Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
POLİTİKADA
SORUNLAR
• Baştarafı II. Sayfada
Kaya'ya yakın bir gelecekte Kürt Parlamentosu'nu "ta-
nıma" vaadinde bulunuyorlar.
Ancak burada bir noktaya değinmeden geçemeye-
ceğiz. "SüfgündeKürtParlamentosu"nun kurulmasın-
da Başbakan Tansu Çiller'in büyük hata yaparak DEP'i
kapatması kuşkusuz önemli rol oynamıştır. Iç tüketime
yönelik nedenlerle alınan bu karar, içerde kendilerini ifa-
de etme olanağı bulamayanlann dışarda Türkiye'ye
çok daha zarariı olabilecek bir şekilde faaliyette bulun-
malanna ve Türkiye'yi yıpratmak için fırsat kollayan Yu-
nanistan gibi ülkelerin bunu kullanmasına yol açmıştır.
Yaşar Kaya'nın Atina'yı ziyaret etmesinden önce ise
Panayotis Sguridis'in başkanlığında 5 kişilik bir parla-
mento heyeti, Abdullah Ocalan'ı ziyaret ederek ken-
disine madalya vermişti.
•••
Kısacası, Yunanistan Türkiye ile gerginliği düzenli bi-
çimde tırmandırmakta, Ankara'yı kışkırtmak için ne ge-
rekirse yapmaktadır.
Atina bir yandan PKK'ye arka çıkarken, öte yandan
Şam'la savunma işbirliği anlaşması imzalayarak Tür-
kiye'yi güneyden kuşatma çabalanna girmiştir. Kıbrıs
Rum basınında, anlaşma uyannca Yunan uçaklarının
Güney Kıbrıs'a hava desteği sağlamak için Suriye'de-
ki üsleri kullanacağına ilişkin haberler çıkmıştır.
•••
Atina'nın, bu denli pervasız davranma cesaretini,
Türkiye'nin çığ gibi büyüyen iç sorunlannın yanı sıra Av-
rupa ve Amerikan Kongresi'nde aleyhimizde esen ha-
vadan aldığı açık.
Örneğın Amerikan Temsilciler Meclisi'nin Türkiye'ye
gelecek yıl yapılması öngörülen ekonomik yardımın 25
milyon dolar kesilmesini kararlaştırması, Temsilciler
Meclisi'nde Türkiye aleyhinde yapılan çok sert konuş-
malar, Yunanistan'ı kuşkusuz yüreklendirmiştir.
Ama Atina'yı asıl cesaretlendiren etken Türkiye'nin
içeride yaşadığı kargaşa, demokrasi ve ekonomik atılım
konusunda kararlı adımlar atabilecek güçlü bir yöneti-
ci kadrodan yoksun olmasıdır.
Evimizin içini düzene sokabildiğimiz takdirde, dış
sorunlann önemli bölümü kendiliğinden çözülür.
Başkentli, Hitit
GüneşFni istiyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Metih
Gökçek'in, Ankara'nın
amblemini "Hitit Güneşi"
yerine "canu"ye çevirmesi-
ne tepkiler sürüyor.
Çağdaş Türkiye Platfor-
mu'nun (ÇTP), Ankara'nın
ambleminın değiştirilmesi-
ni kınamak ve yenisinin kul-
lanılmasına izin vermemek
amacıyla başlattıği imza
kampanyası, 5 temmuz tari-
hine kadar uzatıldı.
Kampanya kapsamında,
Kızılay, Zafer Çarşısı ve Gü-
venpark, Yüksel Cadde-
si'ndeki MüIkiyelilerBiriigj
ve Kavaklıdere Karum
önünde 20 bin imza toplan-
dı.
İmza kampanyasının,
amblemin değişhrilmesi ko-
nusunda etkili sonuç verme-
mesi durumunda, Ankaralı-
lara dava dilekçesi dağıtıla-
cağı bildirildi.
Işçi Partisi Ankara ll Baş-
kanı Ali Kalan da açıklama-
sında, Hitit Gûneşi'nin yer-
yüzünde tek olduğunu, buna
karşılık camı minaresınin
dünyanın her yerinde bulun-
duğunu belirtti.
Çağdaş Türkiye Platfor-
mu'nun başlattığı kampan-
yaya, Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Denıeği, TOBAV,
Ankara Taban Oluşunıu,
Eğit-Der, Ankara Kadın
Platformu, Sanat ICururnu,
AFSAD, Birleşmiş Ressam-
lar ve Heykeltıraşlar Derne-
ği, Ankara Tabipler Odası da
destek verdi.
Atatürkçü Düşünce Der-
neği Genel Sekreteri Gülte-
kin Söylemez de Hitit Gûne-
şi'nin, Anadolu uygarlığının
' dünya üzerindc bıtaktığt et-
kilerinin tartışılamayacağını
ifade ederek şunlan söyledi:
"Türkiye Cumhuriye-
ti'nin vatandaşlan olarak
Misak-ı Milli suurian içinde
yerleştiğijniz vatanın bütiin
değerterine sahip çıkmak ve
yaşaünak zorundayız. Ata-
türk ve arkadaşlaruun kur-
duğu laik cumhuriyetin te-
mel feisefesi budur. Âtatürk,
Türk tarihinin incelenmesi
için nıücadele etmiş bir dev-
let kurucusudur. Yerel yöne-
timler dahi. Türkiye Cum-
huriyeti'nin kuruluş fel-
sefesini çiğneyemez."
Ankara Merkez Kapalı Cezaevi
6
Plaıriı bir saldırı
gerçekleştirildr
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Merkez
Kapalı Cezaevi'nde önceki
gûn meydana gelen ve 37
mahkûmun yaralanmasıyla
sonuçlanan olaylann, ceza-
evi yönetimince planlandığı
öne sürüldü. Yaralı mah-
kûrnjardan EyüpBaş ve Tay-
lan Ozgür Elçi'nin yaşamsal
tehlikeyi atlamadıklan öğre-
nilirken tutuklu babası Ah-
met Söner, yann yapılacak
açık görüşte çocuklanyla
görüşememesi durumunda,
CHP Genel Merkezi önünde
kendini yakacağını bildirdi.
rAnkara Halkın Hukuk
Bürosu adına dün bir basın
toplantısı düzenleyen avukat
Zeki Rüzgâr, Merkez Kapa-
lı Cezaevi 'nde MfT ajanı ol-
duğu gerekçesiyle 28 hazi-
ran tarihinde Hilal Füsun
Ühlü'nün öldürülmesiyle
gelişen olaylara ilişkin bilgi
verdi. Ünlû'nün öldürülme-
sinden sonra, aynı gûn ba-
yanlar koğuşundaki görüş
sırasında ailelerin dövülerek
dı'şan çıkanldıgını söyleyen
Rüzgâr, ertesi gün de bir du-
ruşma sonrasında askerlerin
tutukJulara saldırdığını ileri
sürdû.
150 silahlı askerin arama
yapma gerekçesiyle ceza-
evine girdiğini kaydeden
Rüzgâr, "Arama için hava-
landırmaya çıkarılan 4. ko-
ğuştaki DHKP-C davası tu-
tuklulan. askerler tarafin-
dan sanlarak saldınlmış. bu
saktında 37 kjşi ağır şekilde
yaralanmıştir 10-15 kişinin
kol ve bacaklan kırtlmış, 4
Idşi de hayati tehlike bulun-
duğu için hastaneye kaldınl-
nuşör" dedi. Olaydan sonra
avukat arkadaşlanyla birlik-
te cezaevine girerek müvek-
killerinin bazılanyla görüş-
me olanağı bulduğunu anla-
tan Rüzgâr, yarahlann du-
rumlannı kendisinin de gör-
düğünü bildirdi. Olayın ka-
muoyuna "Mahkûmlar is-
yan etti" diye yansıtıldığuıı
kaydeden Zeki Rüzgâr, bu-
nun doğru olmadığını, sal-
dınnın planlı bir şekilde ger-
çekleştirildiğini savundu.
Toplantıya katılan tutuk-
lu yakınlan da olayın sorum-
lusunun CHP'li Adalet Ba-
karu olduğunu belirterek
"Olaydan sonra CHP'yegit-
tik. Hiç kimsenin umurunda
değüdi" dediler. Tutuklu ya-
kınlan, "CHPiktidarortoğı
oldu, sokaklar kan gölüne
döndü. Dökülen kandan
CHP elini cekmelkür" diye
konuştular.
Oğlu cezaevinde bulunan
Ahmet Söner de yann yapı-
lacak görüşte, saldınya uğ-
rayan mahkûmlarla görüşe-
medikleri taktirde CHP Ge-
nel Merkezi önünde kendisi-
ni yakacağını söyledi. Artık
daha farklı bir tavır sergile-
yeceklerini bildiren Söner,
"Bu blöf değiL Ben 50 yaşın-
dayım. 10 yıl daha onnrsuz-
ca yaşamaktansa böyle
onurlu bir şekilde ölmek da-
ha ryi" diye konuştu.
Olaylar sırasında yarala-
nan 37 kişiden adlan belirle-
nenler şöyle: tbrahim Do-
ğan, Erdoğan Çınar, Irfan
Ortakçı, Polat Han. Bûlent
Han, Hasan Dönmez, AtiDa
Erol, Lütfi Topal, Burhan
Gardaş, Ahmet Gedik, Ce-
mal Karasaç, Yalçın Abatay,
Nflıat Sönmez, Aşkın Kaya,
Bayram Işlek, Ünal Erden,
Cnal Odabaşı, Barjş Özçelik.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
B Baştarafı I. Sayfada
sanlann adam öldürmesi mi?
Sıvas olaylan, rasgele bir araya gel-
miş insanların bir anlık sinirle, ellerinde
olmadan bina yakması mı?
Yoksa Sıvas olaylan; laik, çağdaş Tür-
kiye'ye karşı, aydınlara karşı işlenmiş,
planlı bir suç mu?
Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mah-
kemesi, Sıvas yargılamasına 21 Ekim
1993 günü başlayıp 26 Aralık 1994'te
bitirdi.
Mahkemenin sanıklara verdiği ceza
azdır çoktur, bu ayrı konu. Aslolan vur-
guladığımız gibi, tanı. Mahkemenin ge-
çen günlerde yayımlanan 469 sayfalık
gerekçeli kararında olay şöyle değer-
lendiriliyor:
-Insanlar, bina yakılması sonucu ya-
şamlannı yitirmişlerdir. (Yani, 2 temmuz
olaylarını çıkaranlar Madımak Oteli'ni
yaktılar, insanlar da içinde oldukları için
yanmış oldular.)
-Olay, devlete yönelik değildir. Gerek-
çeli kararın 429. sayfasında, "...Devlet
güçleriyle herhangi bir çatışma bulun-
madığı ve devlete karşı yapılmış birey-
lem olmadığı, bu gösterilere (Sıvas'ta
şenlik düzenlenmesine) izin veren ve
Aziz Nesin'i Sıvas'a davet eden Vali'ye
yönelik aleyhte tezahüratlann da dev-
lete yönelik sayılamayacağı, Aziz Ne-
sin'i davet eden kişi olarak bilinmesi
nedeniyle, tepkinin Vali'ninşahsınayö-
neldiği, devlete yönelik hiçbir eylemin
Sıvas'ta Sınıfta Kalanlar
bulunmadığı anlaşılmaktadır" deniliyor.
Kitap yazmayı, devlet yıkmak olarak
tanımlayan DGM, şeriat isteriz deyip
adam yakmayı kişisel tahrik olarak al-
gılıyor.
-Sıvas olaylan, laiklik aleyhinde bir
eylem değildir. Gerekçeli karann 433 ve
434. sayfasında, olaylarda atılan slo-
ganlar yazılı: "Islama uzanan eller kın-
lacak", "Kanımızaksa da zafer Islamın ",
"Sıvas, Aziz'emezarolacak", "Şerefsiz
vali, istifa"...Bu sloganlar için gerekçe-
li kararda aynen şu tümce yer alıyor:
"Sanıklann kastı Aziz Nesin 'e karşı ey-
lem yapmak olup, laik düzene karşı ya-
pılmış değildir."
DMG, herhalde laik düzen yıkıldıktan.
sonra, eylemcilerin bunu hedeflediğini
saptayacak ve karar alacak:
"Eylemcilerin laikliği ortadan kaldır-
mayı amaçladığı anlaşılmış bulunmak-
tadır."
Devlet olaya böyle baktı.
Ya dinciler...Onlar da ısrarla tek suç-
lunun Aziz Nesin olduğunu yineleyip
durdular. Eğer, bu kesimin medyadaki
uzantıları, "Biz terörün her türlüsüne
karşıyız. Hangi nedenle ve hangi ortam-
da olursa olsun, adam öldürmeye kar-
şıyız. Sıvas 'ta 37 insanın öldürülmesini
onaylamıyoruz" diyebilselerdi, belki
Türkiye'de daha başka bir rüzgâr ese-
bilirdi.
Öldüreni değil öleni katil yapıp hoş-
görü turları atmak, alçakça bir tutum.
Sıvas olaylan sonrasında yaşananlar
gösteriyor ki, şeriat özlemcilerini de-
mokrasi yelpazesinin içine koymaya ça-
lışmak, deniz suyuna bal karıştınp tat-
lılaşmasını beklemeye benziyor.
Devlet kurumlan, olayın ayırdında de-
ğil ya da olaya gerçek tanıyı koymaya
cesaret edemiyor. Koltuğunu garantile-
mek için konutunu tekkeye çevirmeye
hazır bir başbakanımız var.
Şeriatçılar gemi azıya almış, kimini
ateşle, kimin parayla, kimini ziyaretle
yola getiriyor...
Anadolu...
Peki o zaman ne yapacağız?
Bugün çağdaş Türkiye'yi ayakta tu-
tan, ne devlettir ne onun kurumlarıdır;
Anadolu insanıdır. 1950'den beri, yük-
selip-alçalan karşı devrim, bütün kale-
leri ele geçirememişse bu, Anadolu in-
sanının başarısıdır.
Daha çağdaş bir ülke özlemlerimizi
sulayan, Uğur Mumcu'nun Türkiye'yi
ayağa kaldırdığı gün yürüyen yüz bin-
lerdir.
Suudi Arabistan'da niçin Azım Bezir-
ci'ler, Metin AJtıok'lar yak/lmıyor?
Çünkü onlar, Asım Bezirci, Metin Al-
tıok yetiştiremiyorlar...
iran'da niçin UğurMumcu'laröldürül-
müyor?
Çünkü onlar Uğur Mumcu yetiştire-
miyorlar...
Nâzım Hikmet, "...Nasılçıkarkaran-
lıklar aydınlığa" derken, yaşadığı günü
değil, bu çağı yazmadı mı?
Zaman zaman Anadolu kentlerine gi-
diyorum. Mersin'de, Tire'de, Bartın'da,
Söğüt'te, yürekleri pınl pınl, gözleri umut
arayan Anadolu aydınlan tanıdım. Her
biri, yeşil bir vadiden doğup ovanın or-
tasında nehre ulaşamadan kuruyan de-
reler gibiydi...Tek eksik, bu yürekleri bir-
birine bağlamak:
-Örgüt.
O da uzak değil. Bir şeyin eksikliği
hissediliyorsa, giderilmesi yakın de-
mektir.
Kuyu derin mi diyesomnayacağız, ipı-
miz uzun diyeceğiz...
Bu toprak bizi taşır mı diye sormaya-
cağız, kökümüz sağlam diyeceğiz...
Düşmanımız çok mu diye sormaya-
cağız, gücümüz yerinde diyeceğiz...
Odamıza çekilip, elimizi dizimize vur-
manın anlamı yok. Çok şey değil, sade-
ce ayağa kalksak ürkerler...
Bugün ne "intikam" ne "kahır" günü.
Bir ağaç düşünün, birkaç dalı kınlın-
ca yaşama küsse, gövdesindeki özsu-
yunu kurutsa ve ölse...Yeryüzünde ağaç
kalır mıydı?
Kınlan dallar bayraklanmıza direk o-
lacak, direkleri yeni sürgünler taşıya-
cak...
Yandıklarıyla kalddar
• Baştarafı 1. Sayfada
dörder kişilik bir grup bu-
gün saat 10.00'da vilayet
önünde toplanacaklar. Daha
sonra 37 aydının yandığı
Madımak Oteli önüne gide-
cek grup, buraya karanfil
atacak. Kitle örgütü yöneti-
ci ve üyeleri daha sonra da.
katliamda ölen Hasret Gül-
tekin'ın Imranh'daki anıt
mezannın açılış törenine ka-
tılacaklar.
Adana'daki gösterüer
Insan Haklan Derneğı
((HD) Adana Şubesi Başka-
nı Metin Çelik, kardeşliği
geliştirmenin, insanlık aile-
si içinde onurlu bir yere gel-
menin çabası olarak, 2 Tem-
muz'u Adana'da Sanatçılar
Parkı 'nda mum ve karanfil-
lerle anacaklannı belirtti.
Bu eylemin 2911 sayılı ya-
saya aykın olduğu gerekçe-
siyle Valilik tarafından ya-
saklanmak istendiğini kay-
deden Çelik, "Bizgösteri ve
yfirüyüş yapmıyoruz. Müte-
vazı bir anmayı bile, değişik
yorumlayarak bu çabanın
önüne geçilmesini anlaya-
madık. Doğruluğuna ve
meşruiyetine inandığımız bu
anmayı gerçekleştireceğiz.
Saat l'l.OO'de İHD binasının
önündcn hareket ederek, Sa-
natçılar Parkı'na gideceğiz''
dedı.
Mersin'de miting
Pir Sultan Abdal Derneği
Mersin Şubesi öncülüğûnde
demokratik kitle örgütleri-
nin de destek verdiği bir yü-
rüyüş ve miting düzenlene-
cek. Sıvas katliamının pro-
testo edilmesi için yapılacak
yürüyüş, bugün 11,00'de ls-
tasyon Alanı'nda başlayıp
Cumhuriyet Alanı'nda ger-
çekleştirilecek mitingle so-
na erecek.
Ankara'da düzenlenen an-
ma etkinlikleri kapsamında
dün Türk-tş Toplantı Salo-
nu'nda ortak basın toplantı-
sı ve ardından "Asaf Koçak
Karikatür Yanşması" ödül
töreni gerçekleştirildi. Ayn-
ca. Demokrasi Güçleri Plat-
formu tarafından hazırtanan
-Halkımıza Çağn" bildirisi
dağıtıldı. Çağdaş Gazeteci-
ler Derneği Ankara Şube-
si'nde "Basında.Sıvas vrGa-
â Mahallesi" konulu toplan-
tı yapıldı ve karikatür ıle fo-
toğraf sergileri açıldı. Anka-
ra'da bugün ıse saat 13.00'te
Tandoğan Meydanfnda mi-
ting yapılarak katliam kına-
nacak, yakılanlar anılacak.
Ankara'da örgütlü bulu-
nan siyasi parti, vakıf, mes-
lek bırlikleri, dernekler, ka-
mu çalışanlan ve işçi sendi-
kalan tarafından oluşturulan
Demokrasi Güçleri Platfor-
mu'nun öncülüğûnde hafta
boyunca düzenlenecek et-
kinlikler şöyle:
4 Temmuz 1995: Yılmaz
Güney Sahnesi'nde insan
haklan ve demokrasi konu-
lu panel ilediagösterisi. Kü-
çük Tiyatro'da saat 20.30'da
düzenlenecek olan tiyatro
oyunu. ı
5 Temmuz 1995: Küçük
Tiyatro 'da şiir ve semah gös-
terisi.
6 Temmuz 1995: Karşıya-
ka Mezarlığf nı ziyaret. Oğ-
leden sonra Türk-Iş Toplan-
tı Salonu'nda Sıvas'tan Ga-
zi 'ye Türkiye Gerçeği konu-
lu panel.
8 Temmuz 1995: Banaz'a
gidiş ve aynı gün cem töre-
ni.
9 Temmuz 1995: Ba-
naz'da panel, gösteri ve
ozanlann katılımıyla ger-
çekleştırilecek etkinlikler.
Pır Sultan Abdal Derneği
Başkanı Murtaza Demir. 37
kişinin özel eşyalanyla sa-
nat ürünlerinin sergilenece-
ği müzenin de 10 temmuz-
da Kızılay'daaçılacağını bil-
dirdi.
İstanbul'daki
etkinlikler
lstanbul'da da, Pir Sultan
Abdal Kültür Derneği lstan-
bul Şubesi ile diğer Alevi-
Bektaşı dernekleri ve de-
mokratik kitle kuruluşlan
tarafından ortaklasa düzen-
lenen "Katliamı Protesto -
Şehitleri .Vnma" yürüyüşü,
bugün saat 13.00'te Kadı-
köy Belediyesi önünde baş-
layacak ve Kadıköy Meyda-
m'ndason bulacak.
Burada düzenlenecek mi-
tingden sonra ise otobüsler-
le Sıvas katliamında yaşa-
mını yitiren Nesimi Çi-
men'ın Karacaahmet Me-
zarhğı'ndaki mezanna gidı-
lecek. Nesimi Çimen'in me-
zan başındaki anma törenin-
den sonra Asım Bezirci' nin
Zincirlikuyu'daki mezanna
gidilecek. Sıvas Dayanışma
Derneği ise Mecidiyeköy
Kültür Merkezi'nde "Srvas
Şehitlerini Anma Toplanü-
sı" düzenliyor.
lzmir'de de Hacı Bektaş
Kültür ve Tanıtma dernekle-
ri ile Demokrasi Platfor-
mu'nca yann yürüyüş ve an-
ma toplantılan düzenle-
necek.
OLAYLARIN
ARDEVDAKİ
GERÇEK
I Baştarafı 1. Sayfada
Sıvas katliamı, İnsan
Haklarından Sorumlu
Devlet Bakanı Algan
Hacaloğlu'nun deyişiy-
le 'laik demokratik Türki-
ye'ye bir iç saldırı 'dan
başka bir şey değildir.
Sıvas katliamında dev-
letin ayıbı yok mudur?
Elbet vardır. Büyük bir
yüz karasıdır.
Yurttaşın devlete olan
güvensizliği, Sıvas katli-
amıyla bir üst boyuta u-
laşmıştır.
Aymazlık ve 'hoşgöriı'
adı altındakı tepkısizlik
de şeriatçı güçlerin ör-
gütlenmesini kolaylaştır-
mıştır.
Ortaçağın karanlığını
yeniden hortlatmak iste-
yenler, bugün siyasal ik-
tidann DYP kanadından
büyük destek görmü-
yorlar mı?
Her şey açık seçik or-
tadadır. Ülkenin kavgaya
değil, banşa ve sevgiye
gereksinimi olduğu bir
dönemde tarikat şeyhle-
rinden medet umanlar,
Türkiye'yi bir yalnızlığave
sonu olmayan bir mace-
raya sürükleyeceklerdir.
Artık aymazlığın ve
vurdumduymazlığın za-
manı değildir.
Tüm demokratik güç-
lerin ve sivil toplum ör-
gütlerinin, ülke için bü-
yük tehlike gösteren şe-
riata ve ırkçılığa karşı ta-
vır almaları gerekmekte-
dir,
Ülkemizin din, vicdan
ve düşünce özgürlüğü
için laik demokratik yapı-
nın korunması, birincil
koşul olmalıdır.
Mustafa Kemal Ata-
türk ve arkadaşlannın
canlanyla, kanlanyla kur-
dukları laik ve demokra-
tik cumhuriyeti ancak
böyle yaşatabiliriz.
•••
DGM Sıvas'ta asli faüleri bulamadı, gözler Yaı^ıtay?
da
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA - Sıvas'ta iki
yıl önce bugün 37 kişinin
yakılarak katledilmesi ûze-
rine açılan davada Ankara
Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'nin (DGM) verdiği ve
olaylann asli faillerinin bu-
lunamadığı sonucunu içeren
karar için gözler Yargı-
tay'da. DGM'nin yargılanan
sanıklara verdiği en fazla
15'er yıllık mahkûmiyet ka-
rarlannı onaylayıp onayla-
mayacağı ya da eylemin 'la-
ik devlet düzenine karşı şeri-
at istemli bir kalkışma' olup
olmadığı konusunda Yargı-
tay'ın vereceği hüküm me-
raklabekleniyor. DGM'nin,
Sıvas olaylan davasına iliş-
kin gerekçeli karannda, Sı-
vas'ta şeriat istemli bir kal-
kışma olmadığı, cezalandı-
rılması istenen yazar Aziz
Nesin'in olaylan tahrik etti-
ği, 37 kişinin yakıldığı olay-
lann, halkın kutsal din duy-
gulannın aşağılanmasına
gösterdiği tepki sonucu doğ-
duğu. 'bütün dikkatin göste-
rümesine karşın, asli faille-
rin bulunamadığı'' görüşle-
rine yer verildi.
Aralannda, halen fırarda
olan Sıvas Belediye Mecli-
si üyesi RP'li Cafer Erçak-
mak'ın da bulunduğu 124
sanıklı Sıvas davasında yar-
gılananlar, karardan önce ve
sonra basına ve mahkeme
heyetine tehditler yağdırdı-
lar.
DGM'nin asli fail olma-
dıklannı savunduğu bazı sa-
nıklar, duruşmalarda, "Ya
Isbun, ya ölfim'', "Kâfırtere
cihat" sloganlan atarak
oturduklan sandaryeleri kı-
np gazeteciler ve yargıçlara
firlattılar.
Davasûreci
Sıvas katliamının ardın-
dan tüm dikkatler, olayın
gerçek faillerinin bulunup
bulunamayacağına çevrildi.
"Sorumlular ne zaman ya-
kalanacaklar? Neyle suçla-
nıp neyle yargılanacaklar?^
sorulannın yanıtlan, Sıvas
Cumhuriyet Başsavcılığı ta-
rafuıdan başlatılan soruştur-
ma sürecinde ortaya çıkma-
ya başladı. Başsavcılık, as-
liye ve ağır ceza mahkeme-
leri ile Kayseri DGM'de üç
ayn dava açtı. Ancak katli-
amda yaşamını yirirenlerin
yakınlan ve avukatlan, da-
vanın Sıvas ve Kayseri'de
görülmesinin sakıncah ola-
cağını dile getirerek Adalet
Bakanhğı'na başvurdular.
Ankara'da Sıvas katUamını protesto etmek için bir imza kampanyası açıldı. (Fotoğraf: TARIK TINAZA\
Dönemin Adalet Bakanı
Seyfi Oktay, yerinde gördü-
ğü bu istemi Yargıtay'a ilet-
ti. Yargıtay 10. Ceza Daire-
si de istemi yerinde görerek
davanın Ankara'ya nakline
karar verdi.
Tahliyeler başlıyor
Davalar birleştirilerek
Ankara'ya nakledilir nakle-
dilmez, tutuklu sanıklann
tahliyesine başlandı. Dava-
larda görevsizlik tartışması
yaşanırken Ankara DGM,
46 sanık hakkında, dosya
üzerinden tahliye karan ver-
di.
Gerek Sıvas gerek Kayse-
ri DGM'de açılan davalann
iddianamelerinde olaylann
arkasındaki örgüt ya da ey-
lemin tanımı ve hedefi irde-
lenmeyip şeriat tanımından
özenle kaçınılırken görev-
sizlik karan veren 19. Asli-
ye Ceza Mahkemesi, olayla-
n 'şeriatçı kalkışma' olarak
niteledi.
Mahkeme savcılan, "O-
lay; anayasal, laik, demokra-
tik düzeni yıkıp yerine şeri-
ata dayalı bir düzen kurma-
ya yönelik planlı başkaldın
niteliğjndedir" diye görüş
belirttiler.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi
de DGM'ye gönderdiği ya-
zıda; sanıklann, anayasal
düzeni şeriat istemiyle de-
ğiştirmeye kalkışmak suçu-
nu düzenleyen TCY'nin
146, 3713 sayılı yasa ile 12
Eylül öncesinde MHP ve ül-
kücü kuruluşlarla ilgili da-
valarda cezalandırma mad-
desi olarak uygulanan ve
'cürüm işlemek için cemiyet
kurmak' suçunu içeren
TCY'nin 313. maddesi uya-
nnca cezalandınlmalan ge-
rektiğini, ancak bu konuda
takdirin mahkemeye ait ol-
duğunu bildirdi.
Olayb duruşmalar
Sıvas davası, 21 Ekim
1993 günü olaylı başladı. Oç
kişi hakkında idam istenen
davanın bir numaralı sanığı
itfaiye eri Halil İbrahim
Düzbiçer, 'çok merhametli
bir insan olduğunu' öne sü-
rerek gözaltında iken ağır ış-
kence gördüğünü, kendisi
ve arkadaşlannın örgüt üye-
si olmadığını söyledi.
Sanıklann, Ankara 1
No'lu DGM Başkanı Mu-
ammer Ünsoy'a ifade ver-
mesi sırasında da zaman za-
man tartışmalar çıktı. Iddi-
anamede, sanıklann dağıtı-
lan bildiride ismi bulunan
'Müslümanlar' örgütü üye-
si olduklan öne sürülürken
Emniyet Genel Müdürlüğü,
yaptığı araştırmada, böyle
bir örgütün varlığmın söz
konusu olmadığını bildirdi.
Aynı günlerde Ankara
DGM Başsavcısı NusretDe-
miral yaptığı bir açıklama-
da, Sıvas"ta örgüt olmadığı-
nı belirterek sanıklann so-
kaklardan yakalandığını,
asıl suçlulann dışanda oldu-
ğunu bildirdi.
Davaya RP'den büyük
destek sağlandı. Sanıklan
savunmak amacıyla duruş-
malara katılmak isteyen RP
Grup Başkanvekili Şevket
Kazan. daha sonra müdahil
avukatlann sözcüsü Şanal
Samhan tarafından dava dı-
şı bıraktınldı.
Sıvas davası, başından so-
nuna kadar yerli ve yabancı
gazeteciler ile yazarlar tara-
fından büyük ilgi görürken
sanık avukatlan ile müdahil
avukatlan birnoktada birle-
şerek dönemin Sıvas Emni-
yet Müdürü, Gamizon Ko-
mutanı ile Vali Ahmet Kara-
bügin 'in olaylarda sorumlu-
luğu bulunduğu gerekçesiy-
le haklannda suç duyuru-
sundabulunulmasını istedi-
ler.
Sanıklar. savunmalannda,
Madımak Oteli'nin yakıl-
masına katılmadıklannı, an-
cak yazar Aziz Nesin aley-
hine yürüyerek dini inanç-
lannın gereğini yerine getir-
diklerini, 'dinlerine külre-
denşeytan'ı lanetJediklerini
öne sürdüler.
Birçok siyasi parti ve de-
mokratik kitle örgütünün Sı-
vas olaylanyla ilgili açıkla-
malan devam ederken İşçi
Partisi'nin (tP), olaylarla il-
gili ele geçirdiği bir video
kaset, kamuo>oında büyük
yankı uyandırdı. Birçok özel
televizyon kanalında göste-
rilen ve katliama açıklık ge-
tiren kaset, daha sonra mah-
kemeye sunuldu. Kasette,
idare mahkemesi karanyla
bir süre sonra görevine iade
edilen Sıvas Belediye Baş-
kanı Temel Karamollaoğ-
lu'nun, kalabalığa hitaben
"Şunlann ruhuna fatiha
okuyuD, yapacağrnıtn yap-
tık, dağüm" sözlerinin de
yer alması dikkat çekti.
GizfiBk karan
Olayın görgü tanıklan ve
suçtan zarar görenlerin din-
lenmesinin ardından, mah-
keme 17 Şubat 1994 günü
aldığı bir kararla duruşmala-
n basına kapattı. Müdahil
avukatlar ve basın, karan
protesto ederek daha sonra-
ki duruşmalara katılmadılar.
Gizli duruşmalarda dinle-
nen eski Sıvas Emniyet Mü-
dürü Doğukan Öner ve di-
ğer tanıklar, sanıklann bü-
yük bölümünü teşhis ederek
şeriat istemli sloganlar duy-
duklannı söylerken Kara-
mollaoğlu ile ilgili yorum
yapmaktan kaçındılar.
Yargılama ile birlikte tah-
liyeler de peyderpey devam
etti. 18 şubatta 2, 26 nisan-
da 26, son olarak 13 sanık
tahliye edilince tutuklu sa-
nık sayısı. haziran ayı için-
de 38'e düştü.
Dava, 30 Mayıs 1994 gü-
nü yapılan duruşmada karar
aşamasına gelirlcen müdahil
a\
r
ukatlar mahkemeye şeri-
atçı İBDA-C'nin yayın or-
tranı 'TaraF adlı derginin
Xğustos 1993, Kasım 1993
\eOcak 1994 tarihli 30, 33
ve 35. sayılannı sanıklann
nrgütsel ilişkisine kanıt ola-
-ak sundular ve soruşturma-
ıın genişletilmesini istedi-
ler.
Kamu tarafı olan Başsav-
cı Demiral, yaptığı açıkla-
mada, esas hakkındaki mü-
talaanın yazılmaya başlan-
dığını belirterek mütalaada
sanıklann TCY'nin 146'1
ve 146/3. maddeleri uyann-
ca cezalandınlmalannı iste-
yeceğini söyledi.
Karar açıklanıyor
Yaklaşık 14 ay süren Sı-
vas davasına ilişkin karar, 26
Aralık 1994 günü açıklandı.
Heyet 124 sanıktan 86'sına 2
ile 15 yıl arasında hapis, 37
sanık hakkında beraat kara-
n verirken tutuklu bulunan
12 sanığın tahliyesijıi karar-
laştırdı. Sanıklann, katli-
amın 'asli failleri' olmadığı
karanna vanlan mahkeme-
de, olaylan tahrikiyle baş-
lattığı öne sürülen Aziz Ne-
sin hakkında yasal işlem ya-
pıbnası için suç duyurusun-
da bulunulması istendi.
Mahkemenin daha sonra
açıklanan gerekçeli karann-
da da Sıvas'ta devlete ve la-
ik düzene karşı şeriatçı bir
kalkışmanın olmadığı, Sı-
vas'ta sadece islam dinince
mukaddes sayılan değerle-
rin aşağılanmasına tepki
gösterildiği, olaylann mü-
sebbibi olarak suçlanan A-
ziz Nesin'in, Anadolu'nun
herhangi bir kentinde de ay-
nı tepkiyi görebileceği savu-
nuldu. Davanın, üç taraftan
da temyiz edileceği bildiril-
di. Ankara DGM Başsavcı-
lığı ile müdahil avukatlann
yanı sıra verilen cezalan
ağır bulan sanık avukatlan-
nın da karan temyiz edecek-
leri kaydedildi. Yargıtay, ad-
li tatilin sona ermesinin ar-
dından davayı ele alacak.
Gerekçeli kararda dikkat
çeken bazı görüşler şöyle:
- Eylem Aziz Nesin'in şah-
suıa yöneliktir. Sahsa yönelik
eylemin başka mecralaraçe-
kilerek kamplaşma ve ku-
tuplaşma yaratmaıun huku-
ki ve sosyâl yaran yoktur.
- Bütün dikkat gösteril-
mesine rağmen, olaylann
asli failleri bulunamamıştır.
- Sıvas olaylarının arka-
sında örgüt çoktur. Sıvas'ta
Hizbullah, fslami Hareket,
Islami Cihatgibi faaliyet gös-
teren bir örgüt yoktur.
- Inanan insanlann kutsal
değerlerinin aşağılanması
bir hak olamaz.
- Laiklik aley hine bir gru-
bun slogan atması. olayın la-
iklik aleyhine olduğunu gös-
termez. Bir gnıbun atoğı slo-
gan nedeniyle sanıklar hak-
kında anayasal düzeni değiş-
tirmeye kalkışma suçunu
düzenleyen 146/1 uyannca
ceza verîlemez.
- Valinin, Aziz Nesin'i
davetine gösterilen tepki,
devlete tepki olarak gös-
terilemez.
Yardıım
• Baştarafı 1. Sayfada
ülke ve kuruluşlarca Kıb-
ns'ın bütününe vapılan yar-
dımlann hepsini alıyordu.
Orman yangını nedeniyle
bize yapılması düşünülen
yardımlan da almaya çabşn
yor"dedi.
Türk askerinin yangın sı-
rasında büyük çaba harca-
dığını da belirten Denktaş,
"Eğer Türk askeri olmasay-
dı, Kuzev Kıbns komple ya-
nardı. Yangın Türk askeri-
nin özverili çalışması saye-
sinde söndürüldü. Şündi he-
defîmiz bu felaketin geride
bıraktığı izleri kapatnıaktır.
Buralan yeniden ağaçlan-
dırmak için çalışmalara baş-
ladık. Bu konuda BM ve ba-
zı çevreci kuruluşlara baş-
vurduk. Yeşil Kıbns'ı yeni-
den yeşillendireceğiz'' diye
konuştu. Türkiye'nin güm-
rükbirliğine girmesinin Ku-
zey Kıbns'ı ne şekilde etki-
leyeceği şeklindeki bir so-
njyu ise Denktaş şöyle ya-
nıtladı: "Türkiye her konu-
da olduğu gibi bize bu konu-
da da garanti veriyor. Biz bu-
na inanıyoruz, güveniyoruz.
Temennimiz, Türkiye'nin
çıkarlan doğruHusunda bir
gelişme oimasMtar."