25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12MART1995PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Basiret özveri ve insaf zamanı Prof. Dr. KEMAL ONEN "Çoban oldedik, kurt oldu Bekçi ol dedik, hırsız oldu." MEVLÂNA P ek çok başka y11lar gi- bıl994yılıda, ülke- miz ve toplumumuz için sıkıntı, kargaşa ve siyasal, sosyal kavgalar ıçınde geçti Vatanda- şın büyük çoğuniuğunu cende- resıne alan ve devletin dahi için- de bulunduğu ekonomik sıkın- tı, yolsuzluklar, ûzücü toplum olayları. düzeysiz tartışmalar günlük gözlemlerdır. Nedenleri çeşıtlı. Bazi akl-ı evvel'lenn agızlannda sakız gıbı çiğnedık- leri "demokratikleşme yetersiz- Hgi*' ile izah, yüzeysel ve de ba- zen saplantılı bır yaklaşım. Nu- tuklar. hikâyeci babalar ve ana- laryetmiyorartık. Ekonomik sı- kjntıda, Güneydoğu'daki bölücü girişımlere yönelik harcamala- nn önemli bir etken olduğu or- tada. Çeşıtlı çevrelenn ve med- yadaki bazı kişiler ve kesimle- rin bilgisizce ve bazen de bilınç- li olarak karanhk hedef ve yön- lere doğru iteleme gayretlenne karşın Türkiye'nın bütünlük, bırlik ve dırliği içın harcamala- nn gereklilıği de ortada. Ama hâlâparlamenterlerin hep nalın- cı keseri gibi kendilerine yöne- lik pay (!) aramalanna devletin ısraflanna. görkemli zıyafet ve Bugün k i r a l a y ı n . . * Yarın sahibi olun! • a s i n g i ş l e m l e r i n i n u z m a n k u r u l u ş u d u r . D e n e y i m l i k a d r o s u v e 3 Ü Ç İ U J B f n a k ı 3 r ı y ı a , y u r t ı ç ı n d e y a d a y u r t d ı ş ı n d a h e r t l i r l i i l e a s i n s i ş l e m l e r i n i z i a r a ş t \ J m , h e s a p l a r v e m u t l a k a l e h i n i z e ç ö z ü m l e r . H e r s e k t ö r ü n ü r e t ı c ı v e s a t ı c ı ¥f i r m a 1 b r ı y l a a y r ı a y r ı g ö r ü ş e r e k , i h t i y a c ı n ı z o l a n y a t ı r ı m a r a c ı n a , e n e k o n o m i k b i ç i m d e v e lcı s a z a m a n d a s a h i p o l m a n ı z ı s a ğ l a r . B e d e l i n i , b ü t ç e n ı z e v e n a k i t a k ı ş ı n ı z a u y s u n ö d e m e p l a n ı y l a , ö z k a y n a k v e k r e d i 0 I a n a k l a r 1 n 1 z 1 z o r l a m a d a n ; k i r a ö ' d e r 3 i t > t o d e y e r e k i s t e d i g i n i z y a t ı r ı m J B B F l f A | f I C R f l j ^ ^ a r a c ı n ı n s a h i b i o l u r . . . h e m e n k a z a n m a y a b a ş l a r s ı n ı z . W R K U ^ ^ ^ & - * 1 N G VAKIF DENİZ FİNANSAL KİRALAMA A Ş M c r k c z : I s t ı k l a l C a d d e s t N o 168 K a t 6-7 B e y o j j l u 8 0 0 7 0 I s t a n b u l T e l e f o n ( 0 - 5 1 2 ) 2 9 3 3 4 4 4 (5 H a t ) Faks (0-218) 293 34 42 Anlcıra T e m s i l c i l i J l : VakıfBank Fınans M a r k e t . Tunalı Hılmı Caddesı No 75 K a v a k l ı d e r e 06700 A n k a r a T e l e f o n (0-312) 427 56 16 - 4 6 8 83 70 (6 H a t ) Faks (0-312) 4 2 7 56 27 i ı m i r T t m s l l c l l l J I : A t a t u r k Caddesı No 40 Kat 3 Bırsen Han Konak 35210 Izmır T e l e f o n (0-232) 445 99 18 - 445 93 10 Faks (0-232) 445 98 24 davetlere, milletin alınterinin çarçuredilmesine, çalıp çırpma- lara vb. ne demeli. Bunlar toplumu psikolojik yönden çok olumsuzca etkiliyor ve; u hanL herkesin özverisi; ta- sada, kıvançta beraberliği'" dıye soruyor ınsanımız Dolavısıyla sadece insafı değii, utanmayı da unutup kötüyü doğallaştırma ve bağnazlaşma yerieşivor. Bu. top- lumsal bir oto intoksikas- yon'dur. Türkiye. Kurtuluş Sa- vaşfnı yapmış \e devrim ger- çeldeştirnıiş bir ülke ve toplum- dur. Devrirnin yön ve felsefesi- ne ters düşen siyasal. ıdari ve de eğıtime ilışkin politıkalar ve esasen devrimın, temelindeki akılcı ve evrensel yaklaşıma, ta başmdan beri karşı olan ve kuy- tularda gızlenen odakların gıde- rek yaygınlaşmasına kapılann aralanması; kansız. örnek bir devnmin ürünü "laik cumhuri- yeti" sıkıntıya düşürmüştür. Di- nin istisman, bazı çevrelenn ve siyasetçilenn kendilerine göre yaptıklan demagojık yorumlar ve bunlann yarattığı sorunlar sürmektedır. Aklın rehberlıfıni önemseme. ınsanlık tanhinin gelışmesinin en önemli aşama- ianndandır. Vahye dayalı dınler de esasen aklı bir yana itmemış- lerdir İnanç, ilim ve irfanı be- nimsemek için de akıl ve tefek- kür gücü. sadeceinsandadır. Hz. Peygamber "Ben mekârimi ah- lâki ikmâl için gönderildim" di- >or. fakat "ilnıi ikmâl için gön- derildim r> demiyor; "ilmi ara- yın" diyor ve hep aklı, düşünnte- yiöğütlüyor.Sosyal, bilımsel. si- yasal, idan sorunlan. gelişen- değişen dünya ve toplum şartla- nnda dın dışı bır bakış ya da din- den bağımsız olarak ve ele alış demek olan "laik düşünceniıT karşısma çıkarak yanlış bır şe- kilde onu "din karşıtı" ya da "dini dışlayKi" gibi ele alarak ülkede yaratılan zıtlık ortamı bır sorun olarak sürdürülüyor. Bilimsel konulan, fızik, kım- ya, bıyolojı, tıp, matematik vb ele alınıp incelenir ve bunlarda- ki sürekli gelişmelere göre ey- lem ve uygulamada bulunurken insan düşüncesi dınden bağım- sız bir yaklaşım ıçindedır. Bu ne kadar din dışı ve benimsenen bır yaklaşımsa sosyal-siyasal-kül- tûrel ve de devletin ışleyiş ve dü- zenıne ilişkın yaklaşımlar da an- cak o ölçüde din dışıdır. O za- man laik olanın yanında dini olan; iman, ahlak ve ıbadete ilış- kin ve kışı vıcdanında yansırna bulan bir içenğe sahıp olmak ve bunu uygulamak demektir. Yaratılan ve çarpıtılan ernik sorunlar, sağ ve soldakı ütopik ya da "dogmatik - fanatik" sap- lantılar, cumhurıyetı numarala- ma fantezileri; bulanık ortamda balık avlamaheveslısi tüccarsi- yaset havarilen ortalıkta boy göstermeye devam ediyor. Sa- hibi kim olursa olsun, "düşün- ce açıklama özgüriüğü" ile ıfti- ra, gerçekleri çarpıtma bölücü- lüğe, teröre kapı aralayabilecek beyan ya da yazılar arasındaki farkı görmemezlikten geleme- y iz. Siyasetçi, yazar, fıkir adamı ve sanatçı kimliği ile ve bu özel- likierinin bazı toplum kesimle- rindeld sempati ve/ya da ilgisini istismar ederek içte-dışta göste- ri yapmak ve belii kesimlerin dikkatüıl, sempatisini toplama hevesleri hoş görükmez. Cum- hunyeti ve Türk devrimini tuka- ka etme ve özellıkle onun lide- ri ve öncüsü Mustafa Kemal Atatürk'e her vesıle ile yönelti- len saldınlar, yalan-dolan ve if- tıralann hedefi aslında M.Ke- mal'ın kışılik ve yapısında laik- üniter devlet ve cunîhuriyete yö- nelik bir tahrip taktiğidir. Her fanıde eleştirilecek hu- suslar bulunur, bunun ınsanlık tarihinde ıstısnası yoktur. Devrim kavramına Marksıst görüşle yaklaşanlar için M.Ke- mal ve devrimi elbette makbul olamaz. Nitekim, laik zihniyeti kabul edemeyen tutucu ve fana- tik çevreler için de aynı şey ge- çerlidır. Aslında Türk devrimi- nin bır bakıma orifîmalitesi de budur. Laik cumhuriyetın, devletin ve hatta parlamentonun bugün- kü haline ılişkin ve bazılan hak- h eleştirilerin M.Kemal'e fatu- ra edilmesi de gülünçtür O da bugünkü majızarayı görse, pek çok şeyi tanıyamaz ve belki de. Nutkun başuıda belirttiği gibi, yeniden bir "manzara-i umumi- ye" çizmeje, zamana ve toplu- ma uygun önlemleri tespite yö- neiirdL Bütün bu olumsuzluklara kar- şın Türkiye'de köylüsü kentlisi ile büyük insan kitlesi sakin, ağırbaşlı şekilde üretme gayreti ıçinde. sağduyu, insaf ve sabır- labiryandan kendisını gelıştıri- yor, öbür yandan da olaylan de- ğeriendiriyor. Bu potansiyele sahip bır top- lumu ve ülkeyi sağlam bir gele- cek beklemektedir. Bunun işa- retlen her bakımdan ortadadır. Nitekim bu potansiyclin içerde- ki baa çevreter ve dışardaki ba- zı ülkelerde yarattığı gerginlik (stres), içûnizde ve çevresinde ne- gatif alanlar oluşturuyor. İnsan içteki ve dıştaki bu olumsuzluk- lan, basiretsizlikleri. hatta hıya- net mihraklannı ve de "negatif reaksiyon alanınr görünce ak- ünal918-1922"liyıllanndışgüç- leri, iç mihraklan ve "pavitaht medyasr geliyor ve medj'a top- lumdaki sayguüıgını yitiriyor. 70 yıldır ınışler ve çıkışlara karşın bır yer ve ıtibar kazan- mışsak. bu, etnik kökenlerimiz- den dolayı değil, "çağdaştaşma- yayönefik"devrimcı tutumumu- zu sürdürmemizdendir. Bakmayın, zaman zaman bır- birimıze karşı duygusal ve öl- çüsüz davranışlanmıza, hücum- lanmıza. Ben bu duygular içın- de olarak herkesin; tüm siyaset- çilenn ve medyanın daha bası- retli ve insaflı olmalan ve dev- rimin hedefledıği çağdaşlaşma yörüngesinde bulunmalan çag- nsını tekrarlıyorum. Tarih ve basiret bunu gerektirir. Basiret- sizlığin sonuçlannm ve getirebi- leceği olumsuzluklann faturası- nı dışanya ya da başkalanna çıkarmayahm. PENCERE Müslümanla Barışık, Yobazla Çatışık... Köprülü Mehmet Paşa, 80'inde sadrazam oldu; bir hatta geçti geçmedi, Kadızade isyanı patladı. Yıl 1656... Kadızadeliler tasavvufa karşı şeriatçılığı savunan bağ- nazlardı. Osmanlı'da ağaç dallan gibi topluma yayılan cemaatlerden kimileri yobazlıkta birbirieriyle yanş eder- lerdi. Kadızadeliler, Sultan Mehmed-i Sani Camii'nde toplandılar, karar verdiler: Tüm dervişleri iman tazele- meye çağıracaklardı; tarikatlann bütün tekkelerini yer- le bir edeceklerdi; birden çok minareyi savurganlık say- dıklan için her camide tek minare bırakıp ötekileri yıka- caklardı; altın, gümüş takılan, ipekli gıysileri, tütün, kah- ve, afyon kullanmayı, ilahi söylemeyi, kudüm ve neyle sema yapılmasını yasaklayacaklardı; uymayanlan öldü- receklerdi... Istanbul korkuyakapıldı. Kadızadeliler, bıçaklarve so- palarla donandılar, Fatih Camii'ne gittiler; ama, Köprü- lü Mehmet Paşa duruma egemen oldu, elebaşılan Kıb- ns'a sürdü. • Kadızadelilerden bir vaiz vardı; tarihçi Hammer, "ka- balığından ötürü" bu vaizin "Türk Ahmet" diye çağnl- dığını yazıyor. Bir gün Türk Ahmet'e sormuşlar - Çakşır ve don giymek de bid'attır (günahtır) diyor- sun; onlan da kaldıracak mısınız?.. Türk Ahmet: - Evet, onu da kaldınnz, herkes peştemal kuşansın!.. - Tarak ve kaşık kullanmak da bid'attır; buna karşı ne yapacaksınız?.. - Onlan da kaldınnz, ellerinizi kaşık, parmaklannızı ta- rak yapın!.. Öysa Kadızadelilerin kendilerine bağladıklan delikan- lılar, kaba giysilerin attında ipekliler kullanır, evterinde giz- lice hertürlu haltı ışlerlermiş; zamanın ünlülerinden Fah- rettin oğlu Maanzade: - Behey efendii. Her tühü zevki gizlice tadıp aynntı- larda bağnazlığa düşersiniz, bu ne demektir?.. Kadızadeliler demişler ki: - Sen de amma ahmakmışsın!.. insan haram yediği zaman gizlice her tühü zevki de tatmalı ki günahkâhığı boşa gitmeye!.. Yoksa haram yemenin tadı mı kalır!.. Hammer diyor ki: "Müvenih Naima'n/n zamanı hakkında bize yadigâr ettiği bu levha-i tahhiye isbat eder ki gerek garpfe, ge- rek şarkta mürailer (ikiyüzlüler) her vakit birdir." • Laiklik düşmanlan 21 'inci yüzyıla 5 kala diyorlar ki: "Türkiye Cumhuriyeti, Islamla banşmalı!.." Onlara sormak gerekir: - Osmanlı, Islamla banşık mıydı?.. Tüm Osmanlı tarihi, bağnazlıklarla sağduyu sahiple- rinin çatışmalannı yansıtır. Bırakın Osmanlı tarihini, Is- lam tarihi, dini çeşitli biçimlerde yorumlayanlann kav- galannın tarihidir. Osmanlı yobazlan "Din elden gidi- yor" diye ayaklanmışlardır; bu çatışmalarda kellelerden tepeler oluşmuştur. Laik cumhuriyet, din ve devlet işlerini birbirinden ayı- nrken doğru biryolaglrrhiştir; çağdaşlık budur, ama, şe- riatçılığın yobazlığı, yâinızTürkiye'de değil, bütün Islam coğrafyasında hortladı. Mısır'da, Cezayir'de, Afganis- tan'da, Tacikıstan'da, Iran'da vb. şeriatçılığın hortlama- sı, Kemalistler yüzünden midir? Yoksa Aydınlanmafel- sefesinin bütün dünyaya yayılmasından doğan bir kar- şıt oluşum mudur? • Cumhuriyet Türkiyesi, Islamla banşıktı; herzaman ba- nşık olacak; ama, bağnazlıkla banşmak olanağı var mı?.. Köprülü Mehmet Paşa da 17'nci yüzyılda Islamla ban- şık, ama yobazla çatışıktı. IFA ISTANBUL FM ALTIN BESTE ODULLERI TORENI AHMET KAYA A. SELÇUK İLKAN AÜTEKİNTÜRE AŞKIN TUNA AYSEL GÜREL BARIŞMANÇO COŞKUN SABAH EDİP AKBAYRAM (İFAÖZELÖDÜLÖ) ERGÜDER YOLDAŞ FATİH ERKOÇ FATİH KISAPARMAK FERDİ TAYFUR GARO MAFYAN HARUN KOLÇAK İBRAHİM TATUSES KADİR TAPUCU KAYAHAN MUSTAFA SANDAL NAŞİDE GÖKTÜRK ONNO TUNÇ ORHAN GENCEBAY SELAMİ ŞAHİN SELÇUK TEKAY SEZEN AKSU Bostoncı Gösteri Merkezi Tel:0216.384 72 10 * Vakkorama Rumeli Tel:0212.251 28 88 Vakkorama Suadiye Tel:0216.356 87 42 * Vakkorama Taksim Tel:0212.234 42 81
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle