Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Türk evindeki
yangın
• BAD-KREUZNACH
(İIMPRESS)-Bad-
Kreuznach Salınen
Caddesi'nde Türk ve
Almanlann oturduğu bir
binada çıkan yangın, sırnnı
korurken yangında
yaralanan 24 yaşındaki Elif
Sanaltun'un komadan
çıkmadığı bildırildi.
Yalçın Küçük
cezailanıiçin
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Fransa'da yaşayan
bilim adamî-yazar Yalçın
Küçük, basın yoluyla
PKK'nin propagandasını
yaptığı gerekçesiyle l yıl
hapis, 250 milyon lira para
cezasına çarptınldı. Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlanan Istanbul 3 No'lu
Devlet Güvenlik
Mahkemesi Başkanhğı
ilanında, Küçük'ün
aramalara karşın adresinde
bulunamadığı kaydedilerek
karann 15 gün ıçinde
temyiz edilmemesi
durumunda, hükmün
kesinleşmis sayılacağı
bildirildi.
Hizbullah davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Devlet
Güvenlik Mahkemesi
(DGM) Başsavcılığı'nca.
yasadışı Hizbullah
örgütünün Düzce gnıbu
üyesi olduklan ve bu
doğrultuda eylenıler
yaptıklan gerekçesiyle
yakalanarak haklannda dava
açılan 3'ütutuklu 15
sanığın yargılanmasına dün
devam edildi. Ankara 2
No'lu DGM'de görülen
davanın duruşmasında,
tutuklu sanıklar Hasan Aşar,
Cengiz Çelik ve Güngör
Gök ile tutuksuz snıııkiar
katılmazken sanık
avukatlan hazır bulıındu
ThV davasmda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiyc Insan
Haklan Vakfı tarafından
geçen haziran ayında
yayımlanan "Emil Galip
Sandalcf ya Armağan" adlı
kitapta ycr alan yazılar
nedeniyle vakıt yönetıcileri
hakkında açılan davaya
bugün saat 09.30'da Ankara
2. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde başlanacak.
Zana'ya insan
haklan ödülü
• STRASBOURG (AA) -
Saharov Insan Haklan
Ödülü, Avrııpa
Parlamentosu'nda dün
düzenlenen törenle halen
cezaevinde bulunan ve
kapatılan DFP'in eski
milletvekili Leyla Zana
adına, eşi eski Diyarbakır
Belediye Başkanı Mehdi
Zana'ya verildi. Zana aynca
15binECU(yaklaşık 19
bin dolar) tutannda para
ödülü de alacak. Ödül
törenine geçen hafta ölen
eski Fransa Cumhurbaşkanı
François Mıtterrand'ın eşi
Danielle Mitterrand da
katıldı
Mahsup kalan TV
ekibi kurtarıldı
• BURSA (Cumhuriyet) -
Sanatçı Onno Tunç ve
arkadaşı Hasan Kanık'ın
ölümüne yol açan uçağın
enkazına ulaşmaya çalışan
Kanal D Televizyonu'nun
14 kişilik ekibi bir süre
mahsur kaldıktan sonra
akşam saatlerinde kıırtanldı.
Arrnutlu bölgesinde 15 saat
mahsur kalan Gemlik
Cumhuriyet Savcısı Ahrnet
Gümüş'ün de aralanrda
bulunduğu inceleme he>eti
de sabah güçlükle
kurtanlabildi.
T.C.
RİZE ASLİYE
1. HUKUK
MAHKEMESİ
Esas- W 5 132
Karar: 1995 222
Davacı Scsyal Sigortalar
Kurumu tarafından davalı
Telat Çoruhlu, Baki Çoruh-
lu, Kenan Çoruhlu \e arka-
daşlan aleyhine açılan rü-
cuan tazminat davasının
4.10.1995 tarihinde karara
bağlanmış ve davalilardan
298.754.820 TL alınmasına
karar verilmiştir. Karar, da-
valılara Rize PTT'si aracılı-
ğı ile tebliğ edılemediğin-
den. Bu karann davalı Ne-
şat oğlu Talat Çoruhlu, Ne-
şat oğlu Baki Çoruhlu, Ne-
şat oğlu Kenan Çoruhlu'ya
ılamı. ılan tarihinden itiba-
ren 8 gün içinde temyiz et-
medikleri takdirde hükmün
kesinleşeceğı ilaneıı tebliğ
olunur 2 8 Ü . W 5
Basın: 6540»
DYP lideri, siyasi istikrar yolunu. başkanlık sisteminde görüyor
Çfller, OzaTmizinde• DYP Genel Başkanı Tansu Çiller,
uzun vadede Türkiye'nin sistem
değiştirmek zorunda olduğunu
söyleyerek, "Siyasi istikrar başkanlık
sisteminde" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP
Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller,
Türkiye'de siyasi istikrann sağlanabilmesi
için uzun vadede başkanlık sistemine geçil-
mesi gerektığinı savundu. RP'nin yüzde 20
oyla Türkiye'yi ipoteği altına aldığını öne
süren Çiller, Seçim Yasası'nın iki turlu se-
çime olanak verecek biçimde değiştirilme-
si gerektiğini söyledi. Çiller, "Bunun için
orta vadede, bir seçim yasasında ittifak ya-
pılarak iki kardeş partinin, Anavatan ve
Doğru Yol partimiz gibi iki partinin müşte-
rek seçime gitmesi nıümkün kıünmaltdır"
dedi.
Çiller. dün Türkiye Odalar ve Borsalar Bir-
liği (TOBB) ile DışTicaret Müsteşarlığı'nın
ortaklaşa düzenledikleri "Türkiye-Avrupa
Birligi Gümriik Birtigi Bügilendirme Top-
lantKi"na katıldı. Toplantının açılışında yap-
tığı konuşmada. ekonominin 1994 yılında
yaşanan bunalımın ardından geçen 1.5 yıl-
lık sürede toparlandığını savunan Çiller,
resmi rakamlara göre 1.3 katrilyon liraya ula-
şan iç borç stokunun da önemli olmadığı gö-
rüşünü yineledi.
Siyasi istikrann sağlanmasıyla büyük
adımlann daha kolay atılacağını belirten
Çiller. "Bugün Türkryeiçin en önemli pro-
je siyasi istikrardır. Türkiye siyasi istikran
sağladığıoranda. her şeyi aşabüecek konum-
dadır" diye konuştu.
Siyasi istikrann sağlanabilmesi için orta
ve uzun vadeli hedeflerde uzlaşılması ge-
rektiğini belirten Çiller, şöyle devam etti:
Çiller, başkanlık sistemi konusundaki görüşleriyle Özal'ı anımsatü. (Fotoğraf: AA)
"Çünkü kısa vade, mutlaka orta ve uzun
vadede siyasi isrikran sağlayabildigi ölçüde
geçeriidir. Ybksa palyatif birtakım tedbirler-
le, siyasi istikran sağlavabi)eceğimi/i düşü-
nemeyiz. Bugün RP'nin Türkive'nin ü/eri-
ne koyduğu ipotek, Türk halkının vermiş ol-
duğu onaydan kaynaklanmamaktadır. Çün-
kü, yüzde 20'lik bir uran aslında Türk hal-
kının yüzde 80'inin ne dediğini vansıtma/.
Demek ki bugün siyasi yelpazede bir bölün-
müşlük vardır. Türkiye orta ve uzun vade-
de ne istediğini bilmek dunımundadır. Bu
konuda uzlaşma dunımundadır. Bize göre
uzun vadede Türkiye siyasi istikran baş-
kanlık sistemi ile hulabilir. Bunun için de
anayasa değişikliği la/ımdır. İki turlu başkan-
lık sistemine, u/un vadede -bu 5 yıl olur, 10
vıl olur- anayasa değişikliği vapılarak Tür-
kiye buraya gitmelkür."
Çiller, orta vadede siyasi bölünmüşlüğün
önüne geçilebilmesi için yeni bir seçim ya-
sasına gereksinım olduğunu da kaydederek
"Bu seçim kanunu ittifak vaparak iki kar-
deş partinin; Anavatan ve Doğru Yol parti-
lerimiz gibi iki partinin müşterek seçime gh-
mesini münıkün kılmahdır" dedi.
BAŞKANLIK
SİSTEMİ NEDİR?
Başkanlık sistemi, Mayıs 1787'de ABD
Anayayasf yla oluşturuldu. Yasama, yü-
rütme ve yargı kuvvetleri arasında sert ay-
nlığadayanantemsiliyönetımbiçimi. Yü-
rütme orgam başkan, yasama organı iki
meclisli kongredir. Yürütme organını tek
başma temsil eden başkan, parlamenter sis-
temlerdeki cumhurbaşkanı ve başbakanın
yetkilerini elinde bulundurur. Başkan yet-
kilerini kullanırken parlamenter sistemde-
ki devlet başkanı gibi sorumsuzdur. Kong-
reye karşı siyasi sorumlııluğu yoktur. Se-
çilmiş olduğu süre içinde, aldığı kararlar-
dan dolayı düşürülemez ve görevden ah-
namaz. Başkanlık sistemindeyasama işlev-
lerini, senato ve temsilcıler meclisinden
oluşan kongre yerine getirir. Yürütme iş-
lerini yerine getiren başkanın tam bağım-
sız olması gibi, yasama işlevinı yerine ge-
tiren kongre de başkana karşı bağımsızdır.
Başkan kongreyi feshedemez. Yasa öner-
me hakkı kongre üyelerinindir. Başkan ve
sekreterleri yasa öneremez. Kongre istedi-
ği zaman toplanır, toplantılannı istediği
kadar uzatır veya kısaltır. Başkan yalnız
olağanüstü durumlarda kongreyi toplantı-
ya çağırabilir. Başkan kongrenin toplantı-
lanna katılamaz. Başkanın kongreye kar-
şı kullanabileceğı en önemli yetki, yasala-
n veto yetkısidir. Kongrenin kabul ettiği me-
tinlerin yasallaşması, başkanın onaylama-
sı koşuluna bağlıdır. Başkanın. kongrenin
kabul ettiği merni on gün içinde geri gön-
dennesi durumunda, aynı metin her iki
mecliste de üçte iki çoğunlukla kabul edi-
lirse başkanın imzasına gerek kalmaz.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın Cumhuriyet'e demeci
'Türkiye, Cezayir olmayacak'
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA-Diyanet İşleri Baş-
kanı Mehmet Nuri Yılmaz. Ana-
dolu kültürünün temel attığı Tür-
kiye'de fanatizm tehlikesi yaşan-
mayacağını söyledi. "TürkiyeCe-
zayir olmaz"
1
diyen Yılmaz, Yu-
nus Emre ve Mevlana'nın derin
hoşgörüsü ile aydınlatıcı kişilikle-
rinin etkilerinin kolay kolay siline-
meyecegini vurguladı. Islamın be-
şiği olan Mekke ve Medine'de "Al-
lah"aortak koşulduğu" gerekçesiy-
le tankatlann reddedıldiğıni kay-
deden Yılmaz. "Tarikatçılar biz-
de demokrasidenyararlanıvoriar "
görüşünüdilegetirdi. tran'da Dev-
rim Muhafızlan'nın kadınlann ör-
tünmesi konusundaki baskıcı tu-
tumlannı yumuşattıklanna dikkat
çeken Yılmaz, "Beninsanlannser-
best yaşamalanndan yanavim" di-
ye konuştu.
Diyanet Işlen Başkanı Yılmaz;
tarikatçılık, mezhep aynmcılığı ve
yükselen köktendinci akımlar ile
ezanın Türkçe okunması tartışma-
• 'Tarikatçılar demokrasiden
yararlanıyor.
• Islamın beşiği Mekke ve
Medine'de tarikatçılık yasak.
• Iran'ın başörtüsü tutumunda
yumuşama var.
• Ben insanlann serbest
yaşamasından yanayım.
• Şiddet yanlılan hiçbir zaman
başanlı olamaz.'
lan konulannda görüşlerini Cum-
huriyet'e anlattı. Yılmaz'a yönel-
tilen sorular ve yanıtlan şöyle:
- Türkiye, bir Cezayir olabilir
mi?
- Bana da yabancılar bunu so-
ruyor. "Köktencitehlikesivar mı?"
diyorlar. Ben de onlara, Türki-
ye'de, az da olsa şiddet taraftan
insan bulunabilir, ama sizin dü-
şündüğünüz boyutta olamaz diyo-
rum. Çünkü tehlike olarak görmü-
yorum. Cezayir olamaz. Bizde
Anadolu kültürü hâkim. Yunus
Emre ve Mevlanagibi insanlarye-
tişmiş. Dinimizin esaslan onlann
derin hoşgörü ve gönül adamlık-
lanna dayanır. Vaizleri dinleyin.
hep iyilikten ve bağışlamaktan söz
ederler. Şiddet yanlılan hiçbir za-
man başanlı olamaz. Türkiye ka-
palı bir rejim değil. Bu da büyük
etken. islamiyetintemeli hoşgörü-
ye dayanır, ırkçılığı reddeder. Ku-
ran'da insan haklan vardır. Pey-
gamber'in 'veda hutbesi'nde in-
san haklan vardır. Kavmiyetçiliği
reddeder. Medine Anayasası dün-
yada ilk yazılı anayasadır. Hz.
Ali'nin Mısır Valisi'ne yazdığı
mektuptan daha iyi insan haklan
olur mu?
- Tarikatçılık nedir?
MİLLETVEKİLLERİ İKİ YILL1K BAŞKANLARINI SEÇECEK
Meclis Başkanlığı için ilk oylama bugün
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-TBMM Başkanhgı için yapüacak
seçimlerin ilk turu bugün gerçek-
leştirilecek. DYP ve RP'li adaylar
son dakikaya kadar belderken. tek
aday göstermek için çaba harcayan
ANAP'ta anlaşma sağlanamayın-
ca. fstanbul Milletvekili AHTalipÖz-
demîr. Kûtahya Milletvekili Mus-
tafa KalemJi ve Gümuşhane MiJlet-
vekili Otan Sungıuiu adayhklan-
nı açıkladılar. RP'den de dört mil-
letvekili Meclis Başkanlığı için aday
oldu. Belirsizliğini koruyan yeni
hükümetin hangi partiler taraftn-
dan kurulacagının 1 BMM'nin ye-
ni başkanımn belirlenmesinde etki-
lt olacagı bildirildi.
RP ile ANAPve DYP'nin sürdür-
düğû Meclis Başkanlığı mücade-
tesinde. adayı olmayan DSP ve CHP,
RP'ye karşı merkez sağ partilerin
adaylannı destekleyecek.
TBMM Başkanhgı için bugün
başlayacak seçime katılacak olan
• Bugün yapılacak olan TBMM Başkanlığı seçimi için
adaylar son dakikaya kadar bekledi. ANAP'ta tek isim
arayışlanna karşın Ali Talip Özdemir ve Mustafa Kalemli
adaylıklannı açıkladılar.
adaylar, ANAP'h Ali Talip Özde-
mir dışmda son güne kadar ortaya
çıkmadı. Özdemir'in ardından,
RP'den 4, ANAP'tan ise 2 millet-
vekili daha Meclis Başkanhgı için
adayhk başvurulannı yaptılar.
ANAPGümuşhane Milletvekili Ol-
tan Sungurlu. partide eğilim belir-
lenerek tek aday gösterilmesi gerek-
tiğini belirterek akşam saatlcrine
kadarbaşvuruyapmadı. ANAPGe*
nel Başkanı MesutYılmaz başkan-
lıgında dün toplanan Grup Yöne-
tim Kurulu'nda da tek aday arayı-
şı sürdü, ancak anlaşma sağlana-
mayınca Oltan Sungurlu ve Kütah-
ya Milletvekili Mustafa Kalemli de
TBMM Kanunlar ve Kararlar Da-
ire Başkanlığı'na adayhk için baş-
vurdular. DYP Aydm Milletvekili
ve eski TBMM Başkanı tsmet Scz-
gjn, dün akşam saatlerinde Meclis
Başkanhgı için adayhk başvuru-
sunda bulunurken, DYP Barün Mil-
letvekili Köksal Toptan ve DYP
TeşkiJat Başkanı MehmetGöttıan'ın
da başvuruda bulunabılecekleri ku-
lislerde dile getiriliyordu.
RTden4aday
TBMM'de birinci parti olmasına
karşın Meclis Başkanlığı için ANAP
ve DYP'ye karşı zorlanacağı belir-
tilen RP'den ise 4 milletvekili aday
olduklannı açıkiadıtar. DP'den
RP'ye geçerek tstanbul'dan millet-
vekili seçikn Aydın Menderes.
TBMM Geçici Başkanlığı'nı yü-
rüten Ankara Milletvekili Süley-
man Arif Emre. Çorum Millene-
kili Yasfaı Hatipoğhı ve Malatya
Milletvekili Recai Kutandün akşam
adayhk dilekçelerini TBMM'ye
verdiler.
ANAP'h adaylarözdemir, Sun-
gurlu ve Kalemli, ilk tur seçimler-
de kendi içlerinde yanşüktan son-
ra en yüksek oyu alan aday lehine
çekilecekler. DYP ve RP'nin de ay-
nı yöntemi izleyecekleri belirtildi.
Milletvekili sayılan toplamı
15Û'yi buknayan ve Meclis Baş-
kanlığı seçiminde adaylan olma-
yan DSP ve CHP'de, RP'ye karşı
ANAP ya da DYP'nin yanında yer
alma görüşü ağırhk kazandı. Yann
ilk oylamanın yapılacağı genel ku-
rul toplannsındanöncepartiler grup
toplantısındadegerlendinneyapa-
cakiar.
DSPnin, ANAP'ın ilk turdan
sonrateke inecek olan adayını des-
teklemesi, CHP*nin ise çekimser
kalması ya da DYP'li adaydan ya-
na tavır koyması bekleniyor.
- Tasavvufun örgütlenmiş şek-
li. Peygamberden sonra ikinci hic-
ri asnn sonunda zühd yaşamı baş-
ladı. Islam ahlakından aynlanlara
tepki olarak doğdu. Yün elbise
giydiler, halkalannı genişletmeye
çalıştılar. Vefah olmak, yardım et-
mek, yetimlere bakmak, iyi ve gü-
zel şeylere insanlan yönlendirmek
çıkış yollanydı. Bu nedenle
u
so-
fi" denildi. Yani, yün elbise, hem
tevazuun hem de ayn bir cemaat
olduklannın göstergesiydi. Daha
sonra bu zühd hayatının örgütlen-
mesi sonucunda tekkeler kuruldu.
Kadiri, Nakşi, Rıfai gibi dergâh-
laraçıldı. Ahmed Yesevi,Hacı Bek-
taş Veli, Mevlana.. bunlar gönül
adamlan. Aydınlatan kişiler. Os-
manlı lmparatorluğu'nun kurul-
masında önemli rol oynadılar. Bu
bağlamda konuya kültür olayı di-
ye bakmak gerekir.
- Örgütlenmeleri nasıl oldu?
- Işin ilginç yanı bu saydığımız
isimlerden hiçbiri kendileri örgüt
kurmadı. Vaazda bulundular ve
telkin yaptılar. Öldükten son-
ra onlar adına tarikatlar ku-
ruldu. Özellikle Osmanh'nın
son dönerrüennde tekkeler ta-
mamen masumiyetlerini kay-
betti. Tembel yuvası olan bu
yerlerde hurafeler yaygınlaş-
tı. Cumhuriyetle birlikte hep-
si kapatıldı. Bugün, Islamın
beşiği olan yerlerde tarikatlar
yok. Mekke ve Medine'de rast-
lanmaz. Yasaktır. Hoş bak-
mazlar. Allah'a ortaklık diye
düşünürler.
-Türkiye'de de yasak olma-
sına karşın pratikte öyle ol-
madığı göriilüyor. Tarikat li-
derieri politik yaşamda da rol
«\Tiuyor_.
- Demokrasiden yararlanı-
yorlar. Bunlann içerisinde za-
rarsız olanlar, ibadet amaçlı
ortaya çıkanlarvar. Adarn, beş
vakit namazın üstüne bir beş
vakit namaz kılıyor. Tespih
çekiyor ve ayet okuyor. Bir
kısmı da, ilımden ve ırfandan
yoksun olduğu için etrafına
topladığı insanlara faydalı ol-
maktan çok, zararlı oluyor.
SÜRECEK
Meşedov, denetim dışı gruplann savaşa dahil olmasının vahim sonuçlar doğuracağını söyledi
Çeçen direnişçflerinden eyleme te\AdHaber Merkezi - Avrasya gemisinin ka-
çınlması eylemiyle ilgili olarak yurtiçin-
deki bazı dernek ve gruplar destek mesaj-
lan verirken Çeçen direnişçilerin genelkur-
may başkanı Aslan Meşedov, kendi dene-
timleri dışındaki gruplann savaşa dahil ol-
masının vahim sonuçlar doğuracaği uyan-
sında bulunarak eylemle ilgilerinin bulun-
madiğını açıkladı.
Meşedov, Reuter ajansına yaptığı açıkla-
mada. "kendi denetimleri dışındaki grup-
lann savaşa dahil olmasıyla çıkacak vahim
sonuçlar konusundan
da uyanda bulundu.
Türkiye'deki eylemle ilgilerinin bulunma-
dığını, "ancak eylemin, Dağıstan'da Rus
kuşatması altındaki Çeçen savaşçılann ser-
best bırakılmasını amaçladığını" kaydeden
Meşedov. "Ptkçokgrubun.mcrkezikomu-
taya uymadığı bir an gelebilir'<
şeklinde ko-
nuştu.
Meşedov. *Mozdok, Vladivostok, Saratov,
Astrahan ve Moskova'da gruplanmızdan
biri ortaya çıkarsa buna şaşırmam^sözlc-
riyle. çatışmalann. Çeçenistan dışındaki
Rusya topraklanna taşınabileceği uyansın-
da da bulundu.
Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi
Başkanı Cemalettin Ümit, Avrasya feribo-
tunun kaçınlarak içindeki yolcuların rehın
alınması olayını. Çeçenistan'da suçsuz in-
sanlann öldürülmesine karşı bir tepki ola-
rak değerlendirdiklerini söyledi.
Kafkas-Çeçen Dayanışma Komitesi adı-
na yapılan yazılı açıklamada da. Çeçenis-
tan'da Rusya yönetiminin başlatmış oldu-
ğu soykınm harekâtının, son olaylarla ye-
ni birboyut kazandığı belirtildi. Trabzon'da-
ki gemi kaçırma olaymın. bu vahşete duyu-
lan tepkinın bir yansıması olduğu kaydedi-
len açıklamada şöyle denildi:
"Yöntem yadırgansa da amaç asla tero-
rizm degildir. Aksine, bir yıldan bu yana
Rusya'dan Türkiye'ye nota
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rus-
ya, önceki gün bir grup Kafkasya kökenli ey-
lemcinin, Moskova'nm, ÇeçenyaCumhuri-
yeti'ndeki rehınc bunalımmı basttrmak için
güç kuüanmasına karşı tepki olarak içinde
Rus yolculann da bulunduğu Avrasya feri-
botunu Trabzon Limanı'nda ele geçirmesi
üzenne Türkiye'ye, "derin rahatsı/Jıgınr,
dile getiren bir nota verdı. Rusya, Türkı-
ye'deki misyonlannm korunması için ek ön-
lem talep etti. Türkiye ise. olayı, "teröristey-
tem" diye nitelendırerek, Çeçenya'daki ça-
tışmalara Türk gönüllülerinin kanştığı yo-
lunda Rusyanm duyduğu rahatsızlığını gi-
derici mesaj verdı.
Dışışleri Bakanı Denb. Baykal dün gaze-
teciterin konuyla ilgili sonılan üzenne, ola-
vin "müessif birçatışmava yöndmeden nok-
talarnnasım" sağlamaya çalıştıklannı belir-
terek eylemcıleriin yargılanacağım söyledi.
Rusya'nın Çeçenistan'da uyguladığı tero-
rizmeson vermevedünyanın görmezden gel-
diği buvahşetedikkaüeriçekmeamacınayö-
neUktir."
Gürcistan'ın Abhazya Cumhuriyeti Par-
lamentosu Başkan Yardımcısı Natella Ake-
ba, hertürlü terorizmi kınadıklanru açıkla-
dı. Akeba, Trabzon'daki gemi baskıru ola-
yını gerçekleştiren grup ile de hiç bir ilgi-
lerinin bulunmadığını söyledi. Akeba. Çe-
çen güçlere Abhazya'da sığınma olanağı
sağladıklan iddialannı da yalanladı. Öte
yandan. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı
Albert Çernişev, yurtdışındaki diplomatik
misyonlara, güvenlik önlemlerini arttırma
direktifı gönderildiğini söyledi. Çernişev, sal-
dın olasıhğı bulunan ülkelerdeki Rus tem-
silciliklerinin uyanldığını, bu uyanlarda.
Trabzon'daki eylemin benzeri saldinlann yi-
nelenmesi halinde nasıl davranılacağının
behrtildiğini söyledi.
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO)
Yönetim Kurulu Başkanı Mazhar Afacan.
eylemi kınadı.
PERŞEMBE
ORHAN BLRSALI
Değinmelep
Toplumu sarsacak ölçüde büyük ve önemli cina-
yetlerin hemen ardından yaptlan polis ve bakanlık açık-
lamalarında, "katillerin saptandığı ve izlerinin üzerin-
de olduklan" belirtilir.
Örneğin Uğur Mumcu cinayetinde böyle oldu.
Uğur Mumcu'yu Iran yanlısı örgütlerin öldürdüğü ko-
nusunda öyle inandırıcı senaryolar gazetelere pom-
palandı ki herkes inandı. Ancak Uğur Mumcu'nun öl-
dürülmesinde bazı devlet güçlennin işin içinde oldu-
ğu görüşü bugün ağırlık kazanmıştır. DGM Savcısı'-
nın "Bu işi devlet yaptı, devlet isterse cinayeti aydın-
latır" itirafı, ortaya çıkan bir görgü tanığının susturul-
ması vb. devleti yoğun şüphe altında bırakmıştır...
işin en garip ve acı yönü de devletin şüphe altında
kalmaktan hiç gocunmaması ve kendini temize çıkar-
mak için kılını bile kıpırdatmamasıdır! "
• • •
Sabancılar'ın gökdelenine yapılan kanlı baskının
ertesi günü ise polisten, Mumcu cinayetine kıyasla
çok daha net açıklamalar okuduk. "Katillerin" isimle-
ri saptanmış ve hatta gazetelerde video fotoğraflan
bile yayımlanmıştı! Fotoğrafların üzerlerinde görülen
1995 tarihi ise güvenlik sisteminin unutkanlığına yo-
rumlandı. Acaba? Sabancı Center'ın kolayca girile-
bilecek bir güvenlik sistemine sahip olduğu ve bas-
kının öyle çok profesyonel bir planlama ve eylem ge-
rektirmediği belirtildi. Acaba?
"Katiller"\n saptanması toplumu rahatlattı. Ancak
bunlann gerçekten katil olup olmadıklannı kimse sor-
madı. Suçluluğun kanrtlanmasının bir yargılama so-
nucu olabileceğı basit gerçeği ve isimleri açıklanan-
lann ancak "katil zanlılan" olabilecekleri unutuldu.
Bütün basının, bir gazetecilik ilkesi olan "kuşku pa-
yı "na hiç yer vermeyerek hükümet ve polis açıklama-
lanyla tam bir özdeş yayın yapması, basının görev ve
sorumluluklarını yeniden sorgulamaktadır. Basınırj
geçmişte sütten ağzı çok yanmıştır, ancak yoğurdu
üfleyerek yemeye de asla yanaşmıyor!
Öte yandan katillerin yaşadıklan çevreler üzerine
yapılan bazı yüzeysel araştırmalar da, kışilikleri üze-
nne dişe dokunur bir bılgi vermedi. Karşımıza "top-
lumsal bağlan zayıf, kapalı, içe dönük ve sonınlu ki-
şilikler" tablosu çıkıyor. "Çaycı K/z"ın daha önce gö-
zaltına alınmış olması ise bugünkü "görev ve sorum-
luluklan" konusunda kimseye kesin bir fikir vermez.
Bu mantıkla olsa olsa, toplumda eskiden hüküm giy-
miş, ancak şimdı toplumla uyumlu yaşayan insanlar
üzerinde bir toplumsal terör estirilir. Nitekim bunun
sonuçlannı görüyoruz.
Cinayeti, bu kişiler işlemiş olsa bile "kimler tarafın-
dan yönlendirildikleri" daha derinlemesine bir araş-
tırma konusu olmalıdır! Ölü bulunmaları veya ele ge-
çirilmeleri ise "Ikiz Kuleler Cinayeti"n\ tam bir sis per-
desine büründürecektir...
• • •
Gazeteci Metin Göktepe'nin öldürülmesi olayın-
da "devletin dörtkoldan" yaptığı soruşturmayı, ken-
di birimlerini temize çıkarmakla sonuçlandıracağı en-
dişesi vardır. Soruşturmanın sonucu ise bize, devle-
tin bütününün, içindeki şiddet yanlısı odaklarla bü-
tünleşme derecesini gösterecektir.
Yani hâlâ umutlu olmalı mı, yoksa olmamalt rrnytz,
sorusuna kısmen yanıt verecektir^ '•#,-«.•« v -' »
Bekliyoruz. * '
Demîrel sabır istiyor
4
Toplu istişare
düşünmüyorıını'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman DemireL RP Ge-
nel Başkanı Necmettin Er-
bakan'ın hükümetı kura-
maması durumunda, yeni
görevlendirme öncesinde
liderlerle toplu görüşme
yapmayı düşünmediğinı,
ancak bu karannın geliş-
melere göre her an değişe-
bileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
dün Çankaya Köşkü'nde
gazetecılerin, "Hükümet
kurma sürecini hızlandır-
mak için toplu istişare dü-
şünüyor musunuz" sorusu-
na şu yanıtı verdi:
"Şu anda düşünmüyo-
rum. Bunlar saat başı deği-
şen olavlardır. Yann fikir
degiştirirsem, siz bana dö-
ner, 'Dün dündür, bugün
bugündür' dersiniz. Şu an-
da düşünmüyorum, süreç
jürüTOr. Birazsabırtı ohın."
TBMM Başkanlık Dıva-
nı 'nda. bugün başkanlık se-
çiminin sonuçlanması duru-
munda, hükümet kurulma-
sı için anayasada tanınan
45 günlük süre işlemeye
başlayacak.
Hükümet pazarhklan sü-
recindeTBMM Başkanlığı
için partilerin kesin tavır
belirlememeleri nedeniyle,
ilk tur seçimlerde sonuç alı-
namamasına ve kesin oyla-
malann gelecek haftaya bı-
rakılmasına kesin gözüyle
bakıhyor.
Başkanlık seçiminin ge-
lecek hafta salı günkü genel
kurulda tamamlanması du-
rumunda, 45 günlük süre
23 ocak salı gününden iti-
baren başlayacak.
45 günlük süre
Anayasa uyannca,
TBMM Başkanlığı adaylı-
ğı için başvuru süresinin so-
na erdiği dün akşamdan iti-
baren 10 gün içinde Baş-
kanlık Divam'nın oluştu-
rulması gerekiyor.
Anayasa, görevlendirilen
mılletvekilinin, hükümet
kurması için tanınan 45 gün-
lük sürede güvenoyu ala-
cak kabineyi oluşturama-
ması durumunda, Çumhur-
başkanı'na, TBMM Başka-
nı'na danışarak seçimleri
yenileme yetkisi tanıyor.
Ancak, Cumhurbaşkanf na,
bu yetkisini kullanmayarak
yeni hükümet kurma dene-
meleri yapması konusunda
sınırlama getirmiyor.
8 Ocak 1996 günü, gazetecilik görevini yaparken
polrsce gözallma alınon ve dövülerek yaşamını yitiren
Metin GÖKTEPE, ülkemizde giderek arlon basına yönelik
soldrıların bir devamıdır.
İnsanlorın haber alma özgürlüklerinin engellenmesi ve
gozetecilere yönelik saldinlann artmosı, demokrasi ve
döşûnce özgürlüğûne vurulmuş oğır bir darbedir.
Basına yönelik yapılan saldırılar, en önce demakrasiye
zarar verir.
Metin GÖKTEPE'yi öldürenler bir an önce btılunmatı
ve gereken cezoya corptırılmolıdır.
Bu insanlık drşı cinayeti şiddetle kınıyor, herkesi bir kez
daha düşünmeye çagırıyoruz.
PETROl-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURUIU