01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER Burmah muhaliften udaşma çağrısı • RANGON(AA)- Bunna muhalefet lideri Aung San Suu Kyi, 6 yıllık ev hapsinden önceld gûn serbest bırakıldıktan sonra dûn ilk kez kamuoyu önüne çıkarak uzlaşma ve diyalog çağnsı yaptı. Suu Kyi, Rangon'daki evinde kalabalık bır gazeteci topluluğuna yaptığı açıklamada, Burma'nın diyalog ya da mutlak yıkım seçeneği ile karşı karşıya olduğunu söyledi. 20 Temmuz 1989'da hükümete karşı ayaklanma kışkırtıcılığı yapmakla suçlanarak ev hapsine mahkum edilen Suu Kyi ve Burma askeri cuntası, geçen yû eylül ayında Fngiltere'de yaşayan Budist rahıp Revata Dhamma aracılığıyla görüşmelere başlamışlardı. Clmton'öan hastaanneye çorba • VVASHINGTON (AA) - ABD Başkanı Bill Clinton, Yardımcısı AI Gore'un hastanede yatmakta olan annesine zencefîl kökü ve havuç ile hazırlannuş çorba götürdü. Bir konferansa katılmak üzere Tennesee'ye gıden Clinton, Nashvılle'e iner inmez progTamını değiştirerek doğruca geçen hafta beyin ameliyatı geçiren 82 yaşındaki Pauline Gore'un kalmakta olduğu hastaneye gıtti. Geçmiş olsun dıleklerini ileten Başkan Clinton, Beyaz Saray'da özel olarak hazırlattığı, zencefîl kökû ve havuçtan yapılmış bir termos çorbayı da Bayan Gore'a verdi. Irakh muhaliflepe yurtdışı yasağı • TAHRAN(AA)- Irak'ta, 1000 dolaymda muhalifın ülke dışına çıkışı yasaklandı. IRNA Ajansı'nın, yönetim aleyhtan yayın yapan Irak Haİkınm Sesi Radyosu'na dayanarak vcrdiğı habere göre milli emniyet teşkilatı tarafından ülke dışına çıkışı yasaklanan muhalifler arasında aydınlar, eski politikacılar, emekli asker ve sivil bürokratlar ile bazı kamu şirketlerinin genel müdûrleri de bulunuyor. Ispafl-FKÖ anlaşması KAHİRE (AJL) - Israil ile FKÖ arasında, Batı Şena'dakı sivil iktidann bazı alanlarda Filistinlılere devri konusımda ilke anlaşmasına vanldıgı bildirildi. Mısır'ın başkenti Kahire'de dün akşam yapılan görüşmelere katılan FKÖHeyeti Başkanı Cemil Tarifi yaptığı açıklamada, sekiz alanda ilke anlaşmasına vardıklannı belırtti. Tarifi, "Sekiz alanda iktidann devri konusunda formül ûzennde anlaştık. " diye konuştu ve bu alanlannj "ıstatistikler, gaz ve petrol, endüstri ve ticaret, posta hizmetleri, tanm, belediye işleri, çalışma hayatı ile sigorta" oldugunu belirtti. tsrail Heyetı Başkanı General Oren Shahor ise, daha ihtiyatlı davranarak, "Bir anlaşmaya çok yakınız. Tamamen bitirdik sadece detaylar kaldı" dedi. Rusya Devlet Başkanı kalbinden ani bir rahatsızlık geçirerek dün sabah hastaneye kaldınldı Yeltsin'in kalbi dünyayı korkuttu • Doktorlar, Rus liderin durumunun yaşamsal tehlike taşımadığını ve bilincinin yerinde oldugunu bildirerek Yeltsin'in görevini hastaneden sürdüreceğini açıkladılar. HAKANAKSAY MOSKOVA - Rusya Devlet Başkanı Bo- ris Yehsin dün kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldınldı. Yeltsin'in rahatsızlan- ması sadece Rusya'da değil bütün dünyada heyecan yarattı. Yardımcılan ve doktorlar, ılk müdahaleden sonra yaptıklan açıklama- da Rus liderin durumunun yaşamsal tehlike taşımadığını ve Yeltsin'in yaşamına tehlike oluşturabilecek herhangi bir tehdıdın bulun- madığınısöylediler. Ancak olay, son zamanlarda politik den- gelerin sık sık değiştiği Moskova'da çalka- ntıya yol açtı. Kremlin'den yapılan açıkla- ma, 64 yaşındaki Rusya lidennin, bu yaşta olağan sayılabilecek bir kalp rahatsızlığı ne- deniyle hastaneye kaldınldığı, ancak ülke yönetimıni sürdürdüğü doğrultusundaydı. Devlet Başkanı Basın Sekreteri Sergey Medvedev, Merkezi KJınik Hastanesı'nde yapılan ilk muayenenin sonuçlannın iyim- serlık vericı oldugunu ve Yeltsin'in bu haf- Kremlin'in hasta lideri MOSKOVA(AFP)- Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in dün geçirdıği bir kalp rahatsızlığı sonucu hastaneye kaldınlması, Rus liderin son yıllarda geçirdıği rahatsızlıklara bir yenisini daha ekledi. Hiçbir resmi açıklama olmaksızm siyaset sahnesinden bazen gûnlerce, hatta haftalarca uzak kalan 64 yaşındaki Yeltsın'in ıçkiye düşkünlüğünden kaynaklanan bazı sağlık sorunlan olduğu bildiriliyor. 1990 yılında uçağının îspanya'da mecburi iniş yapmasınm ardından bir disk kayması geçiren Yeltsin doktorlar tarafından ameliyat edildi. Yeltsin daha sonra pek çok kez sırt ağnlanndan yakındı. 1993 mayıs ayında Halk Temsilcileri Meclisi, Rus lidenn görevinden almmasını tartişırken bile hastalığı nedeniyle ortalıkta yoktu. Bu tanhten sonra Yeltsin'in hastalıklan ve devamsızlıklan arttı. 1994 kasım ayında, Rusya'nın Çeçenya operasyonunun başladığı tarihlerde, bumundan bir ameliyat geçirmek içın hastaneye kaldınldı ve siyasetten 10 gün uzak kaldı. Eşinin ve resmı yetkılilerin süreklı inkar etmelerine karşın Yeltsin'in sağlık durumu ve ülkeyi yönetebilecek dunımda olup olmadığı son aylarda tartışma ve dedikodu konusu oldu. 31 Ağustos 1994 tarihinde Almanya'dan aynlan Rus birliklerinm veda törenine katılan Yeltsin'ı sarhoş halde gösteren fotograflar Rusya'da olduğu kadar bütün dünyada da yankı yarattı. Bütün bunlann ardından ABD'den dönen Yeltsin trlanda'daki Shannon havaalanında verilen molada zorlandı. Yeltsin, kendisiyle el sıkışmak için bekleyen Irlanda Başbakanı'nı görmesine rağmen oturduğu koltuktan kalkamadı. Nisan ayında ikı hafta için çıktığı Kafkasya'daki tatılinı bir hafta daha uzattı. ta ıçinde hastaneden çıkacağını söyledi. Medvedev; Devlet Başkanı 'nın gelecek haf- ta yapacağı açıklanan Norveç ziyarerinin ip- tal edılmedığını belirtti. Rusya Anayasası uyannca devlet başka- nının sağlık nedeniyle uzun süre görevini yapamaması durumunda, yetkilerbaşbaka- na devrediliyor. Ancak Kremlin sözcüleri, Yeltsin'in yetkilerinı Başbakan VTktorÇer- nomirdine devretmesinin söz konusu ol- madığını vurguladılar. Daha önce de bırkaç kez tedavi altına alın- mış olan Yeltsin'in son aylarda oldukça yor- gun olduğuna dikkat çekiliyordu. Rusya Devlet Başkanı'nın alkole karşı zaafı da tüm dünya medya organlanna defalarca ko- nu olmuştu. Yedi aydır süren Çeçen savaşı boyunca. parlamento, basm ve toplum içinde yoğun; eleştirilere hedef olan Yeltsin, önceki hafta muhalefetin baskılanna dayanamayarak hü- kümetin üç bakanını feda etmişti. Bu hafta. başından ıtibaren de Rusya Anayasa Mah- kemesi'nde, Devlet Başkanı'nın Çeçenya harekatını başlatan karannın yasalara uy- gun olup olmadığı görüşmeye açıldı. Öte yandan parlamento altmeclisi Du- ma'da, komunist milletvekillerinin girişi- mıyle Yeltsin'i düşürmek için girişimlerbaş- latıldı. Tüm bu etkenlerin, Rusya liderinin sağhğmın bozulmastnda rol oynamış olabi-. leceği tahmin ediliyor. Kremlin'de iktidar kavgası Öte yandan Yeltsin'in sağlık durumunun ciddi ölçüde kötüleşmesi veya ölmesı duru- munda, Kremlın'dekı iktıdarkavgasının na- sıl gelişebileceğini öngörmek oldukça zor. Son zamanlarda giderek güçlenen Çerno- mırdin, anayasaya göre ülke yönetimini dev- ralac'ak. Ancak Kremlin'in sertlik yanlısı kanadı-' nın liderlerinden, Yeltsin'in koruma görev- lısı General Aleksandr Korjakov'un ve Sa- vunma Bakanı General PaveJGraçov'un bu- na sessiz kalması olasılığı kuşkulu gö- rünüyor. Talabani ile Barzani yanhlan arasında yeniden başlayan çatışmalarda 20 kişi yaralandı Kıızey Irak'ta çataşma: 5 ölüLEFKOŞA (AFP)- Kuzey Irakta Celal Talabani ve Mesut Barzani li- derliğindeki Kürt gruplann arasında- ki ateşkesin bozulması üzerine en az 5 kişinin öldüğü, 20 kişinin ise yara- landığı bildirildi. Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokratik Partısi (KDP)geçen nisan ayından beri yü- rürlükte olan ateşkesin bozulmasın- dan birbirlerini sorumlu tutuyorlar. KDP tarafından yapılan bir açıkJa- mada, KYB'nin Kuzey Irak"taki en önemli kent olan Erbil yakınlanndakı Kesnazan köyünü bombaladığı, köy- de bulunan 5 kadın ve çocuğun haya- tını kaybettiği bildirildi. Bildiride KYB'nin geçen pazargü- nünden bu yana Şakiava kenti yakın- lanndaki KDP mevzilerine karşı sal- dınya geçtıkleri, fakat başanlı olama- yarak püskürtüldükleri açıklandı. KYB ise KDP'nin açıklamalannı yalanlayarak yayımladığı bır bıldıri ile KDP'nin Balisan, Heran ve Balian bölgelerinde saldınya geçerek ateşke- sı bozduğunu, Iran sının yakınlannda- ki Halepçe bölgesinde de Barzani yan- hlannın saldınlar düzenledığını öne sürdü. ABDdevrede ABD ve Iran'ın Kuzey Iraklı Kürt lıderler arasında 15 temmuzda dola- cak ateşkesi uzatmak için devreye gir- miş, Robert Deutch başkanlığındaki bir ABD heyetmin çabalan sonucu KYB ve KDP yetkililen Tahran'da bu konuyu görüşmek üzere bir araya gel- mişlerdi. Iran kaynaklan Tahran gö- rüşmelerinin ardından ateşkesin 1 ay süreyle daha uzatılmasına karar veril- diğini duyurmuşlardı. Hem Barzani hem de Talabani, böl- gedeki vergı gelırlerinın paylaşımı ko- nusunda ortaya çıkan anlaşmazlıkla- nn görüşmeler yoluyla çözülmesı ko- nusunda olumlu fıkir belirtmişlerdi. Kürdistan Demokratik Partisı An- kara temsilcisı Safin Dizayi de AFP'nın haberini doğrulayarak KYB'nin geçen pazar günü gerçek- leştirdiği saldınlarda beş sivilin öldü- ğünü, yirmı sivilin ise yaralandığını söyledi. Çaftşmalar sfirüyor Dizayi geçen pazar günü KYB güç- lerinin başlattığı çatışmalann devam ettığini belirterek "Çabşmalar Şakia- va ve Erbil civaruıda sürüyor" dedi. KDP yetkilisi, mevzilerine yönelık saldmîan KYB yönetimınin önde ge- len isimlennden Cabbar Fannan'ın yönettiğını de belirtti. KDP radyosunun verdiğı haberde ise, KYB'nin, KDP'nin Selahaddin bölgesındeki karargahını çevirmek amacıyla başlattığı saldınnın püskür- tüldüğü bildinldi. Aynı haberde KYB birlılderinın geri çekılirken çok sayıda ölü ve silah bıraktığı öne sürüldü. -J- 3& paraİBİ 1 5- U \. Sülevmanıye KDP denetımındekı bölge KYB denetımındekı bolge KYB ve KDP arasında geçen nisan ayında flan edilen ateşkesin bozulması üzerine eatısmalar yeniden basladı. Geçen pazar gününden beri süren çattşmalaruı Erbfl ve Şaklava bölgelerinde yogunlaşöğı bOdiriliyor. Ji İ 1 A VI 'rlrlf>t rliıttn Portadown'da polisin Protestanlann, Katoliklerin çoğunhıkta olduklan bir I V . i n a i K i a a a Ş i a a e i a i i r m u y o r bölgedeyürü>Tİşyapmalannaizinvermemeleri üzerine çıkan çatışmalann önceki gece boyunca sürdüğü bildirildi. Polis yetkililen yapükları açüdamalarda Protestanlann Batı Belfast'ta 70 molotof kokteyli attıklannı ve Londonderry kentinde yollara barikatlar kurmaya çaltşüklannı fakat başanlı olamadıklannı bildirdi. Temsilciler MeCİİSİ Kesiııtili yasa tasarısı onaylandı VVASHINGTON (AA) - Türkıye'ye ve- nlen yardımlarda kesıntinin de öngörül- düğü ABD dış yardım tahsisler yasa tasa- nsı, Temsilciler Meclisi 'nden geçti. Tem- silciler Meclisi 'nden, Başkan Bill Clinton yönetiminin ıstediği miktardan yüzde 20 oranında kesınti yapılarak geçen tasan, 89'a karşı 333 üyenin ona>nnı aldı. 1996 mali yılı bütçesi çerçevesınde ve 12 mil- yar dolar tutanndaki Dış Yardım Tahsis- leri Yasası'nda, sadece tsrail ve Mısır, ve- rilen ABD yardımlannda kesınti yapılma- yan ülkeleri oluşturuyor. Tasan, madde- ler halinde tartışılırken Türkiye aleyhtan lobilerin yoğun karalama ve propaganda çabalan sonucu, ekonomik hibe yardımın- da (ESF) 25 milyon dolar kesintı yapılmış- tı. Türkiye tartışılırken askeri kredilerde (FMF) kesinti öngörülmemiş, komiteden sevk edildıği gibi 320 milyon dolar düze- yindetutulmuştu. Kongre'debirtasannın yasalaşması için alt komite ve komitele- rin ardından yasama organının her iki ka- nadının genel kurullanndan onay alması ve başkan tarafından 1 ekimden önce im- zalanması gerekıyor. Tüm tasanlann, Temsilciler Meclisi ve Senato'dan aynı ifa- de şekliyle geçmesi gerekıyor. Farklı ifa- delerle geçen tasanlar, ortak komitelerde ele alınarak uzlaşma yoluyla tek yasa met- ni haline getıriliyor ve onay için her iki ka- nadın genel kurullanna tekrar yollanıyor. Konuk Yazar Gümrük Birliği, Türkiye ve Avrupa Prof. Dr. EROL MANÎSAU Türkiye'de Gümrük Birliği konusunda çok garip bir şeyler oluyor. Birçoğu, 6 Mart GB anlaşmasını, Türkiye'yi Batılı- laştıracak ve Avrupa Birliği'ne sokacak bir anlaşma zannediyor. Gümrük Birliği suya düşerse, Türkiye'nin Batı'dan uzak- laşacağına inanıhyor. 6 Mart belgesi AB Parlamentosu tarafından kabul edilir ve GB anlaşması yürürtüğe girerse Türkiye, tam üye yapılmadığıiçin AB tarafından idare edilen, "yan sömürge"bir ülke du- rumuna gelecektir. Diğertaraftan, 6 Mart belgesi, dengesiz ve tek yanlı bir belge olduğundan, işletilmeyecek ve Türkiye ile Avrupa Birlıği'nin arasını açan birçok sorunun doğmasına yol açacakrır. 6 Mart anlaşması, "Iferafsızönyargısız w konuyu bilen uzmanbr" tarafından i n- celendığınde, Türkıye'mn "yan sömür- ge" konumuna nasıl sokulduğu çok açık bir şekilde görülür. Kaba birbenzetme ile durumu açıklamak gerekerse: Kumalık, kadını erkeğe yaklastınr, ancak bu yak- laştırma, dengesi^,ve uygar olmayan bir yöntemdir. 6 Mart belgesi de, tek yanlı ve antı demokratik bir biçimde. Türki- ye'yi AB'ye yaklaştırmakta ve bağla- maktadır. Şimdi biz, "kumalık" siste- minde olduğu gibi "Her nekoşul altında oiursa obun AB'ye bağlanalım mı diye- ceğiz?" Eğer kamuoyu, 6 Mart belgesi- nin ne anlam taşıdığını gerçekten bilmiş olsa, -Türkiye'nin sömürge olmasını is- teyenler dışında- herkesin bu belgeye karşı çıkması gerekır. Sorun nereden kaynaklanıyor? Sorun, Türkiye'nin tam üye yapılma- masından kaynaklanmaktadır. AB, artık bir ortak pazar veya gümrük birliği de- ğildir. Bunun çok ötesınde. özellikle. 1991 Maasrricht Anlaşması 'ndan sonra, kendıne özgü bir "konfederasyon"olma yol unda ilerlemektedir. Kendı parlamen- 7 tosu. bakanlar kurulu. icra organı (ko- 6 M a r t belgeseü misyon) vardır ve bu konfederasyonun, ortak dış politikası. savunma politikası, dış ekonomik ilişkiler politikası, sosyal politikası bulunmaktadır.jBu kuruluşa (AB'ye), ya tam üye oiunarak girilir ve- ya lsviçre, Norveç ve diğer bazı ülkele- rin yaptığı gibi "imtiyazlı ticaret anlaş- mabn" imzalanarak ilişkiler sürdürülür. O zaman soralım: 6 Mart anlaşması na- sıl bir ilişki düzeni kuruyor? Türkiye'nin tam üyeliği, kesinlikle söz konusu değil, ilerisi için de hiçbir ümit ve taahhüt yok. Buna karşıhk Türkiye, tek yanlı olarak, tam üyelerinkine yakın yükümlülükler altına sokuluyor. Tam üyelerin oluşturdu- ğu parlamento, bakanlar kurulu ve onla- nn belirledikleri iç ve dış politikalar, Tür- kiye tarafından, otomatik olarak uygula- nıyor. AB'nin üst kuruluşlan, bütün bu politikalan ve uygulamalan, kendi ulu- sal çıkarlartnın gerektirdiğı dogTultudan belirliyorlar, Türkiye ıcra organlannda yok. veto kullanamaz, çünkü tam üye de- ğildir. Türkıye'ye sadece bilgi veriliyor. Bu belgenin maddeleri incelendiğinde, "çok vahim" özelliklerin bulunduğu gö- rülür. Türkiye, AB'nin "Dış ticaret poli- tikalarma uvmakla yükümlüdür." Günü- müzde dış ticaret politikalan, dış politik ilişkilerle ıç ıçe geçmiştir. Tam üyelerin kendi çıkarlan doğrultusunda belirledi- ği dış ticaret politikalanna, Türkiye. tam üye olmadığı halde bir tam üye gibi uy- mak zorunda kalıyor. Dolayısıyla, Türkı- ye'nin dış ilişkileri de ipotek altına alın- mış oluyor (madde 52). Diğertaraftan Türkiye, AB'nin, bugü- ne kadar üçüncü ülkelerle ımzalamış ol- duğu ve bundan sonra ımzalayacağı "Ozel veimtiyazlı ticaret anlaşmaJanna" beş yıl içinde tam uyum sağlamak zorun- da. AB üçüncü ülkelerle bu anlaşmalan, "Tam üyelerin politik veekonomik çıkar- lan doğrultusunda' > 'ımzalıyor. Türkiye olayın dışında, tam üye değil, ancak uy- rnakla yükümlü (madde 16 ve 55). Tür- kiye üçüncü ülkelerle ticaret anlaşması yaparken, AB denetimi altına giriyor. Türkiye'nin yapacağı anlaşmanın GB'yi olumsuz etkilememesi gerekir. Bir üye ülke veya AB firması AB'nin Adalet Di- vanı'na başvurarak itıraz edebilir ve ka- ran Türkiye uygulamak zorundadır (madde 56). AB'nin kendi uluslarüstü hukuk düze- ninin tepesinde oturan ve tam üyelerin hâkimlerinden meydana gelen Adalet Dıvanı'nm kararlannı, Türkiye uygula- makla yükümlüdür (madde 64). Adalet Divanı bu madde ile TBMM'nin üzerin- de bır konuma gelmektedir. Tam üyeler için geçerli olan bu "hak devri", Türki- ye için kesinlikle kabul edilemez. 16. madde ve 52'den 65 'e kadar olan maddeler incelendiğinde, Türkiye, tam üye yapılmadan tam üyeler gibi yükıim- lülük altına sokulduğu görülmektedir. 6 Mart belgeseli ile Türkiye "AB'nin tica- ri çarkına monte edilmekle, sadece tkari pazar yükümlülukleri altına girmemek- te, siyasi, sosyal, savunma, mali polirika- laruı, ticari çark üzerindeki yansımalan- nı da kabul edip uygulamak zorunda kal- maktadır."(*) Bu teknik konu yetennce anlaşılmadığı içın kamuoyu GB konu- sunda kolayca yanıltılabilmektedir. (*) Gümrük Birlığfnın Siyasal ve Ekonomik Bedeli, E. Manisalı, Bağlam Yayınlan, 1995, Istanbul. BASIN Türkiye zor durumda; Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne (AB) bağlayacak gümrük birliği anlaşmasına yeşil ışık yakmak içın Avrupalılar tarafından ıstenen demokratikleşme sûreci askıya alınmış durumda. Başbakan Tansu Çiller, geçen hafta, kendi partisi DYP'den de çok sayıda parlamentenn katılmasıyla güç kazanmış bir muhalefet karşısında 1980 asken darbesinden mıras kalan anayasanın reformuna ılışkın projelerini "dondurmak" zorunda kaldı. Kendı parlamento grubu karşısında, demokratikleşme yolunda ılerlemek karannda oldugunu geçen cuma belirtmiş olsa bile Türk tarihinin ılk kadın başbakanı içın önemli bır başansızlık bu. Tansu Çiller ile koalisyonun öteki ortağı CHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, Avrupalı hükümetlere güvence vermeye yönelık reform paketı üstünde anlaşmışlardı. Meclis'te 15 gün süren tartışmalar sonucu üçte ikılik çoğunluk sağlanamadı. Başlangıçta reform pakerinden yana olan başlıca muhalefet partisi ANAP, tutumunu çabucak değiştirerek Tansu Çıller'in demokratikleşmeyi gerçekleştiren başbakan olmasını engelledi. Refah Partisi ise dine dayalı siyasal partilerin kuruluşunu yasaklayan maddenın kaldınlması halinde projeyi desteklemeyi kabul etmişti. Geçen 6 martta 15 lerle imzalanmış gümrük birliği anlaşması, tam bir Avrupa entegrasyonuna doğru atılmış bir ilk adımdı. Avrupalı parlamenterler, anlaşmanın onanması hakkında sonbaharda kesin karan vermek zorunda. lnsan haklannın ihlalı ve Kürt sorununda herhangi bir siyasal çözüm yoklugu, Strasbourg'daki milletvekillerinin muhalefetini arttınyor. Ankara'ya gelen Avnıpalı heyetlerin tekrarladığı mesaj budur. Türk makamlan ise bunu kulak ardı ederken tedirgmliklerini de gızlemiyorlar. Ordu da kamuoyu tartışmalanna doğrudan müdahale etmekte tereddüt etmedi. (10 temmuz) 3 Evet sayın Chirac, herşey yolunda. Merak etmeyin. Le Mond'dan Arafat'a destek Israi! ile" Filistın_ Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında süren banş görüşmelerinin seyn oldukça cesaret venci. Taraflar, Israil'ın, hatta tüm Ortadoğu'nun hantasıru değıştirecek bir gelışme için, yani Filıstin özerkliğınin genışletilmesi içın ilke olarak görüş birliğine vardılar. Bu konuda kararlaştınlan takvime uyufabilırse, ikı yıl önce Oslo'da çerçevesi çızilen ve Beyaz Saray'da imzalanan anlaşma hayata geçinlmış olacak. 1967'den bu yana Israil ışgalı altındakı topraklarda yaşayan Filistinlilenn büyük çogunluğu. gelecek yıla kadar Filıstin yönetımı altına gırecek. Tüm bu planlann gerçekleşmemesı olasılığı hala var. Örneğın özerkliğın aşamalan içın belırlenen tarihler süreklı olarak erteleniyor. Israıl askerlennın Batı Şeria'dan çekilmeyı geçen yıl başlatmalan gerekiyordu. Her ikı taraftan aşın uçlann ginşebıleceği terönst eylemler, banş sürecıni sekteye uğratabilır. Banş surecı konusunda yoğun olumsuz baskı altında bulunan Israıl Başbakanı Rabin, aşamalı bir süreçten yana. Ozennde çalışılmakta olan anlaşma metnine göre Batı Şena'nın en büyük yerleşim merkezleri olan Cenin, Nablus, Tulkarm ve Kalkılya yakında Filistin yönetimine girecek. Kudüs bölgesinde Yahudi yerleşimcUer için özel > transıt yollar inşa edilir edılmez. Israil askerlen bu bölgedekı Beytüllahim ve Ramallah gibi kentlerden de çekilecekler. Her iki tarafça da başkent olarak kabul edilen Kudüs'ün statüsü, Yahudi yerleşim merkezlerinin geleceğı ve Araplarla Yahudilerin bir arada yaşadığı El Halil kentınde alınacak güvenlık önlemleri gibi yaşamsal önem taşıyan ve çözümü güç konular ise, gelecek yıl başlayacak olan yenı tur görüşmelerde ele alınacak. Rabin sürecın hızını düşük tutmaya çalışırken Filistinlilenn çoğu sabırsızlanıyor. (10 Temmuz)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle