03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 TEMMUZ 1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 POLİTİKADA SORUNLAR • Baştarafı II. Sayfada Kaya'ya yakın bir gelecekte Kürt Parlamentosu'nu "ta- nıma" vaadinde bulunuyorlar. Ancak burada bir noktaya değinmeden geçemeye- ceğiz. "SüfgündeKürtParlamentosu"nun kurulmasın- da Başbakan Tansu Çiller'in büyük hata yaparak DEP'i kapatması kuşkusuz önemli rol oynamıştır. Iç tüketime yönelik nedenlerle alınan bu karar, içerde kendilerini ifa- de etme olanağı bulamayanlann dışarda Türkiye'ye çok daha zarariı olabilecek bir şekilde faaliyette bulun- malanna ve Türkiye'yi yıpratmak için fırsat kollayan Yu- nanistan gibi ülkelerin bunu kullanmasına yol açmıştır. Yaşar Kaya'nın Atina'yı ziyaret etmesinden önce ise Panayotis Sguridis'in başkanlığında 5 kişilik bir parla- mento heyeti, Abdullah Ocalan'ı ziyaret ederek ken- disine madalya vermişti. ••• Kısacası, Yunanistan Türkiye ile gerginliği düzenli bi- çimde tırmandırmakta, Ankara'yı kışkırtmak için ne ge- rekirse yapmaktadır. Atina bir yandan PKK'ye arka çıkarken, öte yandan Şam'la savunma işbirliği anlaşması imzalayarak Tür- kiye'yi güneyden kuşatma çabalanna girmiştir. Kıbrıs Rum basınında, anlaşma uyannca Yunan uçaklarının Güney Kıbrıs'a hava desteği sağlamak için Suriye'de- ki üsleri kullanacağına ilişkin haberler çıkmıştır. ••• Atina'nın, bu denli pervasız davranma cesaretini, Türkiye'nin çığ gibi büyüyen iç sorunlannın yanı sıra Av- rupa ve Amerikan Kongresi'nde aleyhimizde esen ha- vadan aldığı açık. Örneğın Amerikan Temsilciler Meclisi'nin Türkiye'ye gelecek yıl yapılması öngörülen ekonomik yardımın 25 milyon dolar kesilmesini kararlaştırması, Temsilciler Meclisi'nde Türkiye aleyhinde yapılan çok sert konuş- malar, Yunanistan'ı kuşkusuz yüreklendirmiştir. Ama Atina'yı asıl cesaretlendiren etken Türkiye'nin içeride yaşadığı kargaşa, demokrasi ve ekonomik atılım konusunda kararlı adımlar atabilecek güçlü bir yöneti- ci kadrodan yoksun olmasıdır. Evimizin içini düzene sokabildiğimiz takdirde, dış sorunlann önemli bölümü kendiliğinden çözülür. Başkentli, Hitit GüneşFni istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Büyükşe- hir Belediye Başkanı Metih Gökçek'in, Ankara'nın amblemini "Hitit Güneşi" yerine "canu"ye çevirmesi- ne tepkiler sürüyor. Çağdaş Türkiye Platfor- mu'nun (ÇTP), Ankara'nın ambleminın değiştirilmesi- ni kınamak ve yenisinin kul- lanılmasına izin vermemek amacıyla başlattıği imza kampanyası, 5 temmuz tari- hine kadar uzatıldı. Kampanya kapsamında, Kızılay, Zafer Çarşısı ve Gü- venpark, Yüksel Cadde- si'ndeki MüIkiyelilerBiriigj ve Kavaklıdere Karum önünde 20 bin imza toplan- dı. İmza kampanyasının, amblemin değişhrilmesi ko- nusunda etkili sonuç verme- mesi durumunda, Ankaralı- lara dava dilekçesi dağıtıla- cağı bildirildi. Işçi Partisi Ankara ll Baş- kanı Ali Kalan da açıklama- sında, Hitit Gûneşi'nin yer- yüzünde tek olduğunu, buna karşılık camı minaresınin dünyanın her yerinde bulun- duğunu belirtti. Çağdaş Türkiye Platfor- mu'nun başlattığı kampan- yaya, Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Denıeği, TOBAV, Ankara Taban Oluşunıu, Eğit-Der, Ankara Kadın Platformu, Sanat ICururnu, AFSAD, Birleşmiş Ressam- lar ve Heykeltıraşlar Derne- ği, Ankara Tabipler Odası da destek verdi. Atatürkçü Düşünce Der- neği Genel Sekreteri Gülte- kin Söylemez de Hitit Gûne- şi'nin, Anadolu uygarlığının ' dünya üzerindc bıtaktığt et- kilerinin tartışılamayacağını ifade ederek şunlan söyledi: "Türkiye Cumhuriye- ti'nin vatandaşlan olarak Misak-ı Milli suurian içinde yerleştiğijniz vatanın bütiin değerterine sahip çıkmak ve yaşaünak zorundayız. Ata- türk ve arkadaşlaruun kur- duğu laik cumhuriyetin te- mel feisefesi budur. Âtatürk, Türk tarihinin incelenmesi için nıücadele etmiş bir dev- let kurucusudur. Yerel yöne- timler dahi. Türkiye Cum- huriyeti'nin kuruluş fel- sefesini çiğneyemez." Ankara Merkez Kapalı Cezaevi 6 Plaıriı bir saldırı gerçekleştirildr ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde önceki gûn meydana gelen ve 37 mahkûmun yaralanmasıyla sonuçlanan olaylann, ceza- evi yönetimince planlandığı öne sürüldü. Yaralı mah- kûrnjardan EyüpBaş ve Tay- lan Ozgür Elçi'nin yaşamsal tehlikeyi atlamadıklan öğre- nilirken tutuklu babası Ah- met Söner, yann yapılacak açık görüşte çocuklanyla görüşememesi durumunda, CHP Genel Merkezi önünde kendini yakacağını bildirdi. rAnkara Halkın Hukuk Bürosu adına dün bir basın toplantısı düzenleyen avukat Zeki Rüzgâr, Merkez Kapa- lı Cezaevi 'nde MfT ajanı ol- duğu gerekçesiyle 28 hazi- ran tarihinde Hilal Füsun Ühlü'nün öldürülmesiyle gelişen olaylara ilişkin bilgi verdi. Ünlû'nün öldürülme- sinden sonra, aynı gûn ba- yanlar koğuşundaki görüş sırasında ailelerin dövülerek dı'şan çıkanldıgını söyleyen Rüzgâr, ertesi gün de bir du- ruşma sonrasında askerlerin tutukJulara saldırdığını ileri sürdû. 150 silahlı askerin arama yapma gerekçesiyle ceza- evine girdiğini kaydeden Rüzgâr, "Arama için hava- landırmaya çıkarılan 4. ko- ğuştaki DHKP-C davası tu- tuklulan. askerler tarafin- dan sanlarak saldınlmış. bu saktında 37 kjşi ağır şekilde yaralanmıştir 10-15 kişinin kol ve bacaklan kırtlmış, 4 Idşi de hayati tehlike bulun- duğu için hastaneye kaldınl- nuşör" dedi. Olaydan sonra avukat arkadaşlanyla birlik- te cezaevine girerek müvek- killerinin bazılanyla görüş- me olanağı bulduğunu anla- tan Rüzgâr, yarahlann du- rumlannı kendisinin de gör- düğünü bildirdi. Olayın ka- muoyuna "Mahkûmlar is- yan etti" diye yansıtıldığuıı kaydeden Zeki Rüzgâr, bu- nun doğru olmadığını, sal- dınnın planlı bir şekilde ger- çekleştirildiğini savundu. Toplantıya katılan tutuk- lu yakınlan da olayın sorum- lusunun CHP'li Adalet Ba- karu olduğunu belirterek "Olaydan sonra CHP'yegit- tik. Hiç kimsenin umurunda değüdi" dediler. Tutuklu ya- kınlan, "CHPiktidarortoğı oldu, sokaklar kan gölüne döndü. Dökülen kandan CHP elini cekmelkür" diye konuştular. Oğlu cezaevinde bulunan Ahmet Söner de yann yapı- lacak görüşte, saldınya uğ- rayan mahkûmlarla görüşe- medikleri taktirde CHP Ge- nel Merkezi önünde kendisi- ni yakacağını söyledi. Artık daha farklı bir tavır sergile- yeceklerini bildiren Söner, "Bu blöf değiL Ben 50 yaşın- dayım. 10 yıl daha onnrsuz- ca yaşamaktansa böyle onurlu bir şekilde ölmek da- ha ryi" diye konuştu. Olaylar sırasında yarala- nan 37 kişiden adlan belirle- nenler şöyle: tbrahim Do- ğan, Erdoğan Çınar, Irfan Ortakçı, Polat Han. Bûlent Han, Hasan Dönmez, AtiDa Erol, Lütfi Topal, Burhan Gardaş, Ahmet Gedik, Ce- mal Karasaç, Yalçın Abatay, Nflıat Sönmez, Aşkın Kaya, Bayram Işlek, Ünal Erden, Cnal Odabaşı, Barjş Özçelik. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY B Baştarafı I. Sayfada sanlann adam öldürmesi mi? Sıvas olaylan, rasgele bir araya gel- miş insanların bir anlık sinirle, ellerinde olmadan bina yakması mı? Yoksa Sıvas olaylan; laik, çağdaş Tür- kiye'ye karşı, aydınlara karşı işlenmiş, planlı bir suç mu? Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mah- kemesi, Sıvas yargılamasına 21 Ekim 1993 günü başlayıp 26 Aralık 1994'te bitirdi. Mahkemenin sanıklara verdiği ceza azdır çoktur, bu ayrı konu. Aslolan vur- guladığımız gibi, tanı. Mahkemenin ge- çen günlerde yayımlanan 469 sayfalık gerekçeli kararında olay şöyle değer- lendiriliyor: -Insanlar, bina yakılması sonucu ya- şamlannı yitirmişlerdir. (Yani, 2 temmuz olaylarını çıkaranlar Madımak Oteli'ni yaktılar, insanlar da içinde oldukları için yanmış oldular.) -Olay, devlete yönelik değildir. Gerek- çeli kararın 429. sayfasında, "...Devlet güçleriyle herhangi bir çatışma bulun- madığı ve devlete karşı yapılmış birey- lem olmadığı, bu gösterilere (Sıvas'ta şenlik düzenlenmesine) izin veren ve Aziz Nesin'i Sıvas'a davet eden Vali'ye yönelik aleyhte tezahüratlann da dev- lete yönelik sayılamayacağı, Aziz Ne- sin'i davet eden kişi olarak bilinmesi nedeniyle, tepkinin Vali'ninşahsınayö- neldiği, devlete yönelik hiçbir eylemin Sıvas'ta Sınıfta Kalanlar bulunmadığı anlaşılmaktadır" deniliyor. Kitap yazmayı, devlet yıkmak olarak tanımlayan DGM, şeriat isteriz deyip adam yakmayı kişisel tahrik olarak al- gılıyor. -Sıvas olaylan, laiklik aleyhinde bir eylem değildir. Gerekçeli karann 433 ve 434. sayfasında, olaylarda atılan slo- ganlar yazılı: "Islama uzanan eller kın- lacak", "Kanımızaksa da zafer Islamın ", "Sıvas, Aziz'emezarolacak", "Şerefsiz vali, istifa"...Bu sloganlar için gerekçe- li kararda aynen şu tümce yer alıyor: "Sanıklann kastı Aziz Nesin 'e karşı ey- lem yapmak olup, laik düzene karşı ya- pılmış değildir." DMG, herhalde laik düzen yıkıldıktan. sonra, eylemcilerin bunu hedeflediğini saptayacak ve karar alacak: "Eylemcilerin laikliği ortadan kaldır- mayı amaçladığı anlaşılmış bulunmak- tadır." Devlet olaya böyle baktı. Ya dinciler...Onlar da ısrarla tek suç- lunun Aziz Nesin olduğunu yineleyip durdular. Eğer, bu kesimin medyadaki uzantıları, "Biz terörün her türlüsüne karşıyız. Hangi nedenle ve hangi ortam- da olursa olsun, adam öldürmeye kar- şıyız. Sıvas 'ta 37 insanın öldürülmesini onaylamıyoruz" diyebilselerdi, belki Türkiye'de daha başka bir rüzgâr ese- bilirdi. Öldüreni değil öleni katil yapıp hoş- görü turları atmak, alçakça bir tutum. Sıvas olaylan sonrasında yaşananlar gösteriyor ki, şeriat özlemcilerini de- mokrasi yelpazesinin içine koymaya ça- lışmak, deniz suyuna bal karıştınp tat- lılaşmasını beklemeye benziyor. Devlet kurumlan, olayın ayırdında de- ğil ya da olaya gerçek tanıyı koymaya cesaret edemiyor. Koltuğunu garantile- mek için konutunu tekkeye çevirmeye hazır bir başbakanımız var. Şeriatçılar gemi azıya almış, kimini ateşle, kimin parayla, kimini ziyaretle yola getiriyor... Anadolu... Peki o zaman ne yapacağız? Bugün çağdaş Türkiye'yi ayakta tu- tan, ne devlettir ne onun kurumlarıdır; Anadolu insanıdır. 1950'den beri, yük- selip-alçalan karşı devrim, bütün kale- leri ele geçirememişse bu, Anadolu in- sanının başarısıdır. Daha çağdaş bir ülke özlemlerimizi sulayan, Uğur Mumcu'nun Türkiye'yi ayağa kaldırdığı gün yürüyen yüz bin- lerdir. Suudi Arabistan'da niçin Azım Bezir- ci'ler, Metin AJtıok'lar yak/lmıyor? Çünkü onlar, Asım Bezirci, Metin Al- tıok yetiştiremiyorlar... iran'da niçin UğurMumcu'laröldürül- müyor? Çünkü onlar Uğur Mumcu yetiştire- miyorlar... Nâzım Hikmet, "...Nasılçıkarkaran- lıklar aydınlığa" derken, yaşadığı günü değil, bu çağı yazmadı mı? Zaman zaman Anadolu kentlerine gi- diyorum. Mersin'de, Tire'de, Bartın'da, Söğüt'te, yürekleri pınl pınl, gözleri umut arayan Anadolu aydınlan tanıdım. Her biri, yeşil bir vadiden doğup ovanın or- tasında nehre ulaşamadan kuruyan de- reler gibiydi...Tek eksik, bu yürekleri bir- birine bağlamak: -Örgüt. O da uzak değil. Bir şeyin eksikliği hissediliyorsa, giderilmesi yakın de- mektir. Kuyu derin mi diyesomnayacağız, ipı- miz uzun diyeceğiz... Bu toprak bizi taşır mı diye sormaya- cağız, kökümüz sağlam diyeceğiz... Düşmanımız çok mu diye sormaya- cağız, gücümüz yerinde diyeceğiz... Odamıza çekilip, elimizi dizimize vur- manın anlamı yok. Çok şey değil, sade- ce ayağa kalksak ürkerler... Bugün ne "intikam" ne "kahır" günü. Bir ağaç düşünün, birkaç dalı kınlın- ca yaşama küsse, gövdesindeki özsu- yunu kurutsa ve ölse...Yeryüzünde ağaç kalır mıydı? Kınlan dallar bayraklanmıza direk o- lacak, direkleri yeni sürgünler taşıya- cak... Yandıklarıyla kalddar • Baştarafı 1. Sayfada dörder kişilik bir grup bu- gün saat 10.00'da vilayet önünde toplanacaklar. Daha sonra 37 aydının yandığı Madımak Oteli önüne gide- cek grup, buraya karanfil atacak. Kitle örgütü yöneti- ci ve üyeleri daha sonra da. katliamda ölen Hasret Gül- tekin'ın Imranh'daki anıt mezannın açılış törenine ka- tılacaklar. Adana'daki gösterüer Insan Haklan Derneğı ((HD) Adana Şubesi Başka- nı Metin Çelik, kardeşliği geliştirmenin, insanlık aile- si içinde onurlu bir yere gel- menin çabası olarak, 2 Tem- muz'u Adana'da Sanatçılar Parkı 'nda mum ve karanfil- lerle anacaklannı belirtti. Bu eylemin 2911 sayılı ya- saya aykın olduğu gerekçe- siyle Valilik tarafından ya- saklanmak istendiğini kay- deden Çelik, "Bizgösteri ve yfirüyüş yapmıyoruz. Müte- vazı bir anmayı bile, değişik yorumlayarak bu çabanın önüne geçilmesini anlaya- madık. Doğruluğuna ve meşruiyetine inandığımız bu anmayı gerçekleştireceğiz. Saat l'l.OO'de İHD binasının önündcn hareket ederek, Sa- natçılar Parkı'na gideceğiz'' dedı. Mersin'de miting Pir Sultan Abdal Derneği Mersin Şubesi öncülüğûnde demokratik kitle örgütleri- nin de destek verdiği bir yü- rüyüş ve miting düzenlene- cek. Sıvas katliamının pro- testo edilmesi için yapılacak yürüyüş, bugün 11,00'de ls- tasyon Alanı'nda başlayıp Cumhuriyet Alanı'nda ger- çekleştirilecek mitingle so- na erecek. Ankara'da düzenlenen an- ma etkinlikleri kapsamında dün Türk-tş Toplantı Salo- nu'nda ortak basın toplantı- sı ve ardından "Asaf Koçak Karikatür Yanşması" ödül töreni gerçekleştirildi. Ayn- ca. Demokrasi Güçleri Plat- formu tarafından hazırtanan -Halkımıza Çağn" bildirisi dağıtıldı. Çağdaş Gazeteci- ler Derneği Ankara Şube- si'nde "Basında.Sıvas vrGa- â Mahallesi" konulu toplan- tı yapıldı ve karikatür ıle fo- toğraf sergileri açıldı. Anka- ra'da bugün ıse saat 13.00'te Tandoğan Meydanfnda mi- ting yapılarak katliam kına- nacak, yakılanlar anılacak. Ankara'da örgütlü bulu- nan siyasi parti, vakıf, mes- lek bırlikleri, dernekler, ka- mu çalışanlan ve işçi sendi- kalan tarafından oluşturulan Demokrasi Güçleri Platfor- mu'nun öncülüğûnde hafta boyunca düzenlenecek et- kinlikler şöyle: 4 Temmuz 1995: Yılmaz Güney Sahnesi'nde insan haklan ve demokrasi konu- lu panel ilediagösterisi. Kü- çük Tiyatro'da saat 20.30'da düzenlenecek olan tiyatro oyunu. ı 5 Temmuz 1995: Küçük Tiyatro 'da şiir ve semah gös- terisi. 6 Temmuz 1995: Karşıya- ka Mezarlığf nı ziyaret. Oğ- leden sonra Türk-Iş Toplan- tı Salonu'nda Sıvas'tan Ga- zi 'ye Türkiye Gerçeği konu- lu panel. 8 Temmuz 1995: Banaz'a gidiş ve aynı gün cem töre- ni. 9 Temmuz 1995: Ba- naz'da panel, gösteri ve ozanlann katılımıyla ger- çekleştırilecek etkinlikler. Pır Sultan Abdal Derneği Başkanı Murtaza Demir. 37 kişinin özel eşyalanyla sa- nat ürünlerinin sergilenece- ği müzenin de 10 temmuz- da Kızılay'daaçılacağını bil- dirdi. İstanbul'daki etkinlikler lstanbul'da da, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği lstan- bul Şubesi ile diğer Alevi- Bektaşı dernekleri ve de- mokratik kitle kuruluşlan tarafından ortaklasa düzen- lenen "Katliamı Protesto - Şehitleri .Vnma" yürüyüşü, bugün saat 13.00'te Kadı- köy Belediyesi önünde baş- layacak ve Kadıköy Meyda- m'ndason bulacak. Burada düzenlenecek mi- tingden sonra ise otobüsler- le Sıvas katliamında yaşa- mını yitiren Nesimi Çi- men'ın Karacaahmet Me- zarhğı'ndaki mezanna gidı- lecek. Nesimi Çimen'in me- zan başındaki anma törenin- den sonra Asım Bezirci' nin Zincirlikuyu'daki mezanna gidilecek. Sıvas Dayanışma Derneği ise Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nde "Srvas Şehitlerini Anma Toplanü- sı" düzenliyor. lzmir'de de Hacı Bektaş Kültür ve Tanıtma dernekle- ri ile Demokrasi Platfor- mu'nca yann yürüyüş ve an- ma toplantılan düzenle- necek. OLAYLARIN ARDEVDAKİ GERÇEK I Baştarafı 1. Sayfada Sıvas katliamı, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu'nun deyişiy- le 'laik demokratik Türki- ye'ye bir iç saldırı 'dan başka bir şey değildir. Sıvas katliamında dev- letin ayıbı yok mudur? Elbet vardır. Büyük bir yüz karasıdır. Yurttaşın devlete olan güvensizliği, Sıvas katli- amıyla bir üst boyuta u- laşmıştır. Aymazlık ve 'hoşgöriı' adı altındakı tepkısizlik de şeriatçı güçlerin ör- gütlenmesini kolaylaştır- mıştır. Ortaçağın karanlığını yeniden hortlatmak iste- yenler, bugün siyasal ik- tidann DYP kanadından büyük destek görmü- yorlar mı? Her şey açık seçik or- tadadır. Ülkenin kavgaya değil, banşa ve sevgiye gereksinimi olduğu bir dönemde tarikat şeyhle- rinden medet umanlar, Türkiye'yi bir yalnızlığave sonu olmayan bir mace- raya sürükleyeceklerdir. Artık aymazlığın ve vurdumduymazlığın za- manı değildir. Tüm demokratik güç- lerin ve sivil toplum ör- gütlerinin, ülke için bü- yük tehlike gösteren şe- riata ve ırkçılığa karşı ta- vır almaları gerekmekte- dir, Ülkemizin din, vicdan ve düşünce özgürlüğü için laik demokratik yapı- nın korunması, birincil koşul olmalıdır. Mustafa Kemal Ata- türk ve arkadaşlannın canlanyla, kanlanyla kur- dukları laik ve demokra- tik cumhuriyeti ancak böyle yaşatabiliriz. ••• DGM Sıvas'ta asli faüleri bulamadı, gözler Yaı^ıtay? da EVtNGÖKTAŞ ANKARA - Sıvas'ta iki yıl önce bugün 37 kişinin yakılarak katledilmesi ûze- rine açılan davada Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nin (DGM) verdiği ve olaylann asli faillerinin bu- lunamadığı sonucunu içeren karar için gözler Yargı- tay'da. DGM'nin yargılanan sanıklara verdiği en fazla 15'er yıllık mahkûmiyet ka- rarlannı onaylayıp onayla- mayacağı ya da eylemin 'la- ik devlet düzenine karşı şeri- at istemli bir kalkışma' olup olmadığı konusunda Yargı- tay'ın vereceği hüküm me- raklabekleniyor. DGM'nin, Sıvas olaylan davasına iliş- kin gerekçeli karannda, Sı- vas'ta şeriat istemli bir kal- kışma olmadığı, cezalandı- rılması istenen yazar Aziz Nesin'in olaylan tahrik etti- ği, 37 kişinin yakıldığı olay- lann, halkın kutsal din duy- gulannın aşağılanmasına gösterdiği tepki sonucu doğ- duğu. 'bütün dikkatin göste- rümesine karşın, asli faille- rin bulunamadığı'' görüşle- rine yer verildi. Aralannda, halen fırarda olan Sıvas Belediye Mecli- si üyesi RP'li Cafer Erçak- mak'ın da bulunduğu 124 sanıklı Sıvas davasında yar- gılananlar, karardan önce ve sonra basına ve mahkeme heyetine tehditler yağdırdı- lar. DGM'nin asli fail olma- dıklannı savunduğu bazı sa- nıklar, duruşmalarda, "Ya Isbun, ya ölfim'', "Kâfırtere cihat" sloganlan atarak oturduklan sandaryeleri kı- np gazeteciler ve yargıçlara firlattılar. Davasûreci Sıvas katliamının ardın- dan tüm dikkatler, olayın gerçek faillerinin bulunup bulunamayacağına çevrildi. "Sorumlular ne zaman ya- kalanacaklar? Neyle suçla- nıp neyle yargılanacaklar?^ sorulannın yanıtlan, Sıvas Cumhuriyet Başsavcılığı ta- rafuıdan başlatılan soruştur- ma sürecinde ortaya çıkma- ya başladı. Başsavcılık, as- liye ve ağır ceza mahkeme- leri ile Kayseri DGM'de üç ayn dava açtı. Ancak katli- amda yaşamını yirirenlerin yakınlan ve avukatlan, da- vanın Sıvas ve Kayseri'de görülmesinin sakıncah ola- cağını dile getirerek Adalet Bakanhğı'na başvurdular. Ankara'da Sıvas katUamını protesto etmek için bir imza kampanyası açıldı. (Fotoğraf: TARIK TINAZA\ Dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay, yerinde gördü- ğü bu istemi Yargıtay'a ilet- ti. Yargıtay 10. Ceza Daire- si de istemi yerinde görerek davanın Ankara'ya nakline karar verdi. Tahliyeler başlıyor Davalar birleştirilerek Ankara'ya nakledilir nakle- dilmez, tutuklu sanıklann tahliyesine başlandı. Dava- larda görevsizlik tartışması yaşanırken Ankara DGM, 46 sanık hakkında, dosya üzerinden tahliye karan ver- di. Gerek Sıvas gerek Kayse- ri DGM'de açılan davalann iddianamelerinde olaylann arkasındaki örgüt ya da ey- lemin tanımı ve hedefi irde- lenmeyip şeriat tanımından özenle kaçınılırken görev- sizlik karan veren 19. Asli- ye Ceza Mahkemesi, olayla- n 'şeriatçı kalkışma' olarak niteledi. Mahkeme savcılan, "O- lay; anayasal, laik, demokra- tik düzeni yıkıp yerine şeri- ata dayalı bir düzen kurma- ya yönelik planlı başkaldın niteliğjndedir" diye görüş belirttiler. Yargıtay 10. Ceza Dairesi de DGM'ye gönderdiği ya- zıda; sanıklann, anayasal düzeni şeriat istemiyle de- ğiştirmeye kalkışmak suçu- nu düzenleyen TCY'nin 146, 3713 sayılı yasa ile 12 Eylül öncesinde MHP ve ül- kücü kuruluşlarla ilgili da- valarda cezalandırma mad- desi olarak uygulanan ve 'cürüm işlemek için cemiyet kurmak' suçunu içeren TCY'nin 313. maddesi uya- nnca cezalandınlmalan ge- rektiğini, ancak bu konuda takdirin mahkemeye ait ol- duğunu bildirdi. Olayb duruşmalar Sıvas davası, 21 Ekim 1993 günü olaylı başladı. Oç kişi hakkında idam istenen davanın bir numaralı sanığı itfaiye eri Halil İbrahim Düzbiçer, 'çok merhametli bir insan olduğunu' öne sü- rerek gözaltında iken ağır ış- kence gördüğünü, kendisi ve arkadaşlannın örgüt üye- si olmadığını söyledi. Sanıklann, Ankara 1 No'lu DGM Başkanı Mu- ammer Ünsoy'a ifade ver- mesi sırasında da zaman za- man tartışmalar çıktı. Iddi- anamede, sanıklann dağıtı- lan bildiride ismi bulunan 'Müslümanlar' örgütü üye- si olduklan öne sürülürken Emniyet Genel Müdürlüğü, yaptığı araştırmada, böyle bir örgütün varlığmın söz konusu olmadığını bildirdi. Aynı günlerde Ankara DGM Başsavcısı NusretDe- miral yaptığı bir açıklama- da, Sıvas"ta örgüt olmadığı- nı belirterek sanıklann so- kaklardan yakalandığını, asıl suçlulann dışanda oldu- ğunu bildirdi. Davaya RP'den büyük destek sağlandı. Sanıklan savunmak amacıyla duruş- malara katılmak isteyen RP Grup Başkanvekili Şevket Kazan. daha sonra müdahil avukatlann sözcüsü Şanal Samhan tarafından dava dı- şı bıraktınldı. Sıvas davası, başından so- nuna kadar yerli ve yabancı gazeteciler ile yazarlar tara- fından büyük ilgi görürken sanık avukatlan ile müdahil avukatlan birnoktada birle- şerek dönemin Sıvas Emni- yet Müdürü, Gamizon Ko- mutanı ile Vali Ahmet Kara- bügin 'in olaylarda sorumlu- luğu bulunduğu gerekçesiy- le haklannda suç duyuru- sundabulunulmasını istedi- ler. Sanıklar. savunmalannda, Madımak Oteli'nin yakıl- masına katılmadıklannı, an- cak yazar Aziz Nesin aley- hine yürüyerek dini inanç- lannın gereğini yerine getir- diklerini, 'dinlerine külre- denşeytan'ı lanetJediklerini öne sürdüler. Birçok siyasi parti ve de- mokratik kitle örgütünün Sı- vas olaylanyla ilgili açıkla- malan devam ederken İşçi Partisi'nin (tP), olaylarla il- gili ele geçirdiği bir video kaset, kamuo>oında büyük yankı uyandırdı. Birçok özel televizyon kanalında göste- rilen ve katliama açıklık ge- tiren kaset, daha sonra mah- kemeye sunuldu. Kasette, idare mahkemesi karanyla bir süre sonra görevine iade edilen Sıvas Belediye Baş- kanı Temel Karamollaoğ- lu'nun, kalabalığa hitaben "Şunlann ruhuna fatiha okuyuD, yapacağrnıtn yap- tık, dağüm" sözlerinin de yer alması dikkat çekti. GizfiBk karan Olayın görgü tanıklan ve suçtan zarar görenlerin din- lenmesinin ardından, mah- keme 17 Şubat 1994 günü aldığı bir kararla duruşmala- n basına kapattı. Müdahil avukatlar ve basın, karan protesto ederek daha sonra- ki duruşmalara katılmadılar. Gizli duruşmalarda dinle- nen eski Sıvas Emniyet Mü- dürü Doğukan Öner ve di- ğer tanıklar, sanıklann bü- yük bölümünü teşhis ederek şeriat istemli sloganlar duy- duklannı söylerken Kara- mollaoğlu ile ilgili yorum yapmaktan kaçındılar. Yargılama ile birlikte tah- liyeler de peyderpey devam etti. 18 şubatta 2, 26 nisan- da 26, son olarak 13 sanık tahliye edilince tutuklu sa- nık sayısı. haziran ayı için- de 38'e düştü. Dava, 30 Mayıs 1994 gü- nü yapılan duruşmada karar aşamasına gelirlcen müdahil a\ r ukatlar mahkemeye şeri- atçı İBDA-C'nin yayın or- tranı 'TaraF adlı derginin Xğustos 1993, Kasım 1993 \eOcak 1994 tarihli 30, 33 ve 35. sayılannı sanıklann nrgütsel ilişkisine kanıt ola- -ak sundular ve soruşturma- ıın genişletilmesini istedi- ler. Kamu tarafı olan Başsav- cı Demiral, yaptığı açıkla- mada, esas hakkındaki mü- talaanın yazılmaya başlan- dığını belirterek mütalaada sanıklann TCY'nin 146'1 ve 146/3. maddeleri uyann- ca cezalandınlmalannı iste- yeceğini söyledi. Karar açıklanıyor Yaklaşık 14 ay süren Sı- vas davasına ilişkin karar, 26 Aralık 1994 günü açıklandı. Heyet 124 sanıktan 86'sına 2 ile 15 yıl arasında hapis, 37 sanık hakkında beraat kara- n verirken tutuklu bulunan 12 sanığın tahliyesijıi karar- laştırdı. Sanıklann, katli- amın 'asli failleri' olmadığı karanna vanlan mahkeme- de, olaylan tahrikiyle baş- lattığı öne sürülen Aziz Ne- sin hakkında yasal işlem ya- pıbnası için suç duyurusun- da bulunulması istendi. Mahkemenin daha sonra açıklanan gerekçeli karann- da da Sıvas'ta devlete ve la- ik düzene karşı şeriatçı bir kalkışmanın olmadığı, Sı- vas'ta sadece islam dinince mukaddes sayılan değerle- rin aşağılanmasına tepki gösterildiği, olaylann mü- sebbibi olarak suçlanan A- ziz Nesin'in, Anadolu'nun herhangi bir kentinde de ay- nı tepkiyi görebileceği savu- nuldu. Davanın, üç taraftan da temyiz edileceği bildiril- di. Ankara DGM Başsavcı- lığı ile müdahil avukatlann yanı sıra verilen cezalan ağır bulan sanık avukatlan- nın da karan temyiz edecek- leri kaydedildi. Yargıtay, ad- li tatilin sona ermesinin ar- dından davayı ele alacak. Gerekçeli kararda dikkat çeken bazı görüşler şöyle: - Eylem Aziz Nesin'in şah- suıa yöneliktir. Sahsa yönelik eylemin başka mecralaraçe- kilerek kamplaşma ve ku- tuplaşma yaratmaıun huku- ki ve sosyâl yaran yoktur. - Bütün dikkat gösteril- mesine rağmen, olaylann asli failleri bulunamamıştır. - Sıvas olaylarının arka- sında örgüt çoktur. Sıvas'ta Hizbullah, fslami Hareket, Islami Cihatgibi faaliyet gös- teren bir örgüt yoktur. - Inanan insanlann kutsal değerlerinin aşağılanması bir hak olamaz. - Laiklik aley hine bir gru- bun slogan atması. olayın la- iklik aleyhine olduğunu gös- termez. Bir gnıbun atoğı slo- gan nedeniyle sanıklar hak- kında anayasal düzeni değiş- tirmeye kalkışma suçunu düzenleyen 146/1 uyannca ceza verîlemez. - Valinin, Aziz Nesin'i davetine gösterilen tepki, devlete tepki olarak gös- terilemez. Yardıım • Baştarafı 1. Sayfada ülke ve kuruluşlarca Kıb- ns'ın bütününe vapılan yar- dımlann hepsini alıyordu. Orman yangını nedeniyle bize yapılması düşünülen yardımlan da almaya çabşn yor"dedi. Türk askerinin yangın sı- rasında büyük çaba harca- dığını da belirten Denktaş, "Eğer Türk askeri olmasay- dı, Kuzev Kıbns komple ya- nardı. Yangın Türk askeri- nin özverili çalışması saye- sinde söndürüldü. Şündi he- defîmiz bu felaketin geride bıraktığı izleri kapatnıaktır. Buralan yeniden ağaçlan- dırmak için çalışmalara baş- ladık. Bu konuda BM ve ba- zı çevreci kuruluşlara baş- vurduk. Yeşil Kıbns'ı yeni- den yeşillendireceğiz'' diye konuştu. Türkiye'nin güm- rükbirliğine girmesinin Ku- zey Kıbns'ı ne şekilde etki- leyeceği şeklindeki bir so- njyu ise Denktaş şöyle ya- nıtladı: "Türkiye her konu- da olduğu gibi bize bu konu- da da garanti veriyor. Biz bu- na inanıyoruz, güveniyoruz. Temennimiz, Türkiye'nin çıkarlan doğruHusunda bir gelişme oimasMtar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle