Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
Marshallyardımı
beklentisiboş çıktı• Orta ve Doğu
Avrupa ülkelerinde
sigorta primlerinin
; oldukça yüksek
• oluşu, bu ülkelerde
! kayıt dışı ekonominin
; canlanmasına neden
| oluyor. Birçok ülkede
', işverenler, işçileri
• kaçak istihdam
ediyor veya düşük
ücret grubunda
gösteriyorlar.
Katma değer vergisi uygulama-
sına Doğu Avrupa'da ilk kez 1
Ocak 1988'de Macaristan'da baş-
landı. Diğer ülkelerde ise KDV
1993'ten itibaren gündeme geldi.
Romanya'nm dıştnda diğer ülkele-
rin KDV uygulaması birbirine çok
benziyor. Sabit KDV uygulaması-
nın yanı sıra, bazı alanlarda üreti-
mi ve tüketimi teşvik etmek ama-
cıyla indirimli KDV uygulanıyor.
Gıda sanayii, ilaç sanayii, ener-
ji ve bazı hizmet sektörlerinde
KDV oranlan dûşük. Ama her ge-
çen yıl, düşük oranlı KDV uygula-
nan ürünlerin sayisında bir azalma
var. Polonya'da ise bazı alanlarda
sıfir KDV uygulaması da gündem-
de.
TUketİm vergileri
Doğrudan tüketim maddelerinin
fiyatlanna eklenen tüketim vergi-
leri ülkeden ülkeye farklılıklar
gösteriyor. Devletlerin tüketime
vermek istedikleri yöne, daha doğ-
rusu. tüketime etki yaparak geliş-
tirmek istedikleri üretim sektörle-
rinin seçımine göre ülkeden ülke-
ye değişik tüketim vergisi uygula-
ması var. Genellikle lüks tüketim
maddeleri, benzin, otomotiv sana-
yii ürünleri gibi maddelerde bu
vergi oranı oldukça yüksek.
Bu arada. bazı devletler, bu ver-
giyi iç pazarlannı korumada da bir araç olarak
kullanıyorlar. Örneğin Polonya'da yurtiçinde üre-
tilen petrol ürünlerinin tüketimindeki vergi oranı
yüzde 65 iken, bu oran ithal petrol ürünlerinde
yüzde 19O'ı buluyor.
Romanya'da ise yurtiçinde üretilen sert alkollü
içkilerdeki vergi oranı yüzde 100 iken, bu, ithal iç-
kilerde yüzde 300'u ulaşıyor.
Doğu Avrupa'nın vatandaşlanntn ise buna izin
vermeyecekleri ve bu gelişmeleri sessiz kabul et-
meyecekleri kesin.
Geçmişte birbirine çok yakın toplumsal kesim-
lerin vatandaşhk hakkı olarak sahip olduklan sos-
yal yardımlar ve güvenceler, artık devletin azalan
• Geçmişte birbirine
çok yakın
toplumsal kesimlerin
vatandaşhk
hakkı olarak sahip
olduklan sosyal
yardımlar ve
güvenceler, artık
devletin azalan
rolüyle birlikte
var olan
vergi sistemiyle
karşılanamıyor.
rak kaldınlması zor bir ağırlık oluş-
turuyor. Alınan krediler, ülke ekono-
misinin yapısal dönüşümünde ve
üretken alanlarda kullanılmazsa, ül-
kenin modernizasyonunun ivmesi-
nin hızlandınlmasında harcanmaz-
sa, borçlann geri ödenmesi sırasın-
da önemli sorunlarçıkacağı Polonya
ömeğinde görüldü. Bu tür borç sil-
meler hiçbir zaman karşıhksız olmu-
yor.
Bu ülkeler. dış borçlannın artma-
sına paralel olarak uluslararası plat-
formlarda özgür manevra ve ege-
menlik haklannı tehlikeye sokmuş
oluyorlar.
Para muslukları akmadı
Doğu Avrupa ülkelerinin 1989'da
sistem değişikliği sürecine girdiği
yıllarda en büyük ümitlerden biri, sa-
nayileşmiş Batı devletlerinin Sovyet
blokunun çöküşünün hemen ardın-
dan para musluklarıru açacaklan ve
Doğu Avrupa ülkelerine bir zaman-
lann Marshall yardımı gibi bir mali
yardım harekâtı başlatacaklan idi.
Doğu Avrupa ülkelerinde şöyle bir
beklenti hâkimdi: Dünyanın îcamp-
laşması sona eriyor, böylece silah-
lanmaya ve uzay yanşına yatınlan
akıl almaz tutarlardan tasarnıf imkâ-
nı doğuyordu.
Batı'nın refah devletleri de elbet-
te bunun karşılığını verecek, Dogu
Avnıpa'yı Batı standartlanna yakınlaştırmak için
ellerinden geleni yapacaklardı! Bu Batı'nın da ya-
rannaydı! Ama, bu beklentiler de çok çabuk sona
erdi. Sanayileşmiş Batı, beklenen yardım elini
rolüyle birlikte var olan vergi sistemiyle karşıla-
namıyor.
Gelirlerin farklılaşması ve vergilerin kişisel ge-
Sosyal sigorta primleri
Sosyal sigorta primleri de bölge ülkele-
rinde son derece yüksek. Özellikle Maca-
ristan ve Polonya'da bu kesintiler oldukça
yüksek oranlara ulaşıyor. Macaristan'da iş-
veren, yasal olarak istihdam ettiği her üc-
retli başına, ücretin yüzde 44'ü kadar sigor-
ta primi ödüyor. Ocretli tarafindan ödenen
yüzde 10'la birlikte sigorta primi yüzde 54
oluyor. Polonya'da ise bu oran ücretin yüz-
de 49'u ve bu paranın tamamı işveren ta-
rafindan ödeniyor. tşverenler tarafindan
ödenen primin en az olduğu ülke Slovak-
ya. Bu ülkede işletme, istihdam ettiği işçi
başına, ücretin yüzde 26'sını ödüyor. Ro-
manya'da da bu oran fazla yüksek değil:
Yüzde 28.
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde sigor-
ta primlerinin oldukça yüksek oluşu. bu ül-
kelerde kayıt dışı ekonominin canlanması-
na neden oluyor. Birçok ülkede işverenler,
işçileri kaçak istihdam ediyor veya düşük
ücret grubunda gösteriyorlar.
Bir zamanlar sosyal güvenliğin toplum-
sal modelin temel direği olduğu Doğu Av-
rupa'da devletler, yardıma muhtaç vatan-
daşlanna "Allah versin!" demeye doğru
hızlayol mu alıyorlar? Geçmişte sosyal gü-
venlik sisteminın yarattığı rahatlığa alışan
Ulke Kişisel Gelir Vergisi
vergi dilimten vergi oranlanş
Potorya 0-90 mılyon Zlotı 6
90.8-181.6 m
181.6-müzeri
9621 yok
17.856m+%33
47.820 m+%45
Sigorta Primi (%)
İşçi İşveren
49
lirle bağlantılı kılınması, rasyonel, adaletli ve ope-
ratif bir vergi sistemini gerektiriyor. Ama bilinen
bir gerçek var ki; oturmuş ve istikrarlı bir ekono-
mi olmadan, istikrarlı bir vergi sistemi yaratmak
da güç.
Işte bu nedenle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri- uzatmadı. Açılan yardım musluklanndan akan
nin gelecekte karşılaşabilecekleri sosyal ve poli- yardım miktan da hiçbir zaman Doğu Avrupa ül-
tik bunahmlann bir faktörü de vergiler olacak. kelerindeki geçiş sürecıni fınanse edecek, yapısal
Doğu Avrupa'nm aldığı krediler. dış borçlar ola- dönüşümlere olanak sağlayacak düzeye ulaşama-
dı.
New York merkezli "Doğu Batı Araşür-
malan Enstitüsü" (IEWS) adlı kurumun
tüm bölge ülkeierini baz alarak yaptığı bir
araştırmada Doğu Avrupa ülkelerine yöne-
lik dış yardımlar iki ana grup halinde ele alı-
40 22 3590 7Î2 2ÖT
mılyar
Ztoti
BEŞ DOĞU AVRUPA ÜLKESİNDE ANA VERGİ
KALEMLERİ VE VERGİ GELİRLERİ (1994) 4
KDVİşletme Vergisi 1993 yılı vergi gelirleri
toplam bütçe GSMH (%)
Çek
Cumh.
0-21.600 Kron7
21.600-60.000
60.001-120.000
120.001-180.000
180.001-540.000
540.001-1.080.000
1.080.000'ın ustu
vergıdışı 13.25 35
%15
9.000 kr.+%20
21.000+%25
35.000+%32
151.200+%40
367.200+%43
42 23 224.6
Mılyar
Kron
62.7 24.3
Slo- 0-60.000 Kron8
vakya 60.001-120 000
120 001-180.000
180.001-540.000
540 001-1.080.000
1.080.000'ın üstü
Romanya yok9
Macanstan D-11U.0OO honnt 12
110.001-150.000
151 001-220.000
220 001-380 000
380.001-550.000
550.000'ın ustü
%15 11
9.000+%20
21.000+%25
36.000+9632
151.200+%40
367.200+%42
3
vergi dışı 10
%20
8.000+%25
25.000+%35
81.500+9440
149.000+%44
35
26
44
40
30
4510
36
25
18
94.6 59.8
Mılyar
Kron
2100 70
Mılyar
Leyn
fbb.B 72.6
Milyar
Forint
28
18
21 6
4 HVG, 24 Aralık 1994, Budapeşte, 5Yuzdeler, gelinn vergi dılımi ıçinde kalan kısmını kapsıyor. 61000 ZJoti=0.056 US. $, 7 100 Çek Kronu=3.999
US $, 8100 Slovak Kronu=3.627 US $, 9 Bu vergi yerine %20-45 arası değışen ücret vergisi var. 10 1 mılyon Ley kara kadar %30. Bunun üz-
erinde ise %45,11 100 Rumen Ley=0 069 US $, 12 100 Macar Forinti=0.93 US $
' niteliğindekinıyor. Bunlardan ilki
yardımlar.
Geri ödenmesi gerekmeyen bu yardımlar
hükümetler arası bağışlardan, kâr amacı
gütmeyen kuruluşlann, vakıflann vb. ver-
dikleri desteklerden oluşuyor.
lkinci grubu ise yine hükümetler düze-
yinde ve uluslararası finans kuruluşlan ta-
rafindan verilen ve geri ödenmesi gereken
kredi niteliğindeki yardımlar oluşturuyor.
Ticari bankalann verdiği krediler ve "yar-
dımlar" burada vereceğimiz rakamlara da-
hil değil.
Araştırmalar, 24 sanayileşmiş ülkenin
1990-1994 yıllan arasında Doğu Avrupa
ülkelerine 62.5 milyar dolarlık yardım ka-
ran aldıklannı gösteriyor. Bunun dışmda
diğer eski sosyalist ülkelere de 16 milyar
dolarlık yardım yapılmış.
(BDT'ye yapılan yardımlar da bu mikta-
rın içinde.)
Yarın: Sanayileşmiş ülkelerin
verdiği krediler
Çocuk mahkemeleriiîin işleviSEVDA DAGLAR
tstanbul Çocuk Mahkemesi Psikologu
Çocugu ayn bir kategori olarak kabul
eden hukuki yaklaşım, yakın zamanlarda
ortaya çıkan tarihsel bir olgudur. Bu anla-
yış sonucu. yüzyılımızın ilk çeyreğinde
birçok ülkede kurulan çocuk mahkemele-
rinin değindiği prensipler. ceza mahkeme-
lenninkinden bütünüyle ayndır. Tüm dun-
yada, çocuk mahkemeleri, amaçlanılanın
ödetme (kefaret) olmaması nedeniyle, sa-
dece suçluluğa İcarar verme çerçevesinde
kalan hukuk kurallan ile değil; tıp. sosyo-
loji, psikoloji, eğitim gibi bilimlerin veri-
leri iîe suçluyu değerlendirmektedir.
t.Ü. Adli Tıp Enstitüsü yüksek lisans
tezi çalışmamda, Çocuk Mahkemeleri Ya-
sası'nın (Ç.M.Y.), kadro ve yetkileri itiba-
nyla çağdaş mevzuat ile benzer nitelikte
bulunduğunu gördüm.
Kanun koyucu, ergenlik döneminin baş-
lannda bulunan 11-15 yaş arası grubun
özelliklerini göz önüne alarak farklı dü-
zenlemeler getirmesine rağmen, sekiz yıl-
lık Ç.M.Y. uygulamasında, küçükler, sa-
dece yetişkinlere uygulananlarla nitelik
itiban ile aynı, süre bakımından kısaltılmış
cezalara tabi tutulmaktadır. Bu aksaklığın
başhca nedeni. Ç.M.Y. ile artık tek ölçüt
sayılmayan ve pek çok ülkede ölçüt ol-
maktan çıkanlan farik ve mümeyyizliğe
ilişkin uygulamalardır. Farikve mürneyyiz
olma(T.C.K. 54. md.); çocuğun, fıilin an-
lam ve sonuçlannı kavrayabilecegi ve ser-
best irade ile bu fiili isteyebileceği, yaşıt-
lanna göre norrhal bir gelişim düzeyine
sahip bulunma halidir. Bunun saptaması,
gelişim psikolojisi konusunda eğitim gör-
müş meslek elemanlan tarafindan yapıla-
bilecek türden bir araşttrtnadır. Çünkü, ço-
cuğun akıl maluliyetine sahip olup olma-
dığı ile değil, psikoseksüel, kışiliksel, mo-
ral. zihinsel ve sosyal gelışimi; yani kısa-
ca psikolojık gelişim yönünden hangi aşa-
mada bulundugu ile ilgilidir. Yargıtay'ın,
13.6.1972 tarihli karartnda, zekâ geriliği
veya akıl hastalığının her yaşta kişide gö-
rülebilecek akıl melekelerinde düzensizlik
yaratabilecek bir durum olduğu ve fakat
farik mümeyyiz olma dururnunun çocu-
ğun bedensel, ruhsal ve zihinsel gelişme
derecesi ile çevre, öğrenim, eğitim ve gör-
güsüne doğrudan bağlı olduğu belirtilmiş-
tir.'
Ç.M.Y. (md. 20/1.), ceza veya tedbiruy-
gulamasından önce: çocuğun durumunun
uzman kişilerce saptanmasmı öngörmek-
tedir. Çocuk mahkemeleri, Yargıtay karar-
lan doğrultusunda, adli tabiplerden rapor
talep etmektedir. Literatürde, "Herhangi
bir zekâ geriliği veya çocukiuk devresi
sendrom araa göstermeyen bir çocuk, tş-
lemiş bulundugu bir suçta. herfaangi bir
psikapatotojik bir öğe bulunm«bğı takdir-
de suçunun farik ve mümeyyizi olarak ka-
bul edilmektedir":
şeklinde eleştirilen ra-
porlarda ıstisnasız olarak bu rutin yer al-
makta, mahkemeye çocuk hakkonda ye-
terli bir bilgi aktarmaktan uzak bulunmak-
tadır.
Ç.M.Y, çocuklann korunması yönünde
önemli bir adımı oluşturmaktadır. Mah-
kemeye; suç işlemiş çocuklann eğitimi,
çalışma ve ıslahı yanı sıra gözetimleri ve
suç işlememesine rağmen, "kornmnaya
muhtaç çocuk" kapsamındaki küçüklerin
de adli yönden korunmaya alınabilmele-
rini sağlamak amacıyla geniş yetkiler ver-
miştir. Resmi bilırkişi statüsünde psiko-
log, pedagog ve sosyal hizmet uzmanı
atanmasını getirmiştir. Mahkemenin ge-
rek gördüğü çocuklarla ilgili sosyal aras-
tırma yapma, farik ve mümeyyiziikkonu-
sunda kendi uzmanlıklanna giren konular-
da görüşlerini bildirme, en uygun yaptın-
mın ne olacağı yönünde öneri verme ve
gözetim çahşmalan yürütme şeklinde
özetlenebilecek görevlere sahip bu gru-
bun değerlendirmeleri mahkemeye geniş
veri sağlayıcı niteliktedir.
Yaptırımlann amacının, çocuğun eğiti-
mi, sosyal payata ahştınlması olması ne-
deniyle, suç davranışının analizi, kişiliği-
nin, gelişıminin tüm boyutlannm incelen-
mesi. çevre şartlannın değerlendirilmesi
ve bu verilerin ışığında en uygun tedbirin
kararlaştınlması gereği, bu disiplinlerin
devreye girmesinin önemi açıktır.
Çocukhakkındakarar verme aşamasın-
da, mahkeme uzmanlannca sunulan 20/2
madde incelemelerinde detaylı saptamalar
olmasına rağmen, uygulamada, sadece ad-
li tabipliklerce mahkemeye sunulan rapor-
lann dikkate almması ve bağlayıcı olına-
sı şeklinde bir eğilim göze çarpmakta-
dır.
Ç.M.Y. 12. maddede "20. maddeye gö-
re yapılan inceleme, ceza tertibini gerektir-
miNorsa mahkemece 10'uncu maddedeya-
alı tedbirlerin biri u\ gulanabilir" denmek-
tedir. Maddenin gerekçesinde, çocuğun
her yönüyle incelenmesi olanağına sahip
çocuk mahkemelerinin suç işlemiş çocuk
hakkında farik ve mümeyyiz bulunsa bile
"Idşfliğüıe daha uygun düşeceği ve bn yol-
da ıslah ve eğitiminin miimkün bulunaca-
ğı görüşû 0e" ceza yerine tedbir uygulaya-
bileceğı belirrilmiştir.
3
Yargıtay'ın bu doğ-
rultuda açıklayıcı karan bulunmaktadır.4
Gerek uygulamalar gerekse basında yer
alan açıklamalar5
bu hususun, uygulayı-
cılann dikkatinden kaçtığı ızlenimini ver-
mektedir.
Kanun kapsamındaki çocuklar, biyolo-
jik, sosyal veya psikolojik faktörlerin çe-
şitli kombinasyonlan sonucu suç işlemiş,
kimlik kazanma çabasınm yoğun olduğu
bir dönem içinde bulunan ve kişisel özel-
liklerine en uygun düşen yaptınmın (ko-
nınma, tedbir, ceza, gözetim) özenle be-
lirlenmesi gereken kişiler olarak toplum
hay'atımızda yer almaktadır. Ülkemizin ge-
leceği ve sağlıklı birtoplum açısından, kriz
arz eden bu çocuklann önleyici yaptınm-
larla kazanımı bir firsat değerindedir. Her
çocuğun, gereksinim duyduğu uygulama-
ya kavuşturulması dileğiyle....
II) Yargıtay 1. C.D. 13.61972 tarihli
2616/2923 SK Gözübüyük, A.P. TürkCezaKa-
nunu Açıklaması C.l, 4. Bası, 7.
Ankara, 1984. S 239-41.
(2j Dinçmen, K., Çocukiuk Yaşlanndah Cın-
sel Suçların Adlı Psilayatrik Yönden Irdelen-
mesi, Adli Tıp Der. Cilt/Vol. 1, Sayı/Nr. 2,1985,
s. 148
(3) M M Tutanak Der.. Cilt. 12/1, Dönem-
5. Top-2, Bırleşım. 67-87, T. 1.3.1979-8.5.1979,
1979.
(4) Yargıtay 2. CD.. 10.12.1991, Kararno-
12630. Y.K.D. Temmuz 1992. Sayr 7, Cilt: 18,
Sayfa 1125-6.
(5) Ümran Sölez Tan, Çocuk Mahkemeleri.
31 12.1991 tarihli Mıllıyet Gzt., Sayı: 15855, s.
13. ve Çocuk Mahkemesi Tasansı, 24 6 1992
tarihli Cumhurıvet Gzt., s. l
POLtTİKA VE OTESt
MEHMEDKEMAL
Mektuptan Al Haberi...
Sayın Bayan ihsan Kudret, tanınmış kişilerin, eşi
Cevdet Kudret'e yazdığı mektupları bir kitapta top-
lamış. Elliye yakın kişinin yazdığı mektuplar için
"Epey çaba harcadım" diyor. Mektuplann çoğu es-
ki yazıyla yazılmış. Eski yazı bilmediği için bunlan
okutacak birini aramış. Edebiyat doktonj Handan
Inci'yi bulmuş. Birlikte mektupları toparlamışlar.
Mektuplar çok geniş zaman dilimini kapsıyor.
1928'lerden başlıyor, 1990'lara kadar uzanıyor. İlk
mektup Yahya Keftıal'den 29 Nisan 1928'de geli-
yor.
Yahya Kemal de her üstat şair gibi öğiit vericidir.
Zaten ustalarla çırakların arasındaki ilişki de böyle
olmalıdır. Diyor ki üstat: "Her genç şair bilmelidir ki
şiirine aradığı yakın ve içten okurtar, konuştuğu ve
kalbini anlattığı arkadaşlar değildir, ters/ne yüzünü
görmediği ve kişiliğini bilmediği insanlardır. "Ardın-
dan şunu ekler: "Genç dostlannızın hayranlığına
bağlanmayız, alaycı karşıtlarımzın darbelerinden de
ürkmeyiz; bu iki şey tabana aittir; şürinizin kanatla-
n varsa zaman ve taban içinde kesinkes uçar."
Cevdet Kudret, 1928'lerde Abdülhak Şinasi ile
mektuplaşmıştır. Boğaziçi yalılannı seven, yaşamı-
nın büyük bir parçasını burada geçiren üstat Şinasi,
mektuplanndan anlıyoruz ki Ankara'y da sevmek-
tedir. Şöyle der: "Şimdi soru ve haberierinize geçi-
yonım. Önce Ankara'y 1 neden bu kadar sevdiğimi
anlatmak istiyordum. Lakin bunu bir makale kadar
yazmak niyetindeyim ki bunu yazarsam bastınr, si-
ze de vaat ediyorum, yollanm. Aksi tesadüfbugün
bilhassa şimdi bu muhabbetimden bahsedemeye-
ceğim, zira sıcaktan bunalıyorum. Ankara'nın sıca-
ğı daha çok dokunuyor ve bu itibaria muhabbetim
bir tevakkuf ve intizar devresi geçiriyor. Milliyet'e
yazmıyorum, çünkü bir aylık borçlan olan yirmi beş
lirayı gönderemediler. Pekfenabirvaziyetteler. Ga-
zeteterin tahsisatı da kesildi. Nurullah Ataç Bey üç
liraya yazmayı kabul etmiş. Şimdi ona yazdmyoriar."
Mektup olur da dedikodu olmaz mı? Ataç'ı çekiş-
tiriyor, onun müşteri kızıştırmasına değiniyor. Cev-
det Kudret Istanbul'da, Abdülhak Şinasi Ankara'da-
dır. Ben 1940'lara doğru üstadı koltuğunun altında
gazete ve kitaplaria Kutlu ve Özen pastanelerine ge-
lir, oturur, yarenlik ederken görürdüm.
Abülhak Şinasi Bey'in 1938 yılı şubatında yazdığı
bir mektup var ki özel işlerin de yazıldığını gösteri-
yor.
"Istanbul'da idim, Ankara'y a avdet edince mek-
tubunuzu buldum" diye başlıyor. "Ehemmiyetsiz bir
habergibi verdiğiniz habere hem sevindim, hem bi-
raz şaşırdım. Evlenecek zamanınız geldi mi? Refi-
kanıza biraz benden, bana da biraz ondan söz edin.
Sualinizin cevabına gelince memlekette üretilmeyen
şeyler bilhassa şeker mesela, hariçten Harbi Umu-
mi içinde bize mütteffik bulunan Almanya, Avustur-
ya gibi memleketlerden getirilirdi. Şekerin okkası
orada mesela 8 kuruş, bizde 80 kuruş, hatta 400 ku-
ruş gibi rakamlara yükseliyordu. Ancak orada ucu-
za alıp burada pahalı satmak için taşıt aracı bulmak
gerekiyor. Bunlann hepsi resmi makamlann elin-
deydi."
"Mesela Zonguldak'ta kömürün tonu belki 8 lira
idi, Istanbul'da 80 lira. Mavnalar, gemiler filan bul-
mak gerekirdi."
Biraz daha özel haberler:
"Siz Kayseh'de ne yapıyorsunuz? Işiniz ne oldu?
Kayseri Bez Fabhkası 'nda Muazzez Cemil Bey var.
Hasan Ali Bey vaadini tutar."
Hüsamettin Bozok'un bir mektubu var, 1958'de
yazılmış. Yedıtepe'den yakınma, şöyle:
"Yeditepe her sayı 200-230 lira ziyanla çıkıyor.
Bütön yaz boyunca elimdekini avucumdakini yitir-
dim. (...) Senden ilk olarak Leyla ile Mecnun'u bas-
mayı düşünûyorum."
Sonlara doğru Server Tanilli'yle mektuplaşıyor.
Düşünce yasağı dönemi...
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/Kısa veşişman.
2/Yapraklann düz
ve parlak bölü-
mü... Problem. 3/
Kömür ya da su
taşıyan salapurya
yadavagon... Ad-
lan sıfat yapmak-
ta kullanılan bir
yapım eki. 4/
Iran'ın plaka işa-
retı... Köpek...
Hisse. 5/ Soğanlı
kıyma ya da pas-
tırma üstüne yu-
murta kınlarak yapılan ye-
mek. 6/ Ankara'daki özel bir
tiyatronun kısa yazılışı...
Tann. II Himalayalar'da ya-
şadığına inanılan "Kar Ada-
nn"na verilen ad... Temel ru-
telıği bir olan dil, hayvan ya
da bitki topluluğu. 8/ Devlet-
çilik. 9/ Bir zaman birimi...
ıstenç zayıflığı.
YUKARİDAN AŞAĞIYA:
1/ îsmailıye mezhebinin bir
başka adı. 2/ tkaz... Derebeylik Japonyası'nda en aşağı sı-
nıfi oluşturan halk. 3/Konya ılınde birbaraj... Bir ilimiz. 4/
Bir cins peynir. 5/ Asetik asıdin tuzu ya da esteri... îbrahim
Balaban'ın yazı ve şiirlerini içeren yapıtı. 6/ Yunan mimar-
lığmınüç biçemindenbıri... Üye. 7/Şarkı, türkü... Filika, san-
dal gibi küçük tekneleri ıskeleye bağlamaya yarayan halat.
8/ Kaçak ve yasak şeylerin saklandığı yer... "O gül endam
bir — şâle bürünsün yürüsün" (Enderunlu Vasıf)- 9/Vekil-
lik.
AYVALIK İKİNCİ NOTERLİĞİ'NDEN
Keşideci: S.S. Halk Konut Yapı Kooperatifi, lnönü
Cd. özaral Pasajı No: 11 Ayvalık
Muhatap: Ahmet Meriç Orhanel: Ali oğlu,
24/08/1959 doğumlu, Erzincan, Kemaliye, Kozlupınar
Köyü 94/14 kütükte kayıth.
Muhatap Ahmet Meriç Orhanel'in bilinen son adresi
olan Mezbaha Yolu, KaragüM Sitesi C Blok 14/2 Mu-
danya / Bursa adresine gönderilen, noterliğimizin
14/03/1995 gün ve Y: 1925 sayıh ihtarnamesi bilatebliğ
iade edildiği, yapılan zabıta soruşturması da akim
kaldığı için adı geçenin S.S. Halk Konut Yapı Kooper-
atifi'ne 14/3/1995 tarihı ıtibanyla faizı ile beraber
29.814.500.- TL binkmiş borcunun 30 gün içinde Em-
lak Bankası Ayvalık Şubesi'ndeki 47490 sayıh hesaba
ödenmesine, aksi halde ortaklıktan çıkarılacağına
mütedair ihtarnamenin bu kerre Istanbul'da münteşirbir
gazete ile ilanı talep edilmiş olmakla işbu ihtarnamenin
ilanmı müteakip 7 gün sonra muhataba tebliğ edilmiş
sayılacağı ılan olunur.
AYVALIK İKİNCÎ NOTERİ
MlTHAT GÜNAY YAZGIÇ
Basın: 32397