03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1995 PAZAR SIVAS KATLIAMI Faşistleştirmede Özel Yöntemler, Yeni Uygulamalar /1 Sıvas'tan Gaziosmaııpaşa'ya• Sıvas katliamını araştırmak için oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun tutanaklannda, yerel gazetelerin PKK'nin Sıvas'ta yerleşme emellerine ilişkin yayınlanna dikkat çekiliyor ve PKK'nin burada yuvalanamayacağı belirtiliyordu. MUZAFFERİLHAN ERDOST • Sıvas'ta iki yıl önce çıkan olaylan ateşleyen yerel gazeteciler, bu tür bir olayın çıkacağını uzun süredir beklediklerini belirtiyor ve Pir Sultan Abdal şenliklerinin olaylann bahanesi olduğunu itiraf ediyorlardı. (1) Sıvas Katliamına, Tutanak, Rapor ve Basından Panoramik Bir Bakış 2 Temmuz 1993 Sıvas katliamı dolayı- sıyla oluşturulan Meclis Araştırma Komis- yonu'nun tutanaklanndan aktararakbaşla- yayım: Ahmet Turan Görei (Hakikat Gazetesi Sahibi): "Burada, Sıvas'ta, PKK'nin yerleşme emeli gibi bir emel vardır.... Şimdı Güney- doğu'yla Karadeniz'e, lpek Yolu gibi bir yol açmak, bir kapı açmak, böyle niyetleri vardır." (ş. 88, 90.) Fıkret Ünsal (Anadolu Gazetesi Sahibi): "Sıvas'ta bir çızgi var. Divriği, Bulucan. Sincan, Zara, Şerefiye. PKK orayı aşamaz, bu tarafa geçemez. PKK, şimdi silahsız ze- min de bulamadı. Alevi vatandaşlanmızdan bulmaya çalıştılar. Allah için hiç firsat ver- mediler, yakınlık da göstermediler, yatak- hk da etmediler." (s. 93, 94.) Sirer Doğan (Hûrdoğan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): "Bizim beklentimiz cuma günü olarak değildi. Yani Sıvas'ta bu tür bir olayın çıka- cağı ikı aydan beri beklenen bir olaydı, işin gerçekçesi. Pir Sultan Abdal Şenlikleri, bu tür olaylann çıkmasına bahaneydi. ... Bu olaylann baslamasına asıl neden, iki ay ön- cesine geleyim, Sıvas'ta PKK zemin bula- maz. ... PKK'nin ve Dev-Sol'un, TİK- KO'nun almış olduğu bir karar var.... Gü- neydoğu'dan gelen kanatla Sıvas üzerinden Karadenız bağlantısı yapmayı düşünüyor bu örgütler. Onun için Sıvas'ta bir gedik açılması lazımdı." (Ek: 6, s. 1,3.) MTT Temsilcisi: "PKK menşeli bazı kişilerin burada ey- lem yapacağı.... belkı olaylardan sonra P- KK ortaklı bir eylemin hazırlığı içersinde olduğu konusunda kesin bir kaynaktan bil- giler aldık, biz bunu bilirdik." (Ek: 12, s. 16.) Basından birkaç alıntı: Sosyalist Alternatif: "Sıvas katliamı ardından Sıvas halkının yükselttiğibırsloganvar: 'GerillaSıvas'a'. Bu slogan bir çağndır ve aynı zamanda Sı- vas halkının önüne gerillalaşma görevini koyduğunun açık bir ıfadesidir." (Aralık 1994-Ocak 1995, Sayı: 4-5.) Cumhuriyet: "Erzincan'da kanlı baskın: 28 ölü. / P- KK, Kemaliye'nin Başbağlar köyünü bas- tı. Aralannda 5 kadının da bulunduğu köy- lüleri kurşuna dizen teröristler, bıraktıklan bildiride, Sıvas'ın intikamını almakiçin ola- yı düzenlediklerini belirttiler. PKK'nin ha- ber ajansı Kurd-Ha yetkilileri, 'Ük bilgilere göre olay PKK tarafindan gerçekleştirilmc- dL Bizde fazla bilgi yok' dediler." (7 Tem muz 1993) Sosyalist Alternatif: "Sıvas şimdı bir kapı. Kürdistan devriminden Anadolu'ya açılan bir kapı. ... Ve bu kapı zorlanı- yor. ... Bu kapının sahte Türk uluslaşması zorlanı- yor.... Eğer halklar burada bu temelde bir buluşma- yı gerçek leştirebilirlerse, TC'nin işi kesinlikle bi- tik demektir. ... Alevilik, Türkmenlik, Ermenilik. Kûrtlük bu gerçeğin ifadesidir. TC ise şimdi bura- da bitişini görüyor. Dün Ermeniliğin. Türkmenliğin, Kürtlüğün bitirilış noktası olan Sıvas'ın, bugün TC'nin mezan olacağını görmenin korkusunu ya- şıyor. Sıvas'a bu nedenle bütün gücüyle yükleniyor, halklar buluşmasını önlemek için her türlü kanlı provokasyonunu gündeme koyma çılgınhğına ken- disinimecburhissediyor." (Aralık 1994/Ocak 1995, Sayı: 4-5, s. 16-22.) Meclis Araştırma Komısyonu tutanaklanna dönü- yorum: Mfflet Partisi ll Başkanı: "Namaz biter bıtmez dışarda bir gürültü patırtı ol- du. Ben de çıktım. Amerikan bayrağının yakıhşını gördüm.... Pankartı cami duvanna asılı olarak gör- düm. Beyaz üzerine mavi yazıyla yazmışlar." (Ek: 6,s.31.) ANAP b Başkanı Şakir Şeker: (Paşa camisinin arkasındaki bahçe kısmında na- maz kilanlar dağılmaya, caminin içinden de ınsan- lar çıkmaya başladıgı anda) "20 veya 25 kişilık bir grup, süratle o bahçede namaz kılınan yere gelır ve bunlarbirpankartaçarlar. Arkasından bir Amerikan bayrağı. Onu ateşe verirler ve slogan atmaya başlar- lar.... O grup caminin arkasından caddeye indiği za- man 60 kişiden fazla değildir. Alanın dışmda halk toplanır, ama halkm katılması söz konusu değildir." (Ek: 6, s. 14.) SirerDoğan (Hûrdoğan Gazetesi Genel Yayın Yö- netmeni): "... Caminin önünde birkaç kişilik bir grup var- dı.... Bir Amerikan bayrağını çıkarttılar, yaktilar, on- dan sonra Atatürk Caddesi'nde yürüdüler. Cami du- vanndaki pankartta 'Türkiye'de PKK, Oünyada 2 Temmuz'da gericiler tarafindan karJedilen yazar Asım Bezirri 0e Aşık Nesimi Çimen'in cenaze törenine katüan onbinler bugün Kadıköv 'deki miting sonrasuıda mezar- lan başında aıuna töreninde biraraya geliyor. Hasret Gültekin'in Sıvas'ın İmranh ilçesi Han köyündeki anıtmezan bugün açıbyor. Anıtmezann açılış törenine öiümün- den sonra dünyaya gelen 2 yaşındaki oğlu Hasret Roni Cültekin de katüacak. Amerika' diye bir slogan vardı." (Ek: 6, s. 5-6.) "Sıvas Emniyeti'nde şu anda görev yapan arka- daşlanmızm büyük bir bölümü Sıvas'ta kimin ne yaptığmı çok iyi bilir, tanır yani. Bunlann içersin- de yabancılar vardı." (Ek: 6, s. 6.) Türk-İş 5. Bölge temsilcilerinden biri: "Hizbullahçı takımı var memleketimizde. Bu Hizbullahçı takımı, cuma kılmayanlar, cumasızlar var, dar-ül harp diye, cuma kılınmaz diye cuma kıl- mayan Hızbullahçılar diye bir şey var. Bunlar Tun- celi takvıyeli Burada amigoluk yapmışlar.... duy- duğum kadanyla, bunlar, Tunceli'den gelmişler, ani- den de kaybolmuşlar.... Tunceli tarafindan, Elazığ, Bıngöl, o taraftan geliyor. Olaylan yapıyorlar, kış- kırtıyorlar, kendilerini geri çekiyorlar." (EK: 4, s. 11- 12.) Cumhuriyet: "Batman Emniyet Müdürü ve Vali Yardımcısı TBMM Komisyonu'nun teyp bandına konuştular./ Batman'da Hizbullah kampı./ Türkiye Büyük Mil- let Mechsi'nin Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyelennın Batman'daki incelemeleri sı- rasında Hizbullah örgütüne bağlı şeriatçı teıöristle- rin, Batman'a bağlı Gerçüş ilçesindeki bir askeri birliğın bitişiğinde, bir eğitim kamplan olduğu or- taya çıktı. Batman tl Emniyet Müdürü ile Vali Yar- dımcısı tarafindan geçen temmuz ayında komisyon üyelerine verilen bnfing (bilgilendirme toplantısı) sırasında ortaya çıkan korkunç gerçek, komisyonca teyp bandına alınarak saklandı. (...) Cumhuriyet mu- habirlerinin derlediği bilgilere göre Hizbullah kam- pı bir süre önce kapatıldı." (30 Eylül 1994.) 3D / Demokrasi, Değişim, Dayanışma: Batman Emniyet Müdürü Şimşek: "... Hizbullah örgütü mensuplan bir dönem askerlerden yardım gördüler Buradaki bazı askeri birlikleTde silahlı eği- tim gördüler. Lojistik destek gördüler. (...) Bir ihbar aldık bu konuda. Araştırdık, maalesef doğru çıktı. (...) Ama şimdi o durum ortadan kalktı." (Ocak 1995. Sayı: 4,) Doğukan Öner (Sıvas Emniyet Müdürü): "Bu işte kesin provokasyon vardır. Bu işte kesin dışardan gelmebirtakım güçler vardır.... Ben ilkde- fa camiye gıttığım zaman, o caminin ön tarafında be- lirlı birtakım gruplar vardı. Ben olayın sıfınndan sonuna kadar buradayım, hep başındayım. Ben bu gruplan Madımak Otelı'nin önünde görmedim." (Ek: 4, s. 22.) "Buradaki caminin içersinde (cami avlusunda) benim karşılaşmış olduğum, şeklen çok iyi hatırlıyorum ben o topluluğu, aşağı yukan iki üç saat sonra o topluluktan adamlan görmedim." (Ek: 10.) Cuma Kürkoğhı (SHP Başkan Yardımcısı): "Çok iyi birorganizasyon yapmışlardı. Saldırmı- yorlar da, vurmuyorlar da. Gıderek işyerlerinin, ka- mu kuruluşlannın dağılmalannı bekliyorlar gibi. Birçok insan, acaba ne oluyor diye gelerek bu kala- balığın ortaya çıkmasını gördük." (Ek: 6, s. 11.) Doğukan Öner (Emniyet Müdürü): " 17'ye kadar en az üç defa, dört defa tugaydan asker istendi.... Dışardan Tokat'tan geldi 30 kişi. Tu- gaydan yok. Jandarmadan ne kadar personeliniz varsa gönderin dedik. Jandarmanın Zara bölgesin- de operasyonu var. Önemli zannediyorum. 30-40 civannda bize jandarmadan birlik geldi. Itfaiye gel- medi."(Ek:4,s.7,24.) "Örneğin benzini poşetle oraya getiren... kundak- lamak için o benzıne çamuru şunu bunu tozu topra- ğı bulayıp da koltuklann üzerine atan, oraya çakmak çakmaya giden bir itfaiye eri var." (Ek: 10, s. 18.) Sirer Doğan (Hûrdoğan Gazetesi): "_ bir grup (Kültür Merkezi önünde) bir saat ka- dar kaku.._ bir kişi polis otosunda Kuran-ı Kerim okudu. Millet komple orurdu." (Ek: 6, s. 6.) Millet Partisi İl Başkanı: "Emniyet güçlerinin olaya müdahale etmedikle- rini gördük. Hatta birtakım duyumlanmız... teşvik- çi mahiyette olduklan lculağımıza geldi." (Ek: 6, s. 31) Dr. Hüseyin Poiat (Tabip Odası Başkam): "Burada, Atatürk anıtının önünde, çelenkler, Ata- türk anıtına vurularak parçalandığı zaman. Tugay komutanı da orduevinin bahçesinde olayı izlemiş- tir."(Ek: 4, s. 2.) İçişleri Bakanlığı Teftiş Kunılu Raporu: "Tugay Komutanlığı yangın çıktığı ana kadar • Sıvas'ta getirdikleri benzini toprakla kanştınp otelin koltuklarına süren göstericiler vardı. "Cumhuriyet Sıvas'ta kuruldu, Sıvas'ta yıkılacak!" sloganında amacım açıklayan şeriatçı-gerici görüş, Türkiye'yi değil, cumhuriyeti hedefine alıyordu. rolara "teslim edikcek"ti. Cumhunyetle bırükte. laikliğin sağladığı eşitlikten yararlanarak, (mezhepsel anlam- da) ikıncil kast olmaktan çıkarak ulusun öz- gür ve eşit bireyleri düzeyıne yükselecek olan Aleviler, "Islamın canlandmlmasrsü- recinde, din okullanna, inançlan ve dünya anlayışlan gereği çekilemediği gibi, tarikat- lar içine de emilemedi. Onlann doğallaşmış ve bu anlamda yapısallaşmış inançlanndan kaynaklanan demokrat ve ilerici kımlikleri- ni soğurmanın olanaksızlığı, egemen gerici- lıği, Aleviler'e karşı yenı politikalar üret- meye yöneltti. Gerek yerel ve gerek genel se- çimlerde, her seçim binminde, seçim sonuç- lannı nitel olarak belirleyecek yoğunlukta- ki Alevi topluluklann kucağında bombapat- latılarak, onlar, bir yandan siyasal etkınlik- lerinden yalıtılmaya ve öte yandan da dağıl- maya zorlandı. Kahramanmaraş katliamı sırasında, bir camide vaaz veren hocanın söylediği gibi, Ecevit hükümetı, nasıl ki "komünist bir hü- kiimet" degildiyse, doğal ki saldınya uğra- yan Alevilerin de tümü solcu değildi. Saldı- nnın amacı da, Alevi olmak anlamında sol- cu olmak değil, demokrat ve ilerici olmak anlamında solcu olmaktı. Alevilerin solcu- luğu inançlanyla örtüştüğü için, artık doğal- laşmış ınançlannı değıştırmeyeceklenne gö- re, siyasal düşüncelenni de kıtlesel anlam- da değiştirmek o denli olanaksızdı. Egemen gericiliğin iki seçeneği vardı: Alevileri ile- rici siyasal etkinliklerinden olabildiğince ya- lıtmaİc ve yoğunlaştıklan bırimleri dağılma- ya zorlayarak "sevreltmek". Çünkü, Alevilerin, seçim sonuçlannı be- lirleyecek çoğunlukta olduğu yerlerde, de- mokrat ve ilenci partileri parlamentoya ve iktıdara taşıyacak nitel değişiklıği sağlaya- cak oylan aşağı çekmek, Alevilen siyasal etkinükten yalıtmak ve kitlesel yoğunluğu- nu seyreltmekle olanaklıydı. Sovyetler Birlığı dağıldıktan sonra ve özellikle de Türk Ceza Yasası'ndaki 141/142'nci maddeler kaidınlarak "komü- nizm"in bir "umacı" olmadığı resmi ifade- sini bulduktan sonra, Alevilerin, yoğunlaş- masını komünizm umacıyla önlemek (Kah- ramanmaraş'ta olduğu gibi) düşünülemezdi. Yeni bir "umacı" bulmak gerekiyordu. Bu, "PKK" oldu. (3) Şeriatçı Görüş ve Cumhuriyeti Yıkma / PKK ve Türkiye Cumhuriyeti'ni Dağrtma / Kürtlerin Kurtuluş'u Sıvas'ta, TC'nin (yani Türkiye Cumhu- riyeti'nin) işini bitirmek" ve "Sıvas'mTC'ye mezar ounasT için "savaşan" PKK'nin "si- lahsız zemin bulmasınr önlemek amacı, sos- yal demokrattan sosyalızme yelpazelenen demokrat kıtlenin (ki bunlar çoğunlukla Ale- vidir) siyasal yükselişini engellemek ama- cıyla yumaklaşmış görünüyor. "Cumhuriyet Srvas'ta kuruldu, Sıvas'ta yıkılacak!'' sloganında amacım açıklayan şeriatçı- kuvvet takviyesinde bulunmamıştır." (s. 162) (2) Komünizm 'Umacı' / Dinin Canlandınlması/ Şoven Milliyetçiliğin Yükselişi / Demokrat ve ilerici Olarak Alevi Katliamı Sıvas CHP tl Başkanf nın tutanaklarda yer alan anlatımıyla, "buiaşboyuRefah Partisi veBfiyûk Bir- lik Partisi tarafindan, çokça seminer ve panel yapu- mışta" ve bu panel ve semınerlerde, Bosna-Hersek nedeniyle Sırp ve Amerikan zulmü, Azerbaycan olaylan nedeniyle de Ermenı zulmü işlenerek, halk, "tabrik" edilmişti. Tahrik edenler arasında DOipak da vardı. Pir Sultan Abdal Derneği'nin düzenlediği genış kapsamlı etkinlik, bir yandan Pir Sultan da simgeleşen Anadolu Aleviliğinin, tarikatlarla güç- lenen şeriatçı baskıya karşı eşitleşme ve özgürleş- me direncini yineleyecek, bir yandan da siyasal ola- rak ilerici kimliğe olan gûveni yenileyereîc demok- ratik bilinci yükseltecekti. (Ecevit başkanhğında) CHP'nin iktidar olduğu 1978 yılında, Alevilerin sayıca fazla ve yoğun oldu- ğu Sıvas'ta, Kahramanmaraş'ta ve Çorum'da, geri- ciliğin saldınlannm hedefi genellikle Aleviler oldu. Kahramanmaraş katliamının ardından, o zamanki MHP sözcüsü, Meclis'te, "Komünist katliamı, bir mezhep mensuplan karJediliyormuş gibi gösterDi- yor" derken, özünde, Alevilerin, Alevi olduklan için değil, solcu ya da demokrat ve ilerici kimlikleri ne- deniyle katledildiklerini duyumsatıyordu. ÇBIer'in, 23 Nisan'da, çocuklara, dünya çocukla- nnı konuk eden çocuklanmıza, "Müslûman" ol- duklannı, Müslümanlıklanyla övünmelerini yinele- yerek söylemesini, 1950'li yıllarda, eğitim alanın- da yoğunlaşmaya başlayan dmi canlandırma politi- kasının bir devamı olarak değerlendirmek gerekir. Daha 1960 öncesinde, ABD. "Türkiye'de dinin canlandınlması''nı amaçlamıştı. Islamın canlandı- nlmasıyla, emekçi halkın ilerici ve devrimci potan- siyeli soğurularak. emek köleleştırilecek; devlet yö- netimi de, iradesını egemeny'emperyalist gericiliğin belirleyeceği kullaşmış ya da bağımsızlaşmış kad- gerici görüş, Türkiye'yi değil, cumhuriyeti hedefi- ne alıyordu. Aynlmacı "sosyalist" Kürtlerin, "dün Ermeniliğin,Türkmenliğin, Kürtlüğün bitiriliş nok- tası" olarak nıtelediklen Sıvas'ın "TC'nin mezan olacağı" sloganı ise yalnızca cumhuriyeti değil, Tür- kiye'yi de hedefine alıyor. "TC dağümayı yaşıyor" başlığı altında, Türkiye Cumhuriyeti'nin dağılması "tarihsel amnı", "dev- rim ve demokrasi güçleri olarak değeıiendirmeye" (Sosyalist Alternatif, Şubat 1995, Sayı: 5) çağıran- lar, Kürtlerin kurtuluşunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ya da Türkiye'nin yıkılışına indekslediklerini açık- ça vurgulamış oluyorlar. Türkiye Kürtlerinin kurtuluşu, Türkiye'nin yıkı- lışında aranacaksa, "kurtulma" düşüncelenni bı- rakmalan daha doğru olur sanınm. Çünkü böyle bir kurtuluş yolunun izlenmesi bile, kökeni ister Türk, ister Kürt olsun, tüm Türkiye emekçilerinin, emper- yalizmle yumaklaşmış bulunan faşist gericiliğin baskısı altında köleleşmelerine ortam hazırlamak- tan başka bir işe yaramayacak (yaramıyor da). Böyle bir "kurtuhış'' ise, tarih sahnesinde Kürt- lerin görülmesinden önce, aynı topraklarda devlet kurduklannı ileri süren ve Hıristıyan olan kavim ve uluslann, emperyalist devletlerin desteğiyle amaç- lanna ulaşmalan durumunda, yalnızlaştırıİmış Kürt- lerin, oldukça büyük ölçekte, yaşadıklan ana-ata topraklardan edilerek küçültülrnelerinin de başlan- gıcı olarak. Bunu görmek için. Sevr'de Ennenilerin, Lozan'da ve Cemiyeti Akvam'da Nesturilerin istemlerini anunsamak, hatta, tkinci Dünya Savaşı'nın bitimin- de, Türkiye'den toprak isteminde bulunan Gürcü- lerin görüşlerini içeren yazıyı, Pravda'nm "iktibas" ederek yayınmlamış olmasının anlamı üzerinde dur- mak yeterli olur sanmm. Özellikle de bu eğilimle- rin, bölgede, egemen devletlerin ekonomik çıkarla- nyla yumaklanarak yeni boyutlarda canlandınlma- ya çalışıldığı günümüzde. SÜRECEK Konuk yazar 2 Sene Önce Sıvas'aNe Oldu?..AKIN ÇUBUKÇU Dr. Eczacı Sıvas'ta, Soğuk Çermik'te, birtepe üzennde birya- tır vardır Çocuğu olmayan kadınlar buraya gelir. dua eder, yatınn üstünde bulunan karamuk ağacmın dikenli dallanna çaput bağlar, dilekte bulunurlar. Ço- cuklan olduğunda erkek ise yatınn adı verilır, Ahmet Dunuu. Ve bu yüzden Sıvas'ta Ahmet Duranlar pek çoktur. Bu Ahinet Duranlar kadar Hüseyin'ler. Ü- nal'lar, Tank'lar, Yücel'ler, Bedrettin'ler de vardır Bunlar genellikle aynı mahallenin çocuklan ise iyi ar- kadaş sağlam dostturlar. Ahmet Duran'lar, Ünal'lar, Hüseyin'ler, Tank'lar, 1954-1956 yıllannda, şimdi i- mam hatip, eskiden kilise olarak yapılmış o yülann tek ortaokulunda okurlar. Dört tombolak oynar, elle- nnde tahta kılıç kimileri Errol Flaynolur, kimileri John Wayne- nin kahramanlıklanna özenirler. O za- manın orta okulundaki bu çocuklar, okulun en üst ka- tındakı salondabaşta Molierolmak üzere pek çok yer- li yabancı yazarlann oyunlannı büyük bir başan ile oynar, şiir yazarlar, kaleye çıkıp saz çalar, türkü söy- lerlerdi. Okulda Abdullah Bey'li, tfTet Hanım'lı Jale Hanım'lı hocalann sıkı, fakat hoşgörülü disiplin or- tamından çıktıklannda, okulun önünde satılan meyan kökü, keçi boynuzu, hünnap alırlar, daha sonra eve döndüklerinde kendilerini anne babalan kadar, ma- halle büyüklerinin de kendilerini saran sevgi ve di- siplini içinde bulurlardı. Bu Ahmet Duranlar, Ünal'lar, Tank'lar, Hüse- yin'ler, Yücel'ler, Sıvas'ın tek orta okulunu bitirip, 4 Eylül Kongresi'nin toplandığı tarihi binadaki liseye giderlerdi. Bu çocuklar, laik cumhuriyetin temelleri- nin atıldığı Sıvas Lisesi'nin öğrencileridir artık. Mus- tafa Kemal Paşa'nın kongreyi topladığı salon, ulusal bayramlar dışında kapalıdır. Ders aralannda koridor- larda volta atılırken sevgiliyle ilk olarak bu kongre salonunun kapısı önünde göz göze gelinir. Bu öğren- ciler, "sakmca" sözcüğünü ilk kez yaşlı bir tarih öğ- retmeninden duyar, fizik öğretmeninin ut taksimle- rini bir cumartesi öğleden sonra düzenlenen "edebi- yat günleri"nde dınlerlerdi. Klasik müzik eski bir gramofondan dinlenir, Veysd Arseven'in kemanıyla seslendirdıği konçertolar, anlaşılmasa bile zevkle din- lenirdi. Ileride her biri kendine göre büyük şair ola- cak bazı öğrenciler, yine bir şair olan edebiyat öğret- meni Hatim Yağcıoğlu'nun şiirlerini okumalan için çevresmde fır dönerlerdi. Edebiyat etkinlikleri salt okulun edebiyat günleriyle kalmaz, çıkanlan dergi- lerle Sıvas halkına da taşınır. Pmar gecelerinde genç- ler, tüm Sıvaslılarla birlikte sanat ve edebiyatın, mü- ziğin eşsiz doyumuna ulaşırlardı. Böyle bir ortamda çağdaş bilime, edebiyata, saza, söze, şiire bu çocuk- lar için üniversitelere girmek, oralarda okumak, bi- tirmek işten bile değildi. Bu çocuklardan hiçbirisi, ya- şamın insafsız çarklanna kapılıp kendini yitirmedı. Ve bu çocuklara giderek Sıvas dar geldi. Yürekleri- nin en alçak yerinde, Sıvas'ın tozlu-toprakh sokak- lan, o güzelim türküleri, tekke önünün hıyan, madımağı olduğu halde Sıvas'tan aynldılar. Ulke çapında, Avrupa çapmda öğretim elemanı, doktor, hukukçu, gazeteci, bürokrat oldular. Bıribirlerini unutmadılar. Dünya görüşleri farklı da olsa biribir- lenni çok sevdiler ve sevmekteler.. 2 Temmuz 1993 günü Madımak Oteli'nde 37 can ile birlikte, onlann canlannın, bedenlerinin bir yani da yakıldı. Gerçi onlar bir daha Sıvas'a dönmemiş- lerdi, ama yerlerinı kimler almıştı? Nasıl olup da 37 cana kıymışlardı? Bu ınsanlar kimdi? Sıvas'a ne olmuştu?..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle