05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
aımhuriyet İmtyaz Sahibi: Berin Nadi Gcne! \ aMn \ onctmenı OrhanFnnç» Gcnel Yd\ın Koordınatoru Hıkmet Çetınkaya • >azn,len Muuurlen f ; • Habcr Mcrkezı Muduru Hakan Kara • Gorscl V onetmen Fıkret Eser Dı* Hat*rlcr Ergnn BatcıA ktıhbarat Cengu i l l d ı r , l n ? • Fkonpmı Bülent kı/anük • Ku tur Haadan Senkoken 9 Spor Xbdulkadır Yucelman • MakalJcr Samı K a r a ö r e n # D u z e | t m c Abdullah Ya/»a 0 (-otoıjrat Lrdoğan Koseoğlu • Bılgı Bclgt. Edıbe Buğra • \ urt Haberierı Mehmet Faraç YavıtıKurulu Ortıan Eriıu; Ofctav Kurthöke Hıkmel (, etınk» a, Sükran Noncr. Ergun Bakı, Dınç TAI anç, Ibrahım tıldı/ Orhan Bursalı Mustafa Balbav Hakan kara. \nk>ra KniMİcıM Mustafa Balbav 9 Hjhtr Muduru Dogan \kın Mıturk Bul\ ırı Nıı 12^ Kat 4 Bakmlıklar Ankara Ul 41^020 l" 7 hju bak-. 4I**-(I2"' • 1/ınır KniMkiM Serdar Kuık, II /I>J BK l ^ 2 S 2 t 1J 4411220 Iak> 44W1 P#Aıtınırcmsıksı (,con\ığenoğhı, lııonuCıi I ls»S No 1 Kal I Td 3«22SSO rdks "• Muevscs*. Muduru Frol trkut 0 koordmator Ahmet Korulsan 0 MuhaM.tx Bülent Y ener • idart. Hüse\ınlıürer#t*lurrk. Önder Çelık • Bılgı Ulcm Naı) Inal • Bılş;ısav,ır Sıstem MünıveJÇıler MtDV \C • \ımuım KuruSu Ba^kanı tıvrıül Mudur Cılltbın Erduran # Koordmator Reha lşıtman 0 Cjt-rh.1 Mudur \ irdımcısı MIIK \kdag MFDVA C • *\ *nUım Kurulu llaskmı (u.nt-1 Mudur Istîn Muncn • Murahhas uyc Bora Gonenç >uH\an \e Basan \ayıncıhk \ Ş 30MARTI996 itnsak 4 17 Guneş 5 44 Oğlc 12 16 Ikındı 15 46 \ksamlS31 ^dtsı 19 55 V1FDY\C1J 2 haftalık Bokito Çevıri Servisi - Berlın Hayianat Bahçesı'nde doğan bu sevımlı bebek gonnn adı Bokito ve henuz ıkı haftalık Annesının reddettıgi Bokıto'ya evınde bakan bır hayvanat bahçesı görevlısı onu bır ınsan bebeğı gıbı bıberonla beslıyor (Fotoğraf REUTERS) AA Olağan Genel Kıruhı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Anadolu Ajansı Yonetım Kurulu Başkant Mehmet Bıcan. ajansın, tarafsız. ozgur yayıncılığı surdururken doğrudan yana olduğunu, yalan haberden kaçındığını ve hep gerçek haberlen bultenlenne aldığını soyledı AA'nın dun yapılan Genel Kurulu nda yonetım kurulu uyelıklenne Mehmet Bıcan, Sevgı Ulusay, Orhan Uğuroğlu, Mustafa Bulut ve Murat Çulcu, denetım kurulu u>elıklenne ıse Kenan Harunoğlu ve Sezaı Taşkıran getmldı TB'in yarışmaları • lstanbul Haber Servisi - Turk Fczacılan Bırlığı (TEB). kuruluşunun 40 y\lı nedenıyle afış,, kankatur fotoğraf ıle ılkokul oğrencılen arasında resım dallannda yanşma duzenledı Yansmanın son başvuru tanhı 10 mayıs olarak açıklanırken afış dalında llkyardım' konusunun ışleneceğı ve bınncıye 40 mılyon lıra para odulü venleceğı belırtıldı Eskiden işaretlere, bakışlara, ayak vurmaya gerek duyulurdu Çapkınlık da değişti l r i birlikte... ZAFER AKNAR •Ahmet Rasım, "Fuhş-ı Atık"te çapkınhğın o dönemlerde bır sanat olduğunu anlatıyor Rasım, "Göksu, Kalamış, Galata, Dıreklerarası çapkınlıklan da pek muteberdır. Beyoğlu çapkınlıklan daha özen ıster" dıyor. masının ikinci baikonuna taşırlar. \k- şamustlen orada hetnen hetncn kimse olmaz. Sabahattın nedense hep balko- nun arka sırasına verieşır. Salah tse on sırada kı/a ÜIL, yoksa Tılme mı kesılmek «frekcceğıni kestırmeden cebış cebiş oturur_." dıye yazar Salah Bırsel, "Ah Be>oğiu Vah Beyoğlu" kıtabında Cum- hunyet donemı gdpk\nlıklarından ıpuç- lan vardır kıtabın bu bolumunde Ozel evlerın, pıyasa zamanlannın kayıklı cakaların dukkânlann yennı sınemalar ve pastahaneieralmıştır İ lan- ı a^k daha bır kolaydır Seçmek, yanı- na vanaşmak ve konuşmak yeterlıdır Yetenek. bıçımscl dıldedeğıl, sozdedır " Koklaşıp oynaştıkça, muhabbet dı- üvle konuşmaya da başlamrçtım. Fakat otgunluk derecesine varmak ıçın daha senelerıstiyordu-. Bilhassa Pandomıma- sı pek guç geliyordu. O zamanlar şım- diki gıbı sokakta yan yana yiırümek, dukkân ıçınde, tramvav da, vapurda du- rup konuşmakmumkundeğddu Buışa- ret dıİL ışmar, parola. sozleşıne gıbı tur- lere av nlmış bır takım kıtapsız bılgıler- den ıbaret ıdıyse de ışaret bozuntusu olan "işmar'ın (kaş, goz isaretı) da tur- ten vardı. Çunku ıkı sevgtlı de tepeden brnağa kadar vucuda, orrunu^e, nise daır ne varsa her bın za- man ve mekâna gore bir his- sin. bır cumlenın hatta uzun bir konuşmanın anlamlı ısa- retkn olurdu. Araba, kayik piyasalannda, bir kaldınm senın bir kaldınm benım, va- ya yuruyuşlerindc. u/aktan. vakından takıplerde, karşı karşıya gelişlerde, vandan s»- yırtıp ılerlemelerde, paça du- zrftmek, poün bağı bagûmak gibi yapmacıklaıia dolu ka- sıtlı duruşlarda, pencereden pencereye göruşmelerde, ev, dükkân onlennden geçişler- de. gecelen oksurmelerde, kibrit çakışlarda, kuvvetli ayak vurmalarda. gundüzle- ri elde mendil veva kâgıt bu- lundurmalarda bu ışmar ke- sin, onemlı roller oynardı. Gerçi işmarlar kışıyegoreozel idiyse de._J" dıye anlatır Os- manh nın son donem çapkınlıklannı Ahmet Rasim, "Fuhş-i Atik" te Çapkınlık bır sanattır. o donemler- de Goksu Kalamış Galata, Dırekle- rarası çapkınlıklan da pek muteberdır Hele Beyoğlu çapkınlıklan daha bır ozen ıster Cumhurıyet'ın ılk çeyreğınde çap- kınlıklar ve çapkınlar da değışır Ozel anlam taşıyan ışaretlere gıyımlere ba- kışlara, ayak v urmalara pek gerek yok- tur "Nisuaz'da Sabahattın Kudret ca- mın onundeoturur,go/une ktstırdtgı kıt- lann ardına duşmck ıçın hemen cadde- ye fııiayacak bıçımde tetikte bekler. Caddede ıse, bır ıkı kez boynunu kut- lettikten sonra. avına vanaşır ve daha Taksim'e varmadan kı/ı duşurmuşolur. Kinu zaman Salah Bırsel detakılır ona. Daha doğrusu. Sabahattın onu suruk- ler. Llde ctükkn av lan da Sarav sine- artık Gunumuze kadar varlığını surdu- ren " yeni paralı çapkınlık donemT gırer araya Osmanlı'nın devamı nıte- Uğındedır ve pavyon adlı mekânlarda kat>ılığınıbulur Bu çapkınlık turu Ana- dolu esnafının Istanbul'a alışven!» ıçın gelmışken bırde kaçamak yapayım du- şuncesıyle beslenmıştır, ozellıkle Be- yoglu'nda kendını bulmu$tur Beyoğlu'nun çehresı degışırde, çap- kınlıklan değışmez mı' Değışır Yöntemler de, msanlar da çağa ayak uydurur Ozenlı çapkınlık. dan-dunçapkınlığınadonuşur Pavyon- lar bırer bırer kapılanna kılıt vururken barlar, kafeler, bar-kafeler, djskotekler kılıtlı mekanlann anahtarı olmuştur Yeni mekanlar kendı çapkınlık tarzld- nnı yaratmii>tır dogal olarak Beyoğ- lu'nun tek tıp çapkını yoktur artık Iş- te modern çağla bırlıkte Beyoğlu'nu mesken tutmuş çapkın tıplerı Metal çapkınlar: Her şey açık nettır Dolambaçh yollan tercıh etmezler Is- tenen, açık ve seçık ıfadc edılır Dan- dun çapkınhğın butun ozelıklen bu tıp- te vardır Ozensızdırler Aşka değer vermezler Rock kafelen tenh ederler Girişimci çapkınlar: Beyoğlu'nun her mekânında bu tıplerden bulunur Gunluk takilmalan beverler Mekânın mudavımlen tarafından lyı tanındıkla- rı ıçın, genelde. mekân acemılerıne ta- kılırlar Daldan dalakonmayı severler Ten>lemelerden, hıç etkılenmezler Or- talıkta dolaşırlar ve kulak fısıltılı asıl- malan yeğlerler Sinemacı çapkınlar: Bu tıpın avlan- ma sahası sınema salonlandır Genel- de bıletçıyleortak çahşırlar Gışeye ha- kım bır sotada dururlar Beğendıklen yalnız kadınlann. on veya arkd koltu- ğundan bılet alırlar Tahnk edıcı unsur olarak patlamış mısır hışırtısını tcroıh ederler Amavlan kadtnın her ne pahasınaolursaolsun dık- katını çekmektır Vurucu hamleyı fılm arasında >a- parlar Kısa surede sonuca gıtmekte mahır oldukları vc geçmiijçapkınlıklardan esın- lendıklen sovlenır Klasık çapkınlar: En teh- lıkelı tıplerdır Gunluk yaşa- mazlar ve taş çatlatacak ka- dar sabırlıdırlar K.olay avlar- dan ho!>lanmazlar Yavas, ya- va^ fark edılmekten ho^la- nırlar Gereklı bılgı ve dona- nıma sahıp olmadan hamle yapmazlar Hedef seçtıklen kadınla rın hemen tum ozellıklerını çaktırmadan ögrenırter Yavaş harekct ederler Tadına vara vara, avlanırlar Yalnız, ılgı- sız ve ayncalıklıdırlar Za- manlamaları çok lyıdır Son hareket ıçın en zayıf anı kollarlar hl- lennden kurtulmak oldnaksız gıbıdır Beyoğlu'nda sayıları bır elın parmdğı- nı geçmez Tanındıklan anda hemen mekân ıleğıijtınrler Sokakçı çapkınlar: Istıklal Cadde- sı'nde takılırlar Klasık takıp ve laf at- mayla ı;>e gırii>\rler Ten>lenmek alın yazılandır Hıçbır tarzldn yoktur So- kak argosuna bel bağlamişlardır Geve- zedırler Ydpışkanlık gıbı huylan da vardır Pek rağbet görmczlcr Utangaççapkınlar. Klasıklerden son- rakı ıkıncı tehlıkelı tıplerdır Konui>ur- ken yuzlen kırmızılavr Sozcukler bo- ğazlanna düğumlenır Kadınlar bu tıp- lerı tehlıkelı bulmadıklan ıçm, rahat- çd sokulabıhr Sohbet ılerledıkçe, açı- lırlar ve nıyetlerı ortayaçıkar Ancak o zaman da ış ışten geçmı^tır Son ham- lelen.hızlaatankalplennıavldnnadın- letmektır Vakko yazı \akko, 19% İlkbahar-Vaz kolt'k.sıvonunu onceki akşam Svvissotel'de duzenlenen bir denie>le tanıttı. Birçok >eıii ve vabancı mankcnin katildığı defıle iigivle ı/k-nirkt'n, açılış konu^masını Cem Hakko vaptı. Vakko 1996 ılkbahannda ve vazında. bO'h ve 70'li vıllann ustu dar, altı geniş paçalı pantolonlan. mini elbiseleri ve gunümıi/dn dinami/mini \ansıtan canlı renkleriyle dikkat çekivor. Defileden sonra \erilen koktev Ide ise konuklar Beatles mangı eşliğınde gu/el zaman geçirdi. (Fotoğraflar KEREM Aktuna 'Nüftıs artışı eğitime engel' tstanbul Haber Servisi- Türkıye'nın en temel soru- nunun nufus artıij hızı oldu- ğunu soyleyen Sdğlık Ba- kanı Yddınm Vktuna, "Tür- kivedunvanufusunuençok arrtıran ulkclcrarasında 16. sırada \cr almaktadır. 1994 yıbnda nufus artış htamız vu/jle 1.9 olarak gerçekleş- nvesine karşın nufus yapısı bakımından sugebşnuş top- lumlara benzemekte>iz"dı- ve konuştu Turkıve Aıle Sağlığı ve Planlaması (TAB) Vakfı 11 Mutevelh Toplantısı dun Dı- van Otelı nde yapıldı Va- kıf Başkanı Vehbi Koç'un olumünden sonra yapılan bu ılk toplantı, Vehbı Koç ıçın ^aygı durus>u ve anma tö- renıyle ba!)ladı Toplantının açı^ konuş- masını yapan Ahmet Avdın Bolak. vaktın kurulduğun- dan bu yana birçok yenılı- ğe damgasını vurduğunu ka>dederek "Amacımı/,in- sanca bakıp büvütebttecegV mizçok savıda çocuk sahibi olmak vedogan çocuğun ai- leıçın bırarap kasnagıolma- v ıp sev ınç vtv refah scbebı ol- masınıdilemek-dıye konuş- tu Toplantıvakatılan Aktu- na ıse ülkemızın cn temel sorunlarından bınnın nufus artı> hızı olduğunu v urgula- dı Nufus drtışının hızlı ol- duğu ulkelerde annc vc be- bek olumlennın de tazlaolu- suna dıkkdt çcken Bakan A.ktuna. ^unları söyledı -Hı/lı nufus artışı. egitim olanaJdanndanyararlanma- yıdaazallmaktadır Nufusu hı/lı artan ulkelerdeo/ellik- le ortaogretıme ve ik-rtsine devam edenk'rin oranı duş- mektedir. Butun dunyada oldugu gibi lurkıye'de de egıtim duzevi duşuk kadın- larda doğurganlık huı da vukscktir." \ktuna yeni çıkaracak- lan bır yasayla toplumun her kesımının zamanında, gereklı ve yeterlı sağlık hız- metıne ula^masını sağlama- yı amaçladıklarını vurgula- dı Türkıye'dekı ınsanlann >uzde40'ının hıç sağlık gü- vencesı olmadığma degındı. Tiyatronun sanat ve etik değerleri ile yaşaması savaşımmı veren Ahmet Levendoğlu, umutlu 'Her şeyekarşıntiyatroyaşayacak' ŞCKRAN SONER Turkıye'nın, gunun çok para ve un ge- tıren sanat, daha doğrusu gosten anlayı- şına sırt çevırmış. ozu vc sozu olan oyun- larla tı>atro sanatının kalıte ve etık de- ğerlennden odun vermeden seyırcı kar- >ısına çıkmakta dırenen kaç tıyatrosu, kaç sanatçısi var kı' Parmakla sayılanlardan Bızım Tiyat- ro 6 yıldır ayakta kalmakta, yaşamakta dırenmekle yetınmemış, İstanbul'a bır de yeni tiyatro salonu kazandırma ışıne gınsmıştı Üskudar'da yeni bır tiyatro sa- lonu ıle yeni oyunlannın gosterılerıne gun sa> ıyorlardı kı. uğursuz bır yangın, seyırcının henuz adımını atamadığı salo- nu yakmakla kalmadı, Bızım Tiyatro yıl lar ıçınde edındığı butun aksesuvarlan- nı, araç-gereçlennın tamamını yıtırdı Bu yangın, "Bizim Tiyatro"nun sonu olmadı Gerçek tıyatroya saygısı olan tı- yatro sanatçılan, tıyatroseverler, bu yol- da yürumekte kararlı bır kadroya "Ka- nnca kaderince, yanımzdayız" dedtler Bızım Tiyatro, Dormen Tıyatrosu'nda 5 nısanda ılk gostensıne çıkacak, perde lennı seyırcıye açacak Bu haftakı konuğumuz, Bızım Tıyat ro nun temel dıreklennden. tiyatro sa- natında çok uzun yıllar oyuncu eğıtım- cı, yonetmen ve çevırmen olarak en lyı- ler arasında yennı almış, kımlığınden sanatından hıç odun vermemış, yıldızol- maya strtını çevırmış bır ısım, Ahmet levendoğlu. DevletTıyatro<;u'nunkuru- cularından, ılk teknık muduru olan Ta- nk L.evendoglu'nun oğlu olarak çocuk- luğunun onemlı bolumu tiyatro kulısle- nnde, sahne arkasında, tiyatro ınsanlan arasında. atolvelerde geçen Ahmet Leven- doğlu sahneye kolej yıllarında çıkıyor Kolej sahnesı o donem, bugunun birçok değerlı tiyatro sanatçısına ılk okul ışle- vını yapıyor Levendoğlu, asıl tıyatro eğı- tımını lngılterede Krallık Dramatık Sa- nat Akademısfnde yapıyor Yuksekde- recelı mezunıyetı, Ingıltere'nın onde ge- len kent tıyatrolanndan Northcott The- atre'da oyunculuk ızlıyor Levendoğlu Ankara'da 5, Istanbul'da 2 yıl olmak üzere Devlet Tıyatrosu sanat- Ahmet Levendoğlu.gelecek için iyimser. ÇIM Daha sonrakı vıllarda >onetmen ve mudur yardımcılığı gorevlerı de var 1977"de Royal -\Lddem> de konuk yo- netmen 1971 yılından buyanada sirası ıle Ankara De\ let Konsen. atuvan, tstan- bul Devlet Konservatuvan BılsakTıyat- roOkulu. Istanbul BuvukŞehırTıydtro- lan, Boğazıçı Unıvcrsıtesı ve Istanbul Unıven>ıtesı Devlet konservatusarı nda eğıtmen 22 yıllık tiyatro oğretım uyesı olarak zamanın Gcnclkurmay Başkanı DoğanGüreş'ın oğlu SerdarGiıreş'e hak- sız sınıf geçırmek uzere vapılan bır dızı uygulamaya karşı çıkarak ktanbul Unı- versıtesı Devlet Konservdtuvarı'nddkı oğretım uyelığı gorevınden ıstıfa etmek zorunda kaldı Levendoğlu konservatu\ardanaynldık- tan sonra o\uncu değıl tiyatro sanatçısı yetı^tırmeyı hedefle>cn bır egıtım anla- yiiji ıçın, Akadcmı İstanbul ıçınde, ozel eğıtım kurumunda gorev alıyor Ağıriık, eğitime Levendoğlu tiyatro sanatçılığı ıçınde eğıtımcılığı temel almış. oyuncu ve yo- netmenlığı gcrı plana ıtmış Yaratıcı ti- yatronun en onemlı uzantısı olarak eğı- tım» gormuş Zorluklan yenmede en şans- lıkonumdaoldnkdmutıvatrolannın dev- letın, beledıyenın hukumetlenn tıyatro- su olma gıbı nsklenne ısaretedıyor Ge- lışmış ulkelerde devlet ya da kamu des- teğının. tnatrolann ozgurlüğu, ozerklı- ğıne zarar vermeyecek orgutlenmeler ıçınde gerçekleştınldığını. bızdekının benzenbır devlet tıyatrosu anlayışınmbu- lunmadığmı anlatıyor Ahmet Levendoğlu. bır donemın slo- ganlaşmış. mesajı olan tıyatrosunu değıl, "özü-sozü" olan oyunlarla tiyatro sana- tının etık butun değerlenne saygılı. çağ- da^. teknık gelışmelenne açık tıyatrosu- nu ya!>atmak ıstedıklennt soyluyor Tiyatro oyuncusu. yonetmen, eğıtım- cı, çevırmen yayıncı tiyatronun herala- nında yer almış bır sanatçı olarak "Tiyat- ro nedır"sorusuna.şuyanıttvenyor "Bu dıimada. bu dünyanın bu ülkesinde. bu tarihte >aşamak, insan içın ne anlam ta- şı>or sorusuna karşılık veren bir alan. Çağın. vaşamın tanığı olarak pek çok sa- nat dalının vaptığınu butun sanat dallan ile beslenen bir sanat kolu olarak tiyatro, çok daha buyuk bir yetkinlikle vapıyor" Levendoğlu. tum olumsuzluklar ıçın- de tiyatro sanatının geleceğı ıçın çok lyımser Yaşamı, canlı olarak ınsanlayuz yuze yansıtan bır sanatın, yaşanan olum- buz koşullar ne kadar ağır olursa olsun ge'ışeceğıne.hepvarolacağınaınanıyor • ngıltere 'deli inek' hastalığından T ayağakalktı 4vrupa korkudan tıt- JL nvor, 'Acaba deli inek etinden ye- dflernti,vwne<fiJermi'dıye Bızdesan- kı boyle şeylerden korkarmışız gıbı tartışılıyor, "tngiltere'den et gelmiş mıydugelınenuşmiydr. Deli ıneketı bıze gelse ne olur bızımkıler yese ne olur 9 Bızımkılerehastalık ışlemez,bu bır Bız radyasyondan korkmamış b-r mılletın e\ latlanyız AIDS dıye tıtre- yenler gelsın de bızı gorup utansın Bızımkıler AIDS falan dınlemezler bunu hesaba katıp da gelsınler gor- sunler Onun ıçın bız oyle deli ınek has- talığına falan şerbetlıyız Hele de her gun sayısı artan nefesı keskın ufiıruk- çuler varken, beladan mı korkacağız Korkusuzluğumuz şurdan bellıdır kı, bızde boyle hay\an hastahklan çok- tur. ama bıze vız gelır, tıns gıder Ba- kın bakalım, bızde neler var 9 Deli dana hastalığı... ele şoyle bır etrafınıza bakın Sabahtan akşama kadar bır suru ınsanın gezınıp durduğu- nugorursünuz Vıtnnlennonu, mağa- zalann ıçı, restoranlar, eğlence yerle- n, otel lobılen gırenlerle çıkanlarla doludur \kşam saatlennde, sabah sa- atlennde oğle saatlennde. oğleden once öğleden sonra caddelere bakın Tıklım tıklım ınsanlar Gelenler, ge- çenler, yururken gerı donup yenıden yuruyenler "Acaba bunlarişsizmi" dc- senız oyle bır hallerı yoktur Gıyım kuşam yennde, eldekı sıgarayı ışsız ıçemez "Voksa işe mi gidiyor" dese- MESELA DEDİK ERDAL ATABEK Bizde hastalık çok... H nız hıç uymaz *Eh insandır, ihtiyacı vardır, ahşveriş yapmaktadır" dese- nız bunca dlışverış hangı ıhtıyaç ıçın yapılır 9 Işın hakıkatı şudür kı, bu ın- sanlar 'delidana hastalığVna yakalan- mışlardır Bır yerde durup dınlene- mezler Ordan çıkar buraya gırerler, burdan gırer ordan çıkarlar Gunlen. saatlerı hatta dakıkalan "Şimdi ne yapsam, simdi ne >apsam. şimdi ne al- sam" dıye geçer Bu 'delî dana hasta- hğı' oyle bır ıllettır kı Rabbım kımse- lere vermesın Delı ınek hastahğı bu- nun >anında nezle gıbı kalır Sütçu beygiri hastalığı... u da memleketımızde sıkça go- rulenbırha-stalıktır Buılleteru- tulanlannustunebırsunepelık gelır Ençokgorulenbelırtısrayakta uvumaktır". Sız onların ayakta uyudu- ğunu anlamazsıni7 da "Garibim, ge- ne derin duşuncekre dalmış" dersı- nız Yoksa duşunduğu falan yoktur, ayakta uyumaktadır Hıçbır şey du- şunmedığı gıbı hıçbırşeye de kanşmaz Bır şey sorarsanız mız mız bır sesle ko- nuştuğunu duyarsınız Konuştuğu da hep şıkâyettır Herşeydenşıkâyetçıdır amakılını kıpırdatmaya yanaşmaz İşlerın du- zelmesını ya Allah'tan bekler ya dev- letten Allahlık ışlen Allah'a, devlet- lık ışlen "devtefe havale edıp susar Ne soylerlerse dınler, aklına yatarsa ya- par Yaptığı ışler 'kısmet', >apmadığı ışler'kader'dır "Halindenşikâyetivar mı' dıve sorarsanız "Çok sükür, yu- varianıpgıtmektedir, ama memleketin haline pek uzulmektedır." Neyc uzul- duğunu dc pek anlayamazsınız Za- ten sozu fazla uzatırsanız yorgun du- şer ve ayaktd uyamaya bdşlar Sutçu beygın hastalığının da şıtası buluna- mamıştır, ama Sutçu Imam Unıversı- tesı'nın bu konuda engın çalışmaiar yaptıgınd ılışkın duyumlar almmu>tır Ayı hastalığı... u hdstdhk, ırıkıvım. kıllı tuylu ınsanldrdmusalldtolur Bırgun dyndnın karşisina geçen bu kı-B xı "Yuf ulan. şu halc bak, ben ayıyım galiba" der Bu başlangıçtan sonra hastalık ' a » lıkbelırtileri'donemıne geçer 'Ayılık beürnlen' hemen her yerde avı gıbı dav - rdnmakld kendını gostenr Sonundd bın dayanamaz, "Ayıya bak, ayiya" dıve te^hısı koyar Yavaş yd\a^ kişi de bu hastdlığı benımseve- rekkendınrresmenayı'ılaneder Tra- tıkte bovle bınnı gorursenız şıp dıye dnlayabılırsınız Kıllı tuylu kolunu çıkanp gezdınr. portakal yıyıp kabuğunu yola atar ard- ba durunca kul tablasını caddeye bo- şaltır Boylelennden uzak durmanızda fay- da vardır çunku pek yaklaşırsanız sı- zm de dvı hdstahğına yakalanmanı/ ko- laydır bovle olmasa da d> ı tarafından zarargorebılırsınız Vapurda,otobus- te bu hastaları kolayca anlayabılırsı- nız Otururken yayılır, ayaktd duruyor sa ıtişip kdkışmak ıster Gınp çıkarken dırsek v urmdk, ydnınddkının ayağınd bdsmdk, sonrd dd ters ters bakmak bunldra ozgu davranışlardır 'Çöl ayisı\ otel ayısı gıbı seçkın ör- neklerı lıterature geçmıştır Elbette kı bu hastalığın gerçek ayılarla uzaktan yakından ılgısı yoktur Gerçek ayılar, kdbalık >aparlarsa bunları ayı olduklanndan yapddar, ama bu 'ayılık hastalan' ınsan olma- ya uşendıklerınden boyle olmuşlar- dır Eh. memlekette bunların da sayısı pek az değıldır Şımdı ışımız yok da 'deliinek* has tdlığından mı korkacağız'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle