Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3ŞUBAT1995CUMA CUMHURİYET
KÜLTÜR
SAYFA
15
'Yol filmi'nden polisiyeye ve aşk filmine kadar açılıp yayılan bir deneme: True Romance
Tehlikelere karşıpupa
yelken seyreden sevgililer.Kimi eleştirmenlerin şımdi-
den 1990'lann 'cuJt-fam'Ieri ara-
sına yerleştirdiği, günümüzün
"Bonnie and Clyde"ı olarak rek-
lam edilen "True Romance",
"Çugın Romantik'" adıyla bugün
göstenme gınyor. "İrue Ro-
mance", öncelikle 1994'ü. son
filmi "Pulp Fiction"la zirvede
geçıren, günümüz Amerikan si-
nemasının son yükselen yıldız
yazar-yönetmeni Quentin Ta-
rantino'nun senaryosunu imza-
ladığı bir film oluşuyla ilgimizi
çekti. Bitmekteki sömestr tatıli
nedeniyle piyasaya doluşturul-
muş yığınla çocuk filminden ge-
çılmeyen bu hafta başlayan yeni
filmlenn, kuşkusuz "Kırmı-
a"nm ardından gelen bir baska
ilginç ömegi sayılacak "True
Romance", "Rezervuar Köpek-
lerTyle 'kara rdm' türûne yeni
bir soluk getiren Quentin Taran-
tino'nun ripik özelliklerini bann-
dan bir 'stil ahşûrmasL'
Tarantino'nun ilk
senarvosu».
Tom Cruise'ü star yapan "Top
Gun", "Days ofThunder" vb gi-
bi gişe filnüeriyle Hollywood'da
yerini sağlamlaştıran, Ridley
Scott'ın ağabeyı oluşu bir yana,
asıl cilalı bir reklam filmi estetı-
ğıne dayanan, kendine özgü bir
'pub look' içeren, şık üslubuyla
sivnlmiş yönetmen Tony Scott'ın
imzaladığı "True Romance",
Tony Scott'tan çok senaryo yaza-
n Çhıentın Tarantino'nun eseri.
"Rezervuar KöpeklerTyle kü-
çük çapta bir patlama yaratarak
yönetmenliğe başlayan, bahar
aylannda seyredeceğimiz söyle-
nen "Pulp FTction"la da ö\ güle-
re, ödüllere boğulan Quenrin Ta-
rantino'nun ilk senaryosu "True
Romance", peşlerine hem kötû-
lerin, hem de polisin takıldığı,
sürekli kaçış halındeki, alışılmış
'Udsevgili' temasını ele alıp işli-
yor. 'Yol filmi'nden hızlandınl-
mış, modern bir 'kara fitaı' at-
mosfenne gidip gelen, şiddet (ve
kan) öğesınin '•Rezervuar Kö-
pekleri"ndeki kadarrahatsız edi-
ci olmasa da yine alabildiğine
vurgulandıği, üstüne üstlük gû-
zel bir kadının ağzının-burnunun
kan gölüne çevrildiği, sadist ış-
kence sahneleriyle bezeli, ro-
mantizm ve humordan yana da
nasibini bolca almış, sürüJdeyi-
ci bir 'kaçan sevgililer öykiisü'
çeşitlemesi nıtelığindekı bu fıl-
me ilgısız kalmak doğrusu pek
mümkün değıl.
ister istemez hepirnizin haya-
tına yansıyan şiddetin ayyuka
çıktığı günümûzden seçilmiş,
tehlikelere karşı yelken acarak,
başlannı belaya sokup adam öl-
düren. hayalperest, sersen, bır-
birlennede fena halde tutkun, ikı
asi genç kahramamn, mutlu son-
Çılgın Romantik
Romance) Yönetmen: Tony Scoot
/ Senaryo: Quentin Tarantino /
Kamera: Jeffrey L. Kimball /
Müzik: Hans Zimmer /
Oyuncular: Christian Slater,
Patricia Arquette, Dennis Hopper,
Val Kilmer, Gary Oldman, Brad
Pitt, Christopher Walken, Samuel
L. Jackson, Bronson Pinchot,
Chriss Penn, Tom Sizemore /
1993 ABD (Özen Film). Şişli
Site, Beyoğlu Sinepop,
Çemberlitaş Şafak, Bakırköy
Incirli, Kadıköy Reks ve R
Prestij sinemalannda.
la noktlanan 'marjinal' serüven-
lerini aktaran fılm. aynca birbi-
rinden çarpıcı, aykın bir karak-
terler galerisi baştan sona. Den-
nis Hopper, Gary Oldman,
Christopher VValken vb gıbi us-
ta aktörler kısa rollerinde. sözcü-
ğün tam anlamıyla döktürerek
fılme çeşni katarken esas oğlan-
la kızı oynayan, "Gülün Adı" ya
da "YoungGuns2" gibi filmler-
deki toy. tıfıl halinden daha bü-
yüyüp olgunlaşmış bir Christi-
an Slater'la. ablası Rosanna'yı
bile sollayan iç açıcı gûzelliğini
sergileyen, yeni yıldız Patricia
Arquette de, seyirciyi perdeye
bağlıyor iki saat süresince.
Büyük ölçüde Tarantino'nun
kışılığınden izler taşıyan esas oğ-
lan-Clarence (Christian Slater),
Comics-çizgi roman cennetini
andıran bir Idtapçı-videocu dük-
kânında çahşan, Bruce Lee'nin
bir başka çeşiti diyebıleceğimiz,
dövüş uzmanı Sonny Chiba'nın
önûne çıkanı dümdüz ettıği ka-
rate-kung fu filmlennin ve Elvis
Presley'in fena halde hayranı
olan, rock ve sinema delisi, içe
dönük, yalnız ve sevgisiz. sapı-
silik bir genç. Doğum günü ne-
deniyle patronunun kiralayıp üs-
tüne saldığı, henüz işınin acemi-
si, gencecik bir tele-kız olan öy-
kümüzün Tneşum kaduıı', Ala-
bama'ya öylesine kapılıyor ki
Detroifteki basit yaşamından
'rüyafabrikasT Hollysvood'aat-
layıveren, "çalmanın, atdatma-
run öklürmenin' gırla gittiği, çok
renkli heyecanlı ve kanlı bir ya-
sa dışı (ama alabildiğine roman-
tik ve duygusal aynı zamanda)
yaşantının çıkmaz sokaklanna
gözü kara dalıvenyor. Dalış o da-
lış! ABD'nin güney eyaletlerin-
den birinin adını taşıyan, güzel-
liğini daracık, zevksiz giysilerin
içine tıkıştınp habire sıgarasını
çekiştirip duran, fahişeliği kıvı-
ramayan. çocuksu ama çevresi-
ne, karşı konulmaz bir cinsel ca-
zibe de yayan, güldü mü yüzün-
de güller açan, sulugözlü, dol-
gun ve olgun 'şeftali gibi' güzel
Alabama'yla (Patricia Anjuette)
Clarence'ın, morCadillac'lanna
atlayıp Los Angeles'ta balayı sü-
recini doyasıya yaşamayı ve te-
sadüfen çarptıklan bir valiz do-
lusu kokaini satarak kjsa yoldan
köşe dönmeyi hedefleyen serü-
venleri, romantizme ve şiddete
boJ bol gaz veren, esprili, matrak
ve parlak bir tarzda hikâye edili-
yor. Ve peri masalı fınaliyle nok-
talanan "True Romance", rock,
Elvis, JaıusJopün, oral seks, pe-
zo ve kokain muhabbetleri, Sicil-
yahlann zenci kökenli (!) oldu-
ğunu savlayan humoristik tartış-
malar, silah fetışızmi, işkence ve
kıyım sahnelen, 'karafibn'türü-
nün bazı kilometre taşı klasıkle-
rine yapılan göndermeler ve us-
ta oyunculann solo gösteriye çık-
tıklan grotesk karakterleriyle,
namburger-cola-parJamjs mısır'
şeytan üçgenine kıstınlmış, 20.
yüzyıl sonunda popüler Ameri-
kan kültürünün sığ dennlığınin
(!) yeni bir göstergesi olarak il-
gjyle izleniyor.
Yeni bir 'kara fılm'
çeşıtiemesL.
Her halde yönetmen Tony
Scott'ın şimdıden en iyi yapıtı
diye niteleyebıleceğimiz "True
Romance", başta da belirttiği-
mİ2 gibi Tony Scott'tan çok se-
naryoyu yazan Quentin Taranti-
no'nun yogun gölgesinin vurdu-
ğu, vahşi şiddet, cinsellik. kara
mizah ve romantizm kanşırru, et-
kileyici, yeni ve taze bir 'kara
film' versiyonu. Tarantino türün
bildik klişeleriyle dilediğince oy-
nayarak seyirciyi avucuna alıyor
bir güzel. Ve genelde hep bekle-
nilenin tersini devreye sokarak,
etkilere, çağnşımlara, gönder-
melere açık kalarak bütün bece-
risini ortaya seriyor, türe saygı
niteliginde duran ve kuşkusuz
'kara film 'e modera bir soluk ge-
tiren senaryosunda. Dennis Hop-
per'ın yakıştırmasıyla 'günümü-
zün Mark Twain'i gibi yazan Ta-
rantıno hayranlannın es geçeme-
yeceği, Tony Scott'ın yönettiğı
"Çrigm Romantik", "Doğuştan
KatiDer"tn korkunç ikilisini çağ-
nştiran genç sevgili kahramanla-
n ve yan rolleri üstlenmiş usta
aktörlerden (özellikle cam göz-
lü, kıvır kıvır öriilü saçlanyla,
kendini zenci zanneden, unutul-
maz bir 'torbacı ve pezo' karak-
ten çizen Gary Oldman; polis
emeklisi, kirii çıkı, aJkolik baba
rolündekı Dennis Hopper ve ha-
şin, gaddar, soğuk, Sicilyalı
gansteri başanyla oynayan
Christopher Walken'ı anmalı bu-
rada) bütünlenen, zengin oyuncu
kadrosuyla göz alan, düşündürü-
cü ve yer yer coşkulu, etkileyici
bir deneme sonuçta. Meraklısı-
nın zaten kesinlikle kaçırmaya-
caği bir yolculuk, aşk öyküsü ve
şiddet çeşitlemesi. Bildik kahp-
lan yineleyip yenileyen "True
Romance-Çdgın Romantik";
"Thelma ve Louise", "WUd at
Heart" ya da "Kalnornia" vb gi-
bi yakın tarihli sinemadakı de-
lişmen çift öyküleri zincirine ye-
ni bır halka ekliyor özetle.
Yuvaya DönüşWalt Dısney, 1963 yapımı, "The
Incredible Journey' filminin
yeniden çevirimi olan 'Vuvaya
Dönüş', tatıl fılmleri furyasının,
bizim gıbı hayvansever yetışkın
seyircileri de sinemaya çekerek
hoşnut bırakan sayılı
filmlerindendi. Sheila
Burnford'un kitabından
uyarlanan ve sahiplerinden
kilometrelerce uzağa düşmüş üç
evcil hayvanın, neredeyse tüm
Kanada'yı boydan boya
katederek sonunda sahıplerine
yeniden kavuşmalannı hikâye
eden bu filmden 30 yıl kadar
sonra. aynı konu, çağa ayak
uydurmasını çok iyı beceren
Wal: Disney stüdyolannın
degışıp yenıleşen standartlanna
göre bir kez daha kotanlıp
önümüze sûriilmüş. Her türlü
engeli aşarak vahşi doğanın
tehlielerine gögüs gererek
ınsaı sahiplerinin oturduğu
yuvılanna dönmeyi başaran iki
İcöpekle bir kedmin öyküsünde
baş^^ırulan yenilik, hayvan
kah-amanlara insan karakteri
verb onlan konuşturmak olmuş
bu lez. İnsan gibi düşünüp
kcnnışan. insani değerlere,
kavamlara göre davranan ıkı
kopekle bir kediden oluşan
se-vrnlı kahramanlanmızın
vahn doğanın beklenmedik
tehlkelerinı bır bir atlatarak
findde evlerine ve sahıplerine
kavısmalan: sevgi, dayanışma,
sadıkat, dostluk, vb gibi
karvTmiara selam şarkıtılarak,
hoşve sevLiüı bır Walt Disney
film üslubunda (bu kez çizgı
filıı-canlaEdırma sineması
üriiıü de degıl, normal, konulu
bi«- 'apıt 'Yuvaya Dönüş')
gcirintülemyor. Hayvanlarla
çoKuklar arasındakı sıcak
ıli ^ii>e da>anan filmin, insan
gifc k'onuşan, 12 patalı üç
se~vrnli kahramanmı
cajıandırar iki köpekJe bir
kescııın oyuılan, doğrusu
desfne aktcrlere taş çıkartıyor.
Tatleçıkar sahiplerinin
konşularuıı emanet bıraktığı
üçlü kahramanlanmız,
'inanılmaz yolculuk'lan
boyunca, felegın çemberinden
geçmış, olgun, yaşlı ve bılge
köpek Shadow'un engin hayat
tecriibesinden, yerinde
duramayan, genç ve atak köpek
Chance'in delikanlı
cesaretinden ve uyanık, zeki,
dilber kedi Sassy'nin
akıllılığından yararlanarak
mutlu sona erişiyorlar.
Yuvaya Dönüş
(Homeward Bound: The
Incredible Journey)
Yönetmen: Duwayne
Dunham / Senaryo:
Caroline Thompson, Linda
VVoolverton /
Kamera: Red
Smooth / Müzik: Bruce
Broughton / Oyuncular:
Michael J.Fox'ın
seslendirdiği 'bulldog'
kırması. Chance isimli bir
köpek; Don Ameche'in
seslendirdiği Shadow
isimli, bir başka. yaşlıca av
köpeği Sally Field'ın
seslendirdiği, Sassy isimli
bir Himalaya kedisi ve
R.Hays, Kim Greist (UIP)
Duygulandıncı sahnelere sahip,
başrollerdeki köpek ve kedi
kahramanlanmızın gerçekten
çok iyi yönetildiği, bildik Walt
Disney standartlanna, "Bremen
Mtokacdan" masalınm
atmosferini getiren ve belirgin
doğa, çevre ve hayvan sevgisi
içeren bu hoş, hayranlık vericı,
duygu yüklü filmi, sinemada,
TV ekranında, günlük hayatta
ve her yerde gıttikçe artan bır
şiddet patlamasını yaşadığımız
şu günlerde, küçük seyırcilere
salık venyoruz. Kedi ya da
köpek seven yetişkin
sınemaseverler için de
kaçınlmaz bir Walt Disney
yapımı "Yuvaya Dönüş"
kuşkusuz.
Hakuna Matala, Simba tez kral ola!
Irkçı. Nazi sempatızanı. hatta
faşist oldugu, ölümünden sonra
hakkında yazılan bazı kitaplar-
da ileri sürülse de, çoğu ıçın hâ-
Iâ bir Noel babadır VVah Disney.
1980'lerde, Spielberg'le şürekâ-
sının >aygınlaştırdığı, daha ye-
ni, uçuk ve teknoloji bağımlısı,
modern bir hayalgücünün ürün-
leri, ET.'nin önderliğinde orta-
lığı sarmışken, şimdi şundi eskı
sihirbazın unutulmuş itibannın
yeniden yükseldiğıne tanık olu-
yoruz son dönemde. Hemen he-
men her yıl uzun, konulu bir
canlandırma sineması yapıtını
üretıp pazarlayan Walt Disnev
Pictures, 60-70 yıldır dünyayı
kaplamış, çoğu kuşağı etkilemiş
o Disney büyüsünü tazelemeye
yönelik "Deniz Kıa", "Çirldn
ve Güzel*, "Aladdin" vb. gibi
son yıllardaki, geniş seyircı yı-
grnlannm alkışını almış, gişede
yapımcılannın yüzünü güldür-
müş birtakım uzun 'çizgi
film'Ierle fırmanm namını ve
şanını yürütüyor. Disney yapı-
mı peri masallannın. neredeyse
zamanı, akıp geçen yıllan hiç ip-
lemeyen ve umursamayan bir
kahcılığa sahip oldugu iien sü-
rülebilirse de, anlattıgı masalla-
ra orasuıdan burasından ve bir
yaratıcıdan çok, munis, sevecen
bir başöğretmen edasıyla kanşı-
vermeden de edemeyen despot
bir amca oldugu da rahatlıkla
söylenebilir Walt Disney'ın. Ge-
nelde Pamuk Prensesle Yedi Cü-
celer'den bu yana, gıileç, şerJik-
li ve şematik bir kolaylık içeren,
dolayısıyla yediden yetmişe her-
kesi sanp samnalayan ve hâlâ ta-
zeliğini koruyan, seyircisine ke-
yif ve mutluluk veren Walt Dis-
ney yapımı canlandırma sine-
ması filmleri. hayvanlar âlemi
aracılığıyla insana göndermeler
yapan, başlıbaşına ve kendine
özgü bir tür sayılabilir sinema-
da. Canlandırma sinemasının
(kimilerine göre rıkanıp kendini
tekrar etmesine), kimilerine gö-
reyse gelişerek bugünkü haline
gelmesine neden olan VValt Dis-
ney filmlerinin, şimdilik en ye-
nisini gidip gördüm sonunda. îki
haftayı aşkın bir süredir afişlere
çıkan sömestr eğlencelikleri ara-
sında parlayan "Aslan Kral",
Shakespeare'in Hamlet'inden
büyük ölçüde esınlenerek kota-
nlmış, belirgin evrensel mesaj-
GÖSTERİMDEKİ FİLMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
••
•••
•
••
••
•
••
••••
•
•
••••
•
•
••
Aslan Kral/ The LJon King
Beyaz/ Btancl Krzysztof Kieslowski
Bebek Firarda/ Baby's Day Qut/ Patrick R. Johnson
Betalı Anne/ Serial Mom/ John VVaters
Çılgın Romantık/7a/e Romance /Tony Scott
Katil Doğanlar/ Natural Born Killers /Oliver Stone
Maske/ The Mask /Charies Russell
Mavi/ Bleu /Krzysztof Kieslovvski
Richie Rıch/ Donald Petrie
Ruhlann Evi/ House of theSpirits /Bille August
Uç Renk: Kırmızı/ Krzysztof Kieslovvski
Uçü Bkarada/Threesome /Andrevv Bergman
Vampirle Gorüşme/ lnterview with the Vampire/ N.Jordan
Yuvaya Dönuş/ Homeward Bound/ Duvvayne Dunham
lan çocuk seyirciye ileten ve
box-ofFice listelerinde başa gü-
reşen, sevimli bir 'çizgi film' üs-
tün yapımı.
Afrika'yı anımsatan bir kıta-
da, ormanlarla çorak toprakla-
nn iç içe geçtiği bir ülkede. hay-
vanlar âleminin kralı aslan Mu-
fasa'yla kraliçe Sarabi'nin yav-
rusu, geleceğin kralı olacak kü-
çük aslan Sımba'nın, Danimar-
ka prensi Hamlet'in yaşamını
çağnştıran öyküsü, çocuk seyir-
ci kadar, gönlü çocuksu kalmış
yetişkinlere de hitap ediyor.
Alrnan, eğlendiricilikten çok,
mutluluk ve huzur verici bir tat,
masalJara özgü bir keyif. Şu kı-
sa ve ölümlü dünyada, aslında
hiçbir şeye uzun boylu tasalan-
mama ve dert edinmeme anla-
mma gelen 'Hakuna Matata' fel-
sefesini, kötü kalplı, haris amca-
nın tacını elinden aldığı, boynu
bükük bir 'Aslan Kral' yavrusu-
nun Hamlet'vari yaşamöyküsü
aracılığıyla sunan bu hoş, ma-
salsı-çizgi fılrnde hayvan kahra-
manlanmız, insana özgü , mi-
mik ve davranışlarla çizilrruşler
Dahası, onlan seslendirenler
de, MatthewBroderick, Whoopi
GoMberg, James Earl Jones, Je-
renrv Ironsya da Robert Guilla-
ume gibi birtakım Hollywood
ünlüleri. Müzikler, özel efektler
ve çizimler, renkli tipik VValt
Disney tarzının ürünü. Alabildi-
ğine sevimli, hoş bir masal-me-
sel niteliğindeki bu "Aslan
Kral" kuşkusuz şimdiki nesille-
re, bugünün çocuklanna, bır za-
manlar "Pamuk Prenses"le
öteki Disney yapımlannın bizim
kuşaklara yaptığı etkiyi yapa-
caktır sanınz. Çocuğunuz varsa.
'herkesin, her şeyin yerini bul-
dugu hayat çarkı'nı bir buçuk sa-
atliğine resmeden bu sıcacık
canlandırma sineması klasiğine
(şimdiden modern bir klasik ol-
dugu da söylenebilir "Aslan
Kral"ın kuşkusuz) gönül rahat-
lığıyla götürebilirsiniz demek-
tir!
YEDIRENK
UĞUR KÖKDEN
Asya'dan İnen Rüzgâr
On birinci yüzyılın sonuna yaklaşıldığında, gümüş bir
rüzgâr esmiş Asya'dan Ege'ye doğru. Erzurum'dan ya da
Diyarbakır'dan -Sinop, Kastamonu, Ankara ve Kayseri'den
geçerek- tüm Anadolu'yu yalayıp lzmir'e, Adalar'a, Ro-
dos'a dek uzanan yumuşak, sıcak bir esinti.
Bu rüzgârla birlikte yeni bir uygariık, yeni bir kültür, yeni
bir yaşam biçimi! Aynı zamanda başlamakta olan ikinci bin
yılın hazırlayıcısı kutsal soluk!
Kimi zaman güçlenerek, kimi zaman engeller önünde kı-
rılıp yön değiştirerek, zaman zaman hız keserek, ama ana
doğrultusundan hiç sapmadan yaklaşık üç yüz elli-beş
yüz yıl sürmüş -farkiı bir çoğulluğun sesi olmuş- gümüş
esinti! Malazgirt'ten, Dandanakan'dan başlayıp Fetret dö-
nemi sonlanna dek zamana ve Anadolu yarımadasına
damgasını basmış.
Hep batrya doğru, hep büyük denize doğru yüzyıllarca
süren eşsiz, inanılmaz, renkli serüven! Uzun, çetrefil ve acı-
lı bir akış! Aslında, bu güçlü itişin arkasında "insan" yer al-
mış; tıpkı, önünde de akıncı, öncü insanın bulunuşu gibi.
Yadsınamaz bir yazgı, bu uzun yürüyüş!
Öyle ki sonunda siyasal dengeler değişmiş, diller değiş-
miş, din değişmiş, isimler değişmiş, kısaca "insan" değiş-
miş bütünüyle. Sonunda yeni bir siyasetle yeni bir yaşam
üslubunun tomurcuklan açılmaya başlamış değişik yerter-
de.
O dönemin beylikleri, sanki fethedilen Anadolu'nun akın-
a ve muhafız uçbeylen değıl de fetıh ıhalesınin bir çeşit ta-
şeronlan, Saltuklular, Mengücüklüler, Danişmendler, Artu-
koğullan, büyük göçün ya da batıya yürüyüşün ilk kafile-
leri, ilk iz açıcılari.. Uçbeylikleri, vatana dönüşen coğraf-
yanın sınır noktalannın toplumsal/askeri sorumlu birimle-
ri.
Bunlar çoğu zaman çevreyle savaşmış: Suriye ve Ana-
dolu Selçuklularıyla, Memlûklularia, Bizansla, Latinlerle,
Haçlılarla, Eyyubilerle, Abbası halifeleriyle, llhanlılarla, Gür-
cülerle. Kimi dönem de bırbirleriyle uğraşmışlar; birine kar-
şı öbürüyle bağlaşmaya girmişler.
Doğunun beyleri, batının beyleri ve deniz beyleri; bir de
ara yerde, ayağını Anadolu karasına sağlam basan -en
uzun ömürlü ve en güçlü beylik olan- Karaman Beyliği. ya-
nı sıra Isfendiyaroğullan, Eretnaoğullan ve Kadı Burhaned-
din Beyliği.
Işte, küçüklü-büyüklü on sekiz beyliğin 101 sikkesi, bir
süredir, Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde (Galatasaray) ser-
gilenmekte. Hem sergilenıyor hem de insanın ve erkin se-
rüvenini sergiliyor, bu kızıl-gümüş panltılı sikkeler. İnsanın
paralarda süregelmiş, paralaıia süregiden serüvenini ak-
tanyor yüzyıllardan yüzyıllara.
Yerleşikliğe, ekonominin gücüne, oturmuşluğuna; mül-
kün (sattanat) sürekliliğine, duyartı denge hesaplanna bağ-
lı kalarak, sikkelerin de kendine özgü "bakır çağı" var, "gü-
müş çağı" var. Kullanılan madene göre renkleri, gölgeleri
ve yansrttıkları ışıklar değışıyor. Aynca, her sikke, temsil et-
tiği inancın, felsefe ve dünya görüşünün; estetik anlayışın,
ekonomik değerin; geleceğe yönelik dileklerin, o beyliğe
ilişkin sanayileşme düzeyinin ipuçlannı, kanıtlannı ve tanı-
ğını da sergi izleyicisine sunuyor.
Yüz bir sikke, bir bakıma, kendi aralannda da belirli bir
çoksesliliği banndırmakta: Kimi çarpıcı, kimi alımlı ve şuh,
kimi bilge, kimi tarih kitabı, kimi banşçı, kimi savaşçı, kimi
Hıristiyan, kimi derviş, kimi ata ve ava düş'kün, kimi mito-
tojiye ya da balıklara; kiminde eski Yunan, Roma ya da Bi-
zans çizgıleri, çehreleri, motifleri yer almış; kiminde bir Uy-
gur başı. Kimisinde, yüzyüze çift hükümdar birbirini süzü-
yor, kiminde -Avrupa'dan nice yüzyıl önce- çift başlı im-
paratorluk kartalı, sert ve kurumlu bakışlarla, yeryüzü ölüm-
lülerini seyretmekte.
Bu arada, on dördüncü yüzyılla birlikte, esen rüzgâr cte-
ğişiklikler taşımış. önce bakırlann yerini gümüşler almış;
insan ve hayvan kabartmalan da soyut geometrik desen-
lere (daire, altıgen, kare, sekiz ya da dört dilimli daireler,
artı köşelı yıldız, üç yapraklı çiçek ve de güneş motifi) bı-
rakıyor yerini. Arapça isim, sıfat ve yazılara, sayılara (ya-
zıyla).
Bu arada, titizlikle korunan bir gelenek kuruluyor Sik-
kenın çevresine, dairesel olarak, dört halifenin ismi yazılı-
yor. Sonra, "kelime-i tevhid ve şahadet". öte yandan, il-
ginç bir başka özellik de, çoğunlukla arka yüzde yer alan
-genelde Bey'ı amaçlayan- bir dilek cümleciği: "Belâlar-
dan ve âfetlerden korunsun!", "Allah, mülkünü devamlı kıl-
sın!", "Gurvr, Allah'a mahsustur!" gibi.
Ya da özdeyişler: "Allah, kapılar açıcıdır", "Mülkünde-
vamlılığı, adaletle(mümkin)dir."
Serginin izleyiciye öğrettiği bir başka ders, özellikle gü-
nümüz Türkiyesi açısından, Beylikler döneminde Anado-
lu'nun her köşesinde para basılabildiği; sikke kesecek tek-
nolojik olanaklann ve insan kaynağının varoluşu.
Sikkeler sergisinin dördüncü (Osmanlı sikkeleri) bölümü-
nü beklerken, bu zor ve duyarlı girişimin yükünü üstlen-
miş Şennur Şentûrk,Samih Rrfat ve öteki görevlileri iç-
tenlikle kutlamak gerek. özellikle, Enis Batur'un genel gi-
riş yazısını (güzel bir deneme örneği) unutmaksızın...
İsveçli Ace of Base'e iki büyük ödül
• STOCKHOLM (Cumhuriyet) - ABD'de müzik dünyasmın
Grammy'den sonra ikinci en büyük ödülü American Music
Award'ın üç ayn daldaki ödüllennden ikısi, İsveçli band Ace of
Base'e verildi. Ace of Base, hem en 'iyi pop rock band'ı
olarak, hem de en iyi artistlik nedeniyle ödüle layık görüldü.
American Music Avvard'a aday gösterilebilmek için, her üç
kategoride en çok satan ilk üç CD'den en az birinin sahibi
olmak gerekiyor. Bu koşullar yenne getirildikten sonra 20 bin
kişiden oluşan dev bir jüri, oylamada bulunuyor. Daha önce ne
Abba, ne Roxette ve ne de Europe bu ödülierden ildsini aynı
anda almayı başarabilmişti. Ace of Base'den Ulf Ekberg ve
Jenny Berggren, önceki akşam yapılan görkemli törenle
ödüllerini aldılar. İsveçli gençler ilk kez, ülkemizde de çok
tutulan "All that you want" adlı parçayla ünlenmişlerdi.
• STOCKHOLM (Cumhuriyet) - Irlandalı yazar William
Trevors, Felıcia's Journey adlı son romanıyla ABD'de 30 yıllık
beklemeden sonra ilk kez "bestseller" listesine girerken,
Ingiltere'de de iki ayn ödül kazandı. Trevors, söz konusu
romanmda hamile bir kadının, Ingiliz toplumunun en dibine
nasıl yavaş yavaş indiğini anlatıyor. Felicia's Journey'e Ingılız
edebiyat dünyasmın saygın ödüllennden Whitebread ödülü
uygun görüldü; roman, kısa bir süre önce de Sunday Expres
gazetesi tarafından yılın en iyi romanı olarak seçilmiştı.
Irlandalı yazar, ödül gelirini tümüyle Büyük Brilanya'daki
evsizlere vereceğini açıkladı.