28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 1995 PAZAR 12 DI23YAZI Sunuş "12 Mart Dosyası "nı hazırlarken hiç ummadığım kaynak ve belgelerle karşı karşıya geldim. Ve 12 Mart olayını tek başına ele alıp incelemenin olanaksızhğı önüme çıktı. 12 Mart tek başına bir olay değil. 1946 lardan günümüze kadar gelen yarınlara da sarkacak darbe ve darbe girişimlerinin ohışturduğu zincirin halkalarından biriydi. Ülkeler ve uluslann iç içeyaşadığı günümüzün "tekpatronlu dünya"sında bireyler ilepara ve silah gücünü elinde tutan kapitalizmin yönetme ve kazanma hırslan, darbecilerle darbeler için sınırsız bir kaynak. Yannlarla ilgili sağlam değerlendirmeleryapabilmenizeyardımcı olabilmek, sil baştan edilebüecek "İstiklâl Savaşı"na yeniden başlama mecburiyeti ileyüzyüze gelmemizi önlemek amacıyla, bu araşhrmayı saygı ile bilgilerinize sımuyorum. Darbeler ve Darbeciler NECDET ONUR Darbelerde CIA parmağı12 Mart'ın 5'inci yıldönümün- de (1976) lzmırCHP Milletveki- 11 Süleyman Genç \e 34 arkada- şı, TBMM Başkanlığı'na birge- nel görüşme önergesı verdiler. "ABD Merkezi Haber Alma Teş- kilatTnın (CIA) "Türkive'deki faalryerJeri konusunda" genel gö- rüşme açılmasını isteyen sekiz sayfalık önergenin 7'nci sayfa- sında şöyle deniliyordu: "- ._. Çağlayângü'in açıkla- malanna göre, 12 Mart'tan hii- kümetin haberi vardır™ CIA'nın haberi vardır... CIA Ue birfeşik görev yapan ülkekrin yöneticik- rinin haberi vardır™. CIA ile bir- leşik görev yapan MİT'in de ha- berinin olması gerekir." Bu şaşırtıcı ıddıanın devamın- daki cümlelerde şöyleydi: "- MÎT'in haberinin olmama- sı rejimimiz ve milli gmenliğiniiz bakımından son derece ciddi bir olaydır. MİT'in haberi oiup da ÇağJayangil'in tanımladığı soy- suzlaşma içinde ise bu da çok cid- di ve vahim bir olaydır. Kaldı ki, 12 Mart'ı yapanlar ordunun yö- netiminde ctkin görevlerde bulu- nan, sorumluJuk taşryanlardı. 12 Mart olayını çeşitli>önleriyle tar- tısmakta ve kamuoyunu bilgi sa- hibi yapmaktadırlar. 12 Mart'ta CIA'nın oynadığı rol konusunda. ordunun üst kademe\önetkileri- nin ciddi bilgisi olmadığı sonucu doğurmaktadır. CIA'nın 12 Mart'ın oluşumunda, Türki- ye'nin 12 Mart ortamına getirüi- şinde etkisinin ne olduğu çıkarül- mahdır. kamuoyu doğnı bilgüer- Je donatılmalıdır. Sorumlular hakkında yasalar uvgulanmalı- CIA Işin içinde *' Aradan beş yıl geçtikten son- ra 12 Martın TBMM'de genel görüşme konusu yapılmasına ve önergede ağır ithamlar ve iddi- alann yer almasına yol açan, za- manın Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil ne demişti? Çağlayangıl'ın söylediklerinin önem taşıması yıllarca valilik, emniyet genel müdürlüğü, dışiş- leri bakanhğı ve Cumhuriyet Se- natosu Başkanlığı yapmasından kaynaklanıyordu. Omrünü dev- let adamı ve politikaci olarak ge- çırmiş İhsan Sabri Çağlayangil. gazeteci İsmail Cem'e 12 Mart ile ilgili olarak şunlan söylemiş- ti: "-12 Mart'tan bir süre önceydi. Böy- le bir hareketin olacagı bana ihsas edil- nıiştir. Amerikan sefiri bir akşamüstü. bana telefon etti. Bila lüzum 'Çağlayan- gil, evinize bir viski içmeye geleyim mı?" diye sordu. Genel bir değerlendir- me yaparken, "Sayın Çağlayangil" de- di 'Biz devlet olarak. Türkiye'deki ge- lişmelere sabrederiz. Amma. devlet dı- şında olanlar. devleti bile dinlemeyen- ler sabretmeyebilirler' dedL Bundan açık bir şey olamaz. 12 Mart'ta CIA vardır. Büyük ölçüde var- çağlayangil anlatıyor- • 12 Mart'tan bir süre önceydi. Böyle bir hareketin olacağı bana ihsas edilmiştir. Amerikan sefiri bir akşamüstü, bana telefon etti. Bila lüzum 'Çağlayangil, evinize bir viski içmeye geleyim mi?' diye sordu. •Genel bir değerlendirme yaparken, 'Sayın Çağlayangil' dedi, 'Biz devlet olarak, Türkiye'deki gelişmelere sabrederiz. Amma, devlet dışında olanlar, devleti bile dinlemeyenler sabretmeyebilirler' dedi. •Bundan açık bir şey olamaz. 12 Mart'ta CIA vardır. Büyük ölçüde vardır. 12 Mart'ta haşhaş vardır. CIA-Papadopulos da vardır. CIA-Gizikis de vardır. CIA'nın nasıl hareket edeceği tahmin edilemez. 12 Mart darbesi 1946'dan günümüze uzanan darbe ve darbe girişimleri zincirinin bir halkasıydı. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve 12 Mart generallerinin oluşturduğu bu ve benzeri tablolar 12 Eylül sonrası da sıkça yenilenecekti. dır. 12 Mart'ta haşhaş vardır. CIA-Pa- padopulos da vardır. CIA-Gizikis de vardır. CIA'nın nasıl hareket edeceği tahmin edilemez." Çağlayangil, açıklamalannı sürdü- rüp 27 Mayıs. 22 Şubat. 21 Mayıs ve 12 Mart darbelerinin üzerindeki per- deyı aralarken, aynı zamanda daha son- raki 12 Eylül ve gelecekteki olası dar- belere ışık tutarak şöyle diyordu: "- Törkiye, kendi istihbarat gücünü kuvvetiendirmek için İsraü istihbaraü ile ABD Lstihbaratı ile İran istihbarad ile daimi >e organik münasebetJer için- dedir. Bunlar. gizü gizii her sene kendi şefleriyle toplanırlar. Washington'da, Tahran'da Telavh "de istihbarat miiba- delesi \apariar. Organik bağlan bulun- mayan fakat inandıklan başka istihba- rat örgütleriyle de istişarede buJunur. mütalaa alırtar. Şimdi istihbaratçdar ABD'lilerle or- ganik bağlar içinde olduğuna göre Amerikaular, 'Şu adam benım ada- mım, şunu yerleştirelim solculann ara- sına" drve rahatça işbirligi yapabflnier. Istihbaratçüık alamnda bu iş rahat ya- pılabilir." Ve Çağlayangil, yıllann dene>im ım- biğinden geçmiş inancını da ismail Cem'e şöyle özetlemiştir: "- Amerika şuna aldırmaz: Bir memlekette demok- ratiik idare olmuş, şoven idareolmuş,fa- şist idare olmuş, ona hiç bakmaz. Ame- rika, o memleketin kendisine ne ölçüde tabi olduğuna. kendi politikasına ne de- rece) e kadar satelKte (u\du) haiine ge- lebilecegüıc bakar. ABD, bir alba> cun- tası ileYunanistan 'da istediğini yapabi- iiyorsa,albajiar cuntası Yunanistan için biçUmiş kaftandır. ABD, eğer bir Nihat Erim hflkümeti ile haşhaşı men ettire- bilecekse, Türkiye'nin layık ol- duğu idare tarzı Nihat Erim hü- kümetidir.*" 12 Mart ve diğer darbelerin te- mel taşını böylece yerine koy- duktan sonra, şimdi 12 Mart özerine yazılrruş makale, araş- tırma, röportaj ve kitaplar ile bi- zim derlediklerimizden oluşan, bilgi ve belgelen birer birer yer- lerine koyarak, 12 Mart ile bir- likte Türkiye'nin başına yeniden örülmek istenen çorap mozayi- ğini oluşturmaya çalışaiım. 1946'dan günümüze Türki- ye'nin yaşadığı darbeler serüve- ni içinde sadece 12 Mart'ı, ya da 12 Eylül'ü tek başına ele alıp ın- celemek yanlış olur. Çünkü, 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e uzanan za- man sürecinde, bütün darbeler- le darbe girişimleri bir zincirin halkalan gıbıdırler. Bu nedenle 12 Mart'ı masaya yatırmadan önce, 12 Mart'a gelinene kadar olup bitenlerin bir özet değer- lendirmesini yapmakta yarar vardır. 1950'de Demokrat Parti'nin ezici çoğunlukla iktidara gelişi- ni, 4-5 yılhk sürede muhalefet- te yapılan hesaplann tutmadığı- nın anlaşılması ve Inönü'nün dayanılmaz muhalefeti ile eko- nomik güçlükler izlemiştir. Cumhurbaşkanı Celal Ba- yar'ın vesayetindek ı Adnan Menderes hükümetı ülkeyi eko- nomik darboğazdan çıkarabil- mek, ekonomiye hız kazandıra- bilmek, yabancı sermayeyi ül- keye çekebilmek amacıyla ABD başta olmak üzere Batılı ülkelere herrürlü güvenceyi ve- recek durumdaydı. Menderesin çıkmazı Tanmsal ûretimin düşmesi: halkın beslenebilmesi için be- sin yardımını, kamu borçlan ve OECD'ye olan 162.5 milyon dolarlık tican borcun ödenme- si, yatınmlann ve ithalatın dur- maması için de döviz bulunma- sını zorunlu kılıyordu. "Marshall Yardımı" ile elin- deki tkınci Dünya Savaşı'ndan kalmış savaş araç ve gereçleri- ni veren, bunlann yedek parça- Ianndan sağlayacağı kazancm yanında. Türkiye'yi bagımlı kı- labilmek için elındekı besin stoklannı eritmek için de hare- kete gecen ABD, Menderes ve hükümetini denetim ve yöneti- mi altına almayı amaçlamaktadır. ABD ve müttefiklerinin özel kesimleri Tür- kiye'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal istikrarsızlık nedeniyle giri- şimde bulunmak yerine, beİdemeyi seçmişlerdı. Menderes hükümetı, sanayi kesimı- ni harekete geçirmek ve özendirmek için, 18 Ocak 1954'te "Yabancı Ser- mayeyi Teşvik YasasTnı çıkardı. Yarın: Moskova- Vtfashington dengesi 9 68 kuşağı ve 12 Mart I ORALÇALIŞLAR Cezaevi, îşkence ve ölümle tanışma24 >ıl geçmiş üzerinden. 12 Mart 1971 askeri müdahalesinin yapıldığı yıl doğan çocuklar, şim- di futbol için olgun sayılabilecek bir yaşa geldi- ler. T\' kanallannda spikerlik yapan birçok genç, ülkemızi bir karabasan gibi saran bu darbe ger- çekleştiğınde henüz doğmamıştı bile. Günümüz gençliği için bir tarih ve uzak bir geçmiş olarak anılan, bazılannın ise ne olduğu- nu bile duymadığı, bilmediği 12 Mart, bizim ku- şağımız için daha dün gibi yeni. Her şey hâlâ bel- leğimizde taze olarak yaşıyor. 12 Mart askeri mü- dahalesiyle '68 kuşaf ı arasmdaki bağı bılenlerde çok fazla değil sanıyorum. 12 Mart 1971. biz '68 kuşağı için öncelikle sı- kıyönetim anlamına geliyor. llk kez böyiesine so- lu hedef alan bir sıkıyönetime tanık oluyorduk. Bu tanıklığımız daha sonra askeri mahkemeler ve askeri eezaevleriyle sürdü. Bunu askeri savcıla- n. sıkıyönetim hâkimlerini, müdahaleci general- leri ve cezaevinin asker yöneticilerini tanımamız izledı. Daha önemlisi, üç sevgıli arkadaşımızjn idamını yaşadık 12 Mart döneminde. Süleyman • 12 Mart 1971 askeri müdahalesi yapıldığında, ordu ile sol arasmdaki bağlantı 1960'lann başındaki kadar sıcak değildi, ama yine de sol içinde askerlerle bağ ve orduyla yapılacak devrim fikri oldukça yaygındı. Ancak 12 Mart'la gelen sıkıyönetim, büyük bir hışımla sola saldırdı. Demirel'in başında bulunduğu AP'liIerin "üçe karşı öçr bağnşlanna tanık olduk. Yani Mende- resler'in asılmasının intikamı, Deniz Gezmiş, ve arkadaşlan asılarak çıkanlmak isteniyordu. Biz birçok alışkanlığı 27 Mayısçı gençlerden almıştık. Onlar, Menderesler'in DP iktidanna karşı mücadele ederken "Ordu-milfct-gençlik el ele" sloganlannı atmışlardı ve ordu 27 Mayıs'ta gençlerin hedef aldığı ve baskılanna uğradığı DP iktidannı alaşağı ermişti. 27 Mayıs, gençlerle or- du arasında bir ittifak mirası bırakmıştı. Işte cun- tacılık bu beraberliğin ürünü olarak uzun yıllar gençlik mücadelesi içinde etkili bir söylem ola- rak kullanıldı Doğan Avcıoğlu'nun Yön hareke- tinin çıkışında böyle bir tarihsel kök yatıyordu. 12 Mart 1971 askeri müdahaiesi yapıldığında, ordu ile sol arasmdaki bağlantı 1960'lann başın- daki kadar sıcak değildi, ama yine de sol içinde askerlerle bağ ve orduyla yapılacak devrim fikri oldukça yaygındı. Böyle düşünülürken ve hatta solculann birkıs- mının güven duyduğu komutanlar darbe bildiri- sinin altına imza atarken, birçok solcu böyiesine sol düşmanı bir yapılanma beklemiyordu. 12 Mart'ın ilk hükümetinin NihatErim başkan- lığında kunılduğu sırada bile henüz hayaller ta- mamıyle yıkılrruş değildi. Çünkü kendisine *re- form kabinesi" adını veren bu hükümet içinde solcu olduğu söylenen isimler bulunuyordu. Herkes böyle düşünmüyordu. Sosyalistlerin bir kesimi o dönemde yasadışı örgütler kurmuşlar, "silahh mücadele" adını verdikleri bazı eylernle- re girişmişlerdi bile. Deniz Gezmiş ve arkadaş- lan, 12 Mart darbesi yapılmadan öncelci silahlı eylemleri nedeniyle tutuklanmışlardı ve ceza- evindeydiler. Işte biz '68 kuşağı bu koşullarda sıkıyönetim- le ve askeri darbeyle karşılaştık. Her şey bu kar- şılaşma ile başladı. Daha sonra neler yaşamadık ki. Ben bu yazımda 12 Mart döneminde yaşadık- lanmızdan size bazı kesitler sunmaya, bazı anı- lar aktarmaya çalışacağım. Bunu yaparken sulu zırtlak bir geçmiş ağıdı aktarmak niyetinde deği- lim. Size o günün insanlannı, havasını, anlayış- lannı yansıtmaya çalışacağım. O günleri bir ta- rih olarak öğrenenlere, içinde yasayan biri olarak, canlı anılar aktaracağım. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya çok yakından ta- nıdığım gencecik insanlar olarak o dönemde ölü- me gittiler. O dönemde 20-25 yıl sürecek örgüt- sel aynhkların ve eylemlerin temeli atıldı. Hâlâ birçok örgüt. henüz 20 yaşının başiannda ölüme giden bu genç insanlann anılanyla yaşıyor. Size o günlerden hoş kesitler sunmak istiyorum. Yann: Deniz'in akupunkturşakası DtNİZİ Sl.VLNLLRE İLGİNÇ ÜYKÜLER,TEK\İK KONULAR. YeüimDiuv^m UZAKLAR'A MİÇO GELİYOR f KATLANIR PERVANENİN GÜCO î MOTORDA YAKIT SORUNU DİREKTEN DÜNYAYI EMNİYETTE SEYRETME Derrnroter Sıtesı 8 Cadde No 71 Zeytınburou ISTANBUL Te; 664 16 94 • 510 28 71 Faks 558 67 85 T.C. SARIOĞLAN ASLİYE HlİkuK HAKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1991/77 Esas 1994/169 Karar Davacı Ali Akın tarafindan davalı Hazine aleyhine açılan davada dahili davalılar Bünyan ilçesi Cumhunyet Mah. Sellektür Sok. No: 18'de ikâmet eden Niyazi Akın, Binnaz Alan, Nesibe Akkoyun, Sanoğlan Yahyalı Mahallesi'nde mukim Mühübe Doğan, Güzelyazı Mahallesi'nde mukim Hatice Akın, Kayseri Yenımahalle 16. Cad. Yıldınm Apt. 44/2'de mukim Sabn Akın'a tebligat yapılamadığından ilanen tebligine karar verilmiş olup mahkememizden verilen 13.10.1994 tarihli davanın kabulüne. 18-69-7 numaralı tapunun ıptali ile davacı Ali Akm adına tesciline dair hüküm, yukanda isimleri yazılı davalılara ilan tarihinden itibaren 15 gün ıçerisinde kanun yollanna başvurmak, davalı Hazine'nin temyız dilekçesine karşı da 10 gün ıçerisinde cevap vermek üzere karar teblıği ve temyiz dılekçesı teblıği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 10613 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Kefir İçmenin Keyfi... Bugün 12 Mart; 24 yıl öncesini anlatıp, neşeleri kaçırmak istemiyorum. Bugün, yine "kefir"üen sözedeceğim... "Ke- fir" Fkjsça bir sözcük, "ayran değil" demekmiş. Ingilizcede "kefır"'m, Türkçe "keyif"ten geldiği belirtilir. "Keyf'deArap- ça "sağlık" demek. Ankara Üniversıtesi Ziraat Fakültesi doçentlerınden Ce- lalettin Koçak profesör oldu. Ben ona, "kefir profesörü" diyorum. Kefir konusunda bana bilgiler veren, her arayışım- da sıcak bir ılgıyle karşılayan oydu. Ankara'da, -hatta Tür- kiye'de- kefirin duyulup yayılmas/nda büyük emeği var. Tür- kiye'nin neresınde "kefir"\e ılgilenen, uğraşan varsa, onları anmaktan hoşlanan bir kışi Prof. Celalettin Koçak. Ömegin, yüzünü görmediğim, Antalya'da Akdeniz Ünıversitesi'nde çalışan Prof. Hasan Yaygın'ı tanıtan odur. (Celalettin Ko- çak'ın fakülte telefonu: 317 05 50/1351). Hazır kefir arayanlara: Ziraat Fakültesi Temsilciliği, Arjan- tin Caddesi 21/C Gaziosmanpaşa. Telefon: 312/ 468 06 01. Prof. Hasan Yaygın'ı, Antalya'da bulup konuştum. lyi ki konuşmuşum, onlar Antalya'da çalışmaları ilerletmişler. An- talya televizyonuna 40 dakikalık bir izlence hazırlamış Ha- san Yaygın; röportajlar yapılmış, birkaç sayrı (hasta) ile gö- rüşülmüş. Iziencede, "Kefir nedir? Kefir tanesi nedir? Ev- lerde nasıl yapılır" gibi sorulara yanıt aranmış. İzlence gö- rüntülüymüş, laboratuvarda da çekimler yapılmış. Prof. Hasan Yaygın, konuyla ılgilenen Hürriyet muhabiri- ne bilgi vermiş. Yazı Hürriyet'in Antalya baskısında 6 mart günüçıkmış. (Gerçekte, bunlantüm Türkiye'deyayımlamak gerekir). Hasan Yaygın: - Şımdı benim elımde 1.5 kg kefir tanesi var; küçük özel kavanozlar aldırdım, iki sayfalık broşürler hazırlattım... di- yor. Hasan Yaygın, kefiri 1980'li yıllarda izmir'de çogalrtığını söyledi. Elinde o yıllarda düzenlenmiş, 700 sayrının anket yanıtlan varmış. Bu anketlerde, şu sorulara yanıt aramış Hasan Yaygın: Kefiri kimleraldı, nıçin, neden aldı? Nereden duydu? Hangi amaçla kullanıyor? Hasan Yaygın: - llk kez ben getirttim kefiri,ü\yor, Rusya'dan geldi. Ali Aras diye bir hocamız vardı, kendisi Karslı. Oradan sağla- mış, o zaman çoğalttım. Kitaplarda bilgiler vardı, ama ku- ramsal bilgilerdi. Ben bunu aslında, 75607/ yıllarda Fran- sa'dan getirdim. Ben bir yıl Fransa'da kaldım, 1965- 1966'da. Laboratuvanmızda vardı, gelirkenyanımda getir- dim. O zaman onun yapısı biraz daha farklıydı. Süte değil de, incir, şeker ve limondan oluşan sulu özel bir çözeltiye konuyordu. Oradaasitli, hafıfalkollübiriçkioluyordu, şam- panya gibi! (Gülüşmeler). Hasan Yaygın. "Ankara Notlan"u\ titizlikle okumuş. - Benyazılannızı Celalettin Koçak'tan aldım. Fakültemiz- de de "Basında Beslenme" diye bir bölüm var, bütün öğ- rencileryazılannızı orada okuyorlar! (Prof. Hasan Yaygın'ın telefonu: 442 / 227 45 60'tan istenecek.) izmir'de de kefir mayası üretıliyor. izmir Ege Ünıversitesı Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Numan Sungur şöyle dedi: - Biz kefirmayası yapıyoruz ve halka yansısın diye de, ku- çük bir satış yerimiz var, orada pazarlıyoruz. özellikle kefir mayası pazarlıyoruz. Onar gramlık, bazen beşer gramlık küçük ambala/larda stenl tüpler içinde en kısa zamanda bu alıcıya yansıtılıyor. Doğrudan doğruya ıçilecek nıtelikte ke- fir, maalesef, bir ambalaj makinemız olmadıgı ıçın hazıha- yamıyoruz. Halka, mayadan nasıl kefir yapacaklan ile ilgili bir küçük metin de veriyoruz... İzmir Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Ürünleri Bölü- mü Başkanı Prof. Dr. Stddık Gönç ile Doç. Dr. Sevda Kılıç kefir mayası üretimini gerçekleştırmekteler. (Kefir mayası, bilgi için telefon: 232 / 388 01 10dan 2733 istenecek.) Prof. Celalettin Koçak anlattı; Yugoslavya'da yapılan bir araştjrma geçmiş eline, bunda sütte bulunan kolesterolü ke- fir mayasının parçaiadığı ve bir oranda yok ettiği belirtiliyor- muş. Süt dışındaki kolesterol ile ilgili olarak Celalettin Ko- çak diyor ki: - Kefirdeki floranın kolesterolü parçalama özelliğı oldu- ğu için, bağtrsakta kefir florası yeheştiği zaman, bağırsak- ta kolesterole etki yapabilir, ama orada kolesterolü ne öl- çüde parçalar, bilemiyorum tabii. Burada, kefir konusunda çalışmalar yapan Prof. Nesrin Kaptan'ın (o Antalya'da emekli), Ankara'da Prof. Emel Sez- gin'in kulaklannı çınlatmak isterim) Bir de, Siirt'te çıkan "Mücadele" gazetesi yazarı Cum- hur Kılıççıoğlu 'nun "kefir" ile ilgili bir yazısından söz etme- liyım. "Mücadele"nin 23 Ocak sayısında Cumhur Kılıççıoğ- lu "Gezi Anılan"n\n başlığını: "Mustafa Ekmekçi'y/e 'Ke- fir' Içme Keyfi" koymuş. Şöyle diyor: "Çağdaş GazetecilerDemeği'nin Bursa'daki Güney Mar- mara Şubesi'nce düzenlenen 'Anadolu Basını' Paneli'ne konuşmacı olarak katıldıktan sonra geceyi Uludağ Üniver- sitesi Güçlendirme Vakfı Vamtes Tesisleri'nde geçirdık. Asude bir konukevi olan tesislerin kükürtlü suyu hemen alttaki tarihi hamamdan pompaj sistemıyle veriliyordu. Fa- kat beklenmedik bir anza bizleri kükürtlü banyo yapmaktan alıkoydu. Mahalli birdeyişimizde ifadesini bulduğu gibi 'Du- lun şansına, geceler kısa olurdu'. (Ele şansıl armile illeylyık- sar). Bu aksilik bızi bulunca biz de şanssız dullara döndük. Ancak bu şanssızlığı, çok daha büyük bir şansla unutuver- miştim. Zira saatlersüren sabah kahvaltısını ülkemızın çok değerii yazarianndan Sayın Mustafa Ekmekçi'yle yapma onuruna ermiş ve guruhanmıştım. Çok sempatik ve bilge kişıliği yanı sıra çok mütevazı bir yaratılışa sahip olan üstadla tanışma mutluluğuna eriştiğım muhterem Ekmekçi, kendi eliyle hazıriadığı kefir'/ içirerek ömrümü de uzatmış oldu. Zira birKafkas içkisi olan 'kefir' beyin hücreleriniyeniliyor. Her gün büyük bir sabırla bu can- lı organizmalı 'ab-ı hayatV imal eden değeriibüyüğümüz bu sayede 130yılyaşayacağını amaçlıyor..." (Cumhur'un yazısı daha uzun, burada kesin bir bilgi ve- reyim: Cumhur Kılıççıoğlu, "kara-gülmece" türünün bir us- tasıdır. Her yıl, zekâ fışkıran haberleriyle, ÇGD'nin ödülleri- nin en gedikli müşterisidir.) Gönülden teşekkürler, Cumhur! BULMACA SOLDAN SAGA: l' Eldıven ve gıysı yapı- mında kullanılan bir tür yumuşak den... Dıl devri- minin ilk yıllannda "bele- diye" anlamında kullanı- lan sözcük. 2'Amaç... Zırh ya da silah. 3/ Anlaşmaz- lık, kavga... Köpek. 4' Ge- milerde türlü işlerde kul- lanılan bir rür demır hal- ka... " kullar yarat- nıışsırt'Varsın şöyle dur- sun deyu/ Onlan koymuş- sun orda^'Sen çıkmışsın uca Tann " (Kaygusuz Ab- dal). 5/ Mavi renkte değer- li bir süs taşı. 6' Danımarka, Norveç ve lsveç'ın ufak para birimi... Yönet- me. 7/ Bakınn simgesi... Tuluat tıvat- rolannda Doğu giysileriyle yapılan dans. 8/ Kütahya'nın bir ilçesi... Geç- miş zaman. 9/ Mercanköşkde denılen. güzel kokulu bir saksı bitkısı... Yana- ğın alt kısmı. YUKARIDAN AŞAĞIYA. 1/ Çoğalma, fazlalaşma. artma... tddia, bahis. 2/ Tütün dizmek, kurutmak ve ışlemek için kullanılan üstü kapalı ser- gı... Anadolu Selçuklulannın üsluplaştırdıklan dolaşık süsleme. 3/ Duvarcılann dogrultu bulmakta kullandıklan çekül ıpi... Yabancı. 4/ Bir pamuk türü... Tanntanımaz. 5' Genellikle gömlek yapmakta kullanılan çizgili ve ince pamuklu kumaş. 6/ Ku>Tuksokumu kemi- ği... Sürdürme. 7/ Bir nota... Türk müzığinde biı ınakam. 8/ Okya- nuslann çok derin kesimlerine venlen ad... Bir ılımız. 9< Himalaya- lar'da yaşadiğma ınanılan Kar Adamı na verilen ad... Çukur yer.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle