25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA OLAYLAR VE GORUŞLER jaran elde etmış olmaktadırlar Bu noktada. pazarlamadakı "fijafdeğışkenı sıyasal pazarlamada seçmen tardfından kullanılan "ov" olarak ortaya çıkmaktadır Tuketıcı. bır mamulun bedelı olarak fıyat odeyerek satıcı ıle arasındakı tıcarı değışımı gerçekleştınrken, seçmen de partıye oy vererek umulan yarar bazında sosvalsıyasal bır değışımı gerçekleştırmeİctedır Siyasal partılerın. hedef kıtlenın beklentılennı karşılamak amacıyla topluma sunduğu hızmet ve fıkırlerın seçmenler tarafından algılanabılmesı ıçın bu hızmet ve fıkırlenn uygun zaman \e yerlerde seçmenlere sunulması gerekmektedır Buna gore partının ıl ılçesemt vemahalle orgutlen dağıtım kanalı olarak duşunulmelıdır Partılı elemanların bır çeşıt satıcı gıbı seçmenlenn kapılanna kadar gıdıp adavlannı tanıtmalan ve oy ıstemelerı ıle fırma satıcılannın kapı kapı dolaşarak urunlerını pazarlamalarının buyuk olçude ortuştuğu gozden uzak tutulmamalıdır Soz konusu dagıtım kanalı yaklaşımının terk edılmesı ve seçım kampanvalannın sıyasal ıletişimle sınırlı olarak değerlendırılmesi durumunda ıse orgutsel çalışmalar zayıflarken partıseçmen etkıleşımı de erozyona uğravabılecektır Seçımlerde sıyasal partıye hedef kıtle tarafından o> verılmesını sağlamak uzere, seçmenlen bılgılendırmeye, ıkna etme>e yonelık sıstemfı ıletışım etkınlıklerı ıse tanıtım başlığı altında toplanabılır Belırlı bır tanıtım stratejiM dahılınde seçmene sunulan mesajlann. sımgelerın. hedef kıtlenın sosyokulturel yapısına uygun olarak hazırlanarak. yıne bu kıtlenın çozumleyebıleceğı nıtelıkte olması gerekır Bır başka ıfadeyle. seçmen topluluklarına mesajlar ıletılırken, mesajın ıçenğınde seçmen kıtlesının sosyal ve kulturel değerlerınden kaynaklanan ozgun ızlekler (temalar) var olmalıdır Çunku kampanya mesajlannda kendı sosvokulturel değerlennden semboller bulan seçmenın ıletıyı kabullenmeolasılığı daha fazla olacaktır Kampanva başarısı açısından onemlı bır başka nokta da seçım kampanyalarında havali ufuklar yenne daha gerçekçi program ve mesajlann kullanılması gereklılığıdır Sıvasal kampanyalar yoluyla seçmen uzerınde oluşan bılışsel duygusal vedavranışsaletkılenmenın tek yonlu ve otokratık bır propaganda eylemıne donuşmemesı kampanvalann sıyasal pazarlamanınkavnağını vemeşruİuğunu seçmenden alma ılkesıyle hazırlanması sonucunda sağlanabılır 24AralıkGenel Seçımlensuresıncede seçmen. ozellıkle 21 Ekım 1991 Genel Seçımlerı'nde yaşadığı yuksek beklentıler yaratma eksenıne kurulu kampanya vaatlerının toplumsal yaşamın hemen hemen heralanında hayal kınklığına donuşen akıbetı uzenne daha cıddı ve sorumlu programlann beklentısı ıçerısıne gırmıştır Bu bakımdan, seçım kampanyalanndasıyası mesajlann seçmenıaslayanıltmamasi gerektığı unutulmamah tersı bırdurumdaıseyaşadığımıztoplumun geleceğının tehdıt altında kalacağı bılınmelıdır CUMHURİYET 30 OCAK 1996 SALI Siyasal Partiler ve Seçim Kampanyalan Araş. Gör. SERDAR PİRTİM Marmam Unı 11B F Işl Bl letı^ım toplumu olarak da adlandırılan gunumuz toplumlarında sıyasal hayata eşıt koşullarda katılma hakkına sahıp bıre> ler toplumsal polıtıkaların oluşumunda etkın olmavı çağdaş olmanın bır gereğı olarak algıİamaktadırlar Bu bağlamda sıvasal partiler hedet kıtieJerıne aldıklan seçmen gruplannınsıyasal sos>al ekonomık psıkolojıkgereksinımlenne ısteklenne beklentılenne kulak vermekte onlann ozlemlerı doğrultusunda hazırladıkları programlanni sıyasal pazarlama e\ lemlen butunu ıçınde iletışım araç \e teknıkJennı kullanarak bu kıtleye sunmaya ozen gostermektedırler Sıvasal pazdrlama. orgut ve seçmen yapısından \edolayısı ılepartı programlannın varatılması surecınden kampanya eksenlennm oiuşumundan fıkırlerın partı orgutu aracılıgı ıle hedef seçnıen kıtlesıne dagıtımından \e sonuçta tum bunları n partıve "o\ "olarak gen donmesınden soyutlanan, eş deyışle pazarlama karmasının dışlandığı saît bır ıletışım olgusu değıldır Bugun kımı sıyasal partı yonetıcilennın sı>asal pazarlamayı stratejık yaklaşımlardan uzak, gorsel oğelerın \e medvatık yaratıcılığın kıskacında manıpulatıt bıroğeolarakalgılamalan ve bu yolla ov kazanılabılecğını duşunmelen. katıhmcı demokrasi konusunda da soz konusu vonetıcılenn ne olçude samımı olduklannın açık bır go^ergesı ol I • maktadır Sıvasal pazarlamada da modern pazarlama ılkelen uygulanmalı seçmenın eğılım. tutum ve beklentılen belırlenmelıdır Daha sonra elde edılecek bulgulara gore oluşturulan sıyasal pazarlama karması partının hedef kitle olarak seçtığı seçmen kıtlesının genelde siyasal davranışını. ozeldeıseoy vermedavranışınıetkılemeyeyonelık olarak yurutulmelıdır Siyasal pazarlama karması da tıcarı pazarlama karması gıbı don bıleşenden oluşmaktadır Bunlar mamul fıyat dağıtımvetanıtım deöışkenlendır Bır başka anlatımla. tuketıcılere sunulan ve onların gereksırıım ve ısteklennı karşılayacak olan mamulun pazarlanmasına ılışkın ızlenen genel pazarlama ılkelerı ıle sıvasal partılenn ızledıklen pazarlama ılkelerı temel yaklaşımlar ıtıbarıyla benzeşmektedır Bu bağlamda, 21 yuzyıla doğru yaklaşırken modernleşmenın getırdığı >enı boyutlarla seçmen açısından ıdeolojık o> verme eğılımının gıderek onemını yıtırdığı. sıyasete araçsal olarak yaklaşma \e partılen bırer hızmet kurulusu olarak algılama eğılımının ıse gun geçtıkçe arttığı soylenebılır Sıyasal pazarlama karmasında mamul değışkenı, ada>, fikir ve parti programı olmak uzere uç ana noktada toplanabılır Seçmenler ınandıklan aday ya da partı programına oy vermek suraîıyle karşıiıgında partıden bekledıklen hızmet ya da Sonuç 24 Aralık Genel Seçımlerı ıle bırlıkte yaşanan kampanva ortamı. soz konusu duşuncelerın ışığında değerlendırıldığı takdırde ılk goze çarpan nokta. ozellıkle merkez sağ başta olmak uzere merkez soldada kampanvalann, lıden temel alan mesaılarla vurutulmuş olmasıdır Kampanvalann, lıderı temel alan mesajlarla vurutulmuş olmasıdır Kampanvalann lıder eksenıne kurulu olarak vurutulmesı. partı fıkırveprogramlarını ve bunlar aracılığıyla gerçekleştırılecek olan hızmetlen gen plana ıtmı>, ortamın daha çok lıderler arasındakı küjisel çekı^melere da>alı duvgusal bır platforma donuşmesıne neden olmuştur Sosyalsıyasal bırdeğışımı gerçekleştırmeyeçalı^an siyasal partıve seçmenın fıkır program proje bazında, yanı ulkeye gerçek hızmet olçusunde sandıkta buluşabılmelen ıçın her ıkı tarafın da kendılennı demokratık platformda daha açık ıfade etmelerının gereklılıgı ortaya çıkmıştır Bu durumda da en onemlı gorev siyasal partıye duşmekte ve kendı partı!>ını seçmen nezdmde obur partılenn konumundan ayıran sıvasal konumunu somut bır bıçımde bılımsel değerlerle v urgulaması zorunluluğu gundeme gelmektedır ARADABÎR BEKİR OZGEN TARTIŞMA Eğitimimiz Nereye Koşuyor? Cumhurıyetın ılanının hemen ardından, Atatürk ve arkadaşları 'eğıtım andı 'nı (Maarıf Mısakı) yayımladılar Bu genelgede, cumhurıyet eğıtımının beş ana ılkesını ulusçuluk, halkçılık, devrımcılık, laıklık ve cumhurıyetçılık oluşturmaktaydı Ulusal eğ/tımın yontemının ıse edımlıuygulamalı, karma demokratık ve ışlevsel olacağı saptanmıştı Bu çevrımde hedef belırlemesı de yapılmıştı "Çağdaş uygarlığı yakalamak " Yenı eğrtımın eksenı, bılımdı Yaşamda en gerçek yol gosterıcı olan bılım fcğıtım andının yaşama geçınlebılmesı ıçın Osmanlı nın bın Batı yı, otekı Doğu yu oykunen (taklıt eden) bır başkası da saray çevresını aşamayan uç başlı eğıtımıne son vermek gerekmekteydı Başka bır deyışle medreseenderunyabancı okullar uçgenının kenarlannı açıp tek bır çağdaş eğıtım doğrusu yaratmak kaçınılmazolmuştu Bu bağlamda gereklı olan somut adım atıldı ve oğretımı bırleştırme (Tevhıdı Tednsat) yasası çıkarıldı Tarıh 3Mart1924 Cumhurıyet eğıtımının ulusal olması ıçın, mektepler, yerım çağcıl okullara bıraktı Halkçı olması ıçın de halkevlen, halk ve koy enstıtulen gıbı yenı eğıtım kuaımları açıldı Ancak bu yeterlı değıldı Eğıtımın devrımcı, laık ve cumhurıyetçı olması da ıstenıyordu Bunun ıçın eğıtım programları değıştırıldı Yenı ızlencelere egemenlığı kayıtsızkoşulsuz halka veren ve devınımlı (dınamık) bır toplum yaratmayı ongoren oğretım yaşantıları kondu Yaşamı kalkınma, teknolojı, bılım felsefe ve sanatla ozdeşleştıren oğretıler, okul kıtaplarına geçırıldı Kuramsal ahlak anlayışı yenne, kılgın bır etık kavramına yer venldı Boylelıkle cumhurıyet kuşağı eğıtım aracıyla kulluktan, yurrtaşlığa ummetçılıkten ulusalcılığa geçmeye başladı Ta kı, 1938'e, Ata'nın aramızdan ayrılmasına dek Ardından çok partılı yaşama geçıldı Çoğulcu demokrasıye gıden yola kapılar aralandı sozde Artık eğıtımımızın çağdaşlığa açılan bır kulvarda koşması ıçın buyuk engeller aşılmış gorunuyordu Ne var kı, Ataturk un Turkıye cumhunyetı eğıtımıne kattığı çağdaş eğıtım dmamıklenne, yenı ve yapıcı değışkenlenn katılamadığı gozlendı Öahası, o gune değın yaşama geçınlebılen kımı eğıtsel ılkelenn de adım adım yok edıldığı gozlendı Ve 21 yuzyıla dort kala Ataturkçu eğıtım adına * Ulusal ust kımlık yenne, etnık alt kımlıkler beslenmeye başlandı * Çoğulculuk yenne tekılcılık, sevecenlık yerıne duşmanlık, katılımcılık yenne teba boyun eğmecılığı one çıkarıldı * Laıklık yerıne koktendıncılık, ulusal egemenlık yenne Tanrısal egemenlık yeğlemjen ve soylemlerı gundeme getırıldı * Değışımcı ve devrımcı devınımlerın onune ayıplar, engeller kondu Yerıne kalıpçı, şabloncu tutucu seçenekler sokuldu * Ulusaldan evrensele, yurtta banştan dunyada banşa uzanan ogretılere son venldı Ve Turkıye de, temel eğıtımden unıversıte sonrasına uzanan anlamsız bır eğıtımoğretım yarışı başlatıldı Seçkıncı okullarda yer kapabılmek ıçın, yenı değışkenler ortaya kondu Bugun bu belırleyıcıler yakından ırdelendığınde karşımıza şu çarpıcı gerçekler çıkmaktadır a) Beğenı bulan eğıtımoğretım. paraya, varlığa endekslenmıştır Yokyoksula gecekonduyakoye, kapatılmıştır b) Oğretım dılı olarak guzel Turkçemız askıya alınmış, yabancı dılle eğıtım moda bıçımıne donuşturulmuştur c) Verılen eğıtımın bıçımı, dalları ve aşamaları, ulkemızın gereksınımlenne koşut olmaktan çıkarılmıştır Imamhatıp lıselerının sayılarında astronomık artışlar baş gostermıştır ç) Bu dızge (sıstem) ıçınde eğıtılebılen çoğu ustun yetenektekı değerlerımız 'beyın goçu' olarak egemen ulkelere kaçmakta ya da goçmektedır Ote yandan, oğrencı çoğunluğunun bulunduğu okullanmızda ıse 'Ataturk mkılapları ıle zorunlu dın derslerı yan yana konarak ulusal eğıtımımıze ıkı ılen, bır gen mehter adımlarıyla yurume komutu venlmıştır Sonuç olarak, Ataturkçu eğıtımın renklerı solmaya, BatıDoğu kırması yoz bır eğıtımın motıflen belırgınleşmeye yuz tutmuştur Ozellıkle 1950 sonrasında, hıçbır siyasal erk, 'Bız Ataturkçu değılız dememıştır Ama onun ortaya koyduğu ulusal eğıtım andındakı beş okun tumu kırılırken hıçbır sorumlunun sesı çıkmamıştır Işte bu nedenledır kı, ozde Ataturkçuler tum siyasal partılerle bağlarını gevşetıp kopanrken kımı sıvıl toplum orgutlerınde toplanmaya başlamışlardır Bugun, sıradan bır ortaoğretım kurumumuza bakalım Örneğın bır ımamhatıp lısesıne, bır Anadolu lısesıne, bır vakıf kolejıne, bır Ozel Turk Kolejı'ne Ya da daha ılerı eğıtım aşamalarına tırmanıp en seçkın unıversıtelerımızden bırını ele alalım Sozgelımı Boğazıçı, ODTU, Bılkent ya da bır başkası Soyler mısınız dostlar bunların hangısınde ulusal, halkçı devrımcı, laık ve / ya da cumhunyetçı bır eğıtım verılmektedır^ Yanıtlar mısınız, 'Bız Ataturkçuyuzi' dıyen yonetıcılerımız eğıt'mımız nereye koşmaktadır^1 N. Altunya'ya Yanıt E GlTlMJŞın eskı Genel Ba>kanı Sayın Nivazi .4Jtunva'nın eğıtım ve oğretmen örgutçüluğune ılışkın anı \e goruşlerını başlıklı vazı dızısınm "TOSten TOBDERV başlıklı 4 bölumunde (Cumhurıyet, 29 Kasım 1995) EGİTDER ın ılk Genel Kurul'u ve bu kurulca seçılen Yoneiım Kurulu eleştırıldı Savın Işık Kansu tarafından hazırlanan dızının bu bolumundekı soz konusu eleştırı avnen şo>le "EGİTDERin4Şubat I989'da toplanan ilk Olağan Genei Kurulu'nda anlavış olarak 11 Evlul 1980'egeri donuldö. EĞİTDER Vönetım Kurulu. çok kısa sure sonra 5/4 olarak ikiye fcölündu.Sa>ın Altunya bu sozlenyle ne demek ıstıyordu'' Bunu kestırebılmek ıçın aynı bolümun bır başka yerınden aktanlan şu sözlere dönulmesı gerekmektedır "1974*e değin gerçek sendikal bır anlavışla gorev v^pan TOBDER, 1975 vazında toplanan genel kuruldan sonra 'devnmcı' bir çizgive voneldi. ...Orgul, bu donemde gerive sa\dı... l nıutlar bep devrim sonrasına ertelendi. ...1978 vıiında toplanan TOBDER Genei Kurulu'nda, kavga ve gurultti içinde oluşturulan ıçeren "Oğretmen Orgütçusunun Guncesi'" »onttinıı tartışmalı oldıı, orgut parçalanma noktasına suruklendı. ...12 tvlııl gelmeden once TÖBDER işle^inden uzaklaştınldı." Savın Altunva nın TÖBDER ın otekı genel başkanlarınm >anı sıra rahmetlı Cemil Çakır"ı ve Sayın Gultekin Gazioğlu'nu yazısında nıçın anılmaya değerbulmddığını da açıklayan bu sozlerı EGlTDER'ın I Olağan Genel Kurulu'nj nıçın bovle bır eleştın getırdıgını anlamava yetıyor Besbellı kı Sayın Altunya bu genel kurulu, EĞİTDER vonetımıne TOBDER dekı gruplann bıleşımını Mmgeleyen bır kurulu gelırmesinden dolayı eleştırdı ve bunun TOBDER'ı "parçalanma noktasına sunıkleven", "devrimcı koalisvon", l *anlayış"ının tölTDER'e a>nen (aşınmasi drrUmına geldığını sov lemek ıstedı Bu savını doörulamak ıçın de EĞİTDER Yonetim Kurulu, çok kısa sure sonra 5/4 olarak ıkive bolündu" 'devrımcı koalısyon dedı Ojsakı bu sozler gerçeğı yansıtmıvor Şöyle kı 31 Ağustos l990"dakı2 Olağan Genel Kurulu">la I yıl 7 av suren olağan suresını tamamlavan EĞİTDER Yönetım Kurulu "çok kısa sure sonra" değıl goreve bd^lamasından I vıl4a> sonra. vada2 Olağan Genel Kurul a 3 av kala bu satırların vazarının 24 Mavıs I990ya4ekdrşı5oyla Genel Baskanlıktan duşurulmesiyle ıkı>e bolundu Ikıncısı. EGITDER'ın kuruluş donemı vonetımı de eskı genel baijkanlar ve onlann yanı Mra belırlenen 3 kısjyle varlıkları surup gelen TÖBDER ıçı grupljn sımgelemevı gozeten bır anlavışla olu^turulmuştu ve Savın Altunva ovonetıme bugun oldugu gıbı o zaman da ıtıraz etmemıijtı Lstelık bu da varken Mvasal >aşamda ancak şımdılcrde tanık olunabılen sol bırlık çabalarının bundan 67 vıl once ılk kezEGlTDERde gerçekleşmiş olmasını hala yadırgıyor olmak >adırganması gereken bır davranıs. deöıl mıdır' OvleyseEGİTlVIİŞ ın kuruluşundan 4 gun onceye rastlayan bu bolunmenın nedenını. yonetımın TOBDER'dekı gruplann bıleşimınden ofuşmasına baglamayaçalışmak. Savın Altunya açısından bır çelıijkıdırde EGlTDER'ın "sendikal haklar savaşımcısr kımlığını kazaniıji bü>uk olçude avnı vonetım donemındedır Sa>ın \ltun>a ve otekı bu kımlığın kazanılması surecımn sonunda kurmuşlardır Dahası. eğıtım ışkolundan sonra kamunun ötekı ışkollannda da sendıka gınşımlennın ba^lamdsı, dınamık varlıkları ve ozgurleşme ev lemlen> le bugun kamuovunun ılgı oddgına verle^mış bulunan kamu emekçılen sendıkalarınm varoluşu. arkadaşlarımız E G İ T İ M İ Ş ' I EĞlTDER'ın sendikal haklar savaşımının sonucudur Kısacası EGİTDER. ozellıkle bu vonetım donemınde TODMF nın TÖS'un İLKSEVın TOBDER ın ürunu olduğunu kanıtldmakla kalmamış onlan ve kendını uretmeyı de bdşarmıştır Bu başarıda hıç kuşkusuz Sayın Altunya nın ve bu konuda vaktıvle onun gıbı düşünduklerını bıldığımız kımı arkadaşımızın her seve karşın katkılan vjrdır O nedenle Savın Altunya va da hâla varsa onun gıbı duşünunlerın kendılerıne de haksızlık ettıklen sanırım sovlenebılır Ovleysevaşam EĞİTDER ı TOBDERyekı gruplardan, TOBDER ın başına gelenlenn faturasını butunuyle onlara çıkanrcasına sakınmayı degıl parlamentoy u ve sıyasnl partılerı bıle sılıp supuren 12 Eylul gerıcı asken darbesının sıllesını yedıkten sonra. bırlık ve bütunluğun, dınamızmın dönuşturucu etkınlığın sımgesı olabılecek bır EĞİTDER ıçın Savın Altunya'nın vazı>.mda aldycı bır dılle altı çızılerek "devrimci koalisvon" dıye nıtelenen turden bır yonetımden yana olmayı doğrulamıştır Ö donemın EĞİTDER yonetımınde gerılımlı ugraklardan hıç geçılmemış mıdır' Kuşkusuz kı geçılmıştır Ama onlan tumuyle TOBDER"dekı çekışmelerın uzantısı gıbı gostermeye çalışmak, kımı kışısel yanlışlardan ve uyumsuzluklardan büsbutun soyutlamak. hele genellemek ya da donemın tamamma yayarak surecı bundan ıbaretmış gıbı gostermeye çalışmak, sozcuğun tam anlamıyla haksızlıktır Sayın Altunya. yazı dızısının aynı bolümünde. yıne herhangı bır kanıt gosterme gereğı duymaksızın veyıne ındırgemec: bırtutumla, bır de TOS'un ıç muhalefetını suçlamı^tır Şovle demı^tır "Kendi iç muhakfeb TOS'u surekli lutuculukla ve 'pasıfikle suçladı. Bu haksızlıkh." \e eklemıştır "Eğer iktidar/işveren kulak versevdi \e iç muhalifler insaflı olsavdı TOS daha başaniı bu denevım bırakacaktı.." "İşveren hak versevdi" v e "Hak veriİmei ahnır" "lş*eren kulak verse>di" anlamına da gelebılecek olan ozdeyışmı çağrıştıran sozunun altında yatan sendikal anlayış bır yana. bugun daha sağlıklı bır değerlendırme olanağına sahıpken TÖS olayına 30 yıl oncesının onyargılanyla bakmak onun ıç muhalefetını dış muhalefetle bırlıkte. kostekmış gıbı gosturmeye çalışmak Dr Nıyazı Altunya'ya yakışmış mıdır' Prof Dr Aysel Ekşi'nın "Dın Devletlen"(Um\X Yayıncılık) adlı kıtabını herkes okumalı ve okutmalı Zaten bu amaçla kıtap herkesın okuyup anlayacağı bır duzeyde yazılmış, Sayın Ekşı 'sunuş'ta dıyor kı "Önce şunu soylemek ısterım, ben dıne ve dınsel ınançlara saygılıyım Ama dındar ınsanla dıncıyı kesınlıkle bırbırınden ayrı goruyor ve son yıllarda "dıncılerın' elınde dının çarpıtılmasına kayıtsız kalamıyorum " 21'ıncı yuzyıla 4 yıl kaldı, ama yeryuzunde dınsel alanda buyuk bır çatışma yaşanıyor Bu çatışma, çok boyutludur Islam hem kendı ıçınde 'Aydınlanmacılar' ve 'Şerıatçılar' hesaplaşmasını surduruyor, hem de Musluman ulkeler arasındakı çelışkılenn yarattığı sorunlar gundemde sıcaklaşıyor Bunun ıçın Turkıye'de yoğunlaşan çatışmayı yalnız bıze ozgu bır sorun olarak gormek yanılgıdır 'Şerıatçı' ıle 'Aydınlanmacı' arasında Osmanlı'da başlayan kavga zarnan ıçınde suregelerek cumhurıyet donemıne yansımıştır, uzam ıçınde butun Islam coğrafyası bu ıkılemın kapsamındadır Konuyu budayarak 1923 Devrımı'nın laıklık boyutuna ındırgemek ve yalnız Atatürk'e bağlamak, dar goruşlu bır yaklaşımın sığlığına duşmek olur • Prof Dr Aysel Ekşı yazıyor "Dıncıler Turkıye 'de bır dın devletı kurulmasını ıstedıklennı kendılerı soyluyorlar Bır Islam devletınde dın ıle devlet arasında hıçbır ayrım olmadığını, yanı dınle devletın aynı şey olduğunu soyluyorlar Buna gore 'Bır Islam ulkesınde aradan 1400 yıl geçmış de olsa, bugun Islamıyet hem bır devlet duzenı olmalı hem de gunluk yaşamımızı ıdare etmelıdır' dıyorlar" Pekı, dıyelım kı Turkıye laıklıkten vazgeçtı, Suudı Arabıstan, Sudan ya da iran durumurıa duştu, şerıatçının kavgası duracak mO Durmaz Çunku islam coğrafyasının hıçbır yoresınde durmuyor, Prof Aysel Ekşı, basından alıntılarla ve kaynak gostererek dıncılenn etkınlıklenne sayfalar boyu omekler verıyor Mısır "Mısır'ın guney bolgelerınde dıncı oğretmenler altı yaşından kuçuk kızların yuzlerıne peçe takmalan ıçın ısrar edıyorlar" Suudı Arabıstan "Akşam ezanı okunurken butun dukkânlardakı muştenlerın dukkânı boşaltması kanun gereğıdır Buyuk mağazalan boşaltmak zaman alacağı ıçın, saataltıdan ıtıbaren dın polıslerı boşaltma ışlemıne başlar ve metal guvenlık kapılannı da kapatırlar " Somalı "Somalı 'de şerıat hukumlen geçen yıldan ben uygulanmaya başladı Suçun turune gore taşlayarak oldurme, kırbaçlama, el ve ayak kesme cezaları verılıyor" Bangladeş "Şerıatyasalarına gore bırkadına mırasta erkekten daha az pay verılmesı ongoruluyor " Kuveyt "Kuveyt 'te peçelı kadınların otomobıl kullanmalan yasaklandı içışlerı Bakanlığı peçelı kadınlann araç surerken sağlanm sollarını lyı goremedıklerını ve kazalara neden olduklannı ılerı surdu " Dıncılenn etkın olduklan butun ulkelerde şerıatçı dur durak bılmıyor, "daha çok şerıat" ıstıyor, beyazın beyazı oldugu gıbı sıyahın da sıyahı var Alacakaranlık rnt ıstersın, zıfırı karanlık mı? • Şerıatçıların baş duşmanı Ataturk 1 Ne var kı Ataturk yıkıldığı gun, şerıatçı durmayacak, daha çok karanlık ısteyecek Bu kuyunun dıbı yok' Anadolu'da kapı komşu olanlar arasında bıle islamcıların yarattıklan siyasal çekışme tartışılıyor Prof Aysel Ekşi'nın kıtabı bu bakımdan da yararlı Her Musluman bu kıtabı karşısındakıne gosterıp sormalı Kardeşım, ışte Suudı Arabıstan, ışte Somalı, ışte İran, ışte Kuveyt1 Sen Turkıye'nın bu ulkeler gıbı olmasını mı ıstıyorsun? PENCERE Din DevletleriL FeyzuIIah Ertıığrul (*)Bkz Fevzullah Ertuğrul, EĞİTDER ve Kamu Emekı,ılen Sendıkalan Mulkıvelıler Bırlıgı Dergısı Şbat 1995 Sayı 176 s 53 Şoför İdris'le dört yıl ^ drisErdinc'ı. "TT"Turkıye solunun bır H emektannı kısa bır H sure önce toprağa H verdık Idns ıle sol .J^L.tanhın. ışçı sınıfı mucadelesı tanhının neredeyse butunünde vennı almi!} bırtanıkhktan voksun kaldık Şofbr Idris bırcanlı tanıktı Öyle sozcuğün duz anlamıvla değıl Capcanlı ellı yıl altmış vıl oncesinın hevecanını sıze hıssettıren. muhatapları sankı karşınızda duruvormuşçasına MZI kızdıran. coşturan bır tanık Kendı adıma uzuntum valnızca Idrıs'ı bır volda^ı kavbetmekte degıl. bu ınanç dofu ınsanı vaşamının valnızca son dort vıiında vakından tanımış olmanın eksıklığını. artık onun olmadığı gunlerde daha fazla hıssedıvoruz Idrıs ı 1993 ba^larında kuruljş çalışmalannı yururtuğümuz Sosvalıst Turkıve Partısı nın program taslağı konulu tenıaslar sırasında kışısel olarak tanıma fırsatını buldum Yanında. başka "eski tüfeklerle" toplantılanmıza geldı Bır gozlemcı olarak benım ılk dıkkatımı çeken. o kuşağı kendınden genç tum ku>aklardan ayırt eden toplantı pertormansları olmuştur Idns ın tartışmasız en kararlı ızlevıcısı olduğu buozellıklerı toplantıva yonetıcı taratından ara verılmedıgı surece hıçbır mazeretle yennden kalkmamak düzenı bozmamaktj 80vaşcıvan ınsanların. saatler bov u bır dızı konuşmacıv ı buv uk bır dıkkatle bırıncı sıradan ızlemelen abartılı bır disıplın gosterısı olarak vorumlanabılır Ama benım gıbı o toplantılarda çoğunlukla ya yönetmek va da konuşma yapmak durumunda olan bın ıçın boyle ızleyıcılenn değen buyuktu Hele daha gençlenn sık sik sıgara susama acıkma ıhtıyaçlarına va da valnızca oturmaktan sıkılmaya teslım olduklan goz onune alınırsa Idns o gunlerde oturdu. dınledı Başıy la onay ladı Sonra geldı kolumuzu sıktı. boynumuza sarıldı Aramıza gırdı kursunun karşısındakı suskun ızlevıcı kımlığını kaldınp attı Ve bızlen partı lokallennde toplantılarda bır anı bombardımanına tuttu Yanına gömulduğü Emirte. Topal Hasan, Şefik Husnu, Mihri BellL, Zehra Kosova. Kocaelı ıl sekreterlıgı gunlen kaçaklık donemlen Kırk yıl once orgütledığı bır işçının anısıyla coştu. otuz yıl önce ışkencede "çözulen"bır eskı yoldaşına hıddetlendı Bızım ıçın tanhsel süreklılık denen şeym. geçmışten gelen koklenn canlı temsılcısıydı SINAN SUNER 1958 1980 NURANUZUN CANAN SUNER , BAŞAK COKAY MIS gibi TEMIZLIK için Holding, banka, hastane, fabrika ve işyeri... temizliğinde, temiz hizmet, bizim işimiz. Aydemir GüJer SIP Genel Başkanı NASIL SEVERSINİZ^ ^Oereotu Şımdı sofralarda yenı bır zeytın var Eze Sağlıklı modern ambalajlarında Eze yenı lezzet alışkanlığınız Ister lımonla ıster kekıkle Naneyle pul bıbcrle fesleğenle dereotuyla Bunlar sadece bırkaç onerı Emınız sızın de zevtınle yaratacağınız lezzetler vardır MIS Tei (0 212)52710 77 527 47 25 512 38 30 Fax (0 212)513 53 97 MtsSa* TemizJık Sanayıı ve Tic Ltd. Ştı DosvaNo 1995 593 Ordu 111 merkez Kapalı Mahallesi hane 20'de nufusa kayıtlı bulunan Melek Kabadaş tarafından davalı Kerım Kabaddş aleyhıne mahkememızde açılan davada Ordu merkez Sarav Lokantası (Kâzım KarabekırCad Fiskobırlık vanıOrdu) adresınde ıkamet eden Kerım Kabadaş ın tum araştırmalara rağmen adre>ı bulunamadıgından davalının 14 2 1996gunu ^aat 09 OOdakı duruşmada bızzat hazır bulunması veya bır vekıl gondermesı. duruşmay a gelmedığı takdırde dâv ay a y okluğunda devartı edıleceaı ve karar verıleceöı ılan olunur Basın 681 34 ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EZE Eı> ZayttncllÖı Gıda San v . Tlc A ş blr Eşr.foOlu Şlrk.tler Grubu »uruluşudur 3e Cad No 151 BUPSA Te (0 2!i) 1M 00 00 z*k% IC 22i 234 İNŞAAT MÜHENDİSİ ELEKTRO 2000 K San Kooperatıfı Hadımkoy projesı ıçın asgarı 3 yıl deneyımlı Tel: 0212. 252 28 81 251 86 62 Romanlarınız ye ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle