25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TÜBA ve Hacettepe'den tepki: Yenî kunılacak ünîversiteler büyük yara açacak • Kunılacak olan 27 yeni üniversiteye, bilim adamları ve üniversitelerden tepki artıyor. TÜBA'dan dün yapılan açıklamada, nitelik açısından da ortaöğretim düzeyine bile ulaşamayan bir dizi kuruluşun, kamuoyuna ûniversite diye tanıtıldıgı vurgulandı. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - TBMM'den ge- çen 27 yeni ûniversite kurul- masını öngören yasaya kar- şı bilim adamlan ve üniver- sitelerden gelen tepkiler ar- tıyor. Türkiye Bilimler Aka- demisi (TÜBA), 'ortaöğre- tim düzeyine' bile erişeme- yen bu tip kuruluşlann poli- tik amaçlarla topluma ûni- versite adi altında sunulmak istendiğini vurgularken, bu üniversitelerin bazılannın 'laikMk karşrü' uygulamalar içine girdikleri uyansında bulundu. TÜBA'dan dün yapılan yazılı açıklamada, üniversi- telerin özgûn bilgi ve düşün- ce üretmek. bu bilgileri top- luma yaymak ve gerektiğin- de toplum sorunlan ile ilgi- li üst düzey danışmanlık yapmak gibi 3 temel işlevi bulunduğu bildinldi. Politik amaçlı Türkiye'de ise üniversite- lerin işlevini kapsamayan, hatta nitelik açısından orta- öğretim düzeyine bile ula- şamayan bir dizi kuruluşun, 'politik' amaçlaria. kamu- oyuna ûniversite dıye tanı- nldığı vurgulanan açıklama- da. "Adı geçen kuruluşlar, çağdaş ûnrvıersitelerden bek- îenen görevleri yerine getir- mek konusunda çok yetersiz kalmakta ve bazen cumhu- riyetimizin laiklik gibi temel ilkelerine bile ters düşen uy- gulamalarda bulunmakta- dırlar" denildi. Hacettepe Üniversitesi de dün bir yazılı açıklama ya- parak, ûniversite yönetim kurulunun yeni üniversite- lerin kurulmasına ilişkin gö- rüşünü bildirdi. Açıklamada şöyle denil- di: Plansız programsız "Öğretim iiyesi yedştiril- meden ve mali kaynak sağ- lanmadan. plansız program- sız yeni üniversitelerin açıl- masıvla. yükseköğretiın ka- litesi ve bilimsel gelişme son dereceolumsuz yönde etkfle- necek ve ülkemizin geleceği olan gençlerin, bu yetersiz koşullarda yetiştirilmesi, ile- ride onanlması mümkün ol- mayacak yaralar açacak. Aynca, mevcut ümversitele- rin mali sıkmblan da Ueri de- recede artacakör" Türk-İş, zam önerisini açıkladı.- Enflasyon artı yüzde 15 refah payı • Türk-lş, öncelikli olarak düşük ücretlerin 14 milyon iira düzeyine çekilmesini istedi. Tûrk-Iş aynca, yüzde 15'lik refah payının da eklenmesiyle, birinci 6 ay için yürürlük tarihi 1 ocak olan toplusözleşmelerde yüzde 55, 1 şubat olan toplusözleşmelerde yüzde 61.9, 1 mart olan toplusözleşmelerde de yüzde 67.2 oranında ücret zammı talep etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, kamu kesiminde yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri için hükûmetin beklediği ücret artışı önerisini, "bir önceki 6ayhkdönemdc gerçekteşen enflasyon, artı yüzde 15 refah payı" olarak açıkladı. Öne- ride, düşük ücretlerin, öncelikle 14 milyon İira düzeyine çekilmesi istendi. Türk-lş Yönetim Kurulu ile Kamu Kesimi Koordinas- yon Kurulu'nun, Türk-îş Başkanlar Kurulu'na sunduğu ve burada onaylanan öneriye göre. toplusözleşmelerin yürürlük tarihi itibanyla farklı oranlarda ücret zammı ortaya çıktı. Türk-lş'in önerisinde, bir önceki 6 ayhk enflasyon ora- nının 1 ocak itibanyla yüzde 40, 1 şubat itibanyla yüz- de 46.9, 1 mart itibanyla yüzde 52.2 olarak gerçekleşti- ği belırtildi. Buna göre, yüzde 15 orarunda refah payının da eklenmesiyle, Türk-fş, birinci 6 ay için yürürlük tari- hi 1 ocak olan toplusözleşmelerde yüzde55,1 şubat olan toplusözleşmelerde yüzde 61.9,1 mart olan toplusözleş- melerde yüzde 67.2 oranında ücret zammı talep etti. Türk-lş'in, takip eden 6'şar ayhk dönemler için ücret talebi de bir önceki 6 ayhk dönemin enflasyon oranı ola- rak belirlendi. Türk-lş'in sosyal yardımlara ilişkin öne- risinde. "mevcut toplusozleşmedeki haklann ve saün al- ma gficünfln korunabilmesi için" yeni rakamlann şöyle belirlenmesi gerektiği kaydedildi: Doğum yardımı (1.568.000 TL), evlenme yardımı v2.450.000 TL), giyim yardımı (2.548.000 TL), yemek ardımı (62.720 TL, günlük), sosyal yardım paketi (1.568.000 TL, ayhk), kıdem zammı (her hizmet yılı için 15.000 TL, ayhk). KISA... KISA... KISA... B Türkiye'ye kaçak yollardan Toyota marka otomobil sokan bir şebeke ortaya çıkanldı. • tstanbul Vali Yardımcısı Veli Aslan, Gazi Mahallesi olaylan nedeniyle tstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir hakkmda soruşturma yapılmasına dair izin yansının henüz ellerine ulaşmadığını açıkladı. • Mehmet Sinan Kukul, Emine Öncü ve Şûkrü Uzun'un üç yıl önce KozyatağVnda bir evde öldürülmesiyle ilgili olarak haklannda dava açılan 21 polisin yargılanmasına başlandı. • Beyin cerrahisi uzmanı Gazi Yaşargil İstanbul'da, "Gazi Yaşargil Beyin Cerrahisi Vakfi" kurdu. H Belkıs Dilligil'in ölümüne yol açtıklan öne sürülen tutuklu sanık Ismail Hakkı Bektaş ve tutuksuz yargılanan Mustafa Doğan'ın 4 yıldan 10 yıla kadar hapsi isteniyor. • Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde yasadışı bölücfi terör örgütü mensuplanyla girdiği çatışmada şchit olan komando er Adem Bacak, fstanbuTda toprağa verildi. I YDH Istanbul II Merkezi ile Galata Kulesi'ni işgal eden yasadışı DHKP/C örgütüne üye 18 kişi, lstanbul DGM'ye sevk edildi. 1/JIl 3363170-3366716 3454827 Kurulu; 1974 KESİN HAREKET - 3 TAKSİT KALJTEÜ OTELLER - LÜKS KLİMALI OTOBÜS KARADENIZ UZUNGÖL-ÇAMLIHEMŞİN-AYDER YAYLALARI DAHİL SARP'A KADAR Î2-29 Temmuz 12-19 Ağustos, 26 Ağustos Açık büfe kahvaltılar Safranbolu-Çorum-Samsun Çarşamba-Terme-Ünye Ordu-Giresun-Tirebolu .- u . , Görele-Beşikdazü-Akçaabat aksamyemeMen 7 gece T r a b z o n 5 ^ , 3 M a n S t ı n konaklama.gezıler gınş Rİ2e-Çayeli-Ardeşen-Hopa-Sarp ucretlen, ulaşım dahıl | o Ulaşım datıil 3 Gece 4 Gün YP 5.700.000 TLBOZCAADA 3-6 Ağustos. 17-20 Ağustos Perşembe-Pazar Denıze sıfır tunstık otet, gezıler Arabanızla 4 200 000 TL SATILIK Bilardo lambiri ve malzemeleri 53952 06 G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada - CHP, ilk genel seçimde pahamen- to dışı kalabilir. - Etnik aynlık ürkütücü. Bazı yerlerde, mezhepçilik ve Kürtçülüğün adı solcu- luk olmuş. - Anadolu'daki CHP'lileryılgın, utan- gaç, elinden oyuncağı alınmış gibi. 'Du- rumumuz ryi' diyene rastlamadım. - Bu olumsuzluklara karşın pek çok CHP'Iİ başka yere gitmiyor. Bekliyor. Mümtaz Soysal da hafta sonu Ka- radeniz'deydı. Zonguldak'ta nabızyok- ladı. Hikmet Çetin, bakan krizlerinden zarnan buldukça kongreyle ilgileniyor. Çetin'in istemi kongreye tek adayla grt- mek. Aday konu sunda fazla isim dillen- dirilmiyor, ama adının baş harfi "Hik- met" olursa daha iyi olur. Karayalçın, şu aşamada kamuoyu önünde, "adayım"ya da "değilim"de- miyor. Henüz proje aşamasında olma- lı. Biliyorsunuz; Karayalçın, proje odak- lannda örgütlenmeyi sever. Kulislerden sızan bilgilere göre Kara- yalçın, Erdal Inönü lideıiiğindetekada- ya "evet" diyor. Belki de "Tarih teker- rür eder, ardından yine ben gelirim" diye düşünüyor. Baykal olursa o da adaylığa hazırianıyor. Bizim için ikinci seçenek daha eğlenceli. Baykal ekibi ise kongreler öncesi bir ön çalışma yapmıştı. Deniz Bey, bugün- CHP'nin Kongresi Isımyor. lerde Japonya'da. İş sağlama alınmış olmasaydı, sanınm bağlasalardurmaz- dı. Genel merkezdeki Baykal ekibı, ge- lişmeleri "yorumsuz" izliyor. Genel Sek- reter Adnan Keskin, baştabakanlarol- mak üzere partinın kamuoyunda tanın- mış kadrolarının genel merkezin bilgisi dışında hareket etmiş olmalarından ra- hatsız. Keskin, CHP'ye ilişkin bazı ha- berieri gazetelerden öğreniyor. Tabii bu arada, Keskin'in de rakiplerine bazı ha- berleri gazeteden okutabilecek yete- nekte olduğunu unutmamak gerekiyor. Gazetemizin ikinci sayfasında 16 temmuz pazar günü, eski CHP Genel Sekreteri Erol Tuncer'in, "Nerede bi- zim CHP'miz.,." başlıklı bir yazısı ya- yımlandı. Yazı, CHP'nin 72 yıllık yaşamını ve bugün geldiği noktayı özetliyordu: - CHP, 27 yıllık tek partili yönetimin ardından, son dönem hariç, hiçbirgp- man ûçüncü parti olmadı. - 1985'ten bu yana HP-SODER SHP- CHP birleşmeleri beklenen rüzgân es- tirmedi. Birleşmeye hep, "mutlu son" gözüyle bakıldı. Oysa her biri, içinde u- mut filizleri taşıyan başlangıçlardı. - Bugünkü CHP yöneticileri, birieş- menin amacını kavrayamamıştır. Katı- lımcılığı reddetmektedir. Bütünleşme • •• ve büyûmeye yönelik bir politika izle- mekten yoksundur. Bu saptamalar, her fırsatta bir yerle- re aday olmuş koltuk meraklısı bir kişi- nin değil, yıllannı sosyal demokrasinin gelişmesine adamış bir politikacmın. Bir diğer hareketlilik de Ercan Kara- kaş öncülüğünde ki ekipteydi. Bu eki- bin basın açıklamasının ilk tümcesi şöyle: "17 Temmuz 1995 Pazar günü, öte- den beri SHP içinde 'sol kanat', 'yeni- likçiler' adıyla mücadele eden CHP'li- ler bir araya gelerek partinin içerisinde bulunduğu durumu ve kunjltay süre- cini değeriendirdiler." Olmayan partideki kanatlar Bildirinin çözüm kısmında çok güzel önerilervar. Hiçbir CHP'li tanımıyorum ki, bunlann altına imza koymasın. An- cak, CHP'nin içinde bulunduğu duru- mu, bu açıklamanın ilk tümcesi tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. CHP'nin yükselmesine inandıklanna kuşku duy- madığım bu ekip, kendisini tanıtırken, önce "SHP" diyor. Sonra, bu partinin içinde "şu orupn diyor. Eski SHP'li olup şimdiki CHP'nin içinde mücadele eden, ama SHP döneminde "yenilikçiler" ve "sol kanat" diye bilinen grup... CHP'nin keşke kanatlan olsa... Biraz uçardı. Bugün kanatlan bırakın; CHP, yan topal yarı kör... Bu tümceler pek çok kesim için acı olabilir, hatta "Haksızlık ediyorsunuz" diyenler olabilir, ama gerçek. Daha önce bir kez daha vurgulamış- tım. CHP'de taraflar, sanki partinin oyu yüz de 35-40'lardaymış gibi kendi saf- larını güçlendirme, parti içi rakiplerini yıpratma çabası içindeler. Bu, gemi su alırken, "en iyi kamarayı ele geçirme çabasına" benziyor. Önce geminin su alan bölümleri ona- nlmalı, içerideki su boşaltılmalı, yelken- ler yenilenmeli, rota yeniden gözden geçirilmeli... Bunları yapmadan, birkaç günlük se- fa için, kamara kavgasına girmenin ka- zanana da faydası yok. Bütün bu olumsuz tablolara karşın CHP'de, "lider değil parti" kaygısı gü- den bir "kadro hareketi", görünümü değiştirebilir. Siyasetçi için yenilgi diye bir şey yok- tur. Kaybedilen bir yanşın ardından, bir diğen gelir. Ancak partiler için aynı şe- yi söylemek güç. Ağustos kongresi ısınırken meydana çıkacaklar için iki seçenek var: - Küçük olsun, benim olsun. - Benim payım, partim büyüyünce büyür... OLAYLARIN ARDEVDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada Tarımda plansız ve programsız uygulamalar, üretici kesimini darboğaza sokuyor. Üreticiler enflas- yon karşısında ne yapaca- ğını bilmiyor. Tıpik bir kumar bu... Silifke'de domates üre- ticileri, 15 gün önce ürün- lerini yollara dökerken sö- mürünün bedelini kendile- rinin ödediklerini söylüyor- lardı. Ama sıyasal iktidar, olup bitenlere seyirci kalı- yordu. Evet 10 yılın faturası çı- kıyor bugün... Fırsatçılar tarafından kapatılan buğday ambar- larda, ama kimse hesap soramıyor... Bir soygun ve talan dö- neminin fotoğrafı çıkıyor ortaya. Birileri büyük vur- gunlar vuruyor, tüketici ve üretici ise eziliyor... ••• Giil Kıbrıs'ta 21 yıldır barış varB Baştarafi 1. Sayfada dönümü dolayısıyla KKTC'nin Ankara Bü- yükelçısi Narif Borman başkanlığındaki bir heyeti bugün Çankaya Köşkü'nde kabul et- ti. Büyükelçı Boıman. kabulde yaptığı ko- nuşmada. "Ziyaret amactmız, mutlu Banş Harekâtı'nuı 21. yıldönümü doiayısıyla şab- sııuzda bütün Türk ulusuna şükranlannuzı arz etmck ve bu arada anavatanımızda v'aşa- nan sel felaketi dola\ısı>la canlannı kaviieden kardeşlerimize rahmet dilemck. geride bırak- üklanna da sabıriar dilemek ve geçnıiş olsun dfleklerimiziarzetmektir'' ifadelerini kullan- dı. Cumhurbaşkanı Demirel de Isparta'nın Senirkent ilçesinde 60'tan fazla yurttaşın ya- şamını yitirdiği sel felaketi dolayısıyla büyü- kelçinin bildirdiği taziyet için teşekkür etti. "Bir büyük afettir, beklenmeyen bir olay- dır. Çünkü Senirkent kasabası orada 500 se- neden fazla zamandır var" diyen Cumhur- başkanı. sözlenni şöyle sürdürdü: "Amage- nellikle bizim kasabalanmız biraz dere ya- taklanna girmiştir. Bu derelerin de ne za- man ne >apacagı pek belli olmaz. Şimdi Tür- kiyeCumhurh'eti de\ leti veTürk milleti,bü- tün gönlüyle ve maddi mane\i imkânlany- la bu yarayı sarma>-a çahşmaktadu-. Bunun için Özel bir kanun gerekecektir, çabucak ya- pılsın. Enrincan'da bir sene içinde Erzin- can'm yarasuu genişçapta sarmışük. Her şey hareket balindedir." Demirel, Kıbns'ta meydana gelen orman yangınında da Beşparmak Dağlan'nm Ak- deniz'e bakan yamaçlannın önemli bir kıs- mının yandığına işaret etti ve bir süre önce Kıbns'a giderek taziyede bulunduğunu. yangın sahalannı gördügünü hatırlattı. Kıb- ns'ta yanan yeşili yeniden var etmek için Türkiye'nin elinden gelen her türlü desteği vereceğini kaydeden Demirel. "Sanıyorum ki, önümüzdeki yıllar. Kıbns'ın güneşi, be- reketli topraklan, bu yeşilin yeniden meyda- na geimesine yarduncı olacaktır" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, Kıbns Banş Harekâtı'nın 21'inci yıldönümünün yann- dan itibaren kutlanacağına da işaret ederek şunlan söyledi: "Tabii aym zamanda Kıb- ns'ta bu ola>, Banş ve Ozgüriük Bayramı olarak da kutlanmaktadır ve gerçekten 1974'te Türkiye'nin anlaşmalara istinaden yapmış bulunduğu, yapmak mecburivetin- de kaklıgı müdahale, Kıbns'a banş getir- miştir. 21 senedir Kıbns'ta banş varsa bu, BM sayesinde değil. Türkiye'nin sayesinde- dir. Türkiye, BM'nin göre\ini orada üstlen- miş, onu yapmaktadır. Ama Türkiye'nin kendi görevidir o zaten. Ve senelerdir süren ısörap böylece sona ermiştir. Kıbns'ta fiili bir durum v^rdır. Bufiilidurum bütün dün- ya tarafından gönilmelidir. Bu fiili durum. Kıbns'ta Türkler vardır, bir millet olarak vardırlar. Kıbns'ta Rumlar vardır, onlar da bir millet olarak vardırlar. Türkler orada azHihk degildir, Kıbns üzerinde eşit hakla- ra sahip kimselerdir.'" Demirel, Kıbns'a belli bir statü ve bir si- yasi çözüm arandığıru belirterek "Bu siya- si çözüme geçen 21 sene zarfuıda geiineme- miştir. Bugün de halen aranryor" dedi. Kıbns'ın Avrupa Birliği'ne girmesi tar- tışmalanna dikkati çeken Cumhurbaşkanı, şöyle konuştu: "Bugün bir tek Kıbns'tan bahsetmek imkânı yoktur. 1960 anlaşmala- nnın kurduğu Kıbns dev letini Rumlar ken- di elleriyle yıkmışlardır. Bütün dünyanın, Kıbns'taki fiili durumu, yani Kuzey Kıb- ns'taki Kuzey Kıbns Türk Cumhurryeti'ni gönnesi lazımdır. Ve KKTC'de yaşayan soy- daşlarunızm insan gibi haklara sahip olma- sı, insan haklanna sahip olması, güvenlik içinde yaşamalan ve hür olmalan. gayet ta- biikiaranan her çözümdeen başta düşünül- meUdir." Türkiye ile KKTC'nin, uluslararası ze- minde de adil, yaşayabilir, hakh bir çözü- mün bulunabilmesine destek vermeye de- vam edeceğini kaydeden Demirel, şöyle de- vametti: "Şunu ifade edeyim ki.Türkiye daima ba- nşçı olmuştur. Nihayet Türkiye'nin adaya müdahaleetmek mecburiyetinde kalmasına da kimse bir şey diyememiştir. V'ani 'N'iye müdahale ettiniz?' diyememiştir. Çünkü Türkiye. Yunanistan ve İngiltere arasında- ki güvenlik anlaşması ihlal cdilmiş. ashnda bu müdahalenin bu 3 devlet tarafından be- raberce yapılnıası la/jm gelirken, ikisi anlaş- malarda yaalı şartlara uymamışlardır. Tür- kiye ise aniaşmalarda yazılı şartlara uymuş. yükiimlülüğünü, taahhüdünü yerine getir- miştir." Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Demirel, Bosna-Her- sek'te olup bitenlerin utanç verici olduğu- na dikkati çekerek şunlan kaydetti: "Bütün dünya bunu itiraf ediyor. Bunu baştan beri söytüyoruz. Ben, şubat aymda oraya ghtim, mart aymın başında geldim. Dedim ki:' Bu- ralar kan kokuyor ve 30 mayısla beraber bu- ralarda kan dökülmeye başlayacaktır' Dün- yanın bütün liderlerini ikaz ettim. Bugün olup bitenlerin hiçbirisi benim için sürpriz degildir. Ama uzüntüyle söyleyeyim ki, ulus- lararası toplum. bu işüı hakkindan geİeme- diğini, zaafiyet içinde olduğunu bugün itiraf ediyor. herkes itiraf ediyor, utançla itiraf edi- yorlar. Bu da meseley i çözmüyor." Cumhurbaşkanı Demirel, birkaç gün ön- ce bütün dünya liderlerini yeniden ikaz et- tiğini ve onlan yeniden yardıma çağırdığı- nı belirterek "Keşke bundan öte yapabilecek bir şeyimiz olsa. Fevkalade üzüntülüyüz, hü- zün içerisindeyiz" diye konuştu. KKTC'nin Ankara Büyükelçisi Borman da Bosna-Hersek'te banşın saglanamama- sının, kendilenni 1974 öncesindeki Kıb- ns'la ilgili düşüncelere sevk ettiğiriı söyle- di. Kıbns Türkü'nün en büyük güvencesi- nin anavatanı olduğunu belirten Borman, "Mutlu Banş Harckâtı. hakikaten bize ba- nş, huzur ve mutluluk getirmiştir. Bunu da BM değil, Türk askeri ve Türkiyemizin des- teği getirmiştir. KıbnsTürkü'nün bu müna- sebetie şükranlannı teyiden arz etmek isti- yorum" diye konuştu. Öte yandan Kıbns işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Baki Ataç, dün Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti hükümetinin davetlisi olarak 20 Temmuz Banş ve Özgürlük Bayramı'nın 21. yıl- dönümü törenlerine katılmak için Kıbns'a gitti. en ın U Baştarafi 1. Sayfada Fethullah Gülen'in kişilik haklanna saldında bulunma- dığmı belirleyen asliye hu- kuk mahkemesinin karannı yerinde görerek onayladı. Çetinkaya, 6 Ağustos 1994 tarihli'RuhHair baş- lıklı yazısında, özetle şu noktalara dikkat çekmişti: "Fehmi'nin Hocaefendi- si de bir şeriatçıdır. Cum- huriyerten korkar, Ata- türk'ün adını duyunca tüy- leri diken diken olur. Biz durmadan soranz: Askeri liselerdeki tarikatçı örgütienmede Fethullah'ın neden adı geçiyor? Yamt gelmez. L'sanmadan soranz: Po- lis okullanndaki tarikatçı okullarda neden Fethul- lah'ın adı geçiyor?" Fethullah Gülen'in avu- katı Orhan Erdemli, bun- dan önceki oturumda yap- tığı savunmada, müvekkı- linin 2 Temmuz 1995 günü TRT-1 'de yayımlanan söy- leşisine atıfta bulunarak "Sayın Fethullah Cölen Hocam, 30 yil devlete hiz- met etmiş bir din adamıdır. Kendisi. televizyonda da ifade ettiğJ gibi, hiçbir za- man Atatürk ve laiklik kar- şıü bir eylem ve düşünceye sahip olmamışür" görüş- lerini dile getirmişti. 'A kan kan dursun J kampanyası tstanbul Haber Senisi - Aralannda DtSK, HADEP, Mor Çatı, İstanbul Yeşilleri, Cem Özdemir, Cezmi Ersöz, Mezopotamya Kültür Merkezi, Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin de bulunduğu çok sayıda kişi, kurum ve kuruluş tarafından oluşturulmaya çahşılan banş platformu, "Akan kan dursun, banş için el ete" kampanyası başlattı. Banş platformu tarafından lstanbul Tabip Odasrnda düzenlenen toplantıda, kampanya için hazırlanan ve üzerinde, ölen Türk ile Kürt gençlerinin fotoğraflannın olduğu afiş tanıtıldı. Burada konuşan Kürt Hak ve Dönekliğin kol gezdiği bir ülkede dönmeyen, insanlık kadar eski değerleri yücelten, insanlığın en köklü özlemlerini yaşamı boyunca savunan MEHMET ALt AYBAR'ı yitirdik. Acısı yüreğimizde, anısı bilincimizde hep yaşayacak. FRANKFURT TÜRK HALKEVt Özgürlükler Vakfi Başkanı Yılmaz ÇamhbeL banş isteyen herkesi bu kampanyaya imza atmaya çağırdı. Çamlıbel, "Sesimize ses verin, gücümüze güç katalım. Bu ülkede şahinlere karşı banş güvercinleri oluşturalım" diye konuştu. Daha sonra gazeteci-yazar Cezmi Ersöz, hazırlanan bildiri metnini okudu. Savaşın silah tekelleri dışında kimseye yarannın olmadığının vurgulandığı metinde ırk. sınıf, cins, din. ve inanç aynmı yapılmadan özgürlük ve eşitlik temelinde. kardeşçe yaşanılması gerektiği belirtildi. (HÜLYA TOPCU) Mayın tuzağı: 6 ölü, 3 yaralı DrYARBAKIR(AA)- Bit- lis'in Mutki ilçesinde, köy minibüsünün, teröristlerce yola döşenen mayının üze- rinden geçmesi sonucu biri korucu 6 kişi öldü, 3 kişi ya- ralandı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıkla- maya göre kaçan teröristler- le güvenlik kuvvetleri ara- sında çıkan çatışmada ise 4 terörist ölü ele geçirildi. Bingöl'ün Solhan ilçesin- de patlamamış bombayla oy- nayan 3 çocuk öldü Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde 6, Şemdinli ilçesi Tahtataş Köyü ile Batman'ın Sason ilçesi kırsalında da 2 terörist öldürüldü. Bölücü terör örgüründen kaçan bir terörist ise Tunce- li'nin Mazgirt ilçesinde gü- venlik kuvvetlerine teslim oldu. . Profesöre ölüm tehdidiI Baştarafi 1. Sayfada yayın organlan amaçlı olarak kuflan- maya çalışmışlardu-. Gerginük yarat- mak istemişterdir~ dedi. Sıvas Cum- huriyet Savcılıgı, yerel televizyon ve basın yöneticileriyle Milli Gençlik Vakfi Sıvas Şubesi Başkanı Abdullah Genç hakkında soruşturma başlattı. Sıvas Cumhuriyet Üniversite- si'nde 'türban olayı' bazı örgütler, ye- rel basın ve televizyonlar tarafından saptınlarak ikinci bir 'Srvasolayı' ya- ratılmak istendi. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nda düzenlenen diploma tö- reni öncesinde, Sıvas olaylan öncesi olduğu gibi laiklik karşıtı bazı yerel yayın organlan ve televizyonlar, öğ- rencilere, öğrenci kantinine, okul müdürü ve görevlilerine telefon edip fakslar göndererek gerginlik yarattı- lar. Türbanlı öğrencilere destek ama- cıyla okul içinde ve dışında terör ha- vası estirmeye çalışan bazı gruplar, karşıt öğrencilere 'Sizinle yakın bir zamanda hesaplaşacağız. Size gere- ken dersi vereceğiz'' gibi tehditlerde bulundular. Bazı öğrencilerin Kıyafet Yönet- meliği 'ne aykın biçimde diploma tö- renine katılmalanyla çıkan olaylar- dan sonra Sıvas muhabirimiz İsmail Dursun'un sorulanm yanıtlayan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Asım Gültekin, türban olayının kul- lanılmak istediğini vurguladı. Öğrencilerin kendi aralannda bir sorun olmadığını belirten Gültekin, "Milli Gençlik Vakfi Srvas Şube Baş- kanı Abdullah Genç'in öğrenci velisi oünadığı halde törene kaülacağı ko- nusunda önceden bilgimi/ yoktu. Bil- gimiz olsa gerekli önlemleri alırdık" dedi. Rektör Gültekin, kıyafetle ilgi- li YÖK'ün karan bulunduğunu, bağ- layıcı olmadığını, uygulamanın ûni- versite senatolanna bırakıldığını anımsatarak, kendilerinin de bu ya- sal çerçeve içinde davTandıklannı bil- dirdı. Okul Müdürü Prof. Servet Öz- gür'ün geçici süreyle idari görevin- den alındığını belirten Rektör Gülte- kin, bunun nedenini Soruşturma Ko- misyonu'nun görevinı rahatyapabil- mesi olarak açıkladı. Ölflmle tehdit ediliyor Özgür ise diploma töreninde Kı- yafet Yönetmeliği'ni uyguladığını, olaylann planlı geliştiğini, Sıvas Mil- li Gençlik Vakfi (MG V) Başkanı Ab- dullah Genç'in tartışmah törende ba- zı kişilere hakaret etmesinin gergin- liği arttırdığını söyledi. "Şeriatçüar taranndan tehdider alıyorum" diyen Özgür, Sıvas'ı polis korumasında terk etmek zorunda kaldığtna dikkat çekti. Şeriatçılardan ölüm tehditleri aldı- ğı için kentte polis korumasıyla ge- zen ve önceki gün Sıvas' ı koruma al- tında terk eden Prof. Özgür diploma töreninde meydana gelen olay konu- sunda, Cumhuriyet'e şunlan söyledi: "Yaşananlar bir başörtüsüne kar- şı olma olayı degildir. Mezuniyet töre- ninde uyulması gereken Kıyafet Yö- netmeliğL, benim tarafımdan icat edil- memiş,tir. Bu bir yasal zorunluluktur. İ niversitemizin Sağhk Hizmetleri Yüksek Okulu ve sağhk hizmetleri eğhimi veren her biriminde bu yönet- metige uyulması zorunludur. Yaşa- nanlar bazı çevrelerce, 'Okul müdü- rü başörtülü öğrencileri törene alma- yacak ve diploma vermeyecek' şek- linde duyuruldu. Oysa ben öğreaci- lerle görüşerek çözüm üretmeye çalış- öm. lstemeleri halinde bir od'ada ye- min ettirilip diploma verilmesi öneri- sinde bulundum. Ogrenciler ikna o\- dular. Ancak tören sırasında, sonra- dan MGV Başkanı olduğunu ögren- diğnn Abdullah Genç adh kişi. tören yöneticisine hakarette buhuıupprovo- kasyon yaratD. Olay da basma 'ba- şörtüsü tartişması' diye aksettirikü." Her insanın inancına saygılı oldu- ğunu vurgulayan Özgür, olayın bir i- nanç sorunundan kaynaklanmadığı- nı vurgularken şu görüşleri dile getir- di: "Olayı bu şekilde saptırarak kul- lanmak, ne Sı\as halkının. ne üniver- sitemi/in ne de Türkiye'nin hak etti- gi bir durumdur. Bu tür hedef göste- rerekbiriiği, bütün lüğubozucuy^yın yapanlar, konuyu çok tehlikeli ve yı- kıcı bir boyuta çekinek isteyenlerdir. Zaten bu provokasyonu planlayan Abdullah Genç ile çevreskÛr. Bunun böyle gelişmesini çok önceden planla- mışlar." Olayın ardından evine kımlikleri meçhul kişiler tarafından sık sık te- lefon edildiğini ye ölüm tehditleri al- dığını belirten Özgür, "Tetefon açan kişiler, 'Öğrencilerinizi yıllarca laik ve Kemalist ilkelerle, baskı kurarak eğittinız. SizlerMüslûmandüşmanı- sınız, ihanetlerinizin hesabını vere- ceksiniz' diye tehditier savurdular. Bunun üzerine polis koruması iste- dim" dedi. Kişiliğinı hedef alan karalama kampanyasının Sıvas'taki yerel basın tarafından kasıtlı olarak tırmandınl- dığına dikkat çeken Özgûr, "Önce- den atanış olduğum yılhk tznimi kul- lanmak için Srvas'tan ayrümak iste- dim. Ancak, ben \e ailemin can gü- venhgi yoktu. Tekrar polisierden yar- dım talebindebulundum. Polis kordo- nu altında kent dışuıa çıktım" diye konuştu. Tepkiler Sağhk Hizmetleri Yüksek Okulu mezuniyet töreninde meydana gelen olaylann görüntülerinin yanlı biçim- de yayımladığını öne süren öğrenci- ler, Shovv TV ve atv'yi protesto ede- rek bundan böyle bu kanallan izle- meyeceklerini belirttiler. Ögrenciler. Cumhuriyet'in savu- nucusu ve Atatürkçü olduklannı öne süren bu yayın organlannı kınadılar. Gümrük birliği için TÜSIAD devrede Haber Merkezi - Türk Sanayicileri ve lşadamlan Der- neği (TÜSİAD) temsilcilerinden oluşan bir heyet, Brûk- sel'de Avrupa Parlamentosu'nun önemli isimleriyle görüş- tü. Avrupalı parlamenterlerin. görüşmeler sırasında, "de- mokratikleşme vaatierinin yerine getirileceğine dair baa so- mut işaretler olursa AP'nin sorun çıkarmayacağı'' mesajı- nı verdikleri bildirildi. TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamaya göre TÜSİAD Başkanı Halis Komili, Başkan Yardımcısı Güler SabancL Dış llişkiler Komisyonu Başkanı Aldo Kasknvsld ve Brük- sel temsilcisi BahadırKaleağası ndan oluşan TÜSİAD he- yeti, pazartesi gününden bu yana Brüksel'de Avrupalı par- lamenterlerle temaslannı sürdürüyor. Görüşmelerde, Türk özel sektörünün GB'ye girmek ko- nusundaki istekliliğini ve kararlılığını ortaya koyan TÜSl- AD heyeti, demokratikleşmenin Türkiye'nin kendi ihtiya- cı olduğunu, GB üe bu sürecin hızlanacağını vurguladı. AP üyeleri ise Türk hükümetinin vaat ettiği demokrarik düzenlemeleri yerine getirmesi halinde, AP'de bir sorun çık- mayacağına inandıklannı bildirdi ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle