Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 1995 CUMARTESİ
HABERLER
Hacı
milletvekilleri
• HaberMerkezi-Hac
görevlerini yerine
getirmek amacıyla Suudi
Arabistan'da bulunan on
RP'h, dört DYP'li ve üç
ANAP'lı milletvekilı,
Arafat - Mezdelife - Mina
arasındaki yolculuklannı
tamamlayarak hacı oldu.
Milletvekillerinin
buradaki görevlerini
yerine getirirken
birbirlerinden
aynlmamalan dikkat
çekti. Milletvekilleri dün
Arafat'ta çadırlannda
oturarak yorgunluk
çıkardılar
DSP, 8. madde
Içm
temkinli
• A\K\RA
(Cumhuriyet Bürosu}-
DSP Genel Sekreteri Zeki
Sezer, demokratikleşme
sorununun Terörle
Mücadele Yasası'nın
(TMY) 8. maddesine
baglıymış gibi
görüldügünü, ancak
sorumlu makamlarda
bulunanlann PKK terörü
ve Güneydoğu sorununu
anlayamadıklannı
savundu. Sezer dün
düzenlediği basın
toplantısında. Adalet
Bakanı Mehmet
Moğultay'ın Stern
dergisinde yayımlanan
demecinde "Türkiye'de
yargısız infazlann olağan
hale geldiğini"
belirrmesini eleştirerek
"Sayın Moğultay,
bulunduğunuz makam
Türkiye'yi jurnalleme
değil, sorunlara çözüm
bulma yeridir" dedi.
Sezer, olası bir
koalisyonla ilgili soruyu
"RP dışında koalısyon
kurabileceğimiz birçok
parti var" diye yanıtladı.
TBJAŞ
borçlulara ek
süpe verdi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Elektrik Dağıtım
AŞ(TEDAŞ) Genel
Müdürü Mehmet
Bozdemir, kuruma
elektrik tüketim borcu
bulunan kamu
kuruluşlannın ödeme
sürelerinin 15 temmuza
kadar uzatildığını
belirterek, bu süre içinde
borcunu ödemeyen
kuruluşlann
elektriklerinin
kesileceğını söyledi.
Bozdemir, TEDAŞ'ın,
elektrik borclannı
ödemeleri için, kamu
kuruluşlanna daha önce
nisan ayı başına kadar
süre verdiğini hatırlattı.
Tüpten
zehirlenenlerin
cenazeleri
• İstanbul Haber Servisi
- Kadıköy'de beş gün
önce kat kaloriferine bağlı
sanayi tüpünden sızan
gazdan zehirlenerek ölen
Nuran Gümüş ile Mustafa
Gümüş'ün cenazeleri dün
Konya'ya gönderildı.
Sergi açmak için
Amerika'da bulunan ve
eşi ile oğlunun ölüm
haberi üzerine tstanbul'a
gelen ressam Bayram
Gümüş ile diğer yakınlan,
tabutlann üzerini
çiçeklerle donattılar.
TEŞEKKUR
Cerrahpaşa Hastanesi
Plastik Cerrahlanndan
Sn. Dr
İSMAİL
BÜYÜKÇAYIR
ve hastabakıcı
SELAHATTİN
KASIM'a
ameliyatımda
göstermiş
olduklan ilgiden
dolayı teşekkürlerimi
sunarım
ZEKİ BAYRAM
Haymana Cezaevi'nde yatan düşünce suçlusu Başkaya'dan Cumhuriyet'e demeç:
Partiler cunta ruhu taşıyorERGÜNAKSOY
ANKARA - Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın (TMY) 8. maddesi ile ilgili tartış-
malar sürerken. yazdığı kitap nedeniyle
hapis ve para cezasına çarptınlan Doç.
Dr. Fikret Başkaya, ifade ve örgütlenme
özgürlüğü önünde sayısız engeller bulun-
duğunu söyledi. TMY'nin tamamı yürür-
lükten kaldınlsa bile değişen bir şey ol-
mayacağını savunan Başkaya. tekrar Türk
Ceza Yasası'na yolculuk planlandıgını. '
yapılması tasarlanan değişikliğin "de-
mokratikleşme''' olmadıgını belirterek
"Meclis'te özgürlük ve demokrasi düşma-
nı bir çoğunluk vardır. Böyle gerici bir ço-
ğunluktan demokratik açılım beklemek,
bir şeyi olmadık yerde aramakor. Ancak
toplumun önüne ördiikleri duvar, bu sefer
kendi üstlcrine >ıkılma riski taşıyor" dedi.
"Paradigmanın tflasr kitabından dola-
yı istanbul Devlet Güvenlık Mahkeme-
si'nce (DGM) 20 ay hapis. 41 milyon lira
para cezasına çarptınlan ve halen Hay-
mana Cezaevi'nde bulunan Fikret Başka-
ya'nın, 14 haziranda tahliye olacağı bildi-
rildi.
TMY'de yapılması tasarlanan degişik-
likle ilgili olarak 1.5 yıldır tartışmalann
sürdüğünü belirten Başkaya. "Bu tartış-
malar bana. ortaçağ kilise adamiarının
ipe-sapa gelmez tartışmalarından daha
saçma geliyor"dıye konuştu. Sergilenen
durumun beceriksiz bir yutturmaca oldu-
gunu belirten Başkaya, şunlan söyledi:
"TCK'nin 141, 142 ve 163. maddeleri
kaldınldıktan sonra, bu maddelerde tarif
edilen suç ve cezalar daha da ağuiaşünla-
rak Terörie Mücadele Yasası'na aktanldı.
Eğer yapabilirlerse, yeni bir göz boyama
söz konusudur. Tekrar TCK'ye yolculuk
pianlanıyor. Sihirbaza haksıziık edümiyor.
Bir kere vapılan demokratikleşme degil-
• Tahliyesine bir ay kalan
düşünce suçlusu Fikret
Başkaya, siyasi partilerin
12 Eylül ruhunu
taşıdıklannı söyleyerek
"TMY yürürlükten
kaldınlsa bile değişen bir
şey olmaz. Yapılması
düşünülen göz boyamadır.'
dedi. Meclis'te özgürlük
ve demokrasi
düşmanlannın çoğunlukta
olduğunu öne süren
Başkaya, meslektaşlannı
polise teslim eden
parlamentodan
demokratikleşmenin
beklenemeyeceğini
söyledi.
dir. Bir yasaya bir iki madde>i ekleyip çı-
karmakla demokratikleşme olsaydı. işler
çok kolay olurdu. Yasanın veya düzenle-
menin arkasında hangi güç veya güçlerin
bulunduğu büyük önem taşır.
Aksi halde düzenleme. bir biçim olarak
kalır. Eğer yasal düzenleme özgürlükten,
demokrasiden çıkarı olan sınıfların veya
gruplann bir dayatması sonucu degılse,
fazlâ önemi yoktıir. Aksi halde yasa uygu-
lanmaz ya da düzenlemeyi yapanlar, veri-
len hakkı istedikleri zaman geri alırlar."
tfade ve örgütlenme özgürlüğü önünde
sayısız engeller bulundugunu, TMY ta-
mamen yürürlükten kaldınlsa bile, önem-
li bir değişikliğin olmayacağını kaydeden
Başkaya. cezalar ve cezalandırılanların
biraz azalacağını, ama cezalandırmanın
devam edeceğini söyledi.
Partiler 12 Eyliil'ün ürünü
Mevcut partilerin 12 Eylül generaller
cuntasının "fideliginde" yetiştiğini savu-
nan Başkaya, partilerin "12 Eylül ruhu-
nu" taşıdıklannı belirttı. Başkaya, şöyle
dedi:
"12 Eylül ruhunu taşı>an partiler, içi
boş kabuktan başka birşey değillerdir.
Meclis'te özgürlük \e demokrasi düşmanı
bir çoğunluk vardır. Böyle bir gerici ço-
ğunluk ittifakından demokratik açılım
beklemek, bir şeyi olmadık yerde ara-
maktır. 'Farklı düşünüyor, o halde bölü-
cüdür' mantığının geçerii olduğu koşullar-
da, nasıl demokratikleşme olabilir? 12 Ey-
lül'den sonra üç dönem genel seçim >apıl-
dı. Meclis üç defa yenilendi \e aradan
yaklaşık 15 yıl geçmesine karşın, 12 Ey-
lül'de üretilen cunta yapımı makinenin
tek bir vidası bile eksilmedi. Bu tesadüfi
bir durum mudur? Ancak artık durumu
idare ernıeleri eskisi kadar kolay değil. Zi-
ra toplumun önünü ördükleri duvar. bu
sefer kendi üstierine de yıkılma riski taşı-
yor." Bu noktaya gelınmesınde kendi len-
ne "ayduı sıfatı yakıştıran" memur kafalı-
lann da büyük vebalı bulunduğuna dikkat
çeken Başkaya. "Eğer gerçekten aydın ol-
salardı ve oynanan oyunu teşhir etselerdi.
herhalde bugün utanç verici bir durumda
olmazdık. Aydın sayılanlar, soyratıların
halkı aldatmasına müdahale etmediler.
Yapılanlar karşısında seyirci kaldılar. Son
zanıanlarda soytanlarla bir olup halkı al-
dattjlar" diye konuştu.
Başkaya, tahliye olduktan sonra ente-
lektüel çalışmalarını sürdüreceğini. üni-
versitedeki görevine yasal olarak dönme-
sinin mümkün olmadıgını belirterek şun-
lan söyledi:
"Kaldı ki üniversiteye dönmem müm-
kün olsa bile, dönmek istemezdim. Bu or-
tamda üniversiteye dönmek, cezae\i dilin-
de çok kullamlan, 'sevk çıkması' gibi geli-
yor. Sanki bir cezaevinden başka bir ceza-
evine sevk olacakmışım gibi geliyor. Farklı
düşünüyor diye meslektaşlannı polise ih-
bar eden bir üniversite, farklı düşünüyor
diye milletvekillerini polise teslim eden bir
parlamentü. farklı düşünen yazarlarını
banndırmayan gazete patronlannın oldu-
ğu bir toplum, ne demokrasivi hak eder,
ne de uygar bir toplum olma iddiası ile or-
taya çıkabilir."
BM'den kampanya izni alan kuruluşu Alman hükümeti de maddi olarak destekliyor
6
Kürt Kızdayı'na BM'den iziıı
• Kürt Kızılayı'nın,
Almanya'daki
merkezinin yam sıra
Fransa'da Paris ve
Marsilya'da, Isveç'te
Stockholm kentinde \ e
aynca Yunanistan'ın
başkenti Atina'da
kurduğu şubeler
sayesinde uluslararası bir
statü kazanarak değişik
yardım fonlanndan para
toplamaya çalıştığı da
belirtiliyor.
METİN DALMAN
BONN - Kürt Kızılayı Heyva
Sor A Kürdistan tarafından ha-
zırlanan yardım konvoyunun
Türkiye üzerinden 30 ton elbise
ve 7 ton ilacı Kuzey Irak'a taşı-
maya hazırlandıgı bildiriliyor.
Merkezinin Almanya'nın
Bonn kenti yakınlanndaki Kas-
bach kasabasında oldugu belirle-
nen Kürt Kızılayı Heyva Sor A
Kürdistan'ın PKK güdümünde
olduğunu belirten Alman ıstih-
barat binmlerince, örgütün,
PKK adına yapılan para toplama
kampanyalannda makbuz kesti-
ğine ve toplanan paraların yar-
dım örgütü kisvesi altında aklan-
masını sağladığına dikkat çekil-
di. PKK derneklerinde yapılan
aramalarda sürekli olarak bu ku-
rumun boş makbuzlannın yaka-
landıgına dikkati çeken Alman
makamları, Kürt Kızılayı'nın
uluslararası düzeyde de PKK
politikalannın uygulayıcısı oldu-
ğunu belirlediler.
Kürt Kızılayı'nın Alman-
ya'daki merkezinin yanı sıra
Fransa'da Paris ve Marsilya'da,
fsveç'te Stockholm kentinde ve
ayrıca Yunanistan'ın başkenti
Atina'da kurduğu şubeler saye-
sinde uluslararası bir statü kaza-
narak değişik yardım fonlann-
dan para toplamaya çalıştığı da
belirtiliyor. Bu kurumun son
olarak 'Birleşmiş Miiletler Yar-
dım Kampanyası" kimliğinı ka-
zanarak Kuzey Irak ve Iran'da
elemanlanna kontrolsüz seyahat
hakkı \e diplomatik dokunul-
mazlık kazandırmaya çalıştığı
ögrenildi.
Alman makamları tarafından
yapılan araştırmalarda Heyva
Sor A Kürdistan isımli Kürt Kı-
zılayı'nın mayıs ayı sonunda
başlatmavı planladığı bir kam-
panya ile Türk hükümetini Av-
rupa kurumlan nezdinde zor du-
rumda bırakmayı hedefledıginin
belırlendigı ögrenildi. Alman is-
Karakaş'tan Nâzım Vakfı'nı ziyaret
İstanbul Haber Servisi - Kültür Bakanı Ercan Karakaş, aynı
zamanda danışma kurulu üyesi olduğu Nâzım Hikmet Kültür
\e Sanat Vakli'nı ziyaret etti. Karakaş, Vakıf Başkanı Prof.
Aydın Aybay. Başkan Yardjmcısı Tank Akan, GeneJ Sekreter
Kıymet Coşkun ile Yönetim Kurulu üyesi İsa Çelik'le
görüşerek vakıfin çalışmalan konusunda bilgi aldı. Karakaş
yapöğı açıklamada, Nâzım Hikmet V'akfı gibi vakıflann.
sanatçılan tamtmakta önemli rolü olduğunu belirterek, "Şair
ve edebiyatçılanmton, bu gibi \akıflar sayesinde yaşatılması
gerekir" diye konuştu. Bu arada Karakaş, yazar Aziz Nezini
ziyaret etti. Karakaş. TBMM'de göriişülen 'telif haklan*
konusunda Nesin'e bilgi verdL (Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
tıhbarat birimlerinden alman bıl-
gilere göre örgüt tarafından Al-
manya çapında PKK dernekle-
rinde yapılan kampanya sonucu
30 ton giyecek malzemesi ve 7
ton ilaç toplanıldığı ögrenildi.
Almanya'daki bazı kiliselerin
depolarında toplanılan bu yar-
dım malzemesının Türkiye üze-
rinden Kuzey Irak'a taşınması
için son hazırlıkların yapıldığı
belirlendi.
Yardım komoyunun Birleşmiş
Miiletler yardım örgütü tarafın-
dan korunması yolunda Isviç-
re'de diplomatik düzeyde giri-
şimlerde bulunan Kürt Kızıla-
yı'nın gereklı ızni aldığı öğrenil-
di. Bu sayede Birleşmiş
Miiletler koruması altında
hareket edecek PKK yardı-
mının Türkiye üzerinden
Kuzey Irak'a taşınması yo-
lundaki hazırlıklar Alman
güvenlik birimlerince.
"Türk hükümetinc karşı
provokasyon ve planlı bir
komplo. PKK ile bağı sak-
lanmayan bu yardım kon-
voyunun Türkiye'den geç-
mesine Ankara göz yuma-
maz. Durdurduğu takdirde
ise diplomatik sorun ola-
caktır. Son derece hassas
bir konu" olarak değerlen-
dinldi.
Heyva Sor A Kürdistan
çevrelerinden alman bTlgi-
lerde bu plan kendisini ör-
güt sözcüsü olarak tanıtan
Hasan Dağteldn tarafından
dogrulandı.
Kürt Kızılayı sözcüsü
Hasan Dağtekin, projenin
Birleşmiş Miiletler tarafın-
dan onaylatılmasının yanı
sıra yardım konvoylarının
finanse edilmesı için Al-
man Dışişleri Bakanlığı
nezdinde girişimlerde bu-
lunulduğu açıklandı. Bir-
leşmiş Miiletler koruması
ve muhtemelen Alman hü-
kümetinın finans destegı
ile Türkiye üzerinden sevk
edilecek yardım kampan-
yasının Türk makamlan ta-
rafından durdurulacağının
beklenildiğini belirten Al-
man kaynaklar, bu sayede
PKK'nin Ankara'yı "insa-
ni yardımları bile engelle-
yen totaliter ülke" konu-
muna sokarak Türkiye'yi
Avrupa düzeyinde dip-
lomatik alanda sıkıştırmayı
hedeflediğine dikkat çek-
tiler.
OHAL bölgesinde solcu memura baskı
CHP'li Kenan Coşar, OHAL Bölgesi'nde görev yapan sol görüşlü kamu görevlilerinin hedef olacaklan
yerlere tayin edildiklerini, aldıklan yürütmeyi durdurma kararlannı da valilerin tanımadığını söyledi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar.
Olağanüstü Hal (OHAL) Bölgesi'nde
görev yapan sol görüşlü memurlann hedef
olacaklan yerlere atandıklannı, bu kişilerin
aldıklan yürütmeyi durdurma kararlannı
da valiierin yerine getirmediğini söyledi.
Coşar, CHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Hikmet Çetin'ın konuya el
atmasını isterken "MifliyetçiCephe(MC)
mantığı. maalesef bugün de memuriar
açısından geçerii'" dedi. CHP Gene!
Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar, OHAL
Bölgesi'ndeki 'ilerici, solcu' bilinen
memurlann, öğretmenlerin, adliye
personelinin çeşitli yerlere dağıtıldığını,
yoğun baskılarla karşı karşıya olduklannı
söyledi. Bölgedeki sol görüşlü kamu
görevlilerinin durumunu CHP Parti
Meclisi'nde de gündeme getiren Coşar, bu
konuda şu bilgileri verdi: "tlerici,soku
memuriar dağıtılıyor. Üstetik hiç de sağlam
gerekçelere, kanıüara dayanmadan bu
yapıuyor. Bu insanlar idare
mahkemelerinden yürütmeyi durdurma
kararlan alıyerlar. Ancak valiler geregini
yerine getirmiyor. bu kararian tanımıyor.
Eğer bu insanlar gerçekten suçlularsa
bunlan derhal savcılığa göndersinler,
haklannda suç duyurusunda bulunsunlar,
yargılasınlar. Eğer böyle bir şey yoksa, hiç
kûnsenin Türkiye Cumhuriyeri'nin
memuruna böyle davranmaya hakkı
yoktur. Eğer bu kişilerin o bÖlgede
bulunmalan idari açıdan sakıncah
bulunuyorsa, istedikleri yerlere
gönderUmeleri sağlannıalı. Ancak, Milli
Eğm'm Bakanlığı bu konuda hiçbir kolayuk
göstermiyor. hep olumsuz yanıtlar veriyor."
Coşar. bu kişilerin haksız yere mağdur
edilmelennin önlenmesi için CHP lideri
Çetin'den de yardım ıstediğini söyledi.
Coşar. sol görüşlü memurlann hedef
olacaklan yerlere tayin edildıklenne de
dikkat çekerek "İnsanlan öyle yerlere
gönderiyorlar ki, o memunın oraya
gitmesine inıkân yok, aynlıyor. Bu 12 Mart
mantığı, MC ikn'darlan mantığı. Maalesef,
memurlac açısından bugün de MC mantığı
geçerii" dedi. Coşar, hükümetin konuyu
ivedilikle ele almasını beklediklerini
sözlerine ekledi.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
'Savaş Bittiği 6ün'...
İkinci Dunya Savaşı adı verilen ırkçı, emperyalist
canavarhğın yol açtığı yıkımlar tam olarak hesapla-
nabılmiş değil. Bu herhalde mümkün de değil. Bir
kaynağa göre (bkz. Altın Kitaplar Yayınevi, 2. Dünya
Savaşı)*tou canavarlığın genel maliyeti 1.117 trilyon
dolar. Toplam 92.000.000 kişi savaşa katılmış.
17.000.000'u savaş alanlannda, 18.000.000'u sivil-
lerden olmak üzere ölü sayısı 35.000.000. (Bu ra-
kam bazı başka kaynaklarda çok daha yüksek.) Si-
viller arasında en geniş katlıam Polonya'da: Yakla-
şık 5.000.000 ölü. En büyük insan kaybına uğrayan
ülke ise yaklaşık 20.000.000 ölü ile Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Biriiği...
• • •
Sovyet-Rus şiirinın en büyüklerinden Aleksandr
Tvardovski'nin 1948 tarihıni taşıyan "Savaş Bittiği
Gün" başhklı uzun şiiri şu dizelerte başlar:
Savaş bittiği gün, o şölen gününde
Tüm namlular ilan ederken zaferi;
Bir an, özel bir duyguyla
Sarsıldı hepimızin yüreği:
Yolun sonunda, vardığımız o uzak ülkede
llk kez vedalaştık ateş gümbürtüsü altında;
Savaşta yaşamını yitıren herkesle,
Canlılar öluleıie nasıl vedalaşırsa.
Savaşta yaşamını yitirenlerle sağ kalanlar arasın-
daki kesın çızgı savaşın bittiği o şölen gününde çi-
zilmiştir:
Ruhlanmızın derinliğinde o zamana kadar
Vedalaşmamıştık öylesine dönülmezce; '«•
Bir eşitlık vardı aramızda sankı,
Bir sayım listesiydi ayıran bızJeri sadece.
Fakat şimdi, bu özel dakikada
Yücelık ve hüzünle dolu bu an
Ayrılıyorduk artık sonsuzca l
Bu salvo seslen ayırıyordu bizi onlardan.
Tvardovskı'nin "yücelik ve hüzünle" dolu bu ür-
pertıci "veda" şiirı böylece sürüp gider... Şair, ilk
günden son güne dek savaşın süreçlenni anımsar
ve yaşamda kalanların o\müş olanlara sorumlulu-
ğuyla şiırini noktalar.
• • •
Nazilerin Rusya'yı işgali sırasında (1941'de) yazıl-
mış ve türküleşerek mılyonlann yüreğine ulaşmış en
güzel şıirlerden bıri de AJeksey Surkov'undur:
Küçücük sobada çırpınıyor ateş
Gözyaşları gıbı akıyor reçıne,
Toprak damda akordeon
Senin gözlerinden söz etmede.
Moskova önünde, karlı tahalarda
Senı fısıldardı bana fundalıklar.
Isterdim ki işitesın
Sesımde nasıl acı bir özlem var.
Uzaktasın şimdi uzaktasın sen .4 .:•
Aramızda aşılmaz enginler - ,
Kolay değil sana ulaşmam ,- v ^ ^
j
4
Ölümse dört adım otede bekler. *, • q , -.«/ • şp
Çalakordeon, tipinın inadına • •:,'•.
Yolunu şaşıran mutluluğa seslen.
Üşümem ben bu toprak damda •.. .
Sönmeyen aşkımın ateşinden.
• • •
O zamanların dılden dile dolaşmış bir başka ünlü
şiirı de, kuşkusuz. Simonov'un "Bekle Sen/"sidir...
6eWe benı, döneceğım
Bütün gücünle bekle
Bekle, sarı yağmurtar
Hüzün getirdiğinde
Bekle uzak yerlerden
Mektup gelmez olduğunda
Bekle, birlikte bekleyenler
Beklemekten usandığında.
Varsın oğlum ve anam
Yok olduğuma inansınlar.
Varsın, yorulup beklemekten
Otursun ateşın başına dostlar.
içsinler o acı şaraptan ~.. _ •
Rahmet dileyerek yitene. ; . '"'-
6eWe, o şaraptan '- -'
Içmekte acele etme. f)
•••
Rus edebiyatının en ünlü kadın kahramanlanndan
biri Puşkin in "Yevgeni Onegin"\ndek\ Tatyana ise,
bir otekı, Tolstoy'un "Savaş ve Banş"\ndak\ Nata-
şa'dır... Her ikisi de iffetin, saflığın, sadakatin, er-
denliğin simgesidirler... Bugün Nataşa adının tam
tersı değerlerı çağnştırması ne acı bir karşıtlık... Bir
halka, bir edebiyata, bir kültüre ne büyük bir haka-
ret; ne büyük bir haksızlık...
• • •
Elli yıl öncenin "veda", "özlem", "bağlılık" şiirieri
bugünün insanına ne ifade ediyor?
Gözünü tüketmek hırsı bürümüş, sıkıntısız ve eğ-
lenceli bir hayat yaşamaktan başka tasası olmayan
büyük ve küçük burjuvalarımızın bu şiirlerden öğ-
renebileceği bir şey var mı? Ya da Puşkin'in Tat-
yana'sından, Tolstoy'un Nataşa'sından?
Sovyetler Birliği'nde sistemin böyle rezilce
çöküşünü sadece teknolojik, siyasal nedenlerle
açıklamak mümkün müdür? Emperyalist-kapitalist
sistemin, insanlığı kanserli hücreler gibi saran
tüketici ahlakının bu çürümede bir rolü yok mu?
(*) Butun bu şiirler için bkz. "Çağdaş Rus Şiiri An-
toloıısı"/ Adam Yayınevi
Aczmendilere
Ankara yasağı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Kahramanmaraş.
Bursa. İstanbul ve Ela-
zığ'dan gelen 14 otobüs do-
lusu siyah cüppeli, sanklı
ve asalı Aczmendf nin baş-
kente toplu girişlerine ızin
venlmedi.
Kahramanmaraş. Bursa
ve İstanbul 'dan gelen 3 yol-
cu otobüsündeki 100 dola-
yındaki tarikat üyesi, Göl-
başı ılçesı gırişindeki akar-
yakıt ıstasyonunda güven-
lik güçleri tarafından dur-
duruldu ve Ankara'ya top-
lu olarak giremeyeceklerı
bildirildi
Kocatepe Camıi'nde cu-
ma namazı kılmak ve Hacı
Bayram Veli'yi ziyaret et-
mek istediklerini bildiren
Aczmendiler, daha sonra
Elazığ'dan gelen grupla
birleşip tstanbul'a gitmek
istediklerini söylediler.
Bir süre güvenlik kuv-
vetleri ile tartışan tarikat
üyeleri. seyahat özgürlük-
lerinin engellendiğini öne
sürdüler.
Bu arada bekletildikleri
yerde tefler eşliğinde zikir
yaptıklan görülen siyah
cüppeli, sanklı ve asalı ta-
rikat üyeleri. "Şu daglarda
karolsaydım" ve "Hepimiz
kardeşiz" ezgilerini de top-
luca söyleyip tekbir getir-
diler.