04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13TEWMUZ 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yunaıistan-PKK ilişksi • AI«ARA(AA)- Dışışleı Bakanlığı Sözcü Yardınrısı Nurettin Nurkar. Yunanistan'm PKK ö^ütüne sağladığı destek Je ilgili belge ve bilgilern kamuoyunun gözleriönünde olduğunu söyledı Nurkan, dün düzenlcdiği basın toplantsında, "Bu devamlı bir süreçtir ve bu sûreç içinde Aınanistan'ın PKK'y; sağlamış olduğu desteğı muhtelif vesilelerle açıkladk. Bu tutumlannı degıştL-melerini istedik" dedi. AtatüPk heykeli yerhde • KAYSERİ(AA)- Kaysen Cumhuriyet Meydanı'ndan bir süre önce kıldınlan Atatûrk heykeL, Anadolu Fuan içinde hazırlanan kaidesine yerleştırildi. Kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından 3 yü önce tahrip edilen Atatürk heykeli, onanrn ıçin bir süre poşette beklelılmiş. Kayseri Valıliğı'nin gınşimiyle de Cumhuriyet Meydanı'nda ikinci bir anıt olduğu ıçin Anadolu Fuan'na ıki parça olarak nakledılmişti. lOkalpazan yakalandı • İSTANBUL(AA)- tstanbul'da gerçekleştirilen bir operasyonda, piyasaya çok sayıda sahte para ve fatura sürmeye hazırlanan bir kalpazanhk çetesine üye 10 kişi yakalandı. Sanıklarla bırlikte, 900 adet sahte 1 milyon liralık banknot ile 5 adet 100'lük sahte ABD Dolan ve çok sayıda naylon fatura ele geçirildi. Uyuşturucu operasyonu • İSTANBUL(AA)- tstanbul'da gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda, doğu illerinden getirilen 4.5 kilogram eroini piyasaya sürmeye hazırlanan Sami Bulat ve Ekrem Ayhan adh kişiler yakalandı. Yaşar Kemarin yargılanmasma Beşiktaş 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde devam edildi 'Türldye, baskı sîstenrine ahşmış'Baştarafı 1. Sayfada yanıtlayan Yaşar Kemal, Terörle Mü- cadele Yasası'nın 8'inci maddesinin kaldınlmasının pek fazla önemi ol- madığını, bu maddenin yenne yenile- rinin ekleneceğini söyledi. Türki- ye'de yasalann yumuşamayacağını savunan Yaşar Kemal, "Türkiye Cumhuriyeti yönedmi bugün insanb- ğa meydan okuyan bir yönetimdir. Yasalar kaldınlır, ama yerine başka- lan konulur. Kalksa bile ne olur ki? Türkiye, 70 yıidır diktatoryaya, baskı sistemine ahşmış. Hitler bile 12 yüda battT dedi. Aziz Nesin'ın "Türkiye halkmın yüzde 60'mm aptal oMuğu" şeklınde söylediği sözü biraz değiştı- ren Yaşar Kemal, "Yönetici ve sydın- larımtzın yüzde 99'u aptal. A eşşek oğlu eşek; halk mı anlanuyor demok- rasiyi, sen mi anlanııyorsun? 70 yıkhr halk demokrasry i bilrnez, anlamaz, fcs- temez diye aşağüamışlar, hakaret et- mişler. İşte bu nedenle bir kez daha lanet defterine yazüacaklar" diye ko- nuştu. Yaşar Kemal, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ahmet Çörek- çi'nin Terörle Mücadele Yasası hak- kındaki sözlennin anımsatılması üze- rine ıse "Orgeneral Çörekçi, bizi dü- şünmekten kurtarıyor. 8. madde kalkmamak diyor. Orgeneral 'Kalk- mamah' diyorsa tabii ki kalkmaz. Kim karşısına dikilir ki? Ne Meclis dikilir, ne Türkiye dikflebilir. Çörekçi ne diyorsa o oiur" dedi. Daha sonra duruşma salonuna ge- çıldi. Söz alan Yaşar Kemal, mahke- me heyetine "Ben Der Spiegerdeki yazundan dolayı mahkemeve getiril- dim. Bu yazıdan dolayı derginin yazı- Yaşar Kemal'in DGM'deki duruşmasuu çok sayıda basın mensubu ve sanatçı izledi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) isleri müdüriinü ve sahibini yargda- yacak mısınız, bunu anlamak istiyo- rum. Bu konuda soruşturma var mı?" dedi. Kemal'den sonra söz alan avukat Erkan Pekmezci, Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddesinin l'inci fıkrasının anayasaya aykın olduğunu bildiren, lstanbul Universitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri tarafından hazırlanan raporu mahkeme heyetine sunduklannı anımsattı. Avukat Enver Nalbant ise 8'incı maddenin l'inci fıkrasının Anayasa ve Avrupa tnsan Haklan Sözleşme- si'nin bazı maddelenne aykın oldu- ğunu belirterek "Türkiye, İnsan Hak- lan Sözleşmesi'ne imza koyduğu an- dan itibaren belli akitlerle bu sözleş- meye bağlanmışür. Yani Türkiye, bu sözleşme ile temel hak ve özgüıİükler açısuıdan uluslararası bir devlet ol- muştur. Parlamento, temel hak ve öz- gürlükleri sınırlandırabilir. Ancak yargı. uluslararası hukuk kurallarını dikkate alnıalıdır" dedi. Nalbant, Terörle Mücadele Yasa- sı'nın yukanda saydığı nedenlerden ötürü anayasanın 2, 12, 13. 26 \e 38'incı maddelenne, Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'nin de 10'uncu ve 17'nci maddesine aykın olduğunu öne sürerek Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesini istedi. Avukatlann iste- mınden sonra söz alan DGM Savcısı Abdülkadir Diriann, bu maddenin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilme- sinı uygun bulmadığınt belirterek avukatlann talebinin reddedılmesini istedi. Mahkeme ara karar için duruşma- ya ara verdi. Otuz beş dakika aradan sonra karannı açıklayan mahkeme, Terörle Mücadele Yasası'nın 8/1'incı maddesinin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesı talebinin reddedildiğini açıkladı Mahkeme, duruşmayı, Der Spıegel'de yayımlanan "Yalan Sefe- rP başlıklı yazının bılırkışi tarafın- dan yapılacak tercümesini incelemek üzere 27 Eylül 1995 tarihine erteledi. Istanbul'a 5 bin 750 yeni öğretmenİstanbul Haber Servisi - tstan- bul'dakı öğretmen açığının kapatıl- ması amacıyla 5 bin branş, 750 smıf öğretmeni alınacak. Başvurular Ka- dıköy, Kartal, Eminönü ve Beşiktaş ilçe milli eğıtım müdürlüklerine ya- pılacak. tstanbul Milli Eğitim Müdürü Me- tin Saraçoglu, dün düzenlediği basın toplantısında, öğretmen alımı ve pan- siyonlu okullar konusunda açıklama- larda bulundu. Saraçoğlu'nun verdiği bılgiye göre öğretmen alınacak kadrolara ilk kez açıktan kurum içi ve daha önce öğ- retmenlikte stajyerliği kalkmış olan- lardan kurumlararası nakil yoluyla atama yapılacak. Öğretmen olarak atanma isteği bulunanlardan ilk defa atamaya tabı olacaklar Kadıköy, Kar- tal, Eminönü ve Beşiktaş ilçe milli eğitim müdürlüklerine; açıktan atan- mak isteyenler, en son görev yaptık- lan il milli eğitim müdürlüklerine; il- kokul öğretmeni iken emekli olup sonradan yükseköğTenimı bıtirenler, en son görev yaptıkları milli eğitim müdürlüğüne; daha önce öğretmen- lıkte stajyerliğı kalkmış, halen başka kurumlarda görev yapanlar ve ku- rumlararası nakıl isteyenler de bulun- duklan ilin milli eğiüm müdürlüğüne 17-28 temmuz tarihlennde başvura- bilecekler. Metin Saraçoglu, pansiyonlu ilko- kullara öğrenci alımında daha önceki uygulamalann kamuoyunda yanltş anlaşılmalara neden olduğu gerekçe- siyle değışiklık yapıldığını açıkladı. tstanbuî'dakı Halil Vedet Fıratlı. Göztepe, Zühtüpaşa, Tevfık Fıkret, Gazı Mustafa Kemal Paşa ve Aksa- ray Mahmudiye ilkokullanna 1995- 96 öğretim yılından itibaren noter huzurunda gerçekleştirilecek kurayla öğrenci alınacak. Bu okullara önkayıt için 24 tem- muz-11 ağustos tarihleri arasında başvurulacak. 17 ağustosta kura çekilecek, 21-25 ağustos tarihlerinde kesin kayıtlar yapılacak. Kontenjan açığı kalması halinde yedek öğrencilerin kayıtlan ise 28 ağustos-1 eylül tanhlerinde gerçekleştirilecek. Önkayıt için b^şvuran öğrenci ve- lılerinden 500 bin lira eğıtıme katkı payı alınacak. Kesın kayıt yaptıran öğrencı velileri ıse bu okullara ayda \ milyon 600 bin lira ödeyecekler Selden zarar gören okul yok Milli Eğitim Müdürü, lstanbul'daki selden zarar gören okul olmadığını, evleri su altında kalan 30 ailenın Malkoçoğlu ve Göktürk ilköğretim okullanna yerleştirildiğini de söz- lerine ekledi. ÇAĞDAŞ YAYINLARI TOKTAMIŞ ATEŞ DÜŞÜNCE PARLAMENTOSU Toktamıs Ateş DÜŞÜNCE FKRLAMBJTOSU Toktamış Ateş, bu kitabında 1995'lerin Türkiyesini birkaç fırça darbesiyle resmetmeğe çalışryor. Fiyatı:100.000TL Necati Cumalı MAKEDONYA 1900 Necati Cumalı MAKEDONYA 1900 Secati Cumalı, bu kitabında yer alan on bir öyküsünde, etnik kavgaların yapaylığını kanıtlıyor. 150.000 TL(KDV içinde) Necati Cumalı VİRAN DAĞLAR Makedonya 1900/2.Kitap CUMALl,yüzyılın başındayaşanan gerçek bir MAKEDONYA DESTANI sunuyor bu romanıyla 250.000 TL(KDV içinde) 478 sayfa Cemil Yener FUZUÜ r' Fuzuli'nin yaşamı, yeri ve değeri, dili ve şiiri, yapıtlan ve seçmeler. Fiyatı:180.000TL Alpay Kabacalı Yakın Tarihimizden BÜYÜK DOM Bu krtapta. yakın tarihın Türicıye açısından yaşamsal onem taşıyan kımı olaytan yansrtılıyor Cumhunyetımızın kuruluş sürecı, emperyalızmin Türkiye'yı parçalamak ya da sömurgeleştirmek için gıriştığı oyunlar, ınsan haklan "ıhlal'leri, kaynağı "meçhul" sabota|lar vb. belgelenyle ortaya konuluyor. Bunlar Türkiye gundemının bugün de onemle uzennde durulan konulandır; "ibret" almamız gereken tarihsel gerçeklerdır... Aipay Kabacaiı BUYUK DÖNEMECLER Fiyatı:170.000 TL Erol Toy YİTİK ÜLKÜ 1 EROL YÎTİK r ÜLKÜİ Yitik Ülkü Mustafa Reşit Pasa'nın Pans'e gıdışinden, Mustafa Kemal Pasa'nın Anadolu'ya geçışıne kadar uzayan Tanzımat sûrecini ışleyen oylumlu bir roman. 250.000 TL(KDV içinde) NOTLAR7 ORAL ÇALIŞLAR Yargının sorumluluğu "Sağduyulu bir insan olsaydun bu ülkede yaşamazdım. Ama bu ülkenin vazanyım ve burada yaşa- mava mecburum. Bu ülkenin çivisi çıktı. Basmın halini görüvorsunuz. Gazetecilik Türkiye'de varatıcı bir meslek olmaktan çıktı ve uydur- macıbğa dönüştü." Yaşar Kemal dün yıne mahke- me kapısmdaydı. Yazdıklan nede- nıyle Terörle Mücadele Yasası'nın 8/1. maddesi uyannca yargılandı. Yaşar Kemal'in avukatı Enver Nalbant, yargılamanın kadenne ılışkın önemli taleplerde bulundu. Terörle Mücadele Yasası'nın 8/1. maddesinin, Avrupa Insan Haklan Sözleşmesine, Türkiye'nin altına imza attığı bütün uluslararası söz- leşmelere aykjn olduğunu behrttı. 1982 Anayasası'nın 90. maddesi- nin, Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeleri kanun hükmünde saydığı için, Terörle Mücadele Yasası'nın Anayasa'ya da aykın olduğunu sözlerine ekle- yerek, davanın bu konuda karar verilene kadar durdurulmasını ve dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi. Mahkeme bu talebi reddetti. Yaşar Kemal duruşma öncesi gazetecilerle sohbet etti, halkın demokrasiye henüz hazır olmadığı düşüncesini çok sert bır dille eleş- tırdi. Halk böyle istiyor diye ülke- yi çöplüğe döndürmek ısteyen yö- neticılerin aptal olduğunu esprili bir dille gazetecılere anlattı. Yaşar Kemal, Türkıye'de bir çılgınlık ya- şandığmı söylüyor ve şunlan ekli- yordu: "Sağduyuhı bir insan obay- dım bu ülkede yaşamazdun. Ama bu ülkenin yazarıyım ve burada yaşamaya mecburum. Bu ülkenin çivisi çıkb. Basının halini görüvor- sunuz. Gazetecilik, Türkiye'de ya- raocı bir meslek olmaktan çıktı ve uydunnacdığa dönüşrü." Avukat Enver Nalbant'ın başvu- rusu, TMY 8/1. maddesi nedeniy- le ortaya çıkan çözümsüzlüğe bir çözüm olabilirdi. TMY'nın 8/1. maddesinin hukuka aykın bir madde olduğunu ve düşünce öz- gürlüğünün önünde bir engel teş- kıl ettığini bütün hukuk mensupla- n kabul ediyorlar. Enver Nalbant, bu başvurusunu yaparken yargıç- lann ve yargı mensuplannın siya- set adamlanndan farklı fonksiyon- ları olduğunu da belırtti. Nal- bant'a göre siyasetçiler. o günkü siyasi duruma bakarak veya oy he- sapları yaparak siyasi tutumlar alabilirler. Yargı ıse adalet dağıt- makla görevlidir. Bu nedenle yeni bır hukuk anlayışı oluşturarak ıfa- de özgürlüğü önündekı ve Anaya- saya aykın olduğu çok açık olan maddeleri uygulama dışı bırak- mak ve yeni bir hukuk anlayışı ya- ratmak gerekir. Burada yargıçlara da görev düşüyor. Dünkü duruşmada Nalbant'ın bu çağnsı yanıtsız kaldı. Ama bu ne zamana kadar sürecek Türki- ye'nin aydınları. düşüncelerıni açıklamaya devam ediyorlar. Yaşar Kemal. "Ben. onlarca kitap yanp nkirlerimi açıklamış bir yazarun. Bundan sonra da yöneticÜerin ho- şuna gitsin gitmesin. düşüncelerimi açıklamaya devam edeceğim. Dü- şüncemin suç sayılmasuu kabul et- nüyorum. Bu. Türkiye'nin alnında bir karadır" diyor. Yargıçlar ne yapacak? Yaşar Kemal'i veya bir başka aydını. düşüncelerini açıkla- dığı için yargılamaya ve cezaevine göndermeye devam mı edecekler? Demokratik ülkelerde yargı, ya- sama ve yürütme bır ülkedeki güç- ler ayrılığının üç ayrı ayağıdır. Meclis kanunlan yapar, yargı ıse bu kanunlara hayat verir, anlam kazandınr. Bır anlamda kanunla- nn ruhunu yargıçlar oluşturur. To- pu Meclis'e atarak bu kangren ha- line gelmiş sorunu çözmek müm- kün değlidir. Yargıçlann da Türki- ye'nin düşünce hayatına ve yasal düzenine katkıda bulunmalan ge- rekir. Güçler aynhğı ve sorumlu-- luk ilkesi uyannca onlann dff^ovr lamenterler kadar yükümlülükleri ve görevlen vardır. Yüzlerce aydın. yazdığı ve çiz- dıği için yargıçlann karşısına geli- yor ve düşünce suçunu reddediyor. Hâkimlerin, kanunlan motamot uygulamanın ötesinde bir şeyler yapmalan gerekir. Örneğin düşün- ce özgürlüğünü engelleyen kanun maddeleri Türkiye'nin ımzaladığı sözleşmelere aykındır ve bu söz- leşmeler iç kanunlann üstündedir Böylesine açık bir hüküm var Anayasa'da O zaman bir şeyler yapmak gerek. Hâkimlerin, savcı- lann ve avukatlann da ciddi so- rumluluklan ve görevleri bulunu- yor. Meclis kanun çıkarmıyor di- yerek işin içinden çıkılamaz. Yaşar Kemal'leri ne zamana ka- dar mahkeme kapılannda sürün- düreceğiz. Ülkemiz onuru ne za- mana kadar mahkeme kapılannda sürünecek. Aradan yıllar geçiyor, Nâzım Hikmet'e yaptığımıza ya- nıyoruz. Aziz Nesin'e yaptığımıza yanıyoruz. Türkiye, bağnaz, dü- şünceden korkan bır ülke olmak- tan ne zaman çıkacak? Bu kara lekeyi alnımızdan ne zaman sileceğız?.. Sendikah emekliler DİSK'te öı^üdendi • DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilecek bir olay için bir araya geldiklerini belirterek hangi sosyal kurumdan olursa olsun bütün emeklilerin sendikalaşacağını söyledi. Cumhuriyet Kitap KLJIÜIDLJ Çağ Pazarlama Türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul :512 O5 O5 ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sendikalaşma çalışmalannı tamarrdayan Emekli-Sen'in Genel Başkanrr^najbraktti Şabin seçi- lirken kuruluş bildirgesinde, "Ser- maye ve devlet politikalannın bu denli uluslararası bir boyut kazan- dığı bir dünyada, çahşanlann ve emeklilerin uluslararası örgütlen- me, dayarusma ve işbirugi, yaşam- sal bir önem kazanmaktadır'" gö- rüşüne yer verıldi. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da emekli- lerin sorunlannın emekli cemiyet- lerince düzenlenen toplantılarda bakan alkışlayarak ya da yuhala- yarak çözümlenemeyeceğini söy- ledi. Emekli-Sen Kurucular Kurulu, dün Ankara'da 100. Yıl Kültür Merkezi'nde toplanarak çalışma- lanna başladı. Toplantının açış ko- nuşmasını yapan DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Türki- ye'de ilk kez gerçekleştirilecek bir olay için bir araya geldiklerini be- lirterek hangi sosyal kurumdan olursa olsun bütün emeklilerin sendikalaşacağını söyledi. Budak. sendikalaşma yönünde bir süredir devam eden çalışmalann tamam- lanma aşamasına geldiğıni kayde- derekşöylededi: Orgtiflûlüğün önemi " Emeklilerin vaşadığı sonınlar, herkes tarafından bilinmektedir. Onca yıllık çalışma yaşamından sonra ömürlerinin geri kalan kıs- mını banka kuvTuklannda, hasta- ne kapılannda geçirmek zonında kahvorlar. Yapmamız gereken; bü- tün çağdaş, demokratik ülkelerin çalışanlan ve emeklileri gibi örgüt- lenmek ve haklanmızı örgütlü mii- cadeleyle kazanmaktır. Örgütlü ol- mayan toplumlar. demokrashi ya- ratamazlar. Demokrasinin olmadı- ğı toplumlarda ise eşitsizük ve ada- letsizlik artar. Örgütsüz kesimler haklaruu koruyamazlar, geliştire- mezler. Haklar örgütlenerek, ör- gütlü toplumu yaratarak kazamla- bilir. Bu, tarihin bize öğrettigı bir gerçektir." Budak, emeklilerin sorunlannın emekli cemıyeti kongTderinde ba- kan alkışlayarak ya da yuhalaya- rak çözümlenemeyeceğini de kay- dederek şunlan söyledi: "Kimseyi alkışlamaya ya da yu- halamaya gerek yoktur. Yapıunası gereken, örgütlenmek ve hak mü- cadelesini başlatmaktır. Asıl zoıiu süreç şimdi başbyor. Sonm sadece sendika kurmak değildir. Esas so- run, hükümet ve ilgili kurumlar karşısında muhatap alınacak ko- numa gelmek ve milli gelirden da- ha fazla pay isteyecek güce ulaş- maktır. Sendikanızı kuruyorsunuz, ama asıl görev. bu sendikayı büyüt- mek \e güçlendirmekrir." Kuruluş büdirgesi "Haydi Emekliler Sendikasına, Haydi Emekli-Sen'e" başlığıyla yayımlanan Emekli-Sen kuruluş bildirgesinde de Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve özel sendıkalardan emekli aylığı alanlann sayısının 4 milyonu aştığı v urgulanarak şu görüşlere yer verildi: "Böylesine önemli bir güç olan emekliler, bugüne değin kendileri- ni yeterince ifade edememişlerdir. Bugün kullanılan bütün değerlerin ürericisi olan emekliler, yaşamlan- nın bu dinlenme döneminde insan onuruna sığmayan davranışlarla karşılaşmaktadırlar. Emekli aylık- ları arasında büyiik uçurumlar vardır. Her yıl daha fazla ilaç ve muayene ücreti ödenmcsine karşın hastanelerden gerekli hizmet alına- mamaktadır. Yıllardır bu toplum- sal gücü dağıtmak ve etkisizleştir- mek için kurdurulan cemiyetler, artık emeklilerin ve çahşanlann yaşamından çıkanlacak; emekliler sendikası, sorunlann çözümünün tek örgüüülüğü olacaktır. Sendika- mız tek ses, tek vücut olarak hare- ket edecek ve ülkemizin tüm emek- lilerini ayrım gözetmeksizin ku- caklavacakür." 200'ü aşkın üyenın katıldığı ku- rucular kurulu toplantısında yapı- lan oylama sonucu tbrahin Şahin genel başkanlığa seçildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle