Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 1995 CUMARTESİ
HABERLER
ŞeflkHüsnü
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Komünist Partisi
(TKP) kurucu ve
önderlerinden Dr. Şefik
Hûsnü dün Feriköy'deki
mezan başında anıldı.
TKP'nin kurulduğu
yıllardaki mücadele
arkadaşlan tşçi Parhsi'nın
(İP) istanbul tl Örgülü'nün
öncülüğünde düzenlenen
anma töreninde, Dr. Şefik
Hüsnü'nün politik kişiliği
ve mücadeleci nıhu
anlatıldı. (Fotograf: UĞUR
GÜNYÜZ)
İHD, PKK'ye
çağn yaptı
• ANKARA (ANKA) -
tnsan Haklan
Derneği, Kuzey Irak
operasyonunu izleyen
gazeteciler arasında
görev yapan Reuter
Ajansf ndan Fatih
Sanbaş ve AFP'den
Kadri Gürsel'i kaçıran
PKK'ye, 'Gazetecilen
serbest bırakın'
çağnsında bulundu.
IHD Genel Sekreteri
Hüsnü Öndül, yaptığı
yazılı açıklamada,
gazetecilik çalışmalan
nedenıyle hiçbir
gazetecinin gözetım altma
alınamayacağını belirterek
"PKK. elinde bulunan
gazetecilen serbest
bırakmalıdır" dedi. Öndül,
iHD'nın ınsan haklan
hukuku yanında. insani
hukuku da esas alan
çalışma yürüttüğûne
dikkat çekerek insani
hukukun uygulanabılir
kurallanna saygı
gösterilmesini istediklerini
bildirdi.
NATO toplanüsı
• ANKARA (AA) - Kuzey
Atlantik Assamblesi Daimi
Komite toplantısı, bugün
Marmaris'te başlayacak.
NATO'ya üve 16 ülke
parlamento heyetlerinin
başkanlan ile
yardımcılanndan oluşan
daimi komite toplantısına,
assamblenin başkan ve
başkan yardımcılan ıle
sayman ve sekreterinden
oluşan assamble bürosu da
katılacak. Toplantıda Türk
heyetinin başkanlığını Fethi
Akkoç, yardımcılığını da
ANAP İstanbul
Milletvekih Cavit Kavak
yapacak. 3 gün sürecek
toplantıda, 1995 yılıyla
ilgili idari ve sıyasi kararlar
ahnacak.
DYP'de kadm ve
gençlik merkezi
• ANKARA (ANKA) -
DYP Kadın ve Gençlik
Kollanndan Sorumlu
Başkan Yardımcısı Ahmet
Küçükel, 200'ün üzerinde
kadın ve gençlik
merkezinin tamamlandığını
ve bunlann açılışlannın
önûmûzdeki günlerde
düzenlenecek bölge
toplantılan sırasmda
yapılacağını bildirdi.
Ahmet Küçükel, bir süre
önce il ve ilçelerde kadın
ve gençlik merkezleri
oluşturmak için çalışma
başlattıklannı bildirdi.
CHP'de genel
merkez sıkmtısı
• ANKARA (ANKA)-
SHP-CHP bütünleşmesınin
ardından 2 aydan fazla bir
zaman geçmesine karşıtı
halen hangi genel merkez
binasının kullanılacagına
karar verilemedi. CHP
Başkanhk Kurulu. bu
sorunun çözümü için Genel
Başkan Yardımcısı Hasan
Fehmi Güneş ile SHP
kökenlı Ünal Ozan'ı
görevlendirdi. Güneş ve
Ozan, iki genel merkez
binasını inceledikten sonra
hangisinin genel merkez
olarak kullanılmaya uygun
oldugu konusunda bır proje
hazırlayarak MY'K'ye
sunacak. Bütünleşmenin
ardından Genel Başkan
Hıkmet Çetin'in
çalışmalannı daha önce de
CHP genel merkezi olarak
kullanılan binada
yürütmesı ve iki partınin
yöneticilerinin bir arada
bulunacağı ortam
hazırlanmaması. SHP
kökenli CHP yöneticileri
arasında rahatsızlık yarattı.
Turgut Kazan, istanbul Barosu'nun 117. kuruluş yıldönümünde sert konuştu:
AdKyeye güven sarsddı• istanbul Barosu Başkanı
Turgut Kazan, insanlann
adliyenin adaletine
güvenmediğini söyleyerek "Bu
nedenle çoğu zaman hukuka
aykınlığa tespit görevi,
mafyaya emanet ediliyor. En
hatırlı kişiler bile bu yolu
seçiyor. Mahkemeye düşen
işlerde kimse avukat
kullanrrayor, 'adamını' anyor"
dedi.
İstanbul Haber Servisi - is-
tanbul Barosu'nun 117. kuruluş
yıldönümü, dün, Sultanahmet'te-
ki Marmara Üniversitesi Rektör-
lüğü'nde kutlandı. istanbul Ba-
rosu Başkanı Turgut Kazan, tö-
rende yaptığı konuşmada. avu-
katlık mesleğinin büyük bir bu-
nalımın ıçinden geçtiğinı belirte-
rek herkesin sorunlann çözümü
için uğraşması gerektiğinı. aksı
halde yarın çok geç kalınmış
olacağını söyledi.
1982 Anayasası ile baro dışı
bir avukatlık yaratıldığını belir-
ten Kazan. "Âhlaki düşüklüğü
mesleğinıize reva gören bir anla-
yış kuvvet kazandu Ov sa, sağlam
bir ahiaki yapı, avukaüık için ön-
koşuldur. Bağımsızhk, bizim bi-
rinci sorunumuzdur" dedi. Tek
sorunlannın bağımsızlık olmadı-
ğını, mesleklerinin Türkiye'de
Kazan, avukadann iş yapamaz hak gddiğini belirterek gençlerin şaşkın ve kızgın olduğunu söyledL
gerilediğini ve hatta öldüğünü
söyleyen Turgut Kazan, "Bir ke-
re hukuk eğitiminin niteliği dü-
şerken öğrenci sayısı yükseltiliyor.
Kanun hükmünde kararname-
lerte her gün yeni fakülteler açılı-
yor. Adını, yerini, sayısını bÛen
yok. Politik hesaplarla fakültek'r
kuruluvor, ders verenlerin hukuk
formasyonu bile yok" şeklinde
konuştu.
Yargıda bugün için yaşanan
bunalımın doğrudan meslekleri-
ni etkilediğini öne süren İstanbul
Barosu Başkanı Kazan, konuş-
masında şu görüşleri dile getirdi:
"Açık söylüvorum. insanları-
mız adliyenin adaletine güvenmi-
yor. Bu nedenle çoğu zaman hu-
kuka aykınlığa tespit görevi,
mafyaya emanet ediliyor. En ha-
tııiı kişiler bile bu yolu seçiyor.
Mahkemeye düşen işlerde kimse
avukat kullanmıyor. 'adamı-
nı'arıyor. Avukata iş gelmiyor.
Geçim zorlaşıyor. Yeni başlayan
arkadaşlanmız şaşkın ve kızgın."
Bu durumun baş sorumlusu-
nun devlet olduğunu söyleyen
Turgut Kazan. şöyle konuştu:
"Maliye, avukata salt vergi gö-
züyle bakıyor. Hayat standardı
yetmedi, şimdi de serbest muha-
sebeci ile anlaşma mecburiyeti
getiriyor. Ağır bir geçim sorunu
yaşiyorsak, müvekkilimize o
oranda yardımcı olamıyoruz.
Devlet ise bu gerçeği görmezlik-
ten geliyor. Sanki, Türk avukat-
lanna savaş ilan etmiş. Nitekim
özeUeştirmeyle ilgili danışmanlık
işlerini ısraria yabancı hukuk bü-
rolanna verip 100 milyon dolan
bulan ücreti onlara ödüyor. 117
yıluk bir kunımun deneyiminden
faydalanmıyor. 'Neden böyle ya-
pılıyor' diye soran yok. Türk
avukatına güven mi duvmuyor,
yoksa yabancılara bir mecburiye-
ti mi var? Hepimiz mevcut çeİiş-
kiyi görelim ve gkkrmeye çahşa-
lım. Devletin en önemli görevle-
rinden biri. hukuka aykırılığı
saptama görevidir. Bu görevin
sağlıklı yapılabilmesi için ege-
menliğin millete ait olması, ba-
gımsız ve iyi işleyen bir yargının
bulunması ve hukuka aykırılığı
saptarken insan haklanna dayalı
bazı ölçü ve ilkelere uyulması
şarttır. Biz çökiişü ve tehlikeyi
haber veriyoruz. Başta koaüsyon
hükümeti olmak üzere, bütün si-
yasal partileri uvanyoruz."
Törende stajını tamamlayarak
mesleğe yeni adımını atan avu-
katlara yemin ettirilerek ruhsat-
ları verilirken, avukatlıkta 35
yılını tamamlamış avukatlara
plaket verildi.
Emniyet'ten Alevi
derneklerine uyan
• İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne çağnlan Alevi
dernek başkanlan Demekler Masası Müdürü
Hüseyin Arpa tarafından izinsiz toplantı ve eylem
yapmamalan konusunda uyanldılar. Alevi demek
başkanlan ise polisin çifte standart
uygulamalanndan yakındı.
MtYASE İLKNUR
lstanbul'daki Alevi
derneklerın başkanlan,
tstanbul Emniyet Mü-
dürlüğü'ne çağrılarak
Dernekler Masası Müdü-
rü Hüseyin Arpa tarafın-
dan yasalan zorlamama-
lan konusunda uyanldı-
lar. İki saat süren toplan-
tıda dernek başkanlan da
polisin yanli uygulama-
lan ile Alevi ve solculara
karşı düşmanca tutumun-
dan yakındı.
Önceki gün İstanbul
Emniyet Müdürlü-
ğü'nden bir çağn alan
Karacaahmet Sultan
Derneğı BaşkanıMeh-
met Başaran. Şahkulu
Sultan Demeği Başkanı-
Mehmet Ali Yılmazkaya,
Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği İstanbul Şube
Başkanı Cafer Doğan.
Kadıköy Hacı-Bektaş
Kültür Derneği Başkanı
Kemal Şeker. Gazios-
manpaşa Hacı-Bektaş
Kültür Derneği Başkanı
Hüseyin Gülen ve Pir
Sultan Canlar Derneği
Başkanı Muharrem Coş-
kun Vatan Caddesi'nde-
ki yeni Emniyet Müdür-
lüğü binasında toplandı-
lar. Toplantıya Emniyet'i
temsilen Dernekler Ma-
sası Müdürü Hüseyin
Arpa katıldı.
Hüseyin Arpa, dernek
başkanlarına hitaben
yaptığı konuşmada, izin-
siz bildiri, gösteri yürü-
yüşü ve toplantı yapıl-
mamasını, miting veya
toplantı yapılırken ge-
reklı yasal formalitelerin
mutlaka tamamlanmasını
istedi ve aksi takdirde
haklannda yasal işlemler
yapılabileceğine dikkat
çekti.
Derneklere üye kaydı
yapılırken dikkat edilme-
si konusunda da uyanda
bulunan Arpa, daha son-
ra dernek başkanlarına
yansızlık sözü verdi.
Dernek başkanlannın
tamamına yakını, polisin
yaniı tutumundan yakın-
dı. Taksim mitinginde
şeriat isteklilerine en
ufak bir müdahalede bu-
lunmayan polisin, 1 Ma-
yıs'ta ve memur mitin-
ginde vatandaşlara farklı
davrandığina dikkat çe-
ken başkanlar, polisin si-
lah kullanmasını da kı-
nadılar
Yılmaz: Harekât siyasi
açıdan başsız kaldı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, "Türk Silahlı
KuvvetlerTnin, harekâtın
amacı ile ilgili olarak va-
pılan iik açıklamada be-
lirtildigi gibi PKK kamp-
ları boşaltıldı, terör
kampları temizlendiyse
derhal çekilmesi gerekti-
ğini" söyledi. Yılmaz.
"Ancak, besbelli, hükü-
metin, askerin geri çekil-
mesinden sonrası için
alınmış bir tedbiri yoktur.
Eğer, harekât sınırlı tu-
tulmuşsa bu, harekâtın
büyüklüğü ile mütenasip
degir dedi.
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. parti ge-
nel merkezinde düzenle-
diği basın toplantısında,
Avrupa Parlamento-
su'nun Türkıye'nin ku-
zey Irak'tan çekilmesine
yönelik kararını değer-
lendirdi.
Türkiye"nin uluslarara-
sı platformda hiçbir dö-
nemde olmadığı kadar
yalnızlığa itildiğini ileri
süren Yılmaz, Türki-
ye'nin dost ve müttefiki
olan ülkelerin de Türki-
ye'ye yönelik tavırlannın
giderek sertleştiğini söy-
ledi.
Türkiye'nin dışarıdan
hükümetsiz, başsız dar-
madağınık bir görüntü
sergilediğini anlatan
ANAP liden Yılmaz, hü-
kümetin kontrolü elinden
kaçırdığını ileri sürdü.
O c a k ' m y a k ı n l a n a ç l ı k g r e v i n d e 2
J ^
cak için yakınlan dün CHP tl BaşkanJığı'nda bir basın açıklaması düzenledüer. Dört gündür CHP tl
Başkanuğı'nda açlık grevi yapan vakınlan. Hasan Ocak. savcılığa çıkıncava kadar evlemlerine devam
edeceklerini açıkladılar. Hasan Ocak'ın kardeşi Hüseyin Ocak, Emniyet Müdürlüğıi'nün kardeşinin el-
lerinde olduğunu kabul etmemelerine karşın, Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'ndeOcak'ı gören-
lerin olduğunu iddia etti. (Fotograf: KEREM 1LGAZ)
Polisin 'pmvokatörleri'ni
hâldm serbestbımktı• Gazi Mahallesi'nde gözaltına alınan ve
basına olaylan provoke ettiği ileri sürülerek
suçlu olarak tanıtılan 11 kişi sorgu
hâkimliğince suçsuz bulunarak serbest
bırakıldı.
Zeynep Aytemur'un provokatör olmadığı anlaşıldı.
Güneydoğu 'da Hi:jbullah operasyonu
Dİ\ARBAKIR/ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - Mardin ve
Nusaybın ıle Şanlıurfa'nın Suruç
ılçesinde sürdürülen operasyonlarda
öldürme, yaralama ve çeşitli şiddet
eylemlerine katıldıklan ileri sürülen
"Hizbullah" örgütü üyesi 37 kişi
gözaltına alındı. Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'nden yapılan
açıklamaya göre kamuoyunda
"Hizbullah" olarak adlandınlan
örgüt militanlannın etkisiz duruma
getinlmesi ve faıli meçhul olaylann
aydınlatılması amacıyla
gerçekleştiren operasyonlar
sırasında, Mardin'in Nusaybın
ilçesinde 26 kişi gözaltına alındı.
Polis açıklamasına göre. gözaltına
alınanlann gösterdikleri hücre
evlelerinde ise 4 uzun namlulu
silah. 14 tabanca, bir el bombası,
tabanca iğneleri ve bu iğnelerin
değiştırilmesi amacıyla kullanılan
malzemeler. bazı şifreler ve eylem
planlan. mikro teyp ile örgütsel
dokümanlann ele geçirildiğı
bildirildi.
Gerçekleştirilen eylemler
Yapılan soruşturmalar ve sanıklann
görgü tanıklanyla
yüzleştirilmelerinden; Mardin,
Gaziantep ve Nusaybin'de çeşitli
tarihlerde 54 öldürme, 18 yaralama,
11 adam kaçırma ve otomobil
yakma, silahlı baskın düzenleme,
bombalama olmak üzere 88 eyleme
katıldıklan ileri sürüldü. Bu arada
operasyonlar sırasında örgüt
militanlannın kaçınp hücre evinin
bodnım katına gizledıklen savlanan
bir vatandaş da kurtanldı.
Soruşturmalan tamamlanarak adli
mercilere sevk edilen sanıklar
tutuklandı. Şanlıurfa Valiliği'nden
yapılan açıklamada da Suruç
ilçesinde yasadışı Hizbullah
örgütüne yönelik gerçekleştirilen
operasyonlarda, örgüt ıçerisınde
silahlı faaliyet yürüttüklen. örgüt
mensuplanna yardım, yataklık ve
kuryelik yaptıklan iddiasıyla 11
sanık gözaltına alındı.
Açıklamada, sanıklarla birlikte
çeşitli çap ve markada 8 tabanca ile
çok sayıda şarjör ve mermi ele
geçirildiğı bildirildi. Sanıklar, adli
makamlara sevk edilerek tutuklandı.
AYŞE YILDIRTM
Gazi Mahallesi'nde mey-
dana gelen olaylarda "pro-
vokatörlük" yaptıklan ge-
rekçesiyle gözaltına almdı-
lar. Mahkemeye bile çıka-
rılmadan basına "suçlu"
olarak tanıtıldılar. 11 gün
gözalhnda tutulduktan son-
ra serbest bırakıldılar. Şim-
di soruyorlar, "İnsan Hak-
lan Bakanı bizim suçsuz ol-
duğumuzu kabul ediyor.
tçişleri Bakanı, neden 'pro-
vokatörler yakalandı' diyor.
Hangi dayanak bu? Olayla
ilgisi olmayan insanlar teş-
hir edilerek kendilerini mi
aklamaya çahşıyorlar?"
Zeynep Aytemur, 35 ya-
şında. Maltepe'de otunıyor.
Stajyer avukatlık yapıyor.
28 mart salı günü eşi Ka-
zım Koç'la birlikte Kartal
Belediyesi'nin altında bu-
lunan bır pastanede çay iç-
tikten sonra göz doktoruna
gıtmek için kalkıyorlar. Sa-
at 12.25. Pastaneden çıktık-
tan sonra birkaç adım at-
mışlardı ki siv il giyimli, el-
lerinde sılah bulunan bır
kaç kişi üzerlerine saldırdı.
Yaka paça sivil plakalı bir
minibüse bındirildiler.
"Bize polis olduklarını
söylediler" dıyor Zeynep
Aytemur. "Niçin alındıgunı-
zı sorduğumuzda hakkı-
mızda ihbar olduğunu, bu-
nun dışındaki bilgileri gide-
ceğimiz yerde cevaplandıra-
caklannı söy lediler."
Zeynep Aytemur ve Ka-
zım Koç. Aksaray'daki yeni
Emniyet bınasına getiril-
diklennde gözleri bağlandı.
Sonra sorgulamaya geçildi.
Yüzünü görmedikleri bir
ses sürekli, "12 mart gecesi
ne yaptınız'' diye soruyor-
du."
Aytemur ve Koç, "Evde
olduklannı, Gazi Mahalle-
si'ne gitmediklerini" söylü-
yorlardı. Ama, karşılann-
daki ses ısrar ediyordu:
"12 mart günü Gazi'de
kahvelerin taranmasından
sonra Okmeydanı'nda hal-
kı Gazi'ye toplanması için
laşkırttınız.1
' Aytemur, staj-
yer avukatlık yaptığıru söy-
ledikten sonra bu kez eko-
nomik kaynaklan sorgulan-
maya başlandı. u
Ne kadar
para kazamyorsunuz? Nasıl
geçinij'orsunuz?"
Aytemur'un 4.5 yaşmda
bir İcızı vardı. Evde tek ba-
şınaydı. Bir süre sonra po-
lislerle biriikte evine geldi.
Çocuğunu alıp annesine bı-
raktıktan sonra yeniden
Emniyet Müdürlüğü'ne gö-
türiildü. Bu kez kendisinin
"MLKP-K üyesi olduğu
söyleniyor. Ve bu örgüt hak-
kında bilgi vermesi isteni-
yordu." Aytemur, suçlama-
lann hiçbirisini kabul etme-
diklerini söylüyor ve şöyle
devam ediyor:
"Klasik işkence yöntem-
lerine başvurdular."
"Provokatör" diye gözal-
tına alman diğer 11 kişi gi-
bi Aytemur ve Koç da açlık
grevine başladılar. Ifade
vermeyi reddedince, savcı-
lığa sevkedıldiler. Sorgu
hakimliğı. Aytemur ve eşi
Koç'la birlikte gözaltına
alınan Suna Yaşar, Hülya
Kuvat, Tuncay Işık ve
Mehmet Kırmtagiirü ser-
best bıraktı.
CUMARTESt
YA23LARI
ATAOL BEHRAMOGLU
Kürtler ve Tüpkler.
Birleşik Sosyalist Parti, 25-26 Mart 1995 tarihle-
rinde "The Marmara" Oteli toplantı salonunda
"Düşünce Özgürlüğü" anabaşlığıyla bir forum dü-
zenledi. Dört oturumdan oluşan forumda, iki gün
süresince, siyasi parti, sendika, meslek örgütü ve
dernek temsilcileri, yazarlar. akademisyenler, sa-
natçılar, yazılı ve görsel basın mensupları konuş-
malar yaptılar. Konu, esas olarak "Kürt soru-
nu "ydu...
Ben, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı kimli-
ğimle, ikinci oturumda yaptığım konuşmaya şu
cümleyle başladım: "Bu sabah öğrendiğime göre,
Kürt dilinin en eski yazılı edebiyat üriınleri, 7. yüz-
yıla uzanmaktadır..." Dinleyicilerin "bu sabah öğ-
rendiğime göre" sözleriyle başlayan şaşkınlığını
sonraki cümlelerle arttırarak Kürt edebiyatı tarihi-
nin kısa bir özetinı yaptım. Sonra, salondaki mera-
kı giderdim: Bütün bu bilgileri gerçekten de öğle-
den sonra yapacağım konuşma için, o sabah, ya-
bancı dılde bir ansiklopediden edinmiştim...
Ve konuşmamın bu gıriş bölümünü şu sözlerle
tamamladım: Eğer Kürt kökenli milyonlarca insanın
yaşadığı bu ülkede, Yazarlar Sendikası Başkanı ol-
muş bir yazar, Kürt edebiyatıyla ilgili bilgileri o sa-
bah bir ansiklopediden edinmişse, Türkiye'de
Kürtlerle Türkler arasındaki sorunlann kaynağını
başka bir yerde aramaya gerek yoktur...
Sonra, kendime daha fazla haksızlık etmiş olma-
mak için, orada bulunan dinleyicilerin bazılarının
da yabancı olmaması gereken bir olgudan söz et-
tim: 1970 yılında, iki kurucusundan biri olduğum
"Halkın Dostları" dergisinde, Kürt halk şiirinden ve
klasik Kürt şiirinden ömekleryayımlanmıştı... Çevi-
rileri de Kürtçe asıllarından değil, ama başka ya-
bancı dillerden ben yapmıştım. Sonra bunlardan
bazılan, "Kardeş Türküler" adli kitabımda da yer
almıştı...
Daha sonra, bu kez Kürtçe asıllanndan Türkçe-
ye, daha önemli çeviriler yapılmıştı. Ahmede Ha-
ni'nin "Mem û Zin"\. Ciğerhun'un şıirteri gibi... Fa-
kat bu çabalar da klasik ya da modern Kürt edebi-
yatının Türkiye'de tanınması için yeterli değildi.
Kaldı ki, "Mem û Zin" ve yanılmıyorsam eğer Ci-
ğerhun'un şiirleri de kovuşturmaya uğramaktan
kurtulamamış, kitaplar toplatılmıştı...
•••
"The Marmara "daki konuşmamda da belirttiğim
gibi konu, kişisel çabaların. kimi aydınlann iyi niye-
tinin çok ötesinde, eğitim sıstemimizle, ondan da
öte, devletin genel politikasıyla ilgili boyutlar taşı-
maktadır. Mustafa Kemal'in, 1 Mayıs 1920 tari-
hinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı,
"Türk Miiletini Teşkil Eden Müslüman öğeler Hak-
tonda" başlıklı konuşmasına göz atalım:
".... Burada maksut olan ve Meclis-i âlinizi teşkil
eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes de-
ğildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat
hepsinden mürekkep anasır-ı Islamiye'dir, samimi
bir mecmuadır (topluluktur).... Binaenaleyh muha-
faza ve müdafaasiyle iştigal ettiğiniz millet bittabi
bir unsurdan ibaret değıidir. Muhtetif anasır-ı Isla-
miye'den mürekkeptir. Bu mecmuayı teşkil eden
her bir unsur-u Islam, bizim kardeşimiz ve menafıi
(çıkarian) tamamiyle müşterek olan vatandaşımız-
dır...." ("Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri" I, Türk
Tarih Kurumu Basımevı, 1961. Sayfa 73-74).
•••
1920'de yapılan konuşmada, "millet'i oluşturan,
ortak çıkarları olan, fakat aynı zamanda da farklı
"ırkf", "ıçtimai", "coğrafi" hukuka sahip "vatan-
daş"lardan söz edilmekteyken; sonraki yıllarda,
neredeyse saf bir Türk ırkı yaratma yönünde çaba
harcanmıştır... Güneş-dil teorilerini başka türlü
açıklama olanağı yoktur. Günümüzde Kürt Enstitü-
sü üyesi, Kürt dili ve edebiyatı uzmanı Sayın Fakih
Hüseyin, aynı oturumda yaptığı heyecanlı, cesur
ve ıçerikli konuşmada, son zamanlarda kullanmak-
tan pek hoşlandığımız "mozaik" kavramını yerden
yere vurarak şöyle dedi: "Bu nasıl bir mozaiktir ki,
bir parçası ışıldatılmaktayken öteki parçası karartıl-
maktadır?.." Dürüstçe düşünüldüğünde, Fakih Hü-
seyin'in sorusuna verilecek bir yanıt yoktur...
• • •
Şimdi, BSP'nin forumunda yaptığım konuşmada
da dile getirmeye çalıştığım düşüncelerimi özetle-
mek istiyorum:
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşamakta
olan halk, çeşitli etnik topluluklardan oluşmuştur.
Dinsel inanç farklılıklan da söz konusudur. Güney-
doğu Anadolu'da yakılmış köylerin görüntüsü ka-
dar, Kurtuluş'ta, Büyükada'da terk edilmiş Rum
evlerinin görüntüleri de hazindir. Bu ülkenin kültü-
rüne, uygarlığına, Ermeni, Musevi vb. kökenli in-
sanlann katkılarını yadsımak ayıptır ve günahtır.
Katışıksız bir Türk ırkı yaratma çabası boşunadır,
bilimsel değildir. Katışıksız hemangi bir ırktan söz
etmek, hele Anadolu gerçekliğinde, anlamsızdır,
boş ve üstelik tehlikeli bir çabadır. İrkçı, Turancı,
"Çin Seddi'nden Adriyatik Denizi'ne'd söylemleri
ve hayalleri bir yana bırakmak; bu ülkede, bu ülke-
nin insanlannın ortak çıkarlannda, ortak duygu ve
hayallerinde, uygar, çağdaş bir Türkiye yaratmak;
yurtsever olmanın hiç kuşkusuz ki en önemli ve
acil koşuludur. Türkiye devletinin ulusal eğitim po-
litikası bu açılardan bir kez daha gözden geçirilme-
lidir. Bu ülkenin insani, önce kendisini oluşturan
unsurları tanımak, anlamak, bilmek zorundadır.
Farklılıklann sevgiyle kabul edildiği, zenginleştirici
bir olgu olarak görüldüğü böyle bir anlayışla çağ-
daş bir ulus sentezine doğru cesur adımlar atılma-
ya başlandığı ölçüde, aynlıkçı, şiddet yanlısı unsur-.
lann etkisizleşmeye başladığı görülecektir.
'Barış afişi'ne
özgürlük davası
tstanbul Haber Servisi -
Sanatçı Şanar
Yurdatapan. tstanbul
Valiliği'ne karşı açılan
davada, 2911 sayılı
Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Yasası'nın
anayasaya aykın olduğu
itirazında bulunarak
iptalini istedi. Banş
tnisiyatifi'nin Banş
Haftası etkinlikleri
çerçevesinde hazırladığı
afişin, tstanbul
Valiliği'nce yasaklanması
üzerine, İstanbul 5. ldare
Mahkemesi'nde açılan
iptal davasında davacı
olarak ifade veren
Yurdatapan, üzerinde 5
dilde 'Banş' yazan afişin
yasaklanmasından utanç
duyduğunu söyledi.
Buutancın, 12 sene
vatandaşhğından mahrum
bırakıldığı ülkesinde,
banşın yasaklanmasından
kaynaklandığını dile
getiren Şanar Yurdatapan,
hukukun üstünlüğüne
güvenmek istediğini
belirterek "Yasalann
anavasay-a aykm
olmaması gerekir" dedi.