Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 1995 CUMA
HABERLER
gerçeği
YAHYA KOÇOĞLU
Gözaltında işkence gör-
menin olagan hale geldiği
ve gözaltında alınan insan-
lann kaybolmasına 'alışı-
tan' Türkiye'de, polisin ba-
kana 'kasten yanlış bilgi
verdigi' ileri şürüldü. tstan-
bul Emniyeti'nin 21 mart
gûnü gözaltına alındığı ve
öldürüldüğü belirtilen Ha-
san Ocak'la ilgili olarak in-
san haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Algan Haca-
toghı'na, "Iddialan yanrtla-
mak için Hasan Ocâk'ı biz
de anyoruz" yanıtını verdi-
ği gün, cesedinden pannak
izi tespiti yapılan Hasan
Ocak'ın kimliğmin, 4 gün-
dür polisçe bilındiği öne
sürüldü. Polisin, bir devlet
bakanına, bildiği kimliği
açıklamamasının, işken-
ceyle ölüm olayını gizle-
meye yönelik olduğu ileri
sürüldü.
Istanbul Emniyeti'nin
Devlet Bakanı Algan Haca-
loğlu'na 'yalan söylediğT.
Hasan Ocak'ın kaybolma-
sından sonra Halkın Hukuk
Bürosu avukatlanndan Ah-
met Dûzgân Yüksd'in Al-
gan Hacaloğlu'na başvur-
masıyla ortaya çıktı. Algan
Hacaloğlu, 30 mart tarihli
başvunıya 31 mart tarihin-
de verdiği yanıtta, başvuru-
nun bakanlığının görev ala-
nı yönünden ıncelendiğini
belirterek "21. 03.1995 gû-
nü, kardeşinin dükkânın-
dan ayrddıktan sonra siyasi
polisçe gözaltına atandığını
iddia ettiğiniz Hasan
Ocak'ın gözaltında olanlar
listesinde adı bulunmadıgı
ve iddialara cevap verme
yönünden polisçe de aran-
dıgı büdirihnistn-" dedı
Bakan Hacaloğlu'na
eieştiri
Hasan Ocak'ın kimliği-
nin pannak izi karşılaştır-
masıyla saptanmasından 4
gün sonra lstanbul Emniye-
ti'nin, insan haklanndan
sorumlu Devlet Bakanı Al-
gan Hacaloğlu'na verdiği
yanıtı, 'polisin bakana ya-
lan söylemesi' olarak değer-
lendiren başvuru sahibi
Ahmet Dûzgün YükseL Al-
gan Hacaloğlu'nu 'emni-
yetten bilgi alamamakla'
eleştırdi. Hasan Ocak'ın
gözaltında işkenceyle öldü-
rülmesini gizlemeye çalı-
şan polisin bu konuyu gün-
deme getiren kişinin Devlet
Bakanı olmasına aldırma-
dan gerçeği saptırdığına
dikkat çeken Yüksel. aynca
bu tür cinayetlerin kim ta-
rafindan işlendiğini bilme-
sine karşın açıkîamamakla
suçladığı Hacaloğlu'nu is-
tifa etmeye çağırdı.
Ocak ailesinin avukatı
Metin Kozan, daha önce ıki
kez gözaltına alınan Hasan
Ocak'ın poliste parmak izi-
nin bulunduğunu kaydetti.
TEPKİLER
'Devletin
ayıbı'
Haber Merkezi - Gözal-
tına alındıktan sonra işken-
ce ile öldürüldüğü öne sü-
rülen Hasan Ocak olayına
tepkiler sürüyor. Çeşitli ku-
ruluşlardan yapılan acıkla-
malarda 'polis' suçlanır-
ken, cinayetin faillerinin
yargı önüne çıkanlması is-
tendi.
Demokratik Değişim
Partisi Istanbul îl Baskanı
Latif Epözdemir tarafindan
yapılan açıklamada, bütün
faili meçhul cinayetlerin
devletin ayıbı olduğunu,
devletin bu cinayetlerin fa-
illerini bulup cezalandır-
madığı sürece zan altından
kurtulamayacağmı söyledi.
Demokratik Mücadele
Platformu'ndan yapılan
açıklamada da ailesinin ve
demokratik kamuoyunun
bütün girişimlerine karşın
Hasan Ocak'ın katledildiği
belirtilerek "bunun halka
bir meydan okuma" oldu-
ğu savunuldu.
Emekçi Kadınlar Birli-
ği'nin açıklamasında da
yetkililerin hâlâ susması
eleştirilerek "böylece kendi
cinayetini gMryor"denildi.
Partizan, Özgür Gelecek ve
Yenı Demokrat Gençlik
dergilerinden yapılan açık-
lamada, kaybetme politika-
smın ABD patentiı olduğu,
daha önce Güney Amerika
ülkelerinde uygulandığı
anımsatılarak bunun ınsan-
lara korku salma amacı
güttüğü vurgulandı.
Uluslararası Af Örgütü, Hasan Ocak için Türkiye'ye acil başvuru mektubu gönderdi
'Ocak'mkatflleri buhmsım9
ERGÜN AKSOY
ANKARA - Türkiye'deki kayıplar konusu
ile yakmdan ilgılenen Uluslararası Af Örgü-
tü, Hasan Ocak'ın katıllennın bulunmasını
istedi. Türkiye'ye acil başvuru mektubu gön-
dererek ctddi bir soruşturma yapılması ge-
rektiğini belirten Af Örgütü, kayıp olaylan-
nın kaygı verici boyutlara ulaştığına dikkat
çekti. Af Örgütü'nün Türkiye Masası Şefi
Jonathan Sugden. Türkiye'deki kayıp olayla-
nnın "hastahk gibi yayıldıgHiı" savunarak
"Yaşananlar, Güney Amerika'daki durumu
andnTyor" dedi.
Gözaltında kaybolma olaylannın son kur-
banı Hasan Ocak ile ilgili olarak Uluslarası
Af Örgütü'nün Türkiye'ye acil başvuru mek-
tubu gönderdiği bildiriîdi. Af Örgütü, acil
başvuru mektubunda, 1994 yılında kaybol-
duklan öne sürülen 55 kişinin nerede oldu-
ğunu da sordu.
Af Örgütü'nün Türkiye Masası Şefı Jonat-
han Sugden, kaybolduğu öne sürülen Hasan
Ocak'ın gözaltına alındığmı gören tanıklar
bulunduğuna dikkat çekerek "Bu insanlar
neden kaybohıyor? Bazı kayıp olaylan ile ilgi-
li güvenlik güçleri hakkında ciddi iddialar
vardır. Bazı olaylarda güvenlik güçleri bariz
açıklar vermişlerdir" dedi. Hasan Ocak'ın
katillerinın bulunmasını isteyen Sugden. söz-
lerini şöyle söyledi:"Hasan Ocak'ın katilleri
tmlunsun ve yargı önüne çıkarusın. Konuyla
ilgili olarak çok ciddi bir soruşrurma yapıl-
ması gerekir. Tüm bulgular tek tek incelen-
melidir. Gözaltına alınanlann ailelerine ve
avukatlanna bilgi verilmediği için. kayıp Mdi-
alan da her geçen gün arayor. Türk yasalan-
na göre, gözalüna alınanlann yakınlanna bil-
gi verilmesi gerekir. Ancak bu uygulannuyor.
Gözaltına almanlar hakkında 2-3, hatta on
gün haber ahnamıyor.T>
Kayıplar konusunun
Türkiye'de bir hastalık gibı yayıldığıru savu-
nan Sugden, "Kayıplar konusu kaygı verici
boyutlardadır. Yaşananlar. bir zamanlar Gü-
nej1
Amarika'daki durumu andınyor" diye
konuştu. Kayıplar konusunda Türkiye'ye acil
başvuru mektubu gönderen Af Örgütü, 1994
yılında kayboldukJan öne sürülen 55 kişinin
durumunu da gündeme getirdi. Kayboldukla-
n öne sürülen kişilerin adlan şöyle:
Cemile ve Ramazan Şarlı (Bitlis), Fethi
Yıldınm (ŞanlıurfaViranşehır), Ali Efeoğlu
(lstanbul). Yusuf Tunç (Mardin/Kızıltepe),
Fahrettin Tan (Batman), Hasan Sonzamancı
(Kahramanmaraş'Pazarcık), Beşir Akbulut
ve Ahmet Demir (Batman). Mahmut Koçer
ve A. Vahap Koçer (Erzurum), Mehdi Akde-
niz (Diyarbakır/Kulp). Cüneyt Aydınlar (ls-
tanbul), Nazım Babaoğlu (Ş.Urfa/Siverek),
Hüseyin Taşkaya (Şanlıurfa). Kuddusi Adı-
güzel ve Mirza Ateş (Diyarbakır/Kulp), Zey-
nel Kürsap (Batman), Piro Ay (Mardin/De-
rik), Mehmet Tannverdi, Mehmet Can Ayşin,
Ahmet Tekin, Tahsin ve Ali fhsan Çiçek,
Fahri, Ramazan , Mustafa ve Ali Bulut, Ser-
vet ve tkram lpek, Seyithan Yolur, Çayan Çi-
çek (Diyarbakır/Lice). Kasım Alpsoy (lstan-
bul), Ercan ve Ekrem Diril (Hakkari), Abdul-
lah Pişkin (Sürt/Enıh), Mehmet, Hasan ve
Cezayır Örhan (Diyarbakır/
Kulp), tsmail
Agaya (Batman), Mustafa Saygı (Ş. Urfa/Su-
ruç), Recai Aydın (Diyarbakır). Ebubekir
Aras (Şırnak'Cizre). Abdülgani Dağ (Mar-
din), Kemal Çiçeklı (Diyarbakır). Mehmet
Gürkan (Diyarbakır/Ağaçh), Babakir Aldur
(Mardin/Midyat). Turgut Yenisoy (Dijarba-
kır), Kenan Bilgin (Ankara), Nazun Gülmez
(Tuncdi). Erdoğan Argün (lstanbul), AH Tek-
dağ (Diyarbakır), tsmail Bahçeci (lstanbul)
ve Nihat Doğançay
SORULAR
Yanıltan
açıklamalar
- 26 martta cesedi bu-
lunan Hasan Ocak'ın
parmak izinden kimliği-
nin saptanmış obnası ge-
retdrken kamuoyuna ne-
den Ocak'ın cesedinin
bulunduğu açıklanmadı?
- lçişlen Bakanı Nahit
Menteşe, önce Hasan
Ocak'ın kısa süre gözal-
tına alınarak bırakıldığı-
nı söylemişken neden
sonra bunu inkâr etti?
- Hasan Ocak'ın akı-
betini soran yabancı par-
lamenterlere neden 'Kısa
süre gözaltına alındı ve
bırakıldı' yanrtı verildi?
- Eminönü tlçe Emni-
yet Müdürlüğü'nde Ma-
side Ocak'a Hasan
Ocak'ın cebindeki para-
nın miktarını söyleyen
polisle ilgili araştırma
yapıldı mı?
- Gözaltında Hasan
Ocak'ı görenlerin ifadc-
leri neden ahnmadı?
- Bu listelerle ilgili
araştırma neden yapıl-
madı?
- Beykoz Cumhuriyet
Savcılığı neden aileye bir
cesedûı bulundugunu ha-
ber vermedi?
- Ocak, eğer gözaJtına
alınmadıysa katiller ne-
den ayakkabı bağcıklan-
nı alsmlar? Bu konuda
ne gibi bir araştırma ya-
pıldı?
-Bugüne kadar jan-
darma bölgesinde kimli-
ği saptanamavan kaç ce-
set bulunduğu açıklana-
cakmı?
- Bugüne kadar gözal-
tına alındığı ve kaybedil-
diği ileri sürülenlerin
akıbetlerinin belirlenme-
si amacıyla Adli Tıp'taki
fotoğraflann dağıtılması
düşünülüyor mu?
- Hasan Ocak'ın me-
zarına neden numara
konmadı?
Ailesi, dün de bütün gün Hasan Ocak'ın mezaruu bulmak için çaba sarf etti. Ancak bu kez hem mezar hem yetkililer kayıptı»
Şîmdi de yetkililer kayıp!
Hasan Ocak'ın cinayeti ile ilgili "Bir şey bilmiyorum" diyen îçisleri Bakanı
Nahit Menteşe, "Somut belge getirsinler, yakasma yapışayım" dedi
İSTANBUL/A1VKARA (Cumhuriyet) - Ha-
san Ocak'ın 56 gün kaybolmasından sonra ce-
nazenin mezardan çıkanlması iznini verccek
olan yetkililer de "kayboldu''. Küçükçekmece
Altınşehir Mezarhğı'nın kimsesizler bölü-
münde gömülü olduğu belirtilen, ancak meza-
n tespit edilemeyen Ocak'ın yakınlan, dün
gün boyunca mezar nakli işlemleri için yetkili
aradılar. Ocak'ın cenazesi, bugün Kimsesizler
Mezarlıği'ndan alınarak Gazi Mahallesi Me-
zarlığı'na defhedilecek.
lçişlen Bakanı Nahit Menteşe. gözaltına
alındıktan sonra işkenceyle öldürüldüğü iddıa
edilen Ocak olayıyla ilgili bir şey bilmediğini,
ancak işkence yapıldığına ılişkin somut belge,
bilgi bulunması durumunda suçlulann "yaka-
sına yapışacağını" söyledi.
Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak. kız kardeşi
Aysel Ocak ve ailenin avukatı Metin Kozan,
dün sabah saatlerinde Küçükçekmece Cumhu-
riyet Başsavcılığı'na başvurarak cenazenin,
Gazi Mahallesi Mezarlığı'na naklini istedikle-
rini bildirdiler. Ancak Küçükçekmece Başsav-
cısı'nın cenaze nakli için yetkili olmadığı.
Beykoz Cumhuriyet Savcılığı ile görüşmeleri
gerektiği söylendi. Bu arada tstanbul Beledi-
yesi Mezarlıklar Müdürlüğü Küçükçekmece
Şefliği'ne başvuran Av. Kozan'a, cenaze nakli
için yetkilinin tstanbul Mezarlıklar Müdürlü-
ğü Bölge Muavini olduğu belirtildi. lstanbul
Mezarlıklar Müdürlüğü Bölge Muavini Şükrii
Aygün ise Fatih Cumhuriyet Savcıhğf ndan
Beykoz'da bulunan ve Altınşehir Mezarlığı'na
gömülen kimliksiz cesedin Ocak'a ait olduğu-
nu belirten bir yazı ve nakil istenen Gazi Me-
zarlıği'ndan tapu belgesı istedi. Fatih Savcılı-
ğı'dan gereklı yazıyı alan Ocak ailesi, lstanbul
Mezarlıklar Müdürlüğü Bölge Muavinli-
ği'ndeki işlemleri de tamamladı. Küçükçek-
mece Mezarlıklar Şefliği'ne dönen aileye,
kendilerini izleyen basını göndermeleri, aksi
takdirde işlemlerinin tamamlanmayacağı bil-
dirildi. Ailenin ricası üzerine basın mensupla-
rı uzaklaştı. Ancak mezann nakli için hazır
bulunması gereken Sağhk Müdürlüğü'nde gö-
revli doktor, araya Küçükçekmece Belediye
Başkan Yardımcısı'nın girmesine karşın me-
sai saati dolduğu için gelmedi. Daha sonra yo-
ğun güvenlik önlemleri alınan Altınşehir'deki
mezarlığa giden Ocak'ın babası Baba Ocak ve
ağabeyi Hüseyin Ocak, nakıl işlemlerinin uza-
tılmasının kasıtlı olduğunu söylediler. Hasan
Ocak'ın mezan bugün tespit edıldikten sonra
açılarak Gazi Mezarlığı'na nakledilecek.
lstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir,
iki yeni karakolun açılış töreninde basın men-
suplarının Ocak'la ilgili soruları üzerine,
"Polis enayi mi, bir kişiyi öldürsnn ve bir
ksnanın tisrtine arsın. Bu olayla poh'an yakm-
dan uzaktan ilgisi yoktur" dedi.
AİLESİ YETKÎLİLERE VERDİ
Hasan Ocak
cinayetinde 7 kanıt
• Hasan Ocak'ın kaybolduğu günlerde
gözaltında bulunan 2 kişi, Ocak'ı gözaltında
gördüğünü, 3 kişi de Ocak'ın adına şube
listelerinde rastladığını söylüyor. Hasan
Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, gözaltına
alındığı sırada bir polis memurunun Hasan
Ocak'ın gözaltına alınma tutanağını
kendisinin hazırladığını ve yanmda bulunan
para miktannı söylediğini belirtiyor.
lstanbul Haber Servisi - pantolon olan ve sorgudan
Kaybolduktan 56 gün son-
ra "faili mechuller" listesi-
ne giren ve cesedi kimse-
sizler mezarlığında bulu-
nan Hasan Ocak'ın ailesi-
nin yetkililere bildirdiği 7
kanıt. Hasan Ocak'ın 'gö-
zaltında işkenceyle öldürül-
düğü* iddialannı güçlendı-
riyor. Ocak'ın kaybolduğu
• günlerde gözaltında bulu-
nan 2 kişi, Ocak'ı Terörle
Mücadele Şubesi'nde gör-
düğünü, 3 kişi de Ocak'ın
adına parmak izi listesi ve
gözaltında bulunanlar liste-
sinde rastladıklannı söyler-
ken Ocak'ın kızkardeşi, bir
polis memurunun Ocak'la
ilgili bilgisi olduğunu be-
lirtti.
Hasan Ocak'ın ailesinin
TBMM Başkanhğı, Başba-
kanlık, lçişlen Bakanlığı
ve diğer yetkililere yaptığı
başvurularda Hasan Oca-
ak'ın gözaltında tutulduğu-
na ilişkin kanıtlan şunlar:
1- 23 mart günü gözaltı-
na alınan Baki Düzgün,
Vatan Caddesi üzerindeki
Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü'ne götürüldü-
ğünü, aynı gün akşamı saat
18.00'de yere düşmesi so-
nucu gözbağının açıldığını
ve bu sırada Hasan Ocak'ı
sorguya götürülürken gör-
düğünü açıkladı.
Ocak'ın üstünde açık
renk kazak ve griye benzer
Kaplan^ın cenazesi yakuı taldpteKÖL^/A^KARA/ERZl/RU^f /
lSTAI>fBUL / SİNOP (Cumhuriyet) -
Almanya'da. sözde "Anadolu Federe
lslam Devleti" kurup kendisini "hali-
fe" ılan eden 'Kara Ses' Cemalettin
Kaplan için dün Almanya'nın Köln
şehnnde yapılan cenaze töreninde yı-
ne 'Türkfye ve Atatürk aleyhine'göste-
riler yapıldı.
Yandaşlan. *Kara Ses'in cenazesinı
dün gece Türk Hava Yollan'nın uça-
ğıyla Köln'den lstanbul'da gerirdiler.
Uçak Köln'den havalanmadan önce
yapılan bomba ihban asılsız çıktı. Ta-
but indirildikten sonra uçakta arama
yapıldı. Bomba ihbannın asılsız oldu-
ğu anlaşılınca uçak rötarlı olarak hare-
ket etti. Geceyi cenazeyle birlikte ts-
tanbul'da geçiren yandaşlan, bu sabah
uçakla Ankara üzerinden Erzurum'a
gidecekler.
Çeşitli illerden toplanan Atatürk ve
laik düzen düşmanı Kaplan'ın yandaş-
larının Erzurum'da gövde gösterisi
yapmalan beklenırken yetkililer her
türlü önlemleri aldıklannı ilen sürdü-
ler. Cenazesinde de Türkiye ve Ata-
türk aleyhine gösterilerin yapıldığı
'Kara Ses'in Türkiye'de gömülmesine
izin verilmesine tepkiler sürüyor.
Ankara DGM Başsavcısı Nusret De-
miral. 'Kara Ses'diye tanınan Kap-
lan'ın, ölmesi nedeniyle hakkında
şimdiye kadar açılan tüm dava ve so-
ruşturmalahn düştüğünü bildirdi.
Kan kanserinden ölen Cemalettin
Kaplan'ın cenazesi Köln mezarlığının
morgundan alınarak tekbirler arasında.
Kaplan'ın sözde 'hilafet devletinin
merkezi* dediği Ulucami'ye getirildi
ve Türkçe ile Arapça 'hilafet devleti'
yazılı yeşil renkli bayraklann asılı ol-
duğu yere konuldu. Bin kadar tarafta-
nn katıldığı törende şeriatçı sloganla-
nn atılması dikkat çekti.
Babasının cenaze namazını kıldıran
yeni sözde 'halife' Metin Müftüoğlu
(Kaplan), törende yaptığı konuşmada,
"Bu davamız yanda kalmayacak. HaU-
femiz öldü diye bu büyük davanuzdan
wa. mı geçeceğiz. Yerde mi kalacak. EI-
betteki sahip çıkacağrz ve yanda bırak-
mayacağız*' dedi.
Erzurum'a akın eden çok sayıda
Kaplan yandaşının. cuma namazından
sonra Ahntepe Köyü'ndeki aile me-
zarlığına gömülecek olan Kaplan'ın
cenaze töreninde gövde gösterisi yap-
ması beklenirken Erzurum Valisı
Oğuz Berberoğlu, olası olaylar için ge-
rekli önlemlenn alındığmı belırtti. Er-
zurum Müftü Vekili Fuat Altm da Ce-
malettin Kaplan'ın Türkiye'de de na-
mazının kılmacağını belirken "Bu ko-
nuda bize bir talep gelmedi. Sanırım
namazı mürhleri kılar. Onlar mı kıhp
da defnedecek, yoksa bizden mi isterler
bilmiyorum. Bizim musallaya getirip
koyaıiar da namazı bizim kıldırmamı-
zı isterterse yapanz. Köyde olursa za-
ten imamunız namazı kıidınr" dedi.
Başsavcı Demiral. "Kaplan'ın cena-
zesûıi gctirt'nler hakkında herhangi bir
takibat yapüacak mı"sorusuna şu ya-
nıtı verdı:
"Terörle ıMücadele Yasası (TMV) ve
Türk Ceza Yasası'na (TCY) göre laik
düzene karşı hareketler sergilendiği
takdirde, bu hareketler soruşturma ko-
nusu yapılır. Taraftarlan Tüddye'de iz-
lenecek. Burada laik düzene karşı her-
hangi bir davranışta bulunduklan tak-
dirde, haklannda gerekli takibat yapı-
lacaktır. Ama peşinen harekerJeri şu ot-
sa veya bu olsa suç olur ya da olmaz
denemez. Şu aşamada bu konuda bir
açıklama yapniak anlamsızdır. Hele
bir gelsinler bakaum."
Idamı istenmişti
Türkiye'de ve Avrupa'da Kaplan ta-
raftan kaç kişinin olduğunun bilmedi-
ğini. bu konuda îçisleri Bakanlığı ve
MlT'in bilgisinin bulundugunu belir-
ten Demiral. Kaplan'ın böyle yasadışı
aşın dinci bir örgütün Iideri olması ne-
deniyle hakkında idam istemiyle dava
açılıp tutuklama emri çıkardıklannı
söyledi.
Yasadışı aşın dinci örgütlerin taraf-
tar kazanmak için önce tebliğler ya-
yımladığını kaydeden Demiral, şunlan
söyledi:
"Bu yasadışı sol örgütlerde siyasi
propagandadır. İkinci aşamada cema-
atleşme gelir. Sol örgütlerde bunun
karşıuğı örgütienmedir. Ondan sonra
cihat gelir. Sol örgütlerde bu aşamanın
adı silahb propagandadır. Birbüieriyle
çok benzerlikleri vardır, sadece söylem-
ler farkİKÜr."
Sinop muhabirimiz Cengiz
Demirel'in habenne göre Atatürkçü
Düşünce Derneği Genel Başkanı Sup-
hi Gürsoytrak, Kaplan'ın cenazesinin
Türkiye'ye gelmesine izin verenleri
Türkiye'ye karşı suikast yapmakla
suçladı.
Başbakan Yardımcısı ve CHP Genel
Başkanı Hikmet Çetin ise dün bir
gazetede yer alan "Cemalettin Kap-
lan'ın cenazesinin Türkiye'ye getirü-
mesiyle ilgili girişimde bulunduğu"
yolundaki haberlerin gerçeği yansıt-
madığını ifade etti.
Çetin. "Ben bu konuda hiçbir şey
söylemedim. Ne haberim var ne de
böyle bir girişimim var. Aksine benim
bu konudaki tavrun tam tersi" dedi.
sonra 5. kattaki hücrelere
götürüldüğünü belirten
Düzgün, iHD'ye yaptığı
başvuruda Ocak'ın gözal-
tında kaybedilmiş olabile-
ceğine dikkat çekti.
2- 25 mart günü gözaltı-
na alınan Suna Yaşar, 26
ya da 27 mart günü gözal-
tında tutulduğu Terörle
Mücadele Şubesi'nde gözü
bantlı olarak yapılan sor-
gusundan sonra yanında
bırinin varlığını hissettiği-
ni. göz bağının altından
baktığında gördüğü bu ki-
şinin daha sonra gazeteler-
de fotoğraflan yayımlanan
Hasan Ocak olduğunu
açıkladı.
3- 26 mart günü gözaltı-
na alınan Veysel Ceylan, ls-
tanbul Emniyet Müdürlüğü
Terörle Mücadele Şube-
si'ndeki gözaltında bulu-
nanlar listesinde Hasan
Ocak'ın adını gördüğünü
açıkladı.
4-26 mart tarihinde gö-
zaltına alınan Bilgi Came-
kan, Hasan Ocak'ın adjnı,
lstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü Terörle Mücadele Şube-
si'nde parmak izi listesin-
de gördüğünü açıkladı.
5- Hasan Ocak'ın karde-
şi Maside Ocak. 4 nisanda
Eminönü llçe Emniyet
Müdürlüğü'nde gözaltında
tutulduğu sırada "orta boy-
lu, hafîf kel, kumraL bıyık-
h" bir sivil polisin ağabeyi
Hasan Ocak'la ilgili tutana-
ğı kendisinin yazdığını
söylediğini açıkladı. Masi-
de Ocak. yaptığı açıklama-
da. bu polisin ağabeyinin
üzerinden 70 milyon lira
para çıktığını, parayla kaç-
mış olabileceğini söyledi-
ğine dikkat çekerek "Bu
polisin, Hasan Ocak hak-
kında tüm bunlan nereden
duyduğunu bilmiyorum.
Ancak inanıyonım ki o po-
lis, Hasan Ocak'ı görmüş
ve bu da Hasan Ocak'ın gö-
zaltına alınmış olduğunun
kanıtjdır" dedi.
6- Maside Ocak'la birlik-
te gözaltında tutulan Asiye
Baş ise yaptıfi açıklamada.
Maside Ocak'la bu sivil
polis arasında geçen ko-
nuşmayı duyduğunu belirt-
ti.
7- Ocak'ın ailesi, lstan-
bul emniyetinden görevli-
lerin Hasan Ocak'ın hesa-
bının bulunduğu Yapı Kre-
di Bankası Avcılar Şube-
si'nden hesap dökümü iste-
diklerini açıkladı.
KONUK YAZAR / Doç. Dr. MEHMET SEMİH GEMMMAZfiüHFög^im
Insan haklan örgütlerine laf atanlar, şimdi niye susuyorsunuz?
Türkiye'de insan haklan ihlalleri
yoğundur, yaygındır, kitleseldir ve
sistemlidir. Türkiye, 1990'lardünya-
sında, eskı dönemin ırkçı,'ayrımcı
Güney Afrika Cumhuriyeti'nden,
1970'lerin faşist general VTola'lı Ar-
jantini'nden, Pinoche'nin Şili-
si'nden, Idi Amin'in Ugandası'ndan,
Stroessner'in Paraguayı'ndan,
vb.'den beter bir hali yaşamaktadır.
İşkence ve kötü muamele. yargısız
infazlar, kayıp kişiler olgusu, faili
meçhul cinayetler, düşünce açıkladı-
ğı için mahkûm edilenler, sıradan
olaylar sayılır olmuştur.
Devlet terörünün en ağır, vahşi ve
giderek pervasizlaşan örnekleri,
günlük sıradan pratiğin olağan par-
çasıdır. Buna dur diyebilecek siyasal
istenç bulunmamaktadır. 'Bölünme
tehdidi', 'iç ve dış düşmanlar' para-
noyası, topluma her gün pompalan-
maktadır.
Öte yanda halk; savaş dahil, 'terö-
rün' hiçbir biçimde, koşulda, yerde
ve zamanda 'meşru sayıhnadığı' hu-
kuksal, siyasal ve ahlaksal kural ve
ilkelere karşın, bunu bir yöntem ola-
rak benimseyenlerin uygulamalany-
la da mağdur olmaktadır. Bu da dev-
let terörü ile aynı derecede vahşidir,
insanJık dışıdır.
Halk, birbirine endeksli, iki ayn
kaynaklı terör dalgası arasında sıkı-
şıp kalmıştır.
Hasan Ocak da katledildi. Faili
meçhul bir cinayet daha deniliyor.
Bu tür cinayetlere faili meçhul
denmez. Insan Haklan örgütleri, sa-
dece kayıp kişiler olgusu bakımın-
dan sayının 500'e yaklaştığmı sergi-
lediler. Bunu söylemek mi bölücü-
lüktür?
Kayıp kişiler olgusu, bir insan
haklan hukuku ihlalidir; insancıl hu-
kukun ihlalidir; hukukun genel ilke-
lerinin ihlalidir.
Kayıp kişiler pratiği, 'yasam hak-
kı'nın; 'işkence ve kötü muamele
görmeme hakkı'nın, 'kişi özgürlüğü
vegü>enliği hakkı'nm ihlalidir.
Kayıp kişiler pratiği, sadece katle-
dilen mağdurun değil, onun kaderi,
nerede ve hangi koşullar altında bu-
lunduğu, öldürülüp öldürülmediği
hususlannda derin bir çaresizlik.
umutsuzluk ve yıkım yaşayan. başta
ailesi ve yakın çevresi olmak üzere,
tüm toplumun temel haklannın ihla-
lidir.
Hangi erkin, nerede, nasıl yaptığı-
nın, hangi güya yüce amaçlarla bunu
gerçekleştirdiğinin önemi yoktur;
her halükârda hukuk dışıdır, gayri
meşrudur. Olayı açığa çıkarmak, hu-
kuk devletinin her şeye öngelen gö-
revi, hatta varlık nedenidir.
lşte, devlete fatura edilen, bu ko-
nudaki başansızlıktır. Devlet, faılleri
bulmadığı sürece, zan altında ka!a-
caktır. Devletin. bu olaylan saydam.
etkili ve yansız biçimde soruşturdu-
ğunu kanıtlaması gerekir. Olaylar.
tek tük değıldir; beş yüze yaklaşmış-
tır.
Böyle bir acımasız ve yoğun tab-
lo, mağdurlann, iç hukuktan ötede,
insan haklan hukukunun sağladığı
başvuru olanaklannı kullanırken, her
başvuruda aranması gereken bazı
kayıtlamaların (örneğin, iç-hukuk
yollannı tüketme gibi) artık aranma-
ması sonucunu doğurur. Çünkü, bu
tür hak ihlallerinin bir 'idari pra-
tik'haline geldiği, 'iç-hukuk yoUan-
nın etkisiz olduğu' karineleri ('kamt-
ları' değıl), insan haklan hukuku
belgeleriyle yapılaştınlan komısyon,
mahkeme, komite gibi organlarca
esas alınmaya başlanır. Bu da sonuç-
ta uluslararası düzlemde devletin
mahkûmiyetlerini getirir. Dolayısıy-
la, bu tür olaylan etkıii. yansız ve
sonuç almaya elverir biçimde sonış-
turmayan görevliler, sadece görevi
savsaklamış olmazlar, devletin ulus-
lararası mahkûmıyetine kapı da ara-
lamış olurlar. Bundan daha somut
bir, ülke sevmezlik olabilir mi?
1981 yılında Arjantin'de General
VTota, kayıp kişiler olgusu hakkında
sonışturma açılıp açılmayacağını so-
ran bir gazeteciyi şöyle yanıtlıyordu:
"Sanryorum, güvenlik güçleri hak-
kında soruşturma açacağımızı zan-
nedrvorsunuz; bu kesin olarak tartış-
ma (hşıdır", (Clarin, 18/3-1981).
Arjantin'de cunta gitti. Darbeciler
yargılandı. İnsan haklan ihlallerini
yapanlar mahkûm edildı. 1995 Ar-
jantini'nde, hâlâ açılan yaralar sanl-
maya çalışılıyor; güncel basını izle-
yenler, vicdanlan yaralı o faillerin,
mahkûmlann. şimdilerde yaptıkları
itirafları okuyorlar; uçaklardan ok-
yanusa atılanlar. toplu mezarlara gö-
mülenler. Arjantin, dışlandığı ve bir
kara leke olarak anıldığı dünya ailesi
ıçinde yenıden bir onurlu yer alabil-
mek için çabahyor; toplumsal bir
sorgulamayı yapıyor; suçlulan, sı-
ğındıklan karanlık dehlizlerden çı-
kartıyor; yargılıyor, mahkûm ediyor.
Bir kâbusu yaşıyoruz. Aklımızı,
mantığımızı yitirdik. Sağduyumuzu
da yitirmenin eşiğindeyız.
Bu bir çığlıktır; sesleniştir. Bir ay
kadar önce, 'Yavrumu bulun' çığlı-
ğını atan Hasan Ocak'ın annesi
Emine Ocak'ı, duruşmanın inzibatı-
nı bozdu diye bir ay hapse mahkûm
ettik. Çığlıklan bile mahkûm eden
bir düzende karabasansız gün müm-
kün mü?
tnsan haklan örgütlerine laf atan-
lar; yolsuzluklar kadar, ışkencelerin,
kayıp kişiler olgusunun, yargısız in-
fazlann da üstüne gidin.