Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ŞUBAT 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
Otomotivciler
süreclen vazgeçti
• İSTANBUL(ANKA)-
Otomotiv sektörii gümrük
birliğinde geçiş süresı
istemekten gönülsüz de olsa
vazgeçti. OSD Başkanı AH
Ihsan tlkbahar, sektörün
kamuoyunda yük gıbi
gözükmesini istemediklerini,
ancak ayakta kalabılrnesi ve
kendisini emniyete alması
için AB dışındaki ülkelere
sırurlama getirilmesi
görüşünü savunur hale
geldiklerini bildirdı.
Nadir'e kefalet
desteği
• LONDRA (AA)- tşadamı
Asil Nadir'in tutukluluk
halinin kaldınlması için 1
milyon sterlin ile kefil olan
işadamı Ramadan Güney'in,
kefalet borcunun olmadığına
karar verildi. Bugün
sonuçlanan temyiz
duruşmasmda ise yargıçlar,
1 'e karşı 2 oyla "Güney'in
kefalet sorumluluğunun
olmadığına" karar verdiler.
Türk işadamtannın
ticari çıkanması
• İSTANBUL(AA)-Türk
işadamlan. 5-19 mart
tarihleri arasında Orta
Amerika ülkeleri Meksika.
Guatemala, El Salvador ve
Panama'ya, ticari çıkanna
yapmaya hazırlanıyor.
ÎTO Yönetim Kurulu
Başkanı Atalay Şahinoğlu,
İTO ve Türkiye'nin Meksika
Büyükelçiliği'nin işbirliğiyle
cumhuriyet tarihinde ilk defa
bir Türk işadamlan
heyetinin, Orta Amerika'yı
ziyaret edeceğini bıldırdi.
Konya Şeker,
kooperatife satddı
• ANKARA (ANKA)-
Konya Şeker Fabrikası'ndaki
yüzde 24 kamu hissesi, 400
mılyar liraya Konya.
Akşehir, Ilgın ve Ereğli
pancar ekicileri
kooperatiflerine satıldı.
Özelleştirme Yüksek
Kurulu'nun karan Resmi
Gazetede yayımlandı.Pancar
ekici kooperatifleri 24 milyar
lira nominal değerdeki
hisseler için sözleşme
tarihinde peşinat olarak 60
ftıilyar lira ödeyecek.
ECİD yönetbnimte
değişikliklep
• Ekonomi Servisi -
Elektronik Cihazlar
lmalatçılan Derneği (ECİD)
Başkanhğı'na, Profilo
Holding yöneticisi Ferzat
Kuçhani getirildi. Önceki
Başkan Lütfı Yenel'in,
Vestel'deki görevinden
aynlması nedeniyle dernek
başkanlıgı ve üyeliğinden de
istifa ettiği belirtildi.
Birliklerin işlevlerini azaltmaya çalışan Başbakan Çiller bir yandan da yenilerini açtınyor
Bir karadelik de GAP'atZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Hükümet, bir yandan
tarım satış kooperatiflerince
oluşturulan birliklerin işlevleri-
ni azaltırken bir yandan da yeni
birlikler açmaya çalışıyor. Gü-
neydoğu "da GAP"ın devreye
girmesıyle bölgedeki birliklerin
yetmeyeceği görüşünün ağırlık
kazanması üzerine Başbakan
Tansu Çiller, Çukobirlik'in ön-
derliğinde GAP Birlik'in kurul-
ması için çalışmalann başlatıl-
masını istedi.
Çiller'in 5 karadelikten biri
olarak değerlendirdiği birliklere
bir "kardeş" daha geliyor. Şu
anda 13 birliğe bağlı bölgelerde
415 kooperatif bulunuyor. Bu
birlikler, 750 bin üretici ortağı
ve 30 bın çalışanıyla tanm sek-
törüne çeşitli hizmetler veriyor.
Bu birliklerin; yüzlerce çeşit
yan mamül ve mamül üreten
tanmsal sanayı tesisleri ile yıl-
da yaklaşık 300 milyon dolarlık
ihracat potansiyelı bulunuyor.
Birlik genel müdürlerinin or-
tak deklarasyonunda GAP Bir-
liği'ne ihtiyaç duyulduğu belir-
tildi. Ortak açıklamada. "Yakın
gekcekte ûlkemiz tanmsal üre-
timinin bfiyûk ölçüde artışını
sağlayacak olan Güneydoğu
Anadolu Projesi'nin tümüyle
•Güneydoğu"da GAP'ın
devreye girmesiyle
bölgedeki birliklerin
yetmeyeceği görüşünün
ağırlık kazanması üzerine
Başbakan Tansu Çiller,
Çukobirlik önderliğinde
GAP Birlik'in kuruîması
için çalışılmalann
başlatılmasım istedi.
hayata gecirilmesi halinde böi-
gede üretilen üriinün değerien-
dirilmesi amacıyla en kısa za-
manda balen bölgede faaliyet
gösteren tanm satış kooperatif-
lerinin katılımıyla GAP-Birlik
adında bir birliğin kunümasuu
gerekli görmekteyiz" görüşüne
de yer verildi. Çukobirlik Genel
Müdürü Mustafa Gökçedağ,
GAP'la birlikte bölgede pamuk
üretiminin büyük ölçüde arta-
cağını söyledi.
"Birtiğiınize bağlı 17 koope-
ratif bölgede faaliyetfcr göster-
mektedir. Biz burada kütlû pa-
muk üreticikrine hizmet sağla-
maya çahşmaktayız. Ancak, çok
geniş bir saha içerisinde yer
alan bu bölgedeki kooperatifleri
hizmetin gerektiği şekilde ve
ekonomik olarak verilmesi, gi-
derek ağırlaşan ekonomik ko-
şullar nedeniyle pek mümkün
olamamaktadır" dıyen Gökçe-
dağ sözlerinı şöyle sürdürdü:
"GAP ile bölgede meydana
gelecek firetim artışlan göz 5-
nünde tutularak başta küdü pa-
muk üreticileri olmak üzere,
Antepnstığı. yağh tohum ve di-
ğer tanmsal ürün üneticüerinin.
mevcut tanm saüş, kooperatifle-
rinin ekonomik ve yapısal dunı-
mu güçlendirilerek tek bir birlik
haline dönüştürülmek veya sa-
nayiye da>alı tarım ürünleri
olan kütlü pamuk ve vağlı to-
humlar ürericilerinin, kurula-
cak yeni bir tanm satış koope-
ratifleri birliği çatısı altında top-
lannıak suretivle yeniden >apn
landırılmaları gerekmektedir.
Gerek bölgede faaliyette bulu-
nan tanm satış kooperatifleri
bûiiklerinin güçlendirilmek su-
retivle tek bir birlik haline dö-
nüştüriilmesi. gerekse bölgede,
örneğüı GAP Birlik adı altında
yeni bir tanm saüş kooperatifle-
ri birliğinin oluşrurulması, böl-
gedeki kooperatifleşmeyi çoğal-
tacak, aynca artacak gelişimin
doğal bir sonucu olarak, bölgeye
ekonomik yönden ve istihdam
»çısından katkı sağlayacakbr." Çiller- Hem azalüyor hem de yeni birlikler açıyor.
Üreticiler, artan KDV oranlannı şimdilik fiyatlara yansıtmayacaklannı dile getirdiler
Müjde: Sigaraya vergi zammı yok
HÜLYAGENÇ
Sigara tiryakılenne müjde.
Tütün ve tütün mamullenne uy-
gulanan ek vergi, sigara fıyatla-
nna şimdilik yansımıyor. Tütün
mamullerinden alınan ek
KDV'nin arttınlması ve ithal
sigaralarda yeni uygulanmaya
başlanacak olan ek KDV'nin
zam söylentilerinı de beraberin-
de getirmesine karşın, üreticiler
"sigara fnatlannı şimdilik ar-
rjrma\acaklannı" belırtiyorlar.
Önceki gün bütçe gelirlerini
arttırmak amacıyla vergi, do-
laylı vergi ve fon oranlannı
yükselten Bakanlar Kurulu ka-
Soförler zammı az buldu
Ulaşım ücretlerine yapılan zamlar, şofor
dernek ve esnaf odalan tarafından yeterli
bulunmadı. Yetkililer, 1 ocaktan itibaren taksi
ve dolmuş ücretlerine yapılan yüzde 50'lik
zamla birlikte minibüs ücretlerinde yaşanılan
yüzde 50-60 oranındaki artışın, 1 yıl içinde
petrol ürünlerine yapılan yüzde 210luk zam
karşısında eridiğini kaydettiler. 12 nısan
tarihinden itibaren ulaşım ücretlerine zam
yapılmadığını hatırlatan Istanbul Şofbrler ve
Ötomobiicıler Derneği Genel Sekreteri Ergün
Öcal, yapılan yüzde 50'lik artışm 9 ay içinde
petrol ürünlerine yapılan zam karşısında
eridiğini belirtti.
ranyla birlikte. tütün mamulle-
rine uygulanan ek vergi ithalat-
ta yüzde 0'dan 20'ye, yerli
ürünlerde yüzde 80'den 90'a çı-
kanldı. Bakanlar Kurulu tara-
fından alınan kararın Avrupa
Birliği'ne olan yükümlülükler
çerçevesınde 1 Ocak 1995'ten
itibaren sigara ithalatında güm-
rük vergisi oranının indirilmesi
nedeniyle, yerli ve yabancı si-
garalar üzerinde oluşan vergi
yükü eşitsizliğini gidermek
amacıyla almdığı bildirilmişti.
Bütün ürünlerine 15 Aralık
1994 tarihinde zam yapan R.J.
Reynolds yetkililerinden alınan
bilgiye göre, şu anda yeni bir
zammın söz konusu olmadığı
vurgulanıyor. Bütçe açıklannı
kapatmak isteyen hükümetin
tütünden alınan ek KDV'yi art-
tıracağını daha önceden bildik-
lerini söyleyen R.J. Reynolds
yetkilileri, aralık ayında yapılan
zamda bunun göz önünde bu-
lundurulduğuna dıkkat çektiler.
Yetkililer, ek KDV oranının art-
tınlmasından şu anda etkilen-
mediklenni bıldirdiler..
Tekel yetkilileri, bunların
gerçeği yansıtmadığını, Te-
kel'ın zam hazırlığı içensınde
bulunmadığını açıkladılar. Te-
kel 2000'ın 35 bin liradan satıl-
maya devam edeceğini açıkla-
yan yetkililer, diğer ürün grup-
lannda da fiyat değişikliği ya-
pılmayacağını belirttiler.
Kardemir'de pazarlık daha yeni başlıyor
ANKARA (ANKA) - Kardemir AŞtte
çalışanlann temsilcisi olarak yönetim
kurulu üyeliğine getirilen DYP
Zonguldak eski Milletvekili. Erdemır
eski Yönetim Kurulu Başkanı Tevfîk
Ertüzün. Özelleştirme Idaresi
Başkanlıgı (OtB) ile imzalanan
protokolün 'muğlak' olduğunu, Karabük
Demır Çelik Işletmeleri AŞ ile Kardemir
AŞ arasında sürdürülecek görüşmelerle
protokolün 'somutlaştınlacağını' belirtti.
Ertüzün, "Kardemir'de pazarlık süreci Ertüzün, komiteye seçfldi
yeni başlıyor" diye konuştu.
Tevfık Ertüzün, Türkıye'de ilk kez denenecek
Kardemir AŞ modelinde
başlangıç noktasında başanyı görmek
gerektiğine işaret etti. tşi tesadüflere
bırakmamak
gerektiğine dikkat çeken Ertüzün,
Kardemir AŞ'nin bir rekabet piyasasma
gireceğini, rakipleri olacağını ve bu
nedenle başlangıçta "geride olmamasr
gerektiğini kaydetti.
Ertüzün, "Kardemir'in rchabilitasyon
sürecinde de\kt de bulunmalıdır. Deviet
elini ayağmı hemen Kardemir'den
çekmemelidir. Çünkü Kardemir'i bu
hale getiren devlettir" dedi.
Ertüzün, "•Kardemir'in yaşaması lazım. Ama
yaşayan, yenflenmiş şekflde
n
dedi.
ASO: Kapatılsın
ANKARA (ANKA) -
Ankara Sanayi Odası
(ASO). Karabük Demir
Çelik tşletmeleri için veri-
lecek en doğru kararın
"kapatma'" olduğunu be-
lirterek "işçileri kandırı-
yorlar" yorumunu yaptı.
ASO, Hak-lş'in işletmeyı
almaİcla "olmayacak duaya
amin dedigini" ıfade ettı.
Aso Medya'da yer alan
yorum yazısında Karabük
için "kara bir tablonun"
çizildi. Yazıda, işletmenin
teknolojik olarak yenilenip
uzun demir veya paslan-
maz çelik üretebilmesinin
çok zor olduğu, ihracat
şansının hemen hemen iç
olmadığı, işçi fazlasının
bulunduğu, işçilerinin Tür-
kiye standartlannın üzerin-
de ücret aldığı belirtildi.
YORUM
ozrm AKGUÇ
Çöziim Üretmek
Çiller hükümeti, çeşitli yönlerden, ekonomik, toplum-
sal, politik açılardan eleştiriliyor. Hemen hemen her ke-
simden tepkiler yükseliyor. Gelecek için çizilen pembe
tablolara inananlann sayısı çok az. Çoğumuz, bırakınız
iyiye gitmeyi, aydınlanmayı, daha da karanlığ^ gör
nül-
menin kaygısını taşıyor. Eleştiriler haklıdır. Çiller hükü-
metinin, tüm gösterıye karşın, somut başanlar sağlaya-
madığı ortadadır. Türkiye, hemen her alanda cumhuri-
yet tarihinin en ağır bunalımını yaşıyor. Beceri eksikliği.
tutarsızlık, kişisel gösteri, bencillik, ülke yikai ya tas.
altında çıkar kollama, tüm bunlar da doğrudur. Ancak
eleştirilerin haklı ofması, bazı doğrulann yczılrrası, öy-
lenmesi ne yazık ki çözüm getirmiyor. Türkiye'nin çö-
zümlere gereksinimi var.
Türkiye, ekonomik bunalımdan nasıl çıkacak? Her
gün kabaran yakında katrilyonla ifade edilecek, yalnız
faizi vergi gelirlerinin önemli bir bölümünü yutan iç borç
sorunu nasıl çözülecek? Ekonomiden önemli kaynak
çıkışı olmadan dış borç sorununa çözüm için neler
öneriliyor? Türkiye, kalkınma sürecine nasıl yeniden gi-
recek, üretken yatırımlar hangi kaynakla arttırılabile-
cek? Yakınılan gelir dağılımı hangi önlemlerle düzeltile-
cek? Demokrasi, tüm kurum ve kurallan ile nasıl yerieş-
tirilecek? Güneydoğu için somut olarak ne öneriliyor?
Kuzey Kıbns için tutum ne olmalı? Toplumsal banş için
öneriler neler? Kamu yönetimi, ister yerel ister merkezi,
etkinliğe, dürüst görev anlayışına nasıl kavuşturulacak?
Bu ve benzeri sorulann ortada somut yanıtı yoktur. So-
mut politika önerilerinden çok, lafazanlık, özelleştirme,
adil düzen, serbest pazar ekonomisine geçiş gibi ya-
nıltmacalar (safsata) var. Bu sloganlar sorunlan nasıl
çözecek? Ortada kandırmacaya yönelik genellemeler-
den, cilalı, boş laflardan öte, somut bir bilgi ve öneri
yok. Affedersiniz, toplumun büyük bir bölümünü aptal
yerine koyarak, bön (safderun) sayarak politıka yapıl-
maz, yayın yapılmaz. Bunlar etik (ahlak) kurallanna uy-
gun düşmez. Halkı ayartılarla kandırmaya çalı^mak dü-
rüstlüğe, çokça sözü edilen temiz ellere sahip olmaya
ters düşer.
Bazı öneriler, yakınmalar, ilk bakışta haklı ve yerinde
görülebilir. Ancak bunların etkilerini uzun süreli olarak
düşünmek gerekir. Nasıl satranç oyununda yalnız gele-
cek hamleyi değil, en azından birkaç hamle ilerisini
görmek gerekiyorsa politikada da yapılan oneı ıleroc de
ileriyi, uzun süreli görmek gerekir.
Türkiye'de bugün, ruhsal veya ussal s.oru;.u o. na
yan, terörden kişisel veya politik bir çıkar ummayan
herkes, insanlann birbirini öldürmesine, trilyonlann sila-
ha harcanmasına karşıdır. "Gençler ölmesin, trilyonlar
vumşma için harcanmasın, yaşam hakkı en temel hak-
tır, bu hak korunsun" dilekleri doğrudur. Ancak bugün-
kü ortamda bu haklı dilekler nasıl gerçekleştirilecektir?
Siyasal çözüm önerenler, barışçı önlemlerle çözülsün
diyenler, açıkça somut önerilerini ortaya koysunlar.
Bu konudaki korkumuz odur ki, kısa sürede barışçı,
insancıl gibi, haklı gibi görünen öneriler, dilekler, gele-
cekte daha büyük boyutlu kan akmasına, kaynakların
boşa gitmesine (heder olmasına) neden olur. Daha açık
söyleyelim: ABD'nin veya kapitalist ülkelerin güdümün-
de, Irak, Iran ve Türkiye arasına sıkıştırılmış bir Kürt
devleti, uzun sürede çok daha fazla kan dökülmesine.
binlerin değil betki yüz binlerin ölümüne yol açar. İnsan-
cıl gözükmekle beraber, insan hakları koruyuculuğu
yaftası altında, bırakın Ortadoğu'da, dünyanın her ye-
rinde kan dökmeyi kışkırtan emperyalist güçlerin çıkar-
lan için yapamayacaklan kötülük yoktur.
Kan dökmek kötüdür, silaha trilyonlar harcamak kö-
tüdür; bunlar doğrudur. Ancak gelecekte gsrçek bir ba-
rış sağlanacaksa insanlar özgür ve gönençli yaşaya-
caklarsa doğrudur.
Türkiye, Kıbns'ta ödün versin, Türkiye Güneydoğu
sorununa siyasal coğrafyayı değiştirerek çözüm getir-
sin? Bunlar uzun sürede bölgeye banş mı getirir, gö-
nenç mi sağlar? Yoksa daha büyük tehlikelere (badire-
lere), daha büyük sorunlara mı yol açar?
Türkiye'nin, her konuda somut, akılcı, uzun süreli çö-
züm önerilerine ve kandırmacaya kaçmadın, ^azı av-
ramlann ardına sığınmadan, bunlann açıkça tartışılma-
sına gereksinimi vardır.
Zavallı vatandaşı iyi tanıyalım
D
övize endeksli konut kredisi
kullananları ılgilendiren yasa teklifinin
akıbeti gelecek hafta belli olacak.
Emlak Bankası yöneticilerinin de
katılımıyla Hazıne'de düzenlenecek bir
toplantıda konu tartışılacak. Bu
tartışmanın sonucuna göre, hükümetin
yasa teklifi ile ilgili görüşü şekillenecek.
Hazırlayacıları arasında Emlak
Bankası'ndan kredi kullanan
milletvekillerinin de bulunduğu teklife
karşı, herkes çeşitli çelişkiler yaşıyor.
Kolay değil, "zavallı vatandaşlann kaderi"
söz konusu.
"7994 mart ayında dolar40 bin liraya
fırlamıştır. Bu durumda bu zavallı
vatandaşlanmız taksitlerini ödeyemez
duruma düşmüşlerdir"
Yasa teklifinin gerekçesinde böyle
deniliyor.
Buyüzden ilgili ve yetkili düzeyinde pek
çok kişi "zavallı vatandaşlan"
karşısına almaktan çekiniyor.
Ancak evıni, arabasını satma
pahasına borcunu kapatan, hatta
bccunu ödemekte acele edip
bankanın sağladıklan
koaylıklardan bile
yararianamayan "dürüst zavallı
vatandaşlan" kimse düşünmüyor.
Teklif, aynen tasarıya ve de yasaya
dcoüşürse, Emlak Bankası'ndan dövize
endeksli kredi kullananlann borçları,
krediyi aldıkları günkü kurdan Türk
Lirası'na çevnlecek.
Bir deviet bankası olan Emlakbaıfk'ın,
oluşacak kur farkından dolayı uğrayacağı
za-ar da' 'görev zaran" olarak kabul
edlecek. Ve 20 trilyon liraya ulaşacağı
hesaplanan bu zarar, dar gelirli kitleleri
deviet güvencesinde konut sahibi yapma
gcrevini üstlenen Toplu Konut Fonu'ndan
karşılanacak.
Pes doğrusu!
Yssa teKİifini veren milletvekilleri
olaylardan o denli habersiz ya da
fırsatçılığı o kadar huy edinmişler ki, Toplu
Kcnut Fonu'nun bu zaran karşılayabilecek
ka/naklannın hükümet tarafından bütçeye
akanldığını gözden kaçırmışlar.
Dcvize endeksli konut kredisi kullanıp,
dcviz krizinden sonra ödeme güçlüğüne
düşenlere, sosyal deviet anlayışıyla
maliyeti devletin kesesinden karşılanacak
bir kolaylık sağlanırken, "zavallı vatandaş"
ayrımını iyi yapmak gerekir.
Zavallı vatandaş, Ataköy'de lüks evler ya
da ikinci, üçüncü konutu satınalmak için o
?ünün koşullanna güvenip bir kerede 60-
0 bin dolar kredi alanlar değildir.
Zavallı vatandaş. "küçük memur" olan
banka ekspertizini ayarlayıp, satın alacağı
evin değerinin üzerinde kredi alan. sonra
da bu paraları ticari işlerinde kullanan
esnaf-tüccar değildir.
Zavallı vatandaş, maaşlarına zam üstüne
zam yapıp, devletin olanaklannı sonuna
kadar kullanan milletvekillerimiz hiç
değildir.
Bu koşullarda, bir "konut" sahibi olmaktan
başka gaye taşımayan, o günkü maaşı ile
taksidini ödeyebildiği halde, döviz
krizinden sonra çıkmaza giren işçi,
memur, emekliden oluşan sabit ve
dar geliriiler, belli limitler içiode
kullandıklan krediler için, "zavallı
vatandaş" kapsamında
değerlendirilebilir.
Ancak onlar için bile, 2-3 yıl
öncesinin kurlan üzerinden işlem
yapmak, Türkiye'nin ekonomik
koşullanyla bağdaşmaz. Dövize
endeksli kredi kullanırken belli bir kur
artışını göze alan bu kesim için yapılacak
en doğru ve adil kolaylık, borçlannı döviz
krizinin beklenmeyen sonuçlanndan
anndırmaktır. Zaten namusuyla borcunu
ödemeye çalışan bu kesimin beklentisi
dövizdeki aşırı artışlardan kurtulmak ya da
vadeyi uzatarak borcu ödeyebilecek süre
kazanmaktan öteye geçmemektedir.
Gerçek "zavallı vatandaş"\n, gerek Emlak
Bankası, gerek diğer özel bankalardan
kullandıklan krediler için, ortaya çıkan bu
haklı beklentilerine, "olağanüstü koşullar"\
göz önüne alarak devletin yargı organlan
yanıt verebilmeliydi.
Iş yasama ve yürütmeye kalınca, yine
"politik" unsurlar devreye girdi. "Zavallı
vatandaş" tanımının ardına saklanıp,
onların sırtından milyarlık vurgun vurmaya
ve bunun faturasını yine devlete
ödettirmeye kalkışanları, önce gerçek
"zavallı vatandaşlar" lanetlemelidir.H
Financial Times'a göre, yatınmcılar, yeni pazar için belli rakamlan dikkate almak zorunda
Uluslararası yaünmcılar tedirgbıljk yaşıyor
Ekonomi Servisi- Yeni pa-
zarlara yatınm yapılması ge-
rektiğini hararetle savunanlar,
Meksika krizinin patlak verrne-
sinden sonra, seçımlerinde da-
ha özenli davranmaya başladı-
lar. Konuyla ilgili olarak Finan-
cial Times gazetesinde yer alan
bir yorumda, ülkelerin kimi
ekonomik göstergelerinin yatı-
rımcı için rehber olabileceği
ileri sürüldü.
Yorumda yatınmcılann göz
önüne alması gereken temel
göstergeler tablolarla ortaya
konulurken buradaki rakamlar
incelendiğınde ıse yatınmcıla-
nn güveninin kaybolması duru-
munda ülkenin ne kadar yara
alacağı, böylesi bir darbeye da-
yanacak kadar kaynağının olup
olmadığı ortaya konuldu.
Tabloya göre Türkiye, yatı-
nmcının adımlannı dikkatli at-
ması gereken bir ülke. Öncelik-
le. bütün dünyanın büyüme yö-
neliminde olduğu bir dönemde.
büyüme hızı eksi beşlerde sey-
rediyor. Eksi beş büyüme ora-
nıyla Türkiye, Venezüella'yı da
geçerek tablonun en altında yer
alıyor. Enflasyon oranı açısın-
dan, gelişmekte olan öteki ül-
kelerle arasını hayli açmış du-
rumda bulunan Türkiye, aynı
zamanda GSYH'ye oranla en
fazla dış borcu olan ülke. An-
cak. 1994 yılında ihracatın
yüksek düzeyde seyretmesi sa-
yesinde, toplam dış borcun ih-
racata oranında, bıraz daha or-
talarda yer aldığı dikkat çeki-
yor.
Cari işlemler açığınm koke-
ninde ıç tasarruflann, iç talebe
göre daha düşük olmasının yat-
tığı belirtilen yorumda, yabancı
sermaye, aşın tüketımi fınanse
etmek için kullanılmaya başla-
ması endişe yaratan bir durum
olarak göstenliyor. Bütçe açığı
da sermayenin, hükümetin aşın
harcamalan için kullanıp kulla-
nılmadığının göstergesi olduğu
belirtilen yorumda şu görüşlere
yer verıliyor: "Ancak, hükü-
mederin açıkladığı bütçe açığı
EKO
ÖOEMRER DENGESİ
GSYH'ye oranla
cari işlemler dengesi (1994)/%)
GSYH'ye oranla direkt
yabancı yatınm (1993w7)/%)
Rezervler(1994)
NOIV/ll
Meksika
-8.0
1.47
0.7
Arjantiı
•3.5
2.51
5.2
K SAĞLI
BrezHya
-0.4
0.15
9.1
Şili
-2.9
2.00
8.0
Çin
0.5
6.59
4.2
K KONTROLÜ
Macaris.
-9.4
6.36
5.0
Endonez.
-2.6
1.47
4.3
Filipin.
•5.9
1.38
2.8
G.Airika
•0.7
0.7
G.Kore
•0.7
0.16
2.3
Taylaıd
•5.4
1.97
5.5
Türkiye
3.2
0.52
3.1
•i
Venezu.
5.6
0.64
6.5
BORÇ DURUMU
GSYH'ye oranla toplam
dış borç (1994))/%)
ihracata oranla toplam
dış borç (1994))/%)
Toplam dış borca oranla
bsavadeli dış borç (1994)
46
230.5
38.0
31
416.2
11.7
26
314.4
23.6
43
150.2
19.3
25
87.3
28.3
67
255.2
11.0
65
229.7
22.4
67
184.7
18.9
24
97.0
27.0
16
53.9
33.4
47
116.'
46.8
69
P'5.8
19.3
66
226 3
5.7
MAKRO-EKO
GSYH'ye oranla
bütçe dengesi (1994)) /%)
Enilasyon oranı (% 1994)
GSYH'ye oranla tasamrflar
1994 tanminleri;'1993))/%)
GSYH'ye oranla yatınm
(1994 tahminleri;* 1993)) |\)
fteel GSYH büyüme dızı (% 1994)
-0.3
7.0
16.7
28.2
3.2
0.1
3.8
13.8*
17.0*
5.8
-0.3
1.048
21.6
22.0
4.6
1.3
8.7
22.1*
27.2*
4.5
24.2
40.4*
41.7*
11.5
19.1
11.2
25.6
2.5
9.0
32.7
36.2
6.9
9.1
19.0
26.1
3.8
8.8
16.3
17.2
2.0
6.3
34.5*
34.6*
9.0
5.0
34.2*
43.9
8.5
106.2
20.4*
24.9*
-5.0
-4.6
72.2
16.7*
23.1*
•4.5
rakamlan her zaman güvenilir
değOdir. Sözgeümi Meksika hü-
kümetinin geçen yıl açıkladığı
rakamlar, kamu bankalan tara-
fından yapılan yüksek miktar-
daki borçlanmayı gizliyordu.
Yine de kriz büyük ölçüde özel
sektöre dayanıyordu: Geçen yıl
yabancı sermaye, kısa vadeli ya-
tmmlan seçti. Yabancı sermaye-
nin seçtiği yatınmlar. ülkelerin
Meksika benzeri bir gelişme
gösterip gösterme\eceğine işaret
eden bir başka etkendir."
Yorumda; döviz rezervlerı-
nin, hükümetin, anı bir güven
bunalımıyla başa çıkıp çıkama-
yacağına işaret ettiğine dikkat
çekiliyor. Yorumda şu görüşle-
re yer veriliyor:
"Rezervdeki düşüş ise daha
iyi bir durumun göstergesidir.
Çünkü, belirli bir andaki ra-
kamlardansa, rakamlann genel
seyri daha fazla önem taşır. Yine
anahtar sayüabilecek kimi gös-
tergelere ise ulaşmak çoğu za-
man mümkün olmayabil.r. Söz-
getimi Meksika'da, rezerv düze-
yi ve iç piyasa<1a dnlaşan para
ile ilgili bilgi eksikliği, devalüas-
yon şokunu biraz daha kmşör-
dı. Bir nokta dn istatistikı bilgi-
lerin, ülkedeki siyasi riskler
hakkı nda ipuru vrme1
eceji-
dm"