05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 NİSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TTB'nin uzman hekim raporuna göre Türkiye'de 2400 kişiye bir uzman hekim düşüyor Kars, uzman lıeldııı falriri• Raporda, hekim sayısı artmasma karşın, yatınmlann durduğu belirtildi. Devlete ve özel kişilere ait hastane sayısının 653, yatak sayısının ise 75 bin 738 olduğu, 792 kişiye bir yatak düştüğü bildirildi. ERGUN AKSOY ANKARA - Türk Tabipleri Birliği'nce yapılan bir araştırma- da, Türkiye'de 2 bin 400 kişiye bir uzman hekim, 792 kişiye de 1 yatak düştüğü saptandı. Araştır- mada, uzman hekim açısmdan en kötü durumdaki üç ilin Kars, Mardin ve Muş olduğu, Kars'ta 21 bin 360 kişiye bir uzman he- kim düştüğü kaydedildi. Türk Ta- bipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Ata Soyer, hekim sayısının arttınlmasma karşın, ye- terli sağlık yatınmı yapılmama- sının "hekim faztası" görüntüsü- ne yol açtıfını belirtti. Soyer. "ts- tihdam olanaklanndan daha faz- la hekim üretimi. devlet açısmdan artık karşılanamayan bir yük ya- ratmışür~ dedı. Türk Tabipleri Birliği 'nce yapı- lan aynntıh araştırmada, illere gö- re hekim dağılımı tablosu çıkanl- dı. Araştırmada. Türkiye'de yak- laşık 2 bin 400 kişiye bir uzman hekim düştüğü saptandı. Devlete ve özel kişilere ait has- tane sayısının 653, yatak sayıstnın ise 75 bin 738 olduğu. 792 kişiye bir yatak düştüğü bildirildi. Araş- tırmada, uzman hekim açısmdan en "faldr" ilk on ilin, Kars, Mar- din, Muş, Ağn, Şırnak, Yozgat, Adıyaman, Çankın, Siirt ve Şan- lıurfa olduğu belirlendi. Bu iller- de, bir uzman hekime düşen has- ta sayısı şöyle sıralandı: "Kars-21 bin 360, Mardin-16 bin 901, Muş-16 bin 371, Ağn-15 bin 610, Şırnak-13 bin 790, Yoz- gat-12 bin 870, Adryaman-12 bin 828, Çanlan-12 bûi 136, Sürt-11 bin 592, Şanburfa-11 bin." Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Ata Soyer, "Heldm sayısının artünl- masına karşın, yeterii sağhk yab- runı yapılmaması, bir hekim faz- lası görüntüsünün sağlanmasına yol açmıştır" dedi. Soyer, istih- dam olanaklanndan daha fazla hekim üretiminin, devlet açısm- dan artık karşılanamayan bir yük yarattığını belirterek, şunlan söy- ledi: "•Hükümet, zorunlu hizmeti kaldjrarak ashnda bu yükten kur- rulmayı hedeflemektedir. Yoksa demokratikbiradımdeğikiir.Biz- zat Sağhk Bakanlığı'nın yapbğı bir çauşmada,hekün istihdam ka- pasitesi, ihtryacı ve ara arasında- ki iliski değerkndirilmiş; arzın, hekim istihdam kapasitesini asü- ğı ve bu ikisi arasındaki açjğm gj- derekartacağjtespftedümiştir.So- runun özü, ciddi bir sagük insan- gücü planlaması ve istihdam poli- tikasının olmamasıdır. Sonrası dû- şünülmeden ve istihdam olanakla- rına göre pianlanmaımş çok sayı- da hekim üretimi polhikasından, devlete yük olunca vazgecilmiştir. Oysa, hekim sayısı diğer insan gü- cüne ve istihdam olanaklanna gö- re ayarlanmabdır. Bu noktada, he- kün işsizüği gerekçesiyte zorunlu hizmeti savunmak yerine, devlet- ten istihdam olanaklannı artür- ması talep edilmeüdir." Mevcut sağlık ocaklannın sayı- sının 4 bin olduğunu belirtirken, bu rakamın 6 bine çıkanlması ge- rektiğini belirten Soyer, son yıl- larda azalan kamu sağlık yatınm- lannin arttınImasının kaçınıjmaz olduğunu bildirdi. Soyer, "Özel- likle birinci basamak sağhk ku- rumlannın yaygmiasünlması, sa- decehekim istihdanunıçözme an- lamındadegiLhalkınsaghksonın- lannın çözümü bağlamında da eJ- zem bir taleptir" dedı. Türfdye'nin tansiyonu düştil • Ülkemizde hipertansiyon görülme sıkhğında yüzde 25'lik bir azalma gerçekleşti. İstanbul Haber Servisi - Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'nin yüksektansiyonunun düştüğü belirlendi. 1000'e yakın hekim tarafindan gerçekleşririlen tarama sonuçlanna göre gelişmiş ülkelerde saptanan yüzde 20'lik hipertansiyon görülme sıklığı oranının Türkiye için de geçerli olduğu belirlendi. Daha önce yapılan araştırmalarla kıyaslandığında ülkemizde hipertansiyon görülme sıklığmda yüzde 25'lik bir azalma gerçekleşti. Hipertansiyon ve Ateroskleroz Derneği ile Sandoz tarafından ortaklaşa gerçekleşririlen bir araştırma sevindirici gelişmeleri ortaya koydu. Türkiye çapmda gerçekleştirilen tarama ve tedavi sonuçlanyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Hipertansiyon ve Ateroskleroz Derneği Genel Sekreteri Prof.Dr.Serap Erdine, yüksektansıyon oranında görülen azalmanm sevindirici olduğunu ancak ne yazık ki ülkemizde hipertansiyonlu kişilerin sadece yansının bunun bilincinde olduğuna dikkat çekti. 2669 hastada uygulama Prof.Serap Erdine , yurt çapında 949 hekimin katılımıyla düzenlenen u Türkiye Hipertansiyon ve Isradipine Klinik Çalışması"nda da 2669 hastanın ücretsiz ilaç uygulamasıyla tedavi altına alındığını belirterek şunlan söyledi • "Araşürma hipertansiyonlu olduğunu bilen yûzde 50'Hk oranın sadece yüzde 34'ünün ilacını düzenli aldıklannı ortaya çıkardı. Sağlık ocaklanndan üniversite hastaneJerine dek uzanan yeipaze içinde hastalara uygulanan tedavkie de yüksek oranda başan sağtandı.' Kan basına yüksekliği, hastalann çoğundâ bettrti vermemesi nedeniyle, bir hastahk oiarak niteiendirilmenin ötesinde. damar hastahklanna bağh erken ölümlere yol açan önlenebilir ya da tedavi edilebilir bir risk faktörüdür." HAVAŞ işçisi Ankara'ya yürûyor • 42 günden beri süren grevlerini kamuoyuna duyurmak amacıyla Ankara'ya yürüyüş başlatan HAVAŞ ışçileri, Izmit'te polis tarafindan engellendi. îşçiler yürüyüş güzergâhlannı degiştirdıler. Türk-lş'e bağh Teîc Gıda-Iş Sendikası da örgütlü bulunduklan fınnlarda pazar günleri ekmek çıkanlmayacağını açıkladı. ANKARA/ İSTANBUL (Cumhuri- yet>- Hava-Iş Sendikası'nabağlı 550 Ha- vacılık Yer Hizmetleri Anonim Şirketi (Havaş) işçisinin, Ankara yürüyüşü dün başladı. Istanbul'dan sabah yolaçıkan Ha- vaş işçileri, Izmit'te polis tarafindan en- gellendi. Kent merkezine solculmayan iş- çiler, güzergâhlannı değiştirmek zorun- da kaldilar. Havaş'ta 42 günden beri devam eden grevlerini kamuoyuna duyurmak ve yet- kilileri uyarmak amacıyla Ankara'ya yü- rüyen Hava-Iş Sendikası "na bağlı işçiler, dün sabah sendikanın Bakırköy'deki ge- nel merkezi önünde toplandılar. Işçilere bir konuşma yapan sendika teş- kılatlandırma sekreteri AH Bayrakçı, 42 gündür devam eden grevde hiçbir ilerle- me kaydedilmediğinı belirterek "Havaş çahşanlannı iş güvencesi ve insanca yaşa- yabilecekleri iicrete kavuşturacak sözleş- menin bir an önce bitirilmesini istiyoruz" dedi. Yürümekte kararhlar Sözleşmenin tıkanmasını protesto et- mek ve soruna duyarsız kalan tüm yetki- lileri uyarmak için Ankara'ya yürüme ka- ran aldıklannı bildiren Bayrakçı, görüş- melerde TÜHtS ile yeni şirket Yazeks arasındaki yetkı sorununun çözülmesini istedi. Hava-lş Sendikası'na bağlı işçiler, da- ha sonra otobüslere binerek yola çıktılar. Izmit'teki yürüyüşleri polis tarafindan en- gellenen Havaş işçileri, daha önce belir- ledikleri yürüyüş. güzergâhmı dadeğiştir- diler. Güzergah. Düzce, Bolu ve Kızılcı- hamam oiarak belirlendi. Düzce girişin- de otobüsten inen işçiler, E-5 yolu üzerin- de yaklaşık 4 kilometre yürüdüler. Yürüyüşe polis müdahale etmedi. Yü- rüyüş boyunca " Havaş bizimdir satıla- maz", "Direnen biz, kazanan da biz oia- cağE" "Hükümet istifa" -Tansu Ameri- kay'a" sloganlannı attılar. Düzce çıkışında yeniden otobüslere bi- nen işçiler, yollanna devam ettiler. Ey- lemci ışçilere Harp-lş ve Genel Maden- lş üyesi işçiler de katılacak. Antalya, Da- Liman-tş Sendikası'na bağh işçiler tstanbul'da Denizcflik İşktmes önünde ey- lem yaptilar. (Fotoğraf: DEVRDvi BARAN) laman, lzmir, Adana ve Trabzon'dan yo- la çıkan Havaş işçileri. Ankara'da bu ak- şam geç saatlerde bir araya gelecekler. FırmişçOeri Hak-lş'e bağlı Öz Gıda-îş Sendika- sı'nın örgütlü olduğu fınnlarda iki hafta- dır süren pazar günleri ekmek çıkanlma- ması uygulamasının ardından Türk-lş'e bağlı Tek Gıda-lş Sendikası da örgütlü bulunduklan fınnlarda pazar günleri ek- mek çıkanlmayacağını açıkladı. Iiman-îş Türkiye Liman ve Kara Tahmil-Tahli- ye İşçileri Sendikası (Liman-lş) tstanbul Şubesi'nden yapılan açıklamada, Salıpa- zan Limam'nın özelleştiriürıesi çalışma- lanna karşı çeşitli eylemler yapılacağı bil- dirildi. Açıklamada aynca, Salıpazan'm özelleştirme girişiminin sendika üyesi iş- çilerin tasfiyesine yönelik olduğu belir- tilerek "Alûna imza atbklan uhıslararası anlaşmalan hkje sayan bu uygulamalara karşı meşnı ve demokratik haklanmızı kuDanacağtz" denildi. Lastik-tş Sendikaa DlSK'e bağlı Lastık-lş Sendikası'nın da üyesi olduğu Uluslararası Kimya, Enerji ve Genel-lş Sendikalan Federasyo- nu'nun (ICEF) düzenlediği 'Lastiktşko- lu Dünya Konferansı', 10-12 nisan gün- leri arasmda istanbuJ'da toplanacak. Gürkan devrede Grevde 42. gününü dolduran 2 bin 160 Havaalanlan ve Yer Hizmetleri A.Ş. (Ha- vaş) işçisinin toplusözleşme süreci, yeni işverenin (Yazeks) özelleştirme çerçeve- sinde tesisleri devralma işlemleri resmen tamamlanmadığı için sürüncemeye gir- di. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aydın Güven Gürkan, özelleştirmeden kaynaklanan yetki sorununun çözümü için harekete geçti. Hava-lş Sendikası Genel Başkanı Atilav' Ayçin. Gürkan'la görüşerek devir işleminin tamamlanma- dıgını, bu sürede yeni işverenin 'tesciK grev kıncıhgı' yaptığını belirterek buna 'göz vumuimamasını' istedi. Hükümetin 6 ay süreyle 'sıfir'ücret zammı önerisini yapmasının ardından 24 Şubat 1995 tarihinde greve çıkan Ha- vaş'ın yüzde 60 hissesinin blok oiarak Yazeks'e satılması nedeniyle, kamu işve- ren sendikası TÜHtS ile Hava-lş Sendi- kası arasındaki pazarlık sürecinde, *yetki ikilemi' gündeme geldi. Ayçin, Yazeks'e devir işleminin henüz yapılmadığını, bu süreçte muhatap olan kamu işveren sendikasının da kendileri- ne 'arbk muhatap obnadıklannı' bıldir- diğini söyledi. Yeni işverenin, bu süreçte yetkili olmadığı halde, 'grevkına' uygu- lamalan olduğunu ileri süren Ayçin, Ça- lışma Bakanı Gürkan'dan 'buna göz yum- mamasuu' istediğini belirtti. Ayçin, sen- dika oiarak, satış işleminin iptali için yar- gı yoluna başvuracaklannı da söyledi. Gürkan'ın, Hava-lş'in şikâyetı üzeri- ne, bakanlıktan bir uzmanı konuyu araş- tırmakla görevlendirdiği, sorunun çözül- memesi durumunda devreye gireceği öğ- renildi. Türk Hava Yollan (THY) grevi 60 gün süreyle ertelenirken aynı gün greve başlayan Havaş işyerlerinin saüş karan, 25 Mart 1995 tarihinde Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafindan ahnmıştı. 36 milyon dolara Havaş'ı alan Yazeks'in sa- hibi Turgay Cingöz, satışa ilişkin devir sözleşmesinin henüz imzalanmamasına karşın grevi bitirmek için yüzde 66 zam önerisi yapmıştı. Belediyede köpek olayıİstanbul Haber Servisi - Köpeğinin Bakırköy Belediyesi zabıta ekipleri tarafindan öldürüldüğünü öne süren Süsen Erkuş adlı bir kadın, Bakırköy Belediyesi Başkanlık binasmda olay çıkardı. Kangal kırması köpeği "Öksöz" ile iki gün önce dolaşırken bir ara yanından aynlan Süsen Erkuş, köpeğinin zabıta tarafindan Osmaniye'deki hayvan bannağma gönderildiğini öğrendi. Hayvan bannağında köpeğini bulamayan Süsen Erkuş öğle saatlerinde Bakırköy Belediyesi Başkanlık binasına geldi. "Köpegimi isterim" diye feryat eden ve sinir krizleri geçiren Erkuş'u belediye çalışanlan sakinleştirmeye çalıştı. Belediye yetkililerini köpeğini öldürmekle suçlayan Erkuş, daha sonra polis tarafindan ifadesi alınmak üzere gözaltına alındı. (Fotoğraflar: HATİCE TUNCER) Y A P I K R E D İ S İ K K E K O L E K S İ Y O N U S E R G İ L E R İ - 4 YAZI VE TUĞRA Saltanatın İki Yüzü 8 Nisan - 30 Haziran 1995 YAJM KRI D! K l L T l R MKRKR/İ Yapı Kredi Vedat Nedlm Tör Mûzesi Istıklâl Caddesi 285 Beyo^lu 80050 Istanbul Telefon: (212) 245 20 41 - 252 47 00/259 Pazar harıç her gun 09.00-17.00 arası açıktır. YAPI KREDİ ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Bölücülük Yazılanmda yıllardan beri Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'netoz kondurmamaya'çalışırım. O Meclis'teki in- sanlann özellikleri ve nitelikleri ne olursa olsun, ora- da "ulusumuzun iradesi" gerçekleşmektedir ve bu iradeye saygı gösterilmesi gerekir diye düşünürüm ve bunu her fırsatta dile getiririm. Öğrencilerimden de Meclis'e aynı saygıyı göstermelerini beklerim. Geçen yıl, kimi milletvekillerinin "çiğköfte partisi" vermeleri çok eleştirilmiş, çok dalga geçilmişti. TB- MM konusundaki duyarlılığımı ve özenimi bilen bazı öğrencilerim, derste hemen bunu gündeme getirdi- ler. "Hocam, çiğköfte ezmek, Meclis'in işlevleri ara- smda mıdır" diye sorular sordular. Kendilerince, çok eğlendiler. TBMM mutfağında patlıcan musakka da yapılıyor, kurufasulye de. Sonuç oiarak insanlar bunlan yiyor- lar. Bu konuyu dilinedolayan öğrencilerime, "Siz çiğ- köfte yemiyor musunuz" diye sordum. Bazı şeyleri abartmamak gerekir. Pariamentolar, uluslann "yüzakı "dır. En özenle ko- runması ve tartışma dışında tutulması gereken ku- rumlardır. Içindeki insanlann nitelikleri ne olursa olsun. Kendi yakın tarihimizde de var. Pariamentolann ka- patıldığı ya da işlevlerini yitirdikleri dönemler, en "ka- ranlık" dönemlerdir. Bir pariamentonun değeri, o par- lamentonun çalışmalan askıya alındığı zaman anla- şılır. O hiç beğenilmeyen pariamentonun bile, "denet- teme" açısmdan bir "kıymet-i harbiyesi" olduğu gö- rülür. Bir parlamento "kötü", hatta "çok kötü" olabi- lir. Ama olabilecek "en kötü" şey, pariamentosuzluk- tur. Tabii yukanda sözünü ettiğimiz parlamento, "ulus iradesiyle" oluşan parlamentodur. Bir de "atanmay- la gelen" pariementolar vardır ki, bunlann sadece adı ve görüntüsü parlamentodur. Yakın geçmişimizdeki "Danışma Meclisi" bunun tipik bir örneğidir. Ancak günümüz Türkiye Büyük Millet Meclisfne bu bakım- dan, hiç kimse bir şey söyleyemez. Tümü seçimle gel- mişlerdir ve begenseniz de, beğenmeseniz de ulus iradesinin belirtediği insanlardır. Ingiltere 16 Mart 1920'de Istanbul'u resmen işgal ettiği zaman, Ingiliz askerlerine, kimi milletvekillerini tutuklamalarını emretmişlerdi. Bu askerler Meclis-i Mebusan'a gelmiş, fakat kapıdan içeri girmemişler- di. Tutuklanmalan istenen isimleri, kapının dışında beklemişlerdi. Mağlup bir devletin parlamentosu bi- le olsa, "Parlamentoya dokunulamaz" ilkesine uy- muşlardı. Pariamentonun "dokunulmazlığı" olduğu gibi, par- lamenterin de "dokunulmazlığı" vardır. Bir de bizim kimi emniyet görevlilerinin DEP'li milletvekillerineyap- tıklannı düşünün... Tüm bunlan yazmamın ve anımsatmamın nedeni, birkaç günden beri yoğun bir telefon ve faks trafiği- ne sahne olmam. Okurlarım, milletvekillerinin kendi emeklilik yasalannı alışılmadık bir hızla Meclis'ten ge- çirmelerini protesto ediyorlar. Gerçekten büyük birtalihsizlik oldu bu. Biryandan Kuzey Irak oiarak isimlendirilen bölgede on binlerce askerimiz savaş durumundayken, bir yandan işçi emeklilik yaşı ileriyealınırken, milletvekillerimizin ken- dilerine böylesi avantajlar sağlaması müthiş tepki al- dı. llginç bir biçimde, okurlanmın çoğu aynı ifadeyi ve benzer kavramları kullanıyorlar. "Bunlann yaptıklan şey bölücülük" diyorlar. "Bölücü olan PKK değil, bunlar da en az onlar kadar bölücülüğe hizmet edi- yor" diyorlar. Genellikle 7-8 milyon lira emekli aylığı alan bu insanlar, kelimenin tam anlamıyla ateş püs- kürüyorlar. TBMM'ye saygıda kusur etmememiz gerek ve bu- nun için çok özen göstenyorum. Ama milletvekilleri- mizin böylesine "sonjmsuz" davranmaya ne haklan var? Bu Meclis ve bu Meclis'in oluşturduğu hükümet, vatandaştan sürekli oiarak ağır fedakârlıklar bekler- ken, kendilerine böyte avantajlar sağlayan bir yasayı "inatla" ve "jet hızıyla" Meclis'ten geçirmelerinin in- safla, sağduyuyla ve akılcılıkla bağdaşır bir yanı var mı? Ashnda ben, milletvekili maaşlannın yüksek oldu- ğunu düşünmüyorum. Geçenlerde elime bir araştır- ma geçti. Günümüz dünyasında pek çok ülkede, mil- letvekili maaşlan bizdekinin çok, çok üzerinde. Bun- lan bir başka yazımda ele alacağım. Kaldı ki, orta boy bir özel şirketin yöneticileri de milletvekillerinin çok üzerinde ücret alıyorlar. Bu bakımdan, belki milletve- killeri de haklı. Ama bu kadar yanlış bir zamanlama yapılamazdı. İnsanlann sofrasındaki ekmek günden güne küçü- lürken, herkes sorumluluğunun bilincinde olmalı, bin- diği dalı kesmemeli. Halkta ne parlamentoya karşı ne siyasal partilere karşı ne de siyasetçılere karşı güven kaldı. Kaçanketyapıldı. İnsanlar "engüvenilirkurum" oiarak pariamentoyu değil, orduyu görüyorlar. Ve bi- zim milletvekillerimiz, böyle bir yasayı jet hızıyla Mec- lis'ten geçiriyorlar. Vallahi bravo... Milletvekili olmanın maddi bazı "dezavantajlan" olabilir. Hatta kimi milletvekilleri bu nedenle "iş takip- çisi" olmak zorunda da kalabilirler. Ama bu yeni ya- sa, bu tür örnekleri ortadan kaldıracak mı? Hiç san- mıyorum. Toplumdan özveri bekleyenler, aynı özveriyi göster- mek zorundadır, topluma örnek olmak zorundadır. CHP'li bakana alısamadı DevletBakanı Aktuna 'nın bakan gafi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çfller'in gaflan, Devlet Ba- kanı ve Hükümet Sözcüsü Yıkhnm Aktuna'ya da bu- laştı. Aktuna'nın, dünkü Ba- kanlar Kurulu toplantısına Suriye'de bulunması nede- niyle katılamayan Turizm Bakanı trfan Gürpınar'ın kabine üyelerine bilgi sun- duğunu açıklaması, "CHPTi bakanlar DYT'lilerce tam oiaraktanuunadı'' yorumla- nna neden oldu. Turizm Karma Komisyonu toplantı- sı için önceki gün gittiği Su- riye'de dün de temaslannı sürdüren Irfan Gürpmar, Homs'ta Halid Bin Velid Camisi, Afamya Antik Ken- ti ile Halep Müzesi ve kale- sini ziyaret ederken, Hükü- met Sözcüsü Aktuna, onu kabine toplantısında sanı- yordu. Yaklaşık 1.5 saat sü- ren toplantının ardından tüm bakanlarla Genelkurmay'ın verdigi brifinge katılan Ak- tuna, burada da Gürpınar'ın yokluğunu fark etmedi. Ak- tuna, toplantının ardından yaptığı açıklamada, "Tu- rizm Bakanı İrfan Gürpmar, turizm mevsiminin yaklaş- ması dolayısı> la alınacak ön- lemler konusunda Bakanlar Kurulu'na bilgisunmustur" diyerek, alınan önlemlen an- lattı. İrfan Gürpmar ve bera- berindeki heyet, Türkiye ile Suriye arasında bugün im- zalanacak olan anlaşmayla, turizmin geliştirilmesinin desteklenmesi ve ilgili kamu ve özel kuruluşlar arasında- ki yakın işbirliği sağlanma- sına çahşılacak. Anlaşma ile Akdeniz'deturizmi geliştiri- ci çabalarla girişimler des- teklenerek turist çekmek amacıyla iki ülke arasında işbirliği olanaklan geliştiri- lecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle