25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Atina'ya soğuk duş • ATtNA (AA) - Avrupa Parlamer.tosu Başkanı Klaus Haensch, Atina'da, Türkiye'nin AB ile gümrûk birliğini desteklediğini açıkladı.Yunan Meclis Başkanı Apostolos Kaİdamanis'in davetlisi olarak Atina'ya gelen ve Cumhurbaşkanı Kostis Stefanopulos, Başbakan Andreas Papandreu ve siyasi parti liderleri ile görüşen Haensch, gümrûk birliği konusunda Türkiye'nin yanmda yer aldığuu söyledi. ve " AB, bir rakip olarak islamcı gücü karşısına alacağına, Trükiye'yi kendi safina çekmeyi tercih etmelidir" dedi. Yeltsin televizyona çıktı MOSKOVA (AA) - Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, "ağır kalp yetmezliği" teşhisi ile hastaneye kaldmldığı 11 Temmuz tarihinden bu yana ilk kez, kamuoyu karşısına çıktı. Basına dagıtılan hastane resimleri konusunda çıkan tartışmalar üzerine bugün ilk kez Rusya resmi televizyonunun birinci kanalında görünen Yeltsin, 10 Temmuz gecesi hafıf bir kalp krizi geçirdiğini, ancak hastaneye yatınldığı 11 Temmuz sabahından itibaren 3 gün gibi inanılmaz bir süreçte eski dinçliğıne kavuştuğunu söyledi. Yeşilbapış'm öncüsü adada • SYDNEY/PAPEETE (AA) - Fransa'nın Güney Pasifik'te nükleer denemelere başlama karannı protesto eden Greenpeace (Yeşilbanş) örgütünün kurucu liderinin, iki arkadaşıyla birlikte çıktığı öne sürülen Mururoa Mercanadası'nda, atom silahı deneme sahası civannda bekledikleri bildirildi. Rainbovv Warrior'dan açıklama yapan örgüt sözcüsü Stephanie MUls, Yeşilbanş'ın Kanadalı kurucusu David McTaggart'm, Chis Robinson ve Henk Haazen'le birlikte adadaki nükleer deneme tesisi civannda bir yerde bulunduklannı bildirdi. Barış HarekâtTnm 21. yılı • LEFKOŞA(AA)-Türk Sılahlı Kuvvetleri'nin 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirdiği Kıbns Türk Banş Harekatı'nın 21 'inci yıldönümü KKTC'de "Banş ve Özgürlük Bayramı" olarak törenlerle kutlanacak. Bayram, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bugün saat 12.00'deBayrak Radyosu'ndan yapacağı } >nuşma ile baslayacak. 'BM mbarmı ympdi' • TAHRAN(AA)-lran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani, "şiddet ve saldırganhğın Bosna' nuı bağımsızlığını ve Müslüman kimliğini yok edemeyeceğini" söyledi. Rafsancani önceki gün Hırvatistan Dışişleri Bakanı Mate Graniç'i kabulünde "Bosna'daki kayıtsızhğın, dünya ülkelerinin Birleşmiş Milletler'e karşı güveninin kaybolmasına yol açtığmı" da kaydetti. Çeçenya'da çatişma: 2 öUi • GROZM(AA)- Çeçenya'da önceki gece meydana gelen çatışmada, biri Rus, diğeri Çeçen 2 askerin öldüğü bildirildi. Çatışmalann nerede ve nasıl oldugu konusunda bügi verümedi, ancak Rus taranrun saldınya uğradığı kaydedildi. Brenlya'da ölenyok • RIO DE JANEIRO (AA) - Brezilya'nın en büyük kenti Rio de Janeiro'da deniz kuvvetlerine ait ana cephanelikte önceki sabah meydana gelen şiddetli patlamada ölen olmadığı açıklandı. Verilen ilk haberlerde 100 kadar kişinin öldüğü bildirilen patlamayla ilgili olarak deniz kuvvetleri bakanlıgından dün yapılan açıklamada, yalnızca 23 denızcinin yaralandıgı kaydedildi. Kıbns Rum Yönetimi lideri krizin çözümü için bir seçeneğin savaş, diğer seçeneğin de Türkiye aleyhinde önlemler almması olduğunu söyledi. Klerides: Kıbrıs'ta seçenek savaşLEFKOŞA (AA) - Kıbns Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides, basırıa yaptığı açıklamalarla Kıbns sorunu ile ilgili politikalannda tutum değişikliği yapılması gereğinin ortaya çıkması halınde iki seçenekten söz ediyor. Klerides'e göre geçerli tek seçenek ise "savaş". Atina habeT ajansından sonra RİK Televizyonunun bir programında da konuşan Klerides "Seçenekkrden biri savaşür. Diğeri de, Türkiye'nin dünyaya şikayet edilmesi ve aleyhinde önlemler alınmasının sağlanmasına calişdmasıdır" dedi. Klerides, savaş seçeneğinin tercih edilmesine Kıbns Rumlannın yalnız başlanna karar veremeyeceklerini bildirdi. Savaşa karar verilirken bu karann iyice ölçülüp tartıldıktan sonra ahnması gerektiğini belirten Rum lideri, aynca Güney Kıbns'ın tehlikeye düşmeyeceğinden emin olmalan gerektiğini vurguladı. Glafkos Klerides, Türkiye'nin dünyaya şikayet edilmesi ve aleyhinde önlemler alınmasının sağlanması seçeneği konusunda ise dünyanın umarsızhğı nedeniyle bunun başanlı olacağına pek inanmadığını kaydetti. Klerides, dünyaya şikayet yolunun seçilmesi durumunda, Kıbns sorununun durağan bir şekil alacağını ve bu ortamda KKTC'nin tanınması tehlikesinin başgösterebileceğini de ifade etti. Başbakan Andreas Papandreu ile Yunan hükümetini temsilen Kıbns Rum Kesimi'ne giden Hükümet Sözcüsü Evangelos Venizelos, Kıbns'ın kurtanlmasınm Yunan hükümetinin ana hedefleri arasında olduğunu söyledi. Kıbns Rum Kesimi'nde çeşitli temaslan çerçevesinde Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides ile görüştükten sonra konuyla ilgili bir soruyu cevaplandıran Venizelos "Kıbns'ın kurtanlması, hükümetimizin hedefleri arasında olmayabüir mi ? Bu hedeflerimiz hakkında bir tereddüt mfi var ? Yeter ki bu konu iyi yönlendirilsin" dedi. Abhazya, Gurcistan'ın Çeçenyası mı? Karadeniz yakınlarında tehlikeli süreçler Rusya Federasyonu Konseyi Başkanı Vladimir Şumeyko, Gürcistan zıyaretı sırasında sıkıntılı anlar yaşadı. Kremlin'e karşı titiz davranmaya her zaman ayn bir önem veren Gürcü lider Eduard Şevardnadze bıle sert bir dille şu mesajı iletti: "Moskova, Trflis'e danışmadan Abhazya'yla ilişld kuramaz. Bu. ikili ilişkilerin manüğına da, BDT tüzüğüne de aykındır." Şumeyko'nun Gürcü yönetimi önünde yaptığı bir konuşmada, Abhaz lideri Ardzinba'yı Çeçen Başbakan Dudayev'e benzetmesi ise, Abhazya'da kitlesel gösterilere neden oldu. Kremlin'in, eskiden beri Gürcistan'a karşı Abhaz yönetimiyle ilişki içinde oldugu biliniyor. Rus-Gürcü ilişkilerindeki son gerginliğin nedeni ise Moskova'nın Abhazya'ya "doğaJ afet" gerekçesiyle yaptığı yardımdı. Aynca Rusya Parlamentosu alt meclisi Duma'nın, yakında Abhazya konusunu ele almaya ve muhtemelen Abhaz yönetimine destek vermeye hazırlandığı biliniyor. Gürcü yönetimi, Moskova nasıl Çeçenya'nın bağımsızlığına izin vermiyorsa, Tiflis'ın Abhazya'ya böyle bir izin veremeyeceğini belirtiyor. Şimdiîik durumu yatışhran Moskova. eylül ayında bütün Kafkas cumhuriyetlerinin ortak bir forumda sorunlannı tartışmasını önerdi. Moldova'daki Rusya 14. ordusunun lağvedilmesi süreci ciddi tehlikeleri bağ- nnda taşıyor. Moldova'da büyük otoritesi olan eski ordu komutanı General AJeksandr Lebed'in yoklu- ğu, bölgedeki hassas den- geleri etkiliyor. Zaten bir- birlerine pek güvenmeyen Moldova iktidan ve Pred- nestrovye Rus yönetimi ile Gagavuz liderler tetikte bekliyorlar. 14. ordunun lağvedilme- si sürecinin ana sorunu şu: Acaba bölgedeki, maliyeti 4 milyar dolan bulan silah- lar ve öteki askeri gereçler, "sağ salim" Rusya'ya dö- nebilecek mi? Daha şimdi- den sılahlara Moldova 'dan, Prednestrovye'den ve Çe- çenya'dan talipler oldugu nsıltılan yayılıyor. Daha önce Kafİcasya'da ortaya çıkan yolsuzluklar ve gizli silah satışlan göz önüne alınırsa, 14. ordunun dağı- tılması süreci, bütün bölge ülkelerinin güvenliğini ya- kından ilgilendiriyor. Beş yıldır gerginlik içindeki bölgede Çeçen savaşı ben- zeri yeni bir çatişma orta- mının doğması olasılığı, yalnız Rusya ve Moldo- va'yı değil, Romanya, Uk- rayna ve Türkiye'yi de ilgi- lendiriyor. Bu arada Rusya, Moldo- va yönetimini 14. ordunun statüsünün değiştirilmesi ve aynı bazda bir askeri üs kurulması üzerine ikna et- meye çalışıyor. Bu gerçek- leşirse, Ermenistan ve Gür- cistan'daki üslerden sonra zaten iyice tartışmalı bir hale gelen AKKA Anlaş- ması'na yeni darbe daha vurulması anlamına gele- cek. Üsse karşı çıkan Moldo- va Başkanı Mirça Sneguri- le Rusya'nın arası açılıyor. Kremlin, 1996 sonunda ya- pılacak Moldova devlet başkanlığı seçimleri için, Parlamento Başkanı, eski Komünist Partisi yönetici- lerinden Pyotr Luçinski'yle ve özellikle de Başbakan Andrey Sangeli'yle ilişki- leri geliştirmeye özen gös- teriyor. Çeçenya'da bulunan Rus özel büüğine bağlı asker tankın üzerinde düıleniyor. Başkanlık sistemi onaylandı BDT dışı seçenek aramyor Ermenistan iktidan, parlamento seçimlerinden ve anayasa referandumundan galip çıktı. Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan'ı neredeyse suursız yetkilerle donatan yeni Ermenistan Anayasası, ülkenin başkanlık sistemine geçmesi anlamını taşıyor. tçerdeki ve dışardaki sertlik yanlısı Ermeni çevrelerini etkisiz hale getirmeyi amaçlayan iktidar, anayasadan "Ermeni soykmmı" maddesini çıkardı. Seçmenlerin yüzde 68'inin onayladığı anayasa, Erivan'ın önemli bölümünde, Gümrü'de ve Vanadzor'da fazla destek görmedi. Parlamento seçimlerini, iktidar partisi Ermeni Ulusal Hareketi'nden ve birkaç küçük örgütten oluşan "Cumhuriyet" adlı seçim bloku kazandı. tktidara yakınlığıyla tanınan Şamiram kadın hareketi sürpriz bir başan kazanarak ikinci sıraya yerleşti. Bu iki seçim galibinin, parlamentoda üçte ikiyi bile aşan bir çoğunluk oluşturduğu göz önüne alınırsa, iktidann yasa organında oldukça rahatladığı söylenebilir. Ermenistan Komünist Partisi, Ulusal Demokratik Birlik ve öteki muhalif güçler fazla başanlı olamadı. Muhalefetin ve güçlü örgütlerinden Daşnak Partisi'nin Daşnak Ulusal Birliği'nin ve baş bağımsız muhalif partinin seçimlere katılmasına izin verilmedi. (Rus milliyetçisi Vladimir Jirinovski'nin Daşnaİclara verdiği destek de pek işi yaramadı.) Aynca uluslararası gözlemciler seçimlerde çok sayıda hile saptadı. Eski parlamentonun 22 temmuza kadar görev devam edeceği gerçeğinden yola çıkan muhalefet, seçim sonuçlannın geçersiz kabul edilmesi için mücadele ediyor. Orta Asya'daki eski Sovyet cumhuriyetleri yeni arayışlar içinde. Rusya'nın bölgesindeki etkisinin zayıflaması ve Bağımsız Devletler Topluluğu'nun yeterince güvenilir bir ittifak haline dönüşememesi, giderek her ülkeyi kendiiıe göre bir yol izleme zorunluluğuyla karşı karşıya bırakıyor. Rusya'nın bölgedeki varlığınm en temel gerekçelerinden biri olan Tacikistan, umudunu tümûyle Moskova'ya bağlamış, komşu ülkeleri ve Batılı devletleri geri plana itmiş durumda. Taşkent yönetimi ise Tacikistan konusunda farklı bir tutum izliyor. Bu konuda Kazakistan ve Kırgızistan'dan zayıf da olsa bir destek alan Özbekistan, daha çok Batı'ya açılma çabalan içinde. Kendi aralannda Merkezi Asya Birliği'ni oluşturan bu üç ülke arasında Kazakistan. Gümriik Birliği üyeliğine kabuhedilmiş durumda; öteki ikisi ise üyelik başvurusunun sonucunu bekliyor. Ancak jeopolitik ve demografık koşullan (özellikle de ülke nüfusunda Ruslann önemli yer rutması), Almatı ve Bişkek'i Rusya'ya karşı dikkatli davranmaya zorluyor. Bu konuda Özbekistan daha rahat. Aşkabad ise Bağımsız Devletler Topluluğu'ndan umudunu kesmişe benziyor. Öteki Orta Asya ülkelerinden uzaklaşan Türkmenistan, Iran'ın ve Türkiye'nin yanı sıra Rusya'yla ikili ilişkilerini geliştirmeye özen gösteriyor. Ülkesinin ekonomik potansiyeline güvenen Saparmurad Niyazov, yine de doğal gaza pazar bulma konusunda Moskova'nın oynayabileceği rolü gözardı etmiyor. G. Kore'de kadmlar laymete bindiDış Haberier Servisi - Güney Kore'de kadın nüfusunda görülen azabna, ülkedeki kadın-erkek nüfusu arasındaki dengenin bozulmasına yol açıyor. Bellibaşlı kentlerin duvarlannda yer alan "Bir gün gefecek «<am»tiar gefinsiz kalacak" şeklindeki sloganlar, evlenme çağındaki erkeklerin endişelerini dile getiriyor. Kore Aile Planlaması Kurumu, şimdiki eğilimin devam etmesi durumunda, 2010 yıhnda nürus dengesinin daha da bozularak evlenme çağına gelen 1.28 erkeğe 1 kadın düşeceğini ileri sürüyor. Güney Kore Sağlık ve Sosyal Yardım kurumu, erkek çocuk isteyen genç çiftlerin kürtaja başvurmalan sonucunda doğal dengenin bozulduğunu belirtiyor. 1983 yıhnda dünyaya gelen her 100 kız çocuğa 107.4 erkek çocuk düşerken on yıl sonra bu farkın biraz daha açılarak her 100 kıza 115.6 erkeğin düştüğü görülüyor. tlkokullardaki geleneksel İcız-erkek öğrenci eşitliği artık sağlanamıyor. Güney Kore'de ekonomik koşuîlann zorlamasıyla aileler ikiden fazla çocuk istemiyor. Gdeneksel tercih Öte yandan geleneksel olarak erkek çocuğu kıza tercih eden çiftler, doğumdan önce ultrasonografi yoluyla cinsiyetini öğrendikleri cenini aldırma yoluna gidiyorlar. Nüfus dengesini bozan bu uygulamanın ülke çapında yaygınlık kazanması üzerine harekete geçen yetkililer, son derece sert önlemler alarak cinsiyet saptama ve çocuk aldırma girişimlerine kısıtlamalar getirdiler. Yürürlükte olan yasalar, doğmamış çocuğunun cinsiyetini ebeveyne açıklayan doktoru, üç yıldan başlayan hapis cezasına ve ek olarak 13 bin dolar tutannda para cezasına çarptınyor. Aynca doktorun çalışma izni de iptal ediliyor. Ne var ki pek çok kimse bu yasalan dikkate almıyor. Sağlık Kurumu, 1993 yıhnda çocuğunun kız olacağını öğrenen 20.800 kadının kürtaj olduğunu bildiriyor. Kurum aynca cinsiyet saptama ve çocuk aldırma operasyonlanna yılda 26 milyon dolar harcandığıru ileri sürüyor. Gelinhfaali Sağlık ve Sosyal Yardım Kurumu Başkanı Ço Nam-ho -Kadın erkek nüfusu arasmdaki eşitsizliğinin devamı halinde dışandan gelin ithal etme yoluna gidebiliriz. Tek çözüm, ailelerin erkek çocuk merâkından vazgecmeleri" diye konuşuyor. Güney Kore'de aile planlaması 1970'lerde şu sloganla başladı:tt BakabUeceğİniz kadar çocuk yapm." Aile planlaması kurumu, kadınlan en fazla üç çocukla yetinmeleri ve 35 yaşından sonra doğum yapmamalan doğrultusunda eğitmeye çalıştı. Ancak teknolojik gelişmeler sonucu ultrasonografi yöntemi ile doğmamış çocuklann cinsiyetinin saptanması, Kore gibi erkeğin egemen oldugu toplumlarda nüfus dengesizliğine yol açh. Yeni stratejiler Yetkililer bu beklenmedik gelişmeler karşısında, yeni stratejiler geliştirmek zorunda kaldı. Eskiden nüfus kontrolüne ağırlık veren aileden sorumlu bakanlık, şimdi cinsiyetler arası nüfus dengesizliğine öncelik veriyor. Devlet Istatistik Bürosu, 1 temmuz itibanyla ülke nüfusunu 44.85 milyon olarak bildirdi. Güney Kore bugün, dünyanın en kalabalık 25. ülkesi. POLİTtKADA SORUNLAR ERGU1N BALCI Bosna ve Bah'nın Amacı Bosna trajedisinde ortaya çıkan gerçeklerden bi- ri de, Avrupa'nın büyük bunalımlarda ABD'nin lider- liği olmadan hiçbır etkinlik gösteremediğidir. Bu bağlamda Avrupa Biriiği'nin (AB) ortak dış po- litika ve ortak savunma gibi iddialı hedefleri daha uzunca bir süre kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm görünüyor. Beyaz Saray'da Bill Clinton gibi karar- sız bir başkanın bulunması ise bunalımın bu boyut- lara ulaşmasında kuşkusuz önemli rol oynarruştır. Amerikalı ünlü yorumcu William Safire geçen haf- ta The New York Times'da çıkan yazısında "Clinton aslında Müslümanların teslim o/masır» isteyen Av- rupalı liderlere boyun eğdi" diyordu. Diğer tanınmış Amerikalı yazar Anthony Lewis ise "BM ve NATO, Amerikan Başkanı'nm lidehiği ol- madan büyük bunalımlarda etkinlik gösteremez. Amerikan Başkanı'nın Strp saldırganlığı karşısında zayıfdavranması sadece Bosna halkı için değil dün- ya banşı için bir felaket olmuştur" diyor. Sırplann Doğu Bosna'yı tümüyle denetimleri altı- na almak üzere olduğu şu sıralarda bile Batılı ülke- ler bir ortak tutum saptayamıyor. Fransa, Srebranica, Zepa ve tehdit altındaki Go- rajde'yi Sırplardan kurtarmak için askeri kuvvet kul- lanılmasını öneriyor. Ne var kı Ingiltere bu öneriye hiç sıcak bakmıyor. Italya da tartışmada Ingiltere'nin ya- nında yer alıyor. Fransa ile Ingiltere arasındaki tartışmada iki ülke- nin liderierı birbirlerine sert suçlamalar da yöneltti. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, askeri ha- rekâta yanaşmayan Ingiltere'yi "Sırplan kollamakla" suçlayınca, Ingiltere Dışişleri Bakanı Malkolm Rif- kind, Chirac'ın göze çarpmak için "ucuz kahraman- lık gösterisi" yaptığını, Avrupa'nın ABD'nin yoğun hava desteği olmadan Doğu Bosna1 da bir askeri ha- rekât gerçekleştiremeyeceğini Fransa Cumhurbaş- kanı'nın da iyi bildiğini söyledi. Ingittere ve Italya yan çizer de ABD onlardan geri kalır mı? Amerikan Genelkurmay Başkanı General John Şalikasvili, pazar günü Londra'da yaptığı açıklama- da ABD'nin Doğu Bosna'daki güvenlı bölgeleri kur- tarmak için gerekli helikopterleri (200 dolayında) sağ- lamaya hazır oiduğunu, ancak bunun için önce kong- renin onayını almak gerektiğini söyledi. Bu ne demektir? Clinton yönetiminin, Bosna'ya uçak ve helikopter göndermeye niyeti yok demektir. Çünkü Cumhuri- yetçilerin çoğunlukta olduğu kongre, Müslümanla- ra ambargonun kaldınlmasını ve Sırplann NATO ta- rafından bombalanmasını ıstiyor. Ama Bosna'ya Amerikan askerlerinin ya da cepheye birlik taşıya- cak helikopterlerin gönderilmesine kesinlikle karşı çı- kıyor. Böylece Batı'nın Bosna bunalımının başlamasın- dan bu yana sergilediği kararsız, iki yüzlü politikası devam ediyor. ••• Avrupa'nın umudu Bosna'dataraflann çarpışmak- tan yorularak banş masasına oturmalanydı. Doğal olarak zayıf taraf (Boşnaklar) en çabuk yorulacaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Müslümanlar toparlanıp, düzenli ordu kurmayı başardı. Bu olgu da Batı'nın hesaplannı altüst etti. Boşnaklar yenilgiyi kabul etseydi hem Avrupa'nın ortasında bir Müslü- man devletinin kurulması önlenmiş olacak, hem de Batı bunalıma sürüklenmekten kurtulacaktı. Bu görüş uyannca Müslümanlara taviz vermeleri için sürekli baskı yapıldı. Türkiye'ye ziyareti son anda ertelenen BM Genel Sekreteri Butros Gali, basınımızda sert eleştirilere hedef oldu. Bosna'daki facianın baş sorumlusu otâ- rak gösterildi. Ama unutmamalı ki Gali'nin bu yıl baş- lannda yaptığı güvenli bölgelerin korunması için 34 bin asker gönderilmesi çağnsına, tek Batılı ülkeden bile olumlu karşılık gelmemişti. * • • Ve temellerinden yanlış olan politika geri tepti. Sırplar tavize doymuyordu. Batı'dan umudunu ke- sen Müslümanlar ise "iş başa düştü" diyerek topar- lanıp düzenli ordu kurdular. Batı da geniş ufuktan yoksun, dar görüşlü politikasınm yol açtığı batağa saplanmatehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Bosna'dan çekilse dünyaya büsbütün rezil olacak, kalsa ya Sırp- laria savaşa girişecek (ki buna niyeti yok) ya da çar- pışmalan çaresiz biçimde seyrederek tüm dünyada alay konusu olacak. Size bir şey söyleyelim mi? Batı'nın bugün de umudu hâlâ Müslümanlann Sırplara boyun eğerek masaya oturmasıdır. "Güven- li bölgeleri kurtaralım, Sırplara ders verelim" nutuk- lan boş laflardır. Batı'nın tek amacı var: Kendi yarattığı çıkmazdan kendini kurtarmak. Çernişev çantası kabank geliyor • Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı'nın yann başlayacak ziyaretinde bölgesel konular ele alınacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ve Rus- ya arasında, iki ülkeyi ya- kından ilgilendiren bölge- sel konular ile ikili ilişkiler Rusya Federasyonu Dışiş- leri Bakan Yardımcısı A1- bert Çernişev'in yann baş- layacak ziyareti sırasında masaya yatınlacak. Çernişev'in temaslan sı- rasında, iki ülke arasında anlaşmazlık konusu olan Kafkasya, Hazar Havzası petrollerinin uluslararası piyasalara taşınması konu- sunda rakip olan Ceyhan ve Novorosisk hatlan ile Çe- çenistan dahil, bölgesel ko- nular ve ikili siyasi-ekono- mik ilişkiler ele alınacak. Uzun bir süre Rusya'nın Türkiye Büyükelçiliği gö- revini >'ürüttükten sonra Dışişleri Bakan Yardımcı- lığı görevine getirilen Çer- nişev'in, bağımsızlık istek- lerini Rusya'nın askeri mü- dahaie yoluyla bastırmaya çalıştığı Çeçenya'ya, Tür- kiye'de bazı gruplann ver- diği destekten Mosko- va'nın duyduğu rahatsızlı- ğı da dile getirmesi bekle- niyor. Türkiye ve Rusya arasın- da diğer önemli anlaşmaz- lık konulanm, AKKA ' Moskova'nın kanat bölge- sinde uymayacağı yolun- • daki açıklamalan ve yine ' Moskova'nın Gürcistan ve Ermenistan'da asker bulun- durması oluştunıyor. Rusya, Hazar Havzası petrollerinin Karadeniz'de- ki Novorosisk Lima- nı'ndan uluslararası piya- salara taşmmasında diret- meye devam ederken, Tür- kiye arkasına aldığı ABD desteği ile Bakü-Ceyhan hattının en ekonomik gü- zergâh olduğu konusunda ısrar ediyor. Rusya ise, Ha- zar Denizi'nin statüsünün kendi isteği doğrultusunda değiştirilmesi ve böylece Azeri petrolleri üzerinde hak sahibi olmak istiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle