Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2< HAZİRAN 1995 CUMARTESt • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Savsaklama
iddiası
ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Gazetemiz yazan
Uğur Mumcu'nun eşi
Güidal Mumcu, suikast
soruşturmasının
sa\saklandığı iddiasını, 14
Kasım 1994'te Adalet
Bakanlığı'na yaptığı
şikâyet başvurusuyla
büditdi.
Adalet Bakanı Mehmet
Moğıütay. dilekçeyi
Içişleri Bakanlığı Emniyet
Genel Müdürlüğü ile
AnkaraDGM
Başsavcüığı'na ileterek
"bflgi ve düşüncelerini
bJJdirmeJerini" istedi.
DGM Savcısı Ülkfi
Coşkun'un görev
değişüdiğinden 6 ay sonra
Mumcu suikastı
sonışturmasıyla
görev lendirilen Ankara
DGM Savcısı Kemal
Ayhan, Adalet Bakanlığı
Ceza Işlen Genel
Müdürlüğû'ne gönderdiği
15Aralıkl994tarihli
yazıda, Coşkun'un, "Bu tşi
devlet yapmışür. Siyasi
iktidaristersebuiş
çözölûr'" sözlennin
"kayıtiara geçmediğiııi"
söyleyip söylemediği
konusunda "ddfl
hıılıınmartığını" bildirdi.
Adalet Bakanlığı Ceza
Işleri Genel Müdürü Yaşar
Büken de 22 Arahk
1994'te, bakan adına Milli
Savunma Bakanlığı Asken
Adalet Işleri Başkanlığı'na
başvurarak, askeri savcı
Ülkü Coşkun hakkında
soruşturma açılmasını
istedi. Güldal Mumcu'nun
dilekçesini, Içişleri
Bakanlığı Müsteşan Bekir
Aksay'un bilgi notuyla
Ankara DGM'nin
yazılannı Milli Savunma
Bakanı Mehmet Gölhan a
ileten Moğultay, "2845
savılı Devlet Güvenlik
Mahkemderi Kanunu'nun
34. maddesi uyannca
gereginin takdirini" istedi.
Gölhan da, Güldal
Mumcu'nun şikâyetini,
"hızum görmeyerek"
işlemden kaldırdı. Daha
sonra Milli Savunma
Bakanlığı'ndan
gazetemize yapılan
açıklamada, "Adalet
Bakanlığı'nın bulgu eMe
edOemediği kanaatine
dayanarak, yasal prosedür
geregi'' dılekçenin
işlemden kaldınldığı
belirtiJdi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Dün sabah milletvekili albümünden kim
nerede doğmuş diye tek tek incelerken,
gözüm döndü. Notları topladıkîan son-
ra bilgisayarın başına "gözü dönmüş"
biri olarak geçtim.
Türkiye'de kent nüfusu yüzde 70 do-
layında, ama bunun Meclis'e yansıma-
sı neredeysetam tersi. Yani milletvekil-
lerimizin yüzde 70'e yakını köy, kasaba
ve ilçelerde, yüzde 30'dan biraz fazlası
da kentlerde doğmuş.
Örneğın 23 Ankara milletvekilinin sa-
dece 3'ü Ankara'da doğmuş. 8'i Anka-
ra dışında başka bir ilden, 12'si de köy-
kasaba doğumlu.
Bu yaklaşımı herhangi bir küçümse-
me unsuru olarak gerirmiyorum. Türk
kimliğiyle çok yakmdan ilgilenen ve bu
konuda yoğun araştırmalan bulunan bir
profesör, Meclis'teki milletvekılleriyle il-
gilı bir araştırma yaptı.
Sonuçlan birsüre sonra açıklanacak.
Araştırmanın çok kısa bir özetini akta-
rayım:
"Milletvekillerinin yüzde 90'a yakını
kasaba kökenli. Kendisikentte doğmuş
olsa bile kasaba ruhu var. Kasabalı,
köylü gibi üretken değildir. Kentli gibi
kendisine modern bir hayat da kura-
maz. Köyden aldığını kente satar. Ken-
disi hep arada olmak ister. Ama üreti-
min içinde değildir..."
Bu verileri bütünleştirdiğimizde, orta-
ya şu sonuç çıkıyor
Meclis'teki miltetvekillerimiz, statüle-
rini bozacak, kendilerini aşacak kişile-
Nasıl Bir Meclis...
rin gelmesini istemiyortar. Onlar için as-
lolan bu yapıyı korumak. Bu çerçevede
kendi aralarında ilan edilmemiş bir an-
laşma var.
Türkiye'de toplumun neredeyse yüz-
de 80'ine siyaset yasak. Bir kısmı yasa-
lar nedenıyle siyasete giremiyor, bir kıs-
mı parasal nedenle. Bugün birmilletve-
killiğinin maliyeti bir milyar lirayı buluyor.
O zaman Meclis, serbest meslek sa-
hipterine, tacirlere, partilerle iyi ilişki ku-
ran bürokratlara kalıyor.
Işte 1991'de yapılan seçimlerle olu-
şan Meclis'in mesleksel tablosu:
Kamu görevlisi 104, serbest avukat
71, tüccar 60, özel sektör yöneticisi 42,
yerel yönetici 33, müteahhit 33, çtftçi
25, tıp doktoru 29, eczaa 17, bastn-ya-
ym ve gazeteci 13. Diğerlerinin mesle-
ği şöyle:
Sanayici ve imalatçı, öğretim üyesi,
öğretmen, asker, sendikacı, bankacı,
hariciyeci, mali müşavir ve muhasebe-
ci, diş hekimi, yazar, veteriner, futbol
hakemi, güverte zabiti, kooperatifçi, nc-
ter ve sıgortacı.
ANAP lideri Mesut Yılmaz ve DSP li-
deri Bütent Ecevit'le yaklaşık ikişersa-
at yüz yüze, TBMM Başkanı Hüsamet-
tin Cindoruk'la da telefonla görüştüm.
Yılmaz'a, ANAP'tan veTBMM'de ha-
zırlanan raporları diğer gazetelerden
önce almaktan sorumlu arkadaşımız
Dürdane Kocaoğlu ile gittik. Yılmaz'ın
değerlendirmelerinin bir bölümünü dün
okudunuz, bir bölümü de bugün diğer
sütunlarımızda. Yılmaz'a bugünkü
Meclis'in yapısını sordum. Topu iktidar
partisine ve Çiller'e attı:
- Benim artık Tansu Hanım'a hiçbir
güvenim kalmamıştır. Onun söyledikle-
rini ciddiye bile almıyorum.
Ecevit'e ise her alanda koşturduğu-
muz, bazen kaleci bazen forvet yaptı-
ğımız, kaleye geçtiğı günlerde, "orta sa-
hayı da kontrol ef dediğimiz Bülent
Sanoğlu ile gittik. Ecevit, Bülent'i,
"Merhaba adaşım" diye selamladı.
DSP lıderinin Meclis'e ve Türkiye'nin
bugünkü görünümüne ilişkin söyledik-
leri "yeniliryutulur" türden değildi. Bir-
kaç satırbaşı aktaralım:
- Bu Meclis milleti yansıtmıyor.
-1995 Türkiyesi, 1991 Türkiyesi de-
ğil. Milletvekilleri değişimi yakalayama-
dı.
- Toplum bu anayasaya sığmıyor. Kı-
ra döke de olsa kendı özgürlüklerini
kendisi genişletiyor.
- Devleti küçültelim derken küçük dü-
şürüyorlar.
- Emperyalizme karşı mücadelenin
öncülüğünü yapan Türkiye, bugün em-
peryalizmin sınır bekçisi haline gelmiş-
tir.
Ecevit'le yaptığımız söyleşinin aynn-
tılannı diğer sütunlanmızda bulacaksı-
nız.
Cindoruk ise daha iyimser bir hava
yansrtıyor. Cindoruk'a göre anayasa de-
ğişikliklerindeki aksama normal. Çünkü
milletvekilleri ilk kez böylesine toplu bir
anayasa değiştiriyorlar. Cindoruk'un
tümcesiyle,"henüz deneyim, öğrenme
safhasındalar". Adım adım olacak.
Genel durum bu.
Meclis uzun zamandır ilk kez cumar-
tesi günü deçalışacak. Ne var ki iki haf-
tadır sergilenen durum, bu çalışmalar-
dan umutlu olmamızı engelliyor.
Dün eski bir politikacı ile sohbet edi-
yorduk.
Anayasanın hazııiandığı günleri anım-
satıp devam etti:
"O günlerde anayasayı yapanlar, ba-
na şunu söylemişlerdi: 'Bu kez 1961 'e
benzemeyecek. Demokrasiye geçince
bile değiştirilmesi çok zor bir anayasa
yapacağız. En az 20 yıl bu anayasayla
oynayamazlar.' Ben inanmak isteme-
miştim. Aradan 13 yıl geçti. Demek ki
haklılarmış."
Bir peşrev daha yapıp, en kötü Mec-
lis'in bile kapalı bir Meclis'ten iyi oldu-
ğunu yineleyelim.
Ancak şunu da eklemeliyiz ki; bu
Meclis'e beslenen umutlar tükenmek
üzere. Bunun karşısında Meclis, sergi-
lediği mantıkla, Türkiye'yi daha ileri gö-
türemeyeceğini ortaya koymakla kal-
mıyor; geleceği de ipotek a/tına almak
ıstıyor.
Universiteden korkmanın, gençlerin
siyasete ginmesınden korkmanın, ör-
gütlü toplumdan korkmanın ve onlan
Meclis'etaşımayollannı tıkamanın baş-
ka ne anlamı olabilır?
Ulkü Coşkun'a soruşturma
• Baştarafi 1. Sayfada
turma başlatılması için ge-
rekli izni verdi.
Adalet müfettişlerinin,
Mumcu suikastı soruştur-
masındaki çalışmalan nede-
niyle Coşkun hakkında dü-
zenledikleri rapor, Moğul-
tay'm onayıyla birlikte Mil-
li Savunma Bakanlığı'na
gönderildi.
Raporda, Coşkun'un, so-
ruşturmayla ilgili hiçbir ta-
nığı dinfemediği, tutanak
tahrifatlan hakkında, bası-
na yansıyana kadar işlem
yapmadığına dikkat çekıldi.
Coşkun'un, "Bu işi devlet
yapmışör, siyasi iktidar is-
terse çözer" bıçımındeki
sözleriyle olaya bakış açısı-
nı dile getirdiği kaydedilen
raporda, 357 sayılı Askeri
Hâkimler Kanunu'nun 23.
maddesi uyannca "soruş-
turma izni vçrilmesi" gerek-
tiği belirtildi.
Milli Savunma Bakanlığı
tarafindan, "defil eMe edik-
mediğj" gerekçesiyle 2 ay
önce rafa kaldınlan, Ülkü
Coşkun'un, "suikasön çö-
zülmesini devietin istemedi-
ği" iddiasuıa Adalet Bakan-
lığı el koydu.
Güldal Mumcu'nun, Coş-
kun'un "Bu işi devlet yap-
mıştır. Siyasi iktidar isterse
bu iş çözülür" sözlenni du-
yan tanıklar bulunduğunu
. bildirmesi üzerine, Milli Sa-
• vunma Bakanı Mehmet
-Gölhan, "Ülkü Coşkun hak-
kuıda soruşturma izni veril-
mesine lüzum olup ounadı-
ğmın tespiti için'' Adalet Ba-
kaniığı'nın yeniden incele-
me yapmasını istedi.
Coşkun'un, Mumcu so-
ruşturmasını savsakladığı
ve sürüncemede bıraktıgı
iddiası, 2845 sayılı Devlet
Güvenlik Mahkemeleri'nin
Kuruluşu Hakkındaki Ka-
nun uyannca, Adalet Ba-
"lcanlığı müfettişleri tarafın-
dan incelemeye alındı.
Halen Ankara 2 No'lu
DGM yedek üyesi olan Hâ-
kim Binbaşı Olkü Coş-
kun'un, "genelde inisiyatifi
emniyete bıraküğı intibaını
vererek, tutum ve davTanış-
lanyla sonışturmaya yön
verme ve sonuçlandınnada,
beklenen hassasiyeti göster-
mediği kamsı uyandırdığı"
iddiasıyla ilgıli inceleme ta-
mamlandı. Güldal Mum-
cu'nun yanı sıra Uğur
Mumcu'nun kardeşleri avu-
kat Beyhan Gürson ve Cey-
han Mumcu, a\ ukat Emin
Değer, Uğur Alacakaptan,
gazeteci Unal tnanç, DGM
Başsavcılığı Zabıt Kâtibi
Sevim Yılmaz'ın tanık ola-
rak ifadeleri alındı.
Ifadelerde, Coşkun'un
soruşturma sırasında hiçbir
tanığı dinlemediği, "Devlet
istersebu iş çözülür" dediği,
"Emniyet, MÎT yardımcı ol-
mazsa ben bu olaylan nasıl
çözerim? Onlann, mutlaka
vardıma ofanalanlaznn" di-
ye yakındığı kaydedıldi.
Hazırlık soruşturmasını
kamu adına yaparak, sonuç
çıkarma görevinin cumhu-
riyet savcısına ait olduğu
vurgulanan raporda, Coş-
kun'un eksikleri şöyle sıra-
landı:
- Olayla ilgili doğrudan
bilgi sahibi olabilecek ve so-
nuca varmada önemü katkı-
lan bulunabileceklerin ba-
şında gelen Uğur Mum-
cu'nun eşi Güldal Mum-
cu'nun, oiaydan 20 gün son-
ra dinlendigi;
- Müştekinin (Güldal
Mumcu) beyanında belirtti-
ği, ayrıntı bile olsa değer-
lendirilmesinde yarar bulu-
nan Yunus Ertekinin, müş-
tekinin beyanının ahnma-
sından hemen sonra dinlen-
mesine tevessül edilmeye-
rek 4 gün sonra emniyete ta-
limat yazıldığı;
- Yine müştekinin dile ge-
tirdiği Ömer Çiftçi ile ilgi-
li araştırmanın, ilgilisinin
başvurusu üzerine, emni-
yette ifadesinin alınması su-
retiyle yapılıp başkaca bir
araşrırmaya gerek görülme-
diği;
- Olay sonrası, detayh bir
araştırma ile olay yeri ve ci-
vanndaki sakinlerin dinlen-
mesi yoluna gidilmediği;
- Olay yerine oldukça ya-
kuı bir yerde, Tunus Elçili-
ği ile ilgili koruma görevi
yapan polis memurlannın
bizzat dinlenmesi yerine,
TEM Şubesi görevlileri ta-
rafından beyanlanrun aün-
dığı ve bu polislerin, olayda
ihmallerinin bulunup bu-
lunmadığı hususundkki a-
raştırmanın da emniyet gö-
revlilerine havale edildiği;
- Sanıklan gördüğünü ile-
ri süren Ayhan Aydın'la ilgi-
li tüm işlemlerin ve teşhisin
emniyetçeyapılmış olduğu,
bu kişi ile ilgili olarak, ya-
şam biçimi ve geçmişinin
araştınlmadığı, yaşadığı
yerde onu tanıyan insaniann
düşüncelerine başvurulma-
dığı, teşhis etn'ği kişilenn,
oiaydan önce yani 23 Ocak
1993 tarihinde, fstanbul'da
nezarette bulunduklan yo-
lundaki savunmalan üzen-
ne, getirtilen tutanaktaki ta-
rih karalamalan açıkça gö-
rüldüğü halde, bu konunun
basına yansımasına kadar
bir işleme girişilmediği, an-
cak bundan sonra, Cumhu-
riyet Savcısı Olkü Coşkun
tarafından Istanbul'a gidi-
lerek tahrifatın beşeri hata-
dan kaynaklandığının belir-
lendiğı anlaşılmıştır.
Coşkun'a
suçlama
Kelebek'in
devamı
gelir.
Kelebekler, ihtiyaca göre ünite
ünite ahnabilir. Tek kapılı bir
dolap gerektiğinde bütün btr
takıtna (yıllar sonra bile)
tamamlanabilir. Siz bir Kelebek
alın. Deı-amı mutlaka gelir.
Kelebek m's
Bîlget'ten îldnci 'fahişe' krizî
• Baştarafi J. Sayfada
-Soruşturmadosyasınm,
ilk savcı Olkü Coşkun'dan
hizmet gereği nedeniyle mi,
yoksa suçlulann bulunma-
sında gösterdiği basiretsiz-
lik yüzünden mi alındığı,
tarafimdan bilinmemekte-
dir.
- Suikasttan sonra delil
toplanması, bu konudaki
teknik kuraflara, yasaya ve
hukukun genel Ukelerine
tamamen a> kındır.
- TRT'de yapılan bir
programda, DGM'nin "giz-
li" olduğunu belirttiği bilir-
kişi raporu üzerinde, soruş-
turmayı etkileyecek ve sap-
tıracak biçimde açıklama-
lar yapılarak, soruşturma
adetayönlendirilmek isten-
miştir.
- Bir başka programda,
olaylaflguıbflgki olduğunu
söyleyen Ayhan Aydın adh
kişi, tanıklann korunması
ilkesi gözardı edilerek, ek-
randa alenen sorguya çeldl-
miş, böylece bu konuda bil-
gi vermek isteyenkregözda-
ğı verilmiştir.
- lstanbul Emniyet Mü-
dürlüğu'ndeki tutanaklarda
yapılan tarih tahrifatının
beşeri hata olduğu, savcı
Ülkü Coşkun'un raporun-
dan anlaşılmıştır.
Ifüra davası
Bu rapora dayanılarak,
adeta terör örgütünü korur
gibi, Ayhan Aydın hakknı-
da, Coşkun'un talimatıyla
iftira davası açıhTiıştır.
- Oiaydan iki gün sonra,
ihbar üzerine. Ankara'da
bir evde yakalanan \e hak-
kında gryabi turuklama ka-
ran bulunan Şefık Polat ad-
lı kişi, gerekli incelemeler
yapılmadan sahverümiştir.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP Aydın Milletvekili Tunç Bflget'in,
önceki gün TBMM Genel Kurulu'nda
yaptığı konuşmada ANAP'a yönelttiğı
"siyasi fahişe" suçlamasma, ANAP'tan
sert yanıt geldi. Bilget ise yaptığı açık-
lamada, "Bunun seksle, zinayla ilgisi
yok; akla manüğa sığmayan, ^niamıpria
kuHandım" dedi
ANAP Grup Başkan Vekili Oltan
Sungurlu, anayasa görüşmeleri başla-
madan önce Bilget"in ne demek istedi-
ğıni açıklamasım istedi. Bunun üzenne
kürsüye gelen Bilget. şu açıklamayı
yaptı: "Bir gece otunımda, fahişe keİi-
mesinin seksle. zinayla ilgili falan anla-
mı oMu. Bir de akla manüğa sıgmayan
iş anlanunda. Ama bu ikinci anlamı, üç
kaduı meselesinde kullanılmaz. Bugün
benim partimden bazı milletvekilleri,
CHP'yle bir olabüir. Ancak Refah'la bir-
likte oy kullandıiar. Bu ola\a siyasi fahi-
şcük denir. Ben orada akla manöğa sığ-
mayan iş olarak kullandım. Olay bun-
dan ibaretnr"
Ana muhalefet partisine, önce ana
muhalefet partisi olduğu için sonsuz
saygısı olduğunu belirten Bilget. "Özür
dfle" uyanlanna karşıhk, "Eğerözürdi-
lersem, hakaret anlanunda kullandığımı
itirafetmiş, olurum, bövle bir şey yok Id"
yanıtını verdi.
Bilget, dün TBMM Genel Kuru-
lu'nda yaptığı konuşmada, "Fahiseüğin
iki ayn tanımı var. Birincisi seksle flgüi.
Ikincisi akla, manOğa sığmayan ania-
mında. Benim söylediğimin seksle, zi-
nayla ilgisi yok. Ö anlamda kullanma-
dırn. Ana muhalefet partisine sav gısrchk
etmem" dedi. ANAP sıralanndan "Ö-
zür dfle" bağınşlan yükselınce Bilget,
"Özür dilemem. O zaman hakaret için
sövlediğimi itiraf etmiş olurum" dıye-
rek karşı çıktı.
GÖkdemir'in ikinci gafi
Bu arada Kadın ve Aileden Sorumlu
Devlet Bakanı Aysel Baykal, dün dü-
zenlediği basın toplantısında, Devlet
Bakanı Ayvaz Gökdemir'in Bakanlar
Kurulu toplantısında, "Saym bakan bu
konuya ahndıysamz özürdflerim" dedi-
ğini söyledi. Baykal, "ahnjna" sözcüğü-
nün hakaret içerdiğini belırterek. "Bu
genelolarakkadmlara bakış açısını yan-
sıöyor. Bu mesele geçiştirflemez. Önem-
li olan hükümet etmedir. Her sKasetçi
davramşlanndan sorumludur" dedi.
Baykal, bir gazetecının "Gökdemir'in
istifasuu mı yoksa Başbakan'ın görev-
den ahnasmı mı ist7\orsunuz?" sorusu-
na, "Ben Başbakan'a gereğini arzettim.
Onun yorumUnması Başbakan'a ak"
yanıtuıı verdi.
Baykal, Başbakan Tansu ÇiDer'ın
gösterdiği tepkiyi yeterli bulup bulma-
dığı sorusuna da, "Bu konuda yorum
yapmak istemiyorum" dedi.
Bir kabıne üyesi de, önceki gün yapı-
lan Bakanlar Kurulu toplantısı konusun-
da şu bilgileri verdi:
"Devlet Bakanı Aysel Baykal açb ko-
mıyu. Başbakan Tansu Çilİer'e, 'Sayın
Gökdemir'in Avrupalı bayan parlamen-
terler için sarf ettiğı sözler, sadece beni
değil, sizı de yıprattı. Bir ıç ve dış skan-
dal haline dönüstü. Bakan bu sözü kul-
landığını ikrarettı.
Gereginin yapılmasını arzederim' de-
dL Bunun üzerine, Ayvaz Gökdemir,
'Bir kadınla bir erkek arasındaki olay,
neden bütün kadınlan ilgilendiriyor?
Benim de annem, kanm var. Ben, ka-
dınlara saygı duyanm Sayın Başbakan.
Sayın bakan alındıysa özür dilerim' de-
dL Baykal, Başbakan'a döndü ve 'Bu
sözler, bütün kadınlan yaralayan bir
olaydır.
Çünkü, bir kadına bakış açısını gös-
teriyor. lç ve dış skandal oldu, siz de
özür dilemek zorunda kaldmız. Bu iş
böyle devam edemez' dedL Başbakan
da konuyu kapattL"
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
tik ilkelere olan borcu he-
nüz ödediklerine inanma-
dıklannı da belgelemekte-
dir.
Anayasa değişikliği gö-
rüşme ve oylamalan Re-
fah Partisi'nin gerçek ni-
yetinin kesin biçimde öğ-
renilmesini de sağlamıştır.
Belediye seçimlerinde,
oylann aşın ölçüde bölün-
mesi sonucu yönetime
gelen Refah Partili baş-
kanlann kültür, sanat an-
layışı ve şeriatçılara göz
kırpan ıcraatlarını, iyi ni-
yetle ve demokrasi adına
hoşgörü ile değerlendi-
renler de sanınz yanılgıla-
nnın ayirdına varmışlardır.
Refah Partisi, 24'üncü
maddenin son fıkrasını te-
razinin bir kefesine, değiş-
tirilmesi istenilen21 mad-
de ile ılgılı önerilen de öbür
kefesine koyarak demok-
rasiden neanladığını göz-
ler önüne sermiştir. Refah
Partisi milletvekilleri için
önemli olan demokratik-
leşme değil, Türkiye
Cumhuriyeti'nde demokj-
rasi kavramının özlerinr
den birini oluşturan "laik-
lik" ilkesinin anayasadan
çıkarılmasıdır. Bunu sağ-
lamak için doğrudan ya
da dolaylı olarak verilen
değişiklik önergeleri bir
sağnak şeklinde başkan-
lık divanına ulaştınlmakta-
dır. Laiklikle ilgisi bulun-
mayan bir maddenin gö-
rüşülmesinde bile kelime
oyunları ıle konu sözcüler
tarafından laikliğe getiril-
mektedir. Refah Partisi
milletvekilleri; anayasa-
nın, değiştirilemeyeceği
ve değiştirilmesi de öneri-
lemeyecek laiklik ilkesinin
68'inci maddeden çıkanl-
ması için önerge bile ver-
mişlerdir.
Görüşmeler, demokra-
tik bir anayasa yapılması-
nın şımdilik mümkün ol-
madığını ve Refah Parti-
si'nin gerçek niyetini orta-
ya koymuştur. Kabul edi-
len maddelerin ulaştığı oy
sayılan, devreye öncelikle
Sayın Cumhurbaşkanı'nır?
gireceğini göstermekte-
dir.
Anayasaya göre anaya-
sada değişiklik yapan ka-
nunu, yeniden görüşül-
mesi isteği ile TBMM'ye
geri gönderme yetkisi
cumhurbaşkanına tanın-
mıştır. Ancak bu durumda
iade edilen kanunun en az
300 oyla kabul edilmesi
koşulu aranacaktır. Sayın
Cumhurbaşkanı'nın, ge-
rekli olan 270 oyu zorla
sağlayarak kabul edilen
bir metni geri göndererek
değişikliği tümden önle-
mesi düşünülemez. Bü
nedenle ikinci görüşmede
de 300 oyun sağlanama-
ması durumunda, değ'L
şiklik metinleri halkoyuna
sunulacaktır. Seçmenle-
rin, vekillerinden daha
sağduyulu ve demokrasi-
den yana olduğu da bu
yolla kanıtlanacaktır.
•••
Nüfus cüzdanımı,
sigorta kimlik
karnmı ve ehliyetimı
kaybettim.
Hükümsüzdür.
FERİTSOYLU
Bu keyif hiç bitmesin ister misiniz?
% 99.97 oranında emsalsiz filtrasyon.. 5 filtreli elekîrosîatik mikro tarayıcı sisfem ile tam temizlik...
Eşsiz emiş gücü... Entegre aksesuarlar... Tıkanmayan ve dayanıklı konik hortum. Süpürge üzerindekı askısında
taşınabilen teleskopik boru.. Düşük ses seviyesi. Elektronik güçayarı... Hava üfleme fonksiyonu...
Electrolux Z 3842 Dolphin Electronic elefctrikli süpürge evinize tam hijyenik temizlik keyfi, ,
hayatınıza benzersiz bir kolaylık getıriyor.
Farklı özelliklere sahip diğer Electrolux modelleriyle siz de bir an önce tantşrn' . .
ELECTROLUX Z 3
•DLPHIN ELECTRDNIC ELEKTRİKLİ _
Size en yakın Electrolux bayiini ögrenmek ve ayrıntılı bilgi için Türkiye'nin her yerınden ücretsız servıs telefonumuzu hemen arayın
Electrolux
T) İİ V fl
' MERKEZ. TARUBAŞI BULVARI
HO 35 TAKSİM 80080 ISTANBU.
TîL 02122931020 FAX. 02122516094
• ŞUBE: ATATÛRK CAD NO 378
K 5-501 ALSANCAK 3522012MM
TEL.02324639315FAX 0232.4639252
DANIŞMA SERVİSİ
1 6032