımzaladıklan ANA- YOL koahsyonu protokolü, partilerde rahatsızlık yarat- tı. Koalisyon protokolü her iki partiye mensup bazı mil- letvekilleri tarafından "adB" bulunmazken lçişleri ve Ba- yındırlık Bakanlığı'nın bıra- kılması DYP'de sıkıntıya ne- den oldu. Bazı ANAP mil- letvekılleri de Köy Hizmet- leri Genel Müdürlüğü ile birlikte Tanm ve Orman ba- kanlıklannın karşı tarafa ve- rilmesine tepki gösterdıler. Yılmaz'ın partideki sağ ko- lu Genel Başkan Yardımcı- sı Ekrem PakdemirH, ANA- YOL anlaşması nedeniyle yolsuzluklann üzerine gidi- lemeyeceğini ve hükümetin başanlı olamayacağını ileri sürerek "Yalı çetesiyle yapı- lan bu işbirliği ANÂP'i biti- rir'" dedı. ANAP grubunun proto- kolü görüşmek üzere dün yaptığı toplantıda, yoğun eleştiriler dile getirildi. ANAP mılletvekilleri, Di- yanet İşleri Başkanlığı, Me- teoroloji Genel Müdürlüğü, Gençliîc ve Spor Genel Mü- dürlüğü, Futbol Federasyo- nu Başkanlığı gibi kuruluş- lara karşılık. Devlet Planla- ma Teşkılatı (DPT), Hazine ve Dış Ticaret müsteşarlık- lan, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sermaye Piya- sası Kurulu (SPK). Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Türk Standartlan Enstitüsü (TSE), Devlet Istatıstik Enstitüsü (DİE), Tapu ve Kadastro Ge- nel Müdürlüğü, Yüksek De- netleme Kurulu Başkanlığı gibi çok önemli kurumlann DYP'ye bırakılmasına tep- ki gösterdiler. Mılletvekille- ri, bu bağlı kuruluşlar ya- nında sağ partiler açısından kırsal kesimin, köylerinöne- mine dikkat çekerek burala- ra hizmet götürecek Köy Hizmetleri Genel Müdürlü- ğü yanında Tanm ve Orman bakanlıklannın, Sağlık, Ulaştırma, Sanayi ve Tica- ret gibi çok önemli icracı bakanlıklann DYP'ye bıra- kılmasını eleştirdiler. Genel Başkan Yardımcı- sı Ekrem Pakdemirli, DY? ile işbirlığinin ANAP'ı bi- tireceğini ileri sürerken Içel Milletvekili AB Er, 4 yıldır hırsızlık yapmakla suçladık- lan DYP ile işbirliği yap- malannın halk arasında "Hırsız dedikleri adamlar- la ortak oldular, demek kt hırsızlıkta da ortak olacak- lar" yorumlanna yol açaca- ğını söyledi. ANAP Istanbut Milletvekili HafitDumanka- ya da yalı çetesi. hırsız de- dikleri insanlarla hükümet ortağı olacaklannı belirte- rek. bu durumda yolsuzluk- la nasıl mücadele edecek- lerini sordu. Eleştirileri yanıtlayan Yıl- maz ise yolsuzluklarla mü- cadele edilmesi için gerek- li yasal düzenlemelerin ya- pılacağını. bu konunun pro- tokole konulduğunu söyle- di. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün de Çiller'in başbskanlıkta ilk sırayı ken- dilerine bırakmasına karşı- hk DYP'ye verildiğini beÜr- ten Yılmaz. paylaşımdaki adaletsizliklerle ilgili ola- rak da "Bundaadaktarama- yuı. Gönülbirliği ile bu işi götüreceğiz'' dedı. ANAP gnıp toplantısının son bölümünde, genel eği- limin belli olduğu belirtile- rek herhangi bir oylamaya gerek olmadığına karar ve- rildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle