14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3ŞUBAT1995 CUMA 12 DİZİYAZI Mafyanın ekonomipolitiğiHacı Mirza'nın keyfı yerindeydi. Bir yandan işlenni yürûtüyor, biryandan da 1979'dan ben Zürih'teki villasında sa- kin sakin yaşayıp gıdıyordu işte... tsviç- re makamlannın verdiği oturma izni kapı gibı elindeydi. En yakın dostlan bankacılar ve polıtikacılardı. Bir terslik oldu: Hacı Mirza, 23 Şu- bat 1987 tarihinde, Lugano Exelcior Otel'de Amerikan DE A (Drug Enforce- ment Agency) ajanı DickMarty tarafin- dan tutuklandı. Savcılık, Mirza'nın Lübnan'da baz morfîni 20 kilo saf ero- ine dönüştürdüğünü, Avrupa'ya satmak üzere 20 kilo eroinle birlikte 80 kilo saf eroini getirttiğini kanıtladı ve 12 Ekim 1989 günü Bellinzona Mahkemesı Mır- za'yı 17 yıl hapıs cezasına çarptırdı. Buraya kadar her şey basit bir mafya öyküsü. Ancak şu var: Mahkeme, Mir- za'nın baz morfiru Iran hükümetı yet- kilılennden aldığını, karşılığında da Mirza'nın mollalara son derece gelış- miş Amenka ve Fransa yapımı sılahla- n göndereceğını, anlaşmanın böyle ya- pıldığını kanıtladı. Soruşturma iyice dennlere gitti. Ortaya çıkan şuydu: Uyuşturucudan kazanılan karapara, Magharian kardeşler ve Shakargi Tra- ding tarafından aklanıyordu ve Isviçre Adalet Bakanı EHsabeth Kopp'un eşi, uyuşturucu parası aklayan 'Shakar- gi'lerin, Türkçesiyle 'Şekercfler'in şir- ketinin başkan yardımcısıydı. özal'la gizll toplantı Avrupa'nın en önemli uyuşturucu kaçakçısı olarak tanınan San Avni'nin (ya da Yaşar Avni Musullulu'nun ya da Yaşar AvniKaradurmuş'un) Isviçre'de- ki oturma ıznini de bu şirket sağlamış- tı. Önce bakanın eşi şirketteki görevin- den, sonra bakan hükümettekı görevın- den ıstifaettı... Pekıyı, bunda ne var? Şu var: Aynı kişilerle, yanı Şekercılerle Türkıye Cumhuriyeti Başbakam Tur- gutÖzal gızlı toplantı yapıyor, aynı ku- rumun adamlanndan bın olan Berber Yaşar lakaplı Yaşar Aktûrk'e Türki- ye'de veya Kıbns'ta banka kurmayı öneriyordu. Döviz gelsın de nasıl gelir- se gelsindi. Aklanan uyuşturucu paralannın da katkısıyla ülkenin 2.5 milyar dolarlık dış tıcaret hacmı 17.5 milyar dolara çı- kıyorduböylelikle Başbakan da bunun böyle olduğunu biliyordu, ama sistem sıkışmıştı bir kere. Aynca, Özal döne- mi neoliberalizmin yeni yol olarak se- çildiği bir dönemdi. Refah devleti an- layışının terk edildiği, iletişim ve bili- şim teknolojisınin öne çıktığı, malı ser- mayenin üretimden bağımsız hale ge- lerek olağanüstü bir hareket yeteneğı- ne ulaştığı bir sistemdı toplumun önü- ne surülen. Mali sermayenın olağanüstü hareket yeteneği, onun üstüne denetım ve en- gelleri de en aza indırgıyor. bu da kapi- talizmin işlerlığındeki spekülatıf öğele- ri ön plana çıkanyordu. İşte yolsuzluk, çürüme, yozlaşma ve sonrasında maf- yanın sermaye kesimi ile de\ letın kimi kurumlanna doğal bir unsur olarak ka- tılmasını bu ortam sağlıyordu. Daha da ötesi, kimi devletler, Hacı Mirza öme- ginde gördüğümüz gibi uluslararası özellikler taşıyan kimi mali, siyasi ya da askeri işlerini mafyaya ihale ediyor- lardı. Ihate mafyası Inkâr edılemeyecek gerçekler var. Örneğin müteahhıtlık sektörünün Tür- kıye'de azımsanmayacak boyutlara ulaşması ve buna koşut olarak siyasal ağırlık kazanması gıbı. Büyük usulsüz- lüklerin ve yolsuzluklann, büyük kamu ihalelennde yaşandığı da ınkâr edile- meyecek bir başka gerçek... Hatta, ül- kemizde "ihale mafyasr adı verilen başlı başına bir branş vardır. Ihale maf- yasının gelmiş geçmiş en önemli ve renkli adı olan 'Inci Baba' lakabıyla maruf Mehmet Nabi Inciler'in genel se- çımlerde Süleyman Demirel için nasıl çalıştığını, Cumhurbaşkanı seçildiğin- de neler söylediğini de kimse inkâr ede- miyor. ISKİ skandahnda SHP'ye. İLKSAN skandalında DYP'ye yönelik suçlama- lar ve savlar da henüz unutulmadı. Ci- van skandalı da tSKl ve ÎLK.SAN skan- dallan gibi, büyük kamu ıhalelerinden kaynaklanan bir rezalet oldu ve siste- min rüşvete, yolsuzluğa, mafya yön- temlerine ne kadar açık olduğunun ka- nıtlan olarak kabul edildı. Ancak, herkes şeffaf ihale diye tut- turdu. Hiç kimse keşifbedeli üzennden yüzde 50-60 düşük fiyat veren müteah- hitlerin neden bu zaran kabullendıkle- Inkâr edilemeyecek gerçekler var. Örneğin müteahhitlik sektörünün Türkiye'de azımsanmayacak boyutlara ulaşması ve buna koşut olarak siyasal ağırlık kazanması gibi. Büyük usulsüzlüklerin ve yolsuzluklann, büyük kamu ihalelerinde yaşandığı da inkâr edilemeyecek bir başka gerçek. Hatta, ülkemizde 'ihale mafyası' adı verilen başlıbaşına bir branş var. DIVLET Özal'ın televizyon kanalı, çalışanlarına ücret ödeyemez, vericilerini koruyamaz hale geliyor. Tam bu sırada babasının döneminde büyük ihaleler alan Selim Edes adı çıkıyor ortaya. Sonra Civan, sonra Kılıç, sonra Çakıcı, sonra Yıldız, sonra Keskiner, sonra hatırlı kişiler ve diğerleri... Sistem böyle işliyor. Sanayi sermayesi, güvenli sularda yüzmeyi seviyor. Oysa mali sermaye, güvensizlik ve karmaşa ortamlarında maksimum kazanca ulaşabiliyor. Engin Civan'a sıkılan üç kurşunla ortaya çıkan rüşvet skandah, Civan'la birlikte bir dönemin ünlü işadamı Selim Edes'i de yargı önüne çıkardı. Tetiği çektiren Çakıcı ise halen yurtdışında. nnı düşünmedi. Düşük fıyata ıhale alan müteahhıtler işı ağırdan alarakfiyatart- tınmına gıderek yaptıklan yuzde 50- 60 indinmin beş-on kaü kârlar elde et- tiler. Demek ki ihale sistemi baştan so- na değişmelıydi. Ama TBMM'de üç yıldır bekleyen 'devlet ihak yasa tasa- nsı' bir türlü yasalaştmlmadı. Çünkü anahtar teslimi ihale yöntemi ve benzer önlemlen içeren tasan. mafyanın yol- suzluk ve rüşvet yollannı büyük ölçü- de tıkıyordu. TMMOB Istanbul Şube Başkanı Ok- tay Ekinci her yerde îstanbul'un imar planının bırçok sorunu çözeceğini söy- lüyor Konumuz açısından olaya baktı- ğımızda, kentsel rantlann "gecekondu mafyası*', "ihale mafyası" gibi mafya gruplannın başlıca kaynağı olduğunu görebilinz. Eksik bile olsa, hatalı bile olsa bir imar planının gecekondu maf- yasının önünü nasıl tıkayacağını her- kes biliyor, ama plan birtürlü çıkmıyor. Üzerindeki denetim mekanizmalan kaldınlan mali sermaye, maksimum kâ- n batmakta buluyor ya da siyasi kadro- lar mali sermayeyi kendi siyasal geli- şimleri veya kişisel çıkarlan için ban- kalan, aracı kurumlan rahatlıkla kulla- nabiliyorlar. Cıvan skandalının baslangıç noktala- n, kamu bankalanndan 17.5 mih/on do- lar kredi verilmesı karşılığında ANAP'lı çok sayıda mılletvekılıni DYP'ye geçırme vaatlerine dayanıyor. Kamu bankalan bir emirle Ahinet Özal'a kredi veriyor ve milletvekilleri DYP'ye geçmeyince hacizler başlıyor. Yetmiyor. Siyasi kavga serttir. Arka ar- kaya TYT Bank, Marmarabank ve Im- peksbank kapatılıyor. TYT'nin ortakla- nndan biri Ahmet Özal'dır. Diğer iki bankanın da en iyi müşte- rilerinden biri yine kendisidir. Ahrnet Özal, açıkça milletvekili transferi için sıkıştınlıyor. Sistemln işleyişi Özal'ın televizyon kanalı çalışanla- rına ücret ödeyemez, vencilerini koru- yamaz hale geliyor. İşte bu sırada ba- basının döneminde büyük ihaleler alan Selim Edes adı çıkıyor ortaya. Sonra Civan. sonra Kılıç, sonra Çakıcı, sonra Yıldız. sonra Keskiner. sonra hatırlı ki- şiler ve diğerlen... Sistem böyle işliyor. Sanayi sermayesi güvenli sularda yüz- meyi seviyor. Yatınmlan için statıİc ze- minler anyor. Oysa mali sermaye, güvensizlik ve karmaşa ortamlannda maksimum ka- zanca ulaşabiliyor. Sermaye kendi dönüşümünü ekono- mik, siyasal ve hukuksal yasalarla oy- nayarak gerçekleştirmeye çalışıyor. Ki- mi zaman politikacılar sermayeye, ki- mi zaman sermaye politikacılara söz geçiriyor. O zaman da banker skandalından banka kurtarma operasyonuna, hayali ıhracattan kredi yolsuzluğuna, karapa- ra aklamadan uyuşturucu ticaretine, le- gal veya illegal silah ticaretinden rüş- vete kadar birçok eylemle şişen kişisel vergılendirilmemiş servetler ortalığı kanştınyor. Neyse ki ortada her zaman ıkı taraf- tan biri adına "sermaye eşkıyalığı'" yap- maya hazır mafya gruplan bulunuyor. BÎÎTİ İLAN T.C. İSPİR ASLİYE HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN DosyaNo: 1994/153 Davacı Karayollan Genel Müdürlüğü vekılı tarafından davalı Hacer Kaya ve arkadaşlanyla Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhıne açılan tapu ıptah ve tescıl davasında, Davacı ıdare vekılı Erzurum ili tspir ılçesı Maden Mahalle- sı'nde 151 ada, 96 parsel sayılı taşınmazın davacı ıdarece kamu- laştırıldığı halde kadastro tespin sırasında davalılar adına tapu- ya tescıl edıldığınden bahısle taşınmazın tapusunun ıptal edıle- rek davacı idare adına tescılıne karar venlmesını talep ve dava etmış, davalı Tellı Pehlivan'ın dava dılekçesınde belırtılen adre- sıne dava dilekçesı adreste olmadığından teblığ edılememış, za- bıtaca yapılan tüm araştırmalara ragmen davalının açık adresı tes- pit edilemediğınden ilanen tebliğat yapılmasına k^rar venlmış- tır. Davalı Ispır Maden Köprübaşı beldesi Maden Mahallesı'nden Münirkızı Tellı Pehlivan'ın duruşma günü olan 14.03.1995 gü- nü saat 11.00'de lspir Asliye Hukuk Mahkemesı'nın duruşma sa- lonunda hazır bulunması veya kendisinı bir vekılle temsıl ettir- mesi, aksı takdirde yargılanmanın yokluğunda yapılarak hüküm verileceğı, ışbu karann ılan tanhinden ıtıbaren 15 gün sonra da- valıya teblığ edilmış sayılacagı, dava dilekçesi ve duruşma gü- nünü bildınr davetıye yerine geçmek üzere tebliğ olunur. 27.12.1994 Basuı: 3404 İLAN T.C. İSPİR ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN DosyaNo: 1994'99 Davacı Karayollan Genel Müdürlüğü vekılı tarafından dava- lılar Nigar Akbulut ve arkadaşı ile Tapu Kadastro Genel Müdür- lüğü aleyhıne açmış olduğu tapu iptalı ve tescıl davasında, Davacı ıdare vekilı Erzurum ıli lspir ılçesi Maden Mahallesı 149 ada. 11 parsel ile 137 ada. 8 parsel sayılı taşınmazın davacı ıdarece kamulaştınldığı halde kadastro tespiti sırasında davalı- lar adına tapuya tescil edıldığınden bahısle taşınmazın tapusu- nun iptal edılerek davacı ıdare adına tescıline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı Selvı Fazıler'ın dava dılekçesınde be- lirtılen adresıne dava dilekçesı. adreste olmadığından tebliğ edı- lememış, zabıtaca yapılan tüm araştırmalara ragmen davalının açık adresı tespıt edilemediğınden ilanen teblıgat yapılmasına ka- rar venlmıştır. Davalı. lspir Madenköyü beldesi Maden Mahallesı'nden Ali kızı Selvı Faziler'ın duruşma günü olan 14.03.1995 günü saat 10.20'de İspır Asliye Hukuk Mahkemesrnın duruşma salonun- da hazır bulunması veya kendısıni bır vekılle temsıl ettırmesi, aksı takdirde yargılamanın yokluğunda yapılarak hüküm verileceği, ışbu karann ilan tanhmden ıtıbaren 15 gün sonra davalıya teblığ edilmış sayılacagı dava dilekçesı ve duruşma gününü bıldirir davetiye yerine geçmek üzere teblığ olunur. 27.12.1994 Basur.3403 BÜNYAN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1992'854 Davacı Hazine vekili Av. Betül Özkan tarafından davalı Turan Çamdal aleyhıne mahkememize açılan kadastro tespitıne itıraz da- vasının yapılan duruşmasmda. verilen ara karan gereğınce: Dava- lı mırasçılanndan Gülıstan Çamdal, Gülhan Çamdal, Cerciş Çam- dal. Ibrahım Çamdal'ın tüm aramalara ragmen tebligata yarar açık adresı tespıt edilemediğınden adı geçenlere dava dilekçesı ve du- ruşma günü tebliğ edilememiştir. Mahkememızde yargılaması de- vam eden Samağır Köyü Berdilik mevkıinde 106 ada, 237 parsel sayılı taşınmaza ılışkın ibraz etmek istedıklen belgeleri duruşma- nın bırakıldığı 15.2.1995 günü mahkememize ibraz etmesı ya da kendılerini bir vekılle temsil ettırmesi, aksi halde davanm yokluk- lannda devam edeceği ve kararverileceğı hususu dava dilekçesı ye- nne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 3423 asuşumtn İlhonSelcuk YÜZBAJI SELAHAnİH'İN R0MANI 100000TL(KDViqMİ*) Cumhunyet Kîtap Kuiûbû Ctfl PozBtano tŞ. Mocoğı Cod 39/41 (34 MÜŞERREF HEKtMOĞLU Estetiksizliğin Estetiği Kemanına bakım gerekiyor, Istanbul'a gitti Suna Kan. Dönüşte görkemli bir armağan, Eski Istanbul Anılan Ara'dan. llk sayfasında içten bir selam. "Bir demet eski ve biten Istanbul ile merhabalar" diyor eski dostum. Ara Güler ile gazetecilik yıllanm kadar eski, dostluğumuz. Ha- yat dergisinde çalışırken kimi röportajlan birlikte yaptık. Ör- neğin "Mutlu Çiftler" diye bir dizı. Vedat Nedim Tör'ün önerisiyle çıktık yola. Onun seçtiği çiftlerın kapısını çaldık. Hayli itginç olayiar yaşadık. Konuşmamız bitip sokağa çı- kınca kahkahayi basardık. Ara, sorardı birden: "Kızım ne diyorsun?"K\m\ yapaylıklan ikimiz de güzel yakalardık. Biriikteliğimiz uzun sürmedi ama, Ara ile geçen günlerin anısı solamaz. 27 Mayıs 1960'tan beri Ankara'da yaşryo- rum ben; tatillerimi de Ören'de geçiriyor, Istanbul'a çok az gidiyorum. Gittiğim zaman da brten Istanbul'u yaşıyo- rum ancak. Yıtik güzelliklerin hüznünü duyuyorum, ya- şam biçimini de belli evlerde, bellı sofralarda buluyorum. Güzelliklersevgiyleyaşıyor ancak. Bırkenti, birsokağı, bir heykeli, bir bahçeyi, oralardayaşayan insanlan sevmeden korumak olanağı yok. Bogaz tepelerini kelleştirenler, gü- zelim bahçeleri parselleyenler, serumlu bitkiler türij gök- delenler yükseltenler Istanbul'u sevdiğini söyleyebilir mi? Doğal güzelliklerini, tarihsel, evrensel değerlerini koruma- dan sevılir mı bir kent? Ara'nın anılarına bakarken Istan- bul sevgisini de duyuyorum derinden. îstanbul'un güzel- liklennden anlar yakalayarak gelecek günlere taşıyor. Bir rastlantı ama, SHP ve CHP kurultayları sonrasında daha güzel bir armağan düşünemezdim doğrusu. Çirkin- likleri güzel bir olay yaşayarak geride bırakınm her za- man. Sil baştan diye çeviriyorum sayfalan; evler, sokak- lar, insanlar görüyorum. Istanbul'u yaşıyorum yeniden. Ara Güler'in sıcak sevgisini, kocaman yüreğini hissediyo- rum; tarihiyle, coğrafyasıyla, insanlanyla ne güzel kucak- lıyor Istanbul'u... Neler yaşamış, neleryitırmişiz; fotoğraf- lara bakarken yaşamak sevinci bir yeşeriyor, bir soluyor. Yitik güzellikler üzerinde çirkinlikler ürüyor şimdi. Dünya- nın en güzel kenti kocaman bır köy oluyor, kirli bir köy. Ha- vada ölüm, insanlar ölüm soluyor her gün; hastalıklar, ka- zalar, yangınlar, cinayetler, asma köprüler, yeni yollar, yol- suzluklar... Bunlartn fotoğrafını çekebilir mi Ara Güler? Yakaladığı çirkin anlan nasıl taşısın geleceğe? Son sözünde bir açık- lama var: "Benim için fotoğraf çekmek, içimde hissetti- ğim dünyayı çekmektir. Yeniden fotoğrafçekebilmem için belki de estetiksizliğin estetiğini keşfetmekgerekli" diyor. Ara'ca bir söz bence. Kuşku yok, o sevgi ve yürekle es- tetiksizliğin estetiğini de keşfeder; eksiler içinde bir artryı, karanlıkta bir ışık damlasını da yansıtır belki. Estetiksizli- ğin estetiği sözü de bir ışık değil mi aslında? Eksiler için- de artıyı yakalamayı, artılar oluşturmayı, umutsuzluktan umut üretmeyı çağrıştırmıyor mu? Belki de benim yorumum böyle. Çirkinlikleri güzel bir olay yaşayarak aşarım her zaman. Ara Güler'in eski Istan- bul anılannı izlerken eski bir sevgiliye kavuşmanın sevin- ciyle diriliverdim. Eski Istanbul'u yaşadım, eski dostlara sanldım, tüm dostlann özlemini hissettim yüreğimde. Özlem, düş kınklığıyla dinmez değil mi? Yeni düşler üret- mek gerekiyor. • • • Ara Güler, Ankara'ya geliyor bugün. Enda Galerisi'nde sergisi var. Çankaya'daki evimin üst katında Enda; Turan Erol, Avni Arbaş ve Orhan Peker'den sonra Ara Güler'i sergiliyor. Fotoğraf sanatının dünyaca ünlü bir ustasını se- lamlayacak başkentliler. Ben de kırk yılı aşan bir dostlu- ğu kutlayacağım. Ara Güler'e sanlarak "Kırk yıl önce yo- la birlikte öaş/ad;/c"diye övüneceğim! Kaç yaşına gelirse getein, sevgiîi Ara Güler de o çocuksu sevinciyle gülüm- seyerek soracak bana: "Kızım ne diyorsun!" BULMACA SOLDAN SAĞA 1/ Yeterli etkinliği olma- yan, geçici. 2/ Kuyruk- sokumu kemiği... Do- kunca. 3/ Sıkıştınlmış talaş ve yongadan yapı- lan tahta... Küçük erkek kardeş. 4/ Yunan mito- lojisinde doğa tannçası. 5/ Okyanuslann çok de- rin kesimlenne verilen ad... Bir nota. 61 Ay- dın'm bir ilçesi... Bir avtıç dolusu. 7/ Sahip... Incelmış, antılmış. 8/ Üzüm şırasının tortula- nnı çökertmekte kullanılan kılle kanşık kireçli toprak... Binnın buyruğu altında olan görevli. 9/Os- manlı donanmasında kullanılan amiral rütbelerinden biri. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Taklit yaparak izleyıcileri güldü- ren sanatçı. 2/ Iri bır hıyar türü... tşıttırme, duyurma. 3/ Seyrek bu- lunur bir element... Bir haber ajan- sının simgesi. 4/ Bağış. 5/ Maksi- mum... Güney Amerika'daki dağ sırası. 61 Uzaklık anlatmakta kullanılan söz... Bir dileğı yenne getirme. 7/ Gözün rengini ve- ren tabakası... Tropikal bölgelerde görülen. frengiye benzerbu- laşıcı ve ateşli bır hastahk. 8/ Sanat kaygısı olmaksızın bir sine- ma ya da müzik sanatçısının tutkunu olan kimse... Ileri atılmış, ortaya çıkanlmış. 9/ Nefsin isteklerini kırma. tLAN T.C. SARIYER 1. ASLtYE HUKUK HÂKÎMLÎĞI'NDEN DosyaNo: 1993/458 Maliye Hazinesı'ne izafeten Istanbul Muhakemat Müdürlü- ğü vekili tarafından davalılar Kalyopi Kara Değerleri varisle- ri, Angeliki Marigo. Katina, Andrea Yorgi, Maria Yuanni, Mi- na, Nikola, Argiros, Argiri, Kleanti, Maruka aleyhine açılan gaiplik davasında; Mahkememizce 29.12.1994 gün 1993/458 esas, 1994/729 karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilerek Kadı- köy Moda Bademaltı Sokak No: 17'de ikamet etmekte ıken meçhul ve adresleri bulunamayan Kalyopi Fatma Değerli va- risleri Angeliki, Marigo, Katina, Andrea, Yorgi, Yuanni, Mi- na, Nikola, Argiros, Argin Kleanti ve Maruka hakkında gaıp- liğe hükmolunmasına ve adlanna kayıtlı veya irs yolu ile ken- dılenne intikal edecek tüm taşınmaz mallann da Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm özeti yerine ilanen tebliğ olunur. 19.1.1995 Basın: 3837 İLANEN TEBLİGAT Ümraniye ilçesi Pınarbaşı llköğretım Okulu öğretmeni MuammerTürk hakkında yapılan 22.06.1994 gün ve 8631/1427 sayılı soruşturma raporunda getırilen disiplın teklifi dolayısıyla 1702 sayılı kanunun 20' 1. maddesi gereğınce "îhtar Cezası" ile teczıye edıldığı ilanen teblığ olunur. Basın: 4815
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle