Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ŞUBAT1995CUMA CUMHURİYET SAYFA
VJÜNÜN _T ÎLMLERt
TELEVIZYON 17
l«3O/Sl»0wTV/Diyet Ayrıntıyanda
12.00
atv
DRAM
12.10
Interstar
GENÇLİK
12.10
TRT INT
DUYGUSAL
12.45
KgnaJ6
GULDl IRU
13.30
KanalD
DRAM
13.40
Interstar
DRAM
13.40
atv
DUYGUSAL
74.00
ShovvTV
DRAM
14.30
TGRT
DRAM
15.40
atv
DUYGUSAL
16.15
Kanal 6
MACERA
18.00
Kanal D
MELODRAM
18.20
ShovvTV
DRAM
19.30
TGRT
MACERA
20.20
KanalD
MACERA
20.20
HBB
MACERA
20.35
ShovvTV
GERİLİM
21.00
KşpaiŞ _
GULDURU
23.50
TRT 2
DRAM
e
23.55
Interstar
GERİLİM
23.55 f
.
KanalD
MACERA
Çocuk Kampı
(Butterfly Revolution)- Gençlik kampmda, biryöne-
tici iyi niyetli girişimlerde bulunur, ama... Yn: Bert L.
Draain O\n: Chuck Connors, Charles Stratton .
Ati Bu GençBk
Bir gruptaki gençlerin birbirleriyle ilişkilerinin ve ma-
ceralannm anlatıldıgı fılmi Orhan Elmas yönetmiş.
Oyn: Gülşen Bubıkoğlu. Mesut Engin.
AcıLokma
Kan davalısını arayan adamın kızına âşık olan bir gen-
cin öyküsü. Yön: T. Gürsu. Oyn: Küçük Emrah, Me-
ral Orhonsay.
Alün Yumurtlayan Ördek
(1,00,00 Dollar Duck)- Altın yumurtlayan ördek. or-
talığı kanştınr. Yn: Vincent McEveety. Oyn: Dean Jo-
nes, Sandy Duncan, Joe Flynn (1971, 92 dk).
Zeytin Gözlüm
Sonunda meşhur bir şarkıcı olan genç kızın öyküsü.
Yönetmen: MelihGülgen. Oynayanlar: TalhaÖzmen,
Oya Aydoğan.
Cesaret Sınavı
(Coward of the Counry)- 1940'lann başi ABD. Pe-
arl Harbour baskını üzerine bir genç, savaşa katıhr. Yn:
Dick Lowry. Oyn: K. Rogers. F. Lehne. L. VVoodrufF.
KaderAyirsaBüe
Annesını trafık kazasında kaybeden küçük kız. onu bir
gün döneceği umuduyla beklemektedir. Yön: Semih
Evin. Oyn: Ekrem Bora, Semra Özcan.
Küçük Beyzade
KÜÇÜK bir şarkıcının meşhur olmak için verdiği mü-
cadelenin öyküsü. Yön: Aram Gülyüz. Oyn: Halil Taş-
kın, Bülent Kayabaş.
Yangm
(Burnıng Rage)- Bir jeolog. maden ocaklanndaki
yangmın sebebini araştınr. Yn: Gilbert Cates. Oyn:
Barbara Mandrell, Tom VVopat.
Rüzgâr
Bir assolist. onun kötü kalpli kocası ve kocasının dü§-
manı arasındaki aşk ve intikam öyküsü. Yön: Cüneyt
Arkın. Oyn: Emel Sayın, Cüneyt Arkın.
Kurtkapanı
Trakya'da oğullannı kaçakçıhğa zorlayan bir Bulgar-
la savasan jandarma komutanınm öyküsü. Yön: Fik-
ret Uçak^Oyn- Tamer Yiğit, Eşref Kolçak.
Senin İçin Bir Kadeh
Tıp öğrencisi genç kız yaz tatilinde bir barmene âşık
olur. Yönetmen: Biket Ilhan. Oynayanlar Sibel Tur-
nagö! ve Hakan Ural.
Sev Gönlünce
Ruh hastası kansından aynlan bir adamın çocuklan-
nı alabilmek için verdiği mücadele anlatıljyor. Yön:
Ümit Efekan. Oyn: Orhan Gencebay, Oya Aydoğan.
Avcı Uçaa
(Intercopter>- Özel efektlere rağmen, sıkıcı bir serü-
ven filmi. Teröristler özel bir uçağı ele geçirir. Yn:
Michael Cohn. Oyn: Jürgen Prochnovv (1992,89 dk).
ÖlümCezası
(Capital Punishment)- Bir ABD'li Japonya'da teh-
likeli entrikalara kanşır. Yn: David Hue. Oyn: Gary
Daniels, David Carradine, Tadashi Yamashita (1991).
Miras
(Come and Get it)- Amerika'dan Avustralya'ya bir
kulüp yöneticisi tarafindan çağnlan genç, bir tavuk
çiftliğine yerleştirilir. Yön: R, Arthur Becks.
F/X2 .. -
/ i ! d
'
r
""
6
"
(F/X ly Özel efekt uzmanı Brown, yine bir entrika-
ya kanşıyor. Yn: Richard Franklin. Oyn: Bryan
Brown, Brian Dennehy, Rachel Ticotin (1991).
Üç Tath Kaçak
(Tnree Fugitives)- Bir acemi, eski banka soyguncu-
sunu rehin alır. Yn: Francis Veber. Oyn: Nick Nolte,
Martin Short. Sarah Rovvland DorofT(1989. 93 dk).
Uyımn Sular
(Les Eaux Dorrnaments)- TV filmi. Bir kadın, baba
oğulun arasını açar. Yn: Jacques Trefouel. Oyn: Phi-
lippe Caroit. Ludmilla Mikael, Michel Galabru.
Karanhk Ayna
(Dark Mirror)- İyi ve kötü ikiz kadreşlerin ölümcül
çatışması. Bir kiasiğin TV versiyonu. Yn: R. Lang.
Oyn: J. Seymour, S.Collins. V. Gardenia (1984).
EleGeçirme
(The Takeover)- Iki uşuyturucu çetesi, iktidar sava-
şına turuşur. Yn: Troy Cook. Oyn: Billy Drago, John
Savage. Nick Mancuso.
AyrtnU yanda
0030 Show TV / Notre Dame'ın Kambnnı
CadıKazanı
(Witchcraft>- Gizemli bir kadın. mesken tuttuğu otel-
de cinayetlerine başlar. Yn: Martin Newlin. Oyn: Lin-
da Blai'r. David HasselhorT, C. Hickland (1988).
Aşağı Şehir, Yukan Şehir
(Vılle Haute, Ville Bosse)- TV polisiyesi. Bir cina-
yetin arkasında karanlık bir entrika vardır. Yn: Josee
Dayan. Oyn: Jemola Anger, Mouss Diouf.
Chartie'nin Savaşı
(Charlie Grant's \\ ar)- 2. Dünya Savaşı. Biradam,
Yahudileri kurtarmak için tehlikeye atılır. Yn: Martin
Lavutt. Oyn: R. H. Thompson, Joan Onestein.
Lüküs Hayat
Cemal Reşit Rey'in Lüküs Hayat operetinin 1950'de
çekilmiş sinema uyarlaması. Yönetmen: Lütfı Ö.
Akad. Oynayanlar: Sezer Sezin, Settar ICörmükçü.
2230 (
«otreu
Yerlifılmler Yabancı filmler
) İzleyin Orta Halli /Değmez
A K B A N K
ULUSLARARASI
CAZ FESTİVALİ
Ray Anderson's
Alligatory Band
Ray Anderson iTrombon. tokal)
Lew Soloff (Trompetj
Jerome Harris (Gitar)
Gregoryjones (Bas)
Tommy Campell (Davul)
Frank Colon (Vurmalt çalgtiarj
3 Şubat 1995, Cuma, Saat 22.50
T R T 2 / F E S T Î V A L L E R D E N
AKBAIMK
Kanaip 22.00! Cem Özer 'Yeni Laf Lafı Açıyor'la Kanal D'de
TV sanat değil bir sanayi
FİGEN YANIK
"Gözlerin gizliden gizliye üzerimde
olduğunu hissedivorum. 'Dur bakalım
ne olacak" gibi.. Çok da büyütüyorlar
herhalde... Omuzuma bfiyük bir yük
binmiş durumda."
Şaşırtıcı bir transferle Show TV'den
Kanal D'ye geçen Cem Özer. yenı prog-
ramıyla televızyonlardaki en pahalı pro-
düksiyonlardan birinı gerçekleştırecek.
"Cem Özer'in bir televizyon kana-
lında artık sadece görünrüsünü ve şah-
siyetini değil beynini de kullanmasını
istiyorum" diyor sanatçı kendınden söz
ederken \e ekliyor: "Biraz da kendim-
le rekabet ettiğim için hoşuma gidiyor.
Yer değiştirdiğim zaman başka moti-
vasyonlar geliyor. Kimbilir belki Ka-
nal D son kanalım olur, belki de sene-
ye tekrar Show TV'ye dönerim."
- "Show TV'nin izlenen programla-
rı arasındayken neden Kanal D'ye geç-
tiniz?"
ÖZER- "Show*da çok güzel şartlar-
da çalıştık ancak orada bizim yaptığımız
anlaşmalar farldıydı. Ben orada kaset tes-
limı çalışmadim. Cem Özer ücretını ay-
n alıyordu, yapım şirketi ayn alıyordu,
yapım grubu ayn alıyordu. Bir televizyon
kendisi programa baktığı zaman 'Ya iş-
te böyle gıdıvor daha fazla harcamaya ne
gerek var' dıye düşünülebılıyor. TVnın
başındaki Faruk Bayhan kesinlikle böy-
le düşünmüyor. Fakat TV'nin maddi ım-
kanlan sözkonusu olunca böyle bir olay
doğuyor. Kanal D yeni bir kanal. Hızla
gelışen. büyüyen tarzını araştıran bir ka-
nal. Birtakım yüzlere ihtıyacı var. Kanal-
la bütünleşen bir vitrine ihtiyacı var."
- "Yeni Laf Lafı Açıyor'da ne gibi
yenilikler var?"
ÖZER- Amerika'dan Richard Green-
bird ismınde danışmanımız geldi. Ric-
hard ışıktan yapıma kadar tamamen dı-
zaynını oluşturuyor. Amerika'daki talk
show'lann formatlannı inceledik. Onla-
n kendimize göre adapte ediyoruz. Fark-
lı bir ışık sistemi kullanacağız. Altı ka-
mera ıle çekeceğiz.
Büyük boyutlarda, dört duvar dekor
yapıyoruz. Kurupkaldınlmayacak. Neti-
cede bir talk show'un içinde fazlaca ya-
pılacak yenılık yok aslında. Yenilik ne-
rede oluyor; çekimde, tarzında. çekim ka-
lıtesinde ve çok yoğun çabalar sarfediyo-
ruz çalışırken. 30 saniyelik jenerik bir
buçuk milyara mal oluyor. Aşağı yukan
Bu akşam '...Ve Cem Özer Ve...' kabaresivle ekrana gelecek Özer, önümüzde-
ki haftadan başlayarak "Yeni Laf Lafı Açıyor'Ma programına devam edecek.
iki milyar da dekoru. Daha hiçbir şey çek-
meden üç buçuk milyara yakın bir para
harcanmış oldu. Cem Özer çok para aldı
belki ama onu daha fazla harcayabılmek
ıçın aldı. Bölüm basına maliyeti de 800
milyonu bulacak. Balık Ayhan grubu bi-
zımleçalışacak. Bunlar lÖkişilikbırala-
turka sazlar grubu. 'Bcfenmeyen Dinle-
mesin Orkestrası" da devam edecek.
Herhalde Türkıye'de program çekimin-
de kullanılacak en bûyük plato olacak.
Televızvonculann başına belayım aslın-
da. lnsanlar gördükçe onu talep etmeye
başlayacaklar
- "TV'de izlenme oranı sizin için ne
kadar önemli? "
ÖZER- En iyi bildıgım şey sanatçı ol-
mak Yaratım benim işim. TV bir sanat
değil bir sanayi. Sürekli hızlı birtüketim
sözkonusu. Sanat daha özgün bir şey.
TV'de özgün yaratrmlar yapamazsınız.
Çünkü geniş kitlelere hıtap etmek zorun-
dasınız. Genış kitlelerde ise ortak nokta-
lar bulmak zorundasınız. "Kardeşim
ben şunu yapıyomm seyreden seyret-
sin" dıyemezsmiz. O zaman üç beş kışi
seyreder. Şunu farkettim bu sanayi, hız-
lı tüketım çarkı dönmeye başlayınca ru-
tine oturuyor ve sız farkına varmadan de-
forme oluyorsunuz.''
- "Geçen yıl stüdyo kurma çalışma-
ları sırasında birlikte çalıştığınız bazı
kişiler silah çektiğiniz iddiasıyla siz-
den davacı oldular, sizse olayın saptı-
nldığını söylüyorsunuz."
ÖZER- Benim silah taşıma ruhsatım
var. Bu ruhsatı bana devlet veriyor. Bu-
nu hiçbir torpil olmadan aldım."
-_"Av merakınız mı var?"
ÖZER- Hayır katiyen.. Ben canlı hiç-
bir şey, sinek bile öldüremem. Bana si-
lahlı saldın da yapıldı.. Onun için silah
taşıyorum. tslami kesimden yoğun teh-
ditler geliyor. Örgütlü bir saldın olacağı-
nı zannetmiyorum, ama kraldan çok kral-
cılar pıskopatlar var. Onlara karşı bir gü-
vence olsun, caydıncı bir şeydir diye si-
lah taşıyorum... Silahın felsefesine tama-
men karşıyım. Ama Türkiye'de öyle in-
sanlar silah taşıyorlar ki o insanlann ya-
nında bizim taşımamız daha doğru gali-
ba... Çünkü silah taşımanın bir nskı var;
öfkelendiğıniz an silah taşıdığınızı unut-
manız jazım. Cem Özer'in dışınaçıkarak
Cem Özer'e bakıyorum... Yani Cem
Özer silah çekerken benim gözümün
önüne gelemiyor. Ya bu Cem Özerdenen
adam çok iyi bir oyuncu ve üç dört yıldır
bana kendini çok iyi yutturdu ya da biri-
leri yalan söylüyor. Zaten oradakı tanık-
lardan biri 'Belindeki silahı gösterme-
di göründü' diyor. Bu işi yapan arkada-
şımızın psikolojik tedaviye ihtiyacı ol-
duğunu düşünüyorum."
atv 21.50 Yasemin Yalçın'dan 'Yaseminname'
'Karakolda Ayna Var'
Yasemin Valçın altı değişik skeçte.
TV Servisi- Tiyatro sanatçısı "•
Yasemin Yalçın, bu haftadan
itibaren her cuma "Yaseminname"
adlı progranuyla atv'de ekrana
gelecek. Yönetmenliğini Aram
Gülyüz'ün yaptığı, senaryolannı
Yılmaz Erdoğan, Sedat Bilgin ve
Kazım Uçkan'ın yazdığı
programda Yalçın'la birlikte tlyas
flbey. Pelin Körmükçü, Yılmaz
Erdoğan, Ece Örge, Ferdi
Akarnur, Erdoğan Dikmen.
Asuman Arsan ve Savaş Barutçu
rol alıyor.
"Yaseminname" altı skeçten
oluşuyor. "Karakolda Ayna Var"
başlıklı skeçte fuhırş suçundan
•^yakalanan bir kadın ile
satıcısının karakol maceralan yer
alıyor. Her hafta bir klibin konu
edileceği bölümde Yalçın ve
arkadaşlan bu kez Ferdi
Tayfur'un seslendirdiği
"Fadime'nin Düğünü" klibini
oynuyor.
Programda Yalçın'ın sevilen
tiplemesi 'Alican' da yer alıyor.
Programın bir başka bölümünde
oğlu, gelini ve iki torunuyla yaşayan
Sürahi Hanım'ın maceralan ekrana
gelecek. 'Açık Açık Oturum"
başlıklı bölümde ise Meclis'teki
küfürlü konuşmalar
tartışılıyor.
Kanal D 22.50 'Demet Akbag Kabare'
Televizyonda tiyatro
TV Servisi - Demet Akbağ ve
'Bir Demet Tiyatro' ekibının ha-
zuiadığı "Ne Şirin Komşumuz-
dun Sen Lütfiye Abla" 4. bölümü
ile devam ediyor. Ekıp. tiyatronun
sıcaklığını ekrana taşımayı amaçlı-
yor. Metinlerinı Yılmaz Erdo-
ğan'ın yazdığı ve Demet Akbağ.
Suat Sungur, Zerrin Sümer, Yıl-
maz Erdoğan, Erdoğan Dik-
men'ın rol aldığı oyunda. geçen bö-
lümde evlenen Hıdırile Lütfiye'nın
başına beklenmedik olaylar geliyor.
Beşiktaş Kültür Merkezi'nde çe-
kımler sırasında görüştüğümüz De-
met Akbağ, televizyonda diziler,
eğlence programlan arasında paro-
diler zaten yapıldığı için bu kez
'TV'de tiyatro' yapmaya karar ver-
diklerinı söylüyor.
"Zamanında bizler de yaptık.
Biraz bizim de keyif alabilecegi-
miz bir çalışma olsun diye düşü-
nerek böyle bir tiyatro projesi
gerçekleştirdik. Tabii bunun zor-
lukları \ ar. Siirekli ezber yapmak
zorunday ız. Üç kamera ile sesli çe-
kiyoruz. Haftalık program oldu-
ğu için tekstin bir iki gün önce eli-
mize geçmesi lazım."
Akbağ. 'Ne Şirin Komşumuz-
dun Sen Lütfiye Abla' oyununu
sevdiklerini ve kadrolanna onun ai-
lesi uygun düştüğü için bir süre bu-
na devam edeceklerini belirtiyor.
"Ben 'Bu yaptığım bugüne kadar
en iyisidir. en doğrusudur" demiyo-
rum. Mutlaka en iyisi var, ama şu
dönemde TV için bir şeyler yapıl-
ması gerektiğine inanıyorum. Şu
anda TV'de bizden başka tiyatro
yapan kimse yok. "
Akbağ, fark'lı olmak adına kötü
çalışmalar yapmak istemediklerini.
son zamanlarda eski müzikaller ve
tiyatrolar ekranda tekrarlanınca ilgi
çektiğini söylüyor. "Bizim oyun-
lanmız Star'da Demet .Akbağ Ka-
bare', diye sunuluyor, aslında adı
•BirDemetTiyatro". 'Demet Akbağ
Şov' da demek istemedik. Çünkü
bunun bir şovla ilgisi yok. Ağırlık-
lı olarak laf komedisi yapıyoruz.
Bu sıcak oluyor ve izley iciye daha
çabuk geçiyor diye düşünüyo-
rum."
Shovv TV 10.30 Akad'ın üçlemesinin sonuncusu
Işçiııiıı ekmek kavgası
TURHAN GÜRKAN
Ömer Seyfettin'ın aynı adlı öy-
küsünden esinlenen "Diyet" fıl-
minde. iki çocuklu bir kadınla aynı
fabrikada çalışan bir ışçinin öyküsü
anlatılıyor. Lürfi Ö. Akad, köyden
büyük İcente gelen insanlann yaşam
savaşını anlatan "Gelin" ve "Dü-
ğün"le başlattığı üçlemeyi, ''Di-
yet" le noktalıyor. Bu kez kamera,
tek sermayeleri emekleri olan işçi-
ler üzerine çevrilmiş.
Anadolu'dan akın akın gelen yok-
sul, güçsüz, okumasız bu insanlann
fabrika işçisi olarak sorunlan, pat-
ron- işçi ilişkilen ve sendikalaşma
çerçevesi içinde veriliyor.
Toplum sorunlanna sadece smıf-
sal bir açıdan bakılmıyor. bu kez in-
Yönetmen- Senaryo: Lürfi Ö.
Akad / Görüntü: Gani Turanlı
/ Oyuncular: Hülya Koçyiğit,
Hakan Balamir, Erol
Günaydın, Güner Sümer /
1974, Erman Film yapımı.
sancıl bir inanç çerçevesinde deği-
niliyor. Işçinin hakkını eksiksizala-
bilmesi ve insanca yaşama kaygısı
yumuşak, duygusal bir anlatımla
yansıtılıyor. "Diyet", Türk işçı
sınıfının yaşam kavgasında önemli
bir yen olan, emekçi kitlesine ses-
lenen, sendikal sinemanın ender ör-
neklennden bıri.
MERCEKLE BAK1NCA
MAHMUT T. ONGOREN
leyla Tekiil Şov'
Özel televizyonlar yayıncılık yaşamımıza olumlu ne
getirdi diye sorarsanız, sanınm en belirgin yanıt "Leyla
Tekül ŞOV"ÖUT.
Gülmeceyi ve ciddiyeti, halkı ve siyasetçiyi tartışma-
yı ve kafcareyi başarıyla birleştirmek kolay değil... Müt-
hiş yeteneğiyle ve konuklannın da katkılanyla Leyla Te-
kûl, televizyonlanmız arasında en öne çıkan ve orada du-
ran bir izlenceyi başarı çizgisinden sapmadan sürdürü-
yor.
Işin içinde müzik, tanıdığımız kişileri öykünme, uzlaş-
ma çabası ve çeşitli insan görünümleri de var. Aslında
Tekül, kendini ekranda başanya götüren çeşitli değişik
öğelerden yararlanıyor. Ne var ki bunlan birbirine karış-
tırmıyor, hepsini kendi yeteneklerinin sınırlan içinde tu-
tuyor ve onlan kendi belirlediği çizgiyi aşmalanna izin
vermeden kullanıyor.
"Leyla Tekül Şov"da haber, daha doğrusu güncellik
ön planda. Yaşadığımız günlerin değerlendirilmesi ba-
sında ve yayıncılık alanında iyi kötü, doğru yanlış, yeter-
li yetersız yapılmaktadır. Tekül'ün bu gibi değerlendir-
melere yeni boyutlar katması, günlük acılann yanına yi-
ne acı da olsa bir gülümseme yerleştirmesi ya da bir baş-
ka olaya geçtiğinde izleyicileri sakince güldürmesi, iz-
lenceye rahatlatıcı bir hava getiriyor.
Tüm bu öğeleri yerinde bir düzenlemeyle kaynaştır-
mak hiç de kolay olmayan bir çalışma gerektirir. Anla-
şılan Tekül iyi bir hazıriık ve yöntem saptama dönemin-
den sonra, istediği çizgiyi her izlencede yakalayabilecek
düzeye ulaşmış. Ne var ki, her izlence için en günceli ara-
mak ve seçmek de kolay değil. Arkasından da o güncel
konuyla ilgili kişilerin ve izlencenin diğer oğelerini hazır-
lamak gerekiyor. Bu da kısa sürede çok işi birden ko-
tarmak ve başarı çizgisini de elden bırakmamak anla-
mına geliyor. Gerilimli, ama hoş bir çalışma olsa gerek...
Leyla Tekül, aynı zamanda, çok yönlü yeteneği saye-
sinde TV sunuculuğuna da bu izlencadeki uygulamay-
la büyük yenilikler getirdi. Örneğin bir yere (mekan) ça-
kılıp duran ve ancak tek sunuş yöntemini kullanan su-
nuculara yıllardan beri takılıp kalmıştık. Sunucular yer
değiştirmez, çoğunlukla oturarak konuşur, eğer arada
bir karşısındakine soru sorarsa bunu da tekdüzelikten
kurtulmayan bir uygulamayla gerçekleştirirlerdi. Bu tür
sunuş biçimleri de önce TRT Televizyonu'nda başla-
mıştır. Gerçi yer değiştiren, ayakta dururak konuşan ve
oldukça sürekleyici sunuş biçimlerini deneyen ilk sunu-
cularaTekül'den önce de özel televizyonlarda rastlamış-
tık. Ama Tekül hem özel televizyonlardaki diğer sunucu
arkadaşlanna kıyasla, yenilikleri daha etkileyici ve ba-
şanlı bir anlayışla uyguluyor; hem de sunuculuğuna mü-
ziği, şarkıyı, oyunculuğu ve stüdyodaki değişik yapılara
sahip kişilerte yaptığı söyleşi biçimlerini de katarak şim-
diye dek bizim televizyonlanmızda görmeye alışık olma-
dığımız sunuş yöntemlerini geliştiriyor.
Artık uydular sayesinde izleme olanağına kavuştuğu-
muz yabancı televizyonlarda bile Leyla Tekül düzeyin-
de sunuculara çok sık rastlamadığımız bir gerçektir. Öte
yanda, "Leyla Tekül Şov"un hoşgörü ve uzlaşma yarat-
ma çabasını, siyasilere "Artık şu sonınlara çözüm bu-
lun" uyansını ve gerginlik yaratabilecek tartışma orta-
mından uzak durma eğilimini de anlayışla karşıladığımı-
zı söylemeliyim. Bu özelliklerin oluşumunu Tekül'ün ön-
cederç yaptığı hazırlıklara ve kamera önündeki kıvrak-
lığına borçlu olduğumuz bir başka gerçek.
Ne var ki, ortada böylesine çeşitlilik, yetenek ve gün-
lük olaylardan kaynaklanan fırsatlar bulunduğunu görün-
ce, izleyicinin biraz taşlama ve belki yine gülmece dolu
eleştiri bekleyebileceği ve bunlarla karşılaşmayınca da
bir eksiklik duyabileceği düşünülebilir.
Sonuçta TV yayıncılığımıza yepyeni soluk getiren bir
izlenceyle karşı karşıya olduğumuz yadsınamaz.
Umanm, herhangi bir engel ve sorunla karşılaşılmaz ve
"Leyla Tekül Şov"\a beraberliğimiz daha uzun süre de-
vam eder. ^ ^ ^ ^ ^ ^
Sinemamızın en soluklufilmlerindenbirinin kitabı: Yıl-
maz Güney, 'Sürü' (Senaryo), Yılmaz Güney Kültür ve
Sanat Vakfı, istanbul, 1994.
ShowTV ooM Victor Hugo'nun ünlü eserinin en iyi uyarlaması
'ffiçlik'te
doğaıı aşk
1 •• •• ••
buyüsu
The Hunchback of Notre Dame
/ Yönetmen: W illiam Dieterle
Senaryo: Sonya Lavien, Bruno
Frank / Görüntü: Joseph H.
August / Müzik: Alfred Newman
/ Oyuncular: Charles Laughton,
Cedrick Hardvticke, Maureen
O'Hara, Edmond O'Brien,
Thomas Mitchell, Harry
Davcnport, Rod la Rocque '
1939 ABD yapımı, 117 dakika.
TV Servisi - Daha önce TRT'nin
birkaç kez gösterdiği "Notre Da-
me'ın Kamburu" şimdi Show
TV'de. Victor Hugo'nun bu ünlü
klasiğinin ona yakın uyarlaması ya-
pıldı, ama en iyisinin VVilliam Di-
eterle'nin 1939 tarihli çalışması ol-
duğu kabul edilir. Çarpık çurpuk be-
deniyle insanlarda korku ve acıma
uyandıran Quasimado'yu, Charles
Laughton inanılmaz bir başanyla
canlandırmış; Dieterle de, Alman dı-
şavoırumcu akımının izlerini taşıyan
anlatımıyla, popüler sinemanın baş-
yapıtlanndan birini yaratmıştı.
'Hilkat garibesi' Quasimado, hi-
mayesinde bulunduğu başdiyakoz
Frollo'ya köpek sadakatıyla bağlıdır.
(Diyakoz: Hristiyanlıkta, üç aşamalı
ruhbanhğın. papazlık ve piskopos-
luktan önceki ilk aşamasında bulu-
nan kilise görevlisi; çeşitli Protestan
kiliselerinde, kilise görevlerini ve ba-
zen cemaatin yönetsel işlerini paylaş-
mak üzere, genellikle takdis edilerek
resmen görevlendirilen cemaat üye-
si). Quasimado, çingene güzeli Es-
meralda'ya aşık olunca, gelişmeler
hızlanır. Frollo. kendisine yüz ver-
meyen bu kadını cadılıkla suçlar ve
yakılmaya mahkûm eder. Quasima-
do, buna engel olmak için harekete
geçer...