Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYTA CUMHURİYET 18 OCAK 1996 PERŞEMBE
12 HABER
V a h ş i k a p i t a l i z m i n f i n a n s d i k t a t ö r l e r i
Yağmacı parababalarıHÜSEYİN BAŞ
7
irmi yil önce temelleri atilan
ve dünyaya "cenneti" vaat
eden ekonomık liberalızm.
sosyalıst sistemlenn çökü-
şünden sonra frenlerınden
boşalarak, tüm ülkelerde, yaşamın her
alanındayıkımı sürdürüyor. Denetim ve
sosyal giivenliğı koruma olanaklan elın-
den alınarak küçültülen de\let, "pazar
ekonomisi" ve "küreselleşmenin'" uygun
ortamında, kıtlelenn vahşı kapitalizmin
bir a\ uç yağmacısı tarafından soyulup
soğana çe\rilme.sineseyirci kalmaya, da-
hası yardımcı olmaya zorlanıyor
Bİ7İmyerli "Şikagplu Bo>"lanmız. ne
denli gözden kaçırmava çalışırsa çalış-
sın. bırakın yoksul ülkelen, dünyanın en
zengin ülkelerinde vaşayan mılyonlarca
insan. "pazarekonomisi'*' ve "küreselleş-
nıenin'"ağır faturasını ödemekten kurtu-
lamamıştır.
Vaat edılen •*cennetr
\ onlar için de
"Kaf Dağı"nın ardındadır. Kutsal pazar
ekonomisi sayesinde dünya nüfusunun
yüzde 20'lik en yoksul kesımi. toplam
gelirin sadece yüzde 0.5"lik kınntısıvla
yetınmektedir.
'Gerçek devlet, piyasalardır'
1980"lerde dünya ıle uyum sağlanma-
sina yönelik yapısal değişimlenn yürür-
lüge konmasından bu yana Latin Ame-
rika'da yoksullann sayısı, 1990 başlann-
da 130milyondan 18Ömilyonaulaşmış,
gelirdağılımındakiadaletsızlikdayanıl-
maz ölçüde artmıştır.
Bu durumun önde gclen sorumlulan
arasında. "pazar ekonomisinin" uygun
ortamından yararlanarak. sanıyede mil-
yarlarca dolar kazanan yasadışı "para
teröristleri", fınans-mafya dünyasının
para babası "yağmacılan'" da yer almak-
tadır. Finans senyörlerinden bmne aıt
olan şu sözler, ibret verici olduğu kadar
ürkütücüdür: "Bizdünyayı>önetmekis-
temiyoruz. Bizim istediğünizdümaya sa-
hip olmakür."
1992 Eylülü'nde, bir iki hokuspokus-
• Sosyalist sistemlerin çöküşünden sonra pazar ekonomisi ve
küreselleşmenin uygun ortamından yararlanarak saniyede milyarlarca dolar
kazanan finans senyörlerinden biri, gelir dağılımındaki adaletsizliğin boyutunu
ürkütücü biçimde şöyle özetliyor: "Biz dünyayı yönetmek istemiyoruz. Bizim
istediğimiz, dünyaya sahip olmaktır."
la majeste kraliçenın üzerinde güneş bat-
mayan parasını re?il ederek, göz açıp ka-
payıncaya kadar I mılyar dolan cebinc
ındiıen Quantum Funds'un para babası
George Soros'a göre ise, "GerçekdevJet,
piyasalardır."
Finans dünyasının yağmacılanndan.
uluslararası sorumluluklar yüklenmış bi-
n.sanınm Rıozırvcsiöncesınde3. Dün-
>a'nın yoksul ülkclcrinin "doğal çevre-
lerinin" sanıldığı kadar kırlenmedığinı,
ıleri sanayi ülkelennın ölümcül nükleer
ve zehirli atıklannın bu ülkelere boca
edilebileceğini buyurmuştu
Yağmacı yırtıalar
Açık konuşmasıyla ünlü Ingilız işada-
mı JamesGoldsmith''in. 2 Nisan 1995"te,
Fransız-Alman ortak televizyonu Arte'de
yayımlanan bir programda, Anhtony
Sampson'un sorulanna verdiği yanıtlar,
çagdaş finans yağmacılannm nitelikleri
konusunda önemli ipuçlan vermcktedır:
" Ben degişime inanıvorunı. Ve ö>le sa-
nıvorum ki, değişim oLmazsa, çöküş ka-
çınılmazdır. Belki sadece bir rastlanhdır.
ama Bank of America ya da General Mo-
tors ve tüm Amerikan çokuluslu şirket-
lori. hastalıklı İngili/ ve Fransız şirkctlc-
ri de dahil olmak üzere, rekabet gücün-
den neredev se yoksundıır. Çünkü değişi-
mi göze alma cesaretini gösterememişler-
dir. Eğer sert ve çabuk bir değişimle, sa-
kin bir devamlılık arasında seçim yap-
mak gerekse, ikinci çÖ7Üm tam bir fela-
kettir. Bu tıpkı. sabahlan kalkmak kolay
iş dcğjldir, en ivisi vataktan çıkmamak-
ür, demeye benzer. Sokağa çıkmak başlı
başına bir tehlikedir. ama seçme olanagı
yoktur. Sokağa çıkılır."
Anthonv Sampson'un "Ama herkes si-
zin girişimci anlayışınızda olsa, bu dünya-
da yaşamak nasıl mümkün olabilir" soru-
suna Bay Goldsmıth'ın vanıtı şöyle: "Si-
zinle a> nı flkirde değilim. Sizc göreyağma-
cılar \ü/ündcn doğada yaşam olanaksn-
dır. Bİı bana,a\ lan yırtıcılardan konımak
için bazı i\ i niyetli insanlann ö/cl koruma
alanlan yapmalannı anımsattı. Oysa çok
geçmeden av hayvanlan birbiri ardından
telef olup gittiler. Çünkü yağmacı jirticı-
lar. gerekli uyancıdıriar. Eger rahal bü-
rokrasiler ve tekeller yaratmak için ' yağ-
macı para babalannf devre dışı bırakır-
sak, iş dünyasının başına gelecekler daha
farklı olmaz. Yağmacı \ ırtıcılann yoklu-
gunda sanavi ölür. şirketler tepetaklak
olur, ülkeler batar. insanlar uyancılann
ve rekabetin baskısı aitında olduklann-
dan çok daha fazJa acı çeker.'" (I)
Yaşasın yağmacılar!
I) Uanıere de voir, \o 28. Kasım 1995
Kutsal pazar ekonomisinin yeni efendileri, devletlerden daha güçlü
Yüzyılımızın yeni finans iktidarlanIGNACIO RAMONET (*)
üyük bir Fransız haftalık dergisi, 1995
Ocak ayında "dünyanın en etkiD 50
insanr üzerine bir anket yayımlamıştı:
Ankette hiçbır devlet başkanı, bakan
ya da milletvekılı yer almıyordu.
Birkaç ay önce bir başka haftalık dergı. binncı
sayfasını "dünyanın en ctkili insanına~ayıfdı
Kımdı bu? Bill Clinton mı. Helmut Kohl ya da
Boris Yeltsin mı? Hayır. Sadece ıletışimın stratejik
pazannı elinde tutan ve iletişım otoyollannı
kontrolü altına almaya hazırlanan Microsoft'un
patronu BillGates'tı sözü edilen.
Son ıkı on yıllık dönemdeki muazzam bıümsel ve
teknolojik gelişme. birçok alanda, ultra liberalist
"BırakınE yapsınlar, bırakımz geçsinler" tezlerine
ivme kazandırmıştır.
Berlin Duvan'nın yıkılışı. Sovyetler Birliği'nin
ortadan kalkışı ve komünist rejimlerin silinmesi
de bunu hızlandırmıştır. Bu, çağdaş toplumlann
iki önemlı sisteminın patlamasına yol açtı:
Finansal pazar ve bilişim şebekelen.
Bilişim devrimi
Venlerin ışık hızıyla göndenmı; metınlerin.
görüntü ve seslerin sayısallaştınlması; iletişimde
uydulardan yararlanmanın sıradan ışler arasına
girmesi; telefonda devrim; üretım ve hizmet
sektörlerinde bilişimin yaygınlaşması;
bilgisayarlann şebekeleşmesi, dünya düzenini
köklü bir biçimde değiştirecekti.
Özellikle de finans dünyasını.
Bu, yeni teknolojilere bütünüyle uyum sağlayan
bir model oluşturacak dört nıteliği bir araya
getirmiştir:
Dünja ölçüsünde olmak, süreklilik, özdeksizlik
ve dolaysızlık. Neredeyse kutsal nitelikler. Ve bu
mantıksal olarak yeni bir külte, yeni bir dine,
pazar kültürüne yol açmaktadır.
Günün yirmi dört saatinde. dünyanın bir ucundan
öbürüne, anında veri değişimi yapılmaktadır.
Önde gelen borsalar birbırlerine kenetlenmiş
olarak çalışmaktadırlar.
Öte yanda. tüm dünyada binlerce üstün yetenekli.
üstün diplomalı genç insan. elektronik ekranlan
başında, günlerini telefonlara asıh olarak
geçirmektedirler.
Bunlar kutsal "pazar"ın din görevlileridirler.
• Para babası dolar
milyarderi George
Soros, "Piyasalar, her
gün oylama yapıyor.
Hükümetleri, halkın
hoşlanmayacağı ne
var ki 'gerekli'
önlemleri almaya
zorluyor" demektedir.
Fransa eski
başbakanı ve
ekonomik
liberalizmin
savunucusu
Raymond Barre ise,
bu yargıya şöyle
yanıt veriyor: "Dünya,
sadece para
kazanmayı düşünen
otuz yaşlarındaki bu
çetenin eline
kesinlikle
bırakılamaz."
Yeni ekonomik ussallığı yorumlamak, onlann
işidir. Hep haklı olan ussallığı. Birinin tek sözü,
her şeyi allak bullak edebilir, dolar düşer, Tokyo
Borsası yerle bir olur...
Finans devieri
Bu insan azmanlannın güçlen karşısında
devletlenn yapabıleceklen pek bir şey yok. 1994
Aralık ayında patlak veren Meksika finans krizi.
bunu açıkça ortaya kovmuştur. Çağdaş ekonomi
tanhinde hiçbir ülke yaranna gerçekJeştirilmeyen
finans yardımı. Meksika'ya yapılmıştır.
Aralannda ABD'nin de yeraldığı yeryüzünün en
büyük devletlen, Dünya Bankası. Uluslararası
Para Fonu (IMF) 50 mılyar dolar toplayabilırken.
önde gelen üç Amerikan emeklilik fonu -
bugünkü Big Three- Fidelitly Investments,
Vanguard Groupe ve Capital
Research and Management, 500 mılyar dolarlık
bir rakamı kontrol etmektedir.
1995 Ocak ayında dünyanın önde gelen politik
liderleri, Uluslararası Davos Forumu'nda,
ekonomik kararlarda etkin 850 uzmanın da
katılımıyla düzenlenen toplantıda, bu fonlann
yöneticilerinin sahıp olduklan güçler karşısında
nasıl korku duyduklannı açıkça dile
getirmişlerdi. Bunlann muazzam zengınlikleri.
bütünüyle devletlerden bağımsızdır ve coğrafi
finansın sibernetık alanında diledikleri gıbi
hareket etmektedirler. Bu nitelıklenyle de
dünyanın önemli bir bölümünün tabı olduğu yeni
bir "aJan" oluşrurmaktadırlar.
Bu alanda toplumsal sözleşme yoktur. Ceza
yoktur. kendilerine büyük çıkarlar saglaması
yönünde dayatacaklan yasalardan başka yasa da
yoktur.
Para babası dolar milyarderi George Soros,
"Piyasalar, her gün oylama yapı\w. Hükümetleri,
halkın hoşlanmayacağı, ne \ar ki 'gerekli'
önlemleri almaya zorluyor" demektedir. Soros'a
göre "salt piyasalar devlet anlamına sahiptir".
Eski Fransız başbakanı ve ekonomik liberalizmin
savunucusu Raymond Barre'ın yanıtı ise şöyl.e:
"Dünya, sadece para kazanmayı düşünen otuz
yaşlanndaki bu çetenin eline bırakılamaz."
Raymond Barre'a göre "uluslararası finans
sistemi, küreselleşmcye ve dünyaya açılan
piyasalara karşı müesses olanaklara sahip
değüdir". BM Genel Sekreten Butros Gali'nin
saptamalan da aynı yöndedır:
"Dünya iktidar gerçegi, büyük ölçüde devletm
denetimi dışındadır. Küreselleşmeden doğan yeni
iktidarlar. devlet vapısının üstüne çıktığı sürece bu
kaçınılmazdır."
Medya terörü
Bu yeni iktidarlar arasında en güçlü ve ürkütücü
olan "kitle medyası"dır. Medyalar, düşünceleri
denetlemektedir.
Kitlesel medya. yeni teknik geüşmelenn de
yardımıyla gelenek \e kültürleri. düşünceleri ve
tartışmalan altüst etmekte, denetlemekte. devlet
yönetimlerinin seslenni duyulmaz hale
getirmektedırler. Ikı Fransız denemecisinin
saptadığı gibı. "devletten çok daha güçlü gruplar,
demokrasilerin en değerli kazanımı olan ilettşimi
talan etmektedir".
Ne CNN'in Ted Turner'ı, ne News
Corporatıon'un Rupert Murdoch'u. ne
Microsoft'un Bill Gates'i. ne Fıdelity
Investment'ın Jeflrey Vinik'ı, ne China Trusfın
Larry Rong'u. ne ATTnin Robert Alten'i. ne de
kuşkusuz George Soros. tasanlannı hiçbir zaman
"genel bir oylamanın" karanna bırakmamışlardır.
Demokrasi onlar için değildir. Onlar kamu
mallan, sosyal mutluluk, özgürlük ya da eşitlik
gibı kavramlar karşısında kayıtsızdırlar. Onlann
gözünde politik iktidar, üçüncü sıradadır. Önce
ekonomik iktidar vardır, sonra medyatik iktidar
gelir. Bu ıkisine sahip olduğunda -geçen yıllarda
Italya'da Berlusconi'nin yaptıği gibı- politik
iktidan ele geçirmek. artık sadece bir
formalitedir.
(*) Le Monde Diplomatique
Gazetesi Başyazarı
Bir müyardolareden adam
G
eorge Soros, 5 milyar
dolarlık aktifiyle dünyanın
en büyük yatuim fonu
"Quantum Funds"un
basındakı adam. 1992
Eylülü'nde İngiliz lirasının yerle bir
edilmesinde önemli rol oynayan ve bu son
derece karmaşık "işlemden" kısa bir
sürede 1 milyar dolan da cebıne ındiren,
paranın kutsal yen Wall Street
çevrelerinde "yağmacı-predatteur" olarak
adlandınlan "speküJatörlerin" en
ünlülerinden biri.
Para degişim piyasaları, özellikle de türev
ürünleri aracılığıyla spekülasyonun aktif
olduğu cephelerden biri haline gelmekte
gecikmemişti. Parasal ve finansal
istikrarsızlık, finans çevrelerini ve
devletleri. işlerin yürümesini güvence
altına almanın yanı sıra riskJere karşı da
korumak için bir sistem arayışına
yöneltmek zorunda bırakmıştı.
Aksi halde uluslararası sözleşmeleri, bir
süre sonra ortaya çıkması olası parasa!
devalüasyonlardan. para kurlanndan ya
da faiz oranlanndaki değişimlerden
korumak güçleşebilecekti. Bu tür
değişimlerden korunmak için türev ve
döviz piyasalan gibı piyasalara
başvurmak gerekiyordu. Ömeğın
muhtemel bir dolar düşüşüne karşı
korunmak için türev piyasaların
ürünlerinden "opsiyon" satın alınıyor,
böylece bir yanda İcaybedilen. öbür yanda
sağlanan kazançla dengelenmiş oluyordu.
Ama türev piyasalann ürünlen. çok
geçmeden, yerleşik. başına buyruk bir
piyasaya dönüşmekte
gecikmeyeceekti. Faız oranlan ya da
döviz kurlanndaki değışımlere karşı
bankalar, büyük şirketler ve George
Soros'unki gibi "fontor". inanılmaz
paralar kazanılan. ender de olsa zaman
zaman önemli kayıplara uğranılan bu
rulet masasında şanslannı deneyecekti.
Ama "yağmacı"1
takımın hepsı. bir
hamlede 1 milyar dolan cebe indiren
George Soros kadar şanslı ya da usta
değildi. Geçen yıl Londra'nın ünlü finans
merkezi City'yi sarsan skandalı yaratan
Nick Leeson bunlardan biriydi. Finansal
konularda uzman olan Leeson, City'nin
en eski bankası Barings hesabına
çalışıyordu. Tokyo Borsası'nın yükselışe
geçeceğı öngörüsüyle 20 milyar frank
gibi büyük bir parayla türev piyasalara
girmiş, bir anda büyük paralar kazanmayı
düşlerken, beklenmedik bir doğa olayı
yüzünden elinde avucunda ne varsa
kaybetmişti. Evet, gerçekten de Kobe
kentini yerle bir eden deprem, salt kenti
değil Tokyo Borsasf nı da altüst etmiş, bir
çırpıda 4 milyar frank kaybeden Barings.
iflasın eşifine gelirken, talihsiz Leeson da
hapsi boylamıştı. Nick Leeson, her şeyi
en ince aynntısına kadar hesaplamıştı.
ama doğrusu tannsal güçlerin işe kanşıp
spekülasyon hesaplannı bozacağını
düşünmemişti.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Almanya'da, Türkiye'de
Domuzlar...
Tekirdağ'ın Ferhadanlı köyünde kurulan domuz çiftliği
de baskılar sonucu Tekirdağ Valiliği'nce mühürlendi. Do-
muz çiftliği mühürlenınce, domuzlarla yavrulan, çiftliğin
bitişiğindekı bahçede, kann yağmurun aitında, açık ha-
vada kaldılar.
Tekirdağ Valısi Şenol Engin, yıne de iyi adammış. Do-
muzlan çiftlık damına kilitleyip, üstlerinden mühürletme-
miş. Eski Çanakkale, şirrtdı Sakarya Valisi Erdinç Büyû-
kakalın öyle yapmamıştı. Domuzlar içerideyken dışan-
dan mühürletmış, domuzlar, yavrulan açlıktan, susuzluk-
tan ölmüşlerdı. Böyle bir başanyı, ancak böyle yönetici-
ler becerebilirdi. Çiftlik damında açlıktan ölen domuz yav-
rulannın ıskelet resimlennı görmüştüm. Geçmiş yüzyılla-
nn kalıntısı iskeletler gibiydiler. Devlet de böyle kişileri va-
!ı filan yapıp, çalıştınyor. Bunlann kime ne hayırlan olur ki?
Becerikli valı, bununla yetinmiyordu. Çanakkale Valili-
ğı sırasında, Bıga'nın Kahvetepe köyünde, kendi başla-
rına, babalannın tapulu malı üstünde domuz çiftliği kur-
maya heveslenen kan-koca Mediha Tavukçu ile Yusuf
Tavukçu'yu mutsuzluğa süriikledi, yaşamlannı kararttı.
Domuzlannın ölümü üzenne koca Yusuf Tavukçu, üzün-
tüden beyin kanaması geçırdi; yıllardır lyileşemedi. Dile-
yen durumu kendilerine sorabılir (Telefon: 286/316 11
39).
"Vali Erdinç Büyükakalın, bununla yetinmiyordu" de-
dım. Çanakkale'de, güvenlikfe görevli bir genç komiser
vardı. Cumhuriyet okurdu, özellikle Kahvetepe domuz
çiftliğindeki domuzlann öyküsünü. Valı, birkaç yol uyar-
dı:
- Okuma şu Cumhuhyet'i diyonım sana, bak iyi olma-
yacak bunun sonu...
Genç komiser, Curnhuriyet'i de "Ankana /Vof/an"nı da
okumayı sürdürdü. Vali, Çanakkale'den aynlmış mıydı
neydi, bir de gördü kı vali bey, siciliyle oynamış. Genç ko-
miser iki yıl yükselemeyecek. Danıştay'a gitti, davayı ka-
zandı. Yıtirdıği haklannı aldı! Bir rastlantı sonucu tanıdım
onu.
- Ekmekçi siz misiniz dedi. Sizin yüzünüzden ikiyıl ter-
fi edemedim!
Insanın, "Böylepolislerde varmış"d\yeceğ\ dürüstlük-
te bir kişi.
Gelelim, Tekirdağ'daki domuz çiftlığine; çiftlik Ferha-
danlı köyünden Ali Yaman'ın; iki oğluTayyip ile Vahit ba-
balanna yardım edıyorlar. Mühürlenen çiftliğin bahçesin-
de 70 dolayında domuz var. Kesım zamanı gelenleri, Ali
Yaman ile çocuklan Istanbul'a kesime götünjyortar. Do-
muz etının kilosu 70 bın lira, sudan ucuza gidryor. Domu-
zuna sömürü bu da.
Ali Yaman, ışın arkasını bırakmadı. Domuz çiftliği mü-
hürlenınce, Edirne'de bulunan Idare Mahkemesi Baş-
kanlığı'na başvurarak yürütmenin durdurulmasını, valilik
karannın kaldınlmasını ıstedi. Ed/rne Idare Mahkemesi,
yönetimin savunmasını istedi. ll adına savunmayı imza-
layan Vali Yardımcısı SeSahattin Alpdoğan, savunmanın
bir yennde şöyle dedi-
"... Bu durumun insan ve çevre sağlığı açısından sa-
kıncalı olduğu sebebiyle, Ferhadanlı köyü sakinlerince şi-
kâyette bulunulmuştur..."
Tekirdağ Valı Yardımcısı Selahattın Alpdoğan'ın gön-
derdiğı savunmadan sonra Edime Idare Mahkemesi, Ali
Yaman'ın "yürutmeyidurdunva" ıstemıni reddetmiş. Ip-
tal ıstemı sürmekte. Domuz çiftliği sahibı Ali Yaman, şun-
lan söyledı:
"Köyün muhtan ile il sağlık müdürü valiyiyanıltıyoriari"
Ali Yaman, Edirne'den bir savunman buldu. Savun-
man Zeki Geliş Ali Yaman'ın "domuı çiftliği" davasını
izlıyor.
Geçen yıl mart ayında Almanya'ya gftmiştim. Berlin|de
"özgür Üniversite"yt arkadaşım, öğrencim Hasan Öz-
kan'la dolaşıyorduk. Bir ara üniversitenin domuz çiftliği-
nı de gezdik. Başlannda bir baytar vardı, bize bilgiler ve-
riyordu. Domuzlannı ne çok sevıyordu. Şaşınp kaldım.
Domuz yavrulan ayn bölmedeydiler. Domuz yavrulan,
okul çocuklan gibı kendı aralannda oynuyorlar, eğleniyor-
lardı. Sankı böylece bir kişilık kazanıyorlardı. Yerlerterte-
mizdı. Hanı yağ dök yala derler; öyle. Domuz çiftliğinin
yanında, atlar, sığırla'r, koyunlarla ilgili bölümler vardı. Üni-
versite. belırlı sürelerde, öğretim üyelenne rsteyene do-
muz, isteyene koyun olmak üzere, dağrtıyordu. Hasan Öz-
kan, domuzlara "Alman kuzusu", koyunlara da "Türkku-
zusu" diyordu.
Türkiye'de olanlara ne demeli? Sanki Türkiye'de değil,
Iran'da ya da Suudi Arabıstan'da mısınız belli mi? Ali Ya-
man'dan yakınanlar, yaşlan altmışı aşmış, "din elden gi-
dıyor" diyen takımındanmış! Tekirdağ Valisi Şenol En-
gin'in konuya el koymasını bekliyorum. Jandarmanın "Bi-
ze valilik emirvenyor" demesi, valiyi yaralıyor. Valı Engin,
bu uygulamayı sürdürürse, onun domuz çiftliklerinin yo-
ğun olduğu gümrük biriıği ülkelerine yollanmasını iste-
mekten başka yol var mı? Oralan görürse, belki Türki-
ye'de daha güzel domuz çiftlikleri kurulabilir!
Türkiye'de domuz olmaktansa, Almanya'da domuz ol-
mak en iyısi mi?
• • •
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun eşi Ayşe Leman
Karaosmanoğlu (95) dün Ankara'da toprağa verildı. Bir
tanh göçtü. Bir gün Leman Hanım'ı yazmayı düşünüyo-
rum...
Cumartesı arkadaşlanmızdan Prof. Ali Fuat Cesur'u
da toprağa verdik dün. Ceyhun Atuf Kansu, Necdet Öz-
demir, Erdoğan Erman (Halaoğlu) ıle Tahsin Saraç'tan
sonra cumartesi arkadaşlan, Ali Fuat'la altıncı arkadaş-
lannı da yıtirdiler Geçen haftalarda, "Cumartesi toplan-
tılannın" 28. yılı kutlanmıştı!..
Ali Fuat Cesur'un bende bir armağanı var, bir çift eldi-
venin teki. Öbürtekıni yrtirdim!
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
Barings'i batıran Nick I A-oson. Singapur Havaalam'nda yakalandı.
SOLDAN SAĞA:
1/Halkdilındeçay
demlığıne ya da 1
küçük güğüme ve- o
rilen ad. 2/ Os- '
manlı ordusunda 3
ve donanmasında
hafıf piyade aske- 4
n... Minare, kub- g
be, sancak direği
gibı yüksek şey le- 6
nn tepesmde bulu- -,
nan süs. 3/Bota-
nikte köksap... 8
Düz ve genış ara-
zı.4/Osmanlıdev- "
letınde en büyük yönetim bi-
rimi... Uğraş. 5/ Su... "Sâkı-
yâ câmında nedır bu —- /
Kıldı bir katresı mestâne be-
ni" (Dertlı). 6/ Ilgeç... Isra-
il'in plaka işareti. 7/Daha iyi,
daha üstün... Vanlmak ıstc-
nen bir amaca doğru geçıl-
mesi gerekli dönemlerden
her biri 8/ Franz Kafka'nın
bir romanı. 9/ Evenn ön ve
arkasındakı çıkıntılı bölüm...
Mektup.
VUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Müslümanlarca kutsal sayılan Mekke ve Medıne kentle-
nne venlen ortak ad. 2/ Pierre Loti'nın bir romanı. 3/ Kü-
çük bal teknesi... Kaynatılarak çok koyu duruma getinlmiş
pekmez. 4/ Omuza takılan işaretlı parça... Hayat arkadaşı.
5/Değme,dokunma...Balık yakalamaaracı. 61 Uzaklık işa-
reti... Memelılerde asalak olarak yaşayan ıpsı solucan. 7/Te-
lefon sözü... İyi terbiye edilmemiş, vahşı binek hayvanı. 8/
Okul. kışla gibı yerlerde hastalar için aynlmış bölüm... Te-
melı taklıde dayanan sözsüz oyun. 9/Tahıl, kepek ve keten
tohumu kanşımından oluşan at yemı... Kabartma bir figür
oluşturacak biçimde yontulmuş değerli taş.