Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 SUBAT 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çok sayıda meslek odasının Izmir şubeleri, anayasanın 24. maddesine sahip çıkılması için kamuoyunu uyardı
Laildiğikoruma çağnsı•Izmir Baro Başkanı Kasım Sönmez, toplam 25 meslek
odası şubeleri adına okuduğu ortak basın açıklamasmda,
"Anayasada bu değişiklikleri değil yapmak, yapılmasını
önermek bile anayasa suçudur" dendi.
İZMİR (Cumhuri)et Ege Bürosu)
- TMMOB'ye bağlı odalann Izmir şu-
beleri, Izmir Barosu ve sağlık kuruluş-
lan, kamuoyunu anayasanın laildiği ta-
nımlayan ve koruma altına alan 24.
maddesinin değiştirilmesine yönelik şe-
riatçı akımlann girişimlerine karşı uyar-
dılar. Meslek kuruİuşlan, kamuoyunu
bu girişimlere karşı duyarlı olmaya ça-
ğırarak, bu yöndeki gelişmeler karşısın-
da gerekirse yûrüyüş ve mitinglerle ta-
vır alacaklannı bildirdiler. Kuruluşlar,
milletvekillerini laik ve demokratik
cumhuriyeti koruma yönünde tavır al-
maya çağırdı.
Izmir Barosu ve Izmir Tabip, Diş He-
kimleri, Yeminlı Mali Müşavırler, Ser-
best Muhasebeci Mali Müşavirler, Ec-
zacılar, Veteriner Hekimler odalan ile
TMMOB'ye baglı Makina, Çevre,
Elektrik, Gemi, Harita ve Kadastro, ln-
şaat, Jeoloji, Jeofizik, Kimya. Maden,
Metalurji, Orman, Tekstil, Ziraat mü-
hendisleri odalan fzmir şubelen. Şehir
Plancılan, lç Mimarlar ve Mimarlar
odalan Izmir şubeleri yöneticilen, dün
ortak birbasın açıklaması yaptılar. Oda-
lar adına Izmir Baro Başkanı Kasım
Sönmez'in okuduğu açıklamada, 12 Ey-
lül Anayasası'nda kısmen de olsa de-
mokratik değişiklikler yapan yasa öne-
risinin TBMM'ye verilmesınin Izmir
Meslek Odalan'nca olumlu karşılandı-
ğı, ancak bu gelişmeden yararlanmak
isteyen şeriatçı odaklann laiklik ilkesi-
ni yok etmek için fırsat kolladıklannm
da gözlendiği belirtilerek şöyle dendi:
"Bilimi, aydınlanmayı ve özgürlüğü
reddeden bu odaklar, oy avcısı sözde li-
beral politikacılarca \ıllardan beri koru-
nup kollanmış ve nihavet demokratik ve
laik cumhuriyetiçin bir tehdit haünegel-
mişlerdir. Bir vandan halkın yüzde
99'unun Müslüman olduğunu önesüre-
rek bunu karanlık amaçlarına gerekçe
yaparken, diğer vandan halkı "ınanan-
lar- ınanmayanlar' di>e ikiye bölen, ay-
dınlanmı/ın tek tek katledilmelerine >a
da topluca >akılnıalarına alkış tutarken
'inananiara zuliim vapılıyor' diyebiien,
Bosna halkının acısını dolara ve marka
dönüştürürken topluma ahlakdersi ver-
meye kalkan zihniyet. şimdi de anaya-
sanın laikliği tanımla>an ve koruma al-
tına alan 24. maddesini değiştirmek için
güişimlerde bulunmaktadır."
Şeriatçı odaklann anayasada yapma-
yı düşledikleri değişıkliklerle **din dev-
leti kurulması yolunun açılmasuu, 'her-
kesin inandığı gibi yaşaması' perdesi
altında laik hukuk sistemine son verme-
yi, kisilerin devletin yasalanna göre de-
ğil, mollalann, tarikat şeyhlerinin fetva-
lanna göre davranmalarmın yolunu aç-
mak" ıstedikleri vurgulanan ortak basın
açıklamasmda şu görûşlere yer verildr
"İnancını yerine getirmek olan ibadet
özgiiriüğü ile inandığı gibi >aşamanın
farklı ka\ramlar olduğunu bilmezden
gelip, özgürlük havarisi kesilmektedirler.
Eğer bu kural anayasava girerse, artık
insanlar "ben böyle ınanıyorum, böyle
yaşamak istiyorum' deyip kendilerince
meşm gördükJeri herşeyi yapabüecek-
lerdir. Başta Medeni Kanun olmak üze-
re çağdaş yaşamı düzenleyen her yasa
anayasaya aykırı hale gelecektir. Mede-
ni hukukun yeriniinanç hukuku abcak-
ör."
Anayasada bu değişiklikleri değil
yapmak, yapılmasmı önermenin bile
anayasa suçu olduğu kaydedilen ortak
açıklamada. "Çünkü devletin laik oldu-
ğu ilkesi anayasanuı değjştirilemez, de-
ğiştiriunesi teklif bile edilemez hiiküm-
leri arasındadır" dendi.
Üç-beş oy uğruna!
Ortak açıklamada, laik düzene bağlı
olduklannı öne siiren tüm partilerin li-
derlerine ve mi I letveki Ilerine şöyle ses-
lenıldi "C'ç beş o> uğruna şeriatçıiann
önerdilderi değişikliklere destek verirse-
niz bovunlannda şeyhülislamın idam
fetvalanyla savaşan Kurtuluş Savaşı şe-
hitlerinin kemikierini sızlatırsınız. L)ç
beş oy uğruna bu konuda pazartığa gi-
rerseniz, devletin temel direğini çökertir-
siniz ve oluşacak yıkıntının altında ka-
lırsınız. Üç beşoy uğruna karanlığa, şid-
dete, aküdışılığa prim verirseniz sadece
anayasa suçu işlemekle kalmaz, çocuk-
lannıza ve torunlannıza karanlık bir
Türkiye'yi miras bırakırsınız. Gazi
Mustafa Kemal'in kurduğu TBMM'nin
sağduvulu üyelerinden demokratik ve
laik cumhuriyeti koruma yönünde tavır
bekliyoruz."
Zamlar, mart ayında başhyor
Hastane ücretlerine
yüzde 80 zam
• SSK, devlet ve üniversite hastanelerinde en az 10
milyon liraya yapılan basit bir arneliyatın fiyatı 18
milyon lira olacak. Devlet ve üniversite
hastanelerinde normal doğum 500 bin lira, sezaryen
ise 2 milyon lira olarak gözükmesine karşın birçok
masrafla bu fiyat normal doğumda 7, sezaryende
14 milyona çıkıyor.
HÜLYATOPCU
Tedavi ve ameliyat masraflan-
nın astronomik boyutlara ulaştı-
ğı özel hastanelerin "yakının-
dan" bile gecemeyen ortadirek.
artık mart ayından itibaren üc-
retlerine zam yapılacak olan dev-
let, üniversite ve SSK hastanele-
rine de gidemeyecek duruma
düştü. SSK, devlet ve üniversite
hastanelerinin resmi tarifelerine
mart ayından itibaren en az yüz-
de 80 zam beklenıyor. Buna gö-
re 10 milyon liraya yapılan en
basit ameliyatın fiyatı 18 milyon
lira olacak.
Türkiye'de saglık sorununun
önemli birbölümü hastanelerden
kaynaklanıyor. Devlet hastane-
lerinde muayene ücreti "resmi
tarife" 50 bin lıra olarak görünü-
yor. Oysa vatandaşlar bu ücret
karşılığında tedavi olmak birya-
na, rahatsızlıklannın "adjnı" bi-
le öğrenemiyor. Ameliyatların
birçoğu ekipman yetersizliği ne-
deniyleyapılamıyor. Devlet has-
tanelerinde resmı. tarifelerde
apandisit gibi "orta" olarak nıte-
lendirilen ameliyat fiyatı 2 mil-
yon 300 bin lira, akciğer gibi
"büyük" ameliyatlar 3 milyon
500 bin lira olarak belirlenmiş.
Ancak hastalar, hiçbirzaman bu
fiyatlara ameliyat olamıyor. Bu
rakamlara anestezi, ilaç, refakat-
çı. bağış. yatak ve ilaç ücreti ek-
lendiğınde apandisit 8 milyona,
akciğer amelıyatı ise 10 milyon
liraya kadar çıkıyor.
Üniversite hastanelennde ise
resmi tarifeye göre ameliyat üc-
retleri şöyle:
Basit ameliyatlar bir milyon.
orta ameliyatlar 2 milyon 300 bin
lira, büyük ameliyatlar 3 milyon
500 bin lira, organ nakılleri ve
açık kalp ameliyatlan 8 milyon
lira.
Ancak hastalann hiçbiri bu fî-
yatlar üzerinden ameliyat olamı-
yor. Üniversite hastanelerinde
anestezi, ilaç fiyatlan, öğretim
üyelerinin ücreti faturalara ekle-
nince örneğin 3 milyon 500 bin
lira olan basit ameliyatların fi-
yatı en az 12 milyon liraya çıkı-
yor.
Devlet ve üniversite hastanele-
rinde normal doğum 500 bin li-
ra, sezaryen ise 2 milyon lira ola-
rak gözükmesine karşın birçok
masrafla bu fiyat normal doğum-
da 7, sezaryende 14 milyona çı-
kıyor.
Muayenenin 400 bin liradan
başladığı ve milyonlara ulaşrığı
özel hastanelerde en basit ame-
liyat 4 milyon liradan başhyor.
Özel hastalere ûcretlerini sordu-
ğunuzda kimi normal doğum
için 6 milyon lira derken kimi
hastane de 40 milyon lira diyor.
Sezaryen ise bazı özel hastane-
lerde 15 milyona yapılırken ba-
zısında da 80 milyona yapılıyor.
By-pass ameliyatına giren bir
hasta ise özel hastaneden çıkar-
ken yaklaşık 500 milyon lira
ödüyor.
Mart ayından itibaren ise ge-
rek üniversite, gerekse devlet
hastenelerine yapılacak olan en
az yüzde 80'lik zam şu andaki
faturalan ödemekte zorlanan dar
gelirlileri, muayene bile olamaz
hale getirecek.
SSK hastanelerindeki 'hasta' man/aralan >ıllardır gösrerimde olan fîlm gibi-. Sabahın erken saatlerinde hastaneye geleceksiniz.
Eğer sıraya girebilirst'niy ve doktora uiaşabiürseniz muayene oJacaksmız.
Hasta olmakkolay, tedavisizor
AYKUTKÜÇÜKKAYA
lstanbul"da hasta olmak kolay, ancak
hastane kapısından içenye adım atıp tedavi
olmak zor... Bu iddiamız, özellıkle
tstanbul'daki SSK hastanelennin önünde
hemen her sabah yaşânan manzaralarda
"gerçeklik"kazanıyor. Yıllardır gösterimde
olan bu film hıç vizyondan ınmeyecek
gibi... Işte, insanı "hasta" edecek kadar
derinden yaralayan hastane manzaralan...
Sabahın erken saatlerinde hastaneye
geleceksiniz. Kışın soğuğunda. yağmurun
altında polikliniğın kapısında
bekJeyeceksinız. Eğer sıraya girebilirseniz
ve doktora ulaşabilirseniz muayene
olacaksınız. Doktor göz ucuyla size
bırkaç dakika baktıktan sonra teşhisi
koyacak. Sonra ilaç kuyruğu. ödeme
kuyruğu... İlaç ku>Tuğundasınız ve tam
sıra size gelecek. O da ne? Memurun
mesaisi bitmış. Hastalığınızın tedavisi için
gittiğiniz hastane "ziyaretiniz" yanda
kaldı. Haydi eve... Gereksiniminiz olan
ilaçlan alabilmek için ertesi gün yeniden
gelmek üzere!
Peki hastalar ne diyor? Sabahın beşinden
itibaren Okmeydanı SSK Hastanesı
polikinliğinin önünde sıraya giren yüzlerce
hasta, patlayan flaşımızın ardından
başhyor derdini anlatmaya. "Bir dokun
bin an işifmisali:
Mehmet Erduran'ın yüksek tansiyonu var.
Bir korku ya da heyecanda hemen
hastalanıyormuş. Erduran, doktorunun
oğluna söyledifi sözleri aktanyor:
u
Doktor oğluma babanın tansiyonunu e\dc
düşürelim deraiş. Oglum doktor değil ki
benim tanshonumu evde düşürsün.
Hastaneve on beş giinde bir geüyorum, o da
doktoriara çok geliyor herhaMe."
Yaşlı bir teyzenın yanına yaklaşıyoruz.
"Oğlum adımı söylemeyeyim ama,
dediklerimi dujunca küçiik dilini
yutacaksuT diyor. Ve hemen sözlerine
başlıyor: "Ben ilk mua>enemi 11 ocakta
oldum. Kalp rahatsızüğun var. Fiunler
çekildi. elektrom aJındı; ama yirmi günden
bu >ana sıra numarası alıp muayene
olamıyorum. Hastaneye ilk gün geldiğünde
merdivenJeri zor çıkrvordum. Şimdi
inanmavacaksınız ama, >okuşu bile rahat
çıkıyorum. Anlayacağınız doktora
çıkmadan kendi kendime iyileştim."
Yanımıza yaklaşan yaşlı amca ise bize,
Kemal Sunal filmlenne konu olacak
niitelıkte biryanlışlığı anlatıyor. "Esim
Esma Efe'nin röntgen filmini gidip Esma
Kök adlı diğer bir hastaya vermişler. tki
gündür sadece eşimin filmi için buraya
geli>orum. Biz .vanüşbğı fark ettik,
muayene olmadık, Vanlış filmle Esma Kök
tedavi olduysa o zaman ne oiacak?"
tZMtR
Mumcu
ödülleri
açıklandı
tZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- Atatürkçü Düşünce
Derneği Izmir Şubesi tarafında-
nUğur Mumcu anısına düzenle-
nen düşünce ve düzyazi yanşma-
lannda derece alanlar açıklandı.
Uğur Mumcu'yu anma etkin-
likleri çerçevesinde gerçekleşti-
rilen "AraşOrmacıGazeteciBkve
Gazetecinin Sommlaluğu1
' ko-
nulu düşünce yazısı yanşmasına
Türkıye genelinde iletişim falcül-
tesi öğrencilerinin geniş katılımı
gözlendi. Bu yanşmada jüri, bi-
rinciliğe değer eser bulamazken
EÜ iletişim Fakültesi Gazeteci-
lik Bölümü yüksek lisans öğren-
cisi Ismail Kızılbav "Araşörma-
cı Gazetecilik ve Türkiye'deki
Durumu"yazısıyla ikinci, GÜ
İletişim Fakültesi Gazetecilik
Bölümü 4. sınıf öğrencisi Derya
Erdem"Basmın Sorumhılugu ve
Sorunlan" yazısıyla üçüncü ol-
du.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Izmir Şubesi"nin düzenledigi
"Uğur Mumcu Sevgbi"konulu
düzyazı yanşmasında ızmir'den
emekli öğretmen AH Kaya "Vu-
rukhık Ey Halkım l'nutma Bi-
zü" yazısıyla birinci, DEÜ öğ-
rencisi Serkan Aksüyek, "Nuru-
osmaniye'nin Zinciri" yazısıyla
ikinci, EÜ Tarih Bölümü öğren-
cisi Coşkun Türkan da "Işığı Sü-
recek" yazısıyla üçüncü oldular.
Yanşmada "Büyüklere Masal-
lar" yazısıyla Deniz Lisesi orta
1 .sınıföğrencisi AyşePınar Köp-
rücü'ye mansiyon verildi.
Validen Erdoğan'a engel
• Istanbul Valisi Kozakçıoğlu,
Tayyip Erdoğan'ı belediyeye ait
senet ve mülklerin satışında tek
yetkili kılan kararnameyi geri
çevirdi.
MEHMET DEMİRKAYA
Istanbul Valiliği, RP'lı Istanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanını Tayyip Erdoğan'ı,
belediyeye ait mülklerin kiralanması ve şa-
tışı ile belediyeye ait hisse senetlerinin sa-
tışı konusunda *4ek yetkfli" kılan kararna-
meyi geri çevirdi. Belediye bütçe kararna-
mesinin \alilikte incelenmesi sırasında. be-
lediye meclisine ait olan belediyeye ait
mülklerin satışı ve kiralanması yetkisinin
Erdoğan'a verilmek istendiği anlaşıldı. Bu-
nu yasaya aykın bulan valilik. kararname-
yi değiştirdi. Erdoğan'a böyle bir yetki ve-
rilmek istenmesini "çoktehükeli" bulan uz-
manlar. Turing Otomobil Kurumu'ndan alı-
nan tarihi köşk ve kasırlann yanı sıra çok sa-
yıda mülkün amaç dışı kiralanıp satılabile-
ceğine dikkat çektiler.
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 37
trilyonluk 1995 yılı bütçesi Istanbul Valili-
ği tarafından değiştirilerek onaylandı. İlk
etapta belediye ve valilik yetkilileri arasın-
daki "yetki tartışmasr gibi gözüken olayın
arkasında Erdoğan'ın "tekyetld'"isteğinın
bulunduğu anlaşıldı. Erdoğan, valıliğin büt-
çeyi onaylamamasını "saçmalık''olarak ni-
teledi. Valilik, bu eleştiriier karşısında ilk
anda suskunluğunu korurken daha sonra ne-
den bütçeyi değiştirdiklerini açıkladı.
Yetki devri
Istanbul Valiliği ile RP'lı Büyükşehir Be-
lediyesi arasında 27 Mart 1994 tarihinden
bugüne süregelen yetki tartışması belediye
bütçesinin onaylanmaması ile doruk nokta-
sına ulaştı. Istanbul Vali Yardımcısı Hay-
dar Şen, bütçede olimpiyat payı dışındaki
değişiklikler ile gerekçelerini şöyle açıkla-
dı:
"Büyükşehir belediye meclisine ait olan
bazı yetkDeri belediye başkanına devretmiş-
Onaylansaydı ne olurdu?
İstanbul Haber Servisi - Iscanbui
Valiliği "nın değiştirerek onayladığı
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
bütçe karamamesi degiştiriîmeden
onaylansaydı neler olurdu?
Kararnamede değiştirilen bölümlerde,
aslında Büyükşehir Belediye Meclisi'ne
ait olan belediyeye ait müJkİerin satışı ve
kiralanması yetkisi RPli Tayyip
Erdoğan'a devTediimiş olsaydı. Erdoğan
bunları istediği kişi ya da kuruluşlara
satıp kiralayabilecekti. Uzmanlar,
Erdoğan'a bu yetkinin veriimesi
halinde belediye sarayını bile satma ya
da kiralama hakkına sahip olacagına
dikkat çekiyoriar.
Bu mülkler arasında Türkiye Turing ve
Otomobil Kurumu'ndan geçen ay
devralınan Yıldız Parkı ve Emiıgân
koruluğu ve içindeki köşkler, kasırlar ile
Çamlıca Tepesi, belediyeye ait kat
karşılığt yaptınlan yüzlerce daire, villa,
dükkân, sosyal tesıs. hizmet bınaJan,
spor alanlan ve tesisleri de yer alıyor.
ler bütçe kararnameshie. Nedir diye sorar-
sanız bu yetkiler; büyükşehir belediyesinin
gayrimenkullerinin belediye başkanı tara-
findan, demeklere, vakıflara ve başka kuru-
luşlara intifa hakkı devri, kiralanması, 49
yillığına kiralanması vehatta satılması gibL.
Bütçe karamamesiyle başkana de> redilmek
istencn yetkiler büyükşehir belediye mecli-
sine aiftir, meclis kullamr bu \etki\ i. Biz bu-
nu düzelttik ve tadilen tasdik ettik.
Btından sonra ne olur? Biz bütçeyi tadi-
len tasdik ediponlara gönderdikten sonra 20
gün içinde idari yargıya başvurabilirler.'"
Valilik aynca, bütçe kararnamesinin 27.
maddesi ile belediye başkanına devredil-
mek istenen, "şirketlere ayni ve nakdi ser-
maye karşılığı ortak ve hissedar olmaya, or-
taklık için gerekli ödemeleri bütçeden kar-
şılamaya, belediyenin iştirak halinde bulun-
duğu şirketlerdeki payları ile belediyeye ait
hisse senetlerinin devri, satışı" yetkısini de
yasaya aykın bularak onaylamadı.
Eski Istanbul Büyükşehir Belediyesi Baş-
kanı Nurettin Sözen, kendi dönemlerinde
valıliğin onaylamadığı ya da tadilen onay-
ladığı şeyler olmadığı. ancak bazı konular
hakkında açıklamalar ıstendiğini söyledi.
'OUmpiyat düzenleme payı'nın bütçeye
konmasınm bir yasal zorunluluk olduğunu
belirten Sözen, diğer değiştirilen konulara
ilişkin, "Kanun yetki venntş. Onaylar ya da
onaylamaz, vilayetin bileceği bir iş. Çok açık,
hem onu onaylamaz hem de Meclis karar-
lannı onaylamayabilir" dedi.
Meclis'e ait yetkilerin başkana devredil-
mesinin negibi sonuçlardoğuracağına iliş-
kin ise Sözen şunlan söyledi:
"Körü niyetii bir insansa tabü bunu çok
körü kullamr. İSKİ binasının satışını konu-
şu>oıiar. Bu olacak şey mi? Hatta bir kısmı
boşaltılmış. Hatta giriş katının Ihlas'a verit-
diğîne dair söylemter var. Bu söylemler be-
nim kulağıma geldigine göre tabüvalinin ku-
lağına da gidivor. Parasızlık vardır diye bu
bina satılır mı? O zaman büyükşehir bele-
diye binası da sahlsın. Bunun sonu yok."
'Vasayı etkılerse olumlu'
Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şu-
besi de belediye başkanlannın, Meclis'in
yetkilerini kendilerinde toplayarak hertür-
lü denetimden uzak keyfi uygulamalar ya-
pabildiklerini açıkladı. Şube Başkanı Oktay
EkincL şunlan söyledi:
"BeJedivelerin merkezi vesayet altında ol-
masına öteden beri karşıyız. .Ancak,3030sa-
yüı Büvükşehir Belediyeleri Yasası.yerelyet-
kilerin monarşik bir anlayışla ve sadece baş-
kana bağlı olarak kullanılması gibi antide-
mokratik hükümler içeriyor.
Valiliğin bu tavn,eğer söz konusu y^sanın
da degişmesine erki ederse, olumlu olur."
GAZtAJVTEP
250
öğöğretmene
soruşturma
GAZİANTEP (ANKA) -
Türkiye genelinde
memurlarca gerçekleştirilen
bir günlük iş bırakma eylemi
sırasında Gaziantep'te derse
gırmeyen 250 öğretmen
hakkında soruşturma açıldı.
Eğit-Sen Gaziantep
Şubesi Başkanı Hasan
Kocaaslan yaptığı
açıklamada, suç işlediklerine
inanmadıklannı belirterek,
"Biz hak istedik, yerine ceza
ile karşılaştık" dedi. Milli
Eğitim ll Müdürlüğü'nce
haklannda soruşturma
başlatılan 250 öğretmenin
ifadelerini devletin
belirleyeceği avukat eşliğinde
vermek istedıklerini
kaydeden Kocaaslan, bu
isteklerine henüz yanıt
gelmediğini kaydetti.
Kocaaslan, Gaziantep'te
eyleme katılan memurlar
arasında yalnızca öğretmenler
için soruşturma açıldığını,
kendilerine verilecek olan
hıçbircezayı kabul
etmeyeceklerini bildirdi.
GALERI • ATÖLYE
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Düşünceye Özgürlük...
Bir hafta kadar önceydi. Şanar Yurdatapan gazetede-
ki odama geldi. Görüşlerimiz birbirini ne kadar tutar bile-
miyorum. Ama sanırım, en azından temel bazı konularda
aynı görüşteyiz.
Yurdatapan, bir "çağn" getirdi: "Düşünce Suçuna (!?)
Karşı Girişim Çağnsı". Desteklenmesi gereken, hoş bir
çaba.
Bu işe girişen arkadaşlann dile getirdikleri üç talep var.
Kendi ifadeleriyle;
"1- Bu çağnyı, imza formunu ve 'Ben ne yapabili-
nm.'başlıklı yazıyı bir bütün olarak bir hafta boyunca sü-
rekli yayımlamanız,
2- Haberci iseniz gelişen haberierinizle, köşe yazarr ise-
nizyazılannızla destek olmanız, (Katılımcı sayısının her ge-
çen gün zenginleşmesi, size bu olanağı kendiliğinden sağ-
layabilir),
3- Kendi adınızı ve imzanızı katılımcılann arasına kata-
rak daha da güçlenmemize katkıda bulunmanız..."
Bu taleplerden üçüncüsünü hemen yerine getirdim ve
imzamı memnuniyetle attım. Zaten geçenlerde benzer bir
şey Doğu Perinçek'in mahkûmıyet kararı ile ilgili olarak
da yapılmıştı.
Bu yazıyı kaleme aldığıma göre, ikinci talebi de yerine
getirmiş oluyorum.
Birinci talep ise, beni aşıyor elbette. Bunu gazeteyi yö-
neten arkadaşlanmız düşünsün. Ama bizim gazetenin za-
ten çok kısıtlı olan sayfalannda böylesi uzun bir yazı, bir
hafta boyunca yayımlanabilir mi bilemiyorum.
Kaldı ki "kimilerinin" ifadesine göre bizim gazete, zaten
"az satan" bir gazete ve gene bu muhteremlerin deyişle-
rıyle "resmi ideolojinin sözcüsü" durumundayız. Bize bu
sıfatları layıkgörenler, kendi, "çoksatan" gazetelerinde bu
çağnyı, bir hafta boyunca yayımlatıriar herhalde. Zaten bu
arkadaşlar, lafta "devrimciliği" kimseye bırakmazlar. Ama
iş işleme geldiği zaman, Cumhuriyet gazetesini bekleme-
ye başlarlar.
Bu arkadaşlar arasında çok ilginç insanlar var. Her tür-
lü özgürlüğün (lafta) bayraktartığına sıvanırlar, ama sıra
"örgütlenme özgürtüğüne" gelince pas geçerler. Oysa ki
biraz aşağıda da değineceğim üzere, örgütlenme özgür-
lüğü olmaksızın, düşünce özgürlüğünden söz bile edile-
mez.
Bu nasıl bir anlayıştır ki; "Düşünce özgürlüğüne evet, ör-
gütlenme özgürtüğüne hayır..." kendileri sendikalanna üye
olamadıklan gibi, sendikaya gireni de kapıya koyarlar. Baş-
kalarının iş güvencesi söz konusu olduğu zaman, mangal-
da kül bırakmazlar. Ama kendilerinin iş güvencesi yoktur.
Gruplar halinde o gazeteden bu gazeteye, o dergiden bu
dergiye dolaşır dururlar. Ve bunlar kendilerine anımsatıldı-
ğı zaman da bin dereden su getirirler. Çok "ibretlik" olay-
lar bunlar. Ama konumuz bu değil.
Düşünce özgürlüğü, yalın bir özgürlük değildir. "önce-
si" ve "sonrası" vardır. Oncesi denildiği zaman, insanların
düşünebilme "yetisini" kazanabilecekleri ortam ve koşul-
lar göz önüne alınmalıdır.
Sonrası denildiği zaman ise; düşüncenin "açıklanması",
"yayımlanması" ve o düşünce doğrultusundaki insanların
"örgütlenmesi" söz konusudur. Ancak bu alanlarda özgür-
lük varsa, düşünce özgürlüğünden söz edilebilir,
Eğer açıklanamazsa, yayımlanamazsa ve o düşünce
doğruttusundaki insanlar örgütlenemezse; o düşünceleri
nasıl duyabiliriz, nasıl değerlendirebiliriz ve (sırasında) na-
sıl eleştirebiliriz?
Bir düşüncenin haklı olup olmadığının anlaşılabilmesi
için, en azından o düşüncenin dile getirilmesi, yazıya dö-
külmesi gerekir. Nerede yaşıyoruz ve hangi çağda yaşıyo-
ruz?
"Yaşar Kemal haklı mı, haksız mı?" diye başlayan bil-
dirideki bazı hususlar pek de hoşuma gitmedi. Gttmez git-
mez... Zaten bildirideki ifadesiyle, "Aynayn düşünmek, he-
pimizin hakkıdır." Fakatbu bildiri ve girişim desteklenme-
lidir.
Bildiri şöyle sona eriyor:
"... içeriğini onaylasam da onaylamasam da; sırf 'düşün-
celeri açıklama özgürlüğüne' duyduğum saygı gereğı ola-
rak, yasal baskı altına alınmak istenen düşüncelehn tümü-
nünaltına imzamı atıyorum. Bu imzayüzünden bana ver-
ilebilecek her türlü cezayı onurta taşıyacağımı duyuruyo-
rum..."
Abdi ipekçi 16 yıl önce öldürülmüştü
Gazeteciler
'gazeteci'yi andı
•Abdi ipekçi dün, öldürülüşünün 16.
yıldönümünde Zincirlikuyu Mezarlığf ndaki kabri
başında anıldı. TGC Genel Başkanı Nail Güreli
anma töreninde yaptığı konuşmada 'Bu karanlık
cinayetin hâlâ karanlıkta kalması, hukuk
devletimiz ve demokrasimiz açısından bir
eksikliktir' dedi.
İstanbul Haber Servisi - Llğ-
radığı silahlı saldm sonucu.
1979 yılında aramızdan aynlan,
Milliyet Gazetesi Genel Yayın
Müdürü \e Başyazan Abdi
İpekçi dün, öldürülüşünün 16.
yıldönümünde Zincırlikuyu
Mezarlığı 'ndaki kabri başında
anıldı. Törene, Abdi Ipekçi'nin
eşi Sibel İpekçi. kızı Nükhet
Izet, torunu Ale\' Izet ile çok sa-
yıda gazeteci katıldi. Abdi İpek-
çi Ödülü Atina Sekreterliği adı-
na. Dr. Andreas Politakis bir çe-
lenk gönderdi. Türkiye Gazete-
ciler Cemiyeti Başkanı Nafl Gü-
reli ise anma töreninde yaptığı
konuşmada, Abdi ipekçi cina-
yetinin aydınlatılamamasından
ötürü. hukuk, demokrasi ve can
güvenliği adına mahcubiyet
duyduğunu söyledi. Güreli.
"Bu karanlık cinayetin hâlâ ka-
ranlıkta kalması, hukuk devle-
timiz ve demokrasimiz açısın-
dan bir eksikliktir. Onun ülke
sorunlanna. meslek ilkelerine,
bu mesJeğe. basına bağlıuğı ba-
kımından da onun eksikliğini
hissediyonız" dedi. ipekçi'nin
sakın. kararlı ve çözümler üre-
ten bir ınsan olduğunu anımsa-
tan Güreli, aynca "Demokrasi
ve banştan yanaydı. Aydın ol-
manın sorumluluğunu vaşama
geçiren. toplumlara > ansıtan bir
kişiliğe sahipti. Onun öğrencisi
olmuş bir gazeteci olarak düşü-
nüyonım, aradan geçen 16 yıl
içinde Muammer Aksoy'lann,
Bahriye Cçok'lann, Uğur
Mumcu'lann, son olarak da
Onat Kutlar'ın faillerinin hâlâ
bulunamamış olması karşısın-
da onunla beraber çalışsaydık.
acaba artık bütün bu faili meç-
hul cinayetler karşısında (faili
meçhul değil, faili devlet) diye
bir manşet atar mıydı? Sanıyo-
rum ki, o yine sorumluluğuyla
ve vakur kişiliğiy le bize sahip
çıkardı" şeklinde konuştu.
293 8 9 78 (3HAT)
ÇOPERA)
SANAI CAIC » I S I
SAİT GÜNEL
Suluboya Reslm Sergisl
l6 0uk 95 -
Haricıye Konajı Sok. S»gl* Apl
No 1 TakSdnTH 0212-249 92 M
FAHRİ SÜMER
R e s i m S e r g i s i
MOcok - lOŞubot '95
'«.'!•• H'fiK t«K ltı»H 11 0» 11 00 ı m «*h
ttspelıre Aytaı Cad 1*1 Apt No 26/6 inmt
Tel 10212) 269 80 14
KARMA
SEROt
1 Şubat'95 - 1 Mart '95
U n Galeri Lebriz
Eytan C»d Apk H M Apt. No 16/2
Nısantas'Tel (0-212)240 2182