04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ecevit, (bragimov'ıı vazgeçirdi • İstanbul Haber Servisi - Rusya'nın. Çeçenıstan'daki işgaline son vermesi amacıyla ölüm orucunda bulunan Çeçenistan Ulaştırma ve fnsan Haklan Bakanı Said Emin Ibragimov. kendisini ziyaret eden DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in isteği üzerine, eylemine 9 mayıs salı günü son verecek. Eylemini 13 gündür sürdüren Çeçenistanlı Bakan Said Emin tbragimov'a destek ziyaretleri dün de sürdü. TUYAP Fuar Merkezi'nin yanındaki parkta ölüm orucunda bulunan Çeçen Bakan tbragimov'u ilk olarâk Türkiye Birlik Haber-Sen'e üye bir grup PTT çalışanı ziyaret ederek destek verdi. Kafemfi, Bonn'da sempozyumu terk ettj • BONN(AA)-TBMM Başkanvekili Mustafa Kalemli. Körber Vakfı'nın Bonn'da düzenlediği "Türk-Alman Kültür llişkileri" fconulu sempozyumda bir konuşma yaptı. Kalemli, konuşmasından sonra, Türkiye aleyhinde propaganda ve turizm boykotu çağnsı yapan Kürt Dernekleri Birliği (KOMKAR) yöneticisinin de sempozyuma katılmasi nedeniyle salonu terk etti. Partteinden ÇiHer'e suçlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu))-DYP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Akpak. Başbakan Tansu Çıller'in ekonomik sorunlara pembe gözlüklerle bakarak halkı aldattığını öne sürdü. Akpak, ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın da "Ara seçim yapılmazsa Meclis'ten çekilirim" açıklamalanyla "ucuz kahramanlık" yaptığını söyledi. Akpak, dün düzenlediği basın toplantıstn'da Hükümet Sözcüsü ve Devlet Bakanı Yıldıflm Aktuna'yâyapılan saldınya ilişkin olarak da TBMM'nın ortak bir deklarasyonla yanıt vermesi gerektigini kaydetti. Yük gemisi battı • lZMİR(Cumhuriyet Bürosu) - Cezayir'e ihraç edilmek üzere Alsancak Limanı"ndan yükleme yapan 800 grostonluk "Çamburnu" adlı Türk bandıralı yük gemisi, hatalı yükleme sonucu battı. Ölayla ılgili olarak soruşturma başlatıldı. Alsancak Limanı 7 numaralı nhtımda, Cezayire ihraç edilmek üzere 500 ton gresyağmın gemiye yüJdenmesi çalışmalan sırasında yükün kayması sonuoı yan yatmaya başlayan gemi, îımandaki 3 romorkörün yardımıyla halatlarla kıyıya bağlandı. Bu sırada gemi kaptanı ile bırlikte 8 mürettebatı da görevlilerce kurtanldı. Trafik kazaları: 14ÖIÜ • Haber Merkezi- Kurban Bayramı'nın yaklaştığı ve tatilcilerin hazırlıklannı tamamladığı günlerde trafik kazalanndaki ürkütücü artış da devam etti. Dün yurdun çeşitli bölgelerinde meydana gelen trafik kazalannın acı bilançosu, 14 ölü. 53 yaralı oldu. Dün meydsma gelen kazalarda Rıza Soysüren. Halil tbrahim Mert, Omit Yaşar Işık. Ahmet San Hikmet Tuncay. Rukiye Özbaş, Ahmet Kaya. Hatice Kaya, Demet Kaya Duygu Kaya, Mehmet Türker ve kızı Nilüfer Türker. Bekir Şahin ve Tevfik Tabakoğlu yaşamını yitrdi. kütüphanesi kurtuMu • İstanbul Haber Servisi- İstanbul 1 Njmaralı Kültür ve Tabiat Va'lıklannı Komma Kurulu, Eminönü Belediyesi terafindan Ragıppaşa Kütüphanesi'nin duvanna yaplan dükkânlann kaldınlmasına karaı verdi. Eminönü Belediyesi Lalelide bulınan Ragppaşa Kütiphanes nın duvanna bir süre önce dükkân yaptrmaya başlamıştı. Diyarbakır DGM Başsavcısı Selçuk, 6-7 yıl sonra Hizbullah sendromu yaşanabileceğini söyledi: Hizbııllah tehlikesi kapıdaERGÜNAKSOY ANKARA- Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesı (DGM) Başsavcısı Bekir Selçuk. şeriatçı terör örgütü Hızbullah'ın üzerine ciddi olarak gidildiğini, ancak radikal dinci gruplann, Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 163. maddesinin kaldınlmasının ardından örgütsel ve siyasi faaliyetlerini yoğunlaştırdıklannı söyledi. Selçuk, Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesinin sadece bölücü içeriklı faaliyetleri kapsadığına dikkat çekerek, "Dini kullanarak rahat rahat toplanıyorlar ve propagandalannı yapıyorlar. Bunun ceza gerektinen bir yaptınmı da yoktur" dedi. "6-7 yıl sonra, PKK'den çok daha ciddi bir şekilde Hizbullah sendromu yaşanabilir" diyen Selçuk, yakalanan Hizbullahçılar • Diyarbakır DGM Başsavcısı Selçuk, Hizbullah'ın yasal boşluktan yararlanarak örgütlendiğini, faaliyetinin 163 kalktıktan sonra daha da yaygınlaştığını ileri sürdü. Selçuk, "Yakalananlann büyük bölümü imam hatip lisesi mezunlan" dedi. arasında imam hatip lisesi mezunlannın çoğunlukta olduguna işaret etti. Güvenlik güçlerince Hizbullah'a yönelik operasyonlann yoğunlaştınlması üzerine, örgüt mılitanlannın son eylemlerinde ateşli silahlar yerine. rambo bıçağı veya satır kullandıklan bildirildi. Hizbullah operasyonlannda ele geçirilen ateşli silahlann balistik incelemesinin temiz çıktığı kaydedildi. Diyarbakır DGM Başsavcısı Bekir Selçuk. "Hizbullah'ın Diyarbakır'da gerçekleştirdiği son eylemlerde artık ateşli silah kullanmadığını saptadık. Yakaladığunız silahlann hepsi temiz çıkıyor. Tabancayi yakalatan kişj de örgütle ilgisinin bulunmadığniL silahın kendisine ait olduğunu söylüyor. Son dönemlerde eylemlerinin tünıünü rambo bıçağı ve saörlagerçekleştiriyorlar''dedi. Selçuk. Hizbullah'ın üzenne ciddi bir şekilde gidildiğini. yapılan soruşturmalarda belirli yere kadar ulaştıklannı, ancak daha sonra tıkandıklannı anlatırken şunlan söyledi: "Hizbullah İran'da, Sume'de, Lübnan'da, çok za>if olmakla birlikte Irakta var. Türk Hi/bullahı hakkında belirii bir yere kadar geliyoruz Sonay: Kazanılan haklardan ödün yok İZMİR(AA)-Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Ziya Sonay, basında uy- gulanan itibari hizmet süresinin yaş haddine bağlanmasına 'asla' izin vermeyeceklerini bildir- di. TGS Izmir Şube- si'nin Olağan Genel Ku- rulu'nun açılışında ko- nuşan Sonay, Türki- ye'nin zor günlerden geçtiğini, basının da bundan payını aldığını belirtti. TGS'nin örgütlü olduğu gazetelerde, önce taşeronlaştırma, ardın- dan da sendikasızlaştır- ma girişimleri başlatıldı- ğını ve bunun hâlâ de- vam ettiğini kaydeden Ziya Sonay, gazete pat- ronlarının insana önem vermediğini, promosyon yoluyla tiraj arttırmaya çalıştığını anlattı. Ziya Sonay, şöyle konuşru: "Basın ve düşünce öz- gttrlüğûnfi savunan gaze- teciler, kendi özgüriükJe- rini savunamıyorlar. Ön- celikle. basın çahşanlan- nın kendilerme çekidfi- zen vermeleri gereldr." ÇİZMEDEN YUKARI /MUSA KART GANtLP/Gf KADAR ve ondan öteye gidemiyoruz. Örgütün siyasal yapılanması hakkmda fazla bilgûniz yok. Askeri kanaüa ilgili bilgilere sahibiz: ancak yurtiçinde mi. vurtdışında mı egitüiyoriar, bunu henüz çözemedik. Kullandıklan silahlar genelde demirperde ülkelerine ait silahlar. Neden Belçika veya Alman silahı kullannuyoıiar? Bunu da bOemiyonız. Bu gibi şeyler kafamızda soru işaretleri yaratıyor. Diğer ülkelerdeki Hizbullah ile Türkiye'deki Hizbullah'ın yapılanmalan farklı. Ama özde biriikleri var. Türk Hi/bullah'ı örgütlenmede değişik yöntemler uyguluyor. Aralannda imam hatip lisesi mezunlan fazlalıkta. Kendilerine yakın insanlan saptayıp daha sonra örgütlemeye başuyoriar. Siyasi çahşmaiannda davet ve tebliğ çağnsında bulunuyorlar. Radikal dincı gruplann TCY'nin 163. maddesi kalktıktan sonra örgütsel ve siyasi faaliyetlerini yoğunlaştırdıklanna dikkat çeken Selçuk. "6-7 yü sonra PKK'den çok daha ciddi bir şekilde Hizbullah sendromu yaşanabilir. Bundan korkuluyor" dıye konuştu. Selçuk, şu görüşleri dile getirdi: "TMY'nin 8. maddesi sadece bölücülük propagandası ve bölücülük için toplantı ve gösteri yürüyüşüne yaptınm getiriyor. TMY'de yapdinası tasarlanan değişiklikle ilgili ilk hanrianan taslakta, dini propaganda da yasak kapsamına alınmıstı. Daha sonra bu kaldırüdı. Serbest bırakıldı. Bunun propagandası serbest. Dini esaslara dayalı devlet kurmak için örgütlenmek, taban oluşfurmak, örgüt olmazsa bile dini kullanarak rahat rahat toplanıyoriar ve propagandalannı yapıyoriar. Bunun cezai bir yaptınmı da yok. Yakaladığımız kişiler daha sonra serbest kalıyor ve ey lemlerine devam edryor. Gizli örgütlerin olaylannı çözmek oldukça zordur. ıkrar ahyorsunuz, Yargrtay yan delil Lstiyor. Hâkimlerimu de tutuklamadan önce yan delil anyor." Yılmaz: 'Sine-imillet'gündemdeYUSUFÖZKAN ORDU - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. hükümetin anayasayı hiçe saya- rak zorunlu ara seçimden kaçması duru- munda Meclis'ten çekilmeyi ifade eden 'sine-i millet''in sürekli gündemde olaca- ğını belirterek "Bu konuda eğttün var, ar- kadaşlarımızla konuşup karar veririz. Umut ederim böyle bir şeye gerek kal- maz" dedi. Yılmaz, 4 haziranda yapıla- cak yerel ara seçimlerin hükümetin başa- nsı konusunda bir gösterge olmayacağını söyledi. Yılmaz, ANAP-DYP koalisyonu kurulması konusunda da "Eğer bir genel seçimde millet önümüze DYP'yi koyarsa vatandaşın kararına saygılı oluruz" dc- ğerlendirmesini yaptı. Yılmaz. Cumhur- başkanı Süleyman Demirerin. Rusya'nın Çeçenya'daki tutumunu protesto ederek Nazilerin yenilgisinin 50. yıldönümü için düzenlenen törenlere katılmamasına kar- şın Başbakan Tansu Çiller'in Mosko- va'ya gitme karan almasını eleştirdi. Hükümeti erken seçime zorlamak ama- cıyla başlattığı yurt gezilerini Karade- niz'de sürdüren Yılmaz, dün Ordu'da yaptığı açıkhava mitingi öncesinde gaze- tecilerin sorulannı yanıtladı. Yılmaz, er- ken seçimle ilgili bir soru üzerine. hükü- meti ekim ayında erken seçime gitmeye çağırdı. Hükümetin, prestijini kurtarmak için 4 hazirandaki yerel ara seçimJeri gö- züne kestirdiğini kaydeden Yılmaz, şun- lan söyledi: "Bu ara seçimler sadece iki Uçede ve 36 Başbakan, konuşması sırasında Devlet Bakanı Aktuna'ya saldınyı kınadı ÇUler, Edirne'de Yunanistan 'a çattı HATtCETUNCER EDİRNE - Başbakan Tansu Çiller, Devlet Bakanı ve Hükü- met Sözcüsü Yıldırım Aktu- na'nın Yunanistan'da uğradığı saldınyı kınayarak. "Size misafir geleni misafir gibi görmediniz. Mehmetçik, Kuzey Irak'ta insan haklan dersi verdL Siz kendi bay- rağmızı kirlerriniz" dedi. Tansu Çiller, dün bahan müj- deleyen Hıdrellez Günü nedeniy- le Edirne'ye bir gezi düzenledi. Çiller'in gezisı. Yunanistan'da Yıldırım Aktuna'nın uğradığı saldırıya cevap niteliği taşıdı Çiller'in konuşması sırasında bir Yunan bayrağı yakıldı. Başba- kan, helikopterle Edirne'ye gel- meden önce DYP seçim otobü- sünden sürekli, "Buradan Yuna- nistan'a sesimizi duy uracağız. Bir Bakana saldırmak ne demektir göstereceğH" anonslan yapıldı. Edirne Saraçlar Meydam'nda halka hitaben bir konuşma yapan Çiller, Silopi'den yenı döndüğü- nü belirterek, "Size onlardan se- lam getirdim. Allah birligimizi, bütünlüğümüzü bozmasın" dedi. beldede yapüacak. Topiam 91 bin seçmen oy kullanacak. Geçen seneki yerel seçim- lerde olduğu gibi hükümet muhtemelen her türlü devlet imkânmı kullanarak ufak beldeleri rüşvet karşılığı kazanma strate- jisi izlemektedir. Buna rağmen başanlı olacaklanna inanmıyorum. Ama böyle rüşvetle, devlet imkânlanyla kazanılmış bir başan hükümet için bir güvenoyu an- lamına gelemez. Yapmaları gereken; ya bir an evvel ara seçime gitmek ya da ara seçimleri genel seçünlerie birleştirip ekim ayında erken genel seçime gitmektir. Türkiye hiçbir zaman bugünkü kadar se- çime muhtaç olmamıştır. 4 yıllık bir süre bir hüküme- tin başarısını ölçmek için yeteıü bir zamandır. Hükü- metin arkasında millet ço- ğunluğu yoktur." Başbakan Tansu Çiller'in Edirne Saraçlar Meydanı'ndaki mitingi sırasında Yunan bayrağı yakıldı. Güneydoğu'da ve Türkiye'nin çeşitli kentlerinde bir yıl önce yangınlar olduğunu ifade eden Çiller, "Bütün dünya kamuoyuna seslenivorum; biz, PKK'yi sadece kovmakla kalmaz, kovalarızda. Masum insanlan öldürenleri sınır ötesine kadar takip eder çil yav- rusu gibi dağıtınz. Gerekirse yine gireriz. Türk devleti güçlüdür. Tek başma iistesinden gelebiliriz. Terör ya bitecek, ya bitecek" diye konuştu. Türkiye'nin, 'demokrasi müca- hidi' olduğunu belirten Çiller, Devlet Bakanı Yıldırım Aktu- na'nın Batı Trakya gezisi sırasın- da uğradığı saldınya değindi. "Sine-i millet gûndemde* Yılmaz, Hürriyet gazete- sinde yayımlanan hüküme- tin seçimden kaçması du- rumunda 'sine-i millet'e dönecekleri yolundaki söz- lerinin anımsatılması üze- rine de bu konunun her za- man gündemde olduğunu söyledi. Yılmaz, iktidann anaya- sanın zorunlu hükmüne rağmen ara seçim yapma- ma karan alması durumun- da 'sine-i millet'e dönme- nin gündeme geleceğini yi- neleyerek "Bu konuda tek başuna karar verecek ko- numda değilim. Parti ola- rak buna karar vereceğiz. Ama arkadaşlarımtzın da bu konuda eğilimleri var. Bu konu ciddi bir ihtimal olarak gündemdedir. Böyle bir noktaya gelmeyeceğini umut ederim" diye konuş- tu. Cumhuriyet, İstanbul olaylanna ilişkin Meclis Komisyonu'nun hazırladığı taslak raporu açıkhyor Büyük çoğımluk tek kurşuıüa öldürüldü DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - Göstericilerin arasından polise ateş açıldığı ve 6-7 polisin kurşunla, 30-40 kişinin taş, cop, gazoz şişeleri ile yaralandığı, bir kişinin de öldüğü belirtilen taslakta, polisin bir pazar gecesi meydana gelen olayı önleyecek kadar örgütlü olmadığının da ortaya çıktığı vurgulandı. Gerilimin O4.30'da bir kişinin ölmesi ve ertesi gün cenazelerin kaldınlması sırasında tırmandığı bıldinlen taslakta. cenaze törenleri esnasında su deposunda bir ölü bulunduğu, cenaze kortejinin sağ ve sol yanından karşılıkJı geçen panzerlerin "adam ezdiği'" gibi anında doğrulanamayan söylentilerin gerginliği doruk noktasına ulaştırdığı belirtildi. Rapor taslağında, polisin verdiği bilgiye göre panzerlerin su almak için manevra yaptığı. göstericilerin üzerine gidilmediği, otopsi sonuçlanna göre de ezilerek ölen kimse olmadığına dikkat çekildı.Rapor taslağına göre, gerilimin patlama noktasına ulaşmasının ardından "uykusuz, yorgun, arkadaşlan gözkrinin önündeyaralanan,göstericilerin 'katil', 'faşist' suçlamalanmn etkisi altuıda kalan polis, kendini taraf görerek" karşılıkJı çatışmaya girdi. 'Ölümler engeUenebilirdi' Bu çatışma sırasında çoğu tek kurşunla olmak üzere 16 kişi kafasından aldığı, birkaç kişi de göğsünden aldığı kurşunlarla yaşamını yitirdi. Raporda, "tlk gün sokağa çıkma yasağı ilan edilseydi, cenazelerin kaJdınlması da kontrollü olarak yapılsaydı, ertesi ve sonraki gün 19 kişinin daha ölmesi engeüenirdi" dendi. Komısyonun. ölenlerin vücutlanndan çıkanlan kurşunlann balistik raporlannın gelmesinden sonra rapora son şeklini vereceği bildirilirken, başta Erzurum Millervekili Ismail Köse olmak üzere DYP'li üyelerin polisi suçlayan ifadelere karşı çıkacaklan kaydedildi. BİTTİ POLİTÎKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Grînin Yalnızlıgı... Ayışığı vuruyor odanın içine... Son tren o eski anıları yükleyip aynlıyor istasyOTi- dan. Zaman, çocuksu bakışlann içinde bilinmeyen bir kente kaçıyor birden... Saat gece yarısını çoktan geçmiş... Duvarda bir eski fotoğraf... Kazdağı eteklerind« çekilmiş 25 yıl önce.. Beyaz yaşmaklı üç kız çcx;u- ğu... önlerinde zeytin sepetleri duruyor. Masanın üzerinde bir çini vazo... İçinde iki sap kırmızı karanfil... Farkına vanlmayan bir uzak umu- dun içindeler. Sanki size bakıyoriar gibi. Uzun ve sessiz bir gece... Elinde olmadan bölük pörçük anılar doluyor yü- reğine... Bir taşra kasabasındaki 'yılbaşı gecesi'ni anımsı- yor. AJaşehir'den getirilen 'caz takımı' tango çalı- yor: "Papatya gibisin beyaz ve ince " Birden kaymakamı görüyor. Yakışıklı, genç ve uzun boylu... , Siyah kaytan bıyıklı, saçları briyantinli. Kruvaze bir siyah ceket var üzerinde, yelekli; pantolonu gri çizgili, dar paça. Ayakkabılan siyah rugan, beyaz gömleginin yakalan iğneli; kravatı si- yah ve kırmızı benekli. Tam karşı masada keçiboynuz'u tüccan Remzi Efendi, karısı Frtnat ve kızlan Şükran oturuyor. Remzi Efendi, Kaymakam Refik'i kolundan tut- tuğu gibi kaldırıyor... Altın dişleriyle sıntıyor üstelik. Ve 'caz takımı'na komutunu veriyor: "Harmandalı çal bakayım..." Remzi Efendi'nin kızı Şükran'ın içi bir hoş oluyor. Simsiyah saçlan, zeytin karası gözleri onu, -ne bi- leyim- okyanus ötesine götürüyor. Kalın dudaklannda, kocaman memelerinde befli bir tadı yaşıyor zamana inat. Ayaklanndaki topuklu beyaz rugan ayakkabının birini çıkanyor, fark edil- me korkusuyla yeniden giyip bir an duraksıyor. Işte o anda gözü, saksofon çalan gence takılıyor. İçinde fırtınalar kopan taşralı kız, kaymakamla saksofoncu genç arasında gidip geliyor... Dışanda kar yağıyor.. O taşra kasabası, o küçük salonda kırmızı karton fenerlerin ışığı altında yeni bir yıla giriyor... Eski bir masalın kahramanları, işte bir gece yansı ansızın karşımıza çıkıyor. Biraz özlem ve biraz da hüznü kucaklayarak.. ••• Ayışığı vuruyor odanın içine... Duvarda asılı duran fotoğraf ve zeytin toplayan üç kız çocuğu... O eski defter yeniden açılıyor... Edremit'in Yanıkdeğirmen Mahallesi'nden Ak- çay'a doğru uzanıveriyor. Kazdağı'na yaslanmış bir köyü görüyor şimdi... Bir ilkokul, öğretmen evleri, kahvehane ve değir- men... Geniş salonu ve iki odası olan öğretmen evinin önünde bekleşen kadınlan, çocuklan, gençleri... O yıllar sarılık hastalığı yaygın... öğretmenin annesi, Tahtakuşlar'dan gelen has- .. talann alınlanna jilet dokundurup kanı göz kapakia- rının içine sürüyor ustaca. Aga marka radyodan haberler dinleniyor. Türk askerleri Kore'de kahramanca vuruşuyor. Bir köylü kadın haberleri okuyanın nasıl olup da o radyonun içine girdiğini çözmeye çalışıyor... Elektrik yok, ama su bol... Akçay'da maden taşıyan tren... Sabarıları 'bal/kçııı' diye taze sardalye satan Ka- zım Amca, 'San Kız Efsanesi', Hasan Boğuidu ve Sabahattin Ali. Bir sabah uyandığımda görmüştüm çizmeli, sü- vari jandarma komutanını. Öğretmen evi basılmıştı ve kitaplar çuvallara doldurulup jandarmalar tara- fından götürülmüştü. O sabah dedem, elimden tutmuş ve başımı ok- şamıştı... Bana demişti ki: "Oğlum, öğretmen komünistmiş, iyi ki de bize bir şey yapmamış..." Içimde tarifsiz acılar duymuştum dedemin bu sözleri üzerine... Remzi'yı Hasan'ı ve Osman'ı hemen bulup an- latmıştım: "Öğretmen komünistmiş..." ••• Ayışığı vuruyor odanın içine... O yılbaşı gecesinin sabahında kaytan bıyıklı ve yakışıklı kaymakamı, Şükran'ı ve saksofon çalan genci düşünüyordum. Babam evin bahçesinde kar kürüyordu, annem ise hastaydı. Ben pencereden babamı izliyordum... Az sonra jandarma komutanı, o yakışıklı kayma- kam geldi bir ciple evimizin önüne... Bizim evin karşısındaydı jandarma komutanlığı... Dört-beş jandarma eri koşarak evin bahçesine girdi... Annem yer yatağındaydı... Salonda ceviz kütüphane vardı. Babam, kaymakam, komutan ve erler salona girdiler... Kitaplar toplandı... Kaymakam ve komutan babama şöyle seslendi: "Usak'a götüreceğiz kitaplatia bihikte..." Bir tutanak hazıriandı salonun ortasında... "Adı Nazım, oğlunun adı Hikmet ve çok sayıda Nâzjm Hikmet'/n kitabı bulunmuştur..." Tam iki çuval kitap götürdüler... Babamı da... Babam cipe bindirilirken hiç ağlamadım... Giderken keçiboynuzu tüccan Remzi'yi gör- düm... Bıyıklannı buruyordu... Sıntıyordu.... Hoşver, Meclis'e devam için dayak önerdi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP Bolu Milletvekili Necmi Hoş- ver, miHetvekillerinin Meclis çalışmalanna dü- zenli katılımını sağlamak için 'dayak' önerdi. Vergi yasa tasarısının görüşülmesi sırasında ka- rar yetersayısı bulunama- ması dolayısıyla verilen aralardan sıkılan DYP'li Hoşver, bu işe son ver- mek için kendi çözüm önerisinı ortaya attı. "Da- yak cennetten çıkmadır" diyen Hoşver, şöyle de- vam etti: "Millervekilinin asli gö- revi nedir? Meclis'e de- vam edip yasama çalışm*- lanna kaülmakür. Bu mS- letvekilkrinin bundan da- ha önemli ne işleri var an- lamıyorum. Bakın, 'Da- yak cennetten çıkma' der- ler. Dayaguı da zaman za- man çok işe yaradığını herkes bilir. Ben grup baf- kanvekili olsam, bakın o zaman nasıl devam ediyor mUletvekflleri?''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle