06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3ŞUBAT1995CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kuıan kurslan programına 55 seçmeli ders konulmasına Milli Eğitim Bakanı Ayaz sıcak bakıyor 'Biraz medeııi şeyler öğretilsin' • CHP Genel Sekreter Yardımcısı Birgen Keleş, Kuran kurslan programlanna seçmeli derslerin konulmasını, kurs mezunlannı ortaokul mezunu sayma girişimi olarak değerlendirerek bunun laik düzenin daha da zedelenmesi anlamına geldiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yanet Işleri Başkanlığı'nın Milli Eğitime Bakanlığı'nın olumlu görüşüyle Kuran kurslan programına 55 yeni seçmeli ders eklemesi, "Kuran kurslannı bitirenleri ortaokul mezunu sayma girişiminin tek- rarlanmasT olarak değerlendirildi. Mıllı Eğıtım Bakanı Nevzat Ayaz, Ku- ran kurslannda seçmeli derslerin okutul- masının çocuklann çok yönlü gelişmesi açısından önem taşıdığinı belirterek "Bi- razda medeni şeyler öğrensinler" diye ko- nuştu. Kuran kurslanna, Milli Eğitim Bakan- lığı'na bağlı halk eğitim merkezlerinde uygulanan ders programlannın 'seçmeli ders' olarak konulması tepkiyle karşılan- dı. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bir- gen Keleş, Kuran Kurslan Yönetmeli- ğı'nde yapılan değişiklikle kurs açılma- sının kolaylaştınldığını vurgulayarak kurslarda okutulması öngörülen seçmeli derslerin ortaögretım kurumlannda oku- tulan zorunlu derslerin olmasına dıkkat çekti. Keleş, bu düzenlemenin "Kuran kurv lanndan mezun olanlan ortaokul mezu- nu sayma girişiminin tekrarianması" ve 'seçmeli dersler listesinin, daha çok sayı- da çocuğu kurslara çekmesi" olasılıklan- oı akla getırdığını vurguladı. Keleş, şun- lan söyledi: "Kuran kurslannın görevleri, arzu eden vatandaşlara Kuran okumayı ve bu- nun gerektirdiği bügileri vermek, hanzhk yaptırmak, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esaslaruu öğretmektir. Seçunlik ders saarJerinin 3 grup Kuran kursu öğ- rencisinden yalnızca yüzünden okumalı kurs öğrencileri için 6 saat olarak belirlen- mesi iki olasılığı akla getirmektedir. Bu da laik düzenin daha da zedelenmesi, eğitim- de ikili yapının daha da keskinleşmesi de- mektir." Başbakan Tansu Çüler tarafindan yürû- tülecek olan bu yönetmelığin hızla değiş- tirilmesi gerektiğini savunan Keleş, yö- netmelığin ıptalı ıçin yasal \e siyasal ge- rekli her tûrlü girişimin yapılacağını söy- ledı. Çağdaş eğitim okulda verilir SHP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mustafa Gazakı da. Kuran kurslanna seç- meli dersler konularak temel eğitıme geç- me yönûnde hazırhk yapıldığmı kaydede- rek çağdaş ve bılimsel eğitimin yalnızca örgün ortaöğretim kurumlannda verilebi- leceğini söyledi. Gazalcı, seçmeli derslerin hiçbirbiçim- de Kuran kurslannın nitelığını değiştir- meyeceğmi vurgulayarak şu görüşleri di- le getirdi: "Okullanmızda zaten din eğitimi zo- runlu olarak veriliyor. Zorunlu eğitim bi- ran önce 8 >ila çıkanlmalı ve eğitimde bü- tünlük sağianrnahdır. Zorunlu egra'mini tamamlayan öğrenci, eğer imam olmak isterse imam-hatip lise- lerine, hafiz olmak isterse de Kuran kurs- lanna gidebilir. Ama zorunlu eğitimini ta- mamlamabdır. Çocuk Haklan Sözteşmesi'nde çocuk- lann teme) eğitimi aunalan öngörülüyor. Kuran kurslannda yasalann dışuıda ba- zı derslerin konulması bu sözieşmeye de aykındır." MEB'in savunması Milli Eğitim Bakanlığı'ndan adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bır yetkilı. Kuran kurslanna seçmeli dersle- rin konulmasının uygun oldugunu savun- du. Aynı yetkili, seçmeli derslerin yalnız- ca 8 aylık kurslarda okutulması yönûnde bakanlıgın olumlu görüş verdiğini belir- terek şunlan söyledi' "Biz yalnızca bakanlıgın programlan- nın uygulanması koşuluyla seçmeli ders- lerin okutulabiteceğuYİ bildirdik. Bunu uygularken kendi olanaklannı kullanabilirter. Bizim okullanmızdan ya da öğretmenlerimizden yararianmalan söz konusu degil. 1 yıllık kurstan geçecek bir öğrenciye ortaokul diploraası verme- nüz ne şimdi ne da başka zaman söz ko- nusu olabilir. Eğer 3 yıllık kurslarda seç- meli ders okutulmasını isterlerse bunu in- ceteriz." DiyanetMEB öğretmenlerinde ısrariı Diyanet îşleri Başkanhgı yetkilüeri, ye- ni düzenlemenin Milli Eğitim Bakanlı- ğı'yla işbirlığı içınde yürütüleceğini be- lirterek Kuran kurslannda fiziki olanak- lann yetersiz olması nedeniyle halk eğitim merkezinde görev yapan öğret- menlerden yararlanılacağını kaydettiler. Kuran kurslan programına seçmeli ders konulmasına tepki gosterenler. bu tür bir programla temel eğitime geç- me yönûnde hazırhk yapıldığınu çağdaş ve bilimsel eğitimin ise yalnızca örgün ortaöğretim kurumlannda verile- bUeceğini belirttiler. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Kurslann koktylaştmlması 'siyasiödün' HÜLYATOPÇU Başbakanlık tarafindan Kuran Kurslan Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle bu kurslann açılmasınm kolaylaştınlmasına tepki büyüyor. Tek bir dilekçe ıle açılabilen Kuran kurslanna bu kolaylıklann sağlanması "siyasi ödün" olarak nitelendirildi. Kayıt dışı bağışlarla tnlyonluk gelir kaynaklan bulunan ve büyük çoğunluğu denetimsiz eğitim veren Kuran kurslanna ortaokul düzeyinde "eğitim kuramu" statûsü tanınması yolunda adım atılması aşın dinci çevrelere ödün verilmesı olarak yorumlandı. Sayılan resmi makamlarca dahi bılinmeyen bu kurslara ilişkin olarak görüştüğümüz lstanbul Müftülüğü, kendilerine bildirilen 20 bın öğrenci ve 332 kurs bulunduğunu belirttı 1989-1990 arasmda 280 tane olan Kuran kurslannın sayısı 1994-1995 döneminde 332'ye ulaştı. Bu kurslarda 1989-1990 yıllannda496 öğrermen görev yapıyorken 1994- 1995 yılında sayılan 620'ye yükseldi. 1994-1995 döneminde bu kurslarda okuyan öğrenci sayısı ise 19 bın 375. RP'lı lstanbul Büyükşehır Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, 27 Mart seçimlerinden sonra zarar ettiğı gerekçesiyle lETT'yı satmak istemiş, daha sonra Kuran kursu öğrencilennin ındirimli yolculuk etmesi için belediye meclisinden karar çıkartmıştı. Bu uygulamayla sadece 1994-1995 öğretim yılında Kuran kurslannda okuyan 19 bın 375 öğrenciden yüzde elli indırim uygulamasıyla lETT'nın günlük kaybı 19 milyon 375 bin lira oldu. Yönetmelikte yapılan değişiklik, zaten açılması çok kolav olan kurslann sayısının daha da artacağı endışesini yarattı. DYP-SHP ortak hükümetinin yıllardır ANAP dönemı hükümetlerinin yapamadığını yaprığıru söyleyen Prof. Dr Türkan Saylan. bu karann altma ımza atan. çağdaş eğitim ılkelerini, laik cumhuriyeti hiçe sayan tüm sıyasetçilenn tanhte hak ettikleri yeri bulacağını vurguladı. SHP Grup Başkanvekih Ercan Karakaş ise bu kurslann Milli Eğitim'in denetıminde. pedagojik koşullara göre yürütülmesi gerektığini söyledi. Karakaş. sayılan hızla artan bu kurslann denetimsiz olduğuna dikkat çekti Karakaş. özelhkle sağ siyasetçılenn Kuran kurslanndan polıtik yarar umduklannı söyleyerek, "Avnıpa Birüği'ne üye olmaya hazuianan Türkiye'de bir an evvel sekiz yıllık eğitim uygulaması başlamalı. Bu yapüırsa boşlukta kalan çocuklann Kuran kursu gibi benzer kurslan arama ihtiyacı da ortadan kalkacaktır" dedi. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Kıssadan HisseL Bazı örnekler vardır ki sayfalar dolusu makalelerle an- latmakta zorlandığınız bir gerçeği en kısa yoldan anlatır. Birkaç çızgı... Ve yadsınamayacak bir tablo çıkar orta- ya. Ne yoruma gerek kalır ne de tartışmaya. • • • Kahramanımız Denizlilidir. Önce Kuran kursunda oku- muştur. Daha sonra izmir Özel Türk Koleji'ne yollanır. Ye- ni ortamının eskisine tepkisiyle de favorilerini uzatır. Dönem o dönem. Baba, oglundaki bu değışiklıkten rahatsız olur. Bu ne- denle de, ikinci oğlunu imam-hatıp lisesine verir. Artık içi rahattır. Yanıldığını anladığında ise ış işten geçmiştir. Bır oğlu Marksıst olur, ötekisi ise şenatçı. İki kardeş, iki uç... Aynı evde, birbirine düşman gibi bakan, birbirini en azından "aymaz" olarak gören iki farklı kişilik. Bağdaşması olanaksız iki yaklaşım... Ve 12 Eylül gelir. Dinci kardeş mutlu, solcu kardeş mutsuzdur. Mutsuz kardeş işkence görür. Atatürk adı dillerden düşürülmeden Atatürk'e edilen ıhanetleri yaşar. » "Söylev"\ okur. Şevket Süreyya'nın "Enver Paşa"sm\ okur. Okudukça okumak istegı artar. Ve bir zamanlar "Bizim Çan Kay Şek'/m/z" diye küçüm- sediği Mustafa Kemal, gözünde büyüdükçe büyür. Tür- kiye koşullannda, Kemalizm yadsınarak solcu olunama- yacağını anlar!.. Kahramanımızın adı Ali Ihsan Otçu'dur. • • • Sayın Otçu ile geçenlerde Denızh'de tanıştım. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Denizli Şubesi'nin ikinci kuruluş yıldönümü, coşkulu ve görkemli toplantılar- la kutlanıyordu. öyküsü bana başka bir öyküyü anımsattı. Yıllarca Kemalızme karşı savaşım vermiş, Manisa'nın eskı bir belediye başkanının öyküsünü. Sayın Ertuğrul Dayıoğlu da şimdı Kemalısttı... Arap ülkelerini gördükten sonra Kemalist olmuştu!.. Sol uçtan yola çıkan ile sağ uçtan yola çıkan, Kemalizm- de buluşuyordu. Ülkenın ve dünyanın koşullan, Mustafa Kemal'i yeniden güncelleştiriyordu. Ve eski ve yeni iki öykü kafamda bir araya gelirken, De- nizli'de bir de tarih öğretmeni ile tanıştım. Arap kökenliy- di. Bu köşede bir süre önce yer alan, "BirFellah Konuşu- yor" başlıklı yazıdan çok etkilenmışti. Şöyle dedr. - Benımle aynı kökenden olan birgnıp aritadaş bir ara- ya geldik. O düşünceleri aynen paylaştığımızı sizeyazmak istedık. Ama sonra, biz de bır etnik grup yaraüyormuşuz izlenimi vermemek için vazgeçtik! Söz konusu yazıda aktardığım mektupta ise şu satırlar vardr. "Bir topluluk düşünün ki kökenı Arap olmasına karşın, butün Arap dayatmalanna karşı olsun... Laikliğe inanmış ofeun; bayrağı Türk bayrağı, ışığı Mustafa Kemal olsun!.." • • • Zamanım ölçüsünde Anadolu'dan yapılan çağrılara uy- mak benı mutlu ediyor. Adım adım, nelerin, nasıl değıştiğini görebiliyorum. "Al- tıok"\u bayrak altında Kemalizme ihanet edenlerin, Ata- türk'ün mirasını kendi çıkarları için kullanmak isterken gi- derek yalnızlaşanlann çıkmazını daha iyi görebiliyorum. Ve bu arada, hakkımda çıkarılan bir dedikodunun varlı- ğını da... Ben Sayın Ecevrt ile -yüz yüze ya da telefonla- görüş- meyeli yıllar oldu. 29 Ekım günü annemi yitirdiğim zaman, başsağlığı dilemeyen ender kışilerden birisi de Sayın Ece- vit'ti. Düşüncelerimi ilişkilerimeyada "beWenf/"lerime bağla- maya çalışmak ilkelliktir! Beni hiç mi hıç tanımamaktır... Kişileri değil, inançlanmı savunuyorum! Ama inançlannı kişisel çıkariarının ya da beklentilerinin önüne geçiremeyenlerin, bunu anlaması gerçekten de çok zoıi TRAVESTİ DAMLA'YA ÖLÜM TEHDİDİ: Şeriat yasalanna göre yargılanacaksın MUR\RREMAYPIN Bir televizyon kanalında RP'h Beyoğlu Belediye Başkanı Nus- ret Bayraktar ile tartışan traves- ti Sabri Aycibin (Damlaı şenat- çılar tarafindan ölümle tehdıt edılmeye başlandı. Evı taşlanan Aycibin, Şişlı Cumhunyet Baş- savcıüğı'na suç duyurusunda bu- lundu. Aycibin, telefon kayıt ci- hazına bırakılan "Senikonuşma- lanndan ötürü öldüreceğiz. Şeri- at yasalanna göre yargılanacak- sın'* tehdıtlennı ıçeren bandı da delıl olarak yetkılilere verdı. Aycibin. e\nne saldınlması ko- nusunda polisten yardım istedı- ğini, ancak kimsenin ilgilenme- diğini belırtirken. "Tehlike çok büyük. Şeriat adım adım getirili- yor Kimse ilgilenmiyor. Yarm çok geç olacak" dedi. Davet edilmesı üzerine 27 Arahk 1994'te Kanal D'de "fu- huş"un ele alındığı Rüstem Ba- tum Shovv 'a katıldığını söyleyen travesti Damla, programda, RP'li Beyoğlu Belediye Başkanı Nus- ret Bayraktar'ın, fuhuş yapan hayat kadınlannı "acınacak in- saniar" olarak değerlendirmesi- ne tepki gösterdiğini, bu yüzden Bayraktar ile aralannda bır "söz düeUosu"yaşandığını anımsattı. Damla, programdan çıkışında Bayraktar'ın korumalannın "ta- cizine" uğradığını söyledi. Programın ekrana gelmesinin ardından evıni telefonla arayan meçhul kişilerin süreklı küfürlü ve ölüm tehditleri içeren mesaj- larbıraktığını dıle getıren traves- ti Damla. "Degişiksestekikişiler, ' Seni konuşmalanndan ötürü öl- düreceğiz. Şeriat yasalanna gö- re cezalandınlacaksın' diyorlar" açıklamasını yaptı. "Inıvesti Damla" kimliğinden önce "insan" oldugunu ve Ata- türk sevgisıyle, laik bir insan ola- rak yaşadığını vurgulayan Sabri Aycibin, şeriatçılann Allah he- sabına karar verdikleri biçimin- Ölümle tehdh edildiğini söyleyen Aycibin, siyah kuşakh karateci. evi iki kez saldınya uğradı Tele- fonla aldığı tehditlerin yanı sıra evi taşlanan ve takip edildiğini belirten Aycibin, güvenlik güçle- rinın ilgilenmediğinı de savladı. deki savunmalannın "inandın- cı" olmadığını belirtti. Geçmiş yıllarda karate milli takımına seçilen, siyah kuşak li- sansı bulunan Sabri Aycibın'in İtfaiye müdür yardımcısı istifa etti tstanbul Haber Servisi - tstanbul ttfa- iyesi RP"li kadrolaşma nedeniyle çöküntü- nün eşiğıne geldı. Itfaiyenin yöneticı kadro- suna, ış tecrübesi olmayan birçok kişınin alındığını ıddia eden lstanbul ltfaıyesi Mü- dür Yardımcısı Seydi Rıza Güney ıtfaiyede- kı sıyası kadrolaşmayı protesto ederek göre- \inden istifa ettı. tstanbul'un büyük bir yan- gın tehlikesiyle karşı karşıya oldugunu be- lırten Rıza Güney, "Namaz küan insan bile gümüş yüzük takmıyorsa onlardan değil. Başka yerdeyapsuılar bu aynmcıuğı,ama it- taiyede değil" dedi. Yüksek kımya mühendisi Seydi Rıza Gü- ney dün Kimya Mühendislen Odası'nda Is- tanbul Itfaiyesı'nde yaşanan RP'h kadrolaş- ma ıle ilgıli bir basın toplantısı düzenledı. ls- tanbul Itfaiyesi'nde, insanlann hayatlanna mal olabilecek ölçüde siyasi aynmcılık ya- • tstanbul ttfaiye Müdür Yardımcısı Rıza Güney itfaiyedeki RP'li kadrolaşmayı protesto ederek görevinden aynldı. Güney, sadece siyasi nedenlerle 16 yöneticinin değiştirildiğini söyledi. pıldığını anlatan Rıza Güney, sadece siyasi nedenlerle 16 yönetici kadronun değiştiril- diğini söyledi. İtfaiye konusunda yöneticı elemanın çok zor yetiştiğini, yetişmiş olan- lann yeni yönetim için hiçbir şey ifade et- mediğıni iddiaeden Güney, "60 yaşmdaki ta- rih öğretmenini, yabancı diller yüksekokulu mezununu müdür yardımcısı yaprılar. Bu in- sanlar çok iyi insan olabilirler, ama iyi itfa- iyeci olmak için bu yeterii değil" dedi. lstan- bul İtfaiye Müdürü MuhHtin Soğukoğlu'nun iyi bir insan oldugunu, kadro değişikliği yap- ması ıçin kendisine baskı yapıldığını ve bu- nu da zaman zaman kendisine anlattığını be- lirten Güney, "Sadece siyasi nedenlerle ayn- ma giderek birtakun temizlik yapmak iste- yenler vatana ihanetediyorlar, insanbğa iha- net ediyorlar demektir" dedi. İtfaiye teşkılatı üzerinde kişisel çıkarlar için siyasi oyunlann oynanmamasını ısteyen Güney, aksi takdirde bunun "ateşle oyna- mak" oldugunu belirterek, ıtfaıyecilığın devletm güvencesi altına alınması ve her tür- lü siyasi akımdan uzak tutulması gerektıği- ni vurguladı. Son günlerde meydana gelen yangınlarda itfaiye personelinın suçu bulun- madığını, itfaiye personelinin canla başla ça- lıştığını, ancak kalifıye olmayan yöneticile- rin kendi kuyulannı kazarak hatalı davran- dıklannı öne sürdü. Ingilizce-Türkçe sözlükler Alevilere hakaret dolu• Eğitim-öğretim kurumlannda ve kamu kuruluşlannda yaygın olarak kullanılan 6 adet büyük sözlükte, 'Kızılbaşlık' için 'Düşük ahlaki değere sahip, günahkâr, sapkın bir Müslüman mezhebinin üyesi' tanımlannın getirildiği belirlendi. • Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü döneminde, kuruma bu sözlüklerden 300 adet aldığı ortaya çıktı. BÜLENT SARIOĞLU ANKARA - Eğitim-öğretim kurumla- nnda ve kamu kuruluşlannda yaygın olarak kullanılan büyük çaplı 6 adet Ingilizce- Türkçe sözlükte, "Kızübaşnk" sözcüğünün karşılığında, "Düşük ahlaki değere sahip, günahkâr, sapkın bir Müslüman mezhebi- nin üyesi" gibi tanımlar getirildiği belirlen- di. Ankar? Büyükşehir Belediyesi'nde, özel- likle Ale%i kökenli çalışanlann işlerine son verdığı ıçin tepki alan Belediye Başkanı Meüh Gökçek'in, bu sözlüklerden Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğü döneminde. kuruma 300 adet aldığı ortaya çıktı. Sözlükler yurtlarda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, genel müdürlüğü döne- minde, kuruma, "yetiştirme yurtlan ve ço- cuk yuvalannda öğrenim gören genç ve ço- cuklann kültürünü geliştireceği ve eğrtimle- rini destekleyici niteligi düşünülen" yayın- lardan, 21.08.1990 tanh ve 1262 sayılı "olur" karanyla alındı. Kızdboşhğın yanlış tammlan Kızılbaşhğa yanlış tanım geriren sözlükadlan \e açıklamalan şöyle: Pars Tuğlacı tarafindan İnkdâp ve Aka Kitabevi'nce hazuianan Büyük Türkçe-tngilizce Sözlük - 501.*say&: Kızılbaş - Günahkâr bir Müslüman mezhebinin üyesi. Ahlaki değeri düşük olan. Geçmişte, Şah Ismail'in onhısunda. düşük ahlaklı bir sımf. A. Vahit Moran'm Türkçe-tngilizce Sözlügü'nün 673. sayfası: Kızılbaş - Günahkâr bir Müslüman mezhebinin üyesi. Redhouse YayınevPnce yaynalaaaB Yeni Redhouse Turkçe-fngilizce Söriük'ün 662. sayfası: Kızılbaş - Cinsel yönden düşük ahlaklı kimse. Turhan Kitabevi'nce yayımlanan Türkçe Büyük Lügat'ın 575. sayfast: Kızılbaş - Günahkâr bir Müslüman mezhebinin üyesi. Düşük ahlaklı kimse. Hafıf meşrep, cinsel yönden zaytfdavranan. Redbouse Yayınevi'nce yayımlanan Çağdaş Türkce-tngiüzce Sözlük*ün 227. sayfasiîDüşük ahlaki değere sahip. Remzı Yayınevı'nce basılan ve 300 adet alınan sözlükte, lngılızce "incest" sözcü- ğünün, "Aile içi cinselzina. Kızılbaşlık" ola- rak tanımlandığı belirlendi. Pır Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Murtaza Demir, büyük çapta ya- ymlar olan bu sözluklerden. kamu kurum ve kuruluşlanna onbinlerce almmış olabilece- ğinı belirtti. Demır, "Kendi din ve ırkanlayışlannı yö- netime egemen kılarak her türlü farklılığı eap yok eden, yakıp yıkan, hak hukuk tanı- mayan, hak arayanlan zindanlara tıkanlar, 21. yüzyüda da bu egemenliklerini sürdür- mekistiyorlar" dedi. Demir. şu görüşlen dile getırdı. "Bu somut olgu, sadece nasıl zehirlcndi- ğimizi değil: betediye \önetimlerinden Mil- li Eğitim'e. Diyanet'ten bürün de\let yöne- timine değin, hangi seviyesizUkle yönetfldi- ğimiz. ihanet ve bölücülüğün de\ leti ne dcn- li ele geçirdiğinin de kanm olsa gerek. O denli taraflı, önyargıu, iftira dolu ve dü- zeysiz bir anlayış ki incinen ve onuru kınlan Alevflerin, toplumun ana unsuru olduklan ve ülkemizde bu geleneğe bağlı on milyon- larca insanın yaşadıgı dahi gözden kaçınl- maktadır. O>sa büinmelidir ki var olanı inkâr eden bu anlayış, egemen olduğu her ülkede iç ba- nşuı en büyük düşmanı ohnuştur." Yüzlerce vil öncesinden gelen yanlış Tarih sürecinde, kesin olarak çözümle- nememekle bırlikte, yaygın bir kanıya gö- re. "Kızılbaş" sözcüğü, Şah İsmail ve ordu- stinun. savaşlar sırasmda düşmandan ayırt edilmek içın başlanna kınruzı renkli bir bez bağlamalanna dayanıyor. Sünni-Alevi çatışmalannın görüldüğü Osmanlı döneminde, yönetime karşı güçle- nen Alevileri toplumda sindirmek amacıy- la şeyhülislamlann. padişahlann emriyle 1514. 1521, 1567 ve 1680yıllannda. Ale- vileri ahlaki ve cinsel yönden küçük düşü- rücü fetvalar verdikleri biliniyor. Meydan Larousse'de Kıâlbaşlık tanımı Meydan Larousse Ansiklopedisı'nin 7. cildinde, bu konuyla ilgili olarak şu açikla- ma getınliyor: "Anadolu'da halk arasuıda Kızılbaş adı verilen topluluk aleyhinde çeşitli söylentiler yaygınlaştL Kızılbaş adı, 'Ahlak telakkıleri- ne aykın davranan kimse' anlamında kul- lanılmaya başlandı. Bu topluluga halk arasındaki yaygm söy- lentilerden biriyle UgMi olarak 'mum söndü- renler" adı da verilir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle