Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO
îstanbul Caz Festivali kapsamında bu akşam Aydm Esen çalıyor \ ,
Aydm Esen ile günün sesini yakalamak
EVİN tLYASOCLL DÜŞÜTVCEYE SAYGI
"Benim müziğim bugünün müziğL Caz
da değfl, hafif müzik de değü. Main
.StTeam diyebiliriz. Belki 150yıI sonra
bu yaptıgımız mü/jgin duyulmamış
notalan aydınlanacak. Bence 20.
yüzyüın müziği daha vapılmadt
HerhaJde 21. yüzyılda insanlar bu çağı
araşünp >eni sonoriteler duvacaklar,
yeni tınilar bulacaklar. Ben bugünün
müziğini yazmaya çakşryorum.
Mozart da şimdilerde vaşamış olsaydı
çaresiz o da bugünün müziğini
yapacaktı. En önemli şeyi en karmaşık
teknikle anlatacaktT dıyordu
Aydm Esen 1992'deki söyleşimizde.
Mstanbul'da doğan Aydm Esen (1962),
"Îstanbul Belediye Konservatuvan.
Norveç Devlet Müzik Akademisi,
îngiltere Kraliyet Müzik Akademisi,
•'•Berklee Müzik Kolejı, Julliard Müzik
Ökulu gibi kuruluşlarda eğitim
-görmüş; New England
'Konservatuvan'nda kompozisyondan
r-B.A. ve Maste dereceleri almış.
- 1987'de New York'ta yayımlanan
<" Downbeat dergısi tarafından "Yılın
Sanatçtsı" seçilmiş. Yapıtlan New York
1
Filarmoni'nin dağarcığında ver alıyor.
Kendi yapıtlanndan oluşan altıncı
-plağı Anadolu ıle Columbia sanatçısı
^olmuş. OyaSünder'in öğrencisi olarak
, klasik müzik dünyasıyla işe başlamış
Aydm Esen. Klasik piyanonun temel
dağarcığını öğrendikten sonra tüm
• klasik tarihi dinleyerek kendinı
eğitmiş.
-Bu birikimin üstüne caz dünyasının
- klasiklerini işlemiş. Belki de bugün
kendine özgü başansının sırn bu
v sağlam temellere oturttuğu yeni
sentezde yatıyor. "Ben klasik müzik
- bestecilerinden yola çıktım. Yüzyıllann
. birikiminden.Monteverdi'den
Debussy'ye hepsini dinledim. Her
. müziği dinliyorum. Dünden ve
, buünden müzikle doluyum. Bugün
Mozart gibi, Bach gibi yazmak artık
teknik bir sorun. Klasik kalıpta
yazan bir müzisyenin tekniği güçlü,
ama doğaçlaması sınırlıdır. Ben
doğaçlamayı klasik kalıplar içinde
kâğıda döküyorum."
New York-lstanbul arasında birdüzen
yürüten Aydın Esen, bugüne dek
" dünyanın en ünlü caz ustalanyla aynı
gruplarda çalmış. Avrupa ve
Amerika'nın belli başlı caz
festıvallerinde ününü duyurmuş. Bu
topluluklarla kayda aldığı nice CD'de
sesi var. 20. yüzyıl insanının yaşaminı
dünyanın çeşitli köşelerinde
gözlemlemiş: "Arük insanlann uzun
şeylerle uğraşmaya vakti yok. Müzik,
yaşadığımı/ hayatla birleşti. Hayatın
çirkinliği, güzelliği, pisliği. sanaüyla
müzik iç içc..."
Aydm Esen"ın bir başka yönü de
egitmenlıği. Uzun yıllardır armoni,
kompozisyon ve klavyeli çalgılar
üstüne master kurslan veriyor.
"Cençlerie birlikte olmak çok keyifli.
Biz yirmi yıl öncenin okullanndan
geliyoruz. Şündi dünyamıza elektronik
sesler, synthesizerlar eklendi. Bütün
hüner, gcleneksel tınıyla elektronik
ortanu birleştirebtlmekte. Dogada var
olanla var olmavam bir araya
getirmekter
Aydın Esen, bugüne dek yerleşmiş tını
kavramını irdelemek ve ustalıklı
piyanistliğin dennıne inerek yeni sesler
yakalamak peşınde Seçmecilık
yoluyla değişık müzik türlerini
yoğurmakta; caz ile klasığın birleştiğı.
akustik çalgılarla elektronığin
kaynaştığı birtür; doğaçlamayı, klasik
kalıplar içinde notaya döktüğü bir
yöntem geliştirmekte. Gıderek Aydın
için tüm doğal sesler kendi duyuşuna
göre programlanıyor ve bestecinin
beyninde artık akustik-elektronik
aynmı söz konusu olmaktan çıkıyor.
Yapıtlanna, bestelediği ortamlar içinde
kısıtlandırmak yerine değişik
ortamlarda çalınabilme özgürlüğü
tanıyor. Zaman İçinde Müzik başlıklı
kitabımın Türkler bölümündeki son
bestecisini Aydın Esen olarak
seçmiştim. Aydın 'ın klasikle günü
birleştirmesini yeni güne bir ışık olarak
düşündüğümden O da kıtaba eşlik
eden CD'lerde yer almak üzere bu
proje ıçin Equals II adlı yapıtı
bestelemiş. synthesizerda çalıp
kaydetmişti. Ve de şu açıklamayı
eklemişti: "Equals asiında büyük bir
orkestra yaprtıdır."
Esen 'in
başlıca
yapıtlan:
Orkestra: Pıano Concerto (1976); DE-
DE (senfoni) (1979-80); Deep-Kontrbas,
Piyano ve Orkestra (1980): Turn-Pıyano.
Fagot ve Büyük Yaylı Çalgılar Toplulu-
gu (1984-85); Ince Memed-Bale Süiti
(1980-82): Changes( 1987,90); Konçer-
to I (1985-86); Konçerto II (1986-87):
Dream Dance (1987); Mystıcal Tundra
(1983); Nefes-Klarinet, Çello ve Orkest-
ra (1989-1990); Stıck (1993); Equals 1
(1993); Equals ü (1994); Iz-Film Müzi-
ği (1993-94).
Oda Müziği: Quite-Yaylı Çalgılar Üç-
lüsü (1988: Naked City-Oda Topluluğu
(1984); Clovvns-Küçük Orkestra ıçın 6
parça (1984-85); Temas-Trompet, Trom-
bon, vurmalılar ve te>p (1978): Bospho-
rus-Pıyano. KJarinet. Vıyola (1976-77);
Keman ve Yaylı Çalgılar Topluluğu için
5 parça (1985); Yaylı Çalgılar Dörtlûsü
(1986); Crystalline-Çello, Obua ve Pi-
yano (1991); Dusk-Trompet ve teyp
(1994); Knıdos-Küçük Oda Orkestrası
için parçalar( 1994);
Piyano: Tünel (1990-92); Etüdler
(1975); Space(1975);2Etüd (1990-91);
Opus-Focus (1992): Sonat (1987-88); 6
Piyano Prelüdü (1972-74); Sonata
(1990); Twist-pıyano solo ıçın konçerto
(1993-94); tkı Piyano Içın Parçalar
(1992-94).
Elektronik: Teyp ıçın etüdler (1985-
86): Pocoapoco(1973): Signals(1993);
Muhabbet (1982); Alpha 62 (1984); Ta-
os(1992).
Koro: Su-tkı büyük koro ıçın (1987);
Bond-Kanşık koro için (1993).
Modern Jazz(Main Stream) Funk-fb-
sion: The Roll of Time I. II, III (1991-
1992): Fınger Wave (1986-87); Panıc
(1983-84); Head Games (1986); Love's
Hunts (1990-92); Speak Without Words
(1987); Poco a poco II (1985); Paintings
(1985); Love has no Eyes (1986); So
Many Lifetımes (1987-88); Anadolu
(1990-92).
Yapıt listesmin kaynağı: Zaman tçin-
de Müzik- Ev in llyasoğlu, Yapı Kredi Ya-
yınlan. 1995 ikınci basım.
Müzîğin gizli kahramanları CD'lerde
Öncekı haftayı aktif bir müzik dinle-
yicisi olarak değil de pasif bir dinleyici
olarak geçirince Îstanbul Müzik Festi-
vali'nin Genç Solıstlerdizisinı de kaçır-
mış oldum. Özellikle piyanist Elif
Önal'ı, bas Zafer Erdaş'ı. kemancı Öz-
can Liucan'ı ve arpçi Yonca Ozkan' ı din-
lemek istiyordum. Umanm mevsim için-
de. kendilerine özgü birer resitalde on-
lan ve diğerlerinı tekrar yakalama firsa-
tı buluram.
Pasif dinleyici nasıl olurdiyeceksinız:
Konsere gidip canlı mûziğe tanık olmak-
sızın. son günlerde elime geçen birgrup
CD'yi bir tatil ortamında dinleyerek!
Bunlann başında epeydir merakJa bek-
lediğim Betin Güneş'ın tzmir başlıklı
kompakt diski var.Bestecinin yönetimin-
de ve tromboncu Thomas Horch'un so-
listliğinde fzmır Devlet Senfoni Orkest-
rası'nın bir konser kaydı.
Betin Güneş, Almanya'da üç orkestra-
ya bırden yön veren enerjik. çalışkan bir
sanatçımız. Hem orkesrralanna durma-
dan yeni dağarcık kazandınyor hem de
çeşıtlı kuruluşlar kendisine beste ısmar-
lıyorlar. Aynca Türk bestecilerine de
çağnda bulunuyor.
Betin Güneş'in Trombon
Konçertosu
Bestecinin Trombon Konçertosu
Londra Senfoni Orkestrası tarafından ıs-
marlanmış. Trombon için yazılmış bir
konçertoya her zaman rastlayamazsınız.
Betin Güneş'in konçertosu, tromboncu-
nun hünerini göstermek için yazılmış.
Baştan sona trombonun tınısına özgü ka-
ranlık renklerle öriilü. Ancak flüt, ksilo-
fon, arp ya da tız seslerdeki kemanlarla
karanlık dokunun gizemi yer yer ışılda-
nıyor, zaman zaman vurma çalgılann de-
rinliğinde daha da yoğunlaşıyor. Satır
aralannda soyutlanmış Türk folklorunu
okuduğunuz, çağdaş yöntemlerle bezen-
mişbırçalışma.
Audıta fırması tarafından basılan
CD'nin içinde yer alan diğer yapıt ise
Brezılyalı çağdaş bestecı VUla Lobos'un
Bachianas Brasileiras dizısinden 7 nu-
maralısı. Süresi toplam 45 dakikalık bu
CD'ye bir başka yapıt daha sığabilirdi.
Örneğin Usmanbaş'ın 3. senfonisinden
bölümler. bütünlük açısından çok yakı-
şırdı. (Bildiğımız kadanyla bir CD 74
dakikaya kadar müzik alabiliyor.)
Kaydın ses dengesinde bazı bölümler
düşük tutulmuş,. bazen de solo ıle çalgı
topluluğu ayn düzlemlerde tınlıyor. Bun-
lann dışında zevkle dinlenen. titizlikle
icra edılmiş müzikler. Betin Güneş'in
CD yapımı konusundaki atıhmını kutlu-
yoruz.
Son günlerde elime geçen Pierre Ve-
rany Fırmasının yayımladığı bir grup
CD'yi de bu arada dinleme fırsatı bul-
Haftanın Portresi: Kronos Kuvartet
Kronos, Eski Yunan
mıtolojisinde Zens'un babası.
Dokuz çocuğunu da doğar doğmaz
yutmasıyla ünlü. Böylece bu
sözcük zaman ile özleşmiş. Zaman
da yutar ya her şeyi! Kronoloji,
kronikleşme gibi sözcüklerin
temeli olmuş. Kronos Kuvarteti de
zamana karşı yanşıyor.
KJasikleşmiş kalıplann sağlam
temeline dayanan bugünün
müziğini sunuyor. Zaman içinde
gelmiş geçmiş hemen her tür
müziğin hakkmı veriyor. eklektik
bir çalışma ile yeni bir boyuta
ulaşıyor. 1994NisanrndaCemal
Reşid Rey Konser Salonu'nda
verdikleri konser uzun süre
konuşulmuştu. Özellikle her bir
yorumcunun çalgısının uzmanı
oluşu, çaldıklan parçalarda ışık
oyunlanyla dramatik etkinlik
yaratmalan; her çalgınm
geleneksel yapısında yeni tmılar
arayışlan Kronos Kuvarteti'nin
özellikleri. Aynca hiç tanınmamış
gencecik bir besteci, günün çok
ünlüsü ile yan yana yer alabiliyor
konserlerinde. 1973 yılında
kurulan dörtlü, 1989 yılında "En
1yi Çağdaş Komposizyon" dalında
Grammy ödülü almış. Oda müziği
dalında 1993 Müzik Oscan'nı
kazanmış. Ve 1992'de ortaya çıkan
"Pieces of Africa" başlıklı'CD'leri
satış rekorlan kırmış, hatta
Metallica'yı geçmiş. Müzik
dallannı birleştiren Kronos
Kuvarteti, Amerika'dan Afrika'ya,
klasikten bugüne her müziğe açık
bir topluluk.
Yann akşam (13/7) Aya Irini'de
Îstanbul Caz Festivali çercevesinde
dinleyebilirsiniz Kronos'u.
dum Klasik müzik yorumculan ve ya-
yıncılan son yıllarda müzik tarihinin
unufulmuş, ünlenmemış isimlerini orta-
ya çıkarmaya başladılar. Besteci kadar
eski çalgılan zamanının ortamı içinde
duyurmaya da özen göstenyorlar. Nice
arka planda kalmış besteci ve çalgı, bü-
yük dönemleri doğuran. yeni tını arayı-
şındaki gizli kahramanlardır. Örneğin
Concerto Rococo başlığı altındaki Jo-
hann Schobert (1720 - 1767)'in kuvar-
tetlerinden oluşan CD bu konuya çok gü-
zel bırörnek Beetnoven'in çagdaşı olan
Schobert (Schubert değil). klasik döne-
mı hazırlayan zarif rokoko üslubunu kul-
lanıyor. CD'de derlenen yapıtlann ılginç
yönü de ikı keman ve bir kontrbasın eş-
lığinde her bir yapırın birer klavsen kon-
çertosu oluşu. Schobert'in müzik tari-
hindekı en önemli yeri de Mozart'ın ilk
dönem klavsen/piyano yapıtlannı etkile-
mesi.
Özellikle herbirkuvartetin mınüetbö-
lümünde barok zarafetinin klasızm net-
liği ıle bırleştiğini duyuyorsunuz. Yine
müzik tarihinin gizli kahramanlanndan
Prag'da yaşamış barok bestecilerden bir
demet: C. Stamhz,J. Zach ve J. MysKve-
cekgibi herbiri Mozart'ı yönlendirmiş
isimler. Özellikle Stamitz'in Mannheim
okulunu kurarak zamanın en güçlü or-
kestrasını oluşturması, klasik döneme
hazırlanan Avrupa'nm tüm müzik çevre-
lerinde hayranlık uyandırmıştı. Praglı
barok bestecileri Milan VjTner yöneti-
mindeki Muski de Praga topluluğu ses-
lendinniş.
Vivaldi'nin fagot demeti
Bir başka CD, Romantik Alto başhğı-
nı taşıyor. Bu kez alto veya viyola adlı
çalgı için romantik dönemde yazılmış
yapıtlardan bir demet buluyorunuz.
Schumann, Glazunov. Chausson, VTeus-
temps, Weber ve Faure gibi romantikle-
ıin en romantiği olarak bilinen besteci-
ler viyolanın tok tmısını, ağlayan, nazla-
nan sesini romantik duygulann anlatı-
mına yakıştırmışlar. Viyolacı Laurent
Verney'e piyanist Oaire Marie le Guay
eşlik ediyor bu CD'de.
Bir başka ilginç CD de Vivaldf nin fa-
got demeti. Bu ünlü barok bestecisinin
pek çok konçertosunu yetimhane kız-
İannın yeteneklerine göre bestelediğini
biliriz.
Böylelikle değişik çalgı birleşimlerin-
de tmı deneyleri yapmış olduğu da bir
gerçek. Fagotu solo çalgı olarak kullanan
ilk besteci Antonio Vivaldi'dir. Ve bu çal-
gı için tam 40 konçerto bestelemiştir. Bu
konçertolardan altısı. Philippe Courvet
yönetimindeki Academie Sainte Cacile
topluluğu eşliğinde ve fagotçu Claude
Wassmer'in solistlığınde seslendinlmiş.
Opera bestecisi olarak bildığımiz Ros-
sini'nin uvertürleri dışında bazı oda
müziği yapıtlan da vardır. En unlüleri de
yaylı çalgılar sonatlandır. Rossini'nin
dört kuvarteti yine aynı CD dizileri için-
de bir araya getirilmiş. Her bir kayıt pınl
pınl olma özelliğıni taşıyor. Müzik tari-
hinin sıradışı kahramanlanna ilgi
duyuyorsanız Pierre Verany dizilerini iz-
leyebilirsiniz.
MEMET FLAT
Virginia VVoolf
Önde gelen iki yayınevimız, aşağı yukan aynı gün-
lerde, ünlü Ingiliz yazan Virginia VVoolf'un yaşamıy-
la ilgili birer kitap yayımladılar.
Remzi Krtabevı'nin o cana yakın çilek dızisinde yer
alan 120 sayfalık yapıtın adı Kendine Ait Bir Kadın.
John Lehmann yazmış. İpek Erkaya çevırmiş.
Sonuna on bir fotoğraf. bir de kronoloji tablosu ek-
li olan kitap, sanatçının yaşamını, coşkuları, bunalım-
lan, aykırılıklanyla. canlı, sevecen bir anlatımla veri-
yor.
John Lehmann bir şair, Virginia VVoolf ile kocasının
hem yakın dostu, hem de Hogart Press'te bir süre
onlarla birlikte çalışmış.
Bir çırpıda okunan bu anılara dayalı yaşamöykü-
sünün adı da sanatçının Kendine Ait Bir Oda adlı ya-
prtından esinlenerek konmuş.
Mina Urgan'ın Virginia VVoolf'u ıse 212 sayfalık
daha kapsamlı bir inceleme. İçinde yıımi dokuz fo-
toğraf var. Sanatçının yaşamı, kişilıği, sanatı, kitap-
lan, her şey ayrıntılara inilerek incelenmiş.
İlk sekiz bölüm şöyle:
1. Virginia VVolf'un Ailesi, Çocukluğu ve Gençlik
Yıllan,
2. Evliliği,
3. Cinsel Sorunlan,
4. Kişiliği ve Akıl Hastalığı,
5. Ölümü,
6. Feminizmi,
7. Eleştirmenliği,
8. Roman Türünde Yapmak Istedığı Değişim.
Sonraki on bölümde ise teker teker kitaplan ele alı-
nıyor.
Eleştirmen işi, yetkin bir çalışma...
Ama incelemecinın bir profesör olması, bizim ya-
zın dünyamızda, nedense "eleştirmen" diye anılma-
sınj engeller.
Üniversitelerimizden gelen çalışmalar için "ortala-
ma akademik yaklaşım" kuşkusunu hep taşırız: "Bir-
çok eleştirmenin görüşlenni ait alta sıralamış, ama
kendisi özgün bir söz edememiş..."
Daha kitabı elımize almadan kafamızda hazırdır bu
yargı. Profesöriere karşı önyargılıyız. Ama yalnız Türk-
lere... Hayran olduğumuz yabancı eleştirmenlerin bü-
yük çoğunluğunun ülkelerinde üniversıte öğretmen-
leri olduklannı düşünmeyiz bile...
Mina Urgan'ın Virginia VVoolf'una bakıyorum bu
gözle: Yeri geldikçe başka eleştirmenlerin görüşleri
de sergilenmiş. Ama eleştirel bir yaklaşımla, doğru
görünene doğru, yanlış görünene yanlış denerek.
Gerektiğinde özgün değerlendirmeler yapılmış, yar-
gılar verilmiş, çok ünlü eleştirmenlerin görüşlerine
karşı çıkılmış.
Orhan Burian, Sabahattin Eyuboğlu, Nermi Uy-
gur, Berna Moran, Tahsin Yücel, Akşit Göktürk,
Gürhan Tümer, Füsun Akatlı, Mehmet Rrfat, Gür-
sel Aytaç... Daha sayılabilır... Üniversitelerimiz, ya-
zınımıza yıllardır denemeciler. inceiemeciler, seçkin
eleştiri adamlan kazandırdı. kazandınyor, amabirtür-
lü kurtulamıyoruz bu önyargıdan.
Ülkemizdeki eleştırinin düzeyini düşük görenlerin
özledikleri asiında bihmsel eleştiridir, başka bir söy-
leyışle, akademik çalışmalardır. Bunlar da doğallıkla
üniversite kitaplıklarında çalışma olanağı bulanlar-
dan, görevleri okumak, incelemek, araştırmak, yaz-
mak olan yüksek öğretmenlerden geiecek.
Şöyle sorular soruluyor:
Eleştiride dünya kültürüne, yazınına nasıl açılınır?
Düşüncede evrensellik nasıl yakalanır?
Türk eleştirmenlerınin Batıh sanatçılar üzerinde ça-
lışmalannın bu konuda yararlı olacağını söyleyenler
var.
Ama onlara özgün bir yaklaşım diye hiçbir şeyi ka-
bul ettiremeyeceğimizı biliyorum.
Çünkü çok yükseklerdeler... Batı'nın en ünlü eleş-
tirmenlerinin çevresinde yaşıyorlar...
Mina Urgan'ın Virginia VVoolf'unun yayımlandığı şu
günlerde Türk eleştınsinde Batı yazın dünyasının bü-
yük ustalanyla ilgili özgün incelemeler bulunmadığın-
dan söz etmek kanımca yalnız talihsizlık değil, biraz
da dikkatsizlik oldu.
John Lehmann'ın 'Kendine Ait Bir Kadın'ı değerli
bulunup Türkçeye çevriliyor. Herhalde başka dillere
de çevrilmiştir, ya da çevrilecektir.
Bir Ingiliz eleştirmen. bir Ingiliz yazarını anlatıyor,
biz dilimize çevirip okuyoruz.
Bir Türk eleştirmen. bir Ingiliz yazarını anlatıyor...
Mina Urgan'ın çok daha kapsamlı Virginia Wo-
olf'unu Ingilizler Ingihzceye çevirirlermi dersiniz?
Çeviririerse, Virginia VVoolf için bugüne kadar ya-
pılan en iyi incelemelerden birini bir Türk eleştirme-
ninin yaptığı görülecektir.
Yazın çevrelerimizde Prof. Dr. Berna Moran'a yıl-
larca bir türlü eleştirmen denememişti.
Bakalım bu çalışmasından sonra Prof. Dr. Mina Ur-
gan'dan da eleştirmen diye soz etmemi yadırgayan-
larçıkacak mı?..
Buster Keaton'ın yüzüncü yılı
Külhîr Servisi- Amerikan Sıneması'nın dünyaya
hediye ettiği, "yüzü hiç gülmeyen"' komedyen, Charlie
Chaplin'le birlikte sessiz sinema çağına damgasını
vuran. yedincı sanatla yaşıt Buster Keaton 1 OO.doğum
yılında, sinemanın 100.yıl kutlamalan ile birlikte,
Pans'teki bir sinemada düzenlenen retrospektif bir
progTamla anılıyor. 6 uzun, 4 kısa metraj filmden
oluşan bu Buster Keaton toplu gösterisi Fransız
sinema severlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Özellikle
"Kameraman" toplu gösterinin yıldız filmiydi.
Claes, Atina'da Senfoni
Orkestrası yönetecek
ATtNA(AA) - NATO Genel Sekreten Willy Claes,
Atina Festivah'nde orkestra şeflıği yapacak.
Yunanistan'da düzenlenen Atina Festivali
Organizasyon Komitesi. Dışişlen Bakanı Karolos
Papulyas aracılığıyla, Atina'da bir konser verecek olan
Berlin Gençler Senfoni Orkestrasf nı yönetmesi için,
Claes'i Atina'ya davet ettiğini açıkladı. Bu daveti
kabul eden Claes, 28 Temmuz'da Atina'daki antik
lrodion Tiyatrosu'nda verilecek olan ve Brahms'ın 4.
Senfonisi'nin de çalınacağı konserde, Berlin Gençler
Senfoni Orkestrası'nın şefliğmi yapacak.
Tarantino'nun yıldızı parlıyor
Kültür Servisi- Geçen yıl, Cannes Fılm Festivali'nde
Altın Palmiye'yi kazanan, bu mevsim bizde yoğun
ilgiyle karşılanan "Pulp Fıction" - (Ucuz Roman)'ın
yapımcısı Miramax şirketi. filmin umulanı aşan,
parlak gişe sonuçlannı açıkladı. ABD'dekı 100 milyon
dolardan fazla hasılata, dünya vizyonundan gelen yine
100 milyon dolardan fazla para eklenince "Pulp
Fiction"ın şimdilik toplam hasılatı 206 milyon dolara
erişti. Bundan böyle görünen o kı, yönetmen Quentın
Tarantino'nun sırtı yere gclmeyecek