28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA 10 DIZIYAZI Marshallyardımı beklentisiboş çıktı• Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde sigorta primlerinin ; oldukça yüksek • oluşu, bu ülkelerde ! kayıt dışı ekonominin ; canlanmasına neden | oluyor. Birçok ülkede ', işverenler, işçileri • kaçak istihdam ediyor veya düşük ücret grubunda gösteriyorlar. Katma değer vergisi uygulama- sına Doğu Avrupa'da ilk kez 1 Ocak 1988'de Macaristan'da baş- landı. Diğer ülkelerde ise KDV 1993'ten itibaren gündeme geldi. Romanya'nm dıştnda diğer ülkele- rin KDV uygulaması birbirine çok benziyor. Sabit KDV uygulaması- nın yanı sıra, bazı alanlarda üreti- mi ve tüketimi teşvik etmek ama- cıyla indirimli KDV uygulanıyor. Gıda sanayii, ilaç sanayii, ener- ji ve bazı hizmet sektörlerinde KDV oranlan dûşük. Ama her ge- çen yıl, düşük oranlı KDV uygula- nan ürünlerin sayisında bir azalma var. Polonya'da ise bazı alanlarda sıfir KDV uygulaması da gündem- de. TUketİm vergileri Doğrudan tüketim maddelerinin fiyatlanna eklenen tüketim vergi- leri ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor. Devletlerin tüketime vermek istedikleri yöne, daha doğ- rusu. tüketime etki yaparak geliş- tirmek istedikleri üretim sektörle- rinin seçımine göre ülkeden ülke- ye değişik tüketim vergisi uygula- ması var. Genellikle lüks tüketim maddeleri, benzin, otomotiv sana- yii ürünleri gibi maddelerde bu vergi oranı oldukça yüksek. Bu arada. bazı devletler, bu ver- giyi iç pazarlannı korumada da bir araç olarak kullanıyorlar. Örneğin Polonya'da yurtiçinde üre- tilen petrol ürünlerinin tüketimindeki vergi oranı yüzde 65 iken, bu oran ithal petrol ürünlerinde yüzde 19O'ı buluyor. Romanya'da ise yurtiçinde üretilen sert alkollü içkilerdeki vergi oranı yüzde 100 iken, bu, ithal iç- kilerde yüzde 300'u ulaşıyor. Doğu Avrupa'nın vatandaşlanntn ise buna izin vermeyecekleri ve bu gelişmeleri sessiz kabul et- meyecekleri kesin. Geçmişte birbirine çok yakın toplumsal kesim- lerin vatandaşhk hakkı olarak sahip olduklan sos- yal yardımlar ve güvenceler, artık devletin azalan • Geçmişte birbirine çok yakın toplumsal kesimlerin vatandaşhk hakkı olarak sahip olduklan sosyal yardımlar ve güvenceler, artık devletin azalan rolüyle birlikte var olan vergi sistemiyle karşılanamıyor. rak kaldınlması zor bir ağırlık oluş- turuyor. Alınan krediler, ülke ekono- misinin yapısal dönüşümünde ve üretken alanlarda kullanılmazsa, ül- kenin modernizasyonunun ivmesi- nin hızlandınlmasında harcanmaz- sa, borçlann geri ödenmesi sırasın- da önemli sorunlarçıkacağı Polonya ömeğinde görüldü. Bu tür borç sil- meler hiçbir zaman karşıhksız olmu- yor. Bu ülkeler. dış borçlannın artma- sına paralel olarak uluslararası plat- formlarda özgür manevra ve ege- menlik haklannı tehlikeye sokmuş oluyorlar. Para muslukları akmadı Doğu Avrupa ülkelerinin 1989'da sistem değişikliği sürecine girdiği yıllarda en büyük ümitlerden biri, sa- nayileşmiş Batı devletlerinin Sovyet blokunun çöküşünün hemen ardın- dan para musluklarıru açacaklan ve Doğu Avrupa ülkelerine bir zaman- lann Marshall yardımı gibi bir mali yardım harekâtı başlatacaklan idi. Doğu Avrupa ülkelerinde şöyle bir beklenti hâkimdi: Dünyanın îcamp- laşması sona eriyor, böylece silah- lanmaya ve uzay yanşına yatınlan akıl almaz tutarlardan tasarnıf imkâ- nı doğuyordu. Batı'nın refah devletleri de elbet- te bunun karşılığını verecek, Dogu Avnıpa'yı Batı standartlanna yakınlaştırmak için ellerinden geleni yapacaklardı! Bu Batı'nın da ya- rannaydı! Ama, bu beklentiler de çok çabuk sona erdi. Sanayileşmiş Batı, beklenen yardım elini rolüyle birlikte var olan vergi sistemiyle karşıla- namıyor. Gelirlerin farklılaşması ve vergilerin kişisel ge- Sosyal sigorta primleri Sosyal sigorta primleri de bölge ülkele- rinde son derece yüksek. Özellikle Maca- ristan ve Polonya'da bu kesintiler oldukça yüksek oranlara ulaşıyor. Macaristan'da iş- veren, yasal olarak istihdam ettiği her üc- retli başına, ücretin yüzde 44'ü kadar sigor- ta primi ödüyor. Ocretli tarafindan ödenen yüzde 10'la birlikte sigorta primi yüzde 54 oluyor. Polonya'da ise bu oran ücretin yüz- de 49'u ve bu paranın tamamı işveren ta- rafindan ödeniyor. tşverenler tarafindan ödenen primin en az olduğu ülke Slovak- ya. Bu ülkede işletme, istihdam ettiği işçi başına, ücretin yüzde 26'sını ödüyor. Ro- manya'da da bu oran fazla yüksek değil: Yüzde 28. Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde sigor- ta primlerinin oldukça yüksek oluşu. bu ül- kelerde kayıt dışı ekonominin canlanması- na neden oluyor. Birçok ülkede işverenler, işçileri kaçak istihdam ediyor veya düşük ücret grubunda gösteriyorlar. Bir zamanlar sosyal güvenliğin toplum- sal modelin temel direği olduğu Doğu Av- rupa'da devletler, yardıma muhtaç vatan- daşlanna "Allah versin!" demeye doğru hızlayol mu alıyorlar? Geçmişte sosyal gü- venlik sisteminın yarattığı rahatlığa alışan Ulke Kişisel Gelir Vergisi vergi dilimten vergi oranlanş Potorya 0-90 mılyon Zlotı 6 90.8-181.6 m 181.6-müzeri 9621 yok 17.856m+%33 47.820 m+%45 Sigorta Primi (%) İşçi İşveren 49 lirle bağlantılı kılınması, rasyonel, adaletli ve ope- ratif bir vergi sistemini gerektiriyor. Ama bilinen bir gerçek var ki; oturmuş ve istikrarlı bir ekono- mi olmadan, istikrarlı bir vergi sistemi yaratmak da güç. Işte bu nedenle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri- uzatmadı. Açılan yardım musluklanndan akan nin gelecekte karşılaşabilecekleri sosyal ve poli- yardım miktan da hiçbir zaman Doğu Avrupa ül- tik bunahmlann bir faktörü de vergiler olacak. kelerindeki geçiş sürecıni fınanse edecek, yapısal Doğu Avrupa'nm aldığı krediler. dış borçlar ola- dönüşümlere olanak sağlayacak düzeye ulaşama- dı. New York merkezli "Doğu Batı Araşür- malan Enstitüsü" (IEWS) adlı kurumun tüm bölge ülkeierini baz alarak yaptığı bir araştırmada Doğu Avrupa ülkelerine yöne- lik dış yardımlar iki ana grup halinde ele alı- 40 22 3590 7Î2 2ÖT mılyar Ztoti BEŞ DOĞU AVRUPA ÜLKESİNDE ANA VERGİ KALEMLERİ VE VERGİ GELİRLERİ (1994) 4 KDVİşletme Vergisi 1993 yılı vergi gelirleri toplam bütçe GSMH (%) Çek Cumh. 0-21.600 Kron7 21.600-60.000 60.001-120.000 120.001-180.000 180.001-540.000 540.001-1.080.000 1.080.000'ın ustu vergıdışı 13.25 35 %15 9.000 kr.+%20 21.000+%25 35.000+%32 151.200+%40 367.200+%43 42 23 224.6 Mılyar Kron 62.7 24.3 Slo- 0-60.000 Kron8 vakya 60.001-120 000 120 001-180.000 180.001-540.000 540 001-1.080.000 1.080.000'ın üstü Romanya yok9 Macanstan D-11U.0OO honnt 12 110.001-150.000 151 001-220.000 220 001-380 000 380.001-550.000 550.000'ın ustü %15 11 9.000+%20 21.000+%25 36.000+9632 151.200+%40 367.200+%42 3 vergi dışı 10 %20 8.000+%25 25.000+%35 81.500+9440 149.000+%44 35 26 44 40 30 4510 36 25 18 94.6 59.8 Mılyar Kron 2100 70 Mılyar Leyn fbb.B 72.6 Milyar Forint 28 18 21 6 4 HVG, 24 Aralık 1994, Budapeşte, 5Yuzdeler, gelinn vergi dılımi ıçinde kalan kısmını kapsıyor. 61000 ZJoti=0.056 US. $, 7 100 Çek Kronu=3.999 US $, 8100 Slovak Kronu=3.627 US $, 9 Bu vergi yerine %20-45 arası değışen ücret vergisi var. 10 1 mılyon Ley kara kadar %30. Bunun üz- erinde ise %45,11 100 Rumen Ley=0 069 US $, 12 100 Macar Forinti=0.93 US $ ' niteliğindekinıyor. Bunlardan ilki yardımlar. Geri ödenmesi gerekmeyen bu yardımlar hükümetler arası bağışlardan, kâr amacı gütmeyen kuruluşlann, vakıflann vb. ver- dikleri desteklerden oluşuyor. lkinci grubu ise yine hükümetler düze- yinde ve uluslararası finans kuruluşlan ta- rafindan verilen ve geri ödenmesi gereken kredi niteliğindeki yardımlar oluşturuyor. Ticari bankalann verdiği krediler ve "yar- dımlar" burada vereceğimiz rakamlara da- hil değil. Araştırmalar, 24 sanayileşmiş ülkenin 1990-1994 yıllan arasında Doğu Avrupa ülkelerine 62.5 milyar dolarlık yardım ka- ran aldıklannı gösteriyor. Bunun dışmda diğer eski sosyalist ülkelere de 16 milyar dolarlık yardım yapılmış. (BDT'ye yapılan yardımlar da bu mikta- rın içinde.) Yarın: Sanayileşmiş ülkelerin verdiği krediler Çocuk mahkemeleriiîin işleviSEVDA DAGLAR tstanbul Çocuk Mahkemesi Psikologu Çocugu ayn bir kategori olarak kabul eden hukuki yaklaşım, yakın zamanlarda ortaya çıkan tarihsel bir olgudur. Bu anla- yış sonucu. yüzyılımızın ilk çeyreğinde birçok ülkede kurulan çocuk mahkemele- rinin değindiği prensipler. ceza mahkeme- lenninkinden bütünüyle ayndır. Tüm dun- yada, çocuk mahkemeleri, amaçlanılanın ödetme (kefaret) olmaması nedeniyle, sa- dece suçluluğa İcarar verme çerçevesinde kalan hukuk kurallan ile değil; tıp. sosyo- loji, psikoloji, eğitim gibi bilimlerin veri- leri iîe suçluyu değerlendirmektedir. t.Ü. Adli Tıp Enstitüsü yüksek lisans tezi çalışmamda, Çocuk Mahkemeleri Ya- sası'nın (Ç.M.Y.), kadro ve yetkileri itiba- nyla çağdaş mevzuat ile benzer nitelikte bulunduğunu gördüm. Kanun koyucu, ergenlik döneminin baş- lannda bulunan 11-15 yaş arası grubun özelliklerini göz önüne alarak farklı dü- zenlemeler getirmesine rağmen, sekiz yıl- lık Ç.M.Y. uygulamasında, küçükler, sa- dece yetişkinlere uygulananlarla nitelik itiban ile aynı, süre bakımından kısaltılmış cezalara tabi tutulmaktadır. Bu aksaklığın başhca nedeni. Ç.M.Y. ile artık tek ölçüt sayılmayan ve pek çok ülkede ölçüt ol- maktan çıkanlan farik ve mümeyyizliğe ilişkin uygulamalardır. Farikve mürneyyiz olma(T.C.K. 54. md.); çocuğun, fıilin an- lam ve sonuçlannı kavrayabilecegi ve ser- best irade ile bu fiili isteyebileceği, yaşıt- lanna göre norrhal bir gelişim düzeyine sahip bulunma halidir. Bunun saptaması, gelişim psikolojisi konusunda eğitim gör- müş meslek elemanlan tarafindan yapıla- bilecek türden bir araşttrtnadır. Çünkü, ço- cuğun akıl maluliyetine sahip olup olma- dığı ile değil, psikoseksüel, kışiliksel, mo- ral. zihinsel ve sosyal gelışimi; yani kısa- ca psikolojık gelişim yönünden hangi aşa- mada bulundugu ile ilgilidir. Yargıtay'ın, 13.6.1972 tarihli karartnda, zekâ geriliği veya akıl hastalığının her yaşta kişide gö- rülebilecek akıl melekelerinde düzensizlik yaratabilecek bir durum olduğu ve fakat farik mümeyyiz olma dururnunun çocu- ğun bedensel, ruhsal ve zihinsel gelişme derecesi ile çevre, öğrenim, eğitim ve gör- güsüne doğrudan bağlı olduğu belirtilmiş- tir.' Ç.M.Y. (md. 20/1.), ceza veya tedbiruy- gulamasından önce: çocuğun durumunun uzman kişilerce saptanmasmı öngörmek- tedir. Çocuk mahkemeleri, Yargıtay karar- lan doğrultusunda, adli tabiplerden rapor talep etmektedir. Literatürde, "Herhangi bir zekâ geriliği veya çocukiuk devresi sendrom araa göstermeyen bir çocuk, tş- lemiş bulundugu bir suçta. herfaangi bir psikapatotojik bir öğe bulunm«bğı takdir- de suçunun farik ve mümeyyizi olarak ka- bul edilmektedir": şeklinde eleştirilen ra- porlarda ıstisnasız olarak bu rutin yer al- makta, mahkemeye çocuk hakkonda ye- terli bir bilgi aktarmaktan uzak bulunmak- tadır. Ç.M.Y, çocuklann korunması yönünde önemli bir adımı oluşturmaktadır. Mah- kemeye; suç işlemiş çocuklann eğitimi, çalışma ve ıslahı yanı sıra gözetimleri ve suç işlememesine rağmen, "kornmnaya muhtaç çocuk" kapsamındaki küçüklerin de adli yönden korunmaya alınabilmele- rini sağlamak amacıyla geniş yetkiler ver- miştir. Resmi bilırkişi statüsünde psiko- log, pedagog ve sosyal hizmet uzmanı atanmasını getirmiştir. Mahkemenin ge- rek gördüğü çocuklarla ilgili sosyal aras- tırma yapma, farik ve mümeyyiziikkonu- sunda kendi uzmanlıklanna giren konular- da görüşlerini bildirme, en uygun yaptın- mın ne olacağı yönünde öneri verme ve gözetim çahşmalan yürütme şeklinde özetlenebilecek görevlere sahip bu gru- bun değerlendirmeleri mahkemeye geniş veri sağlayıcı niteliktedir. Yaptırımlann amacının, çocuğun eğiti- mi, sosyal payata ahştınlması olması ne- deniyle, suç davranışının analizi, kişiliği- nin, gelişıminin tüm boyutlannm incelen- mesi. çevre şartlannın değerlendirilmesi ve bu verilerin ışığında en uygun tedbirin kararlaştınlması gereği, bu disiplinlerin devreye girmesinin önemi açıktır. Çocukhakkındakarar verme aşamasın- da, mahkeme uzmanlannca sunulan 20/2 madde incelemelerinde detaylı saptamalar olmasına rağmen, uygulamada, sadece ad- li tabipliklerce mahkemeye sunulan rapor- lann dikkate almması ve bağlayıcı olına- sı şeklinde bir eğilim göze çarpmakta- dır. Ç.M.Y. 12. maddede "20. maddeye gö- re yapılan inceleme, ceza tertibini gerektir- miNorsa mahkemece 10'uncu maddedeya- alı tedbirlerin biri u\ gulanabilir" denmek- tedir. Maddenin gerekçesinde, çocuğun her yönüyle incelenmesi olanağına sahip çocuk mahkemelerinin suç işlemiş çocuk hakkında farik ve mümeyyiz bulunsa bile "Idşfliğüıe daha uygun düşeceği ve bn yol- da ıslah ve eğitiminin miimkün bulunaca- ğı görüşû 0e" ceza yerine tedbir uygulaya- bileceğı belirrilmiştir. 3 Yargıtay'ın bu doğ- rultuda açıklayıcı karan bulunmaktadır.4 Gerek uygulamalar gerekse basında yer alan açıklamalar5 bu hususun, uygulayı- cılann dikkatinden kaçtığı ızlenimini ver- mektedir. Kanun kapsamındaki çocuklar, biyolo- jik, sosyal veya psikolojik faktörlerin çe- şitli kombinasyonlan sonucu suç işlemiş, kimlik kazanma çabasınm yoğun olduğu bir dönem içinde bulunan ve kişisel özel- liklerine en uygun düşen yaptınmın (ko- nınma, tedbir, ceza, gözetim) özenle be- lirlenmesi gereken kişiler olarak toplum hay'atımızda yer almaktadır. Ülkemizin ge- leceği ve sağlıklı birtoplum açısından, kriz arz eden bu çocuklann önleyici yaptınm- larla kazanımı bir firsat değerindedir. Her çocuğun, gereksinim duyduğu uygulama- ya kavuşturulması dileğiyle.... II) Yargıtay 1. C.D. 13.61972 tarihli 2616/2923 SK Gözübüyük, A.P. TürkCezaKa- nunu Açıklaması C.l, 4. Bası, 7. Ankara, 1984. S 239-41. (2j Dinçmen, K., Çocukiuk Yaşlanndah Cın- sel Suçların Adlı Psilayatrik Yönden Irdelen- mesi, Adli Tıp Der. Cilt/Vol. 1, Sayı/Nr. 2,1985, s. 148 (3) M M Tutanak Der.. Cilt. 12/1, Dönem- 5. Top-2, Bırleşım. 67-87, T. 1.3.1979-8.5.1979, 1979. (4) Yargıtay 2. CD.. 10.12.1991, Kararno- 12630. Y.K.D. Temmuz 1992. Sayr 7, Cilt: 18, Sayfa 1125-6. (5) Ümran Sölez Tan, Çocuk Mahkemeleri. 31 12.1991 tarihli Mıllıyet Gzt., Sayı: 15855, s. 13. ve Çocuk Mahkemesi Tasansı, 24 6 1992 tarihli Cumhurıvet Gzt., s. l POLtTİKA VE OTESt MEHMEDKEMAL Mektuptan Al Haberi... Sayın Bayan ihsan Kudret, tanınmış kişilerin, eşi Cevdet Kudret'e yazdığı mektupları bir kitapta top- lamış. Elliye yakın kişinin yazdığı mektuplar için "Epey çaba harcadım" diyor. Mektuplann çoğu es- ki yazıyla yazılmış. Eski yazı bilmediği için bunlan okutacak birini aramış. Edebiyat doktonj Handan Inci'yi bulmuş. Birlikte mektupları toparlamışlar. Mektuplar çok geniş zaman dilimini kapsıyor. 1928'lerden başlıyor, 1990'lara kadar uzanıyor. İlk mektup Yahya Keftıal'den 29 Nisan 1928'de geli- yor. Yahya Kemal de her üstat şair gibi öğiit vericidir. Zaten ustalarla çırakların arasındaki ilişki de böyle olmalıdır. Diyor ki üstat: "Her genç şair bilmelidir ki şiirine aradığı yakın ve içten okurtar, konuştuğu ve kalbini anlattığı arkadaşlar değildir, ters/ne yüzünü görmediği ve kişiliğini bilmediği insanlardır. "Ardın- dan şunu ekler: "Genç dostlannızın hayranlığına bağlanmayız, alaycı karşıtlarımzın darbelerinden de ürkmeyiz; bu iki şey tabana aittir; şürinizin kanatla- n varsa zaman ve taban içinde kesinkes uçar." Cevdet Kudret, 1928'lerde Abdülhak Şinasi ile mektuplaşmıştır. Boğaziçi yalılannı seven, yaşamı- nın büyük bir parçasını burada geçiren üstat Şinasi, mektuplanndan anlıyoruz ki Ankara'y da sevmek- tedir. Şöyle der: "Şimdi soru ve haberierinize geçi- yonım. Önce Ankara'y 1 neden bu kadar sevdiğimi anlatmak istiyordum. Lakin bunu bir makale kadar yazmak niyetindeyim ki bunu yazarsam bastınr, si- ze de vaat ediyorum, yollanm. Aksi tesadüfbugün bilhassa şimdi bu muhabbetimden bahsedemeye- ceğim, zira sıcaktan bunalıyorum. Ankara'nın sıca- ğı daha çok dokunuyor ve bu itibaria muhabbetim bir tevakkuf ve intizar devresi geçiriyor. Milliyet'e yazmıyorum, çünkü bir aylık borçlan olan yirmi beş lirayı gönderemediler. Pekfenabirvaziyetteler. Ga- zeteterin tahsisatı da kesildi. Nurullah Ataç Bey üç liraya yazmayı kabul etmiş. Şimdi ona yazdmyoriar." Mektup olur da dedikodu olmaz mı? Ataç'ı çekiş- tiriyor, onun müşteri kızıştırmasına değiniyor. Cev- det Kudret Istanbul'da, Abdülhak Şinasi Ankara'da- dır. Ben 1940'lara doğru üstadı koltuğunun altında gazete ve kitaplaria Kutlu ve Özen pastanelerine ge- lir, oturur, yarenlik ederken görürdüm. Abülhak Şinasi Bey'in 1938 yılı şubatında yazdığı bir mektup var ki özel işlerin de yazıldığını gösteri- yor. "Istanbul'da idim, Ankara'y a avdet edince mek- tubunuzu buldum" diye başlıyor. "Ehemmiyetsiz bir habergibi verdiğiniz habere hem sevindim, hem bi- raz şaşırdım. Evlenecek zamanınız geldi mi? Refi- kanıza biraz benden, bana da biraz ondan söz edin. Sualinizin cevabına gelince memlekette üretilmeyen şeyler bilhassa şeker mesela, hariçten Harbi Umu- mi içinde bize mütteffik bulunan Almanya, Avustur- ya gibi memleketlerden getirilirdi. Şekerin okkası orada mesela 8 kuruş, bizde 80 kuruş, hatta 400 ku- ruş gibi rakamlara yükseliyordu. Ancak orada ucu- za alıp burada pahalı satmak için taşıt aracı bulmak gerekiyor. Bunlann hepsi resmi makamlann elin- deydi." "Mesela Zonguldak'ta kömürün tonu belki 8 lira idi, Istanbul'da 80 lira. Mavnalar, gemiler filan bul- mak gerekirdi." Biraz daha özel haberler: "Siz Kayseh'de ne yapıyorsunuz? Işiniz ne oldu? Kayseri Bez Fabhkası 'nda Muazzez Cemil Bey var. Hasan Ali Bey vaadini tutar." Hüsamettin Bozok'un bir mektubu var, 1958'de yazılmış. Yedıtepe'den yakınma, şöyle: "Yeditepe her sayı 200-230 lira ziyanla çıkıyor. Bütön yaz boyunca elimdekini avucumdakini yitir- dim. (...) Senden ilk olarak Leyla ile Mecnun'u bas- mayı düşünûyorum." Sonlara doğru Server Tanilli'yle mektuplaşıyor. Düşünce yasağı dönemi... BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Kısa veşişman. 2/Yapraklann düz ve parlak bölü- mü... Problem. 3/ Kömür ya da su taşıyan salapurya yadavagon... Ad- lan sıfat yapmak- ta kullanılan bir yapım eki. 4/ Iran'ın plaka işa- retı... Köpek... Hisse. 5/ Soğanlı kıyma ya da pas- tırma üstüne yu- murta kınlarak yapılan ye- mek. 6/ Ankara'daki özel bir tiyatronun kısa yazılışı... Tann. II Himalayalar'da ya- şadığına inanılan "Kar Ada- nn"na verilen ad... Temel ru- telıği bir olan dil, hayvan ya da bitki topluluğu. 8/ Devlet- çilik. 9/ Bir zaman birimi... ıstenç zayıflığı. YUKARİDAN AŞAĞIYA: 1/ îsmailıye mezhebinin bir başka adı. 2/ tkaz... Derebeylik Japonyası'nda en aşağı sı- nıfi oluşturan halk. 3/Konya ılınde birbaraj... Bir ilimiz. 4/ Bir cins peynir. 5/ Asetik asıdin tuzu ya da esteri... îbrahim Balaban'ın yazı ve şiirlerini içeren yapıtı. 6/ Yunan mimar- lığmınüç biçemindenbıri... Üye. 7/Şarkı, türkü... Filika, san- dal gibi küçük tekneleri ıskeleye bağlamaya yarayan halat. 8/ Kaçak ve yasak şeylerin saklandığı yer... "O gül endam bir — şâle bürünsün yürüsün" (Enderunlu Vasıf)- 9/Vekil- lik. AYVALIK İKİNCİ NOTERLİĞİ'NDEN Keşideci: S.S. Halk Konut Yapı Kooperatifi, lnönü Cd. özaral Pasajı No: 11 Ayvalık Muhatap: Ahmet Meriç Orhanel: Ali oğlu, 24/08/1959 doğumlu, Erzincan, Kemaliye, Kozlupınar Köyü 94/14 kütükte kayıth. Muhatap Ahmet Meriç Orhanel'in bilinen son adresi olan Mezbaha Yolu, KaragüM Sitesi C Blok 14/2 Mu- danya / Bursa adresine gönderilen, noterliğimizin 14/03/1995 gün ve Y: 1925 sayıh ihtarnamesi bilatebliğ iade edildiği, yapılan zabıta soruşturması da akim kaldığı için adı geçenin S.S. Halk Konut Yapı Kooper- atifi'ne 14/3/1995 tarihı ıtibanyla faizı ile beraber 29.814.500.- TL binkmiş borcunun 30 gün içinde Em- lak Bankası Ayvalık Şubesi'ndeki 47490 sayıh hesaba ödenmesine, aksi halde ortaklıktan çıkarılacağına mütedair ihtarnamenin bu kerre Istanbul'da münteşirbir gazete ile ilanı talep edilmiş olmakla işbu ihtarnamenin ilanmı müteakip 7 gün sonra muhataba tebliğ edilmiş sayılacağı ılan olunur. AYVALIK İKİNCÎ NOTERİ MlTHAT GÜNAY YAZGIÇ Basın: 32397
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle