Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TÜBA ve Hacettepe'den tepki:
Yenî kunılacak
ünîversiteler
büyük yara açacak
• Kunılacak olan 27 yeni üniversiteye, bilim adamları
ve üniversitelerden tepki artıyor. TÜBA'dan dün
yapılan açıklamada, nitelik açısından da ortaöğretim
düzeyine bile ulaşamayan bir dizi kuruluşun,
kamuoyuna ûniversite diye tanıtıldıgı vurgulandı.
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - TBMM'den ge-
çen 27 yeni ûniversite kurul-
masını öngören yasaya kar-
şı bilim adamlan ve üniver-
sitelerden gelen tepkiler ar-
tıyor. Türkiye Bilimler Aka-
demisi (TÜBA), 'ortaöğre-
tim düzeyine' bile erişeme-
yen bu tip kuruluşlann poli-
tik amaçlarla topluma ûni-
versite adi altında sunulmak
istendiğini vurgularken, bu
üniversitelerin bazılannın
'laikMk karşrü' uygulamalar
içine girdikleri uyansında
bulundu.
TÜBA'dan dün yapılan
yazılı açıklamada, üniversi-
telerin özgûn bilgi ve düşün-
ce üretmek. bu bilgileri top-
luma yaymak ve gerektiğin-
de toplum sorunlan ile ilgi-
li üst düzey danışmanlık
yapmak gibi 3 temel işlevi
bulunduğu bildinldi.
Politik amaçlı
Türkiye'de ise üniversite-
lerin işlevini kapsamayan,
hatta nitelik açısından orta-
öğretim düzeyine bile ula-
şamayan bir dizi kuruluşun,
'politik' amaçlaria. kamu-
oyuna ûniversite dıye tanı-
nldığı vurgulanan açıklama-
da. "Adı geçen kuruluşlar,
çağdaş ûnrvıersitelerden bek-
îenen görevleri yerine getir-
mek konusunda çok yetersiz
kalmakta ve bazen cumhu-
riyetimizin laiklik gibi temel
ilkelerine bile ters düşen uy-
gulamalarda bulunmakta-
dırlar" denildi.
Hacettepe Üniversitesi de
dün bir yazılı açıklama ya-
parak, ûniversite yönetim
kurulunun yeni üniversite-
lerin kurulmasına ilişkin gö-
rüşünü bildirdi.
Açıklamada şöyle denil-
di:
Plansız programsız
"Öğretim iiyesi yedştiril-
meden ve mali kaynak sağ-
lanmadan. plansız program-
sız yeni üniversitelerin açıl-
masıvla. yükseköğretiın ka-
litesi ve bilimsel gelişme son
dereceolumsuz yönde etkfle-
necek ve ülkemizin geleceği
olan gençlerin, bu yetersiz
koşullarda yetiştirilmesi, ile-
ride onanlması mümkün ol-
mayacak yaralar açacak.
Aynca, mevcut ümversitele-
rin mali sıkmblan da Ueri de-
recede artacakör"
Türk-İş, zam önerisini açıkladı.-
Enflasyon artı
yüzde 15 refah payı
• Türk-lş, öncelikli olarak düşük ücretlerin 14
milyon iira düzeyine çekilmesini istedi. Tûrk-Iş
aynca, yüzde 15'lik refah payının da
eklenmesiyle, birinci 6 ay için yürürlük tarihi 1
ocak olan toplusözleşmelerde yüzde 55, 1 şubat
olan toplusözleşmelerde yüzde 61.9, 1 mart olan
toplusözleşmelerde de yüzde 67.2 oranında ücret
zammı talep etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, kamu
kesiminde yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş
sözleşmesi görüşmeleri için hükûmetin beklediği ücret
artışı önerisini, "bir önceki 6ayhkdönemdc gerçekteşen
enflasyon, artı yüzde 15 refah payı" olarak açıkladı. Öne-
ride, düşük ücretlerin, öncelikle 14 milyon İira düzeyine
çekilmesi istendi.
Türk-lş Yönetim Kurulu ile Kamu Kesimi Koordinas-
yon Kurulu'nun, Türk-îş Başkanlar Kurulu'na sunduğu
ve burada onaylanan öneriye göre. toplusözleşmelerin
yürürlük tarihi itibanyla farklı oranlarda ücret zammı
ortaya çıktı.
Türk-lş'in önerisinde, bir önceki 6 ayhk enflasyon ora-
nının 1 ocak itibanyla yüzde 40, 1 şubat itibanyla yüz-
de 46.9, 1 mart itibanyla yüzde 52.2 olarak gerçekleşti-
ği belırtildi. Buna göre, yüzde 15 orarunda refah payının
da eklenmesiyle, Türk-fş, birinci 6 ay için yürürlük tari-
hi 1 ocak olan toplusözleşmelerde yüzde55,1 şubat olan
toplusözleşmelerde yüzde 61.9,1 mart olan toplusözleş-
melerde yüzde 67.2 oranında ücret zammı talep etti.
Türk-lş'in, takip eden 6'şar ayhk dönemler için ücret
talebi de bir önceki 6 ayhk dönemin enflasyon oranı ola-
rak belirlendi. Türk-lş'in sosyal yardımlara ilişkin öne-
risinde. "mevcut toplusozleşmedeki haklann ve saün al-
ma gficünfln korunabilmesi için" yeni rakamlann şöyle
belirlenmesi gerektiği kaydedildi:
Doğum yardımı (1.568.000 TL), evlenme yardımı
v2.450.000 TL), giyim yardımı (2.548.000 TL), yemek
ardımı (62.720 TL, günlük), sosyal yardım paketi
(1.568.000 TL, ayhk), kıdem zammı (her hizmet yılı için
15.000 TL, ayhk).
KISA... KISA... KISA...
B Türkiye'ye kaçak yollardan Toyota marka otomobil
sokan bir şebeke ortaya çıkanldı.
• tstanbul Vali Yardımcısı Veli Aslan, Gazi Mahallesi
olaylan nedeniyle tstanbul Emniyet Müdürü Necdet
Menzir hakkmda soruşturma yapılmasına dair izin
yansının henüz ellerine ulaşmadığını açıkladı.
• Mehmet Sinan Kukul, Emine Öncü ve Şûkrü Uzun'un
üç yıl önce KozyatağVnda bir evde öldürülmesiyle ilgili
olarak haklannda dava açılan 21 polisin yargılanmasına
başlandı.
• Beyin cerrahisi uzmanı Gazi Yaşargil İstanbul'da,
"Gazi Yaşargil Beyin Cerrahisi Vakfi" kurdu.
H Belkıs Dilligil'in ölümüne yol açtıklan öne sürülen
tutuklu sanık Ismail Hakkı Bektaş ve tutuksuz yargılanan
Mustafa Doğan'ın 4 yıldan 10 yıla kadar hapsi isteniyor.
• Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde yasadışı bölücfi terör
örgütü mensuplanyla girdiği çatışmada şchit olan
komando er Adem Bacak, fstanbuTda toprağa verildi.
I YDH Istanbul II Merkezi ile Galata Kulesi'ni işgal
eden yasadışı DHKP/C örgütüne üye 18 kişi, lstanbul
DGM'ye sevk edildi.
1/JIl
3363170-3366716
3454827 Kurulu; 1974
KESİN HAREKET - 3 TAKSİT
KALJTEÜ OTELLER - LÜKS KLİMALI OTOBÜS
KARADENIZ UZUNGÖL-ÇAMLIHEMŞİN-AYDER
YAYLALARI DAHİL SARP'A KADAR
Î2-29 Temmuz
12-19 Ağustos,
26 Ağustos
Açık büfe kahvaltılar
Safranbolu-Çorum-Samsun
Çarşamba-Terme-Ünye
Ordu-Giresun-Tirebolu
.- u
. , Görele-Beşikdazü-Akçaabat
aksamyemeMen 7 gece T r a b z o n
5 ^ , 3 M a n
S t ı n
konaklama.gezıler gınş Rİ2e-Çayeli-Ardeşen-Hopa-Sarp
ucretlen, ulaşım dahıl | o
Ulaşım datıil
3 Gece 4 Gün YP 5.700.000 TLBOZCAADA
3-6 Ağustos. 17-20 Ağustos Perşembe-Pazar
Denıze sıfır tunstık otet, gezıler Arabanızla 4 200 000 TL
SATILIK
Bilardo lambiri ve malzemeleri
53952 06
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
- CHP, ilk genel seçimde pahamen-
to dışı kalabilir.
- Etnik aynlık ürkütücü. Bazı yerlerde,
mezhepçilik ve Kürtçülüğün adı solcu-
luk olmuş.
- Anadolu'daki CHP'lileryılgın, utan-
gaç, elinden oyuncağı alınmış gibi. 'Du-
rumumuz ryi' diyene rastlamadım.
- Bu olumsuzluklara karşın pek çok
CHP'Iİ başka yere gitmiyor. Bekliyor.
Mümtaz Soysal da hafta sonu Ka-
radeniz'deydı. Zonguldak'ta nabızyok-
ladı.
Hikmet Çetin, bakan krizlerinden
zarnan buldukça kongreyle ilgileniyor.
Çetin'in istemi kongreye tek adayla grt-
mek. Aday konu sunda fazla isim dillen-
dirilmiyor, ama adının baş harfi "Hik-
met" olursa daha iyi olur.
Karayalçın, şu aşamada kamuoyu
önünde, "adayım"ya da "değilim"de-
miyor. Henüz proje aşamasında olma-
lı. Biliyorsunuz; Karayalçın, proje odak-
lannda örgütlenmeyi sever.
Kulislerden sızan bilgilere göre Kara-
yalçın, Erdal Inönü lideıiiğindetekada-
ya "evet" diyor. Belki de "Tarih teker-
rür eder, ardından yine ben gelirim"
diye düşünüyor. Baykal olursa o da
adaylığa hazırianıyor. Bizim için ikinci
seçenek daha eğlenceli.
Baykal ekibi ise kongreler öncesi bir
ön çalışma yapmıştı. Deniz Bey, bugün-
CHP'nin Kongresi Isımyor.
lerde Japonya'da. İş sağlama alınmış
olmasaydı, sanınm bağlasalardurmaz-
dı. Genel merkezdeki Baykal ekibı, ge-
lişmeleri "yorumsuz" izliyor. Genel Sek-
reter Adnan Keskin, baştabakanlarol-
mak üzere partinın kamuoyunda tanın-
mış kadrolarının genel merkezin bilgisi
dışında hareket etmiş olmalarından ra-
hatsız. Keskin, CHP'ye ilişkin bazı ha-
berieri gazetelerden öğreniyor. Tabii bu
arada, Keskin'in de rakiplerine bazı ha-
berleri gazeteden okutabilecek yete-
nekte olduğunu unutmamak gerekiyor.
Gazetemizin ikinci sayfasında 16
temmuz pazar günü, eski CHP Genel
Sekreteri Erol Tuncer'in, "Nerede bi-
zim CHP'miz.,." başlıklı bir yazısı ya-
yımlandı.
Yazı, CHP'nin 72 yıllık yaşamını ve
bugün geldiği noktayı özetliyordu:
- CHP, 27 yıllık tek partili yönetimin
ardından, son dönem hariç, hiçbirgp-
man ûçüncü parti olmadı.
- 1985'ten bu yana HP-SODER SHP-
CHP birleşmeleri beklenen rüzgân es-
tirmedi. Birleşmeye hep, "mutlu son"
gözüyle bakıldı. Oysa her biri, içinde u-
mut filizleri taşıyan başlangıçlardı.
- Bugünkü CHP yöneticileri, birieş-
menin amacını kavrayamamıştır. Katı-
lımcılığı reddetmektedir. Bütünleşme
• ••
ve büyûmeye yönelik bir politika izle-
mekten yoksundur.
Bu saptamalar, her fırsatta bir yerle-
re aday olmuş koltuk meraklısı bir kişi-
nin değil, yıllannı sosyal demokrasinin
gelişmesine adamış bir politikacmın.
Bir diğer hareketlilik de Ercan Kara-
kaş öncülüğünde ki ekipteydi. Bu eki-
bin basın açıklamasının ilk tümcesi
şöyle:
"17 Temmuz 1995 Pazar günü, öte-
den beri SHP içinde 'sol kanat', 'yeni-
likçiler' adıyla mücadele eden CHP'li-
ler bir araya gelerek partinin içerisinde
bulunduğu durumu ve kunjltay süre-
cini değeriendirdiler."
Olmayan partideki kanatlar
Bildirinin çözüm kısmında çok güzel
önerilervar. Hiçbir CHP'li tanımıyorum
ki, bunlann altına imza koymasın. An-
cak, CHP'nin içinde bulunduğu duru-
mu, bu açıklamanın ilk tümcesi tüm
açıklığıyla ortaya koyuyor. CHP'nin
yükselmesine inandıklanna kuşku duy-
madığım bu ekip, kendisini tanıtırken,
önce "SHP" diyor. Sonra, bu partinin
içinde "şu orupn
diyor. Eski SHP'li olup
şimdiki CHP'nin içinde mücadele eden,
ama SHP döneminde "yenilikçiler" ve
"sol kanat" diye bilinen grup...
CHP'nin keşke kanatlan olsa... Biraz
uçardı. Bugün kanatlan bırakın; CHP,
yan topal yarı kör...
Bu tümceler pek çok kesim için acı
olabilir, hatta "Haksızlık ediyorsunuz"
diyenler olabilir, ama gerçek.
Daha önce bir kez daha vurgulamış-
tım. CHP'de taraflar, sanki partinin oyu
yüz de 35-40'lardaymış gibi kendi saf-
larını güçlendirme, parti içi rakiplerini
yıpratma çabası içindeler. Bu, gemi su
alırken, "en iyi kamarayı ele geçirme
çabasına" benziyor.
Önce geminin su alan bölümleri ona-
nlmalı, içerideki su boşaltılmalı, yelken-
ler yenilenmeli, rota yeniden gözden
geçirilmeli...
Bunları yapmadan, birkaç günlük se-
fa için, kamara kavgasına girmenin ka-
zanana da faydası yok.
Bütün bu olumsuz tablolara karşın
CHP'de, "lider değil parti" kaygısı gü-
den bir "kadro hareketi", görünümü
değiştirebilir.
Siyasetçi için yenilgi diye bir şey yok-
tur. Kaybedilen bir yanşın ardından, bir
diğen gelir. Ancak partiler için aynı şe-
yi söylemek güç.
Ağustos kongresi ısınırken meydana
çıkacaklar için iki seçenek var:
- Küçük olsun, benim olsun.
- Benim payım, partim büyüyünce
büyür...
OLAYLARIN
ARDEVDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
Tarımda plansız ve
programsız uygulamalar,
üretici kesimini darboğaza
sokuyor. Üreticiler enflas-
yon karşısında ne yapaca-
ğını bilmiyor.
Tıpik bir kumar bu...
Silifke'de domates üre-
ticileri, 15 gün önce ürün-
lerini yollara dökerken sö-
mürünün bedelini kendile-
rinin ödediklerini söylüyor-
lardı. Ama sıyasal iktidar,
olup bitenlere seyirci kalı-
yordu.
Evet 10 yılın faturası çı-
kıyor bugün...
Fırsatçılar tarafından
kapatılan buğday ambar-
larda, ama kimse hesap
soramıyor...
Bir soygun ve talan dö-
neminin fotoğrafı çıkıyor
ortaya. Birileri büyük vur-
gunlar vuruyor, tüketici ve
üretici ise eziliyor...
•••
Giil
Kıbrıs'ta 21 yıldır barış varB Baştarafi 1. Sayfada
dönümü dolayısıyla KKTC'nin Ankara Bü-
yükelçısi Narif Borman başkanlığındaki bir
heyeti bugün Çankaya Köşkü'nde kabul et-
ti. Büyükelçı Boıman. kabulde yaptığı ko-
nuşmada. "Ziyaret amactmız, mutlu Banş
Harekâtı'nuı 21. yıldönümü doiayısıyla şab-
sııuzda bütün Türk ulusuna şükranlannuzı
arz etmck ve bu arada anavatanımızda v'aşa-
nan sel felaketi dola\ısı>la canlannı kaviieden
kardeşlerimize rahmet dilemck. geride bırak-
üklanna da sabıriar dilemek ve geçnıiş olsun
dfleklerimiziarzetmektir'' ifadelerini kullan-
dı. Cumhurbaşkanı Demirel de Isparta'nın
Senirkent ilçesinde 60'tan fazla yurttaşın ya-
şamını yitirdiği sel felaketi dolayısıyla büyü-
kelçinin bildirdiği taziyet için teşekkür etti.
"Bir büyük afettir, beklenmeyen bir olay-
dır. Çünkü Senirkent kasabası orada 500 se-
neden fazla zamandır var" diyen Cumhur-
başkanı. sözlenni şöyle sürdürdü: "Amage-
nellikle bizim kasabalanmız biraz dere ya-
taklanna girmiştir. Bu derelerin de ne za-
man ne >apacagı pek belli olmaz. Şimdi Tür-
kiyeCumhurh'eti de\ leti veTürk milleti,bü-
tün gönlüyle ve maddi mane\i imkânlany-
la bu yarayı sarma>-a çahşmaktadu-. Bunun
için Özel bir kanun gerekecektir, çabucak ya-
pılsın. Enrincan'da bir sene içinde Erzin-
can'm yarasuu genişçapta sarmışük. Her şey
hareket balindedir."
Demirel, Kıbns'ta meydana gelen orman
yangınında da Beşparmak Dağlan'nm Ak-
deniz'e bakan yamaçlannın önemli bir kıs-
mının yandığına işaret etti ve bir süre önce
Kıbns'a giderek taziyede bulunduğunu.
yangın sahalannı gördügünü hatırlattı. Kıb-
ns'ta yanan yeşili yeniden var etmek için
Türkiye'nin elinden gelen her türlü desteği
vereceğini kaydeden Demirel. "Sanıyorum
ki, önümüzdeki yıllar. Kıbns'ın güneşi, be-
reketli topraklan, bu yeşilin yeniden meyda-
na geimesine yarduncı olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel, Kıbns Banş
Harekâtı'nın 21'inci yıldönümünün yann-
dan itibaren kutlanacağına da işaret ederek
şunlan söyledi: "Tabii aym zamanda Kıb-
ns'ta bu ola>, Banş ve Ozgüriük Bayramı
olarak da kutlanmaktadır ve gerçekten
1974'te Türkiye'nin anlaşmalara istinaden
yapmış bulunduğu, yapmak mecburivetin-
de kaklıgı müdahale, Kıbns'a banş getir-
miştir. 21 senedir Kıbns'ta banş varsa bu,
BM sayesinde değil. Türkiye'nin sayesinde-
dir. Türkiye, BM'nin göre\ini orada üstlen-
miş, onu yapmaktadır. Ama Türkiye'nin
kendi görevidir o zaten. Ve senelerdir süren
ısörap böylece sona ermiştir. Kıbns'ta fiili
bir durum v^rdır. Bufiilidurum bütün dün-
ya tarafından gönilmelidir. Bu fiili durum.
Kıbns'ta Türkler vardır, bir millet olarak
vardırlar. Kıbns'ta Rumlar vardır, onlar da
bir millet olarak vardırlar. Türkler orada
azHihk degildir, Kıbns üzerinde eşit hakla-
ra sahip kimselerdir.'"
Demirel, Kıbns'a belli bir statü ve bir si-
yasi çözüm arandığıru belirterek "Bu siya-
si çözüme geçen 21 sene zarfuıda geiineme-
miştir. Bugün de halen aranryor" dedi.
Kıbns'ın Avrupa Birliği'ne girmesi tar-
tışmalanna dikkati çeken Cumhurbaşkanı,
şöyle konuştu: "Bugün bir tek Kıbns'tan
bahsetmek imkânı yoktur. 1960 anlaşmala-
nnın kurduğu Kıbns dev letini Rumlar ken-
di elleriyle yıkmışlardır. Bütün dünyanın,
Kıbns'taki fiili durumu, yani Kuzey Kıb-
ns'taki Kuzey Kıbns Türk Cumhurryeti'ni
gönnesi lazımdır. Ve KKTC'de yaşayan soy-
daşlarunızm insan gibi haklara sahip olma-
sı, insan haklanna sahip olması, güvenlik
içinde yaşamalan ve hür olmalan. gayet ta-
biikiaranan her çözümdeen başta düşünül-
meUdir."
Türkiye ile KKTC'nin, uluslararası ze-
minde de adil, yaşayabilir, hakh bir çözü-
mün bulunabilmesine destek vermeye de-
vam edeceğini kaydeden Demirel, şöyle de-
vametti:
"Şunu ifade edeyim ki.Türkiye daima ba-
nşçı olmuştur. Nihayet Türkiye'nin adaya
müdahaleetmek mecburiyetinde kalmasına
da kimse bir şey diyememiştir. V'ani 'N'iye
müdahale ettiniz?' diyememiştir. Çünkü
Türkiye. Yunanistan ve İngiltere arasında-
ki güvenlik anlaşması ihlal cdilmiş. ashnda
bu müdahalenin bu 3 devlet tarafından be-
raberce yapılnıası la/jm gelirken, ikisi anlaş-
malarda yaalı şartlara uymamışlardır. Tür-
kiye ise aniaşmalarda yazılı şartlara uymuş.
yükiimlülüğünü, taahhüdünü yerine getir-
miştir."
Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanı Demirel, Bosna-Her-
sek'te olup bitenlerin utanç verici olduğu-
na dikkati çekerek şunlan kaydetti: "Bütün
dünya bunu itiraf ediyor. Bunu baştan beri
söytüyoruz. Ben, şubat aymda oraya ghtim,
mart aymın başında geldim. Dedim ki:' Bu-
ralar kan kokuyor ve 30 mayısla beraber bu-
ralarda kan dökülmeye başlayacaktır' Dün-
yanın bütün liderlerini ikaz ettim. Bugün
olup bitenlerin hiçbirisi benim için sürpriz
degildir. Ama uzüntüyle söyleyeyim ki, ulus-
lararası toplum. bu işüı hakkindan geİeme-
diğini, zaafiyet içinde olduğunu bugün itiraf
ediyor. herkes itiraf ediyor, utançla itiraf edi-
yorlar. Bu da meseley i çözmüyor."
Cumhurbaşkanı Demirel, birkaç gün ön-
ce bütün dünya liderlerini yeniden ikaz et-
tiğini ve onlan yeniden yardıma çağırdığı-
nı belirterek "Keşke bundan öte yapabilecek
bir şeyimiz olsa. Fevkalade üzüntülüyüz, hü-
zün içerisindeyiz" diye konuştu.
KKTC'nin Ankara Büyükelçisi Borman
da Bosna-Hersek'te banşın saglanamama-
sının, kendilenni 1974 öncesindeki Kıb-
ns'la ilgili düşüncelere sevk ettiğiriı söyle-
di.
Kıbns Türkü'nün en büyük güvencesi-
nin anavatanı olduğunu belirten Borman,
"Mutlu Banş Harckâtı. hakikaten bize ba-
nş, huzur ve mutluluk getirmiştir. Bunu da
BM değil, Türk askeri ve Türkiyemizin des-
teği getirmiştir. KıbnsTürkü'nün bu müna-
sebetie şükranlannı teyiden arz etmek isti-
yorum" diye konuştu. Öte yandan Kıbns
işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Baki
Ataç, dün Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti
hükümetinin davetlisi olarak 20 Temmuz
Banş ve Özgürlük Bayramı'nın 21. yıl-
dönümü törenlerine katılmak için Kıbns'a
gitti.
en ın
U Baştarafi 1. Sayfada
Fethullah Gülen'in kişilik
haklanna saldında bulunma-
dığmı belirleyen asliye hu-
kuk mahkemesinin karannı
yerinde görerek onayladı.
Çetinkaya, 6 Ağustos
1994 tarihli'RuhHair baş-
lıklı yazısında, özetle şu
noktalara dikkat çekmişti:
"Fehmi'nin Hocaefendi-
si de bir şeriatçıdır. Cum-
huriyerten korkar, Ata-
türk'ün adını duyunca tüy-
leri diken diken olur.
Biz durmadan soranz:
Askeri liselerdeki tarikatçı
örgütienmede Fethullah'ın
neden adı geçiyor? Yamt
gelmez.
L'sanmadan soranz: Po-
lis okullanndaki tarikatçı
okullarda neden Fethul-
lah'ın adı geçiyor?"
Fethullah Gülen'in avu-
katı Orhan Erdemli, bun-
dan önceki oturumda yap-
tığı savunmada, müvekkı-
linin 2 Temmuz 1995 günü
TRT-1 'de yayımlanan söy-
leşisine atıfta bulunarak
"Sayın Fethullah Cölen
Hocam, 30 yil devlete hiz-
met etmiş bir din adamıdır.
Kendisi. televizyonda da
ifade ettiğJ gibi, hiçbir za-
man Atatürk ve laiklik kar-
şıü bir eylem ve düşünceye
sahip olmamışür" görüş-
lerini dile getirmişti.
'A kan kan dursun
J
kampanyası
tstanbul Haber Senisi - Aralannda DtSK,
HADEP, Mor Çatı, İstanbul Yeşilleri, Cem
Özdemir, Cezmi Ersöz, Mezopotamya
Kültür Merkezi, Helsinki Yurttaşlar
Derneği'nin de bulunduğu çok sayıda kişi,
kurum ve kuruluş tarafından
oluşturulmaya çahşılan banş platformu,
"Akan kan dursun, banş için el ete"
kampanyası başlattı. Banş platformu
tarafından lstanbul Tabip Odasrnda
düzenlenen toplantıda, kampanya için
hazırlanan ve üzerinde, ölen Türk ile Kürt
gençlerinin fotoğraflannın olduğu afiş
tanıtıldı. Burada konuşan Kürt Hak ve
Dönekliğin kol gezdiği bir
ülkede dönmeyen, insanlık kadar
eski değerleri yücelten,
insanlığın en köklü özlemlerini
yaşamı boyunca savunan
MEHMET
ALt AYBAR'ı
yitirdik. Acısı yüreğimizde, anısı
bilincimizde hep yaşayacak.
FRANKFURT
TÜRK HALKEVt
Özgürlükler Vakfi Başkanı Yılmaz
ÇamhbeL banş isteyen herkesi bu
kampanyaya imza atmaya çağırdı.
Çamlıbel, "Sesimize ses verin, gücümüze
güç katalım. Bu ülkede şahinlere karşı
banş güvercinleri oluşturalım" diye
konuştu. Daha sonra gazeteci-yazar
Cezmi Ersöz, hazırlanan bildiri metnini
okudu. Savaşın silah tekelleri dışında
kimseye yarannın olmadığının
vurgulandığı metinde ırk. sınıf, cins, din.
ve inanç aynmı yapılmadan özgürlük ve
eşitlik temelinde. kardeşçe yaşanılması
gerektiği belirtildi. (HÜLYA TOPCU)
Mayın tuzağı:
6 ölü, 3 yaralı
DrYARBAKIR(AA)- Bit-
lis'in Mutki ilçesinde, köy
minibüsünün, teröristlerce
yola döşenen mayının üze-
rinden geçmesi sonucu biri
korucu 6 kişi öldü, 3 kişi ya-
ralandı.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'nden yapılan açıkla-
maya göre kaçan teröristler-
le güvenlik kuvvetleri ara-
sında çıkan çatışmada ise 4
terörist ölü ele geçirildi.
Bingöl'ün Solhan ilçesin-
de patlamamış bombayla oy-
nayan 3 çocuk öldü
Hakkâri'nin Yüksekova
ilçesinde 6, Şemdinli ilçesi
Tahtataş Köyü ile Batman'ın
Sason ilçesi kırsalında da 2
terörist öldürüldü.
Bölücü terör örgüründen
kaçan bir terörist ise Tunce-
li'nin Mazgirt ilçesinde gü-
venlik kuvvetlerine teslim
oldu. .
Profesöre ölüm tehdidiI Baştarafi 1. Sayfada
yayın organlan amaçlı olarak kuflan-
maya çalışmışlardu-. Gerginük yarat-
mak istemişterdir~ dedi. Sıvas Cum-
huriyet Savcılıgı, yerel televizyon ve
basın yöneticileriyle Milli Gençlik
Vakfi Sıvas Şubesi Başkanı Abdullah
Genç hakkında soruşturma başlattı.
Sıvas Cumhuriyet Üniversite-
si'nde 'türban olayı' bazı örgütler, ye-
rel basın ve televizyonlar tarafından
saptınlarak ikinci bir 'Srvasolayı' ya-
ratılmak istendi.
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek
Okulu'nda düzenlenen diploma tö-
reni öncesinde, Sıvas olaylan öncesi
olduğu gibi laiklik karşıtı bazı yerel
yayın organlan ve televizyonlar, öğ-
rencilere, öğrenci kantinine, okul
müdürü ve görevlilerine telefon edip
fakslar göndererek gerginlik yarattı-
lar.
Türbanlı öğrencilere destek ama-
cıyla okul içinde ve dışında terör ha-
vası estirmeye çalışan bazı gruplar,
karşıt öğrencilere 'Sizinle yakın bir
zamanda hesaplaşacağız. Size gere-
ken dersi vereceğiz'' gibi tehditlerde
bulundular.
Bazı öğrencilerin Kıyafet Yönet-
meliği 'ne aykın biçimde diploma tö-
renine katılmalanyla çıkan olaylar-
dan sonra Sıvas muhabirimiz İsmail
Dursun'un sorulanm yanıtlayan
Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü
Asım Gültekin, türban olayının kul-
lanılmak istediğini vurguladı.
Öğrencilerin kendi aralannda bir
sorun olmadığını belirten Gültekin,
"Milli Gençlik Vakfi Srvas Şube Baş-
kanı Abdullah Genç'in öğrenci velisi
oünadığı halde törene kaülacağı ko-
nusunda önceden bilgimi/ yoktu. Bil-
gimiz olsa gerekli önlemleri alırdık"
dedi. Rektör Gültekin, kıyafetle ilgi-
li YÖK'ün karan bulunduğunu, bağ-
layıcı olmadığını, uygulamanın ûni-
versite senatolanna bırakıldığını
anımsatarak, kendilerinin de bu ya-
sal çerçeve içinde davTandıklannı bil-
dirdı.
Okul Müdürü Prof. Servet Öz-
gür'ün geçici süreyle idari görevin-
den alındığını belirten Rektör Gülte-
kin, bunun nedenini Soruşturma Ko-
misyonu'nun görevinı rahatyapabil-
mesi olarak açıkladı.
Ölflmle tehdit ediliyor
Özgür ise diploma töreninde Kı-
yafet Yönetmeliği'ni uyguladığını,
olaylann planlı geliştiğini, Sıvas Mil-
li Gençlik Vakfi (MG V) Başkanı Ab-
dullah Genç'in tartışmah törende ba-
zı kişilere hakaret etmesinin gergin-
liği arttırdığını söyledi. "Şeriatçüar
taranndan tehdider alıyorum" diyen
Özgür, Sıvas'ı polis korumasında
terk etmek zorunda kaldığtna dikkat
çekti.
Şeriatçılardan ölüm tehditleri aldı-
ğı için kentte polis korumasıyla ge-
zen ve önceki gün Sıvas' ı koruma al-
tında terk eden Prof. Özgür diploma
töreninde meydana gelen olay konu-
sunda, Cumhuriyet'e şunlan söyledi:
"Yaşananlar bir başörtüsüne kar-
şı olma olayı degildir. Mezuniyet töre-
ninde uyulması gereken Kıyafet Yö-
netmeliğL, benim tarafımdan icat edil-
memiş,tir. Bu bir yasal zorunluluktur.
İ niversitemizin Sağhk Hizmetleri
Yüksek Okulu ve sağhk hizmetleri
eğhimi veren her biriminde bu yönet-
metige uyulması zorunludur. Yaşa-
nanlar bazı çevrelerce, 'Okul müdü-
rü başörtülü öğrencileri törene alma-
yacak ve diploma vermeyecek' şek-
linde duyuruldu. Oysa ben öğreaci-
lerle görüşerek çözüm üretmeye çalış-
öm. lstemeleri halinde bir od'ada ye-
min ettirilip diploma verilmesi öneri-
sinde bulundum. Ogrenciler ikna o\-
dular. Ancak tören sırasında, sonra-
dan MGV Başkanı olduğunu ögren-
diğnn Abdullah Genç adh kişi. tören
yöneticisine hakarette buhuıupprovo-
kasyon yaratD. Olay da basma 'ba-
şörtüsü tartişması' diye aksettirikü."
Her insanın inancına saygılı oldu-
ğunu vurgulayan Özgür, olayın bir i-
nanç sorunundan kaynaklanmadığı-
nı vurgularken şu görüşleri dile getir-
di: "Olayı bu şekilde saptırarak kul-
lanmak, ne Sı\as halkının. ne üniver-
sitemi/in ne de Türkiye'nin hak etti-
gi bir durumdur. Bu tür hedef göste-
rerekbiriiği, bütün lüğubozucuy^yın
yapanlar, konuyu çok tehlikeli ve yı-
kıcı bir boyuta çekinek isteyenlerdir.
Zaten bu provokasyonu planlayan
Abdullah Genç ile çevreskÛr. Bunun
böyle gelişmesini çok önceden planla-
mışlar."
Olayın ardından evine kımlikleri
meçhul kişiler tarafından sık sık te-
lefon edildiğini ye ölüm tehditleri al-
dığını belirten Özgür, "Tetefon açan
kişiler, 'Öğrencilerinizi yıllarca laik
ve Kemalist ilkelerle, baskı kurarak
eğittinız. SizlerMüslûmandüşmanı-
sınız, ihanetlerinizin hesabını vere-
ceksiniz' diye tehditier savurdular.
Bunun üzerine polis koruması iste-
dim" dedi.
Kişiliğinı hedef alan karalama
kampanyasının Sıvas'taki yerel basın
tarafından kasıtlı olarak tırmandınl-
dığına dikkat çeken Özgûr, "Önce-
den atanış olduğum yılhk tznimi kul-
lanmak için Srvas'tan ayrümak iste-
dim. Ancak, ben \e ailemin can gü-
venhgi yoktu. Tekrar polisierden yar-
dım talebindebulundum. Polis kordo-
nu altında kent dışuıa çıktım" diye
konuştu.
Tepkiler
Sağhk Hizmetleri Yüksek Okulu
mezuniyet töreninde meydana gelen
olaylann görüntülerinin yanlı biçim-
de yayımladığını öne süren öğrenci-
ler, Shovv TV ve atv'yi protesto ede-
rek bundan böyle bu kanallan izle-
meyeceklerini belirttiler.
Ögrenciler. Cumhuriyet'in savu-
nucusu ve Atatürkçü olduklannı öne
süren bu yayın organlannı kınadılar.
Gümrük birliği için TÜSIAD devrede
Haber Merkezi - Türk Sanayicileri ve lşadamlan Der-
neği (TÜSİAD) temsilcilerinden oluşan bir heyet, Brûk-
sel'de Avrupa Parlamentosu'nun önemli isimleriyle görüş-
tü. Avrupalı parlamenterlerin. görüşmeler sırasında, "de-
mokratikleşme vaatierinin yerine getirileceğine dair baa so-
mut işaretler olursa AP'nin sorun çıkarmayacağı'' mesajı-
nı verdikleri bildirildi.
TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamaya göre TÜSİAD
Başkanı Halis Komili, Başkan Yardımcısı Güler SabancL
Dış llişkiler Komisyonu Başkanı Aldo Kasknvsld ve Brük-
sel temsilcisi BahadırKaleağası ndan oluşan TÜSİAD he-
yeti, pazartesi gününden bu yana Brüksel'de Avrupalı par-
lamenterlerle temaslannı sürdürüyor.
Görüşmelerde, Türk özel sektörünün GB'ye girmek ko-
nusundaki istekliliğini ve kararlılığını ortaya koyan TÜSl-
AD heyeti, demokratikleşmenin Türkiye'nin kendi ihtiya-
cı olduğunu, GB üe bu sürecin hızlanacağını vurguladı.
AP üyeleri ise Türk hükümetinin vaat ettiği demokrarik
düzenlemeleri yerine getirmesi halinde, AP'de bir sorun çık-
mayacağına inandıklannı bildirdi ler.