Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ŞUBAT1995CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kuıan kurslan programına 55 seçmeli ders konulmasına Milli Eğitim Bakanı Ayaz sıcak bakıyor
'Biraz medeııi şeyler öğretilsin'
• CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş, Kuran
kurslan programlanna seçmeli derslerin konulmasını,
kurs mezunlannı ortaokul mezunu sayma girişimi
olarak değerlendirerek bunun laik düzenin daha da
zedelenmesi anlamına geldiğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yanet Işleri Başkanlığı'nın Milli Eğitime
Bakanlığı'nın olumlu görüşüyle Kuran
kurslan programına 55 yeni seçmeli ders
eklemesi, "Kuran kurslannı bitirenleri
ortaokul mezunu sayma girişiminin tek-
rarlanmasT olarak değerlendirildi.
Mıllı Eğıtım Bakanı Nevzat Ayaz, Ku-
ran kurslannda seçmeli derslerin okutul-
masının çocuklann çok yönlü gelişmesi
açısından önem taşıdığinı belirterek "Bi-
razda medeni şeyler öğrensinler" diye ko-
nuştu.
Kuran kurslanna, Milli Eğitim Bakan-
lığı'na bağlı halk eğitim merkezlerinde
uygulanan ders programlannın 'seçmeli
ders' olarak konulması tepkiyle karşılan-
dı. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bir-
gen Keleş, Kuran Kurslan Yönetmeli-
ğı'nde yapılan değişiklikle kurs açılma-
sının kolaylaştınldığını vurgulayarak
kurslarda okutulması öngörülen seçmeli
derslerin ortaögretım kurumlannda oku-
tulan zorunlu derslerin olmasına dıkkat
çekti.
Keleş, bu düzenlemenin "Kuran kurv
lanndan mezun olanlan ortaokul mezu-
nu sayma girişiminin tekrarianması" ve
'seçmeli dersler listesinin, daha çok sayı-
da çocuğu kurslara çekmesi" olasılıklan-
oı akla getırdığını vurguladı. Keleş, şun-
lan söyledi:
"Kuran kurslannın görevleri, arzu
eden vatandaşlara Kuran okumayı ve bu-
nun gerektirdiği bügileri vermek, hanzhk
yaptırmak, İslam dininin inanç, ibadet ve
ahlak esaslaruu öğretmektir. Seçunlik
ders saarJerinin 3 grup Kuran kursu öğ-
rencisinden yalnızca yüzünden okumalı
kurs öğrencileri için 6 saat olarak belirlen-
mesi iki olasılığı akla getirmektedir. Bu da
laik düzenin daha da zedelenmesi, eğitim-
de ikili yapının daha da keskinleşmesi de-
mektir."
Başbakan Tansu Çüler tarafindan yürû-
tülecek olan bu yönetmelığin hızla değiş-
tirilmesi gerektiğini savunan Keleş, yö-
netmelığin ıptalı ıçin yasal \e siyasal ge-
rekli her tûrlü girişimin yapılacağını söy-
ledı.
Çağdaş eğitim okulda verilir
SHP Merkez Yürütme Kurulu üyesi
Mustafa Gazakı da. Kuran kurslanna seç-
meli dersler konularak temel eğitıme geç-
me yönûnde hazırhk yapıldığmı kaydede-
rek çağdaş ve bılimsel eğitimin yalnızca
örgün ortaöğretim kurumlannda verilebi-
leceğini söyledi.
Gazalcı, seçmeli derslerin hiçbirbiçim-
de Kuran kurslannın nitelığını değiştir-
meyeceğmi vurgulayarak şu görüşleri di-
le getirdi:
"Okullanmızda zaten din eğitimi zo-
runlu olarak veriliyor. Zorunlu eğitim bi-
ran önce 8 >ila çıkanlmalı ve eğitimde bü-
tünlük sağianrnahdır.
Zorunlu egra'mini tamamlayan öğrenci,
eğer imam olmak isterse imam-hatip lise-
lerine, hafiz olmak isterse de Kuran kurs-
lanna gidebilir. Ama zorunlu eğitimini ta-
mamlamabdır.
Çocuk Haklan Sözteşmesi'nde çocuk-
lann teme) eğitimi aunalan öngörülüyor.
Kuran kurslannda yasalann dışuıda ba-
zı derslerin konulması bu sözieşmeye de
aykındır."
MEB'in savunması
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan adının
açıklanmasını istemeyen üst düzey bır
yetkilı. Kuran kurslanna seçmeli dersle-
rin konulmasının uygun oldugunu savun-
du. Aynı yetkili, seçmeli derslerin yalnız-
ca 8 aylık kurslarda okutulması yönûnde
bakanlıgın olumlu görüş verdiğini belir-
terek şunlan söyledi'
"Biz yalnızca bakanlıgın programlan-
nın uygulanması koşuluyla seçmeli ders-
lerin okutulabiteceğuYİ bildirdik.
Bunu uygularken kendi olanaklannı
kullanabilirter. Bizim okullanmızdan ya
da öğretmenlerimizden yararianmalan
söz konusu degil. 1 yıllık kurstan geçecek
bir öğrenciye ortaokul diploraası verme-
nüz ne şimdi ne da başka zaman söz ko-
nusu olabilir. Eğer 3 yıllık kurslarda seç-
meli ders okutulmasını isterlerse bunu in-
ceteriz."
DiyanetMEB
öğretmenlerinde ısrariı
Diyanet îşleri Başkanhgı yetkilüeri, ye-
ni düzenlemenin Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'yla işbirlığı içınde yürütüleceğini be-
lirterek Kuran kurslannda fiziki olanak-
lann yetersiz olması nedeniyle halk
eğitim merkezinde görev yapan öğret-
menlerden yararlanılacağını kaydettiler.
Kuran kurslan programına seçmeli ders konulmasına tepki gosterenler. bu tür bir programla temel eğitime geç-
me yönûnde hazırhk yapıldığınu çağdaş ve bilimsel eğitimin ise yalnızca örgün ortaöğretim kurumlannda verile-
bUeceğini belirttiler. (Fotoğraf: CUMHURİYET)
Kurslann koktylaştmlması 'siyasiödün'
HÜLYATOPÇU
Başbakanlık tarafindan Kuran
Kurslan Yönetmeliği'nde yapılan
değişiklikle bu kurslann açılmasınm
kolaylaştınlmasına tepki büyüyor. Tek
bir dilekçe ıle açılabilen Kuran
kurslanna bu kolaylıklann sağlanması
"siyasi ödün" olarak nitelendirildi.
Kayıt dışı bağışlarla tnlyonluk gelir
kaynaklan bulunan ve büyük
çoğunluğu denetimsiz eğitim veren
Kuran kurslanna ortaokul düzeyinde
"eğitim kuramu" statûsü tanınması
yolunda adım atılması aşın dinci
çevrelere ödün verilmesı olarak
yorumlandı. Sayılan resmi
makamlarca dahi bılinmeyen bu
kurslara ilişkin olarak görüştüğümüz
lstanbul Müftülüğü, kendilerine
bildirilen 20 bın öğrenci ve 332 kurs
bulunduğunu belirttı 1989-1990
arasmda 280 tane olan Kuran
kurslannın sayısı 1994-1995
döneminde 332'ye ulaştı. Bu
kurslarda 1989-1990 yıllannda496
öğrermen görev yapıyorken 1994-
1995 yılında sayılan 620'ye yükseldi.
1994-1995 döneminde bu kurslarda
okuyan öğrenci sayısı ise 19 bın 375.
RP'lı lstanbul Büyükşehır Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan, 27 Mart
seçimlerinden sonra zarar ettiğı
gerekçesiyle lETT'yı satmak istemiş,
daha sonra Kuran kursu öğrencilennin
ındirimli yolculuk etmesi için
belediye meclisinden karar
çıkartmıştı. Bu uygulamayla sadece
1994-1995 öğretim yılında Kuran
kurslannda okuyan 19 bın 375
öğrenciden yüzde elli indırim
uygulamasıyla lETT'nın günlük kaybı
19 milyon 375 bin lira oldu.
Yönetmelikte yapılan değişiklik,
zaten açılması çok kolav olan
kurslann sayısının daha da artacağı
endışesini yarattı. DYP-SHP ortak
hükümetinin yıllardır ANAP dönemı
hükümetlerinin yapamadığını
yaprığıru söyleyen Prof. Dr Türkan
Saylan. bu karann altma ımza atan.
çağdaş eğitim ılkelerini, laik
cumhuriyeti hiçe sayan tüm
sıyasetçilenn tanhte hak ettikleri yeri
bulacağını vurguladı. SHP Grup
Başkanvekih Ercan Karakaş ise bu
kurslann Milli Eğitim'in denetıminde.
pedagojik koşullara göre yürütülmesi
gerektığini söyledi. Karakaş. sayılan
hızla artan bu kurslann denetimsiz
olduğuna dikkat çekti Karakaş.
özelhkle sağ siyasetçılenn Kuran
kurslanndan polıtik yarar umduklannı
söyleyerek, "Avnıpa Birüği'ne üye
olmaya hazuianan Türkiye'de bir an
evvel sekiz yıllık eğitim uygulaması
başlamalı. Bu yapüırsa boşlukta kalan
çocuklann Kuran kursu gibi benzer
kurslan arama ihtiyacı da ortadan
kalkacaktır" dedi.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Kıssadan HisseL
Bazı örnekler vardır ki sayfalar dolusu makalelerle an-
latmakta zorlandığınız bir gerçeği en kısa yoldan anlatır.
Birkaç çızgı... Ve yadsınamayacak bir tablo çıkar orta-
ya.
Ne yoruma gerek kalır ne de tartışmaya.
• • •
Kahramanımız Denizlilidir. Önce Kuran kursunda oku-
muştur. Daha sonra izmir Özel Türk Koleji'ne yollanır. Ye-
ni ortamının eskisine tepkisiyle de favorilerini uzatır.
Dönem o dönem.
Baba, oglundaki bu değışiklıkten rahatsız olur. Bu ne-
denle de, ikinci oğlunu imam-hatıp lisesine verir. Artık içi
rahattır.
Yanıldığını anladığında ise ış işten geçmiştir.
Bır oğlu Marksıst olur, ötekisi ise şenatçı. İki kardeş, iki
uç... Aynı evde, birbirine düşman gibi bakan, birbirini en
azından "aymaz" olarak gören iki farklı kişilik.
Bağdaşması olanaksız iki yaklaşım...
Ve 12 Eylül gelir.
Dinci kardeş mutlu, solcu kardeş mutsuzdur. Mutsuz
kardeş işkence görür. Atatürk adı dillerden düşürülmeden
Atatürk'e edilen ıhanetleri yaşar. »
"Söylev"\ okur. Şevket Süreyya'nın "Enver Paşa"sm\
okur. Okudukça okumak istegı artar.
Ve bir zamanlar "Bizim Çan Kay Şek'/m/z" diye küçüm-
sediği Mustafa Kemal, gözünde büyüdükçe büyür. Tür-
kiye koşullannda, Kemalizm yadsınarak solcu olunama-
yacağını anlar!..
Kahramanımızın adı Ali Ihsan Otçu'dur.
• • •
Sayın Otçu ile geçenlerde Denızh'de tanıştım.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Denizli Şubesi'nin
ikinci kuruluş yıldönümü, coşkulu ve görkemli toplantılar-
la kutlanıyordu.
öyküsü bana başka bir öyküyü anımsattı.
Yıllarca Kemalızme karşı savaşım vermiş, Manisa'nın
eskı bir belediye başkanının öyküsünü. Sayın Ertuğrul
Dayıoğlu da şimdı Kemalısttı... Arap ülkelerini gördükten
sonra Kemalist olmuştu!..
Sol uçtan yola çıkan ile sağ uçtan yola çıkan, Kemalizm-
de buluşuyordu.
Ülkenın ve dünyanın koşullan, Mustafa Kemal'i yeniden
güncelleştiriyordu.
Ve eski ve yeni iki öykü kafamda bir araya gelirken, De-
nizli'de bir de tarih öğretmeni ile tanıştım. Arap kökenliy-
di. Bu köşede bir süre önce yer alan, "BirFellah Konuşu-
yor" başlıklı yazıdan çok etkilenmışti. Şöyle dedr.
- Benımle aynı kökenden olan birgnıp aritadaş bir ara-
ya geldik. O düşünceleri aynen paylaştığımızı sizeyazmak
istedık. Ama sonra, biz de bır etnik grup yaraüyormuşuz
izlenimi vermemek için vazgeçtik!
Söz konusu yazıda aktardığım mektupta ise şu satırlar
vardr.
"Bir topluluk düşünün ki kökenı Arap olmasına karşın,
butün Arap dayatmalanna karşı olsun... Laikliğe inanmış
ofeun; bayrağı Türk bayrağı, ışığı Mustafa Kemal olsun!.."
• • •
Zamanım ölçüsünde Anadolu'dan yapılan çağrılara uy-
mak benı mutlu ediyor.
Adım adım, nelerin, nasıl değıştiğini görebiliyorum. "Al-
tıok"\u bayrak altında Kemalizme ihanet edenlerin, Ata-
türk'ün mirasını kendi çıkarları için kullanmak isterken gi-
derek yalnızlaşanlann çıkmazını daha iyi görebiliyorum.
Ve bu arada, hakkımda çıkarılan bir dedikodunun varlı-
ğını da...
Ben Sayın Ecevrt ile -yüz yüze ya da telefonla- görüş-
meyeli yıllar oldu. 29 Ekım günü annemi yitirdiğim zaman,
başsağlığı dilemeyen ender kışilerden birisi de Sayın Ece-
vit'ti.
Düşüncelerimi ilişkilerimeyada "beWenf/"lerime bağla-
maya çalışmak ilkelliktir! Beni hiç mi hıç tanımamaktır...
Kişileri değil, inançlanmı savunuyorum!
Ama inançlannı kişisel çıkariarının ya da beklentilerinin
önüne geçiremeyenlerin, bunu anlaması gerçekten de çok
zoıi
TRAVESTİ DAMLA'YA ÖLÜM TEHDİDİ:
Şeriat yasalanna
göre yargılanacaksın
MUR\RREMAYPIN
Bir televizyon kanalında RP'h
Beyoğlu Belediye Başkanı Nus-
ret Bayraktar ile tartışan traves-
ti Sabri Aycibin (Damlaı şenat-
çılar tarafindan ölümle tehdıt
edılmeye başlandı. Evı taşlanan
Aycibin, Şişlı Cumhunyet Baş-
savcıüğı'na suç duyurusunda bu-
lundu. Aycibin, telefon kayıt ci-
hazına bırakılan "Senikonuşma-
lanndan ötürü öldüreceğiz. Şeri-
at yasalanna göre yargılanacak-
sın'* tehdıtlennı ıçeren bandı da
delıl olarak yetkılilere verdı.
Aycibin. e\nne saldınlması ko-
nusunda polisten yardım istedı-
ğini, ancak kimsenin ilgilenme-
diğini belırtirken. "Tehlike çok
büyük. Şeriat adım adım getirili-
yor Kimse ilgilenmiyor. Yarm
çok geç olacak" dedi.
Davet edilmesı üzerine 27
Arahk 1994'te Kanal D'de "fu-
huş"un ele alındığı Rüstem Ba-
tum Shovv 'a katıldığını söyleyen
travesti Damla, programda, RP'li
Beyoğlu Belediye Başkanı Nus-
ret Bayraktar'ın, fuhuş yapan
hayat kadınlannı "acınacak in-
saniar" olarak değerlendirmesi-
ne tepki gösterdiğini, bu yüzden
Bayraktar ile aralannda bır "söz
düeUosu"yaşandığını anımsattı.
Damla, programdan çıkışında
Bayraktar'ın korumalannın "ta-
cizine" uğradığını söyledi.
Programın ekrana gelmesinin
ardından evıni telefonla arayan
meçhul kişilerin süreklı küfürlü
ve ölüm tehditleri içeren mesaj-
larbıraktığını dıle getıren traves-
ti Damla. "Degişiksestekikişiler,
' Seni konuşmalanndan ötürü öl-
düreceğiz. Şeriat yasalanna gö-
re cezalandınlacaksın' diyorlar"
açıklamasını yaptı.
"Inıvesti Damla" kimliğinden
önce "insan" oldugunu ve Ata-
türk sevgisıyle, laik bir insan ola-
rak yaşadığını vurgulayan Sabri
Aycibin, şeriatçılann Allah he-
sabına karar verdikleri biçimin-
Ölümle tehdh edildiğini söyleyen Aycibin, siyah kuşakh karateci.
evi iki kez saldınya uğradı Tele-
fonla aldığı tehditlerin yanı sıra
evi taşlanan ve takip edildiğini
belirten Aycibin, güvenlik güçle-
rinın ilgilenmediğinı de savladı.
deki savunmalannın "inandın-
cı" olmadığını belirtti.
Geçmiş yıllarda karate milli
takımına seçilen, siyah kuşak li-
sansı bulunan Sabri Aycibın'in
İtfaiye müdür yardımcısı istifa etti
tstanbul Haber Servisi - tstanbul ttfa-
iyesi RP"li kadrolaşma nedeniyle çöküntü-
nün eşiğıne geldı. Itfaiyenin yöneticı kadro-
suna, ış tecrübesi olmayan birçok kişınin
alındığını ıddia eden lstanbul ltfaıyesi Mü-
dür Yardımcısı Seydi Rıza Güney ıtfaiyede-
kı sıyası kadrolaşmayı protesto ederek göre-
\inden istifa ettı. tstanbul'un büyük bir yan-
gın tehlikesiyle karşı karşıya oldugunu be-
lırten Rıza Güney, "Namaz küan insan bile
gümüş yüzük takmıyorsa onlardan değil.
Başka yerdeyapsuılar bu aynmcıuğı,ama it-
taiyede değil" dedi.
Yüksek kımya mühendisi Seydi Rıza Gü-
ney dün Kimya Mühendislen Odası'nda Is-
tanbul Itfaiyesı'nde yaşanan RP'h kadrolaş-
ma ıle ilgıli bir basın toplantısı düzenledı. ls-
tanbul Itfaiyesi'nde, insanlann hayatlanna
mal olabilecek ölçüde siyasi aynmcılık ya-
• tstanbul ttfaiye Müdür Yardımcısı
Rıza Güney itfaiyedeki RP'li
kadrolaşmayı protesto ederek
görevinden aynldı. Güney, sadece
siyasi nedenlerle 16 yöneticinin
değiştirildiğini söyledi.
pıldığını anlatan Rıza Güney, sadece siyasi
nedenlerle 16 yönetici kadronun değiştiril-
diğini söyledi. İtfaiye konusunda yöneticı
elemanın çok zor yetiştiğini, yetişmiş olan-
lann yeni yönetim için hiçbir şey ifade et-
mediğıni iddiaeden Güney, "60 yaşmdaki ta-
rih öğretmenini, yabancı diller yüksekokulu
mezununu müdür yardımcısı yaprılar. Bu in-
sanlar çok iyi insan olabilirler, ama iyi itfa-
iyeci olmak için bu yeterii değil" dedi. lstan-
bul İtfaiye Müdürü MuhHtin Soğukoğlu'nun
iyi bir insan oldugunu, kadro değişikliği yap-
ması ıçin kendisine baskı yapıldığını ve bu-
nu da zaman zaman kendisine anlattığını be-
lirten Güney, "Sadece siyasi nedenlerle ayn-
ma giderek birtakun temizlik yapmak iste-
yenler vatana ihanetediyorlar, insanbğa iha-
net ediyorlar demektir" dedi.
İtfaiye teşkılatı üzerinde kişisel çıkarlar
için siyasi oyunlann oynanmamasını ısteyen
Güney, aksi takdirde bunun "ateşle oyna-
mak" oldugunu belirterek, ıtfaıyecilığın
devletm güvencesi altına alınması ve her tür-
lü siyasi akımdan uzak tutulması gerektıği-
ni vurguladı. Son günlerde meydana gelen
yangınlarda itfaiye personelinın suçu bulun-
madığını, itfaiye personelinin canla başla ça-
lıştığını, ancak kalifıye olmayan yöneticile-
rin kendi kuyulannı kazarak hatalı davran-
dıklannı öne sürdü.
Ingilizce-Türkçe sözlükler
Alevilere hakaret dolu• Eğitim-öğretim kurumlannda
ve kamu kuruluşlannda yaygın
olarak kullanılan 6 adet büyük
sözlükte, 'Kızılbaşlık' için
'Düşük ahlaki değere sahip,
günahkâr, sapkın bir Müslüman
mezhebinin üyesi' tanımlannın
getirildiği belirlendi.
• Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek'in,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Genel
Müdürlüğü döneminde, kuruma
bu sözlüklerden 300 adet aldığı
ortaya çıktı.
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - Eğitim-öğretim kurumla-
nnda ve kamu kuruluşlannda yaygın olarak
kullanılan büyük çaplı 6 adet Ingilizce-
Türkçe sözlükte, "Kızübaşnk" sözcüğünün
karşılığında, "Düşük ahlaki değere sahip,
günahkâr, sapkın bir Müslüman mezhebi-
nin üyesi" gibi tanımlar getirildiği belirlen-
di.
Ankar? Büyükşehir Belediyesi'nde, özel-
likle Ale%i kökenli çalışanlann işlerine son
verdığı ıçin tepki alan Belediye Başkanı
Meüh Gökçek'in, bu sözlüklerden Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) Genel Müdürlüğü döneminde.
kuruma 300 adet aldığı ortaya çıktı.
Sözlükler yurtlarda
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in, genel müdürlüğü döne-
minde, kuruma, "yetiştirme yurtlan ve ço-
cuk yuvalannda öğrenim gören genç ve ço-
cuklann kültürünü geliştireceği ve eğrtimle-
rini destekleyici niteligi düşünülen" yayın-
lardan, 21.08.1990 tanh ve 1262 sayılı
"olur" karanyla alındı.
Kızdboşhğın
yanlış tammlan
Kızılbaşhğa yanlış tanım geriren
sözlükadlan \e açıklamalan şöyle:
Pars Tuğlacı tarafindan İnkdâp ve Aka
Kitabevi'nce hazuianan Büyük
Türkçe-tngilizce Sözlük - 501.*say&:
Kızılbaş - Günahkâr bir Müslüman
mezhebinin üyesi. Ahlaki değeri
düşük olan. Geçmişte, Şah Ismail'in
onhısunda. düşük ahlaklı bir sımf.
A. Vahit Moran'm Türkçe-tngilizce
Sözlügü'nün 673. sayfası: Kızılbaş -
Günahkâr bir Müslüman mezhebinin
üyesi.
Redhouse YayınevPnce yaynalaaaB
Yeni Redhouse Turkçe-fngilizce
Söriük'ün 662. sayfası: Kızılbaş -
Cinsel yönden düşük ahlaklı kimse.
Turhan Kitabevi'nce yayımlanan
Türkçe Büyük Lügat'ın 575. sayfast:
Kızılbaş - Günahkâr bir Müslüman
mezhebinin üyesi. Düşük ahlaklı
kimse. Hafıf meşrep, cinsel yönden
zaytfdavranan.
Redbouse Yayınevi'nce yayımlanan
Çağdaş Türkce-tngiüzce Sözlük*ün
227. sayfasiîDüşük ahlaki değere
sahip.
Remzı Yayınevı'nce basılan ve 300 adet
alınan sözlükte, lngılızce "incest" sözcü-
ğünün, "Aile içi cinselzina. Kızılbaşlık" ola-
rak tanımlandığı belirlendi.
Pır Sultan Abdal Kültür Derneği Genel
Başkanı Murtaza Demir, büyük çapta ya-
ymlar olan bu sözluklerden. kamu kurum ve
kuruluşlanna onbinlerce almmış olabilece-
ğinı belirtti.
Demır, "Kendi din ve ırkanlayışlannı yö-
netime egemen kılarak her türlü farklılığı
eap yok eden, yakıp yıkan, hak hukuk tanı-
mayan, hak arayanlan zindanlara tıkanlar,
21. yüzyüda da bu egemenliklerini sürdür-
mekistiyorlar" dedi.
Demir. şu görüşlen dile getırdı.
"Bu somut olgu, sadece nasıl zehirlcndi-
ğimizi değil: betediye \önetimlerinden Mil-
li Eğitim'e. Diyanet'ten bürün de\let yöne-
timine değin, hangi seviyesizUkle yönetfldi-
ğimiz. ihanet ve bölücülüğün de\ leti ne dcn-
li ele geçirdiğinin de kanm olsa gerek.
O denli taraflı, önyargıu, iftira dolu ve dü-
zeysiz bir anlayış ki incinen ve onuru kınlan
Alevflerin, toplumun ana unsuru olduklan
ve ülkemizde bu geleneğe bağlı on milyon-
larca insanın yaşadıgı dahi gözden kaçınl-
maktadır.
O>sa büinmelidir ki var olanı inkâr eden
bu anlayış, egemen olduğu her ülkede iç ba-
nşuı en büyük düşmanı ohnuştur."
Yüzlerce vil öncesinden
gelen yanlış
Tarih sürecinde, kesin olarak çözümle-
nememekle bırlikte, yaygın bir kanıya gö-
re. "Kızılbaş" sözcüğü, Şah İsmail ve ordu-
stinun. savaşlar sırasmda düşmandan ayırt
edilmek içın başlanna kınruzı renkli bir bez
bağlamalanna dayanıyor.
Sünni-Alevi çatışmalannın görüldüğü
Osmanlı döneminde, yönetime karşı güçle-
nen Alevileri toplumda sindirmek amacıy-
la şeyhülislamlann. padişahlann emriyle
1514. 1521, 1567 ve 1680yıllannda. Ale-
vileri ahlaki ve cinsel yönden küçük düşü-
rücü fetvalar verdikleri biliniyor.
Meydan Larousse'de
Kıâlbaşlık tanımı
Meydan Larousse Ansiklopedisı'nin 7.
cildinde, bu konuyla ilgili olarak şu açikla-
ma getınliyor:
"Anadolu'da halk arasuıda Kızılbaş adı
verilen topluluk aleyhinde çeşitli söylentiler
yaygınlaştL Kızılbaş adı, 'Ahlak telakkıleri-
ne aykın davranan kimse' anlamında kul-
lanılmaya başlandı.
Bu topluluga halk arasındaki yaygm söy-
lentilerden biriyle UgMi olarak 'mum söndü-
renler" adı da verilir."