06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3ŞUBAT1995CUMA HABERLER Aflna'da toplantı • ATİNAÇAA)- •Yunanistan'da üç büyük siyasi partinın milletvekilleri, bölücülerie işbirliği yaparak dün Atina'da Türkiye aleyhtan bir basın toplantısı düzenledüer. PKK'nin siyasi kanadı ERNK'nin işbirliği ile düzenienen toplantıya, Uctidardaki PASOK partisinden Konstantinos Baduvas ıle Leonardos Hacıandreu, anamuhalefet partisi Yeni Demokrasi'den fND) Mihalis Galenianos ile Petros Tatulis, Siyasi Bahar Partisi 'nden (POLAN) Konstantionos Hacıdimitriu adlı milletvekillerinin yam sıra, Belgrad'dan gelen 5 Sırp ûniversitesi öğretım üyesi ve kendisıni "Kürdistan Sürgün Parlameniosu Hazirlık Komitesi Üyesi" olarak tanıtan Ali Sapan da katıldı. kkeçe Müftüsü, Avrupa Konseyi'nde • STRASBOURG (AA) - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyesi ve ANAP Milletvekili Engin Güner, lskeçe Müftûsü Mehmet Emin Aga'nın tutuklanmasını, Avrupa Konseyi'nin gündeminde getirdi. Güner, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nın yanıtlamasını istedıği soru önergesınde, Türk azınlığın seçilmış dini lideri Mehmet Emin Aga'nın tutuklanmasının, konsey ilkelerine ters düşüp düşmediğini sordu. Güner, önergesinde. Avrupa Konseyi'nin insan haklan ve temel özgürlüklerin korunması konusunda sorumluluğu olduğuna dikkati çekerek Avrupa Konseyi'nin konu ile ilgili olarak Yunanistan'a karşı tavır almasını istedi. Yersonel, hiziplerin içine girmemeli' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özçelik-tş Sendikası Genel Başkanı Metin Türker, Kocaeli Şubesi'nde açlık grevinde olan iki işçiyi "hizip içine girdikleri için" 15ten çıkardıklannı söyledi. Türker, "Personel. hizipleriaiçine girmemeli. O zaman, onlar yönetsinler, gelsinler" dedi. Şubede personel fazlalığı olduğuna da dikkat çeken Türker, "'Kongrede, personel olarak bir ekibe taraf oldular. Genel merkez aleyhıne propaganda yaptılar. Arkadaşlanmız hakkında ileri geri laflar ettiler. Kulisten çıkmadılar. Düzelmek bilmediler" diye konuştu. Başkentte insan haklan bilançosu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İnsan Haklan Derneği (İHD) Ankara Şubesi, geçen yıl eylül, ekim, kasım ve arahk döneminde derneğe ulaşan insan haklan ıhlallerini açıkladı. Rapora göre, 4 ay içinde gözaltına alınan 451 kişiden 42'sı işkence gördüğünü belirtirken, 12 Eylül'de gözaltına alınan ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde görüldüğü bildirilen Kenan Bilgin'den hâlâ haber alınamadı. Daş'a sınıpda takip • EDtRNE(AA)- tstanbul'daki duraşmasından sonra Samsun Cezaevi'ne götürülürken firar eden uyuşturcu kaçakçısı Nejat Daş'ın Edirne'deki sınır köylerinden Yunanistan'a geçmek için girişimde bulunduğu bildirildi. Edirne Emniyet Müdürlügü yetkilileri, Daş'ın sınırdan Yunanistan'a geçeceği şeklinde yapılan bir ıhbar sonucu, 30 ocak pazartesi gecesinden itibaren polıs ve jandarma ekiplerince, geçiş yapılabilecek muhtemel noktalarda önlem ahndığmı söylediler. Adana İHD yeniden açıldı • ADANA (Cumhuriyet Güney IUeri Bürosu) - Adana Valiliği'nin çeşitli savlarda bulunarak kapattığı insan Haklan Derneği (İHD) Adana Şubesi, yöneticilerinin mahkemece aklanmasının ardından dün tekrar açıldı. Bir basın toplantısı düzenleyen IHD Şube Başkanı Öcal Ata, 4 ay 10 gündür boş yere kapalı tutulan demeğin, insan haklan ıhlallenne karşı mücadeleye devam edeceğini vurguladı. DSP lideri Ecevit, solda birliğin bütünleşme anlamına gelmediğini söyledi: Sadece Çetin'e evet• SHP ve CHP'nin iflah olmaz birer kümelenme olduğunu savunan Ecevit, en başanh liderin bile bu karmaşayla baş edemeyeceğini dile getirdi. İstanbul Haber Servisi - DSP Genel Başkanı Bûlent Ecevit. SHP-CHP birleşmesini, "Ergeç birleşecekler, ama bütünleşeme- yecekler" sözlen> le değerlendir- di "Sosyal demokrasinin tüke- nişinetanıkoluyoruz" diyen Ece- vit, bunun solun tükenmesi anla- mına gelmediğini. solun DSP'de bütünleştiğini savundu. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevıt. dün partisinin il merke- zinde basınla sohbet toplantısı düzenledi. tl Başkanı Erdoğan Toprak'la birlikte gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Ecevit. ön- cekı alcşam İstanbul Haliç Köp- rüsü'ne bomba konulması eyle- miyle ilgili olarak, "Bir köprii- nün havaya uçunıhnak istenme- si yalnız insanhğa karşı değiL di- ne karşı da suçtur" dedi. Türkıye'nin içinde bulunduğu bunalımlı ortamabirde hükümet ortaklanndan birisinın "kendi iç bunalımrnın eklendiğini belir- ten Ecevit. SHP-CHP birleşme- si hakkında şunlan söyledi: "SHP ile yeni CHP ergeç birle- şebilirier, birleşeceklerdir. Başka çareleri yoktur. Ama birleşme de bir çare olmayacaktır kendileri Ecevit solun tükendiği iddiabnnın doğru ohnadığuu söyledi. (Fotoğraf: HATtCE TUNCER) DSP'nin güçlenişinin birgöster- gesı olduğunu ilen sürdü. Dünya- dakı sosyal demokrasiyle ilgisi olmayan, ancak kendini sosyal demokrat diye tanımlamaya çalı- şan bir hareketin Türkiye'de arük tükeniş asamasına geldiğini sa- vunan Ecevit, ilk seçimlerde ik- için, çünkü bu bir bütünleşme o\- mayacakür. Birieşme bir meka- nik olaydır, bütünJeşmede ise bir uyum vardır. Bu bhieşmeye cah- şan partiler içinde ne kadar uyumsuzluklar olduğu, çelişkiler olduğu son haftalarda apaçık göz- ler önüne sergilendi. Şimdi Tür- kiye bağlamında sosyal demok- rasinintükenişine tanıkolu\oruz. Fakat bu asla Türkiye'de sol tü- kendi anlamına gelmez." SHP ıle CHP'nin "bırleşeme- me fiyaskosundan" önce dört bin yurttaşın DSP'de yerini aldığını belırten Ecevit, bunun da tidan DSP'nin belirleyeceğini söyledi. Iktidarortağı partinin iç sorun- lanndan kaynaklanan bunalımm bir süre daha devam edecek gibı göründüğünü kaydeden Ecevit, "Bu olayla Türkiye'nin gündemi tıkanmamahdır. Türkiye çok önemli iç ve dış sorunlarİa karşı karşryadJr. Türkiye'nin bu SHP ile CHP içindeki sorun çözûlsün diye beklemeye tahammülü yok- tur" diye devam etti. Sosyal demokrasi kavramının yozlaştınldığını söyleyen Ecevit, gazetecilerin "Sayın Çetin'm ge- nel başkanuğmda birleşüecek partiyle bütünleşecek misiniz" sonısuna şu yanıtı verdi: "Sayın Çetin tek başma bir parti olsaydı bu sorunuza olumlu yanıt verebi- lirdim. Kendisi benim eski bir ar- kadaşımdır. Ama bu iflah olmaz bir kümeknmenin üstesmden en yetenekli lider bile gelemez. Sol, DSP'de uyumluluk içinde büriin- leşiyor. Oysa bu iflah olmaz \ apt- nın, o kargaşanın içinde sağhkh bir yapı okuşturmak mümkün de- ga." Türk ulusunun her sorunu de- mokrasi içinde çözebılecek er- ginlikte olduğunu, ancak bu ger- ginliğin etkili olabilmesi için de- mokrasi içindeki engellenn bir an önce kaldınlması gerektiğine değinen Ecevit. 12 Eylül'ün ürü- nü olan anayasamn ve seçim sıs- teminin değiştirilmesi gerektiği- ni dile getirdi. Turizm Bakanlığı'ndan kara liste Yabancı yayınlara ilan verme yasağı ANKARA (ANKA) - Tu- nzm Bakanlığı. Türkiye'nin ta- nıtımı için yurtdışında yayım- lanacak reklamlarda PKK pro- pagandası yapan ve Türkiye aleyhine yazılar yayımlayan gazete. dergı ve televizyonlan "kara liste"ye aldı. Turizm Bakanı Şahin Ulusoy. yurtdışı tanıtımı ıçın reklam ajanslan aracılığıyla reklam ve- rilecek medyalann denetiminın "mümkün olduğunca"yapıldı- ğını belirtti. Ulusoy, gazete ve dergilerin yaym politikalannın bağımsız olarak belirlenmesi nedeniyle özellikle tirajı yük- sek önemli yayınlann bu poli- tikalannın belırlenmesinde, ve- rilen reklamlann önemli ölçü- de caydmcı etkisi bulunmadı- ğını kaydetti. Bakanlığının he- def kitlelere ulaşmada etkınlik- len çok yüksek yayınlara rek- lam verilmesini ilke olarak be- nimsediğini anlatan Ulusoy, bu tür önemli yayınlardan biri olan Stern dergısinin 1994 yılında Türkiye aleyhine yayınlar yap- ması ve "önyargüı-yanlı" turu- mundan vazgeçmesi amacıyla yürütülen girişim ve uyanlann sonuç vermemesi üzerine der- giye verilen reklamlann durdu- ru'lduğunubıldirdi. Uluso>. Tu- rizm Bakanlığı'nın "1996 yüı reklam ilke ve stratejriennde konuyla ilgili şu değişikliğin yapıldığını söyledi: "Hedef kitlelere ulaşmakta etkinliği çok yüksek olan yayın- lara öncelik verilmekle birlikte, ülkemiz hakkında gerçek dışı olumsuz yaym yapan basın ya- ym kuruİuşlan uyanlacak, le- himize değişiklik sağlanama- ması halinde bu yayınlardaki reklamlanmız durdurulacak- tır. Bu gelişme esnasında rek- lam fumalanmız kanalı ile ba- sın bildirileri dağıtılacak, top- lantılar düzenlenecekve Türki- ye 0e çahşan sektör temsilcileri- nin de desteği ile ülkemiz lehine kamuovu oluşturulacakür." Kara listedeki medya Tunzm Bakanı Şahin Ulu- soy, yurtdışındaki bazı basın yayın organlannda Türkiye aleyhine yayımlanan yazılar ve yorumlarla ilgili olarak bakan- lık yurtdışı bürolanna; bu yazı- lann yayımlandığı yayın kuru- luşlannın sorumlulan ile görü- şerek "Bu durumda reklam ve- rilmesinin mümkün olmayaca- ğı" konusunda uyanlması, uya- nlara karşın olumsuz yayınla- nn sürmesi halinde reklamla- nn durdurulması talimatının verildiğini bildirdi. Ulusoy, bu doğrultuda Stem dergisinin ya- nı sıra PKK lehine yazılar ve röportajlar yayımlayan Alman RTL Televizyonu. ftalyan "La Republica" gazetesi, Hollan- da'da yayımlanan "De Teleg- raf" gazetesi. Finlandiya'da ya- yımlanan "IKa Sanomat" ga- zetesi \e lsveç'te yayımlanan "GoteborgPosten'" ga2etesinin "karaBste"ye ahndığım ve rek- lamlann durdurulduğunu açık- ladı. Ulusoy, bunun yanı sıra sadece Turizm Bakanlığı dış temsilciliklerinin değil, Türki- ye ile iş ilişkisinde bulunan di- ğer kuruluşlann da bu ya>ınla- ra reklam vermemesi için ikna edilmesi konusunda çalışmalar yapıldığını kaydetti. MHP lideri AlparslanTürkeş'ten itiraf: Öldürmeemriniben veririmANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Genel Başkanı Al- parslan Türkeş, 16 yıl önce ger- çekleştırilen ve failleri hâlâ bu- lunamayan Abdi İpekçi suikastı- nı ülkücülerin yapmadığını sa- vunurken getirdiğı açıkla- ma,"Öldünne emirlerini kkn ve- riyordu" sonısuna neden oldu. Türkeş, anılannda İpekçi için. "Eğer bizim tarafunızdan öldü- rülmesi gerekseydi emri benim vermiş olmam gerekirdi'' dedi. 1980 yılından sonra toplu MHP davasında yargılanan Al- parslc^n Türkeş, Sabah gazetesi- nin dünkü sayısında "Şahinlerin Dansı" başlığıy- la yayımlanan anılannın 23. bölümünde, Abdi Ipekçi'yle geçmişte dost olduklannı ve zaman za- man görüştüklerini belirterek şöyle dedi: "Fakat, kendisi solcu bir yazar. Halk Partisi'nin hizmetinde bir >azar görünüşündev di. Bundan do- layi da MHP topluluğu ve ülkücü topluluk içinde kendisine antipati duyuluyordu. Yani kendisine karşı bir nefret vartü. Bu sırada, Abdi İpekçi cina- yeti işlendi. Bu arada firsatçılar, cinayeti bize yük- lemeye giriştiler. O zaman CHP'li tçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş işbaşındaydı. Onlar, Bu ci- nayeti MHP işledi, hatta Türkeş'in emriyle yapıl- dı, ülkücüler yaptı" dedfler." Olayın duyulmasının ardından derin bir araştır- ma yaptırdığını, ülkücü gençler arasında kahra- man ilan edilen Mehmet Ali Ağ- ca'nın hiçbir zaman ülkücü ol- madığını ve Olkü Ocaklan'nda kayıtlı bulunmadığmı belirten Türkeş, sonraki gelişmeleri şöy- le anlattı: "Bu arada. Ağca ruruklanma- dan önce birtakım çevreler, onu ülkücülerin içine itmiş, ben bunu öğrenince bütün teşkilat başkan- larını topladım, kendilerinebu işi izah ettim. Abdi tpekçi'nin öldü- rülmesi hadisesinden bizim ha- berimiz olmadığını, eğer bizim tarafimızdan öldürülmesi gerek- seydi, bunun emrini benim ver- miş olacağum, ben emir vermediğime göre, Meh- met Ali Ağca'nın tetiği çekme emrini kimden akü- ğuun beUi olmadığmı söyledim. Buna dikkat edil- mesi gerektiğini. bizim teşkilat mensuplanna izah etmeje çahştun ve şunlan söyledim: "Bu adamın. bızimle ilgısı yoktur. Ama tetığı çekrnek için, bu bir yerden emır almıştır. Bu adam bizden değildir. Buna dikkat edin!' Agca'jı Ülkü Ocaklan'nın bazı binalanna so- kup oraJarda yaürmışlar \e saklaımşlar. Bunu duy- duktan sonra, teşkilatı ikaz ettim. Aradan bir müd- det geçtikten sonra Ağca ortaya çıktı, tutuklandı, yargüandu Abdi İpekçi'yi vuran da bu değflmiş. Oral Çelik Lsminde yine MalaUalı, bunun arkadaş- lanndan bir başka çocukmuş. O da ülkücü gibi göv teriliyor. ama o da ülkücü değiL" MHP'de kanlı iç hesaplaşma KİLİS(CumhuriyetGüney İl- leri Bürosu)- Kilis Belediye Baş- kanı Dr. Burhan Kerküklü'nün geçen salı günü Başkan Yardım- cısı ve eskı MHP Ilçe Başkanı Ismail Mısırlı tarafından öldü- rülmesinin arkasında "MHP'li belediyedeki kadro paylaşunn nın"" bulunduğu samlıyor. Sağlanan bilgilere göre 27 Mart 1994'te Belediye Başkan- lığı'na seçilen MHP'li Kerküklü ile kadrosu arasında ilk ciddi an- laşmazlık 28 Temmuz 1994 tari- hinde su yüzüne çıkmıştı. Çiçe- ği burnundaki başkan, Kilis'i terk etme karan almıştı ve ilçe- den aynlırken de basına şu açık- lamayı yapıyordu: "Kilis Belediye Başkanlığı'na seçildiğim günden bu yana ken- di kadromuzla anlaşma sağlaya- madım. Daire müdiirlükleri, partinin kurmaylan tarafından pavlaşüdı. Söz geçiremivorum. \ann evimi KUis'ten taşıyarak aynlacağun. Yerime İlçe Başka- nı İsmail Mısırir>i bırakıp Anka- ra'ya gidivorum. Orada Tür- keş'legörüşeceğim. tstifa etmiyo- rum. Ancak bu konuda partimin vereceği karar doğrultusunda hareket edeceğim." Kerküklü Kerkük'te doğmuş- tu. Kilisli değildi. Üç yıl kadar önce doktor olarak atandığı Ki- lis Devlet Hastanesi'nde yoksul hastalarla ilgilenmesi çevresin- de sempati uyandırmıştı. BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ BeMeghı Katillepi Şu satırları okur musunuz lütfen? "Nereden geldiğimizi biliyoruz: Uykulanmız ve uyanıklı- ğımız, dış dünyanın anılanyla dolu. Şaşırarakgörüyoruz ki, hiçbir şeyi unutmuş değiliz; gözümüzde canlanan heranı acıklı bir netlik halinde. Ancak, nereye gittiğimizi bilmiyo- ruz. Belki hastalıklardan sağ çıkabilecek ve ayıklamalardan yakamızı sıyırabileceğiz; hatta bizi eritip tüketen çahşma ve krtlığa da direnebileceğiz belki. Peki sonra? Burada, biranlığına da olsa, acı hakaret ve darbelerden uzakta, kendimize gelmek ve düşüncelere dalmak müm- kün; ve her şeyin bize anlattığı şu: Evlerimize dönmeye- ceğiz. Dışanyla ilişkisi mutlak olarak kesilmiş vagonlarda geldikburaya değin; ve kanlanmızla çocuklanmız, birhiç- liğe doğru yola çıktığımızı gördük. Ve esirhaline gelmiş biz- ler, işbaşındaki hayvanlargibi tekdüze dönüp dolaştıkyüz- lerce kez; adımız sanımız bellisiz, yaşamda ölmeden ön- ce, kendi kendimizi ölmüş hissediyoruz. Evlenmize dönmeyeceğiz. Kimse sağ çıkmayacak bu- radan. Auschwitz'de, insanın bir başka insana neler ya- pabildiğinin korkunç öyküsünü, bedenine damgalanmış işaretle, kim götürüp anlatabilecek dünyaya?" Bu satırlar, ünlü Auschwitz toplarna kampında yaşamış Italyan yazan Primo Levi'nindir. Kamptayken gördükleri- ni yazmaya başlayacak ve oradan kurtulduktan sonra da Bu Bir Insansa adlı eserınde toplayacaktır onlan. Başın- dan geçenler, daha başka kitapiarına da konu olacaktır. Sonra? Sonra, bir ılkbahar sabahı canına ktyacaktır. Onca ölüp gidenin arkasından yaşamanın yol açtığı bir tür suçluluk duygusunu yenemeyerek... Geçen 27 Ocak günü, bu korkunç kampın Kızıl Ordu'nun askerlerince ele geçirilişinin ellinci yılıydı. Aynı 1945 yılının Nisanı'nda da, Ingiliz-Arnerikan birîikleri, öteki kamplann, Buchenvvald'ın, Bergen-Belsen'in, Dachau'nun, Mantha- usen'in... kapılannı açacaklardır; dehşeti, düşleyebildikle- rini pek gerılerde bırakan bir dünya bulacaklardır oralarda. Şimdi, Auschvvitz'ten başlayarak, bütün bu cehennem- lerin öyküleri televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde ve ki- taplarda. Ürpererek seyrediyor ve okuyoruz. Bu canavarlıklara yol açan nedenleri, geçen cuma, Sa- yın Ergun Balcı, Auschwıtz'i Anarken adlı yazısmda, pek de güzel anlattı gazetemızde. Onun açıkladığı gibidir her şey. Ancak, nedenleri ne olursa olsun, ırkçılığın, bir yerde gelip hangi felaketlere yol açabileceğinin de pek çarpıcı ör- nekleridir olan-biten. Bu bir kanser illetidir ki, yalnız girdi- ği beyni yemez, onunla beraber mityonlarca insanın dra- mına yol açar. Hesabı da ortada şimdiden: Beş milyon Yahudi! Bu hastalık yeniden dolaşryor Avrupa'da. örneğin Al- manya'da, bu kez Dazlak'iar var. Geçmişteki canavarlara hayranlık içinde, ara sıra Yahudi mezariıklannı kınp döker- ken, asıl düşman diye şimdi de yabancı emekçilerdir bel- ledikleri. Türk, Kürt, Arap, Portekizli... Çıkmazdaki kapitalizmin günah tekeleri Yahudilerdi vak- tiyle, bugünse bunlar. Ne yapmalı bütün bu olan-bitenlere karşı? Önce, yapılanlan unutmamak ve unutturmamak! Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen arkasından, söz konusu kamplan, birer "Yahudi uydurması" sayıp yadstyanlar tü- remiştir. Unlütarihçi PierreVidal-Naquet, 1987'deyayım- ladığı Belleğin Katilleh adlı kitabında, onlara hak ettikleri yanıtı verirken, böyle de niteler. Belleğin katillerine karşı uyanık olmalı! Yetmez: Her toplumda, özellikle demokrasi ile yönetikJI- ğine inanan her devlette, bütün bir eğitim sistemi, ırkçılı- ğın, şoven milliyetçiliğin. halklara karşı düşmanlığın insan- lığa netüracılara mal olduğunu sergilemeli. Primo Levi'nin deyimiyle, "İnsanın bir başka insana neler yapabildiğinin korkunç öyküsünü" belletmenin, genç beyinler için eğitici bir yanı vardır. Evrensel bir insan sevgısine dayanmayan her düşünce- nin önüne bir de tehlike işareti koymalryız! Şirazlı Sadi'nin yüzyıllar önce belirttiği bir gerçek, böy- lesi bir sevgiye dayandığı içindir ki bugün de geçerlidir: "Tüm insanlar, bir bütünün parçalanyız!" Belleğin katillerine karşı savaşmada bir silah da budur... DGM'de 'Kürtçe kasef davası İstanbul Haber Servisi - Kürtçenin konuşulması ve bu dille kıtap, kaset yayımlanma- sıyla ilgili yasak İcaldınldıktan sonra Kürtçe kaset yayımlayan 8 yapımcı hakkında. 'bölücü- lükpropagandası' yaptıklan id- diasıyla açılan davaya başlan- dı. Sanıklar, kasetlerde ileri sü- rülen suçun ışlenmediğini öne sürerken çevırilenn yanlış ya- pıldığını belirttiler. tstanbul 2. DGM'de dün baş- layan davada sanıklar hakkında Terörle Mücadele Kanunu'nun 8/1 'inci maddesi uyannca 2 ile 5 yıl hapıs ve 50 milyon liradan 100 milyon liraya kadar para ce- zasının istendiği iddianame okundu. Beş sanığm katıldığı duruş- mada sanıklardan Yeni Dünya Plak ve Yaymlan şirketi sahibi Mehmet Emin Sert, ifadesinde, yayımladığı kaset nedeniyle açılan davada, diğer sanıklarla herhangi bir bağının olmadığı- nı. bu nedenle ayn yargılanma- sı gerektiğini söyledi. BM İnsan yerleşimleri Konferansı HABÎTAT'a sunulacak Türkiye raporu çalışmalan başladı Yüzyılın son zirvesine büyük hazırlıkANKARA (AA) - lstanbul'da gelecek yıl 3- 4 haziran tarihlerinde yapılacak BM Jnsan Yer- leşimleri Konferansı'na (HABlTAT II) sunu- lacak Türkiye Ulusal Raporu'nu hazırlamak üzere oluşturulan ulusal komitenin ikinci top- lantısı dün Ankara"da başladı. tki gün sürecek toplantının açılışında konu- şan Toplu Konut Idaresi (TOKİ) Başkanı Yiğh GüK)ksüz,konferansa 184 ülkeden resmi dele- gasyonun yanı sıra uluslararası kuruluşlann temsilcilerinin katılacağı bildirildi. BM Genel Kurulu'nun, konferansa "mümkün olanen üst düzeyde katüun" olması yönünde karar aldı- ğını belirten Gülöksüz, bu nedenle toplantının "yüzyüm son zirvesi" olacağını söyledi. Konferans sırasında, sergi, sempozyum, fo- rum gibi çeşitli etkınlikler de gerekleştirilece- ğini kaydeden Gülöksüz, yan etkinlilderle bir- likte, konferansa toplam 25 bin kişinin katıl- masının beklendiğini ifade etti. Geçiş dönemi Bazı temaslar yapmak üzere Türkiye'de bu- lunan HABlTAT II Genel Sekreter Yardımcı- sı Jorge N\Tlheim de Ulusal Komite toplantısı- na katılarak bir konuşma yaptı. Dünyanın bir geçiş dönemi yaşadığını, bu geçiş döneminin hem riskler hem de firsatlar- la dolu olduğunu belirten Wilheim. "Değişme- ler,özellikle kentlerde görülmektedir. Olumsuz gelişmeler kentlerde olumlu gelişmelere dönüş- türülerek yeniden uygarhğm kaynağı olması sağlanabilir. Kentler, yeni umutlann kaynağı olabilirler" dedi. Toplantının açılışında konuşan Toplu Konut tdaresi (TOKt) Başkanı Yiğit Gülöksüz, konferansa 184 ülkeden resmi delegasyonun yanı sı- ra uluslararası kuruluşlann temsilcilerinin katüacağım bildirdi.(Fotoğraf: AA) HABlTAT II'nin. çevresel, ekonomik ve cağını vurgulayan Wilheim, konferans sonu- Uygulamaya dönük olarak da "küresel kent sosyal sorunlann göriişülerek çözümlerin üre- cunda. bütün katılımcılann benımseyeceği bir gözlem evi" programının kurulmasının plan- tildiği, bir dizi BM konferans sonuçlannın bir "küreseleylemplanı" ortaya çıkanlacağmı bil- landığını belirten Wilheim, şöyle konuştu: araya geririldiği, birleştirildiği bir "rirve" ola- dirdi. "Bu ev, kentsel alandaki gelişmeleri gözlem- leyecek ve ahnması gereken önlemleri belirie- yecek. İkinci olarak en iyi uygulamalan bir ara- ya getirecek olan elektronik bir katalog hazu-- İanacak. Üçüncü olarak, ulusal ve uluslararası bankalann kurallannı, değişen kentsel koşul- lara uv gun olarak yeniden düzenkmeye ve fon- lan veniden > önlendirmeye çahşacak. Aynca, bütün ülkeler. kentleşme konusunda beş vılhk bir eylem planı hazırlavarak bu plan ile kendi- lerini bağlamış olacaklar." Etkinlikier TOKl Başkanı Gülöksüz'ün verdıği bilgiye göre, HABİTAT ll'nin amacı, "Toplumsaliler- leme ve ekonomik büyümenin önemli girdisini ohışturan insan yerleşimlermin taşıdığı potan- siyel ve karşılaştiğı sonınlar konusunda dünya ölçeginde bilinç düzevini yükseltmek, dünya ü- deıierinin köylerimizi. kâsabalanmızı ve kent- lerimizi sağlıklı, güvenU, adil ve sürdürülebflir kılma amacım benimsemelerini sağiamak"; he- def i ıse "İnsan yerleşimlerinin sürdürülebüir kıluıması ve herkese yeterli bannma olanağı sağlanması" olarak belırlendi. Ote yandan, HABtTAT II, hazırlık ve uygu- lama calışmalannı yürütmek üzere, TOKl Baş- kanlığı' na bağh proje koordinasyon birimi ku- ruldu. Bu çalışmalann yürütülmesi için de ge- liştirme ve destekleme fonundan ilk aşamada 10 milyon dolar tahsis edildi. Konferansın düzenleneceği tstanbul Lütfı Kırdar Kongre Merkezi'nin tamamlanması için de toplu konut fonundan 500 milyar lira- lık kaynak aynldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle