27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2< HAZİRAN 1995 CUMARTESt • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Savsaklama iddiası ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun eşi Güidal Mumcu, suikast soruşturmasının sa\saklandığı iddiasını, 14 Kasım 1994'te Adalet Bakanlığı'na yaptığı şikâyet başvurusuyla büditdi. Adalet Bakanı Mehmet Moğıütay. dilekçeyi Içişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ile AnkaraDGM Başsavcüığı'na ileterek "bflgi ve düşüncelerini bJJdirmeJerini" istedi. DGM Savcısı Ülkfi Coşkun'un görev değişüdiğinden 6 ay sonra Mumcu suikastı sonışturmasıyla görev lendirilen Ankara DGM Savcısı Kemal Ayhan, Adalet Bakanlığı Ceza Işlen Genel Müdürlüğû'ne gönderdiği 15Aralıkl994tarihli yazıda, Coşkun'un, "Bu tşi devlet yapmışür. Siyasi iktidaristersebuiş çözölûr'" sözlennin "kayıtiara geçmediğiııi" söyleyip söylemediği konusunda "ddfl hıılıınmartığını" bildirdi. Adalet Bakanlığı Ceza Işleri Genel Müdürü Yaşar Büken de 22 Arahk 1994'te, bakan adına Milli Savunma Bakanlığı Asken Adalet Işleri Başkanlığı'na başvurarak, askeri savcı Ülkü Coşkun hakkında soruşturma açılmasını istedi. Güldal Mumcu'nun dilekçesini, Içişleri Bakanlığı Müsteşan Bekir Aksay'un bilgi notuyla Ankara DGM'nin yazılannı Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan a ileten Moğultay, "2845 savılı Devlet Güvenlik Mahkemderi Kanunu'nun 34. maddesi uyannca gereginin takdirini" istedi. Gölhan da, Güldal Mumcu'nun şikâyetini, "hızum görmeyerek" işlemden kaldırdı. Daha sonra Milli Savunma Bakanlığı'ndan gazetemize yapılan açıklamada, "Adalet Bakanlığı'nın bulgu eMe edOemediği kanaatine dayanarak, yasal prosedür geregi'' dılekçenin işlemden kaldınldığı belirtiJdi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Dün sabah milletvekili albümünden kim nerede doğmuş diye tek tek incelerken, gözüm döndü. Notları topladıkîan son- ra bilgisayarın başına "gözü dönmüş" biri olarak geçtim. Türkiye'de kent nüfusu yüzde 70 do- layında, ama bunun Meclis'e yansıma- sı neredeysetam tersi. Yani milletvekil- lerimizin yüzde 70'e yakını köy, kasaba ve ilçelerde, yüzde 30'dan biraz fazlası da kentlerde doğmuş. Örneğın 23 Ankara milletvekilinin sa- dece 3'ü Ankara'da doğmuş. 8'i Anka- ra dışında başka bir ilden, 12'si de köy- kasaba doğumlu. Bu yaklaşımı herhangi bir küçümse- me unsuru olarak gerirmiyorum. Türk kimliğiyle çok yakmdan ilgilenen ve bu konuda yoğun araştırmalan bulunan bir profesör, Meclis'teki milletvekılleriyle il- gilı bir araştırma yaptı. Sonuçlan birsüre sonra açıklanacak. Araştırmanın çok kısa bir özetini akta- rayım: "Milletvekillerinin yüzde 90'a yakını kasaba kökenli. Kendisikentte doğmuş olsa bile kasaba ruhu var. Kasabalı, köylü gibi üretken değildir. Kentli gibi kendisine modern bir hayat da kura- maz. Köyden aldığını kente satar. Ken- disi hep arada olmak ister. Ama üreti- min içinde değildir..." Bu verileri bütünleştirdiğimizde, orta- ya şu sonuç çıkıyor Meclis'teki miltetvekillerimiz, statüle- rini bozacak, kendilerini aşacak kişile- Nasıl Bir Meclis... rin gelmesini istemiyortar. Onlar için as- lolan bu yapıyı korumak. Bu çerçevede kendi aralarında ilan edilmemiş bir an- laşma var. Türkiye'de toplumun neredeyse yüz- de 80'ine siyaset yasak. Bir kısmı yasa- lar nedenıyle siyasete giremiyor, bir kıs- mı parasal nedenle. Bugün birmilletve- killiğinin maliyeti bir milyar lirayı buluyor. O zaman Meclis, serbest meslek sa- hipterine, tacirlere, partilerle iyi ilişki ku- ran bürokratlara kalıyor. Işte 1991'de yapılan seçimlerle olu- şan Meclis'in mesleksel tablosu: Kamu görevlisi 104, serbest avukat 71, tüccar 60, özel sektör yöneticisi 42, yerel yönetici 33, müteahhit 33, çtftçi 25, tıp doktoru 29, eczaa 17, bastn-ya- ym ve gazeteci 13. Diğerlerinin mesle- ği şöyle: Sanayici ve imalatçı, öğretim üyesi, öğretmen, asker, sendikacı, bankacı, hariciyeci, mali müşavir ve muhasebe- ci, diş hekimi, yazar, veteriner, futbol hakemi, güverte zabiti, kooperatifçi, nc- ter ve sıgortacı. ANAP lideri Mesut Yılmaz ve DSP li- deri Bütent Ecevit'le yaklaşık ikişersa- at yüz yüze, TBMM Başkanı Hüsamet- tin Cindoruk'la da telefonla görüştüm. Yılmaz'a, ANAP'tan veTBMM'de ha- zırlanan raporları diğer gazetelerden önce almaktan sorumlu arkadaşımız Dürdane Kocaoğlu ile gittik. Yılmaz'ın değerlendirmelerinin bir bölümünü dün okudunuz, bir bölümü de bugün diğer sütunlarımızda. Yılmaz'a bugünkü Meclis'in yapısını sordum. Topu iktidar partisine ve Çiller'e attı: - Benim artık Tansu Hanım'a hiçbir güvenim kalmamıştır. Onun söyledikle- rini ciddiye bile almıyorum. Ecevit'e ise her alanda koşturduğu- muz, bazen kaleci bazen forvet yaptı- ğımız, kaleye geçtiğı günlerde, "orta sa- hayı da kontrol ef dediğimiz Bülent Sanoğlu ile gittik. Ecevit, Bülent'i, "Merhaba adaşım" diye selamladı. DSP lıderinin Meclis'e ve Türkiye'nin bugünkü görünümüne ilişkin söyledik- leri "yeniliryutulur" türden değildi. Bir- kaç satırbaşı aktaralım: - Bu Meclis milleti yansıtmıyor. -1995 Türkiyesi, 1991 Türkiyesi de- ğil. Milletvekilleri değişimi yakalayama- dı. - Toplum bu anayasaya sığmıyor. Kı- ra döke de olsa kendı özgürlüklerini kendisi genişletiyor. - Devleti küçültelim derken küçük dü- şürüyorlar. - Emperyalizme karşı mücadelenin öncülüğünü yapan Türkiye, bugün em- peryalizmin sınır bekçisi haline gelmiş- tir. Ecevit'le yaptığımız söyleşinin aynn- tılannı diğer sütunlanmızda bulacaksı- nız. Cindoruk ise daha iyimser bir hava yansrtıyor. Cindoruk'a göre anayasa de- ğişikliklerindeki aksama normal. Çünkü milletvekilleri ilk kez böylesine toplu bir anayasa değiştiriyorlar. Cindoruk'un tümcesiyle,"henüz deneyim, öğrenme safhasındalar". Adım adım olacak. Genel durum bu. Meclis uzun zamandır ilk kez cumar- tesi günü deçalışacak. Ne var ki iki haf- tadır sergilenen durum, bu çalışmalar- dan umutlu olmamızı engelliyor. Dün eski bir politikacı ile sohbet edi- yorduk. Anayasanın hazııiandığı günleri anım- satıp devam etti: "O günlerde anayasayı yapanlar, ba- na şunu söylemişlerdi: 'Bu kez 1961 'e benzemeyecek. Demokrasiye geçince bile değiştirilmesi çok zor bir anayasa yapacağız. En az 20 yıl bu anayasayla oynayamazlar.' Ben inanmak isteme- miştim. Aradan 13 yıl geçti. Demek ki haklılarmış." Bir peşrev daha yapıp, en kötü Mec- lis'in bile kapalı bir Meclis'ten iyi oldu- ğunu yineleyelim. Ancak şunu da eklemeliyiz ki; bu Meclis'e beslenen umutlar tükenmek üzere. Bunun karşısında Meclis, sergi- lediği mantıkla, Türkiye'yi daha ileri gö- türemeyeceğini ortaya koymakla kal- mıyor; geleceği de ipotek a/tına almak ıstıyor. Universiteden korkmanın, gençlerin siyasete ginmesınden korkmanın, ör- gütlü toplumdan korkmanın ve onlan Meclis'etaşımayollannı tıkamanın baş- ka ne anlamı olabilır? Ulkü Coşkun'a soruşturma • Baştarafi 1. Sayfada turma başlatılması için ge- rekli izni verdi. Adalet müfettişlerinin, Mumcu suikastı soruştur- masındaki çalışmalan nede- niyle Coşkun hakkında dü- zenledikleri rapor, Moğul- tay'm onayıyla birlikte Mil- li Savunma Bakanlığı'na gönderildi. Raporda, Coşkun'un, so- ruşturmayla ilgili hiçbir ta- nığı dinfemediği, tutanak tahrifatlan hakkında, bası- na yansıyana kadar işlem yapmadığına dikkat çekıldi. Coşkun'un, "Bu işi devlet yapmışör, siyasi iktidar is- terse çözer" bıçımındeki sözleriyle olaya bakış açısı- nı dile getirdiği kaydedilen raporda, 357 sayılı Askeri Hâkimler Kanunu'nun 23. maddesi uyannca "soruş- turma izni vçrilmesi" gerek- tiği belirtildi. Milli Savunma Bakanlığı tarafindan, "defil eMe edik- mediğj" gerekçesiyle 2 ay önce rafa kaldınlan, Ülkü Coşkun'un, "suikasön çö- zülmesini devietin istemedi- ği" iddiasuıa Adalet Bakan- lığı el koydu. Güldal Mumcu'nun, Coş- kun'un "Bu işi devlet yap- mıştır. Siyasi iktidar isterse bu iş çözülür" sözlenni du- yan tanıklar bulunduğunu . bildirmesi üzerine, Milli Sa- • vunma Bakanı Mehmet -Gölhan, "Ülkü Coşkun hak- kuıda soruşturma izni veril- mesine lüzum olup ounadı- ğmın tespiti için'' Adalet Ba- kaniığı'nın yeniden incele- me yapmasını istedi. Coşkun'un, Mumcu so- ruşturmasını savsakladığı ve sürüncemede bıraktıgı iddiası, 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin Kuruluşu Hakkındaki Ka- nun uyannca, Adalet Ba- "lcanlığı müfettişleri tarafın- dan incelemeye alındı. Halen Ankara 2 No'lu DGM yedek üyesi olan Hâ- kim Binbaşı Olkü Coş- kun'un, "genelde inisiyatifi emniyete bıraküğı intibaını vererek, tutum ve davTanış- lanyla sonışturmaya yön verme ve sonuçlandınnada, beklenen hassasiyeti göster- mediği kamsı uyandırdığı" iddiasıyla ilgıli inceleme ta- mamlandı. Güldal Mum- cu'nun yanı sıra Uğur Mumcu'nun kardeşleri avu- kat Beyhan Gürson ve Cey- han Mumcu, a\ ukat Emin Değer, Uğur Alacakaptan, gazeteci Unal tnanç, DGM Başsavcılığı Zabıt Kâtibi Sevim Yılmaz'ın tanık ola- rak ifadeleri alındı. Ifadelerde, Coşkun'un soruşturma sırasında hiçbir tanığı dinlemediği, "Devlet istersebu iş çözülür" dediği, "Emniyet, MÎT yardımcı ol- mazsa ben bu olaylan nasıl çözerim? Onlann, mutlaka vardıma ofanalanlaznn" di- ye yakındığı kaydedıldi. Hazırlık soruşturmasını kamu adına yaparak, sonuç çıkarma görevinin cumhu- riyet savcısına ait olduğu vurgulanan raporda, Coş- kun'un eksikleri şöyle sıra- landı: - Olayla ilgili doğrudan bilgi sahibi olabilecek ve so- nuca varmada önemü katkı- lan bulunabileceklerin ba- şında gelen Uğur Mum- cu'nun eşi Güldal Mum- cu'nun, oiaydan 20 gün son- ra dinlendigi; - Müştekinin (Güldal Mumcu) beyanında belirtti- ği, ayrıntı bile olsa değer- lendirilmesinde yarar bulu- nan Yunus Ertekinin, müş- tekinin beyanının ahnma- sından hemen sonra dinlen- mesine tevessül edilmeye- rek 4 gün sonra emniyete ta- limat yazıldığı; - Yine müştekinin dile ge- tirdiği Ömer Çiftçi ile ilgi- li araştırmanın, ilgilisinin başvurusu üzerine, emni- yette ifadesinin alınması su- retiyle yapılıp başkaca bir araşrırmaya gerek görülme- diği; - Olay sonrası, detayh bir araştırma ile olay yeri ve ci- vanndaki sakinlerin dinlen- mesi yoluna gidilmediği; - Olay yerine oldukça ya- kuı bir yerde, Tunus Elçili- ği ile ilgili koruma görevi yapan polis memurlannın bizzat dinlenmesi yerine, TEM Şubesi görevlileri ta- rafından beyanlanrun aün- dığı ve bu polislerin, olayda ihmallerinin bulunup bu- lunmadığı hususundkki a- raştırmanın da emniyet gö- revlilerine havale edildiği; - Sanıklan gördüğünü ile- ri süren Ayhan Aydın'la ilgi- li tüm işlemlerin ve teşhisin emniyetçeyapılmış olduğu, bu kişi ile ilgili olarak, ya- şam biçimi ve geçmişinin araştınlmadığı, yaşadığı yerde onu tanıyan insaniann düşüncelerine başvurulma- dığı, teşhis etn'ği kişilenn, oiaydan önce yani 23 Ocak 1993 tarihinde, fstanbul'da nezarette bulunduklan yo- lundaki savunmalan üzen- ne, getirtilen tutanaktaki ta- rih karalamalan açıkça gö- rüldüğü halde, bu konunun basına yansımasına kadar bir işleme girişilmediği, an- cak bundan sonra, Cumhu- riyet Savcısı Olkü Coşkun tarafından Istanbul'a gidi- lerek tahrifatın beşeri hata- dan kaynaklandığının belir- lendiğı anlaşılmıştır. Coşkun'a suçlama Kelebek'in devamı gelir. Kelebekler, ihtiyaca göre ünite ünite ahnabilir. Tek kapılı bir dolap gerektiğinde bütün btr takıtna (yıllar sonra bile) tamamlanabilir. Siz bir Kelebek alın. Deı-amı mutlaka gelir. Kelebek m's Bîlget'ten îldnci 'fahişe' krizî • Baştarafi J. Sayfada -Soruşturmadosyasınm, ilk savcı Olkü Coşkun'dan hizmet gereği nedeniyle mi, yoksa suçlulann bulunma- sında gösterdiği basiretsiz- lik yüzünden mi alındığı, tarafimdan bilinmemekte- dir. - Suikasttan sonra delil toplanması, bu konudaki teknik kuraflara, yasaya ve hukukun genel Ukelerine tamamen a> kındır. - TRT'de yapılan bir programda, DGM'nin "giz- li" olduğunu belirttiği bilir- kişi raporu üzerinde, soruş- turmayı etkileyecek ve sap- tıracak biçimde açıklama- lar yapılarak, soruşturma adetayönlendirilmek isten- miştir. - Bir başka programda, olaylaflguıbflgki olduğunu söyleyen Ayhan Aydın adh kişi, tanıklann korunması ilkesi gözardı edilerek, ek- randa alenen sorguya çeldl- miş, böylece bu konuda bil- gi vermek isteyenkregözda- ğı verilmiştir. - lstanbul Emniyet Mü- dürlüğu'ndeki tutanaklarda yapılan tarih tahrifatının beşeri hata olduğu, savcı Ülkü Coşkun'un raporun- dan anlaşılmıştır. Ifüra davası Bu rapora dayanılarak, adeta terör örgütünü korur gibi, Ayhan Aydın hakknı- da, Coşkun'un talimatıyla iftira davası açıhTiıştır. - Oiaydan iki gün sonra, ihbar üzerine. Ankara'da bir evde yakalanan \e hak- kında gryabi turuklama ka- ran bulunan Şefık Polat ad- lı kişi, gerekli incelemeler yapılmadan sahverümiştir. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Aydın Milletvekili Tunç Bflget'in, önceki gün TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ANAP'a yönelttiğı "siyasi fahişe" suçlamasma, ANAP'tan sert yanıt geldi. Bilget ise yaptığı açık- lamada, "Bunun seksle, zinayla ilgisi yok; akla manüğa sığmayan, ^niamıpria kuHandım" dedi ANAP Grup Başkan Vekili Oltan Sungurlu, anayasa görüşmeleri başla- madan önce Bilget"in ne demek istedi- ğıni açıklamasım istedi. Bunun üzenne kürsüye gelen Bilget. şu açıklamayı yaptı: "Bir gece otunımda, fahişe keİi- mesinin seksle. zinayla ilgili falan anla- mı oMu. Bir de akla manüğa sıgmayan iş anlanunda. Ama bu ikinci anlamı, üç kaduı meselesinde kullanılmaz. Bugün benim partimden bazı milletvekilleri, CHP'yle bir olabüir. Ancak Refah'la bir- likte oy kullandıiar. Bu ola\a siyasi fahi- şcük denir. Ben orada akla manöğa sığ- mayan iş olarak kullandım. Olay bun- dan ibaretnr" Ana muhalefet partisine, önce ana muhalefet partisi olduğu için sonsuz saygısı olduğunu belirten Bilget. "Özür dfle" uyanlanna karşıhk, "Eğerözürdi- lersem, hakaret anlanunda kullandığımı itirafetmiş, olurum, bövle bir şey yok Id" yanıtını verdi. Bilget, dün TBMM Genel Kuru- lu'nda yaptığı konuşmada, "Fahiseüğin iki ayn tanımı var. Birincisi seksle flgüi. Ikincisi akla, manOğa sığmayan ania- mında. Benim söylediğimin seksle, zi- nayla ilgisi yok. Ö anlamda kullanma- dırn. Ana muhalefet partisine sav gısrchk etmem" dedi. ANAP sıralanndan "Ö- zür dfle" bağınşlan yükselınce Bilget, "Özür dilemem. O zaman hakaret için sövlediğimi itiraf etmiş olurum" dıye- rek karşı çıktı. GÖkdemir'in ikinci gafi Bu arada Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal, dün dü- zenlediği basın toplantısında, Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir'in Bakanlar Kurulu toplantısında, "Saym bakan bu konuya ahndıysamz özürdflerim" dedi- ğini söyledi. Baykal, "ahnjna" sözcüğü- nün hakaret içerdiğini belırterek. "Bu genelolarakkadmlara bakış açısını yan- sıöyor. Bu mesele geçiştirflemez. Önem- li olan hükümet etmedir. Her sKasetçi davramşlanndan sorumludur" dedi. Baykal, bir gazetecının "Gökdemir'in istifasuu mı yoksa Başbakan'ın görev- den ahnasmı mı ist7\orsunuz?" sorusu- na, "Ben Başbakan'a gereğini arzettim. Onun yorumUnması Başbakan'a ak" yanıtuıı verdi. Baykal, Başbakan Tansu ÇiDer'ın gösterdiği tepkiyi yeterli bulup bulma- dığı sorusuna da, "Bu konuda yorum yapmak istemiyorum" dedi. Bir kabıne üyesi de, önceki gün yapı- lan Bakanlar Kurulu toplantısı konusun- da şu bilgileri verdi: "Devlet Bakanı Aysel Baykal açb ko- mıyu. Başbakan Tansu Çilİer'e, 'Sayın Gökdemir'in Avrupalı bayan parlamen- terler için sarf ettiğı sözler, sadece beni değil, sizı de yıprattı. Bir ıç ve dış skan- dal haline dönüstü. Bakan bu sözü kul- landığını ikrarettı. Gereginin yapılmasını arzederim' de- dL Bunun üzerine, Ayvaz Gökdemir, 'Bir kadınla bir erkek arasındaki olay, neden bütün kadınlan ilgilendiriyor? Benim de annem, kanm var. Ben, ka- dınlara saygı duyanm Sayın Başbakan. Sayın bakan alındıysa özür dilerim' de- dL Baykal, Başbakan'a döndü ve 'Bu sözler, bütün kadınlan yaralayan bir olaydır. Çünkü, bir kadına bakış açısını gös- teriyor. lç ve dış skandal oldu, siz de özür dilemek zorunda kaldmız. Bu iş böyle devam edemez' dedL Başbakan da konuyu kapattL" OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada tik ilkelere olan borcu he- nüz ödediklerine inanma- dıklannı da belgelemekte- dir. Anayasa değişikliği gö- rüşme ve oylamalan Re- fah Partisi'nin gerçek ni- yetinin kesin biçimde öğ- renilmesini de sağlamıştır. Belediye seçimlerinde, oylann aşın ölçüde bölün- mesi sonucu yönetime gelen Refah Partili baş- kanlann kültür, sanat an- layışı ve şeriatçılara göz kırpan ıcraatlarını, iyi ni- yetle ve demokrasi adına hoşgörü ile değerlendi- renler de sanınz yanılgıla- nnın ayirdına varmışlardır. Refah Partisi, 24'üncü maddenin son fıkrasını te- razinin bir kefesine, değiş- tirilmesi istenilen21 mad- de ile ılgılı önerilen de öbür kefesine koyarak demok- rasiden neanladığını göz- ler önüne sermiştir. Refah Partisi milletvekilleri için önemli olan demokratik- leşme değil, Türkiye Cumhuriyeti'nde demokj- rasi kavramının özlerinr den birini oluşturan "laik- lik" ilkesinin anayasadan çıkarılmasıdır. Bunu sağ- lamak için doğrudan ya da dolaylı olarak verilen değişiklik önergeleri bir sağnak şeklinde başkan- lık divanına ulaştınlmakta- dır. Laiklikle ilgisi bulun- mayan bir maddenin gö- rüşülmesinde bile kelime oyunları ıle konu sözcüler tarafından laikliğe getiril- mektedir. Refah Partisi milletvekilleri; anayasa- nın, değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesi de öneri- lemeyecek laiklik ilkesinin 68'inci maddeden çıkanl- ması için önerge bile ver- mişlerdir. Görüşmeler, demokra- tik bir anayasa yapılması- nın şımdilik mümkün ol- madığını ve Refah Parti- si'nin gerçek niyetini orta- ya koymuştur. Kabul edi- len maddelerin ulaştığı oy sayılan, devreye öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'nır? gireceğini göstermekte- dir. Anayasaya göre anaya- sada değişiklik yapan ka- nunu, yeniden görüşül- mesi isteği ile TBMM'ye geri gönderme yetkisi cumhurbaşkanına tanın- mıştır. Ancak bu durumda iade edilen kanunun en az 300 oyla kabul edilmesi koşulu aranacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, ge- rekli olan 270 oyu zorla sağlayarak kabul edilen bir metni geri göndererek değişikliği tümden önle- mesi düşünülemez. Bü nedenle ikinci görüşmede de 300 oyun sağlanama- ması durumunda, değ'L şiklik metinleri halkoyuna sunulacaktır. Seçmenle- rin, vekillerinden daha sağduyulu ve demokrasi- den yana olduğu da bu yolla kanıtlanacaktır. ••• Nüfus cüzdanımı, sigorta kimlik karnmı ve ehliyetimı kaybettim. Hükümsüzdür. FERİTSOYLU Bu keyif hiç bitmesin ister misiniz? % 99.97 oranında emsalsiz filtrasyon.. 5 filtreli elekîrosîatik mikro tarayıcı sisfem ile tam temizlik... Eşsiz emiş gücü... Entegre aksesuarlar... Tıkanmayan ve dayanıklı konik hortum. Süpürge üzerindekı askısında taşınabilen teleskopik boru.. Düşük ses seviyesi. Elektronik güçayarı... Hava üfleme fonksiyonu... Electrolux Z 3842 Dolphin Electronic elefctrikli süpürge evinize tam hijyenik temizlik keyfi, , hayatınıza benzersiz bir kolaylık getıriyor. Farklı özelliklere sahip diğer Electrolux modelleriyle siz de bir an önce tantşrn' . . ELECTROLUX Z 3 •DLPHIN ELECTRDNIC ELEKTRİKLİ _ Size en yakın Electrolux bayiini ögrenmek ve ayrıntılı bilgi için Türkiye'nin her yerınden ücretsız servıs telefonumuzu hemen arayın Electrolux T) İİ V fl ' MERKEZ. TARUBAŞI BULVARI HO 35 TAKSİM 80080 ISTANBU. TîL 02122931020 FAX. 02122516094 • ŞUBE: ATATÛRK CAD NO 378 K 5-501 ALSANCAK 3522012MM TEL.02324639315FAX 0232.4639252 DANIŞMA SERVİSİ 1 6032
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle