05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 1995 CUMARTESİ HABERLER ŞeflkHüsnü • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Komünist Partisi (TKP) kurucu ve önderlerinden Dr. Şefik Hûsnü dün Feriköy'deki mezan başında anıldı. TKP'nin kurulduğu yıllardaki mücadele arkadaşlan tşçi Parhsi'nın (İP) istanbul tl Örgülü'nün öncülüğünde düzenlenen anma töreninde, Dr. Şefik Hüsnü'nün politik kişiliği ve mücadeleci nıhu anlatıldı. (Fotograf: UĞUR GÜNYÜZ) İHD, PKK'ye çağn yaptı • ANKARA (ANKA) - tnsan Haklan Derneği, Kuzey Irak operasyonunu izleyen gazeteciler arasında görev yapan Reuter Ajansf ndan Fatih Sanbaş ve AFP'den Kadri Gürsel'i kaçıran PKK'ye, 'Gazetecilen serbest bırakın' çağnsında bulundu. IHD Genel Sekreteri Hüsnü Öndül, yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilik çalışmalan nedenıyle hiçbir gazetecinin gözetım altma alınamayacağını belirterek "PKK. elinde bulunan gazetecilen serbest bırakmalıdır" dedi. Öndül, iHD'nın ınsan haklan hukuku yanında. insani hukuku da esas alan çalışma yürüttüğûne dikkat çekerek insani hukukun uygulanabılir kurallanna saygı gösterilmesini istediklerini bildirdi. NATO toplanüsı • ANKARA (AA) - Kuzey Atlantik Assamblesi Daimi Komite toplantısı, bugün Marmaris'te başlayacak. NATO'ya üve 16 ülke parlamento heyetlerinin başkanlan ile yardımcılanndan oluşan daimi komite toplantısına, assamblenin başkan ve başkan yardımcılan ıle sayman ve sekreterinden oluşan assamble bürosu da katılacak. Toplantıda Türk heyetinin başkanlığını Fethi Akkoç, yardımcılığını da ANAP İstanbul Milletvekih Cavit Kavak yapacak. 3 gün sürecek toplantıda, 1995 yılıyla ilgili idari ve sıyasi kararlar ahnacak. DYP'de kadm ve gençlik merkezi • ANKARA (ANKA) - DYP Kadın ve Gençlik Kollanndan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ahmet Küçükel, 200'ün üzerinde kadın ve gençlik merkezinin tamamlandığını ve bunlann açılışlannın önûmûzdeki günlerde düzenlenecek bölge toplantılan sırasmda yapılacağını bildirdi. Ahmet Küçükel, bir süre önce il ve ilçelerde kadın ve gençlik merkezleri oluşturmak için çalışma başlattıklannı bildirdi. CHP'de genel merkez sıkmtısı • ANKARA (ANKA)- SHP-CHP bütünleşmesınin ardından 2 aydan fazla bir zaman geçmesine karşıtı halen hangi genel merkez binasının kullanılacagına karar verilemedi. CHP Başkanhk Kurulu. bu sorunun çözümü için Genel Başkan Yardımcısı Hasan Fehmi Güneş ile SHP kökenlı Ünal Ozan'ı görevlendirdi. Güneş ve Ozan, iki genel merkez binasını inceledikten sonra hangisinin genel merkez olarak kullanılmaya uygun oldugu konusunda bır proje hazırlayarak MY'K'ye sunacak. Bütünleşmenin ardından Genel Başkan Hıkmet Çetin'in çalışmalannı daha önce de CHP genel merkezi olarak kullanılan binada yürütmesı ve iki partınin yöneticilerinin bir arada bulunacağı ortam hazırlanmaması. SHP kökenli CHP yöneticileri arasında rahatsızlık yarattı. Turgut Kazan, istanbul Barosu'nun 117. kuruluş yıldönümünde sert konuştu: AdKyeye güven sarsddı• istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, insanlann adliyenin adaletine güvenmediğini söyleyerek "Bu nedenle çoğu zaman hukuka aykınlığa tespit görevi, mafyaya emanet ediliyor. En hatırlı kişiler bile bu yolu seçiyor. Mahkemeye düşen işlerde kimse avukat kullanrrayor, 'adamını' anyor" dedi. İstanbul Haber Servisi - is- tanbul Barosu'nun 117. kuruluş yıldönümü, dün, Sultanahmet'te- ki Marmara Üniversitesi Rektör- lüğü'nde kutlandı. istanbul Ba- rosu Başkanı Turgut Kazan, tö- rende yaptığı konuşmada. avu- katlık mesleğinin büyük bir bu- nalımın ıçinden geçtiğinı belirte- rek herkesin sorunlann çözümü için uğraşması gerektiğinı. aksı halde yarın çok geç kalınmış olacağını söyledi. 1982 Anayasası ile baro dışı bir avukatlık yaratıldığını belir- ten Kazan. "Âhlaki düşüklüğü mesleğinıize reva gören bir anla- yış kuvvet kazandu Ov sa, sağlam bir ahiaki yapı, avukaüık için ön- koşuldur. Bağımsızhk, bizim bi- rinci sorunumuzdur" dedi. Tek sorunlannın bağımsızlık olmadı- ğını, mesleklerinin Türkiye'de Kazan, avukadann iş yapamaz hak gddiğini belirterek gençlerin şaşkın ve kızgın olduğunu söyledL gerilediğini ve hatta öldüğünü söyleyen Turgut Kazan, "Bir ke- re hukuk eğitiminin niteliği dü- şerken öğrenci sayısı yükseltiliyor. Kanun hükmünde kararname- lerte her gün yeni fakülteler açılı- yor. Adını, yerini, sayısını bÛen yok. Politik hesaplarla fakültek'r kuruluvor, ders verenlerin hukuk formasyonu bile yok" şeklinde konuştu. Yargıda bugün için yaşanan bunalımın doğrudan meslekleri- ni etkilediğini öne süren İstanbul Barosu Başkanı Kazan, konuş- masında şu görüşleri dile getirdi: "Açık söylüvorum. insanları- mız adliyenin adaletine güvenmi- yor. Bu nedenle çoğu zaman hu- kuka aykınlığa tespit görevi, mafyaya emanet ediliyor. En ha- tııiı kişiler bile bu yolu seçiyor. Mahkemeye düşen işlerde kimse avukat kullanmıyor. 'adamı- nı'arıyor. Avukata iş gelmiyor. Geçim zorlaşıyor. Yeni başlayan arkadaşlanmız şaşkın ve kızgın." Bu durumun baş sorumlusu- nun devlet olduğunu söyleyen Turgut Kazan. şöyle konuştu: "Maliye, avukata salt vergi gö- züyle bakıyor. Hayat standardı yetmedi, şimdi de serbest muha- sebeci ile anlaşma mecburiyeti getiriyor. Ağır bir geçim sorunu yaşiyorsak, müvekkilimize o oranda yardımcı olamıyoruz. Devlet ise bu gerçeği görmezlik- ten geliyor. Sanki, Türk avukat- lanna savaş ilan etmiş. Nitekim özeUeştirmeyle ilgili danışmanlık işlerini ısraria yabancı hukuk bü- rolanna verip 100 milyon dolan bulan ücreti onlara ödüyor. 117 yıluk bir kunımun deneyiminden faydalanmıyor. 'Neden böyle ya- pılıyor' diye soran yok. Türk avukatına güven mi duvmuyor, yoksa yabancılara bir mecburiye- ti mi var? Hepimiz mevcut çeİiş- kiyi görelim ve gkkrmeye çahşa- lım. Devletin en önemli görevle- rinden biri. hukuka aykırılığı saptama görevidir. Bu görevin sağlıklı yapılabilmesi için ege- menliğin millete ait olması, ba- gımsız ve iyi işleyen bir yargının bulunması ve hukuka aykırılığı saptarken insan haklanna dayalı bazı ölçü ve ilkelere uyulması şarttır. Biz çökiişü ve tehlikeyi haber veriyoruz. Başta koaüsyon hükümeti olmak üzere, bütün si- yasal partileri uvanyoruz." Törende stajını tamamlayarak mesleğe yeni adımını atan avu- katlara yemin ettirilerek ruhsat- ları verilirken, avukatlıkta 35 yılını tamamlamış avukatlara plaket verildi. Emniyet'ten Alevi derneklerine uyan • İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne çağnlan Alevi dernek başkanlan Demekler Masası Müdürü Hüseyin Arpa tarafından izinsiz toplantı ve eylem yapmamalan konusunda uyanldılar. Alevi demek başkanlan ise polisin çifte standart uygulamalanndan yakındı. MtYASE İLKNUR lstanbul'daki Alevi derneklerın başkanlan, tstanbul Emniyet Mü- dürlüğü'ne çağrılarak Dernekler Masası Müdü- rü Hüseyin Arpa tarafın- dan yasalan zorlamama- lan konusunda uyanldı- lar. İki saat süren toplan- tıda dernek başkanlan da polisin yanli uygulama- lan ile Alevi ve solculara karşı düşmanca tutumun- dan yakındı. Önceki gün İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nden bir çağn alan Karacaahmet Sultan Derneğı BaşkanıMeh- met Başaran. Şahkulu Sultan Demeği Başkanı- Mehmet Ali Yılmazkaya, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şube Başkanı Cafer Doğan. Kadıköy Hacı-Bektaş Kültür Derneği Başkanı Kemal Şeker. Gazios- manpaşa Hacı-Bektaş Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Gülen ve Pir Sultan Canlar Derneği Başkanı Muharrem Coş- kun Vatan Caddesi'nde- ki yeni Emniyet Müdür- lüğü binasında toplandı- lar. Toplantıya Emniyet'i temsilen Dernekler Ma- sası Müdürü Hüseyin Arpa katıldı. Hüseyin Arpa, dernek başkanlarına hitaben yaptığı konuşmada, izin- siz bildiri, gösteri yürü- yüşü ve toplantı yapıl- mamasını, miting veya toplantı yapılırken ge- reklı yasal formalitelerin mutlaka tamamlanmasını istedi ve aksi takdirde haklannda yasal işlemler yapılabileceğine dikkat çekti. Derneklere üye kaydı yapılırken dikkat edilme- si konusunda da uyanda bulunan Arpa, daha son- ra dernek başkanlarına yansızlık sözü verdi. Dernek başkanlannın tamamına yakını, polisin yaniı tutumundan yakın- dı. Taksim mitinginde şeriat isteklilerine en ufak bir müdahalede bu- lunmayan polisin, 1 Ma- yıs'ta ve memur mitin- ginde vatandaşlara farklı davrandığina dikkat çe- ken başkanlar, polisin si- lah kullanmasını da kı- nadılar Yılmaz: Harekât siyasi açıdan başsız kaldı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, "Türk Silahlı KuvvetlerTnin, harekâtın amacı ile ilgili olarak va- pılan iik açıklamada be- lirtildigi gibi PKK kamp- ları boşaltıldı, terör kampları temizlendiyse derhal çekilmesi gerekti- ğini" söyledi. Yılmaz. "Ancak, besbelli, hükü- metin, askerin geri çekil- mesinden sonrası için alınmış bir tedbiri yoktur. Eğer, harekât sınırlı tu- tulmuşsa bu, harekâtın büyüklüğü ile mütenasip degir dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. parti ge- nel merkezinde düzenle- diği basın toplantısında, Avrupa Parlamento- su'nun Türkıye'nin ku- zey Irak'tan çekilmesine yönelik kararını değer- lendirdi. Türkiye"nin uluslarara- sı platformda hiçbir dö- nemde olmadığı kadar yalnızlığa itildiğini ileri süren Yılmaz, Türki- ye'nin dost ve müttefiki olan ülkelerin de Türki- ye'ye yönelik tavırlannın giderek sertleştiğini söy- ledi. Türkiye'nin dışarıdan hükümetsiz, başsız dar- madağınık bir görüntü sergilediğini anlatan ANAP liden Yılmaz, hü- kümetin kontrolü elinden kaçırdığını ileri sürdü. O c a k ' m y a k ı n l a n a ç l ı k g r e v i n d e 2 J ^ cak için yakınlan dün CHP tl BaşkanJığı'nda bir basın açıklaması düzenledüer. Dört gündür CHP tl Başkanuğı'nda açlık grevi yapan vakınlan. Hasan Ocak. savcılığa çıkıncava kadar evlemlerine devam edeceklerini açıkladılar. Hasan Ocak'ın kardeşi Hüseyin Ocak, Emniyet Müdürlüğıi'nün kardeşinin el- lerinde olduğunu kabul etmemelerine karşın, Vatan Caddesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'ndeOcak'ı gören- lerin olduğunu iddia etti. (Fotograf: KEREM 1LGAZ) Polisin 'pmvokatörleri'ni hâldm serbestbımktı• Gazi Mahallesi'nde gözaltına alınan ve basına olaylan provoke ettiği ileri sürülerek suçlu olarak tanıtılan 11 kişi sorgu hâkimliğince suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Zeynep Aytemur'un provokatör olmadığı anlaşıldı. Güneydoğu 'da Hi:jbullah operasyonu Dİ\ARBAKIR/ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Mardin ve Nusaybın ıle Şanlıurfa'nın Suruç ılçesinde sürdürülen operasyonlarda öldürme, yaralama ve çeşitli şiddet eylemlerine katıldıklan ileri sürülen "Hizbullah" örgütü üyesi 37 kişi gözaltına alındı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre kamuoyunda "Hizbullah" olarak adlandınlan örgüt militanlannın etkisiz duruma getinlmesi ve faıli meçhul olaylann aydınlatılması amacıyla gerçekleştiren operasyonlar sırasında, Mardin'in Nusaybın ilçesinde 26 kişi gözaltına alındı. Polis açıklamasına göre. gözaltına alınanlann gösterdikleri hücre evlelerinde ise 4 uzun namlulu silah. 14 tabanca, bir el bombası, tabanca iğneleri ve bu iğnelerin değiştırilmesi amacıyla kullanılan malzemeler. bazı şifreler ve eylem planlan. mikro teyp ile örgütsel dokümanlann ele geçirildiğı bildirildi. Gerçekleştirilen eylemler Yapılan soruşturmalar ve sanıklann görgü tanıklanyla yüzleştirilmelerinden; Mardin, Gaziantep ve Nusaybin'de çeşitli tarihlerde 54 öldürme, 18 yaralama, 11 adam kaçırma ve otomobil yakma, silahlı baskın düzenleme, bombalama olmak üzere 88 eyleme katıldıklan ileri sürüldü. Bu arada operasyonlar sırasında örgüt militanlannın kaçınp hücre evinin bodnım katına gizledıklen savlanan bir vatandaş da kurtanldı. Soruşturmalan tamamlanarak adli mercilere sevk edilen sanıklar tutuklandı. Şanlıurfa Valiliği'nden yapılan açıklamada da Suruç ilçesinde yasadışı Hizbullah örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda, örgüt ıçerisınde silahlı faaliyet yürüttüklen. örgüt mensuplanna yardım, yataklık ve kuryelik yaptıklan iddiasıyla 11 sanık gözaltına alındı. Açıklamada, sanıklarla birlikte çeşitli çap ve markada 8 tabanca ile çok sayıda şarjör ve mermi ele geçirildiğı bildirildi. Sanıklar, adli makamlara sevk edilerek tutuklandı. AYŞE YILDIRTM Gazi Mahallesi'nde mey- dana gelen olaylarda "pro- vokatörlük" yaptıklan ge- rekçesiyle gözaltına almdı- lar. Mahkemeye bile çıka- rılmadan basına "suçlu" olarak tanıtıldılar. 11 gün gözalhnda tutulduktan son- ra serbest bırakıldılar. Şim- di soruyorlar, "İnsan Hak- lan Bakanı bizim suçsuz ol- duğumuzu kabul ediyor. tçişleri Bakanı, neden 'pro- vokatörler yakalandı' diyor. Hangi dayanak bu? Olayla ilgisi olmayan insanlar teş- hir edilerek kendilerini mi aklamaya çahşıyorlar?" Zeynep Aytemur, 35 ya- şında. Maltepe'de otunıyor. Stajyer avukatlık yapıyor. 28 mart salı günü eşi Ka- zım Koç'la birlikte Kartal Belediyesi'nin altında bu- lunan bır pastanede çay iç- tikten sonra göz doktoruna gıtmek için kalkıyorlar. Sa- at 12.25. Pastaneden çıktık- tan sonra birkaç adım at- mışlardı ki siv il giyimli, el- lerinde sılah bulunan bır kaç kişi üzerlerine saldırdı. Yaka paça sivil plakalı bir minibüse bındirildiler. "Bize polis olduklarını söylediler" dıyor Zeynep Aytemur. "Niçin alındıgunı- zı sorduğumuzda hakkı- mızda ihbar olduğunu, bu- nun dışındaki bilgileri gide- ceğimiz yerde cevaplandıra- caklannı söy lediler." Zeynep Aytemur ve Ka- zım Koç. Aksaray'daki yeni Emniyet bınasına getiril- diklennde gözleri bağlandı. Sonra sorgulamaya geçildi. Yüzünü görmedikleri bir ses sürekli, "12 mart gecesi ne yaptınız'' diye soruyor- du." Aytemur ve Koç, "Evde olduklannı, Gazi Mahalle- si'ne gitmediklerini" söylü- yorlardı. Ama, karşılann- daki ses ısrar ediyordu: "12 mart günü Gazi'de kahvelerin taranmasından sonra Okmeydanı'nda hal- kı Gazi'ye toplanması için laşkırttınız.1 ' Aytemur, staj- yer avukatlık yaptığıru söy- ledikten sonra bu kez eko- nomik kaynaklan sorgulan- maya başlandı. u Ne kadar para kazamyorsunuz? Nasıl geçinij'orsunuz?" Aytemur'un 4.5 yaşmda bir İcızı vardı. Evde tek ba- şınaydı. Bir süre sonra po- lislerle biriikte evine geldi. Çocuğunu alıp annesine bı- raktıktan sonra yeniden Emniyet Müdürlüğü'ne gö- türiildü. Bu kez kendisinin "MLKP-K üyesi olduğu söyleniyor. Ve bu örgüt hak- kında bilgi vermesi isteni- yordu." Aytemur, suçlama- lann hiçbirisini kabul etme- diklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Klasik işkence yöntem- lerine başvurdular." "Provokatör" diye gözal- tına alman diğer 11 kişi gi- bi Aytemur ve Koç da açlık grevine başladılar. Ifade vermeyi reddedince, savcı- lığa sevkedıldiler. Sorgu hakimliğı. Aytemur ve eşi Koç'la birlikte gözaltına alınan Suna Yaşar, Hülya Kuvat, Tuncay Işık ve Mehmet Kırmtagiirü ser- best bıraktı. CUMARTESt YA23LARI ATAOL BEHRAMOGLU Kürtler ve Tüpkler. Birleşik Sosyalist Parti, 25-26 Mart 1995 tarihle- rinde "The Marmara" Oteli toplantı salonunda "Düşünce Özgürlüğü" anabaşlığıyla bir forum dü- zenledi. Dört oturumdan oluşan forumda, iki gün süresince, siyasi parti, sendika, meslek örgütü ve dernek temsilcileri, yazarlar. akademisyenler, sa- natçılar, yazılı ve görsel basın mensupları konuş- malar yaptılar. Konu, esas olarak "Kürt soru- nu "ydu... Ben, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı kimli- ğimle, ikinci oturumda yaptığım konuşmaya şu cümleyle başladım: "Bu sabah öğrendiğime göre, Kürt dilinin en eski yazılı edebiyat üriınleri, 7. yüz- yıla uzanmaktadır..." Dinleyicilerin "bu sabah öğ- rendiğime göre" sözleriyle başlayan şaşkınlığını sonraki cümlelerle arttırarak Kürt edebiyatı tarihi- nin kısa bir özetinı yaptım. Sonra, salondaki mera- kı giderdim: Bütün bu bilgileri gerçekten de öğle- den sonra yapacağım konuşma için, o sabah, ya- bancı dılde bir ansiklopediden edinmiştim... Ve konuşmamın bu gıriş bölümünü şu sözlerle tamamladım: Eğer Kürt kökenli milyonlarca insanın yaşadığı bu ülkede, Yazarlar Sendikası Başkanı ol- muş bir yazar, Kürt edebiyatıyla ilgili bilgileri o sa- bah bir ansiklopediden edinmişse, Türkiye'de Kürtlerle Türkler arasındaki sorunlann kaynağını başka bir yerde aramaya gerek yoktur... Sonra, kendime daha fazla haksızlık etmiş olma- mak için, orada bulunan dinleyicilerin bazılarının da yabancı olmaması gereken bir olgudan söz et- tim: 1970 yılında, iki kurucusundan biri olduğum "Halkın Dostları" dergisinde, Kürt halk şiirinden ve klasik Kürt şiirinden ömekleryayımlanmıştı... Çevi- rileri de Kürtçe asıllarından değil, ama başka ya- bancı dillerden ben yapmıştım. Sonra bunlardan bazılan, "Kardeş Türküler" adli kitabımda da yer almıştı... Daha sonra, bu kez Kürtçe asıllanndan Türkçe- ye, daha önemli çeviriler yapılmıştı. Ahmede Ha- ni'nin "Mem û Zin"\. Ciğerhun'un şıirteri gibi... Fa- kat bu çabalar da klasik ya da modern Kürt edebi- yatının Türkiye'de tanınması için yeterli değildi. Kaldı ki, "Mem û Zin" ve yanılmıyorsam eğer Ci- ğerhun'un şiirleri de kovuşturmaya uğramaktan kurtulamamış, kitaplar toplatılmıştı... ••• "The Marmara "daki konuşmamda da belirttiğim gibi konu, kişisel çabaların. kimi aydınlann iyi niye- tinin çok ötesinde, eğitim sıstemimizle, ondan da öte, devletin genel politikasıyla ilgili boyutlar taşı- maktadır. Mustafa Kemal'in, 1 Mayıs 1920 tari- hinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı, "Türk Miiletini Teşkil Eden Müslüman öğeler Hak- tonda" başlıklı konuşmasına göz atalım: ".... Burada maksut olan ve Meclis-i âlinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes de- ğildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı Islamiye'dir, samimi bir mecmuadır (topluluktur).... Binaenaleyh muha- faza ve müdafaasiyle iştigal ettiğiniz millet bittabi bir unsurdan ibaret değıidir. Muhtetif anasır-ı Isla- miye'den mürekkeptir. Bu mecmuayı teşkil eden her bir unsur-u Islam, bizim kardeşimiz ve menafıi (çıkarian) tamamiyle müşterek olan vatandaşımız- dır...." ("Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri" I, Türk Tarih Kurumu Basımevı, 1961. Sayfa 73-74). ••• 1920'de yapılan konuşmada, "millet'i oluşturan, ortak çıkarları olan, fakat aynı zamanda da farklı "ırkf", "ıçtimai", "coğrafi" hukuka sahip "vatan- daş"lardan söz edilmekteyken; sonraki yıllarda, neredeyse saf bir Türk ırkı yaratma yönünde çaba harcanmıştır... Güneş-dil teorilerini başka türlü açıklama olanağı yoktur. Günümüzde Kürt Enstitü- sü üyesi, Kürt dili ve edebiyatı uzmanı Sayın Fakih Hüseyin, aynı oturumda yaptığı heyecanlı, cesur ve ıçerikli konuşmada, son zamanlarda kullanmak- tan pek hoşlandığımız "mozaik" kavramını yerden yere vurarak şöyle dedi: "Bu nasıl bir mozaiktir ki, bir parçası ışıldatılmaktayken öteki parçası karartıl- maktadır?.." Dürüstçe düşünüldüğünde, Fakih Hü- seyin'in sorusuna verilecek bir yanıt yoktur... • • • Şimdi, BSP'nin forumunda yaptığım konuşmada da dile getirmeye çalıştığım düşüncelerimi özetle- mek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşamakta olan halk, çeşitli etnik topluluklardan oluşmuştur. Dinsel inanç farklılıklan da söz konusudur. Güney- doğu Anadolu'da yakılmış köylerin görüntüsü ka- dar, Kurtuluş'ta, Büyükada'da terk edilmiş Rum evlerinin görüntüleri de hazindir. Bu ülkenin kültü- rüne, uygarlığına, Ermeni, Musevi vb. kökenli in- sanlann katkılarını yadsımak ayıptır ve günahtır. Katışıksız bir Türk ırkı yaratma çabası boşunadır, bilimsel değildir. Katışıksız hemangi bir ırktan söz etmek, hele Anadolu gerçekliğinde, anlamsızdır, boş ve üstelik tehlikeli bir çabadır. İrkçı, Turancı, "Çin Seddi'nden Adriyatik Denizi'ne'd söylemleri ve hayalleri bir yana bırakmak; bu ülkede, bu ülke- nin insanlannın ortak çıkarlannda, ortak duygu ve hayallerinde, uygar, çağdaş bir Türkiye yaratmak; yurtsever olmanın hiç kuşkusuz ki en önemli ve acil koşuludur. Türkiye devletinin ulusal eğitim po- litikası bu açılardan bir kez daha gözden geçirilme- lidir. Bu ülkenin insani, önce kendisini oluşturan unsurları tanımak, anlamak, bilmek zorundadır. Farklılıklann sevgiyle kabul edildiği, zenginleştirici bir olgu olarak görüldüğü böyle bir anlayışla çağ- daş bir ulus sentezine doğru cesur adımlar atılma- ya başlandığı ölçüde, aynlıkçı, şiddet yanlısı unsur-. lann etkisizleşmeye başladığı görülecektir. 'Barış afişi'ne özgürlük davası tstanbul Haber Servisi - Sanatçı Şanar Yurdatapan. tstanbul Valiliği'ne karşı açılan davada, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın anayasaya aykın olduğu itirazında bulunarak iptalini istedi. Banş tnisiyatifi'nin Banş Haftası etkinlikleri çerçevesinde hazırladığı afişin, tstanbul Valiliği'nce yasaklanması üzerine, İstanbul 5. ldare Mahkemesi'nde açılan iptal davasında davacı olarak ifade veren Yurdatapan, üzerinde 5 dilde 'Banş' yazan afişin yasaklanmasından utanç duyduğunu söyledi. Buutancın, 12 sene vatandaşhğından mahrum bırakıldığı ülkesinde, banşın yasaklanmasından kaynaklandığını dile getiren Şanar Yurdatapan, hukukun üstünlüğüne güvenmek istediğini belirterek "Yasalann anavasay-a aykm olmaması gerekir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle