28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 1995 CUMARTESİ HABERLER Hacı milletvekilleri • HaberMerkezi-Hac görevlerini yerine getirmek amacıyla Suudi Arabistan'da bulunan on RP'h, dört DYP'li ve üç ANAP'lı milletvekilı, Arafat - Mezdelife - Mina arasındaki yolculuklannı tamamlayarak hacı oldu. Milletvekillerinin buradaki görevlerini yerine getirirken birbirlerinden aynlmamalan dikkat çekti. Milletvekilleri dün Arafat'ta çadırlannda oturarak yorgunluk çıkardılar DSP, 8. madde Içm temkinli • A\K\RA (Cumhuriyet Bürosu}- DSP Genel Sekreteri Zeki Sezer, demokratikleşme sorununun Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesine baglıymış gibi görüldügünü, ancak sorumlu makamlarda bulunanlann PKK terörü ve Güneydoğu sorununu anlayamadıklannı savundu. Sezer dün düzenlediği basın toplantısında. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın Stern dergisinde yayımlanan demecinde "Türkiye'de yargısız infazlann olağan hale geldiğini" belirrmesini eleştirerek "Sayın Moğultay, bulunduğunuz makam Türkiye'yi jurnalleme değil, sorunlara çözüm bulma yeridir" dedi. Sezer, olası bir koalisyonla ilgili soruyu "RP dışında koalısyon kurabileceğimiz birçok parti var" diye yanıtladı. TBJAŞ borçlulara ek süpe verdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ(TEDAŞ) Genel Müdürü Mehmet Bozdemir, kuruma elektrik tüketim borcu bulunan kamu kuruluşlannın ödeme sürelerinin 15 temmuza kadar uzatildığını belirterek, bu süre içinde borcunu ödemeyen kuruluşlann elektriklerinin kesileceğını söyledi. Bozdemir, TEDAŞ'ın, elektrik borclannı ödemeleri için, kamu kuruluşlanna daha önce nisan ayı başına kadar süre verdiğini hatırlattı. Tüpten zehirlenenlerin cenazeleri • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy'de beş gün önce kat kaloriferine bağlı sanayi tüpünden sızan gazdan zehirlenerek ölen Nuran Gümüş ile Mustafa Gümüş'ün cenazeleri dün Konya'ya gönderildı. Sergi açmak için Amerika'da bulunan ve eşi ile oğlunun ölüm haberi üzerine tstanbul'a gelen ressam Bayram Gümüş ile diğer yakınlan, tabutlann üzerini çiçeklerle donattılar. TEŞEKKUR Cerrahpaşa Hastanesi Plastik Cerrahlanndan Sn. Dr İSMAİL BÜYÜKÇAYIR ve hastabakıcı SELAHATTİN KASIM'a ameliyatımda göstermiş olduklan ilgiden dolayı teşekkürlerimi sunarım ZEKİ BAYRAM Haymana Cezaevi'nde yatan düşünce suçlusu Başkaya'dan Cumhuriyet'e demeç: Partiler cunta ruhu taşıyorERGÜNAKSOY ANKARA - Terörle Mücadele Yasa- sı'nın (TMY) 8. maddesi ile ilgili tartış- malar sürerken. yazdığı kitap nedeniyle hapis ve para cezasına çarptınlan Doç. Dr. Fikret Başkaya, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önünde sayısız engeller bulun- duğunu söyledi. TMY'nin tamamı yürür- lükten kaldınlsa bile değişen bir şey ol- mayacağını savunan Başkaya. tekrar Türk Ceza Yasası'na yolculuk planlandıgını. ' yapılması tasarlanan değişikliğin "de- mokratikleşme''' olmadıgını belirterek "Meclis'te özgürlük ve demokrasi düşma- nı bir çoğunluk vardır. Böyle gerici bir ço- ğunluktan demokratik açılım beklemek, bir şeyi olmadık yerde aramakor. Ancak toplumun önüne ördiikleri duvar, bu sefer kendi üstlcrine >ıkılma riski taşıyor" dedi. "Paradigmanın tflasr kitabından dola- yı istanbul Devlet Güvenlık Mahkeme- si'nce (DGM) 20 ay hapis. 41 milyon lira para cezasına çarptınlan ve halen Hay- mana Cezaevi'nde bulunan Fikret Başka- ya'nın, 14 haziranda tahliye olacağı bildi- rildi. TMY'de yapılması tasarlanan degişik- likle ilgili olarak 1.5 yıldır tartışmalann sürdüğünü belirten Başkaya. "Bu tartış- malar bana. ortaçağ kilise adamiarının ipe-sapa gelmez tartışmalarından daha saçma geliyor"dıye konuştu. Sergilenen durumun beceriksiz bir yutturmaca oldu- gunu belirten Başkaya, şunlan söyledi: "TCK'nin 141, 142 ve 163. maddeleri kaldınldıktan sonra, bu maddelerde tarif edilen suç ve cezalar daha da ağuiaşünla- rak Terörie Mücadele Yasası'na aktanldı. Eğer yapabilirlerse, yeni bir göz boyama söz konusudur. Tekrar TCK'ye yolculuk pianlanıyor. Sihirbaza haksıziık edümiyor. Bir kere vapılan demokratikleşme degil- • Tahliyesine bir ay kalan düşünce suçlusu Fikret Başkaya, siyasi partilerin 12 Eylül ruhunu taşıdıklannı söyleyerek "TMY yürürlükten kaldınlsa bile değişen bir şey olmaz. Yapılması düşünülen göz boyamadır.' dedi. Meclis'te özgürlük ve demokrasi düşmanlannın çoğunlukta olduğunu öne süren Başkaya, meslektaşlannı polise teslim eden parlamentodan demokratikleşmenin beklenemeyeceğini söyledi. dir. Bir yasaya bir iki madde>i ekleyip çı- karmakla demokratikleşme olsaydı. işler çok kolay olurdu. Yasanın veya düzenle- menin arkasında hangi güç veya güçlerin bulunduğu büyük önem taşır. Aksi halde düzenleme. bir biçim olarak kalır. Eğer yasal düzenleme özgürlükten, demokrasiden çıkarı olan sınıfların veya gruplann bir dayatması sonucu degılse, fazlâ önemi yoktıir. Aksi halde yasa uygu- lanmaz ya da düzenlemeyi yapanlar, veri- len hakkı istedikleri zaman geri alırlar." tfade ve örgütlenme özgürlüğü önünde sayısız engeller bulundugunu, TMY ta- mamen yürürlükten kaldınlsa bile, önem- li bir değişikliğin olmayacağını kaydeden Başkaya. cezalar ve cezalandırılanların biraz azalacağını, ama cezalandırmanın devam edeceğini söyledi. Partiler 12 Eyliil'ün ürünü Mevcut partilerin 12 Eylül generaller cuntasının "fideliginde" yetiştiğini savu- nan Başkaya, partilerin "12 Eylül ruhu- nu" taşıdıklannı belirttı. Başkaya, şöyle dedi: "12 Eylül ruhunu taşı>an partiler, içi boş kabuktan başka birşey değillerdir. Meclis'te özgürlük \e demokrasi düşmanı bir çoğunluk vardır. Böyle bir gerici ço- ğunluk ittifakından demokratik açılım beklemek, bir şeyi olmadık yerde ara- maktır. 'Farklı düşünüyor, o halde bölü- cüdür' mantığının geçerii olduğu koşullar- da, nasıl demokratikleşme olabilir? 12 Ey- lül'den sonra üç dönem genel seçim >apıl- dı. Meclis üç defa yenilendi \e aradan yaklaşık 15 yıl geçmesine karşın, 12 Ey- lül'de üretilen cunta yapımı makinenin tek bir vidası bile eksilmedi. Bu tesadüfi bir durum mudur? Ancak artık durumu idare ernıeleri eskisi kadar kolay değil. Zi- ra toplumun önünü ördükleri duvar. bu sefer kendi üstierine de yıkılma riski taşı- yor." Bu noktaya gelınmesınde kendi len- ne "ayduı sıfatı yakıştıran" memur kafalı- lann da büyük vebalı bulunduğuna dikkat çeken Başkaya. "Eğer gerçekten aydın ol- salardı ve oynanan oyunu teşhir etselerdi. herhalde bugün utanç verici bir durumda olmazdık. Aydın sayılanlar, soyratıların halkı aldatmasına müdahale etmediler. Yapılanlar karşısında seyirci kaldılar. Son zanıanlarda soytanlarla bir olup halkı al- dattjlar" diye konuştu. Başkaya, tahliye olduktan sonra ente- lektüel çalışmalarını sürdüreceğini. üni- versitedeki görevine yasal olarak dönme- sinin mümkün olmadıgını belirterek şun- lan söyledi: "Kaldı ki üniversiteye dönmem müm- kün olsa bile, dönmek istemezdim. Bu or- tamda üniversiteye dönmek, cezae\i dilin- de çok kullamlan, 'sevk çıkması' gibi geli- yor. Sanki bir cezaevinden başka bir ceza- evine sevk olacakmışım gibi geliyor. Farklı düşünüyor diye meslektaşlannı polise ih- bar eden bir üniversite, farklı düşünüyor diye milletvekillerini polise teslim eden bir parlamentü. farklı düşünen yazarlarını banndırmayan gazete patronlannın oldu- ğu bir toplum, ne demokrasivi hak eder, ne de uygar bir toplum olma iddiası ile or- taya çıkabilir." BM'den kampanya izni alan kuruluşu Alman hükümeti de maddi olarak destekliyor 6 Kürt Kızdayı'na BM'den iziıı • Kürt Kızılayı'nın, Almanya'daki merkezinin yam sıra Fransa'da Paris ve Marsilya'da, Isveç'te Stockholm kentinde \ e aynca Yunanistan'ın başkenti Atina'da kurduğu şubeler sayesinde uluslararası bir statü kazanarak değişik yardım fonlanndan para toplamaya çalıştığı da belirtiliyor. METİN DALMAN BONN - Kürt Kızılayı Heyva Sor A Kürdistan tarafından ha- zırlanan yardım konvoyunun Türkiye üzerinden 30 ton elbise ve 7 ton ilacı Kuzey Irak'a taşı- maya hazırlandıgı bildiriliyor. Merkezinin Almanya'nın Bonn kenti yakınlanndaki Kas- bach kasabasında oldugu belirle- nen Kürt Kızılayı Heyva Sor A Kürdistan'ın PKK güdümünde olduğunu belirten Alman ıstih- barat binmlerince, örgütün, PKK adına yapılan para toplama kampanyalannda makbuz kesti- ğine ve toplanan paraların yar- dım örgütü kisvesi altında aklan- masını sağladığına dikkat çekil- di. PKK derneklerinde yapılan aramalarda sürekli olarak bu ku- rumun boş makbuzlannın yaka- landıgına dikkati çeken Alman makamları, Kürt Kızılayı'nın uluslararası düzeyde de PKK politikalannın uygulayıcısı oldu- ğunu belirlediler. Kürt Kızılayı'nın Alman- ya'daki merkezinin yanı sıra Fransa'da Paris ve Marsilya'da, fsveç'te Stockholm kentinde ve ayrıca Yunanistan'ın başkenti Atina'da kurduğu şubeler saye- sinde uluslararası bir statü kaza- narak değişik yardım fonlann- dan para toplamaya çalıştığı da belirtiliyor. Bu kurumun son olarak 'Birleşmiş Miiletler Yar- dım Kampanyası" kimliğinı ka- zanarak Kuzey Irak ve Iran'da elemanlanna kontrolsüz seyahat hakkı \e diplomatik dokunul- mazlık kazandırmaya çalıştığı ögrenildi. Alman makamları tarafından yapılan araştırmalarda Heyva Sor A Kürdistan isımli Kürt Kı- zılayı'nın mayıs ayı sonunda başlatmavı planladığı bir kam- panya ile Türk hükümetini Av- rupa kurumlan nezdinde zor du- rumda bırakmayı hedefledıginin belırlendigı ögrenildi. Alman is- Karakaş'tan Nâzım Vakfı'nı ziyaret İstanbul Haber Servisi - Kültür Bakanı Ercan Karakaş, aynı zamanda danışma kurulu üyesi olduğu Nâzım Hikmet Kültür \e Sanat Vakli'nı ziyaret etti. Karakaş, Vakıf Başkanı Prof. Aydın Aybay. Başkan Yardjmcısı Tank Akan, GeneJ Sekreter Kıymet Coşkun ile Yönetim Kurulu üyesi İsa Çelik'le görüşerek vakıfin çalışmalan konusunda bilgi aldı. Karakaş yapöğı açıklamada, Nâzım Hikmet V'akfı gibi vakıflann. sanatçılan tamtmakta önemli rolü olduğunu belirterek, "Şair ve edebiyatçılanmton, bu gibi \akıflar sayesinde yaşatılması gerekir" diye konuştu. Bu arada Karakaş, yazar Aziz Nezini ziyaret etti. Karakaş. TBMM'de göriişülen 'telif haklan* konusunda Nesin'e bilgi verdL (Fotoğraf: KEREM ILGAZ) tıhbarat birimlerinden alman bıl- gilere göre örgüt tarafından Al- manya çapında PKK dernekle- rinde yapılan kampanya sonucu 30 ton giyecek malzemesi ve 7 ton ilaç toplanıldığı ögrenildi. Almanya'daki bazı kiliselerin depolarında toplanılan bu yar- dım malzemesının Türkiye üze- rinden Kuzey Irak'a taşınması için son hazırlıkların yapıldığı belirlendi. Yardım komoyunun Birleşmiş Miiletler yardım örgütü tarafın- dan korunması yolunda Isviç- re'de diplomatik düzeyde giri- şimlerde bulunan Kürt Kızıla- yı'nın gereklı ızni aldığı öğrenil- di. Bu sayede Birleşmiş Miiletler koruması altında hareket edecek PKK yardı- mının Türkiye üzerinden Kuzey Irak'a taşınması yo- lundaki hazırlıklar Alman güvenlik birimlerince. "Türk hükümetinc karşı provokasyon ve planlı bir komplo. PKK ile bağı sak- lanmayan bu yardım kon- voyunun Türkiye'den geç- mesine Ankara göz yuma- maz. Durdurduğu takdirde ise diplomatik sorun ola- caktır. Son derece hassas bir konu" olarak değerlen- dinldi. Heyva Sor A Kürdistan çevrelerinden alman bTlgi- lerde bu plan kendisini ör- güt sözcüsü olarak tanıtan Hasan Dağteldn tarafından dogrulandı. Kürt Kızılayı sözcüsü Hasan Dağtekin, projenin Birleşmiş Miiletler tarafın- dan onaylatılmasının yanı sıra yardım konvoylarının finanse edilmesı için Al- man Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimlerde bu- lunulduğu açıklandı. Bir- leşmiş Miiletler koruması ve muhtemelen Alman hü- kümetinın finans destegı ile Türkiye üzerinden sevk edilecek yardım kampan- yasının Türk makamlan ta- rafından durdurulacağının beklenildiğini belirten Al- man kaynaklar, bu sayede PKK'nin Ankara'yı "insa- ni yardımları bile engelle- yen totaliter ülke" konu- muna sokarak Türkiye'yi Avrupa düzeyinde dip- lomatik alanda sıkıştırmayı hedeflediğine dikkat çek- tiler. OHAL bölgesinde solcu memura baskı CHP'li Kenan Coşar, OHAL Bölgesi'nde görev yapan sol görüşlü kamu görevlilerinin hedef olacaklan yerlere tayin edildiklerini, aldıklan yürütmeyi durdurma kararlannı da valilerin tanımadığını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar. Olağanüstü Hal (OHAL) Bölgesi'nde görev yapan sol görüşlü memurlann hedef olacaklan yerlere atandıklannı, bu kişilerin aldıklan yürütmeyi durdurma kararlannı da valiierin yerine getirmediğini söyledi. Coşar, CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'ın konuya el atmasını isterken "MifliyetçiCephe(MC) mantığı. maalesef bugün de memuriar açısından geçerii'" dedi. CHP Gene! Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar, OHAL Bölgesi'ndeki 'ilerici, solcu' bilinen memurlann, öğretmenlerin, adliye personelinin çeşitli yerlere dağıtıldığını, yoğun baskılarla karşı karşıya olduklannı söyledi. Bölgedeki sol görüşlü kamu görevlilerinin durumunu CHP Parti Meclisi'nde de gündeme getiren Coşar, bu konuda şu bilgileri verdi: "tlerici,soku memuriar dağıtılıyor. Üstetik hiç de sağlam gerekçelere, kanıüara dayanmadan bu yapıuyor. Bu insanlar idare mahkemelerinden yürütmeyi durdurma kararlan alıyerlar. Ancak valiler geregini yerine getirmiyor. bu kararian tanımıyor. Eğer bu insanlar gerçekten suçlularsa bunlan derhal savcılığa göndersinler, haklannda suç duyurusunda bulunsunlar, yargılasınlar. Eğer böyle bir şey yoksa, hiç kûnsenin Türkiye Cumhuriyeri'nin memuruna böyle davranmaya hakkı yoktur. Eğer bu kişilerin o bÖlgede bulunmalan idari açıdan sakıncah bulunuyorsa, istedikleri yerlere gönderUmeleri sağlannıalı. Ancak, Milli Eğm'm Bakanlığı bu konuda hiçbir kolayuk göstermiyor. hep olumsuz yanıtlar veriyor." Coşar. bu kişilerin haksız yere mağdur edilmelennin önlenmesi için CHP lideri Çetin'den de yardım ıstediğini söyledi. Coşar. sol görüşlü memurlann hedef olacaklan yerlere tayin edildıklenne de dikkat çekerek "İnsanlan öyle yerlere gönderiyorlar ki, o memunın oraya gitmesine inıkân yok, aynlıyor. Bu 12 Mart mantığı, MC ikn'darlan mantığı. Maalesef, memurlac açısından bugün de MC mantığı geçerii" dedi. Coşar, hükümetin konuyu ivedilikle ele almasını beklediklerini sözlerine ekledi. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU 'Savaş Bittiği 6ün'... İkinci Dunya Savaşı adı verilen ırkçı, emperyalist canavarhğın yol açtığı yıkımlar tam olarak hesapla- nabılmiş değil. Bu herhalde mümkün de değil. Bir kaynağa göre (bkz. Altın Kitaplar Yayınevi, 2. Dünya Savaşı)*tou canavarlığın genel maliyeti 1.117 trilyon dolar. Toplam 92.000.000 kişi savaşa katılmış. 17.000.000'u savaş alanlannda, 18.000.000'u sivil- lerden olmak üzere ölü sayısı 35.000.000. (Bu ra- kam bazı başka kaynaklarda çok daha yüksek.) Si- viller arasında en geniş katlıam Polonya'da: Yakla- şık 5.000.000 ölü. En büyük insan kaybına uğrayan ülke ise yaklaşık 20.000.000 ölü ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Biriiği... • • • Sovyet-Rus şiirinın en büyüklerinden Aleksandr Tvardovski'nin 1948 tarihıni taşıyan "Savaş Bittiği Gün" başhklı uzun şiiri şu dizelerte başlar: Savaş bittiği gün, o şölen gününde Tüm namlular ilan ederken zaferi; Bir an, özel bir duyguyla Sarsıldı hepimızin yüreği: Yolun sonunda, vardığımız o uzak ülkede llk kez vedalaştık ateş gümbürtüsü altında; Savaşta yaşamını yitıren herkesle, Canlılar öluleıie nasıl vedalaşırsa. Savaşta yaşamını yitirenlerle sağ kalanlar arasın- daki kesın çızgı savaşın bittiği o şölen gününde çi- zilmiştir: Ruhlanmızın derinliğinde o zamana kadar Vedalaşmamıştık öylesine dönülmezce; '«• Bir eşitlık vardı aramızda sankı, Bir sayım listesiydi ayıran bızJeri sadece. Fakat şimdi, bu özel dakikada Yücelık ve hüzünle dolu bu an Ayrılıyorduk artık sonsuzca l Bu salvo seslen ayırıyordu bizi onlardan. Tvardovskı'nin "yücelik ve hüzünle" dolu bu ür- pertıci "veda" şiirı böylece sürüp gider... Şair, ilk günden son güne dek savaşın süreçlenni anımsar ve yaşamda kalanların o\müş olanlara sorumlulu- ğuyla şiırini noktalar. • • • Nazilerin Rusya'yı işgali sırasında (1941'de) yazıl- mış ve türküleşerek mılyonlann yüreğine ulaşmış en güzel şıirlerden bıri de AJeksey Surkov'undur: Küçücük sobada çırpınıyor ateş Gözyaşları gıbı akıyor reçıne, Toprak damda akordeon Senin gözlerinden söz etmede. Moskova önünde, karlı tahalarda Senı fısıldardı bana fundalıklar. Isterdim ki işitesın Sesımde nasıl acı bir özlem var. Uzaktasın şimdi uzaktasın sen .4 .:• Aramızda aşılmaz enginler - , Kolay değil sana ulaşmam ,- v ^ ^ j 4 Ölümse dört adım otede bekler. *, • q , -.«/ • şp Çalakordeon, tipinın inadına • •:,'•. Yolunu şaşıran mutluluğa seslen. Üşümem ben bu toprak damda •.. . Sönmeyen aşkımın ateşinden. • • • O zamanların dılden dile dolaşmış bir başka ünlü şiirı de, kuşkusuz. Simonov'un "Bekle Sen/"sidir... 6eWe benı, döneceğım Bütün gücünle bekle Bekle, sarı yağmurtar Hüzün getirdiğinde Bekle uzak yerlerden Mektup gelmez olduğunda Bekle, birlikte bekleyenler Beklemekten usandığında. Varsın oğlum ve anam Yok olduğuma inansınlar. Varsın, yorulup beklemekten Otursun ateşın başına dostlar. içsinler o acı şaraptan ~.. _ • Rahmet dileyerek yitene. ; . '"'- 6eWe, o şaraptan '- -' Içmekte acele etme. f) ••• Rus edebiyatının en ünlü kadın kahramanlanndan biri Puşkin in "Yevgeni Onegin"\ndek\ Tatyana ise, bir otekı, Tolstoy'un "Savaş ve Banş"\ndak\ Nata- şa'dır... Her ikisi de iffetin, saflığın, sadakatin, er- denliğin simgesidirler... Bugün Nataşa adının tam tersı değerlerı çağnştırması ne acı bir karşıtlık... Bir halka, bir edebiyata, bir kültüre ne büyük bir haka- ret; ne büyük bir haksızlık... • • • Elli yıl öncenin "veda", "özlem", "bağlılık" şiirieri bugünün insanına ne ifade ediyor? Gözünü tüketmek hırsı bürümüş, sıkıntısız ve eğ- lenceli bir hayat yaşamaktan başka tasası olmayan büyük ve küçük burjuvalarımızın bu şiirlerden öğ- renebileceği bir şey var mı? Ya da Puşkin'in Tat- yana'sından, Tolstoy'un Nataşa'sından? Sovyetler Birliği'nde sistemin böyle rezilce çöküşünü sadece teknolojik, siyasal nedenlerle açıklamak mümkün müdür? Emperyalist-kapitalist sistemin, insanlığı kanserli hücreler gibi saran tüketici ahlakının bu çürümede bir rolü yok mu? (*) Butun bu şiirler için bkz. "Çağdaş Rus Şiiri An- toloıısı"/ Adam Yayınevi Aczmendilere Ankara yasağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Kahramanmaraş. Bursa. İstanbul ve Ela- zığ'dan gelen 14 otobüs do- lusu siyah cüppeli, sanklı ve asalı Aczmendf nin baş- kente toplu girişlerine ızin venlmedi. Kahramanmaraş. Bursa ve İstanbul 'dan gelen 3 yol- cu otobüsündeki 100 dola- yındaki tarikat üyesi, Göl- başı ılçesı gırişindeki akar- yakıt ıstasyonunda güven- lik güçleri tarafından dur- duruldu ve Ankara'ya top- lu olarak giremeyeceklerı bildirildi Kocatepe Camıi'nde cu- ma namazı kılmak ve Hacı Bayram Veli'yi ziyaret et- mek istediklerini bildiren Aczmendiler, daha sonra Elazığ'dan gelen grupla birleşip tstanbul'a gitmek istediklerini söylediler. Bir süre güvenlik kuv- vetleri ile tartışan tarikat üyeleri. seyahat özgürlük- lerinin engellendiğini öne sürdüler. Bu arada bekletildikleri yerde tefler eşliğinde zikir yaptıklan görülen siyah cüppeli, sanklı ve asalı ta- rikat üyeleri. "Şu daglarda karolsaydım" ve "Hepimiz kardeşiz" ezgilerini de top- luca söyleyip tekbir getir- diler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle