Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1995 PA2AR
HABERLER
CHP'de anayasa
alarmı
• ANKARA (ANKA) -
Anayasa değişikliği
görûşmelerinin TBMM
Genel Kurulu'nun gelecek
haftaki birieşiminde
gündeme gelmesi
olasılığına karşı, CHP
milletvekilinin yutiçi ve
yurtdışı gezileri iptal edildi.
CHP Gnıp Yönetim
Kurulu'nun isteği ve genel
başkan Hikmet Çetin'in
direktifi ûzerine alınan
karar hakkında bilgi veren
grup başkanvekili Mehmet
Kerimoğlu, "Anayasa
değişikliklerinin TBMM
tatile girmeden çıkmasına
çalışacagız" dedi.
ANAP,Mecys-
TV'den şikâyetçi
• ANKARA (ANKA) -
ANAP Grup Başkanvekili
Oltan Sungurlu, "iktidan
övûcü propaganda
yapıldığı" gerekçesiyle
Meclis televizyonunu
TBMM Baskanı
Hûsamettin Cindoruk'a
şikâyet etti. ANAP Grup
Başkanvekili Oltan
Sungurlu TBMM Başkanı
Cindoruk'a gönderdigi
yazıda, TBMM-TV'nin,
radyo ve televizyon
yasasının "TRT ve tahsis
edılen kanallardan bınnden
TBMM faaliyetlerinin
kamuoyuna yansıtılacağı"
hükmüne göre yayın
yaptığmı ammsattı.
Yazısında TBMM'ye intikal
etmemiş bir konunun, yasa
tasansı ya da yasa
önensinin Meclis-TV'de
tartışılması ve
açıklanmasmın yasaya
aykın oldugunu savunan
Sungurlu, "Usulü
dairesmde mûzakere
edilerek kanunlaşmış bir
kanunun açıklanması veya
buna daır yapılacak
yorumlann yasama organı
faaliyetleri arasında
bulunmadığı kuşkusuzdur"
dedi.
Emeklüer
sendikası
• İstanbul Haber Servisi -
DlSK Yönetim Kurulu
Üyesi ve Örgûtlenme
Dairesi Başkanı Çetin
Uygur, EmekJiler
sendikasının 3 temmuzda
kurulacağını açıkladı.
Üygur yaptığı yazılı
açıklamada. önceki gün
sona eren girişim kurullan
toplantısı sonunda
Emekliler Sendikası
Kuruluş Koordinasyon
Kurulu oluşturulduğunu ve
kuruluş başvurusuna
yönelik tüm çahşmalann 30
haziranda bitirileceğini
söyledi.
Çeöndöndü
• İSTANBUL (AA)-
Isviçre'nin Bürgenstack
kentinde yapılan
"Bilderberg Toplantılan"na
katılan Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Hikmet Çetin yurda döndü.
Çetin. Atatûrk
Havalimanı'nda yaptıgı
açıklamada, 1954yılından
bu yana her yıl değişik bir
kentte yapılan toplantıda,
Türkiye'nin NATO'ya
bakışı, Tûrk-Yunan
ilişkileri, günrük birliği ve
bazı bölgesel konular
üzerinde durduğunu belirtti.
Oğretmenlerin
|İSTANBUL(AA)-
tstanbul öğretmenleri 4.
Kültür ve Sanat Şenliği,
Adile Sultan Kasn
Öğretmenevi ve Kültür
Merkezi'nde başladı.
Çeşitli etkinliklerle 16
hazirana kadar sûrecek
şenliğin yannki
programında oda müziği
konseri, slayt gösterileri,
İstanbul Öğretmenleri Türk
Sanat Müziği konseri yer
alacak.
Şrnak'm dünü
ve geteceği
• ŞIRNAK (AA) - Şıraak
Valiliği tarafından bir süre
önce kurulan ŞIRGEV
(Şırnak'ı Geliştirme Vakfj),
tanıtım alanindaki ilk
seminerini, 13 haziranda
Ankara'da yapacak. Vali
Kamıl Acun yaptığı
açıklamada, Şırnak'ı gerçek
kimliği ile tüm dünyaya
tanıtmak amacıyla
düzenlenen seminere çok
sayıda bilim adamı,
araştınnacı ve gazetecinin
davet edildiğini belirterek
şunlan söyledi: "ŞIRGEV'i
kurmamızdaki amaç,
Şırnak'ın geri kalmışlığmı
ortadan kaldırmak, eğıtım,
sağlık ve ekonomisini hızla
geliştirmek, gerçek kimliği
ile tüm dünyaya tanıtmaktır.
Bunun da birincisinı
gerçekleştiriyoruz."
Başbakan Tansu Çiller, İzmir'de Fethullah Gülen ile ikinci kez bir araya geldi
Çjfler-Giilen yine göriiştü
•Başbakan Çiller'in katılımıyla
Fethullahçılann tam bir gövde
gösterisine dönüşen Özel
Yamanlar Lisesi mezuniyet
gecesinde, çeşitli bilimsel
yanşmalarda ödül alan
öğrencilere plaketler verildi.
•Başanlı öğrencilere plaket
veren Bakırkoy Beledıye
Başkanı Ali Talip Özdemir'in,
Özel Fatih ye Yamanlar
liselerindeki başanlar nedeniyle
Fethullah Gülen'e teşekkür
etmesi dikkat çekiciydi.
MERİHAK
İZMİR - Başbakan famn ÇiDer, Fet-
hullahçılann Bderi Fethullah Gülen'e "ia-
de-i ziyarette" bulundu. Çiller'in, Özel
Yamanlar Lisesi'ni ziyareti, Fethullahçı-
lann tam bir gövde gösterisine dönüştü.
ANAP, DYP ve RP'lilerin bulunduğu ge-
cede Başbakan Çiller, kapalı kapılar ar-
dında yaklaşık bir saat Fethullah Gülen'le
başbaşa göriiştü. Çiller'in görüşmede, 4
haziran seçimlerinde DYP'ye verdiği
destek için Gülen'e teşekkür ettiği bildi-
rildi. Çiller'in Hoca'ya "Erken seçime gt-
detim mi?" diye sorduğu ve "Önce cko-
nomiyi düzeltin, seçimi sonra yaparsuuz"
yanıtını aldığı öğrenildi.
Başbakan Tansu Çiller'in Izmir gezisi,
öncekilere göre oldukça oldukça farklıy-
dı. Farklılık, lhracatçılar Birliği'nın dü-
zenlediği yemekte başladı. "Başbakan-
hktan gelen istek üzerine" alelacele ha-
zırlanan yemeğin davetiyeleri aynı gün
dagıtılabıldi. Buna karşın Özel Yamanlar
Lisesi'nden günler önce yapılan açıkla-
malarda, Başbakan Çiller'in mezuniyet
tzmir Özel Yamanlar Lisesi'nin mezuniyet törenine kaülan Başbakan lansu Ç iller.
İzmir'de Fethullah Gülen 0e başbaşa bir saate yakın göriiştü.
birlikte ayağa kalkan salonda oldukça il-
ginç görüntüler sergilendi. DYP'lisi,
ANAP'lısı ve RP'lisinin bir arada oturdu-
törenine geleceği duyurulmuştu.
Özel Yamanlar Lisesi'ndeki gece aslın-
da Fethullah Gülen'in bir gövde gösterisi
olarak gerçekleşti. Başbakan Tansu Çil-
ler'in lisenin spor salonuna girmesiyle
ğu toplantıyı Fethullah Gülen, kendisi ve
yakınlan için hazırlanmış özel locada iz-
Atanan Yeşiller Partisi MiDetvekfli Cem Ozdemir, Galatasaray Lisesi önünde her cumartesi günü yapdan kayıplara karşı oturma eylemine
katokb. Ozdemir, Bakan Cökdemir'in Avrupah parlamenterlere 'fahise' demesme çok şaşınhğını söyiedL (Fotoğraf: HULYA TOPCU)
Cem Ozdemir kayıp eyleminde
İstanbul Haber Servisi - Alman Federal
Parlamentosu'nun ilk Türk üyesinden Yeşiller
Partisi milletvekili Cem Ozdemir, Türkiye'de
faili meçhul cinayetlerin, işkence olaylannın,
gözaltında kayıplann son bulması gerektiğini
söyledi. Demokratikleşme sağlanmadan
Türkiye'nin gümrük birliği ile Avrupa
Birliği'ne giremeyeceğini savunan Ozdemir,
"Deviet Bakanı Ayvaz Gökdemir'bı Avrupah
parlamenterlere 'fahişe' sözünü kullanması
bizleri çok şaşırttı. Almanya'da herkes,
hükümetin tavruun nasıl oldugunu, bakanın
istifa edip etmediğini soruyor" dedi.
Yeşiller Partisi Milletvekili Cem Ozdemir,
gözaltında kayıplann, faili meçhul
cinayetlerin son bulması ve faillerinin
cezalandınlması için her cumartesi
Galatasaray Lisesi önünde yapılan oturma
eylemine katıldı. Aralannda Hasan Ocak'ın
annesi, babası ve kızkardeşi ile yine
gözaltında kaybedildiği öne sürülen Kenan
Bflgin'in ailesi, sanatçılar. aydınlar ve lnsan
Haklan Derneği üyelerinin katıldığı oturma
eyleminde konuşan Cem Özdemir,
Türkiye'ye anayasa değişikliği ve
demokratikleşme konusundaki gelişmeleri
izlemek için geldiğini söyledi. Devlet Bakanı
Ayvaz Gökdemir'in Avrupah üç bayan
parlamentere yönelik olarak "fahişe''
sözcüğünü kullanmasına çok şaşırdıgını
vurgulayan Cem Özdemir, "Aİmanya'da bir
bakan Türkler için aynı şeyi söylemiş oisa
haklı olarak yer yerinden oynanu. Bir
taraftan gümrük birliği ve Âvurapa Birliği'ne
girilmesinden söz edfliyor öte yandan birüeri
Türkiye'>i rezil etmek için uğraşıyor.
Avrupa'daki pariamenterler rürkiye'deki
hükümetin, siyasüerin ve vatandaşlann,
bakanının sözüne nasıl tepki gösterdiğini,
istifa edip etmediğini soruyorlar. Bakanın
artık istifa etmesi söz konusu oldu.
Türkiye'deki siyasiler bir konuda ne
söylenmesi gerektiğini bilmeliler. tnönü çok iyi
bir dış politika yapryor. Ancak böyle bir
açıklama onun haftalarca u£raştığı bir işi
mahvedebiliyor. Böyle konuşan bir bakan
bunu Türk halkı adına söyleyemez. Ancak
kendi adına söyler. Meydanı bunlara
bırakmamak gerektiği için bugün
buradayınT dıye konuştu. Der Sptgel'e
yazdığı bir makale nedeniyle yargılanan
yazar Yaşar Kemal'i de ziyaret edeceğini
belirten Cem Özdemir, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Yaşar Kemal'i yargılamak
hepimizi yargılamak demektir.
Demokratikleşme sorunu, faili meçhul
cinayetler, ekonomik sorunlann çözümü
birbirine haglı. Yalmzca yasalann değişmesi
ile sorunlar çözümlenmiyor. Zaten, İnsan
Haklan Bakanının olduğu bir ülkede çok
ciddi olaylar söz konusu demektir. Tüm
bakanlar. tüm vatandaşlar bu konu üzerine
gitmelidir. Bu olay lar değişmeden Türkiye ne
gümrük birliğine ne de A\ rupa Birliği'ne
gjremez." Özdemir, Hasan Ocak'ın annesi,
babası ve kızkardeşi ile sohbet ettikten sonra
Savaş Karşıtlan Derneği üyeleri ile görüştü.
Bu arada Demokratik Mücadele Platformu
tarafından, gözaltına alınan, ölen ya da
cezaevinde olan kişiler için her hafta
Bakırköy Özgürlük Meydanı'ında yapılan
"mum yakma" törenine güvenlik güçlerinin
müdahale ettiği öne sürüldü. Tören bitiminde
polisin olay yerine gelerek Ozan Aksoyife adı
belirlenemeyen bir kişiyi gözaltına aldığını
öne süren grup, olayı protesto etmek
amacıyla oturma eylemi yaptı. Aralannda
Hasan Ocak ile gözaltında kaybolduğu iddia
edilen Hasan Gülünay'ın ailesinin de
bulunduğu grup, daha sonra olaysız bir
şekilde dağıldı.
ledi. Başbakan Çiller'in girişinden aynlı-
şına kadar locadaki yennden aynlmayan
Gülen, salonun da tek "hâkHniydi".
Mezuniyet gecesi protokolünde ilginç
isimler de bulunuyordu. Başbakan Tansu
Çiller'in yanı sıra Devlet Bakanı Aykon
Doğan, DYP Genel Başkan Yardımcısı
Rıfat Serdaroğlu, Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar, tzmir Anakent Belediye
Başkanı Burhan Özfatura, Izmir Valisi
Kutlu Aktaş. Ankara Anakent Belediye
Başkanı Mefih Gökçek, Bakırköy Beledi-
ye Başkanı AM Talip Özdemir, Deniz Ti-
caret Odası Başkanı Cengiz Kaptanoğlu,
gecede ilk göze çarpan isimler oldu. Çil-
ler'in gece boyunca yanında oruran Nu-
rettfa Veren'in kim olduğu ise gazeteci-
lerden saklandı.
Başbakan Çiller'in geceye katılımıyla
Fethullahçılann tam bir gövde gösterisi-
ne dönüşen mezuniyet gecesinde, çeşitli
bilimsel yanşmalarda ödül alan öğrenci-
lere plaketler verildi. Başanlı öğrencilere
plaket veren Bakırköy Belediye Başkanı
Ali Talip Özdemir'in, Özel Fatih ve Ya-
manlar liselerindeki başanlar nedeniyle
Fethullah Gülen'e teşekkür etmesi dikkat
çekiciydi. Özdemir'in, "fstanbul'da Fatih
Koleji'ni. İzmir'de Yamanlar Koleji'ni
gördükten sonra bu hizmetiere vesfle olan
Fethullah Gülen Hocaefendiye şükranla-
nmı sunuyonım" demesi büyük alkış al-
dı.
Çiller de burada yaptığı konuşmasına,
"Özel Yamanlar Kokji'nin talebdermi ve
onlann sevgUi ailelerini, onlann gönülle-
rinde taht kurmuş olan hocalannı sevgi ve
saygryla selamlıyorum" diyerek başiadı.
Gümrük birliğine girerken "manevi ve
milli değerterine bağh ve dünyayla reka-
bet edebilecek bir nesil yetistiriİdiğini'" be-
lirten Çiller, Fethullah Gülen'e de teşek-
kür etmeyi ihmal etmedi. Çiller, "Bugün
burada, bu ruh içerisinde
ve bu bilinçle fstanbul'da,
burada, ülkemizde ve ülke-
miz dışında böyle bir anb-
mı yapabüen ve cami yapı-
mının yanında okul kur-
manın da sevabını anlaya-
bilmiş olan bu cemaatin
büyüklerini yeniden kutlu-
dedi.
Çiller, başanlı öğrencile-
re plaketlerini verdikten
sonra güvenlik güçlerinin,
gazetecilere karşı etten du-
var oluşturmasından yarar-
lanarak spor salonunun şe-
ref odasına alındı. Çiller,
burada yaklaşık bir saat
Fethullah Gülen'le başbaşa
görüştü. Çiller, görüşme-
den sonra gazetecilerin so-
rulannı yanıtsız bıraktı.
Görüşmeyle ilgili bilgi
aJmaya çalıştığımız üst dü-
zey politikacılann tavn ol-
dukça ilginçti. Gazetecile-
rin havaalanında Fethullah
Gülen-Çiller görüşmesiyle
ilgili bilgi almak istediği
Rıfat Serdaroğlu, gazeteci-
lerin yanından koşarak ay-
nldı. Gazetecilerin de bir
süre peşinde koştuğu Ser-
daroğlu, arabasına binerek
hızla havaalanından uzak-
laştı. Büyükşehir Belediye
Başkanı Özfatura ise ken-
disinin çok kısa bir süre
görüşmeye katıldığmı, bu-
nun dışında Çiller ve Gü-
len'in başbaşa görüştükle-
rini dile getirdi.
İhracatçılar Birliği
Tansu Çiller, önceki ge-
ce Ege lhracatçılar Birliği
tarafından düzenlenen ye-
meğe katıldı. PTT'nin
T'sinin özelleştirilememe-
sini "Tnrkiye'nin ayıbı"
olarak niteledi. KlT'lerin
elden çıkmasım, başta po-
litikacılann ve bürokratla-
nn istemediğini savunan
Çiller, basın yayın organla-
rını, istikrar programını
uygulamaya çalışan hükü-
metin önündeki bir engel
olarak gösterdi. 5 Nisan
Kararlan'nın bir yıllık de-
ğeriendirmesini yapan Çil-
ler, enflasyonda inişin son-
baharda da süreceğini sa-
vundu. Koalisyon ortağın-
dan yakınan Çiller, "Ko-
alisyon, radikal kararlar
için kolay değfl" dedi.
TARİHTE KERBELA OLAYI / 2
Hüseyin'in başımızrağa takdarak Yetid'egötürüidü
MİYASEİLKNUR
Tarihte Kerbela olaymın dünkü bölümün-
de Ali'den sonra lmam Hasan'ın halifeliği-
ni kabul ermeyen Muaviye'nin Hasan'ı ka-
nsı Cude'ye zehirleterek öldürtmesi ve an-
laşmaya aykın olduğu halde yerine oğlu Ye-
zid'i daha sağlığında halife tayin etmesi kar-
şısmda Hüseyin'in Yezid'in halifeliğini ka-
bul etmeyerek Kufe 'ye doğru yola çıkması-
nı aktarmıştık. Bugün de Kerbela Çölü'nde-
ki katliamı aktararak diziyi noktalıyoruz.
Kufe'ye gitmeyi kafasına koyan Hüse-
yin'in yolu kesildi. Kuzeye yönelen Hüse-
yin, Kerbela'da konaklamak zorunda kaldı.
Ubeydullah'ın gönderdigi Ömer komuta-
sındaki 6 bin kişilik ordu Hüseyin'in üzeri-
ne gitti. Ömer'in görevlendirdiği 500 atlı
Fırat Nehri ile Hüseyin'in çadırlan arasın-
da konaklayarak nehirden su almalannı da
engelledi. Hüseyin'in, biat etmemekte di-
rendiği halde hâlâ öldürülmemesi üzerine
komutan Ömer'i uyarmak için Şimrgörev-
lendirildi ve "EğerÖmer, Hüseyin'e boyun
eğdiremeyecekse öldürsün, aksi takdirde ko-
mutanhğı sana devretsin" dendi. Şımr,
Ömer'in yanına vanp aldığı emri tebliğ
edinçe, Ömer, "Hüseyin'i tanımıyorsumız
siz. Ölür de boyun eğmez" demesine karşın
emri yerine getireceğini açıkladı.
Hüseyin, gece ailesini ve yakınlannı top-
layarak "Onlann kellesini istediği kisj be-
nim. Şündi siz gece karanlığmdan yararla-
nıp teker teker dağrim" diyerek uyanda bu-
lundu. Ancak kımse Hüseyin'i yalnız bırak-
mak istemedi.
63 kişilik ordu
Aşure günü olan ertesi sabah, Yezid'in
ordusu ile Hüseyin'in ordusu karşılıkh saf
oldu. Yezid'in 6 bin kişilik ordusuna karşın,
Hüseyin'in yanında sadece 63 kişi vardı. O
dönemin geleneklerine göre savaş tek tek
çarpışmalar halinde sürdü. Hüseyin, 10 ay-
lık küçük oğlu Ali Asgar da uzaİctan atılan
okla öldürülünce Hüseyin çok üzülüp ağla-
dı. Günlerdir susuz olan Hüseyin, Fırat ke-
nanna giderek su içmek istedi, ancak atılan
oklar nedeniyle yaralanıp su içemeden gen
döndü. En son Hüseyin ile birlikte savaşçı
olarak kardeşi Abbas, yeğeni Kasım ve 18
yaşındaki oğlu Ali Ekber kaldılar. Ali Ek-
ber'in önce kendisinin savaşmak istemesi-
ne babası karşı çıktı. "Bana sağhğunda ev-
lat acısı mi yaşatmak istersinn
diyen Hüse-
yin, Ali Ekber'in ısran üzerine onay verdi.
Ali Ekber de öldürülünce Hüseyin, oğlunun
cesedi kucagmda uzun süre beddua etti.
Kardeşi Abbas ve yeğeni Kasım da Yezid or-
dulan tarafından öldürülünce sıra Hüseyin'e
geldi. Hüseyin ev halkıyla tek tek helalleş-
tıkten sonra ortaya geldi ve karşısındakile-
reu
Ben sizin peygamberinizin torunu de-
ğil miyim? Peygamberin amcaoğlu ve da-
madı, Resullullah'tan sonra ilk Müslü-
man Ali'nin oğlu değil miyim? Islam'ın
en üyük savaşçısı Hamza benim amcam
değil mi? Dedem Muhammed'in 'Ha-
san'la Hüseyin cennetteki gençlerin efendi-
sidir. Onlarbenim göz nurumdur. Hüseyin'i
inciten beni incitir' sözünü hiç duymadı-
nız mı? İçinizden hanginize kötülüğüm
dokundu. Kimin ekmeğini elinden aldım.
Bu yaptığınız dinimizin kuralllanna uy-
Omer'in üstülemesine karşın Yezid ordu-
sundan kimse, peygamberin en sevdiği to-
runu Hüseyin'in karşısınaçıkmak istemedi.
Uzun' süre karşılıkh bekleşmeden sonra
Şimr'in "Nebeldiyorsunuz,Hüseyin'in gün-
lerden beri aç, susuz veyorgun oldugunu bO-
miyor musunnz" diye çıkışması üzerine dört
bir yandan saldınlar ohmca Hüseyin de di-
ğerleri gibi yaşamtnı yitirdi. Yezid'in ordu-
su çadırlan yağmaladı. Bu arada Hüseyin'in
hasta olduğu için savaşa katılmayan ve ça-
dırda yatan 18 yaşındaki oğlu Zeynel Abi-
din'i fark edip öldürmek istediler. Ancak
halası Zeynep, Zeynel Abidin'in üzerine ka-
panınca öldürmekten vazgeçtiler. Ailesini
toplayarak Irak'a giden Zeynel Abidin, pey-
gamberin soyunu devam ettirdi. Hz. Hüse-
yin ve diğerlerinin başı kesilerek mızrakla-
ra takıldı ve Yezid'in sarayına getirildi Bu
olay lslam tarihinın en acı olaylanndan bi-
ri olarak anılır. Aleviler, Kerbela'yı ve Hz.
Hüseyin'i yüzyıllardan beri direnmenin ve
mazlumluğun sembolü sayarlar.
gun mu?" diye scslenir. Ancak komutan BİTTİ
MIKRO
DEVÇ TAYANÇ
Kâğıda Saygı, Ağaca Sevgi
Evde gazeteler bir btrikmiş ki odalara sığmıyor. Ça-
ğınyorum sokaktan geçen bir "kâğıt alıcısı'nı. Mal
bulmuş mağribi gibi kucak kucak kapının dışına ta-
şryıp tartıyor.
"Abey, tam 60kilo..."
"Ne ediyor?" diyorum saf saf.
"Kilosu bin beş yüz lira abey" diyor.
"Yahu bunun tanesi on beş binden alınıyor" diye-
cek oluyor ve yanıtımı alıp şapa oturuyorum.
"Abey bunlann pipisi kesilince kaç para ederkiü!"
Adamı eli boş savıp doğru DlE'nin Mart 1995 ls-
tatistik ve Yorumlan'na sanlıyoaım.
"Aylık Sanayi Üretim Endeksi'ne bakılacak olur-
sa, 1986 yılı 100 kabul edilerek düzenlenen istatis-
tik, kâğıdımızın içler acısı serüvenini gözler önüne se-
riyor.
Efendim, kâğıt ve kâğrt ürünleri üretimimizin "Bir
Önceki Yılın Aynı Ayına Göre Yüzde Değişim 1; 1993
yılının Ocağı'nda eksi 5.8,1994'ün aynı ayında eksi
19.8'lik bir çizgi izlemiş. Geliyorum 1995 Ocağı'nın
sonuna, üretimdeki düşüşün rakamsal görüntüsü
eksi 59.6!
Birkaç sayfa çeviriyorum, bu kez Kâğıt ve Kâğıt
Ürünleri Üretim Endeksi'nin Bir Önceki Aya Göre
Yüzde Değişim başlığına takılıyorum. 1993 Oca-
ğı'ndaki değişim, 1992 Aralığı'na oranla eksi yüzde
22.9... Aynı oran 1993 Aralığı'ndan 1994 Ocağı'na
eksi yüzde 21.8'e iniyor. 1994 Aralığı'ndan 1995 Oca-
ğı'na değişim ise eksi yüzde 74.5'e "fırlayıveriyor"!
"Yahu, bunlar genel kâğıt ve kâğıtürûnlerinin oran-
landır. Kâğıt türierine göre oranlar ne ola ki?" diye-
cek oluyorum, onun yanıtı da birkaç sayfa ötede...
1993 yılı Ocağı'nda "yazı kâğıdı" niyetine 8 bin 410
ton üretim yapılmış. Bu rakam, 1994 Ocağı'nda 5 bin
24,1995 Ocağı'nda ise 4 bin 299 tona inmiş! Sargı-
lık kâğrt üretimindeyse aynı dönemlerin üretimi, sı-
rasıyla bin 943, bin 688 ve bin 302 ton olarak verili-
yor.
"Ben kendimizi kitapsız toplum olmakla suçlar-
dım, meğer aslında kâğıtsız toplummuşuz" diye iç
geçirerek ve korka korka "Gazete Kâğıdı'na bakıyo-
rum. 1993 yılı Ocağı'nda 12 bin 527 ton gazete kâ-
ğıdı üretilmiş ve 1994 Ocağı'nda bu rakam bin 291
tona inivermiş.
"Herhalde 'yeni zihniyef ürünleri ve de kupon kav-
gası, gazetelerı de ithal kâğıt kullanmaya itti" gibile-
rinden bir savunma ararken, gözlerim faltaşı gibi açı-
lıveriyor. 1995 Ocağı'nda gazete kâğıdı üretiminin
karşısındaki rakam "0"!!! (Yazıyla, SIFIRÜ!)
"Yahu biz üretilmemiş kâğıda mı basıyoruz?" di-
ye haykınyorum. Sonra, Aristo mantığıyla "Üretilme-
yen şeyin fiyatı da yoktur" gibilerinden bir noktadan
yola çıkıp aynı dönemlerin gazete kâğıdı fıyatlannın
peşine düşüyorum.
SEKA'nın verilerine göre 1993 yılı Ocak ayında kâ-
ğıdın tonuna 4 milyon 800 bin TL ödeniyormuş. Bu
rakam 1994 Ocağı'nda 5 milyon 992 bin lirayı bul-
muş.
"Bu kadar kusur kadı kızında da olur" diyecekken,
1995 Ocağı'nın rakamı takılıyor yuvalanndan fırlama-
ya çabalayan gözlerime: 20 milyon TL!
Telefbna sanlıp gazeteyi anyor ve 1 Haziran 1995
günkü "peşin ödefneli" 3. hamur kâğıdın fiyatını so-
ruyorum. Hay sormaz olaydim: 26 milyon 200 bin
TL!!!
"SIFIR üretimle ve de SEKA tarafından otomati-
ğe bağlanmış zamlı fiyatlarta her gün yeni bir gaze-
te 0) nasıl olur da piyasaya girebilir" diye soruyorum
kendi kendime. "Hikmetin bir bölümü 'pipide', bir
bölümü de siyasal göbek bağlanyla ulufe misali da-
ğıtılıp alınan reklamlarda olsa gerek" diye gene ken-
dime yanıtlıyorum!
Aynı anda kapı çalıyor. Açıyorum, kapıcımız çöp-
leri topluyor. Sokak alıcısına vermediğim gazeteleri
ona veriyor ve soruyorum: "Bu apartmandan gün-
de ne kadar kâğıt atığı topluyorsun?"
"Böyle tomaria verilmezse 20-30 kilogramı bufur"
diyor.
Kafamda kaba bir ölçümleme yapıyorum. Satt bi-
zim apartmanda 40 daire var. Günde 25 kilo ortala-
madan ayda ayda 0.75 ton eder. Yandakı apartman
bizimkinin ikizi. Etti mi ikisinden 1.5 ton! Pencereden
dışan bakıyorum, gözümün alabildiğine gökdelen-
ler... Tümünü "potansiyel" kâğıt depolan oiarak gö-
rüyorum...
Kafamda bir öneri şekilleniyor Caddelerde, boş şi-
şelerle kınk camlann atılması, sonra da "yeniden iş-
lenebilmesi" amacıyla konulmuş bidonlann sayısı
giderek artıyor. Acaba "yetkili" ama "etkisiz" merci-
ler (!), aynı tür bir uygulamayı kâğıt için de düşüne-
bilirler mi? Yoksa çöpe atılıp kâğıt mafyasının eline
düşecek kâğrt atıklann, yeniden işlenmiş kâğrt ola-
rak kullanılmasından rahatsız olacak "yetkisiz' ama
"etkili" kişi ve kurumlar mı "taş" koyar?
Ana fikir Kâğıt, uygarlıktır. Çünkü bilgi aktanmı-
na aracılık eder.
Ana fîkrin ana fikri: Bilgi yerine kupon veren mev-
kutelerin yayını yalnızca uygariığa ihanet değil, aynı
zamanda doğaya karşı işlenen bir cinayettir.
Atilay Ayçin için
imza kampanyası
İstanbul Haber Servisi - Hava-tş Sendikası,
cezaevindeki genel başkanlan "Atilay Ayçin ve Tüm
Düşünce Tutsaklanna Özgürlük, 8. Maddeye Hayır"
başlıklı imza kampanyasını Taksim Parkı'nda başlatü.
Binlerce insanın düşündükleri ve düşündüklerini
başkalan ile paylaştıklan için yargılandığmı,
cezaevlerine kapatıldığını belirten Hava-Iş Sendikası
yetkilileri, u
Çağdaş geUşiminin önünde en büyük engel
olan insanlık ayibına derbal son verilerek 8. maddenin
bütün sonuçlan ile birlikte ortadan kakünlmasını, bu
ayıbın kurbanlanna özgürlüklerinin geri verilmesmi
istiyoruz" dediler. Sosyalıst Iktıdar Partisi, kampanyayı
desteklediklenni açıklayarak yalnızca 8. madde değil,
emekten yana düşünenlerin başmda bir 'DemokJes
kıba' gibi sallanan faşist baskı yasalannın hepsınin
kaldınlmasınıistedikJerini ifade ettiler. Kampanyada
toplanan imzalar daha sonra TBMM Başkanı
Hûsamettin Cindoruk'a gönderilecek.