29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 11 Tel: 0.212.512 05 0S Foks: 0.212.513 90 98 KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK Suudi Arabistan Kralı'na bip çağrı A rmatör Atilla Özçelik'in ya- şadığı olay 1981 yılında mey- dana gelmiş... Sahibi oldugu "Christine 1" gemisini Bey- njt'ta bir şirkete kiralamış ve gemi ital- ya'dan demir, Yugoslavya'dan soğan yüklemiş. Demiri Beyrut'a boşaltan gemi so- ğanı Suudi Arabistan'ın Cidde limanı- nagötürmüş... Olaylar da bundan sonra gelişmiş. Gemi kaptanı, alıcı fiıma Siraj Saudi Corparation'un sahte belgeyle malı al- mak istediğini fark edince boşaltmayı durdurmuş. Suudi şirketi de önce li- man idaresine sonra mahkemeye şikâ- yetçi olmuş. Belge diye de. antetsiz kâğıda yazılmış bir yazı vermiş. Suudi şirketi, geminin dogrudan Cid- de'ye geimediğini, geciktiğini ve zara- ra uğradığını bildirmiş. Gemiye yüklenen malı gösteren "manifesto"ya, yükün tapusu sayılan "konşimento"ya ve uluslararası deniz- cilik kurallannca kabul edilmiş tüm bel- gelere karşın liman idaresi gemiyi bağ- lamış ve dava açılmış. Mekke Büyük Şer'i Mahkemesi Ka- dısı Ali Hasan El Anzon, Cidde Büyük Şer'i Mahkemesi Kadısı Raşit Binlsa Bin Hanin veTıcaret Bakanlığı Hukuk Müşaviri Muhammed Hüseyin Ko- rup'tan oluşan üç kişilik "ticari anlaş- mazlığı giderme komitesi" kurulmuş. Aylar süren mahkeme sonunda, ge- mi sahibi olaydan sorumlu tutulmuş ve geminin haczedilip satılmasına, Sıraj Saudi'nin zarannın karşılanmasına ka- rar verilmiş. Bu karar üzerine armatör özçelik, sürekli temasta bulunduğu Suudi Ara- bistan'ın Cenevre Başkonsolosu Ki- rimly'a başvurmuş. Aldığı yanıt, "Şe- riat mahkemesinin karan kesindir" ol- muş. Armatör Atilla Özçelik, son çare olarak Suudi Arabistan Kralı Haled Bin Abdülaziz'e bir mektupla başvurmuş: Tabii ki hiçbir yanıt alamamış. Ve özçelik "Sayın Kral" diyerek ka- muoyu önünde seslenmeye karar ver- miş: "Bir gemi, bir devletin karasulanna girdiğinde, şeref gönderine onun bay- rağını çeker. Bu demektir ki gemim, canım, malım ve haysiyetim senin ga- rantin altında ve sana emanettir. Benim gemim de şeref gönderine sizin bay- rağınızı çekmişti. Ama bayrağınız o emanete gerekeni yapamadı. Denizci- lik dilinde böyle olaylara korsanlık de- nir. Devletiniz adaleti çiğneyerek beni mağdur etmiştir. Islam hukukunda za- man aşımı yoktur. Devletin sahibi ola- rak Islam hukukuna göre bana sonsu- za dek borçlusunuz. Size ve bu olaya kanşan herkese hakkımı helal etmiyo- rum. Dolayısıyla hiçbiriniz hac farizası- nı yerine getiremezsiniz, borçlu kişinin hacca gitmesi caiz değildir. Sayın Kral, siz de Türkiye Cumhuri- yeti gibi yazılı hukuka geçerek dünya- da yerinizi alınız ki, bundan böyle o mu- kaddes topraklarda haksızlığın gölge- si olmasın. Dinimizde en büyük günah kul hakkı yemek, haram, haksızlık ve adaletsızliktir." SESSİZ SEDASIZ Eşekler N ew York'ta 1966 yılında, Türk Öğrenci ve Mezunları Derneği'nin yayın organı olarak dört arkadaşıyla birlikte çıkarttığı Ortam dergisinin ilk sayısında yayımladıkları bir şiiri göndermiş Güney Gönenç... Derneğin başkanı o sıralar Alev Coşkun'muş... Yönetim Kurulu Başkanımız Alev Coşkun'a sordum, "Doğrudur" dedi. Doçent Güney Gönenç, ODTÜ'de öğretim üyesiymjş şimdilerde... Aziz Nesin için Ümit Yaşar Oğuzcan yazmış şiiri: Hakaretin böylesi reva mı eşeklere, Elbette Aziz Nesin ettiğini bulacak. Piyesinin adını 'Ah Biz Eşekler' koymuş, Eşekler dava etse Aziz mahkûm olacak. Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Uygarlık tarihini sadece akademik çevreler oluştursaydı, ateş de laboratuvarda bulunurdu. Söylemez Ereğli'ye gidemedi, Ereğli Ankara'ya yürüyor O zelleştirme İdaresi Başkanı Ufuk Söylemez. "port- föy"ündeki "mal"lan bir an ön- ce satmak için kollan sıvamı- şa benziyor... Bu amaçla olsa gerek büyük sermayenin temsilcileri ile yedi- ği içtiği ayrı gitmiyor! Yani özel toplan- tılarda buluşup yemekler yiyor... Halka rağmen özelleştirmenin yapıl- mayacağından dem vurarak yola çı- kan Söylemez'in gözü şimdilerde hal- kıfalan görmüyor... Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın davetine icabet et- meyen Söylemez, Ereğli'deki demir- çelik fabrikası Erdemir'in, işini pardon satışını bitirmeye çalışıyor... Söylemez'in verdiği demeçlere bakı- lırsa, Ereğli halkı adına hareket eden il- çenin Temsilciler Kurulu'yla da uzlaş- mış... Oysa Temsilciler Kurulu Sözcüsü Posbıyık, ortada bir uzlaşma olmadı- ğını söylüyor... Söylemez'in "altın his- se" ve "ara şirket" konusunda bir şey söylememiş olmasınadikkat çekiyor... Posbtyık, bir oldu bittiye karşı yalnızca Ereğliler'i değil tüm vatandaşları uya- nyor... Posbıyık, büyük sermayedariarla ye- mek yiyen Söylemez'i Ereğli'ye davet etmeye devam ediyor ve "Beğendiği yemeklerden biz de ısmarlanz" diyor. Yoksa Söylemez, Posbıyık'la bası- nın önünde konuşmaktan çekiniyor mu? Daha önce Erdemir'de mühendis olarak uzun yıllar görev yapan Beledi- ye Başkanı Posbıyık'a yanıt veremeye- cek olmaktan mı ürküyor? Bu konuda Söylemez'in söyleceği bir şey varsa artık lütfen Vaziyet'e açık- lamagöndenmesin... Birzahmet Ereğ- li'ye gidip açıklamasını orada yapsın. Söylemez Ankara'dan Ereğli'ye gi- der mi bilmem ama bu ayın 15'i ile 20'si arasında Posbıyık ve arkadaşları Ereğ- li'den Ankara'ya doğru yola çıkıyor... Başbakanlığın önüne kadar gidecek- ler... Sonrasını Tansu Çiller düşünsün! Fenerbahçe bu yıl da şanıpi.von olamazsa, renklerini sarı-mosmora çe\ irmeli mi? 'Mehmet Bey, eşiyle görüşme imkâm bulsaydı' ' aşbakanlık Basın Müşaviri Kooperatifi 19&6 mayısında Cemiyet . . . BMehmet Bican ile Ankara GazetecilerCemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin arasındaki kar- şılıklı suçlamalar sürüyor... Önce, Bican'ın gündeme getirdiği S.S. GazetecilerTurizm Geliştirme Ko- operatifı'ne ilişkin Bilgin'in açıklama- sını izleyelim: "Kendisini Cumhurbaşkanının özel basın danışmanı zanneden Anadol Tangüner (üyemiz değil) ölmek üzere olduğunu, bu nedenle Kaş'ta Cemi- yet'in üzerinde olan arsaların üyelere dağıtılmasını, böylece mirasçılann bu arsalar üzerinde hak sahibi olacağını belirten bir mektup yazmış ve bunu aralarında Mehmet Bican ve eşinin de olduğu bazı kişilere imzalatmıştır. Kendisine verilen cevapta ve açıkla- mada böyle bir paylaşıma hem Der- nekler Yasası'nın hem de Cemiyet tü- züğünün imkân vermediği belirtilmiş, Gülen Bican 20 temmuzda gönderdi- ğı cevap yazısında 'aynntılı açıklama- larla konunun çözüme kavuşturuldu- ğunu' belirtmiştir. Mehmet Bey, eşiyle görüşme imka- rı bulsaydı üyemiz olmasa bile aydın- lanmış olurdu. S.S. Gazeteciler Turizm Geliştirme genel kurulunda üye tam sayısının üç- te ikisini aşan bir yazılı önergenin ka- bulüyle kurulmuştur. Bu bir genel ku- rul kararıdır. Kooperatifin kurucular ku- rulu, kongrece seçilen Cemiyet'in yö- netim. denetim, seçici kurul ve onur kurulu üyelerinden oluşmuştur. Kurucular kurulu 16 Ağustos 1986'da yaptığı toplantıda kooperatif ortağı olarak sahibi bulunan 374 pay- dan (bu rakam o tarihteki üye sayısıdır) 373'ünü Cemiyet'e hiçbir bedel ve hak talep etmeden devretmiştir. Cemiyetimizce kurulması kongre ka- rarıyla kararlaştırılan uluslararası basın merkezi ve tatil köyü, Orman Bakanlı- ğı'nca açılan ve altı yıl süren dava ne- deniyle gerçekleşememiştir. Birçoğu aramızdan aynlan başta Ce- miyetimizin 25 yıllık başkanlığını yap- mış dürüstlük simgesi Beyhan Cenk- çi ve onurlu 44 kişiye böyle bir çamur atmak haksızlık ve nanköriüktür. Çünkü o dönemde üye olan Mehmet Bican'a verilen arsanın (ada 45 parsel 6) bugünkü değeri 1.5 milyar liradır. O dönemde her üyeye verilen bu imkân- dan kendisi de yararlanmıştır. Anado- lu Ajansı'ndaki mazisini onurlu ve dü- rüst kişilere çamur atarak örtemez. Ben o tarihte (1986) başkan değil- dim. Ancak 10 ocakta 50. kuruluş yılı- nı kutlayacak Cemiyetimizin onurlu mazisini korumak, beni ittifakla baş- kan seçen üyelerimize ve Cemiyetimi- ze karşı şeref borcudur." Sonra... Sonrasında Nazmi Bilgin'in aynı zamanda Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı da olan Bican'a yöne- lik ağır bir iddiası var: "Anadolu Ajansı'ndaki kıyımatasar- ruf gerekçesini gösteren bu kişiyi ka- muoyunun, meslektaşlannın ve kendi- sine görev veren kişilerin tanıması için şimdilik elimde olan belgelerden birini sunuyorum. Bican, ajansın menfaatlerini koru- maktan bahsederken 50 bin, yanlış okumadınız ellibin lira için vergi iadesi fişinde tahrifata bile tenezzül etmiştir. Anadolu Ajansı'nda görev yaparken yaptığı bu yasadışı eylem, dönemin Genel Müdürü'ne Muhasebe Müdürü tarafından yazıyla bildiriimiştir." — — FIKRA Temel ile Dursun yüksekten atlama iddiasına girmişler. Rahmetli Temel birinci olmuş. İLAN T.C. KAMAN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994'636 Davacı Mehmet Topal vekili Av. Rahmi Ünal tarafından davalı Fahriye Topal aley- fcine açılan boşanma da\asının celse ara karan gereğınce; Davalı Kaman Karkınmeşe Köyü 175 kütük sıra numarasında nüfiısa kayıtlı Meh- met ve Ayşe'den olma 5.12.1940 doğumlu Fahriye Topal'ın adına çıkartılan davetı- je.bila tebliğ iade edildiğı ve adresinin de meçhul olduğundan kendisine ılanen teb- ligat yapılmasma karar verilmiş olup adı geçenın. duruşma günü olan 19.9.1995 gü- nü saat 09.00'da duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendisini bir vekille tem- sil ettirmesi tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 32852 Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden ahnır. Tel.: 554 08 04 552757 No.lu Çin Halk Cumhuriyetı pasaportumu kaybettım. Hükümsüzdür. Bulunduğu takdırde Çın Konsolosluğu'na teslim edilmesinı nca edenm. JİLAN Ç İ Z G İ L İ K KÂMİL MASARACl GADDAR DAVUT MRI KLRTCEBE BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI MIRMIRLAR VĞVR DIRAK OROA PİS CANİ. MEYSEN, t>UR KAUMt.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Ağustos MOTORLU PATEN 1344. "TE guGÜN/!HGİLT£R£'P£ MOTORLU gİK PA- TEN İLK K£Z O£N£UDİ. TOM HAMCOCK AOU BİR İMGİUZ'İM gULUŞU OLAU ALET İKİPAHÇA- DAU MBYMMA seüyoe VE AYA*UARA eeçi- H.IUYORDU- &UNIARMU SAĞ AVAGA GSÇİ- RlLSNİ, AYNI 2AMANM KÜÇÜK 8İ& gEN- ZIN uaroeu TAÇıvoetxj. TÛM HAMCCCK, MOTVepAU UZAAIAN gİR. KOe- POAJUAİ UCUNDAKİ KUUAfJPA ALSTlYLE ÇAUçrıeıvae, GAZA VEYA FCSHE SAATTE 25 tatX>METie£ H'Z 8ü YEN' SULUf, UDUPeA'DAKİ PA&Z'TA MERAKUIAR. ÖUÜN- PE BAŞARI MA2ANirOO>U. BAŞBAKANLIKGÜMRÜK MÜŞTEŞARLIĞI GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ Sayı:B-02-l M.4.06.l0.'09.HİK. Konu:HlK. 10-5966 (88)-7504 Zeytinburnu 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin esas 1988 176. karar 1988 568 sayıh 17.11.1988 günlü karan u\arınca idaremi- ze 10.395.000.- TL para cezası ödeme\e yükümlü Yusuf Teker kararda belirtilen adreste bulunmadığından mezkûr para cezası tahsil edilefnemektedir. Teblıgata esas olacak başkaca bir adresi bilinmediğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. ve 29. maddelerine göre ilanen teblığıne karar verildi. Teblıg yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. Basın: 34919
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle