05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFAv CUMHURİYET 8 ARALIK 1996 PA2AR HABERLERIN DEVAMI istanbul Edırne Çanakkale Kocaelı Izmır Manisa Aydın Denizlı PB PB PB PB B B B B 11 8 11 13 14 14 16 12 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas B Y Y Y PB PB PB PB 12 14 15 15 11 10 10 8 Zonguldak PB 12 Antalya B 20 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıirt Hakkâri Van B B Y Y Y Y K Y 2Ü 19 12 12 12 13 3 8 Yurdunkuzey vedo- ğu kesımlen çok bu- lutlu. Orta ve Doğu Karadenız ıle Doğu ve Guneydoğu Ana- dolu bolgelerı yağış- h.dığeryerler parça- lı ve az bulutlu geçe- cek. Yağışlaryağmur ve sağanak, Doğu Anadolu'nun kuzey ve doğusunda karla kanşık yağmur ve kar şeklınde olacak. Londra Parıs Roma Berlin Amsterdam Madrıd Sofya Bruksel HB PB Y PB PB Y B PB b 5 16 2 3 9 5 4 Budapeşte B -1 Münih PB -1 Şam 17 Pa r çalı bulutiu Sıslı B u l u t l u ^ Çok bulutlu ı Yağmurlu ; Sul'j kar G Ü J V C E L CLNEYTARCAYİREK • Baştarafı 1. Sayfada rat servisleriyle henüz çözülemeyen sorunlara el koyması isteniliyor. Oysa, el koyma kararından sonra: başta hükü- met. hatta parlamento ve kuşku yok, bütünüyle medya Demirel'in karşısına geçecek. Bugün curcuna ve karmaşa. Ama yarın, tepe- den tırnağa devlet buhranı, sistemin iflası! Cumhurbaşkanı, "Makamı -yani devleti- koru- makla meşgulüm" diyor ve "kendi kişiliğine yö- nelik girişimleri" şimdilik bir yana bırakıyor. Demirel'e göre "Hiç makulün ve meşrûnun kar- şısına çıkmamak lazım. Makûl olmayan bir şey olursa, istisnadır". Ancak, daha ileri aşamalara gidildiğinde, Cum- hurbaşkanı'nın değerlendirmesi kamuoyuna şöy- le yansıyacak: "Benım tdaresınde butunduğum devlette, baş- bakan ve cumhurbaşkanı olarak hiçbir illegal 1a- aliyet olmamıştır. Egerbunun aksini iddia eden- ler olursa, bunu delillenyle ortaya koymaya mec- burdurlar Deliller ortaya koyulduğu takdirde şayet illegal faaliyet ortaya çıkarsa, bunu yapanlar sorumlu- dur. Yakalanna yapışırım." Bakınız; nasıl bir kargaşa içindeyiz. Suçsuzla suçlu. şaibesizileşaibeli. hem suçlular hem güç- lüler, eşit değerde ve hepsi birlikte sahnede. Gerçekleri -demokrasidir, siyasettir diye- bal- çıkla örtmeye çahşanlar ise, yaşadığımız curcu- nanın cabası. Sonunda Başbakan Bay Hoca da ayaklandı. Ülkeyi kirli ellerden kurtarma yoluna girdi. Ne ki Hoca'nın yönteminde, daha başlangıçta koca- man bir yanlış adım gözleniyor. "Kirli eller"öen arınabilmemiz için. öncelik ve ivedilikle Şaibe Hanım'ın eteğini. Ozer'in elinı devlet yönetiminden çekmesi gerekiyor. Şaibe- lerden kurtulmadıkça "kirli eller"den nasıl arına- biliriz ki?.. Bay Hoca, şu tarihi görevle karşı karşıya: Siya- seti Bay ve Bayan Şaibe'den kurtarmak! Üstelik Hoca, Şaibe'nin ne denli uzlaşmaz huy- larla "malûl" olduğunu giderek ve de örnekleriy- le anlıyor, saptıyor. Yoksa, polis operasyonundan yapılmadan önce bilgisi olup oimadığını soran Korkut Özal a. ellerini havaya kaldırarak "Ya sa- bır" der miydi? Saygısızlık Şaibe yönetimindeki DYP bakanları. bir başba- kana saygısızlık yapabiliyorlar.. Ve, sonra saygı- sızlıklarını kendi sözleriyle kanıtlıyorlar. Polisteki "Çiller temizliğinin" daha önceden Hoca'ya bildirilmediğini artık herkes kabul ediyor. Meral Hanımefendi, Londra'dan talimat aldığı- nı saklamıyor. Aynı hanımefendi. Başbakan'a "Çiller'den talimat aldığını" söylemekten de çe- kinmiyor. Bayan Şaibe ise "Başbakan'la konuyu konu- şurken isim vermeden ilkeler' üzehnde söyleş- tiğini" beyan eyleyerek, listeyi belki de itiraz e- der diye kaçırdığını fütursuz bir dille açıklıyor. Hoca ise hiçe sayılmayı sineye çekiyor. Ciddi bir devlette olmayacak işlere, Türkiye'de, Şaibe ile kocası Özer sayesinde hemen her gün bir yenisi ekleniyor. Hoca, "Ya sabır" deyip, islam "tevekkülü için- de". Türkçesi, yazgıya boyun eğiyor. ANAP lideri Yılmaz, ola ki başbakanlıkta ön- celikten de vazgeçerek, RP-ANAP ortaklığına ye- şil ışıkyakarken, Hoca kanadından "Mesut'agü- venilmez" gibi akortsuz sesler yükseliyor. Peki ama, yalancılığı dünyaca bilinen, kendi si- yasi ve maddi yararları dışında hiçbir şey düşün- meyen Şaibe Hanım'a RP'liler nasıl güveniyor, son olaylardan sonra hangi dayanaklarla güven- meyi sürdürüyorlar, anlaşılır gibi değil. Başında türlü çeşit soruşturma, üzerine yeni savlar yığılan bir insan; bugün Hoca'yı takmaz- sa. hele bir soruşturma komisyonlarından RP sa- yesinde kurtulsun. Bakın neler yapar, Hocanıza nasıl kan kusturur, göreceksiniz. Fazla umutlanmamak da gerekiyor: Hoca, Şa- ibe'nin siyasal saygısızlık kokan davranışlarına "zamanı gelince" yanıt vereceğini söylüyor. Bu cümle "minareye kılıfaradığını" müjdeliyor. Kılıf belki de hazırlanmıştır. Bunlar ortak partiler değil, yanar döner lamba mübarekler. CEVAP ANAHTARLARI SAYISAL 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9- 10- 11- 12- 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- 21- 22- 23- 24- 25- 26- 27- 28- 29- 30- U C E E B C B B D A C B E A E A D C C A A B A B B D D E D B 31- 32- 33- 34- 35- 36- 37- 38- 39- 40- 41- 42- 43- 44- 45- 46- 47- 48- 49- 50- 51- 52- 53- 54- 55- 56- 57- 58- 59- 60- BOLOI c E D D D D E C A C A D E D A C E C E A B D A B D B C D C A 6 1 - 62- 63- 64- 65- 66- 67- 68- 69- 70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79- ^80- 81- 82- 83- 84- 85- 86- 87- 88- A D A C ~EP E B A 8 E C D A C D E h C D A B C E D D E D E SOZEL 1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9- 10- 11- 12- 13- 14- 15- 16- 17- 18- 19- 20- 21- 22- 23- 24- 25- 26- 27- 28- 29- 30- D B E D E C c E D C C B C B E E A D C ~Â1 B E E D E D E D E D 31- 32- 33- 34- 35- 36- 37- 38- 39- 40- 41- 42- 43- 44- 45- 46- 47- 48- 49- 50- 51- 52- 53- 54- 55- 56- 57- 58- 59- 60- BOLIM c B E E A A B C C D E A B A B A D E C A C B E D B A E A C B 61- 62- 63- 64- 65- 66- 67- 68- 69- 70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79- 80- 81- 82- 83- 84- 85- 86- 87- 88- A A ç c D B A C D E D A B A E E A B A B D E B D D A D B Halk temizük istiyor• Baştarafı 1. Sayfada leri katıldı. Mitinae. Hak-İş'e bash sendikalar. MHP.İDYP \e RP katîl- madı. "Be\az Vürü> iiş \e Miting"e ka- tılan \urttaşlaröğlen saatlerindees- ki balık hali önünde toplanmaya başladı. Saat I2.00"deki yürüyüş. katılımın yüksek olması nedeniyle gecikmeyle saat 13.00'te başladı. Yaklaşık ıki saat süren yürüyüş sı- rasında \ urttaşlar. "Sınırlar kapan- sın, Tansu kaçmasın". "Faşizme karşı omuz omuza". " Hükümet h- tifa". -Tansu Çiller Yüee Divan'a". "Pisliği emekçiler temizleyecek". "Devlet-mafya-aşiret, bu ne biçim rezalet". "Temiz toplum işçilerle ge- lecek". "Hacı-bacı dediler. Türki- \e'\i>ediler". ~\'urvurinlesin,par- İa/nento dinlesin" sloganlan atarak tepkılerini dile getırdiler. Cumhuri>et Alanı'ndaki Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirilen mı- tingde düzenleme komıtesi adına konuşan Egitim-Sen I No'lu Şube Başkanı Bahri Akkan. Susurlukola- vıyla yurttaşların kaderiyle oyna- yan. yüzlerce faili meçhul cinavetin ^orumlusu. kanlı katliamlann ter- tiplevicisi çetelerden binnin niaske- sinin dü^tüğünü belirtti. Çok sıkı gü\enlik önlemlen alınan mitingde konuşan Akkan >unları söyledı: "Susurluk'taki kazade\İetin için- deki suç örgütlerinden birini açığa çıkarmıştır. \ e bu örgiitlerin, einajet. katliam, darbe gibi suçlannın fî- nansmanını kara paradan sağladığı- nı araştırmacı yazarların yazdığı ki- taplann sa> l'alanndan. gazetearşi\- lerinde saklanan köşe \azılanndan çıkararak tiim kamuo> unun gözle- ri öniine sermesini sağladı. Bu ka/a. ülkede hukukun ayaklar altında ol- duğunu, işten atılan işçî. işkence gö- ren genç, evladı katledilen ana. köy- leri \akilan kö\lüler düzenin nıah- kemelerinde adalet bulamavacağım, adaletin bu düzende sadece bir avuç azınlık için \ar olduğunu ortaya çı- kardı. Kaza ola> ı tartışıldıkça ulusal ve uluslararası >eni bo> utlar kazan- makta ve ABD'ye. CIA'ye uzanan köprülerin kurulnıasına neden ol- maktadır. Bu ola\da da bir kez da- ha görüldü ki uluslararası sermave- nin >a> ılımcı. baskıcı özii iktidannı pekiştirmek için her şeyi \aptırabil- mekte. Dün CIA Nikaragua'da San- dinistlerekarşı savaşan kontralan fi- nanse edebilmek için eroin satabil- mekte, bugün Kürt sorununun çö- zümünde aşiret reisinin emrindeki adanılan. solcu gençlerin kanını hâ- lâ üzerinde taştyan eli kanlı faşist ka- tilleri besle>ebilmek için örtülii öde- nekler. uyuşturucu satışı. kumarha- nelerde aklanan kara paralan kul- lanabilmekte. Susurluk. bu dü/enin de>amı için neler \apıldığının çok kiiçiik bir parçasıdır. Bu düzenin de- \amı için ülkemizi bir ka>ıpiar, faili meçhuller ülkesi haline getirdilerr Akkan. Susurluk'taki kazanın toplumsal muhalefet ve geniş halk yığıniarı açısından bir dönüm nok- tası olduğunu söyledi. ÖzgürTük ve Da\anışma Partisi İzmir Cumhurivet Alanı'nı dolduran binlerce kişinin sloganları uyancı\dı: De\let-maf\a-aşiret. bu ne biçim rezalet; Kapılan kapatın Tansu kaçmasın; Hacı-bacı dediler Türkiye'yi yediler. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) (ÖDP). Susurluk kazasının ardın- dan başlattığı "Ya hesap \erecekler yahalksüpütvcek" kampanyası çer- çevesinde. dün akşam Istiklal Cad- desi 'nde mumlu bir yürüyüş düzen- ledi. ÖDP"nin Tünel'deki İstanbul ıl merkezınden v ürüy üşe geçen v akla- şık bın 500 kışilik topluluk. ellerin- dekı meşale ve mumlarla Galatasa- ra> Lısesı'nın önüne kadaryürüdü. Üzerinde -Çatlılar üniversitelerde, can gmenliğimiz nerede". "Işığı ço- ğattalım" ve "Barışistivoruz" yazı- lı pankartlar taşı>an topluluk. sık sık "Karanlıklar aydınlansın, çeteler _\argılansın" şeklınde slogan attı. ODP İstanbul İl Başkanı Mehmet Ata>, Galatasarav Lisesi'nin önün- de bir konuşma yaparak iktidarın tanı bir suç batağı ıcınde olduğunu belirtti. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın kazadan sonra ortava çıkan ~de>1et-maf>a-aşiret*' baglantısının üzerine gidemeyeceğini söyleyen Atay. iktidann birkaç emnıyet mii- dürünü v e memurunu görevden ala- rak suçun üstünü örtmeye çalıştığı- nı savundu. Atay şöyle konuştu: "Soruşturnıanın. iktidardan ba- ğımsız bir komisyon tarafından \ü- rüriilmcsini istivoruz. TBMM\\i >a- sal düzenlemeler >apmava çağırıyo- ruz. Bu komis> onun. faili meçhul ci- nayetleri, gözaltında kayıpları, köv vakmaları ve tüm insan haklan ih- lallerini araştırmasını istivoruz."" Topluluk. daha sonra Cumanesi Anneleri'nin anısına Galatasarav Lisesi'nin önüne ellerindeki mum- lan bırakarak sessizce dağıldı. Eskişehir CHP Eskişehir İl Teşkilatı tara- fından düzenlenen "Haberimi elle- me, temiz toplumu engeUeme" yürü- yüş ve mitingi, CHP Genel Sekre- teri Adnan Keskin v e bazı CHPmil- letvekillerinin de katılımıyla \apil- dı. Kütahva Caddesi'nde başlayan vürüjüşe katılan partililer, çeşitli sloganlar atarak Utasvon Meyda- m'nageldı. Mitingde konuşan CHP Genel Sekreten Kleskin. "de\letin çivileri- nin söküldüğü, pisliklerin ortaya çık- tığı bir dönemde, > önetenlerin, nal- kın temiz toplum bekientisinegözle- rinin kapalı. kulaklannın sağır ol- duğunu" sav undu. "Temiz toplumu. birbirlerinden farkı olmavan sağ partiler gerçek- leştiremez"diven Keskin. şövle ko- nuştu: "Türkiye'nin temiz toplum mücadelesi v apmak için ideolojik sil- kinmeve. yeniden çalışmaya. emeğe sav «ıv a ihtiyacı var. Bütün bunları vapacakolan da lümpen sernıavenin temsilcileri değil... Bunu vapacak olan işçi. nıenıur. t-snaf. vani çalışan kesim olacaktır, çünkü çalışanlann mafya ile ilişkileri voktur." Adana ___^^__ Adana "da HADEP tarafından dü- zenlenen "Temiz Toplum" yürüyü- şü. "katiller kahraman, halk açîık- tan perişan" sloganı altında çok sa- yıda kışınin katılıniı\ la yapıldı. V ü- rüyüş öncesi HADEP il binası önün- de polis çok geniş güvenlik önlem- leri aldı. İl Başkanı Eyüp Kara- geç'ın belirlenen sloganlar dışında slogan atılmaması konusunda yap- tığıuvarıdan sonra yürüyüş başlatıl- dı. Bazı sivasi parti \e sendikalarca da desteklenen yürüyüş. Küçüksa- at'te sonaerdi. HADEP'li kadınlann zılgıt çeke- rek renk kattığı eylem sırasında. "Katledilen binlerce kişi işte bu çe- tenin işi", "Fuhuş. eroin, kumar; bu çeteyi halkboğar", "Temiz Toplum" pankartları taşındı. Kamu sendikaları dün vaptıklan ortak yazılı açıklamada. "Biz kamu emekçileri olarak Susurluk'ta orta- ya çıkan dev letin kirli yüzünü teşhir etnıek. iktidann bu gerçeği kamu- ov unun gündeminden çıkarma ca- balanna karşı kamuov unu uvarmak amacıvla pazar günü (bugün) tüm kamu emekçilerini \e halkımızı si- vah kurdele takmaya davet ediyo- ruz" denıldı. Özgürlük ve Dayanışma Partı- sı'nın (ÖDP) Trakva örgütleri. bu- gün Kapıkule'de "Sınır kapılarını tutun. kaçmasınlar" adı altında bir gösterı gerçekleştirecek. Edirne'nın Havsa Tlçesindekı A\AP ve CHP örgütleri de "Temiz Toplum, Temiz Siyaset" için ortak imza kampama- sı başlattılar. 10 nıilvon imza ANAP'ın. milletvekillerinin do- kunulmazlığının sınırlandırılması. basınayöneîiksaniürgirişımlerinin engelle^me^i amacıyla başlattığı "Temiz Toplum, Temiz Siyaset" kampanyasında toplanan imza sayı- sı 10 milyona ulaştı. ANAP Genel Başkan Yârdımcısı Agâh Oktay Güner, yolsuzluklann üzerinın örtülmemesi. komisyonla- nn TBMM'nin görev süresi dolun- ca kapanmaması ve milletvekilleri- nin dokunulmazlığının kaldınlması için çalışmalanna devam edecekle- rini söyledi. Kampanyanın dün sona ermesi nedeniyle gerçekleştirilen toplantı- da konuşan Agâh Oktav Güner. de- mokrasininbirahlakrejimı olduğu- nu. ancak en büyük şanssızlığın. hü- kümeti ele geçirenlerin iktidar gü- cüyle yasadışı uygulamalara gitme- leri olduğunu kavdetti. \olsuzluk ve rüşvetın zamanaşı- mına uğrayarak gündemden düşme- mesi için TBMM'ye sunduklan ta- sannın yasalaşmasını iktidann en- gellediğini anımsatan Güner. araş- tırma komisyonlarının Meclis'in görev süresinin dolmasıvla kapan- maması ve milletvekili dokunul- mazlığının kaldınlması için de ça- hşmalan olduğunu kavdetti. RP'ye azuıLk önerisi Kurultayda devletin eğitim vükünü omu/lanndan attığı görüşü dile getirildi. (KAAN SAĞANAK) Demokratik Eğithn Kurultayı toplandı ÖSS PUAN HESAPLAMASI (1996 Verilerine göre) Taban Puan Sözel Net Sayısal Nel öss-söz 79.737 0.984 0.292 OSS-SAY OSS-EA 93.132 0.218 1.317 86.435 0.601 0.805 İstanbul Haber Senisi - Demokratik Eğitim Kurul- tayı (DEK). dün İstan- bul'da toplandı. İstanbul Üniversitesi Öğrenci Der- neğı (tÜDERK Marmara Üniversitesi Öğrenci Der- neği (MCDER). Yıldız Teknik Cnıversitesi Ögren- cıDemeği(YTÜ-DER)\e İstanbul Demokratik Lıse- ler Birliği 'nin (İDLB) çağ- nsıyla "eğitimde özelleştir- me". '"eğitinıin demokra- tikleşmesi" ve "ana dilde eğitim" gündemleriy le top- lanan DEK'te devletin özel okullarvevakıfüniversite- leriyle eğitımi parası olan- lar için birayncalık haline getirdiği belirtildi. YÖK'le birlikte eğitimın bilımsellikten uzaklaştırıl- dığı vurgulanan kurultav- da. üniversitelerin idari ve mali yönden özerkliğinin onadan kaldınldığı kayde- dildi. Eğitimde alınan kat- kı payı ve harçlarla "Paran kadar eğitim alabilirsin" düşüncesinin havata geçi- rildiğine dikkat çekilen ku- rultayda. katkı payı vermek istemeyen öğrencılerin okul yetkililerince dövül- düğü ve kayıtlannın silin- diği görüşü sa\unuldu. DEK'te Günevdoğu Anadolu'da 4 bin okulun kapatılıp kışla vapıldığı be- lırtılerek devletin eğitim yükünü IMF. Dünva Ban- kası ve TÜSİAD'ın öneri- leri doğrultusunda omuzla- nndan attığı görüşü dile ge- tirildi. Kuruhaya lise ve üniversitelerin öğrenci der- neklerinın yanı sıra Eğitim- Sen istanbul şubelerı, HA- DEP Gençlik Komisyonu temsilcileri ile çok savıda vabancı üniversiteden öğ- renci ve öğretim üvesi de katıldı. I Baştarafı 1. Sayfada Coşkun'un da RP Grup Baş- kanvekili Temel Karamolla- oğlu ile görüştüğü öğrenildı. Yılmaz. önceki gün yaklaşık 5 saat süren Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısın- dan sonra. aralannda. Kemal •^'azıcıoğlu'nun görevden alındığı gün Başbakan Erba- kan ile görüşen Korkut Özal ve L'lkü Güney, Avni Akyol, Oltan Sunguıiu gıbı partinin deneyimli 10 mılletvekiliyle bir araya geldi. Toplantıda. Yılmaz, bundan sonra izlen- mesi gereken politikalar ko- nusunda milletvekillerinin görüşlerini sordu. Toplantıya katılanlar. Yıl- maz'a. elindeki belge ve bil- gileri artık açıklaması ve ken- disine davette de bulunan. ÖmerLütfiTopal'ın öldürül- mesini soruşturan Sanyer Cumhuriyet Başsavcılığı ile Susurluk'taki kazanın soruş- turmasını yürüten İstanbul Devlet Güvenlik Mahkeme- si'ne vermesi gerektiğını söylediler. Milletvekilleri. olay ın daha fazla sürünceme- de kalması ve >ılmaz'ın da elindeki bilgi ve belgeleri açıklamaktan kaçındığı gö- rüntüsünün doğması duru- munda "oklaruı.\NAP'açe\- rilebileceğini". bundan da partinin zarar görebileceğini dile getirdiler. Partinin dene- yimli politikacıları. İçişleri Bakanı Meral Akşener'in. "Genel Başkanımın talinıa- tıyla Yazıcıoğlu'nu açığa al- dım" demesinin büyük bir aaf oldufiunu ve devlet hive- rarşisinde böy le bir teamül bulunmadığını söylediler. Bu durumun. yönetim gelenek- lerine aykın olarak İçişleri Bakanının Dışişleri Baka- nı'nın talimatıyla emniyette operasyon yaptığı anlamına geldiğini kaydertiler. Hakkın- da hiçbir soruşturma olma- y an bir kamu göreviisinin gö- rev den ahnmasının da huku- ka aykırı olduğunu savnnan milletvekilleri. şeklen huku- ka uygunluğun sağlanması için bakanlığın geçmiş tarih- li bir soruşturma başlatabile- ceğine dikkat çektiler. Kor- kut Özal da Başbakan'la ön- ceki gün yaptığı görüşmede. dev redışı bırakıldığı izlenimi aldığını. Erbakan'la doğru- dan ya da dolaylı olarak ye- niden temas kuracağını bil- dirdı. .\zuihk önerisi Toplantıda. Yılmaz'a olay - ların hükümetin yıkılmasına neden olması durumunda ANAP'ın RP ile hükümet kurmasının "İktidaragelebil- mek için bunları \aprT şek- lindeyorumlanabıleceğı uya- rısı yapıldı. Milletvekilleri. olaylann üzerine sonuna ka- dar gitme ve dokunulmazlı- ğın sınırlandırılması. anaya- saya uyum yasaları. ihale. memurin muhakematı ve se- çim yasalan değişikliği gibi öncelikli yasalann belirli bir takv im içinde çıkanlması ga- rantisi vermesi durumunda RP'ye kuracağı azınlık hükü- metinin destekleneceği gü- vencesi sağlanabileceğini bil- dirdıler. Milletvekilleri. sap- tanacak öncelikli yasalann TBMMde grubu bulunan di- ğer partilerin de yer alacagı bir komisyon inisiyatifinde hazırlanarak Meclıs günde- mine getirilebileceği görüşü- nü dile getırdiler. \dmaz yorum >apmadı Toplantı süresınce önerıle- ri dinleyen. ancak hiçbir yo- rum yapmayan Mesut Yıl- maz'ın. bu konuda nihai ka- ran kurmay lany la birlikte v e- recegı belirtildi. ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı \"ılmaz Karakoyun- lu. REFAH^'OL hükümetının yıkılması durumunda RP ile koalisyon kurup kurmaya- caklanna ilişkin bir soru üze- rine, "Türkiye için ne gereki- yorsa onu yaparız" dedi. ANAP yönetıcılen. Türki- ye'nin hükümetsiz kalmaya- cağını. hükümet boşluğu doğmaması için ellerinden geleni yapacaklannı dile ge- tirdiler. RP Genel Başkan Yârdım- cısı Rıza l'hıcak da dün dü- zenlediğı basın toplantısmda. gazetecilenn. ANAP-'ın RP'ye gönderdiği ılımlı me- sajlar konusundaki soruya. "L'yumlu bir hükümet var- dır. Koalisyon ortaklığı uzun süredir hayal edilen bir uvunıda her gün icraatlannı gerçekleştirmektedir. \eni hükümet senarvolanna ihri- yaçyoktur"diye yanıt verdi. U1 ucak. "Siyasette ne olacağı belli olmaz. Ancak, Meclis aritmetiği alternatifbir hükü- mete uygun değil" görüşünü de sözlerine ekledi. Gok gurultuiu G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada layet numaralamasına da gerek kalmadı. Geldik üçüncü kuşağa. Geçen cumartesi-pazar. Friedrich Ebert Vakfı'nın düzenlediği bir seminer programına konuşmacı ola- rak katılmak üzere Almanya'daydım. Seminere CHP istanbul Milletvekili Ahmet Gür- yüz Ketenci ve Erzincan Milletvekili Mustafa Kul'la birlikte davetliydik. Birinci kuşaktan ikinciye, oradan son kuşağa kadar pek çok Türkle tanıştım. Son kuşak için Almanya hangi vatan? Artık ne acı vatan ne ikınci vatan. Bu kuşak için hem Almanya hem Türkiye bambaşka bir vatan. Önce hangi taraftan? Kanşık. Melek Erzincanh. Baba Kürt. anne Boş- nak. Almanya'da büyümüş. Özlemi Erzincan'a dön- mek. "Almanya... Türkiye... Hangisi birinci vatan". soruma şu karşılığı veriyor: : "Artık rüyaları da Almanca görmeye başladım. A- ma rüyamda anneannemi görürsem Türkçeye dö- nüşüyor..." Alev lisede. Almanca öğretmenı olacak. Sordum: - Nerede öğretmenlik yapacaksın? "Türkiye'de." '• - Kimlere Almanca öğreteceksin? "Almanya 'dan dönen Türklere." - Ama onlar Almanca bilıyordur. "Unutmasınlar diye." Sezgin 30'unda kendi işini kurmuş. Anahtar tes- limi ev yapıyor. Yüz dolusu gülümseyerek sık sık yi- neliyor: "Benim altımda 5-6 Alman şirketi çalışıyor." ismet Bey birinci kuşaktan. Türkiye'ye her geli- şinde polise pasaportu verişınde bıraz canı sıkılır- mış. Polis, "Hop", "Bir dakka hemşerim", "Dur bekle" diye çıkışırmış. İsmet Bey sonunda kararını vermiş; Alman vatan- daşı olacak. Olmuş. Alman nüfus cüzdanını ve pa- saportunu alıp gelmiş Türkıye'ye. Polis nazikleşmiş: "Buyrunuz..." İsmet Bey'in oğlu Ali Almanya'da büyümüş. Ken-: di deyişiyle yıllarca hayatın tadını yaşamış. Disko- tekler barlar, Helga'lar Barbara'lar. Sonunda evlenmeye karar vermiş. Nereden? Ta- bii ki Anadolu'dan. Nazan'ı bulmuşlar. Nazan'ın babası damadı sınamış: ''Rakı içmesinıbiliyormu?" Ali ilk kez ağzına koymuş, bıra gibi içince Nazan uyarmış: "Babam bunu yudum yudum ıçer." Ali'ye evlıl/ği sordum. "Iyi oldu. Bana bir sıkıyönetim lazım." ' 'Ya melekler Almanca sorarsa?' Ikinci gün Duisburg'da Alevı-Bektaşi Kültür Der- neği'nin açılışma katıldık. Çoğunluğu genç yüzler- ce Alevınin katıldığı toplantıda insanların ortak öz-' lemi, Türkiye'den güzel haberler alabilmek. Ayrılır- ken bir genç kolumdan çekti: "Türkiye 'nin aleyhinde olmak istemiyoruz. Lüt- fen iyi giden bir şeyler olsun, onları anlatalım." 1970'lerın Almanyasfnda Türklerin örgütlenme- leri daha çok sınıfsaldı: Işçi demekleri. federasyonları vb. Bugün RP'nın Milli Görüş örgütlenmesi karşısın- da Alevilerın kimliklerini koruma kaygısı önplana çı- kıyor. Kimi yerlerde cami sayısı kilise sayısını geçmiş. Camiler şöyle tanınıyor: Nurcuların, Süleymancıların, MHP'lılerin, Diya- net'in... Almanya'daki son gecemiz Sultan Restoran'day- dı, Tavanlarda kilimli işlemeler, yer sofrasının ma- salaştırılmış biçimleri... Garip bir hüzün havası var- dı. Sanki havaya iki tutam acı biber ekilmiş. Solu- dukça insanın içini acıtıyor. Sofranın vazgeçilmez konuğu saz... ! Almanya'da yaşayan bir Türk sanatçımız, "Buâ türküyu henüz Türkiye'ye göndermedik" deyip sa-' zı eiıne aldı: * "Sevda yoluna çıkabilirim/Kendim kendime ye- • tebilirim/Tutmayın ellerimden/Kendim düştüm kal-' kabilirım." Yazıyı bir önceki Almanya gezimde dinlediğim' birinci kuşaktan 70 yaşındaki biranneannenin kay-* gısıyla noktalayalım. Anneanne ısrarla Türkiye'ye dönmek ıstemiş., Türkiye'ye dönmek, Türkiye'de ölmek istemiş. Ço-; cuklar, "Burada ölürsen biz Türkiye'ye götürürüz"'. demişler. Anneanne. "Olmaz" deyip içindeki kay-; gıyı dile getirmiş: * "Ya burada öldüğümde başıma ilk gelecek\ melekler Almanca sorarsa..." ' Özer Çiller'den açıklama Haber Merkezi - Gazetemizde "'.12.19% tarıhinde yayımlanan "ÇilJer-Çatlı-kumarhane'" başlıklı haberle ılgi olarak Özer Çiller bir açıklama yaptı. Özer Çiller yaptığı yazılı açıklamada. "Çüfer-Çatlı- kumarhane" başlıklı haberin. hem sivasi ahlakın. hem de basın ahlakının nasıl ve hangi y öntemlerle çiğnenebileceğinin ibret verici bir örneğini teşkil ettiğini belirterek şöyle dedi: "Politik kariyerinin sona erdiği korkusuyla, dünyay ı ateşe >ermeye ha/ırlanan bir politikacı. elinde bir cinayet itirafının bulunduğunu söyleyecek; sonra bir türlü ortaya koyamadığı bir itirafın içeriği konusunda her gün yeni bir iddia ortaya atacak; bildiklerini mertçe ve yiğitçe söy leyerek sonuçlannı göğüslemek yerine, imayoluyia insanların şerefve haysiyetlerini rencide edecek: bir gazete de bu hezeyanları van yana getirerek Çiller-Çatlı- kumarhane' başlıklı bir haber yazacak... Bu ülkede Başbakanlık yapmış, halen Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı gibi hassas bir göre>i > ürüten bir de\let adamıııın \e ailesinin, bu tür iftiralara muhatap kılınnıası. dümada yalnızca bize mahsus bir mazoşizm olsa gerekir. Türkiye bir hukuk devletidir. Çiller ailesL yayın organlarmda çıkan bu tür asılsı/ ve iftira niteliğinde uy durma haberleri yayan; benim ve ailemin hukukunu çamur atarak çiğneyenlerden bağımsız yargıda hesap soracakhr."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle