04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 1995 CUMA HABERLER gerçeği YAHYA KOÇOĞLU Gözaltında işkence gör- menin olagan hale geldiği ve gözaltında alınan insan- lann kaybolmasına 'alışı- tan' Türkiye'de, polisin ba- kana 'kasten yanlış bilgi verdigi' ileri şürüldü. tstan- bul Emniyeti'nin 21 mart gûnü gözaltına alındığı ve öldürüldüğü belirtilen Ha- san Ocak'la ilgili olarak in- san haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Haca- toghı'na, "Iddialan yanrtla- mak için Hasan Ocâk'ı biz de anyoruz" yanıtını verdi- ği gün, cesedinden pannak izi tespiti yapılan Hasan Ocak'ın kimliğmin, 4 gün- dür polisçe bilındiği öne sürüldü. Polisin, bir devlet bakanına, bildiği kimliği açıklamamasının, işken- ceyle ölüm olayını gizle- meye yönelik olduğu ileri sürüldü. Istanbul Emniyeti'nin Devlet Bakanı Algan Haca- loğlu'na 'yalan söylediğT. Hasan Ocak'ın kaybolma- sından sonra Halkın Hukuk Bürosu avukatlanndan Ah- met Dûzgân Yüksd'in Al- gan Hacaloğlu'na başvur- masıyla ortaya çıktı. Algan Hacaloğlu, 30 mart tarihli başvunıya 31 mart tarihin- de verdiği yanıtta, başvuru- nun bakanlığının görev ala- nı yönünden ıncelendiğini belirterek "21. 03.1995 gû- nü, kardeşinin dükkânın- dan ayrddıktan sonra siyasi polisçe gözaltına atandığını iddia ettiğiniz Hasan Ocak'ın gözaltında olanlar listesinde adı bulunmadıgı ve iddialara cevap verme yönünden polisçe de aran- dıgı büdirihnistn-" dedı Bakan Hacaloğlu'na eieştiri Hasan Ocak'ın kimliği- nin pannak izi karşılaştır- masıyla saptanmasından 4 gün sonra lstanbul Emniye- ti'nin, insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Al- gan Hacaloğlu'na verdiği yanıtı, 'polisin bakana ya- lan söylemesi' olarak değer- lendiren başvuru sahibi Ahmet Dûzgün YükseL Al- gan Hacaloğlu'nu 'emni- yetten bilgi alamamakla' eleştırdi. Hasan Ocak'ın gözaltında işkenceyle öldü- rülmesini gizlemeye çalı- şan polisin bu konuyu gün- deme getiren kişinin Devlet Bakanı olmasına aldırma- dan gerçeği saptırdığına dikkat çeken Yüksel. aynca bu tür cinayetlerin kim ta- rafindan işlendiğini bilme- sine karşın açıkîamamakla suçladığı Hacaloğlu'nu is- tifa etmeye çağırdı. Ocak ailesinin avukatı Metin Kozan, daha önce ıki kez gözaltına alınan Hasan Ocak'ın poliste parmak izi- nin bulunduğunu kaydetti. TEPKİLER 'Devletin ayıbı' Haber Merkezi - Gözal- tına alındıktan sonra işken- ce ile öldürüldüğü öne sü- rülen Hasan Ocak olayına tepkiler sürüyor. Çeşitli ku- ruluşlardan yapılan acıkla- malarda 'polis' suçlanır- ken, cinayetin faillerinin yargı önüne çıkanlması is- tendi. Demokratik Değişim Partisi Istanbul îl Baskanı Latif Epözdemir tarafindan yapılan açıklamada, bütün faili meçhul cinayetlerin devletin ayıbı olduğunu, devletin bu cinayetlerin fa- illerini bulup cezalandır- madığı sürece zan altından kurtulamayacağmı söyledi. Demokratik Mücadele Platformu'ndan yapılan açıklamada da ailesinin ve demokratik kamuoyunun bütün girişimlerine karşın Hasan Ocak'ın katledildiği belirtilerek "bunun halka bir meydan okuma" oldu- ğu savunuldu. Emekçi Kadınlar Birli- ği'nin açıklamasında da yetkililerin hâlâ susması eleştirilerek "böylece kendi cinayetini gMryor"denildi. Partizan, Özgür Gelecek ve Yenı Demokrat Gençlik dergilerinden yapılan açık- lamada, kaybetme politika- smın ABD patentiı olduğu, daha önce Güney Amerika ülkelerinde uygulandığı anımsatılarak bunun ınsan- lara korku salma amacı güttüğü vurgulandı. Uluslararası Af Örgütü, Hasan Ocak için Türkiye'ye acil başvuru mektubu gönderdi 'Ocak'mkatflleri buhmsım9 ERGÜN AKSOY ANKARA - Türkiye'deki kayıplar konusu ile yakmdan ilgılenen Uluslararası Af Örgü- tü, Hasan Ocak'ın katıllennın bulunmasını istedi. Türkiye'ye acil başvuru mektubu gön- dererek ctddi bir soruşturma yapılması ge- rektiğini belirten Af Örgütü, kayıp olaylan- nın kaygı verici boyutlara ulaştığına dikkat çekti. Af Örgütü'nün Türkiye Masası Şefi Jonathan Sugden. Türkiye'deki kayıp olayla- nnın "hastahk gibi yayıldıgHiı" savunarak "Yaşananlar, Güney Amerika'daki durumu andnTyor" dedi. Gözaltında kaybolma olaylannın son kur- banı Hasan Ocak ile ilgili olarak Uluslarası Af Örgütü'nün Türkiye'ye acil başvuru mek- tubu gönderdiği bildiriîdi. Af Örgütü, acil başvuru mektubunda, 1994 yılında kaybol- duklan öne sürülen 55 kişinin nerede oldu- ğunu da sordu. Af Örgütü'nün Türkiye Masası Şefı Jonat- han Sugden, kaybolduğu öne sürülen Hasan Ocak'ın gözaltına alındığmı gören tanıklar bulunduğuna dikkat çekerek "Bu insanlar neden kaybohıyor? Bazı kayıp olaylan ile ilgi- li güvenlik güçleri hakkında ciddi iddialar vardır. Bazı olaylarda güvenlik güçleri bariz açıklar vermişlerdir" dedi. Hasan Ocak'ın katillerinın bulunmasını isteyen Sugden. söz- lerini şöyle söyledi:"Hasan Ocak'ın katilleri tmlunsun ve yargı önüne çıkarusın. Konuyla ilgili olarak çok ciddi bir soruşrurma yapıl- ması gerekir. Tüm bulgular tek tek incelen- melidir. Gözaltına alınanlann ailelerine ve avukatlanna bilgi verilmediği için. kayıp Mdi- alan da her geçen gün arayor. Türk yasalan- na göre, gözalüna alınanlann yakınlanna bil- gi verilmesi gerekir. Ancak bu uygulannuyor. Gözaltına almanlar hakkında 2-3, hatta on gün haber ahnamıyor.T> Kayıplar konusunun Türkiye'de bir hastalık gibı yayıldığıru savu- nan Sugden, "Kayıplar konusu kaygı verici boyutlardadır. Yaşananlar. bir zamanlar Gü- nej1 Amarika'daki durumu andınyor" diye konuştu. Kayıplar konusunda Türkiye'ye acil başvuru mektubu gönderen Af Örgütü, 1994 yılında kayboldukJan öne sürülen 55 kişinin durumunu da gündeme getirdi. Kayboldukla- n öne sürülen kişilerin adlan şöyle: Cemile ve Ramazan Şarlı (Bitlis), Fethi Yıldınm (ŞanlıurfaViranşehır), Ali Efeoğlu (lstanbul). Yusuf Tunç (Mardin/Kızıltepe), Fahrettin Tan (Batman), Hasan Sonzamancı (Kahramanmaraş'Pazarcık), Beşir Akbulut ve Ahmet Demir (Batman). Mahmut Koçer ve A. Vahap Koçer (Erzurum), Mehdi Akde- niz (Diyarbakır/Kulp). Cüneyt Aydınlar (ls- tanbul), Nazım Babaoğlu (Ş.Urfa/Siverek), Hüseyin Taşkaya (Şanlıurfa). Kuddusi Adı- güzel ve Mirza Ateş (Diyarbakır/Kulp), Zey- nel Kürsap (Batman), Piro Ay (Mardin/De- rik), Mehmet Tannverdi, Mehmet Can Ayşin, Ahmet Tekin, Tahsin ve Ali fhsan Çiçek, Fahri, Ramazan , Mustafa ve Ali Bulut, Ser- vet ve tkram lpek, Seyithan Yolur, Çayan Çi- çek (Diyarbakır/Lice). Kasım Alpsoy (lstan- bul), Ercan ve Ekrem Diril (Hakkari), Abdul- lah Pişkin (Sürt/Enıh), Mehmet, Hasan ve Cezayır Örhan (Diyarbakır/ Kulp), tsmail Agaya (Batman), Mustafa Saygı (Ş. Urfa/Su- ruç), Recai Aydın (Diyarbakır). Ebubekir Aras (Şırnak'Cizre). Abdülgani Dağ (Mar- din), Kemal Çiçeklı (Diyarbakır). Mehmet Gürkan (Diyarbakır/Ağaçh), Babakir Aldur (Mardin/Midyat). Turgut Yenisoy (Dijarba- kır), Kenan Bilgin (Ankara), Nazun Gülmez (Tuncdi). Erdoğan Argün (lstanbul), AH Tek- dağ (Diyarbakır), tsmail Bahçeci (lstanbul) ve Nihat Doğançay SORULAR Yanıltan açıklamalar - 26 martta cesedi bu- lunan Hasan Ocak'ın parmak izinden kimliği- nin saptanmış obnası ge- retdrken kamuoyuna ne- den Ocak'ın cesedinin bulunduğu açıklanmadı? - lçişlen Bakanı Nahit Menteşe, önce Hasan Ocak'ın kısa süre gözal- tına alınarak bırakıldığı- nı söylemişken neden sonra bunu inkâr etti? - Hasan Ocak'ın akı- betini soran yabancı par- lamenterlere neden 'Kısa süre gözaltına alındı ve bırakıldı' yanrtı verildi? - Eminönü tlçe Emni- yet Müdürlüğü'nde Ma- side Ocak'a Hasan Ocak'ın cebindeki para- nın miktarını söyleyen polisle ilgili araştırma yapıldı mı? - Gözaltında Hasan Ocak'ı görenlerin ifadc- leri neden ahnmadı? - Bu listelerle ilgili araştırma neden yapıl- madı? - Beykoz Cumhuriyet Savcılığı neden aileye bir cesedûı bulundugunu ha- ber vermedi? - Ocak, eğer gözaJtına alınmadıysa katiller ne- den ayakkabı bağcıklan- nı alsmlar? Bu konuda ne gibi bir araştırma ya- pıldı? -Bugüne kadar jan- darma bölgesinde kimli- ği saptanamavan kaç ce- set bulunduğu açıklana- cakmı? - Bugüne kadar gözal- tına alındığı ve kaybedil- diği ileri sürülenlerin akıbetlerinin belirlenme- si amacıyla Adli Tıp'taki fotoğraflann dağıtılması düşünülüyor mu? - Hasan Ocak'ın me- zarına neden numara konmadı? Ailesi, dün de bütün gün Hasan Ocak'ın mezaruu bulmak için çaba sarf etti. Ancak bu kez hem mezar hem yetkililer kayıptı» Şîmdi de yetkililer kayıp! Hasan Ocak'ın cinayeti ile ilgili "Bir şey bilmiyorum" diyen îçisleri Bakanı Nahit Menteşe, "Somut belge getirsinler, yakasma yapışayım" dedi İSTANBUL/A1VKARA (Cumhuriyet) - Ha- san Ocak'ın 56 gün kaybolmasından sonra ce- nazenin mezardan çıkanlması iznini verccek olan yetkililer de "kayboldu''. Küçükçekmece Altınşehir Mezarhğı'nın kimsesizler bölü- münde gömülü olduğu belirtilen, ancak meza- n tespit edilemeyen Ocak'ın yakınlan, dün gün boyunca mezar nakli işlemleri için yetkili aradılar. Ocak'ın cenazesi, bugün Kimsesizler Mezarlıği'ndan alınarak Gazi Mahallesi Me- zarlığı'na defhedilecek. lçişlen Bakanı Nahit Menteşe. gözaltına alındıktan sonra işkenceyle öldürüldüğü iddıa edilen Ocak olayıyla ilgili bir şey bilmediğini, ancak işkence yapıldığına ılişkin somut belge, bilgi bulunması durumunda suçlulann "yaka- sına yapışacağını" söyledi. Ocak'ın ağabeyi Hüseyin Ocak. kız kardeşi Aysel Ocak ve ailenin avukatı Metin Kozan, dün sabah saatlerinde Küçükçekmece Cumhu- riyet Başsavcılığı'na başvurarak cenazenin, Gazi Mahallesi Mezarlığı'na naklini istedikle- rini bildirdiler. Ancak Küçükçekmece Başsav- cısı'nın cenaze nakli için yetkili olmadığı. Beykoz Cumhuriyet Savcılığı ile görüşmeleri gerektiği söylendi. Bu arada tstanbul Beledi- yesi Mezarlıklar Müdürlüğü Küçükçekmece Şefliği'ne başvuran Av. Kozan'a, cenaze nakli için yetkilinin tstanbul Mezarlıklar Müdürlü- ğü Bölge Muavini olduğu belirtildi. lstanbul Mezarlıklar Müdürlüğü Bölge Muavini Şükrii Aygün ise Fatih Cumhuriyet Savcıhğf ndan Beykoz'da bulunan ve Altınşehir Mezarlığı'na gömülen kimliksiz cesedin Ocak'a ait olduğu- nu belirten bir yazı ve nakil istenen Gazi Me- zarlıği'ndan tapu belgesı istedi. Fatih Savcılı- ğı'dan gereklı yazıyı alan Ocak ailesi, lstanbul Mezarlıklar Müdürlüğü Bölge Muavinli- ği'ndeki işlemleri de tamamladı. Küçükçek- mece Mezarlıklar Şefliği'ne dönen aileye, kendilerini izleyen basını göndermeleri, aksi takdirde işlemlerinin tamamlanmayacağı bil- dirildi. Ailenin ricası üzerine basın mensupla- rı uzaklaştı. Ancak mezann nakli için hazır bulunması gereken Sağhk Müdürlüğü'nde gö- revli doktor, araya Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı'nın girmesine karşın me- sai saati dolduğu için gelmedi. Daha sonra yo- ğun güvenlik önlemleri alınan Altınşehir'deki mezarlığa giden Ocak'ın babası Baba Ocak ve ağabeyi Hüseyin Ocak, nakıl işlemlerinin uza- tılmasının kasıtlı olduğunu söylediler. Hasan Ocak'ın mezan bugün tespit edıldikten sonra açılarak Gazi Mezarlığı'na nakledilecek. lstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, iki yeni karakolun açılış töreninde basın men- suplarının Ocak'la ilgili soruları üzerine, "Polis enayi mi, bir kişiyi öldürsnn ve bir ksnanın tisrtine arsın. Bu olayla poh'an yakm- dan uzaktan ilgisi yoktur" dedi. AİLESİ YETKÎLİLERE VERDİ Hasan Ocak cinayetinde 7 kanıt • Hasan Ocak'ın kaybolduğu günlerde gözaltında bulunan 2 kişi, Ocak'ı gözaltında gördüğünü, 3 kişi de Ocak'ın adına şube listelerinde rastladığını söylüyor. Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, gözaltına alındığı sırada bir polis memurunun Hasan Ocak'ın gözaltına alınma tutanağını kendisinin hazırladığını ve yanmda bulunan para miktannı söylediğini belirtiyor. lstanbul Haber Servisi - pantolon olan ve sorgudan Kaybolduktan 56 gün son- ra "faili mechuller" listesi- ne giren ve cesedi kimse- sizler mezarlığında bulu- nan Hasan Ocak'ın ailesi- nin yetkililere bildirdiği 7 kanıt. Hasan Ocak'ın 'gö- zaltında işkenceyle öldürül- düğü* iddialannı güçlendı- riyor. Ocak'ın kaybolduğu • günlerde gözaltında bulu- nan 2 kişi, Ocak'ı Terörle Mücadele Şubesi'nde gör- düğünü, 3 kişi de Ocak'ın adına parmak izi listesi ve gözaltında bulunanlar liste- sinde rastladıklannı söyler- ken Ocak'ın kızkardeşi, bir polis memurunun Ocak'la ilgili bilgisi olduğunu be- lirtti. Hasan Ocak'ın ailesinin TBMM Başkanhğı, Başba- kanlık, lçişlen Bakanlığı ve diğer yetkililere yaptığı başvurularda Hasan Oca- ak'ın gözaltında tutulduğu- na ilişkin kanıtlan şunlar: 1- 23 mart günü gözaltı- na alınan Baki Düzgün, Vatan Caddesi üzerindeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü- ğünü, aynı gün akşamı saat 18.00'de yere düşmesi so- nucu gözbağının açıldığını ve bu sırada Hasan Ocak'ı sorguya götürülürken gör- düğünü açıkladı. Ocak'ın üstünde açık renk kazak ve griye benzer Kaplan^ın cenazesi yakuı taldpteKÖL^/A^KARA/ERZl/RU^f / lSTAI>fBUL / SİNOP (Cumhuriyet) - Almanya'da. sözde "Anadolu Federe lslam Devleti" kurup kendisini "hali- fe" ılan eden 'Kara Ses' Cemalettin Kaplan için dün Almanya'nın Köln şehnnde yapılan cenaze töreninde yı- ne 'Türkfye ve Atatürk aleyhine'göste- riler yapıldı. Yandaşlan. *Kara Ses'in cenazesinı dün gece Türk Hava Yollan'nın uça- ğıyla Köln'den lstanbul'da gerirdiler. Uçak Köln'den havalanmadan önce yapılan bomba ihban asılsız çıktı. Ta- but indirildikten sonra uçakta arama yapıldı. Bomba ihbannın asılsız oldu- ğu anlaşılınca uçak rötarlı olarak hare- ket etti. Geceyi cenazeyle birlikte ts- tanbul'da geçiren yandaşlan, bu sabah uçakla Ankara üzerinden Erzurum'a gidecekler. Çeşitli illerden toplanan Atatürk ve laik düzen düşmanı Kaplan'ın yandaş- larının Erzurum'da gövde gösterisi yapmalan beklenırken yetkililer her türlü önlemleri aldıklannı ilen sürdü- ler. Cenazesinde de Türkiye ve Ata- türk aleyhine gösterilerin yapıldığı 'Kara Ses'in Türkiye'de gömülmesine izin verilmesine tepkiler sürüyor. Ankara DGM Başsavcısı Nusret De- miral. 'Kara Ses'diye tanınan Kap- lan'ın, ölmesi nedeniyle hakkında şimdiye kadar açılan tüm dava ve so- ruşturmalahn düştüğünü bildirdi. Kan kanserinden ölen Cemalettin Kaplan'ın cenazesi Köln mezarlığının morgundan alınarak tekbirler arasında. Kaplan'ın sözde 'hilafet devletinin merkezi* dediği Ulucami'ye getirildi ve Türkçe ile Arapça 'hilafet devleti' yazılı yeşil renkli bayraklann asılı ol- duğu yere konuldu. Bin kadar tarafta- nn katıldığı törende şeriatçı sloganla- nn atılması dikkat çekti. Babasının cenaze namazını kıldıran yeni sözde 'halife' Metin Müftüoğlu (Kaplan), törende yaptığı konuşmada, "Bu davamız yanda kalmayacak. HaU- femiz öldü diye bu büyük davanuzdan wa. mı geçeceğiz. Yerde mi kalacak. EI- betteki sahip çıkacağrz ve yanda bırak- mayacağız*' dedi. Erzurum'a akın eden çok sayıda Kaplan yandaşının. cuma namazından sonra Ahntepe Köyü'ndeki aile me- zarlığına gömülecek olan Kaplan'ın cenaze töreninde gövde gösterisi yap- ması beklenirken Erzurum Valisı Oğuz Berberoğlu, olası olaylar için ge- rekli önlemlenn alındığmı belırtti. Er- zurum Müftü Vekili Fuat Altm da Ce- malettin Kaplan'ın Türkiye'de de na- mazının kılmacağını belirken "Bu ko- nuda bize bir talep gelmedi. Sanırım namazı mürhleri kılar. Onlar mı kıhp da defnedecek, yoksa bizden mi isterler bilmiyorum. Bizim musallaya getirip koyaıiar da namazı bizim kıldırmamı- zı isterterse yapanz. Köyde olursa za- ten imamunız namazı kıidınr" dedi. Başsavcı Demiral. "Kaplan'ın cena- zesûıi gctirt'nler hakkında herhangi bir takibat yapüacak mı"sorusuna şu ya- nıtı verdı: "Terörle ıMücadele Yasası (TMV) ve Türk Ceza Yasası'na (TCY) göre laik düzene karşı hareketler sergilendiği takdirde, bu hareketler soruşturma ko- nusu yapılır. Taraftarlan Tüddye'de iz- lenecek. Burada laik düzene karşı her- hangi bir davranışta bulunduklan tak- dirde, haklannda gerekli takibat yapı- lacaktır. Ama peşinen harekerJeri şu ot- sa veya bu olsa suç olur ya da olmaz denemez. Şu aşamada bu konuda bir açıklama yapniak anlamsızdır. Hele bir gelsinler bakaum." Idamı istenmişti Türkiye'de ve Avrupa'da Kaplan ta- raftan kaç kişinin olduğunun bilmedi- ğini. bu konuda îçisleri Bakanlığı ve MlT'in bilgisinin bulundugunu belir- ten Demiral. Kaplan'ın böyle yasadışı aşın dinci bir örgütün Iideri olması ne- deniyle hakkında idam istemiyle dava açılıp tutuklama emri çıkardıklannı söyledi. Yasadışı aşın dinci örgütlerin taraf- tar kazanmak için önce tebliğler ya- yımladığını kaydeden Demiral, şunlan söyledi: "Bu yasadışı sol örgütlerde siyasi propagandadır. İkinci aşamada cema- atleşme gelir. Sol örgütlerde bunun karşıuğı örgütienmedir. Ondan sonra cihat gelir. Sol örgütlerde bu aşamanın adı silahb propagandadır. Birbüieriyle çok benzerlikleri vardır, sadece söylem- ler farkİKÜr." Sinop muhabirimiz Cengiz Demirel'in habenne göre Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Sup- hi Gürsoytrak, Kaplan'ın cenazesinin Türkiye'ye gelmesine izin verenleri Türkiye'ye karşı suikast yapmakla suçladı. Başbakan Yardımcısı ve CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ise dün bir gazetede yer alan "Cemalettin Kap- lan'ın cenazesinin Türkiye'ye getirü- mesiyle ilgili girişimde bulunduğu" yolundaki haberlerin gerçeği yansıt- madığını ifade etti. Çetin. "Ben bu konuda hiçbir şey söylemedim. Ne haberim var ne de böyle bir girişimim var. Aksine benim bu konudaki tavrun tam tersi" dedi. sonra 5. kattaki hücrelere götürüldüğünü belirten Düzgün, iHD'ye yaptığı başvuruda Ocak'ın gözal- tında kaybedilmiş olabile- ceğine dikkat çekti. 2- 25 mart günü gözaltı- na alınan Suna Yaşar, 26 ya da 27 mart günü gözal- tında tutulduğu Terörle Mücadele Şubesi'nde gözü bantlı olarak yapılan sor- gusundan sonra yanında bırinin varlığını hissettiği- ni. göz bağının altından baktığında gördüğü bu ki- şinin daha sonra gazeteler- de fotoğraflan yayımlanan Hasan Ocak olduğunu açıkladı. 3- 26 mart günü gözaltı- na alınan Veysel Ceylan, ls- tanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube- si'ndeki gözaltında bulu- nanlar listesinde Hasan Ocak'ın adını gördüğünü açıkladı. 4-26 mart tarihinde gö- zaltına alınan Bilgi Came- kan, Hasan Ocak'ın adjnı, lstanbul Emniyet Müdürlü- ğü Terörle Mücadele Şube- si'nde parmak izi listesin- de gördüğünü açıkladı. 5- Hasan Ocak'ın karde- şi Maside Ocak. 4 nisanda Eminönü llçe Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulduğu sırada "orta boy- lu, hafîf kel, kumraL bıyık- h" bir sivil polisin ağabeyi Hasan Ocak'la ilgili tutana- ğı kendisinin yazdığını söylediğini açıkladı. Masi- de Ocak. yaptığı açıklama- da. bu polisin ağabeyinin üzerinden 70 milyon lira para çıktığını, parayla kaç- mış olabileceğini söyledi- ğine dikkat çekerek "Bu polisin, Hasan Ocak hak- kında tüm bunlan nereden duyduğunu bilmiyorum. Ancak inanıyonım ki o po- lis, Hasan Ocak'ı görmüş ve bu da Hasan Ocak'ın gö- zaltına alınmış olduğunun kanıtjdır" dedi. 6- Maside Ocak'la birlik- te gözaltında tutulan Asiye Baş ise yaptıfi açıklamada. Maside Ocak'la bu sivil polis arasında geçen ko- nuşmayı duyduğunu belirt- ti. 7- Ocak'ın ailesi, lstan- bul emniyetinden görevli- lerin Hasan Ocak'ın hesa- bının bulunduğu Yapı Kre- di Bankası Avcılar Şube- si'nden hesap dökümü iste- diklerini açıkladı. KONUK YAZAR / Doç. Dr. MEHMET SEMİH GEMMMAZfiüHFög^im Insan haklan örgütlerine laf atanlar, şimdi niye susuyorsunuz? Türkiye'de insan haklan ihlalleri yoğundur, yaygındır, kitleseldir ve sistemlidir. Türkiye, 1990'lardünya- sında, eskı dönemin ırkçı,'ayrımcı Güney Afrika Cumhuriyeti'nden, 1970'lerin faşist general VTola'lı Ar- jantini'nden, Pinoche'nin Şili- si'nden, Idi Amin'in Ugandası'ndan, Stroessner'in Paraguayı'ndan, vb.'den beter bir hali yaşamaktadır. İşkence ve kötü muamele. yargısız infazlar, kayıp kişiler olgusu, faili meçhul cinayetler, düşünce açıkladı- ğı için mahkûm edilenler, sıradan olaylar sayılır olmuştur. Devlet terörünün en ağır, vahşi ve giderek pervasizlaşan örnekleri, günlük sıradan pratiğin olağan par- çasıdır. Buna dur diyebilecek siyasal istenç bulunmamaktadır. 'Bölünme tehdidi', 'iç ve dış düşmanlar' para- noyası, topluma her gün pompalan- maktadır. Öte yanda halk; savaş dahil, 'terö- rün' hiçbir biçimde, koşulda, yerde ve zamanda 'meşru sayıhnadığı' hu- kuksal, siyasal ve ahlaksal kural ve ilkelere karşın, bunu bir yöntem ola- rak benimseyenlerin uygulamalany- la da mağdur olmaktadır. Bu da dev- let terörü ile aynı derecede vahşidir, insanJık dışıdır. Halk, birbirine endeksli, iki ayn kaynaklı terör dalgası arasında sıkı- şıp kalmıştır. Hasan Ocak da katledildi. Faili meçhul bir cinayet daha deniliyor. Bu tür cinayetlere faili meçhul denmez. Insan Haklan örgütleri, sa- dece kayıp kişiler olgusu bakımın- dan sayının 500'e yaklaştığmı sergi- lediler. Bunu söylemek mi bölücü- lüktür? Kayıp kişiler olgusu, bir insan haklan hukuku ihlalidir; insancıl hu- kukun ihlalidir; hukukun genel ilke- lerinin ihlalidir. Kayıp kişiler pratiği, 'yasam hak- kı'nın; 'işkence ve kötü muamele görmeme hakkı'nın, 'kişi özgürlüğü vegü>enliği hakkı'nm ihlalidir. Kayıp kişiler pratiği, sadece katle- dilen mağdurun değil, onun kaderi, nerede ve hangi koşullar altında bu- lunduğu, öldürülüp öldürülmediği hususlannda derin bir çaresizlik. umutsuzluk ve yıkım yaşayan. başta ailesi ve yakın çevresi olmak üzere, tüm toplumun temel haklannın ihla- lidir. Hangi erkin, nerede, nasıl yaptığı- nın, hangi güya yüce amaçlarla bunu gerçekleştirdiğinin önemi yoktur; her halükârda hukuk dışıdır, gayri meşrudur. Olayı açığa çıkarmak, hu- kuk devletinin her şeye öngelen gö- revi, hatta varlık nedenidir. lşte, devlete fatura edilen, bu ko- nudaki başansızlıktır. Devlet, faılleri bulmadığı sürece, zan altında ka!a- caktır. Devletin. bu olaylan saydam. etkili ve yansız biçimde soruşturdu- ğunu kanıtlaması gerekir. Olaylar. tek tük değıldir; beş yüze yaklaşmış- tır. Böyle bir acımasız ve yoğun tab- lo, mağdurlann, iç hukuktan ötede, insan haklan hukukunun sağladığı başvuru olanaklannı kullanırken, her başvuruda aranması gereken bazı kayıtlamaların (örneğin, iç-hukuk yollannı tüketme gibi) artık aranma- ması sonucunu doğurur. Çünkü, bu tür hak ihlallerinin bir 'idari pra- tik'haline geldiği, 'iç-hukuk yoUan- nın etkisiz olduğu' karineleri ('kamt- ları' değıl), insan haklan hukuku belgeleriyle yapılaştınlan komısyon, mahkeme, komite gibi organlarca esas alınmaya başlanır. Bu da sonuç- ta uluslararası düzlemde devletin mahkûmiyetlerini getirir. Dolayısıy- la, bu tür olaylan etkıii. yansız ve sonuç almaya elverir biçimde sonış- turmayan görevliler, sadece görevi savsaklamış olmazlar, devletin ulus- lararası mahkûmıyetine kapı da ara- lamış olurlar. Bundan daha somut bir, ülke sevmezlik olabilir mi? 1981 yılında Arjantin'de General VTota, kayıp kişiler olgusu hakkında sonışturma açılıp açılmayacağını so- ran bir gazeteciyi şöyle yanıtlıyordu: "Sanryorum, güvenlik güçleri hak- kında soruşturma açacağımızı zan- nedrvorsunuz; bu kesin olarak tartış- ma (hşıdır", (Clarin, 18/3-1981). Arjantin'de cunta gitti. Darbeciler yargılandı. İnsan haklan ihlallerini yapanlar mahkûm edildı. 1995 Ar- jantini'nde, hâlâ açılan yaralar sanl- maya çalışılıyor; güncel basını izle- yenler, vicdanlan yaralı o faillerin, mahkûmlann. şimdilerde yaptıkları itirafları okuyorlar; uçaklardan ok- yanusa atılanlar. toplu mezarlara gö- mülenler. Arjantin, dışlandığı ve bir kara leke olarak anıldığı dünya ailesi ıçinde yenıden bir onurlu yer alabil- mek için çabahyor; toplumsal bir sorgulamayı yapıyor; suçlulan, sı- ğındıklan karanlık dehlizlerden çı- kartıyor; yargılıyor, mahkûm ediyor. Bir kâbusu yaşıyoruz. Aklımızı, mantığımızı yitirdik. Sağduyumuzu da yitirmenin eşiğindeyız. Bu bir çığlıktır; sesleniştir. Bir ay kadar önce, 'Yavrumu bulun' çığlı- ğını atan Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak'ı, duruşmanın inzibatı- nı bozdu diye bir ay hapse mahkûm ettik. Çığlıklan bile mahkûm eden bir düzende karabasansız gün müm- kün mü? tnsan haklan örgütlerine laf atan- lar; yolsuzluklar kadar, ışkencelerin, kayıp kişiler olgusunun, yargısız in- fazlann da üstüne gidin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle