04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ1995 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Meclis, üniversiteyi dînlemiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Milletvekillerinin, "seçim üniversitesr istem- leri sınır tanımadı. TBMM Genel Kuruhı'nda görüşme- lerine başlanan 14 yeni iini- versiteye ek olarak Milli Eğitim Komisyonu'ndan sonra Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda da 27 ilin yanı sı- ra, verilen önergeyle ilk kez bir ilçeye de üniversite ku- rulması kabul edildi. TBMM Genel Kuru- lu'nda görüşülmesine baş- lanan 14 yeni üniversite ku- rulmasına ilişkin yasa öne- risi, kendi illerine de üniver- site kurulmasını isteyen mil- letvekillerince engellenince, dûn Plan ve Bütçe Komis- yonu toplanarak 27 yeni üni- versite kurulmasına ilişkin yasa önerisi gûndeme alın- dı. Komisyonda, bazı üye- lerle Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'ın itirazlanna karşın 27 ilin yanı sıra Düz- ce'ye de üniversite kurulma- sına ilişkin DYP Bolu Mil- letvekili Necmi Hoşver'in önergesi kabul edildi. "Üni- versitesiz il kalmamasına karşın" millervekillerinin, ilçeleri için de üniversite is- temelerine sinirlenen Ko- misyon Başkanı Aktaş, tep- kisini, "Bundan sonra Al- Uh'ın oğlu önerge verse ka- buleönem" diyerek dile ge- tirdi. Milli Eğitim Bakanı Ayaz da "Nizip'e de üniver- site kunılması isteniyor. O zaman bütün ilçelere de üni- versite kunüım olsun bıtsin" diye tepki gösterdi. Komisyona yetki Komisyonda, Düzce'ye üniversite kurulmasuıuı ya- nı sıra bazı büyük ilçelerde en az bir meslek yükseko- kulu kurulma zorunluluğu getirilmesi konusunda ko- misyona yetki verilmesi ka- rarlaştınldı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun dünkü top- lantısına, komisyon üyeleri dışında illerine üniversite is- teyen çok sayıda milletveki- lınin de ilgi gösterdiği göz- lendi. Çok sayıda milletve- kilinin söz alıp uzun uzun konuşmasına tepki gösteren llyas Aktaş, "Nasüsa hepi- niz üniversite isrhorsunuz. Artık dağa taşa üniversite kuruyoruz. daha bizi komis- yonda oe diye uzun uzun ko- nuşarak uğraşünvorsunuz" dedi. ANAP Ankara Millet- vekili Nedim Budak ise "üniversite fiıryasını" eleşti- rerek u .Vladem bu kadar ıs- rarusuuz,buteklife, 'Millet- vekillerinin çocuklan bu üniversiteler dışında okuya- maz, başka bir tercihte bulu- namaz' diye bir madde ko- yalım var mısınız" diye sor- du. Seçim bölgesi Aksa- ray'a üniversite kunılması için önerge veren DYP'li Mahmut Öztûrk ise Bu- dak'a, "Evladımı Aksa- ray'da kurulacak ünrversite- de okutmazsam namerdim " yanıtını verdi. ANAP tstanbul Milletve- kili Gflneş Taner de üniver- site enflasyonunu eleştire- rek "Önümüzdeld seçimler nedeniyle her ile boncuk da- ğıtır gibi üniversite dağıt- mak doğru değil, vapamaya- cağunız işi yapacakmış gibi göstermeyeiim" derken RP Kayseri Milletvekili Abdul- lah Cül. "Her ik üniversite kuralım derken mevcut üni- versitelerin de yok edileceği' endişesini taşıdığını söyle- di. Görüşmelerin tamamlan- masının ardından yasa öne- risi oyçokluğu ile kabul edil- di. TBMM Genel Kuru- lu'nda önceki akşam 14 ye- ni üniversite kurulmasına ilişkin yasa önerisinin gö- rüşmelerinde de "üniversite kavgasT yaşandı. tlleri, öne- ri kapsamında yer almayan milletvekilleri sert muhale- fete geçtiler. fki önerinin birleştirilerek TBMM'de ele alınmasını isteyen bazı ANAPlı milletvekilleri, "14iledaha önceüniversite'' müjdesi gitmesini engelle- mek için yoğun çaba göster- diler. Görüşmeler sırasında DYP Tekirdağ Milletvekili Muhtar Mahramh ile ANAP Ordu Milletvekili Şükrü Yürür kavga etti. Mahramlı. "Bakanlık yap- tın, bu isteri öğreneme- dinrl deyince Yürür, "Sen önce oturmayı öğren" diye bağırarak DYP sıralanna dogru yûrüdü. Kavga, araya giren milletvekilleri tarafın- dan yatıştınldı. Genel Kurul'da söz alan ANAP Yozgat Milletvekili Mahmut Orhon," Yozgat'ta ahyapı var, üniversiteııin ha- vuzu bile hazır" derken ku- listegazetecilerin sorulannı yanıtlayan CHP Kırşehir Milletvekili Sabri Yavuz, "Bizjmlojmanımız.sıcaksu- yumuz bile hazır; Kırşehir halkı bunu yıUardır bekli- yor" diye nispet yaptı. Yerel heyecanlar ayakta TBMM Milli Eğitim Ko- misyonu Başkanı ve DYP Hatay Milletvekili Nurettin Tokdemir, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken çok üniversite yapılmasından çekinmemek gerektiğini be- lirterek "Zaten, bunlann ne zaman açılacağını YÖK be- lirleyecek. Biz, 'Hemen açıl- sın" demiyoruz, altyapısı ta- mamlandıkça açılir" dedi. Yeni üniversite kurulması- nın, "yerel heyecanlan" ayakta tuttuğunu savunan Tokdemir, "Bakıyorum va- li, belediye başkanL halk, bi- nasını yapmaya,arsasını ver- meye hazır. Bu heyecanlan gönnezden gelemeyiz. Ma- dem halk da yardım ediyor, neden üniversite açılmasın ki" görüşünü dile getirdi. 6 Bu hataları durdurtnahyız9 FİGEN ATALAY Üniversite rektörleri ve ögretim üyeleri, yeni üniver- siteler açılması için yapılan girişimlere sert tepki göster- diler. Mimar Sinan Üniversite- si Rektörü Prof. Dr. Gûndüz Gökçe, köklü, geçmişi uzun yıllara ve deneyimlere da- yanan üniversite ve fakülte- lerin bile ihmale uğradığına dikkat çekerek şunlan söy- ledı: "Yeni kurulanlar ise her ne kadar arazi ve bina, belki de bazı ahyapı dona- nımlan açısından göz ka- masöncı imkânlara kavuş- turulmuş izJenimi uyandır- salar bile >üksek eğitim ku- rumlannın esas özünü oluş- ruran eğitici ve araştıncı kadrolan yönünden iç ka- rartKi bir bilanço sergile- mekten öteyegidememekte- dirter. Türkiye bugün ilkög- retim veortaöğretim alanla- nnda yıDarydıyapmış oldu- ğu, akhn ve insafın kabul edemeyeceği dev hatalan da- ha yiiksek düzeyde yinele- mek hevesindedir. Bunu durdunnanın, yerimiz ve görevimiz ne olursa olsun hepimizin en önde gelen vie- dan ve vatan borcu olduğu- na Mimar Sinan Üniversite- si olarak bütün mantığunız ve varhğımjzla inanıyoruz." Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda, iki yıl önce açılan üniversitelerin 8-10 yıl ol- gunlaşma sürecinden geç- tikten sonra belli bir aşama- ya geldiklerinde yeni üni- versitelerden söz edilebile- ceğini belirtti. Prof. Berkar- da, "Bu gerçekleşmeden 27 yeni üniversite açmak im- kânsızdır. Imkânsızı müm- kün kılmaya çahşmak faci- aya yol açacaktır. Ortaöğre- timdeki yetersizlikler, üni- versitede çok daha büyük bo>utlarda ortaya çıkacak- ör. Yeni üniversite açılması karannın ertelenmesi gere- Jdr" diye konuştu. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgut Uzel, "Mfl- li eğitime aynlan bütçe git- tikçe azalmaktadır. Mevcut üniversitelerimiz büyük sı- kıntılar çektiği halde yeni üniversitelerin açıhnasmı dogru bulmuyorum. Sayın miUervekillerimizin popülist yaklaşımlardan vazgeçerek ülkenin gerçeklerini göz önüne alarak karar verme- lerigerekir''dedi. ITÜ Rektörü Prof. Dr. Re- şat BaykaL yeni üniversite- ler açılmasına olumlu görüş vermenin mantık kurallan- na aykın olduğunu vurgula- yarak, "1992'de açılan 20 üniversite ve iki yüksek tek- nolojisi enstirüsünün sorun- lan ortadayken seçim bölge- lerine hoş görünmek için bir müdür, bir mühürle üniver- site açılamaz. Mali sorunlar çöziûnlense bile yetişmiş in- san kaynağı yeterli değUdir" diye konuştu. Üniversite Ögretim Üye- leri Derneği Yönetim Kuru- lu adına bir açıklama yapan Prof. Dr. Burhan Şenatalar ise son günlerde TBMM'de yapılan oylamalar ve tartış- malann, parlamenterlerin çoğunun, üniversitenin iş- levleri ve üniversite-politi- ka ilişkisi konulannda çağ- daş, tutarlı ve demokratik birbakış açısına sahip olma- dıklannı gözler önüne serdi- ğinı söyledi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Amerika, Avrupa ve Rusya üçgenin- de kalan Bosna-Hersek, 'denge hesap- lanna' kurban ediliyor. "Güç, hak doğunır." Bosna-Hersek'in özeti budur. BM Barış Gücü'nün (UNPROFOR) Bosna Hersek'teki işlevi, Sırpların elde ettikleri 'başanlan' onaylamak ve dün- yaya duyurmaktan başka bir şey değil. Barış Gücü'nün bir diğer görevi de Sırplara esir düşüp onlann kalkanı ol- mak. Böylece, Sırpların daha rahat iler- lemesini sağlamak. En başarılı oldukla- n eylem bu. BM askerlerinden olsa ol- sa Hollywood figüranı olur. Son iki günü özetleyelim. Salı oğleden sonra, BM'nin güvenlı bölge ilan ettiği Srebrenica'nın Sırpla- nn eline geçmesi kesinleşti. Zaten gü- venli bölge, Sırplann güvenlik içinde ilerleyebildiği bölge anlamına geliyor Sırplann ilerieyişi sürerken NATO da hava harekâtını devam ettiriyordu. Her nasıl oluyorsa, NATO'nun harekete geç- mesi, Sırplann hızlı ilerlemesini sağladı. Srebrenica'nın düştüğünü dünyaya kim duyurdu? Tabii ki BM sözcüsü. Saraybosna'da- ki BM sözcüsü Gary Covard, Boşnak- lann kuzeye doğru kaçtığını, BM Banş Gücü Sözcüsü Aleksander Ivanko da kentin denetiminin Sırp ordusunun eli- ne geçtiğini duyurdu. Böylece işlevleri- YDD'nin Bosna Başarısı... ni yerine getirmiş oldular. Gelelim bu aşamadan sonraki geliş- melere. Bu sırada, BM Genel Sekreteri But- ros Gali ne yapıyordu dersiniz? Atina'da 250 bin dolarlık Onassis ödülünü almaya hazırtanıyordu. Gali'ye sordular - Srebrenica düştü. Şimdi diğer gü- venli bölgeler, Zepa ve Gorazde, Sırp- lardan konınabılecek mi? GaJİ'den yanıt: - Bunun teknik olarak mümkün olup olmadığını bitemiyonım. Daha sonra Rusya'dan müthiş bir saptama geldi: "NATO uçaklarının hava harekâtı yapması Sırplan tahrik etti. Bu yüzden Srebrenica'ya saldırdılar ve kent onla- nn eline geçti." Rusya Dışişleri, Sıvas davasını çok iyi izlemiş ve uluslararası dersler çıkarmış olmalı. Ruslara göre, NATO uçaklannın uç- ması, Strplan tahrik etmiş. Srebrenica'nın düştüğü saatlerde Bulgaristan televizyonunda Bosna- Hersek sorunuyla ilgili bir program ya- yımlanıyordu. Adının Ylıra olduğunu söyleyen Rus askeri, ayda 35 mark kar- şılığı Sırplarla birlikte savaştığını söyle- yip devam ediyor: "Ancak para önemli değil. Önemli olan Müslümanlan yok etmek. Müslü- mantar, Ruslardan çok korkuyor. O yüz- den Rus üniformasıyla savaşıyorum..." Bir de biliyorsunuz, BM Gevezelik.. affedersiniz Güvenlik Konseyi var. Güvenlik Konseyi önceki gece, Irak'a uygulanan petrol ambargosunu iki ay daha uzartıktan sonra Srebrenica'nın durumunu ele aldı. Fransa, bir karar ta- sansı sundu: "Sırplar Srebrenica'dan çekilsin. Kentte son olaydan önceki duruma dö- nülsün." Bu tasan için bazı ülkeler, "Hemen oylayalım" derken bazılan şunu söyle- diler: "Başkentlerimizden talimat almalıyız. Bunun için aradan 24 saat geçmesi ge- rekli." Cepheden kaçıyorsunuz, bari masa- dan kaçmayın. Alınacak dersler... Bütün bunlar olup biterken Bosna Sırplarının lideri Radovan Karadziç'in keyfine diyecek yoktu: "Avrupa'nın ortasında birMüslüman devlete izin vermeyiz. Bunu başanrken Avrupa bize teşekkür etmeli. Dış güç- ler müdahaleyi sürdürürse savaş bütün Avrupa'ya yayılır." Karadziç, NATO'ya kafatutmadan da geçmedi: "NATO'ya karşıgücümüz var. Operasyon düzenlerterseyanıtımız sert olur." Bugünlerde Sırplann eline esir düşme rolünü Hollandalılar oynuyor. Halen 42 Hollandah asker esir. Yanıtı belirsiz önemli bir soru daha var: - Islam dünyası nerede? Dün akşam saatlerine dek ajans bül- tenlerini tek tek taradım. Gözümden kaçmış olabilir, ama Islam ülkelerine ait bir tek tepki mesajına rastlamadım. Bosna'da, Batı'yı eleştirirken şeriatçı- lann oyununa da düşmemek gerekiyor. Bosna Sırplan, olayı Hıristiyan-Müslü- man çatışması gibi yansrtıp tüm Avru- pa ve Rusya'y arkalarına almak istiyor- lar. Srebrenica halkı kenti terk ediyor. 40 bin kişi yollarda. Sırplar saldınlannı sür- dürüyor. BM seyrediyor. Islam dünyası seyre- diyor. NATO'nun eli işte gözü oynaşta. Niçin? Çünkü, yeni dünya düzeninin (YDD) patronlanna 'sorunlu bölgeler' gerekli. Gelişmiş ülkeler aralarındaki sınırlan kaldıracak, az gelişmişler birbirine sal- dıracak... Bosna'da yaşananlar, sırtını Avru- pa'ya dayayıp Arıadolu'ya saldıranlara dadersolmalıdır... Balkan barısı tehlikede• Baştarafi 1. Sayfada ğı Amavutluk'ta, Cumhur- başkanı Sali Berişa'nın onu- runa verdiği yemekte, Bos- na-Hersek'te Srebrenica'yı da işgal eden Sırplann, Bal- kanlar'da banşı tehdit ettiği- ne dikkat çekti. Türkiye, başta Yunanistan olmak üzere, komşulannın yanı sıra kendi aralannda da sorunlar bulunan Amavut- luk ve Makedonya'ya Bos- na-Hersek'teki çatışmalarla barut fıçısı haline gelen böl- gede istikrann sağlanması için telkinlerde bulunuyor. Demirel, Arnavutluk ve Makedonya liderlerine ye- niden itidal tavsiye edecek. Demirel, Arnavutluk'a hareketinden önce Esenbo- ğa Havaalanfnda yaptığı açıklamada, Türkiye ile Ar- navutluk arasında siyasi iliş- kilerin dostane ve yapıcı bir hava içinde geliştiğini, her- hangi bir sorun bulunmadı- ğını bildirdi. İki ülke arasın- da 4 yıl önce 20 milyon do- lar civannda olan ticaret hacminin 1994 yılında üç kat artarak yaklaşık 60 mil- yon doiara yükseldiğini kay- deden Cumhurbaşkanı, "Ekonomik ve tkari ilişkile- rimizi her iki ülkenin ve hal- kın >aranna daha da geliş- tirmek için ortak çaba gös- termemiz gerektiğini düşü- nüyorum" dedi. Demirel, Makedonya ile ilgili olarak da şunlan söy- ledi: "Makedonya Cumhu- riyeti'nin bağnnsızhğını ka- zanmasuıı i/Je\en dönemde, Türkh^-Makedoma Uişkile- ri sürekli ve istikrariı bir ge- lişme göstermiştir. Türkiye, Makedonya'yı ilk tanı>an v« Üsküp'te ilk büvükelçiJik açan ülke ohnuştur. Ziyare- tim sırasında ülkelerimiz arasuıda bir dostluk, iyi komşuluk ve işbirtigi antlaş- ması imzaJanması öngörül- mektedir. Tarihi nitelikteki bu anlaşmanın yanı sıra, ya- tınmlann karşılıklı korun- ması ve teşv iki anlaşması da imzalanacaktır. Zivaret ay- nca, bölgesel ve uluslararası konuları da ele ahnamıza imkân sağla>acaktır." Makedonya'nın istikran- nın esasen banş arayışı için- de olan tüm Balkanlar böl- gesini ilgilendirdiğini kay- deden Cumhurbaşkanı, "Ay- nca Makedonya'nın istikra- nnı muhafaza edebflmesi için gerek siyasi gerek eko- nomik dış destege ihtiyacı bulunduğu, bugün uluslara- rası toplum taranndan ka- bul edilen bir husustur" de- di. Sofuk savaş öncesinde, Balkan ülkelerinin dağılan Varşova Paktı, Bağlantısız- lar gibi bloklara bağlı olma- lan ve Amavutluk'un uygu- ladığı dünya ile ilişkileri ko- puk "tecrit" politikalan. Türkiye'nin Balkanlar'la iş- birliği olanaklannı sınırlı tutru. Bu nedenle Türkiye, ancak Balkanlar'ı atlayarak Avrupa'ya ulaşabildi. Ancak bloklann dağılma- sı ve 1990'lı yıllardan itiba- ren bu bölgedeki ülkelerin demokrasi ve serbestpiyasa ekonomisine geçmeleriyle birlikte Türkiye'nin Balkan- lar'da işbirliği potansiyeli arttı ve bölge Türk dış poli- tikasında önemli bir yer tut- maya başladı. Diplomatik kaynaklar "Türkiye'nin, ar- bk Balkanh olduğu ölçüde Avrupah, Balkanlar'da rol oynadığı sürece Avrupa'da etkili olabilecek hak geldiği- ne" dikkat çektiler. Demirel'in ilk duragı Ar- navutluk ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkiler gelişmiş durumda. Türkiye, bu ülke- nin yanı sıra Romanya, Bul- garistan ile dostluk ve işbir- liği anlaşmasi, yatınmlann teşviki gibi anlaşmalan da tamamladı. Demirerin Ma- kedonya'yı ziyareti sırasın- da yapacağı benzer anlaş- malar ile Türkiye, Balkan- lar'daki alt kuşak ülkeleri ile ilişkilerinin hukuki temelini de tamamlamış olacak. Arnavutluk, Doğu-Batı kara ulaşımında Karadeniz'i Adriyarik 'e bağlayacak Bal- kanlar'ın en uç noktasında yer alıyor. Amavutluk'un, komşusu Yunanistan'ın ya- nı sıra Makedonya. Sırbis- tan ve Karadağ'dan oluşan Yeni Yugoslavya Cumhuri- yeti ile de sorunlan bulunu- yor. Makedonya'daki genel nüfus içindeki oranı yüzde 23'ü bulan Amavutlann özerkliğe yakın ayncalık ta- lep etmelerine Arnavutluk da destek veriyor. Kosova, KKTC gibi Amavutluk'un Sırbistan ile sorunu ise Amavutlann yaşadığı Kosova'da odakla- nıyor. Sırbistan, Yugoslav- ya'nm dağılmasından önce özerk cumhuriyet olan Ko- sova'yı, eyaleti ilan etti. özerklik statüsü elinden alı- nan Kosova ise bağımsızlı- ğını ilan edince, yalnızca Arnavutluk taranndan ta- nındı. Kosova, bu yönüyle yalnızca Türkiye'nin tanıdı- ğı KKTC konumunda. Demirel her üç komşusu ile sorunlan bulunan ve ha- fıfe alınmayacak kadar güç- lü olarak nıtelendirilen Ar- navutluk'a, komşulanyla bir çatışma ortamına girmeme- si için itidal tavsiye etti. Demirel, Arnavutluk ge- zisinin ilk gününde Cum- hurbaşkanı Sali Berişa'nın onuruna verdiği yemekte, son Sırp saldırganlığına da ad vermeden dikkat çekti. Cumhurbaşkanı, Sırplann Srebrenica'yı ele geçirme- sinin ardından Balkanlar'da meydana gelen hukuk dışı davranışlardan ve banşı teh- dit eden çağdışı etnik ve sal- dırgan milliyetçilik kaynak- lı çatışmalardan duyulan en- dişeyi dile getirdi. Yunanistan'ın antik He- len adı ve sembollerini kul- landığı gerekçesiyle tanıma- yarak ticari ambargo uygu- ladığı Makedonya. Eski Yu- goslavya Makedonya Cum- huriyeti adı altında Birleş- miş Milletler üyeliğine ka- bul edildi. Aralannda 300 ABD askerinin de bulundu- ğu bir BM Banş Gücü, Bos- na'daki çatışmalann yayıla- rak tüm Balkanlar'ı etkisi altına almasını önlemek amacıyla Makedonya'da bu- lunuyor. Topraklannda yüzde 4'ü Türklerden oluşan 5 etnik grubun bulunduğu Make- donya'da geçen yıl yapılan seçimlerde, Türk Demokra- tik Partisi ile Demokratik Eylem Partisi-lslam Yo- lu'nun ortak aday gösterdik- leri Dr. Kenan Hasip, bu ül- ke parlamentosuna millet- vekili olarak seçildi. Türk azınlığından Güner tsmail de halen kabinede Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcü- lüğü görevini sürdürüyor. Demirel'e Amavutluk ve Makedonya gezisinde Dı- şişleri Bakanı Erdal lnönü. TBMM'yi temsilen millet- vekilleri Azimet Köylüoglu, Hasan Dikici, Cavit Erde- mir,AliRızaGönül ilebilim adamlan. meslek kuruluşla- n temsilcileri, işadamlan ve basın mensuplanndan olu- şan bir heyet eşlik ediyor. Cumhuriyet'te teras söyleşileri Haber Merkezi - Bir süre önce başlayan ve geniş ilgi gören 'Cumhuriyet Teras Söyleşile- ri' sürüyor. Bankacı. sendikacı ve belediye baş- kanlan ile başlayan sigortacılarla süren söyle- şilerin ana teması Cumhuriyet gazetesi ve gün- cel konulardan oluşuyor. Teras söyleşilerinin öğle yemeği konuklan arasında yer alan Istanbul Valisi Hayri Kozak- çıoğlu ile Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ülkernizin şu andaki durumunu değer- lendirdıler, Istanbul'un sorunlannı aktardılar. Gazetemizin yönetici ve yazarlan ile yemek yiyen Kozakçıoğlu ve Menzir. özellikle son ya- ğışlarla karşı karşıya kalınan sorunlann sistem- sizlikten meydana geldiğini vurguladılar. Nec- det Menzir aynca. emniyet teşkilatındakı son gelişmeleri, bilgisayar sistemini ve bisikletli polislerin halkın sorunlannı hemen çözmek açısmdan öneminı anlattı. Emniyet birimi için- deki bürokratik sorunlar ve eğitimle ilgili bil- giler verdi. Konuklar arasında yer alan tstanbul Defter- dan Alper Kuş, Sangazi Belediye Başkanı Fikret Şahin ve Sultançiftliği Belediye Başka- nı Sırn Çevik de önümüzdeki günlerde yap- mak istedikleri projelerden söz ettiler. Söyle- şiler önümüzdeki günlerde de sürecek. Köye döniiş asker îzniyleBaştarafi 1. Sayfada Batman, Bingöl. Bitlis, Di- yarbakır. Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, Kahramanmaraş, Kars, Mardin, Muş. Siirt, Şanlıur- fa, Sıvas, Tunceli ve Van va- lileri ile geniş kapsamh bir toplantı yapacak. Valiler- den, illerindeki durumu de- ğerlendirmelerinin istenece- ği toplantıda, yapılacak ya- tınmJar ve hangi köylere ye- niden dönüşün sağlanacağı ele alınacak. Insan haklanndan sonım- lu Devlet Bakanı Algan Ha- caloğlu, Cumhuriyet'in so- rulannı yanıtlarken bütün köylere dönüşün sağlanma- sının bu aşamada zor oldu- ğunu belirterek Genelkur- may Başkanlığı'ndan, 'han- gi köylerin güvenli olduğu' konusunda bilgi istendiğini ve toplantıdan önce bu bil- gilerin gelmesini bekledik- lerini bildirdi. Hacaloğlu, cumartesi gü- nü yapılacak toplantı önce- sinde hafta başında Çetin'le bir toplantı yapıldığını ve projenın aynntılannın tartı- şıldığını söyledi. Hacaloğlu, bölgeye yöne- lik iyileştirme çalışmalan- nın, 'Güneydoğu Onanm Projesi' adı altında ele alın- dığını belirterek bu kapsam- da ilk olarak 'köylere güven- li dönüş' ve 'acil destek" pro- jelerinin yaşama geçirilece- ğini bildirdi. Hacaloğlu, hayvancılık ve dokumacılı- ğın özendirilerek köye dö- nüşün sağlanması için top- lam 1.3 trilyon liralık kay- nak aynlacağını söyledi. Hacaloğlu'nun verdiği bil- giye göre, hükümet, bölge- de yeni yatınm projelerini öngören acil destek projesi için ek bütçeyle toplam 3 trilyon 650 milyar liralık kaynak ayıracak. Bu kaynak; yol, içmesu- yu, elektrik, eğitim hizmet- leri ve konut yapımı için il Bitlis Bingöl Hakkâri Kars Mardin Muş Şırnak Siirt Tunceli Van Batman Toplam 11 Köy sayısı 46 91 39 27 • 146 62 66 84 45 28 27 661 1994 Ağustos resmi liste. Nüfus (Bosartmadan önce) 11365 23637 11755 14845 26108 9136 16676 20229 1449 3624 8189 147.013 Insan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanlığı kullanılacak. Proje kapsa- mında aynca Şırnak, Bin- göl, Diyarbakır, Hakkâri ve Van'da kısa sürede tamam- lanmak üzere 2 bin konut yapılması. belediyelere Toplu Konut Fonu'ndan 130 milyar liralık kredi verilme- si de planlanıyor. Hükümet, köylere güven- li dönüş projesini başlatma- ya hazırlanırken boşaltılan köyler ve göç eden yurttaş- lann sayısı konusunda açık- lanan resmi rakamlarda çe- lişki ortaya çıktı. Insan haklanndan sorum- lu Devlet Bakanlığfnın il valilerinden aldığı rakamla- ra göre, bugüne değin, top- lam 972 köy ve 1222 mezra boşaltılırken 229 bin yurttaş da göç etmek zorunda kaldı. Ancak bu rakamlarla, Ola- ğanüstü Hal Bölge Valiliği ve Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın rakamlan birbirini tutmadı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, dün, 1984 yılından bu yana bo- şaltılan köy sayısını 988, mezra sayısını 1675 olarak açıklarken 311 bin 229 kişi- nin de göç etmek zorunda kaldıgını bildirdi. Genelkur- may Başkanlığı ise önceki hafta gazetecilere verdiği brifingde, 477'si tamamen, 129'u kısmen toplam 606 köy ve 1408 mezranın bo- şaltıldığını açıkladı. Genelkurmay'a göre, bu köy ve mezralardan yalnız- ca 66'sı terör nedeniyle bo- şaltıldı. Göç yollan tuttu Resmi verilerçerçevesin- de sadece köylerinden göç eden yurttaşlann 300 bin dolayında olduğu açıklanır- ken Insan Haklan Vakfı kay- naklanna göre, köylerle bir- likte, ilçe, hatta yaşadıklan i1leri terk etmek zorunda ka- lan yurttaşlann sayısı 2 mil- yonu buluyor. Devlet Bakanlığı verileri- ne göre, köylerini terk et- mek zorunda kalan yurttaş- lar, büyük kent merkezleri- ni yerleşim merkezi olarak tercih ettiler. Yaşadıklan merkezlerden göç etmek zorunda kalan yurttaşlann, ekonomik zor- luklar ve konut yetersizliğı nedeniyle yeni gecekondu alanlan oluşturduklanna dikkat çekildi. Insan haklanndan sorum- lu Devlet Bakanlığı verileri- ne göre, göç eden yurttaşlar. yeni yerleşim için bölgede ağırlıklı olarak Van, Diyar- bakır, Batman ve Sürt'i, böl- ge dışında da Adana, Mer- sin, Istanbul, Izmir ve Iz- mit'i tercih ettiler. OLAYLARIN ARDEVDAKİ GERÇEK I Baştarafi 1. Sayfada ni'nde başlayan çatışma- lar, Balkanlar'da insanlığı utandıracak bir kanlı kırı- ma dönüşmekle kalmadı, bölgeyi bir barut fıçısına çevirdi. Bu kanlı olaya karşı ça- resiz ve yetersiz kalan Is- lam coğrafyasında ise tüm toplumlar Batı'ya karşı düşmanlığın tohumlannı iç siyasette kullanmak iste- yen şeriatçıların etkisine açıldı. Bosna-Hersek'te olanlar, bütün dünyada köktendincilerin değirme- nine su taşıyor. Adaletsiz bir dünyada gücü, gücü yetene yasası işliyor; cangılda vahşetin kuralları geçeriidin altta kalanın canı çıkmaktadır. Türkiye'yi de bu tür bir cehennemin içine çekmek isteyenler, etnik aynmlann arklanna düşmanlığın to- humlannı ekmek istiyorlar. 21 'inci yüzyıla 5 kala, in- sanlığın içinde debelendi- ği çukurdan kurtulması gerekmektedir. Bugün gelinen noktada yalnız doğa yok edilmiyor; insanlık da kirlenmektedir. Bu gidişe karşı ulusal sınır- lan aşan bir uyanış ve bi- linçlenme çağı bugün başlatılamazsa yann çok geç olacaktır. ••• TGS:AA kambur değüdir ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Yönetim Kurulu, Anadolu Ajansı'ndaki işten çıkarmalar nedeniyle Ankara'da yaptığı toplantıda, AA'nın 'devlerin sırtında bir kambur gibi gösterilmesini' kınadı. Sendika açıklamasında, ajans çalışanlannın kadrolannın, kunılması gündemde olan Anadolu Radyo ve Görüntülü Haber Anonim Şirketi'ne aktanlması girişimi eleştirildi. TGS Yönetim Kurulu'nun dün yaptığı açıklamada, "AA'yı devletten yardım almadan, 'kendi yağıyla kavrulan'bir kurum haline getirme düşüncesinden önce. anayasadaki özerk statüsüne ka>ıışturulınası konusunda gerekli adımlann atıiması için çaba harcanmalıdır" denıldi. 7 ajans çalışanının işe iadeleri yolunda herhangi bir somut adım atılmadığına dikkat çekılen açıklamada, ajans gelirlerini arttırma yöntemlerini bilmemeyi mazeret olarak gösteren ajans yöneticileri eleştirilerek şu görüşlere yerverildi: "Daha etldn ve >"ayguı hizmet ve üretimin gerçekleştirilebilmesinde, mevcut personel sayısı bile azdır. Bu nedenle, iş hacminde ve üretimde arüş görünmediği halde, personel sayısında astronomik artışlar olduğunu söylemek; mevcut imkânlan iyi şekilde değerlendirememek ve ajans personelinin veteneklerini tanımayacak kadar kurumla ve çalışanlaria yabanalasmış ohnaktan kaynaklanmaktadır.'' Yönetim kunılunda aynca, ajans çalışanlannın kadrolannın. ajansın kurmayı planladığı Anadolu Radyo ve Görüntülü Haber Anonim Şirketi'ne aktanlmasmın 'TGS üyelerinin haklanmn gaspı anlamına geldiği" vurgulanarak "Kadrolan bu yeni şirkete aktanlmak istenen üyelerimizin, buraya gitmeleri haiinde, Anadolu Ajansı ile bir ilişkileri kaJmayacakür. Bu uygulama. bazı gazetelerde de daha önce hayata geçirilmiş, istifa ederek veya tazminatını alarak şirket değişrirmiş olan arkadaşlanmız kısa bir süre sonra işsiz kalmışlardır. Ajansta çalışan üyelerimizin, muhtemel böyle bir duruma düşmemeleri için sendik°mızın bilgisi dışında hareket etmemeleri, kendi yararianna otacakür" denildi. Sendika hukukçulannın, şirketin ana sözleşme taslağını inceledikleri belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle