Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 1995 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
"Koruma sempozyumu ardından"
Prof. Dr. METE TAPAN
2
0-22 Nısan 1995 tarıhlen
arasında T C Kultür Ba-
kanlığı Kultur ve Tabıat
Varlıklannı Koruma Genel
Mudürluğu ve Toplumsal
Tarıh Vakfı İşbırlığı ıle
"Kuhfir ve Tabiat Varhklannı Koruma
Uygulamalan ve Sorunlan" konulu bır
sempozyum yapıldı Sempozyuma ko-
ruma uygulamalanndan oluşan bır ser-
gı de eşlık ettı Üç gün suren sempoz-
yumda korumacılığtn ulkemızdekı
farklı boyutlan ırdelendı Tek >apıdan,
çok sayıda yapının oluşturulduğu kent-
sel SlT alanlanna aıt çeşıtlı uygulama
ornekJennın tanıtıldığı ve aynca yıne
uzmanlarca değerlendınldığı toplantı-
da, ulkemızde korumacılığın ne denlı
zor bır sorun oldugu bır kez daha goz-
ler onune kondu OzeUıkle ortaya ko-
nulan örneklerde sonınu zorlaştıran te-
mel etkenlenn başında kent toprakJan-
nın yağmalanmasının ve zamanla ulke-
mızde kışı yarannın kamu yaranndan
daha fazla onemsenmış olmasmın gel-
dığı vurgulandı Kuşkusuz. bu gıdışe
karşı savaş veren bazı kurum ve kışıler-
den soz edılse de korumacılığın bugûn-
kü sosyo-ekonomık ve külturel koşul-
lar altında çağdaş bır duzeye ulkemızde
enşebıleceğıne ınanmanın henüz ger-
çek dışı olduğu göruldu Yıne, toprak
rantının kamuya gerı dönmemesı ve
buna karşıt bıreye buyük yararlar sağ-
laması sonucunda sürekJı olarak kamu-
nun ekonomık gucunden kan kaybettığı
de dıle getınldı Dolayısıyla kamunun
butçe yetersızlığınden zamanında ge-
reklı kamulaştırma ışlemlennı, orneğın
Pamukkale de olduğu gıbı sonuca erdı-
remedığı belırtıldı Imar planlannda
ongorulen ve çevrenın korunmasına
yönelık koruma kurullan kararlanmn
yaşama geçınlmemesının de ekonomık
guçsuzluk olduğuna değınılen toplantı-
da. ulkemızdekı koruma polıtıkalannın
yenıden ırdelenmesı gereğı ustünde du-
ruldu
Yukanda dıle getınlen konular ışı-
ğında korumacılığın, karmaşık, çok
yonlu bır olgu olduğunu bır kez daha
gorduk Külturel mırasımıza sahıp çı-
karken ortaya çıkan engellenn nasıl bı-
çımlendığını bıldınlerde ve tartışmalar-
da ışledık
Kuşkusuz bu engellenn, başka deyış-
le korumanın gerçekJeşmemesının ne-
denlennı saymakla bıtıremeyız Ancak
koruyamamarun temelınde bugüne dek
devletçe ızlenen "sozde koruma pofitF
kaları"nın yattığı dıle getınlebılır
Mevcut koruma yasa ve yonetmelıklen
bırçok ulkedekınden daha ılerıcı ve
yaptınm gucu daha güçlu olmasına
İcarşın, korumanın başansız olmasının
nedenı, sorunun ekonomık boyutunun
yetennce düşunulmemış olmasından
kaynaklanmaktadır Devletın kultur po-
lıtıkasında koruma ıçın ayırdığı odenek
bır 44
hiç"tır Sayın Kongar ın belırttığı
gıbı Kultur Bakanlığı'nın genel butçe-
den payı %0 5'tır Bu payın %l5'ı de
ancak restorasyona aynlabılmektedır
(= 996 mılyar) Salt bu gerçek, sağlıkJı
bır koruma polıtıkasının ulkemızde var
olmadığını açıkça gostermektedır
Dığer bır sorun. ulkemızde koruma-
cılığın en onemlı öğelen olan restoras-
yon, restıtusyon ve rekonstruksıyon ey-
lemlennın yetennce bılımsel araştırma-
lara dayandınlmadan gerçekkşmesıdır
Maalesef mımar dıplomasına sahıp
herkesın restorasyon yapabıldığı bır ül-
kede yaşı>oruz Uzmanhğın bu denlı
değersız kılındığı bır ülkede yaşamanın
acısını belkı henuz fark etmış değılız
Ancak gelecek nesıller, koruma olgusu
altında ne kadar yanlış ışler yapıldığını
ılende gordukçe, herhalde bugunlerı
ıyı anmayacaklardır
Sempozyumda ele alınan konulardan
bın de kamuoyunun koruma polıtıkala-
nnın ana eksenını oluşturmasma yone-
lık goruşlerdı Çağdaş toplumlarda her
konuda kaçınılmaz bır oğe olan "ka-
muoyu"nun korumayla ılgılı kararlarda
da hem planlama hem de uygulama ev-
relennde etken olması gerektığı sem-
pozyuma katılanlarca yurekten benım-
sendı Kuşkusuz bu konuda da ozellık-
le buyuk kentlerde, ıç goç nedenıyle
korumaya yonelık kamuoyu yaratmada
büyuk guçluklenn var olduğu dıle getı-
nldı Ozellıkle, tstanbul gıbı bır metro-
polde, külturel yozlaşmanın ağır bas-
ması ve kentsel değerlenn goç nede-
nıyle kente gelenler tarafından yetenn-
ce benımsenmemesı, korumanın sağ-
lıklı bır bıçtmde farklı toplum katman-
ları tarafından cıddıye alınmamasına
neden olmaktadır Dolayısıyla da ortak
bır goruşe, bır kamuoyuna gıdılebılme-
sı zorlaşmaktadır Kentlıleşme sürecı-
nın hızlandınlmasına ve kentle, kentte
yaşayan bırey arasında sağlıklı bır etkı-
leşımın sağlanmasına çalışılmahdır Bı-
rey genelde kendısının yarattığını ko-
rur Bıreyın, başkasının yarattığını ko-
ruması ıçın kultur ve eğıtım dûzeyının
de yüksek olması gerekır Maalesef
hızlı ve büyuk sayıda egıtım duzeyı du-
şük olan kırsal kökenJı vatandaşlanmı-
zın buyuk kentlere göçü, bu kentlerde-
kı bırçok değenn yok olmasına neden
olmuştur Bu nedenle goçle gelen bıre-
yın, öncelıkle kentlı kılınması gerek-
mektedır Kentlıleşme de eğıtımle de-
mokrasıyle, hoşgorüyle ve en önemhsı
bu vatandaşlann kent ekonomısıne kat-
kılanyla gerçekJeşır
Gorüldüğu gıbı korumacılık ekono-
mık bır sorun olduğu kadar, aynı za-
manda toplumsal ve bılımsel bır sorun-
dur Bu üç öğe ust uste çakışmadığı sü-
rece, sağlıklı bır korumacılıktan söz
edemeyız Hepımızın amacı bu gerçe-
ğın bılıncınde olarak koruma polıtıka-
lan, modellen gelıştırmek ve ulkemız-
dekı bugüne dek ayakta kalmış kultur
mırasımıza gelecek nesıller ıçın sahıp
çıkmaktır
ARADABIR
Dr. MAHMUT TOLON
Ayol Insancıllığı
Istanbul'da turıstler buyuk bır otel onunde ısınlıyor
Belgrad ormanlannda veya Bostancı'da kopekler ço-
cuklan kovalıyor Pencereden mutfağa gıren hayvan
hıkâyelen, havlamalı uykusuz gecelerden şıkâyetler,
apartmandakı kedı ve kopekler ve hayvan sevgısı
gundemde
Hemcınsıne ve dığer yaşayanlara karşı ınsancıl
davranan ınsan ulvıleşır, medenıdır Aynı ınsan çeşıt-
lı tehlıkelerden urken ve gıda ıhtıyacı, dınlenme ve hu-,
zur, yanı sağlığı ıçın olduren bır yaratıktır Bol durtu
ve hıssıyat, az bılgı ve duşunce dunyada doğal den-
gelen bozmuştur Istanbul'da beş yuz sene oncekı
nufusun yaklaşık ellı mıslı (') bugun aynı doğal kay-
nakları paylaşmakta, dunyada ınsanlar açlıktan ol-
mekte' Pekıyı nedır bu kedı kopek konusu ve ınsan-
cıllıkla ılgısı
9
Neslı tukenen hayvanlan korumak, tabıatı ve do-
layısıyla ınsanlığın zengınlığını korurnak yuce bır ın-
sancıl çabadır Sofradakı tavuk etının buzdolabında
uretıldığını sanmak ıse bonluktur Insanlann çoğu et
yerler ve tavuk bu amaçla yetıştırılır ve kesılır Bu ye-
tıştırme ve kesımın fennı ve hayvana ezıyet etmeden
yapılması ınsancıldır
Tavuğun kesılmesını hıç ıstememek boyu bırkaç
metreye varabılen "tenıa" ısımlı bağırsak kurdunun
farenın, yaşamını polıtık bır konu halıne getırmek, ın-
sancıllık değıl nazık bır deyımte "Ayol ınsancıllığı"
olur
Medenıyet kelımesı, bıhndığı gıbı Medıne şehrın-
den tureyen bır kavramdır Uygar ve şehırlı demek-
tır, belırlı dısıplın, ızan ve ınsaf kuralları altında bera-
ber yaşayabılme sanatıdır Turkıye'de bırçok konu-
da olduğu gıbı hayvan sevgısı konusunda da bır kav-
ram karmaşası yaşanıyor Gelın herkes tarafından
kabul edılebılecek en duşuk ortak medenıyet nokta-
lanmızı başıboş kedı ve kopekler konusunda bulma-
ya çalışalım
Kedı ve kopekler genelde ınsanm yarattığı ortam-
da yaşayan hayvanlar Denız kaplumbağası, ayılar,
fok balıkları gıbı nesıllerı azalan yaratıklar değıller
Şehırlenmızde başıboş gezen hayvanat şu anda 1)
Vahım bır pıslık ve pejmurdehk ıfadesı olarak ınsan
sağlığını tehdıt eder boyuttadır 2) Tunzmı baltala-
maktadır
Konulara açıklık getırelım Kedı ve kopek kuduz,
kıst vs gıbı bazı parazıtlenn ve hastalıkların taşıyıcısı
olabılır Bu hayvanlann gece havlamaları, belırlı za-
manlarda canhıraş mıyavlamalan, çığlıklan Nışanta-
şı, gıbı muhıtlerde bıle çop bıdonlarını devırmelerı,
saldırmalan veya sırnaşmaları her ınsanı mutlu etme-
yebılır
Turıst bır sokak koşesındekı yavru kedı veya kö-
peğe şefkat gosterebılır Duzeylı Batılı tunst, tasma-
lı, bağlı, eğıtımlı ve aşılı olduğu her halınden bellı ol-
mayan bır hayvan ıle bır plajı paylaşmak ıstemez
Lokantada ayağına surunerek dılenen kedıyı ılgınç
bulsa bıle hayvandan hastalık kapacağından tedır-
gındır Dokulen kıllarından tıksınır Ulkeye sırf bu se-
bepten tatıl yapmaya gelmeyen duzeylı bırçok ınsan
var Kendı ulkesınde plastık bır faraş ıle sokakta ke-
dı ve kopeğının (ortalığı kırletmemesı ıçın) peşınden
dolaşan ınsan nıçın kumsalı veya lokantayı bu başı-
boş hayvanlar ıle ustelık para vererek paylaşsın kı?
Yeterlı guce sahıp olmayan ıyı haltercı olamaz, ye-
terlı eğıtıme ve zekâya sahıp olmayan atom fızığını
anlamaz Başıboş kedı ve kopeklerın turızme verdık-
lerı zararın boyutunu da herkes anlamayabılır Anla-
mak zorunda da değıldır Bazı kımseler doğa gereğı
başıboş ve gecelerı suru halınde dolaşan kopeklerın
şehııierde hırsızlığı onledığını veya hayatında sıçan
gormemış olanlar, sokak kedılennın şehırlerı sıçan
ıstılasından koruduğu gıbı fikırlerle de avunabılırler
MArkasıSa.l7,Sü. Vde
Öğrenci disiplin olaylannın nedenleri
SELMA AKIL KARALLI Uzman
T
ürk eğıtım sıstemı ıçensınde, dısıp-
lın olaylan onemlı bır sorun olarak
karşımıza çıkmaktadır Gunumuz
çağdaş egıtım anlayışında oğret-
menlerden beklenen şey yalnızca
bılgı aktarmak değıl, olurrdu davra-
nışlar ve sağlıklı bır kışılık gelıştırerek gencı ya-
şama hazırlamak, ozgur duşünme ve bagımsız
davranabılme vetısını kazanabılmesını sağlama-
sında vardımcı olmaktır
Konuya bu açıdan bakıldığmda oğretmenlenn
dısıplın sağlama tutumlan, geleceğın yetışkmle-
nnın davranışlannın bır gostergesı olabıleceğı
soylenebılır Bu alanda yapılan araştırmalara ba-
kıldığmda, ozellıkle orta oğretım kurumlannda,
oğretmen-oğrencı veyonetıcı, ıletışımınıneksık-
lığı goze çarpmaktadır Oğretmenlenn, öğrencı-
len ıle sevgı, saygı ve ışbırlığıne dayalı bır ılışkı
kurma konusunda çok da çaba gosteımedıklen
ortaya çıkmaktadır Boylece oğretmen ve oğren-
cı arasında sağlıklı ve etkılı bır ıletışım kurula-
mamaktadır Yıne elde edılen bulgulara gore
okullardahepsonuçlarlaılgılenılmekte.davranış-
lann nedenlen araştınlıp, çozum yollan getınl-
memektedır Genellıkle dısıplın ve ceza kavram-
lannın bırbın ıle kanştınldığı görulmektedır Oy-
sa ıkısı farklı kavramlardır Gunluk yaşamımız-
dadısıplın kavramı, duzen yasaklara uymave ıta-
at anlamında kullanılmaktadır Bu anlamda eğı-
tımde dısıplın metotlannın 1800'lu > ıllarda okul-
larda uygulandığını gormekteyız
Gunumuz çağdaş dısıplın anlavışında ıse zor-
lama, ceza, sertlık gıbı kavramlar ve uygulama-
lar yoktur Aksıne çağdaş dısıplın anlayışında,
dısıplın kavramı, çocuğun sağlam kışılıklı çev-
resı ıle uyum sağlayabılen kendıne guvenen bır
bıre> olarak yetışmesı ıçın onem taşıyan sağlık-
lı tutumvekurallanıçenr Kısaca dısıplın, uygar-
ca yaşamanın ve başanlı olmanın bıryoludurde-
nılebılır Kışının eğıtımı soz konusu olduğunda,
zorunlu olarak dısıplıne edılmesı gerekmektedır
Fakat aynı şey "ceza" ıçın geçerlı değıldır Bazen
ceza, dısıplın oluşturmada >ardımcı olabılır, an-
cak eğtfım ıçın zorunlu bır mantıksal koşul de-
ğıldır Eğıtımıngorevıcezalandıımak değıl, eğıt-
mektır
Ceza, sorunu çözmenın yolu değıldır Yanlış
davranışı sındırmek ıçın bılınçlı olarak kullanı-
lan bır olgudur Cezanın gerçekten etkılı olabıl-
mesı ıçın doğru bır bıçımde venhnesı gerekır
Ceza ıstenılmeyen davranışı yok ettığı olçude,
ceza olarak ışlev gorur Bu etkıyı yaratmayacak
ceza venlmemelıdır Hıç kuşkusuz, en etkısız ce-
za ıse fizıksel cezadır En etkılı yol ıse öğrencı-
lere sevgı ıle kıbar ve hoşgorulu bır bıçımde yak-
laşmaktır
Tarafımdan bu konu ıle ılgılı yapılmış olan
araştırmada, ılgınç sonuçlareldeedılmıştır Araş-
tırmada oğrencı dısıplın olaylannın çıkış neden-
len dort başlık altında toplanmıştır
A- Egırim sisteminin kendisinden kaynaklanan
disiplinolavlan;
- Sınıflann kalabalık olması
- Sosyal etkınlıkler ıçın fızıkı koşullann yeter-
lı olmaması,
- Rehberlık servıslennın yetennce yaygınlaş-
tınlmaması,
- Programlardakı konulann oğrencılenn ılgısı-
nı çekmemesı
B- Okul vonetiminden kavnaklanan disiplin
olavlan;
- Idarecılenn baskıcı >onetım anlayışı,
- Okul ıdaresı - aıle ışbırlığının eksık olması
C- Oğretmenlerden kavnaklanan disiplin ola>-
lan;
- Oğretmenın tutumu (demokratık, baskıcı,
hoşgorülü) gıbı kışısel ozellıklen.
- Kışısel vetersızlığı, pedagojık formasyon,
branş bılgısının yetersızlığı,
- Ahlakı değerlennın farklı olması,
- Oğretmen - velı öğrenci ılışkılennın yetersız
olması.
- Sosyo-ekonomık dûzeyının yetersız olması
D- Öğrencüerden kavTiaklanan disiplin olayla-
n;
- öğrenci aılelennın yeterh eğıtıme sahıp ol-
maması,
- Arkadaş çevresındekı ınsanlann ıyı alışkan-
Iıklan olmaması,
- Öğrencılenn ergenlık sorunlan,
- Öğrenci velılennın gereklı ılgıyı gostermeme-
sı
Dısıplın olaylannın onlenebılmesı ıçın bu araş-
tırmada şu onenler sunulmuştur
1 - Dısıplın olaylannın önlenmesınde en önem-
lı faktör, oğretmen - oğrencı arasında sağlıklı bır
bıçımde gelışecek olan ıletışım ve etkıleşımdır
2- Oğrencılenn külturel, psıkososyal doyum-
lannı sağlayabıleceklen ve boş zamanlannı de-
ğerlendırebıleceklen olanaklar yaratılmalıdır
3- Okullardakı rehberlık servıslen yaygınlaş-
tınlmalı ve ışler duruma getınlmelıdır
4- Oğretmen - velı - oğrencı ve okul ıdaresı -
aıle ışbırlığının gelıştınlmesı ıçın çeşıtlı vontem-
ler araştınlmalıdır
5- Okul yonetımı oğrencılere karşı daha de-
mokratık ve daha az baskıcı olmalıdır Öğrenci
ıdarecıden korkmak yenne ona saygı duymalıdır
6- Yonetıcılerhızmet ıçı eğıtımden geçınlerek
çağdaş eğıtım vontemlennı egıtım oğretım et-
kınlıklenne yansıtılmalıdır
Sonuç olarak oğrencıler geleceğe hazırlanan
kendısıne goruşlenne deger veolen bır toplum-
sal güç olarak gorulmelıdır Bu anlamda kendı-
sı ıle ılgılı kararlann alınmasında katılımlan sağ-
lanmalı ve geleceğın yetışkınlenne çeşıtlı bıçım-
lerde sorumluluklarvenlmelıdır
KAYNAKÇA
AKIL, Selma, "Izmır ılmdekı lıse mudurlen-
nın ve oğretmenlenn oğrencı dısıplın olaylanna
ılışkın tutumlan", DEU Sosval Bılımler Enstıtu-
su, Yayımlanmamış Yuksek Lısans Tezı, Izmır,
1992
TARTIŞMA
Terör ve Çiller
aşbakan
Çiller'ın bır
sureonce
DYP
gmbunda,
daha sonra
da Sılopı de terörle ılgılı
yaptığı bazı
değerlendırmeler oldukça
şaşırtıcı Sayın Çıller'e
gore teror' demokrası
ortamında yeşenyor Bo> le
olduğu ıçın sadece bızde
değıl demokrasıyle
yonetılen pek çok ulkede
de 'teror' olgusu
yaşanıyor Bunlan dıkkate
almadan ya da gormezden
gelerek kımsenın bıze
"demokrasi ve insan
haklamlaıtgili
eksıklerinızı lamamlavın"'
demeye haklan yokmuş'
Anlaşılıyor kı Sayın Çiller
çoğu yerde gundeme gelen
demokratık bazı eylemlerle
'teror' eylemlennı
bırbınne kanştınyor
Demokrası olunca her
şeym bıteceğını, tûm
ışlenn bırden duzeleceğını
'eylem' olgusunun
duracağını sanıyor Hak
aramada, ıstemede, 'ben de
vanm' ya da 'biz de vanz'
demede ışletılen yuzlerce
yontemın varlığını
unutuyor Ya da bır
başbakan olarak boyle
düşünmek. 'eylem'
olgusuna boyle bakmak
onun da ışıne gelıyor
Tüm bunlar doğru
değerlendırmeler değıl
Yıllardır 'teror olgusunda
ılk sıralardakı yennı
bırakmayan ulkemızın
başbakanı bovle
duşunmemeh Onun
yapacağı ılk ış, terore ve
teronst eylemlere 'dogru'
tanılar koymaktır Terore
ve teronste 'doğru tanı'
koymadan terorle
mucadele etmenın
yontemını bulamayız
Yıllardır en onemlı
eksığtmız bu Bu yanlışı
hemen duzeltmelıyız
Yanlıştan donduğumuz
yenn 'kâr' olacağını
unutmamah) ız
Oyleyse öncelıkle 'teror'
olgusuna bır 'tanı'
kovalım Hangı eylemın
demokratık eylem,
hangısının 'teror" eylemı
olduğunda anlaşalım Eğer
bır ey lem, onceden
saptanan kurallara uygun
yapılı>or 'u\an' ya da 'bız
de vanz' deme amacı
taşıyorsa, 'zor kullanma'
yapılmıyorsa bu e> lem
demokratık bır eylemdır
Teror eylemlennde
onceden saptanan ve
bılınen bır kural yoktur
Daha doğnısu 'teror' kural
tanımaz Amacına varmak
ıçın tum kurallan yakar
yıkar Ama boyle de olsa,
teror bır "hak' arama ya da
ısteme yontemıdır 'Ben de
vanm' ya da "bız de vanz'
deme olgusudur Bu olgu
ınsanlığın var' olduğu gun
vardı Bugun var
Yarmlarda da olacaktır
Bunu boyle bılmelıyız ve
kendımızı buna gore
hazırlamalıyız Bu
olgunun. yanı teronst
davranışlann
demokrasılenn
yaratılmasını. yaşama
İconmasını sağlayan
etkenlerden bın olduğunu
da unutmamalıyız Sadece
yaşama geçıren
etkenlerden bın değıl a>nı
zamanda demokrasılenn
devamlılığını ve ışleyışını
de yonlendıren onemlı bır
etkendır Dığer bır deyışle
'teror', demokrasılenn
'denge' göstergesıdır
Sosyal ılışkılerde,
demokratık yontemlerde
'denge' bozulduğu zaman
'teror' devreyegırer
Denge duzelınce devreden
çıkar Durum bu olunca
terorle mucadele etmek
ısteyenlenn yapacağı ış
yaşamda dengeyı
bozmamaktır Teronstı
terore ıten ya da teror
eylemlennı yaratan
nedenlen bulmaktır
Bunu yapmadığımız ıçın
yıllardır terorle
mücadeleden bır 'sonuç
1
alamıyoruz
Aylardır parlamentomuzda
'terörle mucadele yasası"
uzennde tartışmalar
surduruluyor Oysa terorle
mucadelenın yasası olmaz
Terorle mucadelenın
'yontem'ı olur Bu da
terorle. teronstlerle değıl
teroruveteronstlerı
yaratan nedenlerle
mucadeledır Yaşamdakı
dengelen bozan neyse
odur
Şunu unutmayalım ya da
gozardı etmeyelım
Teronst, kelleyı koltuğuna
alan adamdır "Ferman
padişahınsa dağlar
birimdir" dıyendır Boy le
bın ıle savaşı
seçmemelıyız Onu dağa
çıkaran ya da kelleyı
koltuğa aldıran 'ferman''
uzennde durmalıyız
NivaziUnsal
PENCERE
Konuşmalar...
Mosyo Veneranda'yı tanımazsınız, bu ganp adam,
bır vakıtler yonettığım "Dolmuş" adlı mızah dergısı-
nı karıştınrken yıllar sonra yıne karşıma çıktı
•
Mosyo Veneranda evın onunde durdu, kapalı pen-
cerelerı seyrettı, sonra bınsını çağıracakmış gıbı şoy-
lece donerken uçuncu kattan bır bay, başını uzatıp
sordu
- Anahtarınız yok m u '
Sesını duyurmak ıçın bağınyordu, Veneranda da
avazı çıktığınca bağırarak yanıtladı
- Haytr, anahtanm yok'
Uçuncu kattakı bay yıne bağırdı
- Kapı kapalı, değıl mı?
Veneranda
- Evet, dedı, kapalı
Uçuncu kattakı
- Oyleyse sıze anahtan atayım
Veneranda
- Nıye atıyorsunuz7
Uçuncu kattakı bey açıkladı
- Kapıyı açmak ıçın
- Iyı, dedı Veneranda bır kapıyı açmak ıçın elbet-
fe anahtar gereklıdır
- Ama, gırmek ıstemıyor musunuz'?
Veneranda çevresıne baktıktan'Sonra
- Ben mı, dıye sordu, gınp de ne yapacağım?.
Yukandakı adam şaşkın
- Ne mı yapacaksınız?
Duşundu, sonra ekledı
- Burada oturmuyor musunuz?
- Hayır, burada oturmuyorum
- Pekı ama, oyleyseanahtarı neden ıstıyorsunuz?
Veneranda
- Kapıyı açmamı ıstedığınıze göre, anahtara gerek-
sınım var, kapıyı pıpomla açacak değılım ya'
- Ama, ben kapıyı açmanızı ıstemedım kı1
Kapı-
nın onunde duraksadığınızı gorerek burada oturdu-
ğunuzu duşundum
- Nıye, dedı Veneranda burada oturanlar kapının
onunde duraksarlar mı7
- Anahtarları yoksa, evet.
Veneranda bağırdı
- Benım de anahtanm yoktu
1
Bınncı katın penceresı açıldı, bır başka kıracının ba-
şı gorundu
- Neden bağırıyorsunuz'? dıye lafa kanştı
- Bağınnakzorundayız, dedı Veneranda, yavaş ko-
nuşunca anlaşılmıyor
Bınncı kattakı bay
- Bağırınca anlaşabılıyor musunuz?
- Hayır
- Pekı ne ıstıyorsunuz?
Veneranda
- Uçuncu kattakı baya sorun
1
Ben bır şey anla-
madım önce kapıyı açmamı ıstedı, anahtan ata-
caktı, sonra vazgeçtı Sonunda kapının onunde du-
raksadığım ıçın bu evde oturmam gerektığını ılerı
surdu, sız de kapının onunde duraksar mısınız?
Bınncı kattakı bay
- Ben mû Asla
1
Hem neden duraksayacakmı-
şım?
Mosyo Veneranda
- Uçuncu kattakı bay bu evde oturan herkesın du-
raksadığını ıddıa edıyor da
Sonra ekledı
- Neyse, bu benı ılgılendırmez
Mosyo Veneranda hafıfçe eğılıp başıyla selam ve-
rerek kapının onunden uzaklaştı
Delılerın arasına duştuğu sanısına kapılmıştı
•
Kımı zaman uç kışı konuşur, ama, anlaşamazlar
kımı zaman konuşanların ya da konuşmak ısteyen-
lenn sayıları çoğalır
Yukarıdakı konuşmalar sıze bır şeyler çağrıştırmı-
yor mu
9
Tamam
1
Ben de sızın duşunduğunuzu duşunuyorum
J
VEFAT
Arkadaşımız Özer Arrnın davısı,
gazetemızın eskı çalışanlanndan
değerlı arkadaşımız
NAZİF BİLEN
\efat etmıştır
Merhuma Tann'dan rahmet,
yakınlanna başsağlığı dılerız
CUMHlRt\ET ÇALIŞ4JNLARI
ZEYTİNBLRNU SULH HUKLK M4HKEMESİ
Esa^No 199<
5 2nası Karar \o 199'5'İOvası
Hakım Kadn Murat Onar 21866 Katıp ZarıfAkgun
Hukümozetı Davacı Hatun Sıncertaratından Şengul Sın
cer a \ası tavın edılmesı ıstenılmı* mahkememızce \apılan
vargılamalar sonunda Şengül Sıncer ın hacır altına alınarak
kendısıne Hatun Sıncer mahkememızın 199^ 23 \ası esas
1995 30\ası kararsavılı 24 4 199^ tarıhlı ılamı ıle \ası tavın
edılmıştır 24 4 1995 Basın 2164S
ŞIK ŞIK ARÇELİK...
Sizi, 1600 Arçelik Yetkili Sahcısı'nda, Şık Şık Arçelik'ler bekliyor!
İlk şık, değiştirme. İkinci şık, hemen teslim. Üçüncü şık, ön ödemeli, sabit fiyat garantili.
Dördüncü şık, peşin fiyatına taksitle. Hangi şık sizin hayatınızı kolaylaştıracak?
Size en yakın kampanya merkezine, yani Arçelik Yetkili Satıcısı'na gelin, kendinize uygun şıkkı seçin!
makines\
7ermosHon
Şofben