Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 1995 PAZAR
HABERLER
HasanOcak
amldı
• Istanbul Haber Servisi-
Kayıpken kimsesizler
mezarlığında bulunan
Hasan Ocak, ikinci kez
gömülüşünün 40. günü
nedeniyle Gazi
MezarlıgYndaki kabri
* başında anıldı. Anma
törenınin ardından mezariık
f dışına yürümek isteyen
I gruba polis ekipleri
müdahale etti. Polisin
aralannda Hasan Ocak'ın
* ailesinin de bulundugu
'. yaklaşık 15 kişiyi gözaltına
aldığı öğrenildi.
f Hastane müöürü
! görevini istiyor
! • ANKARA(ANKA)-
I Trafîk Hastanesi Müdürü
j iken Hazine'yi 286 milyar
I lira zarara sokmakla.
hastane tabldotundan
İ hizmet personeline yemek
P vermekle suçlandıği için
görevınden alınan Numune
Hastanesi Müdür
Yardımcısı Arif Aydın
davalardan akJanınca
görevine iadesı için
Danıştay'a başvurdu. Arif
Aydın, Damştay 5.
Dairesi'neyaptığı
başvuruda, kendisine
yöneltilen suçlamalandan
aklanmasına rağmen
Ankara 8. Idare
Mahkemesi'nin çelişkili
karar verdiğini savunarak
görevine iadesıni ıstedi.
Katılım rekortı
Yılmaz'ın
• ANKARA (UBA)-
TBMM Genel Kurulu'nda
anayasa değişiklıği
görüşmelerinin ilk tur
oylamalan tamamlanırken
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, bütûn
oylamalara katılan tek lider
olarak rekor kırdı. Genel
Kurul çalışmalanna katılan
milletvekili sayısı 330-400
miiletvekjli arasında
oynarken, Yılmaz anayasa
değişiklıgi sırasında yapılan
23 oylamanın tûmûne
katildı.
HÜ'den
yalanlama
• Haber Merkezi -
Hacettepe Üniversitesi
Rektörlüğü, Ankara
Büyükşehir Belediyesi
Haber Merkezi'nin 28. 6.
1995 tarihli ve "Hacettepe
Üniversitesinden insanlık
dışı davranış. Doğalgaz
patlamasından sonra
yaralanan hastalan acil
servise almadılar" başlıldı
basın duynrusu ile ilgili
olarak bir açıklama
yaparak, üniversiteye
yöneltilen suçlamalan
yalanladı Rektör Prof. Dr.
A. Yüksel Bozer ımzalı
açıklamada. suçlamalar
kabul edilmedi.
PoHsevinde
patiama
• KIRKLARELİ
(Cumhuriyet)- Kırklareli
Emniyet Müdürlüğü
tarafından yaptınlan ve
önümüzdeki günlerde
açılması planlanan 5 katlı
polisevinin önünde dûn bir
patiama meydana geldi.
Ratlamada, can kaybı
ojlmazken çevredeki bazı
bınalann camlan kınldı.
Olay yerinde incelemelerde
bulunan KırkJareli Valisi
Çetin Birmek, patlamanın
kesin sebebinin ve hasar
tespitinin araştınlmakta
olduğunu söyledi.
Kdap dafıa azfmfi
• ANKARA (ANKA)-
Bavyera Eğirim
Bakanhğı'nın "Türk
kızlannın okulda ve
mesleki entegrasyonun
teşviki" konulu
arastırmasında Türk kız
ögrencilerin Almanya'ya
uyum sağlarnakta gûçlük
çektiği bildirildi.
Uyumsuzlukta en büyük
faktörün Türk velilerin
kızlannı kontrol altında
tutma eğiliminden
kaynakJandığı belirtilirken
Türk kız ögrencilerinin
erkek yaşıtlanna göre
öğrenme davranışı
açısından daha azimli,
tutarlı ve disiplinli oldukian
kaydedildi.
Intiftar girişimi
• İSTANBUL(AA)-
Cağaloğlu'nda Okan GüJer
adındaki bir kişi, dün saat
13.00'te intihar girişiminde
bulundu. Türk bayrağı ile
çatıya çıkarak Yunanistan'ı
protesto eden Güler, polis
tarafindan aşağıya inmesi
için ikna edildi. Güler'in,
Devlet Bakanı Yıldınm
Aktuna'nın Yunanistan'a
yaptığı ziyaret sırasında
uğradığı saldınyı kınamak
için de bir süre önce tstiklal
Caddesi'nde aynı eylemi
gerçekleştirdiği öğrenildi.
Sokaktaki insan gazetesine sadakatini yitirdi. 'Profesyonel okur' için yalnızca promosyon önemli
Promosyonım büyüsü• Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede serbest piyasa ekonomisi içinde yeni
satış teknikTeri arayan fîrmal.arın başlangıçta ufak tefek, çurçur firmalar olması
dogaldı. O yüzden susamlı helva, bilezik, kolye, Tarkan posteri üretenler
maljannın yanında bir de gazete vererek satışlannı arttırmayı denediler. Bu
kapitalizmın tarihsel yasalhğı içinde doğaldı. Ancak promotion'da prekapitalist
dönem artık geride kaldı. Şimdi gerçek sanayi kuruluşlan girdiler pazara.
AYDIN ENGtN
Öldürücü darbe iki gün önce
geldi. Bakım için götürdüğüm
arabamın camındaki "Basın"
plakasını gören tamirci ustası
sordu:
- Gazetecisin ha bey ?
- Evet.
- Ne veriyor senin gazete ?
Kalakaldım. Herif hangi gaze-
tedensin, filan diye sormamış,
gazetede ne yaptığımı da sorma-
mış, benimle olan Ugisini çok ya-
lın bir cümleyle somutlayıver-
mişti:
- Ne veriyor senin gazete ? -
Biz sadece gazete veriyoruz...
gibi bir şeyler geveledim. Anla-
madan yüzüme baktı:
- Nasıl yani ?
Haydi bir yanıt verin bakalım
bu soruya: "Nasıl yani?"
Biz Cumhuriyet çalısanlannın
tümünün, başkomutanından dü-
men neferine kadar tümünün, ar-
tık bu konuya kafa yormalan ve
tamirci ustasının sorusunu yanıt-
lamalan zorunlu. Sorun eîcono-
mik olmaktan çıktı onur kıncı
boyutlara ulaştı. Bizi adamdan
saymıyorlar artık. Evet, evet. Ar-
tık bu soru bizim için ertelen-
mezlik kazandı.
Üstelik bugüne kadar şu ünlü
promosyon konusuyla ilgimizi
biraz da kibirli bir tepeden bak-
mayla "Kim ne vermiş, onu ve-
ren ne kadar riraj aJmış?" soh-
betleri ile sınırlı tutmuştuk. Ama
artık hayır. Bu konuyu enine bo-
yuna düşünmemiz gerekjyor.
Önce artık soruyu dogru sor-
malıyız. Bugüne dek hep gazete-
lerin tirajlannı yükseltmek için
okuyucuya promosyon adı veri-
len armağanlar dağıttığı söylen-
di. Deterjan, diş macunu, susam-
lı helva, kolye, romatizma bile-
ziği dağıtan gazeteleri işin tadını
kaçırmakla suçladık. Ansiklope-
di venlmesine "Ne de olsa kfil-
tür hizmetidir. Fena mı oluyor.
İki buçuk miryon eve ansiklopedi
gjriyor" deyip üsrü örtük de olsa
hoşgörüyle bakanlarımız oldu.
Çanak-tabak promosyonunu pek
beğenmedik. Akşam gazetesi
herkese televizyon kampanyası-
nı baslartığında, dudak büktük.
"Olmaz abL bu tutmaz. Kim bir
yıl süreyle her allahın günü ku-
pon kesip biriktirir ki_.'* dedik.
Akşam'ın 70 binlerde dolasan ti-
rajı televizyon kuponu ile tnil-
yon duvarını aşınca ve Akşam
tirajda birinci gazete tahtına otu-
runca şaşırdık (ben aynca kıs-
kandım da)...
Ancaaaaak, soruna böyle ba-
kınca soru da yanlış ortaya ko-
nuyor: "Biz de firajımızı arttır-
mak için ne versek acaba" diye
kafa patlatılıyor. Kafalar patlıyor
ama işe yarar bir yanıt bulana-
mıyor. Kitap vermekten başka
bir şey gelmiyor akJımıza. Oysa
Yeni Yiizyü kitap verdi (veriyor
da) ama tirajı ilk günlerde 50
binden 117 bine tırmanmışken,
bir kaç hafta içinde yeniden 50
binlere düştü. Üstelik eskiden bu
tirajı kitap vermeden yakalıyor-
du. şimdi üstüne bir de kitap ve-
nyor. Yeni Şafak haftada üç ki-
tap, dört dergi eki veriyor. Tirajı
eskiden 19 bindi, şimdi 20 bin
oldu. Zaman. promosyon olarak
Hadisler Ansikiopedisi veriyor.
Tirajı 460 binden 360 bine düş-
tü.
Promosyonun hası Babıali de
Yanm dönere
bedava gazete
METİNHAKYERİ
"Gasteci"ler, hele yaş-
ça, başça epeyce yol al-
mışlan
u
Babıali Yokusu"
der. "Babıâü Yoktışu" ki-
barcası; yokuş, çokça
"Eşekamrtan" diye anılır.
lşte o yokuşun hemen ba-
şı değil, ama Cemal Nadir
Sokağı kıvnmındaki Yıl-
maz Büfe'de, büfeci
Ömer Çakmak, promos-
yonun hasını yapıyor bu-
günlerde. 50 bin lira kar-
şıhğında yanm ekmek dö-
ner alan matbuat camiası-
nın emekçilerine, allahın
günü yokuştan inen çıkan
üniversite öğrencilerine,
mesleği inatla sürdüren
Erzincanlı hamallara; dü-
gün, sünnet, tebrik kartı,
kartvizit sektörü eşrafına
"bir ayran, bir de gazete"
veriyor bedavaya. Kura-
sız, mega kuponsuz...
Gazetelerin başlattığı
"promosyonmani" salgı-
nını bir tür "'Karadeniz
zekâsı"yla ti'ye alıyor
Ömer Çakmak.
"Yanm ekmek döner
alana bir ayran ve bir Pos-
ta gazetesi", öyle yabana
atılır bir promosyon değil.
Ömer Çakmak, bu kam-
panyadan oldukça mem-
nun. Üç hafta önce başlat-
tığı kampanyanın satışlan
arttırdığinı söylüyor. "Bü-
tün gazeteler bir şe> veri-
yor. Ben de gazetenin ken-
disini vereyim dedim. Ba-
kalım kim daha üstün,
çıksın ortaya" sözleri de
konunun ana fikri nere-
deyse.
Gerçi "dönerde pro-
mosyon olayı" Ömer Us-
ta'nın keşfettiği bir şey
değil. Karşı büfeyle bu
konuda inceden bir "be-
dava limonata, ayran" re-
kabeti zaten epeydır sürü-
yor. Ama o "bir de yaıun-
da Püsta gazetesi'' atağıyla
bu rekabette bir adım ön-
de. Bazen 80, bazen 90,
bazen 100 gazeteyle he-
sap ortada. "50 bin lira ge-
tiriyor, 5 bin lirayı niye
esfcgeyeyim" saptaması da
işin "Abi sûrümden kaza-
myonım" destekli açıkla-
ması....
"Yanm ekroeğe döner
sever camia" ne düşünü-
yor bu konuda'.
1
"Müşteri-
ler çok hoşlandL Beni teb-
rik büe ettiler. Hiçbir yer-
de böyle bir şey görmedik-
lerini söylediler" diyor.
Briç severler bilir, Ömer
Usta Ikitelli'ye sürkontur
çekıyor kısaca:
"Eskiden böyle bir şey
yoktıı. Gazete sadece ha-
ber verirdi. Ama şimdi
ekonomik sıkıntı var. De-
vir, o devir değil. Herkes
gazete alamıyor. Fakir in-
sanlar var. Ben istiyorum
ki bu insanlar da gazete
okusun, memleketten ha-
berdar olsun."
Ömer Lsta kısmet olurda bir gazete sahibi olursa arcoroc, markorok verme>ecek. Çün-
kû, "Onlar günün birinde eskir, gider. Geriye bir şe> kalmaz. Ben kitap, ansiklopedi ve-
ririın"inceMgiveterinceibretvericideğilmi?(Foto"ğraf: KLBtLAY TÜNTÜL)
Avrupa Parlamentosu'nun Alman parlamenterleri, Türkiye'nin üyeliğini tartıştı
'Demokratikleşme GB için gerekli'
BULENT KIZANLIK/
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA / BELEK - Avrupa
Parlamentosu. gümrük birlıği ile
ilgili karannın arifesinde. gözünü
TBMM'de devam eden anayasa
değişikliği görüşmelerine çevirdi.
Alman-Türk lşadamlan Derne-
ği'nin (ATİAD) davetlisi olarak
Türkiye'de bulunan Avrupa Par-
lamentosu Türk Dostluk Grubu
üyesi Alman parlamenterler, son-
baharda karara bağlanacak olan
Türkiye'nin gümrük birliğine
üyeliği konusunu tartıştı.
Parlamenterler, gümrük birliği
karannın olumlu çıkmasında de-
mokratikleşme yönünde yasal
degişikliklerin yapılmasmın etki-
li olacağını belirttiler. Türk dos-
tu olduklannı ve gümrük birliği-
nin onaylanması için çabaladıkla-
nnı ifade eden parlamenterler,
DEP'lilerin serbest bırakılması-
nın koşul olmayacağmı. ancak
sempati yaratacağını vurguladı-
lar. Avrupa Parlamentosu'ndaki
Türk dostu Alman parlamenter-
• Türk dostu olduklannı ve gümrük birliğinin
onaylanması için çabaladıklannı ifade eden
parlamenterler, DEP milletvekillerinin serbest
Dirakılmasının sempati yaratacağını belirttiler.
ler, Antalya'da düzenlenen top-
lantıda, Türk iş dünyasının tem-
silcileri ile de görüş alışverişinde
bulundular. lstanbul Ticaret Oda-
sı Başkanı Atalay Şahinoğlu, Tür-
kiye thracatçılar Meclisi Başkanı
Okan Oğuz ile çok sayıda işada-
mının katıldığı toplantıda güm-
rük birliği ile ilgili Türk tezi, Al-
man parlamenterlere anlatıldı.
AP Türk Dostluk Grubu, varın
Ankara'ya geçerek Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel. Başba-
kan Tansu Çiller ve siyasi parti
temsilcileriyle görüsecek.
AP Türk Dostluk Grubu Baş-
kanı Dr. Werner Langen, Türki-
ye'ye ne yapması gerektiğini an-
latmak ve insan haklan dersi ver-
mek gibi bir niyetleri olmadığını
söyledi. Dr. Langen, "DEP mil-
letvekflieri konusunda Türkiye'de
mahkeme karan \ur. Türk gaze-
tecileri olarak bunu eleştirdik.
Ancak bir mahkeme karannı si-
yasilerin değiştirmesini istemeyi
demokrasi içinde nasıl görü\orsu-
nuz" şeklindekı soruya şu yanıtı
verdı: "Avrupa parlamenterleri-
nin Türkiye'nin içişlerine kanş-
ması söz konusu değil. PKK ke-
sinbkle terör örgütüdür. Aynca 6
DEP'linin serbest bırakılması,
gümrük birliği için de önkoşul de-
ğüdir."
AP Sosyal Işler Komisyonu
üyesi Hehvin Peter ise aynı soru-
yu şöyle yanıtladı:
"Türkiye'nin karannı hiçbir
şekilde sorgulamıyoruz. Ancak
davanın seyrini Avrupa Parla-
mentosu da takip etti. Delillerin,
onların dokunulmazlıklarının
kaldınlması ve cezaevine gönde-
rilmesi için yeterli olnıadıgı kana-
ari vardı. Şart koşulmuyor, ama
bu miller\ekillerinin serbest bıra-
kılması gümrük biriiği için oium-
lu olur diyorum."
AP İnsan Haklan Komisyon
Başkanı Mariene Lenz de Türki-
ye'ye tavsiyeci olarak gelmedik-
lerini, coğrafi olarak bölgesinde
Türkiye'nin en demokratik ülke
olduğunu kabul ettiklerini bildir-
di.
Dr. Langen, tekstil sektörünün
başansını övdü, ancak küçük ve
orta ölçekli işletmelere yardımın
gerekli olduğunu belirtti.
AP Dış Ticaret Komisyonu
üyesi Peter Kittelmann da Devlet
Bakanı Ayvaz Gökdemir'in, Av-
rupa Parlamentosu üyeleri hak-
kında "fahjşe" sözcüğünü kullan-
masını eleştirerek. "Uyelerimizin
fahişe olarak adlandirilma.su ko-
nuya objektif bakılmasına katkj-
da bulunmamıştır. Bizim üyeleri-
miz, sizin parlamenterlerinize
karşı a\nı sözü kullansaydı ne
yapardınız" diye sordu.
Devlet Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, Güneydoğu Onanm Projesi'ni anlattı
6
Slogaımmz, her aîleye bir ev, her eve bir iş'
İstanbul Haber Servisi
- Devlet Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı, Güney-
doğu Anadolu Bölge-
si'nde yaşayan vatandaş-
ların sorunlarına çözüm
getirmek amacıyla hazır-
lanan "Güneydoğu Ona-
nm Projesi"nin, bölgede
terörle mücadeleyi des-
tekleyecek en önemli pro-
jelerden bıri olduğunu
söyledi.
Onur Kumbaracıbaşı,
dün konuya ilişkin olarak
Deniz Ticaret Odası'nda
düzenlediği basın toplan-
tısında, Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'nde kırsal
kesimden kentlere göçün
hızla devam ettiğini be-
lirtti.
Bölgede hızlı bir şehir-
leşmenin yasandığına dik-
kat çeken Kumbaracıbaşı,
bu gelişmeyle birlikte ko-
nut, altyapı ve istihdam
taleplerinin de sürekli ola-
rak arttığını vurguladı.
Güneydoğu Onanm Pro-
jesi'nin bu gelişmelere
uygun olarak hazırlandı-
ğını dile getiren Kumba-
racıbaşı. bu projeye göre
"Gecekonduya Alternarif
Program" adı altında. tek
katlı 50 metrekarelik eko-
nomik evler ile "eryaman
tipi*' çok katlı ve birinci-
sinden daha pahalı evler
inşa edileceğini söyledi.
Proje için Dünya Banka-
sı'ndan 50 milyon dolar-
lık kredi alındığmı da ifa-
de eden Kumbaracıbaşı,
projenin Gûneydogu'da
terörle mücadelede başan
sağlanması açısından ol-
dukça önemli olduğunu
vurguladı.
CHP'nin "Her aileye
bir ev, her eve bir iş" slo-
ganıyla bu projeye başla-
dığını anlatan Kumbaracı-
başı, konutlar için ayda 3-
4 milyon lira taksit, 100-
150 milyon lira peşinat ve
20 vadeyi öngördüklerini
belirtti. Ancak Güneydo-
ğu halkı için bu rakamla-
nn yan yanya düşürülme-
sinin planlandtğını da bil-
diren Kumbaracıbaşı, bu
proje kapsamında Adıya-
man, Besni, Doğubeyazıt,
Erzincan. Kilis, Malatya,
Mardin, Patnos, Siverek
ve Van belediyelerinin 4
bin 778 konutluk başvu-
rusunun kabul edilerek
Toplu Konut Bölgesi Uy-
gunluk Belgesi verildiğini
söyledi. Kumbaracıbaşı, 8
belediye projesine, 3 bin
962 konut yapımı için
"yatınm uygunluk belge-
si" verildiğini ve 1.5 tril-
yon lıralık konut kredisi
taahhüt edildiğini de söz-
lerine ekledi.
Kısacası soru yanlış sorulu-
yor. Araba atlann önüne koşulu-
yor. Sanılıyor ki gazeteler tiraj
almak için promosyon yapıyor.
Oysa gerçek tam tersi: Mal üre-
ten firmalar satışlannı yükselt-
mek, serbest piyasa ekonomisi
denen acımasız arenada pazar
paylannı arrtırmak için yeni saöş
teknikleri getiştiriyorİar.
Bu siyah harflerle dizilmiş
uzun ve çetrefif ve Türkçesi pek
de usta işi olmayan cümleyi lüt-
fen birkaç kez okuyunuz. İşin
özü budur.
Hâlâ ikna olmayanlar şu bi-
limsel kanıtlara bir göz atsmlar:
Promosyon (promotion), Latince
movere kökünden geliyor. Move-
re hareket demek. Pro da için,
önce, gereğince gibi anlamlar ka-
tan bir ön ek. Promotion hareket
verraek üzere filan gibi bir anla-
ma geliyor. Ancak terim geç dö-
nem Latincesinde (Üfff, üfff, ne
kadar derinlemesine araştırmı-
şım konuyu. Lafa bakın: Geç dö-
nem Latincesi), evet geç dönem
Latincesinde satışı özendirmek
anlamı kazanmış.
Akşam gazetesinin 70
binden bir milyon 70 bine
tırmanan tirajı kanımca pa-
ha biçilmez değerde bir
ders veriyor.
Türkiye gibi gelişmekte
olan bir ülkede serbest pi-
yasa ekonomisi içinde yeni
satış teknikleri arayan fir-
maların başlangıçta ufak
tefek, çurçur firmalar ol-
ması doğaldı.
O yüzden susamlı helva,
bilezik, kolye, Tarkan pos-
teri üretenler mallarının
yanında bir de gazete vere-
rek satışlannı artırmayı de-
nediler. Küçük başanlar el-
de ettiler. Bu kapitalizmin
tanhsel yasalhğı içinde do-
ğaldı.
Sanayi devleri
pazarda
Ancak promotion'da pre-
kapitalist dönem artık geri-
de kaldı. Şimdi gerçek sa-
nayi kuruluşları girdiler
pazara. Örneğin Hyundai.
Bu çok yönlü Uzakdoğu
sanayi devi Türkiye'de te-
levizyon pazanna girdi ve
girer girmez de promosyon
olarak Akşam gazetesini
vererek daha şimdiden bir
yıl içinde bir milyon televiz-
yon satışını garantiledi.
Rekabet kızışacak
Ufuk ne kadar genişledi
siz de fark etmişsinizdir.
Önümüzdeki günlerde
(adım gibi biliyorum)
Hyundai ile pazar yanşın-
da Bekolar, Vesteller de
kolları sıvayacaklar. Tele-
vizyonun yanısıra bir gaze-
te verecekler. Yanş kızışa-
cak. Ardından buzdolabı,
çamaşır makinesi, elektrik-
li süpürge üreticileri devre-
ye girecek.
Reklamlar izleyece-
ğiz."Bir Arçelik buzdolabı
alana bir yıl süreyle gazete-
si bedava". Yanş daha da
kızışacak. "Bir Tempra
alana beş yıl süreyle gazete-
si bedava"diyecekler. Yet-
meyecek, "Bir Renault 21
alana beş yıl süreyle iki ga-
zete birden bedava" diye-
cekler.
Gururnedeni
Bu "Serbest piyasa eko-
nomisi halkta yozlaşma ya-
raör" diyen şom agızlılan
da susturacak.
Satışlannı arttırmak, pa-
zar paylannı genişletmek
için bal gibi başka yollar
da bulunabilecekken gaze-
te verilmesi, kültüre veri-
len önemin bir göstergesi-
dir.
Bu özveriyi ve ileri gö-
rüşlülüğü henüz hiçbir Av-
rupa Birliği ülkesinin gös-
terernemiş olması da ayn
bir ulusal gurur konusudur.
Gördüğünüz gibi hayıf-
lanacak bir sorun yok orta-
da. Durum iyidir. Gelecek
hem ülke. hem meslek açı-
sından parlaktır. Bugün 4,5
milyon dolayındaki tirajlar
yakında 10 milyon duvan-
nı yıkacaktır. Buna kuş-
kum yok.
Esnafa öneri
Bu buluşumu yarın bi-
zim bakkala da anlatmam
gerekecek. Son günlerde
istediklerimi vermeden ön-
ce veresiye defterine göz
atar gibi yaparak bana bir
şeyler ima etmeye çalışı-
yordu.
Söyleyeyim fukaraya da
korkmasın. Şimdiki veresi-
ye limitimi ikiye üce bile
katlayabilir. Gazetecilik
mesleğinin de, bir gazeteci
olarak benim de, bizim
bakkalın da geleceği gü-
venli ve açık.
MKRO
DİNÇ TAYANÇ
Yürü Bre Hızır Paşa!
'Can ormanı'mn yanık kokusu, çam ormanlannın
yanık kokularına karışıyor... incecikten bir kız sesi
"Uzundu, usuldu Dedem'in boyu" diye can Pir Sul-
tan'a; yanık ağaçlann dallarından yükselen sirenle-
rtn sesi, çamlara ağıt yakıyor...
Yüzyıllardır yakıla yakıla ne canlar tükenmiş, ne.
çamlar, ne de ozan dilleri... "Ikinci ölmem bu şey-
tan-t lain/ Pir Sultan ölür ölür dirilir" diyor bin yüz-
yıllann gerisinden; diğeri yanıtlıyor yüzyllar sonra-.
sında: "Sen yanmasan/ben yanmasam/nasıl çıkar
karanlıklar/aydınlığa!"
Durup derinden soluklanıyorum, yangınlann so--
luksuz havasında. Pir Sultan'ın ardından el oğuştu-
ran Hızır Paşa takılıyor usuma. Bir soluk daha, Hızır
Paşa'lar nice çoğalmış, Aydınlanma uğaına yakıla
yakıla tükenmeyen aydınlan yaka yakaü!
Pir Sultan'ın "davacısı" gün o günden, gün bugü-
ne "aklanabilmiş" değil; kim anımsar Hızır Paşa
nam katili? Ama, Pir Sultan, hâlâ ve yenidenliğine
yenidenlik katarak yaşıyor!
Sıvas canalımında yanarak, dumandan boğularak
yiten aydınlann "davahlan"n\, ha gayret bi gayret
aklayan "adafeti"® kim aklayacak?
Ya da birbiri ardınca yakılan ormanlan karalara
büründürenleri de aklayacak mı adaletü!
•••
Mevkute takımına göz atmaya, TV'yi açmaya kor-
kuyorum bugün. Çünkü bugün, dünü unutmuş gibi
yaparak, yannlan akla getirmemeye ça/ışacaklannın
korkusunu duyumsuyorum içimde. Tıpkı, yannı ka-
rartacak hocaefendileri(!) bugünden "yaldızlamala-
nndan" korktuğum gibi...
Hocaefendi aklıma takılınca, ister istemez düşü-
nüyorum, "Acaba, Hızır Paşa da böylesine mazlum
yüzlü, sulusepken bakışlı bir adem miydi ve de
böylesine yüz sürülür müydü eteğine?" diye.
Hocaefendi'yi etekleyenler aklıma düşüyor bu kez
de...
Kimine akıl erdirebiliyorum(!) Eh, ne de otea "on-
ların" herkesle, "şeytan-ı lain" bile olsa, görüşme
hak ve özgürtükleri var!!!
"Birine" akıl erdirebilmem ise mümkün değil! Tıp-
kı, nasıl olup da "iktidar-ı lain" olabildiğine erdire-
mediğim gibi!!!
Dün, Hızır Paşa'lar, ardlanndaki "bir gün devrile-
cek" padişahların "dikliğine" dayanıp Hızır Paşa
oluyorlardı. Ya bugünkiler? Onlann, "kınlacak" çark-;
ları kim ola ki?
Kafamdaki sorunun yanıtını; bakmaktan, açmak-
tan korktuğum "medya(!)!" veriyor. Sayfalar ve ek-
ranlar kara yobaz çetelerinin "elebaşlan" ile dolu... *
Olmayan akıllanna ne gelirse "hırlıyor"\ar\ Karşıla- •
nnda "sözüm ona" Cumhuriyet'in sunuculan('), ga-
zetecileri(!), bilim adamlan(!)... Düpedüz "çanak tu-
tuyorlar!" (Bırakılsalar yalayacaklar bile...)
Gazetecilik ile "züccaciyecilik"', "mefruşatçılık" ya
da "korsan yayıncıiığt" karıştıranlar, "satılabilmek"
için her şeyi göze almış durumda. Ya aynı "satış"
için her şeyi sineye çeken sosyal(!) ve de demok-
rat(!) politıkacılara ne demeli?
Düşüncelerimin burasında, aklıma Dostoyevs-
ki'nin "Suç ve Ceza" adlı romanından iki alıntı gelip
oturuyor
- "Namuslu insanlar, yasalarla sınıhanmadıklan
zamanlarda bile namuslu olmak zomndadıriar."
- Toplum birini bünyesinden atmak istediğinde,
ille de tekme ile kovalamaz. Daha da aşağılamak
için, süpürgeyle süpürür!"
Şeytanım, omzuma tüneyip "Suç: Sabit! Ceza:
???" diyor. (Sorarken bir yandan ayağıyla top te-
permişçesine eşinip, bir yandan da eliyle süpürme
hareketi yapmaktan geri kalmıyor şeytanoğlu şey-
tan!)
Ana fikir: Suç, Aydınlanma ise, yanmaya razıyız.
Ana fikrin ana fikri: Yakıla yakıla karanlığa gömü-
leceksek, yakmayı öğrenmemiz gerek-şarttır!
Yunanistan Cumhurbaskanı
'Tehdit, sorunlann
çözümünü engefler'
LALE
SARIİBRAHİMOĞLU
BÜKREŞ/ANKARA -
Yunanistan Cumhurbaskanı
Kostis Stefanopuk», Türki-
ye'den kendilerine yönelik
olarak geldığinı ıddıa ettıgı
"tehdidin" devam etmesi
halinde iki ülke arasındaki
sorunların çözümünün
mümkün olmadığını söyle-
di. Cumhurbaskanı Süley-
man Demirel, Karade-
niz'deki bu oluşum içinde
"Yalnızca Türkiye değil,
tiim üyeter lokomotif görevi
yapacak" diyerek "Reka-
bet deP işbirliği isnyoruz"
mesajını verdı.
Dışişleri Bakanı Erdal
Inönü. Bükreş'ten döner-
ken uçakta, Yunanistan'ın
son günlerde PKK ilintili
gruplarla yakınlaşma poli-
tikasıyla ilgili bir soru üze-
nne, "Dostluk isteyen ülke-
lerin böyle yapmaması la-
am" yanıtını verdı. Yuna-
nistan Cumhurbaskanı Ste-
fanopulos, KEİ'nin 3 yıl
aradan sonra gerçekleşen
ikinci zırve toplanhsma ka-
tılmak üzere geldiği Ro-
manya'mn başkenti Bük-
reş'te Cumhariyet'in soru-
larını yanıtladı.
Stefanopulos, KEl'yi
ıma ederek iki ülke arasın-
da var olan sorunlann, An-
kara ve Atina arasında mali
ışbırligine her zaman engel
teşkıl etmediğini belirterek
"Ancak Türkiye, Yunanis-
tan'a hirap ederken daha
düşük tonda ifadeler kul-
lanmairdedı.
Yunanistan'ın, ikili so-
runlara çözüm bulunması
konusunda samımı olduğu-
nu savunan Yunan Cum-
hurbaskanı, ancak "Türki-
ye'den tehdit" geldiği süre-
ce ışbirhğinin mümkün ol-
madığını belirtti.
Stefanopulos, Yunanlı
parlamenterlenn bir süre
önce Suriye'nin başkenti
Şam'da, PKK terör örgiitü-
nün lıderi Abdullah Oca-
lan'a antik Makedonya'yı
simgeleyen bayrak verme-
lerıyle ilgili bir soruyu,
"Hiç kimseye madalya ve-
rilmedi ve bu konuda bil- .
gfan yok" demekle yetindi.
Stefanopulos, bir süre
önce Atina'yı ziyaret ede-
rek "Meçhul Asker Anı-'
tı"na çelenk koyan sözde
Kürt Parlamentosu'nun
Başkanı Yaşar Kaya'nın,
Yunanistan'ı ziyaretine de .
ilgınç bir yorum getirdi.(
Yunan Cumhurbaskanı,'
"Bazı yabancılar Yunanis- '
tan'ı ziyaret ettiler. Bunlar '
arasmda, Türkiye iie iyi itiş-
kiteri bulunmayan yabancı-
lar da vardı" dedi.
1992 lstanbul doruğu ile
kurulan KEt, 3 yıl içinde
kuruluş çalışmalarını ta->
mamladı. Doruk sonunda.
yayınlanan ortak bildiride'
üye ülkeler, merkezi Sela- ^
nik'te olacak ve baskanlığı- '
nı bir Türkün yapacaği KEİ
bankasına hayatiyet kazan-
dınlmasını onaylarken özel
teşebbüsün inisiyatifi ele
alması ve bu amaçla neler '
yapılabileceğini kâğıda
döktüler.
Rusya ve Yunanistan'ın,
ilk başta karşı çıktıkları.
ancak sonradan KEt bünye-
sinde Türkiye ile "başa baş
mücadele etmek" için,
KEl'ye hukuksal zemin ka-
zandırılmaması fikrinden
dünkü toplantıda vazgeçti-
ler. Ozerinde yoğun Rus '
baskısı olduğunu Bükreş'tet,
baş başa görüştüğü Demi-
rel'e aktaran Azerbaycan-
Cumhurbaskanı Haydar?
Aliyev de bir denge politi-
kası ızleyerek, konuşmasm-
da Azeri petrollerinin çıka-
nlması anlaşmasında, hem
Türkiye hem de Rusya'nın
aktif rol oynadıklannı belir-
terek Moskova'ya göz kırp-
maya özen gösterdi.
Diplomatik kaynaklar, '
Yunanistan'ın AB üyeliğiniJ
kullanarak KEİ içinde Tür-
kiye'ye karşı bir nüfuz ka- •
zanma yarışı içinde oldu-r
ğuna dikkat çekiyorlar.
Yunanistan Cumhurbas-
kanı, KEİ toplantısında
yaptığı konuşmada, ülkesi-
nin KEl'ye fon, mali kay-'
nak ve proje aktanmında,
köprü rolü oynayabileceği-
ni söyledi.