Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3ŞUBAT1995CUMA
HABERLER
Aflna'da toplantı
• ATİNAÇAA)-
•Yunanistan'da üç büyük
siyasi partinın milletvekilleri,
bölücülerie işbirliği yaparak
dün Atina'da Türkiye
aleyhtan bir basın toplantısı
düzenledüer. PKK'nin siyasi
kanadı ERNK'nin işbirliği ile
düzenienen toplantıya,
Uctidardaki PASOK
partisinden Konstantinos
Baduvas ıle Leonardos
Hacıandreu, anamuhalefet
partisi Yeni Demokrasi'den
fND) Mihalis Galenianos ile
Petros Tatulis, Siyasi Bahar
Partisi 'nden (POLAN)
Konstantionos Hacıdimitriu
adlı milletvekillerinin yam
sıra, Belgrad'dan gelen 5 Sırp
ûniversitesi öğretım üyesi ve
kendisıni "Kürdistan Sürgün
Parlameniosu Hazirlık
Komitesi Üyesi" olarak
tanıtan Ali Sapan da katıldı.
kkeçe Müftüsü,
Avrupa
Konseyi'nde
• STRASBOURG (AA) -
Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi
(AKPM) üyesi ve ANAP
Milletvekili Engin Güner,
lskeçe Müftûsü Mehmet
Emin Aga'nın
tutuklanmasını, Avrupa
Konseyi'nin gündeminde
getirdi. Güner, Avrupa
Konseyi Bakanlar
Komitesi'nın yanıtlamasını
istedıği soru önergesınde,
Türk azınlığın seçilmış dini
lideri Mehmet Emin Aga'nın
tutuklanmasının, konsey
ilkelerine ters düşüp
düşmediğini sordu. Güner,
önergesinde. Avrupa
Konseyi'nin insan haklan ve
temel özgürlüklerin
korunması konusunda
sorumluluğu olduğuna
dikkati çekerek Avrupa
Konseyi'nin konu ile ilgili
olarak Yunanistan'a karşı
tavır almasını istedi.
Yersonel,
hiziplerin içine
girmemeli'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) Özçelik-tş
Sendikası Genel Başkanı
Metin Türker, Kocaeli
Şubesi'nde açlık grevinde
olan iki işçiyi "hizip içine
girdikleri için" 15ten
çıkardıklannı söyledi. Türker,
"Personel. hizipleriaiçine
girmemeli. O zaman, onlar
yönetsinler, gelsinler" dedi.
Şubede personel fazlalığı
olduğuna da dikkat çeken
Türker, "'Kongrede, personel
olarak bir ekibe taraf oldular.
Genel merkez aleyhıne
propaganda yaptılar.
Arkadaşlanmız hakkında ileri
geri laflar ettiler. Kulisten
çıkmadılar. Düzelmek
bilmediler" diye konuştu.
Başkentte insan
haklan bilançosu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - İnsan Haklan
Derneği (İHD) Ankara
Şubesi, geçen yıl eylül, ekim,
kasım ve arahk döneminde
derneğe ulaşan insan haklan
ıhlallerini açıkladı. Rapora
göre, 4 ay içinde gözaltına
alınan 451 kişiden 42'sı
işkence gördüğünü
belirtirken, 12 Eylül'de
gözaltına alınan ve Ankara
Emniyet Müdürlüğü Terörle
Mücadele Şubesi'nde
görüldüğü bildirilen Kenan
Bilgin'den hâlâ haber
alınamadı.
Daş'a sınıpda
takip
• EDtRNE(AA)-
tstanbul'daki duraşmasından
sonra Samsun Cezaevi'ne
götürülürken firar eden
uyuşturcu kaçakçısı Nejat
Daş'ın Edirne'deki sınır
köylerinden Yunanistan'a
geçmek için girişimde
bulunduğu bildirildi. Edirne
Emniyet Müdürlügü
yetkilileri, Daş'ın sınırdan
Yunanistan'a geçeceği
şeklinde yapılan bir ıhbar
sonucu, 30 ocak pazartesi
gecesinden itibaren polıs ve
jandarma ekiplerince, geçiş
yapılabilecek muhtemel
noktalarda önlem ahndığmı
söylediler.
Adana İHD yeniden
açıldı
• ADANA (Cumhuriyet
Güney IUeri Bürosu) - Adana
Valiliği'nin çeşitli savlarda
bulunarak kapattığı insan
Haklan Derneği (İHD)
Adana Şubesi, yöneticilerinin
mahkemece aklanmasının
ardından dün tekrar açıldı.
Bir basın toplantısı
düzenleyen IHD Şube
Başkanı Öcal Ata, 4 ay 10
gündür boş yere kapalı
tutulan demeğin, insan
haklan ıhlallenne karşı
mücadeleye devam edeceğini
vurguladı.
DSP lideri Ecevit, solda birliğin bütünleşme anlamına gelmediğini söyledi:
Sadece Çetin'e evet• SHP ve CHP'nin iflah
olmaz birer kümelenme
olduğunu savunan Ecevit,
en başanh liderin bile bu
karmaşayla baş
edemeyeceğini dile getirdi.
İstanbul Haber Servisi - DSP
Genel Başkanı Bûlent Ecevit.
SHP-CHP birleşmesini, "Ergeç
birleşecekler, ama bütünleşeme-
yecekler" sözlen> le değerlendir-
di "Sosyal demokrasinin tüke-
nişinetanıkoluyoruz" diyen Ece-
vit, bunun solun tükenmesi anla-
mına gelmediğini. solun DSP'de
bütünleştiğini savundu.
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevıt. dün partisinin il merke-
zinde basınla sohbet toplantısı
düzenledi. tl Başkanı Erdoğan
Toprak'la birlikte gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan Ecevit. ön-
cekı alcşam İstanbul Haliç Köp-
rüsü'ne bomba konulması eyle-
miyle ilgili olarak, "Bir köprii-
nün havaya uçunıhnak istenme-
si yalnız insanhğa karşı değiL di-
ne karşı da suçtur" dedi.
Türkıye'nin içinde bulunduğu
bunalımlı ortamabirde hükümet
ortaklanndan birisinın "kendi iç
bunalımrnın eklendiğini belir-
ten Ecevit. SHP-CHP birleşme-
si hakkında şunlan söyledi:
"SHP ile yeni CHP ergeç birle-
şebilirier, birleşeceklerdir. Başka
çareleri yoktur. Ama birleşme de
bir çare olmayacaktır kendileri
Ecevit solun tükendiği iddiabnnın doğru ohnadığuu söyledi. (Fotoğraf: HATtCE TUNCER)
DSP'nin güçlenişinin birgöster-
gesı olduğunu ilen sürdü. Dünya-
dakı sosyal demokrasiyle ilgisi
olmayan, ancak kendini sosyal
demokrat diye tanımlamaya çalı-
şan bir hareketin Türkiye'de arük
tükeniş asamasına geldiğini sa-
vunan Ecevit, ilk seçimlerde ik-
için, çünkü bu bir bütünleşme o\-
mayacakür. Birieşme bir meka-
nik olaydır, bütünJeşmede ise bir
uyum vardır. Bu bhieşmeye cah-
şan partiler içinde ne kadar
uyumsuzluklar olduğu, çelişkiler
olduğu son haftalarda apaçık göz-
ler önüne sergilendi. Şimdi Tür-
kiye bağlamında sosyal demok-
rasinintükenişine tanıkolu\oruz.
Fakat bu asla Türkiye'de sol tü-
kendi anlamına gelmez."
SHP ıle CHP'nin "bırleşeme-
me fiyaskosundan" önce dört bin
yurttaşın DSP'de yerini aldığını
belırten Ecevit, bunun da
tidan DSP'nin belirleyeceğini
söyledi.
Iktidarortağı partinin iç sorun-
lanndan kaynaklanan bunalımm
bir süre daha devam edecek gibı
göründüğünü kaydeden Ecevit,
"Bu olayla Türkiye'nin gündemi
tıkanmamahdır. Türkiye çok
önemli iç ve dış sorunlarİa karşı
karşryadJr. Türkiye'nin bu SHP
ile CHP içindeki sorun çözûlsün
diye beklemeye tahammülü yok-
tur" diye devam etti.
Sosyal demokrasi kavramının
yozlaştınldığını söyleyen Ecevit,
gazetecilerin "Sayın Çetin'm ge-
nel başkanuğmda birleşüecek
partiyle bütünleşecek misiniz"
sonısuna şu yanıtı verdi: "Sayın
Çetin tek başma bir parti olsaydı
bu sorunuza olumlu yanıt verebi-
lirdim. Kendisi benim eski bir ar-
kadaşımdır. Ama bu iflah olmaz
bir kümeknmenin üstesmden en
yetenekli lider bile gelemez. Sol,
DSP'de uyumluluk içinde büriin-
leşiyor. Oysa bu iflah olmaz \ apt-
nın, o kargaşanın içinde sağhkh
bir yapı okuşturmak mümkün de-
ga."
Türk ulusunun her sorunu de-
mokrasi içinde çözebılecek er-
ginlikte olduğunu, ancak bu ger-
ginliğin etkili olabilmesi için de-
mokrasi içindeki engellenn bir
an önce kaldınlması gerektiğine
değinen Ecevit. 12 Eylül'ün ürü-
nü olan anayasamn ve seçim sıs-
teminin değiştirilmesi gerektiği-
ni dile getirdi.
Turizm Bakanlığı'ndan kara liste
Yabancı yayınlara
ilan verme yasağı
ANKARA (ANKA) - Tu-
nzm Bakanlığı. Türkiye'nin ta-
nıtımı için yurtdışında yayım-
lanacak reklamlarda PKK pro-
pagandası yapan ve Türkiye
aleyhine yazılar yayımlayan
gazete. dergı ve televizyonlan
"kara liste"ye aldı.
Turizm Bakanı Şahin Ulusoy.
yurtdışı tanıtımı ıçın reklam
ajanslan aracılığıyla reklam ve-
rilecek medyalann denetiminın
"mümkün olduğunca"yapıldı-
ğını belirtti. Ulusoy, gazete ve
dergilerin yaym politikalannın
bağımsız olarak belirlenmesi
nedeniyle özellikle tirajı yük-
sek önemli yayınlann bu poli-
tikalannın belırlenmesinde, ve-
rilen reklamlann önemli ölçü-
de caydmcı etkisi bulunmadı-
ğını kaydetti. Bakanlığının he-
def kitlelere ulaşmada etkınlik-
len çok yüksek yayınlara rek-
lam verilmesini ilke olarak be-
nimsediğini anlatan Ulusoy, bu
tür önemli yayınlardan biri olan
Stern dergısinin 1994 yılında
Türkiye aleyhine yayınlar yap-
ması ve "önyargüı-yanlı" turu-
mundan vazgeçmesi amacıyla
yürütülen girişim ve uyanlann
sonuç vermemesi üzerine der-
giye verilen reklamlann durdu-
ru'lduğunubıldirdi. Uluso>. Tu-
rizm Bakanlığı'nın "1996 yüı
reklam ilke ve stratejriennde
konuyla ilgili şu değişikliğin
yapıldığını söyledi:
"Hedef kitlelere ulaşmakta
etkinliği çok yüksek olan yayın-
lara öncelik verilmekle birlikte,
ülkemiz hakkında gerçek dışı
olumsuz yaym yapan basın ya-
ym kuruİuşlan uyanlacak, le-
himize değişiklik sağlanama-
ması halinde bu yayınlardaki
reklamlanmız durdurulacak-
tır. Bu gelişme esnasında rek-
lam fumalanmız kanalı ile ba-
sın bildirileri dağıtılacak, top-
lantılar düzenlenecekve Türki-
ye 0e çahşan sektör temsilcileri-
nin de desteği ile ülkemiz lehine
kamuovu oluşturulacakür."
Kara listedeki medya
Tunzm Bakanı Şahin Ulu-
soy, yurtdışındaki bazı basın
yayın organlannda Türkiye
aleyhine yayımlanan yazılar ve
yorumlarla ilgili olarak bakan-
lık yurtdışı bürolanna; bu yazı-
lann yayımlandığı yayın kuru-
luşlannın sorumlulan ile görü-
şerek "Bu durumda reklam ve-
rilmesinin mümkün olmayaca-
ğı" konusunda uyanlması, uya-
nlara karşın olumsuz yayınla-
nn sürmesi halinde reklamla-
nn durdurulması talimatının
verildiğini bildirdi. Ulusoy, bu
doğrultuda Stem dergisinin ya-
nı sıra PKK lehine yazılar ve
röportajlar yayımlayan Alman
RTL Televizyonu. ftalyan "La
Republica" gazetesi, Hollan-
da'da yayımlanan "De Teleg-
raf" gazetesi. Finlandiya'da ya-
yımlanan "IKa Sanomat" ga-
zetesi \e lsveç'te yayımlanan
"GoteborgPosten'" ga2etesinin
"karaBste"ye ahndığım ve rek-
lamlann durdurulduğunu açık-
ladı. Ulusoy, bunun yanı sıra
sadece Turizm Bakanlığı dış
temsilciliklerinin değil, Türki-
ye ile iş ilişkisinde bulunan di-
ğer kuruluşlann da bu ya>ınla-
ra reklam vermemesi için ikna
edilmesi konusunda çalışmalar
yapıldığını kaydetti.
MHP lideri AlparslanTürkeş'ten itiraf:
Öldürmeemriniben veririmANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - MHP Genel Başkanı Al-
parslan Türkeş, 16 yıl önce ger-
çekleştırilen ve failleri hâlâ bu-
lunamayan Abdi İpekçi suikastı-
nı ülkücülerin yapmadığını sa-
vunurken getirdiğı açıkla-
ma,"Öldünne emirlerini kkn ve-
riyordu" sonısuna neden oldu.
Türkeş, anılannda İpekçi için.
"Eğer bizim tarafunızdan öldü-
rülmesi gerekseydi emri benim
vermiş olmam gerekirdi'' dedi.
1980 yılından sonra toplu
MHP davasında yargılanan Al-
parslc^n Türkeş, Sabah gazetesi-
nin dünkü sayısında "Şahinlerin Dansı" başlığıy-
la yayımlanan anılannın 23. bölümünde, Abdi
Ipekçi'yle geçmişte dost olduklannı ve zaman za-
man görüştüklerini belirterek şöyle dedi:
"Fakat, kendisi solcu bir yazar. Halk Partisi'nin
hizmetinde bir >azar görünüşündev di. Bundan do-
layi da MHP topluluğu ve ülkücü topluluk içinde
kendisine antipati duyuluyordu. Yani kendisine
karşı bir nefret vartü. Bu sırada, Abdi İpekçi cina-
yeti işlendi. Bu arada firsatçılar, cinayeti bize yük-
lemeye giriştiler. O zaman CHP'li tçişleri Bakanı
Hasan Fehmi Güneş işbaşındaydı. Onlar, Bu ci-
nayeti MHP işledi, hatta Türkeş'in emriyle yapıl-
dı, ülkücüler yaptı" dedfler."
Olayın duyulmasının ardından derin bir araştır-
ma yaptırdığını, ülkücü gençler arasında kahra-
man ilan edilen Mehmet Ali Ağ-
ca'nın hiçbir zaman ülkücü ol-
madığını ve Olkü Ocaklan'nda
kayıtlı bulunmadığmı belirten
Türkeş, sonraki gelişmeleri şöy-
le anlattı:
"Bu arada. Ağca ruruklanma-
dan önce birtakım çevreler, onu
ülkücülerin içine itmiş, ben bunu
öğrenince bütün teşkilat başkan-
larını topladım, kendilerinebu işi
izah ettim. Abdi tpekçi'nin öldü-
rülmesi hadisesinden bizim ha-
berimiz olmadığını, eğer bizim
tarafimızdan öldürülmesi gerek-
seydi, bunun emrini benim ver-
miş olacağum, ben emir vermediğime göre, Meh-
met Ali Ağca'nın tetiği çekme emrini kimden akü-
ğuun beUi olmadığmı söyledim. Buna dikkat edil-
mesi gerektiğini. bizim teşkilat mensuplanna izah
etmeje çahştun ve şunlan söyledim: "Bu adamın.
bızimle ilgısı yoktur. Ama tetığı çekrnek için, bu
bir yerden emır almıştır. Bu adam bizden değildir.
Buna dikkat edin!'
Agca'jı Ülkü Ocaklan'nın bazı binalanna so-
kup oraJarda yaürmışlar \e saklaımşlar. Bunu duy-
duktan sonra, teşkilatı ikaz ettim. Aradan bir müd-
det geçtikten sonra Ağca ortaya çıktı, tutuklandı,
yargüandu Abdi İpekçi'yi vuran da bu değflmiş.
Oral Çelik Lsminde yine MalaUalı, bunun arkadaş-
lanndan bir başka çocukmuş. O da ülkücü gibi göv
teriliyor. ama o da ülkücü değiL"
MHP'de kanlı iç hesaplaşma
KİLİS(CumhuriyetGüney İl-
leri Bürosu)- Kilis Belediye Baş-
kanı Dr. Burhan Kerküklü'nün
geçen salı günü Başkan Yardım-
cısı ve eskı MHP Ilçe Başkanı
Ismail Mısırlı tarafından öldü-
rülmesinin arkasında "MHP'li
belediyedeki kadro paylaşunn
nın"" bulunduğu samlıyor.
Sağlanan bilgilere göre 27
Mart 1994'te Belediye Başkan-
lığı'na seçilen MHP'li Kerküklü
ile kadrosu arasında ilk ciddi an-
laşmazlık 28 Temmuz 1994 tari-
hinde su yüzüne çıkmıştı. Çiçe-
ği burnundaki başkan, Kilis'i
terk etme karan almıştı ve ilçe-
den aynlırken de basına şu açık-
lamayı yapıyordu:
"Kilis Belediye Başkanlığı'na
seçildiğim günden bu yana ken-
di kadromuzla anlaşma sağlaya-
madım. Daire müdiirlükleri,
partinin kurmaylan tarafından
pavlaşüdı. Söz geçiremivorum.
\ann evimi KUis'ten taşıyarak
aynlacağun. Yerime İlçe Başka-
nı İsmail Mısırir>i bırakıp Anka-
ra'ya gidivorum. Orada Tür-
keş'legörüşeceğim. tstifa etmiyo-
rum. Ancak bu konuda partimin
vereceği karar doğrultusunda
hareket edeceğim."
Kerküklü Kerkük'te doğmuş-
tu. Kilisli değildi. Üç yıl kadar
önce doktor olarak atandığı Ki-
lis Devlet Hastanesi'nde yoksul
hastalarla ilgilenmesi çevresin-
de sempati uyandırmıştı.
BIRBAKIMA
SERVER TANtLLİ
BeMeghı Katillepi
Şu satırları okur musunuz lütfen?
"Nereden geldiğimizi biliyoruz: Uykulanmız ve uyanıklı-
ğımız, dış dünyanın anılanyla dolu. Şaşırarakgörüyoruz ki,
hiçbir şeyi unutmuş değiliz; gözümüzde canlanan heranı
acıklı bir netlik halinde. Ancak, nereye gittiğimizi bilmiyo-
ruz. Belki hastalıklardan sağ çıkabilecek ve ayıklamalardan
yakamızı sıyırabileceğiz; hatta bizi eritip tüketen çahşma
ve krtlığa da direnebileceğiz belki. Peki sonra?
Burada, biranlığına da olsa, acı hakaret ve darbelerden
uzakta, kendimize gelmek ve düşüncelere dalmak müm-
kün; ve her şeyin bize anlattığı şu: Evlerimize dönmeye-
ceğiz. Dışanyla ilişkisi mutlak olarak kesilmiş vagonlarda
geldikburaya değin; ve kanlanmızla çocuklanmız, birhiç-
liğe doğru yola çıktığımızı gördük. Ve esirhaline gelmiş biz-
ler, işbaşındaki hayvanlargibi tekdüze dönüp dolaştıkyüz-
lerce kez; adımız sanımız bellisiz, yaşamda ölmeden ön-
ce, kendi kendimizi ölmüş hissediyoruz.
Evlenmize dönmeyeceğiz. Kimse sağ çıkmayacak bu-
radan. Auschwitz'de, insanın bir başka insana neler ya-
pabildiğinin korkunç öyküsünü, bedenine damgalanmış
işaretle, kim götürüp anlatabilecek dünyaya?"
Bu satırlar, ünlü Auschwitz toplarna kampında yaşamış
Italyan yazan Primo Levi'nindir. Kamptayken gördükleri-
ni yazmaya başlayacak ve oradan kurtulduktan sonra da
Bu Bir Insansa adlı eserınde toplayacaktır onlan. Başın-
dan geçenler, daha başka kitapiarına da konu olacaktır.
Sonra?
Sonra, bir ılkbahar sabahı canına ktyacaktır.
Onca ölüp gidenin arkasından yaşamanın yol açtığı bir
tür suçluluk duygusunu yenemeyerek...
Geçen 27 Ocak günü, bu korkunç kampın Kızıl Ordu'nun
askerlerince ele geçirilişinin ellinci yılıydı. Aynı 1945 yılının
Nisanı'nda da, Ingiliz-Arnerikan birîikleri, öteki kamplann,
Buchenvvald'ın, Bergen-Belsen'in, Dachau'nun, Mantha-
usen'in... kapılannı açacaklardır; dehşeti, düşleyebildikle-
rini pek gerılerde bırakan bir dünya bulacaklardır oralarda.
Şimdi, Auschvvitz'ten başlayarak, bütün bu cehennem-
lerin öyküleri televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde ve ki-
taplarda. Ürpererek seyrediyor ve okuyoruz.
Bu canavarlıklara yol açan nedenleri, geçen cuma, Sa-
yın Ergun Balcı, Auschwıtz'i Anarken adlı yazısmda, pek
de güzel anlattı gazetemızde. Onun açıkladığı gibidir her
şey. Ancak, nedenleri ne olursa olsun, ırkçılığın, bir yerde
gelip hangi felaketlere yol açabileceğinin de pek çarpıcı ör-
nekleridir olan-biten. Bu bir kanser illetidir ki, yalnız girdi-
ği beyni yemez, onunla beraber mityonlarca insanın dra-
mına yol açar.
Hesabı da ortada şimdiden: Beş milyon Yahudi!
Bu hastalık yeniden dolaşryor Avrupa'da. örneğin Al-
manya'da, bu kez Dazlak'iar var. Geçmişteki canavarlara
hayranlık içinde, ara sıra Yahudi mezariıklannı kınp döker-
ken, asıl düşman diye şimdi de yabancı emekçilerdir bel-
ledikleri.
Türk, Kürt, Arap, Portekizli...
Çıkmazdaki kapitalizmin günah tekeleri Yahudilerdi vak-
tiyle, bugünse bunlar.
Ne yapmalı bütün bu olan-bitenlere karşı?
Önce, yapılanlan unutmamak ve unutturmamak!
Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen arkasından, söz konusu
kamplan, birer "Yahudi uydurması" sayıp yadstyanlar tü-
remiştir. Unlütarihçi PierreVidal-Naquet, 1987'deyayım-
ladığı Belleğin Katilleh adlı kitabında, onlara hak ettikleri
yanıtı verirken, böyle de niteler.
Belleğin katillerine karşı uyanık olmalı!
Yetmez: Her toplumda, özellikle demokrasi ile yönetikJI-
ğine inanan her devlette, bütün bir eğitim sistemi, ırkçılı-
ğın, şoven milliyetçiliğin. halklara karşı düşmanlığın insan-
lığa netüracılara mal olduğunu sergilemeli. Primo Levi'nin
deyimiyle, "İnsanın bir başka insana neler yapabildiğinin
korkunç öyküsünü" belletmenin, genç beyinler için eğitici
bir yanı vardır.
Evrensel bir insan sevgısine dayanmayan her düşünce-
nin önüne bir de tehlike işareti koymalryız!
Şirazlı Sadi'nin yüzyıllar önce belirttiği bir gerçek, böy-
lesi bir sevgiye dayandığı içindir ki bugün de geçerlidir:
"Tüm insanlar, bir bütünün parçalanyız!"
Belleğin katillerine karşı savaşmada bir silah da budur...
DGM'de 'Kürtçe kasef davası
İstanbul Haber Servisi -
Kürtçenin konuşulması ve bu
dille kıtap, kaset yayımlanma-
sıyla ilgili yasak İcaldınldıktan
sonra Kürtçe kaset yayımlayan
8 yapımcı hakkında. 'bölücü-
lükpropagandası' yaptıklan id-
diasıyla açılan davaya başlan-
dı.
Sanıklar, kasetlerde ileri sü-
rülen suçun ışlenmediğini öne
sürerken çevırilenn yanlış ya-
pıldığını belirttiler.
tstanbul 2. DGM'de dün baş-
layan davada sanıklar hakkında
Terörle Mücadele Kanunu'nun
8/1 'inci maddesi uyannca 2 ile
5 yıl hapıs ve 50 milyon liradan
100 milyon liraya kadar para ce-
zasının istendiği iddianame
okundu.
Beş sanığm katıldığı duruş-
mada sanıklardan Yeni Dünya
Plak ve Yaymlan şirketi sahibi
Mehmet Emin Sert, ifadesinde,
yayımladığı kaset nedeniyle
açılan davada, diğer sanıklarla
herhangi bir bağının olmadığı-
nı. bu nedenle ayn yargılanma-
sı gerektiğini söyledi.
BM İnsan yerleşimleri Konferansı HABÎTAT'a sunulacak Türkiye raporu çalışmalan başladı
Yüzyılın son zirvesine büyük hazırlıkANKARA (AA) - lstanbul'da gelecek yıl 3-
4 haziran tarihlerinde yapılacak BM Jnsan Yer-
leşimleri Konferansı'na (HABlTAT II) sunu-
lacak Türkiye Ulusal Raporu'nu hazırlamak
üzere oluşturulan ulusal komitenin ikinci top-
lantısı dün Ankara"da başladı.
tki gün sürecek toplantının açılışında konu-
şan Toplu Konut Idaresi (TOKİ) Başkanı Yiğh
GüK)ksüz,konferansa 184 ülkeden resmi dele-
gasyonun yanı sıra uluslararası kuruluşlann
temsilcilerinin katılacağı bildirildi. BM Genel
Kurulu'nun, konferansa "mümkün olanen üst
düzeyde katüun" olması yönünde karar aldı-
ğını belirten Gülöksüz, bu nedenle toplantının
"yüzyüm son zirvesi" olacağını söyledi.
Konferans sırasında, sergi, sempozyum, fo-
rum gibi çeşitli etkınlikler de gerekleştirilece-
ğini kaydeden Gülöksüz, yan etkinlilderle bir-
likte, konferansa toplam 25 bin kişinin katıl-
masının beklendiğini ifade etti.
Geçiş dönemi
Bazı temaslar yapmak üzere Türkiye'de bu-
lunan HABlTAT II Genel Sekreter Yardımcı-
sı Jorge N\Tlheim de Ulusal Komite toplantısı-
na katılarak bir konuşma yaptı.
Dünyanın bir geçiş dönemi yaşadığını, bu
geçiş döneminin hem riskler hem de firsatlar-
la dolu olduğunu belirten Wilheim. "Değişme-
ler,özellikle kentlerde görülmektedir. Olumsuz
gelişmeler kentlerde olumlu gelişmelere dönüş-
türülerek yeniden uygarhğm kaynağı olması
sağlanabilir. Kentler, yeni umutlann kaynağı
olabilirler" dedi.
Toplantının açılışında konuşan Toplu Konut tdaresi (TOKt) Başkanı Yiğit Gülöksüz, konferansa 184 ülkeden resmi delegasyonun yanı sı-
ra uluslararası kuruluşlann temsilcilerinin katüacağım bildirdi.(Fotoğraf: AA)
HABlTAT II'nin. çevresel, ekonomik ve cağını vurgulayan Wilheim, konferans sonu- Uygulamaya dönük olarak da "küresel kent
sosyal sorunlann göriişülerek çözümlerin üre- cunda. bütün katılımcılann benımseyeceği bir gözlem evi" programının kurulmasının plan-
tildiği, bir dizi BM konferans sonuçlannın bir "küreseleylemplanı" ortaya çıkanlacağmı bil- landığını belirten Wilheim, şöyle konuştu:
araya geririldiği, birleştirildiği bir "rirve" ola- dirdi. "Bu ev, kentsel alandaki gelişmeleri gözlem-
leyecek ve ahnması gereken önlemleri belirie-
yecek. İkinci olarak en iyi uygulamalan bir ara-
ya getirecek olan elektronik bir katalog hazu--
İanacak. Üçüncü olarak, ulusal ve uluslararası
bankalann kurallannı, değişen kentsel koşul-
lara uv gun olarak yeniden düzenkmeye ve fon-
lan veniden > önlendirmeye çahşacak. Aynca,
bütün ülkeler. kentleşme konusunda beş vılhk
bir eylem planı hazırlavarak bu plan ile kendi-
lerini bağlamış olacaklar."
Etkinlikier
TOKl Başkanı Gülöksüz'ün verdıği bilgiye
göre, HABİTAT ll'nin amacı, "Toplumsaliler-
leme ve ekonomik büyümenin önemli girdisini
ohışturan insan yerleşimlermin taşıdığı potan-
siyel ve karşılaştiğı sonınlar konusunda dünya
ölçeginde bilinç düzevini yükseltmek, dünya ü-
deıierinin köylerimizi. kâsabalanmızı ve kent-
lerimizi sağlıklı, güvenU, adil ve sürdürülebflir
kılma amacım benimsemelerini sağiamak"; he-
def i ıse "İnsan yerleşimlerinin sürdürülebüir
kıluıması ve herkese yeterli bannma olanağı
sağlanması" olarak belırlendi.
Ote yandan, HABtTAT II, hazırlık ve uygu-
lama calışmalannı yürütmek üzere, TOKl Baş-
kanlığı' na bağh proje koordinasyon birimi ku-
ruldu. Bu çalışmalann yürütülmesi için de ge-
liştirme ve destekleme fonundan ilk aşamada
10 milyon dolar tahsis edildi.
Konferansın düzenleneceği tstanbul Lütfı
Kırdar Kongre Merkezi'nin tamamlanması
için de toplu konut fonundan 500 milyar lira-
lık kaynak aynldı.