Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MGV başta olmak üzere bazı vakıflar, kıraathaneleri kütüphaneye dönüştürüp dini propaganda yapıyor
Kahvehanede diııi eğithnERGUNAKSOY
ANKARA-Refah Partisi'ne (RP) yakınlığıyla bi-
linen Milli Gençlik Vakfı başta olmak üzere, yasal
kılıfaltında gerici faaliyetlerde bulunduklan öne sü-
rülen bazı vakıflann. kıraathaneleri kütüphaneye
dönüştürüp, dini propaganda yaptıklan ortaya çık-
tı. Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce Vakıflar Genel
Müdürlüğü'ne gönderilen bir yazıda, MGV ve Ko-
caeli Ilme Hizmet Vakfi'nın, standartlara uygun ol-
mayan yerleri kütüphaneye dönüştürüp bazı faali-
yetlerde bulunduklan belirtilerek, " Kütüphane adı
aitında açılan yerier, kıraathanelerden oluşuyor.
Standartlara uygun olruayan bu kütüphanelerde,
Kurarn Kerim okutuluyor, video aracüığıyla dini
eğitinı veriliyor" dendi. Vakıflar Genel Müdürlü-
ğü'nce bu vakıflar hakkında soruşturma başlatıldı-
ğı kaydedildi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce siyaset yapma-
malan konusunda uyanlan bazı vakıflann, yasal kı-
lıf altında gerici faaliyetlerde bulunduklan öne sü-
rüldü. MGV başta olmak üzere. bazı vakıflann kül-
tür hızmetı adı altında yasadışı çalışmalar yaptık-
• Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gönderilen bir
yazıda, MGV ve Kocaeli îlme Hizmet Vakfi'nın, standartlara uygun olmayan
yerleri kütüphaneye dönüştürüp bazı faaliyetlerde bulunduklan belirtilerek,
"Kütüphane adı altında açılan yerier, kıraathanelerden oluşuyor. Standartlara
uygun olmayan bu kütüphanelerde Kuran-ı Kerim okutuluyor, video aracılığıyla
dini eğitim veriliyor" denildi.
lan kaydedildi.
Kocaeli Kültür Müdürlüğü'nce Vakıflar Genel
Müdürlüğü'ne gönderilen bir yazıda, MGV ile Ko-
caeli Ilme Hizmet Vakfi tarafindan kentin çeşitli
yerlerinde kütüphane ve kültür merkezleri açıldığı
belirtilerek. "Kütüphane adı aitında açılan bu yer-
ler, standarrlanna uygun değfldir" görüşüne yer ve-
rildi. Yazıda şöyle dendi: "Halen faaliyette bulunan.
kendilerine kütüphane ve kültür merkezi adını uy-
gun gören bu gibi yerier, fiziksel olarak günümüz
kahvehanelerinden biraz farkh. eskilerin kıraatha-
ne dedikieri yerleri andınyor. Bir sak>n ve çay oca-
ğından ibaret 40-50 metrekareük bu sakmlarda kâ-
ğıt oyunu oynannuyor. 5-10 masadan ve 35'le 100
arasuıda sandah/eden oluşan bu yerierin çoğunlu-
ğunda teievizyon ve video bulunuyor. Sadece dini
konularda kitaplan mevcut ve kitap sayılan da
100'ü geçmiyor."
Kültür Müdürlüğü yazısında, bu salonlara akşam
saatlerinde çok sayıda kişinin geldiği ve dini soh-
betlerin yapıldığı kaydedilerek, şu görüşlere yer ve-
rildi: "Wnisohbetkrin\anısıra,Akaki(fikıh)ilmiy-
le ilgjli konuşmalar yapılıyor. Kuran-ı Kerim oku-
tuluyor,video üedini eğitinı kasetleri izlettiriliyor. Bu
salonlar, fikir ve sanat eserlerini toplayan, düzenle-
yen ve okuyucusunun hizmctine sunan kütüphane-
îerden oldukça uzaktıriar. Sadece kütüphane adını
kuilanan. aslında kıraathane olarak değerlendirebi-
leceğüniz bu gibi yerierin değişik amaçiar için kü-
tüphane adını levhalanna yazmalan, kültür yuvası
olan kütüphanelerimizin toptumumuzda yanlış an-
laşılmasına neden olmaktadır. Bu rutumlannı değiş-
tirmeleri gerekir. Gerçek anlamda kütüphane ku-
rulması istendiğinde ise müdürtüğümüz her türiü
yardımı yapmaya haardır."
Kültür Müdürlüğü'nün yazısı üzerine Kocaeli Il-
me Hizmet Vakfı ve MGV hakkında soruşturma
açıldığı bildirildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü yet-
kılileri, Türkiye'deki vakıf sayısınm 3 bini aştığını
ve bunlan denetlemekte zorlandıklanni belirtiler.
Yetkililer, şunlan söylediler: "Ülkemizin bütünlü-
ğüne zarar verecek hareketierde bulunan vakaTar
var. Bizun vakıflardan tek isteğimiz, ilgiü şartlaruı
dışına çıkmamalandır. MGV ve diğer bazı vakıflar
gecelcr düzenliyoriar. Vakfi alet ederek birtakun ça-
lışmalar yapryoriar. Vakıflar hayır kurumu olarak
kuruluyorlar.dahasonra siyasete bulaşryorlar. Siya-
si bir düşünceye hizmet etnıekle hem halkı yarab-
yoriar hem de yanhş hizmet vermiş ohıyorlar."
Yetkililer, mantar gibi türeyen vakıflan denetle-
yemez hale geldiklerini, Vakıflar Yasası'nda yapıla-
cak düzenleme ile vakıflann denetim altına alın-
abileceğine dikkat çektiler.
Aziz Nesin'in çocıık cenneti• Büyükler
'ölüm'ün
farkındalar. Ancak
'Aziz Amca'lan her
zamanki gibi
seyahatten
dönecekmiş gibi
yaşıyorlar ve
küçükler duymasın
diye fısıltıyla"Onu
şimdiden özledik"
diyorlar.
HÜLYATOPCU
Onlar, kendilerine de-
ğer veriyor ve güveni-
yorlar... Onlar, üretken ...
Onlar, ınsanları sevi-
yor...
Onlar, son günlerde
tüm dikkatlerin üzerle-
rinde toplandığı çocuk-
lar.
Onlar, Aziz Nesin'in
çocuklan....
Aziz Nesin'in kurduğu
vakıfta; kuralın, cezanın
olmadığı, herkesin so-
rumluluğunu bildiği bir
dünyada yaşıyorlar. Ka-
pısında 'Çocuk Cenneti'
yazan özgür bir dünya-
da...
Birkaç gün öncesine
kadar yoğun güvenlik
önlemi ahnan, gazeteci-
lerin kapısında adeta nö-
bet tuttuğu vakıf, eski günlerine
çoktan dönmüş. Vakıftaki tüm
yaşam, Aziz Nesin'in belirlediği
ilkeier doğrultusunda sürüyor.
Tüm çocuklann odalannın duva-
nnda asılı ilkeler. İlkeier, "Aziz
Nesin diyor ki"' diye başlıyor.
"Herkesin şımarma hakkı vardır.
Vakıf çocuklan. kendilerini seve-
rek değer venneyi oğrenmeiL Bu-
rada kural yoktur.»" diye sürü-
yor.
Büyükler 'ölüm'ün farkında-
lar. Ancak 'Aziz Amca'lan her
zamanki gibi seyahatten döne-
cekmiş gibi yaşıyorlar ve küçük-
ler duymasın diye fisıltıyla"Onu
jfrndiden özledik'' diyorlar.
Yaşam biçimlerini ise "Biz
hem fakiriz hem de zengüuz" di-
ye özetliyorlar. Onlar 'kazanır-
ken çok faldr, harcarken çok zen-
gin' oldukJannı söylüyorlar.
Vakıfta yaşam ortaklaşa sürü-
yor. Günlük görev bölümü çerçe-
vesinde kimi çocuklar temizlik
1972'de kurulan Aziz Nesin Vakfi'nda yaşlan 6-24 arasında değişen 32 çocuk bulunuyor. (Fotoğraf: KUBİLAY
Vakfın
amacı
Aziz Nesin Vakfı, 1972
yılında kuruldu. Vakıfta
yaşlan 6 ile 24 arasında
değişen 32 çocuk ve
genç bulunuyor. Vakfın
amacı ise her yıl 4
çocuğu daha
bünyelerine almak. llkokul çağında vakfa ahnan
çocuklarda aranan özellik sadece ekonomik
durumunun kötü olması. Vakfa girebilmek için
çocuğun kendisi. ailesi veya yakınlannın
başvurusu yeterli. Vakfın kurulduğu günden bu
yana 100 çocuk yetiştirildi. Vakfın gelirleri ise
Aziz Nesin'in kitaplannın satışından ve
bağışlardan elde ediliyor. Aziz Nesin'in ölümü
üzerine vakfın başkanlığına AB Nesin getirildi.
Yönetim kurulu üyeleri ise şu isimlerden
oluşuyor: Şinasi Acar. Güften Daytoğlu, tsmail
Arman Onaran, Oralp Basım. Fırat Aykırt,
Niizhet Ak. Vakıf yöneticileri, bağışlann, Ziraat
Bankası Kadıköy Selamiçeşme Şubesi 4566
No'lu hesaba yatınlabileceğini bildirdiler.
yapıyor. kimi koyunlan besliyor,
kimi gübre topluyor... Herkes iş-
bölümüne uymada disiplinli dav-
ranıyor. Işler bittiğinde ise bazısı
ders çahşıyor, bazısı top, satranç
oynuyor, bazısı da bisiklete bin-
meyi öğreniyor. kitap okuyor. En
çok da Aziz Nesin'in kitaplan
okunuyor.
Alıştıgımız dışında başlannda
onlan yöneten, onlara yasaklar
koyan büyükler yok. Vakıfta yö-
netici Ruşen Ulusoy'un dışında
bir ahçı ve iki genel hizmet gö-
revlisi bulunuyor. Ancak bu bü-
yükler de çocuklar gibi sadece
kendi işleriyle ilgileniyorlar. Kı-
sacası vakıfta yaşam. 'kendiliğin-
den' akıp gidiyor.
Bu yıl lise ikinci sınıfa başla-
yacak olan Emine. son yıllarda
gözleri rahatsız olduğu için Aziz
Nesin'e tüm çocuklann yardımcı
olmaya çalıştıklannı anlatıyor.
u
Her akşam büyük küçük he-
pimize şeker verirdL Çok sevinir-
dik. Gün Doyu kendisine .vardım
ettiğüniz için bize ödül gibi geör-
di"
Yılbaşı, bayram gibi önemli
günlerde ise vakıfta yaşamın çok
daha heyecanlı olduğunu anlatı-
yor çocuklar. Yurtdışından ço-
cuklara bir sürü hediye getiren
Aziz Nesin, genellikle bunları
özel günlere saklarmış. 2.5 yıl
öncesine kadar tüm hediyeleri
kendi elleriyle paketlermiş. An-
cak son yıllarda paketleme işine
TÜNTÜL)
büyükler de yardımcı olmaya
başlamışlar. Hediyelerin sahiple-
ri kurayla belirlenirmiş. Ama her
nasılsa, 'herkese istediği hediye'
çıkarmış.
Çocuklar en çok Aziz Amcala-
rının "Okuyun, okuyun, oku-
yun" sözlerini hatırlıyorlar. Ve
onu hep çahşırken hatırlıyorlar:
"Aziz Amca, sürekli çalışırdı.
Gözleri rvi görmezdi, ama vine de
yazı yazardı. Çok erken kalkaırh.
Biz 09.00'da kalkıyorsak o,
06.00'da kalkardı. Hiçbir şey yap-
masa sinekleri öldürürdü. Kur-
bağa ve bülbül sesini çok severdL
Biz bülbülü hiç göremedik, sade-
ce sesini duyduk. Bir gün odasına
girmiştik. Kendi kendine konuşu-
yordu. Bir de bakbk ki kurbağa-
lara dönmüş' Yeter artık, susun
da çalışayım' diyor. Çok gülmüş-
tûk."
Onlar, Aziz Nesin'in çocukla-
n. Her biri, "Ben Aziz Nesin"
diyen çocuklar.
Dört aydan fazla süren
grevin ardından Türk-Iş
Genel Başkanı Bayram
Menü'in devreye girme-
siyle imzalanan Havaş söz-
leşmesine göre Yazeks fir-
ması, gerekli gördüğü za-
man işçilerin görev yerle-
rini değiştirebilecek. Gö-
rev yerini değiştirmek ıs-
temeyen işçi ise işten çıka-
nlacak. Hava-lş Sendikası
Genel Başkanı Mustafa
Yağa ımzaladıklan sözleş-
meyi yeterli bulmadıklan-
nı ve 'Havaş'ta özelleştir-
menin olumsuzsonuçlannı
yaşadıklannı' söyledi.
Hava-lş Sendikası ile
grev sırasında Havaş'ın
yüzde 59'unu satın alan
Yazeks firması arasında
Bayram Meral arabulucu-
luğuyla imzalanan toplu-
sözleşmede. bir önceki
sözleşmede bulunmayan
hükümler yer aldı.
Havaş'ın 2 bin 100 çalı-
şanı önceükle 'iş güvence-
si' sonra da 'insanca yaşam
öcreti' için başlattığı grevi
125 gün sürdürdü. Bütün
bu gelişmelerden sonra
devreye gıren Ba>Tam Me-
ral'in Yazeks yetkilileriyle
yaptığı ilk yüz yüze resmi
görüşmeden sonra Hava-lş
Sendikası masayaçağınldı
ve toplusözleşme imzalan-
dı.
Bayram Meral'in de im-
zasını taşıyan ve süresi iki
yıldan 30 aya uzatılan top-
lu iş sözleşmesinde, bir ön-
ceki dönemde bulunmayan
maddeler yer aldı.
Bu idari maddelere gö-
re, işçiler, işveren tarafin-
dan ihtiyaç görülen işyer-
lerine aktanlabilecek. Yeni
işyerlerine gitmek isteme-
yenler ise işten çıkanlacak
ve tazminatlan ödenecek.
Aynca kendi isteğiyle iş-
ten aynlmak isteyenlere de
aynı tutarda tazminatîan
ödenecek. Sözleşmeye gö-
re işçiler bu haktan 1995
yılı sonuna kadar yararla-
nabilecek.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Kitle Öpgütleri...
Fakültedeki odama bundan bir süre önce genç bir
arkadaş geldi. Truva Folklor Araştırmalan Demeği'nin
yönetim kurulu üyelerinden birisrymiş. Üç yıldan be-
ri Bakırköy'de çalışmalar sürdürmekteymişler ve her
yıl değişik alanlarda ödüller veriyorlarmış. Bu ödül-
lerden biri de "^fafL/rfcçü/ü/f"alanında veriliyormuş ve
geçen sene Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne
verdikleri bu ödüle bu yıl beni layık görmüşler.
Doğrusu hem sevindim hem gönendim. Eskiler
"marifet iltifata tabidir" derler. Bu tür davranışlar in-
sanın mücadele azmini arttınyor, güvenini tazeliyor.
"Biz" dedi genç arkadaş, "Halkevlerinin birzaman-
larüstlenmiş olduğu işleviyerine getirmeye çalışıyo-
ruz. Tiyatro, müzik, halkoyunlan vb. gibi dallarda ça-
lışmalar yapıyoruz. Aynca değişik alanlarda kurslar
düzenliyoruz."
Çok sevindiğimi ve ödül törenine de gelecegırni
söyledim.
Ödül töreni Kenter Tiyatrosu'nda yapıldı. Değişik
alanlarda ödüller dağıtıldı. Bu senenin ödüllerini, ay-
nı ödülü geçen yıl alanlar verdi. Tüm ödül alanlan tek
tek yazmam mümkün değil. Ancak ben ödülümü
Prof. Dr. Türkan Saylan'ın elinden aldım ve ödülü-
mün değeri arttı.
ödüller kadar güzel olan bir başka şey, tümü ama-
tör olan sanatçılann ve folklorcuların gösterileriydi.
Gerek seyirlik oyunlarda, gerek halk müziğinde çok
başarılıydılar. Ancak Şırnak ve Artvin ekiplerinin folk-
lor gösterileri, her türiü övgünün üzerindeydi. Tam bir
renk ve müzik cümbüşü yaşattılar.
Fakat gecenin en büyük sürprizi ve izleyenlerden
çoğunun gözlerini dolduran şey, 6-9 yaş arasındaki
"bebelerin" oynadıklan Diyarbakır oyunlan oldu. Ço-
ğu, dernek üyelerinin çocuklanydı ve canla başla oy-
nadılar. O salonda esen kardeşlik havası içinde Şır-
nak'ın, Diyarbakır'ın Türkiye sınırlan dışına alınmak is-
tendiğini düşündüm. Yüreğim sızladı.
Bu güzel tören ve gösteriden Istanbul basınının he-
men hiç söz etmemesı çok ilginç bir nokta. Oysa ki
Esin Afşar'dan Neriman Altındağ Tüfekçi'ye kadar
bir dizi popüler sanatçı da ödül alanlar arasındaydı.
Gazetelere haber verip vermediklerini sordum. Tüm
gazetelere hem basın bülteni göndermişeler hem de
telefon etmişler. Ama gelen giden olmadı.
"Siz" dedim, "Bu gösteriyi seneye Ortaköy mey-
danında ya da Sabancı Korusu'nda yapın. O zaman
gazeteciler ilgilerini esirgemez/er. "Zira oralarda eşek
anırsa gazetelerimizin magazin ya da kültür sayfala-
nnda haber oluyor. Arkadaşlar kusura bakmasın a-
ma, Istanbul basını kimi faaliyetlere karşı kör, sağır ve
dilsiz...
Gebze Sendikalar Birliğı temmuzun 14'ünde Fer-
hat Tunç'un da katılacağı bir konser ve toplantj dü-
zenlemiş. Bir başka yerde konuşmacı olduğum için
Polisancılann bu dayanışma gecesine katılamıyorum.
Aynı biçimde 14-15 temmuz tarihlerinde Ankara'da-
ki toplantıya da katılamayacağım. Oysa ki başta Türk-
Iş ve DİSK olmak üzere, Kamu Çalışanları Sendika-
lan Konfederaşyonlaşma Kurulu, TMMOB, Türk Ta-
bipler Birliği. TÜRMOB, Türk Dişhekimleri Birliği, Ve-
teriner Hekimleri Birliği, Insan Haklan Derneği, Hal-
kevleri, öğretim Üyeleri Derneği, Çağdaş Hukukçu-
lar Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye
Ziraatçılar Demeği'nin katkı ve katılımlan iletoplana-
cak olan "Demokrasi ve Anayasa Forumu "nu çok
önemsiyorum.
Devlet Su Işleri salonunda toplanacak olan bu fo-
ruma, (bence) demokratlığı çok tartışmalı kimi isim-
ler de davet edilmiş. Ama olsun. Bu forumun sade-
ce sloganı bile, yürekten desteklememiz için yeterli:
"Türkiye'nin Aydınhk Geleceğini Kararttırmayaca-
ğız"...
Kitle örgütleri yavaş yavaş toparlanmaktalar. Bir
yandan yeni örgütler kurulurken bir yandan eski ör-
gütler şöyle bir silkinip kendilerine gelmeye başladı-
lar.
örneğin Atatürkçü Düşünce Derneği çığ gibi bü-
yümekte. Şube sayısını 200'e, üye sayısını da
50.000'in üzerine çıkarmaya çalışıyoriar. Bu gidişle bir
yıla kalmaksızın hedefi tutturacaklar.
Atatürkçü Düşünce Derneği sadece Türkiye için-
de değil; ülke dışında da, Türklerin olduğu her yerde
örgütlenmesini sürdürüyor. Almanya'da da değişik
şubeleri var, Ingiltere'de de, Avustralya'da da... Bu
demek içinde kimi "bağnazlnsanlara da rastlansa bi-
le, gelişme çizgisi son derece umut verici.
Gene bu arada değişik üniversrtelerimizde "Ata-
türkçü Düşünce Kulüplen" çığ gibi büyüyor. öyle sa-
nıyorum ki bu gelişme, önümüzdeki yılda da sürecek.
Demokrasi örgütlü insanlann rejimi. Eğer örgüt ol-
mazsa, demokrasi de olmuyor. Halkımız ve özellikle
gençlerimiz bunun bilincinde. Hızla örgütleniyoriar.
Bir yanda demokrasi ayıplan yaşanırken ve bir yan-
da ülke kaynaklannın yağmalanması sürerken kitle ör-
gütlerindeki bu gelişme, insana umut veriyor.
natura
ESKt MİLLETVEKİLİ OLMASINA KARŞIN AİLESt ANKAR4 DA TÖREN İSTEMİYOR
M. Ali Aybar, bugün toprağa veriliyor
DOĞA CENNETÎBAFA GÖLÜ MllLÎ PARKINI
StZ DE KEŞFEDÎN!..
\.VHK'\ HAIA (
Bafe Gölü Milli Parkı îçündc, Yörenin Bağ Evierinden
Esinlenerek Kurulmuş, Gölc Sıfir Bir Tesis...
Ay Tannçası Selene ile Çoban Endymion'un
Tutku Dolu Aşklannın Efeanelcşüği Çılgm Ege Doğası...
EĞER SİZİN İÇİN DE TATİL YAPMAK DOĞAYI
YAŞAMAKSA, BU FIRSATI KAÇUiMAYIN!
( I I H VYirRA ItOCİSAK
Silifke - Taşucu yaktnında, Toroslar'ın Akdenizle
Kııcaklaştığı, Kiiçûk Korunakh Bir Koy İçinde, Kristal
Berraklığındaki Denizle Söyleşen Seviınli Bir Tesis Varmış.
ÖYKÜSÜNÛ BİZDEN DİNLEYİN...
HER İKİ TESİS İÇİNDE:
ODA KAHVALTI KONAKLAMA GÜNLÜK : 800.000.-T1.
YARIM PANStYON KONAKLAMA :1.100.000.-Tl.
TAM PANStYON KONAKLAMA .-1.300.000.-T1.
ÇOCUKLAR 0-6 YAŞ BEDAVA, 6-12 YAŞ % 50 iNDtRÎMLİ
AY-SEL TURİZM
Olgunlar sokak 2/4 Bakanlıklar-ANKARA
Tel:(312) 417 21 35 -417 21 36 Fax: 418 34 69
Haber Merkezi-Türkiye sosyalist
hareketinin önderlerinden, bilim adamı.
yazar ve politikacı Mehmet Ali
Aybar,bugün Bebek Camii'nde kılanacak
öğle namazından sonra Aşiyan
Mezarlığı'ndaki aile kabristanında
toprağa verilecek. Eski milletvekili
olmasına karşın ailesinin istemi üzerine
Ankara'da Aybar için tören
düzenlenmeyecek. Aybar'ın ölümü
nedeniyle çeşitli kişi ve kuruluşlarca
yayımlanan mesajlar şöyle:
Sadun Aren (BSP Genel Başkanı): Dün
de ülkemizin diğer önemli bir insanuu,
Mehmet Ali Aybar "ı kaybettiğiınizi
öğrendim. Bütün sos\aİistlere ve
demokratlara başsağlığı diliyonım. M. Ali
Aybar, Türkiye'de ilk defa TKP'den
bağımsız bir .Marksist-sosyalist hareketi
başlatnuşnr. O zamana kadar Türkiye'de
gerçekleştirilen bütün sosyalist ya da ilerici
hareketler, doğrudan doğruya ya da
dolaylı olarak TKP've bağlı olurlardL Bu
bakımdan Aybar'ın önderliğini yapmış
olduğu TİP'in yeni bir sosyalist hareket
olarak degeriendirilmesi gerekir.
Gerçekten Aybar, işçiler tarafindan
kurulmuş olan TİP'in sosyalizmle
buluşmasını sağlamış ve onun ilk genel
başkanı olmuştur.
L'ğurCankoçak(Sendikacı): Stefan
Zvveig'ın bir kitabını hatırianm; "İnsanlık
Taribinde Yddızuı Pariadıği Anlar." Bu
isim. sanınm M. Ali Aybar'a çok yakışır.
Bildiğim kadanyla Türkiye tarihinde
Aybar kadar ilkeli bir politikacı pek yok.
Tek başına kalsa da fıkirlerinden hiçbir
zaman, hiçbir şekilde taviz vermedi. Bu,
Aybar'ın bilim adamı olmasından
kaynaklanıyordu sanıyorum. Her zaman
bilimsel düşünür ve öyle hareket ederdi.
Hem bilim, hem eylem adamıydı.
Ali Sirmen (Gazeteci-Yazar): Mehmet AH
Aybar, her zaman demokratik ve güler
yüzlü sosyalizme inanmış, ilkelerinden
sapmaz bir insandı. Sovyetier Birliği'nde
uygulanan ve bize sosyaİizm diye sunulan
modelin bozukluğunu 1970'li yıllarda
Cumhuriyet gazetesinde yazdıgı bir dizi
yaoda büyük bir yüreklilikle dile
getirmiştL Unutmayalım ki daha o
zamanlar, o modelin çökeceğini çok kişi
cumhuriyet yapabilmek için bir ömrü feda
etmiştir. Türkiye'de sosyalizmin ve
sosyalist mücadelenin yaygınlaşması ve
kökleşmesinde, Mehmet Ali Aybar'ın,
Türkiye Işçi Partisi ve Sosyalist Devrim
Partisi Genel Başkanı olarak gösterdiği
çabalann büyük katkısı olmuştur.
Haydar Özdemir (TBP Genel Sekreteri).
Mehmet AH Aybar, Türkiye sosyalist
hareketi içinde çok dürüst çizgisinden
şaşmayan, demokratik sosyalizmi Türkiye
koşullanna uygun bir şekiide savunan bir
bilim adamı ve politikacıydı. TBMM çatısı
Bilim adamı, yazar ve politikacı Mehmet Ali Aybar, bugün
Bebek Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra Aşiyan
Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecek
düşünmüyordu. Çifte standardı yoktu.
1968 Çekoslovakya müdahalesine ilk
andan itibaren karşı çıkmıştı. Türk
siyasi tarihinde aldığı oy ve siyaset
sahnesinde kaldığı süreyle
kıyaslanmayacak kadar büyük izier
bırakmış olan Türkiye fşçi Partisi, bu
olumlu imajını, Aybar çizgisine
borçludur."
Atilla Aytemur(BSP Sözcüsü):Türkiye
sosyalist hareketinin önde gelen
isimlerinden Mehmet Ali Aybar'ı
kaybetmekten dolayı büyük üzüntü
duyuyoruz. O, gerek Meclis içinde
gerekse Meclis dışında, Türkiye'nin
ezilen ve yoksul insanlannın yaşadığı'
gerçekleri dile getirmek ve ülkeyi
bağımsız, özgür ve sosyalist bir
içinde dört yıl birtikte görev yaptık. 1972
yılının olağanüstü koşuüannda 1961
Anayasası'nı değiştirmeye çalışanlara
karşı verdiği mücadele hâlâ hafizalardan
silinmedi. Her nıadde için kürsüye çıktı \e
demokrasi için olağanüstü çaba gösterdi.
Fikri Sağlar (CHP Içel Milletvekili).
Sosyalizmin yılmaz savunucusu,
Türkiye'de sol siyasetin saygın
önderlerinden, eski TİP Genel Başkanı
Mehmet Ali Aybar'ı yitirmenin derin
üzüntüsü içindeyim. Aybar bilim adamı,
yazar ve aydın bir siyasetçi, kışiliğinde
akılcıhğı, dürüstfüğü ve tutarhhğı
birleştiren bir mücadele adamı olarak
gelecek kuşaklara örnek olacaktır.
Türkiye emekçilerine ve Türk
sosyalistlere başsağlığı diliyonım.
Alpaslan Berkta>r
: Türldye'ye özgü,
insancıl, banşçı bir sosyaüzm istiyordu.
TtP'in yapısıyîa ölçülemeyecek oranda
büyük ettoleri oldu. Sağcı çevrelerin
şimşekierini üzerine çekti hedefî oldu.
CHP'nin ortanın solu çizgisine gelmesinde
büyük rol oy nadı. Yakın yıllarda solda
birîeşme girişimlerine kaüidı. Tutarfa bir
çizgi izledi. Anısı önünde büyük saygıyia
eğiliyorum.
Erşan Sansal (Avukat): Rahmetli Mehmet
Ali Aybar, Türkiye sosyalist hareketinde
büyük bir yeri olan, önemli kişilikti.
Türkiye sosyalist hareketinin yannlara
kalacak en ız bırakıcı döneminde en önde
gelen kişilerden biriydi. Bize bıraktıği
deneyimlerden her zaman için
yararlanmasını bilmeliyiz. Türkiye
sosyalist hareketinin başı sağolsun.
Metin Çulhaoğlu(Eski BSP Genel
Başkan Yardimcısı):Kişi olarak, sol
hareket içinde Sayın Aybar'la görüşleri
farklı olan bir insanım. Araa kendisi Türk
sosyalist hareketinin en fazla ileri gittiği
1961-71 döneminde onurlu sosyaüzm
mücadelesi verdi. Bütün sosyatistlerin başı
sağolsun diyorum. Bizhn insaıumızdı.
Atilla Aşut(Gazeteci): Aybar'la TlP'te
omuz omuza çalıştık. Ondan çok şey
öğrendik. Sosyalizm anlayışımızda daha
sonra ortaya çıkan kimi farklılıklara
karşın dostluğumuz 35 yıldır hiç
gölgelenmedi. Aybar, bir paşazade
olmasına karşın sınıfını yadsıyarak tüm
yaşamını emekçilerin yazgısıyla
birleştirmiştir. Yürekli, onurlu bir aydın,
etkin bir sosyalist önderdi. Biz
öğrencileri, onu her zaman sevgiyle
yaşatacağız.