Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 HA2İRAN 1995 CUMARTESİ
10 DIŞ HABERLER
ABlTde Nükteer
denemelep
pafakalktı
• WASHİNGTON (AFP)
- ABD yönetimi nükleer
denemeler konusunda
almacak karan rafa
kaldırdı. ABD Savunma
Bakanlığı'nm nûkleer
denemelere devam etme
konusunda yönetimden
talep ettiği karann
görüşülmesi belirsiz bir
tarihekadar ertelendi.
Başkan Bill Clinton'ın
Ulusal Güvenlik
Danışmanı Anthony Lake,
dün, bu konuda yapüması
planlanan toplantıyı iptal
etti. Savunma Bakanlığı
yetkilileri, nûkleer
silahlann güvenilirliğini
sağlamak için denemelerin
devam etmesinde israr
ediyorlardı.
Yunanistandan
tepki
• ATLNA(AA)-
Türkiye'nin Ege ve 12 mil
görüşlerini bir mektupla
BM'ye bildirmesi,
Atina'nın hoşuna gitmedi.
Yunanistan Hükümet
Sözcüsü Evangelos
Venizelos, Türkiye'nin
BM'ye sunduğu mektupla
BM ilkelerni çiğnediğini
iddia etti. Yeni Demokrasi
Lideri Miltiadis Evett de
Cannes'e giden
Papandreu'dan konuyu AB
zirvesinde gündeme
getirmesini istedi. Siyasi
Bahar Partisi Lideri de
mektubun Yunanistan için
yeni bir tehdit
oluşturduğunu öne sürdü.
Yunan basııu da mektupla
ilgili haberlere geniş yer
verdi. Ta Nea gazetesi
"Ankara BM kürsüsünden
Atina'yı savaşla tehdit
etti." diye yazdı.
Belçika'da yeni
hukumet
• BRÜKSEL(AA)-
Belçıka'da 21 mayısta
gerçekleştırilen seçimleri
takiben, Başbakant Jean-
Luc Dehaene (55)
başkanlıgında yeni bir
merkez sol kabine
oluştunıldu. 16 üyesi
bulunan yeni kabinede
Fransızca konuşan
Sosyalist Parti, Hıristiyan-
Demokrat, Flamanca
konuşan Sosyalist Parti ve
Hıristıyan-Demokrat
Parti'den milletvekilleri
bulunuyor. Ülkedeki çetin
sorunlan çözmekte
gösterdiği başandan dolayı
"Mayın temizleyicisi"
lakabıyla anılan Başbakan
Dehaene'nin yeni hükümet
programında ekonomık
konulara ağırlık vereceği
belirtiliyor.
Parti başkanı
tutuklandı
• HEİDELBERG (AA) -
Aşın sağcı Almanya
Milliyetçi Parti (NPD)
Genel Başkanı Gûnter
Deskert dün tutuklandı.
Halkı kışkırtmak suçundan
Reutlingen, kenti tdari
Mahkemesi'nde hakkında
dava açılan ırkçı lider
Deckert, bugünkü
duruşmaya gelmeyince,
mahkeme tarafindan
hakkında tutuklama karan
çıkanldı. Deckert, bugûn
Heidelberg polisi
tarafindan
Weinheımer'deki evinde
tutuklanarak cezaevine
gönderildı.
Hollanda imam
yetiştirecek
• AMSTERDAM (AA) -
Hollanda Parlamentosu, bu
ülkede görev yapacak
imamlann Hollanda'da
yetiştirilmesine yönelik
olarak Eğitim Bakanlığı
tarafindan sunulan öneriye
destek verdi.
Parlamentonun Eğitim
Komisyonu'nda dün ele
alınan öneri, Teoloji
Fakültesi'nde imam
yüksek eğitimi verilmesini
ve bu eğitimi alanlann
Hollanda'da
görevlendirilmelerini
öngörüyor.
Kjbrjs Barış
Gücü'ne onay
• NEWYORK(AA)-
Kıbns Banş Gücü'nûn
(UMF1CYP) görev
süresinin 31 Aralık 1995
tarihine kadar uzatılmasını
öngören karar dün BM
Güvenlik Konsey
tarafindan kabul edildi.
Konsey konuyla ilgili
olarak Genel Sekreter
Butros Gali tarafindan
hazırlanan ropar ve ekli
karar tasansı üzerindeki
görüşmelerini üç gündür
sürdürüyordu.
Major'a rakip aranıyor• Ingiliz
Muhafazakâr
Partisi içindeki
muhalifkanat,
Başbakan John
Major'ın
istifasıyla boşalan
liderlik koltuğuna
yeni bir isim
anyor.
Dış Haberler Servisi -
İngiltere'de Başbakan John
Major'ın Muhafazakâr Par-
ti liderliğinden istifaetmesi.
siyaset sahnesini altüst etti.
Muhafazakâr Parti'deki mu-
halif kanat, ilk turu 4 tem-
muzda yapılacak olan lider
seçiminde Major'ın karşısı-
na çıkacak bir aday arayışı-
na girdi. Gözlemciler, parti-
de Major için tehlike oluştu-
rabilecek güçte bir aday bu-
lunmadığını ve Major'ın bu
yanştan güçlenerek çıkma-
sının beklendiğini bildiri-
yorlar.
Başbakan Major önceki
akşam Muhafazakâr Par-
ti'deki muhaliflerine rest çe-
kerek parti başkanlığından
istifa etmiş, başkanlık için
seçim yapılmasinı ıstemişti.
Major, partideki başkanlık
yanşını kaybetmesi duru-
munda başbakanlıktan da
istifa edeceğini açıklamıştı.
Major'ın sürpriz istifası-
nınardından, Ingiliz siyase-
ti 'lider arayışuıa' endeks-
lendi. Partinin liderini belir-
lemek için yapılacak olan üç
turlu seçimin ilk turu 4 tem-
muzda gerçekleştirilecek.
Lider adaylannm perşembe
gününe kadar adaylıklannı
açıklamalan gerekıyor.
Rakiplerpcsetti
Major'ın karşısına bir ra-
kip çıkarmak için yalnızca 6
gün süresi olan parti içi mu-
halefet dün kollan sıvadı.
1990'da başbakanhktan aynlarak yerini Major'a bırakan 'Demir Lady', şimdi yine Major'ı destekliyor.
Ancak Major'ın en önemli
muhaliflerinin başkanlık
yanşma katılmayacaklannı
açıkîayarak destek vermele-
ri, başbakanın şansının yük-
sek olduğunu ortaya koydu.
Parti içinde aylardıryaşa-
nan huzursuzluklar sırasın-
daadı 'Major'a afternatifB-
der' olarak anılan Ticaret
Bakanı Michael Heseltine.
'başbakanın yanında yer
alacağuu' açıkladı. Yine
muhalıf kanadın önde gelen
isimlerinden Maliye Bakanı
Kenneth Clarke, Çalışma
Bakanı Michael Portillo ve
partideki genç muhalif mıl-
letvekillerinin örgütü olan
'1922 Komitesfnin başkanı
Sir Marcus Foş, Major'ı
destekleyeceklerini söyledı-
ler.
Tek aday Lamont ~~
Başkanlık yanşında Ma-
jor'ın karşısına çıkabilecek
tek kişinin, Maliye eskı Ba-
kanı Norman Lamont oldu-
ğu bildiriliyor. Major'ın iz-
lediği 'AvTupa'ya yakmlaş-
ma' politikasına karşı çıkan
sağ kanat Muhafazakarla-
nn, seçime katılması için
Lamont'a baskı yapmalan
bekleniyor.
Major'ın 1990 yılında
başbakanlığa getirilmesin-
de önemli rol oynamış olan
Lamont, ilk Major kabine-
sinde maliye bakanlığı gö-
revine getirilmişti. Ancak
1992'de yaşanan ekonomik
çöküşün ardından iki mütte-
fikin yollan aynlmış, kabı-
neden aynlan Lamont, Ma-
jor'ın önemli muhaliflerin-
den biri haline gelmişti.
Ancak Major' ın bu ani çı-
kışıyla iyi bir rüzgar yakala-
dığını belirten gözlemciler,
Lamont'un da Major karşı-
sında şansının fazla olmadı-
ğını savunuyorlar.
PORTRE /MAJOR
Sıfirdan zjrveye
1990'da Margaret Thatcher'ın
halefı olarak Muhafazakâr Parti
(MP) lıderhğine seçılen ve
başbakan olan John Major, sıfirdan
zirveye yükselmiş bir politikacı
olarak tammlanıyor. 1943'tebirsirk
oyuncusunun oğlu olarak dünyaya
gelen Major, nefret ettiği okul
yaşamını, 16 yaşında noktaladı.
Işçi, katip, otobüs biletçisi, şofor ve
bankacı olarak sayısız işte çalıştı.
16 yaşında katıldığı MP'de ise hızh
yükseldı. 1986-1989 arasında
hazine müsteşarlığı ve dışışleri
bakanılığı yaptı. Bakanlığı
dönemınde Thatcher'ın gözdesiydi.
Başbakanlığı üstlendiğinde,
üniversite mezunu olmaması
nedenıyle küçümsenmişti. AB'ye
katılım ve K. Irianda sorununun
çözümü konulannda cesur adımlar
atması ona saygınlık kazandırdı.
AB konusunda egemen olan
olumsuz tutumu bir ölçüde gıderme
konusunda da başanlı oldu.
İngiliz siyasetinde ikinci botnba
Hurd istifa ettiDış Haberler Servisi - tngiltere, Başbakan Major'ın
önceki akşam parti liderliğinden istifa etmesinin şokunu
üzennden atamadan. dün ikinci bir istifa Londra'yı
kanştırdı. Dışişlen Bakanı Douglas Hurd, 6 yıldır
sürdürdüğü bakanhk görevinden istifa edereİc 'siyasetten
emekliye aynkhğmı' açıkladı. Böylece Başbakan Major,
parti içindeki en önemli destekçiîerinden binnı yıtirmış
oldu. Dışişlen Bakanlığı sözcüsü, Hurd'ün istifa
açıklamasını okurken bakanın 'emeklilik zamanınm
gektiğbıe inandığınr söyledi Açıklamada Hurd'ün
istifasını bir yıldır planîadığı ve ilk kez 1994 ılkbahannda Major'a 'emekHlik niyetini'
anlattıgı belırtildi. Hurd, genel kabine değişiklığı yapılana dek dışişlen bakanlığı
görevını sürdürecek. Genel değışıklığın, Major'ın liderlik seçiminden sonra, temmuz
başında yapılması bekleniyor. Hurd gelecek hafta Cannes'da yapılacak AB doruğuna
Major ile birlikte katılacak. Hurd'ün yenni, Savunma Bakanı Makolm Rifkind'ın
alması bekleniyor. Gözlemciler. önde gelen sıyasetçilerden Ian Lang'ın adaylığının da
söz konusu olduğunu ve Rifkind dışişlerine geçerse, Lang'in, Savunma Bakanı
olabileceğini kaydettiler. Eski bir hukukçu olan Rifkınd de NATO çevrelennde sevilen
bir bakan olarak tanınıyor. Türkıye'ye verdığı önemle tanınan Hurd, Türk Dışişlen
bakanlanyla yakın ilışkı sürdürmüştü.
Rus Parlamentosu köşeye sıkıştı• Duma ikinci güven
oylamasını temmuzun ilk
günü yapacak. Duma,
Yeltsin'e rehine krizinden
sorumlu üç bakanını görevden
alınması tavsiyesinde bulundu.
Dış HaberlerServisi- Rusya Parlamento-
su'nun alt kanadı Duma'nın daha önce gü-
vensizlik oyu verdiği hükümet için anaya-
sa gereği yapacağı ikinci oylama tarihi 1
temmuz olarak belirlendi. Duma'nın dün-
kü toplantısında Devlet Başkanı BorisYett-
sin'e, rehine krizinin kanlı bir şekilde so-
nuçlanmasından sorumlu Içişleri Bakanı
Vîktor Yerin, Savunma Bakanı Pavel Gra-
çov ve Çeçenya temsilcisi Başbakan Yar-
dımcısı Nikolay Yegorov'u görevden alma-
sı önerildi.
Parlamento'nun alt kanadı Duma, ikinci
güven oylamasını Devlet Başkanı 'nın hü-
kümette yapacağı değişikliklerin ertesine
aldı.
Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi, Devlet
Başkanı Boris Yeltsin başkanlıgında 29 ha-
ziranda toplanacak. Yeltsin önceki gün bu
toplantıda, "Bazı bakanlann ve üst düzey
yetkilik-rin dcgişririlcccgini~açıklamıştı
Duma Başkanı İ\an Ribkin'e göre Yelt-
sin'in hükümette değişıklık yapması, Du-
ma'nın yeniden güvensizlik oyu vermesi
olasıhğını zayıflatacak. Hükümete daha ön-
ce güvensizlik oyu veren güçlü partılerden
yalnızca YaUako bloğu yeniden aynı yön-
de oy kullanacağını açıkladı.
Ydtsin için oylama
"Yehsin hakkında Çeçenya da dahil ol-
mak üzere çeşitli konuiarda yargüanması
ve görevinden alınması" başlığı altında bir
maddenın gündeme alınması önceki gün
yapılan oylamada reddedildi. Gerekli oy
226 iken öneri 172 milletvekilinden destek
bulabildi.Duma'da dün Içişlen Bakanı, Sa-
vunma Bakanı ve Çeçenya temsilcisinin
görevden alınması için yapılan oylamada,
Yerin aleyhine 284, Graçov aleyhine 268,
Yegorov aleyhine de 245 oy kullanıldı. Dev-
let Başkanı'na tavsiye niteliğindeki bu ka-
rann bağlayıcı özelliği bulunmuyor.
Rusya ve Çeçenya heyetleri arasında ya-
pılan görüşmelerin, Çeçenya'nın siyasal ge-
leceği ile ilgili gündem maddesinde sorun
çıktı. Anlaşmazlık "Cahar Dudayev'in ge-
leceği ve Çeçenya'ın siyasal statüsünde" or-
taya çıktı.
Savaş, Rus halkını ikiye böldü
HAKANAKSAY
MOSKÖVA- Budennovsk ola-
yı Rusya'nın yüzünde tokat gıbi
patladı. Savaş artık "uzaklarda
bir yerde" altı aydan fazla birbi-
rini öldüren yabancı insanlarla
ilgili haberler olmaktan çıktı. İlk
kez Çeçen topraklannın dışına
taştı. Dana düne kadar savaşla
hiçbır ilgisi olmayan insanlan et-
kiledi. Kimınin canını aldı, ki-
minı fiziksel veya ruhsal yarala-
dı; geride kalanlan korkuttu.
Ya bu tür olaylar tekrarlanırsa?
Ya Dudayev, dediğini yapar ve
Moskova'da sılahlı eylemler dü-
zenlerse? Ya kalabahk bir mey-
dan veya metro bombalanırsa''
Ya bir nükleer santral ele geçiri-
lirse?
Daha önce fazla sorulmayan
sorular, pek korkulmayan tehli-
kelerdi bunlar. Artık yalnızca
başkalannın çocuklannın değıl,
"çok yakınlarda bir yerde" tanı-
dık insanlann da ölmesi olasılı-
ğı belirince işin rengi değişti.
Rusya halkı birdenbire ilgi
gösterdi Çeçen savaşına. Gazete-
ler yeniden tükenmeye, televız-
yon haberlen ızlenmeye başlan-
dı. Sıradan insanlar bilgı edin-
meye ve yorum yapmaya çalışır
oldular.
Ve bu noktada Rusya halkı ikı-
ye bölündü. Hem benim yaşayıp
gördüklerime, hem de medyadan
iletilen anketlere bakarsak, he-
men hemen tam ortasmdan ikı-
ye aynldı halk: tktidar karşıtlan
ve Çeçen düşmanlan.
Yeltsin yandaşlan zaten
1991'den beri sürekli azalıyor.
1992 başındakı zam furyası,
1993 ekımindeki parlamento
bombalaması ve geçen yılın so-
nunda başlayan Çeçen savaşıyla
iyicepuan yitıren Yeltsin'e "tam
destek" verenler, bugün toplu-
mun yalnızca yüzde 2'sini oluş-
turuyor artık. Başkanın deprem
sonrasında Neftegorsk'a, rehine
krizi sırasında da Budennovsk'a
gitmemesı, üstelik bir de hasta-
nedeki masum insanlann ölümü-
ne yol açan iki başansız baskın
düzenletmesi halkı kızdırdı.
Rusya'nın öteki yansı ise (ki
bunlann içinde Yeltsin'i sevme-
yenler de az değil) Çeçenlere,
hatta genel olarak Kafkasya
halklanna, dahası "siyahsaçh, es-
mer tenH" insanlara nefretle bak-
maya başladı. Bunlar, eskiden
beri kendilerini rahatsız eden et-
nik anlaşmazlıklann faturasını
"Rus olmayanlar"a çıkarmaya
alışmış kimseler. Çeçen savaşın-
da yaşamlannı yitiren Ruslann
katillerinin acımasızca cezalan-
dınlmasını isteyen milliyetçiler.
Büyük kentler geçmişte iktıdann
en büyük desteği olmuştu. Şim-
di Yeltsin'e duyduğu güveni yı-
tiren insanlar çığ gıbi arttı. Buna
karşın genellikle politikaya faz-
la ilgi göstermeyen taşra halkı
arasında. özellikle de kanlı ça-
tışmalara yakın bölgelerde za-
man zaman Çeçen düşmanlığı
ağırbasıyorgibi.
Yeni Rusya'da hiçbir politik
partinin toplum içinde ciddi bir
etkisi olmamasından dolayı bin-
lerinin halkı yönlendırdiğini söy-
lemek zor. Daha çok kendiliğin-
den gelişiyor hareket. Son olay-
lardan sonra Rusya'nın çeşitli
bölgelerinde düzenlenen Çeçen
ve iktidar karşıtı mitingler, bu-
nun göstergeleri.
K O N U K YAZAR / tSMAÎL SOYSAL (Emekli Büyükelçi)
AVRUPA^DAN
EDİP EMİL ÖYMEN
Avrupa'da Şizofrenî
Avrupa Konseyi Parlamanterler Meclisi pazartesi
toplanacak. Türkiye'ye "demokratikleşmesi" için 26
hazirana kadar süre tanıyan meclis bu. Bu meclisin
bir üstü, bir tür bakanlar kurulu sayılan Avrupa Kon-
seyi Bakanlar Komitesi ise, Türkiye'ye "demokratik-
leşmesi" için süre lafını bile ağzını almayan bir ara ka-
rar kabul etti. Ara karann ağzından bal akjyor. Meğrîr
Türkiye, demokratikleşme yolunda ne acaip göz ya-
şartıcı adımlar atmış. Türkiye bu konuda emin adım-
larla ilerliyonmuş meğer.
Avrupa bir güzel şizofreni oldu üzerinize afiyet. Ba-
tı Avrupa Birliği Parlamanterler Meclisi Kürt sorunu
hakkında, Kıbns hakkında zehir zemberek rapor ha-
zırlar. Avrupa Konseyi Parlamanterler Meclisi 26 ha-
zirana kadar süre tanır. Ama her iki kuruluşun da ba-
kanlar komitelen, bu kararları dikkate almaz. Henüz
BAB için bu kesinleşmedı, ama Avrupa Konseyi Ba-
kanlar Komitesi, hükümetlerinin, hiç de parlamento-
daki milletvekilleri gibi düşünmediğini gösterdi.
Avrupa'nın altı kaval üstü şişhane. Çünkü kamu-
oyu Türkiye'yi Avrupa'da istemiyor. Ama hükümetler
istiyor. Türkiye öyle menem bir coğrafyada, öyie bir
iç-dtş yapıda ki atsan atılmaz satsan satılmaz. De-
mokratikleşme konusundaki bütün potlanna, gafla-
nna, bilinçsizliğine, hatta inançsızlığına rağmen Tür-
kiye, Avrupa'ya gerekli. Evet, en önemli koltuğu, Av-
rupa Birliği üyeliğini vermeyecekleri kesin. Ama ta-
bure ve sandalye vermeye istekliler.
Bunu bizim anti demokratikler de artık fark ettiler.
Ve "Biz ne diye onlara yüz sürüyoruz? Onlar bize yüz
sürsün" şantajıyle hareket etmeye başladılar. Küfür-
cü terbiyesiz bakan olayını Başbakan Çıller nasıl ört-
bas etti. Gerçek bir Avrupa ülkesı olsak, yöneticıler
Avrupalı gıbi düşünebilse, Avrupalılığı vıcdanlannda
ve bilinçlerinde gerçekten hissedebılseler, böyle bir
küfürcü bakanı bizzat başbakan azlederdi. Ama öy-
le olmadı. Hatta küfürcü bakanın, kadın işlerinden so-
rumlu devlet bakanı hanımla da aynı konuda ne ka-
dar yakışıksız biçimde konuştuğu kamuoyuna yan-
sıdı.
Demek ki artık bundan sonra Türkiye, Avrupa'ya
şantaj iyice yapacak. Bize şunu verin, yoksa şeriat
gelir ha! Bize şunu yapın, yoksa Suriye, Irak, Iran si-
zi ham yapar ha! Bizi gümrük birliğine almazsanız,
dev bir pazardan siz yoksun kalırsınız ha!
Bu şantaj sürerken de biz, demokratikleşme ile il-
gisi pek az geri plan anayasa maddelerini degiştiri-
yonmuş gibi oyalanalım. Demokratikleşmeye en ya-
kın gelebilecek maddeleri de reddedelim. Uyduruk-
lannı kabul edelim. Avrupa'ya dönüp, "Bakın, ilk si-
vil anayasayı nihayet ortaya çıkartıyoruz" diyerek göz
boyayalım. Onlar da "Ellerne garibi, bırak elinden ge-
leni yapıyor" desin.
Avrupa'nın gözünü boyamaya çalışanlara naciza-
neöğüt: Demokratikleşme, kara merkebi beyaza bo-
yayıp satmaya benzemez. Avrupa, bizim Ortadoğu-
lu kumazlıklarımızı yutar görünüp, acısmı sonra öyle
bir çıkartır ki aklımız tavana vurur. Ne güzel uyutuyor-
duk derken hele. Şaşanz.
BASIN
Cljc^etarjjork ^tme s
Çernomirdin
9
in çabası
Ruslar ve Çeçenler her gün
yeni bir işkence usulü
bularak birbirlerine eziyet
etmeye çalışıyor. Çeçen
direnişçilerinın 2 bin kişiyi
rehine aldığı
Budennovsk'ta karşı
karşıya gelen taraflar,
şiddetli çarpışmalann
sonucunda banş masasına
oturmaya razı oldular.
Rusya'nın bu küçük güney
kentinde meydana gelen
çahşma, Çeçen savaşının
Çeçenya sınu-lan içinde
geçtığine inanan
yetkililerin fıkir
değiştınnesine yol açtı.
Ülke yönetiminde
sergilediği tutarsızlık
nedeniyle inandıncılığını
yitiren Yeltsin bu kez de
Çeçen lıderDudayev'in
Türkiye'den siyasi sığınma
talcbindc bulunduğunu
iddia etti. Ancak bu iddia
Türkiye tarafindan
yalanlandı. Çeçenya
savaşının patlak
vermesinden bu yana
gecen 6 ay zarfinda
Yeltsin'in savaşı
durduramayacağı belli
oldu. Başbakan
Çemomirdin ise Çeçen
savaşını sonuçlandınnakta
Yeltsin'den daha becerikli
ve istekli. Geçen hafta
sonu gelişen olaylar,
başbakanın Kremlin'in
onayını almadan, bağımsız
girişimlerde
bulunabileceğini
göstermesı yönünden
dikkat çekti. Çeçen
liderlerle görüşmeler
yapması, rehinelerin
serbest bırakılması ve
Çeçen sayaşçılara güvence
veribnesi Kremlin'den
kaygı ile ızlcndı.
(21 haziran)
İspanya ile daha sıkı ilişkiler kurmanın yararlarıNedense îspanya ile ilişkilerimiz bugüne de-
ğin yeterince gelişmemiştir. Oysa iki ülkenin
pek çok benzer yanlan vardır: Türkiye de, ts-
panya da büyük imparatorluklar kurmuşlardır.
Geçmişin mirasından deneyim ve olgunluk gi-
bi kazanımlar edinmişler ya da zor sorunlar dev-
ralmışlardır. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra her iki
ülke demokrasiyi benimserken sarsıntılar ge-
çirmiş, aynlıkçı hareketlerle karşılaşmıştır. K.uş-
kusuz ispanya, Batı Avrupa'nın bir parçası ola-
rak demokrasi sürecini hızla yürütmüş, Türki-
ye ise değışik bir uygarlığın varisi olarak uzun
süre çetin zorluklarla karşılaşmıştır ve karşıla-
şıyor. Öte yandan, Batılılar lspanya'yı siyasal
zoıiuklardan kurtanp demokrasiye bağlı tutmak
için benzeri durumdakı Portekiz ile birlikte,
1986'da AT'ye üye yapıvermiştır. Gecıkmiş de
olsalar, Bahlılar şimdı Türkiye'yi aynı amaçla
AB'ye yaklaştırmak istiyor. Bu İcanıya varmak
safça bir iyimsenk değil, gerçeğin ta kendısıdir.
Çünkü laik ve demokratik bir Türkıye bir kaosa
sürüklenirse Avrupa'nın çıkarlan zarar göriir,
Türkiye'nin içinde bulunduğu bölge tehlikeye
düşer. Herhalde biz bugün İspanya'nın başanlı
yükselişinı, oluşturduğu politikalan yakından
izlemeli ve onunla ekonomık ilişkılerimızi ge-
liştırmelıyiz. Bakıruz şu gerçeklere: İspanya 36
yıl süren diktatörlükten sonra 1975'te, yani sa-
dece bundan 20 yıl önce demokrasiye adımını
atmış; 1977'de ilk serbest seçimleri yapmış;
1978'de demokratik bir anayasa kabul etmiş;
ertesi yıl Basklara (2 milyon) ve Katalanlara (5
mılyon) özerklik tanımıştır. Gerçi aynlıkçı
Basklann kanlı eylemlen uzun sürmüştür, ama
bu durum İspanya AT'ye gırdikten sonra azal-
maya başlamıştır. Çünkü Basklar Avrupa Top-
luluğunun dışında kalmak ıstemezler. Nitekim
Basklar ve Katalanlar son yerel secimlerde, ül-
kenin bütünlüğünün bılıncı içinde, gene Gon-
zales'ın Sosyalist Partısı'ne oy vermişlerdir.
İspanya'nın, Basklar ve Katolanya birlikte, 17
özerk bölgeye -kı bu esnek nitelıkte bır desant-
ralisation'a benziyor-bölünmüş olması acaba
tehlike mi, yoksa gelişimi özendirici ve tehlike-
yi önleyıci bir denge sistemi mi sorusunu akla
getiriyor. Belki bu düzen bizim bünyemize ters
düşebilır, ama gene de onu incelemeliyiz.
Kalkınma çabalanmızda da lspanya'yı izle-
mekte yarar vardır: Bakınız, 40 milyon nüfusu
olan tspanya'nın kişı başına geliri 12.500 do-
lar; 1994 yılında ekonomik büyüme oranı %
1.9; enflasyon %4.3; turizm geliri 25 milyardo-
lardır. Ekonomik alanda en ciddi sorunlar ise %
18'i aşan işsizliktır. Ama Ingiltere ve Fransa'da
da buna yakın işsizlık vardır.
Böyle bir İspanya günümüzde AB'de içinde,
üç büyüklerden hemen sonra, en hareketli ve en
etkin devlettir. Üstelik, 1 temmuzdabirlığindö-
nem başkanlığı Ispanya'ya geçmektedır.
İspanya ile aramızda hiçbir sorun yoktur. De-
mokrat ruhlu krallan Juan Carlos ve kraliçe
1993 'de ülkemizi ziyaret ettiler. Ispanyol yetki-
liler Türkiye'nin AB'ye alınması gereğini açık-
ça söylemiştir.
Ankara'daki büyükelçileri Carderera'yı, bü-
yükelçilikte başkatipliği zamanından tanınm.
Ilişkilerimizin gelişmesi için inançla çalışıyor
Umanz Sayın Başbakanımız en kısa zaman-
da Madrit'e bir ziyaret yapar ve orada işbirliği-
mizi güçlendirici çareleri görüşür.