04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19MAYIS 1995 CUMA 10 DIŞ HABERLER Kinkel istifaetti • BONN (A.A) - Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, partisinin başkanlığından istifa ettigini açıkladı. Kinkel, basma yaptığı açıklamada, partisinin Almanya'da 4 gün önce iki bölgede yapılan seçimlerde aldığı yenilgilerin sorumluluğun üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak Lıberal Parti (FDP) liderliğinden istifa etti. Liberal Parti (FDP)' Başkanlık Divanı, dün öğleden sonra olağanüstü olarak Bonn'da toplanmıştı. 58 yaşındaki Kinkel.yürütmekte olduğu Almanya Dışişleri Bakanlığı görevini- sürdüreceğini de açıkladı. bkeçe müftüsu için karar günü • ATlNA(AA)-Lansa Cezaevi'nde dört aydan beri kapalı rutulan lskeçe'nin seçilmiş müftüsü Mehmet Emin Aga'nm, 10 aylık mahkûmiyet karanna yaptığı itiraz, bugûn Atina'da, Yunan Temyiz Mahkemesi'nde (Arios Pagos) görüşülecek. Atina'daki duruşmaya getirilmeyecek olan Mehmet Emin Aga'yı, avukatı Sebahattin Emin'in temsil edeceği bildirildi. Aga, 24 Ocak 1995 tarihinde, Larisa Istinaf Mahkemesi 'nde, "kendisine müftü sıfatı verdiği" iddiasıyla yargılanmış ve 10 aylık hapis cezasına çarptınlmıştı. Bulgaristan'da ciisellik • SOFYA(AA)- Bulgaristan'da Iise öğrencilerinin yüzde 70'inin düzenli cinsel ilişkide bulunduklan belirlendi. Hamileliği önleyici ilaç ûreten bir şirket tarafindan ülke genelinde yapılan araştırma sonuçlanna göre orta dereceli okullarda okuyan öğrencilerin büyük bir bölümü, daha okulun ilk yıllannda cinsel ilişkiye başlıyorlar. Araştırma, cinsel ilişkide bulunan öğrencilerin sadece yüzde 30'unun hamile kalmamak için tedbir ortaya koyuyor. Denlz korsanlığı hortladı • KUALALUMPUR (AA) - Deniz korsanhğının tüm dünyada giderek artmakta olduğu, ağir silahlann kullanıldığı Doğu Afrika'daki korsanlığın, kaygı verdiği bildirildi. Uluslararası Denizcilik Bürosu (IMB) tarafindan yayımlanan bir raporda, korsanlık olaylannın sık sık meydana gelmesinin, yakıt taşıyan tankerlere saldınlması ve bunlann büyük hasar almalan halinde, çevre kirliliği felaketine yol açabileceği de kaydedildi. Yeltsin ile Niyazov göpüştü • MOSKOVA(AA)- Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurad Niyazov arasmda dün Moskova'da yapılan görüşmelerin ardından 23 ikili anlaşma imzalandı. Yeltsin, görüşmelermin ardından yaptığı açıklamada, ele alınan konular arasında 'Hazar Denfei'nin hukuki statüsünün' de bulundugunu ve tüm konularda görüş birliği sağladıklannı belirtti. Görüşmelerin ardmdan, iki ülke arasında stratejik işbirliğini kapsayan çeşitli anlaşmalar imzalandı.. Makedonya'da açlık gnevi • ÜSKÜP(AA)- Makedonya'nın Negotino şehrinde 7 aydır maaşlannı alamadıklan gerekçesiyle belediye meclisi binasını işgal eden 400 işçinin bir hafta önce başlattıklan açlık grevi devam ediyor. Maaşlan ödenene kadar eyleme devam edeceklerini belirten işçiler, belediye meclisi binasını kesinlikle terk etmeyeceklerini açıkladılar. Bu arada açlık grevi yapan işçilerden 10'u sağlık durumlannın kötüleşmesi üzerine hastaneye kaldınldı. BM'den Kıbrıs'ta yerd fortnül• BM, kurulacak bir Federal Kıbns Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğine paralel olarak Türkiye'nin adadaki garantörlûk hakkının devam etmesini önerdi. LALE SARIÎBRAHİMOGLU ANKARA - Birleşmiş Milletler (BM), kurulacak bir Federal Kıbns Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliğine paralel olarak Tür- kiye'nin adadaki garantörlük hakkının devam etmesini önerdi. BM, Avrupa Birliği'nin Kıbns'ta devreye girmesi yönünde Türkiye'nin sıcak bakmadı- ğı gelişmeyi, sorunun çözümünde önemli bir unsur olarak görüyor. Kıbns Türk ve Rum toplumlan li- derlerini yeniden biraraya getirme gi- rişimleri hız kazanırken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Burros But- rosGaH'nin Kıbns Özel Temsilci Yar- dımcısı ve adadaki BM Kıbns Misyo- nu Şefi Gustave FeısseL son gelişme- lerle ilgili Cumhuriyefin sorulannı yanıtladı. AB rolü gerçeâ Feissel, Kıbns Rum Kesimi'nin tek yanlı olarak yaptığı tam üyelik sürecı- Ankara: BM'nin Kıbns için önerdiâi formül kabul edilemez Türkiye ve KKTC'ye dörtlü kıskaç ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Türkiye ve Kıbns Türk kesiminin, Birleşmiş Milletler'in. kurulacak bir Federal Kıbns Cumhunyetf nın Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliğine paralel olarak Türkiye'nin adadaki garantörlük hakkının devam etmesi yolundaki formülünü kabul edemeyeceğini belirttiği öğrenildi. Türkiye ve Türk kesimi, Ankara'nın tam üye olmadığı Avrupa Birliği içinde böyle bir formülün geçerli olamayacağını bildirdiler. Türkiye ve Kıbns Türk toplumu. Kıbns sorunuyla ilgili son gelişmeler ışığında Kıbns konusunda BM. ABD, AB ve lngıltere'nin kıskacına girdi. Kıbns Rum kesiminin tek yanlı olarak yaptığı tam üyelik sürecini hızlandıran Avrupa Birliği'nin Troyka'sını oluşruran Almanya. Fransa ve Ispanya temsilcilen. tam üyelik konusunu ele almak üzere bugün KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve Kıbns Rum Yönetimı lideri Glafkos Klerides ile biraraya gelecekler. AB, Kıbns konusunda böylece aktif biçimde devreye gırerken. ABD ile Kıbns garantörlerinden tngiltere de her iki lideri önümüzdeki hafta başında Londra'da buluşturuyor. KKTC Cumhurbaşkanı, AB heyeti ile görüşme sonrasında aynı gün geç saatlerde danışmalar için Ankara'ya geliyor. BM Genel Sekreteri Burros Gali'nin Özel Temsilcisi Joe Clark ile dün biraraya gelen Denktaş. AB sürecinin, Kıbns sorununun vanlacak bir anlaşma ile çözümünün ardından ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Diplomatik kaynaklar, BM'nin, kurulacak bir Federal Kıbns Cumhuriyeti'nin AB'ye tam üye olması halinde de 1959 Londra, Zürih ve 1960 anlaşmalan çerçevesinde Türkiye'nin adadaki garantörlüğünün devam etmesi yolunda bir öneri getirdiğini söylediler. , Ancak Türkiye şu gerekçelerle böyle bir formülü kabul edemeyeceğini bildirdi: % Kıbns garantörlerinden tngiltere ve Yunanistan aynı zamanda AB üyesi, ancak Türkiye bir diğer garantör olarak AB üyesi değil. Önenlen fonnül de yine AB standartlan içinde değerlendırilır. % BM'nin Kıbns'takı rolü bir iyi niyet misyonu çerçevesinde yapılıyor. Ancak, bir çözümü AB formülüne dayatması üstlendiğı iyi niyet rolüne aykın. BM Güvenlik Konseyi'nin 1990 yılında kabul ettiği bir karara göre, BM taraf durumuna düşmemeli. ni hızlandıran AB'nin, bu süreç ıçıne Türk tarafinı da katma çabası içinde ol- duğunu belirterek. BM'nin birlığın adada üstlendiği rolü gözardı edeme- yeceğini söyledı. Feissel, "AB'nin rolü bir gercektir. Bu roL, Kıbns sorununun dinamizmi- ni yansrayor" dedi Feissel. Kıbns sorununun çözümün- de kurulacak bir Federal Kıbns Cum- huriyetı'nin AB'ye tam üyeliğinin ön koşul olmadığını ancak çözüm için önemli bir unsur olduğunu vurguladı. Son aylarda her iki toplum liderini somut bir sonuç alınması yolunda bi- raraya getirecek önemli gelişmeler ol- duğunu belirten Feissel, şu görüşleri dile getirdi: "Bu gelişmelerden biri benim evim- de geçen yıl ekim ayında her iki Uderle vaprjgım yemekli görüşmelerden alı- nan sonuçlar. Diğeri ise,AB'nin,her iki topluma da yarar sağlayacak olan AB'ye tam üyelik sürecini başlatmış ol- masidır. BM olarak bu iki gelişmenin çözüm için önemli unsurtan biraraya getirdiğine inamyoruz. Bu nedenle de, ilgili taraflarda gerekli irade varsa eğer, bu gelişmeier ışığında bir çözüm olma- sı şart" Feissel'in evinde geçen ekim ayın- da bir dizi yemekli toplantılarda bira- raya gelen Denktaş ve Klerides, lsviç- re modeli dahil bir dizi anayasal dü- zenlemeler yapılması, yerlerinden ol- muş kişilenn yeniden iskânı ve güven- lik garantileri gibi çeşitli konulan ele almışlardı. Gustave Feissel'in, Kıbns sorunun- da bu iki unsuru çözüm için önemli gelişme olarak nitelendirirken Denk- taş'ın ısrarla ve öncelikle ele alınma- smı istediği güven arttıncı önlemler paketini (GAO) geri plana attığı göz- leniyor. Feissel birbaşka soru üzerine, "Kıb- ns sorununa bir çözüm olacaksa bıı- nun yabancı güçlerin adadan çekilme- sini de kapsaması gerektiğine tüm ta- rallar katüıyor" değerlendirmesini yaptı. Çelişki yok Gali'nin Özel Temsilcisi Joe Clark ile bırlıkte hafta başında Ankara'ya yaptığı zıyaret sırasında gerek Türki- ye'nin gerekse Türk tarafının, bir Fe- deral Kıbns Cumhuriyeti'nin AB'ye tam üyeliğinin Türkiye'nin adadaki garantörlük hakkı dahil yaratabilece- ği çeşitli endişeleri dile getirdiğini de anımsattı. Feissel. Türkiye'nin garantörlük sta- tüsünün federal bir Kıbns Cumhuri- yeti'nin AB'ye tam üyeliğinin gerçek- leşmesinden sonra da devam edebile- ceğini belirterek, bu iki şeyin birbiriy- le çelişmediğini savundu. BM Temsilci Yardımctsı Feissel, bu- lunacak bir çözümün mutlaka her iki tarafın endıselennı de gidericı nitelik- te olması gerektiğini de vurgulayarak. Belçika'nın başkentı Brüksel'de yapı- lan Türkiye ve AB arasındakı Ortak- lık Konseyi toplantısında da bırliğin, tekbaşına Rum kesiminin üyeliğıni is- temedigını anımsattı. BM Temsilci Yardımcısı Feissel, Denktaş ve Klendes'i. görüşmelerden somut bir sonuç alınacağına ınandık- lan zaman biraraya getireceklerini de sözlenne ekledı. Ege için meldk diplomasisiANKARA (Cumhurtyet Büro- so) - NATO ve Türkiye arasında, Yunanistan'ın Ege'de tek yanlı so- rumluluk iddialan yüzünden itti- fak faaliyetlerini sekteye uğratan karargah ve tümen sorunlannın çözümü konusunda görüş aynlı- ğı ortaya çıktı. Ancak Türkiye, NATO Genel Sekreteri VYiUyCtaes'in dün An- kara'ya getirdiği paket çözümü reddetmedi ve üzerinde çalışılabi- lir buldu. Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan. NATO karar- gahlan konusunda taviz verilme- yeceğini söyledi. NATO, sorunla- nn çözümü için Türkiye ve Yuna- nistan arasında "mekik diptoma- sfcT başlatma karan da aldı. NATO Genel Sekreteri Claes, Yunanistan'ın ittifak kararlan çer- çevesinde öngörülen hava va ka- ra karagahlannı eş zamanlı ola- rak kurması ancak hava kararga- hının faaliyetlerinin daha sonra müzakereler yoluyla çözülmesi önerisini getirdi. Claes, buna karşıhk da Cok Uluslu Tümen Karargahınm Tür- kiye yerine Yunanistan'ın Selanik kentinde kurulmasını önerdi. Türkiye ise Yunanistan'ın Ege'de sorumluluğun kendisine ait olduğu yolundaki iddialanna son verecek nitelikte her iki karar- gahın da eş zamanlı olarak kurul- masını ancak hava karargahınm faaliyetlerinin kuruluşundan önce kesin olarak belirlenerek ittifak belgelerine geçirilmesini istedi. Ankara buna bağlı olarak çok uluslu tümen karargahınm yer se- çimi konusunun çözülebileceğini Claes'e bildirdi. Claes, dün Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı Orgeneral DIS BASIN NATO Genel Sekreteri Wîlry Claes, Ankara'da önceki gün ilk olarak Dışişleri Bakanı Erdal İnönü ile göriiştü. MikeJouhvanilebirlikte Mıllı Sa- vunma Bakanı Mehmet Gölhan tarafindan kabul edildi. Görüşme- lere Orgeneral Joulvvan ve Genel- kurmay tkinci Başkanı Orgeneral Ahmet Çörekçi de katıldı.Claes. Gölhan ile göriişmesinin ardından Başbakan Tansu Çiller tarafindan kabul edıldı. Kısa süren görüşme- nin ardından gazetecilere bilgi ve- ren Claes. "Ozel konulara gjrme- dik. Biz buraya NATO'nun güney kanadını güçlendirmek düşünce- shle geldik. Türkiye >e Yunanis- tan'ın ittifakın güne> bölgesinde çok daha önemli stratejik rol oy- nayacağını bilivoruz." dedı. Claes ve Oraeneral Joulvvan. te- maslannı tamamlamalannın ar- dından dün Ankara'dan aynldılar. Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan, görüşmelerin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada. NATO'nun aldığı kararlara dik- kat çekerek. "Bu kararlan uygu- lasınlar. UygulamavBcaklarsa, ni- ve bu kararlan aldıîar?" dive sor- du. Gölhan, Türkiye'nin. NA- TO'nun eski dökümanlannın or- tadan kaldınlması koşuluyla ka- rargahlann kurulmasma evet di- yeceğini belirterek, "Eski dökü- manlann iptali ve karargahlar ko- nusu bir paket halinde eşzamanh olarak gelsin. Bir kez taviz verdik. Bir daha vanılınz" dedi. Avrupalı azınlıklar, haklanna kavuşuyor EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - Geçen hafta imzalanan Avrupa Azınlık- lar Sözleşmesi'ni ilk onayla- yan ülke, Romanya oldu. Sözleşmeye göre Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler, 'ukısal azmhktaırnı tanımla- yacaklar' ve bu tanım uya- nnca 'uhısal azmuk' saydık- lan azınlıklannı koruyacak- lar. Romanya, sözleşmeyi onaylayarak komşusu Maca- ristan ile son 50 yıldır azın- lık haklan konusunda bitme- yen bir gerginliğe nokta koy- ma niyetini de belli etti. Ro- manya'da yaklaşık 2 milyon Macar yaşıyor. Romanya, sözleşme hükümleri uyann- ca Macar azınlığın haklannı koruyacaksa da onlara özerklik anlamma gelecek başka hak tammayacak. Romanya ile Macaristan arasında, azınlıklar konu- sunda ikili biranlaşmaya vanlma- sı için uzun süredirçalışılıyor. An- cak Romanya. Avrupa Konse- yi'nin. "Azınhklara yerel parla- mento kurma hakkı vçriJebilir" di- yen ünlü 1201 sayılı karannın bu ikili anlaşma kapsamına alınması- nakarşı. 'Roman Krah' Öte yandan Romanya'da resmi verilere göre sayılan 400 bine va- ran Roman ise sözleşmenin onay- lanmasının, kendilerine hiçbir ya- rar sağlamayacağı görüşünde. Ni- tekim 'kralian" luüan Radulescu açlık grevine başladı. Çünkü hü- kümet, tam sözleşmenin onaylan- dığı aşamada, Romanlann resmi Orta Avrupa'hıri' sorunu azınlıklar RUSYA ÎJRJÖJDA ATLAS OKYANUSU sıfatlannı değıştırerek onlan 'Çi- gan' diye tanımladı. Romencede 'Çigan' sözcüğü, 'Çingene' anlamına geliyor. 'Ro- man' ise Romanlann dilinde *er kişi' anlamında. İki sözcük arasın- daki bu fark. Romanlann büyük tepkisine yol açtı. 'KraT Radules- cu. Romanya'da hükümetin söyle- dığı gibi 400 bin değil. 4 mih/ona yakın Roman yaşadığını iddia edi- yor. Romanlann ülke ekonomisin- de ağırlığı var. Çoğu varlıklı ışa- damı. İkili anlaşmalar Avrupa Birliği veya NATO üye- si olmak isteyen Doğu Avrupa ül- kelerinin, ancak azınlık sorunlan- nı ve sınır anlaşmazlıklannı ikili görüşmelerle çözdükten sonra üyeliğe başvurabılecekleri ise (Fransa'nın gınşımiyle) karara bağlanmış durumda. Bu çerçeve- de, Romanya-Macaristan ve Ma- caristan-Slovakya arasında ikili anlaşmalara vanlarak bu sorunla- nn çözülmesi gerekiyor. Roman- ya- Macaristan arasında çalışma- lar sürüyor. Macaristan-Slovakva arasında böyle bir anlaşma için ge- çen mart ayında ortak zemin sağ- landı. Slovakya'da resmi verilere göre 500-600 bın Macar yaşıyor. Macaristan ise Slovakya ile sınınn 'adil olmadığı' görüşünde. Doğu Avrupa ülkeleri içinde AB üyeliğine en yakın görünen • Avrupa Azınlıklar Sözleşmesi'ne geçen hafta imza koyan ülkeler, 'ulusal azınlıklannı' tanımlayacak ve koruyacaklar. • Sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olan Romanya, Macaristan'la arasındaki azınlıklar sorununu çözme yolunda ilk adımı attı. Çek Cumhunyeti'mn ise bu konuda aşması gereken zor- lu bir engel var. Çünkü Almanya- Çek Cumhuriyeti arasında ise azınlıklar konusunda henüz anlaş- ma zemini bulunabilmiş değil. 1945'e kadar Çekoslovakya'da yaşayan 3 milyona yakın Südet Almanı, Nazi işbirlikçisi olmakla suçlanarak Ikinci Dünya Sava- şı'ndan sonra Almanya'ya sürül- dü. Sürgün sırasında çok cıddi in- san haklan ihlalleri oldu. Çek ve Alman kaynaklan bu konularda görüş birliği içinde değilse de ör- neğin bir aşamada 2 bine yakın Alman sivilin Çekler tarafından sıstemli biçimde öldürüldüğü bi- lınıyor. Sürgün sırasında yaşanan şid- det olaylan ve linç girişimleri. sa- vaş sonrasının karmaşası içinde oldu bitti kabul edildiyse de bugü- nün insan haklan ölçütleri açısın- dan çok ciddi ihlaller olarak görü- lüyor. Çekoslovakya, sürülenlere tazminat ödemedi. Almanya da bu yüzden Çekoslovakya'ya savaş tazminatı ödemedi. Çek Cumhurbaşkanı Vaclav HaveL geçen şubat ayında, Çek- Alman ilışkileri hakkında yaptığı 'tarihi' diye nitelenen konuşma- smda bu İconuya değindi ve bin yıldır yanyana yaşayan iki ulus arasındakı ilişkinin trajik biçimde sona erdiğini söyledi. Çek Cum- huriyeti'nin Almanya ile bu ko- nudakı anlaşmazlığını çözerek Avrupa Birliği üyeliği doğrultu- sundâ ikili bir anlaşma için siyasi zemin hazırlaması olasılığı, şün- dilik çok uzak görünüyor. Öte yandan iki ülke arasındaki ticari yakınlık çok güçlü. Alman- ya, Çek Cumhuriyeti'nin en bü- yük ihracatçısı. Alman firmalan Çek Cumhuriyeti'nde en büyük yabancı sermaye bloğunu oluşru- ruyor. Çek para birimi, büyük öl- çüde Alman Markı'na endeksli. Çek Cumhuriyeti"ni en çok ziya- ret eden tunstler, Almanlar. Ve ni- hayet, Çeklerin petrol konusunda Rusya'ya bağımlılıklanna son ve- ren yeni petrol boru hattı, Alman- ya'nın Bavyera eyaletine bağlanı- yor. Avrupa Komisyonu ise Doğu Avrupa'da henüz çözülmeyen sınır ve azınlıklar sorunlanna rağmen Çek Cumhuriyeti, Polonya. Ma- caristan, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya'nın AB üyeliği yönün- de 'ekonomilerini hazırlamalan' çağnsı yapmaya hazırlanıyor. Türkiye güçlü olmah Türkiye, günümüzde Amerika için eskisinden önemlidır. Günümüzde bu ülke, Sovyet imparatorluğunun dağılmasından sonra oluşan yeni bölgesel sistemin ortasında bulunuyor. Zayıf bir Türkiye, bu bölgenin sorunlanna sürüklenir ve o sorunlan Avrupa'ya taşır. Şu sıralarda Türkiye'nin kendi kimliği tehlikede. İyi haber, Türkiye'nin gümrük birliğine girme hazırlıği içinde olması. Bu, Amerika'nın çıkarlan açısından da çok önemlidır Kötü habere gelince. kendileri için tarihi bir firsatın doğduğu sırada Türkler, Ortadoğu politikasının batağına sürükleniyor. Kuzey Irak'ın ABD tarafindan Saddam'a yasaklanmasından bu yana bölgede bir otorite boşluğu var. Bu boşluğu Marksist PKK örgütü doldurdu. Türkiye. PKK'ye karşı bölgede bir askeri harekât düzenledi. Ama ne oldu bıliyor musunuz? Avrupa Parlamentosu'nda Kün millıyetçiliğine romanrik bir yakınlık duyan ve Müslüman olduklan için Türklerden nefret eden birçok milletvekli. Türkiye'nin PKK'ye karşı gerçekleştırdiği harekâtı. ülkeyi gümrük bırliğinin dışında bırakmak için bir koz olarak kullanmak istiyor AB ile Türkiye'yi yakınlaştırmak için kararlı bir politika izleyen Clinton yönetimi, bu çabalannın boşa gitmemesi için şimdi diplomatik saldınya geçmelidir. Washington'ın Türkiye politikası sağlıklı, ama Kuzey Irak politikası sakattır. Beyaz Saray bu politikayı düzeltmezse Türkiye AB'den uzaklaşıp Kuzey Irak batağına sürüklenebilir. Biz Kuzey Irak için dört seçenek görüyoruz: Türkiye'nin tercih ettiği ilk seçenek, Saddam'ın Kuzey Irak'ta otoritesinin tekrar kurulmasıdır. Ancak ABD bunu kabul etmiyor. Ikinci seçenek. VVashington'ın tercih ettiği yoldur. Yani, ABD ile Türkiye, Kuzey Irak'ta Talabani ve Barzani ile işbirliği yapmalıdır. Üçüncü seçenek, Türkiye'nin gerektiğinde Kuzey Irak'a operasyon düzenlemesidir ki. bu takdirde Ankara'nın AB ile ilişkileri gergınleşir. Dördüncû seçenek ise Saddam'ın devrilip yerine "terbiyeli bir başka diktatörün" gelmesidır. Bu takdirde ABD, Kuzey Irak'ın tekrar Bağdat'ın otontesi altına gimıesıne ızin verir. Eğer Washington 2. seçenekte ısrar ediyorsa o zaman Türkiye'ye bü>Tİk teknık yardım yapıp Irak sınınnın güvenlı hale getirilmesine katkıda bulunmalıdır. (16Mayıs) Herald Tribune'den Kıııliis için hesaplar îsrailli sağcılar ve iç polirikada puan kazanmaya çalışan Amenkalı politikacılann oluşturduğu ittifak. Kudüs'te Araplarla Israilliler arasında güçlükle korunan hassas dengeyı bozmaya çalışıyor. ABD Senatosu'nun çoğunluk liden Bob Dole ile Temsilciler Meclisi Başkanı Nevvi Gingrich, ABD'nın lsrail temsilcilığinin Tel Avıv "den Kudüs'e taşınmasına ilişkın bir yasa teklifi hazırladılar. Bugüne dek hiç bir Amerikan yönetimi Kudüs'ü Israil'in başkenti olarak resmen tammamış. ancak Kudüs gayri resmi bir kabul görmüştür. Kentte yaşayanlar, Yahudilerle Araplar. laik ve aşırı dıncı Yahudiler. sağcılarla solcular arasında bir denge bulmaya çalışıyor. Ancak Îsrailli politikacılar da soruna banşçı çözüm arayışlannı baltalamak için birbirleriyle yanşır durumdadırlar. Kudüs'ün, Washington'da orurduklan yerden dengeyi bozmak için çaba gösteren politikacılara daha fazla ihtıyacı yoktur. tsrail'in Filıstinliler ve Arap dünyasıyla ilişki kurmaya çalıştığı bu kritik dönemde, bu ışgüzarlık tsrail'ın Arap müttefiklerinı rahatsız edecektir. Sağcı Amenkalı Yahudilerin desteğiyle başlatılan Dole-Gingrich girişimi, lsrail ile olumlu ilişkıler kurma yanlısı olan Arafat, Ürdün Kralı Hüseyin ve Fas Kralı Hasan'ı, Araplan Kudüs'ten atmaya yönelik bir hareketin ışbirlikçileri durumuna düşüımüştür. (16 Mayıs)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle